fluvoxamine generique colchicine generique rhinocortstromectol generique luvox cordarone coreg coridil corpamil corprilin corpriretic corticotherapique cosaar plus cotrim coumadin cozaar crestor crixivan cyclogyl cycrin cyklokapron cymbalta cytotec cytoxan dalacin c dalacin t dalacin v danatrol danocrine daonil deflamat deltasone demadex demolaxin dentomycine depakine chrono depakine depakote depo provera dermestril dermovate deroxat desogen desoren desyrel detrol la
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » Arama Sonuçları

28 Sonuç - Yeni Arama
Sayfa (2): (1) 2 weiter >
Gönderen Mesaj
Konudaki Mesajlar: YARDIM LÜTFEN
tahahalit su an offline tahahalit  
YARDIM LÜTFEN
39 Mesaj -
SÝteye resim yüklemek istiyorum fakat bir türlü yapamadým yardým ederseniz sevinirim
Allaha emanet olun
Gönderme Tarihi: 07.10.2006 - 07:24
tahahalit üyenin diger mesajlarini ara tahahalit üyenin Profiline bak tahahalit üyeye özel mesaj gönder tahahalit üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: Konu icon NERELİYİZ ARKADAŞLAR
tahahalit su an offline tahahalit  
KASABALI
39 Mesaj -

Nihayet bir Kasabalý Görebildik forumda yanýlmýyorsam.
Hoþ gelginiz
ben Turgutluluyum ancak Ahmetlide ikamet ediyorum
AE selamlarGüle Güle


Gönderme Tarihi: 07.10.2006 - 06:59
tahahalit üyenin diger mesajlarini ara tahahalit üyenin Profiline bak tahahalit üyeye özel mesaj gönder tahahalit üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: Konu icon şehsadeler yetiştiren MANİSA
tahahalit su an offline tahahalit  
Konu icon    şehsadeler yetiştiren MANİSA
39 Mesaj -

manisamýzdan görünümler

Güle Güle
Gönderme Tarihi: 24.09.2006 - 15:48
tahahalit üyenin diger mesajlarini ara tahahalit üyenin Profiline bak tahahalit üyeye özel mesaj gönder tahahalit üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: MÜZİK DİNLEMEK HAKKINDA... GÖRÜŞLER
tahahalit su an offline tahahalit  
Müzik
39 Mesaj -
Müzik
Soru:
Müzik dinlemek ve enstrüman çalmak caiz midir? Kimisi ‘þehvete ve isyana götürmeyen müzik caizdir, dinlenebilir’ ve ‘eþyada ibaha esastýr; her türlü enstrüman çalýnabilir’ derken kimisi de Peygamberimizin(sav.) sadece defe izin verdiðini söylüyor. Bu baðlamda ney’e bile karþý çýkýyorlar. Ayrýca -metni tam hatýrlamamakla beraber- müzik yapmanýn fýsk, sesinden zevk almanýn küfür olduðu þeklinde bir hadis duydum. Bu konudaki hüküm nedir?
Cevap
*Günümüzde hakkýnda en çok soru sorulan ve cevap verilen meselelerden biri olmasý, müzik dinlemenin hükmünün net olarak açýklýða kavuþturulduðunu söylememize ne yazýk ki yetmiyor. Konu hakkýndaki sorular ve cevaplar yaygýnlaþtýkça, adeta kafa karýþýklýðý da artýyor.
Gerek basýlý eserlerde, gerekse internette konuyla ilgili olarak bol miktarda delil ve yorum mevcut olduðundan, burada bunlarý bir defa da benim tekrar etmem zait olacak. Bu itibarla ben burada, müzik meselesine saðlýklý bakýþ açýsýnýn zeminine dair birkaç þey söylemeyi tercih edeceðim.
Her þeyden önce þunu söyleyelim: Dinimizin “haram” kategorisine girdiðini belirttiði hususlar iki kýsýmdýr: Li aynihî (bizzat kendisi) haram olanlar ve li gayrihî (kendisi helal olduðu halde harama götürücü olduðunda) haram olanlar.
Birincilere domuz ve þarap örnek olarak gösterilebilir. Haramlarý mübah kýlan “zaruret” hali ve miktarý dýþýnda bu kategori her zaman ve zeminde haramdýr.
Ýkincilere en iyi örneklerden biri müziktir. Düzenli, ahenkli ve güzel ses bizatihi kötü, yerilmiþ ve haram deðildir. Aksine, mesela Efendimiz (s.a.v)’in Kur’an’ýn teganni ile okunmasýný ve sesle süslenmesini teþvik buyurduðunu biliyoruz.1
Þu halde ahenkli ses tek baþýna haram ve yerilmiþ olmadýðýna göre, müziðin ancak ilave bazý arýzî özellikler taþýmasý durumunda haramlýðýndan bahsedebiliriz ki bu, en genel ifadesiyle “herhangi bir gayrimeþru þeye teþvik etmek” þeklinde olabilir.
Bu özelliði taþýmadýðý sürece müziðin de müzik aletinin de bizatihi haramlýðýndan söz etmenin isabetli olmayacaðýný söyleyebiliriz.
Öte yandan bizim geçmiþimizde müziðin farklý sahalarda etkin biçimde kullanýldýðýný biliyoruz. Mesela bütün haþmet ve fonksiyonelliði ile Mehter Müziði, ya da bazý klasik makamlarýn kimi psikolojik hastalýklarýn tedavisinde kullanýlmasý yahut ilahi formundaki beste ve güfteler…
Bununla birlikte konunun þu boyutunu gözden uzak tutmamak durumundayýz: Günümüzde müzik, geçmiþteki gibi kendi sýnýrlý sahasý içinde icra edilen ve hayatýn diðer alanlarýyla pek ilgisi olmayan bir uðraþ olmaktan çýkmýþtýr. O, yerine göre bir hayat tarzýnýn ifadesi, bir ideolojinin dýþa vurulmasý, bir propagandanýn yan unsuru, bir dünya görüþünün terennümü olarak vazgeçilmez bir rol oynamakta, artýk onun, kitleleri sürükleyen ve sýnýr tanýmayan gücüne kimse bigâne kalamamaktadýr.
Müzikte kadýn sesi ya da enstrüman çalma konusunda söylenmesi gerekenler de yukarýda çizdiðim çerçeveye dahildir. (Bu arada müzikte kadýn sesi konusunda nefis bir araþtýrma için þu adrese bakmanýzý tavsiye ederim: http://www.darulhikme.org.tr/makale/atr01.htm#_ftnref3)
1- el-Buhari, “Tevhîd”, 32, 52, “Fedâilu’l-Kur’ân”, 31; Müslim, “Müsâfirûn, 232, 236; Ebû Dâvûd, “Vitr”, 20; en-Nesâi, “Ýftitâh, 83; Ýbn Mâce, “Ýkame”, 176; ed-Dârimî, “Salât”, 171; Ahmed b. Hanbel, IV, 146…

Bir önceki yazýda söylenenlerden ortaya çýkmýþ olmalýdýr ki, “müziðin her türlüsü her hal-u kârda haramdýr” þeklinde mutlak bir hüküm vermeden önce meseleyi bütün boyutlarýyla dikkate almak durumundayýz. Müziði icra edene, icra edildiði ortama, besteye, güfteye ve dinleyene göre hükmün deðiþtiðini gösteren en önemli nokta, meselenin Fukaha arasýnda enikonu bir ihtilafa medar olmasýdýr.
Merhum Ahmed Davudoðlu hoca, müzik dinlemenin dört mezhebe göre hükmünü Sahîhu Müslim’e yazdýðý þerhte1 oldukça güzel bir þekilde özetlemiþtir. Buna göre mezheplerin konu hakkýndaki hükümleri þöyledir:
Hanefîler’e göre: Haram olan teganni, sað olan muayyen bir kadýný tavsif, içkiyi ve meyhaneleri meth, müslümaný hiciv gibi gayri meþru hususlarý anlatan þiirleri yanýk sesle okumaktýr…
Þafiiler’e göre: Ýmam eþ-Þâfi’î’nin þarký okumayý kerih (çirkin) gördüðü nakledilmiþse de, Ýmam el-Gazzâlî bu rivayeti batýla benzetmiþ, söz konusu hükümle, sadece müziðin yasak olan kýsmýný kasdettiðini söylemiþtir.
Mâlikîler’e göre: Ýmam el-Gazzâlî’nin naklettiðine göre Ýmam eþ-Þâfi’î, “Ben Hicaz ulemasýndan, þarký söylemeyi kerih gören kimse bilmiyorum” demiþtir. Özellikle nikâhý ilan etmek için kullanýlan def, davul, kaval, zurna gibi müzik aletleri, lehviyyat (günaha kaçan eðlence) sýnýrýna vardýrmamak þartýyla kullanýlabilir.
Hanbelîler’e göre: Ud, keman, davul, zurna gibi þeyler haramdýr. Bu aletlerden birinin bulunduðu bir düðüne davet edilen kimsenin, bu davete icabet etmesi mübah deðildir.
Konu hakkýnda daha detaylý bilgi edinmek isteyenler, Ýmam el-Gazzâlî’nin Ýhyâ’sý2 ile es-Sühreverdî’nin Avârif’ine3 bakabilirler…
Okuyucu sorusunda hakkýnda bilgi istenen hadise gelince, Ýmam el-Gazzâlî’nin adý geçen eserindeki hadislerin tahricini yapmýþ olan Hadis hafýzý el-Irâkî bu rivayetin, “Ebu’þ-Þeyh” diye bilinen Ebû Muhammed Abdullah b. Muhammed b. Ca’fer el-Ýsbehânî tarafýndan Tabiun’dan Mekhûl’ün mürsel rivayeti olarak aktarýldýðýný söylemiþtir.4 Eðer benim muttali olamadýðým bir baþka tariki yok ise, bu, söz konusu rivayetin zayýf olduðunun, dolayýsýyla delil olarak kullanýlmaya elveriþli olmadýðýnýn ifadesidir…
Sonuç olarak, iletiþim vasýtalarýnýn hayatý bütünüyle kuþattýðý bir zaman diliminde müzik, bu vasýtalarý kullanarak istesek de istemesek de bize kendisini –týpký teknolojinin kendisi gibi– “dayatýyor”. Bunun tabii bir sonucu olarak her yaþ grubu, sosyal sýnýf, toplumsal tabaka… ne derseniz deyin, kendi kültürünü ve müziðini üretiyor.
Yediden yetmiþe büyük bir beðeniyle izlediðimiz “Çaðrý”, “Ömer Muhtar”… gibi filmleri (þu anda aklýma bunlar geldiði için bunlarý zikrediyorum, örnekler çoðaltýlabilir) özel olarak bestelenmiþ müzikleri olmadan bu kadar sevebilir miydik? Bu sorunun cevabýnýn büyük çoðunlukla olumsuz olacaðýný kestirmek zor deðil.
Halk Müziði formunda olsun, Sanat Müziði formunda olsun bizim öz kültürümüzü ve Ýslamî hassasiyetlerimizi yansýtan parçalara ve bunlarý icra edenlere bigâne kalmak, bu sahayý ve özellikle de yeni yetiþen nesilleri yabancý kültür, ideoloji ve hayat tarzlarýný yansýtan müzik “idol”lerinin ve onlarý piyasaya pompalayanlarýn eline terk etmek demektir. “Bu piyasadan bize ne?” deme lüksümüz yok! Zira ne yaparsak yapalým bizler de, çocuklarýmýz da sokaða, medyaya ve yaþaadýðýmýz çevreye þu veya bu oranda “maruz” durumdayýz…
1- Sahih-i Müslim Tercüme ve Þerhi, V, 33 vd.
2- Ýhyâu Ulûmi’d-Dîn, II, 266 vd.
3- Avârifu’l-Ma’ârif, 173 vd.; Krþ. Dr. Dilaver Selvi çevirisi, 219 vd.
4 Bkz. el-Muðnî (Ýhyâ ile birlikte), II, 269.

Müzik meselesinde son iki yazýda dile getirdiði hususlara, müziðin hürmetine (haramlýðýna) delalet ettiði söylenerek bazý hadis metinleri hatýrlatýldý ve meseleyi eksik ele aldýðým söylendi bazý okuyucular tarafýndan. Kendilerine teþekkür ediyor, hassasiyetlerine saygý duyuyorum.
Bu konuda ulemanýn ihtilaf halinde olduðunun, cevaz görüþünü benimseyenlerin de, adem-i cevaz görüþünü benimseyenlerin de delilden hareket ettiðinin elbette farkýndayým. Bu köþe bunlarý yeni baþtan ele alýp tekrar etmeye ve tartýþmaya müsait olmadýðýndan, konu hakkýndaki (Cumartesi günkügöz kırpma ilk yazýmda þöyle demiþtim: “Gerek basýlý eserlerde, gerekse internette konuyla ilgili olarak bol miktarda delil ve yorum mevcut olduðundan, burada bunlarý bir defa da benim tekrar etmem zait olacak. Bu itibarla ben burada, müzik meselesine saðlýklý bakýþ açýsýnýn zeminine dair birkaç þey söylemeyi tercih edeceðim.”
Burada yapýlmasý gereken, konu hakkýndaki delilleri tek taraflý deðerlendirmek, bir kýsmýný esas alýp diðerlerini “yok saymak” deðildir þüphesiz. Bu, cevaz görüþü için de, adem-i cevaz görüþü için de böyledir. Yapýlmasý gereken, delilleri yakýndan inceleyip delaletlerini ortaya çýkarmaya çalýþmaktýr. Ezcümle eðer Hz. Peygamber (s.a.v), bazý hallerde ve belli tarzda müzik yapýlmasýna izin vermiþse, müzik dinlemenin mutlak hürmetini (haramlýðýnýgöz kırpma ifade eden rivayetlerdeki mutlaklýðý takyid ederek (delaletlerini bazý kayýtlarla sýnýrlayarak) anlamak durumundayýz. Bir diðer ifadeyle, o rivayetlerin, düðün eðlencesi, yolculukta develere ritm vermek, yalnýzlýk halinde duyulabilecek olumsuz hisleri daðýtmak… gibi durumlar, gayri meþruluða yol açmayan müzik türleri ve gayrimeþru çaðrýþýmlar yapmayan sesler haricindeki müzik türlerini anlattýðýný söylemek daha doðru olacaktýr. Nasslardan hüküm istinbatý konusunda dikkat edilecek diðer hususlara da elbette behemehal riayet edilmelidir. Aksi halde deliller tek taraflý deðerlendirilmiþ olacak, bu durumda da müziðe belli kayýt ve þartlarla cevaz veren ulemanýn bu tavrýný izah etmek mümkün olmayacaktýr.
Yazdýklarýma itiraz eden okuyucularýn dikkate almasý gereken önemli noktalardan biri de þu: Ben konu hakkýnda kendiliðimden hüküm vermedim. Bilakis ulema tarafýndan verilmiþ hükümleri yansýtmaya çalýþtým. Bu arada konu hakkýnda “cevaz” taraftarý olan ulemanýn bu kanaati doðrultusunda günümüzde müzik sahasýnda dikkate alýnmasý gereken geliþme ve oluþumlara dikkat çektim. Netice itibariyle, kendiliðimden bir hüküm vermediðim için bana yöneltilen itiraz, aslýnda o ulemaya yöneltilmiþ olmaktadýr.
Bütün bunlara raðmen yazdýklarýmdan “müzik dinlemek mutlak surette caizdir” þeklinde bir anlam çýkarýlmasý ihtimalini ortadan kaldýrmak için cevaz görüþünü benimseyen ulemanýn söylediklerini tekraren özetleyeyim: Söyleyen, söylenen, söyleyiþ tarzý, söylendiði ortam ve dinleyen bakýmýndan herhangi bir þekilde gayri meþruluða yol açmayan, aksine, Ýslam’ýn güzelliklerini terennüm eden, kültürümüzün Ýslamî motiflerini yansýtan ve Müslüman’a sorumluluklarýný hatýrlatan müzik türlerinin bir ibtila ve terk edilemeyen tutku haline dönüþmemesi kaydýyla yapýlmasý da dinlenilmesi de caizdir. Vallahu a’lem
Ebu Bekir SÝFÝL
Gönderme Tarihi: 02.02.2006 - 21:20
tahahalit üyenin diger mesajlarini ara tahahalit üyenin Profiline bak tahahalit üyeye özel mesaj gönder tahahalit üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: Konu icon Ebu Bekir Verrak'ın Oğlu
tahahalit su an offline tahahalit  
Konu icon    Ebu Bekir Verrak'ın Oğlu
39 Mesaj -

BÝR AYET OKUDU HAKKA YÜRÜDÜ



Allah (c.c) dostlarýndan Ebu Bekir Verrak hz.nin küçük bir oðlu vardý.bir gün babasý onun elinden tutup hocaya götürdü.Ey ilim bahçesinin servi,dedi.Yavruma kuran okut ve onu yetiþtir…

Nur çocuk hoca önünde diz çöktü ve derse koyuldu.Kýsa zamanda kuraný kerimi örgendi …yine bir gün hocanýn önünde Kuran okuyordu.Birden bir ayetle karþýlaþtý.Ayeti kelimeyi tek tek heceledi.Ne var ki yüreðine müthiþ bir kurþun saplanývermiþti.

Rabbimiz buyuruyor ki:

“O halde,küfre varýrsanýz çocuklarý ak saçlýlar haline çevirerek bir günün (kýyametin)azabýndan kendinizi nasýl koruyacaksýnýz.”

BU ayeti okur okumaz harika çocuðun yüzü kireç gibi bembeyaz kesildi ve kendisini bir titreme aldý.Artýk okumaya devam edemiyordu.Derhal evin yolunu tuttu ve kapýyý çaldý.babasý içeriden seslendi:Kim o?

-Benim ey baba çabuk aç…!

Ebu Bekri hz.leri kapýya koþup açtý.Açtý ama gördüðü manzaradan da korktu.Çocuðunun yüzünde tek damla kan kalmamýþtý ve küçük yavru titreyip duruyordu.Hemen kollarýný açýp:

-Ey benim için cennet mumu olan yavrum dedi sana ne oldu.Niçin benzini sararmýþ görüyorum?

-Ey babam :Bugün kuraný kerimden bir ayet okudum.Manasýný düþününce yüreðim eriyor sandým ve bu hale geldim.

-Ey gözümün nuru oðlum!O hangi ayettir.

Þu ayettir. “O halde,küfre varýrsanýz çocuklarý ak saçlýlar haline çevirerek bir günün (kýyametin)azabýndan kendinizi nasýl koruyacaksýnýz.”

Ayeti celileyi tekrar etmek çocuðun canýna yeni bir ateþ düþürdü ve o masum yavru ayak da duracak takati kendinde bulamayýp yataða düþtü.Bu ayetin heybetinden hasta oldu ve kýsa zamanda öldü.O harika çocuðu babasý götürüp kabre koydu.Kabre konan sanki çocuk deðildi,incilerden meydana gelmiþ bir taþtý.

Ebu Bekir Verrak sýk sýk çocuðun kabrine gider,topraklarý avuçlar,zari aðlar ve söyle derdi.

Ebu Bekir Verrak senin küçücük oðlun kurandan bir ayet okudu.Allah(cc)korkusundan can verdi.Sen kuraný kerimi hatmedip duruyorum ve ömür güneþin kabir kuyusunu agdý.hiç Allahtan onun gibi korkmazsýn.Meðer senin gönlün ne katý bir gönülmüþ vah sana…
Gönderme Tarihi: 16.01.2006 - 21:14
tahahalit üyenin diger mesajlarini ara tahahalit üyenin Profiline bak tahahalit üyeye özel mesaj gönder tahahalit üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: REFAH HARIC HEPSINI DESTEKLEDIK!
tahahalit su an offline tahahalit  
Konu icon    RE:
39 Mesaj -
Alıntı
Orijinali _Resul_

Ya yürüyün gidin be kardeþim... Ne Milli Görüþü, ne AKP'si... Hiçbiri beþ para etmez... Bunu deyince de derler ki bazýular hemen oradan cacýklýk hýyar gibi fýrlayýp; "Sen ne yapýyorsun, sen ne yaptýn?" Bizim paramýz, trilyonlarýmýz ya da ABD desteðimiz yok ki bir þey yapalým. Bizim söyleyeceklerimiz önce dini dünya serveti yapmak için kullananlarýn önünü týkayacak o yüzden önce onlar bize karþý.

Milli Görüþmüþ pöh!? Ne gibi bir sosyal açýlýmýnýz var? Ýþçi ve köylülerle ilgili politika nedir? Düþüncelerinizi nasýl somutluyorsunuz? Burjuvazinin önünü týkayýp gelir eþitliðini nasýl saðlayacaksýnýz? Var mý cevabýnýz? Yoksa hiç konuþmayalým...



Ampule Benzerdin Muma Dönmüþsün!!

Köþe yazarlarýndan sayýn Lütfi Oflaz’ýn, Vakit gazetesinde röportaj olarak yayýnlanan yazýsýný mutlaka okuyunuz. Yazý AKP’nin ampule benzerken, muma döndüðünü izah ediyor. Yazarý bu kýsa ve veciz yazýsýndan dolayý tebrik ediyoruz. Gerçekleri 12’den vururcasýna ince bir espri üslubuyla dile getirip, AKP’nin serencamýnýn röntgenini çekerek, ortaya koyan bir yazý bu.
Sayýn Oflaz, röportaj yazýsýnda önce AKP’nin, geri adým attýðý konularý sýralýyor:
1. AKP, YÖK konusunda geri adým attý.
2. Baþörtüsü konusunda geri adým attý.

3. Ýmam – Hatipler konusunda geri adým attý.
4. IMF’ye karþý geri adým attý
5. Kuzey Irak’taki kýrmýzý çizgilerde geri adým attý
6. TÜSÝAD’a karþý geri adým attý
7. Aydýn Doðan medyasýna karþý geri adým attý
8. Bürokrasiye karþý geri adým attý
9. Çankaya’ya karþý geri adým attý diyerek bu adýmlarý sýralýyor.

Þimdi biz de yine özet olarak Milli Görüþ hükümetlerinin, koalisyon ortaðý olarak, gerçekleþtirmiþ olduðu parlak, ileri hamlelerin neler olduðunu sýralamak istiyoruz. AKP tek baþýna iktidara geldiði ve hem de Anayasa’yý bile deðiþtirecek kahir bir çoðunluðu yakaladýðý halde bu geri adýmlarý atmýþtýr ve hala atmaktadýr. Bizim hükümetlerimiz zamanýnda ise çok kýsýtlý milletvekili sayýsý ve çok daha müþkül þartlar olmasý raðmen bu baþarýlara imza atmýþýz:

1. Bütün dünyaya karþý I. ve II. Kýbrýs Barýþ Harekatlarýný baþarmýþýz.
2. CHP’nin 1974 senesinde koymak istediði baþörtüsü yasaðýna izin vermemiþiz.
3. Aðýr sanayi hamlesini baþlatmýþýz.
4. Manevi kalkýnma hamlesi baþlatmýþýz.
5. 20 bine yakýn vekil imamý asalete geçirmiþiz.
6. Bir seferinde Diyanet’e ihtiyacý olan 5.000 kadro vermiþiz.
7. 70’li yýllarda sayýlarý 600’ü aþkýn Ýmam-Hatip Liselerinin açýlmasýný saðlamýþýz.
8. Türkiye’nin Ýslam Konferansý’na üye yapýlmasýný saðlamýþýz
9. ABD’nin Kýbrýs çýkartmasý dolayýsýyla bize koyduðu silah ambargosunu kaldýrtmýþýz
10. Ýslam ülkerinde okuyan gençlerimizin diplomalarýna eþitlik getirmiþiz.
11. Aðýr sanayi hamlesi devam ederken bitirilmiþ olan fabrikalarý iþletmeye açmýþýz.
12. 4. ve 5. yýllýk kalkýnma planýna ahlak reformu hamlesini koymuþuz.
13. IMF’ye hayýr demiþiz.
14. Rantiyecilere borçlanmaya hayýr demiþiz.
15. Borçlanma ve tüketim ekonomisine hayýr diyerek, Türkiye’yi tarýmda, sanayide, saðlýkta üretim ekonomisine geçirmiþ, ticari hareketleri hýzlandýrmýþýz.
16. 1997 senesinde havuz sistemini kurarak, ekonomimizi faiz soygunundan kurtarýp bir yýlda 35 milyar dolar döviz rezervine kavuþturmuþuz.
17. Bütün bu ekonomik hamleleri yaparken, vergilere, faizlere, KÝT ürünlerine hiç zam yapmamýþýz.
18. Ýlk defa denk bütçe yapmýþýz
19. Refah-Yol döneminde memurlara, iþçilere, emeklilere yüzde 275 oranýnda maaþ ve ücret zammý vermiþiz
20. Emperyalist ABD’ye meydaný boþ býrakmamak için, sekiz Ýslam ülkesi ile D-8’leri kurmuþuz. (Büyük Ortadoðu Politikasýgöz kırpma tuzaðýna karþý önlem almýþýz.

Bu kadar izahat sanýrýz kafidir. Görülüyor ki, AKP’nin siyasi hayatý önemli ve çetin iþlerde hezimetlerle, geri adýmlarla doludur. Milli Görüþ partilerinin hayatý, cihanþümul ve yurt çapýnda parlak baþarýlarla doludur.
Bu fark nereden kaynaklanýyor derseniz, tekrar hatýrlatalým, AKP’nin Milli Görüþ gömleðini çýkartarak, milli ve manevi prensiplerden kopmasýndan, milli ahlakýmýzda Ýslam’ý referans olarak terk etmiþ olmasýndan, Ýslam Ortak Pazarý tabirini bile içine sindiremeyecek derecede kimliksizleþmesinden kaynaklanýyor.

Halk tabiriyle insan baþkadýr, pehlivan baþkadýr. At sahibine göre kiþner gerçeði bir atasözü olarak çok yerindedir.

Temennimiz bu hezimetlerden içi yanan eski arkadaþlarýmýzýn yol yakýn iken bu kimliksiz ve kiþiliksiz yoldan bir an önce geri dönmeleri aramýza katýlmalarýdýr.

Aksi halde Sayýn Oflaz’ýn “ampule benzerdiniz muma döndünüz” tespitinden sonra geri adýmlar ata ata daha da gerilere düþebilirsiniz. Bu sefer mumunuz tamamen söner.
düsün düsün telaşlı telaşlı Güle Güle
Gönderme Tarihi: 28.10.2005 - 00:51
tahahalit üyenin diger mesajlarini ara tahahalit üyenin Profiline bak tahahalit üyeye özel mesaj gönder tahahalit üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: Konu icon MSN 7,5
tahahalit su an offline tahahalit  
Konu icon    MSN 7,5
39 Mesaj -
www.zdnet.de/downloads/prg/w/m/de0AWM-wc.html

Güle Güle PC de PC de PC de


Mesaj 2 kez düzenlendi. En son tahahalit tarafından, 27.10.2005 - 23:32 tarihinde.
Gönderme Tarihi: 27.10.2005 - 23:24
tahahalit üyenin diger mesajlarini ara tahahalit üyenin Profiline bak tahahalit üyeye özel mesaj gönder tahahalit üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: Konu icon GÖNLÜNÜZÜ YENİ BİR DÜNYAYA AÇIN !!
tahahalit su an offline tahahalit  
Konu icon    GÖNLÜNÜZÜ YENİ BİR DÜNYAYA AÇIN !!
39 Mesaj -

Yenibir Dünyaya açýlmaya hazýrmýyýz ?
Buyrun öyleyse..



http://www.yenidunyadergisi.com/




Mesaj 1 kez düzenlendi. En son tahahalit tarafından, 24.10.2005 - 22:15 tarihinde.
Gönderme Tarihi: 24.10.2005 - 22:05
tahahalit üyenin diger mesajlarini ara tahahalit üyenin Profiline bak tahahalit üyeye özel mesaj gönder tahahalit üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: Konu icon ÇOCUK İSTEYENLER Bİ DAHA DÜŞÜNÜN !!!
tahahalit su an offline tahahalit  
39 Mesaj -

AMÝÝÝÝN


Var Bacým Hemde iki tane
Bende bu iþin nekadar meþakkatli bir sýnav olduðunu -hemde bu zamanda- vurgulamaya çalýþtým açýkçasý.....Anlayanýna
Selam ve Duaile

Gönderme Tarihi: 24.10.2005 - 01:04
tahahalit üyenin diger mesajlarini ara tahahalit üyenin Profiline bak tahahalit üyeye özel mesaj gönder tahahalit üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: Konu icon ÇOCUK İSTEYENLER Bİ DAHA DÜŞÜNÜN !!!
tahahalit su an offline tahahalit  
Konu icon    ÇOCUK İSTEYENLER Bİ DAHA DÜŞÜNÜN !!!
39 Mesaj -

ÇOCUK SAHÝBÝ OLMAYI MI DÜÞÜNÜYORSUNUZ ? BÝRKEZ DAHA DÜÞÜNÜN :





- Süpermarkete gidin. Hiçbir þey satýn almadan kasaya yönelin ve cebinizdeki bütün parayý kasiyere verin. Daha sonra da yandaki eczaneye gidin kredi kartý ile ilaçlar alýn. Akþam saat 17:00 ile 22.00 arasýnda elinizde yaklaþýk 4 kg. aðýrlýk taþýyarak sürekli ev içinde volta atýn. Saat 22.00’de aðýrlýðý yataða býrakýn. Saati 24.00’e kurun ve yatýn uyuyun. Saat tam 24.00’de kalkýn.4 kg. aðýrlýðý tekrar elinize alýn ve saat 01.00’e kadar evin içinde dolaþýn. Aðýrlýðý tekrar yataða koyun. Saatin alarmýný 03.00’e kurun. Yatýn. Uyuyamayacaðýnýz için tekrar kalkýn; bu kez elinizde aðýrlýk olmadan evin içinde dolanýp durun. Koltukta kendinizden geçin.03.00’te çalan alarm ile fýrlayýn, 15 dakikalýk uykunun sersemliði ile yataða yönelin, aðýrlýðý elinize alýn. Saat 04.00’e kadar elinizde aðýrlýk varken karanlýkta dolanýn ve bu arada yüksek sesle çocuk þarkýlarý, ninniler söyleyin. Kendinizden geçerek bir süre daha uyuyun. Böylece toplam uyku miktarýnýzý 45 dakikaya yükseltin. Kahvaltýyý hazýrlayýn. Güleryüzlü olun ve bunlarý 3 yýl boyunca her gece tekrarlayýn.

- Eve canlý bir ahtapot getirin...5 yýl boyunca düzenli bir biçimde her sabah onu giydirmeye çalýþýn.

- Bir kavun alýn. Kavunun üstünde bir delik açýn. Kavunu uzunca bir iple tavana asýp, sallayýn. Kavun saðdan sola sallanýrken, bir kaþýk sýcak su alýn,sallanan kavunda daha önce açmýþ olduðunuz deliðe,yere dökmeden sokmaða çalýþýn.

- Aðzýnýzdan çýkan her cümleyi en az beþ kez daha tekrarlayarak konuþmaya alýþýn. Bunu bir yaþam biçimi haline getirin.

- Dýþarýya çýkmak için giyinin. Banyonun kapýsý önünde tam tamýna yarým saat bekleyin. Aþaðýya inin. Kapýnýn önünde beþ dakika bekleyin. Sonra tekrar eve dönün.Tekrar dýþarýya çýkýn. Evin önündeki yolda yürümeye baþlayýn, çok ama çok yavaþ yürüyün. Yürürken de yerde gördüðünüz her sigara izmaritini, cikleti, kirli kaðýdý,mendili, karýncayý dikkatle ve uzun uzun seyredin. Aniden “yeter artýk senden çektiðim” diye avazýnýz çýktýðý kadar baðýrýn. Eve geri dönün. Her gün böyle yürüyüþler yapýn.

- Süpermarkete gidin.Yanýnýza da orta büyüklükte bir keçi alýn:Süpermarkete girince keçiyi serbest býrakýn.Daha sonra da keçinin içerde kýrýp, tahrip ettiði her þeyin parasýný sorgusuz sualsiz ödeyin.

- Evdeki koltuklara tereyaðý bulayýn. Perdelere de reçel bulaþtýrýn.

- Mutfakta piþmekte olan bir adet balýðý çalýn ve onu misafir odasýnda bir yere saklayýn. Balýðýn odada 5 ay kimse tarafýndan bulunmadan kalmasýný saðlayýn.

- Evdeki yeni sulanmýþ çiçeklere elinizi sokun ve aldýðýnýz çamurlar ile temiz duvarlar üzerinde figürler yaratýn.

Nasýlmýþ, çocuklu yaþamak...

telaşlı telaşlı telaşlı telaşlı telaşlı telaşlı telaşlı telaşlı telaşlı düsün düsün düsün
Gönderme Tarihi: 24.10.2005 - 00:50
tahahalit üyenin diger mesajlarini ara tahahalit üyenin Profiline bak tahahalit üyeye özel mesaj gönder tahahalit üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: iNNA LiLLAH....................................
tahahalit su an offline tahahalit  
O'ndan GELDİK DÖNÜŞÜMÜŞ ONADIR
39 Mesaj -
:(ağlarağlar


Mesaj 2 kez düzenlendi. En son HaSReT tarafından, 24.10.2005 - 15:03 tarihinde.
Gönderme Tarihi: 24.10.2005 - 00:30
tahahalit üyenin diger mesajlarini ara tahahalit üyenin Profiline bak tahahalit üyeye özel mesaj gönder tahahalit üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: Konu icon nevsehir
tahahalit su an offline tahahalit  
Konu icon    DOBADA Tarzı ŞİİR
39 Mesaj -
BenNasrettin Hoca uuslü Nevþehirliyim
DOBADA dan evliyim
Size yerel bir þiir sunuyorum yorumlarýnýzý bekliyorum

BÝZÝM SÖZLÜÐÜMÜZ



Dökülüdürülalsýn emi böyle yaþamak,
Ýlelamaþý boþ bedeni, ömür boyu taþýmak,
Neyleyim sýrma tatlýyý, yeter samýrsak,
Sýdalandým gine býngýldam arýyo,

****************************

Ýrabenin mas mas gibi, hep dolaþýp durduk,
Zýmbýðý yiyince þaþýrýp köre yol sorduk,
Et yiyenler doymadý, bizler simitle doyduk,
Sýdalandým gine boþ börüm arýyo,

***********************************

Hontum çýktýðýnda hep destek ararým,
Süsü-nümün köküne doðru saçýmý tararým,
Tevellüd çok eskide olsa, geçmez baharým,
Sýdalandým gine diz kapam arýyo,

**********************************

Omuzum baþýnda sanki Hasandað var,
Teke diye beslediklerim, çýkýyo davar,
Gönüme kar yaðdý, gelmez artýk bahar,
Sýdalandým gine ince belim arýyo,

***********************************

Gannýma guru sancý girdi, baþým dönüyo,
Annýmýzýn sakýnda, eþþek sakarý yazýyo,
Ben yapýyom, münafýklar gine bozuyo,
Sýdalandým gine sol börüm arýyo,

****************************

Deli gönlüm böðön bir hoþ,
Mangotu yimis gibi oldum sarhoþ,
Balý azýmýza götürsek olur mayhoþ
Sýdalandýrmayýn beni sol küram arýyo,

******************************




Döþümü üþütmüssüm ösürek duttu,
Tazý duttuk kersin çýktý, bizi sattý,
Ciyaram bitiyo gine, keyfim gaçtý,
Sýdalandým gine diz gapam arýyo,

*****************************

Þemime daþ vurdular, ganýyo yaram,
Aslýný inkãr edenlere yaþamak haram,
Biyazda gozüm yok, yeter bana karam,
Sýdalandým gine deli gonüm arýyo,

******************************

Gurbacýk olmussum, býngýldamý gazdýlar,
Dermami, mor galemlere tükürüpde yazdýlar,
Uyrama girdi, iyiler kötülerden iyice bezdiler,
Sýdalandým gine omuzu baþým sýzlýyo,

***********************************

Bunlarý yazdýmki, unutmasýn kimse sözlüðü
Saðlam insana dakacan, bakar körse gözlüðü,
Týrazlarda büyüdük biz, nabacak yazlýðý,
Sýdalandým gine süsünümün kökü arýyo.

Siiri yazan: Ýsmail Çavuþoðlu


Güle Güle Güle Güle Güle Güle
Gönderme Tarihi: 20.10.2005 - 23:47
tahahalit üyenin diger mesajlarini ara tahahalit üyenin Profiline bak tahahalit üyeye özel mesaj gönder tahahalit üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: DÜNYANIZI YENİLEDİNİZ Mİ ??
tahahalit su an offline tahahalit  
DÜNYANIZI YENİLEDİNİZ Mİ ??
39 Mesaj -

Dünyanýzý yenilemedinizse haydi YENÝ DÜNYAya


www.yenidunyadergisi.com


Gönderme Tarihi: 12.10.2005 - 00:22
tahahalit üyenin diger mesajlarini ara tahahalit üyenin Profiline bak tahahalit üyeye özel mesaj gönder tahahalit üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: Konu icon Sigara Sitesi
tahahalit su an offline tahahalit  
Konu icon    Sigara Sitesi
39 Mesaj -

www.sigara.gen.tr


Gönderme Tarihi: 09.10.2005 - 15:59
tahahalit üyenin diger mesajlarini ara tahahalit üyenin Profiline bak tahahalit üyeye özel mesaj gönder tahahalit üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: Şuraya Bakar mısınız?
tahahalit su an offline tahahalit  
Şuraya Bakar mısınız?
39 Mesaj -
http://www.onlar.net

Lütfen bir bakým


Gönderme Tarihi: 08.10.2005 - 02:14
tahahalit üyenin diger mesajlarini ara tahahalit üyenin Profiline bak tahahalit üyeye özel mesaj gönder tahahalit üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: Konu icon NERELİYİZ ARKADAŞLAR
tahahalit su an offline tahahalit  
yok mu 45li
39 Mesaj -
YAlnýz kaldýk galiba
yoksa manisa uyuyormu
Gönderme Tarihi: 08.10.2005 - 02:09
tahahalit üyenin diger mesajlarini ara tahahalit üyenin Profiline bak tahahalit üyeye özel mesaj gönder tahahalit üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: Konu icon NERELİYİZ ARKADAŞLAR
tahahalit su an offline tahahalit  
Konu icon    NERELİYİZ ARKADAŞLAR
39 Mesaj -
aRKADAÞLAR NERELÝ OLDUÐUMUZU BELÝRTÝRSEK ÝNÞAALLAH GÖNÜL BÝRLÝÐÝ MEKAN BÝRLÝÐÝNE DÖNÜÞTÜRE BÝLÝRÝZ.
BEN MÝ? HA BEN

45


Gönderme Tarihi: 06.10.2005 - 01:02
tahahalit üyenin diger mesajlarini ara tahahalit üyenin Profiline bak tahahalit üyeye özel mesaj gönder tahahalit üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: DİYALOG FALİYETLERİ
tahahalit su an offline tahahalit  
Konu icon   
39 Mesaj -
sEVGÝLÝ dÜNYA MÝSAFÝRÝ KARDEÞÝM ZAHMET BUYURUNDA YAZININ TAMAMINI OKURSANIZ DAHA ÝYÝ ANLAÞABÝLECEÐÝMÝZ KANAATINDAYIN
SELAMLAR...

Güle Güle
Gönderme Tarihi: 06.10.2005 - 00:18
tahahalit üyenin diger mesajlarini ara tahahalit üyenin Profiline bak tahahalit üyeye özel mesaj gönder tahahalit üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: DİYALOG FALİYETLERİ
tahahalit su an offline tahahalit  
DİYALOG FALİYETLERİ
39 Mesaj -

Diyalog Faaliyetleri



Soru: Soracaðým sorularda kesinlikle art niyet yoktur, kesinlikle Kur’an ve Sünnet ýþýðýnda tarafýnýzdan bilgilendirilmek amaçlýdýr. Þimdiden Allah razý olsun.

1

- Zamanýmýzda bir cemaat tarafýndan Müslümanlar adýna yürütülen hoþgörü ve diyalog faaliyetlerinin Ýslami bir þekilde yapýlýp yapýlmadýðý.
2- Her ne niyetle olursa olsun bu faaliyetleri kabul etmeyen ve eleþtiren müslümanlara modern karmati veya harici deme hakkýna herhangi bir þahýs sahip midir ve durumu nedir?
3- Kýsaca bütün küfür ehline hoþgörü gösterilip diyaloga girilirken müslümanlara karmati, harici ve anarþist diye yaklaþanlara, bakýþ açýmýz ve davranýþýmýz nasýl olmalýdýr.
4- Ýþgal edilmiþ bir ülkenin insanlarýnýn kesinlikle hiçbir imkanlarý yoksa kendilerini feda etmelerinin Ýslam’da yeri nedir, Ýslam tarihinde buna benzer misaller var mýdýr?
5- Hoþgörü ve diyalog faaliyetleri malumunuz tüm Türkiye tarafýndan bilinmektedir. Bu konu ile ilgili zamanýmýzýn büyüklerinin yaklaþýmý ile ilgili herhangi bir bilgiye sahib misiniz?

Cevap: Bana gönderilen sorularýn hangi niyetle sorulduðunu þimdiye kadar sorgulamadým. Bana düþen, sorulan sorulara kapasitemin ve imkânlarýn elverdiði ölçüde cevap vermektir. Kimseye “Sen bu soruyu art niyetle sormuþsun; onun için cevaplamýyorum” gibi bir tavrým olmadý, olmaz. Cevaplara gelince;

1. Dinler arasý diyalog ve hoþgörü faaliyetlerine karþý tavrým baþýndan beri hiç deðiþmedi. Ýlke olarak Müslümanlarla diðer din mensuplarýnýn, hatta dinsizlerin ve ateistlerin diyalog halinde olmasýnda herhangi bir sakýnca olmadýðýný düþünüyorum. Daha da ileriye giderek bunun Müslümanlar açýsýndan bir “zorunluluk” olduðunu söylüyorum.
Zira Müslümanlar yeryüzünde Hakk’ýn yegâne temsilcisidir ve Hak’tan habersiz olan kitlelere onu duyurma görevi öncelikle ve sadece Müslümanlara terettüp eder. Biz onlarla diyaloðu kesersek onlara Hak ve hakikati kim ulaþtýracak?
Ancak soruda da ifade edildiði gibi bu faaliyetlerin “Ýslamî” olmasý, yani Ýslam’ýn istediði ve öngördüðü biçimde yerine getirilmesi de bir zorunluluktur.
Bununla iki noktayý kastediyorum:
A. Hak ve hakikatin tahrife uðramamýþ biricik adresinin Ýslam ve onun temel referanslarý olan Kur’an ve Sünnet olduðu gerçeði asla perdelenmemeli, inkâr edilmemelidir.
B. Diyalog faaliyetlerinin dinî, politik, sosyal ve kültürel bakýmdan Ýslam’ýn ve Müslümanlar’ýn aleyhine sonuç verecek bir oluþum ve geliþim seyri izlemesine izin verilmemelidir. Bu da bu faaliyetlerin Müslümanlar’ýn inisiyatifi ile baþlatýlýp yürütülmesini zorunlu kýlar.
Þu halde Müslümanlar’la diðer kitlelerin “din çerçeveli” diyalogu, “Ýbrahimî dinlerin birlikteliði”, “dinlerin aþkýn birliði”… gibi “yok aslýnda birbirimizden farkýmýz” demeye gelen saçma sapan sloganlar üzerinden deðil, ancak “Hak ve hakikatin tebliði” zemininde ve Müslümanlar’ýn inisiyatifinde yapýlabilir. Diyalogcu çevrelerin, yürüttükleri faaliyeti Kur’an ve Sünnet’ten, hatta tarihten kotardýklarý argümanlarla desteklemeye çalýþýrken bu temel gerçeði çarpýttýðý görülmektedir.
Kýsa bir zaman önce ilk iki cildi neþredilen Ýslam ve Modern Çað’da (I, 104 vd.; II, 160 vd.) bu hususlarý alabildiðine geniþ olarak ele almýþtým.
Meselenin bir de “hoþgörü” boyutu var. Aðzýndan çýkaný kulaðý duyan kimseler için burada meselenin semantik boyutuyla iþtigal etmenin gereksizliði açýk. Ancak “diyalog” ve “hoþgörü” kelimelerinin bir arada kullanýlmasýnýn bilinçsiz/rast gele bir seçim olduðunu düþünmemizi isteyenlerin bizi saf yerine koyduðunu görmemiz gerekiyor. Zira “hoþgörü”nün “diyalog”un lazým-ý gayri mufarýký olmadýðý gerçeði bir yana, burada Müslümanlar adýna hareket edenlerin, muhataplarýnýn inancýna sinmiþ bulunan “þirk”i hoþ görmekle kendi zeminlerini berhava ettiklerini hatýrlatmak durumundayýz.

2. Diyalog faaliyetlerini onaylamayanlarý “Karmatî hezeyaný, Haricî mantýk ve anarþist tavýr” içinde olmakla suçlayan kiþi Fethullah Gülen hoca efendidir. (Bkz. http://www.fethullahgulen.com veya http://tr.fgulen.com) Bu benzetmelerin kimleri hedeflediði ve ne kadar isabetli olduðu üzerinde duracak deðilim. Ancak þu kadarýný söylemeliyim ki, diyalog ve hoþgörü faaliyetlerini onaylamayanlarý bu þekilde damgalamak ve itham etmek yakýþýksýz bir tavýrdýr. Fethullah Gülen hocaefendinin acaba diyalog ve hoþgörü faaliyetlerini desteklemeyen/onaylamayan Yahudi ve Hýristiyan dünyadan herhangi bir kesimi bu þekilde suçladýðýný gören/duyan olmuþ mudur? Böyle diyerek kendi insanýyla köprüleri atarken Kur’an’ýn, “Sen milletlerine tabi olmadýkça ne Yahudiler ne de Hýristiyanlar senden asla hoþnut olmayacaktýr” (2/el-Bakara, 120) buyurarak içyüzlerini açýða vurduðu kesimlerle kardeþ oluvermek neyle izah edilebilir?
Benim birçok kere dile getirdiðim mülahazalarla veya benzeri düþüncelerle günümüzde sürdürüldüðü þekliyle diyalog faaliyetlerini onaylamayan ve Karmatî batýnîliðinden de Haricî fanatizminden de anarþizmden de bütün benliðiyle teberri eden kitleler bakýmýndan yukarýdaki tesbitlerin hiçbir þey ifade etmediði açýktýr…
3. Þu haliyle diyalog faaliyetlerini onaylamayan Müslümanlarý –ister düþünce, ister tavýr planýnda– Karmatî, Haricî veya anarþist olmakla suçlayan bir kimse hakkýndaki davranýþýmýzýn nasýl olmasý gerektiði sorusu, aklýma Ýmam Ebû Hanîfe ile talebesi Ebû Mukâtil arasýndaki bir diyaloðu hatýrlattý. El-Âlim ve’l-Müte’allim’deki diyalogdan hareketle þunu söylememiz doðru olur:
Bir kimsenin bizi, bizde olmayan kötü bir vasýfla tavsif etmesi sebebiyle onu tekfir etmez ve kendisine adaletli davranmaktan geri durmayýz; onun bizi tavsif ettiði þeylerle veya benzerleriyle biz de onu tavsif etmeyiz. Yanlýþ yolda olduðunu hatýrlatýr ve gerçeði söyleriz.

Ülkemizde ve Ýslam aleminde mevcut “cemaat” yapýlarý, ne yazýk ki bireylerde ifrat bir mensubiyet duygusu köpürtmüþtür. Bir cemaate mensup olan bireyler, genellikle kendi cemaatlerinin þablonlarýný, uygulamalarýný, liderlerini ve tarz-ý hareketlerini adeta “vahiy” gibi “lâ yüs’el” telakki ediyor. Bu öyle çarpýk bir anlayýþ ki, kiþiyi, kendi cemaatinin en olmaz yanlýþlarýný bile bin dereden su getirerek tevil ederken, diðerlerinin en küçük hatalarýný bile “ekber-i kebair” seviyesine yükseltme garabetine düþürüyor…

4. Ýþgal edilen ülkesini savunmak için kimilerinin “intihar eylemi”, kimilerinin de “þehadet eylemi” dediði eylem tarzýndan baþka bir imkâný bulunmayanlarýn bu hareketinin hükmü konusunda günümüz araþtýrmacýlarý farklý görüþler benimsemiþ görünüyor.
Yýllar önce Konya’ya geldiðinde merhum Abdülfettâh Ebû Gudde’ye de bu soru sorulmuþtu. Bu durumda eylemin adýna “intihar eylemi” denmesinin yanlýþ olduðunu söylemiþ ve bunun kesinlikle “þehadet eylemi” olduðunu, üzerine basarak vurgulamýþtý.

Çanakkale savaþýnda siperlerin birbirine çok yakýn olmasý dolayýsýyla siperden ilk çýkanlarýn vurulacaðý yüzdeyüz bilindiði halde Mehmetçik, hücum emriyle birlikte siperden fýrlamakta tereddüt etmemiþ, arkadan gelenlerin kendi cesetlerine basarak ilerlemesine zemin hazýrlamak için ölüme koþmuþtu…
Günümüzde bir eyleme “þehadet eylemi” denebilmesi için aþaðýdaki gibi þartlarýn bulunmasý gerektiðini öne sürenler vardýr:
1. Fiilî bir savaþ hali bulunmalý ve savaþ iki ordu arasýnda geçmelidir.
2. Saldýrýyý düzenleyen kiþi, mutlak anlamda ölüme gitmemeli, yani ölmek için gitmemelidir.
3. Ölümü, düþman eliyle gerçekleþmelidir. (Prof. Dr. Hikmet Yüceoðlu, Yeni Ümit Dergisi, Ocak/Mart-2004, “Terör Kýskacýnda Þehitlik Arayýþý” baþlýklý makale.)
Bu makalede Fýkýh alimlerinin, “Bir kiþinin, neticede kurtulacaðý ümidini taþýmasý durumunda veya bu ümidi taþýmasa bile düþmana zarar vermesi, morallerini bozmasý, arkadaþlarýna cesaret aþýlamasý, kendinde bir güç hissetmesi, esir olup iþkence altýnda bazý sýrlar vermekten endiþe duymasý gibi durumlarda çok sayýda düþman kuvvetinin içine dalmasý ve onlara saldýrmasý caizdir” dediði nakledildikten sonra yukarýdaki üç maddenin neye göre tesbit edildiði doðrusu anlaþýlmýyor.

Ýmam Muhammed, es-Siyeru’l-Kebîr’de (I, 1512) þöyle der: “Eðer bir Müslüman, kendilerini hezimete uðratma veya kýlýçtan geçirme arzu ve düþüncesiyle bin kiþiye saldýrsa, bunda bir beis yoktur. Çünkü Sahabe’den birçok kimse Uhud günü Hz. Peygamber (s.a.v)’in huzurunda böyle yapmýþ; Hz. Peygamber (s.a.v) onlardan herhangi birinin bu davranýþýný kýnamamýþ, onlardan bazýsý böyle yapmak için kendisinden izin istediðinde de, onu þehitlikle müjdelemiþtir. Eðer o kiþide düþmaný hezimete uðratma veya kýlýçtan geçirme arzu ve düþüncesi yoksa bu durumda onlarýn arasýna dalmasý mekruh olur.”
Yine þöyle der: “Eðer düþmaný kýlýçtan geçirme arzu ve düþüncesi ile deðil, arkadaþlarýný düþman üzerine saldýrmaya cesaretlendirmek maksadýyla onlarýn arasýna dalar ve bu davranýþýndan düþmanýn kýlýçtan geçirilmesi durumu ortaya çýkarsa, inþaallah bunda bir beis yoktur.”

Ýmam es-Serahsî bu ifadeleri þerh ederken þunlarý söyler: “… Ayný þekilde onun bu fiili düþmanýn gönlüne korku salar ve aralarýna çözülme sokarsa bunda bir beis yoktur. Çünkü bu, düþmaný kýlýçtan geçirmenin en üstün yoludur. Ayrýca onun bu davranýþýnda müslümanlar için menfaat vardýr. Bu çeþit bir menfaat hasýl etmek için herkes canýný ortaya koyar.”

Þehadet eylemleri için düzenli ordu ve karþýlýklý savaþan iki devlet þartý koþmanýn pratik bir anlamý bulunup bulunmadýðý üzerinde düþünmek gerekir.
Zira mesela Irak örneðinde bu þartlarýn hiçbir anlamý yoktur. Orada iþgale direnmek için düzenli ordu teþkilini beklemek “kaytarmak”tan baþka bir anlam ifade etmez. Kaldý ki düþman size derlenip toparlanma fýrsatý tanýmýyorsa elinizde baþka hangi seçenek vardýr?

Þehadet eyleminden baþka seçeneði bulunmayanlarýn, mukateleye fiilen katýlmayan sivillerin, çocuk, kadýn ve yaþlýlarýn zarar görmemesine dikkat etmesinin de bir zorunluluk olduðunu belirtmek gerekir.



Ebubekir Sifil
16 Aralýk 2004 Milli Gazete

Gönderme Tarihi: 02.10.2005 - 00:17
tahahalit üyenin diger mesajlarini ara tahahalit üyenin Profiline bak tahahalit üyeye özel mesaj gönder tahahalit üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: Konu icon Dinler Arası Diyalog Üzerine Bir Derkenar
tahahalit su an offline tahahalit  
Konu icon    Dinler Arası Diyalog Üzerine Bir Derkenar
39 Mesaj -

Dinler Arasý Diyalog Üzerine Bir Derkenar



"Sen milletlerine (dinlerine) tabi oluncaya kadar Yahudiler ve Hýristiyanlar asla senden razý olmazlar." Bakara 120
Diyalog, kelime olarak pozitif bir anlam taþýmaktadýr, Grekçe “dialogos” Latinceye “dialogus” sohbet etme anlamýnda geçmiþtir ve nihayet diyalog, bireyler ve toplumlar arasýnda ya ekonomik, ya psiko-sosyal, ya da kültürel, ekonomik ve politik düzeyde olur. Diyalogun mutlaka çýkar gözetmemesi ön þart deðildir. Zira, diyalogda bulunan kesimlerin elbette bir birilerinden bekleyecekleri, bir takým çýkarlarý, taktik ve stratejik hedefleri söz konusu olacaktýr. Yani diyalog sadece tanýmaya yönelik bir anlam taþýmamaktadýr. Ýþte bu nedenledir ki, 1962-1965 tarihleri arasýnda 141 ülkeden 2860 kadar temsilcinin katýlýmý ile gerçekleþen Ýkinci Vatikan Konsili, üç yýl içerisinde önemli kararlar aldý. Bu kararlarýn en önemlisi þüphesiz “Hýristiyan Olmayanlar Sekreteryasýnýn” kurulmasý idi. Artýk Papa 23. John, Asya kýtasýnýn Hýristiyanlaþtýrýlmasý zamanýnýn gelip geçmekte olduðuna inanýyordu. Fakat bu nasýl yapýlmalýydý, zira daha önce denenen metodlar esas olarak misyonerliði içinde barýndýran bilim kisveli yöntemlerdi; çok büyük çabalara raðmen istenilen sonuçlar alýnamamýþtý. Örneðin Oryantalism, (Doðu bilimcilik, özelde Ýslam dünyasýgöz kırpma, Evangelion (müjdeyi, yani Ýncil’i yayma), Proclomation (Ýsa Mesih’in Tanrýlýðýný ve Kutsal Ruh olduðunu açýða vurma, davet), Witness (Ýsa’nýn Tanrý oðlu olduðuna þehadet etme) tüm bu metod ve kavramsallaþtýrmalarýn misyonerlik faaliyetinden, yine sömürgeciliðin ve emperyalizmin keþif kolu olarak çalýþmaktan baþka bir þey olmadýðýný anlamak, Hristiyan olmayanlar için zor olmadý. Durumu iyi analiz eden Vatikan, artýk diyalog yolu ile hýrýstiyanlaþtýrma faaliyetine girecekti. Zira, diyaloða kapý aralayan Ýkinci Vatikan Konsili’nin kilise ile ilgili olan Üçüncü Bölümünde (Lumen Gentium, Ýnsanlarýn ýþýðýgöz kırpma þöyle denilmektedir ki, bu diyalogdan Vatikan’ýn ve hýristiyanlarýn ne anladýðýnýn en büyük delilidir: “Nihayet Ýncil’i henüz kabul etmemiþ olanlarýn, çeþitli biçim ve þekillerde Tanrý’nýn Halký’na katýlmalarý için yola koyulmalarý öngörülmüþtür. Ancak Tanrýnýn Kurtuluþ Yasasý Yaratýcýyý tanýyanlarýn hepsini Ýbrahim peygambere inanýp, bizimle beraber tek tanrýya inanan Müslümanlarý da kapsamaktadýr. Kilise, Tanrýnýn þerefini yükseltmek ve bütün bu umutsuz (hýristiyan olmayanlarýn, Müslümanlar gibi) insanlarýn kurtuluþunu gerçekleþtirmek için Efendimizin Tanrýnýn oðlu Ýsa’nýn “her yaratýða Ýncil’i vaaz edin” (Markos, 16-16) þeklindeki buyruðunu daima hatýrlayarak, özenle Ýncil’in yayýlmasýný amaçlayan misyonlarýný kalkýndýrmakta ve sonuna kadar desteklemektedir.”
“Extra ecclesiam nulla salus”
Diðer taraftan, diyaloðun baþlatýcýlarýndan 5. Paul da Ýkinci Vatikan Konsili’nde, diyaloðun gerçek amacý konusunda, konsil üyelerine þöyle seslenir: “Ýncil, her yaratýða Ýncil’i vaaz için tüm dünyaya yayýlýn der; ben ise buna þunlarý da ilave ediyorum: Misyonerlik için yeni yollar hazýrlamak, yeni yöntem ve vasýtalarý gözden geçirmek, yeni aksiyonlar, enerjiler meydana getirmek gerekir.”
Ve sonunda diyalog ekibi hemen göreve baþladý, önce Kardinal Marella, sonra sýrasý ile Kardinal Pignodelli, M. Jadot, Kardinal Arinze diyalog þemsiyesi altýnda misyon faaliyetlerine baþladýlar.
Evet, Vatikan’ýn diyalogdan anladýðý kelimenin tam anlamý ile budur. Öyle ki, evliliklerde bile artýk Papalar devreye girmektedir. Zaten Benedictus’tan önce Mardin’de diyalog toplantýsý yapýlýrken, tam da o gün Papa Ýkinci Jean Paul, tüm hýristiyanlarý Müslümanlarla evlenmemeye, eðer evlenmek zorunda kalýrlarsa çocuklarý mutlaka hýristiyan yapmaya çaðýrdý. Biz de hýristiyanlarla evlenmeye özendirilmesinin aksine. Aslýnda hristiyan diyalogcular bir bakýma haklýlar, çünkü kilise dogmasýna göre, “extra ecclesiam nulla salus.” (Kilise dýþýnda hiçbir hakikat yoktur.)
Öyleyse Mesih Ýsa’dan sonra gelen tüm dinler rafizi, yani sapkýndýr. Hiçbir diyalogcu kilise mensublarý direkt söylemezler ama asla Ýslam’ý vahyi bir din, Hz. Muhammed’i Allah’ýn Peygamberi olarak kabul etmezler. Zira kabul ettiðinde, tanrý oðlu Mesih’in bir anlamý kalmaz. Zaten Ýslam gibi bir din, Hz Muhammed gibi bir peygamber gönderilseydi, Baba Oðul’a, Oðul Havarilere, Havariler de Kiliseye bildirirdi. Bundan dolayý dikkat edilirse, hiçbir diyalog toplantýsýnýn sonunda, Kur’an’a, Ýslam’a, Hz. Muhammed’e atýf yoktur. Çünkü bu hýristiyan dogmaya aykýrýdýr. Býrakýn Ýslam’ý, Vatikan, hýristiyanlýk içindeki Metodisler, Mormonlar, Albililer, Üniteryenler, Presbiteryenler, Ebionitler gibi mezhebleri bile kafir ilan etmiþtir. Yani ne kadar diyalogda olsak bile, bir hýristiyan yüzümüze maslahat gereði söylemese bile, her zaman bilinç altýnda sapkýn bir dine inandýðýmýzý asla unutmayacaktýr. Onlar için Ýslam vahyi deðil, sadece sosyolojik anlamda bir dindir. Düþünün, sapkýn birisi ile hakikati temsil ettiðine inanan birisinin diyaloðu ne derece saðlýklý olur? Ama bir Müslüman için burada hiçbir takiyye yoktur. Çünkü Ýslam, hýristiyan ve yahudileri Ehli Kitap kategorisine koyar, yani onlar Teslis inancýnda ýsrar etmedikleri sürece kafir deðildirler. Ama Müslümanlar, Hz. Ýsa’nýn “logos” olarak yeryüzünde Baba’nýn (Tanrýgöz kırpma Ýsa’nýn bedenine bürünmüþ ilah olduðunu reddettikleri için, kesinlikle kilise dogmasýna göre sapkýndýrlar, yani kafirdirler.
Örneðin oryantalistlerin en ýlýmlýsý olan M. Watt bile, Ýslam’ýn Vahyi bir din olduðunu tam olarak itirafa yanaþmamýþtýr. Hatta Watt’a göre, hýristiyanlar arasýnda peygamberimizin en yaygýn ismi þeytanla özdeþ olarak kullanýlan “Mahound” kavramýdýr. Yani Hz. Peygamber, hýristiyanlara, özellikle Luther ve Evangelistlere göre anti-christtir. Yani, haþa, þeytandýr. Bundan dolayýdýr ki, Bush’un dini konulardaki en yakýn danýþmanlarý olan Pet Robertson ve papaz Jerry Falwel Graham Ýslam’ý þerir bir din, Peygamberimizi de gözü dönmüþ fanatik olarak nitelendirmektedirler. Burada denilebilir ki, efendim, biz diyaloðu iþte bunun için yapýyoruz. Yani bizim amacýmýz Ýslam’ýn Batý’daki bu pejoratif imajýný düzeltmek, barýþý saðlamak ve Batýlýlara Ýslam’ý öðretmektir. Hemen belirtelim ki, bu saf niyetli yaklaþýmlar, dýþ gerçekliði olmayan farazi bir iddiadan baþka bir þey deðildir. Neden? Birincisi; diyaloðun Vatikan tarafýndan resmen yürürlüðe koyulmasýndan itibaren yapýlan araþtýrmalara göre, Ýslam’ýn imajý daha da kötüleþmiþtir. Ve bizzat fanatik hýristiyanlar tarafýndan kasýtlý olarak terörle özdeþleþtirilmiþtir. Ýþin ilginç yaný, diyalog kararýna raðmen Ýslam aleyhine olan kampanyalar da papazlar, piskoposlar ve kardinaller daha da etkin rol oynamaktadýrlar.
Ýkincisi; “biz onlara Ýslam’ý öðretiyoruz” koca bir yalandýr. Zira Batýlýlar, Ýslam’ý bizden daha iyi bilmektedirler. Özellikle hýristiyan diyalogcular. Örneðin hiçbir diyalogcu arkadaþýmýzýn tasavvuf bilgisi L. Masignon, Titus Buchart’tan iyi deðildir. Yine Ýslam felsefesi bilgileri H. Corbin’den, Ýslam medeniyeti araþtýrmalarý H. Gibb’den, Kur’an Çalýþmalarý T. Nöldeke ve Ý. Goldziher’den, Ortadoðu Ve Ýslam Tarihi çalýþmalarý B. Lewis’ten, Ýslam Bilim çalýþmalarý, Helmut Ritter’den daha iyi deðildir. Denilebilir ki, bunlarýn bir çoðu vefat etti, bu iddia da yersizdir. Hayýr, onlarýn yetiþtirdiði yüzlerce öðrenci ve akademisyen, Ýslamic Research Center (Ýslam Araþtýrmalarý Merkezi) þemsiyesi altýnda Ýslam’a ve Müslümanlara iliþkin eserler vücuda getirmektedirler. Yani bizden Ýslam’ý öðrenmeye ihtiyaçlarý yok.
Dinler arasý diyalog, saf ve temiz bir proje deðildir
Üçüncüsü, barýþý korumak, bu da sureti haktan bir iddia. Hangi diyalog toplantýsýnýn Batý’nýn, dolayýsý ile hýristiyanlarýn, Irak, Bosna, Sudan, Çeçenistan, Kosova, Telafer ve hakeza Filipinler ve Filistin’deki katliamlarý önlemede etkisi olmuþtur? Hangi diyalog toplantýsýnda Kur’an’ýn tuvaletlere atýlmasý, bizzat Bush’un danýþmanlarýnýn Ýslam’a ve Efendimize yönelik meþum hakaretleri kýnanmýþtýr. Bu ne biçim bir diyalogdur Allah aþkýna! Neden özellikle diyalog toplantýlarýnda Peygamberimiz ve Kur’an dýþlanýr? Zaten bu bir diyalog deðil, kelimenin tam anlamý ile Hýristiyanlýðýn ve Greko-Romen deðerlerin propagandasýnýn yapýldýðý bir monologdan baþka bir þey deðildir.
Müslüman katýlýmcýlar da “figüran” olarak yerlerini almaktadýrlar, o kadar. Zaten diyaloðun “teorisyeni” kardinal Arinze bu konuda þöyle der: “Kutsal yolcu olarak kilise, öteki dinlere mensup insanlarla sürdürdüðü diyaloðun, kurtuluþ diyaloðu olduðunun bilincinde olmalýdýr.” [Yani sapkýn kabul edilen Müslümanlarý son kurtuluþa erdirmek.]
Demek ki, diyalog, kendisine deðer verdiðimiz Hayrettin Karaman hocamýzýn zannettiði gibi saf ve temiz bir proje deðildir. Olamaz da. Özellikle teoloji-ilahiyat alanýnda hiç olamaz. Zira hýristiyanlar “teslis” inancýndan vazgeçemeyeceklerine göre ve yine Kur’an’ýn “Allah üçün üçüdür diyenler kafir olmuþlardýr” ayeti deðiþmeyeceðine göre, bütün bu diyalog toplantýlarý samimiyetten uzak kalmaya mahkum olacaklardýr. Zaten Arinze ve Karl Barth gibi zevat diyaloðun mutlak anlamda “misyon” ve “davet” (mission and proclamations) temeli üzerinde olmasý gerektiðini açýkça yazmakta ve konuþmaktadýrlar.
Müslümanlarýn diyalogu, tevhid ve teblið merkezli olmalýdýr
Ýslam tarihinde elbette Peygamberimizin, Sahabilerin, halifelerin ve Müslüman alimlerin hýristiyan, yahudi, mecusi vs. gibi din mensuplarý ile diyaloglarý olmuþtur. Ancak bu diyaloglarda Ýslam’ýn özellikle “tevhid” noktasýnda kendilerine yönelttiði eleþtiriler gizlenmediði gibi, Ýslam’ýn bütünsel anlamýndan ve “teblið” faaliyetinden asla taviz verilmemiþtir.
Örneðin, Peygamber Efendimizin, dönemin en büyük imparatorluðunun reisi olan Heraklius’a yazdýðý mektuptaki uslup ve azamet; bizim diyalogcularýn kullandýðý üslup ve retoriðe benziyor mu?
“Rahman ve Rahim olan Allah’ýn adýyla, Allah’ýn kulu ve Resulü olan Muhammed’den Rumlarýn büyük reisi Heraklius’a...
Hidayet’e ve hakka ittiba edenlere selam olsun. Ýlan ederim ki; seni tam bir Ýslami davetle Ýslam’a çaðýrýyorum. Müslüman ol, selamet bulursun. Müslüman ol ve Allah sana iki kat ecrini verir. Eðer yüz çevirirsen, tebaanýn günahý senindir.” (Bakýnýz: Muhammed Hamidullah, Ýslam Peygamberi, I/219)
Dikkat edilirse, Peygamberimiz bu mektubu kaleme aldýrýrken, Ýslam Arap Yarýmadasýnýn dýþýna çýkmadýðý gibi, Müslümanlarýn sayýsý da milyarýn üstünde deðildir.
Þimdi diyalogun neden samimi olamayacaðýna iliþkin bir örnek daha verelim: Bir Müslümanýn, bir Bahai yahut Kadiyani ile diyalogu samimi olabilir mi? Eðer Kur’an’a tam baðlýysa, asla samimi olmaz. Çünkü samimi olabilmesi için, Hz. Muhammed’den sonra Hüseyin Mirza Ali’nin, yahut Gulam Ahmed’in Allah tarafýndan gönderilen Peygamber olduðunu kabul etmesi veyahut en azýndan ima etmesi gerekir. Peki bu mümkün mü? Kesinlikle mümkün deðil, çünkü, Ýslam ortodoksisine göre (Ehli Sünnet) onlarýn statüsü, týpký yalancý peygamberlerden biri olan Müseylemetül Kezzab, Esved el Ansi ve Tüleyha gibidir. Ayný yargý bir yahudi ve hýristiyan arasýndaki diyalogda da geçerlidir. Zira Ortodoks-Rabbinik bir yahudi için henüz Mesih gelmemiþtir, son Peygamber de Malakidir. Öyleyse Ýsa, týpký Sabatay Sevi gibi, en büyük sahte Mesihtir ve bundan dolayýdýr ki, özellikle katolikler için kahudiler “teosid” dir. ( Yani Tanrý katilidir)
Sinsi planlar ve etnik kimliklerin öne çýkarýlmasý
Peki bütün bu olgulara gerçeklere raðmen, diyalogun samimi olmayacaðý açýða çýkmýþ olmuyor mu? Zaten samimi olmadýklarý, yaptýklarý beyanlardan da anlaþýlmaktadýr. Örneðin Fethullah Gülen hoca efendi samimiyetle El Kaide’nin eylemlerini kýnarken, Patrik Bartelemoeus, Hahambaþý Ýshak Haleva, ya da dünya ölçeðinde Papa açýktan, yani resmi anlamda Ýsrail’in ve Amerika’nýn Ýslam dünyasýndaki vahþetlerini asla kýnamamýþlardýr. Hatta Papa Ýkinci Jean Paul, Ermeni Patriði Ýkinci Karakin ile görüþmesinde, Türkiye’yi yirminci yüzyýlda en büyük soykýrýmlardan birisini yapmakla suçlamýþ ve yine Med Tv’nin yayýnlarý için, yer ve frekans temininde yardýmlarýný esirgememiþtir. Bizim aklý evvel bazý gazeteciler ve diyalogcular dediler ki, efendim Papa yanýldý veyahut yanýltýldý. Tabii bu bir cehaletten baþka bir þey deðildir. Çünkü Hýristiyan dogmasýna göre, Papa yanýlmaz da, yanýltýlamaz da. Zira Papa’nýn infallible [Yanýlmaz] sýfatý vardýr. Nerede diyalogdaki samimiyet?
Sonuç olarak, Dinler arasý diyalog toplantýlarý, sinsi hýristiyanlaþtýrma, etnik kimlikleri ön plana çýkarma, Ýslam’ý bir nevi protestanlaþtýrma ve alinasyon (yabancýlaþtýrma) planlarýný bünyesinde taþýyan postmodern bir misyon hareketidir.

Lütfü Özþahin
10.09.2005
düsün düsün düsün düsün düsün düsün düsün düsün
Gönderme Tarihi: 01.10.2005 - 23:28
tahahalit üyenin diger mesajlarini ara tahahalit üyenin Profiline bak tahahalit üyeye özel mesaj gönder tahahalit üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Sayfa (2): (1) 2 weiter >
İmzalar göster - Konu olarak göster

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 920 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
ibrahim45 (46), ebabil54 (51), _EM!NE_ (36), talat (55), nerfa (58), yakupbozseki (59), NeWBaHaR (37), Akbulut (52), vahdet_ahmet (44), saripapatyam (50), bilo78 (46), gurbetten_silay.. (39), Rabbia (52), akaya20 (38), El- Metin (43), rapidhack (42), muazbinismail (40), SANDOKAN (56), SANKOCINK (56), efuli2 (50), hollanda (46), braskim (45), benreceb (42), ergin32 (55), Ozlem (42), suheyla cabuk (52), selman77 (47), kenankara (39), bilalxx (40), iskenderpasa (46), mstfakin (42)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.58705 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.