0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » HADİS / SÜNNET » KİM HİDAYETİ KUR'ÂN'IN DIŞINDA BAŞKA BİR YERDE ARARSA, ALLAH ONU

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 32 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
tarýkyýlmaz su an offline tarýkyýlmaz  
Themenicon    KİM HİDAYETİ KUR'ÂN'IN DIŞINDA BAŞKA BİR YERDE ARARSA, ALLAH ONU

4 Mesaj

Kayıt Tarihi: 05.09.2005
En Son On: 18.07.2007 - 14:53
Cinsiyeti: ----- 
KİM HİDAYETİ KUR'ÂN'IN DIŞINDA BAŞKA BİR YERDE ARARSA, ALLAH ONU
DALÂLETTE BIRAKIR.
Muhterem okuyucular, 1400 yıldan beri iblis, devreye girerek zaman
içerisinde İslâm'ın 7 safhasıyla ilgili Allah'ın hükümleri yerine,
bidatlerini yerleştirmiştir. İblis, Allah'ın gerçekleri yerine bu
bidatleri nasıl yerleştirmiştir?
Allahû Tealâ, Kur'ân'da sahâbeyi bize örnek gösteriyor. Sahâbenin
hepsi Allah'a ulaşmayı dilemişlerdir.
Ama bugün el yazması kitaplarda öğretilen dînin muhtevası içerisinde,
insanlara, İslâm'ın birinci safhasıyla ilgili, "Ruhun Allah'a
ulaşması yok." bidati gelip yerleşmiştir. "Dünya hayatında ruhun
Allah'a ulaşması yoktur. Ruh, bize hayat verir. Ruh vücuttan çıkarsa
ölürüz. Ancak ölümle bizim ruhumuz Allah'a ulaşır." diyerek bâtılı
benimsemişlerdir.
Mürşide tâbî olma yerine, iblis, "Kul ile Allah arasına kimse
giremez. İslâm'da ruhban sınıfı yoktur." bidatini yerleştirmiştir.
Ruhun Allah'a teslimi yerine, "Biz zaten İslâm'ın 5 şartını yerine
getiriyoruz. O halde müslümanız. Biz ruhumuzu Allah'a teslim ettik."
diyorlar.
Fizik bedenin Allah'a teslimi içinse, "E, namaz kılan herkes, zaten
fizik bedenini Allah'a teslim etmiştir." diyorlar.
Nefsin Allah'a teslimi aynı standart içerisinde devreye giriyor ve
bununla ilgili de insanların yozlaştırıldığı görülüyor.
Günümüzde insanlar, irşad heyetlerini kuruyorlar. Ve mürşidi Allah
tayin etmesine karşılık, insanlar: "Hayır! Biz mürşidi tayin ederiz."
diyorlar. İrşad müesseselerinden insanlara dîn öğretmeye kalkıyorlar.
İradenin Allah'a teslimine zaten uygulamada rastlamak mümkün değildir.
Kısacası Kur'ân'daki İslâm'ın 7 safhasının yedisine de iblis, el
yazması kitaplar vasıtasıyla, bidatleri getirip yerleştirmiştir.Ve
günümüzde insanlar, hidayeti Kur'ân'ın içerisinde değil, Kur'ân'ın
dışındaki insanların devreye koyduğu el yazması kitaplardan
öğreniyorlar. Bu yüzden hepsi dalâlettedir.
Neden böyle diyoruz muhterem okuyucular? Çünkü Allahû Tealâ, Yunus
Suresinde şöyle buyuruyor:

10/YUNUS-57: Yâ eyyuhen nâsu kad câetkum mev'ızatun min rabbikum ve
şifâun limâ fîs sudûri ve huden ve rahmetun lil mu'minîn(mu'minîne).
Ey insanlar! Size, Rabbinizden öğüt (vaaz) ve göğsünüzde olana
(nefsinizin kalbindeki hastalıklara) şifa ve mü'minlere hidayet ve
rahmet gelmiştir.
O halde Kur'ân, insanlar için bir hidayettir. Ve hidayeti, Kur'ân'da
aramak gerekir. Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) Efendimiz hadîs-i
şerifin devamında buyuruyor:
5- O, Allah'In sapAsaĞlam bİr İpİ ve apaçIk bİr mührüdür.
Muhterem okuyucular, Rabbimiz Allah'ın ipi olarak Sıratı Mustakîm'i
açıklıyor.
Sıratı Mustakîm, 4 ana kısımdan oluşur. Allah'ın irşadla vazifeli
kıldığı kavmin resûllerinin veya onlara bağlı olarak mürşidlerin
bulunduğu dergâhtan, devrin imamının dergâhına kadar yeryüzünün
sathına paralel sebîller, Sıratı Mustakîm'in birinci kısmını
oluşturur.
Huzur namazının imamının zemin kattaki dergâhından 7. gök katına
kadar 7 tane gök katını birbirine bağlayan Tarîki Mustakîm, Sıratı
Mustakîm'in ikinci kısmını ve dikey kısmını oluşturur. 7. gök
katından 7 âlem geçtikten sonra varlıklar âleminin son noktası olan
Sidret-ül Münteha ile noktalanan bölüm, Sıratı Mustakîm'in üçüncü
kısmıdır. Varlıklar âleminin son noktasından Yokluk'ta, Allah'ın
Zat'ına ulaşana kadar olan kısım ise Sıratı Mustakîm'in dördüncü
kısmıdır. Allahû Tealâ, bu Sıratı Mustakîm'in 4 kısmıyla ilgili
âyetlerini de Kur'ân-ı Kerim'e koymuştur.
Sıratı Mustakîm'in birinci kısmının ifade edilişi şöyledir:
5/MAİDE-16: Yehdî bihillâhu menittebea rıdvânehu subules selâmi ve
yuhricuhum minez zulumâti ilen nûri bi iznihî ve yehdîhim ilâ sırâtın
mustakîm(mustakîmin). Allah, rızasına tâbî olan kişiyi onunla (resûlü
ile) teslim yollarına hidayet eder. Kendi izniyle onları karanlıktan
aydınlığa (zulmetten nura) çıkarıp, Sıratı Mustakîm'e hidayet eder
(ulaştırır).

Sıratı Mustakîm'in ikinci kısmının ifadesi Ahkâf Suresindedir:
46/AHKÂF-30: Kâlû yâ kavmenâ, innâ semi'nâ kitâben unzile min ba'di
mûsâ musaddikan fimâ beyne yedeyhi yehdî ilel hakkı ve ilâ tarîkin
mustakîmin.
(Onlar şöyle) dediler: "Ey kavmimiz! Muhakkak ki; biz, Musa (A.S)'
dan sonra indirilen, onların elindekini tasdik eden, Hakk'a ulaştıran
ve tarîki mustakîm'e hidayet eden bir kitab dinledik."

Sıratı Mustakîm'in üçüncü kısmının ifadesi Hicr Suresindedir:
15/HİCR-41: Kâle hâzâ sırâtun aleyye mustekîm(mustekîme). (Allahû
Tealâ) şöyle buyurdu: "Bu, Bana ulaştıran (Bana yönlendirilmiş)
yoldur."

Sıratı Mustakîm'in dördüncü kısmının ifadesi ise En'am Suresindedir:
6/EN'AM-126: Ve hâzâ sırâtu rabbike mustekîm(mustekîmen), kad
fassalnâl âyâti li kavmin yezzekkerûn(yezzekkerûne).
Ve bu, senin Rabbine istikametlenmiş (yönlendirilmiş) yoldur.
(Allah'a götüren yoldur). Tezekkür eden bir kavim için âyetleri ayrı
ayrı açıkladık.

6- O, ALLAH'IN SAPASAĞLAM BİR İPİ VE APAÇIK BİR NURUDUR.
42/ŞURA-52: Ve kezâlike evhaynâ ileyke rûhan min emrinâ, mâ kunte
tedrî mel kitâbu ve lel îmânu ve lâkin cealnâhu nûren nehdî bihî men
neşâu min ibâdinâ, ve inneke le tehdî ilâ sırâtın mustekîm
(mustekîmin). Ve keza sana emrimizden ruh (Kur'ân) vahyettik. Sen
kitap nedir, îmân nedir? bilmezdin. Fakat Biz, O'nu (Kur'ân'ı) nur
kıldık; O'nunla dilediklerimizi hidayete erdirmek için. Ve muhakkak
ki; sen, Sıratı Mustakîm'e ulaştırıyorsun.

Kur'ân-ı Kerim, bir nurdur. Ve Sıratı Mustakîm'e ulaştıran, hikmet
dolu Allah'ın haberidir.
Kur'ân'ın muhtevasında yer alan hikmetlerin başında, Allah'a ulaşmayı
dilemek ve Allah'ın tayin ettiği mürşide mutlaka tâbî olmak gelir.
Kişi, Allah'a ulaşmayı dilediği zaman Allahû Tealâ'dan 10 tane ihsan
alır.
Bu 28 basamağın birincisinde bütün insanlar olayları yaşarlar.
Olayları yaşayan bu insanlardan Allah, kalbinde zeyg olanları yani
insanlar arasında fitneye sebep olanları ve kalbi hasta olanları
seçmez. Onun dışında Allah'ın seçtikleri ikinci basamağa ulaşır. Bu
seçilenleri de Allahû Tealâ, birtakım olaylarla tekrar imtihan eder.
Bunlardan, onlar ki kendilerine bir musîbet isabet ettiği zaman:
2/BAKARA-156: Ellezîne izâ esâbethum musîbetun, kâlû innâ lillâhi ve
innâ ileyhi râciûn(râciûne). Onlar ki; kendilerine bir musibet isabet
ettiği zaman: "Biz muhakkak ki; Allah içiniz (O'nun için yaratıldık)
ve muhakkak O'na döneceğiz (ulaşacağız)." dediler.

"Muhakkak ki biz, Allah içiniz ve mutlaka Allahû Tealâ'ya döneceğiz"
diyenlere Allah, şu 10 ihsanda bulunur:
1-Allahû Tealâ'nın Rahîm esmasıyla tecelli etmesi ve rahmetini
göndermeye başlaması
2- Baş gözlerindeki hicab-ı mesturenin kaldırılması
3- Kulaklardaki vakranın kaldırılması
4- Kalpteki ekinnetin kaldırılması
5- Yerine ihbatın konması
6- Allah'ın kalbe ulaşması hidayet koyması
7- Kalbin Allah'a dönmesi
8- Kalbe rahmet yolunun açılması
9- Kişinin hûşûya ulaşması
10- Ve hûşû sahibine, Allah'ın mürşidi göstermesi.
Allah, sebepsiz yere mürşidini göstermez. Allah gösterilen mürşide
tâbî olmamızı ister ve tâbiiyetle Allahû Tealâ'nın 10 tane ni'meti
gerçekleşir.
1. ni'met, devrin imamının ruhu başımızın üzerinde yer alır.
2. ni'met, Allah kalbimizin mührünü alır.
3. ni'met, kalbimizdeki küfrü dışarıya alır.
4- ni'met, kalbimize îmânı yazar.
5. ni'met, günahlarımızı sevaba çevirir.
6. ni'met, ruhumuz fizik bedenimizinden ayrılıp Sıratı Mustakîm'e
ulaşır.
7. ni'met, nefs tezkiyesine başlanır.
8. ni'met, fizik vücut şeytana kul olmaktan kurtulmaya başlar.
9. ni'met, irademiz kuvvetlenir.
10. ni'met, bire yüz ve her gök katında yüzer yüzer artarak yedi yüze
kadar Allahû Tealâ, pozitif derecatı bizlere vermeye başlar.
Gördük ki, Sıratı Mustakîm'e ulaştıran hikmet yolu, Allah'ın
Kitab'ıdır.
O halde bu hadîs-i şerifte Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) Efendimiz,
Kur'ân'ın muhtevasını bir bir bizlere açıklamış ve anlatmıştır.
Muhterem okuyucular, bir hadîs konumuzun daha sonuna geldik.
Rabbimizin bizlere emrettiği 7 safhayı bütün unsurlarıyla, dünya
hayatında Allah'ın bize yaşamayı nasip kılmasını yine Rabbimizden
Efendimiz'in himmetiyle diliyorum. Ve sözlerimi inşaallah burada
tamamlıyorum.
Allah hepinizden razı olsun.
Ekleme Tarihi: 18.10.2005 - 21:19
Bu mesajı bildir   tarýkyýlmaz üyenin diğer mesajları tarýkyýlmaz`in Profili zum Anfang der Seite
tarıkyılmaz72 su an offline tarıkyılmaz72  
..

163 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 01.11.2005
En Son On: 25.12.2005 - 19:44
Cinsiyeti: ----- 
bugün din emaniye kitaplara teslim edildiği için hurafelerle doludur
Ekleme Tarihi: 02.11.2005 - 04:49
Bu mesajı bildir   tarıkyılmaz72 üyenin diğer mesajları tarıkyılmaz72`in Profili tarıkyılmaz72 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
aybars77 su an offline aybars77  
Themenicon    Yaniliyorsun dostum !

264 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 28.08.2005
En Son On: 07.04.2006 - 22:17
Cinsiyeti: Erkek 
Rasûlullah Efendimiz (S.A.V.) buyururlar ki ;

Ashabım gökteki yıldızlar gibidir.Onlardan hangisini esas alırsanız hidayete erersiniz.
Ekleme Tarihi: 06.11.2005 - 19:34
Bu mesajı bildir   aybars77 üyenin diğer mesajları aybars77`in Profili aybars77 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
rgözlü su an offline rgözlü  

6 Mesaj

Kayıt Tarihi: 28.06.2005
En Son On: 22.12.2005 - 12:39
Cinsiyeti: ----- 
Allah Razı Olsun Allah Razı Olsun
Ekleme Tarihi: 08.11.2005 - 08:49
Bu mesajı bildir   rgözlü üyenin diğer mesajları rgözlü`in Profili rgözlü Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Lübe su an offline Lübe  
RE: Yaniliyorsun dostum !

162 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 09.06.2004
En Son On: 09.06.2010 - 11:54
Cinsiyeti: ----- 
Alıntı
Orijinali aybars77



Rasûlullah Efendimiz (S.A.V.) buyururlar ki ;

Ashabım gökteki yıldızlar gibidir.Onlardan hangisini esas alırsanız hidayete erersiniz.






Katiliyorum.
Ekleme Tarihi: 08.11.2005 - 08:58
Bu mesajı bildir   Lübe üyenin diğer mesajları Lübe`in Profili Lübe Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
tarıkyılmaz72 su an offline tarıkyılmaz72  
..

163 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 01.11.2005
En Son On: 25.12.2005 - 19:44
Cinsiyeti: ----- 
Hay Allah razı olsun % 100 katılıyorum 313 sahabe irşad makamına (daim zikire)kalp zikrine ulaşmışlar mürşid olmuşlar onlara tabii olanlar hidayete ulaşmış

KUR'ÂN'IN BEYÂNI
Kur'ân-ı Kerim Allah'ın bildirisidir, beyanıdır.
Allahû Teâlâ Kur'ân-ı Kerim ile ni'metin tamamlandığını Maide Sûresi'nin 3. âyet-i kerîmesinde açıklıyor.

5/MAİDE-3: …Elyevme yeiselleziyne keferû min diyniküm felâ tahşevhüm vahşevn, elyevme ekmeltü leküm diyneküm ve etmemtü aleyküm ni'metiy ve radıytü lekümül'islâme diynâ.
Bugün kâfirler sizin dininizden ye'se düşmüşlerdir. Bugün dîninizi ikmal ettim, üzerinizdeki ni'metimi tamamladım. Sizin için dîn olarak İslâma razı oldum.
4/NİSA-26: Yuridullâhuü liyubeyyine lekum ve yehdiyekum sunenellezîne min kablikum ve yetûbe aleykum.
Allah size beyan etmek (açıklamak) ve sizi, sizden öncekilerin kanunu (olan Allah'a ) ulaştırmak ve tövbelerinizi kabul etmek ister.
EN'AM-55 : Ve kezâlike nüfassılül-âyâti ve litestebîyne sebîylül mücrimîn.
Günahkârların yolu belli olsun diye âyetleri açıklıyoruz.


Bu mesaj 2 kez ve en son tarıkyılmaz72 tarafından 23.12.2005 - 21:48 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 10.11.2005 - 23:30
Bu mesajı bildir   tarıkyılmaz72 üyenin diğer mesajları tarıkyılmaz72`in Profili tarıkyılmaz72 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
tarıkyılmaz72 su an offline tarıkyılmaz72  
Themenicon    ..

163 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 01.11.2005
En Son On: 25.12.2005 - 19:44
Cinsiyeti: ----- 
KURAN MUHAFAZA EDİLDİĞİNİ AYETLERDEN ANLIYORUZ PEKİ EMANİYE EL YAZMASI KİTAPLAR KİMİN KORUMASINDADA ONLARA TABİİ OLUYORUZ DİNİMİZİ ONLARDAN ÖĞRENMEYE ÇALIŞIYORUZ ÜSTELİK KURAN BÜTÜN İLİMLERİ KAPSADIĞINI BELİRTEN AYETLER VARKEN ALLAH IN SÖZÜNDE HULK YOKTUR O ÖYLE DİYORSA ÖYLEDİR FALAN ALİM ÇOK BİLGİLİ O ÖYLE DEMİYORMU DİYORSUNUZ KİMİNLE KİMİ YARIŞTIRIYORSUNUZ

KUR'ÂN BÜTÜN İLİMLER KAPSAR
Allahû Teâlâ Hz. Nahl Sûresi 89. âyet-i kerîmesinde Kur'ân-ı Kerim'in herşeyi açıkladığını ifade buyurmuştur.

16/ NAHL-89: Ve yevme neb'asü fiy külli ümmetin şehiyden aleyhim min enfüsihim ve ci'nâ bike şehiyden alâ hâülâ' , ve nezzelnâ aleykelkitâbe tibyânen likülli şey'in ve hüden ve rahmeten ve büşrâ lilmüslimiyn.
Ve o gün bütün ümmetlerde içlerinden birini onların üzerlerine şahit beas ederiz. Seni de kendi ümmetine şahit tutacağız. Sana bu kitabı herşeyi açıklayıp anlatan, doğru yolu gösteren rehber, rahmet ve müjde olarak indirdik.
6/ EN'AM-38: Mâ ferratnâ fiylkitâbi min şey'in .
Biz bu kitapta hiçbirşeyi eksik bırakmadık.

Allah'ın yarattığı herşey Kur'ân-ı Kerim'de ifadesini asıl olarak bulmuştur. Fakat Kur'ân'da bir netice olarak mevcut olup, detaylarının mutlaka idrak eden kişiler tarafından açıklanması lazımdır.

30/ RUM-58: Ve lekad darebnâ linnâsi fiy hâzelkur'âni min külli mesel, ve lein ci'tehüm biâyetin leyekuûlennelleziyne keferû in entüm illâ mübtılûn.
Andolsun ki, biz Kur'ân'da insanlar için her çeşit misalden açıkladık. Ve eğer sen onlara bir âyet getirsen, derler ki o kâfirler, "Sen ancak batılı söyleyensin."
25/ FURKAN- 33: Velâ ye'tûneke bimeselin illâ ci'nâke bilhakkı ve ahsene tefsiyrâ.
Sana getirdikleri hiçbir mesele yoktur ki, Biz onun cevabını Hak ile ve en güzel (ahsen) tefsir ile getirmiş olmayalım.
6/ EN'AM- 67: Likülli nebe' in müstekarrün ve sevfe ta'lemûn.
Kur'ân'da her haber takarrür etmiştir (haberin gerçekleşeceği belirli bir vakit kararlaştırılmıştır). Siz de bileceksiniz.

O halde bu Kur'ân her zaman ve her mekânda yaşanan Allah'ın ilmi kelâmıdır.
Ekleme Tarihi: 19.12.2005 - 18:24
Bu mesajı bildir   tarıkyılmaz72 üyenin diğer mesajları tarıkyılmaz72`in Profili tarıkyılmaz72 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
NurBahcesi su an offline NurBahcesi  
KELİME OYUNLARI YAPMAYIN

2687 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.08.2005
En Son On: 16.01.2010 - 22:25
Cinsiyeti: ----- 
BİLMEM SAFHA BASAMAK DERECE 313 SAHABE ZİKRİ SÜSLÜ KELİMELER...
Ekleme Tarihi: 20.12.2005 - 13:32
Bu mesajı bildir   NurBahcesi üyenin diğer mesajları NurBahcesi`in Profili NurBahcesi Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
tarıkyılmaz72 su an offline tarıkyılmaz72  
..

163 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 01.11.2005
En Son On: 25.12.2005 - 19:44
Cinsiyeti: ----- 
KARDEŞ SEN ONU BUNU BIRAK KURAN A TABİİ OL GÜZEL KARDEŞİM KURAN IN BEYANI NE ALLAH NE DEMEK İSTİYOR ONA KULAK VER AKLETMEYENE AZAP EDERİZ DİYOR ALLAHU TEALA
Ekleme Tarihi: 20.12.2005 - 18:17
Bu mesajı bildir   tarıkyılmaz72 üyenin diğer mesajları tarıkyılmaz72`in Profili tarıkyılmaz72 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
NurBahcesi su an offline NurBahcesi  
senin iskenderin akletti de akıl versin biraz bize

2687 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.08.2005
En Son On: 16.01.2010 - 22:25
Cinsiyeti: ----- 
vah kardeşim sana diyecek bir sözüm yok seni bu hale getirenlere sözüm.....vah...insaallah düzelirsin ben kuranı güzel okuyan ve tabiolmaya calışan biriyim ..benim uymam gereken yer sünnet ve kuran..sen mehdinin sünnetine uy...emi..
Ekleme Tarihi: 20.12.2005 - 21:41
Bu mesajı bildir   NurBahcesi üyenin diğer mesajları NurBahcesi`in Profili NurBahcesi Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
tarıkyılmaz72 su an offline tarıkyılmaz72  
Themenicon    ..

163 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 01.11.2005
En Son On: 25.12.2005 - 19:44
Cinsiyeti: ----- 
KUR'ÂN'A TÂBİ OLUN
ARAF-3: İttebi'û mâ ünzile ileyküm min Rabbiküm ve lâ tettebiû min dûnihî evliyâ, kalîylen mâ tezekkerûn.
Size Rabbiniz tarafından inzal olunan şeye tâbi olun ondan başka dostlara tâbi olmayın. Çok az tezekkür ediyorsunuz.

EN'AM-155 :Ve hâzâ kitâbün enzelnâhü mübârakün fettebiûhü vettekuû le'alleküm türhamûn.
Bu inzal eylediğimiz bir kitaptır. Mübarektir, öyleyse ona tâbi olun ve takva sahibi olun ki, merhamet olunasınız.

İnsanların Allah indindeki mazeretlerinin kalmaması için Kur'ân-ı Kerim'i Allah kendinden evvelki kitapları tasdik eden, herşeyi muhtevi, Allah'ın tüm ni'metini bize ulaştıran kitap olarak göndermiştir.

EN'AM-156,157 :En tekûlû innemâ ünzilelkitâbü alâ tâifeteyni min kablinâ, ve in künnâ an dirâsetihim leğâfiylin. Ev tekûlû lev ennâ ünzile aleynelkitâbü lekünnâ ehdâ minhüm, fekad câeküm beyyinetün min Rabbiküm ve hüden ve rahmetûn femen ezlemü mimmen kezzebe biâyâtillâhi ve sadefe anhâ seneczillezîne yasdifûne an âyâtinâ sûel-azâbi bimâ kânû yasdifûn.
Bizden evvel yalnız iki taifeye kitap inzal olundu. Dilimizce olmadığından tedrisatından gafil kaldık yahut bize kitap inzal olunsaydı herhalde onlardan daha ziyade hidâyete ererdik, dememeniz için inzal ettik. İşte size Rabbinizden beyyineler (deliller) hidâyet ve rahmet gelmiştir. Allah'ın ayetlerini yalan sayıp ondan çevrilenlerden daha zalim kim olabilir. Ayetlerimizden çevrilenleri, çevrildikleri için bir azap ile cezalandıracağız.
25/FURKAN-27: Ve yevme ye'adduzzalimu alâ yedeyhi yekulu ya leytenittehaztü mearrasuli sebiyla.
Zalimlerin herbiri iki elini ısırdığı o günde şöyle diyecekler: "Ne olurdu, O Resûl ile beraber sebiyli (Allah'a ulaştıran yolu) tutsaydım.
25/FURKAN-28: Yâ veyletâ leyteniy lem ettehız fülânen haliylâ.
Yazıklar olsun bana, ne olurdu filanı dost edinmeseydim.
25/FURKAN-29: Lekad edalleniy anizzikri ba'de iz câeniy, ve kâneşşeytânü lil'insâni hazûlâ.
Andolsun ki bana Kur'ân gelmişken o beni zikirden saptırdı. Şeytan insanı yalnız bırakır.
25/FURKAN-30: Ve kaâlerresûlü yâ rabbi inne kavmittehazû hâzelkur'âne mehcûrâ.
Peygamber dedi ki; "Yâ Rab kavmim Kur'ân-ı bırakıverdiler."

KUR'ÂN MÜRŞİDE ULAŞTIRIR VE ŞİFADIR;
Kur'ân-ı Kerim mürşide nasıl ulaşılacağını gösteren bütün işaretlere sahiptir. Kur'ân-ı Kerim'de açıklanan hususlar tatbik edilirse, Mürşide ulaşılır. Mürşid ise Hakk'a ulaştırır.

AHKAF-30 : Kaâlu yâ kavmenâ innâ semi'nâ kitâben ünzile min ba'di Musâ müsaddikan limâ beyne yedeyhi yehdîy ilelhakkı ve ilâ tarîykın müstakîym.
Ey kavmimiz biz Mûsa'dan sonra inzal olunmuş evvelki kitapları tasdik eden, Hakk'a ve Hakk'a giden tarîk-ı müstakîm'e ulaştıran, bir kitap dinledik.
CİN-1, 2: Kul ûhiye ileyye ennehüsteme'â neferün minelcinni fekaâlû innâ semi'nâ Kur'ânen aceban yehdî ilerrüşdi.
De ki; Bana vahiyle bildirildi ki, birkaç cin Kur'ân-a kulak verip şöyle dediler; Mürşide götüren bir Kur'ân işittik.

Kur'ân-ı Kerim diğer kitaplardaki tüm gerçekleri muhtevi olduğu gibi, onlardan daha tafsilatlı ve herşeyi açıklayan Allah'ın tamamlanmış ni'metidir. Bu tamamlanmış kitaptır ki, Rabbimizden bize miras bırakıldığını şöyle açıklıyor :

35/ FATIR-32: Sümme evresnelkitâbelleziynastafeynâ min ıbadinâ, feminhüm zâlimün linefsih, ve minhüm muktesıd, ve minhüm sâbikun bilhayrâti bi-iznillâh, zâlike hüvelfadlulkebiyr.
Sonra kullarımızdan seçtiklerimize kitabı miras bıraktık. Onların bir kısmı nefislerine zulmeder, bir kısmı muktesit'tir (yemin sahibidir). Bir kısmı ise Allah'ın izniyle hayırlarda yarışanlardır. İşte büyük fazıl budur.
ENBİYÂ-10: Lekad enzelnâ ileyküm kitâben fîyhi zikruküm efelâ ta'kılûn.
Biz size bir kitap inzal eyledik ki onda sizin için zikir vardır. Halâ akıl erdiremiyor musunuz?
ZUHRUF-43,44: Festemsik billeziy ûhiye ileyk, inneke alâ sırâtın müstekîym. Ve innehû lezikrun leke ve likavmik, ve sevfe tüs-elûn.
Artık sana ne vahiy olunmuşsa ona sarıl çünkü sen Sırat-ı Müstakîm'desin. Kur'ân sana ve kavmine de büyük bir şereftir. Hakkını eda hususunda sorguya uğrayacaksınız.
FUSSİLET-44: Kul hüve lillezîne âmenû hüden ve şifâ.
De ki; Kur'ân mü'minler için hidâyet ve şifadır.
YUNUS-101: Ve mâ tüğnîyl-âyâtü vennüzüru an kavmin lâ yü'minûn.
Ayetler ve nezirler îmân etmeyen kavme fayda vermez.

10/ YUNUS-57: Yâ eyyühennâsü kad câetküm mev'ızatün min rabbiküm ve şifâün limâ fiyssudûri ve hüden ve rahmetün lilmü'miniyn.
Ey nâs! Andolsun ki, size Rabbimiz tarafından bir mev-ıze, göğüslerinizdeki hastalıklara şifa, mü'minler için hidayet ve rahmet gelmiştir.
10/ YUNUS-58: Kul bifadlillâhi ve birahmetihî febizâlike felyefrehû, hüve hayrün mimmâ yecme'ûn.
De ki, "Allah'ın fazlı ve rahmeti ile, yalnız bunlarla ferahlansınlar. O onların yığdıkları dünya zînetlerinden daha iyidir."


ESKi KİTAPLARIN ASLI DA HİDÂYET REHBERİDİR
Yüce Rabbimiz Hz. Musa'ya Tevrat'ı, Hz. Davut'a Zebur'u, Hz. İsa'ya İncil'i ve Peygamber Efendimiz (SAV)'e de Kur'ân-ı Kerim'i indirmiştir. Ne varki şeytan eski üç kitabı da tahrif etmeyi başarmıştır. Bu kitapların aslı herkesi İslâm'a çağırmaktaydı.

MAİDE-44: İnnâ enzelnettevrâte fîhâ hüden ve nûr.
Şüphesiz Tevrat'ı indirdik; içinde hidâyet ve nur vardır.
40/ MÜ'MİN-53: Ve lekad âteynâ mûselhüdâ ve evresnâ beniy isrâiylelkitâbe.
Biz Musa'yı hidâyete erdirdik ve kitabı (Tevratı) İsrail oğullarına miras bıraktık.
40/ MÜ'MİN-54: Hüden ve zikrâ liûlil'elbâb (Tevratın Aslı).
Ulûl'elbâb kullar için hidâyet rehberi ve zikirdir.
MAİDE-46: Ve kaffeynâ alâ âsârihim bi'îysebni Meryeme müsaddikan limâ beyne yedeyhi minettevrâti, ve ateynâhül-incîyle fîyhi hüden ve nûrun ve müsaddikan limâ beyne yedeyhi minettevrâti ve hüden ve mev- ızaten lilmüttekîyn.
Meryem oğlu İsâ'yı ellerindeki Tevrat'ı tasdik edici olarak izlerince getirdik. Ona içinde hidâyet ve nur bulunan, ellerindeki Tevrat'ı tasdik eden, takva sahiplerine bir hidâyet ve mev'ize olan, İncil'i verdik.


KUR'ÂN-I KERİMİN LÂFZI VE RUHLARI
Peygamber Efendimiz (SAV) 5 görevle vazifelendirilmiştir.

2/ BAKARA-151: Kemâ erselnâ fiküm resûlen minküm yetlü aleyküm ayatina ve yüzekkiküm ve yü'allimükümülkitâbe velhıkmete ve yüallimüküm mâ lemtekünü ta'lemun.
Nitekim size; içinizde (görev yapmak üzere) sizden bir Resûl (Peygamber) gönderdik ki, âyetlerimizi size tilâvet etsin (okuyup, açıklasın) ve sizi (nefslerinizi) tezkiye etsin, size Kitap ve hikmet öğretsin ve (hikmetin de ötesinde) bilmediğiniz şeyleri öğretsin.

1- Sahâbeye Kur'ân-ı Kerim'in Ayetlerini okumak.
2- Onların nefslerini tezkiye etmek
3- Onlara kitap öğretmek
4- Onlara hikmet öğretmek
5- Onlara (sahâbeye) İrşadın (hikmetin) ötesinde bilmediklerini öğretmek.
Görevlerin incelenmesi çok ilgi çekici sonuçlar vermektedir:
Birinci görev de Kur'ân-ı Kerim'dir, üçüncü görev de Kur'ân-ı Kerim'dir. Fakat birinci görev Kur'ân-ı Kerim'in lâfzı (sözleri, zahiri anlamı) üçüncü görev ise Kur'ân-ı Kerim'in ruhudur. Yüce Rabbimiz Kur'ân-ı Kerim'in lâfzını öğrenenin hemen ruhuna da girmesine müsaade etmiyor. Ruha girebilmek (3 üncü görev) için önce kişinin nefsini tezkiye etmesi gerekiyor (2 inci görev). Gerçekten nefsi tezkiye olmayan hiçkimse Kur'ân-ı Kerim'in ruhuna giremez. Ruhu öğrenebilmenin ön ve kaçınılmaz şartı nefsi tezkiye edip "Veli" (Allah dostu, evliya, ermiş) payesine yükselmektir. Beş görevin herbirinin sahâbenin manevi tekâmülündeki (olgunlaşmasındaki) yerleri aşağıdaki gibidir.
a- Birinci görev: Kur'ân-ı Kerim'in tilâveti (okunması)
Bu görevde Kur'ân-ı Kerim'in lâfzı öğreniliyor. Tabiatıyla Peygamber Efendimiz SAV'e biat edilmiş ve Allah'a doğru yola çıkılmıştır.
Kur'ân-ı Kerim'in lâfzı öğrenilirken Tasavvuf yaşanmaktadır. Çünkü okula her yeni başlayan, okuldaki tatbikata ayak uydurmakla kalmıyor, Peygamber Efendimiz SAV'den nefsini tezkiye edecek özel zikir emirleri alıyor.
b- İkinci görev: Nefsleri Tezkiye etmek
Bu görevde nefs tezkiyesi, Kur'ân-ı Kerim'in lâfzının öğrenilme ve tatbik edilmesiyle (uygulanmasıyla) paralel yürüyor. Ve kişi aşağıdaki kademelerde nefsini tezkiye ediyor.
1- Nefs-i Emmare (Kötülüğü emreden, nefs kademesi)
2- Nefs-i Levvame (Kınanan ve pişmanlık duyulan nefs kademesi)
3- Nefs-i Mülhime (İlham alınan nefs kademesi)
4- Nefs-i Mutmainne (Doyuma ulaşmış nefs kademesi)
5- Nefs-i Radiye (Allah'tan razı olmuş nefs kademesi)
6- Nefs-i Mardiye (Allah'ın rızasını kazanmış nefs kademesi)
7- Nefs-i Tezkiye (Terbiye olmuş nefs kademesi)
Kim nefsini 7 kademede Tezkiye (terbiye, aklandırma, arıtma) edebilirse o kişi veli olur (Evliyadan biri olur, ermiş olur, Allah dostu olur). Allah'a vermiş olduğu 3 yemini de yerine getirmiştir. Nefsi tezkiye olmuş, ruhu Allah'a ulaşmış ve fizik vücudu Allah'ın kulluğuna kabul edilmiştir.
c- Üçüncü görev: Kitabın öğrenilmesi:
Üçüncü görev sahâbenin evliya olmasından sonraki kademeleri kapsar. Ve bu kademelerde Kur'ân-ı Kerim'in 4 ruhuna girilir.
1- Fenâ Makamı : Allah'a ulaşan ruhun Allah'ın Zatı'na ulaşması ve O'na sığınması. Allah'a mülâki olan (ulaşan) ruh Allah'a sığınınca artık gözlenemediği için (gönül gözüyle), bu ruh Allah'ta ifnâ olmuş, fani olmuştur diye mütalâa edilmekte ve bu makama Allah'ta yok olmak anlamına gelen "Fena Makamı" denmektedir. Realitede ise ruh Allah'ın Zatı'nda muhafaza altına alınmakta ve Allah bu ruha meab (sığınak, melce) olmaktadır.

78/ NEBE-39: Zâlikelyevmülhakk , femen şâettehaze ilâ rabbihî meâbâ .
İşte o gün (mürşidin eli Hakk'a ulaşmak üzere öpüldüğü ve ona tâbi olunduğu gün) Hakk günüdür. Dileyen (Allah'a ulaşmayı dileyen) kişi kendisini Rabbine ulaştıran (yolu, Sırat-ı Müstakiym'i) yol ittihaz eder (edinir). (Allah'a ulaşan kişiye Allah) meab (sığınak, melce) olur.

Bu makamda Kur'ân-ı Kerim'in ilk ruhuna girilir. Artık lâfz aşılmış ve Kur'ân-ı Kerim'in ilk ruhuna girilmiştir.

2- Beka Makamı :
Allah'ın indinde bâki olmak (sonsuz olarak Allah'ın Katı'nda kalmak). İndi İlâhi bir sonsuz meydandır ki, orası Allah'ın huzurudur. Orada bütün insanların, her devirde yaşamış ve yaşayacak insanların birer seccadesi vardır. Ve bütün vakitler orada Allah'ın huzurunda kılınır. Bu sebeple bu namazlara "Huzur Namazı" adı verilir. Sırat-ı Müstakiym üzerindeki bütün ruhlar her namazda bulunduğu yerden İndi İlahi'deki kendi seccadesine ulaşır ve namazı mutlaka huzurda kılar. Hadis-i şŞerifi hatırlayalım:
"Her namaz bir miraçtır."
İndi İlâhi'de Allah "Beka" makamına ulaşanlara bir taht ihsan eder. Altından yapılmış, üzeri mücevherlerle süslü bir taht..Ve Zatı'nda özel muhafazaya aldığı ruhu, daimî ikamet etmek üzere bu tahta gönderir. O ruh artık İndi İlâhi'de bâkidir.

6/ EN'AM-126: Ve hâzâ sırâturabbike, müstekıymâ, kad fassalnel' âyâti likavmin yezzekkerûn.
Ve bu Allah'ın Sırat-ı Müstakiym'idir, andolsun ki Allah tezekkür eden bir kavim için âyetlerini açıklar.
6/ EN'AM-127 : Lehüm dârüsselâmi ınde rabbihim ve hüve veliyyühüm bimâ kânû ya'melûn
Onlar için Rab'leri'nin indinde (huzurunda) teslim yurdu (altın tahtlar) vardır. Ve O (Allah) amellerinden dolayı onların mevlâsı (velîsi, dostu) olmuştur.

Bu makamda Kur'ân-ı Kerim'in ikinci ruhuna girilir.
3- Zühd Makamı:
Zikir, günün yarısını aştığı zaman rağbetimizin zikre dönük olduğu kesinlik kazanır. Artık her 24 saatin 12 saatinden fazlasını zikirle geçiriyoruz demektir. Zikirli devre hergün zikirsiz devreden fazladır.
Bu makamda Kur'ân-ı Kerim'in 3üncü ruhuna girilir.
4- Teslim makamı : (Muhsinler Makamı)
Makamları geçen kişinin sayısal zikri daima artmaktadır.
Bir gün bu veli bir büyük gerçeğin farkına varır ki "Fizik Vücudu" kendisine ait değildir. Sadece kendisine verilmiş bir emanettir.
Bu emaneti, emanetin sahibi olan Allah'ın emirlerini yerine getirecek, nehiylerini de (yasaklarını da) hiç yapmayacak bir şekilde kullanması gerektiğini idrak eder ve bunu tatbik edebilirse (uygulayabilirse) artık fizik vücudu Allah'a teslim olmuştur.

4/NİSA-125: Ve men ahsenuü dinen mimmen esleme vechehuü lillahi ve huve muhsinuûn.
O kişiden vechi, (fizik vücudu) dinde daha ahsen kim vardır: O kişi ki vechini (fizik vücudunu) Allah'a teslim etmiş ve muhsinlerden olmuştur.

Bu makamda Kur'ân-ı Kerimin 4. ruhuna girilir.
d- Dördüncü görev: Hikmet öğretilmesi
5- Ulûl Elbab Makamı :
Zikir giderek artar ve bir gün "Zikri Daim"e devamlı zikre, sonsuz zikre) varılır. Artık kişi daimî zikrin sahibidir.

3/ ÂL-İ İMRAN-191: Ellezine yezkürûnallahe kıyâmen ve ku'ûden ve alâ cünûbihim.
O (ulûl'elbâb) ki (lüblerin, Allah'ın sır hazinelerinin sahipleri) onlar ayakta iken, otururken ve yan üstü yatarken (hep) Allah'ı zikrederler.

Ulûl'eIbâb, Lübb'lerin sahipleri (Sır Hazinelerinin, özün özünün, hikmetin, tam nura ulaşmış nefs kalbinin sahipleri) demektir. Artık veli, hikmet sahibidir.
Bu makamda Kur'ân-ı Kerim'in 5. ruhuna girilir.
6- İhlâs Makamı:
Bu makam hikmetin 2. ve son makamıdır. Bu makam Ulûl'elbâb makamının hemen arkasından oluşmaktadır. Halis olmak, saf olmak ihlâs kelimesinin manasıdır. Muhtevayı bozacak hiçbir afetin nefste kalmadığı bir devreyi ifade eder. Nefs 19 afetinden kurtulmuş ve ruhun 19 hasleti fazl'lar (fazilet) adıyla nefse yerleşmiş ve nefs bu durumda adeta bir ruh hüviyetine girdiğinden Allah'a teslim olmuştur. Bu makam İslâm şerefine erdiğimiz makamdır.
Bu makamda Kur'ân-ı Kerim'in 6. ruhuna girilir.
7- Salâh Makamı:
Bu makam Salihler makamıdır. İhlâs'ı geçmek, aşmak şerefine erecekler Yüce Rabbimiz tarafından "Tövbe-i Nasuh"a davet edilir. Tövbe-i Nasuh, İhlâs ile Salâh makamlarını birbirinden ayıran geçiş kapısıdır.
Bu makam hikmetin ötesidir.
Bu makamda Kur'ân-ı Kerim'in 7. ruhuna girilir.
Yüce Rabbimiz Kur'ân-ı Kerim'in herşeyi, bütün ilimleri açıklamak üzere indirildiğini açıklamıştır.

16/ NAHL-89: Ve nezzelnâ aleykelkitâbe tibyânen likülli şey'in ve hüden ve rahmeten ve büşrâ lilmüslimiyn.
Sana bu kitabı herşeyi açıklayıp anlatan, doğru yolu gösteren rehber, rahmet ve müjde olarak indirdik.

Ayrıca bu muhteşem kitapta her ilmin mevcut olduğu, hiçbirşeyin eksik bırakılmadığı ifade edilerek konu tamamlanmıştır.

6/ EN'AM-38: Mâ ferratnâ fiylkitâbi min .
Biz bu kitapta hiçbirşeyi eksik bırakmadık.

Demek ki mukaddes kitabımız Kur'ân-ı Kerim'de Allah'u Teâlâ Hz. hiçbir şeyi eksik bırakmamış, herşeyi bu Kitab'ın içine yerleştirmiştir.
Kur'ân-ı Kerim'in Türkçe mealini okuyup da, ben bu kitapta ilimleri göremedim diyenlere hararetle nefslerini tezkiye etmelerini tavsiye ederiz. Hele bir de daimî zikre ulaşırlarsa... O zaman yukardaki gibi konuştuklarından utanç duyacaklardır.
Yüce Allah, Kur'ân-ı Kerim'deki müteşâbih âyetleri tezekkür etme yetkisini Ulûl'elbâb adını verdiği daimî zikrin sahiplerine ihsan etmiştir. İlimde ne kadar kökleşmiş olurlarsa olsunlar, nefsini önce tezkiye, sonra tasfiye etmedikçe rasihun (rasihler, köklü ilmin sahipleri) Kur'ân-ı Kerim'in müteşâbih âyetlerini tezekkür edemezler.

3/ÂL-İ İMRAN-7 : Hüvellezî enzele aleykel kitâbe minhü âyâtün muhkemâtün hünne ümmül kitâbi ve uharu müteşâbihât. Fe emmellezine fî kulûbihim zeygun feyettebi'ûne mâ teşâbehe minhübtigâel fitneti vebtigâe te'vîlihi, ve mâ ya'lemü te'vîlehü illâllahü, verrâsihûne fîl'ılmi yekûlüne âmenna bihi, küllün min ındi rabbinâ, ve mâ yezzekkeru illa ülülelbâbi
O (Allah) ki; Kitab'ı sana O indirdi. O'nda bir kısmı muhkem (manâsı açık, yorum götürmez, şüphe kabul etmez) âyetlerdir ki; bunlar (Levh-i Mahfuz'daki) Ümmülkitapta (yer alan açık ve kesin âyetler)dir. Diğerleri ise müteşâbih (manâsı kapalı, açıklama isteyen) âyetlerdir. Kalplerinde eğrilik (ve döneklik) bulunanlar, fitne çıkarmak ve (kendi yararına uygun) teviylde (yorumda) bulunmak istedikleri için o (Kitab'ın) müteşâbih olan kısmına uyarlar. Halbuki onların teviylini, kimse bilmez ancak Allah bilir. İlimde derinleşmiş olan RASİHUN (rüsuh sahipleri) ise derler ki; "O'na îmân ettik, hepsi de Rabb'imiz katından (indirilme) dir." Bunu kimse tezekkür edemez, ancak ulûl'elbâb tezekkür edebilir.

Ulûl'elbab ise daimî zikrin sahipleridir.

3/ ÂL-İ İMRAN-191: Ellezine yezkürûnallahe kıyâmen ve ku'ûden ve alâ cünûbihim.
O (ulûl'elbâb) ki (lüblerin, Allah'ın sır hazinelerinin sahipleri) onlar ayakta iken, otururken ve yan üstü yatarken (hep) Allah'ı zikrederler.
Ve bunlar zikir ehli olarak başkalarının bilmediği şeyleri bilenlerdir.
21/ ENBİYA-7: Fes'elû ehlezzikri in küntüm lâ ta'lemûn.
Bilmiyorsanız zikir ehline (daimî zikrin sahiplerine, ulûl'elbâb'a) sorun.

Ehline değil, zikir ehline sormak ve cevap almak söz konusudur. Çünkü Allah zikir ehli dediğimiz bu hikmet ve daha ötesinin sahiplerine, ilham yoluyla başkalarının bilmediği şeyleri, geceler boyunca öğretir.
Çünkü bunların, kalplerindeki mühür, kalplerinin "Semi" isimli işitme hassasının üzerindeki mühür ve "basiret" isimli görme hassasının üzerindeki "gışavet" adlı perde açılmıştır. Kendilerine Allah'ın tayin ettiği hidâyetçiye ulaşmadan evvel bunların da kalbi herkes gibi mühürlü, kalpteki işitme hassası mühürlü ve görme hassası perdeli idi.

45/ CASİYE-23: Efere'eyte menittehaze ilâhehü hevâhü ve edallehullahü alâ ilmin ve hateme alâ sem'ıhî ve kalbihî ve ce'ale alâ basarihî gışâveh
Hevalarını (nefslerini) kendilerine ilâh edinenleri görmedin mi (habibim), Allah onları bir ilim üzere dalâlette bırakır, onların kalplerindeki sem'i (işitme) hassasını ve kalplerini (kalpteki idrak hassasını) mühürler ve onların kalplerindeki basar (görme) hassasının üzerine gışavet (isimli bir perde) çeker.

...Ve onlar da kendilerine ezelde tayin edilmiş hidâyetçiye ulaşmadan evvel herkes gibi "dalâlette" idiler.
Öyleyse Kur'ân-ı Kerim'in bütün ilimleri ihtiva ettiği gerçeğine ulaşamayan kimselerin böyle birşey yoktur demesi, onlar açısından sadece utanç duyulacak, büyük bir gaftır.
Ekleme Tarihi: 20.12.2005 - 22:00
Bu mesajı bildir   tarıkyılmaz72 üyenin diğer mesajları tarıkyılmaz72`in Profili tarıkyılmaz72 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
NurBahcesi su an offline NurBahcesi  
HUZUR NAMAZI DA NEDİR...BU AYRI BİR DİN Mİ

2687 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.08.2005
En Son On: 16.01.2010 - 22:25
Cinsiyeti: ----- 
Huzur namazının imamının zemin kattaki dergâhından 7. gök katına
kadar 7 tane gök katını birbirine bağlayan Tarîki Mustakîm, Sıratı
Mustakîm'in ikinci kısmını ve dikey kısmını oluşturur. 7. gök
katından 7 âlem geçtikten sonra varlıklar âleminin son noktası olan
Sidret-ül Münteha ile noktalanan bölüm, Sıratı Mustakîm'in üçüncü
kısmıdır. Varlıklar âleminin son noktasından Yokluk'ta, Allah'ın
Zat'ına ulaşana kadar olan kısım ise Sıratı Mustakîm'in dördüncü
kısmıdır. Allahû Tealâ, bu Sıratı Mustakîm'in 4 kısmıyla ilgili
âyetlerini de Kur'ân-ı Kerim'e koymuştur.
Ekleme Tarihi: 20.12.2005 - 22:02
Bu mesajı bildir   NurBahcesi üyenin diğer mesajları NurBahcesi`in Profili NurBahcesi Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
tarıkyılmaz72 su an offline tarıkyılmaz72  
Themenicon    ..

163 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 01.11.2005
En Son On: 25.12.2005 - 19:44
Cinsiyeti: ----- 
NAMAZ MÜMİNİN MİRACIDIR HADİSİ ŞERİFİNDE İNSAN RUHU NAMAZDA VUCUTTAN AYRILIYOR İNDİ İLAHİDE SAFLAR OLUŞTURUYOR ALLAH IN HUZURUNDA RUHUN NAMAZ KILIYOR
Ekleme Tarihi: 20.12.2005 - 22:10
Bu mesajı bildir   tarıkyılmaz72 üyenin diğer mesajları tarıkyılmaz72`in Profili tarıkyılmaz72 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
NurBahcesi su an offline NurBahcesi  
TABİİ NAMAZDA İSLAMIN BÜTÜN SAFHALARI YAŞANIYOR AMA

2687 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.08.2005
En Son On: 16.01.2010 - 22:25
Cinsiyeti: ----- 
NAMAZ MÜMİNİN MİRACIDIR HADİSİ Nİ TARTIŞMIYORUZ...RUH VE BEDEN ORTAK NAMAZ KILAR İHLAS VE SAMİMİYETE BAĞLI ....BİR KERE HAKİKATİ SÖYLEDİN BU HADİSİ OKUMAKLA TEBRİKLER
Ekleme Tarihi: 20.12.2005 - 22:13
Bu mesajı bildir   NurBahcesi üyenin diğer mesajları NurBahcesi`in Profili NurBahcesi Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
tarıkyılmaz72 su an offline tarıkyılmaz72  
Themenicon    ..

163 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 01.11.2005
En Son On: 25.12.2005 - 19:44
Cinsiyeti: ----- 
ARKADAŞ BENİ SAF SAZAN ZANNETME NE BİLİP NE BİLMEDİĞİMİ ÇOK ŞÜKÜR İDRAKİNDEYİM DİNDEN BİR HABER SAF DEĞİLİM ÇOK ŞÜKÜR:)
Ekleme Tarihi: 20.12.2005 - 22:15
Bu mesajı bildir   tarıkyılmaz72 üyenin diğer mesajları tarıkyılmaz72`in Profili tarıkyılmaz72 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
NurBahcesi su an offline NurBahcesi  
ANLAŞILMIŞTIR...

2687 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.08.2005
En Son On: 16.01.2010 - 22:25
Cinsiyeti: ----- 
DEMEK Kİ UYUŞABİLİYORUZ BAZEN....KARDEŞ OLABİLİYORUZ...BEN SENİN ŞAHSINDAN COK ETKİSİNDE KALDIĞIN DÜŞÜNCELERE KARSIYIM BUNU DA BİL...BAZEN SALDIRIYORSUN FAZLA AMA BEN SABIRLIYIMDIR
Ekleme Tarihi: 20.12.2005 - 22:19
Bu mesajı bildir   NurBahcesi üyenin diğer mesajları NurBahcesi`in Profili NurBahcesi Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
tarıkyılmaz72 su an offline tarıkyılmaz72  
..

163 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 01.11.2005
En Son On: 25.12.2005 - 19:44
Cinsiyeti: ----- 
NEFSİMDENDİR AFFET ÇOK ŞÜKÜR ALLAHIMIZ BİR KURANIMIZ BİR BİZ BİR BAHÇENİN GÜLLERİYİZ RENKLERİMİZ FARKLI HEPİMİZ ALLAH YOLUNDAYIZ AMAÇ SADECE BU
Ekleme Tarihi: 20.12.2005 - 22:22
Bu mesajı bildir   tarıkyılmaz72 üyenin diğer mesajları tarıkyılmaz72`in Profili tarıkyılmaz72 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
NurBahcesi su an offline NurBahcesi  
ALLAH YOLUNDA OLMANIN DA ŞARTLARI VAR SONRA...

2687 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.08.2005
En Son On: 16.01.2010 - 22:25
Cinsiyeti: ----- 
düsün Güle Güle SEVİYORUM SİZLERİ..
Ekleme Tarihi: 20.12.2005 - 22:26
Bu mesajı bildir   NurBahcesi üyenin diğer mesajları NurBahcesi`in Profili NurBahcesi Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
tarıkyılmaz72 su an offline tarıkyılmaz72  
Themenicon    ALLAH RAZI OLSUN SİZLERİ ÇOOOK SEVİYORUM

163 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 01.11.2005
En Son On: 25.12.2005 - 19:44
Cinsiyeti: ----- 
KİTAP VE MİZAN
ŞURÂ-17 : Allahüllezîy enzelelkitâbe bilhakkı velmîyzân, ve mâ yüdrîyke leallessâate karîyb.
Allah hak olarak kitabı ve mizanı indirdi. Ne bilirsin belki kıyamet yakındır.

Bu âyet-i kerimeden de anlaşıldığı gibi Allah kitabı indirmiştir. Kitapta bu dünya hayatını yaşarken yapmamız gerekenlerle, yapmamamız gereken şeylerin bütünü vardır.
"Kitap" kelimesi hem ümmül kitabı, hem Kur'ân-ı Kerim'i hem de bütün hayatımızın filmini ifade eder.
Mizan ve kitap beraberce zikredildiğine göre bu âyet-i kerimede geçen kitap hayat filmimizi ifade etmektedir.

83/MUTAFFIFIN-18: Kellâ inne kitâbel'ebrâri lefiy ılliyyiyn.
Dikkat edin muhakkak ki Ebrar'ın (Allah'a vasıl olanların, hidayete erenlerin) kitapları illiyyindedir.
83/MUTAFFIFIN-19: Ve mâ edrâke mâ ılliyyûn.
İlliyyinin ne olduğunu idrak edebilir misin?
83/MUTAFFIFIN-20: Kitâbün merkuûmün.
O rakamlı bir kitaptır (insanların hayat filmidir).

İşte hayat filmimiz kazandığımız ve kaybettiğimiz rakamlarla (ki bu rakamlar derecatımızı ifade eder) doludur.
Bu hayat filmi bugünkü tabirle bir hologram hüviyetindedir. Bir perdeye veya ekrana ihtiyaç göstermeden 3 boyutlu olarak boşlukta oynayacak olan bir film.
Mizan ise bu emir ve nehiylerin işlenmesine ait pozitif ve negatif derecatların bütününü içeren bir sistemdir. Omuzlarımız üzerinde bulunan Kirâmen Kâtibîn melekleri yaptığımız her ameli bu filme (hologram'a) almaktadır ve amellerimizin karşılığı olan derecat mizandan amel defterimize devredilmektedir. Bunlar bizimle Rabbimiz arasındaki emir ve nehiyleri yerine getirip getirmememiz halindeki kayıp ve kazançlarımızı bize açıklıyor.

HADİD-25: Lekad erselnâ rusülenâ bilbeyyinâti ve enzelnâ me'ahümülkitâbe velmîyzâne liyekûmennâsü bilkıst.
Andolsun ki, Resûllerimizi belgelerle gönderdik. İnsanların doğru hareket etmeleri adil davranmaları için Resûllerle birlikte kitap ve mizan indirdik.

RAHMAN-7, 8, 9: Vessemâe rafe'ahâ ve veda'almîyzân. Ellâ tetğav filmîyzân. Ve ekîymülvezne bilkıstı ve lâ tühsirulmîyzân.
O mîzanı koymuştur. Artık mîzanda tecavüz etmeyin tartmayı doğru yapın, mîzanı eksik tartmayın.

Diğer yandan amel defterimize kaydedilecek olan kesimin belli bir derecatı mizanda vardır.

EN'ÂM- 132: Ve liküllin dereacâtün mimmâ amilû ve mâ Rabbüke biğaâfilin ammâ ya'melûn.
İşledikleri her amellerine karşılık dereceleri vardır. Rabbin onların işlediklerinden habersiz değildir.
Ekleme Tarihi: 23.12.2005 - 21:46
Bu mesajı bildir   tarıkyılmaz72 üyenin diğer mesajları tarıkyılmaz72`in Profili tarıkyılmaz72 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
aytaybru su an offline aytaybru  
..

19 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 25.01.2006
En Son On: 10.06.2006 - 07:43
Cinsiyeti: ----- 
ŞEYTANIN TUZAĞI
Allah'ın istediği şey insanların şu dünya hayatını mutluluk içinde, saadet içinde geçirmesidir. Ahiret hayatını da cennet'te yaşamalarıdır. Allah'ın istediği yalnızca budur. Allah insanları cezalandırmak değil mukafatlândırmak ister.

3/ÂL-İ İMRAN-31: Kul in küntüm tuhibbünallâhe fettebi'uni yuhbibkümüllahü ve yağfirleküm zünûbeküm. Vallahü gafûrun rahîm.
De ki: "Eğer Allah'ı seviyorsanız, o zaman bana tâbî olun ki; Allah da sizi sevsin ve sizin günahlarınızı bağışlasın (sevaba çevirsin). Allah GAFÛR'Dur RAHÎM'dir.

Allah'ın istediği şey insanları mükâfatlandırmakdır. Ama insanlar kendilerine verilen serbest iradeyi, Allah'ın emrettiği istikamette değil yanlış istikametlerde kullanarak, Allah'ın hediyelerine vasıl olmak yerine, cehennem'e vasıl olmak yolunu tutuyorlar. Ne yazık ki, insanların çoğunluğu bu durumda. İşte iblîs Peygamber Efendimiz (SAV)'in Allah'a kavuşmasından 14 asır sonra insanları büyük tuzağına düşürmüş vaziyette. Hangi İslâm ülkesine giderseniz oradaki din âlimleri ile konuşursanız şunu göreceksiniz. Hepsi size şunu sorarlar. Namaz kılıyor musun? Oruç tutuyor musun? Zekât veriyor musun? Kelime-i Şehadet getirdin mi? Paran var da Hacca gittin mi? Bunların hepsine "evet" cevabını almışlarsa size verecekleri cevap "kurtuldun" olacaktır. Halbuki Allahû Teâlâ Kur'ân-ı Kerîm'de hiç böyle söylemiyor. Şeytandan kurtulabilenler ihlâs sahibi olan kullardır. Sen, diyor iblis'e, "Benim ihlâs sahibi kullarımı yoldan çıkartamazsın. İdIâle düşüremezsin."

15/ HİCR-40: İllâ ibâdeke minhümülmuhlasıyn
Senin ihlâs sahibi kulların hariç.
Ekleme Tarihi: 25.01.2006 - 17:50
Bu mesajı bildir   aytaybru üyenin diğer mesajları aytaybru`in Profili zum Anfang der Seite
pejocu su an offline pejocu  
..

84 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 28.02.2006
En Son On: 16.04.2006 - 23:17
Cinsiyeti: ----- 
güzel yazılar Allah razı olsun
Ekleme Tarihi: 07.03.2006 - 00:36
Bu mesajı bildir   pejocu üyenin diğer mesajları pejocu`in Profili zum Anfang der Seite
pejocu su an offline pejocu  
bu soruya muhatap olmayalım inşaallah

84 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 28.02.2006
En Son On: 16.04.2006 - 23:17
Cinsiyeti: ----- 
MULK-8:(Cehennem) nerede ise öfkesinden çatlayacak gibi olur. Herbir grup oraya (cehenneme) atıldığında, cehennem bekçileri (vazifelileri) onlara: Size nezir (ikaz edici, uyarıcı) gelmedi mi? diye sorarlar.
MULK-9:(Cehenneme atılanlar) derler ki: "Evet, andolsun ki bize nezir geldi. Ama biz, onu yalanladık ve Allah, hiçbir şey indirmemiştir, dedik ve siz, büyük bir sapıklık içindesiniz, dedik.


Bu mesaj 1 kez ve en son pejocu tarafından 19.03.2006 - 07:59 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 19.03.2006 - 07:59
Bu mesajı bildir   pejocu üyenin diğer mesajları pejocu`in Profili zum Anfang der Seite
pejocu su an offline pejocu  
KİM HİDAYETİ KUR'ÂN'IN DIŞINDA BAŞKA BİR YERDE ARARSA, ALLAH ONU DALALETTE BIRAKIR

84 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 28.02.2006
En Son On: 16.04.2006 - 23:17
Cinsiyeti: ----- 
DALÂLETTE OLANLAR CEHENNEME GİDER

Peki bir insan Dalalette ise ne olur? Önemli mi? Kur'ân-ı Kerim bu konunun cevabını açık olarak veriyor.
İşte Ayeti Kerimeler:
"İnnelleziyne keferu ve saddu an sebiylillâhi, kad dallu dalalen ba'iyda. Innelleziyne keferu ve zalemu lem yekûnillâhü liyagfirelehüm. Ve lâ liyehdiyeküm tariykaâ, illâ tariyka cehenneme. Halidiyne fiyha ebeda." Nisa - 167,168,169
Onlar ki küfür üzeredirler ve Allahın yolundan (Sıratı Mustakiymden, Allaha ulaştıracak yoldan) saptırırlar, (men ederler), andolsun ki onlar uzak bir dalalet içindedirler. Muhakkakki onlar küfür üzeredirler. Allah onlara mağfiret etmez (günahlarını sevaba çevirmez) ve onları tariyka (tariki mustakiyme,Allaha ulaştıran yola) ulaştırmaz,onları ancak cehennem yoluna (cehenneme ulaştıran yola) ulaştırır.
"Men yehdillahü fehüvel muhted ve men yudlil fe ulaikehümül hasirun. Araf-178
Allah kimi kendisine ulaştırırsa o hidayete erer, kimi dalalette bırakırsa onlar hüsranda olanlardır. (Nefslerini hüsrana düşürenlerdir.)
Ve men haffet mevâziynuhü fe ülaikelleziyne hasiru enfüsehüm fiy cehenneme halidun Müminun-103
Ve tartıları hafif gelenler... işte onlar nefslerini hüsrana düşürenlerdir, cehennemde ebedi kalanlardır.
"Ve lekad zere'na li cehenneme kesiyren minelcinni vel'insi lehüm kulubün lâ yefkahune biha ve lehum a'yunun lâ yubsirune biha ve lehüm azanün lâ yesmeune biha, ülâike kel'en'ami belhüm edall, ülâike humülgaafilûn" Araf - 179
Biz cehennemi insanların ve cinlerin çoğu için yarattık. Onların kalpleri vardır (onunla) fıkıh edemezler. (Kalplerinde) gözleri vardır ama onunla göremezler. (Kalplerinde) kulakları vardır. Ama onunla işitemezler. Onlar hayvanlar gibi, hatta onlardan da daha çok dalâlettedirler. Onlar gafillerdir.
"Ve men yehdillahü fe hüvel muhtedi ve men yudlil fe len tecide lehüm evliyae mindunihi ve nahşurühüm yevmelkıyameti alâ vucuhihim umyen ve bükmen ve sümma, mevahüm cehennem" 17/İsra - 97
Allah kimi kendisine ulaştırırsa o hidayete erer, kimi dalalette bırakırsa o kişi içinO'ndan (Allah'tan) başka dost bulunmaz. Kıyamet günü onlar kör, sağır ve dilsiz olarak yüzleri üstü haşredilirler. Onların yeri cehennemdir.
"Elleziyne dalle sa'yuhüm fiy hayateddünya ve hüm yahsebune ennehüm yuhsinuna sun'a.Ülaikelleziyne keferu biayatihi rabbihim ve likaihi fe habitat amalühüm felâ mukiymu lehüm yevmel kıyameti vezna. Zalike cezaühüm cehennemü bima keferu vettehazu âyâtiy ve rusuliy hüzüva." 18/Kehf - 104,105,106
Onlar ki, dünya hayatındaki çalışmalarında dalalettedirler. Ve onlar en iyi amelleri işlediklerini hesap ediyorlardı. Onlar Rablerinin Ayetlerini ve Allah'a Mülâkiolmayı (ölmeden evvel Ruhlarını Allah'a ulaştırmayı) örtmüşlerdir. (gizlemişlerdir) Onların amelleri boşa gitmiştir.
Onlar için kıyamet günü mizan tutmayız.
İşte onlar ki cezaları cehennemdir,küfür üzere oldukları için ve Ben'im ayetlerimi (Allah'ın ayetlerini) ve resullerimi istihzaya (alaya) aldıkları için...
"Elleziyne yuhşerune alâ vucuhihim ilâ cehenneme ülâike ferrün mekanen ve edallü sebiylâ."
25/Furkan - 34
Onlar cehenneme yüzleri üstü haşredileceklerdir. Onların mekanları kötüdür. Ve onlar dalalette(Allah'ın yolundan saparak) dirler.
"Ve lekad edalle minküm cibillen kesiyra, efelem tekûnu takilun. Hazihi cehennemülletiy küntüm tuadün" 36/Yasin- 62,63
(Şeytan) andolsunki sizden çoğunu dalalete düşürdü. Halâ akletmez misiniz. İşte bu vaadolunduğunuz cehennemdir.
"İnnelmücrimiyne fiy dalalin ve süur yevme yüshabune fiynnari alâ vucuhihim zukuu messe sekar" 54/Kamer - 47,48
Muhakkak ki mücrimler dalalettedirler ve kızgın ateşte olacaklardır. O gün yüzleri üstü ateşe sürüklenecekler ve cehennemi tadın denecektir.
"Kaâlû evelem tekü te'tiyküm rüsülüküm bilbeyyinât, kaâlû belâ, kaâlû fed'û, ve mâ dü'âülkafiriyne illâ fiy dalâl." Mü'min-50
(Cehennem bekçileri) derler ki, sizlere sizlerin resûlleriniz açık delillerle gelmedi mi? Derler ki, evet (geldi) Öyleyse dua edin derler. Kafirlerin duası boşunadır. Onlar sadece dalalette olanlardır.
Görülüyorki Dalâlette olanlar cehenneme gidecekler.
Öyleyse bütün insanların hidayete ulaştırılması için din öğreticilerinin (engel değil) yardımcı olmaları gerekmez mi?
Ya öğreticilerin kendileri ?


Bu mesaj 1 kez ve en son pejocu tarafından 09.04.2006 - 09:00 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 09.04.2006 - 08:59
Bu mesajı bildir   pejocu üyenin diğer mesajları pejocu`in Profili zum Anfang der Seite
aytaybru su an offline aytaybru  
insanlar neden ermiş olmak istemiyor

19 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 25.01.2006
En Son On: 10.06.2006 - 07:43
Cinsiyeti: ----- 
2/BAKARA-120: ... Kul inne hudâllâhi huvel hudâ ...

... De ki;Muhakkak ki Allah'a ulaşmak (var ya) işte o, hidayettir

6/EN'AM-71: ... kul inne hudallâhi huvel hudâ, ve umirnâ li nuslime li rabbil âlemîn(âlemîne).

... De ki: Muhakkak ki; Allah'a ulaşmak, o, hidayettir ve biz âlemlerin Rabbine teslim olmakla emrolunduk


Sırat- Mustakîm'i ise, En'âm 87, 88 de Allahû Tealâ ifade ediyor.


6/EN'AM-87: Ve min âbâihim ve zurriyyâtihim ve ihvânihim, vectebeynâhum ve hedeynâhum ilâ sırâtın mustekîm(mustekîmin).

Ve onların babalarından, zürriyetlerinden (nesillerinden) ve kardeşlerinden onları seçtik. Ve onları Sıratı Mustakîm'e hidayet ettik (ulaştırdık).

6/EN'AM-88: Zâlike hudallâhi yehdî bihî men yeşâu min ıbâdih(ıbâdihî), ve lev eşrekû le habita anhum mâ kânû ya'melûn(ya'melûne).

İşte bu Allah'ın hidayetidir. Kullarından dilediğini onunla hidayete erdirir. Ve eğer şirk koşsalardı, elbette yapmış oldukları şeyler heba olurdu (boşa giderdi).


Yunus Suresinin 25. âyet-i kerimesinde, hidayetle gelen Allah'ın resûlleri insanları Allah'ın Zat'ına davet ediyor.

10/YUNUS-25: Vallâhu yed'û ilâ dâris selâm(selâmi), ve yehdî men yeşâu ilâ sırâtin mustekîm(mustekîmin).

Ve Allah, teslim (selâm) yurduna davet eder ve (teslim yurduna ulaştırmayı) dilediği kimseyi, Sıratı Mustakîm'e ulaştırır.


Daveti kabul edenleri de Allahû Tealâ Sıratı Mustakîm'e ulaştırıyor. Sıratı Mustakîm, insan ruhunu Allah'a ulaştıran yolun adı.

Allahû Tealâ, bunu ölümden evvel, hayatta iken yapmamızı emrediyor:



6- 42/ŞURA-47: İstecîbû li rabbikum min kabli en ye'tiye yevmun lâ meredde lehu minallâh(minallâhi), mâ lekum min melcein yevme izin ve mâ lekum min nekîr(nekîrin).

Rabbinize icabet edin, Allah tarafından geri döndürülmeyecek olan günün gelmesinden önce. İzin günü, sizin için bir sığınak yoktur. Ve sizin için bir inkâr yoktur (yaptıklarınızı inkâr edemezsiniz).


Allah'ın daveti insan ruhunun dünya hayatında Allah'a ulaşmasıdır.


7- 39/ZUMER-54: Ve enîbû ilâ rabbikum ve eslimû lehu min kabli en ye'tiyekumul azâbu summe lâ tunsarûn(tunsarûne).

Rabbinize (Allah'a) yönelin (ruhunuzu Allah'a ulaştırmayı dileyin) ve O'na (Allah'a) teslim olun. Üzerinize azap (kabir azabı) gelmeden önce (ölümden önce). Yoksa sonra yardım olunmazsınız.


8- 30/RUM-31: Munîbîne ileyhi vettekûhu ve ekîmûs salâte ve lâ tekûnû minel muşrikîn(muşrikîne).

O'na (Allah'a) yönelin (O'na ulaşmayı dileyin) ve takva sahibi olun. Ve namazı ikame edin (namaz kılın). Ve (böylece) müşriklerden olmayın.


9- 31/LOKMAN-15: ... vettebi' sebîle men enâbe ileyy(ileyye), summe ileyye merciukum fe unebbiukum bi mâ kuntum ta'melûn(ta'melûne).

... Bana yönelenlerin (ruhunu Bana ulaştırmak üzere yola çıkaranların) yoluna tâbî ol. Sonra dönüşünüz Bana'dır. O zaman yaptığınız şeyleri size haber vereceğim.


Çok muhterem aziz kardeşlerim, hanif dostlardaki kardeşlerim, siz dünyada iken ruhu Allah'a ulaştırmanın gerekliliğini ispat eden hiç bir âyet yoktur diyorsanız, bu kadar âyet saydık size yetmez mi?

Ayrıca ruhun ahiret hayatında ulaşacağından bahsediyorsunuz. Ahiret hayatında ölümle herkesin ruhu Allah'a ulaşır. O zaman kâfirle, mü'min arasındaki fark ne olacaktır? Eğer ölümle herkesin ruhu Allah'a ulaşacaksa Allahû Tealâ bu kadar emri neden versin? Sekarat halinde, gözünden perde kaldırıldığı zaman firavun bile, Amenna birabbi Harune ve Musa dedi. Ama bundan önce îmân etmemişti. Acaba, ölen herkes Allah'ın zatını görecekse, Allah'a îmân etmeden giden bir kişi olabilir mi?

Îmânın olmazsa olmaz şartı 1. noktada, gaybî îmândır. Bunun için:

Allah'a inanmak,

Ruhun dünya hayatında Allah'a ulaşmasına inanmak

Bunun sizlere söylediğim âyet-i kerimelerde beyan edildiğine göre farz olduğuna inanmak

Bunu hanif fıtratının bir gereği olarak kendisinin de yerine getirebileceğinden emin olmak.


Yani Allah'ın emaneti insandadır. Bu emanetin Allah'a ulaşması, Allah'ın işidir ama kişinin serbest iradesinin dileği, talebi olmadan gerçekleştirmiyor. Allahû Tealâ bu şarta bağlamıştır. Öyleyse, her hâlükârda Allah'a ulaşmayı dilediği taktirde mutlaka Allah o kişinin ruhunu Kendisine ulaştıracaktır. Ruh Allah'a ulaştığı zaman, Allah'a sarılıyor. Kur'ân-ı Kerîm'de ruhun Allah'a sarılmasını va'tesamû fiiliyle Allah açıklamıştır.


Bu mesaj 1 kez ve en son aytaybru tarafından 06.05.2006 - 14:18 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 06.05.2006 - 14:16
Bu mesajı bildir   aytaybru üyenin diğer mesajları aytaybru`in Profili zum Anfang der Seite
aytaybru su an offline aytaybru  
Themenicon    işte sevgili kardeşlerim

19 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 25.01.2006
En Son On: 10.06.2006 - 07:43
Cinsiyeti: ----- 
Bütün insanların Sırat-ı Müstakiym;in üzerinde olmasını emrediyor Allahû Teâla. İnsanlar birçok tarikatların mevcudiyetini söyleyerek, birçok tasavvuf erbabının çeşitli dallara dağıldığını söyleyerek insanların fırkalara ayrıldığını da iddia ediyorlar. Oysaki bütün tarikatlar, bütün tasavvuf birimleri Sırat-ı Müstakiymin üzerinde olanlardır. Bütün tarikatlar insan ruhlarını Allah'a ulaştırmakla vazifeli kurumlardır. Bütün mürşidlerin bulundukları dergahlardan halifenin bulunduğu ana dergaha baş gözleri ile görülmeyen manevi yollar vardır. Bu yollar yeryüzünün sathına paraleldir. Ve bunların isimlerine sebil diyor Kurân-ı Kerim. Ama hepsi Sırat-ı Müstakiyme ulaştırırlar. Öyleyse bin tane tarikat olsa, bin tane tasavvuf grubu olsa, bunların hepsinin ulaştıracağı yer mutlaka Sırat-ı Müstakiymdir. Öyleyse ayrı ayrı fırkalara dağılmış gibi görünen tasavvuf ehli aslında Sırat-ı Müstakiymin dışında değillerdir. Ve fırkalara ayrılmış değillerdir. Çünkü buradaki fırka insanları ayrılığa düşüren değil, aksine insanları Sırat-ı Müstakiyme götüren birleştiren, tevhide ulaştıran grupları ifade ediyor.
Ama eğer bir cemaatte Allah'a ulaşmak diye bir hedef yoksa o insanlar hiçbir zaman Sırat-ı Müstakiymin üzerinde olamazlar. Çünkü Sırat-ı Müstakiym bir insanın ruhunun vücudundan ayrıldıktan sonra, seyri sülukunu tamamlayacağı Allah'a ulaşacağı yolun adıdır.
Bir insan mürşidine ulaşmadıkça Sırat-ı Müstakiym üzerinde olması da mümkün değildir. Öyleyse kimler Sırat-ı Müstakiymin üzerindedir? Allah'a ulaşmak üzere yola çıkanlar. İşte tevhidin birinci bölümünde bu olay var.
Tevhid bütün insanların Sırat-ı Müstakiymin üzerinde olmasını gerektiren bir emirdir. Tevhid birleştirici bir akidedir. Tevhid bütün insanların olması lâzım gelen yerde, yani Sırat-ı Müstakiymin üzerinde toplanması ile tahakkuk eden bir vetiredir.

YUNUS-7: İnnellezîne lâ yercûne likâenâ ve radû bil hayâtid dunyâ vatme'ennû bihâ

vellezîne hum an âyâtinâ gâfilûn(gâfilûne).

Muhakkak ki onlar, Bize ulaşmayı (hayatta iken ruhlarını Allaha ulaştırmayı) dilemezler. Dünya hayatından razı olmuşlardır ve onunla doyuma ulaşmışlardır ve onlar âyetlerimizden gâfil olanlardır.


YUNUS-8: Ulâike me'vâhumun nâru bimâ kânû yeksibûn(yeksibûne).

İşte onların kazandıkları (dereceler) gereğince varacakları yer ateştir (cehennemdir).

2)allaha ulaşmayı dilemeyen dalalettedir.işte





RAD-27: Ve yekûlullezîne keferû lev lâ unzile aleyhi âyetun min rabbih(rabbihi), kul innallâhe yudillu men yeşâu ve yehdî ileyhi men enâb(enâbe).
Ve kâfirler: Ona, Rabbinden bir âyet (mucize) indirilse olmaz mı derler. De ki: Muhakkak ki Allah, dilediği kimseyi dalâlette bırakır ve Ona yönelen kimseyi Kendine ulaştırır (hidayete erdirir).


3)allaha ulaşmayı dilemeyenler tagutun yani insan ve cin şeytanların dostudur. allahın dostu değildir.



ZUMER-17: Vellezînectenebût tâgûte en yabudûhâ ve enâbû ilâllâhi lehumul buşrâ, fe beşşir ıbâd(ıbâdi).
Onlar ki; taguta (insan ve cin şeytanlara) kul olmaktan içtinab ettiler (kaçındılar, kendilerini kurtardılar). Çünkü Allaha yöneldiler (Allaha ulaşmayı dilediler). Onlara müjdeler vardır. Öyleyse kullarımı müjdele!

işte açık olarak allah, allaha ulaşmayı dileyenlerin tagutun kulu olmaktan kurtulduğunu söylüyor. o zaman allaha ulaşmayı dilemeyenler tagutun dostudur.

4)Allaha ulaşmayı dilemeyen takva sahibi değildir.

5)Allaha ulaşmayı dilemeyen şirktedir.

işte allahu teala rum 31de şöyle buyuruyor.



RUM31 Munîbîne ileyhi vettekûhu ve ekîmûs salâte ve lâ tekûnû minel muşrikîn(muşrikîne).
Ona (Allaha) yönelin (Allaha ulaşmayı dileyin) ve takva sahibi olun. Ve namazı ikame edin (namaz kılın). Ve (böylece) müşriklerden olmayın.

AÇIKÇAGÖRÜLÜYOR Kİ ALLAHA ULAŞMAYI DİLEMEYEN TAKVA SAHİBİ DEĞİLDİR VE MÜŞRİKTİR YANİ ŞİRKTEDİR

şimdi diyeceksinizki şirk allahtan başka birşeye tapmaktır. oysa ben allaha inanıyorum o zaman ben şirkte değilim. hayır canım kardeşlerim öyle değil peygamber efendimiz diyor ki ben açık şirkten korkmam benim mümmetim için artık açık şirk puta tapmak yoktur ama gizli şirkten korkarım diyor. gizli şirk insanın allahı onu mevkinden indirip nefsini allahın mevkine koymak ve nefsinin afetlerine boyun eğmesidir.

işte sevgili kardeşlerirm allaha ulaşmayı dilemeyen bir insan bu gizli şirkin içindedir.

allah razı olsun.


Bu mesaj 1 kez ve en son aytaybru tarafından 16.05.2006 - 21:37 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 16.05.2006 - 21:22
Bu mesajı bildir   aytaybru üyenin diğer mesajları aytaybru`in Profili zum Anfang der Seite
aytaybru su an offline aytaybru  
FIRKALARA TÂBî OLMAK

19 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 25.01.2006
En Son On: 10.06.2006 - 07:43
Cinsiyeti: ----- 
FIRKALARA TÂBî OLMAK

Eğer insanoğlu mürşidine ulaşamazsa Sırat-ı Müstakiym’in üzerinde olamaz. O zaman tevhidin şartlarını yerine getiremez. Onun dışında kalır yani fırkalardan birine tâbî olur. Fırkalardan Sırat-ı Müstakiym’in dışında birisine tâbî olmak neyi oluşturur? Eğer bir insan Sırat-ı Müstakiym’in dışındaki fırkalardan birine tâbî ise Kur'an-ı Kerimimiz onun kurtuluşunun söz konusu olmadığını söylüyor. İşte Sebe suresi 20. âyet-i kerime Allahû Teala buyuruyor ki:
"Ve lekad saddaka aleyhim ibliysü zannehü fettebe'ûhü illâ feriykan minelmü'miniyn." Sebe-20
"Şeytan kıyamet günü insanlara olan vaadini yerine getirdi. Müminleri oluşturan bir fırka hariç bütün fırkalar şeytana kul oldular."
Şeytana kul olmaksa insanı mutlaka cehenneme götüren bir olgu bilindiği gibi. Kaç fırka olduğu soruluyor Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e O'da 73 fırka diye cevap veriyor. Demek ki fırka sayısı 73. İşte bu 73 fırkadan acaba Allahû Teala’nın indinde kaç tanesi kurtulacak? Sadece bir tanesi. Müminleri oluşturan bir tek fırka. 73 fırkanın içinde demek ki vahdetin sahibi olan, birliğin sahibi olan bir tek fırka var, müminler. Öyleyse kimler bunlar? Biraz evvel söylediğimiz Enam suresinin 153. âyet-i kerimesinde Allahû Teala şöyle buyuruyor:
"Ve enne hâzâ sırâtıymüstekıy men fettebiûh, ve lâ tettebi'ûssübüle feteferreka biküm an sebiylih, zâliküm vassâküm bihî le'alleküm tettekuûn." En'am-153
İşte muhakkakki bu Sırat-ı Müstakiym’dir. Ona tâbî olun. (O yolun üzerinde bulunun) diğer yollara (fırkalara) tâbî olmayın ki onlar sizi Allah'ın yolundan (Sırat-ı Müstakiym’den) ayırırlar. İşte bu Allah'ın vasiyetidir (emridir) ki bununla (bu yolla) takva sahibi olasınız.
Öyleyse gene fırkalardan bahsediyor Allahû Teala. Yani ayrılıklardan birbirinden farklı yollardan... Her farklı yol, kim hangi yolda olursa olsun bir farklı yol söz konusuysa bunun Sırat-ı Müstakiym ile irtibatına dikkatle bakmak gerekir. Eğer insan A tarikatında değilde B tarikatindaysa, tasavvufun C kanadın da değilde F kanadındaysa netice değişmez. Bu kişi bulunduğu dergâhdan mutlaka Sırat-ı Müstakiym’e ulaşacağı cihetle hiçbir şekilde Sırat-ı Müstakiym’in dışında değildir.
Öyleyse bu kişi vahdet üzeredir. Ama eğer insanlar bu Allah'a ulaştıran sebillerin dışında herhangi bir fırkaya mensupsa o takdirde o kişinin Sırat-ı Müstakiym’in üzerinde olması mümkün değildir. Öyleyse o Sırat-ı Müstakiym’den sapmış bir kişidir. İşte o kişi vahdet üzere değildir. Öyleyse Allahû Teala’nın emrettiği şey bütün insanların Sırat-ı Müstakiym üzerinde olmasıysa bu asıldır. Vahdetin ise temeli Sırat-ı Müstakiym’in üzerinde olmaktır.
Öyleyse ne kadar çok tasavvuf camiası olursa olsun, ne kadar çok tarikat camiası olursa olsun bunların hepsi Sırat-ı Müstakiym’in üzerindedir. Ve Sırat-ı Müstakiym üzerinde olan bu insanlar da vahdet akidesinin gerçek sahipleridir. Çünkü onlar 14 asır evvel yaşanan İslâmı yaşıyorlar. Bilindiği gibi 14 asır evvel bütün sahabe Sırat-ı Müstakiym’e çağırıyorlardı.
"Kul hâzihî sebiyliy ed'û ilallahi alâ basıyretin ene ve menittebe'aniy." Yusuf-108
Habibim deki ben ve bana tabî olanların hepsinin, görerek Allah'a çağırdığımız yol işte bu yoldur (Sırat-ı Müstakiym’dir).

MÜRŞİDİNE TÂBî OLMAYAN
KİŞİ TEVHİDİN DIŞINDADIR.
Ekleme Tarihi: 04.06.2006 - 21:43
Bu mesajı bildir   aytaybru üyenin diğer mesajları aytaybru`in Profili zum Anfang der Seite
kamer72 su an offline kamer72  
..

36 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 26.07.2006
En Son On: 05.08.2006 - 07:20
Cinsiyeti: ----- 
değişik ama çok doğru bir bakış açısı geleneksel islam kurandan ayrılmış başka yollara sapmış kuranın dışında bir din öğretisi oluşmuş durumda
Ekleme Tarihi: 26.07.2006 - 21:25
Bu mesajı bildir   kamer72 üyenin diğer mesajları kamer72`in Profili zum Anfang der Seite
_313_ su an offline _313_  

259 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 20.05.2006
En Son On: 09.04.2007 - 16:30
Cinsiyeti: Erkek 

ALLAHÜ TEALA nin laneti yalanci saptiricilarin üzerine olsun, amin amin amin...


Ekleme Tarihi: 27.07.2006 - 10:55
Bu mesajı bildir   _313_ üyenin diğer mesajları _313_`in Profili _313_ Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
NurBahcesi su an offline NurBahcesi  
BU MANAZARAYI COK GÖRDUK ARTIK KAPATILMALIDIR

2687 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.08.2005
En Son On: 16.01.2010 - 22:25
Cinsiyeti: ----- 
http://www.blogcu.com/dalalet
sitesinde bir kac parca var okunabilir
burada en fazla cevap veren benim faidesi kalmadi sadece isim degisiyor
arkadaslar islami yanlis kaynaklardan ogrenmek
insanlari yanlis mercilere yonlendirir
vesselam

Ekleme Tarihi: 27.07.2006 - 11:54
Bu mesajı bildir   NurBahcesi üyenin diğer mesajları NurBahcesi`in Profili NurBahcesi Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
kamer72 su an offline kamer72  
Onlar (Allah'ın) Kitab'ını bilmezler (tanımazlar da). Sadece emaniyyeyi (kişilerin el yazması kitaplarını) bilirler.

36 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 26.07.2006
En Son On: 05.08.2006 - 07:20
Cinsiyeti: ----- 
2/BAKARA-78: Ve minhum ummiyyûne lâ ya'lemunel kitâbe illâ emâniyye ve in hum illâ yezunnûn(yezunnûne

Onlardan bir kısmı ümmîlerdir. Onlar (Allah'ın) Kitab'ını bilmezler (tanımazlar da). Sadece emaniyyeyi (kişilerin el yazması kitaplarını) bilirler. Onlar sadece zan (ve kuruntu) içindedirler.

Burada Kitap denilen; Kûran-ı Kerimdir. Emaniyye ise aklın ürünü olan el yazması kitaplardır. Çünkü; takip eden âyet-i kerime, bize bu gerçeği ifade ediyor:

2/BAKARA-79: Fe veylun lillezîne yektubûnel kitâbe bi eydîhim summe yekûlune hâzâ min ındillâhi li yeşterû bihî semenen kalîlâ(kalîlen). Fe veylun lehum mimmâ ketebet eydîhim ve veylun lehum mimmâ yeksibûn(yeksibûne

Yazıklar olsun onlara ki; elleriyle kitap yazıp, sonra da (emaniyye bilgiler içeren) bu yazdıklarını az bir bedel (para) karşılığında satmak için: Bu Allah'ın indindendir derler. Yazıklar olsun onlara, elleriyle (böyle şeyler) yazdıklarından dolayı... Yazıklar olsun onlara, kazandıkları şeylerden dolayı


Bu mesaj 3 kez ve en son kamer72 tarafından 30.07.2006 - 18:44 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 30.07.2006 - 18:40
Bu mesajı bildir   kamer72 üyenin diğer mesajları kamer72`in Profili zum Anfang der Seite
kamer72 su an offline kamer72  
Kuran-ı Kerimde Herşey Mevcuttur.

36 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 26.07.2006
En Son On: 05.08.2006 - 07:20
Cinsiyeti: ----- 
EY KURAN-I KERİMDE HERŞEY MEVCUT DEĞİL DİYEN. ALLAH, İNSANLARA YAZMAYI UNUTMUŞ DİYENLER. ALLAH YAZMAYI UNUTMUŞ PEYGAMBER EFENDİMİZ S.A.V SÖYLEMİŞ DİYENLER. SİZ NE DİYORSUNUZ.

ALLAH'U TEALA NE DİYOR:

16/NAHL-89: Ve yevme nebasu fî kulli ummetin şehîden aleyhim min enfusihim ve cinâbike şehîden alâ hâulâ(hâulâi), ve nezzelnâ aleykel kitâbe tibyânen likulli şeyin ve huden ve rahmeten ve buşrâ lil muslimîn(muslimîne).

Ve o gün, bütün ümmetlerin içinde, onların üzerine, onların kendilerinden bir şahit beas ederiz (vazifeli kılarız). Ve seni de onların üzerine şahit olarak getirdik. Ve sana, herşeyi beyan eden (açıklayan), hidayete erdiren ve rahmet olan Kitabı, müslümanlara (Allaha teslim olanlara) müjde olarak indirdik.

EY HALA KURAN EKSİKTİR. KURANDA BAZI ŞEYLER YAZMAZ DİYENLER. SİZ NE DİYORSUNUZ.

ALLAH'U TEALA NE DİYOR:

6/EN'AM-38: Ve mâ min dâbbetin fîl ardı ve lâ tâirin yatîru bi cenâhayhi illâ umemun emsâlukum, mâ farratnâ fîl kitâbi min şeyin summe ilâ rabbihim yuhşerûn(yuhşerûne).

Ve yeryüzünde yürüyen hayvanlardan ve iki kanadıyla uçan kuşlardan ne varsa (4 ayaklı) hiçbir hayvan ve iki kanadıyla uçan hiçbir kuş yoktur ki; sizin gibi ümmet olmasınlar. Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Sonra Rablerine haşrolunacaklar (olunurlar).

KUR'ÂN BÜTÜN İLİMLER KAPSAR
Allahû Teâlâ Hz. Nahl Sûresi 89. âyet-i kerîmesinde Kur'ân-ı Kerim'in herşeyi açıkladığını ifade buyurmuştur.

16/ NAHL-89: Ve yevme neb'asü fiy külli ümmetin şehiyden aleyhim min enfüsihim ve ci'nâ bike şehiyden alâ hâülâ' , ve nezzelnâ aleykelkitâbe tibyânen likülli şey'in ve hüden ve rahmeten ve büşrâ lilmüslimiyn.

Ve o gün bütün ümmetlerde içlerinden birini onların üzerlerine şahit beas ederiz. Seni de kendi ümmetine şahit tutacağız. Sana bu kitabı herşeyi açıklayıp anlatan, doğru yolu gösteren rehber, rahmet ve müjde olarak indirdik.
6/ EN'AM-38: Mâ ferratnâ fiylkitâbi min şey'in .
Biz bu kitapta hiçbirşeyi eksik bırakmadık.

Allah'ın yarattığı herşey Kur'ân-ı Kerim'de ifadesini asıl olarak bulmuştur. Fakat Kur'ân'da bir netice olarak mevcut olup, detaylarının mutlaka idrak eden kişiler tarafından açıklanması lazımdır.

30/ RUM-58: Ve lekad darebnâ linnâsi fiy hâzelkur'âni min külli mesel, ve lein ci'tehüm biâyetin leyekuûlennelleziyne keferû in entüm illâ mübtılûn.

Andolsun ki, biz Kur'ân'da insanlar için her çeşit misalden açıkladık. Ve eğer sen onlara bir âyet getirsen, derler ki o kâfirler, "Sen ancak batılı söyleyensin."

25/ FURKAN- 33: Velâ ye'tûneke bimeselin illâ ci'nâke bilhakkı ve ahsene tefsiyrâ.

Sana getirdikleri hiçbir mesele yoktur ki, Biz onun cevabını Hak ile ve en güzel (ahsen) tefsir ile getirmiş olmayalım.

6/ EN'AM- 67: Likülli nebe' in müstekarrün ve sevfe ta'lemûn.

Kur'ân'da her haber takarrür etmiştir (haberin gerçekleşeceği belirli bir vakit kararlaştırılmıştır). Siz de bileceksiniz.

O halde bu Kur'ân her zaman ve her mekânda yaşanan Allah'ın ilmi kelâmıdır.


Bu mesaj 2 kez ve en son kamer72 tarafından 30.07.2006 - 18:49 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 30.07.2006 - 18:46
Bu mesajı bildir   kamer72 üyenin diğer mesajları kamer72`in Profili zum Anfang der Seite
ehlihikmet su an offline ehlihikmet  
Themenicon    ...

42 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.11.2006
En Son On: 25.01.2007 - 15:46
Cinsiyeti: ----- 
yazılan ayetler arasında en çok tefekküre sevkeden bir ayet acaba Rabbimizin bu ayetteki muradı ne? ne anlatmak istiyor

2/BAKARA-78: Ve minhum ummiyyûne lâ ya'lemunel kitâbe illâ emâniyye ve in hum illâ yezunnûn(yezunnûne

Onlardan bir kısmı ümmîlerdir. Onlar (Allah'ın) Kitab'ını bilmezler (tanımazlar da). Sadece emaniyyeyi (kişilerin el yazması kitaplarını) bilirler. Onlar sadece zan (ve kuruntu) içindedirler.

Burada Kitap denilen; Kûran-ı Kerimdir. Emaniyye ise aklın ürünü olan el yazması kitaplardır. Çünkü; takip eden âyet-i kerime, bize bu gerçeği ifade ediyor:

2/BAKARA-79: Fe veylun lillezîne yektubûnel kitâbe bi eydîhim summe yekûlune hâzâ min ındillâhi li yeşterû bihî semenen kalîlâ(kalîlen). Fe veylun lehum mimmâ ketebet eydîhim ve veylun lehum mimmâ yeksibûn(yeksibûne

Yazıklar olsun onlara ki; elleriyle kitap yazıp, sonra da (emaniyye bilgiler içeren) bu yazdıklarını az bir bedel (para) karşılığında satmak için: Bu Allah'ın indindendir derler. Yazıklar olsun onlara, elleriyle (böyle şeyler) yazdıklarından dolayı... Yazıklar olsun onlara, kazandıkları şeylerden dolayı


Bu mesaj 1 kez ve en son ehlihikmet tarafından 23.11.2006 - 21:55 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 23.11.2006 - 21:53
Bu mesajı bildir   ehlihikmet üyenin diğer mesajları ehlihikmet`in Profili zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an 1 üye ve 1190 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
aliye72 (49), maliyeter (45), Mehmet Ögretmis (66), REHBER2 (60), meltem35 (54), banazli (48), kardelen55 (53), rojda (39), yakobus (48), ibo13 (47), zeyd82 (42), erhan baker (50), seferistan (53), rufat (43), KAMCILI_MIZRAK (52), ejderha (57), Sofican (44), ofluenes61 (39), manly (51), boncell (53), zümer (44), ferdi33 (54), recai (47), Hidayet Demir (67), yelizyagci (48), doxan1 (45), imparator_57 (43), DELÝVELÝOGLU (60), KURTBEY66 (47), Murtaza GÜRSOY (38), yalovalifurkan7.. (34), durak1 (69), sinos (52), isik_67 (38), DaMLaM (47), EnDeRuN (53), Baha_RIP (35), cristor (46), AVLAYANHASAN (51), seyyid_emin (46), beyzanur61 (45), sekkos (42), necla caltekin (72), ekrem1992 (32), MuhammetColak (42)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.76423 saniyede açıldı