0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » BIDAT VE HURAFELER

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 12 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Cihan-63 su an offline Cihan-63  
BIDAT VE HURAFELER

582 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 17.03.2007
En Son On: 13.01.2011 - 15:59
Cinsiyeti: Erkek 
NAZAR İÇİN TEMİME


TEMİME: Nazar değmesin diye takılan nazarlık, muska ve tılsım gibi şeylerdir.

İslam toplumu içerisine giren bu hastalık çığırından çıkarak önem teşkil edecek şekilde yerleşmiş ve insanların bilmeden şirk’e düşmelerine neden olmuştur. İnsanlar nazar değmemesi, belaların def olması ve kendisine isabet edecek musibetlere karşı geleceğini düşünerek kendisine temime gibi sığıntılar aramaktadır.Temime’nin çocuklara,hayvanlara, evlere, arabalara vs. eşyaya gelebilecek zararlara karşı kalkan olacağına inanılmaktadır. Bu nedenle nazarın isabetinden ve etkisinden korunmak üzere bazı tedbirlere başvurulmaktadır.

Korunma tedbirleri olarak çocuklara, at, dana, inek,ev, dükkan, otomobil vb. gibi eşyaya nazar boncuğu, at nalı, üzerlik otundan yapılan kolyeler takılmakta özellikle çocuklara kurt, ayı, kartal, leylek gibi hayvanların diş, tırnak ve kemiklerinden yapılan nazarlıklar takılmaktadır. Böylece nazarın isabetinden korunulacağına inanılmaktadır. Nazar isabetinden kurtulmak için nazar muskaları takılmakta, kurşun veya mum döktürülmekte, nefesi keskin hocalara okutulmaktadır.Bazı yörelerimizde de "tuz çatılmakta", "un yakılmakta" , "üzerlik otu" yakılarak dumanı ile tütsülenilmektedir ve hurafedir.

Hadisi şerifte Peygamberimiz (s.a.v.) : “(Nazar değmesin diye) Kim bir temime takarsa Allah o kimsenin muradını tamam etmesin. Temime takan bir kimseye Allah bir menfaat vermesin.” buyurmuştur. [1]

Nazar ve etkileri inkar edilmez bir gerçektir.Bu hususta aşağıda geçen ayet ve hadisler konuyu açıklamak açısından yeterli olacaktır

"... İnkar edenler Kur'ân'ı dinlediklerinde, neredeyse seni gözleriyle yıkıp devireceklerdi" [2]

Hz. Aişe (R.A.)'nin naklettiği bir hadis-i şerifte de Hz. Peygamber (s.a.v.) "Nazardan Allah'a sığının, çünkü nazar (göz değmesi) haktır."[3] buyurmuştur.

Resulullah (S.A.V)'ın nazar değmesine karşı, "Ayetü'l Kürsr ' ile ihlâs ve Muavvizeteyn (yani Felak ve Nas) Sûrelerini okumuş ve ashabına da bunları okumalarını tavsiye etmiştir.

De ki: "Allah bizim hakkımızda ne takdir etmiş, ne yazmışsa başımıza ancak o gelir. Mevlâmız, sahibimiz o’dur. Onun için müminler yalnız Allah’a dayanıp güvensinler."[5]

Tevekkül etmek öyle bir imandır ki; onu elde eden bir mü’min her türlü davranışında, başına gelebilecek her türlü musibette ve her türlü acı karşısında Rabbine güvenir, ondan sabır diler ve bilir ki, Rabbi dilemedikçe ona hiçbir kimse zarar veremez ve yine o dilemedikçe hiçbir kimse de ona fayda veremez. Tevekkül etmeyi hayatına tam olarak yerleştiren bir mü’min ancak Rabbinden korkar, ancak ona sığınır ve bütün isteklerini ancak ona arz eder. Tevekkül bu dünyadaki bütün acıların, sıkıntıların ve korkuların yegane ilacıdır. Bir dalın yaprağının dalından düşmesi, bir yağmur tanesinin düştüğü yer, bütün canlıları oluşturan trilyonlarca hücreler ve hücreleri oluşturan atomların her türlü hareketi ancak o’nun dilemesiyledir.

O halde bu kadar kudret ve azamet sahibi olan yüce Rabbimizin dilemesi olmadan hiçbir güç zarar veremez. Kaldı ki, onlarında hücrelerini Allah (c.c.) yaratmaktadır.

Şayet bir musibet isabet ediyorsa, ya yaptığımız bir hata nedeniyle yada imtihan gereğidir.

Nazar isabet eden bir insan şifasını ancak Kur’an ve sünnet eczanesinde aramalıdır. Bunun dışındaki ilaçlar faydası olmadığı gibi şirk’e sokup, helak eder.



NAZARDAN KORUNMAK

1- Muavezeteyn (felak ve nas) sureleri okunabilir. Zira Peygamberimiz iki kul euzüyü okuyup buyurdu ki: (Bu iki sure ile [belalardan, nazardan] korunun! Hiç kimse, bu iki sure ile korunduğu gibi, başka şeyle korunamaz.)[6]

2- Fatiha, Âyet-el kürsi ,Kâfirun, İhlas, Felak ve Nas sureleri] 7şer defa okunup hastaya üflenirse, büyü, nazar ve her dert için iyi gelir. Bir hadisi şerifte de, (Fatiha ile Âyet-el kürsiyi okuyana, o gün nazar değmez) buyuruldu. [7]

3- İslam bilginleri Kalem suresinin 51 ve 52. ayetlerinin okunması gerektiğine dair rivayetleride bildirmektedirler. Bu konuda ayrıca İmam Nevevi’nin Ezkar isimli eserine de bakılırsa yeterince bilgi edinilebilir.


Bu mesaj 2 kez ve en son Cihan-63 tarafından 19.05.2007 - 14:29 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 19.05.2007 - 14:26
Bu mesajı bildir   Cihan-63 üyenin diğer mesajları Cihan-63`in Profili Cihan-63 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
muhammed yusa su an offline muhammed yusa  

944 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.03.2005
En Son On: 07.06.2007 - 21:48
Cinsiyeti: Erkek 
ABİ ALLAH RAZI OLSUN NAZAR KONUSUNU ÖĞRENDİK BURDA MUSKA KONUSUNA FAZLA DEĞİNMEMİŞSİN.....

EŞİM DOĞUM HASTASI OLDUĞUNUN İKİNCİ AYINDAN SONRA ÇOK FENA KABUSLAR GÖRMEYE BAŞLADI... EŞİM MUSKA YAPMAK İSTİYORDU BEN KARŞI ÇIKIYORDUM... EN SONUNDA GÜNEYDOĞUNUN TANINMIŞ EN BÜYÜK ALİMLERİNDEN BİR TANESİ OLAN İRANDA VE EL-EZHER ÜNV ÖĞRENİM GÖRMÜŞ ŞUAN İNZAR DERGİSİNDE FETVA VEREN MOLA ENVER KILINÇASLAN HOCAMIZA SORDUM MUSKANIN CAİZLİĞİ KONUSUNDA BANA İYİLİK ÜZERİ YAPILAN MİSAL RÜYASINDA KORKAN KABUS GÖREN BİRBİRLERİNİ SEVDİKLERİ HALDE AKIBETİ OLMAYAN İŞLERİ EVİ NAZARDAN DOLAYI TERS GİDEN İNSANLARA İYİLİK MUSKASININ YAPILMASINDA HERHANGİ BİR SIKINTI YOKTUR DEDİ....AMA HİLE ÜZERİ YANİ BİR KIZI MİSAL ÇOK SEVEN AMA KIZ KENDİSİNE YÜZ VERMEDİĞİNDEN GİDİP AŞK MUSKASI YAPAN SEVMEDİĞİ BİR AİLE İÇİN FİTNE MUSKASI YAPANLAR VS VS GİBİSİNDEN MUSKALAR KESİNLİKLE GÜAHTIR VEBALİ ÇOK BÜYÜKTÜR DEDİ VE BENDE GİDİP EŞİME BİR KORKU MUSKASI YAPTIM.....

ZORUNLU HALER DIŞINDA YAPILAN MUSKALARA VARSA BİLGİLENDİRİRSEN ÇOK SEVİNİRİM RAVDA AİLESİNE ÇOK GÜZEL BİR ANLATIM OLUR ALLAH RAZI OLSUN ŞİMDİDEN
WESSELAM
Ekleme Tarihi: 19.05.2007 - 14:42
Bu mesajı bildir   muhammed yusa üyenin diğer mesajları muhammed yusa`in Profili muhammed yusa Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
faniiiia su an offline faniiiia  

138 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 01.05.2006
En Son On: 04.09.2007 - 17:20
Cinsiyeti: ----- 
Allah razı olsun. yanlız şu ferdiğin numaraların kaynağını versen iyi olur kanımca.
Ekleme Tarihi: 19.05.2007 - 14:43
Bu mesajı bildir   faniiiia üyenin diğer mesajları faniiiia`in Profili faniiiia Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Cihan-63 su an offline Cihan-63  
RE:

582 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 17.03.2007
En Son On: 13.01.2011 - 15:59
Cinsiyeti: Erkek 
[quote]Orijınalı faniiiia

Allah razı olsun. yanlız şu ferdiğin numaraların kaynağını versen iyi olur kanimca.

kaynak olarak bunlar verilmis faniiiia kardes.

[1] (Ahmed)

[2] Kalem 51

[3] İbn Mace- 2/1159 hadis no 3508

[4] Tecridi sarih 12/90

[5] Tevbe 9/51

[6] Ebu Davud

[7] Deylemi


Bu mesaj 2 kez ve en son Cihan-63 tarafından 19.05.2007 - 14:54 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 19.05.2007 - 14:52
Bu mesajı bildir   Cihan-63 üyenin diğer mesajları Cihan-63`in Profili Cihan-63 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
faniiiia su an offline faniiiia  

138 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 01.05.2006
En Son On: 04.09.2007 - 17:20
Cinsiyeti: ----- 
Allah razı olsun.
Ekleme Tarihi: 19.05.2007 - 14:54
Bu mesajı bildir   faniiiia üyenin diğer mesajları faniiiia`in Profili faniiiia Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
antibidat su an offline antibidat  

14 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 01.01.2007
En Son On: 09.03.2011 - 00:09
Cinsiyeti: ----- 
eline sağlık
Ekleme Tarihi: 19.05.2007 - 14:54
Bu mesajı bildir   antibidat üyenin diğer mesajları antibidat`in Profili zum Anfang der Seite
Cihan-63 su an offline Cihan-63  
RE:

582 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 17.03.2007
En Son On: 13.01.2011 - 15:59
Cinsiyeti: Erkek 
Alıntı
Orijınalı muhammed yusa

ABİ ALLAH RAZI OLSUN NAZAR KONUSUNU ÖĞRENDİK BURDA MUSKA KONUSUNA FAZLA DEĞİNMEMİŞSİN.....

EŞİM DOĞUM HASTASI OLDUĞUNUN İKİNCİ AYINDAN SONRA ÇOK FENA KABUSLAR GÖRMEYE BAŞLADI... EŞİM MUSKA YAPMAK İSTİYORDU BEN KARŞI ÇIKIYORDUM... EN SONUNDA GÜNEYDOĞUNUN TANINMIŞ EN BÜYÜK ALİMLERİNDEN BİR TANESİ OLAN İRANDA VE EL-EZHER ÜNV ÖĞRENİM GÖRMÜŞ ŞUAN İNZAR DERGİSİNDE FETVA VEREN MOLA ENVER KILINÇASLAN HOCAMIZA SORDUM MUSKANIN CAİZLİĞİ KONUSUNDA BANA İYİLİK ÜZERİ YAPILAN MİSAL RÜYASINDA KORKAN KABUS GÖREN BİRBİRLERİNİ SEVDİKLERİ HALDE AKIBETİ OLMAYAN İŞLERİ EVİ NAZARDAN DOLAYI TERS GİDEN İNSANLARA İYİLİK MUSKASININ YAPILMASINDA HERHANGİ BİR SIKINTI YOKTUR DEDİ....AMA HİLE ÜZERİ YANİ BİR KIZI MİSAL ÇOK SEVEN AMA KIZ KENDİSİNE YÜZ VERMEDİĞİNDEN GİDİP AŞK MUSKASI YAPAN SEVMEDİĞİ BİR AİLE İÇİN FİTNE MUSKASI YAPANLAR VS VS GİBİSİNDEN MUSKALAR KESİNLİKLE GÜAHTIR VEBALİ ÇOK BÜYÜKTÜR DEDİ VE BENDE GİDİP EŞİME BİR KORKU MUSKASI YAPTIM.....

ZORUNLU HALER DIŞINDA YAPILAN MUSKALARA VARSA BİLGİLENDİRİRSEN ÇOK SEVİNİRİM RAVDA AİLESİNE ÇOK GÜZEL BİR ANLATIM OLUR ALLAH RAZI OLSUN ŞİMDİDEN
WESSELAM



EVET KARDES MUSKA KONUSUNDA HAKLI OLABILIRSIN. TABIKI HER SEY NIYETLERE GOREDIR. ANCAK MUSKAYA UMUT BAGLAYIP DUA ETMEYI KESEBILIR, ALLAH'TAN YARDIM DILEMESINI KESEBILIR DUSUNCESI OLMASI ACISINDAN TEHLIKELI GORULMUSTUR. AKSI TAKTIRDE KUR'AN SIFADIR ZATEN KUL ICIN. MUSKADA KUR'AN AYETLERIDIR SANIRIM. BUNDA BIR SAKINCA OLMAMALI. ANCAK IYI NIYETLE YAPILINCA MUSKA IYI DIR. YANI BURDA BUYU ANLAMINDA KULLANILMASIN DIYE, INSANIN NAZARA KORKUYA KARSI OKUYACAGI SURELER VARDIR. NITEKIM BILIYORSUNKI PEYGAMBER EFENDIMIZE BILE BUYU YAPILMISTIR. ALLAH (FELAK VE NAS) SURELERINI BU YUZDEN NAZIL ETMIS VE PEYGAMBERIMIZ BUNU OKUMUSTUR. BU SEKILDE BUYUDE BOZULMUSTUR.

MUSKALARI BIR COGUMUZ ALIR OKUMADAN YADA BILEN BIRILERINE OKUTMADAN HEMEN ELBISEYE VEYA YASTIGA YADA BILMEM DEGISIK YERLERE IGNELERLER. VE BU SEKILDE MEDET UMARIZ. DERIN DUSUNULDUGU ZAMAN OLCU OLARAK SADECE RESULLULLAH'IN YAPTIKLARINI ORNEK ALMALIYIZ DIYE DUSUNUYORUM KARDES. MUSKA YAPILMISMIYDI EFENDIMIZ ZAMANINDA ACABA? NAZARA, KORKUYA, BUYUYE KARSI HANGI SURELER OKUNMALIDIR DIYE EMIRLER VAR. BENIDE BU EMIRLER BAGLADIGI ICIN GERISINI PEK TASVIP ETMIYORUM BEN. INSALLAH BENI ANLAMISSINDIR MUHAMMED KARDES.
Ekleme Tarihi: 19.05.2007 - 15:08
Bu mesajı bildir   Cihan-63 üyenin diğer mesajları Cihan-63`in Profili Cihan-63 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
muhammed yusa su an offline muhammed yusa  

944 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.03.2005
En Son On: 07.06.2007 - 21:48
Cinsiyeti: Erkek 
evet abim allah razı olsun anladım abim...sevinçli
wesselam
Ekleme Tarihi: 19.05.2007 - 15:36
Bu mesajı bildir   muhammed yusa üyenin diğer mesajları muhammed yusa`in Profili muhammed yusa Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Cihan-63 su an offline Cihan-63  

582 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 17.03.2007
En Son On: 13.01.2011 - 15:59
Cinsiyeti: Erkek 
HURAFE: Uydurulmuş hikâye ve rivayettir. Bunlar genellikle dinin bir parçası veya gereği olarak aktarıla geldigi gibi, dindenmiş gibi benimsenmiş olan, gerçekteyse dinle ilgisi bulunmayan, hikâye ve rivayetlerdir.
Geçmiş ümmetler hevâ ve hevesleri doğrultusunda yaptıkları yeniliklerle dinlerini tahrip etmişlerdir. Bu konudaki tehlikeyi bilen Peygamberimiz (s.a.v.) yine ümmetini uyarıyor; “Her kim bizim bu işimizin (yani dinimizin) içine ondan olmayan bir şeyi yeniden sokarsa (o yaptığı iş) merduddur, başına çalınır. [1]
“Her yenilik bidattir her bidatte sapıklıktır.”[2]
Bazıları bidat’in iyi olan ve kötü olan diye ikiye ayrıldığını iddia ediyorlar halbuki Peygamberimiz böyle bir ayrım yapmıyor. Üzerinde emri olmayan bir işin reddolunacağını söylüyor.Bunun aksi olursa o zaman her önüne gelen bir şeyler uydurup, dine yeni bir şey sokar ve artık din aslından uzaklaşıp tanınmaz bir hale gelir. Nitekim böyle de olmuştur.
O zaman birisi derki; Ben öyle bir zikir şekli buldum ki çok faydalı. Birisi der ki; Allah’ı raks ederek, dönerek zikretmek öyle bir zikirdir ki Allah aşkını en güzel böyle ifade edebilirsin. Birisi derki; rabıta diye bir şey buldum ki ibadetler için tam bir motivasyon sağlıyor. Birisi çıkar bir zikir meclisi oluşturalım birkaç bin Allah birkaç yüz ihlas okuyalım geçmiş büyüklere bunları hediye edelim onlar bizi tanısın ki ruhaniyetleri bize yardım etsin. Ve bunun arkası kesilmeyerek dinin içerisine bir çok yenilik girer.
Rivayete göre şöyle bir hadise meydana gelmiştir:
“Biz İbni Mes’ud’un kapısında oturuyorduk vakit akşam ile yatsı arası idi Ebu Musa İbni Mes’ud’a gelerek “dışarı çık ey Eba Abdirrahman” dedi ibni Mes’ud dışarı çıktı Ebu Musa’ya seni bu saat de kapıma getiren nedir dedi Ebu Musa Allah’a yemin ederim ki ben bir durumla karşılaştım o beni korkuttu inşaallah hayırdır dedi ve konuşmasını şöyle sürdürdü “ mescide bir topluluk gördüm içlerinden birisi şu kadar Sübhanallah şu kadar Elhamdülillah deyin diyordu. Bunun üzerine Abdullah gitti bizde beraberinde gittik. Onların yanına vardı ve “ siz nede çabuk sapıttınız halbuki Muhammed’in ashabı diridir,hanımları da daha yaşlanmadı, peygamberin elbiseleri ve yemek kapları daha bozulmadı siz oturup günahlarınızı sayın ben iyiliklerinizin Allah tarafından sayılacağına kefilim dedi”[3]
“Siz bidat olan bir şeye öncülük ediyorsunuz eğer bu yaptığınız bidat değilse “Muhammed sapıklık içindedir” demek gerekir demiş. Abdullah b.utbe b. Erkad “Ey ibni Mes’ ud ben Allah’tan af talep ediyorum yaptığımdan pişman oldum demiş ve dağılmışlar”[4]
Bakınız sahabenin burada karşı çıktığı zikir değil zikir şeklidir. Yani Resulullah’ın (s.a.v.) emretmediğinin yapılmasıdır.
Bu düşüncedeki insanlar yaptıkları davranışların peygamberin ve ashabının hayatında böyle bir şey var mı yok mu? Diye bakmadan manevi bir işaretle kendisine Allah tarafından bildirildiğini iddia ederse dinin ne hale gelebileceğini düşünebiliyor musunuz?
Belki bu bidatleri için Kur’an’dan sünnet’ten cımbızla alıntılar yaparak nüzul sebebine ve peygamber ile sahabenin ne anlayıp, nasıl amel ettiğine bakmadan kendilerine delil bulabilirler. Ancak Resulullah’ın ve Sahabenin hayatında örneğini bulamazlar.
Cenab-ı Hak (c.c.) buyuruyor ki:

“Bugün sizin için dininizi kemâle erdirdim, ve sizin üzerinize nîmetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâmiyet'e razı oldum.”[5]

“ Size Peygamber ne verirse artık onu alınız ve sizi neden menettiyse hemen ona nihayet veriniz ve Allah'tan korkunuz. Şüphe yok kI: Allah, azabi siddetli olandir."[6]
“ Şüphesiz bu benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun başka yollara uymayın zira o yollar sizi Allah’ın yolundan ayırır. İşte sakınmanız için Allah size bunları emretti.” [7]

“Helak olan apaçık bir delille helak olsun ve yaşayanda apaçık bir delille yaşasın”[8]

“size Peygamber ne verirse artık onu alınız ve sizi neden menettiyse hemen ona nihayet veriniz ve Allah'tan korkunuz. Şüphe yok ki: Allah, azabı şiddetli olandır.” buyuruluyor. [9]

“Resulüm deki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyunuz ki, Allah’ta sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah son derece bağışlayıcı ve esirgeyicidir.” buyuruluyor. [10]

“ Kendisi için doğru yol belli olduktan sonra, kim peygambere karşı çıkar ve mü’minlerin yolundan başka bir yola giderse, onu o yönde bırakırız ve cehenneme sokarız; o ne kötü bir yerdir.” buyuruluyor. [11]

Abdullah ibn Mes’ud (r.a.) delil gösterdiği gibi sahihi Müslim’de zikredilen Cibril hadisinde peygamberimiz (s.a.v.) “ siz onların namazları yanında kendi namazınızı, oruçlarının yanında kendi oruçlarınızı, onların amellerinin yanında kendi amellerinizi beğenmezsiniz.” dedikten sonra “ Onlar okun yaydan çıktığı gibi dinden çıkarlar” diye buyurmuştur.
Abdullah b. Mes’ud (r.a.) buyurdu ki; “Sünnete uyun kendiliğinizden bir şey icat etmeyin. Bu size kafidir.” [12]
O halde kim dinde yeni bir şey iddia ederse Kur’an ve sünnet’ten delilini de ortaya koymalıdır. Şayet bunu yapamazsa bulmuş olduğu o yenilikle Allah ve Resulünün sözüne itibar etmiyor demektir.
Muvatta Ebu Hureyre (r.a.)’den şu hadisi nakleder: Resulullah (s.a.v.) bir gün mezarlığa gider ve şöyle der: “Esselâmu aleykum ey mü’minler topluluğunun diyarı. İnşaallah bizde size kavuşacağız…” hadisin devamında şu vardır: “ (kıyamet gününde) bir gurup adamlar, tıpkı sahipsiz develerin havuz kenarından kovulup, uzaklaştırıldığı gibi benim havzımdan uzaklaştırılacaklar. Ben onlara: “Gelin buraya, nereye gidiyorsunuz, gelin, gelin!” diye sesleneceğim. Bunun üzerine denilecek ki, onlar senden sonra (dini) değiştirdiler. Bende diyeceğim ki: “O halde onlar benim havzımdan uzak olsunlar! Uzak olsunlar! Uzak olsunlar!”[13]
İmam Şâtıbi el-İ’tisam isimli eserinde şöyle diyor: “İbadetlerde bidat çıkaran fırkaların çoğu, zahidliğe ve halktan ayrı münzevi hayat yaşamaya fazlaca düşkün insanlardan oluşur. Cahil ve tecrübesiz halk da onların peşinden gider. Ehli sünnet ve cemaate bağlı olan kimseyi de Allah’ın yaratıklarının en takvalısı da olsa sadece avamdan birisi olarak görürler. Havas ise işte bu fazla fazla ibadet yapan kimselerdir. Bu sebeple onlarla gurur duyanlar ve onların gittikleri tarafa meyledenlerin çoğunun kendi yollarından gitmeyen diğer insanları küçümsediklerini ve onları kendi nurlarından mahrum bırakılmış kişiler olarak kabul ettiklerini görürsün.”[14]
Bidat ve hurafeler Yahudiler, münafıklar ve Hıristiyan misyonerler tarafından planlı bir şekilde dine sokulmaya çalışılmış ve bunda da oldukça başarılı olmuşlardır.
Ayrıca sadece İslam düşmanları değil bazen dini yanlış anlayan bazı Müslümanlarda bu bidat ve hurafeleri adeta körüklemişlerdir. Kimisi kendince bidat olmadığına inandığı ve yeni bir çığır olduğunu düşündüğü şeylerin bidat olarak yerleşmesine neden olmuş, kimisi Müslümanları Kur’an ve zikre yönelteceğini hesaplayarak bidatler uydurmuşlardır.
Yukarda zikredilen ölçülere uyulmayıp, bidat ve hurafeler zamanla dindenmiş gibi yerleşince Müslümanlar tevhidi inançlarından uzaklaşarak bozulmuş bir din yapısını benimsemişlerdir.
KAYNAKLAR:
[1] Buhari –Müslim
[2] Müslim
[3] Abdullah ibni seleme – Heysemi –H.sahabe
[4] Ebul bahteri-Taberani- H.sahabe
[5] Maide 5/3
[6] Haşr 59/7
[7] En’am 6/153
[8] Enfal 8/42
[9] Haşr suresi 59/7
[10] Al-i İmran 3/31
[11] Nisa 4/115
[12] Heysemi 1/82
[13] Buhari Kitabu’r-Rikak
[14] El-İ’tisam (Bidatler karşısında Kitap ve Sünnete Bağlılıkta Yöntem)– İmam Şatıbi s.139
Ekleme Tarihi: 19.05.2007 - 15:53
Bu mesajı bildir   Cihan-63 üyenin diğer mesajları Cihan-63`in Profili Cihan-63 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Cihan-63 su an offline Cihan-63  

582 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 17.03.2007
En Son On: 13.01.2011 - 15:59
Cinsiyeti: Erkek 
MUM YAKMA
İslâm'da cami duvarına, kabir taşına, mezar taşına, mum yakılır diye bir kural yoktur. Bu âdet, Müslüman Türklere Mecusilerden ve Hıristiyanlardan geçmiştir.
Kabir başına, mezar taşına mum yakan kişi, oradaki yatırdan beklenti içerisine girmekte veya onunla bütünleştiğini yada onun yaktığı ışığı takip ettiğini,onunla hem dem olduğunu düşünmektedir, bu büyük bir hatadır ve şirktir. İslâm'a göre insan, ancak Allah'a iltica eder ve O'na sığınır; O'nun dışındaki varlıklardan medet ummak yanlıştır. Bu itibarla kabirlerde mum yakma adeti yanlış bir inançtır, hurafedir.

ÇABUT BAĞLAMAK
Çağdaş Altaylı Şamanistlerin inandıkları "İZİ"ler, Göktürklerin bıraktıkları yazıtlarda toptan "YER-SU" ile ifade edilmiştir. Göktürkler bu "YER-SU" denilen ruhları, Türk yurdunun koruyucusu sayarlardı. Onların inanışlarına göre bu "İZİ'ler kişiden kurban isterler. Kurban sunmayanlara zararları dokunur. Ancak bu ruhlar çok kanaatkârdır. Bunları, bir paçavra parçası, bir tutam at kılı hatta kurban niyetiyle atılan bir taş parçası ile tatmin etmek mümkündür.” [15]
Türkler Müslüman olduktan sonra da bu âdetlerin etkilerinden kurtulamamışlar ve bırakamamışlardır. Evliya saydıkları ulu kişilerin türbelerine, orada biten ağaçlara, ya da o yörede bulunan bazı kayalara çaput bağlamak suretiyle eski adetlerini devam ettirmişlerdir. Oysa böyle bir âdet İslâm'da yoktur hurafedir.

KURŞUN DÖKMEK
Halkımız arasında "göz değmesi, göze gelme" diye adlandırılan bir "NAZAR" inancı vardır. Nazar isabet eden kimsenin kendisine, malına veya eşyasına bir zarar geleceğine inanılır. Bu nedenle nazarın isabetinden ve etkisinden korunmak üzere bazı tedbirlere başvurulmaktadır.
Korunma tedbirleri olarak çocuklara, at, dana, inek,ev, dükkan, otomobil vb. gibi eşyaya nazar boncuğu, at nalı, üzerlik otundan yapılan kolyeler takılmakta özellikle çocuklara kurt, ayı, kartal, leylek gibi hayvanların diş, tırnak ve kemiklerinden yapılan nazarlıklar takılmaktadır. Böylece nazarın isabetinden korunulacağına inanılmaktadır. Nazar isabetinden kurtulmak için nazar muskaları takılmakta, kurşun veya mum döktürülmekte, nefesi keskin hocalara okutulmaktadır.Bazı yörelerimizde de "tuz çatılmakta", "un yakılmakta" , "üzerlik otu" yakılarak dumanı ile tütsülenilmektedir ve hurafedir.
Nazar ve etkileri inkar edilmez bir gerçektir.Bu hususta aşağıda geçen ayet ve hadisler konuyu açıklamak açısından yeterli olacaktır.

"... İnkar edenler Kur'ân'ı dinlediklerinde, neredeyse seni gözleriyle yıkıp devireceklerdi" [16]
Hz. Aişe (R.A.)'nin naklettiği bir hadis-i şerifte de Hz. Peygamber (s.a.v.) "Nazardan Allah'a sığının, çünkü nazar (göz değmesi) haktır." [17] buyurmuştur.
Resulullah (S.A.V)'ın nazar değmesine karşı, "Ayetü'l Kürsi ile ihlâs ve Muavvizeteyn (yani Felak ve Nas) Sûrelerini okumuş ve ashabına da bunları okumalarını tavsiye etmiştir. [18]
İslâm bilginleri, nazarın etkisinden korunmak veya nazar isabet etmiş ise kurtulmak için Kalem Sûresinin 51. ve 52. âyetlerinin okunmasını da tavsiye etmişlerdir.

KAYNAKLAR:

[15] Hurafeler ve menşeleri s.39
[16] Kalem 51
[17] (İbn Mâce, 2/1159 Hadis No: 3508)
[18](Tecrid tercemesi, 12/90, Hadis No: 3508)
Ekleme Tarihi: 19.05.2007 - 15:58
Bu mesajı bildir   Cihan-63 üyenin diğer mesajları Cihan-63`in Profili Cihan-63 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Cihan-63 su an offline Cihan-63  

582 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 17.03.2007
En Son On: 13.01.2011 - 15:59
Cinsiyeti: Erkek 
FAL AÇMAK
İslâm Dinine göre hangi şekilde olursa olsun, fal baktırmak ve falcıların söylediklerine inanmak yasak ve hurafedir.

"Ey iman edenler! şarap, kumar, putlar, fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir. Bunlardan uzak durun ki felaha erişesiniz" [19]
Konuya ilişkin olarak Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) de şöyle söylemiştir: "Kuşun ötmesinden, uçmasından uğursuzluk kabul etmek, ufak taşlar (nohut, bakla, fasulye, iskambil kağıdı, kahve telvesi vs.) ile fal açmak, kum üzerine hatlar çizmek, bunlardan geleceğe dair hükümler çıkarmak SÎHİR ve KEHANET nevindendir" [20]

KABİRDE DUA
İslâm'da dilek ve istekler sadece Allah'a arz edilir. Allah'tan başkasına sığınmak ve O'ndan gayrisinden mağfiret dilemek doğru değildir. Gerçek böyle olmasına rağmen,duaya bir sürü bâtıl hareketler sokulmuştur.
Bazıları dua ederken sanki kavga ediyor gibi bağırıp çağırıyor. Kimisi dua yapmak için türbelere, yatırlara koşuşturuyor. Kimisi de mezarlara elini yüzünü sürmekte, türbelerin eşik ve pencerelerini öpmektedir. Bir çeşit tapınma hareketleri yapmaktadırlar.
Bu hareketlerin cümlesi yanlıştır ve batıldır. Dua etmek için kabir başına, yatır taşına gitmeye gerek yoktur. Kabirde yatan mevtalar insanların dileklerini yerine getiremezler. Dua eden kişi ile Allah arasında vasıta olamazlar. Çünkü İslâm'da Allah'a sığınmak, O'na dua etmek için bir aracıya ihtiyaç yoktur. Kul, vasıtasız Allah'a iltica eder. Bu itibarla bir kimse, "Falan yatıra gittim ona dua ettim o mübarek zatın himmeti ile duam kabul oldu" derse bu şirktir ve caiz değildir.
Kabirler; ölümü düşünmek, ahireti hatırlamak ve insanın hangi mevkide olursa olsun bir gün gelip mezarda yatan gibi toprak olacağını görmek ve ibret almak için ziyaret edilir. Bunun dışındaki davranışlar bidattir.
İnsanın yüce yaratıcıya karşı yapmak zorunda olduğu kulluk görevlerinden biri de dua’ dır. Sevgili Peygamberimizin bildirdiğine göre "Dua bir ibadettir" [21]
İnsanoğlu hangi tür inancı taşırsa taşısın, hiçbir zaman dua etmek lüzumunu hissetmekten uzak kalmamıştır. Çünkü insanoğlu yaratılışı gereği daima üstün bir kudrete bağlanmış, ona inanmış ve ondan yardım dilemiştir. İşte dua, bu inanışın dile getiriliş biçimidir.Aslında dua, kelime anlamı bakımından; Allah'tan yardım dileme anlamına "çağrıda bulunmak, davet etmek", "yardım ve esenlik istemek" anlamlarına gelmektedir.
Muhammed Hamdi YAZIR dua'yı şöyle tarif etmektedir.
"Dua; küçüğün büyükten, âcizin kâdirden hacet ve arzusunu talep ve ricası demektir [22]
Dua etmek için kutsal kitabımız Kur'ân-ı Kerim'de emir ve işaretler vardır. Yüce Allah Mü'min Sûresinde şöyle buyuruyor:
"Bana dua edin ki size karşılığını vereyim.." [23] "Ey Muhammed kullarım beni sana sorarlarsa, bilsinler ki, ben şüphesiz onlara yakınım, Benden isteyenin dua ettiğinde duasını kabul ederim. Artık onlar da davetimi kabul edip bana inansınlar, doğru yolda yürüyenlerden olsunlar” [24]


“Hüküm ancak Allah’ındır.Ben ona dayanır ona güvenirim.Tevekkül edenler ancak ona güvensinler.” [25]


“Allah’a güvenen kimseye o yeter” [26]
O halde dua ederken hiçbir şeyi Allah’a ortak koşmadan vasıtasız olarak ancak ona güvenip ve ondan bekleyerek boyun büküp istemelidir.Çünkü acize istemek düşer. Kâdir’in ise vermek şanındandır.Şânı yüce Allah daha iyi bilir.

KAYNAKLAR:

[19] (Maide Sûresi, Ayet: 90).
[20] Riyazü's-Salihin, c. 3, Hadis No: 1702.
[21] Tecrid-i Sarih, c. 12, s. 360.
[22] Hak Dini Kur'ân Dili, M.Hamdi Yazır, c. 3, s. 2194.
[23] mü’min 60
[24] Bakara 186
[25] Yusuf 67
[26] Talak 3
[


Bu mesaj 1 kez ve en son Cihan-63 tarafından 19.05.2007 - 16:05 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 19.05.2007 - 16:04
Bu mesajı bildir   Cihan-63 üyenin diğer mesajları Cihan-63`in Profili Cihan-63 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Cihan-63 su an offline Cihan-63  

582 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 17.03.2007
En Son On: 13.01.2011 - 15:59
Cinsiyeti: Erkek 
KABİRLERDE KUBAN ADAMAK
Bir kimse adayacağı kurbanını yalnız Allah için adamalıdır. Allah'tan gayrisi adına kurban kesilmez. İslâm'da bir yatıra, bir kabre, tekkeye veya falan devlet adamına kurban adamak caiz değildir. Çünkü kurban, vacip olan bir ibadet olması hasebiyle yalnız Allah rızası için, Allah adıyla kesilir. Kabirlere gidip kurban kesme adeti İslâm'dan önceki kavimlerin müşrik adetlerindendir. İslâm dini kabirler üzerine kurban kesmeyi yasaklamıştır.
Hz. Muhammed Efendimiz (S.A.S.), bir hadislerinde: "Kabirler üzerine kurban kesmek İslamiyette yoktur"[27] buyurmuşlardır. Buna göre İslâm dininde olmayan bir adeti varmış gibi kabul etmek bid'ât olup, büyük bir manevi sorumluluğu vardır.
Bir müslüman kurban adarken dileğinin olmasını Allah'tan değil de bir kabirden veya türbeden beklerse küfre gider. İslâm'da Allah'a tazim ve itaat için hiçbir aracıya lüzum yoktur. Mü'min, Rabbına karşı teşekkürünü, kulluğunu vasıtasız arzeder. Nitekim beş vakit namazın her rekatında FATİHA sûresini okurken 5. ayette: "Ancak sana kulluk ederiz ve yalnız senden yardım dileriz" deriz. Çünkü İslâm esaslarına göre Allah'tan başkasına kulluk etmek, ilâhi takdiri başkasından beklemek caiz değildir. Allah'ın takdir ettiği şeyin hiçbir şekilde değişmesine imkan yoktur. Nezir; ilahi iradeyi değiştirmez ve bidattir.
KABİRLER ÜZERİNE BİNA YAPMAK
ـ- Hz. Câbir radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) kabrin kireçlenmesini, üzerine bina yapılmasını, üzerine oturulmasını, üzerine yazı yazılmasını ve ayakla basılmasını yasakladı." [28]
- Ebu'l-Heyyâc el-Esedî anlatıyor: "Bana, Hz. Ali radıyallahu anh: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın beni göndermiş olduğu şeye ben de seni göndereyim mi?" diye sordu ve Resûlullah'ın kendisine:
"Haydi git, kırıp dökmedik put, düzlemedik yüksek kabir bırakma!" dediğini anlattı." [29]

Peygamberimiz (s.a.v.) ve sahabe-i kiram (r.a.) döneminde kabirler üzerine bina inşa etme,yazılar yazma ve mescit edinme gibi bir davranış bulunmamaktadır. Bu yenilikler daha sonraki dönemlerde yüceltme hastalığının bir tezahürü olarak uygulanmaya başlanmış ve çığırından çıkarak bugünkü hale gelmiştir. İnsanlar cahiliyetin de etkisiyle çok sevdikleri alimleri ve veli olduğuna inandıkları zat’ların mezarlarını mescitler hali-ne getirmiş, dua edilen yerler,bereket umulan Allah’ın rızasına ulaşmak için vesile kabul edilen yerler haline getirmişlerdir. Bazı alimler mezar taşlarına isim yazılabileceğini söylemektedir.Belki bu mezarın tamamen yok olması ve yakınlarının o mezarı ziyareti ile alacağı ibretin ve sevdiği akrabasını yanında hissetmesi açısından kabul edilmiştir(en iyisini Allah bilir) ve sünnettir.” [30] Ancak mezar üzerine şaşalı binalar inşa etmek bu gün olduğu gibi oraların şirk mekanı haline gelmesine neden olabilir. Bu tehlikeyi bilen peygamberimizin (s.a.v.) bu konudaki hassasiyetini yukarıdaki hadisi şeriften anlıyoruz.
KAYNAKLAR:

[27] Fethü'l Kebir, c. 3, s. 347.
[28] [Müslim, Cenâiz 94, (970); Ebu Dâvud, Cenâiz 76, (3225, 3226); Tirmizî, Cenâiz 58, (1052); Nesâî, Cenâiz 96, (4, 86, 88).]
[29] [Müslim, Cenâiz 93, (969); Ebu Dâvud, Cenâiz 72, (3218); Nesâî, Cenâiz 99, (4, 88, 89).]
[30] [Müslim, Cenaiz 106, (977); Ebu Davud, Cenaiz 81, (3235); Tirmizî, Cenaiz 60, (1054); Nesâî, Cenaiz 100, (4, 89).]
Ekleme Tarihi: 19.05.2007 - 16:10
Bu mesajı bildir   Cihan-63 üyenin diğer mesajları Cihan-63`in Profili Cihan-63 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1866 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
sefa46 (70), sa71bo (53), hacý46 (39), talathoca (68), volkanadar (46), abcesam (66), ~YaSeMeN~ (40), Yavuz Selim Hay.. (54), sezerarzumanogl.. (40), mhakanavci (43), mevlüt01 (43), ravza dila (41), cartel02 (43), CANBULUT (48), mbitis (39), nurkelebek (56), lokmanyavuz1959 (65), mke55 (40), Seymaa (51), veyselkarani (51), a_musab (38), uyuz (45), tugbil (60), Guldemet (49), Fatih Erus (38), Nedim06 (59), Yusra (36), a_Sena_a (49), abdullah acar (47), M HAKAN AVCI (43), kral (48)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.03350 saniyede açıldı