kaletra colchicine ivermectin ivermectine generique kaletra luvox lyrica marvelon maxalt medrol active mefe basan mefenacide mefenamin meladinine mellaril mellerettes melleril mentax mestinon metaglip metfin metoject metrizol micardis hct micardis micardisplus microgynon micronase micronovum microzide minac 50 minipress minocin miranova mobic mobicox moduretic motilium motrin munobal myambutol myconormin myfortic mysoline naltrexin naprolag
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » Arama Sonuçları

12 Sonuç - Yeni Arama
Sayfa (1): (1)
Ekleyen Mesaj
Konu: Sadece Müziksiz İlahiler Çalan Bir Radyo Varmı?
antibidat su an offline antibidat  
Sadece Müziksiz İlahiler Çalan Bir Radyo Varmı?
14 Mesaj -
Sadece Müziksiz ilahiler çalan bir internet radyosu varmı? Yada yoksa böyle bir radyo kurulabilir mi?
Ekleme Tarihi: 27.07.2007 - 14:50
antibidat üyenin diğer mesajları antibidat`in Profili antibidat Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: MÜZİKLİ İLAHİLER VE ŞARKILAR HARAMDIR MUTLAKA OKUYUN
antibidat su an offline antibidat  
14 Mesaj -
Bu yeşil poptan ezgilerden müzikli ilahilere gidiş hep hristiyanların şu yöntemini akla getirir bir kurbağayı tencerenin içindeki sıcak bir suya atarsanız hemen sıçrayıverir kaçar ama altındaki ateşi yavaş yavaş ısıtırsanız kurbağa önce ılık suda mayışır kendinden geçer ve su kaynayıncaya kadar bişey hissetmez haşlanıp gider.İşte müslümanlara yapılanlarda bundan ibaret.
Ekleme Tarihi: 24.07.2007 - 22:19
antibidat üyenin diğer mesajları antibidat`in Profili antibidat Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: MÜZİKLİ İLAHİLER VE ŞARKILAR HARAMDIR MUTLAKA OKUYUN
antibidat su an offline antibidat  
14 Mesaj -
Önceleri yeşil pop dediler ezgi dediler müslümanları alıştırdılar müziklere daha sonra ilahileride rock sanatçılarını aratmıyacak çalgı aletleriyle söylemeye başladılar ve en son moda rap müziği bile ilahilere soktular. Nereye gidiyoruz müslüman kardeşlerim Allah sonumuzu hayır etsin.

Bakın birisi zikirden müzikli ilahilere geçiş yapan bir adam hakkında ne demiş.

Alıntı:
Apo'nun eserleri. Ilk eserleri: zikir, sonra zikir ve melodi. Sonra melodi. sonra oynak melodi. SIMDI? Agir bas ve melodi ve RAP!!??? OLACAK BIRSEY MIII!!!??? BIZ NEYIZ ARKADASLAR!?!?!??
OOOOOO MUHAMMED!??? BIZ BOYLE KIME HITAP EDE BILIRIZ?!????? CIDDIYE ALIN BUNU ARKADASLAR! HZ. Muhammed ALEMLERIN sultani. Allah'u Teala'nin sevgilisi, habibi! UYANIN ARKADASLAR!!!

Ekleme Tarihi: 24.07.2007 - 22:16
antibidat üyenin diğer mesajları antibidat`in Profili antibidat Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: MÜZİKLİ İLAHİLER VE ŞARKILAR HARAMDIR MUTLAKA OKUYUN
antibidat su an offline antibidat  
MÜZİKLİ İLAHİLER VE ŞARKILAR HARAMDIR MUTLAKA OKUYUN
14 Mesaj -
Şeytan (ondan Allah(c.c.)’a sığınırız.) ve askerlerinin, kullarını saptırmak ve beldeleri fesada uğratmak için en büyük araçlardan biri şarkı ve müziktir. Bu Şeytan onlarla, Allah(c.c.) IN kullarını saptırdığı ve doğru yolundan çıkardığı vasıtaların en büyüğüdür.

1- MÜBAH OLAN ŞARKI
Bu sadece sesi yükselterek ve eğlence ve müzik aletleri olmaksızın şarkı söylemektir. Ancak şu şartların yerine getirilmesi gerekir. İçerisinde Allah(c.c.) a ortak koşma (şirk), ahlaksızlık Müslümanları yerme, yabancı kadınlara övgü, ve kur yapma, içkilerden bahsetme olmamalıdır.

2- HARAM OLAN ŞARKI
Bu yukarıdaki şartlar kendisine uymayan her şeydir.

YÜCE Allah(c.c.)’IN KİTABINDAN ŞARKI VE MÜZİĞİN HARAM OLDUĞUNU BİLDİREN DELİLLER

“İnsanlardan kimi var ki, bilgisizce (insanları) Allah(c.c.)’ın yolundan saptırmak ve onunla alay etmek için laf eğlencesi satın alır. İşte onlara küçük düşürücü bir azap vardır.”
(Lokman-6)

Fakih sahabi Abdullah b.Mesud’a (R.A) ayetteki “ lehve’l-hadisin (laf eğlencesinin)”ne olduğu sorulduğunda şöyle cevap vermiştir.
“Kendisinden başka ilah olmayana yemin ederim ki bu şarkıdır.” Bu sözünü 3 defa söylemiştir. (Tefsiru’t –Taberi XI/61

Kur’an’ın tercümanı olan Abdullah b.Abbas radıyallahu anh ise:
“Ayet şarkı ve benzerleri hakkında indi “demiştir. (Buhari, el-Edebu’l-Mufred No:1265)

“Onlardan gücünün yettiğini sesinle oynat; atlılarınla ve yayalarınla onların üzerine yaygarayı bas;mallarda ve evlatlarda onlara ortak ol (bunları haram yoldan kazanmaya sevket); Onlara çeşitli vaadler yap, gerçi şeytan onlara aldatmadan başka bir şey vaat etmez.”
(İsra-64)

İmam İbnu’l-Kayyim Allah(c.c.) ona rahmet etsin bu ayet hakkında şunları söylemiştir.
“ Şeytanın sesi Ademoğullarını rahatsız eder. O Allah(c.c.)’a itaat dışındaki her türlü sestir. Onu emrettiği ve onu beğendiği için, şeytana nisbet edilmiştir.yok sa bizzat şeytanın sesi değildir. Şarkı Sesi, Ölü için feryat etme, üflemeli, telli ve başka bütün çalgıların sesleri,Ademoğullarının canını sıkan, onları basitleştiren ve rahatsız eden şeytanın seslerindendir.

ŞARKI VE MÜZİĞİN HARAM OLDUĞUNU BİLDİREN SÜNNETTEKİ DELİLLER

Hadis 1

Peygamber Sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyudu;
“Ümmetim arasında, zina yapmayı, ipekli elbiseler giymeyi, şarap içmeyi, çalgı aletlerini çalmayı helal sayan kimseler olacak”
(Buhari, Kitabu’l-Eşribe, babu ma cae fimen yestehıllu’l-hamr.)

Bu Hadis, şarkı ve müziğin haram kılındığı konusunda delaleti kesin açık bir nastır.

Hadis 2
Peygamber Sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyudu;

“Yüce rabbim bana, içki, kumar, davul ve gitarı haram kıldı.”
(İbn Hacer El-Askalani, Fethu’l-Bari, X/55) Hadis Sahihtir. İmam Ahmed, Müsned , I/127. el-Elbani, “Tahrimu alati’t Tarab’ta Sahih olduğunu Söylemiştir)


Hadis 3
Peygamber Sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyudu;
“Bu ümmet içinde, yere batırılma, hayvana çevrilme ve gökten taş yağmasıolacak”
Müslümanlardan birisi Allah(c.c.) ‘ın Rasulü Bu ne zaman olacak diye sordu Rasulullah Sallallahu aleyhi ve selem şu cevabı verdi;
“Şarkıcı kadınlar ve çalgı aletleri yaygınlaşıp içkiler içildiğinde”
(“En-Nihaye”,I/122. Bakınız: “Tahrimu alati’t-tarab” s.78

ŞARKININ VE ŞARKI İLE UĞRAŞANLARIN YERİLDİĞİNE DAİR SAHABE, TABİİN VE DÖRT İMAMDAN NAKLEDİLENLER

1- Osman B.Affan (R.A.) Yüce Allah(c.c.)’ın kendisine olan lütfunu zikretmek üzere şöyle
demişti;
“Ben ne şarkı söyledim. Nede böyle bişeyi yapmak istedim)


2- Abdullah B.Mesud (R.A.) ; Şarkı Suyun bitkiyi büyütüp yaşerttiği gibi, kalpte münafıklığı yeşertir.

3- Abdullah B. Ömer (R.A.); Şarkı söyleyen küçük bir cariyeye rastladı ve şöyle dedi;
“ Şeytan birisini bırakacak olsaydı bunu bırakırdı”

Veki b. El Cerrah Allah(c.c.) ona rahmet etsin şöyle dedi;
Tamburu Al sahibinin kafasında kır. Nitekim İbn Ömer – Allah(c.c.) ondan razı olsun böyle yapmıştır.

İmam Ebu Hanife Allah(c.c.) ona rahmet etsin Şarkının haram olduğunu sert bir ifadeyle söylemiş ve onu dinlemeyi günah saymıştır.

İmam Şafi Allah(c.c.) ona rahmet etsin şöyle dedi;
“Şarkı batıl ve muhale (imkansıza) benzeyen, mekruh eğlencedir. Onunla Çok meşgul olan şahitliği kabul edilmeyen sefih (kişiliği zayıf veya aklı noksandır.)

İmam Malik’e Allah(c.c.) ona rahmet etsin – Şarkı Hakkında soruldu O da şu cevabı verdi;
“ Bize göre bunu ancak fasıklar yapar”

İmam Ahmed b. Hanbel Allah(c.c.) ona rahmet etsin Şöyle Dedi;
“ Şarkı münafıklık doğrur. O benim hoşuma gitmiyor”

İmam Ahmed b. Hanbel Allah(c.c.) ona rahmet etsin Şöyle Dedi;
“ Flüt, Ney, zurna, tambur, ut, rebap (kemençe) ve benzerleri haramdır.

DİNİ VE MİLLİ ŞARKILARLA ÇOCUK VE DOĞUM GÜNÜ ŞARKILARININ HÜKMÜ

“el-Lecnetu’d Daime Li’l Buhusi’l ilmiye ve’l-ifta” ilim heyeti aşağıdaki soruyu şöyle cevaplandırdı:

Soru: Daha önce şarkı dinlemenin hükmünü sorduk. Biz müstehcen şarkıları dinlemenin haram olduğu cevabını verdiniz. Öyle olunca bildiğiniz gibi radyo veya televizyonda devamlı çalgı eşliğinde söylenen dini, milli şarkılarla çocuk ve doğum günü şarkılarının hükmü nedir?
Cevap: “Çalgı kesinlikle haramdır. Dini ve milli şarkıları çalgı eşliğinde olduğundan haramdır. Doğum günleri ise bid’attir. Onlarda bulunmak ve onlara katılmak haramdır.

ŞARKI VE MÜZİK HAKKINDA SÖZÜN ÖZÜ
1- Şarkı Dinde 2 Çeşittir. Mübah olan şarkı ve haram olan şarkı .
2- Mübah olan şarkı : Def dışındsa müzik aleti olmaksızın sadece sesi yükseltmek ve uzatmaktır. Def de ancak kadınlar için caizdir. Bu şarkı bayram günlerinde düğünde, bir yolculuktan döndüğünde vb. olur ancak İslam’ın kurallarındanm çıkmaması gerekir.
3- Haram Olan şarkı: Çalgı türlerinden herhangi birini, dine aykırı bir sözü, dinin belirlediği yer ve zamanın dışında olanı içine alan her türlü şarkıdır.
4- Müzik aletiyle birlikte şarkı dinlemek icma ile haramdır.
5- Müzik aletlerine sahip olmak her yerde ve her zaman haramdır.
6- Müzik aletini dinlemek icmai ile haramdır.
7- Dini ve milli şarkılar çocuk şarkıları ve doğum günü şarkıları çalgı eşliğinde söylendiğinde ve söz dine aykırı olduğunda haramdır.
8- Dini ilahiler, davullar ve dine aykırı sözler eşliğinde söylendiğinde haramdır.
9- Müzik aletlerinin ticaretini yapmak bütün çeşitleriyle haramdır.
10- Müzikle uğraşmak ve onu kazanç meselesi yapmak haramdır.
11- Şarkı aletleri ve kasetlerinin satılması için dükkanları kiraya vermek haramdır.
12- Erkek ve kadın şarkıcıları kiralamak ve onlara para vermek haramdır.
Ekleme Tarihi: 24.07.2007 - 22:09
antibidat üyenin diğer mesajları antibidat`in Profili antibidat Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: Themenicon Müziğin Dindeki Yeri
antibidat su an offline antibidat  
Themenicon    Müziğin Dindeki Yeri
14 Mesaj -
Musikinin dindeki yeri
Sual: Dinimizde müzik haram mıdır?
CEVAP
Simanın caiz olduğu ve caiz olmadığı yerler vardır. Bazıları, kitaplardaki sima kelimesini çalgı olarak tercüme ettikleri için mubah çalgılar da var zannedilmektedir. Aşağıdaki yazıların tamamı İslam âlimlerinin kitaplarından alınmıştır. Nereden alındığı da sonunda yazılıdır. Kendimize ait tek cümle yoktur.

Aletsiz, çalgısız nağmeli sese sima denir. Çalgı aleti ile birlikte olan insan sesine gına [müzik] denir. Gına haramdır. (Dürr-ül mearif)

Lokman suresinin 6. âyetindeki lehv-el hadis ifadesini âlimler musiki, çalgı aleti olarak bildirmiştir. İbni Mesud hazretleri yemin ederek lehv-el hadis’ten kasıt, çalgı aleti ve musiki olduğunu söylemiştir. (Tefsir-i ibni kesir, Tefsir-i medarik) [İbni Mesud gibi büyük bir zata inanmayan cahillere ne denir ki?]

(Mevahib-i aliyye) ismindeki tefsirde, lehv-el hadis âyeti şöyle tefsir ediliyor:
Yalan hikayeler yazarak veya şarkıcı kadınlar tutup herkese ses nağmeleri dinleterek, Kur’an dinlemelerine engel olmaya çalışanlara Cehennem ateşini müjdele! (Mevâkib tefsiri)

Bir hadis-i şerifte de buyuruluyor ki:
(Üçü hariç, her lehv bâtıldır.) [Deylemi]
Demek ki lehv, bir oyun, bir eğlence, bir çalgı olduğu için böyle buyuruluyor.

Müfessirler, İsra suresinin 64. âyetinde şeytana, (Vestefziz... bi savtike [Sesinle oynat]) demenin çalgı ile oynat demek olduğunu, bu âyetin, her çeşit çalgıyı haram ettiğini bildirmişlerdir. (Şeyhzade)

Müfessirler Enam suresinin 70. âyetini, (Dinlerini [şarkı ile, musiki ile] oyun ve eğlence haline sokanlardan uzak dur) şeklinde tefsir etmişlerdir.

(Şimdi siz bu söze [Kur’âna] mı şaşırıyorsunuz? Gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz ve siz gafletle oynuyorsunuz.) [Necm 59-61]
Medarik tefsirinde entüm samidün ifadesi, (Kur'an okunduğunu işittikleri zaman onu dinletmemek için teganniye [şarkı türkü söyleyerek şamataya] başlarlar, oynarlardı) diye açıklanıyor. İbni Abbas ve Mücahid hazretleri de bu ifadenin şarkı olduğunu söylemiştir. (İgaset-ül-Lehfan)

Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Peygamberin emrine uyun, yasak ettiğinden sakının!) [Haşr 7]
(Resule itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur.) [Nisa 80]

(O Peygamber, güzel şeyleri helal, çirkin, pis şeyleri haram kılar.) [Araf 157]
(O, kendisine vahyedilenden başkasını söylemez.) [Necm 3, 4]

(Aralarındaki anlaşmazlıkta seni hakem tayin edip, verdiğin hükmü tereddütsüz kabullenmedikçe, iman etmiş olmazlar.) [Nisa 65]

(Allah ve Resulü, bir işte hüküm verince, artık inanmış kadın ve erkeğe, o işi kendi isteğine göre, tercih, seçme hakkı kalmaz.) [Ahzab 36]

(Kur'anı sana insanlara açıklayasın diye indirdik.) [Nahl 44]

Şimdi Resulullah efendimiz, yukarıdaki âyet-i kerimeleri nasıl açıklamışsa ona bakalım:
(İlk teganni eden şeytandır.) [Taberani]
(Sesini gına ile yükseltene şeytan musallat olur.) [Deylemi]

(Rahmet melekleri, ceres, [çan, zil, çıngırak] bulunan yere girmez.) [Nesai]
(Rahmet melekleri, köpek ve çan bulunan kafileye yaklaşmaz.) [Müslim, Ebu Davud, Tirmizi]

(Ceres, şeytanın mizmarıdır.) [Müslim, Ebu Davud, Nesai] [Mizmar çalgıdır]

(Şarkıcı kadını dinlemek, yüzüne bakmak haramdır. Parası da haramdır. Kimin eti haramdan beslendi ise, ona Cehennem ateşi layıktır.) [Taberani]

(Cenab-ı Hak, zurna, gırnata, ud, def gibi bütün çalgı aletlerini, cahiliyet döneminde tapınılan putları kaldırmamı emretti.) [İ.Ahmed]

(Bir zaman gelecek, ümmetimden bazısı, zinayı, ipek giymeyi, içki içmeyi, mizmarı [çalgıyı] helal addedecektir.) [Buhari]

(Musiki, kalbde nifak hasıl eder.) [Beyheki]

(Suyun otu büyüttüğü gibi, şarkı, oyun ve eğlence kalbde nifakı büyütür. Allah’a yemin ederim ki, suyun otu büyüttüğü gibi, Kur’an ve zikir de, kalbde imanı büyütür.) [Deylemi]

(Rabbim bana içkiyi, kumarı, darbukayı ve şarkı söyleyen kadınları haram kıldı.) [İ. Ahmed]

(Resulullah çalgı aletleriyle para kazanmayı yasakladı.) [Begavi]

(Ümmetimden bazıları, içkilere başka isim vererek içerler. Şarkıcı kadın ve çalgı aletleriyle eğlenirler. Allahü teâlâ, onları yerin dibine batırır da domuzlar ve maymunlar kılar.) [İbni Mace]

(Şu beş şey zuhur ederse, ümmetimin helaki hak olur: Birbiriyle lanetleşme, içki içme, ipekli giyme, çalgılar ve erkeğin erkekle, kadının kadınla iktifa etmesi.) [Deylemi, Hâkim]

(Ben, mizmarları [çalgıları], putları yok etmek için de gönderildim.) [İ.Ahmed, Ebu Nuaym, İbni Neccar]

(İblis, yer yüzüne indikten sonra, ya Rabbi bana ev ver dedi. Hamamlar senin evin. Yemek istedi. Besmelesiz yenen yemekler senin denildi. Müezzin istedi. Mizmarlar [çalgılar] müezzinin denildi. Yazıların dövme, hadislerin yalandır. Resulün [elçin] kâhinler, falcılar, tuzağın da kadınlardır.) [İbni Ebiddünya, İbni Cerir]

(İblis, benim kitabım nedir dedi. Senin kitabın dövmedir, içeceğin sarhoşluk veren her içki, sadakatin yalan, müezzinin mizmarlar [çalgılar], mescitlerin de çarşılardır denildi.) [Taberani]

(İki ses, melundur: Nimete kavuşunca [mizmar]çalgı, musibete maruz kalınca feryat.) [Bezzar]

(Allahü teâlânın gazabına sebep olan şeyler: Acıkmadan yemek, uykusu yokken uyumak, tuhaf bir şey olmadan gülmek, musibette feryat etmek, nimete kavuşunca mizmar [çalgı çalmak].) [Deylemi]

(Şarkıcı ve çalgıcı kadınlar çoğalınca, içkiler her yerde içilince, yere batmalar görülecek, gökten taş yağacaktır.) [Tirmizi, Ebu Davud, İbni Mace, İ.Ahmed]

(Şunlar gelmeden önce salih amel işlemekte acele edin. Sefihler başa geçmeden, güvenlik kuvvetleri çoğalmadan, hüküm rüşvetle satılmadan, adam öldürme hafife alınmadan, akraba ziyareti kesilmeden, Kur’an mizmarlardan okunmadan, Kur’anı şarkı gibi okuyanlar öne geçmeden.) [Taberani]

(Kur'an mizmarlardan okunduğu zaman ölebilirsen öl.) [Taberani]
(Kur'anı mizmarlardan [çalgı aletlerinden] okuyanlara Allah lanet eder.) [Müsamere]

(Şu 15 kötü haslet işlendiği zaman ümmetim belaya maruz kalır:
1- Ganimete hıyanet edilince
2- Emanetin ganimet sayılınca
3- Zekat cereme kabul edilince
4- Erkek karısına itaat edince
5- Evlat ana babaya isyan edince
6- Kişi, arkadaşına itaat edince
7- Babaya cefa edilince
8- Toplantılarda yüksek sesle konuşulunca
9- En rezil kimse iş başına geçince
10- Şerrinden korkulan kimseye ikram edilince
11- Her yerde içki içilince
12- Erkekler ipek giyinince
13- Şarkıcı kadınlar çoğalınca
14- Çalgı aletleri yayılınca
15- Sonra gelenler, önceki âlimlere lanet edip onları kötülediği zaman.) [Tirmizi]

(Gözün zinası [harama] bakmak, kulağın zinası [haram şeyleri] dinlemektir.) [Müslim]

İbni Hibban’ın bildirdiği hadis-i şerifte, Resulullah, develerin boyunlarındaki ceresleri [çanları] çıkarmıştır. Halbuki çan şehveti tahrik etmez. Çan bulunan yere rahmet melekleri girmiyor. Artık çalgıyı, çalgı aletlerini siz düşünün. Şeyh-ul-İslâm Ahmed İbni Kemal efendi hazretleri Kırk Hadis kitabında buyuruyor ki:
(Mizmarları kırmak ve hınzırları öldürmek için gönderildim) hadis-i şerifindeki mizmar, bütün çalgı aletleridir. Bu hadis-i şerif, her çeşit çalgıyı ve domuz eti yemeyi yasak etmektedir.

Hz. Ebu Bekir, iki küçük cariyenin tef çalıp şarkı söylediklerini gördü ve onları azarlayarak “Şeytanın çalgısını mı çalıyorsunuz?” dedi. (Buhari)

İbni Ömer hazretleri, ihramlı bir toplulukta şarkı söyleyen birine, “Allah senin ibadetini kabul etmesin” dedi. (İbni Ebid-dünya)

Enes bin Malik hazretleri, “En pis kazanç, şarkı ve çalgı aletleriyle kazanılandır” dedi. (İbni Ebid-Dünya)

İbni Abbas hazretleri, “Çalgı aletleri haramdır” dedi. (Beyheki)

Âişe validemiz, bir evde şarkı söyleyen birini görünce ona, “Yazıklar olsun sana. Bu şeytandır, bunu çıkarın dışarı” dedi ve onu çıkardılar. (Buhari)

Fudayl b. İyad hazretleri, “Müzik ve şarkı, zinanın teşvikçisidir” dedi. (İbni Ebid-dünya)

Şeyhü’l İslam Ahmed İbn-i Kemal Paşazade, Risale-i Münire’de buyuruyor ki:
Cevâhir-i Fetâvâ kitabında (Raks [oyun], şarkı ve çalgı haramdır) diyor. İstihsân kitabında çalgı dinlemenin haram olduğu bildiriliyor. Hidâye kitabının sahibi, (Şarkı söyleyenin şahitliği kabul edilmez) diyor. Kurtubi’de şarkı söylemek, ney çalmak ve raks etmek icma ile haramdır deniyor. Abdülkadir-i Geylani’nin (Raksa helal diyen kâfir olur) fetvasını gördüm. (Vesiletü'n Necat kitabı)

Şeyh Muhammed Rebhami hazretleri buyuruyor ki:
Saz, tanbur, def, ney ve diğer çalgı aletlerini çalmak, Allahü teâlânın emrini tutmamak olur. (Riyad-ün-Nasıhin)

İmam-ı Şarani hazretleri buyuruyor ki:
“Hakim-i Tirmizi’nin Nevadiru’l Usul adındaki kitapta rivayet ettiği hadis-i şerifte Resul-i Ekrem efendimiz, (Her kim şarkı sesine kulak verirse, onun ruhanileri dinlemesine izin verilmez) buyurdu. Oradakilerden biri tarafından, (Ya Resulallah, ruhaniler kimlerdir?) diye soruldu. Resulullah da, (Cennet ehlinin okuyucularıdır) buyurdu. (Muhtasar-ı Tezkire-i Kurtubi)

İmam-ı Birgivi hazretleri buyuruyor ki:
Saz dinlemekten kulaklarını korumalıdır. (Risale-i Birgivi)

Mezhepsiz İbni Teymiye bile, “Şarkı ve müzik, şeytani duyguları harekete geçiren en etkili unsurlardan biridir” demiştir. (Mecmu-ul Fetava)

Şarkı, Kitap ve Sünnetle yasaklanmıştır. (İmam-ı Kurtubi)

Şarkı ve müzik aletlerinin haram olduğu konusunda icma vardır. (İbni Salâh)

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
İmam-ı Ziyaeddin-i Şami, Mültekıt kitabında (Hiçbir âlim, teganniye mubah demedi) buyurdu.(m. 266)

Kur'an-ı kerimi musiki perdelerine uydurarak okumak haramdır. (Bezzâziyye)

Çalgı çalmanın haram olduğu, icma ile bildirildi. (Makamat-ı Mazheriyye)

Çalgı çalarak veya oyun arasında Kur'an okuyan kâfir olur. (Tergib-üs-salât)

İmam-ı Münavi hazretleri (Nikahı herkese duyurun! Bunun için de, camide yapın ve def çalın) hadis-i şerifini açıklarken, (Mescitlerde def çalınmaz. Hadis-i şerif, mescid dışında çalınmasını, mescitte yalnız nikah yapılmasını emrediyor) diyor. (Hadika)

Camide def çalmak günah olunca, başka çalgının camide çalınması hiç caiz olmaz. Kadınların düğünlerde def çalması caizdir. (Redd-ül Muhtar)

Şimdiki tarikatçıların yaptıkları gibi, dönmek, dümbelek, ney, saz çalmak haramdır. (Tahtavi şerhi)

Teganni ile okuyan bir imamın arkasında kılınan namazın iadesi gerekir. (Halebi)

Kur’an-ı kerimi, Arap şivesine uygun, tecvid ile ve güzel ses ile okumalıdır. Ebu Davud’daki hadis-i şerifte, (Kur'anı güzel sesle okuyun) buyuruldu. Yani "Allah’tan korkarak okuyun" demektir. Bu da, tecvid ilmine uyarak okumakla olur. Yoksa, harfleri, kelimeleri değiştirerek, manayı, nazmı bozarak teganni ile okumak haramdır. (Berika)

Teganni haramdır. (Tıbb-ün-nebevi)

Kur’an-ı kerimi teganni ile okumak ve dinlemek haramdır. Burhâneddin-i Mergınânî buyurdu ki:
Kur’an-ı kerimi teganni ile okuyan hafıza, ne güzel okudun diyen kimsenin imanı gider. Tecdîd-i iman gerekir. Kuhistânî de, böyle yazmaktadır. (Dürr-ül-müntekâ)

İbni Âbidin hazretleri buyuruyor ki:
Eğlence veya para kazanmak için başkalarına şarkı söylemek, sözbirliği ile haramdır. Çalgı ile raks etmek büyük günahtır. Sıkıntısını gidermek için kendi kendine şarkı söylemek günah değildir. Çalgı olarak, yalnız kadınların düğünlerde def çalması caizdir. (Redd-ül-Muhtar)

Fısk ve içki içilen yerlerde çalgı çalmak ve bunu dinlemek haramdır. Resulullah çobanın kavalını işitince, parmakları ile mübarek kulaklarını kapadı ise de, yanında bulunan Abdullah bin Ömer’e kulaklarını kapamasını emretmedi. Bu da, elde olmadan duymanın haram olmadığını göstermektedir. Çalgıyı, içki, oyun ve kadın bulunan yerlerde keyif için çalmak haramdır. Bayramda, savaşta, hac yolunda, sahurda, düğünlerde ve askerlikte davul çalmak da caizdir. [Okullarda, millî ve siyasi toplantılarda bando, mızıka, mehter marşı çalmak caizdir.] (Hadika)

Def, tambur ve her çeşit çalgıyı evinde, dükkanında bulundurmak, kendisi kullanmasa bile, satmak, hediye etmek, ariyet veya kiraya vermek günahtır. (Berika)

Tasavvuf müziği diye bir şey yoktur. Müzik, nefsin gıdası, ruhun zehirdir, kalbi karartır. (Dürr-ül mearif)

İlahileri çalgı ile, ney çalarak okumak bid'attir. Harama helal diyen ve haramı ibadete karıştıran kâfir olur. (S.Ebediyye)

İmam-ı Gazali hazretleri buyuruyor ki:
Resulullah efendimiz, geldiği bir evde, küçük zenci kızları [cariyeler] def çalıp şarkı söylüyorlardı. Şarkıyı bırakıp, Resulullahı övmeye başladılar. Resulullah efendimiz, (Onu bırakın, oyun arasında beni övmeyin. Beni övmek [mevlid, ilahi] ibadettir. Eğlence, oyun arasında ibadet caiz değildir) buyurdu. (K. Saadet)

[Bazıları, bu hadis-i şerife istinaden kadınların şarkı söylemesinin ve çalgının caiz olduğunu söylüyorlar. Şarkı söyleyenler cariye idi. Cariyenin avret yeri erkeğinki gibidir. Sesi de avret değildir. Hür kadınların sesi de avrettir, saçları kolları da avrettir. (Hadika, Berika)]

Her çeşit çalgı dinlemek haramdır. (Fetava-i Bezzaziyye, Hadika, Ahlak-ı alaiyye)

Müzik bütün dinlerde büyük günahtır. (Dürr-ül-münteka)

İncilin yasakladığı müziği, sonradan papazlar Hıristiyanlığa soktu. (Mevahib-i ledünniyye şerhi Zerkani)

Müzik kelimesi, yunanlıların büyük putları olan Zeüs’ün kızları sayılan Mousa (Müz) denilen 9 heykelin adından hasıl olmaktadır. Bozuk dinler, kalbleri ve ruhları besleyemediği için, müziğin, her çeşit çalgı sesinin nefslere hoş gelmesi, nefsleri beslemesi ruhani tesir sanıldı. Bugünkü batı müziği, kilise müziğinden doğdu. Bugün yeryüzünü kaplayan bozuk dinlerin hemen hepsinde, müzik, ibadet halini almıştır. Müzik ile, her çeşit çalgı ile nefsler keyiflenmekte, şehvani, hayvani arzular kuvvetlenmektedir. Ruhun gıdası olan, kalbleri temizleyen ve nefsleri ezip, haramlara olan arzularını yok eden, ilahi ibadetler unutulmaktadır. Müzik, her çeşit çalgı, insanları, alkolikler ve morfinmanlar gibi gaflet içinde, uyuşuk yaşatmaktadır. Böylece, nefsleri azdırarak, sonsuz saadetten mahrum kalmasına sebep olmaktadır. İslam dini, insanları bu felaketten korumak için, müziği kısımlara ayırmış, zararlı olanlarını haram kılmış, yasak etmiştir. (S.Ebediyye)
Ekleme Tarihi: 20.05.2007 - 12:20
antibidat üyenin diğer mesajları antibidat`in Profili antibidat Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: Themenicon BAZI BİDATLAR
antibidat su an offline antibidat  
14 Mesaj -
Allah razı olsun
Ekleme Tarihi: 19.05.2007 - 15:56
antibidat üyenin diğer mesajları antibidat`in Profili antibidat Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: BIDAT VE HURAFELER
antibidat su an offline antibidat  
14 Mesaj -
eline sağlık
Ekleme Tarihi: 19.05.2007 - 15:54
antibidat üyenin diğer mesajları antibidat`in Profili antibidat Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: (((***İMANI YOK EDEN 100 DÜŞÜNCE***)))
antibidat su an offline antibidat  
14 Mesaj -
Bunlara imanımızı bunlardan koruyacağımız 100 mayında diyebiliriz. Bu mayınlara basmadan ilerlemeliyiz.
Ekleme Tarihi: 02.01.2007 - 22:39
antibidat üyenin diğer mesajları antibidat`in Profili antibidat Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: Diziler ve İsimler
antibidat su an offline antibidat  
Diziler ve İsimler
14 Mesaj -
Dizileri bir de bu
gözle seyredin

>>

>>

>>
Yeni Asya'dan Davut Şahin, bir okuyucusunun TV

>>dizileriyle ilgili yazısına köşesinde yer verdi. Yazıda geçen

>>dizilerdeki karakterler için tercih edilen isimler şaşırtıcı:

>>

>>

>>
26 Aralık 2006 13:09

>>

>>

>>

>>DAVUT ŞAHİN

>>İsimler ve diziler

>>

>>

>>

>>Bir okuyucumuz, ilginç bir mail göndermiş.

>>

>>Bunu sizinle paylaşmak istiyorum:

>>

>>?Sayın yetkili;

>>

>>?% 99?u Müslüman olan memleketimizde Müslüman kesimin zihninde
dinî

>>bir anlam ifade eden kutsal isimlerin tüm Türkiye?nin seyrettiği

>>dizilerde küçük büyük herkesin beynine kötü imajlar kullanılarak

>>gerçek mânâları dışında kötü bir biçimde yerleştirilmektedir.
Bunun

>>tesadüf olduğunu söylemek saflık olur. Bu dizilerin yapımcıları ve


>>arkalarındaki güçler yetkililerce incelenmelidir. Bu şekildeki

>>farklı dizilerin birçoğunun yayınlandığı kanalın ortak adresinin

>>ATV oluşu da dikkate değerdir.

>>

>>?Gafur: Kelime anlamı olarak, bağışlamada, merhamette sınır

>>tanımayan anlamına gelmekte olup Allah?ın 99 isminden biridir.

>>Çarşamba günleri ATV?de yayınlanan Avrupa Yakası dizisinde

>>psikopat, elinde bıçakla dolaşan, kendisinden her türlü kötülük

>>beklenebilen, cinsel sapkınlıklar sergileyen, özürlü giyinen,

>>komşunun karısına göz dikmiş tipleme.

>>

>>?Burhan: Sağlam delil mânâsına gelmekte olup Kur?ân-ı Kerim?in

>>isimlerinden biridir. Avrupa Yakası dizisinde ise psikopat, aptal,


>>cinsel sapkınlıklar sergileyen, dedikoducu, salak tiplerden
birinin

>>adı.

>>

>>?Tacettin: Dinin tacı anlamına gelmekte olup Avrupa Yakası

>>dizisinde en şapşal, salak, beyinsiz, herkesin arkasından dalga

>>geçtiği, kolay işletilebilen cahil karakterin adı.

>>

>>?Aziz: En yüce, en üstün anlamına gelmekte olup Allah?ın 99

>>isminden biridir. Aziz isimli karakter ise ATV?de yayınlanan Beyaz


>>Gelincik dizisinde kadın pazarlayan, psikopat, katil, başkasının

>>karısına göz dikmiş, aşağılık dizi karakterinin adı?

>>

>>?Kadir: Her şeye gücü yeten mânâsına gelmekte olup Allah?ın 99

>>isminden biridir. ATV?de yayınlanan En Son Babalar Duyar adlı

>>dizide sahtekâr, yalancı, para için her türlü dalavereyi

>>çevirebilen başrol oyuncusu?

>>

>>?Amil: Amel eden, ibadet eden, iş ve aksiyon sahibi anlamına

>>gelmekte olup Peygamberimiz?in isimleri arasında yer
almaktadır.

>>Hayat Bilgisi adlı dizide ise aklı fikri para, sahtekâr, yalancı

>>bir okul müdürünü canlandırmaktadır.

>>

>>?Mennan: Çok ihsan eden, lütufta bulunan anlamına gelmekte olup

>>Allah?ın 99 isminden biridir. Hayat Bilgisi adlı dizide ise

>>üçkâğıtçı, düzenbaz, uyanık, yalancı, ikiyüzlü okul hizmetlisinin


>>adıdır. Dizide, müdür, ?Mennan gel lan buraya hayvan? demekte,

>>Allah?ın bu güzel isminin böyle aşağılayıcı bir cümlede

>>kullanılması kesinlikle kabul edilebilir değildir.

>>

>>?Bu isimler toplumumuzda ?Allah?ın kulu? mânâsına gelen
Abdülkadir,

>>Abdülmennan, Abdülaziz şeklinde kullanılırken veya kullanılması

>>gerekirken bu dizilerde Abdül kısmının çıkarılıp direkt olarak

>>Allah?ın 99 isminden biri olarak kullanılmaktadır. Dizilerde
öne

>>çıkarılan, imrendirilen isimlerin neden yukarıda bahsedilen
isimler

>>gibi olmadığı da bir başka soru işaretini aklımıza getirmektedir.

>>

>>?Bu milletin başına ne geldi ise, bananecilikten geldi. Dilerim

>>sizler milletine ve değerlerine sahip çıkanlardan olursunuz.

>>Saygılar.?

>>

>>Bu yazıyı gönderen okuyucumuz sadece bize değil, RTÜK?e de

>>göndererek bilgilendirmiş.

>>

>>Hassasiyeti için teşekkürler.

>>

>>
Ekleme Tarihi: 02.01.2007 - 04:51
antibidat üyenin diğer mesajları antibidat`in Profili antibidat Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: Bid'at Nedir , Ne Değildir
antibidat su an offline antibidat  
Bid'at Nedir , Ne Değildir
14 Mesaj -
Sual: Bid'at nedir?
CEVAP
Bid'at, sonradan çıkarılan şey demektir. Bunlar ya âdette olur veya ibadette olur.

Âdette bid'at, sevap beklenilmeden, dünya menfaati için yapılan şeylerdir. Âdette bid'at, bir ibadeti bozmazsa veya dinin yasak ettiği bir şey değilse günah olmaz. Âdette olan bid'at, ceket, pardesü giymek, çay ve kahve içmek gibi dinin yasak etmediği bir şey ise, günah değildir. Peygamber efendimizin papaz ayakkabısı ve Rum cübbesi giydiği hadis-i şerifle bildirildi. (Tirmizi)

Fen ve fen bilgileri dinde bid'at değildir. Fenni buluşlara sahip çıkmak, dinimizin emridir. (İlim Çin'de de olsa alın! Fen ve sanat, müminin kaybettiği malıdır. Nerede bulursa alsın) hadis-i şerifleri, kâfirlere uymayı değil, fenni onlarda bile olsa, arayıp bulmayı emrediyor. (Mevduat-ül-ulum)

İbadette bid'at, Resulullahın ve dört halife zamanında bulunmayıp da, dinimizde, sonradan meydana çıkarılan, uydurulan inanışlara, sözlere, işlere, şekillere ve âdetlere denir. İbadetlere bid'at karıştırmak büyük günahtır. Bid’ati sünnet diye işlemek haramdır. Bunların hepsini din diye, ibadet diye uydurmak veya dinin önem verdiği şeyleri dinden ayrıdır, din buna karışmaz demek bid'attir. Bid'atlerin bazıları küfür, bazıları büyük günahtır. Hadis-i şerifte, (Her bid'at sapıklıktır) buyuruldu. (Müslim)

Bid'at çıkaran, dinde noksanlık görüp bazı hükümleri değiştirmeye, yeni hükümler koymaya çalışır. Sahih hadisleri uydurma zanneder, İslam âlimlerini beğenmez. Bid'at ehli kibirlidir.

İmam-ı Gazali hazretleri buyurdu ki:
Kibrin diğer günahlardan daha büyük olmasının sebebi şudur: Büyüklük ancak Allahü teâlâya mahsus iken, kulun kibirlenmesi, bir kölenin hükümdarın tacını başına geçirerek onun tahtında oturup hükmetmesine benzer. Hükümdarın bir emrini yapmayarak suç işlemekle, hükümdarlığına sahip çıkmak, onun tahtına oturup emirler vermek arasında elbette büyük fark vardır. İşte kibirlenmek, Allah'ın emrini yapmamak gibi bir suç değil, bizzat ilah olmak gibi büyük suç oluyor.

Bid'atin de hırsızlık, katillik, fahişelik, içki içmek gibi haramlardan daha büyük olmasının sebebi budur. Günah işleyen kimse, Allah'ın emrine isyan etmiş olur, büyük günah işler. Fakat bid'at çıkaran kimse, Allah'ın, Resulünün ve Resulullahın vârisleri olan âlimlerin bildirdiği hükümleri beğenmeyip yeni hükümler koymaya, bizzat dinin sahibi olmaya çalışıyor. Yani Allah adına, Resulü adına hareket ediyor, hatta onları beğenmeyip kendi görüşünü din gibi ortaya koymaya çalışıyor. Bu bakımdan bid'at ehli, hırsızdan, eşkıyadan, katilden daha büyük günah işliyor. İşte bunun gibi sebeplerden dolayı Peygamber efendimiz, (Ben onlardan değilim, onlar da benden değildir. Onlara karşı cihad, kâfirlerle cihad gibi önemlidir) buyuruyor. (Deylemi)

İmam-ı Rabbani hazretleri de buyuruyor ki:
(Bid'at ehli, yapacağı değişikliklerle, dini düzelteceklerini, olgunlaştıracaklarını zannederek bid'at çıkarıyor, bid'atlerin zulmetleri ile sünnetin nurunu örtmeye çalışıyorlar. Bunlar, dinin noksanlıklarını tamamladıklarını iddia ediyorlar. Bilmiyorlar ki din noksan değil, kâmildir. Dini noksan sanıp, tamamlamaya [çağa uydurmaya, çeşitli bid'atler çıkarmaya] çalışmak, Maide suresinin, (Bugün sizin için dininizi ikmâl eyledim. Üzerinize olan nimetimi tamamladım ve size din olarak İslamiyet'i vermekle razı oldum) mealindeki 3. âyetine inanmamak olur. (m.260)

Her bid'at sapıklıktır
Sual: Niye faydalı olan bid'atlere itiraz edilir ki?
CEVAP
Faydalı bid'at olmaz. Hâşâ o zaman Allahü teâlâ dini eksik göndermiş olur. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Okul, kitap gibi dinin izin verdiği faydalı şeylere bid'at dememeli, Sünnet-i hasene, yani iyi iş demeli. Bid'atler, faydalı görünseler de, hepsinden kaçınmak gerekir. Hiçbir bid'atte fayda yoktur. Bugün kalbler karardığından, bazı bid'atler güzel görünse de, kıyamette hepsinin zararlı olduğu anlaşılacaktır.

Bir hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(Din adına uydurulan her şey bid'attir, her bid'at sapıklıktır; her sapıklık da Cehennemdedir.) [Buhari, Müslim, İbni Mace, Nesai]

Kur'an-ı kerimde mealen, (Bazı şeyleri faydalı sanıp seversiniz, halbuki o şeyler sizin için zararlıdır) buyuruldu. (Bekara 216)

Peygamber efendimiz, Eshab-ı kiram ve şimdiye kadar gelen İslam âlimleri, namazı nasıl kılmışlar, ibadetleri nasıl yapmışlarsa, aynen öyle yapmak gerekir. Eklemek ve çıkarmak, dini değiştirmek olur. İbadetlere bid'at sokmakla daha güzel ibadet edilmiş olmaz. (İbadetleri bizim gibi yapmayanlar, bizden değildir) hadis-i şerifini düşünerek, ibadetlere ilave ve çıkarma yaparak dini değiştirmekten çok sakınmalıdır!

Bid'at insan elinin değmesidir
Sual: Bir yerde okudum. Bid'at, ilahi hükümler topluluğu olan dinimize insan elinin değmesi diye tarif edilmiş. Peygamberimiz de insan, müctehidler de insandır. Peygamberimiz, farklı hükümler bildirmiştir. Müctehidlerin de, birbirinden farklı hükümleri vardır. Biri bir husus için farz derken, öteki sünnet diyebiliyor. O zaman bu insan eli değmesini nasıl açıklayabiliriz?
CEVAP
Resulullah efendimiz, Allahü teâlânın elçisi ve vekilidir. Vekil asıl gibidir. Allahü teâlâ, hüküm koyması için Resulüne yetki vermiştir. Artık Resulünün koyduğu hükümler, beşeri kanunlar değil, ilahi hükümler olur. Müctehid âlimler de Resulullahın vekilleridir. Onlara ictihad etme yetkisi verilmiştir. Bu farklı ictihadların rahmeti ilahi olduğu da açıklanmıştır. Bu bakımdan, Resulullahın hükümleri gibi, müctehidlerin her biri rahmet olan farklı ictihadları, ilahi hükümlere zıt kabul edilmez. Çünkü ahirette Allahü teâlâ, insanları onların bildirdiği hükümlerle hesaba çekecektir. Şafii mezhebindekine, (Deniz haşaratını niye yedin), Hanefi mezhebindekine de, (Karşı cinse dokunduğun halde niye abdest almadın) diye sormayacaktır. Böyle olunca, onların koyduğu hükümler beşeri olmaktan çıkmakta, Allahü teâlânın emrine uygun gelmektedir.
Ekleme Tarihi: 02.01.2007 - 04:11
antibidat üyenin diğer mesajları antibidat`in Profili antibidat Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: Türkçe Hutbe Bid'ati
antibidat su an offline antibidat  
Türkçe Hutbe Bid'ati
14 Mesaj -
Sual: Bir yazar "Türkçe hutbe okumak bid'attir. Ancak güzel, edebi bir Türkçe ile okunursa bid'at-ı hasene olur. Böyle bir hutbeyi Çince bile olsa dinlerim" diyor. Bir başka yazar da, "Cırtlak sesli müezzinlerin vakitli vakitsiz hoparlör ile ezan okumaları bid'attir. Güzel okuyan, bir müezzinin sesi, kasete alınır, bu kaset bütün camilere bağlanırsa, bid'at-ı hasene olur" diyor. Bid'at-ı hasene nedir?
CEVAP
Resulullah ve Onun dört halifesinin zamanlarında dinde olmayan bir inanışı, bir işi, bir sözü ortaya çıkarmak ve böyle bir bozukluğu yaymak ve bundan sevap beklemek yasak edilen bid'at olur.

Yiyip içmek, giyinmek gibi zamanla değişen âdetler, bir ibadeti bozmadıkça veya dinin yasak ettiği bir şeyi işletmedikçe yasak edilen bid'at olmaz. Mesela kaşık çatal kullanmak günah değildir.

İbadetlere bid'at karıştırmak büyük günahtır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Bid'at ehlinin namazı, orucu, haccı, cihadı, farz ve nafilesi kabul olmaz, yağdan kılın kolayca çıktığı gibi dinden çıkması kolay olur.) [İbni Mace]

İslam âlimleri, bid'ati, (Bid'at-ı hasene ve bid'at-i seyyie diye ikiye ayırmışlar, mektep, kitap gibi sonradan yapılan şeylere (bid'at-ı hasene) demişlerdir.

İmam-ı Rabbani hazretleri buyurdu ki:
Mekteb, kitap gibi dinin izin verdiği faydalı şeylere bid'at dememeli, Sünnet-i hasene, yani iyi iş demelidir. Bid'atler, nurlu, parlak, faydalı görünseler de, hepsinden kaçınmak gerekir. Hiçbir bid'atte fayda yoktur. Bugün kalbler karardığından, bazı bid'atler güzel görünse de, Kıyamette hepsinin zararlı olduğu anlaşılacaktır. (Her bid'at sapıklıktır) hadis-i şeriftir. [Kur'an-ı kerimde, (Bazı şeyleri faydalı sanıp seversiniz, halbuki o şeyler sizin için zararlıdır) buyuruldu. (Bekara 216)]

İbni Abidin hazretleri, (Hutbeyi, arabiden başka dil ile okumak, başka dil ile iftitah tekbiri almak gibi tahrimen mekruhtur) buyurdu. Hindistan âlimlerinden Muhammed Viltori hazretleri de (Hutbelerin bir kısmını bile arabiden başka dil ile okumak bid'attir) buyurdu. [El-edille]

Eshab-ı kiram ve Tabiin-i izam, bid'at işlememek için, Asya ve Afrika’da, hutbeleri hep arabi okudu. Halbuki, dinleyenler arabi bilmiyordu. Bunun için, Osmanlı âlimleri, 600 yıldır, hutbelerin, kabul olmayacağını bildikleri için, Türkçe okunmasına izin vermediler. Cuma vaazları koydular. Bu vaazlar, namazdan önce veya sonra, hutbenin manasını anlatırdı. Hutbe böylece öğrenilirdi.

Namaz kılan imamın filmi çekilse, imam yerine bu görüntüye uyulsa, caiz olmaz. Bunun gibi, ezan okuyan müezzinin filmini videoya alıp, videodan ezan okutturmak da caiz olmaz. Çünkü TV ekranındaki resim, müezzinin kendisi değil, görüntüsüdür. TVdeki ses de, müezzinin bizzat kendi sesi değil, benzeridir. İki ayrı şey, birbirine çok benzese de, aynı değildir. Mesela Ali ile ikiz kardeşi Veli, birbirine çok benzese de, ayrıdır. Bir insanın resmi, kendisinin tam benzeridir, aynısı değildir. Resmin gözü yırtılsa, sahibinin gözüne zarar gelmez. Bir kişi aynaya baksa, aynadaki görüntü, bakan kişinin resmidir. Bu resim bakanın kendisi değil, benzeridir. Ayna kırılsa, bakana bir şey olmaz.
Ekleme Tarihi: 01.01.2007 - 21:54
antibidat üyenin diğer mesajları antibidat`in Profili antibidat Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: Felsefe ve Tefekkür
antibidat su an offline antibidat  
Felsefe ve Tefekkür
14 Mesaj -
Felsefe ve Tefekkür

Madde ve hayâtı, kâinât, cemiyet, rûh, ölüm-ölüm sonrası, din ve tanrı konularını inceleyen ve bunlarla ilgili akla dayanarak ortaya konulan düşünce ve görüşlerin tamamına "felsefe" denir.

Felsefede vahyin yerini akıl aldığı için İslam dininde felsefenin yeri yoktur. Çünkü felsefenin cevap aradığı soruların hepsine hiç değişmez ve aksi iddia ve isbat edilemeyecek bir mükemmellikte dinimizde cevap verilmiştir. Kur'ân-ı kerîm, yaratanı (Hâlık'ı) ve yaratılmışı (mahlûku) birbirinden kesin bir şekilde ayırarak, her şeyin aslını haber vermektedir.

İnsan, ruh, yaratılış, hayat, ölüm, ölümden sonraki hayat, ahlâk, cemiyet düzeni ve idâresi ve felsefecilerin akıllarına dayanarak îzâh etmeye çalıştıkları her şey, Allahü teâlâ tarafından, Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâma bildirilmiş ve O da bütün insanlara, kıyâmete kadar değişmemek üzere, tebliğ etmiştir. Îmânın altı esâsı içinde bütün bunlar vardır ve kaynağı akıl değil vahiydir.

Felsefeciler kendilerine, akıllarına o kadar güneniyorlar ki, Eflâtûn, Îsâ aleyhisselâmın zamanında yaşamasına rağmen, "Olgunlaşmış olanın olgunlaştırıcıya ihyacı yoktur" diyerek O yüce Peygambere ümmet olma şerefinden mahrum kalmıştır.

Dini bilgiler vahiy ile geldiği insan aklından çıkmadığı için, fen bilgisinin, tekniğin, zamanın, coğrafyanın ve insan aklını değişmesiyle değişmez. Kıyâmete kadar bâkidir, devamlıdır. Îmânın altı esâsını iyi öğrenen, Muhammed aleyhisselâmın bildirdiği gibi inanan bir Müslümanın, felsefecilerden öğreneceği bir şey ve felsefe yapacağı bir konu kalmaz.

Batı âleminde ve bilgileri tamamen batıya dayananlar nazarında, İslâm dünyâsındaki tasavvuf, felsefe zannedilmiş ve tasavvuf büyüklerinin (evliyâların) pek çoğu haksız ve yanlış olarak filozof olarak isimlendirilmiştir. "İslâm felsefesi" tâbiri de bu yanlışlıktan doğmuştur.

Felsefe ile tefükkürü karıştırmamalıdır. İslâm dîninde "tefekkür" vardır ve çok kıymetli bir ibâdettir.Tefekkür "Fikri, bâtıldan hakka çevirmek."olarak târif edilmiştir.Tefekkür eden kimseye "mütefekkir" denir.

Tefekkürden maksat iki şeydir. Birincisi:Allahü teâlânın azametini (büyüklüğünü), kudretini düşünerek, insanın bu azamet karşısındaki acz ve zayıflığını anlayarak, O'na yönelmek ve sığınmak, eşyadan, olaylardan, kâinattan ibret alarak, eserden müessire (o eseri yaratana) yol bulmak

İkincisi:Günlük hayatta karşılaşılan güçlük ve sıkıntıları yenmek, eşyayı, ilmi ve tekniği İslâm dîninin bildirdiklerine uygun, insanların râhat ve huzûrunu temin etmekte kullanmak için akıl ve fikir yormak.

Her iki tür tefekkür de çok mühimdir, birincisinin ikincisinden daha kıymetli olduğu bildirilmiş olup, her ikisi de Müslümanlara emredilmiştir.

İmâm-ı Gazâlî; "Gördüm ki akıl izmihlâl (yıkılma) içindedir. Akıl daha kendisinden bile habersizdir.Her şey peygamberlik gerçeğindedir. Bu gerçeğe yapıştım ve kurtuldum." demiştir.

Hazret-i Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'nin "Hocam Şems-i Tebrîzî"yi tanıyınca ona tâbi oldum. Aklıma uymadım, kurtuldum." sözü meşhurdur.

İslâm âlimlerinin yüz binlerce cilt kitaplarında bu konu ile ilgili her söz, aynı şeyi tekrarlamaktadır. Dolayısıyla İslâm dünyasında aklı temel alan bir felsefe olmamış, vahyin bildirdiklerine uygun tefekkür (düşünme, fikir yorma) olmuştur. Böylece akıl, yerinde kullanılmıştır.

Hiçbir Müslüman, peygamberlik makâmının ve peygamberlerin bildirdiklerinin yerine aklını koymamıştır. Fârâbî, İbn-i Rüşd ve İbn-i Sînâ gibi bâzı felsefeciler Yunan filozoflarının tesirinde kalıp, akla çok güvendikleri, nakli değil, aklı esas aldıkları, Kur'ân-ı kerîmi ve hadîs-i şerîfleri kendi akıllarına göre açıkladıkları için, doğru yoldan ayrılarak küfür bataklığına düşmüşlerdir.


Bu mesaj 2 kez ve en son antibidat tarafından 01.01.2007 - 20:52 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 01.01.2007 - 20:44
antibidat üyenin diğer mesajları antibidat`in Profili antibidat Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Sayfa (1): (1)
İmzalar göster - Konuları göster

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an 1 üye ve 859 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
gocmenkuslar (56), fatihalperen (40), cumababa (64), osman karaca (59), selim444 (33), furkan2005 (44), sena_66 (56), sebo1963 (61), manolya (59), sertkaya (54), sofigardas (44), MEHMET_1960 (64), dursun ali (68), cepkamil (51), romen (42), selim_wien (42), awsaroglu (49), tekin58 (59), sahabegulu (47), hintavi (47), sivassporlu (38), hakký özka.. (59), Hayriye Esra (38), eylem (49), nurdane_unlu (58), tüncay (46), uzaktaki (48), Goblin (37), aliyasar (60), ozturk yasin (61), iborrr (59), Elbistan (44), s_a_r_a_ (36), HABÝBE (39), sefaiscan20 (35), YAKAMOZ42 (44), p_rens (69), metin007 (47), P_kardes (51), mehmetturkmen (46), Bayramalptekin (60), sitemkar (44), ATEKER (51), muco_15 (39), hicran (37), beyondvision (38), Konyali_Yakup (38), Hayat-i (55), Ece (38), Meviza29 (51), meaksa (39), Pfantom (63), INCE (52), musab27 (46), vuslaterimi (39), nisa06 (53), nisan3aknur (49), KabirYolcusu (40), ates_2001 (40), Gundepster (44), BiLMARUF (51), haroun66 (38), benmuzo27 (46), ahmet349 (39), O NA KAVUÞMAK (37), kadir_1818 (49), kadir_kadir (49), siblako (51), kökan (51), ünsal (46), hasanözen (54), y-o-l-c-u (45), EFSANE35 (50), nbalâ has.. (32), yusufla (45), tomi56 (34), yavuzselim (48), huseyin22 (50), insanlýk.. (36), code10 (49), Barbaros tas (65), mahinur40 (49), kerbela_ (38), furkan71 (53), macfurkan (48), Atomcan (49), bukey musab (39), benlikolmas&yac.. (37), serdaroglu1 (79), comert_harun (39), Musabbukey (39), rduman07 (39), erolxyz (46), prenses82 (42), mErVe.. (38), sakinliman (57), sofi180 (38), msene (50), yavuz1d (42), Muhammed74 (50), travaci (51)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.56653 saniyede açıldı