ivermektine ivermectin generique luvox kamagra chloroquine fludapamide fludex forzest fosamax frumil fulcin furacin furadantin furo basan furodrix gabantine gastroprazol geodon glaupax gli basan glibenese glibenorme glimerax glimeryle glucobay gluconormine glucophage xr glucophage glucotrol xl glucotrol glucovance gracial grifulvin gris peg grisol grisovin gyne lotrimin hard on oral jelly hard on helvecin helvevir hypnorex hytrin bph hytrin hyzaar ilosone
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » EDEBİYAT / MAKALE / ŞİİR » MAKALELER » ŞAŞKIN NURSUZLAR

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
kiyam_mesalesi su an offline kiyam_mesalesi  
ŞAŞKIN NURSUZLAR
14 Mesaj -

17- “Onlarýn (münafýklarýn) durumu, ateþ yakýn kimsenin durumuna benzer. Ateþ çevresindekileri aydýnlatýnca, Allah onlarýn ýþýðýný giderip kendilerini karanlýklar içinde, çevrelerini görmez bir durumda býraktý.”
18- “Onlar saðýrlar, dilsizler, körlerdir. Bu yüzden geri de dönmezler.”



“Düþman meçhul olduðu zaman daha zararlý olur. Kandýrýcý olursa daha habis (fena) olur. Aldatýcý olursa fesadý daha þedid (þiddetli) olur. Dâhili olursa zararý daha azim olur. Çünkü dâhili düþman kuvveti daðýtýr, cesareti azaltýr. Harici düþman ise bilakis asabiyeti þiddetlendirir, salâbeti (dayanýklýlýðýgöz kırpma artýrýr. Nifakýn (münafýklýðýn) cinayeti Ýslam üzerine pek büyüktür. Âlem-i Ýslam’ý zelzeleye maruz býrakan nifaktýr. Bunun içindir ki Kur'an-ý Azimü’þ-þan, ehl-i nifaka fazlaca teþniat ve takbihatta bulunmuþtur. (fenalýk ve kötülüklerini i’lan etmiþtir.) (Ýþaretü’l Ý’caz / Risale-i Nur Külliyatý C.2 syf: 1190)

Yüce Rabbimiz yukarýdaki ayetlerde verdiði müthiþ örnekle münafýklarýn durumlarýný ve halet-i ruhiyelerini bize öðretmektedir. Bilindiði gibi öðretimde misal ve örneklendirmenin faydasý ve tesiri pek çoktur. Getirilen örnek ne kadar güzelse tesir ve faydasý da o nispette artmaktadýr. Hatta bazen insan çok muðlâk ve derin akli meseleleri güzel bir örnekle görüyormuþçasýna anlayýp kavrar.

Üzerine karanlýk çöken her insan karanlýðý kaldýrýp etrafýný aydýnlatacak bir ýþýða ihtiyaç duyar. Ve bunun için bir ateþ yakmak ister. Ancak buna kimisi muvaffak olur kimisi ise olmaz. Ateþi yakmaya muvaffak olanlarýn kimisi ateþin deðerini bilir, sönmemesi ve ondan sürekli olarak istifade edebilmesi için elinden gelen bütün tedbirleri alýr, ona sürekli göz-kulak olur ve sönmemesi için de yakacaklarla onu besler. Kimisiyse ateþi umursamaz, deðerini yeterince bilmez, ona bahþedilen bu fýrsatý deðerlendirmez, gaflete düþer, tembellik eder, ateþini yakacaklarla beslemez. Bir de bakar ki ateþi sönmüþ, karanlýklar içinde ýþýksýz kalmýþ ve hiçbir þey görülmez olmuþ. Iþýða alýþmýþ olan bir insanýn, ýþýk birden bire sönünce ne kadar sýkýldýðý malumdur. Hele iþi olur ve etrafýndan da emin olmazsa iþi ve korkusu nispetinde telaþ ve sýkýntýsý artar.

Ýþte aynen bunun gibi kalbine küfür karanlýðý çöken veya baþlarýna taðuti (gayr-i Ýslami) bir yönetim geçirilen ve zalimlerin pençesinde kendini yalnýz hisseden her insanýn ruhu, kalbi ve aklý- farkýnda olsun veya olmasýn- mutlaka iman nurunu, Ýslam yönetimini ve Müminlerden müteþekkil bir cemaati istemekte ve aramaktadýr. Ýnsan Ýslam fýtratý üzerine yaratýlmýþtýr. Dolayýsýyla -farkýnda olsa da olmasa da- fýtri olarak Ýslam’ý aramaktadýr. Ýslam dýþýnda baþka bir þey onu tatmin etmez. Ýnsanýn sahip olduðu akýl, kalp, ruh ve sair duyu ve melekelere çöken karanlýðý Ýslam’dan baþka bir þey daðýtýp aydýnlatamaz, karanlýk karanlýkla daðýtýlmaz. Bilakis daha da katmerleþtirir. Parlatýcý cilalar, sahte yaldýzlamalar, batýl felsefeler ve zamaný geçmiþ muharref dinler Ýslam’ýn yerini tutamaz. Çünkü insaný yaratan Allahu Teâlâ onun için sadece Ýslam’ý ýþýk ve nur kýlmýþtýr. Ýslam’ýn dýþýnda baþka bir þey peþinde koþanlar yanlýþlýkla karanlýklar peþinde koþuyorlar.

Bilinçli veya bilinçsiz olarak Ýslam’ýn nurunu arayan ve ateþini yakmak isteyen bu insanlardan bazýlarýna Allahu Teâlâ þartlarý oluþturduðu halde onlar, nefsanî istek ve hýrslarýn veya insi ve cinni þeytanlarýn onlara galip gelmesi sebebiyle oluþturulan þartlardan ve imkânlardan istifade etmezler ve içinde bulunduklarý küfür karanlýðýnda yaþamaya devam ederler.

Bazý insanlar da oluþturulan þart ve imkânlardan fýrsatý kaçýrmadan hemen istifade etmeye baþlarlar; iman ederler, Müslüman’ca yaþarlar, Ýslam cemaatiyle beraber hareket ederler. Bunu ilahi bir lütuf olarak görürler. Allahu Teâlâ’nýn kalplerinde yaktýðý nurun sönmemesi için gece gündüz dikkatli davranýrlar, farz ve sünnetlerden müteþekkil deðiþik ibadetlerle beslerler. Ta ki ebedi istirahatgahlarýna ulaþýrlar. Bundan daha güzel bir lütuf yoktur. Rabbimiz bize de ihsan etsin (âmin)

Kimi insanlar da vardýr ki zayýf iradelidirler, tembeldirler, korkaktýrlar, nimetlerin deðerini bilmezler, daima ucuz ve kolay olana taliptirler ve hiçbir þeye tam olarak karar vermezler. Verseler de sebat etmezler. Sebat etseler de muhalif ve zýt olan hiçbir fikre ve düþmana karþý tavýr koyamazlar, her rüzgâra karþý eðilir ve her renge girerler. Arada bocalayýp daima iki yüzlülük ederler. Ýþte bu özelliklerinden dolayý oluþturulan þartlardan, imkânlardan ve Ýslami ortamdan ve nurdan tam olarak istifade etmezler. Ya zahiren Müslüman olur, Müslüman görünür ve dünyada bundan istifade etmeye çalýþýrlar. Veya samimi bir þekilde iman ederler ve Ýslam’ý yamaya çalýþýrlar. Fakat ahlaki yapýlarýndan dolayý onlara bahþedilen nurun kýymetini bilmeyip ömürlerini gafletle geçiririler ve ibadetlerle imanlarýný beslemezler. Böylece gittikçe kalplerindeki iman nuru zayýflar, cesaretleri kýrýlýr ve þer güçlere karþý Müslüman’ca bir tavýr gösteremez duruma gelirler. Ýnsi ve cini þeytanlar kalplerine ve evlerine nüfuz ederler; kalpleri ve evleri þeytanlarýn yuvasý haline gelir. Allahu Teâlâ da onlarý cezalandýrýp kalplerinde yaktýðý iman nurunu onlardan alýr. Ýlahi nur gidince kalpleri küfrün zifiri karanlýklarýna gömülür. Artýk kâfir ve inançsýzdýlar. Fakat zikredilen ahlaki yapýlarýndan dolayý Müslümanlara karþý gerçek yüzlerini ve kimliklerini ortaya koyma cesaretini gösteremezler. Her nabza göre uygun þerbet vererek dünya iþlerini yürütmeye çalýþýrlar.

Saðýrdýrlar. Nifakýn derin çukuruna düþen bu tip insanlar artýk saðýrdýrlar. Bunlar her sesi duyarlar; ama sadece hakkýn sesini duymazlar. Her söz onlar için önemlidir. Malayani (boþgöz kırpma ve nefsanî seslerin müþterileridirler; onlarý duyarlar. Yanlarýnda hak sesin önemi hiç olmadýðý için duymazlar. Ýnsanýn önem vermediði ve alýþageldiði sesleri duymadýðý malumdur. Hakkýn ninni ve nakaratlarýyla büyüyüp araya giren birçok nefsanî oturumlardan dolayý o sese önem vermeyen ve candan dinlemeyenler zamanla hakkýn sesine karþý saðýr hale gelirler. Bütün dünya duysa bile onlar duymazlar. Ýslam’ýn gür sesini dünyanýn en uzak ülkelerinin ve kulaklarý Ýslam’a en kapalý insanlarýn bile duymasý, ondan etkilenip kitleler halinde Müslüman olmalarý buna karþýn yerli münafýklarýn Ýslam’ýn bu gür sesini duymamalarý, ondan etkilenmemeleri ve küfürde asli kâfirleri bile geçmeleri bunun en bariz kanýtýdýr.

Laldýrlar. Kimi insanlar vardýr ki bazý kelimeleri veya harfleri söyleyemiyorlar. Bunlar ise hakký ve doðruyu söyleyemiyorlar, ýþýk veremiyorlar. Söndürülmüþ lamba ýþýk vermez. Kömür etrafýna kirden baþka bir þey saçmaz. Kap ancak içindekini akýtabilir. Bu insanlar gece-gündüz hevai ve nefsanî þeyler konuþabiliyorlar ancak hakka ve Ýslam’a dair konuþmaya gelince lal kesiliyorlar.

Kördürler. Bazý renk körleri veya yarasanýn gündüz görmemesi gibi bunlar da hak ve doðruluk körüdürler. Basarlarý (gözleri) varsa da basiretleri yoktur. Basar fotoðraf çeker, film çeker ve istihbarat toplar. Asýl tahlili yapan, tehlikeleri sezen, hastalýklarýn tespitini koyan ve reçetesini sunan ise basirettir. Basiret kör olduktan sonra basarýn görmesi fazla bir þey ifade etmez. Ebedi kurtuluþun yolunu tespit eden, binlerce batýlýn ve yanlýþýn içinde hak ve doðruyu tespit eden basirettir. Basiretin nuru da iman ve salih ameldir. Münafýklar bunlarý kaybetmekle basireti de kaybetmiþlerdir. Bu sebepler sadece maddeyi görebiliyorlar. Faniye tapýyorlar ve hep dünya menfaatlerinin arkasýnda koþuyorlar. Maneviyata, baki olana ve ahirete ait olan þeylere karþý ise kördürler. Bunlara talip olan Müminleri budala olarak görürler. Olmayan bir þeye talip olduklarýný ve faydasýz bir hayat yaþadýklarýn zannederler.

Medine-i Münevvere’nin münafýklarý, Hz. Resulullah aleyhissalatu vesselam’ýn binlerce güzel ahlakýný, iyiliðine, meziyetlerini ve Kur'an’la beraber yüzlerce mucizesini görmedikleri gibi bugünkü münafýklar da Kur'an-ý Kerim gibi mucizevî bir kitabý, Kur'an’ýn tefsiri ve beþeriyetin tek gerçek hayat programý, rehberi olan sünnet-i seniyyeyi ve binlerce mücessem hakikatler olan Ýslam âlimlerinin, dâhilerinin kitap ve eserlerini göremiyorlar. Fakat denizlerin ötesinde olan batýlýlarýn küflenmiþ, hiçbir ilmi deðeri ve gerçek hayatta hiçbir faydasý olmayan kitaplarýný görebiliyorlar ve gece-gündüz boþ beyinlerini onlarla dolduruyorlar. Hiç keþfedilmemiþ ve sadece onlara nasip olmuþ bir elmas definesi gibi onlarla avunuyor, anlatýyor ve asýl sahiplerine bile satmaya çalýþma komikliðine bile düþebiliyorlar. Kâfirlerin riyakârane yaptýklarý en ufak iyiliklerini görüyor, onlarla aldanýyor, onlara tutunuyor, onunla onlarý öve öve bitiremiyor ve kraldan daha kralcý kesiliyorlar. Fakat Müslümanlarýn dünya büyüklüðündeki binlerce iyilik, hayýr ve salih amellerini göremiyorlar. Görseler de olumsuz olarak görüyorlar; ya onlardan bahsetmezler veya çirkin yorumlarýyla çirkin suretlere sokarlar ve öylece anlatýrlar.

Ýsrail’de, Ýngiltere’de, Amerika’da... patlayan bir bombayý görüyor, kýnýyor, yapanlarý vahþi addediyorlar. Haftalarca üzüntü mesajlarý/yazýlarý yayýnlýyorlar. Ancak baþtanbaþa Ýslam âleminin iþgalini, milyonlarca Müslüman evlatlarýn mürtetleþtirilmesini, Irak’a, Filistin’e, Afganistan’a, Çeçenistan’a… yaðdýrýlan soykýrým bombalarýný görmüyorlar. Ya hiç bahsetmiyorlar veya haklý ve meþru bir savaþ olarak nitelendirip bu vahþetleri sergileyenlere her türlü hizmeti sunmaktan bir an olsun geri kalmýyorlar.

Ýþte nifakta bu derekeye düþen münafýklarýn aklý, esfel-i safiline varmadan baþlarýna gelmez, derin gafletten uyanmazlar. Hidayete yeniden dönmeleri söz konusu deðildir

.

Allahu Teala bizleri ve bütün Müslümanlarý kâfirlerin ve bu tür münafýklarýn þerrinden korusun. (Âmin)


Gönderen: 30.08.2008 - 12:19
Bu Mesaji Bildir   kiyam_mesalesi üyenin diger mesajlarini ara kiyam_mesalesi üyenin Profiline bak kiyam_mesalesi üyeye özel mesaj gönder kiyam_mesalesi üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 623 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
***Murat*** (48), behlul (50), hatice57 (44), GaZZe (60), erveysel (61), Abdulkadir22 (31), samyeli13 (47), candeniz (24), balacan (54), abdulkadir (31), babam veben (55), askbumu (43), sahra_yagmur (37), halit42 (39), Babacan52 (56), gurbetcigenc (33), Fikret1972 (52), NuR_EFSAN (39), jopp777 (47), pempe1987 (37), Nur baçesi (28), seyhzadem (36), Mustafa Alptug (41), gunes_akca (35), KanKaZ (36), hsusal (72), olimp_ (45), ufkumuzvar (42), gakkosfatih (42), HIKKI (51), Selale1 (49), Yasin Tural (36), nebitdag (45)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.56751 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.