ivermectine ivermektine hydroxychloroquine chloroquine kamagra 3tc abilify aceon acepril acerpes achromycine aciphex acivir acnecolor acnefuge acticin actigall actisite active pack actonel actoplus met actos acular adalat cc adalat adapress adartrel adcirca addyi adipur advair diskus advair rotahaler aerius aerodiol aggrenox agofenac agoprim agopton agorex airol airomir akneroxid aknex aknin n aknoral albenza
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » BÜYÜK ŞAHSİYETLER » ALİ İBN EBİ TÂLİB

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
hamide su an offline hamide  
ALİ İBN EBİ TÂLİB
88 Mesaj -
Resulullah'ýn amcasýnýn oðlu, damadý, dördüncü halife. Babasý Ebû Talib, annesi Kureyþ'ten Fâtýma binti Esed, dedesi Abdulmuttalib'tir. Künyesi Ebu'ý Hasan ve Ebû Tûrab (topraðýn babasýgöz kırpma, lâkabý Haydar; ünvaný Emîru'l-Mü'minin'dir. Ayrýca 'Allah'ýn Arslaný' ünvanýyla da anýlýr.

Hz. Ali küçük yaþýndan beri Resulullah'ýn yanýnda büyüdü. On yaþýnda Ýslâm'ý kabul ettiði bilinmektedir. Hz. Hatice'den sonra müslümanlýðý ilk kabul eden odur. Hz. Peygamber ile Hz. Hatice'yi bir gün ibadet ederken gören Hz. Ali'ye Peygamberimiz þirkin kötülüðünü, tevhidin manasýný anlattýðýnda Hz. Ali hemen müslüman olmuþtu. Mekke döneminde her zaman Resulullah'ýn yanýndaydý. Kâbe'deki putlarý kýrmasýný þöyle anlatýr: "Bir gün Resul-u Ekrem ile Kâbe'ye gittik. Resul-u Ekrem omuzuma çýkmak istedi. Kalkmak istediðim zaman kalkamýyacaðýmý anladý, omuzumdan indi, beni omuzuna çýkardý ve ayaða kalktý. Kendimi istesem ufuklarý tutacak sanýyordum. Kâbe'nin üzerinde bir put vardý, onu saðdan soldan ittim. Put düþtü, parça parça oldu. Resulullah'ýn omuzlarýndan indim. Ýkimiz geri döndük." (Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 384).

Resul-u Ekrem, en yakýn akrabasýný uyarmak ve hakký teblið etmek hususunda Allah'u Teâlâ'dan emir alýnca onlarý Safa tepesinde toplayýp ilâhî emirleri teblið edince, Kureyþ müþrikleri onunla alay etmiþti. Ýkinci toplantýyý yapmasýný Hz. Ali (r.a.)'ye býraktý, Ali de bir ziyafet hazýrlayarak Hasimoðullarýný davet etti. Resulullah yemekten sonra: "Ey Abdülmuttaliboðullarý, ben özellikle size ve bütün insanlara gönderilmiþ bulunuyorum.

Ýçinizden hanginiz benim kardeþim ve dostum olarak bana bey'at edecek" dedi. Yalnýz Ali (r.a.) kalktý ve orada Resulullah'a onun istediði sözlerle bey'at etti. Bunun üzerine Resul-u Ekrem, "Kardeþimsin ve vezirimsin " diyerek Hz. Ali'yi taltif etti.

Hz. Peygamber hicret etmeden önce elinde bulunan emanetleri, sahiplerine verilmek üzere Ali'ye býraktý ve o gece Hz. Ali, Resulullah'ýn yataðýný da yatarak müþrikleri þaþýrttý. Böylece Hz. Ali, Hz. Peygamber'i öldürmeye gelen müþrikleri oyalayarak onun yerine hayatýný tehlikeye atmýþ, bu suretle Peygamber'e hicreti sýrasýnda zaman kazandýrmýþtýr. Hz. Ali, Peygamberimiz'in kendisine býraktýðý emanetleri sahiplerine verdikten sonra Medine'ye hicret etti. Medine'de de Hz. Peygamber'in devamlý yanýnda bulundu, bütün cihat harekâtlarýna katýldý, Uhud'da gâzî oldu. Bedir'de sancaktardý. Ayný zamanda keþif kolunun baþýndaydý; hakim noktalarý tesbit ederek Hz. Peygamber'e bildirdi. Bu mevkiler iþgal edilerek, Bedir'de önemli bir savaþ harekâtýný baþarýya ulaþtýrdý. Bedir gazasýnýn baþlamasýndan önce, Kureyþliler'le teke tek dövüþen üç kiþiden biriydi. Bu döðüþte, hasmý Velid b. Muðire'yi kýlýcý ile öldürdüðü gibi, Hz. Ebû Ubeyde zor durumdayken yardýmýna koþtu ve onun hasmýný da öldürdü. Kendisine "Allah'ýn Arslaný" lâkabý ve Bedir ganimetlerinden bir kýlýç, bir kalkan ve bir de deve verildi.

Hz. Ali, Bedir savaþýndan sonra Hz. Peygamber'in kýzý Hz. Fâtýma ile evlendi. Nikâhýný Hz. Peygamber kýydý. O zamana kadar Resulullah'la oturan Hz. Ali nikâhtan sonra ayrý bir eve taþýndý. Hz. Ali'nin, Hz. Fâtýma'dan üç oðlu, iki kýzý dünyaya geldi.

Hicret'in üçüncü yýlýnda Uhud savaþýnda, müslüman okçularýn hatasý yüzünden müþrikler müslümanlarýn üzerine saldýrmýþlar ve Hz. Peygamber de yaralanarak bir hendeðe düþmüþ ve düþman onun öldüðünü yaymýþtý. Halbuki o sýrada döðüþe döðüþe gerileyen Hz. Ali, Hz. Peygamber'in içine düþtüðü hendeðe ulaþarak, onu korumaya almýþtý. Ýki tarafýn da kazanamadýðý bu savaþta Hz. Ali birçok yerinden yaralanarak gazi oldu.

Uhud savaþýndan sonra Hz. Ali "Benu Nadr" Yahudilerinin hainlikleri üzerine bu kabile ile yapýlan savaþý bizzat idare etti. Bütün çarpýþmalarda Hz. Ali kahramanca döðüþmüþ ve müþriklerin en meþhur savaþçýlarýný öldürmüþtür. Hudeybiye barýþýnda sulh þartlarýnýn yazýlmasýnda o memur edildi. Hz. Ali, sulhnameyi yazmaya þöyle baþladý: "Bismillâhirrahmânirrahîm . Muhammed Resulullah...." Ancak müþrikler bu ifadeye itiraz ettiler. Hz. Peygamber, "Resulullah" yerine "Muhammed b. Abdullah" yazmasýný Hz. Ali'ye söylemiþ fakat Hz. Ali "Resulullah" ifadesinin yazýmýnda ýsrar etmiþtir.

Hz. Ali Mekke'nin fethi sýrasýnda yine sancaktardý. "Keda" mevkiinden Mekke'ye girdi. Mekke kan dökülmeden fethedildi. Hz. Peygamber ile birlikte Kâbe'deki bütün putlarý kýrdýlar.

Mekke'nin fethinden sonra Resulu Ekrem, Hâlid b. Velid'i Benu Huzeyme kabilesine gönderdi. Bu kabile ya cehaleti, ya da bedevî olmalarýndan, "müslüman olduk" anlamýndaki "eslemna" kelimesi yerine "sabbena" dediði için Hâlid b. Velid hiddetlendi ve onlarla harp etti. Hz. Peygamber olayý duyunca çok üzüldü. Hz. Ali'yi bu hatayý telâfi ile görevlendirdi. Hz. Ali Benu Huzeyme'ye giderek öldürülenlerin diyetini ödeyip maðdur olanlarýn zararlarýný telâfi etmiþti.

Huneyn gazasýnda müslümanlar bir ara bozulup daðýldýlar. Sayýlarý binleri bulduðu halde içlerinden ancak birkaç kiþi sabredip dayanabildi. Hz. Ali bu savaþta yalnýz sabýrla tahammül etmekle kalmayarak gösterdiði yiðitlik ve kumandanlýkla Ýslâm ordusunun kendi safýnda toparlanmasýný saðladý.

Resulu Ekrem hicretin 9. yýlýnda Tebük seferine çýkarken Hz. Ali'yi ehl-i beytin muhafazasý için Medine'de býraktý, ancak bu sefere katýlamadýðý için müteessir oldu. Bunun üzerine Resulullah: "Musa'ya göre Harun ne ise, sen bana karþý o olmak istemez misin?" dedi. Ali, bu iltifattan çok memnun oldu.

Berae suresinin ayetleri nazil olunca, Resulullah Hz. Ali'yi Mekke'ye gönderdi. Bu suretle hiçbir müþrikin artýk Kâbe-i Þerîfi bundan sonra haccedemeyeceðini bildirdi.

Yemen bölgesinin Ýslâm'a girmesi zordu. Görev yine Ali b. Ebi Talib'e verildi. Hz. Ali "Bu çok güç bir iþ" dedi. Resulullah da "Ya Rabb, Ali'nin dili tercümaný, kalbi hidayet nurunun memba olsun" diye dua edince, Ali, siyah bir bayrak alarak Yemen'e gitti, kýsa süren irþadlarý sayesinde Yemen'in bütün Hemedan kabilesi müslüman oldu.

Hz. Peygamber'in vefatý sýrasýnda, hücresinde bulunanlarýn baþýnda geliyordu. Hz. Ebu Bekir halife seçildiði sýrada Hz. Ali Resulullah'ýn hücresinde tekfin ile meþgul idi.

Hz. Ömer devrinde devletin bütün hukuk iþleriyle ilgilenip adeta Ýslâm devletinin baþ kadýsý olarak görev yaptý. Hz. Ömer'in þehâdeti üzerine yine devlet baþkanýný seçmekle görevlendirilen altý kiþilik þûra heyetinde yer alýp, bu altý kiþiden en sona kalan iki adaydan biri oldu.

Hz. Osman'ýn hilâfeti döneminde idarî tutumdan pek memnun olmamakla birlikte Ýslâm devletinin muhtelif vilâyetlerinden gelen þikayetleri hep Hz. Osman'a bildirmiþ ve ona hâl çareleri teklif etmiþti. Hz. Osman'ý muhasara edenleri uzlaþtýrmak için elinden gelen gayreti sarfetti.

Hz. Osman'ýn þehâdetinden sonra Ýslâm'ýn ileri gelen þahsiyetleri ona bey'at ettiler. Ancak onun bu dönemi Allah'ýn bir takdiri olarak son derece karýþýk bir dönem oldu. Hilâfete geçtiðinde hâlledilmesi gereken bir çok problemle karþý karþýya kaldý. Bu karýþýklýklar Cemel ve Sýffýn gibi iç çatýþmalarý doðurdu. Ýslâm devleti bünyesindeki bu ihtilâflarý giderme konusunda büyük fedakârlýk ve gayretler gösterdi.

Nihayet, Kûfe'de 40/661 yýlýnda bir Hârici olan Abdurrahman b. Mülcem tarafýndan sabah namazýna giderken yaralandý. Bu yaranýn etkisiyle þehid oldu.

Hz. Ali devamlý olarak Hz. Peygamber (s.a.s.)'in yanýnda bulunduðu için Tefsir, Hadîs ve Fýkýhta sahabenin ileri gelenlerindendir. Hatta Resulullah'ýn tabiri ile "ilim beldesinin kapýsý" olarak ümmetin en bilgini idi. Hz. Peygamber yolunda insanlarý hakka iletmek için büyük gayretler sarfetmiþ ve hilâfet dönemi iç karýþýklýklarla dolu olmasýna raðmen Ýslâm'ýn öðretilmesi ve öðrenilmesi hususunda büyük katkýlarý olmuþtu.

Medine'de duruma hakim olup yönetimi tam olarak eline aldýktan sonra öðretim için merkezde bir okul kurdu. Arapça gramerin öðretilmesini Ebu Esved ed-Düeli'ye, Kur'an okutma ve öðretme iþini Abdurrahman esSülemi'ye, Tabiî ilimler konusunda öðretmenlik görevini Kümeyl b. Ziyâd'a verdi. Arap edebiyatý konusunda çalýþma yapmak üzere de Ubade b. esSamit, ve Ömer b. Seleme'yi görevlendirdi. Devlet yönetimi ve hizmetlerini; maliye, ordu, teþrî ve kaza gibi bölümlere ayýrarak yürütüyordu. Malî iþleri, daðýtma ve toplama diye iki kýsma ayýrmazdý.

Ümmetin malýný ümmete daðýtýrken de son derece titiz davranýrdý. Kendisine bir pay ayýrma noktasýnda gayet dikkatli olup, kimsenin hakkýna tecavüz etmemekte de büyük bir örnek idi. Kendisini Kûfe'de görenler, kýþýn soðuðunda ince bir elbisenin altýnda tir tir titreyerek camiye gittiðini aktarýrlar. Devlet yönetici ve memurlarýnýn nasýl davranmalarý gerektiði konusunda þu yönetmeliði hazýrlamýþtý.

1. Halka karþý daima içinizde sevgi ve nezaket besleyin. Onlara bir canavar gibi davranmayýn ve onlarý azarlamayýn .

2. Müslüman olsun olmasýn herkese ayný davranýn. Müslümanlar kardeþleriniz, müslüman olmayanlar ise sizin gibi bir insandýr.

3. Affetmekten utanmayýn. Cezalandýrmada acele etmeyin. Emriniz altýnda bulunanlarýn hatalarý karþýsýnda hemen öfkelenip kendinizi kaybetmeyin .

4. Taraf tutmayýn, bazý insanlarý kayýrmayýn. Bu tür davranýþlar sizi zulme ve despotluða çeker.

5. Memurlarýnýzý seçerken zalim yöneticilere hizmet etmemiþ ve devletin suçlarýndan ve zulümlerinden sorumlu olmamýþ bulunmalarýna dikkat edin.

6. Doðru, dürüst ve nazik kiþileri seçin ve çýkar ummadan ve korkmadan acý gerçekleri söyleyebilenleri tercih edin.

7. Atamalarda araþtýrma yapmayý ihmal etmeyin.

8. Haksýz kazanç ve ahlâksýzlýklara düþmemeleri için memurlarýnýza yeterince maaþ ödeyin.

9. Memurlarýnýzýn hareketlerini kontrol edin ve bunun için güvendiðiniz samimi kiþileri kullanýn.

10. Mektuplar ve müracaatlara bizzat kendiniz cevap verin.

11. Halkýn güvenini kazanýn ve onlarýn iyiliðini istediðinize kendilerini inandýrýn .

12. Hiç bir zaman vaadinizden ve sözünüzden dönmeyin.

13. Esnaf ve tüccara dikkat edin; onlara gereken önemi gösterin, fakat ihtikâr, karaborsa ve mal yýðmalarýna izin vermeyin.

14. El iþlerine yardým edin; çünkü bu yoksulluðu azaltýr, hayat standardýný artýrýr.

15. Tarýmla uðraþanlar devletin servet kaynaðýdýr ve bir servet gibi korunmalýdýr.

16. Kutsal görevinizin yoksul, sakat ve yetimlere bakmak olduðunu hiç aklýnýzdan çýkarmayýn. Memurlarýnýz onlarý incitmesin, onlara kötü davranmasýn. Onlara yardým edin, koruyun ve yardýmýnýza ihtiyaç duyduklarý her zaman huzurunuza çýkmalarýna engel olmayýn .

17. Kan dökmekten kaçýnýn, Ýslâm'ýn hükümlerine göre öldürülmesi gerekmeyen kimseleri öldürmeyin.

Hz. Ali bütün bu emirleri kendi nefsinde eksiksiz uygulayan bir halifeydi. Beþ yýllýk halifeliði çok önemli olaylarla, savaþ ve sýkýntýlarla geçmiþti. Fitnelere karþý sonuna kadar doðru yoldan sabýrla mücadele etmek istedi sonunda þehid oldu.

Hz. Ali Ýslâm'ýn bütün güzelliklerine vakýftý. Çünkü o, Resulullah'ýn daima yanýnda bulunmuþtu. Vahiy kâtibiydi, hâfýz, müfessir ve muhaddisti. Hz. Peygamber'den beþ yüzden fazla hadis rivayet etti. Ahkâmýn nazariyatýndan çok amelî keyfiyetine bakardý: "Halka anladýklarý hadisleri söyleyiniz. Allah ile Peygamber'in tekzip edilmesini ister misiniz?" (Buhârî, Ýlim) demiþtir.

Hz. Ali'nin, Hz. Fâtýma'dan Hasan, Hüseyin, Muhsin adlý oðullarý ve Zeynep, Ümmü Gülsüm adlý kýzlarý oldu.

Hz. Ali âbid, kahraman, cesur, iyilikte yarýþan, takva sahibi ve son derece cömertti. Medine'de müslümanlarýn durumu düzeldikten sonra, Hz. Ali de bir hizmetçi almaya karar verip, Resulullah'a gitti. Resulullah kýzýyla damadýnýn arasýna girerek: "Ben size hizmetçiden daha hayýrlýsýný haber vereyim. Yatarken otuzüç kere Allahü ekber, otuzüç kere Elhamdülillah, otuzüç kere de Subhanallah deyin" buyurdu. Yine bir gün yiyecek çok az yemekleri olan Hz. Ali ile ailesi sofraya oturduklarý sýrada kapýlarýna bir dilenci geldi, onlar da yemeði dilenciye verdiler. Ertesi gün gelen bir yetime, üçüncü gün gelen bir esire yemeklerini verdiler. Bu olay üç gün sürdükten sonra þu ayet-i kerime indi: "þüphesiz en iyiler mizacý kâfur olan bir tastan içerler. Allah'ýn kullarýnýn taþýra taþýra içeceði bir kaynak. Adaðý yerine getirirler ve þerri yaygýn olan bir günden korkarlar. Ýçleri çektiði hâlde yiyeceði, miskine, yetime ve esire yedirirler. 'Biz sizi ancak Allah'ýn rýzasý için doyuruyoruz, sizden bir karþýlýk ve teþekkür beklemiyoruz. Doðrusu biz oldukça asýk suratlý zorlu bir günden dolayý Rabbýmýzdan korkuyoruz' derler. Allah da bu günün þerrinden onlarý korur. Onlara parlaklýk ve sevinç verir." (Ýnsan, 5/11)

Hz. Ali'nin "Zülfikâr" adý verilen meþhur bir kýlýcý vardý. Kýlýcýn aðzý iki çatallý idi ve Hz. Ali'ye Resulullah tarafýndan hediye edilmiþti.

Hz. Ali'nin cömertliði, insanîliði, Resulullah'a olan yakýnlýðýyla edindiði büyük manevî miras onu yüzyýllardýr halk inançlarýnda destani bir kiþiliðe büründürmüþtür. Bir gün onun dört dirhemi vardý. Birini açýktan, birini gizliden birini gündüz, birini de gece infak etti ve hakkýnda þu ayet-i kerime indi: "Mallarýný gece ve gündüz, gizli ve açýk olarak infak edenler. Onlar için Rabbleri katýnda karþýlýklarý vardýr ve üzülecek de deðillerdir." (el-Bakara, 2/274).

Hz. Ali'nin peygamberimizden rivayet ettiði bazý hadis-i þerifler: "Günah iþleyen biri piþman olur, abdest alýr namaz kýlar ve günahý için istiðfar ederse Allah'u Tealâ Nisâ suresinde 'Biri günah iþler veya kendine zulmeder sonra piþman olup Allah'u Teâlâ'ya istiðfar ederse Allah'u Teâlâ'yý çok merhametli ve af ve maðfiret edici bulur' buyurmaktadýr."

"Üzerinde farz namaz borcu olan kimse, kazasýný kýlmadan nafile kýlarsa boþ yere zahmet çekmiþ olur. Bu kimse, kazasýný ödemedikçe Allah'u Teâlâ onun nafile namazlarýný kabul etmez. "

"Malýnýzýn zekâtýný veriniz. Biliniz ki, zekâtýný vermeyenlerin bunu vazife kabul etmeyenlerin namazý, orucu, haccý ve cihadý ve imaný yoktur. "

Peygamberimiz (s.a.s.) Hz. Ali'ye buyurdu: " Ya Ali, altýyüzbin koyun mu istersin, yahut altýyüzbin altýn mý veya altýyüzbin nasihat mý istersin ? " Hz. Ali dedi: "Altýyüzbin nasihat isterim." Peygamberimiz buyurdu: "Þu altý nasihate uyarsan altýyüzbin nasihata uymuþ olursun: 1. Herkes nafilelerle meþgul olurken sen farzlarý ifa et. Yani farzlardaki rükünleri, vacipleri sünnetleri, müstehaplarý ifa et. 2. Herkes dünya ile meþgul olurken sen Allah'u Teâlâ'yý hatýrla. Ýslâm'a uygun yaþa; Ýslâm'a uygun kazan; Ýslâm'a uygun harca. 3. Herkes birbirinin ayýbýný araþtýrýrken sen kendi ayýplarýný ara. Kendi ayýplarýnla meþgul ol. 4. Herkes dünyayý imar ederken sen dinini imar et, zinetlendir. 5. Herkes halka yaklaþmak için vasýta ararken, halkýn rýzasýný gözetirken sen Hakk'ýn rýzasýný gözet; hakka yaklaþtýrýcý sebep ve vasýtalarý ara. 6. Herkes çok amel iþlerken sen amelinin çok olmasýna deðil, ihlaslý olmasýna dikkat et."

Hz. Ali buyurdu: "Kiþi dili altýnda saklýdýr. Konuþturunuz, kýymetinden neler kaybettiðini anlarsýnýz."

"Ýnsanýn yaslanýp Rabbini bildikten sonra ölmesi, küçükken ölüp hesapsýz Cennet'e girmesinden daha hayýrlýdýr. "

"Kul ümidini yalnýz Rabbi'ne baðlamalý ve yalnýz günahlarý kendini korkutmalýdýr. "

"Cahil, bilmediðini sormaktan utanmasýn. Âlim, içinden çýkamayacaðý bir meselede en iyisini Allah'u Teâlâ bilir' demekten sakýnmasýn."

"Sizin için korktuðum þeylerin en baþýnda, nefsinin isteðine uymak ve uzun emelli olmak gelir. Birincisi hak yoldan alýkoyar; ikincisi ise ahireti unutturur. "

"Amellerin en zoru üçtür. Bunlar; nefsin hakkýný verebilmek, her halde Allah'u Teâlâ'yý hatýrlayabilmek, kardeþine bol bol ikramda bulunabilmektir. "

"Takva, hataya devamý býrakmak; aldanmamaktýr . "

"Kalpler, kaplara benzer. Hayýrlý olaný, hayýrla dolu olanýdýr."

"Bana bir harf öðretenin kölesi olurum. "

Hz. Ali bu ümmetin en ileri gelenlerinden biri olarak Ýslâm'ýn bize kadar gelmesinde büyük rolü olan sahabelerdendir .

Þâmil ÝA
Gönderen: 26.03.2008 - 23:47
Bu Mesaji Bildir   hamide üyenin diger mesajlarini ara hamide üyenin Profiline bak hamide üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 480 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
yalnizkurt55 (62), siyahnur (56), SULEYMAN ONCU (48), corluca (54), batalli (61), Fethi62K (62), emin2325 (66), yasin ibrahim e.. (53), h_hayrettin (43), turhanozturk (61), hazanrengi (43), Zilkade (42), akif1980 (44), mekselina (34), neverness (51), rufeyde (48), rabia| (50), Selvaa (49), antaly59 (66), BÜYÜK BALIKÇI (53), cemiluygun (70), Mikai66 (46), polat_23 (44), adar72 (35), nzl44 (47), m_ugurluoglu (37), emperor (50), osmanorhan (55), muhacir (53), salepli (51), musdem (54), ilyas_bozkurt (50), Jeday (35), ebuzerbasak (35), RaHMeT_YaGMuRu (40), eL_SaLvAdoR (42), faruk38 (62), ibrahimkindan (64), Karizmatik_63 (41), halimeuzunlar (41), hakan__ (43), citakhalil (70), serin (48), ZorDünya (54), cüneyd75 (49)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.55262 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.