*´¯`·.¸.·´¯`·.((( RAVDA.net ))).·´¯`·.¸ | SeVGiYe aÇILaN KaPI

	Anasayfa Yap
	Favoriye Ekle
	İrtibat

Üye Girişi

Üye Ol

Home

F o r u m

E-Kart

Tavsiye Et

Sitede Arama


» Kapsamlı Arama

Google`de Ara

Tavsiye Linkler

Kuran Kursu Mezunları

Önemli Linkler

Statü / İstatistik

En Son Üyemiz:
Didem_

53683 Toplam Üyemiz var.

Online Üyeler:

Online: 800 Misafir
Admin | Moderator | Vip | Üye

Giriş Vaktiniz: Cumartesi, 27. Nisan 2024 - 20:24

Browseriniz:

IP Adresiniz: Hostname:

Toplam Forum: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193

Beni hatırla

Forum Anasayfa » A I L E / E Ğ İ T İ M / S A Ğ L I K » KADIN & AiLE » MÜMİN BİR EV DÜŞLÜYORUM

önceki konu diğer konu

3 okunmamış mesaj mevcut (Acik)

Sayfa (1): (1)

Gönderen

Mesaj

	ebu_hanzala

MÜMİN BİR EV DÜŞLÜYORUM

395 Mesaj -

Peygamberler, hidayet yolunda insanlara karþý öncülük vazifesini yerine getirirken ilk etapta en yakýnlarýndan iþe baþlamýþlar. Onla-rýn Ýslami bir þahsiyete sahip olmalarý için azami bir gayret sarf etmiþlerdir.

Kur'an-ý Kerim’de geçen kýssalara göz attýðýmýzda hemen hemen her Peygamberin, öncelikle ailesi ve yakýn akrabalarýnýn hidayet nuruna eriþmeleri için daha bir iþtiyak içinde olduklarýný görürüz.

Hz. Ýbrahim aleyhisselam, duasýnda oðlu Hz. Ýsmail aleyhisselam’ý kastederek: “Rabbimiz! Bizi sana teslim olanlardan kýl!” demiþ, son-ra da tüm neslini niyazýna katmýþtýr: “… neslimizden sana teslim olan bir ümmet çýkar!...” (Bakara: 128)

Hz. Nuh, tandýr kaynayýp daðlar büyüklüðünde dalgalara ramak kal-mýþken gemiye binmemekte direnen oðlunun helak olmamasý için çýrpýn-mýþtýr: “…Ey oðulcuðum! Bizimle beraber sen de bin, kâfirlerle bera-ber olma!” (Hud: 42)

Ýslami bir toplum inþa edilirken ilk adres herkesin kendi evidir, kendi ailesidir. Tevhid mücadelesinde zaman zaman Firavun’a karþý zorluklar yaþayan Hz. Musa (as) ve Hz. Harun(as)’a, Cenab-ý Allah kurtuluþ adresini göstermiþtir: “…kavminiz için Mýsýr’da evler ha-zýrlayýn, evlerinizi namazgâh yapýn ve namazý hakkýyla eda edin!..” (Yunus: 87)

Hz. Resulullah aleyhissalatu vesselam, aile, çocuk, ebeveyn ve ev-lat iliþkilerine özel bir önem vermiþtir. Yeni doðan çocuklarýn ku-laðýna ezan okunmasýný, güzel bir isim verilmesini, þefkat ve sevgi ile büyütülmesini, belli bir yaþa geldiðinde baþta namaz olmak üzere Ýslami hassasiyetlere alýþtýrýlmasýný, eþler arasýnda sevgi eksenli bir aile hayatý kurulmasýný tavsiye etmiþ; salih eþ, salih evlat vurgusunu ön planda tutmuþtur.

Ýslami bir toplumun inþasýnda ilk adres evler olduðuna göre bazý sorularla kendimizi muhasebeye çekelim!

Günümüzde sokaklar, caddeler, okul çevresi ve sair mekânlar güven veriyor mu?

Anne ve babalar, “acaba!” endiþesinden uzak bir þekilde gönül ra-hatlýðýyla çocuklarýný dýþarýya gönderebiliyor mu?

Babanýn yüreði dýþ çevreden emin mi?

Veya tersinden sorarsak:

Toplumun temel taþý olan ailede iç huzur var mý?

Anne ve babalar; “Çocuklarýmýzý Ýslami terbiye ile büyüttük. Bu konuda herhangi bir endiþemiz yok!” diyebiliyorlar mý?..

Aslýnda zihinlerde bir endiþe hâkim. Evler, toplumdan tedirgin… Toplumda derin bir çöküþün yaþandýðý ve bu çöküþün evleri de içine çektiði kanaati yaygýn.

Bu çöküþe karþý Mü’min evler hazýrlanmalý. Peki, bu nasýl olacak? Doðrusu cevap kolay! Reçetesi belli: Evleri namazgâh edinmek. Ya da her eve bir kýble hassasiyeti kazandýrmak. Elleri kaldýrýp dünyayý arkaya alarak “Allahu Ekber” tekbiriyle Rabbin huzurunda el baðlamak ve secde secde boyun eðmek… Toplumsal çürümüþlüðün tiryaký ve kurtu-luþ anahtarý bu namaz eyleminde yatýyor.

Mü’minin hayatý bir bütündür ve hayatýnýn her alanýnda Allah (cc)’a kulluk bilinci hâkimdir. Oturduðu ev de Mü’minin hayatýnýn bir parçasýdýr. Mü’min orada da Ýslam’ýn hayat düsturlarýný pratiðe geçirmekle sorumludur. Dolayýsýyla þeytanýn saldýrýlarýna karþý aile fertleri üzerinde koruyucu kalkanlar oluþturmalý, kalbin meyvesi ve göz aydýnlýðý olan çocuklar için dua ile birlikte fiili gayretlere baþvurmalýdýr.

Bunun için de:
Allah (cc)’a kulluk ahdinin yenilendiði namazlý bir ev ortamý,
Ýsraftan uzak, gösteriþsiz sade bir ev düzeni,
Þefkat, sevgi ve merhametin hâkim olduðu bir ev ortamý,
Çocuklarýn Ýslami bir kiþilik kazandýðý, belli bir yaþta namaz hassasiyetine eriþtiði bir ev düzeni,
Kalbin tâ derinliklerinden çýkýp zikirlerin arþa yükseldiði bir ev ortamý,
Akrabalýk haklarýnýn gözetildiði, sýla-i rahmin önemsendiði bir ev düzeni,
Aile fertlerini korumak adýna günah oklarýna karþý siperlerin ha-zýrlanmýþ olduðu bir ev ortamý,
Ve dua ikliminin manevi atmosferini teneffüs eden Mü’min bir ev düzeni kurulmalý.
Mekke devrinde Ýslam’ýn da bir evi vardý: Dar’ül Erkam.

Þirk ve zulmün amansýz kuþatmasýna raðmen Hz. Resulullah aleyhissalatu vesselam bu evde eðitim ve terbiye ile büyük Ýslam toplumunun temellerini atmýþ ve Ýslam’ýn geleceði için ilk Ýslam neslini yetiþtirmiþtir.

Her Mü’minin evi kendine has bir Ýslam kiþiliðini yansýtýr. Çocuk-larýn dünyasý orada þekillenmeye baþlar. Eþler orada Ýslam’ýn sevgi atmosferini solur. Bu açýdan evlerin Ýslami bir hüviyet kazanmasý için aile fertlerinin ruhlarýný zehirleyen ortamdan sakýnýp, ruhla-rýný besleyen bir ortam hazýrlamak gerek.

Öyle ki, Mü’min evlerde:
Babanýn yaptýðý Ýslami çalýþmalara destek olacak evlatlar,
Evladýn yaptýðý Ýslami hizmetlere yardýmcý olacak, onu o yolda ye-tiþtirecek babalar,
Kulluk vazifelerini yerine getirmede ailesine kol kanat gerecek fedakâr ve iffetli anneler yetiþmeli.

Dedim ya, Mü’min bir evi:
Küçük bir mescid,
Küçük bir zikirhane,
Küçük bir dershane,
Küçük bir mektep,
Küçük bir ilim evi olarak düþlüyorum…

Gönderen: 13.02.2008 - 09:06

ebu_hanzala üyenin diger mesajlarini ara

	KaLBeNuR

1686 Mesaj -

Bende ah ah diyorum kardes!!!Bizlerin en büyük sorunu her seyimizin dilde kalmasi...bir türlü gönüllere inememesi....

selam ve dua ile kardesiniz

Gönderen: 13.02.2008 - 16:45

	KaLBeNuR

Ehlibeyt'ten Aile Örnekliği

1686 Mesaj -

Bir Kayýnpeder, Bir damat, Bir gelin; Rasulullah(sav), Hz Ali, Hz. Fatýma-ý Zehra

Peygamber Efendimiz, damadý Hz. Ali’ye evlenme giderleri, mehir ve düðün harcamalarý hususunda son derecek anlayýþlý davranmýþtýr.
Bir ailenin asgari ihtiyaçlarý karþýlanmýþ; yuvanýn kurulmasýnda mütevazý bir anlayýþ sergilenmiþtir. Bu durum ailelerin evlenecek gençlere maddi ve manevi anlamda destek olmalarý ve ihtiyaçlarýný karþýlamalarý hususunda orta bir yolu izlemeleri gerektiðini göstermektedir. Örneðin Hz. Ali’nin, Rasulullah’ýn kýzý Fatýma’ya çeyiz olarak aldýðý eþyalarý þu þekilde bildiriliyor: Kadife kumaþ, su kabý ve kenarlarý süslü yastýk... Ayrýca Hz. Ali’nin verdiði mehirlerle bir sedir, bir yün yatak, bir hurma lifi minderi, bir kilim, bir yatak örtüsü, bir su kabý, bir takým elbise alýndý. (Nesai, Sünen, 81)

Bu örnekler bize maddi imkansýzlýklar nedeniyle mutlu bir yuvanýn kurulmasýna aileler tarafýndan engel olunmamasýný da göstermektedir. Evlilikte esas olan maddi üstünlüklere dayalý yapay mutluluklar deðil; dini ve ahlakî deðerlerden güç alan yaratýlýþ, kültür, gönül ve zihin uyumunu örnek alan genç çiftlerin yuva kurmalarýdýr.

Resulullah, düðün gecesi Hz. Ali’nin kapýsýna gidip kapýyý çaldý. Ümmü Eymen kapýyý açtýðýnda, “Kardeþim burada mý?” diye sordu. Ümmü Eymen, “Nasýl olur? Hz. Ali’yi hem kardeþ olarak çaðýrýyorsun hem de kýzýný onunla evlendiriyorsun!” dedi. Hz. Peygamber “Söylediðim gibi” dedi ve ardýndan da “Esma binti Umeys de burada mý?” diye sordu. “Evet!” deyince, “Sizler Peygamber’in kýzýna olan saygýnýz için mi buradasýnýz?” buyurdu. Yine “Evet!” cevabýný alýnca, “Çok iyi!” dedi ve hayýr duasýnda bulundu. Rivayet edildiðine göre Hz. Peygamber, kýzý Hz. Fatýma ve damadý Hz. Ali için þöyle duada bulundu: “Allah’ým, bu ikisini herkesten daha çok seviyorum. Rabb’im sen de onlarý sev, evlatlarýný ve nesillerini mübarek ve kutlu kýl.

Kendi katýndan onlar için bir koruyucu tayin et. Bu ikisini ve evlatlarýný þeytanýn þerrinden senin korumana býrakýyorum.” Ardýndan Hz. Fatýma için dua etmiþ ve onu övücü güzel sözlerle gönlünü almýþtýr. Gönüller sultaný Peygamber’imiz (sas) Hz. Fatýma’ya, “Kýzým Allah senden kusur ve kiri atmýþ, seni temiz ve masum kýlmýþtýr.” diye buyurdu. (Ýbn Sa’d, Tabakat, 23)

Bu örnekte Hz. Peygamber’in Hz. Ali’yi gönül ve ahiret kardeþliði yakýnlýðýyla hem oðlu hem can baðýyla baðlý kardeþi vasfýyla baðrýna bastýðý görülmektedir. Ayný zamanda Hz. Peygamber düðün gecesi kýzýnýn yanýnda ona destek olup Fatýma’yý teskin eden kimselere de hayýr duada bulunmaktadýr. Bu örnekte en çarpýcý nokta ise Hz. Peygamber’in kýzý ve damadý için ayrý ayrý saadet ve hayýr duasýnda bulunmasýdýr.

Evlenecek çiftlere moral vermeliyiz

Hz. Peygamber, kýzýnýn en mutlu gecesinde yaptýðý dualar ve övücü sözlerle yeni bir hayata mutlu bir baþlangýç yapmasý noktasýnda kýzýna moral vermiþtir. Bizler de yeni evlenecek ve evlilik baðýyla birbirine baðlanmýþ çiftlere yuvalarýný mutlu ve saðlam temeller üzerine kurmalarý için manevi destek saðlamalýyýz. Onlarý güzel sözlerimiz ve tavýrlarýmýzla iki cihanda beraber olacaklarý bir evliliðe hazýrlamalýyýz. Evlenecek ve evlenmiþ çiftler için yapacaðýmýz hayýr, saadet ve bereket dualarýný gönüllerimizden hiç eksik etmemeliyiz. Âlemlerin efendisi Peygamber’imiz mutlu günlerinde de sýkýntýlý ve acýlý anlarýnda da kýzý Hz. Fatýma’ya ve damadý Hz. Ali’ye hakký ve sabrý tavsiye ediyordu. Hz. Ali ve Hz. Fatýma’nýn ortak yaþamý, Rasulullah’ýn deðerli gölgesinde en zor geçim þartlarýnda kanaat ve sabýrla geçiyordu. Evin beyi ve hanýmý iþlerde birbirlerine yardýmcý oluyorlardý. Hz. Ali ve Hz. Fatýma’nýn kurduðu ailenin en mutlu geçim kaynaklarý kanaat, sabýr ve dayanýþmaydý.

En mutlu geçim kanaat, sabýr, dayanýþma, karþýlýklý sevgi, saygý ve anlayýþtýr.

Hz. Peygamber’in damadý Hz. Ali’nin bir aile reisi olarak geliri sadece ordu hizmetlerindendi. Ancak bu gelirler Arap yarýmadasýnda kalan seferlerden elde edildiðinden çoðunlukla, alelade bir iþçinin ücretinin altýnda kalýyordu. Her çocuk doðduðunda Hz. Peygamber bu geliri biraz artýrýyordu; ama bu da ferahlýk getirecek bir miktar olmaktan çok uzaktý. Yine de Hz. Fatýma, ev iþlerinden dolayý çok yoruluyordu. Bu sebeple babasýndan kendisi için bir yardýmcý istemiþti. Hz. Aiþe bu olayý þöyle anlatýyor: Hz. Ali þöyle arz etti halini: “Ey Allah’ýn Resulü, su çekmekten omuzlarým, göðsüm aðrýdý.” Hz. Fatýma da þöyle arz etti halini: “Benim de un öðütmekten ellerimin içi kabardý. Ey Allah’ýn Resulü lütfetseniz de alýnan esirlerden bir tane verseniz, bize yardýmcý olsa...” Resulullah onlarý dinledikten sonra þu cevabý verdi: “Vallahi öyle bir þey yapamam. Suffa ehli açlýktan kývranýr ve onlara yedirecek bir þey bulamazken sizin bu isteðinizi karþýlayamam. Esirleri serbest býrakýp alýnacak fidyelerle Suffa ehlini doyuracaðým. Size o istediðinizden daha hayýrlý bir þey, Cebrail tarafýndan öðretilen bir duayý öðreteceðim: Her namazýn ardýndan on kere ‘Sübhanallah’, on kere ‘Elhamdülillah’, on kere ‘Allah-u Ekber’ deyin. Ayrýca bunlarý yataðýnýza girdiðinizde otuz üç defa tekrarlayýn.” buyurmuþtur. (Müslim, Sahih, Kitabü’l-Zikir, 80)

Bu örnekler bizlere ailenin en mutlu geçiminin kanaat, sabýr, dayanýþma, karþýlýklý sevgi, saygý ve anlayýþ olduðunu göstermektedir. Ayný zamanda bu örnekler evin beyi ile hanýmýnýn özellikle zor günlerinde karþýlýklý anlayýþ, adaletli bir iþ bölümü, daha güçlü bir sevgi ve saygý baðý ile birbirlerine baðlanmalarý gerektiðini göstermektedir.

Tartýþmalar oluyor; arayý Resulullah buluyordu

Her evlilikte eþler arasýnda ufak tefek tartýþmalar olduðu gibi Hz. Ali ile Hz. Fatýma arasýnda da oluyordu. Bu tartýþmalar büyümeden kapanýyor ya da Hz. Peygamber’e intikal ediyordu. Hz. Peygamber de onlarý sorgulamadan, yargýlamadan, sözlerini kesmeden, onlar sözlerini bitirmeden herhangi bir yorum yapmadan dinliyor; sorunlarýný çözümlüyor ve aralarýný düzeltiyordu.

Amr bin Said’den nakledildiði üzere bir gün Hz. Fatýma, kocasýnýn sert davranmasýndan ve zorluk çýkarmasýndan dolayý “Seni Peygamber’e þikâyet edeceðim.” deyip evden çýkýnca, Hz. Ali de Fatýma’nýn peþinden gitti. Ýkisi birlikte Hz. Peygamber’in huzuruna vardýlar. Hz. Fatýma, kocasýndan þikâyetçi olduðunu babasýna söyledi. Hz. Peygamber, Hz. Fatýma’yý hoþnut etmeye çalýþtý ve Hz. Ali’ye de ona daha yumuþak ve dostça davranmasýný tavsiye etti.

Hz. Ali, eþi ile birlikte eve dönerken “Allah’a yemin ederim bundan sonra sana istemediðin bir þeyi yapmayacaðým.” dedi. (Ýbn Sad, Tabakat, C.8, s.26) Hz. Peygamber, Hz. Ali’nin hatasýný anlamasýný saðlayarak genç çiftin arasýný düzeltmiþti. Hz Ali ve Fatýma-ý Zehra'nýn evinde huzur herdaim hakimdi.

__________________
NurAsya

Gönderen: 13.02.2008 - 23:05

Pozisyon - İmzalar göster

Sayfa (1): (1)

önceki konu diğer konu

Lütfen Seçiniz:

Şu an Yok üye ve 800 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]

Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
kilimlili67 (47), EnToRia (39), cihankarasan (56), rahmali (60), beyazyol (44), hmurat (50), Sweet-Bircan (31), calinan_kalp (43), bobmalley (34), kerim71 (50), talip-ibrahim (38), kan-ka (50), behlül72 (52), n.nakla61 (40), yasinbirel80 (44), zuhre yildirim (44), SnNmMc (37), tarik82 (42), akin123 (37), MertTurk (43), *hira* (35), zaferburgu (49), mademney (42), esli (61), sipahii (43), gokhan (46), ISLAM_GUNESI (40), veteriner54 (42), meryem03 (40), engino (46), yol_cu (42), koyuncu339 (39), fizikcimrt (49), fgdibo (36), salem (46)

Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler

Copyright © ((( RAVDA.net ))) * İrtibat * RAVDA Reklam Servisi * Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.

Sayfa 0.59303 saniyede açıldı

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.

Dedim ya, Mü’min bir evi: Küçük bir mescid, Küçük bir zikirhane, Küçük bir dershane, Küçük bir mektep, Küçük bir ilim evi olarak düþlüyorum…

Dedim ya, Mü’min bir evi:
Küçük bir mescid,
Küçük bir zikirhane,
Küçük bir dershane,
Küçük bir mektep,
Küçük bir ilim evi olarak düþlüyorum…