kaletra kaletra dexamethasone ivermektin stromectol detrol detrusitol dexantol dexone diamox diflucan dilantin dilatrend dilzem dinostral diocimex diovan hct diovan diprolene diuresal diurix dostinex doxy basan doxycline droxia dulcolax duodopa duphaston duricef duspatalin dynexan nouvelle formule ecopan efavirenz effexor xr effexor elantan elavil eldepryl elmetacin elocon elpradil eltroxine elyzol ena basan enasifar endoxan
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » SUIZAN ve HÜSNÜ ZAN

önceki konu   diğer konu
6 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
YeSiLKuBBeM su an offline YeSiLKuBBeM  
SUIZAN ve HÜSNÜ ZAN
7 Mesaj
Es-Selamu Aleyküm Ve Rahmetullahi Ve Berekatuhu..

Degerli Kardeslerim.. Cok önemli bir konuyu beraber okuyalim InsaALLAH.. Ve Suizan etmekten daim sakinalim..

Suizan, birinin kötü bir iþ yaptýðýný zannetmektir. Kalbe gelen kötü düþünce, o hâliyle suizan olmaz. Kalbin o tarafa kaymasý suizan olur. Mesela birisinde bir kalem görünce, (acaba bu kalemi çalmýþ olabilir mi) diye sadece düþünmek suizan olmaz. Ama (çalmýþ olabilir) diye zannetmek suizan olur.

Hadis-i þerifte buyuruldu ki:
(Suizan etmeyin. Suizan, yanlýþ karar vermeye sebep olur. Ýnsanlarýn gizli þeylerini araþtýrmayýn, kusurlarýný görmeyin, münakaþa, haset ve düþmanlýk etmeyin, birbirinizi kardeþ gibi sevin, çekiþtirmeyin. Müslüman Müslümanýn kardeþidir, ona zulmetmez, yardým eder. Onu, kendinden aþaðý görmez.) [Buhari, Müslim]


Zan ile, baþkasýnýn kötü olduðunu kabul eden, onu gýybet eder, ona dil uzatýr. Onu kötü, kendini iyi bilir. Bu da, helâkine sebep olur. (Ýhya)

Müslümanýn bir iþinde veya sözünde birçok küfür alameti ile bir iman alameti bulunsa, hüsnü zan edip buna kâfir dememelidir. Ama küfrü açýksa kâfir olur, tevil fayda vermez. (Bezzâziyye)

Bir menkýbe: Bir âlim talebelerine (Þafii mezhebinde alametlere bakarak kesin karar verilmez. Mesela bir köpeðin burnunda yoðurt bulaþýðý varken evden çýktýðý görülse, eve girince yoðurt çanaðýnda köpeðin burnu kadar iz görülse, kesin olarak bu yoðurdu köpek yedi denemez) der. Talebenin birisi, içinden. (Bu kadarý olmaz) diye hocasýna itiraz eder. Hocasý, o gence, bir koyun kesip getirmesini söyler. O da koyunu keser. O arada sýkýþýr, evin kenarýndaki ormanlýða kollarý sývalý ve kanlý býçakla gidip hacetini def eder. Zaptiyeler, yeni öldürülmüþ bir adamýn katilini ararken bunun eli kanlý býçakla ormana kaçtýðýný görürler. Hemen bunu yakalayýp getirirler. O gece karakolda kalýr. Sabah mahkemeye çýkýnca, hakim, (Bu genç, eli kanlý býçakla kaçarken görülmüþse de, Þafii’de alametlere bakarak kesin hüküm verilmez. Bu genci serbest býrakýn) diye karar verir. Genç, hocasýna yaptýðý suizannýn cezasýný çektiðini anlar.

MeasSelam.. gül
Gönderen: 29.03.2007 - 09:18
Bu Mesaji Bildir   YeSiLKuBBeM üyenin diger mesajlarini ara YeSiLKuBBeM üyenin Profiline bak YeSiLKuBBeM üyeye özel mesaj gönder YeSiLKuBBeM üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
~HiLaLaY~ su an offline ~HiLaLaY~  
2765 Mesaj -
Ve Aleykümüs Selam Rahmetullahi ve Berekatuhu

Yeþilim gül aşık

çok güzel önemli bir paylaþým aktardýn teþekkürler


Allah Razı Olsun


Müslüman, din kardeþi hakkýnda iyi fikir beslemelidir.
Buna hüsnüzan diyoruz.


Güzel dinimiz bize hüsnüzan beslemeyi emreder.

Biri hakkýnda kötü düþüncelere sahip olmaya da sûizan denir.

Dinimiz, bir Müslüman hakkýnda sûizan beslemeyi yasaklar.
Çünkü birine sûizan besleyen kimse, onun hakkýnda kesin
bilgiye sahip olmadan tahmin yürütmüþ olur.

Zan dediðimiz bu tahmin yürütme sonucunda, bir Allah kulunu
haksýz yere suçlayan kimse günah iþlemiþ olur.

"Sûizandan sakýnýnýz. Çünkü sûizan sözlerin en yalanýdýr."
(Hadisi þerif)



Bir gece Peygamber Efendimiz Safiye annemizle giderken yolda
iki kiþiye rastladý. Bu Müslümanlarýn "Acaba Peygamberin yanýndaki
kadýn kim ?" diye düþünmelerine ve sûizan beslemelerine fýrsat
vermemek için onlara : "Biraz yavaþ olun" diye seslendi. Sonra da
yanýndaki hanýmýn eþi Safiye olduðunu haber verdi.

O iki Müslüman, sevgili Peygamberleri hakkýnda akýllarýndan
asla kötü bir þey geçirmediklerini söyleyince, Efendimiz onlara
þu gerçeði haber verdi :

"Þeytan insanýn vücudunda kan gibi dolaþýr. Onun sizin
kalbinize bir kötülük - veya bir þüphe- atmasýndan korktum."


Ýyi kimseler hakkýnda beslenen sûizan, Allah’ýn gazabýný
çekebilecek kötü bir davranýþtýr.

Bir Müslümaný ona zarar verecek birine karþý uyarmak ise
sûizan deðildir.

Yüce Rabbim hepimizi sûizan âfetinden muhâfaza buyursun inþaAllah..



Sevgi Selam ve DUA ile...gül


Gönderen: 29.03.2007 - 09:45
Bu Mesaji Bildir   ~HiLaLaY~ üyenin diger mesajlarini ara ~HiLaLaY~ üyenin Profiline bak ~HiLaLaY~ üyeye özel mesaj gönder ~HiLaLaY~ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Ukab su an offline Ukab  
575 Mesaj -
VeAleykum Selam.Amin...Çok önemli ve ders çýkarýlmasý gereken bir konu.Allah (c.c) olsun Sizlerden.Suizandan korunmak ve hüsnüzaný arttýrmak için Efendimiz (s.a.v)'in emanetleri Kur'an ve Namaz dan daha iyi dost bulamayýz heralde...

Hz. Osman Radýyallahu Anh Efendimiz þöyle buyurdular:
"Kalplerde nifak olmasa, insanlar Kur'an okumaya doyamazlar."


Ýnsanlarýn ahlâký deðiþebilir. Çirkin huylar güzel huylara dönüþebilir buna "tehzibi ahlâk" denir. Bunun için Nebiyyi Ziþan Efendimiz:
"Ahlâkýnýzý güzelleþtiriniz." diye buyurmuþtur.


Hiç kuþkusuz iman ve kalp huzuru ile kýlýnan namaz, insaný kötü düþüncelerden, korku ve ýstýraptan kurtarýr. O insan dünya için üzülmez, Allah'tan baþka yarar ve zarar veren görmez. Her þeyi Allah'tan bilir, yalan ve nifaktan utanýr. Her an kendisini Allah'ýn huzuruna durmaya hazýrlar.

Namaz; "haramlardan, kötülüklerden, çirkin iþlerden men eder." Sabýrsýzlýktan, huysuzluktan sakýndýrýr, yüksek ahlâk ile bezendirir. Ýnsaný daima Allah duygusunun kontrolü altýnda tutar. Bu kontrol altýnda hayat yoluna devam eden insan da her an önüne çýkmasý muhtemel olan haram engellere ayaðýný taktýrmadan ve günah çamuruna bulanmadan emniyet içinde yürüyebilir. Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimiz'in, bir evin önünden akan pýrýl pýrýl, temiz bir suya benzettiði namaza devam edelim ki, o, bizim büyük günahlardan korunmamýza ve arada vaki olacak küçük günahlarýmýzdan da af olunmamýza sebep olsun...

En Emine Emanetsiniz...

Gönderen: 29.03.2007 - 10:23
Bu Mesaji Bildir   Ukab üyenin diger mesajlarini ara Ukab üyenin Profiline bak Ukab üyeye özel mesaj gönder Ukab üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
muhammed yusa su an offline muhammed yusa  
zan va gıybet üzerine
944 Mesaj -
Yüce Rabbimiz bir ayeti kerimesine þöyle buyurmuþtur: estauzu billah:
Ey inananlar! Bir topluluk baþka bir toplulukla alay etmesin. Belki alay ettikleri kimseler, kendilerinden iyidirler. Kadýnlarda baþka kadýnlarla alay etmesin. Belki onlar kendilerinden iyidirler. Birbirinizde kusur aramayýn; birbirinizi kötü lakaplarla çaðýrmayýn. Ýnandýktan sonra fasýk (yoldan çýkmýþgöz kırpma olmak ne kötü bir addýr. Kim tevbe etmezse, Ýþte onlar, zalimlerdir..

Ey inananlar! Zandan çok sakýnýn. Zira zanlarýn bir kýsmý günahtýr. Birbirinizin gizli þeylerinizi araþtýrmayýn; biriniz diðerinizi arkasýndan çekiþtirmesin. Biriniz ölmüþ kardeþinin etini yemeyi sever mi? Ýþte bundan iðrendiniz. O halde Allah'tan korkun, þüphesiz Allah, tevbeyi çok kabul eden, çok esirgeyendir.
hucurat suresi 11-12

Ýslam'ýn Kur'an-ý Kerim'in yol göstericiliði ile kurmuþ olduðu üstün insan topluluðunun yüce bir edebi vardýr. O toplumda herkesin dokunulmaz bir haysiyeti vardýr. Bu haysiyet o toplumun haysiyetidir. Herhangi bir bireyi ayýplamak bizzat insanýn kendisini ayýplamasý gibidir. Çünkü toplumun tümü birdir, bir bütündür ve haysiyeti birdir.

Kur'an-ý Kerim bu ayette mü'minlere þu sevimli sesleniþle "Ey inananlar" diyerek sesleniyor. Ve aralarýnda bir toplumun diðerini yani bir grup erkeklerin diðer grup erkekleri alaya almalarýný yasaklýyor. Gerekçe olarak da alay edilenlerin belki yüce Allah katýnda onlardan daha hayýrlý olabileceklerini gösteriyor. Ya da bir grup kadýnlarýn diðer grup kadýnlarla alay etmesini yine ayný gerekçe ile, yani alaya alýnan kadýnlarýn yüce Allah'ýn ölçüsünde daha hayýrlý olabileceði gerekçesi ile yasak ediyor.

Bu kutsal ifadede, erkeklerin kendilerinde ve kadýnlarýn da kendilerinde gördükleri "dýþ deðerler"in insanlarýn tartýldýðý gerçek ölçüler olmadýðýnýn gizliden gizliye imasý vardýr. Ve ortada baþka deðerler de vardýr. Belki onlara gizli kalmýþ olabilir. O deðerleri yüce Allah bilmekte ve kullarýný onunla tartmakta ve deðerlendirmektedir. Zengin bir kimse fakir bir adamla alay edebilir. Güçlü bir adam zayýf bir kimse ile alay edebilir. Vücudu düzgün olan böyle olmayanla, zeki olan saf ve eðitim görmemiþ birisi ile alay edebilir. Çocuklu olan kýsýr olanla akrabasý olan yetimle alay etmiþ olabilir... Aynen bunun gibi güzel olan kadýn çirkin ile, genç olan yaþlý ile, vücudu düzgün olan vücudu kusurlu olanla, zengin olan fakirle alay etmiþ olabilir. Fakat bütün bunlar ve benzerleri, yeryüzünün deðerleridir, gerçek ölçü deðildir. Yüce Allah'ýn terazisi bunlardan baþka aðýrlýklarla yükselir ya da alçalýr.

Ancak ne varki Kur'an-ý Kerim sadece bu ima ile yetinmiyor. Aksine iman kardeþliðini harekete geçiriyor ve iman edenlere kendilerinin adeta "bir tek kiþilik"ten ibaret olduklarýný, içlerinden birisini ayýplayanýn kendisini ayýplamýþ olacaðýný hatýrlatýyor. "Belki alay ettikleri kimseler kendilerinden iyidirler." Ayette geçen "lemz" kelimesi ayýp anlamýnadýr. Fakat bu sözün öyle bir týnýsý ve çaðrýþýmý var ki, sanki bu söz gözle görülen bir yaralamadýr yoksa manevi bir ayýplama deðildir.

Alaya alma ve ayýplamaya kiþilerin hoþlanmadýðý alay ve ayýp duygusuna kapýldýklarý kötü lakap takma da dahildir. Mü'minin diðer mü'min üzerindeki haklarýndan biri de kendisini küçük düþürecek ve hoþuna gitmeyecek kötü lakaplarla çaðýrýlmamasýdýr. Mü'minin mü'mine karþý edeb kurallarýndan biri böyle yakýþtýrmalarla kardeþini üzmemesidir. Nitekim Resulullah cahiliyet devrinde takýlmýþ olan isim ve lakaplarý deðiþtirmiþtir. Resulullah'ýn o lakap ve isimlerde ince hissi ve yüce kalbi sahabelerini küçük düþürecek ya da kendilerini horlayýcý nitelikle niteleyen unsurlarý hissetmiþtir.

ZANDAN KAÇININ

Ayet yüce Allah'ýn ölçüsündeki gerçek deðerleri ima ettikten, kardeþlik duygusunu harekete geçirdikten, hatta bir tek kiþilikte bütünleþme bilincini vurguladýktan sonra imanýn anlamýný ele alýyor ve mü'minleri bu þerefli niteliði yitirmemeleri için uyarýyor. Alaya alma, ayýplama ve lakap takma gibi hareketlerle imandan sapmamalarý için onlarýn dikkatini çekiyor. "Ýnandýktan sonra fasýk olmak ne kötü bir addýr." Bu iman ettikten sonra dönmek gibi bir þeydir. Sonra ayet bunu zulüm kabul ederek onlarý tehdid etmektedir. Zulüm kelimesi bilindiði gibi þirki ifade eden terimlerden birisidir. "Kim tevbe etmezse iþte onlar zalimlerdir." Ýþte ayet, bu üstün ve þerefli topluma ruhsal terbiye kurallarýný böylece yerleþtiriyor.



12- Ey inananlar! Zandan çok sakýnýn. Zira zanlarýn bir kýsmý günahtýr. Birbirinizin gizli þeylerinizi araþtýrmayýn; biriniz diðerinizi arkasýndan çekiþtirmesin. Biriniz ölmüþ kardeþinin etini yemeyi sever mi? Ýþte bundan iðrendiniz. O halde Allah'tan korkun, þüphesiz Allah, tevbeyi çok kabul eden, çok esirgeyendir.

Bu ayet ise, þerefli ve üstün olan toplumda kiþilerin haysiyeti, özgürlükleri ve kiþilikleri etrafýnda bir baþka dokunulmazlýk duvarý daha örmektedir. Bu duvarý ayet, onlara duygularýný ve vicdanlarýný nasýl temizleyeceklerini etkileyici ve akýllara hayret verecek bir üslup içinde öðretirken örmektedir.

Bu ayet surenin genel örgüsüne uygun olarak, þu sevimli sesleniþ ile baþlamaktadýr. "Ey inananlar" Sonra ayet, bu üstün toplumun fertlerine birçok zandan kaçýnmalarýný emretmekte ve baþkalarý için içlerinde doðan zan, þüphe ve kuþkuya kendilerini kaptýrmamalarýný istemektedir. Kutsal ayet bu emrin sebebini "Zira zanlarýn bir kýsmý günahtýr." þeklinde açýklamaktadýr. Buradaki yasak zannýn çoðuna yönelik olup kural olarak bazý zanlar günah olduðuna göre, bu ifadenin insanýn ruhuna býraktýðý ilham kötü zandan tamamen kaçýnýlmasýdýr. Çünkü insan hangi zannýn günah olacaðýný bilemez.

Kur'an-ý Kerim vicdanlara kötü zanla kirlenip de günaha girmemesi için böylece temizler. Ve vicdaný her türlü düþünce ve kuþkudan temiz kýlýp uzak tutarak yaratýldýðý gibi bembeyaz lekesiz býrakýr. Böylece o vicdanýn sahibi din kardeþlerine kötü zannýn yýpratamýyacaðý bir sevgi besler, þek ve þüphelerin kirletemeyeceði bir duruluk kazanýr, endiþe ve beklentilerin bulandýramayacaðý bir iç huzuru kazanýr. Kötü zanlardan arýnmýþ bir toplumda yaþamak ne kadar huzurludur!

Ancak ne varki, bu durum islamda, bu parlak ve þerefli noktada, yani vicdanlarýn ve kalplerin eðitimi noktasýnda kalmaz. Aksine bu ayet, insanlarýn birbirleri ile iliþkilerinde uyulmasý gereken bir prensip getirirken, islamýn tertemiz toplumunda yaþayan insanlarýn haklarý çevresinde de bir koruma duvarý örer. Dolayýsý ile bu toplum da kiþiler bir töhmetten dolayý cezalandýrýlmazlar, bir þüpheden dolayý yargýlanmazlar ve insanlarýn yargýlanmalarýnda zan asýl temel dayanak olamaz. Hatta, zan, insanlar hakkýnda ya da çevreleri üzerinde kovuþturma için bile gerekçe olamaz. Resulullah -salât ve selâm üzerine olsun- : "Bir zanda bulunduðun zaman kovuþturmasýný yapma" buyurur (Bu hadisi, Harise b. Numan kanalý ile rivayet eder). Bunun anlamý, insanlar sorguya çekildikleri þeyi iþledikleri açýktan açýða ortaya çýkan kadar suçsuz, haklarý ve özgürlükleri dokunulmaz kabul edilir demektir. Ve yine, insanlarýn çevrelerinde dönüp dolaþan zanný kovuþturmak gayesi ile takip edilebilmesi için zan yeterli gerekçe deðildir.

Ýnsanlarýn haysiyetlerini, haklarýný, özgürlüklerini ve þereflerini korumada bu ayetin ulaþtýðý boyuta hangi sistem ulaþabilir? Acaba demokrasi, özgürlük ve insan haklarýný korumada gözleri kamaþtýran en güzel ülkenin bu uðurda varmýþ olduðu son nokta, Kur'an-ý Kerim'in iman edenlere bu çaðýrýsý yanýnda hangi seviyeye ulaþabilir? Nitekim islam toplumu gerçekten bu prensip üzerine kurulmuþ ve bu toplum bu prensibi önce vicdanýnda gerçekleþtirmiþ sonra da hayata geçirmiþtir.

Sonra yüce Allah toplumun garanti altýna alýnmasý ile ilgili olarak zanlardan kaçýnma ile ilintili bir baþka prensibe geçiyor. "Birbirinizin gizli þeylerini araþtýrmayýnýz."

Kusur araþtýrmak, kötü zanný izleyen bir hareket olabileceði gibi, onunla ilgisi olmadan baþlýbaþýna eksikliði ortaya çýkarmak ve insanýn kötü durumlarýný öðrenmek için yapýlabilir.

Kur'an-ý Kerim, ahlâkýn ve kalplerin temizliði hedefine uygun olarak bu aþaðýlýk harekete ahlâki yönden karþý koyuyor ve böylece baþkalarýnýn kusurlarýný araþtýrmak ve fenalýklarýný ortaya çýkarmak gibi aþaðýlýk yöneliþlerden kalpleri temizlemeyi hedef ediniyor.

Fakat bu mesele, etkisi açýsýndan bundan daha uzak boyuta sahiptir. Bu aslýnda, islamýn sosyal sisteminde, yasama ve yürütme sisteminde uyguladýðý ana prensiplerden birisidir.

Elbette ki insanlarýn, hiçbir durumda çiðnenemez ve hiçbir halde dokunulamaz özgürlükleri, dokunulmazlýklarý ve haysiyetleri vardýr.

Þerefli ve yüce islam toplumunda insanlar canlarý, yuvalarý, sýrlarý ve ayýplarýndan emin olarak yaþarlar. Hangi gerekçe ile olursa olsun, insanlarýn can, konut, gizli sýrlar ve ayýp dokunulmazlýðý çiðnenemez. Hatta bir suçu izleme ve kovuþturma izni islam düzeninde insanlarýn ayýplarýný araþtýrmak için bahane olamaz. Herkes dýþ görünüþüne göre deðerlendirilir. Dolayýsý ile insanlarýn içlerini kimsenin araþtýrmaya hakký yoktur. Ýnsanlar, ancak ve ancak dýþa vurduklarý suçlar ve aykýrý davranýþlarý nedeni ile cezalandýrýlýrlar. Hiçbir kimsenin birisi hakkýnda zanda bulunmaya, tahmin yürütmeye hatta insanlarýn gizlice herhangi bir yasak hareketi yapýp yapmadýklarýný öðrenmeye ve bunun için onlarýn ayýplarýný araþtýrmaya ve onlarý yakalamaya hakký yoktur. Yapabilecek tek þey vardýr: O da suçlunun suçu iþlediði ve bunu açýða vurduðu zaman, her suç için islamýn getirdiði ve belirttiði diðer garantiler eþliðinde cezalandýrýlmasýdýr.

Ebu Davut anlatýr: Bize Ebu Þeybe oðlu Ebu Bekir, ona da Muaviye, ona A'meþ Vehb'in oðlu Zeyd'den naklederek haber verir: Bir adam Ýbni Mesud a getirilir. Ona: "Þu adam filancadýr. Sakalýndan þarap damlýyor" derler. Ýbni Mesud der ki: "Bizlere, baþkalarýnýn kusurunu araþtýrmak yasak edildi. Eðer bir kiþi suçunu açýða vurursa onu cezalandýrabiliriz "

Mücahid de "Birbirinizin gizli þeylerini araþtýrmayýn" ayetini, sizler için açýða çýkaný alýn, Allah'ýn örttüklerini býrakýn demektir diye açýklar.

Ýmam Ahmet Ukbe'nin katibi Düceyn'den nakleder: Düceyn Ukbe'ye der ki: "Bizim þarap içen komþularýmýz var. Ben polisi çaðýrýp bunlarý yakalatacaðým." Ukbe: "Böyle davranma, onlara öðüt ver ve tehdit et onlarý" der. Düceyn öyle yapar fakat komþularý þarap içmekten vazgeçmezler. Bunun üzerine Düceyn yine Ukbe'ye gelir ve "Ben onlarý içki içmemeye çaðýrdým fakat vazgeçmediler. Ben polis çaðýracaðým, onlarý yakalasýn der. Bunun üzerine Ukbe: "Yazýklar olsun sana. Sakýn yapma! Çünkü ben Resulullah'ýn þöyle dediðini iþittim: "Kim bir mü'minin ayýbýný gizlerse, sanki diri diri topraða gömülmüþ bir kýzý diriltmiþ gibi olur"

Süfyan es-Sevri Sa'd oðlu Raþid'den, o da Ebu Süfyan oðlu Muaviye den nakleder. Muaviye der ki: Ben Peygamber'i þöyle derken iþittim: "Eðer,sen insanlarýn ayýplarýný araþtýrýrsan onlarý bozmuþ ya da bozmaya yaklaþtýrmýþ olursun." Ebu'd-Derda der ki: "Hz. Muaviye'nin duymuþ olduðu bu sözden yüce Allah kendisini faydalandýrsýn."

Ýþte ayet, islam toplumunun temel sisteminde yer almak için yolunu tutmuþ ve sadece vicdanlarý süslemek ve kalpleri temizlemekle kalmamýþ, aksine insanlarýn dokunulmazlýklarý, haklarý ve özgürlükleri etrafýnda bir koruyucu duvar olmuþtur. Artýk onlara yakýndan veya uzaktan herhangi bir bahane veya perde altýnda dokunulamamýþtýr.

Bu ileri görüþlülük ve yüksek ufuk nerede? Bindörtyüz sene sonra, dünyanýn demokraside, özgürlükte ve insan haklarýný korumada en ileri olan ülkesi nerede?

Bundan sonra, Kur'an'ýn eþsiz bir þekilde ortaya koyduðu hayret verici bir üslup içinde dedi-kodu yasaklanmasý geliyor:

"Biriniz diðerinizi arkasýndan çekiþtirmesin. Biriniz ölmüþ kardeþinin etini yemeyi sever mi? Ýþte bundan iðrendiniz: '

Birbirinizi çekiþtirmeyiniz. Sonra yüce Allah öyle bir sahne sunuyor ki bizlere, en kaba gönüller ve en az duyarlý ruhlar bile bu sahneden, çekinir ve tiksinir. Bu sahne kardeþinin etini yiyen bir kardeþin tablosudur... Ölü kardeþinin eti... Sonra yüce Allah, onlardan önce davranarak, tiksinti uyandýran bu hareketten onlarýn hoþlanmadýklarýna göre çekiþtirmekten de hoþlanmýyacaklarýný ediyor.

Ayette insanlara yasak etmiþ olduðu kötü zan, ayýp araþtýrma, dedi-kodu takva duygusunu coþturma ile, bu gibi günahlardan iþleyenlerin rahmet arzusu ile derhal tevbeye koþmalarýný tavsiye izliyor. "Allah'tan korkun. Þüphesiz ki Allah tevbeyi çok kabul eden, çok esirgeyendir." Bu ayet de, müslümanlar topluluðunun hayatýna nüfuz ediyor ve insanlarýn dokunulmazlýðý etrafýnda bir duvara kalplerde ve gönüllerde de derin bir edeb kuralýna dönüþüyor. Bu dedi-kodu konusunda Resulullah -salât ve selâm üzerine olsun- da Kur'an'ýn iðrenç gýybetin görüntüsünden korku, tiksinti uyandýrmada akýllara durgunluk veren üslubuna uygun olarak çok titiz davranýrdý.

Ebu Davud'un naklettiði bir hadiste, Ka'nebi'den, o Muhammed oðlu Abdulaziz'den, o Ala'dan, Ala babasýndan, babasý da Hz. Ebu Hüreyre'den þu hadisi nakleder: Peygamber'e "Gýybet nedir ya Resulallah?" diye sorulur. Resulullah "Gýybet din kardeþini hoþlanmýyacaðý bir þeyle anmandýr" deyince, peki "Ya söylediðim nitelikler kardeþimde varsa?" diye sorulunca, Resulullah -salât ve selâm üzerine olsun- "Eðer söylediðin nitelikler onda varsa onu gýybet etmiþ olursun, eðer söylediklerin onda yoksa, ona iftira etmiþ olursun" buyurur. (Bu hadisi Tirmizi rivayet eder ve sahih olduðunu bildirir)

Ebu Davut, Müsedded, Yahya, Süfyan, Akmar oðlu Ali, Ebu Huzeyfe, Hz. Ali senet zinciri ile þu hadisi bizlere nakleder: Hz. Aiþe der ki: Resulullah'a "Safiyye'nin þöyle þöyle olmasý sana yeter" dedim. (Müsedded'in rivayetine göre boyunun kýsalýðýný kastetmiþti) Bunun üzerine Resulullah "Öyle bir söz söyledin ki, þayet denizin suyuna karýþtýrýlsa idi onu bulandýrýrdý" buyurur. Hz. Aiþe der ki: Resulullah'a birisini anlattým da bana dedi ki: "Baþýma þu þu hallerin geleceði tehdid edilirken bir baþka insanýn durumundan söz edilmesini sevmem."

Yine Ebu Davut, Malik oðlu Enes'ten nakleder ve der ki: Resulullah -salât ve selâm üzerine olsun- der ki: "Miraca çýktýðým gece, bakýrdan týrnaklarý olan ve yüzlerini göðüslerini týrmalayan bir topluluk gördüm. "Bunlar da kim ey Cebrail?" dediðimde, bana "Bunlar insanlarýn etlerini yiyen ve haysiyetlerine dil uzatanlardýr" dedi."

Maiz ve Gamidiye, birlikte zina ettiklerini itiraf edince, bu suçlarýný hiçbir zorlama olmaksýzýn kendi arzularý ile ikrar edip Resulullah'a kendilerini temizlemesi için direttiklerinde, Resulullah da onlarý recm ederek idam eder. Sonra Peygamber birisinin, arkadaþýna: "Gördün mü þu Allah'ýn günahýný örttüðü, fakat nefsini köpekler gibi recm edilmesine yol açtýðý kimseyi?" dediðini iþitir. Resulullah bir süre yürüdükten sonra, bir merkep leþine rastlar ve "Filanca ile filanca neredeler?" diye sorar. Sonra bu kiþilere, "Ýninde þu merkep leþinden yiyin bakalým" der. Onlar: "Allah baðýþlasýn seni ey Allah'ýn Resulü. Hiç yenir mi bu?" deyince, Resulullah "Biraz önce kardeþinize yaptýðýnýz hakaret bunu yemekten daha beterdir, kudret eli ile yaþadýðým yüce Allah'a yemin ederim ki, onlar þu anda, o cennet ýrmaklarý içerisinde yüzüyorlar" der. (Ýbni Kesir tefsirinde rivayet eder ve isnat zinciri için sahihtir der)

Ýþte böyle deðiþmez, sürekli bir tedavi ile islam toplumu temizlenmiþ ve yücelmiþ ve bulunmuþ olduðu noktaya yeryüzünde yürüyen bir düþ, tarihin koynunda gerçekleþmiþ bir ideal olma noktasýna ulaþmýþtýr...

Ýman edenlere yapýlan bu tekrar tekrar sesleniþlerden, onlarý sosyal ve psikolojik eðitimin yüce ve parlak ufkuna yükselttikten sonra... Ýnsanlarýn haysiyetleri, özgürlükleri ve dokunulmazlýklarý etrafýnda güçlü garanti duvarlarýný ördükten sonra... Ve bütün bunlarý da onlarýn ruhlarýnda harekete geçirilen "duyarlýlýk" ve yüce Allah'ý O'nun korkusunu bilme ile garanti altýna aldýktan sonra... Kur'an-ý Kerim, bu yüce ufka kurmuþ olduðu þu basamaklardan sonra, renk renk ve cins cins insanlýðýn tümüne seslenerek, onlarý bir tek kök ve bir ölçüye baðlýyor. Ki bu yüce ufka yükselen bu seçilmiþ insan topluluðu bu bir tek kök ve tek ölçü üzerinde durmaktadýr.

fizilal-i Kurandan seyyid kutub
wesselam
Gönderen: 29.03.2007 - 10:41
Bu Mesaji Bildir   muhammed yusa üyenin diger mesajlarini ara muhammed yusa üyenin Profiline bak muhammed yusa üyeye özel mesaj gönder muhammed yusa üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
rifat56 su an offline rifat56  
5108 Mesaj -

Eyvahhh demeden,
ALLAH diyelim.
Kötü kalpli olanlardan olmayalým ÝNÞAALLAH...
Hayata yaþama güzel bakmalý Kalplerimizi zan altýnda býrakmamalý.
Hayat kýsa Ölüm ani hani bunun kimde vebali demeden yola çýkmalý.


Gönderen: 29.03.2007 - 11:30
Bu Mesaji Bildir   rifat56 üyenin diger mesajlarini ara rifat56 üyenin Profiline bak rifat56 üyeye özel mesaj gönder rifat56 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
runal su an offline runal  
65 Mesaj -
Güzel sanma veya bir þeyin iyiliði üzerinde inanç beslemedir. Bunun karþýtý Suizan (kötü sanma)‘dýr. Ýnsan kötüzan beslemekte hiç bir zaman aþýrý gitmemelidir. Hiç kimse hakkýnda da yok yere kötüzanda bulunmamalýdýr.

Doðrusu, herhangi bir kimse hakkýnda körü körüne “Pek iyi bir insandýr“ diye hüküm vermek de hüsnü zanný kötüye kullanmak olacaðýndan iyi bir davranýþ deðildir. Onun bunun iþlerini araþtýrmak, kusurlarýný öðrenme arzusunda bulunmak, tecessüs denilen, kötü zandan doðan ve ahlaka aykýrý olan bir harekettir ve haramdýr. Bunun hakkýnda Kur‘an-ý Kerim‘de buyurulmuþtur:
Gönderen: 29.03.2007 - 11:42
Bu Mesaji Bildir   runal üyenin diger mesajlarini ara runal üyenin Profiline bak runal üyeye özel mesaj gönder runal üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 849 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
Suayb (46), cuneytarkin82 (49), emira (40), ibrahim13 (50), geylani2 (42), ilknur1977 (47), mhmtyel (43), Müslüman kiz (30), hitoprak (51), solmayan-gül (39), pancoloji (39), gül_güzeli (39), güle güle (37), Sueda (38), suvari (41), teacherone (45), kudüs (48), sensinnn (38), Isik Hafize (39), masumca (51), muradmurad (45), burku (36), hatice.d (47), ismail arabaci (37), ariiff (43), nur44_55 (42), deepsilver (36), _SON_NEFES_ (32), onur5844 (52), sailor2005 (67), canfeza (37), saltanat (45), saltiks (50), van65 (), Taha1 (38)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.58598 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.