generique colchicine ivermectine ivermektine kaletra kaletra bedranol bekunis dragees beloc cor beloc zok beloc benicar hct benicar benzoyl betagan betapace betaprol betnesol betnovate biaxin bilol comp bilol bimatoprost binaldan binordiol blocadren bocatriol bondronat bonidon boniva brand cialis brand levitra brand viagra brexidol buspar butohaler butovent bystolic cabaser calan sr calan calcijex calcium sandoz canasa canestene cardaxen plus cardaxen
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » TARİH / SİYASET / EKONOMİ » OSMANLI TARİHİ ve MEDENİYYETİ » Kızıl Sultan Dedikleri Mübarek Hakkında (II.Abdulhamid Han hz.)

önceki konu   diğer konu
16 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
rahmete.muhtac su an offline rahmete.muhtac  
Kızıl Sultan Dedikleri Mübarek Hakkında (II.Abdulhamid Han hz.)
86 Mesaj -
Rivayet edilirki;
Karanlýk bir istanbul gecesinde,bu mübarek aniden faytoncusunu çaðýrtýp arabasýný hazýrlatýr ve yola çýkar.O sokaktan geçer bu sokaktan girer derken büyük bir konaðýn önünde durmasýný söyler faytoncuya.Kýlýcýný kuþanmýþ bir vaziyette faytondan inen mübarek kapýyý çalar.Genç bir adam açar kapýyý ve mübarek hemen kýlýçýyla kafasýný uçurur adamýn.Faytoncu hayretler içinde kalýr ama soramaz tabii.Tekrar arabaya binip saraya dönerler hiç bir kelam etmeden.
Arabacý merak eder ve artýk duramaz gecenin karanlýðýnda gittikleri için konaðý tekrar bulmasý zor olur ama bulur.Bu sefer kapýyý ihtiyar bir kadýncaðýz açar.Arabacý hal hatýr ve kendini tanýttýktan sonra olayý izah eder,"ben Padiþah efendi hazretlerinin faytoncusuyum bir hafta önce buraya geldik ve kapýyý genç bir adam açtý ancak hünkarým kafasýný kýlýcýyla kopardý sebebi hikmeti ne ola" Kadýncaðýz adamý içeri davet eder ve olayýn özünü anlatýr."Ben varlýklý bir ailenin hanýmýydým.Eþim ölünce bütün malvarlýðýmýzý tek evladýmýz oðlumuz iþki kumar hevesine harcayýp bitirdi.O gün yine içkili geldi eve çok sarhoþtu.Bana sarkýntýlýk etmeye baþladý.Bende rabbime el açtým "rabbim bu günahý evladýma yazmadan bir veli gönderki ya onun yada benim caným alsýn" iþte o an kapý çaldý ve yanýna gittiðimde ölmüþtü."

Ey Rahmeti Bol Olan Rabbim Bütün Ümmeti Muhammedi Günahlardan Arýndýr,Islah Eyle

Siz karar verin nasýl bir kýzýllýk bu........
Allah böyle mübareklere dil uzatanlarýn müstehakýný versin....
Gönderen: 26.08.2006 - 10:55
Bu Mesaji Bildir   rahmete.muhtac üyenin diger mesajlarini ara rahmete.muhtac üyenin Profiline bak rahmete.muhtac üyeye özel mesaj gönder rahmete.muhtac üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Hadimül Islam su an offline Hadimül Islam  
618 Mesaj -
Ona dil uzatanlar,
girdikleri bataklikta boguldu.

Kimi pisman oldu,
hatasindan döndü.

Onun ne kadar büyük bir Dahi oldugunu ancak onu kaybettikten sonra anlayabildiler.

O bir Idareci idi,
O bir Kumandan idi,
O bir Dahi idi,
O insanligin nadir gördügü büyük bir önder idi,
O Hakka ve Hakka asik olanlarin sevdalisi idi,
Seriatin ve Sünnet-i Muhammedin tavizsiz tatbikcisi idi,
O bir Veli idi,

fakat,
asla,

kizil sultan degildi!

Eline saglik kardesim, hatirlattigin icin!
Gönderen: 26.08.2006 - 15:39
Bu Mesaji Bildir   Hadimül Islam üyenin diger mesajlarini ara Hadimül Islam üyenin Profiline bak Hadimül Islam üyeye özel mesaj gönder Hadimül Islam üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
rahmete.muhtac su an offline rahmete.muhtac  
RE:
86 Mesaj -
Alıntı
Orijýnalý vatandas72

Ona dil uzatanlar,
girdikleri bataklikta boguldu.

Kimi pisman oldu,
hatasindan döndü.

Onun ne kadar büyük bir Dahi oldugunu ancak onu kaybettikten sonra anlayabildiler.

O bir Idareci idi,
O bir Kumandan idi,
O bir Dahi idi,
O insanligin nadir gördügü büyük bir önder idi,
O Hakka ve Hakka asik olanlarin sevdalisi idi,
Seriatin ve Sünnet-i Muhammedin tavizsiz tatbikcisi idi,
O bir Veli idi,

fakat,
asla,

kizil sultan degildi!

Eline saglik kardesim, hatirlattigin icin!



Deðerli kardeþim cümlemizin ellerine saðlýk.Fakat HÝÇ UNUTMAMK LAZIM BU MÜBAREKLERÝ DEÐÝL MÝ?...
Gönderen: 26.08.2006 - 16:39
Bu Mesaji Bildir   rahmete.muhtac üyenin diger mesajlarini ara rahmete.muhtac üyenin Profiline bak rahmete.muhtac üyeye özel mesaj gönder rahmete.muhtac üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
vehbi70 su an offline vehbi70  
919 Mesaj -
rahmete.muhtac ALLAH razýolsun kardeþim eline saðlýk geçmiþini bilmeyen geleçeðini bilemez...
Gönderen: 26.08.2006 - 18:33
Bu Mesaji Bildir   vehbi70 üyenin diger mesajlarini ara vehbi70 üyenin Profiline bak vehbi70 üyeye özel mesaj gönder vehbi70 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
rahmete.muhtac su an offline rahmete.muhtac  
Konu icon    RE:
86 Mesaj -
Alıntı
Orijýnalý vehbi70

rahmete.muhtac ALLAH razýolsun kardeþim eline saðlýk geçmiþini bilmeyen geleçeðini bilemez...



Cümlemizden Allah (c.c.) Razi olur inþaallah
Gönderen: 26.08.2006 - 18:37
Bu Mesaji Bildir   rahmete.muhtac üyenin diger mesajlarini ara rahmete.muhtac üyenin Profiline bak rahmete.muhtac üyeye özel mesaj gönder rahmete.muhtac üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
vehbi70 su an offline vehbi70  
Abdülhamid Han II (biyografisi)
919 Mesaj -

Abdülhamid Han II
Osmanlý padiþahlarýnýn otuz dördüncüsü ve Ýslam halifelerinin doksan dokuzuncusu. Sultan Abdülmecid in ikinci oðlu olup 1842 de Tir-i Müjgan Sultandan doðdu. On yaþýnda iken annesini kaybeden þehzade Abdülhamid, babasýnýn emriyle Perestu Kadýn Efendinin himayesine verildi. Özel hocalar tayin edilerek iyi bir eðitime tabi tutuldu. Arapçayý, Ferid ve Þerif efendilerden, Farsça'yý kazasker Ali Mahvi Efendi ve Sadrazam Safvet Paþadan; tefsir, hadis, fýkýh ilimlerini Gümüþhanevî Ömer Hulusi Efendiden; Fransýzca'yý Gardet, Edhem ve Kemal paþalardan ve diðer din ve fen ilimlerini de sahasýnda üstad olan hocalardan öðrendi. Tahsilinden artan zamanlarýný; ata binmek, silah kullanmak ve spor yapmakla deðerlendirirdi.
Þehzade Abdülhamid in zekâ ve hafýzasýnýn son derece yüksek oluþu ile politik kabiliyeti, amcasý olan Sultan Abdülaziz in dikkatini çekti. Nitekim, Sultan Abdülaziz Han, onun daha serbest bir ortamda yetiþmesini saðladý. Mýsýr ve Avrupa seyahatlerinde yanýnda götürdü. Þehzade Abdülhamid de bu imkanlardan en iyi þekilde istifadeye çalýþtý. Yabancý basýný devamlý takip ederek dýþ devletlerin niyet ve emellerini ve gayelerine ulaþabilmek için uyguladýklarý metodlarý çok iyi etüd etti. Ayrýca o, ticari faaliyetlerde de bulundu. Kendisinin marangoz atölyesi ile çiftliði vardý. Toprak iþleriyle meþgul oldu. Koyun besletti. Üstübeç madenleri iþletti. Son derece cömerd olan Þehzade, kazandýðý paralarý saltanatý sýrasýnda din ve devlet iþleri ile fakir ve yoksullara harc etti.

Ýngilizlerden para alarak düþmanýn kuklasý haline gelen Hüseyin Avni Paþa; Midhat, Mütercim Rüþdi, Mahmud Celaleddin ve Nuri paþalar, þeyhülislam Hasan Hayrullah Efendi ile anlaþarak 1876 da Sultan Abdülaziz i tahttan indirdiler ve çok geçmeden de þehid ettiler. Yerine çýkardýklarý þehzade Murad, rahatsýzlýðý sebebiyle ancak üç ay tahtta kalabildi. Bunun üzerine þehzade Abdülhamid otuz dört yaþýndayken 31 Aðustos 1876 Perþembe günü Osmanlý tahtýna oturdu.

Sultan Abdülhamid Han tahta çýktýðýnda, devlet en buhranlý günlerini yaþýyordu. Bosna-Hersek ve Bulgar ayaklanmalarýna Sýrbistan ve Karadað muharebeleri de eklenmiþti. Girit te huzursuzluk had safhadaydý. Rusya, bu karýþýklýkta devletten en büyük payý kapma sevdasýyla savaþ hazýrlýklarý yapýyordu. Yeni Osmanlý Padiþahý ise aktif bir siyaset takip ediyordu. Bütün hükümet üyeleriyle mabeyn personelini saraya davet ederek bir yemek verdi. Burada yaptýðý konuþmada da milli birliðe duyulan ihtiyacý dile getirdi. Tersaneye giderek bahriyelilerle birlikte oturup asker yemeði yedi. Zaman zaman haber vermeden çeþitli camilere gidip, halkýn arasýnda ayný safta namaz kýldý. Sultanýn bu hareketleri asker ve halkýn hoþuna gidiyordu. Nitekim herkeste ve özellikle orduda bir moral düzelmesi görüldü. Bunun neticesi olarak Sýrp cephesindeki ordu önemli baþarýlar kazanmaya baþladý. Osmanlý ordusu Belgrat a girmek üzereyken büyük devletler iþe karýþtýlar. Rusya nýn savaþa derhal son verilmesi konusundaki ültimatomu üzerine Sýrbistan ile üç aylýk ateþkes imzalandý. Diðer taraftan Ýngiltere, Þark Meselesinin Ýstanbul da toplanacak bir konferansta ele alýnmasýný istedi. 23 Aralýk 1876 da Ýstanbul da toplanan Tersane Konferansýndan sonra batýlý devletler Osmanlý Devleti'nin baðýmsýzlýðýný tehlikeye sokacak aðýr hükümler taþýyan teklifler sundular. Bu toplantýdan bir gün önce 23 Aralýk 1876 da Osmanlý Devletinde Kanun-i Esasi ilan edilmiþ ise de batýlýlar bunu nazar-ý dikkate almamýþlardý.

Tersane Konferansý kararlarýný reddetmenin, devletini Rusya ile karþý karþýya býrakacaðýný bilen Sultan Abdülhamid Han, bu teklifleri kabul etmiþ görünerek ortalýðý yatýþtýrmak istiyordu. Ancak Ýngilizlerin kendilerini destekleyeceði vadine aldanan sadrazam Midhat Paþa, mecliste gayrimüslimleri de kendi tarafýna çekmek suretiyle Rusya aleyhine bir konuþma yaptý. Harp aleyhinde rey kullanacak olanlarý; peþinen vatan sevgisizliði ve ihaneti ile itham etti. Neticede meclis, Tersane Konferansý kararlarýný reddetti. Ayrýca Sultan Abdülhamid in devlet iþleriyle çok sýký bir þekilde ilgilenmesini siyasi geleceði açýsýndan tehlikeli gören Midhat Paþa, onu tahttan indirmenin yollarýný aramaya baþladý. Hatta Osmanlý Hanedanýný dahi ortadan kaldýrmayý planlayan Midhat Paþa, konaðýnda topladýðý Namýk Kemal, Ziya ve Rüþdi paþalarla kendi taraftarý olan diðer devlet ileri gelenlerine Al-i Osman yerine Al-i Midhat denilse ne olur? demiþti. Yine sadareti müddetince Müslüman halkýn çoðunlukta bulunduðu vilayetlere azýnlýktan valiler tayin etmek ve Osmanlý ordusunun temeli durumundaki Harbiye Mektebine Rum talebe almak gibi Osmanlý Devletini temelinden yýkabilecek faaliyetler içerisindeydi. Onun bu zararlý icraatlarý üzerine Sultan Abdülhamid Han, Kanun-i Esasi nin kendisine verdiði yetkiye dayanarak Midhat Paþayý sadrazamlýktan uzaklaþtýrdý ve yurt dýþýna sürdü.

Diðer taraftan Midhat Paþa sadrazamlýktan uzaklaþtýrýlmýþ ancak Tersane Konferansý kararlarýný mecliste reddettirmekle Osmanlý Devletini Rusya ile karþý karþýya getirmiþti. Nitekim 24 Nisan 1877 günü Rusya, Osmanlý Devletine resmen harp ilan etti. Mali 1293 senesine rastladýðý için 93 Harbi denilen bu savaþ, Edirne Mütarekesine kadar dokuz ay sürdü. Plevne de Gazi Osman Paþa, doðuda Ahmed Muhtar Paþa'nýn kýsmi baþarýlarýna raðmen savaþ umumi bir bozgunla neticelendi. Ruslar Edirne ye girdiler ve Yeþilköy e kadar geldiler. Doðuda ise Kars düþmüþ ve Rus kuvvetleri Erzurum a yaklaþmýþtý (Bkz. Doksanüç Harbi). Savaþlarda on binlerce Müslüman-Türk þehid olurken, bir o kadarý da Ýstanbul a akýn etti. Muhacirler bir plan içinde Anadolu nun çeþitli bölgelerine yerleþtirilmeye çalýþýldý. Bu sýrada memleketin tek karar organý olan mecliste de tam bir anarþi hüküm sürmekte ve milletvekilleri hiçbir meselede bir araya gelememekte idiler.

Bu vaziyet karþýsýnda Sultan Abdülhamid Han, Ýngiltere yi devreye sokarak savaþýn sona erdirilmesini saðladý. Arkasýndan devletin baþýna böyle bir felaketin gelmesine sebep olan, savaþýn bitmesi ile de bu durumda hiçbir mesuliyeti yokmuþ gibi padiþahý suçlamaya baþlayan Meclis-i Mebusan ý süresiz kapattý (13 Þubat 1878). Bu arada Rusya ateþkesin saðlanmasýndan hemen sonra Osmanlý Devleti ile antlaþma imzalayarak galip gelmenin avantajýný iyi kullanmak istiyordu. Nitekim 3 Mart 1878 de imzalanan Ayastefenos Antlaþmasý, Osmanlýlar için çok aðýr ve feci þartlar getiriyordu. 29 Maddelik antlaþmaya göre, batýda büyük bir Bulgaristan prensliði kurulacak, Makedonya, Batý Trakya, Kýrklareli bir Rus kuklasý olarak düþünülen bu otonom prensliðe verilecekti. Kars, Ardahan, Batum Rusya ya verilip, Karadað ve Sýrbistan ýn istiklalleri kabul edilecekti. Ayrýca Osmanlý Devleti, Rusya ya 245 milyon Osmanlý altýný harp tazminatý verecekti.

Sultan Abdülhamid Han devleti için çok tehlikeli olan bu antlaþmayý kabul etmedi. Diðer taraftan Hind yolunun tehlikeye girdiðini gören Ýngiltere de, Paris Antlaþmasý'ný ihlal ettiði iddiasýyla Ayastefenos Antlaþmasýnýn milletlerarasý bir konferansta gözden geçirilmesini istedi. Ayrýca Ýngiltere toplanacak olan bu konferansta Osmanlý Devletini desteklemek vadi ile bazý tavizler kopardý. Kýbrýs ýn idaresinin geçici olarak Ýngiltere ye býrakýldýðý antlaþma, 4 Haziran 1878 de imzalandý. Sultan Abdülhamid Han hükümetin bir oldu bitti ile imzaladýðý bu antlaþmayý kabul etmemek için çok direndi. Ýngilizler askeri tehditte bulundular. Bunun üzerine Padiþah, Kýbrýs ta hükümranlýk haklarýna asla zarar verilmeyeceði konusunda Ýngilizlerden bir belge almak suretiyle antlaþmayý onayladý. Buna raðmen Ýngiltere 13 Temmuz 1878 de imzalanan Berlin Muahedesi'nde Osmanlýlara vaad ettiði desteði vermedi. Her ne kadar Berlin muahedesi ile daha önce kaybedilen bazý topraklar geri alýndý ise de Osmanlýlar ümid ettikleri sonuca ulaþamadýlar. Çünkü Kýbrýs ýn Ýngiltere ye býrakýlmýþ olmasý diðer devletlerin de bu konudaki faaliyetlerini arttýrdý. Ýngiltere nin teþvikiyle Bosna-Hersek in idaresi Avusturya ya býrakýldý. 1881 de Fransa Tunus a, ertesi yýl Ýngiltere Mýsýr a bir oldu bitti ile el koydular. Bulgarlar da 1885 te Doðu Rumeli eyaletini iþgal ettiler.

Sultan Abdülhamid Hanýn tahta çýktýðý iki yýl içinde geliþen feci olaylarda padiþahýn sorumluluðu yok denecek kadar azdý. Çünkü bu sýrada Osmanlý dýþ siyasetine yön veren devlet adamlarý yabancý diplomatlarýn tesirinden çýkamýyorlardý. Devletin yüksek menfaatlerini bir kenara iterek yabancý devletlerin çýkarlarýna alet olmuþlardý. Bu yanlýþ tutum dolayýsýyla devletin dýþ itibarý sarsýlmýþ, Ýstanbul ve Berlin kongrelerinde devlet adamlarý hakaret derecesine varan muameleye maruz kalmýþlardý. Bu sebeple milletlerarasý politikada devletin baðýmsýzlýk ve toprak bütünlüðünü savunmayý birinci hedef gören Sultan Abdülhamid Han, hükümet üyelerinden bu hususta raporlar istedi. Ayrýca son yüz yýldýr Osmanlý Devletinin baþýna gelen felaketlerin dýþ devletlerin piyonu olmuþ Osmanlý devlet adamlarýnýn basiretsiz tutumlarýndan kaynaklandýðýný anlayan ve Hüseyin Avni Paþa gibi Ýngilizlerden para bile alanlarý gören Padiþah, devlet hizmetinde çalýþanlarý kontrol etmek üzere kuvvetli bir istihbarat teþkilatý kurdu. Nitekim Sultan Abdülhamid de bu teþkilatý; Vatandaþý deðil, hazineden maaþ aldýklarý, Osmanlý nimetiyle gýrtlaklarýna kadar dolu olduklar halde devletine ihanet edenleri tanýmak ve takip etmek için kurduðunu belirtmektedir.

Gerçekten de Sultan Abdülhamid in bu tedbirleri almasýndaki isabeti çok geçmeden görüldü. Ýngiliz taraftarý olup devletin ancak Ýngiliz yardýmý ile kurtulabileceðine inanan Ali Suavi, Galatasaray Lisesi Müdürlüðünden azledilmesini hazmedemeyerek Çýraðan Sarayýna bir baskýn düzenledi. Ali Suavi nin hedefi, Sultan Abdülhamid Haný saltanattan düþürmek ve yerine Beþinci Murad ý tekrar padiþah yapmaktý. Fakat Beþiktaþ Zaptiye Amiri Hasan Paþa, kýsa sürede isyaný bastýrdý. Çýkan vuruþma sýrasýnda Ali Suavi öldürüldü (20 Mayýs 1878).

Sultan Abdülhamid Han, amcasý Sultan Abdülaziz i þehid ettiren Midhat Paþa ve arkadaþlarýnýn yargýlanmasý için 27 Haziran 1881 de Yýldýz Mahkemesini kurdurdu. Bu sýrada suçluluðun verdiði bir duygu ile mahkemeye çýkmaktan korkan Midhat Paþa, Ýzmir de Fransýz Konsolosluðuna sýðýndý. Fransýzlar, Midhat Paþayý teslim etmek istemedilerse de Padiþah ýn sert direktifi karþýsýnda duramayýp teslime mecbur kaldýlar. Nitekim mahkeme sonucunda da suçlu görülen Midhat Paþa ve arkadaþlarý idama mahkum edildiler ise de, Padiþah verilen cezalarý müebbed hapse çevirdi.

Öte yandan devletin toparlanabilmesi için zamana ihtiyaç olduðuna inanan Abdülhamid Han, bilhassa savaþlardan kaçýnma yoluna gitti. O, savaþlardan zaferle sona erenlerin dahi milleti yorup bitirdiði görüþündeydi. Saltanatý müddetince daima idareli davrandý. Devletin pek çok ihtiyaçlarýný hazineden para almak yerine kendi kesesinden karþýladý. Padiþah öncelikle devleti ekonomik alanda düþtüðü borç bataklýðýndan kurtarmak istiyordu. Alacaklý devletlerin baþýnda Ýngiltere ve Fransa geliyordu. Rusya da, Berlin Muahedesine göre tazminat alacaklýsý durumundaydý. Padiþah, 20 Aralýk 1881 de yayýnlanan Muharrem Kararnamesiyle borçlarýn ödenebilmesi için yeni bir formül buldu. Bu kararnameye göre devletin tütün, damga pulu, tuz, ipek, balýk ve sigara tekelleri ile bazý imtiyazlý eyaletlerin maktu vergileri bu iþ için kurulan Duyun-i Umumiye teþkilatýna býrakýlýyordu. Bu suretle Ýngiltere ve Fransa baþta olmak üzere alacaklýlar verdikleri borçlarý muntazam bir þekilde tahsil edebileceklerdi. Bunun karþýlýðýnda 278 milyon borcun 161 milyonu, yani yarýsýndan fazlasý Türkiye lehine siliniyordu. Alacaklýlar alacaklarýný belirli þekilde tahsil edebilecekleri için memnundular. Meselenin bu þekilde halli ve Osmanlý Devletinin üzerinden ekonomik baskýnýn kalkmasý Sultan Abdülhamid in büyük baþarýlarýndan biri oldu.

Osmanlý Devletine hasta adam gözü ile bakýldýðý ve paylaþma hesaplarý yapýldýðý bir devrede baþa geçen Sultan Abdülhamid Hanýn, devletin idaresini bizzat eline aldýðý 1878 den sonraki dýþ siyaseti dahiyane bir mahiyet arz etmektedir. Padiþah ýn dýþ siyaseti prensip itibariyle basit fakat uygulamasý bakýmýndan zordu. O, dünyadaki politik geliþmeleri yakýndan takip etmek üzere sarayda bir çeþit bilgi merkezi kurdu. Osmanlý ülkesiyle ilgili bütün dünyada çýkan yazýlar ve dýþ temsilciliklerden Padiþah a gelen raporlar burada toplanýr ve deðerlendirilirdi. Abdülhamid Han, zaman zaman önemli gördüðü meselelerde yerli ve yabancý ilim adamlarýndan dýþ politika konusunda bilgi alýrdý. Padiþah ýn dýþ politikada hedefi Osmanlý Devletini savaþtan uzak, barýþ içinde yaþatmak ve her bakýmdan güçlü bir hale getirmekti. Devletler arasý rekabetin Osmanlý Devleti üzerinde yoðunlaþtýðý bir devirde böyle bir siyaseti uygulamak gerçekten zordu. Padiþah bilhassa Avrupa devletlerinin Türkiye üzerinde birbirleriyle çatýþan çýkar ve ihtiraslarýndan faydalanmaya çalýþtý. Bu sebeple milletler arasý þartlar deðiþtikçe onun siyaseti de deðiþiyordu.

Sultan Abdülhamid Hanýn Ýslam dünyasýndaki itibarý pek fazlaydý. Doðu Türkistan ve Orta Afrika daki Sultanlýklar bile onun adýna hutbe okutup, para bastýrýyor ve ona tabi oluyorlardý. Padiþah ýn, Almanya Ýmparatoru ve Prusya Kralý Ýkinci Wilhelm ile þahsi dostluðu vardý. Avusturya ve Macaristan ile dostluk kurulmuþ olup, Ýtalya ile münasebetler iyiydi. Sýrbistan ve Romanya etkisizdi. Karadað ve Bulgaristan prensleri ise, Padiþah a baðlýydýlar. Yanya ve Girit vilayetlerine göz diken ve Osmanlý hududunda tecavüzkâr faaliyetlerde bulunan Yunanistan a ise, 18 Nisan 1897de harp ilan edildi. Büyük devletler iþe karýþmadan Yunanistan ýn iþini bitirmek isteyen Sultan Abdülhamid, baþkumandan Edhem Paþa'ya yýldýrým savaþý istediðini bildirdi. Avrupalýlarýn altý ayda geçilemez dedikleri Týrhala-Çatalca hattýný bir kaç günde aþan Osmanlý birlikleri, Dömeke önlerinde Yunan ordusunu büyük bir bozguna uðrattýlar. Artýk Atina ya 150 km kalmýþ ve yol açýlmýþtý. Ancak Yunanistan ýn Osmanlýlar eline geçeceðini anlayan Rusya baþta olmak üzere Avrupa devletleri, Sultan Abdülhamid den harbin durdurulmasýný rica ettiler. Babýali 10 milyon altýn savaþ tazminatý ve iþgal edilmiþ olan Teselya nýn teslimi karþýlýðýnda mütarekeye hazýr olduðunu bildirdi. Ancak mütareke sýrasýnda iþe karýþan Avrupa devletleri, tazminatýn 4 milyon altýna indirilmesini ve Türkiye nin küçük bazý toprak parçalarý ile yetinmesini saðladýlar. Böylece Osmanlý Devleti, bütün Hýristiyan devletlerin bir araya gelmeleri neticesinde, zaferle çýkmýþ olduðu bir harbin bile faydasýný göremedi. Fakat, Yunanlýlar, önemli ölçüde ezilmiþ oldu.

Sultan Abdülhamid Hanýn fevkalade akýllý ve tedbirli siyaseti ile bütün Ýslam alemini kendisine baðladýðýný gören Ýngilizler, Osmanlý Devletinin iyiye gidiþini durdurmak ve yýkmak için faaliyetlerini yoðunlaþtýrdýlar. Bir taraftan Padiþah aleyhine faaliyette bulunan Ýttihat ve Terakki Cemiyetini desteklerken, diðer taraftan Arabistan Yarýmadasýnda bedevi kabilelerini ve Doðu Anadolu da Ermenileri Osmanlý Devletine karþý kýþkýrttýlar. Bu arada Osmanlý Devletinden Berlin Antlaþmasý'nýn, Anadolu da Ermenilerin yaþadýðý vilayetlerde ýslahat yapýlmasýný isteyen 61. maddenin kesinlikle tatbik edilmesini istediler. Bu uygulamanýn ermeni muhtariyetini doðuracaðýný bilen Sultan Abdülhamid Han, Ýngilizleri yýllarca oyalayarak böyle bir teþebbüse fýrsat vermedi. Ayrýca Ermenilerin, Avrupa devletlerinin dikkatlerini çekmek üzere giriþtikleri isyanlarý anýnda bastýrdý. Hatta bu iþ için polis ve jandarmadan ziyade sivil halký kullandý (1895-1896). Bunun üzerine Ermeniler bir arabaya yerleþtirdikleri saatli bomba ile Padiþah ý Cuma namazýndan çýkýþta öldürmek istediler. Fakat Abdülhamid Han, bu suikasttan kurtuldu. Bütün bu faaliyetler onu, tatbik ettiði politikadan zerre kadar döndürmedi.

Anadolu'yu Ermenistan olarak görmek isteyen Fransýz yazar Albert Vandal, bu Türk Hakanýna "Le Sultan Rouge=Kýzýl Sultan" diyerek iftiralar yaðdýrdý. Ne yazýk ki bu satýrlar Osmanlý ülkesindeki Ýslamiyet ve Türklük düþmanlarý tarafýndan da aynen alýnarak Padiþah'a karþý kullanýldý. Günümüzde dahi bazý gafiller bu iftiralarý eserlerine koyarak genç nesilleri aldatmaktadýr.

Sultan Abdülhamid Hanýn kabul etmediði ve sonuna kadar direttiði önemli konulardan birisi de Filistin meselesiydi. Siyonistler, Filistin de bir Yahudi devleti kurulmasý için Sultan Abdülhamid e baþvurdular ve Osmanlý maliyesinin en büyük problemi olan dýþ borçlarýn bir kalemde silineceðini bildirdiler. Padiþah bu teklifi þiddetle reddettiði gibi, Yahudilerin çeþitli yollarla Filistin e gelip yerleþmelerine engel olacak tedbirleri de aldý.

Bu arada Ýngilizlerin Arabistan da Cemaleddin Efgani ve meþhur casus Lawrens yolu ile hilafet meselesini kurcalamaya baþlamalarý üzerine, Sultan Abdülhamid de bölgeye büyük bir derviþ kafilesi gönderdi. Ayný þekilde bir kafileyi de Hindistan a gönderen Padiþah, böylece Ýngilizlerin propagandalarýný etkisiz kýlmaya çalýþtý. Padiþah ýn bu faaliyetleri üzerine Ýngilizler onu saltanattan uzaklaþtýrmadýkça emellerine kavuþamayacaklarýný anladýlar. Bunun için Ýttihat ve Terakki Cemiyetinin faaliyetlerine hýz verdirdiler. Baþta Adana olmak üzere memleketin çeþitli yerlerinde isyanlar çýkardýlar. Neticede Ýttihat ve Terakki Partisine mensup bazý Türk subaylarý, Padiþah ý, Kanun-i Esasi yi ilan etmeye zorladýlar. Ýkinci Abdülhamid Han da 23 Temmuz 1908 de anayasayý tekrar yürürlüðe koyduðunu ilan etti. Ýkinci Meþrutiyet adý verilen bu olay, beklenenin aksine Osmanlý Devletinin daðýlmasýný daha da hýzlandýrdý. Avusturya-Macaristan imparatorluðu 1908 de Bosna-Hersek i iþgal ettiðini bildirdi. Ayný gün Bulgaristan baðýmsýzlýðýný ilan etti. Bir gün sonra da Girit Yunanistan a katýldýðýný açýkladý. Bu olaylar cereyan ederken 17 Aralýk 1908 de yeni seçilen Meclis-i Mebusan toplandý. En azýlý Osmanlý düþmanlarý dahi mebus seçilerek meclise girmiþti. Mecliste Osmanlý düþmanlarý daha etkiliydi.

Meþrutiyete göre Sultan, sadece sadrazam ile þeyhülislamý seçebiliyordu. Sadrazam da nazýrlarý seçiyor, kabine güven oyu alýrsa çalýþýyor, meclis istediði zaman hükümeti düþürebiliyordu. Neticede devletin idaresi ehliyetsiz, tecrübesiz ellere geçti. Böylece çeþitli din, dil ve ýrka mensup mebuslarýn hepsi Osmanlý Devletinden ayrýlarak istiklallerini ilan etmek için her türlü gayri meþru vasýtalara baþvuruyorlardý. Binlerce Müslümanýn kanýna giren Yunan, Sýrp, Bulgar ve Ermeni çeteleri için umumi af ilan edildi. Osmanlý Devletinden kaçan ne kadar isyancý varsa, hepsine yeniden kapýlar açýldý ve bunlar Ýstanbul a geldiler. Ýngilizler, Ruslar ve diðer Hýristiyan devletler, azýnlýklara el altýndan bol miktarda silah gönderdiler.

Ýttihat ve Terakki Cemiyeti liderleri, yaptýklarý acemi siyasetleri ile ortalýðý birbirine karýþtýrmýþlardý. Yapacaklarý icraatlarda kendilerine destek olmasý için, Selanik ten avcý taburlarýný getirerek taþ kýþlaya yerleþtirdiler. Kendilerine karþý olanlarý çekinmeden öldürüyorlar, memlekette terör havasý estiriyorlardý. Kýsa zamanda halkýn huzuru kaçtý. Ýttihatçýlar lanetle anýlmaya baþlandý. Yine bunlarýn baskýsýyla hükümet alaylý subaylarý ordudan çýkarttý. Bu sýrada bazý gazeteler, Ýttihatçýlara karþý halkýn dini duygularýný galeyana getiren neþriyat yaparak, halký ve orduyu isyana teþvik ediyordu. Rumi 31 Mart günü dördüncü avcý taburuna baðlý askerler gece yarýsý isyan ederek subaylarýný hapsettiler. Padiþah Abdülhamid Han, isyaný Hüseyin Hilmi Paþanýn gönderdiði bir telgraf sonucu öðrendi. Ýsyancýlar sadrazamýn azledilmesini, görevden alýnan alaylý subaylarýn tekrar orduya alýnmasýný istiyorlardý. Bunun üzerine Hüseyin Hilmi Paþayý sadrazamlýktan azlederek yerine Tevfik Paþa'yý getirdi ve Müþir Edhem Paþa'yý da harbiye nazýrý yaptý. Mabeyn baþkatibi ile isyancýlara isyandan vazgeçtikleri takdirde affedildiklerine dair bir hatt-ý hümayun gönderdi. Bunun üzerine isyan bir miktar yatýþtý. Ancak, ertesi gün yine alevlendi.

Ýsyanýn Rumeli deki yankýsý büyük oldu. Hadisenin kim tarafýndan hazýrlandýðý belli olmadýðý için, Sultan boy hedefi oldu. Üçüncü ordu ile gönüllü Bulgar müfrezesi ve Sýrp, Yunan, yahudi, Arnavut çetecilerden müteþekkil bir ordu kurularak Ýstanbul a sevk edildi.

Mevcudu on beþ bine varan Hareket Ordusu, 24 Nisan da Topkapý ve Edirnekap dan þehre girerek yol üzerindeki askeri karakollarý teslim aldý ve Harbiye Nezaretini iþgal etti. Taksim kýþlasý ile Taþkýþla daki mukavemet, þiddetli top ateþi karþýsýnda kýrýldý. Bu arada Yýldýz Sarayýnýn iþgali sýrasýnda Sultan Abdülhamid Han kendisine sadýk olan Birinci ordu ile, Hareket ordusuna karþý konulmasý hususunda yapýlan teklifleri kabul etmeyerek; Müslümanlarýn halifesi olduðunu ve Müslümaný Müslümana kýrdýramayacaðýný söyledi. Eðer ülkenin en mükemmel ordusu olan Birinci Orduya, karþý koyma emri verilseydi, derme çatma olan Hareket ordusu bir anda daðýtýlabilirdi. Padiþah ýn emrine boyun eðen askerler silahlarýn teslim edince, 25 Nisan günü Hareket Ordusu Ýstanbul a hakim oldu. Mahmud Þevket Paþa, sýkýyönetim ilan ederek suçlu suçsuz bir çok insaný idam ettirdi. Yüzlerce Balkan çetesiyle saraya girerek kýymetli eþyalarý yaðmaladý. Ýttihad ve Terakki hakimiyetini devam ettirmek için Ýstanbul da terör havasý estirmeye baþladý.

27 Nisan 1909 günü Ayan ve Mebuslar meclisi toplandý. Ayan dan Gazi Ahmed Muhtar Paþa, kürsüye gelerek, önceden kararlaþtýrýldýðý gibi Padiþah ýn hal edilmesini teklif etmiþti. Bu teklif kabul edildikten sonra, yine Gazi Ahmet Muhtar Paþa, hal kararýnýn bir fetvaya istinad ettirilmesi lüzumuna iþaret etmiþti. Hal fetvasýnýn ilk müsveddesini mebuslardan Elmalýlý Hamdi Yazýr hoca yazmýþtý. Fetvada Sultan Abdülhamid Hana 31 Mart Ýsyanýna sebep olmak, din kitaplarýný tahrif etmek ve yakmak, devletin hazinesini israf etmek, insanlarý suçsuz olduklarý halde idam ettirmek... gibi asýlsýz suçlar yükleniyordu. Fetva emini Hacý Nuri Efendi bu suçlamalarýn iftira olduðunu ileri sürerek fetvayý imzalamadý. Ancak Meclis, bu fetva gereði Sultan ý hal kararý aldý.

Nihayet, hal kararýný Padiþah a teblið için, Ayan ve Mebusaný temsilen bir heyet seçilmiþ ve Yýldýz Sarayýna gönderilmiþti.

Sultan Abdülhamid Han'a hal ini teblið için Yýldýz a gönderilen heyetin teþekkül tarzý ise, Türk tarihinin en yüz kýzartýcý hadiselerinden birisi oldu. Bütün Osmanlý tebaasýný temsil etmesi gerektiði iddiasý ile teþekkül olunan heyette tek bir Türk yoktu. Bunlar; Yahudi Emanuel Karasso, Arnavut Esat Toptani, Ermeni Aram Efendi ve Padiþah ýn uzun seneler yaverliðini yapmýþ olan katýþýk soydan Arif Hikmet Paþa idiler. Padiþah, hal kararýný tebliðe gelenlerin kimler olduðunu, mabeyn baþkatibi Cevad Bey'e sorup öðrenince; Bir Türk padiþahýna, Ýslam halifesine hal kararýný bildirmek için bir Yahudi, bir Ermeni, bir Arnavut ve bir nankörden baþkasýný bulamadýlar mý?! demekten kendini alamadý.

Ýttihatçýlar, o gece (27 Nisan 1909) Sultan Abdülhamid Haný Ýstanbul dan çýkararak, kontrol altýnda tutabilecekleri Selanik e naklettiler.

Bu sýrada hiçbir þeyini almasýna izin verilmedi. Padiþah a yolculuðunda üç kýzý ile oðullarýnýn ikisi refakat etti. Selanik te Alatini Köþkü kendisine tahsis edildi. Burada çok sýký bir nezaret içinde acýklý yýllar geçirdi. Gazete okumasýna dahi izin verilmedi.

Sultan Abdülhamid Han, Selanik te üç yýldan fazla kaldý. Yunanistan ýn Osmanlý Devletine harb ilan etmesi üzerine, Büyük kabine denilen Gazi Ahmed Muhtar Paþa kabinesi, Sultan Abdülhamid Han ýn Selanik te muhafazasý zorlaþacaðýndan, Ýstanbul a nakledilmesini kararlaþtýrdý. Sultan Reþad da bu kararý tasdik etti.

1 Kasým 1912 günü Loreley vapuru ile Ýstanbul a getirilen Hakan-ý sabýk (eski padiþah), ikametine tahsis olunan Beylerbeyi Sarayýna yerleþtirildi.

Sultan Abdülhamid Han, Beylerbeyi Sarayýnda beþ buçuk yýl yaþadý. Bu müddet zarfýnda, otuz üç yýl dahiyane bir denge siyaseti ile harp riskine sokmadan ayakta tutmaya çalýþtýðý devletin bir oldu bittiye getirilerek Harb-i Umumi felaketine sürüklendiðine þahit oldu.

Ýngilizler ile Fransýzlarýn Çanakkale Boðazýný zorladýklarý günlerdi. Boðaz istihkamlarýnýn dayanamayacaðý ve düþman donanmasýnýn Marmara Denizine geçebileceðinden endiþe edildiði için bir tedbir olarak padiþahýn ve hükümetin Eskiþehir e nakli kararlaþtýrýlmýþtý. Durum, Abdülhamid Hana bildirilince; Ben Fatih in torunuyum. Hiçbir vakit Bizans Ýmparatoru Konstantin den aþaðý kalamam. Dedem Ýstanbul u alýrken, Konstantin, askerinin baþýnda savaþa savaþa ölmüþtür. Biraderim nereye giderse gitsinler. Fakat o ve hükümet, Ýstanbul dan ayrýlýrlarsa bir daha dönemezler. Bana gelince; ben, Beylerbeyi Sarayýndan, ayaðýmý dýþarýya atmam! diye cevap verdi. Onun bu kararlýlýðý karþýsýnda hükümet, Ýstanbul da kaldý. Böylece, devletin daha o gün yýkýlmasýný önlemiþ oldu.

Abdülhamid Han, Harb-i Umuminin sonuna yaklaþýldýðý 1918 yýlýnýn Þubat ayý baþýnda hastalandý. Yetmiþ yedi yaþýndaydý. Þiddetli bir nezleye tutulmuþ, yaþlýlýðýndan dolayý yataða düþmüþtü. 10 Þubat 1918 günü akþamý vefat etti ve Çemberlitaþ taki Sultan Mahmud türbesine defnedildi.

Sultan Abdülhamid i tahttan indiren paþalar ise sonunda, memleketi düþman çizmeleri altýnda býrakarak kaçtýlar. Ýlk olarak Enver Paþa, Talat Paþa, Doktor Behaeddin Þakir, Doktor Nazým, 30 Ekim 1918 de Mondros Antlaþmasýný imza ettikten sonra, gece yarýsý ülkeyi terk ettiler. Talat Paþa, 1921 de kýrk dokuz yaþýnda Berlin de, Enver Paþa 1922 de kýrk yaþýnda Türkistan da, Cemal Paþa da 1922 de elli yaþýnda Tiflis te öldürüldüler.

Sultan Abdülhamid zamanýnda: Her vilayette mektepler, hastaneler, yollar, çeþmeler, yapýldý. Viyana dan baþka bir yerde eþi bulunmayan modern bir týp fakültesi açýldý. 1876 da Mekteb-i Mülkiyeyi yaptýrdýðý gibi 1879 da da bir müze yaptýrdý. 1880 de Hukuk Mektebi ve Divan-ý Muhasebatý (Sayýþtay) kurdu. Beyoðlu Kadýn Hastanesini yaptýrdý. 1881 de Güzel Sanatlar Akademisi, 1883 te Yüksek Ticaret Mektebi, 1884 te Yüksek Mühendis Mektebi ve Yatýlý Kýz Lisesi açýldý. 1886 da Terkos Suyunu Ýstanbul a getirtti ve Mülkiye Lisesini açtý. 1887 de Alman Ýmparatoru Ýstanbul a geldiðinde, Sultan Ahmed Meydanýnda Alman Çeþmesi yapýldý. 1889 da Bursa da Ýpekçilik Mektebini yaptýrdý. 1891 de Halkalý Ziraat ve Baytar Mektebi ile Kaðýthane de bir poligon kurdurdu. 1890 da Bursa demiryolunu ve Aþiret Mektebini yaptýrdý. 1891 de Üsküdar Lisesi ve Rüþtiye Mektepleri ve yeni postane binasý ve Osmanlý Bankasý ile reji binalarýný ve Yafa-Kudüs demiryolu ile Ankara demiryolu yapýldý. Yine 1892 de Hamidiye Kâðýt Fabrikasý, Kadýköy Havagazý Fabrikasý ve Beyrut Limaný Rýhtýmýný yaptýrdý. 189 te Osmanlý sigorta þirketi, Küçüksu Barajý ve Manastýr-Selanik demiryolu yapýldý. 1894 te Þam-Horan demiryolu ve Eskiþehir-Kütahya demiryolu yapýldý. Yine 1894 te Hamidiye Yüksek Ticaret Mektebi ve Galata-Tophane Rýhtýmý, Dolmabahçe Saat Kulesi inþa edildi. 1895 te Beyrut-Þam demiryolu, Darülaceze binasý, mum fabrikasý, Afyon-Konya demiryolu, Sakýz Limaný Rýhtýmý, þimdiki Ýstanbul Lisesi binasý, Ýstanbul-Selanik demiryolu yapýldý. Ereðli kömür ocaklarý çalýþtýrýldý. 1896 da Tuna Nehrinde Demirkapý Kanalýný, Kapalýçarþý tamirini yaptýrdý. Akýl Hastanesini, 1900 de Medine-i Münevvere'ye kadar telgraf hattý yaptýrdý. 1902de Hamidiye Hicaz demiryolu Zerka ya kadar iþledi. Kaðýthane deki Hamidiye suyu Ýstanbul a getirildi. Yeni balýkhane, Haydarpaþa Rýhtýmý, Maden Arama Mektebi, Þam da Týbbiye-i Mülkiye yapýldý. Haydarpaþa da 1903 te Askeri Týbbiye Mekteb-i Þahanesi, 1904 te Dilsiz ve Saðýrlar Mektebi açýldý. 1904 te Bingazi ye telgraf hattý yapýldý. 1905 te Ýstanbul-Köstence kablosu döþendi. Haydarpaþa Ýstasyon Binasý yapýldý. Beþiktaþ Tepesindeki Yýldýz Sarayý ve önündeki camiyi yaptýrdý. Velhasýl Avrupa da yapýlan yeniliklerin hepsini en modern þekilde yurdumuzda yaptýrdý.

Ne yazýk ki, 1909 da tahttan indirilince, bütün bu ilerlemeler durdu ve memleket kana boyandý. Abdülhamid Han, Ýstanbul-Eskiþehir-Ankara ve Eskiþehir-Adana-Baðdat ve Adana- Þam-Medine demiryollarýný yaptýrdýðý zaman, baþka memleketlerde bu kadar demiryolu yoktu. Din bilgileri, fen ve edebiyat ile ilgili pek çok kitap bastýrdý. Köylere kadar kurslar açtýrdý. Parasýz kitaplar gönderdi. Harp gücünü kaybetmiþ olan eski gemileri Haliç e çekip, Avrupa da yapýlan üstün evsaflý kruvazörler, zýrhlýlar ile donanmayý kuvvetlendirdi. Askeri, subayý öyle þerefli olmuþtu ki, bir kahvenin önünden bir binbaþý geçerken, kahvede oturanlar ayaða kalkarak saygý gösterirlerdi. Öyle bereket vardý ki, bir binbaþýnýn evinde piþen yemekten, bir mahalle fakirlerinin karný doyardý. Bütün millet, sivil, asker, herkes birbirini severdi.


Gönderen: 26.08.2006 - 19:00
Bu Mesaji Bildir   vehbi70 üyenin diger mesajlarini ara vehbi70 üyenin Profiline bak vehbi70 üyeye özel mesaj gönder vehbi70 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
vipervoles su an offline vipervoles  
88 Mesaj -
cok guzel bilgiler
Gönderen: 26.08.2006 - 19:07
Bu Mesaji Bildir   vipervoles üyenin diger mesajlarini ara vipervoles üyenin Profiline bak vipervoles üyeye özel mesaj gönder vipervoles üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
~KeMaL~ su an offline ~KeMaL~  
Kızıl Sultan Değil Ulu Hakan...
785 Mesaj -
Abdül Hamid Han Hzlerinden Allah cc Razi Olsun...Ulu Hakandan Veli Padiþahtan...Tasavvuf Ehli Zattan..Salahuddin ibni Mevlana Siracuddin..Hzlerine Müntesib Mubarek Ýnsandan...Hz Allah Þefaatlerine Nail Eylesin...

Burada Zikreden Kardesimden ve Diðer Kardeslerimden Allah Razi olsun...

Measselam...gül

Gönderen: 02.09.2006 - 18:56
Bu Mesaji Bildir   ~KeMaL~ üyenin diger mesajlarini ara ~KeMaL~ üyenin Profiline bak ~KeMaL~ üyeye özel mesaj gönder ~KeMaL~ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
abdil han su an offline abdil han  
21 Mesaj -
s.a.
Allah razý olsun hepinizden,

Allah gani gani rahmet eylesin inþaAllah,o üzerine düþeni fazlasýyla yaptý,biz ise ona iftiralar atarak mukabele ettik,Allah gözlerini açarda gerçekleri görürler inþaAllah,,amin

selametle
Gönderen: 24.09.2006 - 17:18
Bu Mesaji Bildir   abdil han üyenin diger mesajlarini ara abdil han üyenin Profiline bak abdil han üyeye özel mesaj gönder abdil han üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
NurBahcesi su an offline NurBahcesi  
bizi doyuran padisahim birakip nereye gidiyorsun
2687 Mesaj -
Bütün evlerin pencerelerinden
ahirete ugurlanirken sultan mahmut türbesine


bizi doyuran padisahim birakip nereye gidiyorsun


diye aglamislardir

Gönderen: 24.09.2006 - 18:24
Bu Mesaji Bildir   NurBahcesi üyenin diger mesajlarini ara NurBahcesi üyenin Profiline bak NurBahcesi üyeye özel mesaj gönder NurBahcesi üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
alemihuccet su an offline alemihuccet  
RE: Kızıl Sultan Değil Ulu Hakan...
359 Mesaj -
Alıntı
Orijýnalý ~KeMaL~

Abdül Hamid Han Hzlerinden Allah cc Razi Olsun...Ulu Hakandan Veli Padiþahtan...Tasavvuf Ehli Zattan..Salahuddin ibni Mevlana Siracuddin..Hzlerine Müntesib Mubarek Ýnsandan...Hz Allah Þefaatlerine Nail Eylesin...

Burada Zikreden Kardesimden ve Diðer Kardeslerimden Allah Razi olsun...

Measselam...gül



DEÐERÝNÝ DÜÞMANLARI BÝLE BÝLÝYORDU...
ALLAH(CC) RAHMET EYLESÝN CÜMLESÝNE
Gönderen: 24.09.2006 - 19:41
Bu Mesaji Bildir   alemihuccet üyenin diger mesajlarini ara alemihuccet üyenin Profiline bak alemihuccet üyeye özel mesaj gönder alemihuccet üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Sacide su an offline Sacide  
RAHMET AYI HOŞ GELDİ İNŞALLAH BOŞ GİTMEZ....
131 Mesaj -
HOÞ GELDÝN RAHMET AYI

HOÞGELDÝN SELAMET,MERHAMET,ÞEVKAT AYI.

RABBÝMÝZÝN KUTLU MESAJININ DOÐUM AYI HOÞ GELDÝN.

MÜCRÝMLERE AF VESÝLESÝ,ÇORAKLAÞAN GÜZLERÝMÝZE GÖNÜLLERÝMÝZE

ÝLAHÝ NURDAN SICACIK DAMLA HOÞGELDÝN.


ALLAH'IM BÝZ KULLARINA HAYATIMIZI YENÝDEN

GÖZDEN GEÇÝRMEMÝZ ÝÇÝN BAHÞ ETTÝÐÝN BU MÜBAREK AYI

DOLU DOLU YAÞMAYI NASÝP ET BÝZE.

TERTEMÝZ BÝR SAYFA OLARAK BÝZE SUNULAN BU MÜBAREK

AYI HAYIRLI AMELLERLE DOLDURMAK NASÝP ET.

TÜM KARDEÞLERÝMÝ VE ÝÇÝNDE BU ACÝZÝ DE ÝLAHÝ AFVA

NAÝL ET.
gül gül gül gül
Gönderen: 24.09.2006 - 20:54
Bu Mesaji Bildir   Sacide üyenin diger mesajlarini ara Sacide üyenin Profiline bak Sacide üyeye özel mesaj gönder Sacide üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Sacide su an offline Sacide  
131 Mesaj -
Bu yazýnýn ulu hakan ile ne ilgisi var diye merak edenler

için açýklama:

Hiç bir ilgisi yok

Sadece küçük bir hata.

Ama önemli olan sizinle paylaþmaktý.duvar
Gönderen: 24.09.2006 - 21:17
Bu Mesaji Bildir   Sacide üyenin diger mesajlarini ara Sacide üyenin Profiline bak Sacide üyeye özel mesaj gönder Sacide üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
khayr su an offline khayr  
Rasulullah'ın Dostları
206 Mesaj -
O mübarek, içerden ve dýþardan yýkýlmaya çalýþýlan Osmanlý imparatorluðunu 33 yýl ayakta tutmayý baþarmýþ bir lider,bir komutan, bir devlet adamýydý. Onu düþmanlarý tebasýndan daha iyi tanýyordu. Kendisini tahttan indirmeye gelen siyonist iþbirlikçilerine bile, onlar benim tebamdýr kan dökülmesini istemiyorum diyerek tahttan ayrýlacak kadar merhametli bir mübarekti. Ona kýzýl ismini yakýþtýranlar kendileri kýpkýzýldý. Allah hepinizden razý olsun, neyse ki O mübareði gerçek kiþiliði ile tanýyan birçok din kardeþimiz var.
Rabbim bizleri onlarýn þefaatinden mahrum býrakmasýn inþallah... AMÝN!!!

Gönderen: 24.09.2006 - 22:17
Bu Mesaji Bildir   khayr üyenin diger mesajlarini ara khayr üyenin Profiline bak khayr üyeye özel mesaj gönder khayr üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
kolcu66 su an offline kolcu66  
100 Mesaj -
Devlet iþlerinde abdestsiz bir imzasý bile bulunmayan Sultandýr kendisi. Zamanýnda anadoluda ehl-i sünnet kitaplarýný her yere yayarak bugünki az buz bozulmanýn o zamandan baþlamasýný engelleyen kahramandýr. Rahmetle anýyoruz kendisini...
Gönderen: 25.09.2006 - 00:49
Bu Mesaji Bildir   kolcu66 üyenin diger mesajlarini ara kolcu66 üyenin Profiline bak kolcu66 üyeye özel mesaj gönder kolcu66 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
( ("V")RUMEYSA("V")  
RE:
12 Mesaj -
Alıntı
Orijýnalý vatandas72

Ona dil uzatanlar,
girdikleri bataklikta boguldu.

Kimi pisman oldu,
hatasindan döndü.

Onun ne kadar büyük bir Dahi oldugunu ancak onu kaybettikten sonra anlayabildiler.

O bir Idareci idi,
O bir Kumandan idi,
O bir Dahi idi,
O insanligin nadir gördügü büyük bir önder idi,
O Hakka ve Hakka asik olanlarin sevdalisi idi,
Seriatin ve Sünnet-i Muhammedin tavizsiz tatbikcisi idi,
O bir Veli idi,

fakat,
asla,

kizil sultan degildi!

Eline saglik kardesim, hatirlattigin icin!



evet sana tüm içtenliðimle katýlýyorum....Tebrikler..

Gönderen: 19.01.2007 - 20:26
Bu Mesaji Bildir   ( ( ( Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 778 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
karaali70 (54), Mücahit58 (42), firdevs_91 (33), harman76 (48), gul2 (47), özgür3 (35), songokou (42), nuri72 (52), aysun saglam (46), dalin (39), caglar_1988 (36), emine_yilmaz (45), elif19 (37), morcali (63), enderim23 (46), aga2 (61), hüzünlü gurbet (46), yeþil (42), 1yavuz (53), suvari_ (41), gazeteci1985 (39), adem03 (45), azzat (60), huemeyra41 (32), Kursad_ist (46), ruhan_ruhani (41), eskalibo (50), neofatih (39), yuuusuf (43), yunuscelik (46)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.62619 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.