dexamethasone chloroquine kaletra lopinavir ritonavir ivermektine voltaren votum plus votum vytorin wellbutrin sr xatral xeloda xenical xylocaine yasmin yasminelle yaz zanaflex zantac zantic zebeta zeffix zenegra zentel zestoretic zestril zetia ziac ziagen zilutrol zinacef zinat zithromax dispersible zithromax zocor zofran zoloft zorotop zovirax zurcal zyloprim zyprexa zyrtec zyvox zyvoxid
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » K İ T A P / K Ü L T Ü R / S A N A T » KİTAP & DERGİ » SEDEFKARLIK

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Gönderen
Mesaj
Havace su an offline Havace  
SEDEFKARLIK
16 Mesaj -
SEDEFKÂRLIK

SEDEF NASIL OLUÞUR?

Sedef, sýcak denizlerin akýntýlý sularýnda Tuz, kireç ve fosfordan oluþan kalker bir maddedir. Beyaz, arusek, çöp, taþ sedef olmak üzere çeþitlenir. Beyaz sedef, çift kabuklu ve daha düzdür. Hakim renk beyaz olsa da; ýþýða göre açýk mavi, pembe, yeþil, sarý tonlar taþýyabilir. Arusek sedef; tek kabuklu ve açýk pembe, mavi, yeþil tonlarýndadýr. Çöp sedef koyu renkli, daha çok meneviþ ve desen taþýr. Taþ sedef ise, beyaz sedefin daha az parlak olanýna denir. Sedefin genel olarak bulunduðu yerler özellikle zarif incilerin toplandýðý bölgelerdir. Avustralya'nýn kuzeyi ve doðusu, Tahiti, Gambier adalarý, Meksika'nýn Büyük okyanus kýyýlarý ve Madakaskar'da bol miktarda bulunur.

Sedef'in aslý, bilindiði gibi deniz yumuþakçalarýnýn kabuklarýdýr. Uzun ömrün sembolü sayabileceðimiz bu kabuklar, milyonlarca yýllýk fosiller halinde karalarda da görülür. Sýcak denizlerin yetiþtirdiði çok iri yumuþakçalarýn kabuklarý, zengin sedef kaynaklarýdýr. Hammaddesinin sýcak denizlerden saðlanmasý dolayýsýyla sedefkârlýðýn Doðu'da baþladýðý tahmin edilmektedir. Sümer mezarlarýnda rastlanan ilk sedef iþçiliði örnekleri de bu iddiayý güçlendirmektedir. Çin, Hindistan, Siyam gibi Uzak Doðu'nun "sanatý ve sanatkârý bol" ülkelerinde doðan sedefkârlýk, Orta Asya Türkleriyle beraber Anadolu'ya gelmiþtir. Çabuk kýrýlabilen "nazlý" bir malzeme oluþu ve genellikle ahþap üzerine uygulanmasý nedeniyle, çok eski sedef iþçiliði örneklerine ne yazýk ki yeterince sahip deðiliz. Ancak gerek Marko Polo ve gerekse Türklerle iliþkisi olan bazý Bizans elçilerinin hatýralarýndan, ". . .Türklerin sedef veya sedefle bezenmiþ çeþitli eþya yapýmýnda" usta olduklarýný öðreniyoruz. Osmanlý devrinde ilk sedef süsleme iþlerine, Edirne'deki Ýkinci Bayezid Camii kapý kanatlarýnda rastlamaktayýz.

SEDEFkarlýkta kullanýlan malzemeler

Baða, fildiþi, kemik, çeþitli filetolar ve altýn, gümüþ gibi kýymetli madenler sedefkârlýkta kullanýlan diðer malzemelerdir. Bunlarýn hepsine birden bezeme veya süsleme malzemeleri diyoruz. Baða; büyük kaplumbaðalarýn sýrtýndan çýkar, týrnaksý bir maddedir, ýsýyla yumuþatýlýr ve istenilen forma girer. Açýk ve koyu sarý, kahve, kýzýl kahverengi, meneviþli estetik bir malzemedir. Alt kýsmýna altýn varak yapýþtýrýlarak kullanýlýr. Fildiþi, sert ve dokulu bir malzemedir. Fileto ise üst üste yapýþtýrýlan ahþap ve ona uygun malzemelerin yanlamasýna kesilmesiyle elde edilen bir süsleme unsurudur. Altýn ve gümüþ özellikle günümüzde taký çalýþmalarýnda kullanýlmaktadýr. Ahþap olarak, bu süsleme malzemelerini iyi gösterecek koyu renkli abanoz, pelesenk, ceviz ve maun gibi aðaç türleri tercih edilir.



SEDEF NERELERDE KULLANILIR?

Ceviz, abanoz, maun vb. ahþap yapýtlarýn üzerine çeþitli formlarda açýlan yuvalara, ayný biçimlerde kesilmiþ sedefleri yapýþtýrarak gömme yoluyla yapýlan süslemeye "sedef kakma" denir. Ahþabýn üzerine sedefleri çeþitli motifler oluþturacak biçimde doðrudan yapýþtýrarak elde edilen bezemeyi "sedef kaplama" denir. Ýnsanoðlu bu cazip maddeyi herhalde ilk gördüðü andan itibaren kullanmýþ, güzellikler meydana getirerek, "sedefkârlýk" denilen bir meslek oluþturmuþ. Bu alandaki son büyük usta olan sedefkâr Vasýf, Sedefkarlýðý "ahþap bezeme sanatý" olarak tanýmlýyor. Sedefin daha çok ahþapla beraber kullanýlmasý da bu tarifi doðruluyor. Biz de buna bir uygulama sanatý dersek yanlýþ olmaz herhalde. Çünkü elde, mevrut desen ile formlar vardýr ve sedefkâr bunlarý sedefe uygular. Hattat yazýyý yazar, müzehhib deseni çizer. Sanatkara düþen, bunlarý bozmadan, kendi zevk unsurlarýný da katarak iþlemektir.

Osmanlý'da sedef neden bu kadar yaygýn dI?

Sadece Osmanlýda deðil, diðer bütün medeniyetlerde sedef vardý. Çünkü sedef çok fotojenik bir malzeme, sedeften yapýlan bir eser insaný mutlu ediyor. Ýkincisi sedef denizden geliyor. Onun için mazisi temiz, altýn gibi kirli deðil. Dolayýsýyla sedef hem diðer sanatlarda süsleme unsuru olarak hem de baþlý baþýna bir malzeme olarak kullanýlmýþtýr. Ahþabýn yanýnda, altýnla beraber, zümrüt, yakut, lal taþý gibi deðerli taþlarla beraber hatta gümüþle beraber yan yana kullanýldýðý zaman fotojenik bir görüntüsü olduðu için her yerde çok deðiþik þekillerde iþlenebilir. Onun için benim sanatýmý sorduklarýnda kuyumculuk ile marangozluk arasýnda bir iþ diyorum. Bazen taký yapýyoruz bazen bir sarayýn kapýsýný, bazen bir hocanýn konuþtuðu kürsüyü yapýyoruz, bazen insanlarýn okuduðu Kur'an rahlesini...

Osmanlý ülkesinde bu sanat öylesine raðbet gördü ve geliþti ki; Kur'an mahfazalarýndan sultan kayýklarýnýn köþklerine; yeniçeri yataðan kabzasýndan, hattatýn hokka takýmýna; Çelebi'nin kavukluðundan, Hanýmefendi'nin nalýnýna kadar hemen her yerde sedef kullanýldý. Öyle ki, Hocazade Saadeddin, Fatih Sultan Mehmed'in cenaze töreninden bahsederken, "Tabutun som sedeften yapýlmýþ olduðunu" bildirmektedir (kanaatimizce burada "sedef kaplamalý" bir tabut tarif edilmektedir). 15. yüzyýlda Topkapý Sarayý dâhilinde bir sedef atölyesi kurulduðu ve burada sedefçilik öðretildiði kaydedilir.

Sedefkârlýk her þeyden önce bir "çizim, ölçü ve estetik sanatý" olduðundan mýdýr bilinmez, saraydan yetiþen ünlü mimarlardan pek çoðunun ayný zamanda bu sanatýn ehli olduðunu görüyoruz. 16. ve 17. yüzyýllar, sedefli eþya kullanmanýn Ýstanbul'da bir moda haline geldiði çaðlardýr. Ayrýca sedef, mimari unsurlarýn süslemesine de alabildiðine girmiþtir. Üçüncü Murad'ýn Ayasofya Camii haziresindeki türbesinin kapý kanatlarýna Dalgýç Ahmed Aða; Sultanahmet Camii'nin pencere ve cümle kapýsý kanatlarýna da Mimar Mehmed Aða gibi ünlü yapý ustalarý tarafýndan sedef kakmalar yapýlmýþtýr. Evliya Çelebi, Dördüncü Murad devri sedefkârlarýndan bahsederken þöyle diyor: "100 dükkân, 500 neferdürler. Pirleri Þuayb-i Hindi'dir..."

19. yüzyýla girerken, sedefkârlýk geçmiþ dönemlerdeki ilgiden yoksun kaldýðý için giderek gerileyen bir sanat olmuþtur. 19. yüzyýlýn sonunda, týpký sönmek üzere olan bir mumun son parýltýsý gibi, sedefkârlýk vadisinde iki ýþýðýn parladýðýný görüyoruz: Sultan Ýkinci Abdülhamid ve Sedefkâr Vasýf (Sedef)...

Esaslý bir "ince marangoz" olan Ýkinci Abdulhamid, Yýldýz Sarayý'nda kurduðu Sedefhane'de kendisi de bizzat çalýþarak latif eserler vermiþtir. Vasýf Hoca'ya gelince... 1876 Beþiktaþ doðumlu bu sanatkâr, Mekteb-i Bahriye'nin Marangoz ve Oymacýlýk Bölümü'nden 22 yaþýnda mülazým (teðmen) rütbesiyle mezun olmuþ; 1912 yýlýnda, yani 36 yaþýndayken binbaþý rütbesiyle emekliye ayrýlarak Beþiktaþ'ta açtýðý atölyesinde çalýþmaya baþlamýþtýr. Türk sedefkârlýðýnýn literatüre geçen en son "mükemmel" eseri, Vasýf Sedef'in yaptýðý, Topkapý Sarayý Hýrka-i Saadet Dairesi'ndeki kapýlardýr.

1936 yýlýnda Güzel Sanatlar Akademisi'ndeki Þark Tezyinatý Þubesi'nde bir "Sedefkarlýk kürsüsü" kurulmuþ ve Vasýf Sedef bu kürsünün öðretim üyeliðine getirilmiþ, ölümüne kadar (1940) bu görevini sürdürmüþtür.

Sedefkarlýk sanatýný omuzlayýp 20. yüzyýlýn ortalarýna doðru getirmeye çalýþan Vasýf Hoca dan baþka, bu sanatýn son ustasý, 1982 yýlýnda kaybettiðimiz Nerses Semercioðlu'dur... Sedefçilik sanatýný 1980'lerin baþýna kadar getiren son profesyonel kiþi olan Nerses Semercioðlu, "yeniden keþfedilircesine" 1950'lerden sonra deðer kazanmaya baþlayan bu sanatla geçimini sürdürmüþtür. Ancak günümüzde kendi çabasý ile bu sanatý üst düzeyde icra eden birkaç ustanýn da bulunduðunu söyleyebiliriz. Sedef iþçiliði, Gömme (veya Kakma), Kaplama ve Macunlama teknikleri olmak üzere üç deðiþik tarzda yapýla gelmiþtir. Ayrýca, sedef iþçiliði, gerek motif özellikleri ve gerekse kullaným sahalarý ve tarzlarý bakýmýndan 4 ana grupta toplanmaktadýr; Eser-i Ýstanbul, Þam iþi, Viyana iþi ve Kudüs iþi... Bunlardan ilk ikisi tamamen Osmanlý karakteri taþýrlar; gömme veya kaplama tekniðiyle hazýrlanan "Ýstanbul iþi" eserlerde; fildiþi, baða (kaplumbaða inceltilmiþi) ve kemik gibi yardýmcý unsurlar kullanýlýr. Baðanýn altýna 'altýn varak" yapýþtýrýlýr. Sedef ve diðer malzemenin daha ziyade geometrik biçimlerde kullanýldýðý bir iþçilik þeklidir.

Bir zamanlar Osmanlý Devleti'nin bir vilayeti otar Þam'da ortaya çýktýðý için Þam iþi olarak adlandýrýlan teknik de yine gömme (kakma) denilen tarzda hazýrlanýr. Þam iþinde "taþ sedef" dediðimiz kalýn ve beyaz sedefin sadece bir yüzü düzeltilir; diðer yüzü kaba býrakýlarak aðaca gömülür; sedefin çevresine 1 mm geniþlik ve 1 mm derinlikte kurþun-kalay karýþýmý teller çakýlýr.

Viyana iþi ise, "Boule" adý verilen metal kaplama tekniðinin yanýnda düzensiz olarak yerleþtirilen sedef parçalarýndan meydana gelir. Daha ziyade, "arusek" ismi verilen veya "çöp" diye bildiðimiz renkli cins sedeflerin kullanýldýðý yerler; masa, kanepe, komodin, büfe, ayna gibi eþyalardýr.

Kudüs iþine gelince... Bu teknik mobilyada veya diðer küçük eþyada kullanýlan bir teknik deðildir. Sedef kabuklar üzerine yapýlan cami ve benzeri maketler, bitki ve hayvan motifleri olarak kendisini gösterir. Not: Galeride Prof. Dr. Zeki KUÞOÐLU'nun sedef örneklerinden bazýlarýný görebilirsiniz.

Mehmet Zeki KUÞOÐLU
Gönderen: 08.07.2006 - 21:05
Bu Mesaji Bildir   Havace üyenin diger mesajlarini ara Havace üyenin Profiline bak Havace üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
önceki konu   diğer konu

Mesajlar Gönderen Tarih
 SEDEFKARLIK
Havace 08.07.2006 - 21:05

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 858 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
hümeyra24 (43), güllüm (41), alitufan (48), semsuddin (39), f_erturk (39), zafercezlan (54), benbuamellerimi.. (53), seyma_05 (39), yenilmezburuk (46), mhmmdky (37), sivaslihakan (46), sunam6 (41), konya28 (37), mardinlimemo (44), @hasan@ (39), _huzurislamda_ (39), Seda_ (35), BOPPON (43), faziltopal (55), ahmetserkankaya (43), eLsina (38), AZRA66 (37), sulukapo (34), HAKANCETIN (46), mentese (48), palanxdöken (53), ADEM BAKIRHAN (60), ceyhan (71), ReSuLe_HaSrEtt (38), Forever_Love (40), mutlu69 (55), islam yusuf (54), sofi32 (49), yesil_bahar19 (37), makhorsa (48), erihna (41), veysi irdam (88), abdullah özkul (27), nur58 (60), fedayi (55), RAMAZAN69 (37), seyyidali47 (50), gocer (55), suleyman yildiz (57), vuslat_wien (41), KASIM EROL (50), isanurun (39), koeroglu (48), ardaci (49), ardaburda (50), gunesgunes (42), Burcu89 (35), BMW (43), ZLH (), hafiz_34 (68), bestebuse (51), Aysegül (36), seroar (55), hacirizeli (53), sonmezNL (53), zeko (), CILGIN KURT (51), BERGE00 (42), sevki (51), fth (41), muhammetmustafa (44), bsapmaz (59), siyah_gül (36), ekrem144 (), Cicekci (37), rooster79 (45), mehmetx (44), furkan42 (42), yunus ata (61), GangstAdem (39), orhan06 (44), kamuran (51), dinimiseviyorum (39), esm (40), buzmavisi61 (58)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.56467 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.