*´¯`·.¸.·´¯`·.((( RAVDA.net ))).·´¯`·.¸

	Anasayfa Yap
	Favoriye Ekle
	İrtibat

Üye Girişi

Üye Ol

Home

F o r u m

E-Kart

Tavsiye Et

Sitede Arama


» Kapsamlı Arama

Google`de Ara

Tavsiye Linkler

Kuran Kursu Mezunları

Önemli Linkler

Statü / İstatistik

En Son Üyemiz:
Didem_

53683 Toplam Üyemiz var.

Online Üyeler:

Online: 900 Misafir
Admin | Moderator | Vip | Üye

Giriş Vaktiniz: Cuma, 10. Mayıs 2024 - 06:22

Browseriniz:

IP Adresiniz: Hostname:

Toplam Forum: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193

Beni hatırla

Forum Anasayfa » Arama Sonuçları

27 Sonuç - Yeni Arama

Sayfa (2): (1) 2 weiter >

Gönderen

Mesaj

Konudaki Mesajlar: Kan, Zulüm,vahşet ve Şehadet Burası Filistin

	Muvahhid

27 Mesaj -

Gönderme Tarihi: 24.01.2007 - 01:52

Konudaki Mesajlar: Kan, Zulüm,vahşet ve Şehadet Burası Filistin

	Muvahhid

27 Mesaj -

Gönderme Tarihi: 23.01.2007 - 01:04

Konudaki Mesajlar: Kan, Zulüm,vahşet ve Şehadet Burası Filistin

	Muvahhid

27 Mesaj -

Gönderme Tarihi: 21.01.2007 - 14:09

Konudaki Mesajlar: Kan, Zulüm,vahşet ve Şehadet Burası Filistin

	Muvahhid

27 Mesaj -

Gönderme Tarihi: 21.01.2007 - 03:37

Konudaki Mesajlar: Kan, Zulüm,vahşet ve Şehadet Burası Filistin

	Muvahhid

27 Mesaj -

Gönderme Tarihi: 21.01.2007 - 03:31

Konudaki Mesajlar: Kan, Zulüm,vahşet ve Şehadet Burası Filistin

	Muvahhid

27 Mesaj -

Gönderme Tarihi: 21.01.2007 - 03:11

Konudaki Mesajlar: Kan, Zulüm,vahşet ve Şehadet Burası Filistin

	Muvahhid

27 Mesaj -

Gönderme Tarihi: 08.12.2006 - 22:30

Konudaki Mesajlar: Kan, Zulüm,vahşet ve Şehadet Burası Filistin

	Muvahhid

Candan Oluruz Olmayız Canandan...

27 Mesaj -

Gönderme Tarihi: 08.12.2006 - 12:39

Konudaki Mesajlar: Kan, Zulüm,vahşet ve Şehadet Burası Filistin

	Muvahhid

27 Mesaj -

Gönderme Tarihi: 08.12.2006 - 02:26

Konudaki Mesajlar: Kan, Zulüm,vahşet ve Şehadet Burası Filistin

	Muvahhid

27 Mesaj -

Gönderme Tarihi: 08.12.2006 - 01:35

Konudaki Mesajlar: Kan, Zulüm,vahşet ve Şehadet Burası Filistin

	Muvahhid

27 Mesaj -

Gönderme Tarihi: 08.12.2006 - 01:33

Konudaki Mesajlar: Kan, Zulüm,vahşet ve Şehadet Burası Filistin

	Muvahhid

27 Mesaj -

Gönderme Tarihi: 08.12.2006 - 01:32

Konudaki Mesajlar: Kan, Zulüm,vahşet ve Şehadet Burası Filistin

	Muvahhid

27 Mesaj -

Gönderme Tarihi: 08.12.2006 - 01:31

Konudaki Mesajlar: Kan, Zulüm,vahşet ve Şehadet Burası Filistin

	Muvahhid

27 Mesaj -

Gönderme Tarihi: 08.12.2006 - 01:28

Konudaki Mesajlar: Kan, Zulüm,vahşet ve Şehadet Burası Filistin

	Muvahhid

Kan, Zulüm,vahşet ve Şehadet Burası Filistin

27 Mesaj -

Gönderme Tarihi: 08.12.2006 - 01:26

Konudaki Mesajlar: Radyo Vahdet

	Muvahhid

Radyo Vahdet

27 Mesaj -

http://www.flatcast.com/de/Player.aspx?sid=161921

Cihad Marþlarý ve Kuran hadis dersleri ile deneme yayinina baþlamýþtýr.

Gönderme Tarihi: 15.08.2006 - 14:48

Konudaki Mesajlar: Cihad Marşları mp3

	Muvahhid

Cihad Marşları mp3

27 Mesaj -

Lübnanlý Mücahidlerden Allahu Ekber Marþý mp3

http://www.hemenpaylas.com/download/1258250/Allahu_Ekber.mp3.html

Allahu Ekber Ya Aksa (Mutlaka Dinleyin)

http://www.abo-ali.com/mp3/alllah_akbar_ya_aqsa.mp3

Sene Hudu

http://ia300212.us.archive.org/1/items/Hayyealelcihad7/Hayyealelcihad7-senehudu.mp3

http://www.hemenpaylas.com/download/1258203/Ah_Filistin.mp3.html

Gönderme Tarihi: 26.07.2006 - 18:03

Konudaki Mesajlar: Erihna Ya Bilal (R.a)

	Muvahhid

Erihna Ya Bilal (R.a)

27 Mesaj -

Kesif bir kuþatýlmýþlýðýn içinde çýrpýnmanýn yorgunluðudur üzerimizdeki. Kasýrgalar, zayýf bedenimizi oradan oraya çarpýp durmakta. Nicedir güneþe hasret gözlerimiz ufku tarýyor umut içinde. Uzayan bu gece ne zamana dek? Ne zamana dek sürecek güneþe hasretliðimiz ey Bilal?!
Kalbimiz çelik bir mengeneyle sýkýlýp duruyor. Necis ayaklar sinelerimizi çiðnemekte. Küfrün kirli pençeleri gýrtlaðýmýzý sýkýyor acýmasýzca. Boðulduk boðulacaðýz, daha ne duruyorsun ey Bilal? Ferahlat bizi, en hüzünlü anlarýnda ferahlattýðýn gibi Sevgililer Sevgilisini.
Garip bir zamanýn çocuklarýyýz. Ýman, elimizde bir kor parçasý, yakýyor inan. Sýrtýmýzda ateþten bir gömlek, giymek ne zormuþ ey Bilal! Ahir zamanmýþ içinde yaþadýðýmýz. Ve bundanmýþ demek sünneti ihya etmenin fazileti. Daðlar gibi belalarýn altýnda eziliyoruz! Lut (as)'un çaresizliðidir an be an yaþadýðýmýz. Erihna ya Bilal, sabahýn yakýn olduðu müjdesi bize de verilsin.
Küfrün necis eli, en kutsal deðerlerimize bile dokunmanýn cür'eti içinde. Necaset gözlüðüyle görenler, örtüsüne tahammül edemiyor bacýlarýmýzýn. Ýnancýný yaþamak isteyenlere ha bire daraltýlýyor dünya. Bundan daha acýsý da ey Bilal, kabahat iþleyen insanlarýn suçluluðu var inançlý insanlarda. 'Ehad!' diyecek insanlarý ne çok özlüyor gözlerimiz, bir bilsen! Erihna ya Bilal, dað taþ göðsünü gere gere Ýslam'ýný haykýrsýn.
En vahþi iþkenceler üzerimizde denendi. Bileklerimizden kelepçeler hiç eksilmedi inan. Esaretin hüzünlü kokusu ilmek ilmek genlerimize dokundu. Kanlarýmýzla karýlýyor harcý, karanlýk hücrelerin. Karanlýk ve soðuk, zehirli akrepler gibi etlerimizi ýsýrmakta. Rüyasýna tabir isteyen arkadaþlardan da yoksunuz þimdi, ey Bilal! Züleyhalar çoðaldý, haddi hesabý yok kaprislerinin. Erihna ya Bilal, Yusuf (as)'u vezirliðe götüren yol bize de açýlsýn.
Eriyip gidiyoruz bir kardeþ kavgasýnýn içinde. Sen-ben mücadelesinin üzerine kuruluyor bütün hesaplar. Gücümüz tükendi birbirimizle uðraþmaktan. Daðýlýp parçalandýk, bölünüp yutulduk. Sonra da azgýn iþtahlýlarýn kursaðýnda yem olduk. Ýmanla fethedilen topraklar bir bir çýktý elimizden. Kardeþliðimizi unutalý üþüþtü üzerimize çakallar. Köleler konumuna düþtük kendi vatanýmýzda. Erihna ya Bilal, uhuvvet anlamýný bir kez daha bulsun.
Kutsal bildiðimiz beldelerin hepsi iþgal edildi. Mallar talan, canlar heder edildi. Oluk oluk kan akýyor mescidlerimizden. Oturup seyrettik kadýnlarýmýzýn namusuna el uzatýlýrken. 'Bana dokunmuyor ya, yýlan bin yýl yaþasýn' dedik. Kanýksamýþ gözlerle seyrediyoruz, biliyor musun çiðnenirken ýrzlar. Ölüm sessizliðiyle izliyoruz Kudüs'ün, Mescid-i Aksa'nýn harabiyetini. Erihna ya Bilal, Ben-i Nadr'i dize getiren gayret bize de verilsin.
En azgýn belalarýn ortasýnda yapayalnýz kaldýk. Bizi baðrýna basacak bir Habeþ ülkesi, adaletine güveneceðimiz bir Necaþi yok bugün. Yüzümüzü nereye çevirsek, yeryüzü daralýyor üzerimize. Vatan olacak bir Yesrib'e, evini paylaþacak Ensar'a büyüyor hasretliðimiz. Nereye dönsek Taif yüzlüler çýkýyor karþýmýza. Üzerimize ha bire taþlar atýlýyor sefih ellerden. Sýðýnacaðýmýz ne bir bahçe, ne de haklýlýðýmýzý ikrar edecek Ninovalý Addas var. Resul (as)'ün hüzün ve þikâyetini daha iyi anlýyoruz þimdi. Erihna ya Bilal, Cebrail (as) daðlar meleðini bir kez daha getirsin.
Eskisi gibi net deðil saflar ey Bilal! Azizler tard edilip sefihler azizliðe soyundular. Tarumar edildi emanet ehliyetsizlerin elinde. Baþýmýza en radikal dindar kesildi çatal dilliler. Öncü diye takdim edildi Ýbn-i Selul'ün, Baura'nýn torunlarý. Dinden nasibi olmayanlarýn dilinde en temel farizalar bile tartýþýlýr oldu. Hiç utanmadan, pervasýzca deðerlerimizi küçümsedi âlim bildiðimiz þahsiyetler. Durup izliyoruz bütün bunlarý baðlanan ellerimiz, gem vurulan dillerimizle. Temeli takva ile atýlan mescitlerin yerinde yeller esiyor. Nifakýn konuþulduðu mekânlar daha revaçta þimdi. Erihna ya Bilal, daha ne duruyorsun? Öyle bir ferahlat ki, fitne kokan mekânlar bir bir yýkýlsýn, münafýklar secdeye kapansýn.
Ýman sahipleri sýkýþýp kaldý yüzlerce tercih arasýnda. Dünya mý, ahiret mi önceliði zorluyor bizi. Firavun daha bir pervasýz þimdi elimizden düþeli asâ. Ateþ dolu hendeklerin baþýnda bekletiliyoruz kahkahalar arasýnda. Ýbrahim (as)'in tevekkülünden yoksunluðumuz daha bir kudurgan yapýyor ateþ sahiplerini. Erihna ya Bilal, ateþ bir kez daha serin ve selamet olsun.
Hançereni yýrtarcasýna yükselt sesini yeniden, ins-u cin duysun tekbirlerini. Bizi de aðlat, Kudüs'te, Ömer (ra) ve arkadaþlarýný aðlattýðýn gibi. Üzerimizdeki ölü toprak silkelensin, kýrýlsýn boynumuzdaki esaret zincirleri. Kâinata meydan okuyan iman bir kez daha dolsun sinelerimize. Ýmdadýmýza gelsin yeniden Cebrail (as)'in önderliðinde melekler, kalplerimize sekineyi indirsin. Kâfirin kalbi bir kez daha çatlasýn, "Yürü ya Hayzum!" nidasýyla. Fetih Suresi'nin indiði ortamý yaþatsýn bize ezanýn. Bir öndere olan ihtiyacýmýz sinelerimizi daðlamasýn artýk. Erihna ya Bilal, Resul (as)'ün ardý sýra baðladýðýmýz saflar yeniden sýklaþsýn.

Gönderme Tarihi: 25.06.2006 - 20:42

Konudaki Mesajlar: Takva Sahipleri...

	Muvahhid

Takva Sahipleri...

27 Mesaj -

O takva sahipleri, bollukta ve darlýkta baðýþta bulunanlar, öfkelerini yutanlar ve insanlarýn kusurlarýný affedenlerdir.” (Al-i Ýmran Suresi: 134)

MUTLULUK ÞAKASI

Aðýr aðýr adýmlýyordu havalandýrmayý. Böylesine düþünmemiþti zindaný. Sonbaharý olmayan bir kardeþliðin, bir fedakarlýðýn atlas iklimindeydi. Hiç mi öfkelenmezdi bu insanlar? Hiç mi baþkalarýnýn kusurlarýna kýzmazlardý bu dar mekanda? Bollukta ihsan etmek iyi de, ya bu darlýkta… Hem kendileri muhtaçken ihsan etmek… Ya güler yüz ve tebessüm sadakalarý daðýtmak, yapýlan iyiliði unutmak, baþa kakmamak… Bilmeden de olsa yapýlan kötülüðe iyilikle mukabele etmek… “O takva sahipleri, bollukta ve darlýkta baðýþta bulunanlar, öfkelerini yutanlar ve insanlarýn kusurlarýný affedenlerdir.”
“Allah’ým! Bunlar melek mi? diye geçirdi içinden genç adam. Henüz üç-dört ayýný doldurmuþtu tutuklanalý. Adaþý Yusuf’un medresesine uðramýþtý yolu. Yusufi endiþeyi yüreðinde taþýyan herkes gibi..
Suçu; hizmet-i Kur’aniyede bulunmak… Suçu; hakikat-i imaniyeyi büyük bir aymazlýk yaþayan halkýna duyurmak… Suçu; Allah’ýn evinde Allah’ýn kitabýný öðretmek… Netice; Yusufi duraktý; sabýr ve irfan mektebiydi.
Geldiði günden beri þu koðuþa, gönlünde inkýlaplar yaþanmýþtý. Meðer dört duvar, meðer zindan ne hakikatlere gebeymiþ: Kardeþliði öðrenmiþti fedakârlýkla beraber. Bir an muhacirler gibi hissetti kendini Ensar’ýn kucaðýnda, kardeþliðin baðrýnda. Kinsiz, öfkesiz bir mekanda… Allah’ýn rýzasýnýn ve hoþnutluðunun hedeflendiði bir ortamda… Gecelerin secdelerle, gündüzlerin kutsal nidalar ve ilimle hayat bulduðu bir zeminde…
Çok þey öðrenmiþti bu kýsa zamanda. Rabbine hamd etti bu güzellikleri yaþattýðý için, þahid ettiði için. Yüreðinde kardeþlik ikliminin meltemini hissetti. Serinlik sardý içini. Zindandaydý, ama mutluydu kardeþleri arasýnda.
Yorulduðunu fark etti. Bir köþeye çekildi. Sýrtýný bir dosta dayar gibi güvenle dayadý duvara. Artýk duvarlar da þirin görünüyordu ona. Bu yapýnýn her tarafýna kardeþlerinin kokusu sinmiþti adeta. Çoðunluktaydýlar bir çok cezaevinde olduðu gibi bölgenin. Güzel duygularýnýn kaynaðýný aradý alem-i efkârda. “Demek ki marifet kardeþlerimde” diye düþündü. “Betonu bile güzelleþtiren kardeþlerimde…”
Elini duvara dayalý duran süpürgeye uzattý. Aklýna mahkemesi geldi. Celb faksý gelmemiþti. “Neden acaba? diye düþünürken, elindeki süpürgeyi saða sola sallýyordu. “Neyse, önemli deðil. Vardýr elbet bir hayýr ” diyerek kalktý, koðuþa yöneldi.
Merdivenleri çýkarken Burhan ile karþýlaþtý. Tebessümle baktý gözlerine. Aman Allah’ýn yanýlýyor muydu? Hayýr, hayýr! Yanýlýyor olamazdý. Burhan’ýn bakýþlarýnda kýzgýnlýðýn seli akýyor, þimþekler çakýyordu. Öfkeyle bakýp geçti Burhan.
Acaba bilmeden bir hatasý mý olmuþtu Burhan’a karþý? Kendini kontrol etti. Hatýrlayamadý. Hatta henüz bir saat önce samimi bir þekilde konuþmuþlardý. “Belki de ben evhamlandým. Su-i zanda bulundum” diye düþündü. Nefsini kýnadý.
Banyo yapmak düþüncesindeydi. Temiz elbisesinin kalmadýðýný hatýrladý. Koðuþtaki en samimi arkadaþýna koþtu:
-Salih, dedi. Fazla elbisen varsa, benimkiler kuruyana kadar emaneten alabilir miyim?
Aðýr aðýr döndü Salih. Yüzü somurtuyordu:
-Ne elbisesi? Elbise-melbise yok! Dedi öfkeli bir ses tonuyla.
Þoka girdi, neye uðradýðýný þaþýrmýþtý. Can kardeþi Salih miydi bu? Ýnanamýyordu olanlara. Halbuki neler düþünmüþtü neler? Normalde Salih, emanet etmez hediye ederdi. Ama karþýlaþtýðý bu muamele… Sustu. Hiçbir þey demeden sükunet denizine daldý ranzasýna uzanarak.
Öðle yemeði için aþaðý kata indi. Tüm koðuþ yemekteydi. Neþe saçan gözleriyle kardeþlerine baktý fakat hepsi somurtuyordu. Her zamanki neþeli ortam yoktu. Sessizce masaya oturdu. Bakýþlarýn negatif elektriðini üzerinde hissedince baþýný önüne eðdi, sessizliðe gömüldü.
Bir yandan da düþünüyordu. Neler oluyordu? Ne yapmýþtý? Neden herkes bir anda düþman kesilmiþti? Bir türlü bulamadý zihninde cirit atan sorularýn cevabýný. Aniden Zeki’nin sesini duydu:
-Yusuf’tan þikayetçiyim arkadaþlar!
-Evet, evet! Ben de þikayetçiyim!
-Ben de, ben de…
“Aman Allah’ým! Neler oluyor” diye þaþkýnlýkla baktý arkadaþlarýna. Tüm gözler masada oturan koðuþun saygýn kiþisine döndü. “Dayý” diye hürmet edilen, o ana kadar sükunet içinde yemek yiyordu. Aðýr aðýr döndü müþtekilere:
-Ne oluyor? diye sordu. Bir durum mu var?
Burhan, Salih ve Zeki ileri atýldýlar hep birden üçü bir aðýzdan:
-Yusuf’tan þikayetçiyiz. Yargýlanmasýný istiyoruz.
-Peki, dedi dayý. Sofrayý toplayýp mahkemeyi kuralým.
Çabucak sofra kaldýrýldý. Hakim makamýna oturdu dayý. Müþtekiler ve Yusuf ise karþýsýna…
-Evet Zeki! Önce sen söyle bakalým, dedi dayý ciddi bir ses tonuyla. Niçin þikayetçisin Yusuf’tan?
Zeki ciddi, ciddi doðruldu. Büzülmüþ, adeta bir yumruk kadar küçülmüþ, olanlara hâlâ bir anlam verememenin þokunu yaþayan Yusuf’a baktý:
-Onu, deyip parmaðýyla Yusuf’u iþaret etti. Havalandýrmada oturmuþ elindeki süpürgeyi saða-sola sallarken gördüm. Þikayetçiyim.
Böyle bir iddia daha çok þaþýrtmýþtý Yusuf’u. Ýkinci bir ses þaþkýnlýðýný daha bir artýrdý. Salih’ti konuþan:
-Benden elbise istedi. Bende þikayetçiyim.
-Merdivende karþýlaþtýðýmýzda bana tebessümle baktý. Bende þikayetçiyim, sesi Burhan’dan yükselmiþti.
Zihni allak bullak olmuþtu Yusuf’un. Bunlar ne biçin þikayetlerdi. Neler oluyordu? Bu melek insanlara ne olmuþtu böyle? Bu güne kadar gördüðü izzet, ikram, kardeþlik yalan mýydý? Dilini ýsýrdý. Elini çimdikledi. Rüya görüyor olmalýydý. Ýnanasý gelmiyordu olanlara. Dili tutulmuþçasýna aðzýný býçak açmýyor, aval aval bakýyordu.
Yusuf’a baktý dayý.
-Hýmm! Aðýr ve ciddi iddialar bunlar, dedi sakalýnýn kaþýyarak:
“Karar” diye bir ses çýnladý kulaklarýnda Yusuf’un. Herkes ayaða kalktý. Tüm bakýþlar Dayý’nýn aðzýna kilitlenmiþti. Yusuf, ölgün ölgün seyrediyordu olanlarý. Kulaklarý uðulduyor, gözleri kararýyordu. Dizlerinde derman kalmamýþtý.
Dayýnýn sesi ortalýkta yankýlandý:
-Böylesine aðýr suçlamalar için verilebilecek tek karar..
“Neler söylüyor?” diye düþündü Yusuf. “Neyin kararýný verecek?”
-…sanýðýn tahliyesidir” sözleri duyulur duyulmaz ortalýkta bir ses gürledi:
-Tekbiiir!
-Allahu Ekber! Allahu Ekber! Allahu Ekber!
Nidalar koðuþun duvarlarýnda yankýlandý. Karþýsýnda Dayý’yý gördü önce. Tekrar tebessüm fýþkýran bakýþlarla bakýyordu. Tüm bakýþlar, sözler, hareketler birden kardeþlik koktu. Kendini sýrayla Ensar’ýn kucaðýndaymýþ gibi kardeþlerinin kucaðýnda buldu. Bir muþtu dolaþtý dillerde…
-Bu bir þakaydý, dedi dayý. Paylaþýlan bir mutluluðun þakasý… Sen havalandýrmadayken “Tahliye” olduðuna dair haber geldi mahkemeden. Gözün aydýn üzdükse hakkýný helal et…
Tebrikler, tekrar tekrar sarýlmalar, Yusuf’u uykudan uyanýr gibi getirdi kendine. Sevinmiþti; tahliyesinden çok, yaþananlarýn gerçek olmadýðýna…
Demek hepsi þakaydý, kardeþleri ona öfkeli deðildi. Her þey sevincini paylaþmak, mutluluðuna ortak olmak içindi. Paylaþýldýkça artan mutluluklar… “Olsun deðer…” dedi içinden. “Yeter ki kardeþlerim mutlu olsun.”

Gönderme Tarihi: 21.01.2006 - 01:52

Konudaki Mesajlar: Asiye Şöheret mi? Malzeme mi?

	Muvahhid

Asiye Şöheret mi? Malzeme mi?

27 Mesaj -

14 yaþýndaydý Asiye. Teni de, kömür karasý gözleri gibi kapkaraydý. Asiye bir köleydi. Köle doðmuþtu, belki de öyle ölecekti. Hürriyet denilen bir þey vardý ki, meçhuldü Asiye için. Kölelikten iyi olduðunu biliyordu hem de çok iyi biliyordu. Ama yaþamamýþtý hürriyeti, özgürlüðü. Denedi bir gün. Özgür olmayý, hürriyetin tadýný… Kaçtý, bir bilinmezliðe doðru… Yakalanma pahasýna da olsa tatmak istiyordu özgürlüðün tadýný… Heyhat! Güneþ doðmadan gaddar efendisinin ayaklarý dibine bir paçavra gibi atýldý Asiye… Akla hayale gelmeyen iþkencelerle tanýnmaz hale getirildi. Dövüldü, sövüldü, her türden tacize, eziyete maruz býrakýldý. Artýk kömür karasý gözlerindeki çocukça, saf ve masum ifade gitmiþ, yerine korku yüklü bir ifade çökmüþtü. Bir anlýk özgürlüðün lezzetini çok pahalýya ödemiþti.

Bir gün efendisi Ammar, onu sýký sýkýya zincirleyip esir pazarýnýn yolunu tuttu. Yalýnayak, yarý çýplak, zincirlenmiþ bir halde itile kakýla esir pazarýna götürüldü Asiye. O gün her günkü gibi týka basa doluydu esir pazarý kölelerle, efendilerle… Hummalý bir alýþveriþ içindeydiler. Köleler, alýcýlarýn arasýnda dolaþtýrýlýyor, sahipleri öve öve bitiremiyordu. Alýcýlar da köleleri inceliyor, erkeklerin gücünü-kuvvetini, kadýnlarýn da güzelliðini ön planda tutuyorlardý. Zaten fiyatlarý da bu özellikleriyle yükseliyor ya da düþüyordu. Asiye’yi de dolaþtýrdýlar, incitici bakýþlarýn dayanýlmaz aðýrlýðý altýnda. Sonra sattýlar onu, bir eþya gibi. Kime mi? Zulmü Ammar’dan aþaðý kalmayan bir zalime…

Aradan çok uzun yýllar, asýrlar geçti. Asiye kölelikten, zulümden kurtuldu. O artýk özgür. Kendisine ait evi, arabasý, çok ama çok parasý var. Çalýþýyor çünkü. Hem de yine eski efendisi Ammar’ýn þirketinde çalýþýyor. Ammar da çok zengin oldu. Paraya para demiyor. Þirketinde çalýþanlarýn sayýsýný bilmiyor. Parasýnýn miktarýný da bilmiyor. Bilmediði þeyler böyle uzayýp gidiyor. Asiye’ye de çok deðer veriyor. Çünkü ona çok para kazandýrýyor Asiye. O, Ammar’ýn en gözde reklâm yýldýzý. Þirketinin tüm ürünlerinde reklâm yýldýzý olarak Asiye çalýþýyor. Araba, beyaz eþya, giyim, her türlü tüketim malzemesi, hatta çiklete kadar her þeyin reklâmýný Asiye’ye yaptýrýyor. “Akýllýyým” diyor Ammar, “Televizyonlarda sakýzýn reklâmýný pala býyýklý biri yapsa kim ürettiðim sakýzý alýr?” diye düþünüyor Ammar. Asiye de ayný düþünceyi efendisiyle paylaþýyor, izleyenler de. Þirketinde çalýþan tüm Asiyeler de öyle düþünüyor. Birçok genç kýz, Asiye olabilmek için her þeylerini feda edebiliyorlar. Asiyelerin ve Ammarlarýn imrendirici hayatlarý var çünkü. Attýklarý her adým olay oluyor, konuþuluyor, tartýþýlýyor. Attýklarý minicik bir adýmdan bahseden dergiler, gazeteler, radyolar, televizyonlar, reyting ve tiraj rekoru kýrýyor. Memlekette savaþ çýksa mühim deðil, pek konuþulmaz, ama Asiyelerden birinin ayaðý burkulsa günlerce konuþuluyor.

Yani anlayacaðýnýz Asiye büyük, eriþilmez, çok konuþulan, kýskanýlan biri artýk. Eskisi gibi alýnýp satýlmýyor. Ammar canýný sýksa kontratý Ammar’ýn yüzüne fýrlatýr, gider baþka bir efendiyle –pardon- iþverenle kontrat imzalar. Öyle esir pazarýnda zorla, incitici bakýþlarýn altýnda sergilenmiyor Asiye. Artýk kendi isteðiyle modern podyumlarda, çaðdaþ ve elit tabakaya sergiliyor kendini –pardon- üstündeki giysiyi. Eskiden zorla yarý çýplak vaziyette sergilenirdi. Þimdi öyle zorlama filan yok. Özgür iradesiyle ne dilerse onu giyer Asiye. Hatta dilese hiçbir þey giymez, kim ona karýþabilir ki. Çünkü o artýk özgür. O kendi ayaklarý üstünde durabilen hür bir kadýn.

Ammar da emrindekileri zincirlemek zorunda deðil artýk. “Beðenmeyen defolup gider, iþçi mi yok?” diye düþünüyor Ammar. Hani haksýz da deðil doðrusu. “Elini sallasa ellisi” derler ya, öyle iþte. Çok akýllanmýþ çok. Aklý arttýkça parasýný da arttýrmýþ Ammar.

Ben de dua ediyorum eskisi gibi. Eskiden Asiyeleri görür, zulümden kurtulsunlar diye için için dua ederdim. Bedenleri köleydi onlarýn. Ama ruhlarý özgür… Duam çok þükür kabul gördü bir süre sonra. Bedenleri de ruhlarý gibi özgürlüðe kavuþtu. Þimdi daha fazla, daha içli dua ediyorum. Çünkü bedenleri özgürleþtikten bir süre sonra, parasý ve aklý artan Ammar ve onun gibiler, ruhlarý satýn almayý öðrendiler. Ruh satýn alýnýnca beden kendi isteði ve arzusuyla köle oluyordu zira. Asiyelere ve onlar gibi olmak için can atanlara hep beraber dua edelim kardeþlerim. Belki Asiye, Ammar’ýn eskisinden daha zalim olduðunu idrak eder ve kölelikten bir kez daha kurtulur.

Gönderme Tarihi: 15.01.2006 - 21:17

Sayfa (2): (1) 2 weiter >

İmzalar göster - Konu olarak göster

Lütfen Seçiniz:

Şu an Yok üye ve 900 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]

Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
ambulans64 (60), salihbayram (52), opel (54), islamci_genc (37), celal1974 (50), savage41xxx (52), LAZPARATOR61 (45), kral29 (35), siseyna (43), demir_kralll (33), yepremreha (47), YA_rab (31), zompur (54), ALMILA_GÜL (56), Mystigue (53), kecmk (53), akpinar61 (59), aqabe (60), agenc24 (52), y.erkek (52), internet22 (41), kutsalsavasc&ya.. (37), karindas (45), sehadet_61 (46), Serdar_ (44), bahtiyar28 (54), maun (42), bayramsalih (52), arifünal (64), HANCEREN (55), mecruh (45), MuSLimaNKa (34), bilalkale (50), DeLiCaN (944), veysel setdibi (62), tilli (51), erzurumlunet (46), sema_ihl (38), cemre (52), m.kara (58), yyunuss (39), x_X_x (41), Muhammed1968 (57), hçerçi (72), lcd (47), fatihreis (39), Baharayyildiz (40), haci_nl (47), cemil (46), yakupakyuz (60), gazikoc58 (51), Ankebut57 (45), L a V i N i a (40), sofu_23 (51), Beyaz dilek&cce.. (40), tabu (50), sümbül (37), yakupalan (45), Alperen Eren (46), HikmetSagir (81), YaSaX (44), Barnabas (39), islamasevdal&ya.. (38), ilyas1970 (54), criminalist (52), Ayhan-61 (58), nurayaz (30), mörscher (58), basmuharrir (58), Goodmanx (57), mahmut1968 (56), djnefret (41), karadeniz krali (54), ayseli (58), cengo06 (62), yasarerkek (52), hz.ömer (37), ismailxxx (46), tayyarozbak (40), karamurat1 (51), sari_kiz (38), kaslim (42), ayyildiz_70 (34), The Mediterrane.. (53), bahadir (50), ~TUTI~ (37), dostahasret (43), Selinnurx (56), apocalyptica (45), markat (46), derlerkahin (46), isa dogan (50), EROL AKBULUT (56), Yaseminnur (37), sehadet_aski (42)

Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler

Copyright © ((( RAVDA.net ))) * İrtibat * RAVDA Reklam Servisi * Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.

Sayfa 0.59965 saniyede açıldı

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.