*´¯`·.¸.·´¯`·.((( RAVDA.net ))).·´¯`·.¸

	Anasayfa Yap
	Favoriye Ekle
	İrtibat

Üye Girişi

Üye Ol

Home

F o r u m

E-Kart

Tavsiye Et

Sitede Arama


» Kapsamlı Arama

Google`de Ara

Tavsiye Linkler

Kuran Kursu Mezunları

Önemli Linkler

Statü / İstatistik

En Son Üyemiz:
Didem_

53683 Toplam Üyemiz var.

Online Üyeler:

Online: 686 Misafir
Admin | Moderator | Vip | Üye

Giriş Vaktiniz: Cuma, 3. Mayıs 2024 - 18:44

Browseriniz:

IP Adresiniz: Hostname:

Toplam Forum: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193

Beni hatırla

Forum Anasayfa » Arama Sonuçları

304 Sonuç - Yeni Arama

Sayfa (16): (1) 2 3 weiter >

Gönderen

Mesaj

Konudaki Mesajlar: 3 ŞEY KURALI

	feyza27

sa.

350 Mesaj -

idefix kardeþ uzun süredir ben siteye dahil olmuyordum ama bahsettiðin yazýnýn ne olduðunu da hatýrlamadým.Þu adresten bana ulaþabilirsin.

(Mail adresi yayinlamak site kurallarina aykiri oldugu icin tarafimca silinmistir)

Mesaj 2 kez düzenlendi. En son MeLiSSaNuR tarafından, 25.01.2006 - 20:35 tarihinde.

Gönderme Tarihi: 22.01.2006 - 10:04

Konudaki Mesajlar: Kilis

	feyza27

Kilis

350 Mesaj -

Gönderme Tarihi: 27.04.2004 - 11:36

Konudaki Mesajlar: Dikkat Edin

	feyza27

Dikkat Edin

350 Mesaj -

GELMIS GEÇMIS EN KÖTÜ VIRÜS---CNN TARAFINDAN DUYURULDU

> >LÜTFEN KONTAKT LISTENIZDEKI HERKESE GÖNDERINIZ.!

> >LÜTFEN DIKKAT !!!!

> >Dikkat Bugün itibariyle hayatimiza yepyeni yaratilmis bir virüs girmektedir. Yeni virüs Microsoft tarafindan simdiye dek sisteminize en büyük zarari verebilecek virüs programi olarak nitelendirilmistir..! Bu virüs dün ögleden sonra McAfee firmasi tarafindan bulunmus olup henüz virüse karsi hiç bir savunma gelistirilememistir.! Virüs basitçe hard disk üzerinde sifir sektör olarak tanimladigimiz bölümü kullanilamaz hale getirmektedir ki, bu bölüm bilgisayarinizin tüm sanal belleginin ve sistem bilgilerinin saklandigi yani bilgisayarinizi kullanmaniza olanak veren bilgilerin depolandigi kisimdir. Virüs su sekilde aktif hale gelmektedir: Virüslü dosya aktif hale geldikten sonra kontakt listenizdeki tüm alicilara "A Card For You" konu baslikli bir mail olarak kendi kendini göndermektedir. Eger alici bu sanal karti açarsa, öncelikle bilgisayari kitlenmekte ve kullanici bilgisayarini yeniden baslatmak zorunda kalmaktadir. Ctrl+alt+del tuslari veya reset tusuna basildiginda ise, virüs islevini göstermekte ve sifir sektörü bozmaktadir, Bu da hard diskinizin kalici olarak devre disi kalmasi anlamina gelmektedir. Virüs Dün New York da çok kisa bir süre içinde büyük panik yaslanmasina sebep oldu, CNN tarafindan duyurulan bir habere göre; bu mail Microsoft çalisanlarinca dahil alinmis durumda.

> >"A Virtual Card for You." konu baslikli bir mail i ASLA AÇMAYINIZ

Gönderme Tarihi: 09.04.2004 - 23:09

Konudaki Mesajlar: Ataturks Tochter..’(Atatürk’ün kızı) ve..

	feyza27

Ataturks Tochter..’(Atatürk’ün kızı) ve..

350 Mesaj -

Ataturks Tochter..(Atatürk'ün kýzý göz kırpma

ve..

Alman tv. kanallarýndan Sat-1'da 10 Mart sabahý, Ataturks Tochter
(Atatürk'ün kýzý..) baþlýðýyla sunulan bir proðram vardý.. Bu proðramýn
muhtevasýndan dolayý, bütün atatürkçüler, laikler gurur duyabilirler..

Bu proðramda, Berlin Film Festivalinde geçen ay, birincilikle
ödüllendirilen "Gegen Wand" (Duvara Karþý..) isimli bir filmin baþoyuncusu
olan Sibel isimli bir kadýnýn sanatý ve onun eskiden porno filmleri
çevirdiðinin ortaya çýkmasý üzerine -sanki, bu filmin, o porno filmlerinden
geri kalýr bir tarafý varmýþ gibi..- sinema çevrelerinde kendisiyle ilgili
olarak yapýlan tartýþmalar yer alýyor ve
bu filmin baþoyuncusu olan kadýn, "Atatürk'ün kýzý.." diye alkýþlanýyordu..
Proðrama bu ismin verilmesi, herhalde, halký müslüman olan bir ülkeden
böylesine cüretkar birinin çýkmasýnýn zeminini, o hazýrladýðýndandý..

Kýzýn gerçek babasý ise, kan aðlýyordu.. 30 yýla yakýn zamandýr Almanya'da
bulunan Kekilli ailesinin reisi olan Maraþlý baba, kýzýnýn kendilerine
yaþattýðý utancýn altýnda eziliyordu, adeta, bir tv. kanalýna yaptýðý
açýklama sýrasýnda..

En yakýnlarýný topraða verdiðini, ama, onlarýn hiç birisinin acýsýnýn,
karþýlaþtýðý bu durumla mukayese edilemiyeceðini anlatýyordu,
yýkýlmýþçasýna..
Çünkü, onlar kýzlarýnýn tahsilini sürdürdüðünü düþünürken, o, meðer,
yýllardan beri porno filmleri çeviriyormuþ.. Yýkýcý olmaz mý böylesi bir
utanç yükü..

Sözkonusu, pornocu kadýn, ailesinin geçimi için, porno filmi yapmak
zorunda kaldýðýný iddia etmiþti.. Ama, ailesinin þeref ve haysiyetinin,
kýzý eliyle aðýr þekilde yaralanmasý dramýný yaþayan Maraþlý baba, bu
parasýzlýk iddialarýný reddediyor ve çocuklarýný maddî sýkýntý içinde
yaþatmadýðýný belirtiyordu..

Lakin, çocuklarýný mânevî olarak donatmak dikkati içinde olmadýðý da
açýktý. Yine de, aile ve sosyal çevreden, örf ve âdetlerden alýnan bazý
hasletler vardý ve þimdi, onlarý bile çiðnettiklerin utancýný yaþýyordu;
merhum Necîb Fâzýl'ýn, "domuz yavrulayan kýsrak tepinir.." mýsraýndaki gibi
bir þaþkýnlýk içinde..

O pornocu kadýn ise, fizikî babasýnýn bu açýklamalarý karþýsýnda,
ailesini üzdüðü için üzgün olduðunu belirtmekle birlikte; o porno
filmlerini, yetiþtiði kültürel ortamda, sexin bir tabu olmasýna ve
Türkiyeden taþýnan aile deðerlerine yönelik, bir karþý koyma eylemi
içinde çevirdiði gibi bir felsefî izah getiriyor; felsefenin ahlâksýzlýðý
deðil, ahlâksýzlýðýn felsefesi adýna nanik yapýyor ve porno yoluyla da
olsa, bir anda meþhur olmanýn tadýný çýkarmaktan baþka bir þey düþünmediðini
dile getiriyordu..

Biz, müstehcenliðin, ahlâksýzlýðýn þirretliði, ancak bu kadar olur!
derken, Atatürk'ün kýzlarýndan bir diðeri de, bir baþka ekrandan nanik
yapýyordu.. 15 Mart sabahý, Kadýrgalý nâmýyla meþhur S.S. isimli bir
âþuftenin sunduðu bir kadýn proðramýnda, her zaman olduðu gibi, yine bir
ibtizalin en çukur noktalarýna düþülüyor ve bir tv. kanalýnda Biz
evleniyoruz.. ismiyle yayýnlanan bir gayya kuyusu rezaletlerinden
elenerek çýkan gözüyaþlý bir kýz ekrana getiriliyordu.. Bu arada, kýzýn
annesi, telefonla baðlanýyor ve Kýzým, kurbanýn olayým sana.. Senin
gözyaþlarýna dayanamam.. Aldatýlsan bile, tasa etme.. Benim kýzýma erkek mi
yok, dünyada..

Senin o proðramda, 10 gün boyunca yaþadýklarýn, helâl olsun sana.. Hayatý,
istediðin gibi, dolu dolu yaþa!.. Bu hayat senin.. Ona kimse karýþamaz..
Seninle gurur duyuyoruz.. Bak, baban da yanýmda.. diyor ve bu yürekli(!)
sözler dolayýsýyla; bravolar, alkýþlar gönderiliyordu, fizikî
ana-babaya.. Zihnimde, SAT-1 isimli alman tv. kanalýnda, Atatürk'ün
kýzý.. adýyla sunulan o utanç yüklü muhteva..

Ve, Sanayi Bakaný Ali Coþkunu bile evvelki gün, Böyle krem reklamý mý
olur? diye feryad ettiren müstehcen reklam.. Ve, buna karþý, eski umut
siyasetçi Cem Boyner'in, "Bu reklam, dünyanýn her yanýnda böyle yapýlýr.."
diye dikleþilmesi.. Bir çukura daha bir itiliþimizin Atatürk ve kýzlarý
tarafýndan sahnelenmesiyle karþý karþýyayýz..

Evet, bunlar, hiç bir ahlâkî sýnýr tanýmayan, Vur patlasýn, çal oynasýn!.
Ohh, Dolçe Vita!..(Tadlý hayat!) narâlarý içinde, bütün toplumun geleceðini
tehdid eden fâsid bir hayat tarzýnýn yeni Atatürk kýzlarý!. Ne Ülkü, ne
Sabiha, ne Çiller vs.. Bunlar çok farklý..

Ahtapotun vantuzlarýnýn hepimizi kuþatmasý istenmiyorsa; bu þirretliklere
karþý neler yapýlabileceði düþünülmeli ve meselenin, sadece siyasî güç
odaklarý eliyle halledilebilecek kadar sâde olmadýðý anlaþýlmalýdýr..

Bir yaygýn ve etkin sosyal tepki ayaða kalkmadýkça ve ahlâklý insanlar, en
az ahlâksýzlar kadar cesur olmadýkça kurtuluþ nasýl olur? Kur'an-ý Kerîm,
"Bir halk, kendi halini deðiþtirmedikçe, Allah onlarýn halini deðiþtirmez.."
diyerek, deðiþimin ezelî kanununu açýklamýyor mu, Ra'd Sûresi, 11'nci
âyette..

Gönderme Tarihi: 19.03.2004 - 10:55

Konudaki Mesajlar: Yunus 21

	feyza27

Yunus 21

350 Mesaj -

Ayet-i Kerime
Kendilerine dokunan (kýtlýk ve hastalýk gibi) bir sýkýntýdan sonra
insanlara bir rahmet (esenlik) tattýrdýðýmýz zaman, bir de bakarsýn ki
âyetlerimiz hakkýnda onlarýn bir tuzaðý vardýr. De ki: Allah'ýn tuzaðý daha
süratlidir. Þüphesiz gönderdiðimiz melekler kurduðunuz tuzaklarý
yazýyorlar.
Yunus 21

Gönderme Tarihi: 19.03.2004 - 10:33

Konudaki Mesajlar: ASIL YERİNE

	feyza27

ASIL YERİNE

350 Mesaj -

Sesiyle veya oyunuyla deðil, fiziðiyle sanatçý olanlar...
Þiiriyle deðil, iliþkileriyle þair olanlar...
Yazdýðýyla deðil, çaldýðýyla profesör olanlar...
Yatýrýmla deðil, repoyla zengin olanlar...

Bilgisiyle deðil parasýyla, emeðiyle deðil reklâmla, alýn teriyle deðil prezantasyonla adam olanlar...

Seçilerek deðil, tepeden inerek hükümdar olanlar...

Gönderme Tarihi: 18.03.2004 - 09:59

Konudaki Mesajlar: MEHMET AKİF(I)

	feyza27

MEHMET AKİF(I)

350 Mesaj -

Dosdoðru yaþayan, konuþan, yazan bir þairMehmet Âkif, ilim, fikir, sanat ve siyaset dünyamýzda dosdoðru bir þahsiyettir. Bugün, gençlerimize örnek adam diye göstereceklerimizden birisi de odur.
Ýçerisinde çýrpýndýðýmýz çeþitli buhranlardan ancak onun imanýyla, onun ahlâkýyla, onun fikriyatýyla, onun öfkesiyle sýyrýlabiliriz...
Âkif, Emrolunduðunuz gibi doðru olunuz âyeti-i kerimesine, yaþadýðý müddetçe sýmsýký baðlý kalan bir mümindir. Bu bakýmdan çok yakýn dostlarý, onu bazen hep ayni kelimelerle, ayni cümlelerle bize anlatmýþlardýr: Âkif ömrü boyunca yalan söylememiþ adamdýr! diye söze baþlamýþlardýr. Dosdoðru yaþayan, dosdoðru konuþan, dosdoðru yazan bir þair.
Hz. Peygamberin Haksýzlýk karþýsýnda susan dilsiz þeytandýr! ikazýna, çaðýmýzda onun kadar inanan ve uyan kaç devlet memurumuz vardýr acaba?
Bir iki örnek, faydalý olacaktýr herhalde: 1908 Meþrutiyetinden sonra M. Âkif, Umur-u Baytariye Müdürlüðünde, müdür yardýmcýsý olarak çalýþmaktaydý. Müdür Abdullah Efendi, zamanýn Orman ve Maadin ve Ziraat bakanýnýn haksýzlýðýna uðradý. Ayný dairede katip olarak çalýþan dolayýsýyla geliþmelere þahid olan M. Emin Eriþirgil Mehmed Âkif-Ýslamcý Bir Þairin Romaný isimli kitabýnda bu müthiþ hadiseyi þöyle anlatýyor:
Günün birinde, nazýr, projesini gerçekleþtirdi de Müdür Abdullah Beyi azletti. Âkif bunu haber alýr almaz hemen þu istifânameyi yazmýþtýr:
Umur-u Baytariye Müdürü Abdullah Efendinin yerden göðe kadar haklý olduðu bakteriyolojihane meselesinden azli üzerine, acizleri de memuriyetimden suret-i katiyyede istifa ediyorum!

Bu istifa bomba gibi patlamýþtý. Yakýn arkadaþlarýndan Eþref Edip yazýyor:
Darülfünûnda tensikat yapýlýr. Felsefe müderrisi Ferid Beyi kadro harici býrakýrlar. Liyakata karþý olan bu hürmetsizliðe üstad (M. Âkif) tahammül edemez. Derhal istifasýný verir. Bilahare yanlýþlýk oldu! derler. Ferid Beyi tekrar alýrlar. Üstada da, istifasýný geri almasýný rica ederler. Fakat bir kere kalbi kýrýlan üstad, bir daha Darülfünûna avdet etmez. O kadar maddi ihtiyacýna raðmen! Merhameti, ummanlarý dolduracak zenginlikteydi. Verdiði söze baðlýlýðý, üstün karakterinin en bariz özelliklerinden biriydi...
(Türk Edebiyatý dergisi, Yavuz Bülent Bâkiler, M. Âkif anýt sayýsý, Aralýk 1986)
Zulmü alkýþlayamam zalimi asla sevemem
Gelenin keyfi için geçmiþe kalkýp sövemem.
Üç buçuk soysuzun ardýndan zaðarlýk yapamam
Hele hak namýna haksýzlýða ölsem tapamam.

M. Âkif Ersoy denince aklýmýza ne geliyor?
Ýstiklal Marþýný pek çoðumuz ezbere biliriz. Ya ötesini... Çanakkale destanýný, Âkifin ideal genci Asýmý, Köse Ýmamý tanýyor muyuz? Hele Kocakarý ile Ömerin hikâyesini, Âkifin dilinden okuduk mu hiç? Necid çöllerinde Âkifle birlikte yürüdük mü vuslat için? Hayýr diyorsak eðer, Ýstiklal Marþý þairimizi yeterince tanýmýyoruz demektir.
Göðsünü kabarta kabarta Ýstiklal Marþýný dinleyen bir nesil, o eþsiz marþý yazan þairi de yakýndan tanýmalýdýr. Doðruluðu, edebi, vefasý, cömertliði, kerem ve mertliði ile hep sevilip sayýlmýþ olan ve milleti için çýrpýnan Âkifi tanýmamak bedbahtlýktýr.
Safahat adeta, belli bir noktadan bakýlarak anlatýlan manzum bir romana benzer. Sokaktan eve, saraydan meyhaneye, cami, köy ve þehri adeta gözünüzün önünde canlandýrýr. Fakiri zengini, dindarý dinsizi, pehlivaný korkaðý ile her tabakadan insaný, canlý bir film sahnesi gibi konuþturur size. Tasvirler yapar, hikâye ve fýkralar anlatýr, konuþmalara baþvurur, vaaz eder. Komik, trajik, öðretici ve duygusal her tonu kullanýr. Böylece edebiyatý da aþarak, þiiri hayatýn kendisi yapar.
Þiirini Âkife sorarsak eðer, o þöyle anlatýyor:
Þiir için gözyaþý derler, onu bilmem, yalnýz,
Aczimin giryesidir bence
bütün âsârým!
Aðlarým, aðlatamam;
hissederim, söyleyemem;
Dili yok kalbimin, ondan ne kadar bizarým!
Oku, þayet sana bir hisli
yürek lazýmsa;
Oku, zira onu yazdým, iki söz yazdýmsa.

Mehmed Âkif, eserlerinin çoðunu, ülkenin o en felaketli yýllarý içinde vermiþtir. Þiir ve yazýlarýnda, zamanýn millet ve devlet hayatýnýn tüm özelliklerini iþlemiþtir. Ayrýca, aydýn insanlarýn bile hürriyetten ümit kestikleri en karamsar zamanda, yüksek moral ve iman örneði ile millete ümit aþýlamýþtýr. Böyle bir zamanda, zaferi, özgüveni büyük bir imanla haykýran Ýstiklal Marþýný yazmýþtýr.
Mehmed Âkif Ersoy, Ýman, cesaret ve ümidini hiç kaybetmedi
14, 15 yaþlarýnda iken babasýný kaybeden Âkif, bir müddet sonra da yangýn sebebiyle evsiz kaldýklarý, annesi ve kýz kardeþiyle zorlu günler yaþar. Gelecek kaygýsýyla Mülkiyeyi býrakýp yeni açýlan baytar mektebine geçer ve orayý da birincilikle bitirir. Bundan sonra mesleði sebebiyle Rumeli, Anadolu ve Arabistan’ýn çeþitli bölgelerinde vazifeli olarak dolaþmýþtýr. Böylece daha genç yaþta vatanýný, milletini tanýmýþ ve olgunlaþmýþtýr. 1898 yýlýnda Ýsmet Hanýmla evlenen Mehmed Âkifin ilk üçü kýz olmak üzere, 6 çocuðu olmuþtur. Vatanýn en felaketli yýllarýnda yaþamýþ olan Âkif, bunun ýstýrabýný derinden hissederek yaþar. Üzerine düþen vazifeyi yapmak için her þeyini feda ederek çalýþýr. Bu sebeple ailesine fazla vakit ayýramamýþ ve hayatý boyunca hep maddi sýkýntý içinde bulunmuþtur. Mehmed Âkif, uzun yýllar Sebilürreþad dergisinin baþyazarý olarak, sayýsýz makale ve tercümeleriyle halký aydýnlatmýþtýr. Ayrýca, Anadoluda þehir þehir dolaþarak verdiði vaazlarla istiklal mü! cadelesine bizzat katýlmýþtýr. Ortaya koyduðu her yeni eserle halka iman, cesaret ve ümit aþýlamýþtýr.
Devam edecek

Gönderme Tarihi: 15.03.2004 - 18:30

Konudaki Mesajlar: Duayi Seriati

	feyza27

Duayi Seriati

350 Mesaj -

Allah'ým Akidemi ,sorunlarýmýzýn elinden kurtar ve koru!
Rabbim! Bana sorumluluktan kaçan inanç ucuzluðuna karþý dayanma gücü ver!
Ýlahi! Akli ve bilimsel olgunluðum anýnda bile beni taasupa düþürme!
Duyarlýlýk ve aydýnlýk faziletinden mahrum kýlma! Allah'ým' Egoizm,
çekememezlik ve kýskançlýkla kararmýþ cehalet ve baþýboþluðumu düþmana
savaþ, dosta saldýrý aracý yapma. Rabbim! Benliðimin; þöhreti olmam istenen
benliðin durumunu bana verme!
Rabbim! Bana kavgacý ve inatçý bir takvayý öðret ki, sorumluluðun
çokluðu arasýnda kaybolmayayým._Beni perhizkar, mütevazi takvadan koru
ki, tenhalýk ve uzlet köþelerinde gizlenmeyeyim.
Allah'ým! Beni bir Ali gibi kýl ve ruhumu þu boyutlarla donat: Minberde
sözün mihrapta tapmanýn, yeryüzünde iþin, savaþ sahnesinde kahramanlýk ve
cesaretin, Muhammed'in (sav) yanýnda vefanýn Ýslamda bilginin toplumda
sorumluluðun, yaþamda abidliðin, çaðýnda devrimin, iradede adaletin, evinde
besleme ve eðitimin ustasý, örneði ve üstadý ve her yerde Allahýn
kulu!..Rabbim imanýmýn bana þöhret ve ekmek getirmesi için bana merhamet
eyle. Þöhret ve ekmeðimi imaným için tehlikeye atacak; dünyada para kazanýp
dine harcayacaklardan dinden kazanýp dünyaya harcayanlardan deðil olmam için
bana güç ver.

Gönderme Tarihi: 21.01.2004 - 15:04

Konudaki Mesajlar: MEZAR NOTLARI

	feyza27

MEZAR NOTLARI

350 Mesaj -

MEZAR NOTLARI

Yakici günes ve rüzgarsiz bir gün.

Iç anadolu yörelerinde bir köy mezarligindayim.
Samimiyetle sordum kendime;

"Neden buradayim?", "Niçin ölülerin arasindayim?"

Yalnizligi sevdigim bir gerçek, bahar gibi yeseren yalnizligi...
Fakat sadece bu degil beni mezarliklara çeken, sadece yalnizlik istegi degil...
Babamin gömüldügü günü hatirliyorum..
Beni öpen, beni koklayan ve"Ogluum" diyerek beni kucaklayan babamin gömüldügü günü.

Toprak kazilmisti. Topragin bagrinda bir babaya, bir ogulun babali dünyasina yer açilmisti.
Bir çukur, bir baba, bir ogul ve baba ile ogul arasina atilan kürek kürek kara toprak.
Kürek tutan ellere bakiyordum. Babami kara toprak ile örten yüzlere bakiyordum.
Donuk yüzler, aglamasini bilmeyen gözler ve ne yaptiklarindan habersiz eller.
"Babam" diyecegim, sarilip elini öpecegim, nazli nazli isteklerde bulunacagim babam, babacigim gömülüyordu.

"Neden ve niçin" sorularima, Fahri hocamiz benim anlayabilecegim bir sekilde cevap vermisti;
" Allah'in emri, her yasayan ölecek ve kiyamet günü diriltilerek hesap verecek... "

Iste o günden sonra, babami örten kara toprak bana yabanci ve benden uzak olmadi.
Topragin üstüne basip, topragin altinda gezindigim günler, ölümü yakinen düsündügüm günlerdi.

Ve mezarliklar!

Bana yasama firsatini, pismanliklari, gafleti, Ilahi hesabi hatirlatan mezarliklar.
Mezarliklara gelmekteki asil maksadim bu olsa gerek. Onlari görmek, onlari duymak ve onlalardan ibret almak...

Insan kendisini sik sik hesaba çekmeli.
Topluma indigimiz ve topluma Rabbani dogrulari götürdügümüz bazi zamanlarda kendimizi unutabiliyoruz.
Bakislarimi kendime, içime yönelttim.

Gözyasi ve kalbe ait buruk sözlerle tevbe, dua, hamd ve sükrettim.

- N'aber Hüseyin aga!

Sesin geldigi yöne döndüm. Garip bir adam, bir kabrin basinda durmus ve kabre dogru sesleniyordu...

- N'aber? Sana yasarken "N'aber" diye sordugum da göbegini tutarak; "Iyiyiz Iyiyiz" derdin.
Simdi de iyimisin haa, simdi de iyi misin Hüseyin aga?.

Demedim mi sana, dediim...

Anlatmadim mi sana, anlattiiim...

Ne oldu malin, haa ne oldu malin?

Allah yolunda kullanmadigin, Allah'a vermedigin mallarini oglun seylere veriyor, seylere...
Yine Istanbul'da kiymetli oglun.
Sen Istanbul'a gidince camileri gezerdin ya, oglun pavyonlari geziyor...

Yooo kizma, kizma Hüseyin aga!
Onu ben degil, sen yetistirdin.

Demedim mi sana, haa demedim mii!

Oglana Allah'in hükmünü ögret, ben ögreteyim demedim mii?

Dediim...
Ya sen, sen ne yaptin?
Söyle söyle utanma...
Beni muhtara sikayet ettin. Simdi de et Hüseyin aga, simdi de et.

Bak muhtar da orada yatiyor!...

- Hey muhtar, Hüseyin aganin sikayeti var..

Hayretle izledigim bu garip adam ilerleyerek baska bir kabrin basinda durdu.

-Duydun mu muhtar!

Hüseyin aganin sikayeti var. Duymussundur, sen duymussundur.
Senin köyde duymadigin haber olur mu?

Hele simdi, simdi daha iyi duymussundur.
Hadi muhtar hadi, yine beni sikayet et. Bir alti sene daha yatayim.
Yine uydur ne uyduracaksan!..

Sikayet etsene muhtar, sikayet etsene...

Niye cevap vermiyorsun, öldün mü be adam!

Öldün mü?

Haa, sahi sen ölmüstün degil mi?
Vah vah vaah..
Eeee simdi kim sikayet edecek?

Du sana söyleyim, ben..."

Simdi ben sikayet edecem!...

Kime mi?
Seni oraya upuzun yatirana muhtar!

Nasil rahat misin orda?

Devlet güvencesi orda da va mi?

Söyle vaa mi yardimcin, yardim çagriyon mu?

Çagir, çagir muhtar, çagiir...

Daha çok çagiracaan!...

Eeee, artik anladin degil mi muhtar?
Artik anladin...
Allah'tan baska dost olmadigini, Allah'tan baska yardimci olmadigini artik anladin, anladin ammaa is isten geçti...

Degisik mezarlari gezen bu garip adam, bazen elini öfkeli bir sekilde kaldiriyor,
bazen ilik ve sevecen bir sesle hitabetini sürdürüyordu.

-Eee, kendisine imam denilen zat na'beer'?

Simdi de mevlid okuyup, yolunu buluyon mu?

Indirmedigin hatimlere müsteri çikiyo mu?

Yine arkanda, sana cahilce hürmet eden cemaat va mi?
Onlara yine ayni müfredati okuyon mu?
Haa sahi, anlatmadigin, gizledigin hükümler n'oldu?

O hükümleri yine gizleyebiliyon mu?

Söyle;
söyle gizliyon mu?

Gizleyemeyon, hiç gizleyemeyon...

Allah'in hükmü kullardan gizlenir, gizlenir de, Allah'tan giizlenir mi?

Gizlenmeez.. Gizlenmez elbet, Simdi anladin, anladin ya geçmis ola!

Yüz altmis üçten kurtuldun, kurtuldun ammaa, AIlah'in hükmünden nasil kurtulacaksin?

Biraz evvel muhtarla konustum;
halinden hiç memnun degil.

Hüseyin aga da öyle...
Yine onlara iltimas geçecek, onlara cennet vadedecek misin?

Allah'a inanip, taguta kulluk yapan o zavallilara cennet va'dedecek misin?

Öldükleri zaman onlara kelime-i sehadetin manasini sorsalar, hangisi bilecek?

Tabi bilmezler, sen anlatmadin ki!...
Anlattin mi?
Anlatmadin...

Anlatmadigin yetmiyomus gibi benim anlattiklarimi da tevil ettin, geçistirdin..

Onlardan çogu da senin dedigine inandi.
Simdi de seninle beraberler.
- Sükret kabirlerinden kalkamiyorlar.
Yoksa gelip kemiklerini kiracaklar..

-Öyle degil mi muhtar, öyle degil mi Hüseyin aga!...

Öyle, öyle ya is isten geçtii.
Vay sizin halinize...

Bir hayli sasirmistim. Mezarlar arasinda gezen bu adam kimdi?
Ölüleri tanidigina göre bu köyden olmaliydi.
Söylediklerini ve mezardakileri düsünüyordum.

Hüseyin agayi,
Muhtari,
Namaz kildiran zati...

Bunlar bizlere yabanci olan tipler degildi. Bu gibi insanlarla ayni toplumda bulunuyor ve ayni toplumda yasiyorduk.
Bu gibi insanlarin rahat ve cahilane yasantilarini düsündüm...
Oysa burada yatan onlardi....
Burada yatacak olan onlardi...

Bu sesin onlara yasiyorken ulasmasi, bir kez, bir kez daha, bir kez daha ulastirilmasi gerekiyordu..

Sesin kesildigini fark ettigimde etrafima baktim.
Ölülere seslenen garip adam yoktu.

Oysa konusmak isterdim kendisiyle;
ölülere böyle konusan bu adam, dirilerle kimbilir nasil konusurdu?

Mezardan aceleyle ayrilarak köye dogru yürüdüm.

Görmedim, göremedim o garip adami...

Bazi köylülere sordugumda tanimadiklarini, belki de "Deli hoca" olabilecegini söylediler.

Deli(!) hoca!...

Muammer Özkan

Gönderme Tarihi: 21.01.2004 - 14:47

Konudaki Mesajlar: İÇİNİZDEKİ SES

	feyza27

İÇİNİZDEKİ SES

350 Mesaj -

ÝÇÝNÝZDEKÝ SES

Ýçiniz konuþuyor hep kendi sesiyle, içiniz konuþuyor
hep kendi tarzýyla ama siz duymuyorsunuz, belki de
duyuyorsunuz ama aldýrmýyorsunuz. Ýçiniz sizi
darbeliyor bir sisteme göre.. Nedir o sistem? Ýç
Darbeleyici Aktif Sistem. Ama siz Ýçinizin, yani
Özünüzün, bu sisteme uygun olan bu darbelerini belki
de baþka alternatiflere yorumluyorsunuz. Bu durumu
kavrayabilmek için ÝÇ DARBELEYÝCÝ AKTÝF SÝSTEM
hakkýnda malumat sahibi olmak gerekir.

ÝÇ DARBELEYÝCÝ AKTÝF SÝSTEM: Her Deneyimci Öz'ün
Deneyim, Görev, Evrim Ortamý olan Dünya gezegenindeki
kendi varlýðýna baðlý bulunan Uydu Bilinç
Potansiyeline imkanlarýný saðlayabilmesi için uymasý
gerekli olan Ýlahi bir sistemdir.

Deneyimci Özler, devrede tuttuklarý SÜPER MAKRO
ÜNÝTELÝK PROGRAM bütünselliðinden her buudu açýþlarý
esnasýnda kendi varlýklarýna baðlý olan Makrolara bu
buudun koþullarýna uygun olarak imkan saðlarlar.
Makrolar, ayný zamanda Ýlahi tasarruf Planlarýndan
devreye sokulan Görev Ýcraat üniteleri olma
vasýflarýyla baðlý bulunduklarý planýn yükümlülük
prosedürlerine uyumlu hareket ettikleri sürece planýn
sahip bulunduðu Ýlahi Teknolojik imkanlarýyla da
desteklenirler.

Ýç ses, Öz sestir.. Öz ses sadece Öz'e ait olan bir
tek haslettir. Öz'e ait Iþýk ve Ateþ Hasletleri de
mevcuttur. Öz, darbeleyici aktif sistem doðrultusunda
kendi varlýðýna baðlý olan makrolarý kendi varlýðýna
uyumlu hareket ettikleri sürece bu hasletle þoklar.
Ýçinizdeki sese kulak verin, göreceksiniz ki kendi
Özünüz siz kulak verdikçe o sesini daha çok
yükseltecek ve sizi ses ile þoklarken imkanlarýyla
ihya edecektir. O sesi sadece Özünüzden yapýlan bir
anons olarak ele almayýn o da var ama o ses, Özünüzün
tarzýyla uyumlu olan hareket motivasyonlarýný devrede
tuttuðunuz sürece sizi imkanlarýyla þoklayan Özünüzün
sizi daha geniþ spektrumda deneyim yapmaya ve
evrimleþmeye götürebilecek olan hasletçe
tavýrlanýþýdýr. Bu tavýrlanýþýn devreye sokuluþu sizin
göstereceðiniz hareket motivasyonlarýna baðlýdýr.
Sevgi, Tevazu, Hoþgörü, Cömertlik, Cesaret, Müþfiklik,
Ilýmlýlýk, Geçimlilik gibi makbul olan olgularý
yaþayarak bu yaþananlara paralel hareket
motivasyonlarýný gösterdiðiniz sürece Öz'ünüz sizi
destekleyecek ve ihya edecektir. Ýþte bu nedenledir
ki, "Ayarlayan ayarlananý mevcut ahvaline göre
ayarlamaktadýr ve sahip bulunduðu imkanlarýyla ihya
etmektedir" denilmektedir.

HER ÖZ, ASÝL YAÞAMIN HAKKINI VEREREK YAÞAR. Öz'e baðlý
makrolarýn da Asil Yaþamýn hakkýný vererek Asil Yaþam
Olgularýný yaþamasý gerekir. Asil Yaþam olgularý,
Sonsuz-Sýnýrsýz Bütünsel BÝR'likçe makbul görülen
olgulardýr. Öz'ler, Atlanta Asil Diyar Ýkliminin
etkileþimi altýnda yaþayan Asil Kaynaklar olarak bu
iklimin varlýðýna uygun olan Asil Yaþam Olgularýnýn,
Sonsuz-Sýnýrsýz uzayýn her mahalinde yaþanmasýný arzu
ederler.

Özün sesinde, makrosunu þoklayarak aþýlamaya çalýþtýðý
bu iklime uygun olan yaþam olgularýnýn etkileri
vardýr. Her Öz, doðal evrimin muayyen bir aþamasýnda
kendi Bütünsel Varlýðýyla bütünleþecek olan
makrolarýný kendi asaletine benzetmek için þoklar.

Öz, tüm imkanlarýný kendi varlýðýna baðlý bulunan
makrolarýndan deneyimlemek için kendi hasletlerini
kullanýr. Ýmkanlarýn deneyime sokulmasý yine Öz'ün
sahip bulunduðu Öz Keyfiyetlerin sonsuz-Sýnýrsýz
manalarýnca olmaktadýr.

Özler, Öz Deneyim, Öz Görev, Öz Evrim, Öz Yaratým
Boyutsal Keyfiyetlerle donanmýþ bulunan Dünya
gezegeninde kendi imkanlarýný kendi varlýklarýna baðlý
bulunan makrolarýndan sergileyerek deneyimlerler ve
böylece yaratýrlar. Yaratýlan her imkan, daha önce
AKTÝF VAROLUÞ ÇEMBERÝ dahilinde muayyen bir
yerleþgenlik sabitesiyle yer almakta iken bu
yaratýlýþýn akabinden bu çemberden çýkar ve AKTÝF
YARATILIÞ ÇEMBERÝ dahilinde muayyen bir Yerleþgenlik
Sabitesiyle yer alýr.

Süper Hükümranlýk Ýlahi, Ýdari, Merkez Süper Güç
Boyutu; her Özün kendi varlýðýna ait imkanlarýný
yaratarak Aktif Yaratýlýþ Çemberi dahilinde yer
almasýný saðladýðý oranýnca kendi varlýðýný yaratmýþ
olduðunu kabul eder.

Süper Hükümranlýk Ýlahi, Ýdari, Merkez Süper Güç
Boyutu, her Öz'ün Ýlahi Yasalar indindeki yasalarýn ön
gördüðü prensipler doðrultusunda imkanlarýný,
hasletlerini kullanarak, sahip bulunduklarý
keyfiyetlerin sonsuz-sýnýrsýz manalarýnca kendi
makrolarý üzerinden Deneyim Ortamý olan Dünya
gezegeninde deneyimleyerek yaratmalarýný istemektedir.
Öz'ün sesi bu prensipler doðrultusunda makrolarýna
ulaþtýrýlmaktadýr. Öz'ün sesiyle birlikte imkanlar bu
prensipler doðrultusunda makrolarýný ihya etmektedir.
Asalet Özlerdedir. Bu asaletle donanacak olan
makrolar, Özlerinden terennüm ettikleri zaman iþte o
beklenen kavuþma vuku bulmuþ olacak ve Özler Dünyada
dünya bedenleriyle kendilerini göstereceklerdir.
http://www.humanizma.net

Gönderme Tarihi: 10.01.2004 - 13:57

Konudaki Mesajlar: CHAT

	feyza27

CHAT

350 Mesaj -

CHAT

Bir zamanlar, CB telsizler yeni çiktiginda “brek brek... bayan arkadas
ariyorum, bayan arkadas ariyorum...” diye anonslardan kimse dogru düzgün
konusamazdi. GSM’ler çikti. Cep sapiklari çogaldi. Simdi de Internet
sapiklari çogaldi. Bir kismi sapik. Bir kismi bagimli. Gerçekten psikologa
gitmesi gerek bazilarinin.

Gerçek dünyanin bunaltici havasindan sanal bir dünyaya kaçiyor, orada
farkli kisiliklere bürünüp sanal dünyanin karanlik sokaklarinda kaybolup
gidiyorlar.

Saatlerce internetin basinda saçma sapan, hiçbir ahlaki, felsefi, estetik,
fikri degeri olmayan konusmalarla ömür tüketiyorlar. Sohbet odalarinin
yüzde sekseni böyle. Çok iyi bir imkan çok kötü bir sekilde kullaniliyor.
Buradan tehlikeli maceralara kapi aralaniyor.

Özelikle internetteki kadin erkek diyaloglari gerçekten berbat. Sanal
dostluklarin çogu da tehlikeli maceralarla son buluyor.

Internet bu anlamda fiziki ruhsal sagligi bozan, para ve zaman tüketen
tehlikeli bir oyuncaga dönüsüyor.

O, saatlerce internet basinda kalanlar, hem isin etkisi hem de zararli
isiklarin gözde meydana getirdigi tahribat sebebi ile, gözlerini ve
sagliklarini tehlikeye attiklarinin farkinda degiller. Ruhsal anlamda hem
bagimlilik söz konusu hem de gerçek hayattan kopma tehlikesi. Internet
çocuklari normal beseri sartlarda ciddi bir iletisimsizlik sorunu ile
karsi karsiya kalabilirler. Yeni bir iletisim cihazi yanlis kullanilarak
iletisimsizlige sebeb olabilir.
Kuskusuz çözüm internet cafe’leri kapatmak ya da chat’a girmeyi yasaklamak
degil. Hem gençlerin bu konuda dikkatli olmasi gerek, hem de ailelerin...
Ben gelecekte bu sorununun büyük ölçüde çözümlenecegini düsünüyorum. Ama
biz, taslar yerine oturana kadar büyük bedeller, telafisi mümkün olmayan
zararlara ugramayalim.

Özellikle asagilik kompleksine sahip kisilik bozuklugu olanlar ya da
bastirilmis kisilikler burada kendileri için farkli bir kimlik üreterek
kendi açligini tatmin edebilir ve baskalarindan intikam almaya
yönelebilir.

Bir kere internet iletisiminin gizli yapilmasini önlemek gerek. Gizlilik
her anlamda risktir. Zaten internette hiçbir sey gizli degildir. Hem
devlet hem de baskalari sizi izleyebilir ve sizin zaaflarinizi kullanarak
size zarar verebilirler.

Bilgi otoyolunda hizla hareket ederken kaza yapmamalisiniz.

Tekrar söylüyorum, internet ortaminda hiçbir iletisim gizli degildir.

Eger chat bagimlisi bir esiniz ya da bir çocugunuz varsa isiniz zor
demektir.

Internet cennete ve cehenneme esit uzakliktadir ve evinize giren
kablolardan sanal dünyanin cinleri, fahiseleri beyinlerinize ve
yüreklerinize ulasabilir. Tabi bilgiye de ulasabilirsiniz, dostlariniza
da.

Internet çok güzel ve önemli bir imkan. Herkes bilgisayar ögrenmeli, ama
dogru sekilde.

Yoksa çok agir bir bedel ödersiniz.

Selam ve dua ile.
A.Dilipak

sevinçli

Gönderme Tarihi: 09.01.2004 - 15:09

Konudaki Mesajlar: 3 ŞEY KURALI

	feyza27

3 ŞEY KURALI

350 Mesaj -

3 ÞEY KURALI

Ýdare edilecek...........3 þey;
Dilimiz, Huyumuz, Hareketlerimiz.

Sevilecek..................3 þey:
Cesaret, Nezaket, Yardim.

Nefret edilecek.........3 þey:
Kin, Kibir, Nankörlük.

Ýstenen......................3 þey:
Saðlýk, Dostluk, Huzur.

Uðrunda savaþýlacak..3 þey:
Þerefimiz, Evimiz, Memleketimiz.

Düþünülecek.............3 þey:
Hayat, Ölüm, Sonsuzluk.

Gönderme Tarihi: 09.01.2004 - 11:18

Konudaki Mesajlar: stres yönetimi

	feyza27

stres yönetimi

350 Mesaj -

Profesör öðrencilerine stress yönetimi konusunda ders veriyordu. Su dolu Bir bardaðý kaldýrýp dinleyicilere sordu, "Sizce bu su dolu bardaðýn aðýrlýðý ne kadardýr?"

Cevaplar 20 gr ile 500 gram arasýnda oldu. Bunun üzerine profesör þöyle dedi:

"Gerçek aðýrlýk farketmez. Bardaðý elinizde ne kadar süreyle tuttuðunuza göre deðiþir. Eðer bir dakikalýðýna tutarsam, problem yok. Bir saatliðine tutarsam, sað kolumda bir aðrý oluþacaktýr. Bir gün boyunca tutarsam, ambulans çaðýrmak zorunda kalýrsýnýz. Aðýrlýðý aynýdýr ama ne kadar uzun tutarsanýz o kadar aðýr gelir size."

"Eðer sýkýntýlarýmýzý her zaman taþýrsak, er ya da geç taþýyamaz duruma geliriz, yükler gittikçe artarak daha aðýr gelmeye baþlar. Yapmanýz gereken bardaðý yere býrakýp bir süre dinlenmek ve daha sonra tekrar tutup kaldýrmaktýr."

Yükümüzü arada býrakmalý tekrar tazelenip dinlendikten sonra yolumuza devam etmeliyiz. Ýþten eve döndüðünüzde, iþ sýkýntýnýzý dýþarýda býrakýn. Evinize taþýmayýn. Yarýn tekrar alýp taþýyabilirsiniz.

Gönderme Tarihi: 09.01.2004 - 11:01

Konudaki Mesajlar: Madenlerimizi kime saklıyoruz?

	feyza27

350 Mesaj -

Þükran kesiran

Gönderme Tarihi: 05.01.2004 - 10:00

Konudaki Mesajlar: Duada Sınır Yoktur

	feyza27

dua edin

350 Mesaj -

Gönderme Tarihi: 03.01.2004 - 12:28

Konudaki Mesajlar: Duada Sınır Yoktur

	feyza27

Duada Sınır Yoktur

350 Mesaj -

Duada Sýnýr Yoktur

DEÐERLÝ bir okuyucumuz, dua ederken, açgözlü ve hýrslý olmaktan korktuðunu dile getirmiþ ve öðrendiði bir hikâyenin zihnini karýþtýrdýðýný yazmýþtý.
Hikâyeye göre, büyük bir zâtýn huzuruna iki adam çýkýyor. Çok þey isteyen ve gözü yükseklerde olan biri yüksek koltuða oturmak istiyor. Mekânýn sahibi büyük zât buna çok sinirleniyor. Çünkü O´nun huzuruna çýkmak bile lütufken fazlasýný istiyor.

Diðer adam, mütevazi olduðu için kenarda bir köþe bulup oturuyor. O mekâna kabul edilmeyi bile en büyük lütuf olarak deðerlendiriyor. Bu tutum o zâtýn çok hoþuna gidiyor ve mütevazi adamý en yüksek koltuða alýyor.

Þöyle soruyor okuyucumuz: Acaba biz duada çok isterken hikâyedeki yüksek koltuða oturmak isteyen hýrslý adamýn konumuna düþmeyecek miyiz?

Gerçekte, yüksek koltuða göz diken adamýn tutumunun duayla, istemekle hiç ilgisi yok. Aksine kýskançlýkla, bencillikle, tembellikle, gururla ve hýrsla ilgisi var.
Ýki türlü istemek vardýr: Birisinde yalnýzca kendiniz için ister, baþkasýna verilmesini kýskanýrsýnýz. Aldýðýnýzda daðýtmayacaksýnýz ve kendi nefsinize mal edeceksiniz. Böylesi istekler ancak haris kalplerin eseri olabilir.

Diðer istemek ise þükürle, acziyetle, fedakârlýkla yoðrulmuþtur. Verenin kim olduðunu bilir, herkesin de elde etmesini ister, istemesi sadece kendisi için deðildir. Ýlmi öðrenmek kadar, öðretmek için ister. Zenginliði yaþamak kadar, daðýtmak için ister. Mutluluðu mutlu olmak kadar, mutlu etmek için ister. Ýþte dua budur ve böylesi duanýn sýnýrsýzca yapýlmasý bir insanýn þanýna çok lâyýktýr.
Yukarýdaki hikâyedeki birinci adam öyle bir evladýn haline benzer ki, babasýný koltuðundan kaldýrýp yerine oturmak ister. Babasýnýn küçük kardeþine sunduðu hediyeyi kýskanýr. Kýskançlýk duygusu içerisinde dua edenler, hýrsýzdýrlar, nankördürler, saygýsýzdýrlar. Onlar hak etmeye, lâyýk olmaya çalýþmazlar. Onlar vermek için isteyenlerden deðildirler. Bencildirler, sadece kendi nefisleri için isterler.
Peygamber (a.s.m.) der ki, Kalbiniz incelip duygulandýðýnda dua etmeyi ganimet bilin.Biriniz dua ettiðinde bolca istesin. Çünkü, Rabbinden istemektedir. Kendisi için istediðini baþkasý için de istemeyen bizden deðildir.

Bedeni bir mikroba yenilecek kadar güçsüz insan; kalbi, ruhu küçücük bir saygýsýzlýkla parçalanacak kadar hassas yaratýlan insan, Rabbine dayanmaktan baþka hangi yolla teselli bulabilir?
Sözünü ettiðimiz çýlgýnca dua, hikâyedeki öyle bir evladýn haline benzer ki, o evlat þöyle düþünür:
Sevgili annemiz ve babamýz bizim için inanýlmaz fedakârlýklara katlanýyorlar. Gerekiyorsa yemiyorlar, bize yediriyorlar. Bizim eðitimimiz için her türlü fedakârlýðý göðüslüyorlar. Ýçlerinden ve kalplerinden bizim iyiliðimiz için cömertçe dua ediyorlar ve bizim baþarýmýzý kýskanmak söyle dursun, onur duyuyorlar.

Biz neden annemize ve babamýza daha lâyýk birer evlat olmayalým? Neden zekamýzý ve yeteneklerimizi geliþtirmeye adanmayalým? Neden zenginleþip annemiz ve babamýz hayrýna muhtaç insanlarýn yardýmýna koþmayalým? Neden onurumuzun yüksekliðiyle anne ve babamýzýn öldükten sonra da onurlarýný ve namlarýný yükseltmeye çýrpýnmayalým?
Bu örnekteki benzetmelerin penceresinden bakalým:

Allah´ýn en güzel ve en hassas yarattýðý kulu için sunduðu ikram az mýdýr? Herþey bir yana, tüm melekleri insanýn atasýna secdeye davet etmemiþ miydi? En yakýn huzuruna kabul ettiði tek varlýk, insanlarýn reisi olan Hz. Muhammed (a.s.m.) deðil miydi?
Allah kendi sanat eseri olan insanýn iyiliðini anne babanýn evladý için istemesinden az mý istiyor? Kul daha alim olsa, böylece Allah´ýn sanatýnýn parlaklýðýný ilan etmeyecek midir? Kul helal kazanýp fakirlerin yardýmýna koþsa, bu Allah´ýn sevgisinin yayýlmasýna katký saðlamayacak mýdýr?

Sordum sorunun sahibi kardeþime: Sence Allah yürüyene neden koþar? Sence insanlarýn arasýnda Allah´tan sevgiyle söz eden kulu hakkýnda Allah, Cebrail´e (a.s.) ve sema meleklerine neden övgüyle söz eder? Sence sabahlara kadar uyuyan kullarýnýn semasýnda, rahmetiyle sürekli Yok mu Benden af dileyen, yok mu Benden hayýr dileyen? mânâlarýyla dolu nurlarý neden gönderir? Neden Kurân´da, Duanýz ve istemeniz olmazsa ne öneminiz var? buyurur; neden Ýsteyin, icabet edeyim! der!

Eðer Allah çok ve çeþitli vermek istemese, neden bu denli çok ve çeþitli yaratýr? Neden yiyeceklerin binbirine býktýrmayacak ayrý renk, ayrý koku ve ayrý tat katar? Neden her birini mevsimlere bölüþtürür?
Neden baharý da güzel, yazý da zevkli, kýþý da sonbaharý da heyecan verici güzelliklerle donatýr? Neden O´un yarattýðý yaðmur da güzeldir, kar da heyecan vericidir, rüzgâr da coþturucudur? Neden O´un bulutlarýna bakmaktan, gökyüzünü seyretmekten, denizine dokunmaktan, yýldýzlarýna yönelmekten mutluluk duyarsýnýz? Neden uyumak da güzeldir, uyanmak da. Neden yorulmak da zevk verir, dinlenmek de; açlýk da keyiflidir, tokluk da? Neden, gören kalpler için her detay ayrý bir güzellikle donatýlmýþtýr?

Çünkü O vermek istiyor. Çünkü O isteyenler ve çalýþanlar için beþyüz yýl geniþliðinde birer cennet yaratmýþtýr. Çünkü O, cömertliðinin sýnýrsýzlýðýný anlayabilecek kullar yaratmýþtýr. Çünkü O evreni, vermek için ve ne kadar baðýþlayýcý olduðunu göstermek için yaratmýþtýr.

O zaman çýlgýnlar gibi dua et. Bunaldýðýnda önce O´dan istemek aklýna gelsin. Sevincini paylaþman gerektiðinde önce O na kos.Sana çamurdan çýkarýp paketleyerek sunduðu bir elmayý ýsýrýrken, elindekinin kimin hediyesi olduðunu farket. Bir damla balý Allah´in emriyle sana unabilmek uðrunda ölümü göze alan kahraman arýlarý da hatýrla.
Sonra da senin peygamberinin (a.s.m.) sabahlara kadar secdeye kapanýp, seccadesini ýslatan gözyaþlarý içerisinde hâlâ ve hâlâ isteyiþini izle. Herþeyi kendisine feda eden ve kendisine Habibim diye hitap eden Rabbine dua etmekten bir türlü vazgeçemeyiþini düþün.

O zaman, neden çok dua etmen gerektiðini hissedeceksin

Muhammed Bozdað

Mesaj 1 kez düzenlendi. En son RaVZaNuR tarafından, 04.11.2004 - 02:36 tarihinde.

Gönderme Tarihi: 03.01.2004 - 12:16

Konudaki Mesajlar: Yeni bir eposta virüsü planlanmış

	feyza27

Yeni bir eposta virüsü planlanmış

350 Mesaj -

Konu: Virüs
Yeni bir eposta virüsü planlanmýþ terörist saldýrýlarý hakkýnda uyarý içeren bir mesaj ile kendisini gizlemeye çalýþýyor.

Kurbanlar, Malezya hükümeti kaynaklarýndan sýzmýþ bir bilgi gibi gösterilen 5 adet terörist saldýrý planý hakkýnda uyarý yapan eposta alýyorlar. Eposta'nýn konu baþlýðý "Urgent message to all citizens of Malaysia" yazýsýný içeriyor ve eposta terörist saldýrýlarý bilgilerini yayarak insanlarý uyarmaya çalýþtýðýný yazýyor.

Eposta içerisinde saldýrýlar hakkýnda önemli bilgi içerdiði söylenen bir siteye link bulunuyor. Fakat Malezya Computer Emergency Response Team (myCERT) bu linke týklandýðýnda 3 adet kötü amaçlý dosyanýn kurulduðunu ve MS Windows registry'sine yeni bir anahtar eklediðini belirtiyor.
myCERT websitesinde virüsün Aralýk ayý baþýnda görülen Backdoor.Tofger truva atýna benzerlik gösterdiði yazýyor.

Gönderme Tarihi: 02.01.2004 - 16:37

Konudaki Mesajlar: Diyanettten bir fetva

	feyza27

350 Mesaj -

Þükran kesiran....

Gönderme Tarihi: 29.12.2003 - 20:54

Konudaki Mesajlar: Diyanettten bir fetva

	feyza27

Diyanettten bir fetva

350 Mesaj -

Henüz dört aylýk olmayan gebeliðe son verilebileceði görüþünde olan bazý Ýslâm bilginleri varsa da, gebelik gerçekleþtikten sonra, dört aylýk süre içinde de olsa, bir zaruret olmaksýzýn rahimdeki nutfe ve ceninin gerek ilaç, gerekse diðer etki ve iþlemlerle düþürülmesi veya aldýrýlmasý (kürtaj) Ýslam bilginlerinin büyük çoðunluðu tarafýndan caiz görülmemiþtir. Dört aylýktan sonra ise, annenin hayatýnýn kurtarýlmasý dýþýnda bir sebeple gebeliðe son vermenin (kürtajýn) haram ve cinayet hükmünde olduðunda Ýslam müctehit ve fakihleri ittifak etmiþlerdir.

Sonuç olarak denilebilir ki, gebeliði önleyici tedbirlere baþvurarak doðumu kontrol altýnda bulundurmak, istenmeyen durumlarda gebeliðe engel olmak caiz ve mümkündür. Ancak, gebelikten sonra, annenin hayatî tehlikesi gibi haklý, kesin ve meþru bir zaruret olmaksýzýn, düþürmek veya aldýrmak (kürtaj) yolu ile bir canlýnýn hayatýna son verilmesi caiz deðildir.

Týbben sakat doðacaðý bilinse bile ceninin alýnmasý caiz deðildir. Gerçek þu ki, özürlü ve engellilerin de en az saðlýklý insanlar kadar yaþama haklarý vardýr.

DÝYANET ÝÞLERÝ BAÞKANLIÐI

Gönderme Tarihi: 29.12.2003 - 11:00

Konudaki Mesajlar: İnternet Explorer'da yeni güvenlik açığı tespit edildi

	feyza27

İnternet Explorer'da yeni güvenlik açığı tespit edildi

350 Mesaj -

Ýnternet Explorer'da yeni güvenlik açýðý tespit edildi

Microsoft firmasý tarafýndan geliþtirilen internet tarayýcýsý Ýnternet Explorer'da (IE) yeni bir güvenlik açýðý daha ortaya çýkarýldý.

''Secunia'' adlý bir Danimarka firmasýnýn uzmanlarýnca bulunan açýðýn, hacker'lara, sahte siteleri gerçekmiþ gibi gösterme fýrsatý verdiði bildirildi. Bu sayede hacker'lar, örneðin sahte bir siteyi, internetin en büyük açýk arttýrma sitesi olan e-Bay sitesi gibi göstererek, kiþilerin buraya girmelerini ve kredi kartý numaralarý dahil çeþitli kiþisel bilgileri vermelerini saðlayabiliyor.

Hacker'larýn, bu yoldan elde edecekleri bilgileri kötü amaçla kullanabilmeleri olasýlýðý bulunuyor. Bu yöntemin kredi kartý ve kimlik hýrsýzlýðýnýn baþlýca metotlarý arasýnda yer aldýðý bildiriliyor.

''Secunia'' firmasýnýn durumdan haberdar ettiðini belirttikleri Microsoft yetkilileri ise ''konuyu araþtýrdýklarýný'' ifade ettiler. Yetkililer, ''zaman veremeyeceklerini, ancak muhtemelen açýðý kapatmak üzere yeni bir yamanýn yayýnlanacaðýný'' sözlerine eklediler.

iktibas

Gönderme Tarihi: 25.12.2003 - 09:41

Sayfa (16): (1) 2 3 weiter >

İmzalar göster - Konu olarak göster

Lütfen Seçiniz:

Şu an Yok üye ve 686 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]

Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
osman12 (77), vahvah71 (53), ssercan (50), sabr_yolcusu (56), Yorumsuz_91 (33), Asya6666 (62), angel (42), cankalemdar (39), meltem6666 (59), MeCaL (56), emiremre (44), ozdalomer (53), ayþeayd&#2.. (40), talha_34 (47), mhammettelo (43), leto18 (59), sinepuryan (42), Yalnizlik (39), BATAKLIK60 (55), kamil33 (54), hmfatih (62), Soldat34 (54), MrVoLKaN (37), yusuf kuyu (44), Yusuf_Adiyaman (53), farfarlone (41), Osman_20 (39), yunusemre_56 (58), eminecanersoy (46), eren.06 (60), tugba1986 (38), tanerok (41), MAHMUT2005 (48), musbaba18 (41), Bahar38 (40), ehhan ünlü (37), ard75 (68), ofliayhan61 (54), osman42 (45), enver66 (40), ayten66 (36), adem2007 (57), uludag64 (60), kadir ibraimi (35), Hace Türkistan (52), tufan03 (48), hasimpakirbaba (48), kuscu (60), ONUR45 (41), Allah_Asigi (41), _Hilal_ (40), aydin_yilmaz (42), cemil_keskin (64), cesurkagan (37)

Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler

Copyright © ((( RAVDA.net ))) * İrtibat * RAVDA Reklam Servisi * Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.

Sayfa 0.58388 saniyede açıldı

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.