dexamethasone ivermectine generique stromectol generique stromectol generique luvox prograf propecia proscar protonix protopic provas comp provas maxx provas provera pyridium ranimed ranisifar rebetol red viagra regepar reglan remeron reminyl renagel renova requip resochine retin a retrovir revatio revia rheumatrex rhinocort rhinovent risperdal rivodarone robaxin rocaltrol rogaine rudopram rulid rulide salazopyrin saroten selecim septicol
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » Arama Sonuçları

88 Sonuç - Yeni Arama
Sayfa (5): (1) 2 3 weiter >
Gönderen Mesaj
Konudaki Mesajlar: AKP'nin Muttefiki ABD'ninEbu Gureyb'de tecavüz ve işkenceden
Z.OMER TURGUT su an offline Z.OMER TURGUT  
AKP'nin Muttefiki ABD'ninEbu Gureyb'de tecavüz ve işkenceden
94 Mesaj -
dergisine konuþtu: Bir askerin, kadýn mahkûma tecavüz ettiði, baba-oðulu iliþkiye zorladýklarý video görüntüler gördüm.

ABD'nin yüzünü kýzartacak itiraflar... Ebu Garib'deki iþkence skandalýný ortaya çýkaran Amerikalý gazeteci Seymour Hersh, emekli Tümgeneral Antanio M. Taguba'yla iþkencelerin tüm detaylarýný anlattýðý geniþ bir söyleþi yaptý, tüyler ürperten açýklamalarý New Yorker dergisindeki köþesinde yazdý. ABD askerlerin tutuklulara yaptýðý iþkenceleri gösteren yüzden fazla fotoðraf ve video incelediðini söyleyen Taguba, sahneleri þöyle anlattý:

ZORLA TEÞHÝR

"Bir videoda üzerinde ABD üniformasý olan bir asker, kadýn bir tutukluya tecavüz ediyordu. Diðerinde bir mahkûm, kendi oðluyla cinselliðe zorlanýyordu. Ýnsanlýk dýþý sahnelerdi. Mesela birinde kadýn tutuklular erkek askerlerin önünde soyunmaya ve cinsel organlarýný teþhire zorlanýyordu..."

'YALAN SÖYLEDÝ'

Dönemin Savunma Bakaný Donald Rumsfeld'e tüm olaylarý rapor ettiðini belirten Taguba, Rumsfeld'in kendisini çaðýrarak "Buradakiler için iþkence yerine taciz denemez mi?" diye sorduðunu anlattý. Ancak Bakan Rumsfeld'in Senato'ya ifade verirken "Olaylardan haberim yoktu" diyerek yalan söylediðini de belirtti. Emekli Tümgeneral, "Ebu Garib'teki pek çok asker bu iþkencelere katýldý. Bu sadece birkaç birlikle sýnýrlý deðildi" dedi.
Gönderme Tarihi: 29.06.2007 - 13:24
Z.OMER TURGUT üyenin diger mesajlarini ara Z.OMER TURGUT üyenin Profiline bak Z.OMER TURGUT üyeye özel mesaj gönder Z.OMER TURGUT üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: Zaman'ın Gazetesinin Hokus Pokus Yaptığı O Anket!
Z.OMER TURGUT su an offline Z.OMER TURGUT  
94 Mesaj -
zaman gazetsi yaptigina hic sasmadim.samanyolu tv de ayni seyi yapmakta.Ne hikmetse Haberlerinde saadet partisinden hic bahsetmezler anlamak gercekten guc....
Gönderme Tarihi: 29.06.2007 - 13:19
Z.OMER TURGUT üyenin diger mesajlarini ara Z.OMER TURGUT üyenin Profiline bak Z.OMER TURGUT üyeye özel mesaj gönder Z.OMER TURGUT üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: Ersönmez Yarbay iddialı konuştu; Sıra Gül ve Arınç’ta
Z.OMER TURGUT su an offline Z.OMER TURGUT  
Ersönmez Yarbay iddialı konuştu; Sıra Gül ve Arınç’ta
94 Mesaj -
Ersönmez Yarbay iddialý konuþtu; “AKP’de tasfiyeler sürecek”

Sýra Gül ve Arýnç’ta

AKP Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay, Þener’in, tasfiye edildiðini söyleyerek, “Sýrada Arýnç ve Gül var” dedi.
Ersönmez Yarbay, Abdüllatif Þener’in, tasfiye sürecini gördüðü için erken hareket ederek adaylýk baþvurusunda bulunmadýðýný, tasfiye edilecekler sýrasýnda da Abdullah Gül ve Bülent Arýnç’ýn olduðunu söyledi. Yarbay, “Abdüllatif Bey, þayet aday olsaydý sonuçta Ali Coþkun gibi, bizim gibi olabilirdi. Yani muhtemelen aday olsaydý bile listelerde yer alamayacaktý” diye konuþtu.

ANKARA BÜROSU
AKP Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay, Baþbakan yardýmcýsý Abdüllatif Þener’in, Tayyip Erdoðan tarafýndan tasfiye edildiðini söyleyerek, “Açýkça söylüyorum sýrada Bülent Arýnç ve ondan sonra da Abdullah Gül var. Çok yakýnda bu iki isminde partiden koptuðunu göreceðiz” dedi.
Gazetemiz yazarlarýndan Mustafa Yýlmaz ve Mustafa Kurdaþ’ýn sunduðu TV5’de yayýnlanan Kulis Ankara programýnda konuþan Ersönmez Yarbay, Abdüllatif Þener’in, tasfiye sürecini gördüðü için erken hareket ederek adaylýk baþvurusunda bulunmadýðýný söyledi. Yarbay, “Abdüllatif Bey, þayet aday olsaydý sonuçta Ali Coþkun gibi, bizim gibi olabilirdi. Yani muhtemelen aday olsaydý bile listelerde yer alamayacaktý. Bunu gördü. Ve bence çok akýllýca davranarak, erken hamle yaptý. Aday olmayacaðýný açýkladý” diye konuþtu.
Ýddiasýný daha da ileri götüren Ersönmez Yarbay, önümüzdeki süreçte partiden önemli kopuþlarýn devam edeceðini kaydederek, sýrada Bülent Arýnç ve Abdullah Gül’ün bulunduðunu söyledi. AKP’de lider tahakkümünün yaþandýðýný vurgulayan Ersönmez Yarbay, “Buradan söylüyorum, sýrada ilk tasfiye edilecek Bülent Arýnç’týr. Ardýndan da Abdullah Gül’dür. Önümüzdeki bir iki yýla kalmayacak her iki ismin de tasfiye edildiðini göreceðiz. Çünkü ekipleri tasfiye edilmiþtir, çevreleri boþaltýlmýþtýr. Onlar da buna sessiz kalmýþtýr. Kendilerini kurtarmakla yetinmiþlerdir. Ama en sonunda Tayyip Erdoðan’ýn kendisi tasfiye edilecektir” diye konuþtu.
Program sunucularýnýn; “Ýyi ama Tayyip Erdoðan’ý kim tasfiye edecek? Partinin baþýndaki isim bizzat kendisi?” þeklindeki soruya da Yarbay’ýn, “Sistem…oraya getirenler” diye cevap vermesi dikkat çekti.
Programa telefonla katýlan AKP Gaziantep Milletvekili Nurettin Aktaþ da liste tasfiyelerinde, Millî Görüþ kökenliler ile tezkereye red oyu verenlerin aðýrlýkta olmasý konusuna; “Böyle mi bilmiyorum. Böyle yorumlar yapýlýyor. Eðer böyleyse bu benim için þereftir. Ayný tezkere bugün gelse yine ayný tavrý gösteririm. Millî Görüþçülüðümle de iftihar ediyorum” dedi.
Gönderme Tarihi: 29.06.2007 - 13:01
Z.OMER TURGUT üyenin diger mesajlarini ara Z.OMER TURGUT üyenin Profiline bak Z.OMER TURGUT üyeye özel mesaj gönder Z.OMER TURGUT üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: Başörtüsü Seçimde Yok: Sokaklar Bizim!
Z.OMER TURGUT su an offline Z.OMER TURGUT  
Başörtüsü Seçimde Yok: Sokaklar Bizim!
94 Mesaj -
Baþörtüsü Seçimde Yok: Sokaklar Bizim




Daha önceki seçimde farklý açýlardan propaganda malzemesi yapýlan baþörtüsü yasaðý, bu seçimlerde gündeme gelmiyor bile…
28 Haziran 2007 Perþembe 14:30
Yazýnýn konuyla ilgili bölümü ;
Örtü… Niye yok?

Önceki seçim kampanyalarýnda "baþörtüsüne özgürlük" vaadinde bulunurdu liderler. Bu iþi ürkeklerin deðil de, hilal býyýklý erkeklerin çözebileceðinden dem vuranlar!…

Muhabbeti “Baþörtüsü meselesini çözüme kavuþturmak namus borcumuzdur”a kadar vardýranlar olurdu!…

“Bacý edebiyatý!..” gýrla giderdi…

Bu seçim kampanyasýnda baþörtüsü yok… Daha doðrusu neredeyse yok!…

Olsa olsa… AK Parti"nin dört buçuk yýl boyunca bu meseleyi niçin çözmediði sorgulanýyor…

Bu taraftan yüklenmek suretiyle, Cumhurbaþkanlýðý seçimlerindeki ayýplarýný örtmeye gayret sarf eden politikacýlar dahi…

“Siz ne yapacaksýnýz, peki?” sorusunu yönelttiðinizde…

“Hele bir iþ baþýna gelelim de o zaman görürsünüz” türünden manasýz laflarýn ötesine geçemiyor!…

MHP de öyle…

Geçenlerde sordum Sayýn Bahçeli"ye:

“Muhterem Genel Baþkaným; iki seçim önce, "bu meseleyi ancak erkekler çözebilir" dediniz. Geldiniz… Kendi vekiliniz Sayýn Nesrin Ünal"a çözdürdünüz. Þimdi… Bu seçimler öncesinde ne diyorsunuz?.. Ýktidara gelebilirseniz, en azýndan üniversitelerdeki baþörtüsü yasaðýna son verecek misiniz? Böyle bir taahhüdünüz var mý?..”

Ben böyle sordum. Biraz kýzdý Sayýn Genel Baþkan… Sakinleþtiðinde… “Tek baþýna iktidar imkânýný bulursak, nasýl çözeceðimizi görürsünüz” dedi!…

Ýki âdet sonuç çýkarttým söylediklerinden…

Bir: Tek baþýna iktidar pek mümkün olmadýðýndan, “Ne yapalým, vatandaþ vermedi ki” diyecek…

Ýki: Hadi diyelim ki oldu… O takdirde de, Nesrin Ünal formülünü uygulayacak... Yani, o mânâda çözecek!..

***

O da lider ya; Cem Uzan"a da soruyoruz…

“Bir YTL"ye mazot, herkese üniversite” diyecek denli uçabilen liderimiz de oralý deðil… “Önce iþ, aþ, istihdam” filan diyor!.. Sanki… Bunlarla öteki birbirlerine engelmiþ gibi… Sanki… Ya aç kalmamýz ya da özgürlüklerden vazgeçmemiz gerekiyormuþ gibi…

Bu da böyle bir bakýþ açýsý… “Seni çýplak mý dolaþtýrayým, aç mý býrakayým?..” Hadi... Seç bakalým...

Ýktidar partisi de…

“Hani çözecektiniz” sorularýna muhatap olmamak için, bu meselelere fazla girmiyor!.. Uzun döneme kurmuþ saatini… Ekonomi düzelecek, kiþi baþýna gelir on bin dolara ulaþacak… Bu da kendiliðinden bir rahatlama saðlayacaðýndan, hak ve özgürlüklerin önündeki engellerin aþýlmasý daha kolay olacak!…

Peki… Tamam… O öyle, bu böyle… Çocuklarýn durumu ne olacak?.. Bu soruya, ben cevap veremiyorum…

Herhangi bir olumsuz tavsiyede bulunacak kadar da cesur, daha doðrusu gözü dönmüþ deðilim. Tamam… Bunlar çözmeyecek, çözemeyecek…

Peki ne yapmak gerek?..

Problemi birebir yaþayanlardan Hülya Þekerci Hanýmefendi"yle bu meseleyi konuþtuk.

“Anlaþýldý” dedi: “Sistem kýrmýzý çizgilerini net bir þekilde çizmiþ. Politikacýlar bu çizgileri ihlal ettikleri takdirde bedel ödemek zorunda kalacaklarýný düþünüyorlar. Bu bedeli ödemek istemedikleri için de… Meydanlarda dahi baþörtüsüne özgürlükten söz etmiyorlar.”

Tamam da… Bunlar benim sorumun cevabý deðil ki… Ne yapmak gerek?..

Özgür Der Baþkaný Hülya Þekerci Haným"ýn tavsiyesi:

“Politikacýlarýn bu meseleye çözüm getiremeyeceðini iyice bilmek.”

Þöyle diyor özetle:

“Bu meseleye çözüm getiremeyeceklerini iyice anlamýþ olmalýlar ki… Ya da, çözüm vaatlerine kimsenin inanmayacaðýný iyice anlamýþ olmalýlar ki, hak ve özgürlük taleplerinden söz etmiyorlar. Onlar kendilerinden ümidi kesti. Biz onlardan zaten ümidi kesmiþtik. Þu halde yapýlmasý gereken, "hak verilmez alýnýr" prensibinden hareketle… Eylemlere baþlamak… Hukuki, meþru eylemlere… Bundan böyle, toplumsal mutabakatmýþ, kurumsal mutabakatmýþ, bekleyecek halimiz yok, böyle biline…”

Evet… Bundan böyle… Seçimden sonra… “Makamlar onlarýnsa, sokaklar bizim” eylemleri... Öyle ya… Neyi, niçin beklemeli?..

(Serdar Arseven, Vakit Gazetesi)
Gönderme Tarihi: 28.06.2007 - 14:38
Z.OMER TURGUT üyenin diger mesajlarini ara Z.OMER TURGUT üyenin Profiline bak Z.OMER TURGUT üyeye özel mesaj gönder Z.OMER TURGUT üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: AKP'li belediyeden basortusu dusmanligi...
Z.OMER TURGUT su an offline Z.OMER TURGUT  
AKP'li belediyeden basortusu dusmanligi...
94 Mesaj -
Kuþadasý’ndaki skandal uygulamaya halk tepkili... Hükümet ve belediyenin ise gýký çýkmýyor

Kimin hizmetindesiniz

Her þeyi tamam olan bir iþyerinde baþörtülü fotoðraf yüzünden açma ruhsatý vermeyen AKP’li Kuþadasý Belediyesi’nin hukuk dýþý uygulamasýna tepkiler sürüyor. Vatandaþýn derdine çare bulamayan AKP’nin kime hizmet ettiði, yapýlan icraatlar ile ortaya çýkýyor.

Yasal dayanaðý yok
Hukuk-Der Genel Baþkaný Fikret Karabekmez, uygulamanýn yasal bir dayanaðý bulunmadýðýný söyledi. “Yasak kapsamýnda olmayan ve yasalarda hiçbir þekilde yeri bulunmayan bir keyfilik”ten ibaret bu uygulamanýn yasalar karþýsýnda da suç olduðunu kaydeden Karabekmez, “Sanýrým AKP deðiþimini ispat etme ve bazý mahfillere þirin görünme adýna böyle uygulamalar içine giriyor” þeklinde konuþtu.

AKP’li Kuþadasý Belediye’sinin, fotoðraflarý baþörtülü olduðu gerekçesiyle Aynur Göktaþ isimli bayana iþyeri açma ruhsatý vermemesi kamuoyunun tepkisine neden oldu. Yasal hiçbir dayanaðý olmayan uygulama özellikle hukukçulardan tepki gördü. Hukuk-Der Genel Baþkaný Firet Karabekmez, “Yasak kapsamýnda olmayan ve yasalarda hiçbir þekilde yeri bulunmayan bir uygulama keyfiliktir ve yasalar karþýsýnda suçtur” dedi.
Milli Gazete’nin dün manþetten duyurduðu skandal uygulama Kuþadasý Belediyesi’nde yaþanmýþtý. Hediyelik eþya dükkaný açmak için belediye’ye ruhsat baþvurusunda bulunan Aynur Göktaþ isimli bayana, bütün belgeleri eksiksiz olmasýna raðmen, fotoðrafý baþörtülü olduðu için belediye tarafýndan ruhsat verilmediði ortaya çýkmýþtý. Göktaþ ailesinin bu gerekçenin kendilerine yazýlý olarak bildirilmesi talebi de karþýlýksýz býrakýlmýþtý.
Hukuk-Der Genel Baþkaný Fikret Karabekmez, bu tür bir uygulamanýn hiçbir þekilde ne yasalarda ne de hukukta yeri olmadýðýný belirterek uygulamaya tepki gösterdi. Sadece Ýþyeri açma ruhsatý deðil hiçbir uygulamada baþörtüsüz fotoðraf talebine gerekçe oluþturabilecek yasal dayanak bulunmadýðýný vurgulayan Karabekmez; “Yasak kapsamýnda olmayan ve yasalarda hiçbir þekilde yeri bulunmayan bir uygulama keyfiliktir ve suçtur. Ýlgili bayandan baþörtüsüz fotoðraf isteyen Belediye yetkilileri mutlaka bunun hukuki gerekçesini açýklamasý gerekir. Aksi takdir kanun önünde sorumludurlar. Ancak maalesef ülkemizde hukuk tam anlamýyla iþlemediði için bu tür keyfi uygulamalara rastlanmaktadýr” dedi.
Sözkonusu garip uygulamanýn AKP’li bir belediye’de yaþanmasýný da deðerlendiren Avukat Fikret Karabekmez, “Keyfiliðin partisi olmuyor maalesef. Ama sanýrým AKP deðiþimini ispat etme ve bazý mahfillere þirin görünme adýna böyle uygulamalar içine giriyor. Hukuk-Der olarak biz bu tür keyfi uygulamalara son verecek saðlam bir hukuki sistem oluþturulmadýkça bu tür uygulamalarýn devame edeceðini düþünüyoruz. Maalesef bu tür uygulamalar yüzünden ülkemizde hukuktan, yasalardan bahsetmek çok fazla mümkün olmuyor” diye konuþtu.

Belediye sessizliðini koruyor
Ýddialara cevap vermek üzere çaðrýda bulunduðumuz Kuþadasý Belediyesi ise konuyla ilgili açýklama yapmak yerine sessiz kalmayý tercih etti. Gazetemizde yer alan habere raðmen hem belediye baþkanýndan hem de belediye yönetiminde herhangi bir açýklama gelmemesi dikkat çekici bulunuyor. Objektif gazetecilik aradýðýmýz ve görüþlerini almak istediðimiz Belediye Baþkaný Fuat Akdoðan’a ulaþmak mümkün olmadý.
Gönderme Tarihi: 23.06.2007 - 14:51
Z.OMER TURGUT üyenin diger mesajlarini ara Z.OMER TURGUT üyenin Profiline bak Z.OMER TURGUT üyeye özel mesaj gönder Z.OMER TURGUT üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: GÖMLEK DEĞİŞTİRENLER!
Z.OMER TURGUT su an offline Z.OMER TURGUT  
GÖMLEK DEĞİŞTİRENLER!
94 Mesaj -
Hidayet kaynaðýmýz olan Kur'an bize bu kavramý Yusuf Aleyhisselam'ýn kýssasýyla önümüze koymaktadýr. Ayrýca da muvahhidi ellerce güncelleþtirilmesini ister. Hükümdarýn karýsý kendine murad ettiði Yusuf'a nefsani isteklerini dillendirince o, kendisine meyletmeyip arkasýný dönüp oradan kaçmaya çalýþan Yusuf'un gömleðini arkadan yýrtar.
Hükümdarýn karýsýna meyletmeyen Yusuf, bu ilkeli duruþu bilginlerce de teyit edilince gerçek ortaya çýkar. Ýþte Kur'an bize akýl sahipleri için bu kýssalarda ibretler olduðunun da altýný çizmektedir. Yusuf'un Züleyha ile olan imtihanýnda gömleðini muhafaza ettiðini, onun hiçbir þekilde Rabbani duruþunu deðiþtirmediðini, zor zamanlarýnda âlemlerin Rabbi olan Allah'a sýðýndýðýný görmekteyiz.

* * *
Gömlek; insan vücudunu örten alelade bir bez parçasý olarak görülmemelidir. Sahip olunan dünya görüþünün bir ifadesidir. Müddessir suresinin ilk ayetlerinde geçen " ...Rabbini tekbir et(yücelt). Elbiseni temizle. Pislikten kaçýnýp–uzaklaþ..." þeklindeki ilahi emirler kimliðin, duruþun ifadesi olan gömleðimizin tek baþýna yeterli olmadýðýný, onun her türlü cahili düþünce ve geleneklerden, din anlayýþlarýndan uzak tutulmasý gerektiðinin de bilgisini bize vermektedir.
Bu gömlek "LA" ile giyilir. Allah'tan baþka her türlü otoritenin reddiyle vücuda oturur. Allah'a raðmen halen atamadýðýmýz, gerekleriyle donanamadýðýmýz otoritelere mahkûmsak bu gömlek bize uymaz. Eðreti düþünceler gibi sýrýtýr. Nitekim bunu örneklerini muvahhidi gönüller yaþadýklarý cahili toplumlarda yeterince görmektedirler.

* * *
Bu gömleðin bir özelliði de Allah'tan baþka hiçbir güce karþý önünü dönmemesidir. Onun istikameti bellidir. O zaten sýratý müstakim üzeredir. Yönü, istikameti bellidir. Dosdoðru yol üzerindedir. Aldatýcýlar bu gömlek erlerini Allah adý ile aldatamazlar. Þeytan ve dostlarý bu gönüller üzerinde hiç bir tesir, dikte ettirici görüþ ve düþüncede bulunamaz. Vahiyle yoðrulan bu yürekler; þeytan ve dostlarýnýn beþer fýtratý üzerinde estirdiði, estirebileceði rüzgârlarýn bilincindedir. Küresel cahiliye ve onun günümüzdeki görüntüsü olan sistemler; külliyen kendilerini reddeden bu gömlek erlerini duruþlarýndan çevirmek biryana onlarý bir derecelik açý ile bile olsa kendilerine döndürmeleri mümkün deðildir. Çünkü onlar istikamet üzere koþtukça koþmakta, tozu dumana katmakta, cahili deðer ve düþüncelerine itibar etmemektedir. Bu gönülleri siz sadece arkadan görürsünüz. Geride toz ve duman býrakýrlar. Bu gömleðin ilikleri bile görülmez, hiçbir beþerin önünde açýlmaz. Bu gömlek ruhun derinliklerine nüfuz eder. Körelmiþ, paslanmýþ yetenekleri ayaða kaldýrýr. Tedricen–Tertil üzere beþeri alýr adým adým kendi nefsine karþý kýyama kaldýrýr.

* * *
Beþerin kimliði, ruhaniliði ne olursa olsun bu süreçte müdahil olamaz. Fýtri temayüller, yetenekler vahiyle yoðrulur. Birde bakarsýnýz ki "Yürüyen Kur'an" dediðimiz o asrýsaadetin yiðit ve yiðideler zamana taþýnývermiþ. Ama tüm bunlar Kur'an'ýn gölgesinde bir hayatla mümkündür. Sadece ve sadece Vahyin gölgesinde dimdik durabilen, öfkelerini yutabilen, en azýndan belli bir zamana kadar öteleyebilen vakti ve saati geldiðinde yuttuklarý öfkelerini yutturabilen gönüllerdir bu gönüller. Bu gömlek içerisinde gurur, kibir, ihtiras, vitrine oynamak gibi suni ruhanilikler barýnamaz. Kazandýklarýmýzýn ifadesi olan "Eller" ve duruþumuzun ifadesi olan "Diller" i fýtrat ile uyum içerisinde kullanýr. Bu gömleðin erleri hayatýn içerisindedir. Ýþyerinde, okulda, sokakta, pazarda, ticarette, mescitte ve sair kardeþlerinin bulunduðu her yerdedirler. Bulunmalarý gereken yerin koordinatlarýný abileri, üstadlarý, efendileri yada sözüm ona ruhanileri çizmez. Onlar bu gömlek erlerine fildiþi kulelerden seslenirler. "Gelin bana tabi olun derler". Ama unuturlar, onlar kendileri gibi hayata "ben" merkezli bakmayýp "biz" merkezli bakarlar. "Ben"liklerinden arýnýp "Biz" olabilmiþtir. Bu fildiþi kulelerden gelen talimatlarla kalemlerini susturmak isterler, "Kaleme ve onunla yazýlanlara andolsunki.." diye devam eden Rabbani talimata karþý gurur ve kibirlerinden ötürü susturma operasyonlarý ile karþýlaþýrlar.

* * *
Gece yarýsý talimatlarla bir çýrpýda bu yiðitlerin kaleme aldýklarý yazýlarý kaldýrtýverilir. Dostlarýný ararlar, bunlara köþelerinizde yer vermeyin diye. Heyhat susturabilirler mi? Çünkü onlar öyle bir gömlek giymiþlerdir ki, öyle bir söz vermiþlerdir ki tüm dünya ve içerisindekiler bir araya gelse bu yiðitleri yollarýndan çeviremezler. Çünkü onlar toplumlarýn sahte ulularýna "LA" ile karþý çýkmýþtýr. Bu zavallýlar kendi gömleklerine bakmazlar. Necistir, bu gömlekler. Bunlara köþe baþlarýný vaadetmek yeterlidir.

* * *
Fildiþi kulelerden nutuk çekmek kolaydýr. Hayatýn içerisinde "BÝZ"lerin olduðu yerlerde bunlarý görmek mümkün deðildir. Bunlar koþmasýný býrakýn yürümesini bile bilmezler. Ancak küresel iblislerin dikte düþüncelerine raðbet edip, onlarla gündemlerini belirleyip, hayatýn içerisinde tebalarýna yol gösterirler. Yusuf gibi Rabbani gömlek giyenlerle karþýlaþtýklarýnda bir bakarsýnýz, bir anda o gömleðe bürünüverirler. Ama dostlarýyla beraber olduklarýnda bu gömleðin ilkelerinden iz kalmaz geride. Velhasýl devamlý gömlek deðiþtiriverirler. Ama bilmezler ki bu dava bünyesinde ne iki sevgiye nede iki korkuya yer vermez.

* * *
Rabbani gömlek giyenler hayatlarýnda, duruþlarýnda minimum risk diye cahili bir handikaba kapýlmazlar. Bu gömlek yerleþtiði bedenden bedel ister. Öyle ki kendilerinden öncekilerin ödedikleri bedeller bu bedenlerce de ödenmedikçe felaha eriþilemez. Öyle buyurmuyor mu Rabbimiz; "Sizden öncekilerin baþýna gelenler sizin de baþýnýza gelmeden cennete girebileceðinizi mi sandýnýz?."
Bu gömlek bir bedel ister. Çaðýn kuyularýna talib olmak gerekir. Metrelerce derinliklere atýlmayý, kuþ konmaz, kervan geçmez kuyularda acýlar çektirir insana. Muhammed Aleyhisselam gibi Taif sokaklarýnda taþlanmayý, Bilal–i Habeþ gibi kýzgýn çöllerde iþkence görmeyi, Sümeyye validemiz gibi bedenlere akla hayale gelmez iþkenceleri bekler durur. Zamanýn Taif'lerini, Uhud'larýný idrak etmeksizin velhasýl bu Rabbani ilkeler asrýsaadetteki gibi zamana taþýnmadýkça bu gömlek bizi sýkar, bu bedene dar gelir.

* * *
Bu gömlek erleri ilkelerinden asla taviz vermez, veremezler dolayýsýyla gömleklerini önlerinden yýrttýrmazlar. Arkalarýndan yýrttýrdýklarýnda da zaten vaad edilen ilahi gerçeklerle mütmain olmuþlardýr. Vahyi hayata taþýmak; çaðýn kuyularýna, zindanlarýna talip olmaktýr. "Mecnun" gibi yada bu sözlerin zamanýmýzdaki uzantýsý olan sözlerle karþý karþýya gelmektir. Vahyi ne denli hayata taþýyabildiðimizdeki yegâne ölçü; duruþlarýmýz üzerinde estirilen evrensel tavýrlarla alakalýdýr. Çaðýn Yusuflarý diyebileceðimiz Seyyid Kutub, Ahmet Yasin, Rantisi, Mustafa Çamran ve daha ismini saymakla bitiremeyeceðimiz bu muvahhidler böylesi bir gömlek giymiþlerdi. Kendilerine sunulan teklifleri hemen hepimiz biliriz. Lakin onlar Yusuf gibi arkalarýný dönüp hýzla uzaklaþtýlar. Öyle ki soluðu þehadetle Rabbimize kavuþmakla aldýlar.

* * *
Unutmamalý ki bu gömlek beþer fýtratýnýn bugün ihtiyacý olan yegâne gömlektir. Özellikle muvahhidler giydikleri gömleðin Rabbaniliðini sorgulamalý, her nereden olursa olsun dayatmacý güçlere karþý ilik açan, önüne dönen bir gömlek bilincinden Allah'a sýðýnmalýdýr. Muvahhidler bu gömleklerle yaþamaya ve bu gömleklerle gömülmeye taliptir. Ilýmlý Ýslam adý altýnda dayatýlan gömlekler bizim yiðitlerimize yakýþmaz. Ya bir beden bol yada bir beden dar gelir. Unutmamalý ki bu mektep yaratýlýþa uygun, varlýðýn sebepleriyle uyumlu kanunlar vaaz eden bir mekteptir. Ýnsaný yaratan, onu baþýboþ býrakmayan, yapýsýyla, cüssesiyle özdeþ bir gömleði ancak alemlerin Rabbi olan Allah vaaz eder. Hiç bir beþer böylesi bir gömlek vaaz edemez. Ve bu gömlek insan bedenine deðil ruhuna yerleþir, tedricen–tertil üzere bedene yerleþir.

* * *
Ya Rabbi senin boyan olan vahyin boyasýyla boyanmak istiyoruz. Yalnýz seninle, Muhammed Aleyhisselam ile birlikte anýlmak istiyoruz. Ýzzeti sende, Resul'ünde ve müminlerin yanýnda arýyoruz. Bizim akidemizi sorunlarýmýzýn elinden kurtar ve koru. Yeter ki Sen bizden razý ol!.. Senin hoþnutluðundan baþkaca bir hoþnutluk gözetmiyoruz. Vahyin gömleðini üzerlerimizde daim, yakýþýr kýl. Baþkaca gömleklere meyletmeyelim. Ayaklarýmýzý dininde sabit kýl.
Ya Rab!. Gömleklerimizi arkadan yýrtýlanlardan eyle. Karanlýk ellere karþý bizi bilinçli kýl. Bizleri gömlek deðiþtirenlerden deðil, vahyin gömleðini hem bu dünyada taþýyanlardan hemde bu gömlekle ahýrete ulaþanlardan eyle.(AMÝN)
Gönderme Tarihi: 23.05.2007 - 07:19
Z.OMER TURGUT üyenin diger mesajlarini ara Z.OMER TURGUT üyenin Profiline bak Z.OMER TURGUT üyeye özel mesaj gönder Z.OMER TURGUT üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: Tefekkur vakti; SOZ MILLETIN....
Z.OMER TURGUT su an offline Z.OMER TURGUT  
94 Mesaj -
yenisafak kardesin yurekten katiliyorum,Muslumanlar saflari belirlemelidir.Dunku yaptiklari inkar edemler dun dundur bugun bugundur diyenler yarin ne soyleyeceklerini veya neyi inkar edeceklerini bilemeyiz. Biz muslumanlara ozuyle sozuyle bir olanlar lazim . Yarim mahser gununde Rabbimiz kulum siz niye iktidar olmadiniz diye sormayacak , kulum siz niye ozunuzle sozunuzle bir olmadiniz neden katledilen, tecavuz edilen, okullardan surulen haklari ellerinden alinan muslumanlara seyirci kaldiniz veya o zulumlere destek oldunuz diye sorulacaktir.Bu gun akp yi destekleyen arkadaslar Irak taki islenen butun cinayetlerden tecavuzlerden bir nebzede olsa sorumludurlar, cunku kendi bakanlarininda itirafiyle turkiye uslerini acan bunlardir.Bir an once is isten gecmedin lutfen kendinize geliniz... saygilarimla...
Gönderme Tarihi: 16.05.2007 - 07:08
Z.OMER TURGUT üyenin diger mesajlarini ara Z.OMER TURGUT üyenin Profiline bak Z.OMER TURGUT üyeye özel mesaj gönder Z.OMER TURGUT üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: KIM NE DEDI?
Z.OMER TURGUT su an offline Z.OMER TURGUT  
94 Mesaj -
“Dünya barýþý için son 50 senede dünyada en çok Amerikalýlar kendi çocuklarýný feda etmiþlerdir”

AKP Abdullah Gul
Gönderme Tarihi: 11.05.2007 - 21:39
Z.OMER TURGUT üyenin diger mesajlarini ara Z.OMER TURGUT üyenin Profiline bak Z.OMER TURGUT üyeye özel mesaj gönder Z.OMER TURGUT üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: HAFTANIN KARIKATURU
Z.OMER TURGUT su an offline Z.OMER TURGUT  
94 Mesaj -

Gönderme Tarihi: 11.05.2007 - 21:33
Z.OMER TURGUT üyenin diger mesajlarini ara Z.OMER TURGUT üyenin Profiline bak Z.OMER TURGUT üyeye özel mesaj gönder Z.OMER TURGUT üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: Bediüzza man’ı Sevmek ve Savunmak ...
Z.OMER TURGUT su an offline Z.OMER TURGUT  
Bediüzza man’ı Sevmek ve Savunmak ...
94 Mesaj -
27 MAYIS 1960 darbesinden sonra birtakým þeytanlar Müslüman halkýn Bediüzzaman Said Nursî’ye olan sevgisini ve hürmetini kýrmak, zedelemek için uyduruk ve sahte bir risale hazýrlatýp bastýrdýlar. Plan gayet þeytanî idi. Broþürün yazarý olarak sâbýk Þeyhülislâm Mustafa Sabri’yi göstermiþlerdi. Yani koskoca bir Þeyhülislâm, Bediüzzaman’ý tenkit ediyor olacaktý. Þeytanlar büyük bir çeliþki içindeydiler. Çünkü Þeyhülislam M. Sabri Efendi merhum da, kendilerince mergup ve muteber (beðenilen ve tutulan) bir kimse deðildi.Millî Mücadeleden sonra 150’likler listesine konulmuþ ve yurt dýþýna çýkmýþtý. Akýllarýnca çivi çiviyi söker diye mi düþünmüþlerdi, yoksa gaflet ile kendi kazdýklarý kuyuya mý düþmüþlerdi?

Broþüre uyduruk bir Arapça isim koymuþlardý: Tuhfetü’r-reddiye ‘ale’l-Mezhebi Saidi’l-Kürdiyye... Arapçada henüz Zeyd ile ‘Amr’ýn kavgasý hikâyesini yeni okumaya baþlamýþ bir öðrencinin yazacaðý acemice bir cümle...

Bendeniz haftalýk YENÝÝSTÝKLÂL gazetesini yayýnlarken, merhum Üstad Eþref Edib (Fergan) bey polis hafiyesi gibi çalýþmýþ, araþtýrmýþ ve sözde Þeyhülislâm Mustafa Sabri Efendi’nin yazmýþ olduðu iddia edilen broþürde vahim bir bilgi hatasýna el koymuþtu. Sabri Efendi, 1954’deki vefatýndan sonra basýlmýþ bir Risâle-i Nur kitabýna atýfta bulunuyordu!..

27 Mayýs devrimbazlarýnýn Müslümanlara ve Bediüzzaman’a fýrlattýklarý bumerang havada dönmüþ dolaþmýþ ve atanlarýn baþýna þiddetle çarpmýþtý.

Bediüzzaman da, Mustafa Sabri Efendi de, birer Ýslâm büyüðüdür. Meþrebleri ve metodlarý farklý da olsa, esasta birdirler. Ben, bir Müslüman olarak her ikisini de severim.

Þimdi bazýlarý “Vay sen nasýl olur da, bu iki zatý seversin...” diyecek ve kaþlarýný çatacaklardýr.

Onlara cevabým þudur:

“Siz, Atatürk rejimini devirmek, Atatürk’ü alaþaðý etmek için darbe hazýrlýklarý yaparken yakalanan, mahkemeye verilen, aðýr hapis cezasýna çarptýrýlan, 15 sene zindanda kalan NazýmHikmet’i çok seviyorsunuz, onu yere göðe sýðdýramýyorsunuz ve bu suç olmuyor da; ben Bediüzzaman’ý ve Mustafa Sabri’yi sevince mi suç oluyor?

Mustafa Sabri Mýsýr’a gitmiþ... Nazým da, Selanikli Ahmet Emin Yalman’ýn baþýný çektiði aftan sonra serbest kalmýþ, Boðaziçi’nde bir Romanya gemisine gizlice binmiþ ve soluðu Moskova hava alanýnda almýþtý. Uçaktan iner inmez, kendisini bekleyen gazetecilere “Benim vataným Sovyetler Birliði”dir, beni Stalin yaratmýþtýr...” demiþti.

Yukarýdaki satýrlarý, bir Ýslâm büyüðü olan, Türkiye halkýna imanî, Kur’ânî hizmetler eden Bediüzzaman’ý sevmenin, ona hürmet etmenin, onu savunmanýn bütün iyi niyetli Müslümanlar için bir vazife ve borç olduðunu anlatmak ve hatýrlatmak için kaleme almýþ bulunmaktayým.

O, Resûl-i Kibriya Efendimizin (Sallallahu aleyhi ve sellem) 20’nci milâdî asýrdaki vekil, vâris ve halifelerinden biriydi. Bizim, Peygamber Efendimize biatýmýz vardýr. Bu biat O’nun vekil, vâris ve halifelerini de kapsar.

Sýk sýk yazýyorum: Bediüzzaman’ý sevmek, ona hürmet etmek, onu savunmak için ille de Nurcu olmak gerekmez. Müslüman olmak yeterlidir.

Zaten Bediüzzaman bir Nurcu büyüðü deðil, bir Ýslâm büyüðüdür.

Bu devirde bu merhum ve muhterem zatýn hatýrasýna iki cihetten zarar geliyor:

(1)Agresif, militan ve harbî dinsizlerden.

(2) Bediüzzaman’ý hakkýyla anlayamayan veya gerçek Bediüzzaman yerine kendi istedikleri ve anladýklarý hayalî bir Bediüzzaman koymak isteyenler.

Bediüzzaman imana, Ýslâm’a, Kur’ân’a, Resulullah’a, O’nun Sünnetine, Þeriata, Ýslâmî faziletlere ve ahlâka sýmsýký baðlý olan, bunlarýn hüküm ve gereklerini hayatýna uygulayan ve bu yüce deðerlere hizmet eden bir kimsedir. Ýslâm dininin temel hükümlerinden ve inançlarýndan biri þudur: Peygamber dýþýnda her kul hata edebilir. Peygamberden de zelle sadýr olabilir. Ýsmet sýfatý sadece Nebilere ve Resûllere mahsustur. Bediüzzaman, “Eski Said” devrinde bazý görüþlerinde hatâ etmiþ olduðunu bizzat kabul etmektedir. Bu itiraf onun kemâline gölge düþürmez, aksine onu daha da yüceltir. Zaten Bediüzzaman hazretleri usûle dair, mevrid-i nas olan hüküm ve konularda herhangi bir hatâ ve yanlýþlýk yapmamýþtýr.

Bir büyüðün gerçekten büyük olup olmadýðý, onun kendi nefsine olan muamelesinden anlaþýlýr. Nefsine önem vermiyor, hotfüruþluktan kaçýnýyor, ene’sini zabt u rabt altýna almýþ bulunuyorsa o büyük adamdýr.

Kendinde benlik olan, kibir olan, gurur olan, ben ben ben diyen kimseler büyük görünseler, bir kýsým insanlar onlarý büyük bilseler de gerçekte büyük deðil, küçük kiþilerdir.

Son yýllarda Kur’ân’a, Sünnete, Ýlâhî ve Nebevî tâlimata, Þeriata tamamen zýt fikirler, görüþler, re’yler Müslümanlar arasýnda yayýlmaya çalýþýlýyor.

Meselâ birtakým ilâhiyatçýlar sanki Cennet babalarýnýn çiftliði imiþ ve kendi tekellerinde bulunuyormuþ havalarýna girerek, risâleti ve dâveti kendilerine ulaþtýðý halde hidayete sýrt çevirerek Resulullah’ý inkâr ve tekzib eden; Kur’ân’a -hâþâ- kul sözü uydurma kitap diyen, Ýslâm’ý hak ve ilâhî din olarak kabul etmeyen münkirleri ve örtücüleri (gerçeði saklayan, örtenleri) Cennet’e dolduruyorlar. Öyle þaþkýnlar var ki, sadece Ýslâm dini açýsýndan deðil, Hýristiyanlýk ve Musevilik açýsýndan da tutar tarafý olmayan Edison’u; ampulü ve gramafonu icat etti diye Cennetin baþ köþesine oturtuyorlar. Yahu Cennet kimsenin tekelinde deðildir, Allah’ýn mülküdür ve O, oraya kimleri koyacaðýný, kimleri koymayacaðýný çok açýk ve seçik þekilde Kitabullah’ta beyan buyurmuþtur.Peygamber de, bize ulaþan sahih hadîslerinde bu konuyu, hiç þüphe kalmayacak þekilde açýklamýþtýr. Bediüzzaman hazretlerinin âhir zamanda Müslümanlar, Hýristiyan ruhanîleri ile ateizme ve Bolþevikliðe karþý birlikte çalýþacaklar demesi baþka, birtakým adamlarýn Cennetin kapý bekçileri kesilip ne kadar tersa ve hûd varsa onlarý, mü’minlerin ebedî saadet mekâný ve menzili olan o Darüsselâma sokmaya yeltenmeleri baþka þeydir.

Kur’ân, Sünnet ve Ýslâm bize ne diyor?.. Hak olan inanç Tevhid’tir. Teslis kesin olarak batýldýr, yanlýþtýr diyor.Ýsa Mesih aleyhisselamýn kul olduðunu, asla Tanrý veya Tanrý’nýn oðlu olmadýðýný bildiriyor.

Bazýlarý nasýl olur da, Bediüzzaman’ýn Tevhid ile Teslisi bir tuttuðunu iddia edebilir?Böyle bir iddia tutarlý olur mu?

Muhyiddin Arabî hazretlerinin eserlerinde olduðu gibi Bediüzzaman’ýn risâlelerinde de bazý rümuzlu, esrarlý, avamm-ý nasa açýklanmasý doðru olmayan kýsýmlar vardýr. Nitekim bunlar bastýrýlmamaktadýr. Böyle yerlerin mutlaka Kur’ân’ýn, Sünnetin, Þeriatýn zahirine göre tefsir ve te’vil edilmesi gerekir.

Bazýlarý ve birileri zamanýmýzda ýlýmlý Ýslâm (light ýslam), diye yeni bir din çýkartmak istiyorlar. Bediüzzaman hazretlerini böyle bir þeyden tenzih ederiz.O mübarek zat, bunca sýkýntýyý, iþkenceyi, eza ve cefayý, hapsi gerçek Ýslâm için çekmiþtir. Ilýmlý Ýslâm, reforme edilmiþ Ýslâm taraftarý olsaydý o sýkýntýlarý çekmezdi.

Resûl-i Kibriya aleyhi ekmelüttahaya Efendimiz hazretleri “Belânýn en þiddetlisi Peygamberlere gelir. Sonra derece derece...” buyurmuþlardýr. Bediüzzaman’ýn çok büyük bir Müslüman olduðunu anlamak için, bu hadîsin ýþýðýnda din, iman, Kur’ân için çektiði eza ve cefalara bakmak yeterlidir.

Bazýlarý beni bu konulardaki yazýlarým dolayýsýyla þiddetli ve insafsýz þekilde tenkit ediyor. Kim ne derse desin bendeniz de bir Nurcuyum. Lâkin bu satýrlarý bir Nurcu olarak kaleme almadým, bir Müslüman olarak aldým.

Düþünün... Büyük bir zat, uzun ömrünü binbir çile ve zulüm altýnda imanî, Kur’ânî, þer’î, nebevî hakikatlarýn neþri ve müdafaasý için harcýyor ve sonra haksýz hücumlara uðruyor veya yanlýþ fikir ve görüþler için kullanýlmak isteniyor... Benim Müslüman bir yazar olarak onu savunmam, gerekli bi vazife olmaz mý? Çok rica ediyorum: Birileri ve bazýlarý bu büyük zatý kendi þazz fikirlerine, görüþlerine, beþerî emelllerine âlet etmesinler.

Resulullah Efendimiz, Necran Hýristiyanlarýný iyi karþýlamýþ, hattâ Mescid-i Saadet’te kendilerine göre ibadet etmelerine izin vermiþti. Buradan yola çýkarak Teslis’in hak olduðunu iddia etmek mümkün müdür?

Not: Uyduruk ve düzmece risâlenin içyüzü hakkýnda ayrýntýlý bilgi edinmek isteyenler http://www.cevaplar.org sitesindeki “Ismarlama bir Bediüzzaman Reddiyesi” (Yz. Salih Okur) baþlýklý makaleyi mütalaa edebilirler.


Mehmet Þevket Eygi
Gönderme Tarihi: 06.05.2007 - 14:20
Z.OMER TURGUT üyenin diger mesajlarini ara Z.OMER TURGUT üyenin Profiline bak Z.OMER TURGUT üyeye özel mesaj gönder Z.OMER TURGUT üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: HAFTANIN KARIKATURU
Z.OMER TURGUT su an offline Z.OMER TURGUT  
haftanin karikaturu
94 Mesaj -

Gönderme Tarihi: 01.05.2007 - 13:56
Z.OMER TURGUT üyenin diger mesajlarini ara Z.OMER TURGUT üyenin Profiline bak Z.OMER TURGUT üyeye özel mesaj gönder Z.OMER TURGUT üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: Demokrasi'ye e-tecavüz girişimi...
Z.OMER TURGUT su an offline Z.OMER TURGUT  
Demokrasi'ye e-tecavüz girişimi...
94 Mesaj -
Askeri darbeler bu ülkeye tarihimiz boyunca hiç bir fayda saðlamamýþtýr.

Bu bilinmesine raðmen,

Asker gene duramadý...

Hiç kimse bana, Siviller hak etti, demokratik çözüm yollarýný týkadýlar demesin...

Düne kadar Ankara'ya davet edilen, davete cübbeleriyle katýlan öðretim üyelerinden...

Akreditasyonlarla, bir anda 'vatansever' ve andýçlarla bir anda 'vatan haini' ilan edilen gazetecilere kadar, sahte gündemler oluþturup, asýl gündemin üzerinin örtünmesinden birinci derece de Asker sorumludur...

Asker, nedendir bilinmez bu ülkede otuz yýldýr çözemediði terör belasýyla, sonuca gidebileceði þekilde uðraþacaðýna sürekli rejim tehdidi ile, kendisini cilalama gereði duymaktadýr...

Bir çift söz de; Askeri muhtýralardan, anayasa mahkemelerinden meddet uman kiþiliksiz muhalefet partilerine.

Bugün Meclis te bizi temsil ettiði iddiasýnda bulunan CHP, ANAP, DYP ve yarýn bir gün kendilerine meclise girme namzeti gören MHP ve diðer partiler bilsinler ki, þu noktaya gelen süreçte AKP yi, Asker yardýmýyla iktidardan uzaklaþtýrýp, gene Asker yardýmýyla seçimlere gidip, ve Asker yardýmýyla akreditasyona haiz gazetecilerin dönüþtürmeye gayret edeceði kamuoylarý yardýmýyla asla ve asla seçimleri kazanamazsýnýz!..

Dandik Demokrat diye küçümsediðiniz ve Ülkeyi bu noktaya getirmekle suçladýðýnýz o insanlar, gene Askerin ucube 12 Eylül anayasasýnýn ürünü sonucunda bu noktaya gelmiþlerdir.

AKP portakalda vitaminken ülke yöneten CHP: DYP ile koalisyon ortaklýðý yaptýðý zamanlarda, deðiþtirmek için en küçük bir gayret sarfetmediði, ANAP ýn en güçlü olduðu zamanlarda deðiþtirmek için en küçük gayret sarfetmediði, ANASOL-Mee hükümeti zamanýnda, en ufak bir deðiþim için gayret sarfedilmeyen ve kendi aralarýnda dolaþtýrýlan 'top anayasa', bu süreçte ikiyüzlü bir siyaset izleyen söz konusu parti liderleri tarafýndan, 'Ýktidarýn deðiþtirmesi gerekirdi' abukluðu, samimiyetsizliðin de bir itirafýdýr ayný zamanda...

Ýnsana sorarlar siz niye deðiþtirmek için en küçük bir gayret göstermemiþtiniz?..


Ölçüsüz batý yanlýsý olan, ÝMF çizgisinden çýkmaya niyeti olmayan, ABD'siz bir dýþ politika izleme kabiliyetine haiz olmayan,iþsizliði çözememiþ olan, yolsuzluklarý ballý ihalelerle akrabalara kaydýrmýþ olan, toplumsal çürümeyi hýzlandýrmýþ olan, sokaklarýnda hýrsýzlýk, gasp, cinayet olaylarýndan geçilmeyen, terör sorununu bir türlü halledememiþ olan, en son yakýn zamanda petrol yasasýyla büyük bir yanlýþlýða imza atmýþ ve bu da Cumhurbaþkaný Sezer'den dönmüþ olan, AKP yi eleþtirip, yerin dibine batýrabileceðiniz bunca açýk varken...

Ülkenin hiç bir sorunuyla ilgili, AKP' den daha iyi ve somut çözüm planlarý hazýrlamamýþ, ümit haline bir türlü kendinizi getirememiþ,Vataný satýyorlar, Vatan Elden gidiyor, Din Elden Gidiyor çýðýrtkanlýðýndan öte, slogan bile üretememiþken...

Adam gibi muhalefet yapamayýp, muhtýralardan sonra bu noktaya gelmemize AKP Ýktidarý sebep oldu gibi bir ucuzluk sergileyip, demokrasi tecavüzüne alkýþ tutmanýz, belleklere kazýnmýþtýr...

Askeri müdahale ile, hukuk korunmaz, demokrasi korunmaz, laiklik korunmaz.

Ülke Muz Cumhuriyeti durumuna düþürülür.

Hepsi O kadar...

Þu saatten sonra hükümete düþecek tek þey vardýr...

Ortada daha muhtýra yokken, erken seçime gidip ülkeyi gerginlikten kurtarmalarý ve adil bir seçim sistemiyle marjinallerde dahil olmak kaydýyla her ideolojinin meclis çatýsý altýnda temsil edilme imkanýnýn saðlanmasýndan bahsediyordum...

Þu an ise kesinlikle ve kesinlikle...

Hükümet, erken bir seçime gitmemelidir.

Abdullah Gül Cumhurbaþkanlýðý adaylýðýndan asla çekilmemelidir.

Genel Kurmay Baþkaný hakkýnda, Anayasa Mahkemesi'nin kararýný etkilediði gerekçesiyle iþlem baþlatýlmalýdýr.

Þu asla ama asla unutulmamalýdýr!..

En kötü demokrasi, en iyi askeri rejimden her zaman için iyidir!..

Ozan Mert
Gönderme Tarihi: 29.04.2007 - 16:28
Z.OMER TURGUT üyenin diger mesajlarini ara Z.OMER TURGUT üyenin Profiline bak Z.OMER TURGUT üyeye özel mesaj gönder Z.OMER TURGUT üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: Nedir bu Anzak sevdası
Z.OMER TURGUT su an offline Z.OMER TURGUT  
Nedir bu Anzak sevdası
94 Mesaj -
Nedir bu Anzak sevdasý

Mescid yetersizliði, yollarýn yýkýk dökük olmasý ve yeterli sayýda tuvaletin bulunmamasý Çanakkale’yi ziyaret eden Türk vatandaþlarýna çeþitli sýkýntýlar yaþatýrken, Anzaklar için her þeyin önceden düþünülüp ince bir þekilde hesaplanmasý uygulanan çifte standardý gündeme getiriyor.
25 Nisan’da düzenlenecek Anzak törenleri için tarihi Millî Park içerisinde yer alan Anzak koyu ile Lone Pine Anýtý’nýn bulunduðu bölgeye toplam 11 bin kiþilik portatif tribünler yerleþtirilirken, ayný yere sinevizyon gösterileri için de dev ekranlar kuruldu.

Çanakkale’de 25 Nisan’da düzenlenecek Anzak törenleri öncesi çalýþmalar son aþamaya gelirken, yüzlerce Anzak da törenlere katýlmak üzere kente gelmeye baþladý. 25 Nisan Anzak törenleri öncesi Gelibolu Yarýmadasý’ndaki çalýþmalarda son aþamaya gelindi. Tarihi milli park içerisinde yer alan Anzak koyu ile Lone Pine Anýtý’nýn bulunduðu bölgeye toplam 11 bin kiþilik portatif tribünler yerleþtirilirken, ayný yere sinevizyon gösterileri için dev ekranlar kuruldu. Avustralyalý ve Yeni Zelandalý ziyaretçiler, törenler öncesi dedelerinin mezarlarýný gezdi. Sahilde gezi yapan turistler, Anzak koyundaki taþlarý hatýra olarak aldý. Bu arada, yaklaþýk 10 bin kiþinin katýlmasý beklenen tören alanýna tuvalet ihtiyacýnýn karþýlanmasý için özel olarak getirilen portatif tuvaletler konuldu. Geçtiðimiz yýllarda olduðu gibi güvenlik güçlerinin bu yýl da bölgede sýký tedbir aldýðý gözlenirken, önceden akreditasyon yaptýranlarýn dýþýnda tören alanýna kiþi ve araçlarýn girmesinin engelleneceði bildirildi. Bu arada uzun zamandan bu yana tartýþmalara yol açan Anzak yolundaki çalýþmalar devam ediyor. Asfaltýn sökülmesine devam edildiðini belirten yetkililer, stabilize hale getirilen yolda törenlerin ardýndan asfalt çalýþmasýna baþlanacaðýný açýkladý. Ülkemizi iþgal etmek için Çanakkale’ye saldýran emperyalist ordunun en önemli bölümlerden birini oluþturan Anzaklarýn torunlarý için bütün imkânlar seferber edilirken, vataný savunurken þehit olan Mehmetçiklerin torunlarýna ayný ilgi gösterilmiyor. Her yýl Çanakkale’ye on binlerce insanýmýz atalarýný anmak ve onlara dua etmek bölgeye gidiyor. Fakat bu insanlarýn gerek manevi gerekse doðal ihtiyaçlarýný karþýlamaya yönelik çalýþmalar oldukça sýnýrlý. Mescid yetersizliði, yollarýn yýkýk dökük olmasý ve yeterli sayýda tuvaletin bulunmamasý bölgeyi ziyaret eden Türk vatandaþlarýna çeþitli sýkýntýlar yaþatýrken, Anzaklar için her þeyin önceden düþünülüp ince bir þekilde hesaplanmasý uygulanan çifte standardý gündeme getiriyor.
Gönderme Tarihi: 23.04.2007 - 20:12
Z.OMER TURGUT üyenin diger mesajlarini ara Z.OMER TURGUT üyenin Profiline bak Z.OMER TURGUT üyeye özel mesaj gönder Z.OMER TURGUT üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: HAFTANIN KARIKATURU
Z.OMER TURGUT su an offline Z.OMER TURGUT  
94 Mesaj -

Gönderme Tarihi: 17.04.2007 - 17:25
Z.OMER TURGUT üyenin diger mesajlarini ara Z.OMER TURGUT üyenin Profiline bak Z.OMER TURGUT üyeye özel mesaj gönder Z.OMER TURGUT üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: İçimizdeki Beyinsizler
Z.OMER TURGUT su an offline Z.OMER TURGUT  
İçimizdeki Beyinsizler
94 Mesaj -
MÜSLÜMAN halka ve gençliðe þöyle diyorlar: Biz Müslümanlarýn hiç kabahati yok. Bütün kabahat ve hýyanet din düþmanlarýndadýr. Biz mazlumuz (zulme uðramýþýz), biz mâsumuz (günahsýzýz), biz Zemzemle yýkanmýþýz... Ah o dinsizler yok mu, iþte bizi onlar mahv etti...

Bu düþünce, bu zihniyet Müslümanlarýn sâlim ve doðru þekilde düþünüp hareket etmesine imkân vermiyor.

Biz zelil ve esir vaziyete düþmüþsek, biz kendi öz vatanýmýzda insan haklarý ihlâlleri ile sarsýlýyorsak; kurtulmamýz, selâmete çýkmamýz için kendimizi de sorgulamamýz gerekir.

Biz, bizden önce babalarýmýz, dedelerimiz, atalarýmýz acaba birtakým hatâlar yaptý mý?

Ýslâm dininin ölçülerine göre ne gibi açýklarýmýz oldu, ne gibi yanlýþlar yaptýk, günahlar iþledik?

Ýslâm’a, Kur’ân’a, Þeriat’a, Sünnet’e, fýkha, ahlâka aykýrý düþüncelerimiz ve aksiyonlarýmýz olmuþ mudur?

Kur’ân’ýn “Sýmsýký Allah’ýn ipine sarýlýn, sakýn parçalanýp ayrýlmayýn” emrine uyduk mu?

Kur’ân bir takým ruhbanlarýn “erbab” haline getirilmesini, putlaþtýrýlmasýný kötülüyor. Bizim içimizden bazýlarý böyle yaptý mý? Yaptýlarsa, öteki Müslümanlar onlarý uyardý mý?

Dinimiz “Hesaba çekilmezden önce siz kendi muhasebenizi yapýnýz, kendinizi hesaba çekiniz” diyor. Biz bu muhasebeyi yapýyor muyuz?

Yüce dinimiz, Sevgili Peygamberimiz (Salat ve selam olsun O’na) lüksü, israfý, gösteriþi, aþýrý tüketim ve konforu, kibri, gururu, dünya depdebe ve ihtiþamýný kötülüyor. Biz bu konuda dinimize uyuyor muyuz?

Namaz dinimizin en birinci eylem ve ibadetidir. Bizim namazla aramýz nasýldýr?

Emanetlere riayet ediyor muyuz? Yoksa onlara hýyanet mi ediyoruz?

Ýslâmî kesimde haram yeniyor mu, yenmiyor mu?

Müslümanlarýn kaymak tabakasý, baþý çekenleri bu sorgulamalarý yapmakla yükümlüdür. “Bizi dinsizler bu hale getirdi...” demek Müslüman halký ve gençliði aldatmak olmaz mý?

Kur’ân Müslümanlara “Gayr-i müslimleri dost ve veli ittihaz etmeyiniz. Müslümanlarýn dostlarý ve velileri ancak mü’minlerdir” buyuruyor. Bizim içimizdeki bazý beyinsizler ise, kendilerini uyaran, kendilerine olumlu tenkitler yönelten din ve iman kardeþlerine düþman oluyor, din düþmanlarýyla da dostluk yapýyor.

Bazý þeylerin ticareti olmaz. Yapýlýrsa haram olur, ateþ olur. Meselâ kadýn satmak yoluyla elde edilen para haramdýr. Riba haramdýr. Uyuþturucu ticareti haramdýr. Din ve mukaddesat ticareti de haramdýr.

Din ve mukaddesat bezirgânlýðý, kadýn satmaktan, eroin satmaktan, içki veya domuz eti satmaktan daha büyük ve þeni’ bir haramdýr.

Þimdi soruyorum: Ýslâmî kesimde din ve mukaddesat bezirgânlýðý yapanlar var mýdýr, yok mudur? Biz bu konuda Zemzemle yýkanmýþ gibi temiz miyiz?

Bazýlarý yapýyorlarsa bana ne? Karýþýp, karþý gelip de baþýmý belâya mý sokacaðým?..

Karýþmazsan, en uygun ve güzel þekilde önlemeye çalýþmazsan, kötülemezsen asýl belâyý o zaman bulursun!

Müslümanlar tek bir ümmet teþkil ederler. Þayet böyle bir Ümmet sistemi varsa, onun içindeki çeþitlilik meþru olur. Ümmet yoksa, çeþitliliðin kýymeti kalmaz.

Kendi cemaatlerini din ile özdeþleþtirenler ne yapýyorlar, nereye gidiyorlar?

Bazýlarý hangi hak ve selahiyetle “Teslisçiler de ehl-i necattýr, onlar da cennete girecektir” diyebiliyor?

Birtakým adamlar Hazret-i Muhammed’i yalancý diyenleri nasýl Cennete sokabilir? Bu adamlara dur diyecek bir otorite ve makam yok mudur?

“Müslümanlarýn baðlý olduðu ilmihal Müslümanlýðý bozuktur, benim çýkardýðým Kur’ân Müslümanlýðý doðrudur. Peygamber bir postacý idi, öldükten sonra iþi bitmiþtir. Ey millet benim peþimden gel...” mealinde konuþan reformcuya niçin gereken cevaplar verilmiyor?

Evet soruyorum: Bizi bugünkü periþan ve zelil hale dinsizler mi getirdi, yoksa içimizdeki beyinsizler mi?

Bay Çeliþkiler, Bayan Çeliþkiler

BU adamlar ve kadýnlar ne diyorlar, nelere inanýyorlar veya inanmýyorlar? Soralým:

– Allah’a inanýyor musunuz?

– Hayýr, inanmýyorum, ben ateistim...

– Cennet cehennem, ölümden sonra dirilmek, hesap kitap, sorgu sual var mý?

– Yoktur, bunlar hep eskilerin efsâneleridir...

– Farz edelim ki, dinlerden birini seçip ona gireceksin, bu hangisi olur?

– Kýzýlderililerin Manitu dini olur, Budizm olur, on bin tanrýlý Hinduizm olur. Ýslâm’a girmeyi hiç düþünmem...

Ýþte böyle diyen adamlar veya kadýnlar, Müslümanlarýn “Hz. Muhammed’in çaðrýsýný iþitip de mü’min ve müslim olmayanlar Cennete giremeyeceklerdir.” dediðini duyunca deliye dönüyorlar ve havalara çýkýyorlar. Hayýr onlar da girecek diye diretiyorlar. Tabiî kendileri de... Öyle ya Cennet gibi sefa ve saadet yeri olur da bizimkiler oraya girmezler, baþ köþeye oturmazlar mý...

Yahu bunlar ne gülünç adamlar ve kadýnlardýr ki, hem Allah yok, âhiret yok, cennet yok diyorlar; hem de, olmadýðýný iddia ettikleri o Cennet’in kapýcýsý ve aðasý kesilerek canlarýnýn istediðini içine koymak istiyorlar.

Soruyorum:

– CennetMüslümanlarýn tekelinde deðil... diye baðýrýyorsunuz. Peki Cennet sizin tekelinizde midir?

Müslümanlar Cennet’in kendi tekellerinde olduðunu iddia etmiyorlar, sadece “Cennet Allah’ýn mülküdür, oraya dilediðini koyar” diyorlar.

Edison ampulü ve fonografý icat etmiþ, Cennet’e girecekmiþ... Allah’a iman edilmesi gerektiði gibi iman etmese, Hz. Muhammed’in risaletini kabul etmese de mi? Bizimkiler öyle söylüyor.

Peki, Allah, Kitabý ve Kelamý olan Kur’ân’da meâlen ne diyor:

“Hakkýyla, gerçek bir þekilde kalbiyle tasdik ederek iman etmeyenler kurtulamaz, Cennete giremez...” diyor.

Bu adamlara ve kadýnlara kalsa, atom gücünü ve nükleer silahlarý bulan ve icat eden, insanlýðýn baþýna en büyük belayý getiren ve dünyanýn sonunu getirecek tahrip silahlarýný zâlimlerin ve beyinsizlerin eline veren bilginleri de Cennet’e sokacaklar.

Televizyonu bulmuþ, girsin cennete...

Kutuplardaki buzlarý eritip dünyayý yeni bir tufana sürükleyecek iþler yapmýþ kiþiler, girsinler Cennet’e...

Bunlar deli midir nedir... Hem Allah’a ve âhirete inanmazlar, Cennet ve Cehennem yoktur, Ýslâm dini bozuktur derler; hem de Cennet’in kapýcýsý kesilip canlarýnýn istediðini içeriye sokarlar.

Bay Çeliþkiler, bayan Çeliþkiler...


M.SEVKET EYGI
Gönderme Tarihi: 16.04.2007 - 07:42
Z.OMER TURGUT üyenin diger mesajlarini ara Z.OMER TURGUT üyenin Profiline bak Z.OMER TURGUT üyeye özel mesaj gönder Z.OMER TURGUT üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: Bediüzzamanı Bozuk İnançlara Âlet Etmesinler
Z.OMER TURGUT su an offline Z.OMER TURGUT  
Bediüzzamanı Bozuk İnançlara Âlet Etmesinler
94 Mesaj -
KONUYA girmeden önce, Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerini minnet ve þükranla anýyor, kendisine rahmet diliyor ve onu iftiralardan ve yalanlardan tenzih ediyorum. O, Kitabullah’a, Resûl’ün sünnetine, Þeriat-ý Garra-yý Ahmediyye’ye, Ýslâm ahlâkýna sýmsýký baðlý bir kimseydi. Bazý kötü niyetli ve yanlýþ düþünceli kiþiler onu âlet etmek istiyorlar. Aldanmamalýyýz.

Son zamanlarda bir “Dinlerarasý Diyalog ve Hoþgörü” fitnesi zuhur etti. Müslümanlarý aldatmak isteyenler, bu hareketin öncüsü olarak Bediüzzaman’ý gösteriyor. Böyle bir iddia kesinlikle yanlýþtýr, yalandýr, iftiradýr. Ýnanmayalým.

Bir kýsým diyalogçular ortaya yeni inanç hükümleri getiriyor.

(1) Âmentüde Ehl-i Kitab ile Müslümanlarýn ittifaký vardýr” diyorlar. Böyle bir iddia yanlýþtýr, sapýklýktýr. Müslümanlar ile Ehl-i Kitab arasýnda ittifak yoktur, çok derin ihtilâf ve anlaþmazlýk uçurumlarý, vardýr. Tevhid inancý ile Teslis bir olabilir mi? Bediüzzaman böyle sapýk bir inanç ve düþünceye baðlý olabilir mi?

(2) Üç Ýbrahimî din vardýr...” diyorlar. Bu da sapýklýktýr, hezeyandýr. Bir tek Ýbrahimî din vardýr, o da Ýslâm’dýr. Kur’ân “Ýbrahim Yahudi ve Nasranî deðildi, o hanif ve müslimdi” buyuruyor.

(3) “Ýslâm Allah katýnda tek hak din deðildir. Diðer “Ýbrahimî dinler” de haktýr. Onlarýn da taraftarlarý (Hazret-i Muhammed’i Ýnkar etseler de) Cennet’e girecektir” diyorlar. Bu da sapýklýktýr.

Marmara Üniversitesi Ýlahiyat Fakültesi Profesörlerinden Dr. Yümni Sezen’in “DÝNLERARASI DÝYALOG ÝHANETÝ (Dinî, Psikolojik, Sosyolojik Tahlil” isimli kitabýný (Kelam Yayýnlarýgöz kırpma okuyucularýma hararetle tavsiye ediyorum.

Dinlerarasý Diyalog ve Hoþgörü safsatalarýna inanmayan, onlarý reddeden bir Müslüman ebedi saadet ve kurtuluþ bakýmýndan hiçbir zarara uðramaz, bir þey kaybetmez ama inanan kiþi imanýný yitirebilir.

Tevhid inancý ile Teslis inancýnýn bir olduðu, her ikisinin de hak olduðu iddiasý Kur’ân’a terstir, Kelamullah’ý inkâr etmektir, yalanlamaktýr.

Allah katýnda makbul (kabul edilen) tek hak dinin Ýslâm olduðu inancýný reddetmek kiþiyi küfre götürür. Çünkü böyle bir inanç Kur’ân-ý Kerim’in kesin nassýna aykýrýdýr.

Son Peygamber Hazret-i Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellemi yalanlayan, getirdiði Kur’an’ý kabul etmeyen, Ýslâm’ý reddeden kimselerin Cennete gireceklerine inanmak da Ýslâm ile telif edilemeyecek (Ýslâm’a uymayan) bozuk bir inançtýr.

Dinlerarasý Diyalog ve Hoþgörü ideolojisi yaman ve korkunç bir bid’at ve zýndýklýktýr.

Bediüzzaman hazretlerini bu bid’ate ve zýndýklýða alet edenler tokat ve sille yemekten korksunlar.

Ýslâm, ana kural ve hükümleri itibarýyla, usûl olarak Hazret-i Adem Aleyhisselam’dan bu yana tek hak dindir. Hz. Ýbrahim, Hz. Musa, Hz. Ýsa Tevhid inancýna baðlý, hanif ve muvahhid kimselerdi. Onlarýn dini Ýslâm’dý.

Hâtemülenbiya Efendimizin geliþi ile usulde, temelde bir deðiþiklik olmamýþ, sadece Þeriat ahkâmý son þeklini almýþtýr.

Müslümanlarýn Bolþevikliðe ve ateizme karþý Hýristiyan ruhanileri ile iþbirliði yapmalarý nerede, bugünkü Dinlerarasý Diyalog nerede...

Evvel yoð idi, bu yeni rivayetleri kimler çýkardý?..

Sevgili kardeþlerim!.. Tek hak din olmak konusunda Ýslâm müþâreket (ortaklýk) kabul etmez.

Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem gönderildikten sonra, O’nun Peygamberliðini ve dâvetini duyan, sonra da kabul etmeyen kimseler için kurtuluþ, saâdet, necat ve Cennet yoktur.

Ýsterse borulu gramafonu, isterse elektrik ampulünü, isterse atom bombasýný icat etmiþ olsun.

Sevgili Müslümanlar! Tuzaklara düþmeyiniz... Ondört asýrdýr Kitabullah’ý ve Resûlün Sünnetini doðru þekilde yorumlayýp Ümmet-i Muhammed’i aydýnlatan Rabbanî ve ‘âmil âlimlerin öðretilerinden kýl kadar ayrýlmayýnýz.

Ýslâm’ýn Tevhid akýdesi dýþýnda necat, saadet, kurtuluþ, cennet yoktur.

Ebu’z-ziyâfe

HANÝ eski kültürümüzde “Ne kendisi benzer kimseye, ne kimse benzer kendisine...” diye bir deyim vardýr ya, iþte meþhur Ebü’z-ziyafe Þevket Bey dostumuz böyle kimselerdendir. Türkiye’de onun bir ikincisini bulmak mümkün deðildir. Hazretin eskiden iþyeri, kütüphânesi, ziyafethânesi, dergâhý Alibeyköy’ün arka taraflarýnda idi. Yýllarca seçkin ve muteber dâvetliler oraya gidip gelmiþlerdir. Yenilir, çaylar içilir, sohbet edilirdi. Duvarlarda renkli mermerlerden kitap raflarý, üst katta minderler üzerine oturulan semâhâneye benzeyen bir salon, bir tarafta yemekhâne-i kübra... Kimler gelip geçmedi oradan? Profesörler, büyük bürokratlar, politikacýlar, belediye baþkanlarý, gazeteciler, edipler, þairler...

Ebü’z-ziyafe Þevket Bey, o koskoca iþyerini ve dergâhý tapusuz arazi üzerine inþa ettirmemiþ mi! Sel baskýnlarýný önlemek için o mýntýkadaki binalarý yýkmaya karar verdiler ve caným dergâh elden gitti.

Hazret, oradan sonra karþýya Alemdaðý’na bir iþ merkezindeki atölyesine taþýndý. Altta imalathâne, üstte kütüphane-sohbet salonu, yemekhane.

Önce yemekler yenir, Þevket Bey az yiyenlere kýzar... Artýk bana fazla dokunmuyor, yaþlandým, saðlýðýma zarar verir çok yemek.

Yemekleri saymayacaðým, bulup da yiyemeyenleri üzüp kýzdýrmak istemem.

Yemekten sonra hâzirundan biri dua yapar, öyle ya Müslümanlar yemeðe besmele ile baþlarlar, bittikten sonra dua ederler. Yemek duasýnýn en kýsasý “elhamdülillah” demektir.

Sonra sohbet salonuna geçilir, çay hazýrdýr. Hazretin bardaklarý da öyle ufak tefek þeyler deðildir, kendi boyutlarýna ve cesametine uygun sultanî bardaklardýr. Bir bardak, iki bardak, üç bardak... Ondan sonra adamda uyku mu kalýr?

Salonun duvarlarý tavanlara kadar kitap doludur. Öyle sýradan kitaplar deðil, özel olarak meþin cilt yaptýrýlmýþ tarihî, tasavvufî, sanatla ilgili kýymetli eserler, albümler. Hazret bazen sabahlara kadar tasavvuf okur. Raflara sýðmayan, yersiz kalan kitaplar yerlerde, kenarlarda öbek öbek durur. Duvarlarda hüsn-i hatlar vardýr. Ayrýca bazý meþâyýh-ý kiramýn, mazannenin, tasavvuf erbabýnýn fotoðraflarý da camlatýlýp çerçeveletilip asýlmýþtýr.

O gece sohbet erbabýndan kim çaðýrýldýysa o konuþur. Sorular yöneltilir, arada meyveler gelir, herkese olmasa bile ekâbirden bir iki kiþiye bol köpüklü nefis kahveler ikram edilir. Kahve deyip geçmeyin, Türk kahvesinin en birinci özelliði, bir evde, bir mekânda bir fincan kahve piþirilince onun kokusu o mekânýn her yerine siner. Ben mis gibi kokmayan kahveye kahve demem.

Gece12 olur... Þevket Beyden gitmek için izin isteriz. Kolay kolay vermez. Gür sesiyle, “Oturun oturduðunuz yerde, bu kadar erken vakitte gidilir mi hiç?” diye baðýrýr. Çarnaçar oturur sohbete devam ederiz. Bin zahmet gece yarýsýný 1 saat geçtikten sonra ayrýlýrýz. Bazen daha geç kaldýðýmýz da olur. Onun fazla bir problemi yoktur, çünkü geceleyin de orada kalýr.

Daha sonra baþbakan olan zevat bile Þevket Beyin dergâhýna zaman zaman uðramýþtýr.

Onun bir de Kastamonu-Çatalzeytin’deki köyünde bir villa dergâhý vardýr. Orasý da kitap doludur, yazýn kafileler halinde davetliler giderler. Yerler, gecelerler, çay içerler, sohbet ederler.

Cenab-ý Hak, Ebü’z-ziyafe Þevket Beye sýhhat, selamet, tûl-i ömr ihsan buyursun. Davetliler ikram sofrasýnda yesinler, cömertin yemeði þifadýr... Çaylar, kahveler içsinler, faydalý sohbetler yapsýnlar, en sonunda baki kalan bu kubbede bir hoþ sada býrakýlsýn.


M.Þevket EYGÝ
Gönderme Tarihi: 13.04.2007 - 20:09
Z.OMER TURGUT üyenin diger mesajlarini ara Z.OMER TURGUT üyenin Profiline bak Z.OMER TURGUT üyeye özel mesaj gönder Z.OMER TURGUT üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: Büyükanıt: 'Kuzey Irak'a girelim'
Z.OMER TURGUT su an offline Z.OMER TURGUT  
KUZEY IRAK'A GIRELIM
94 Mesaj -
Iste askerden kendine yakisir onurlu bir davranis, top hukumette ayni onurlulugu gostere bilecekmi gorecegiz...Yalnis sunu unutmayalin at sahibine gore kisner...Tibki Kibrista oldugu gibi...
Gönderme Tarihi: 12.04.2007 - 18:27
Z.OMER TURGUT üyenin diger mesajlarini ara Z.OMER TURGUT üyenin Profiline bak Z.OMER TURGUT üyeye özel mesaj gönder Z.OMER TURGUT üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: Büyükanıt: 'Kuzey Irak'a girelim'
Z.OMER TURGUT su an offline Z.OMER TURGUT  
Büyükanıt: 'Kuzey Irak'a girelim'
94 Mesaj -



Genelkurmay Baþkaný Büyükanýt, "bana Kuzey Irak'a girilmeli mi diye sorarsanýz' yanýtým "evet girilmelidir" olur" dedi. Büyükanýt'ýn basýn toplantýsýný izleyen yabancý ajanslar bunu dünyaya "flaþ haber" olarak geçtiler.

Büyükanýt'ýn açýklamasý þöyle;

"Kuzey Irak'a operasyon evet yapýlmalýdýr. Fayda saðlar mý? Evet saðlar... Ancak bunun yapýlmasý için bir siyasi kararlýlýk ortaya çýkmalý. TSK görev verildiðinde bu operasyonlarý yapma gücüne fazlasýyla sahiptir. Hem de fazlasýyla."

Büyükanýt'a sorular bölümünde de bu konu tekrar soruldu. Büyükanýt, tek eksiðin siyasi irade olduðunu vurguladý; "Sýnýr ötesi operasyon için Meclis'in karar vermesi gerekir" hatýrlatmasýný yaptý.

BUNU ÞIMARTAN BELLÝ

Orgeneral Barzani'nin açýklamalarýna da deðindi. Adýný aðzýna almayýp "sözde lider" dedi. Büyükanýt þunlarý söyledi:

"Sözde Kürt liderlerin bu tür söylemleri bizleri üzdüðü gibi Türk insanýný da rencide etti. Bu sözlerin ardýnda, onlarý bu hale getiren, þýmartanlarýn kimler olduðunu siz benden daha iyi biliyorsunuz."

ÝBRETLE BAKIYORUM

Büyükanýt sorularý yanýtladýðý bölümde Kuzey Iraklý Kürt lider Mesut Barzani'nin Türkiye'ye yönelik tehditine iliþkin þunlarý söyledi:
"Her iki zatýda tanýyorum. Geldiðimiz noktaya ibretle bakýyorum. Söyledikleri çok seviyesiz sözler. Ama ben onlara deðil, söyletene bakýyorum."

SÜNNÝLER KÜRTLER'E MAÞA OLARAK BAKIYOR

Kýsa ve orta vadede Irak'ta bir çözüm olmayacaðýný deðerlendiren Büyükanýt, durumun daha da kötüye gideceðini söyledi. Büyükanýt, araya artýk kanýn girdiðini ve iç çatýþmalarýn büyüyeceðini belirtti.
Orgeneral Büyükanýt, "Þimdi Sünni guruplarla Kürtler arasýnda da çatýþma baþlayacak. Çünkü Sünniler Kürtleri Amerika'nýn maþasý olarak görüyor" dedi.. //

internethaber
Gönderme Tarihi: 12.04.2007 - 18:11
Z.OMER TURGUT üyenin diger mesajlarini ara Z.OMER TURGUT üyenin Profiline bak Z.OMER TURGUT üyeye özel mesaj gönder Z.OMER TURGUT üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: Barzani'in Yahudi olduğu belgelendi!
Z.OMER TURGUT su an offline Z.OMER TURGUT  
Barzani'in Yahudi olduğu belgelendi!
94 Mesaj -




TARÝHÇÝ AHMET UÇAR BARZANÝ'NÝN YAHUDÝ OLDUÐUNU BELGELEDÝ

Kendisi de bir Kürt Yahudisi olan UCLA öðretim üyesi Prof. Yona Sabar, yazdýðý kitapta bu iddialarý doðruladý. Tarihçi Ahmet Uçar da, Osmanlý arþivlerinde, Sallum Barzani adlý bir hahamýn önce Selanik'e, arkasýndan da Kudüs'e sürgün edildiðine dair bir belge yayýmladý. Bilindiði gibi, Molla Mustafa Barzani ile oðlu Mesut Barzani, Ýsrail'le kurduðu iyi iliþkilerle tanýnýyor ve Ýsrail öteden beri Irak Kürtleri'nin baðýmsýzlýðýný destekliyor.




1982 yýlýnda Yale Üniversitesi tarafýndan yayýmlanan ‘‘The Folk Literature of the Kurdistani Jews: An Anthology (Kürdistan Yahudilerinin Halk Edebiyatý: Antoloji) baþlýklý kitap, baþlangýçta sýradan bir antropolojik çalýþma muamelesi gördü. Kendisi de bir Kürt Yahudisi olan ve Los Angeles'teki Californiya Üniversitesi'nde (UCLA) görev yapan Prof. Yona Sabar tarafýndan kaleme alýnan kitap, büyük çoðunluðu Kuzey Irak'ta yaþayan Kürt Yahudileri'nin hayatýna ýþýk tutuyordu.




Ancak, Prof. Yona Sabar'ýn kitabýnda daha ilginç bilgiler de vardý. Bunlardan en önemlisi de Barzani ailesi ile ilgiliydi. Prof. Sabar'ýn verdiði bilgiye göre, 16. ve 17. yüzyýlda bölgede yaþayan ailelerin en ünlülerinden biri Barzani ailesiydi ve bu aileye mensup hahamlarýn kurduðu Yahudi eðitim kurumlarý büyük bir itibara sahipti. Öyle ki, baþta Mýsýr olmak üzere Ortadoðu'nun muhtelif ülkelerinden buraya öðrenci akýný oluyordu. Hatta, Haham Nathanel Barzani, bölgede nadiren görülen zenginlikte bir kütüphaneye de sahipti ve kitaplarýn büyük çoðunluðu da elyazmasýydý. Bu kitaplar, yine haham olan oðlu Samuel Barzani'ye miras kalacaktý. Ýþin daha da çarpýcý yaný, Amerikan reformcu Yahudileri tarafýndan tam bir yüzyýl sonra kabul edilecek olan ilk kadýn haham da Samuel Barzani'nin kýzýydý ve ismi de Asenath Barzani'ydi.




BÝR TEK AÝLE VAR




Ýnternet aracýlýðýyla konuya iliþkin görüþlerine baþvurduðumuz Prof. Yona Sabar, Yahudi Barzani ailesinin kurucusunun 16. yüzyýlda yaþayan Haham Samuel Barzani olduðunu belirterek, ailenin sonraki yüzyýllarda Musul, Kerkük ve Erbil yöresinde etkili olduðunu söyledi. Ancak, Barzani ismini taþýyan herkesi Kürt Yahudisi olarak görmenin doðru olmadýðýný savunan Prof. Yona Sabar, Barzan doðumlularýn bu isimle çaðrýldýðýný söyledi.




Ancak, tarihçi Ahmet Uçar, Osmanlý arþivlerinde bölgede bir tek Barzani ailesi bulunduðuna dair kayýtlarýn yer aldýðýný hatýrlatarak, günümüz Barzanileri'nin atalarýnýn Yahudi olduðundan þüphe duyulamayacaðýný ifade etti. Ahmet Uçar, Prof. Sabar'ýn, Barzaniler'in ne zaman müslüman olduklarýna iliþkin detaylara girmediðini de savundu.




Ahmet Uçar'ýn yine Osmanlý arþivinde bulduðu bir baþka belge ise 1856 yýlýnda Sallum Barzani isimli bir hahamýn, Musul'dan Selanik'e, oradan da Hahambaþýlýðýn özel ricasý ile Kudüs'e sürgün edildiðini gösteriyor. Uçar'ýn ifadesine göre, ‘‘Kudüs'e Yahudi iskáný ile tereddütler olduðu için; Hariciye Nezareti'nin de görüþü alýnarak 29 Þubat 1856'da Hahambaþý'nca verilen dilekçe Osmanlý hükümetince 11 Nisan'da görüþülerek uygun bulunmuþ ve Sallum Barzani 20 Nisan 1861'de bir irade ile Kudüs'e sürülmüþtü.’’ Uçar, Tarih ve Düþünce Dergisi'nde konu ile ilgili olarak yazdýðý yazýda þöyle devam ediyor: ‘‘Mustafa Barzani'nin yýllar sonra kurduðu iliþkiler, hahamlarla Sallum Barzani ailesi arasýndaki iliþkilerin yýllarca sürdüðünü göstermektedir. Molla Mustafa Barzani, 1950'den beri sýk sýk ziyaret ettiði Ýsrail'de her zaman Kuzey Irak kökenli, Kürtçe konuþan bir Yahudi hahamýn evinde kalmaktadýr: Haham David Gabay.’’




Ailede pek çok ünlü haham var




Siz Yahudi Kürtler konusu ile ne zaman ilgilenmeye baþladýnýz?




- Batýlý seyyahlarýn Kürtçe konuþan Yahudiler'den söz edildiðini görüyorsunuz. Ben bunu okuyunca, Baþbakanlýk Arþivi'nde, bölgedeki yerleþime iliþkin araþtýrmalar yaptým ama uzunca bir süre bununla ilgili herhangi bir evrak bulamadým. A. Medyalý isimli birisinin yazdýðý ‘‘Kürt Yahudiler’’ isimli bir kitaba rastladým. Faik Bulut'un ‘‘Filistin Rüyasý’’ isimli kitabýnda da Ýsrail'de Kürtçe konuþan Yahudiler'in bir organizasyonundan bahsediliyordu. Araþtýrmalarým sonucunda, Kuzey Irak'tan Ýsrail'e göçler yaþandýðýný tesbit ettim. Bugün Ýsrail'de geniþ bir Kürtçe konuþan Yahudiler topluluðu mevcut.




Peki ya Barzani ailesi?




- Barzani ailesi ile ilgili ilk iddialarý da Amerika'da yaþayan ve kendisi Kürtçe konuþan bir Yahudi olmakla kalmayýp bu konuda uzman olan Prof. Yona Sabar'ýn bir kitabýnda rastladým. Prof. Sabar, Barzani ailesinden gelen hahamlarýn bölgede dini çalýþmalar yaptýklarýný söylüyordu. Bunun üzerine ben Barzani ailesinin kökenlerini araþtýrmaya baþladým.




Ne buldunuz?




- Bir defa bölgede Barzani adýyla bilinen tek bir aile var. Bu aile, Kuzey Irak'taki Barzan köyünde yaþýyor. Osmanlý Arþivi'nde çalýþýrken, bu aile ilgili bir belge buldum. Bu belgede, 1855-56 yýlýnda bu köyün mensuplarýndan Sallum Barzani adlý bir hahamýn önce Ýstanbul'a, arkasýndan Selanik'e sürgün edildiði belirtiliyor.




Baþka bir belge veya delil var mý elinizde?




- Molla Mustafa Barzani, ilk kez 1967 yýlýnda Ýsrail'e gidiyor. Kendisini kabul eden Ýsrail Savunma Bakaný Moþe Dayan'a, hediye olarak bir 'Kürt hançeri' ile birlikte, Kerkük petrol rafinelerinin planlarýný da getiriyor. Mart 1969'da yapýlan bir operasyonda da Barzani-Mossad iþbirliðiyle Kerkük rafinerileri bombalanýyor ve çalýþamaz hale getiriliyor.




Barzani aþiretinin Yahudi kökenli olduðunun anlaþýlmasý, bölgeye ve tarihe bakýþýmýzda deðiþikliklere sebep olabilir mi?




- Olmaz mý? Tevrat'ta ‘‘Vaadedilmiþ Ülke’’ olarak Nil'le Fýrat arasýnýn iþaret edildiðine dair yorumlar vardýr. Ayrýca, Barzani ailesi sürekli Mehdi çýkartmaktadýr. Yahudilik'te de Mehdilik çok önemlidir. Ama bir yanlýþ anlaþýlma olmasýn. Ben bütün Kürtler Yahudi'dir filan demiyorum.


MUHSÝN KIZILKAYA FARKLI GÖRÜÞTE!..


Nereden baþlasam... Biliyorsunuz, Yahudiler dünyanýn her yerine daðýlmýþ olan bir kavimdir. Tabiatýyla bir kýsmý da Mezopotamya’da Kürtlerle iç içe yaþýyorlardý Ýsrail devleti kurulunca kadar. Kürtlerle birlikte yaþayan Yahudiler, iki grubu ayrýlýyordu. Bir kýsmý ticaretle, kuyumculukla, el sanatlarýyla uðraþýrken, bir kýsmý da toprak iþleterek, Kürtler gibi yaþýyordu. Kürtler üzerine araþtýrma yapmýþ olan bütün Kürdologlara göre, Kürtlerin en önemli özelliði dillerine karþý olan kýskançlýklarýdýr. Yabancý bir dili öðrenmede müthiþ bir direnç gösterirken, baþkalarýna kendi dillerini öðretmede o kadar esnektirler. Kürtlerle birlikte yaþayan Süryaniler’in, Ermeniler’in, Yahudiler’in büyük bir kýsmý Kürtçe bilir, fakat Kürtler bu dillerin hiç birini bilmezler.


Kürtlerle birlikte ayný yerlerde yaþayan Süryaniler, Ermeniler gibi, zaman içinde bazý Yahudi aileleri de, çeþitli nedenlerden, dinlerinden vazgeçerek Müslüman olmuþlar. O ailelerin birkaçýný ben de tanýyorum ve þu anda Yahudilikle hiçbir ilgileri kalmamýþtýr. Bu tür ailelere Kürtler, “Binemal Cuhî” (Yahudi Kökenli) diye çaðýrýrlar.


Yahudi aileler Hakkari’de olduðu gibi, Barzan’da da vardý. Barzan bölgesinde yaþayan Yahudiler’e, “Bîrker” denir. “Bîr” geleneksel Kürt kýyafeti olan þel û þepik’lerin dokunduðu tezgahýn adýdýr. Burada yaþayan Yahudiler’in bir kýsmý, Barzan ailesinin erkeklerine þel û þepik dokuyorlardý. Barzaniler de onlara gözü gibi bakýyordu. Hatta Barzaniler bunlara Bêdiyal adlý bir köy vermiþ, tümü bu köyde toplu halde yaþýyordu. Ýsrail devleti kurulunca da bir kýsmý Ýsrail’e gitti, bir kýsmý da kendi köylerinde kaldý. Tabiatýyla, bunlarýn içinde hahamlar da vardý, sanatkarlar da, çiftçiler de... Buralarda yaþayan ahali, soyadlarýyla çaðrýlmaz. Hangi köyde yaþýyorsan, oralýsýn ve soyadýn o köyün adýdýr. Yaygýn kanýnýn aksine, Barzani adý sadece Barzani sülalesinden gelenlerin adý deðildir. Barzan bölgesindeki aþiret konfederasyonuna mensup herkese Barzani denir. Ýþte Uçar’ýn büyük buluþ olarak bize sunduðu Sallum Barzani de muhtemelen, o bölgede yaþamýþ olan bir Yahudidir ve Barzani ailesiyle hiçbir iliþkisi yoktur.


Çünkü tarihçi Uçar’ýn iddia ettiði gibi Barzan tek bir aþiret ve köyden müteþekkil deðildir. Barzani aþireti, Beroji, Mizorî, Þêrvanî ve Dolemêri gibi dört aþiretten oluþan bir aþiret konfederasyonudur. Kökenleri, Amediye paþasý Zübeyir’e dayanmaktadýr. Bugünlerde, Doz Yayýnlarý arasýnda çýkmýþ olan Mesut Barzani’nin babasýnýn hayat hikayesini anlattýðý “Barzani” adlý kitabýnda da belirttiði gibi, Barzani ailesinin kökleri Amediye paþalarýna uzanýr. 1600’lü yýllardan bugüne kadar gelen aile seceresinin içinde bir tane yabancý ada rastlanmaz. Aile, baþtan beri Ýslam dinine baðlý, imam ve þeyhleriyle ünlüdür. Amediye Paþasý Zübeyir’in oðlu Mansur’dan Mela Sait, Abdülrahim, Þeyh Mehmet, Mela Ehmedê Reþ, Sait, Mela Abdülselam, Mela Tacettin, Mela Abdülrahim, Þeyh Mehmet 2, Mela Abdullah, Þeyh Abdülselam, Þeyh Mehmet 2, Musul’da Osmanlýlar tarafýndan asýlan Þeyh Abdülselam 2, Þeyh Ahmet ve Mela Mustafa Barzani’ye kadar yaklaþýk dört yüz yýllýk tarih boyunca Barzaniler, hep otoriteye kafa tutmuþ, devletlerle yýldýzý barýþmamýþ, yerlerinden yurtlarýndan edilmiþ, sürgüne gönderilmiþ, çocuklarý hapishanelerde doðmuþ, kýyýma uðramýþ bir ailedir.


BARZANÝ HER ZAMAN ÝSRAÝL'LE SIKI ÝLÝÞKÝ ÝÇÝNDE OLUP ZAMAN ZAMAN CASUSLUK YAPTI


Ünlü Amerikalý gazeteci Jack Anderson, Washington Post'taki bir makalesinde þöyle yazýyordu: "Her ay kimliði belli olmayan bir Ýsrail yetkilisi Ýran sýnýrýndan Irak'a gizlice girerek Kürt lider Molla Mustafa Barzani'ye 50 bin Amerikan dolarý veriyor. Bu para Kürtler'in, Ýsrail karþýtý olan Irak hükümetine karþý faaliyetlerini sürdürmelerini saðlýyor."


Anderson'ýn o sýralarda yayýnlanan bir CIA raporuna dayanarak verdiði bilgiler arasýnda, Molla Mustafa Barzani ile dönemin Mossad þefi Zvi Zamir arasýndaki yakýn iliþki de vardý.


Söz konusu rapora göre, Zamir, Barzani'yi Kuzey Irak'taki karargahýnda en azýndan bir kez ziyaret etmiþ ve ondan Baðdat hükümetine karþý yürütülen saldýrý ve sabotajlarýn dozunu artýrmasýný istemiþti. Bunun yanýnda, Irak'taki Yahudilerin Ýsrail'e gizlice göç edebilmeleri için de Barzani'den yardým istenmiþti. Bu tür "rica"larýn hepsi, Barzani tarafýndan olumlu karþýlanýyor, Ýsrailliler de her ay düzenli verilen 50 bin dolarlýk yardýmlarýn dýþýnda, ekstra ödemeler yapýyorlardý.


Ýsrailli eski general Rafael Eitan'ýn anýlarý da, Ýsrail-Barzani iþ birliðinin boyutlarýný bütün çýplaklýðýyla ortaya koyan bilgiler saðlýyordu.


Anýlarýnda yazdýðýna göre, Rafael Eitan, Mustafa Barzani'nin talebi üzerine, 1969 yýlýnda Kuzey Irak'a giderek ayaklanmayý yakýndan görmüþ ve ayaklanmanýn lideri Barzani ile, mücadeleyi daha yaygýn bir savaþ haline dönüþtürme konusunu görüþmüþtü. Eitan ziyaretinden sonra, Ýsrail Savunma Bakanlýðý'na, ayaklanan Kürtlerin çok iyi savaþmakla beraber geliþmiþ savaþ araçlarý ve silahlarýndan mahrum olduklarýný, kendilerine yardým edilmesi gerektiðini bildiren bir rapor da yazmýþtý.


Ayaklanmacý Kürtlerle kurduðu bu gizli ittifak, Ýsrail'e Irak ordusu hakkýnda çok önemli istihbaratlara ulaþma fýrsatý da veriyordu. 1967'deki Altý Gün Savaþý'ndan kýsa bir süre önce Ýsraillilerin Irak'tan çaldýðý MIG-21 uçaðý, bunun en önemli örneðiydi.


Ýsrailliler, Irak Hava Kuvvetleri'ndeki bir pilotla gizlice baðlantýya geçmiþler ve onu bir deneme uçuþu sýrasýnda aniden Ýsrail'e uçmaya ikna etmiþlerdi.


Iraklý pilotla Ýsraillilerin baðlantýsýný kuran aracýlar ise Kürtlerdi.


Aðustos 1966'da Tel-Aviv'e inen söz konusu MIG, bu Sovyet yapýmý uçak hakkýnda daha önce yetersiz bilgiye sahip olan Ýsrail'e ve onun Batýlý müttefiklerine büyük bir avantaj saðladý.


Hatta bazý yorumlara göre, Ýsrail'in Altý Gün Savaþý'nýn ilk gününde Mýsýr Hava Kuvvetleri'ne yaptýðý büyük baskýn, MIG'lerin teknik özellikleri hakkýnda edinilen bilgi sayesinde mümkün olmuþtu.


Altý Gün Savaþý'nýn hemen öncesinde ilginç bir olay daha yaþanmýþtý. Iraklý bir askeri delegasyon, yaklaþan savaþta "Siyonist düþmana karþý tek bir cephe olarak savaþabilmek için" ayaklanmacý Kürtlere geçici bir ateþkes önermiþti. Ancak bu teklife karþý söz alan bir "Kürt gerilla", ne olursa olsun taviz verilmeyeceðini ve ateþkesin kabul edilemez olduðunu söylemiþti. Ýþin en önemli yaný ise, bu "Kürt gerilla"nýn gerçekte Ýsrail'in bölgeye yolladýðý askeri danýþmanlardan biri olmasýydý.


Ian Black ve Benny Morris'e göre, Kuzey Irak daðlarý ile Tel-Aviv arasýndaki bu iliþki giderek "Ortadoðu'nun en kötü saklanan sýrrý" sýfatýný kazandý.


Ýsrail 1967 yýlýnda Arap ordularýndan ele geçirdiði çok sayýda Sovyet silahýný Kürt ayaklanmacýlara yolladý. Kendilerine verilen Doðu Bloku silahlarýna önce þaþýran daha sonra çok sevinen Molla Barzani, ayrýca bulduðu Ýsrail yapýmý bombalardan daha çok istemiþti. Kendisini silah ve paraya boðan Ýsrail'in gücüne hayran kalan Barzani, Ýsraillilere ortak bir seferberlik de önermiþti.


Barzani'nin planýna göre, Kürt peþmergeler Irak'ý zaptettiðinde Ýsrail de Suriye'yi iþgal edebilecekti.


Ýsrail'in Kürt ayaklanmacýlara giderek artan desteðinin en sembolik göstergelerinden biri, 1967 Eylül'de Kürt hareketinin lideri Molla Mustafa Barzani'nin Ýsrail'e yaptýðý ziyaretti.


Moþe Dayan'a hediye olarak bir Kürt hançeri getiren Barzani, Yahudi devletinde oldukça sýcak bir biçimde aðýrlandý. Bu ziyaretin uyandýrdýðý yankýlar, Kuzey Irak'taki Kürt isyanýnda Ýsrail'in parmaðýnýn var olduðu gerçeðini siyasi gündeme taþýmaya baþladý.


Mýsýrlý ünlü gazeteci Muhammed Hasaneyn Heykel'in ulaþtýðý ve açýkladýðý bilgiler de, 1971'de "Kuzey Irak'taki Kürt bölgesindeki Ýsrailli subaylarýn Ýsrail ile düzenli bir telsiz baðlantýsý içinde olduklarýný ve Irak içindeki istihbarat ve sabotaj faaliyetlerini organize ettiklerini" ortaya koydu.


Ýsrail'in Kürt ayaklanmacýlarla olan ittifaký, dönemin Irak basýnýnda da yoðun biçimde konu edilmiþti.


Barzani ikinci olarak 1973 yýlýnda Ýsrail'i ziyaret etti. Bu ziyaretinde de, ilkinde olduðu gibi, 1950 ortalarýnda Ýsrail'e göç etmiþ Kürt Musevisi David Gabay'ýn evinde kalmýþ, hediye olarak da Moþe Dayan'ýn eþi için altýn bir kolye getirmiþti.


Kuzey Iraklý Kürt ayaklanmacýlarla Ýsrail arasýndaki bu iþ birliði, 1975 yýlýna kadar sürdü. O yýl, Kürt isyanýnýn diðer büyük destekçisi olan Ýran, Irak ile bir anlaþmaya vardý ve bunun üzerine Kürt ayaklanmacýlara yaptýðý tüm yardýmý kesti. ABD de Ýran ile birlikte hareket edince, Barzani hareketi Baðdat rejimi karþýsýnda savunmasýz kaldý.


Ýsyan, bu rejim tarafýndan kanlý biçimde bastýrýldý. Ýsrail'in durumu kabullenmekten baþka seçeneði yoktu. Ama Ýsrail, Irak'ýn kuzeyindeki Kürtler arasýndaki bazý gruplarýn oluþturmak istediði parçalanmýþ Ortadoðu için en ideal "kart" olduðunu her zaman aklýnda tutacak ve bu kartý yeniden devreye sokmak için fýrsat kollayacaktý.



haberalemi.net
Gönderme Tarihi: 11.04.2007 - 17:42
Z.OMER TURGUT üyenin diger mesajlarini ara Z.OMER TURGUT üyenin Profiline bak Z.OMER TURGUT üyeye özel mesaj gönder Z.OMER TURGUT üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: HAFTANIN KARIKATURU
Z.OMER TURGUT su an offline Z.OMER TURGUT  
gunun karikaturu
94 Mesaj -

Gönderme Tarihi: 10.04.2007 - 20:40
Z.OMER TURGUT üyenin diger mesajlarini ara Z.OMER TURGUT üyenin Profiline bak Z.OMER TURGUT üyeye özel mesaj gönder Z.OMER TURGUT üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Sayfa (5): (1) 2 3 weiter >
İmzalar göster - Konu olarak göster

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1005 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
Maksat kelam ol.. (54), betl_22 (37), erdogan955 (69), adaletli (55), erdoganisik (53), osman.d. (51), mehmetyz (44), yucelirfan (43), yazioba (53), °*°SiBeL°*° (32), haydem (45), ORGENERAL (43), yolcu_38 (44), karadað (51), cumali ak (43), adnanmuzaffer (70), MEMOLÝ2 (64), saara (31), plumbi (44), zeynebiye29 (43), mdemirbasci (50), muhammed_fatih (571), meslus (50), adnan65 (59), kýr&yacu.. (51), elisranur (40), ben_ölecem (44), asayan (49), yakamoz_38 (40)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.59654 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.