kaletra colchicine lopinavir ritonavir generique rhinocortivermektine prograf propecia proscar protonix protopic provas comp provas maxx provas provera pyridium ranimed ranisifar rebetol red viagra regepar reglan remeron reminyl renagel renova requip resochine retin a retrovir revatio revia rheumatrex rhinocort rhinovent risperdal rivodarone robaxin rocaltrol rogaine rudopram rulid rulide salazopyrin saroten selecim septicol
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » Arama Sonuçları

66 Sonuç - Yeni Arama
Sayfa (4): (1) 2 3 weiter >
Gönderen Mesaj
Konudaki Mesajlar: Ümit...
musab_ su an offline musab_  
s.a
122 Mesaj -
Allah razý olsun...
Gönderme Tarihi: 19.10.2003 - 13:32
musab_ üyenin diger mesajlarini ara musab_ üyenin Profiline bak musab_ üyeye özel mesaj gönder musab_ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: ADINI YAZMAK
musab_ su an offline musab_  
Konu icon   
122 Mesaj -
Allah razý olsun
Gönderme Tarihi: 18.10.2003 - 14:04
musab_ üyenin diger mesajlarini ara musab_ üyenin Profiline bak musab_ üyeye özel mesaj gönder musab_ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: Yıldızların Ölümü
musab_ su an offline musab_  
122 Mesaj -
Allah razý olsun kardeþ
Gönderme Tarihi: 08.10.2003 - 14:40
musab_ üyenin diger mesajlarini ara musab_ üyenin Profiline bak musab_ üyeye özel mesaj gönder musab_ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: iki tevhid erine (3)
musab_ su an offline musab_  
iki tevhid erine (3)
122 Mesaj -
Dünya sürgününde her þey býraktýðýnýz gibi; biz de býraktýðýnýz yerdeyiz...

Zulüm yeryüzünde kol geziyor arsýzca. Ebu Lehepler yolumuza diken saçmaya, çorbamýza toprak atmaya devam ediyorlar... Kudüs ruhunu bin bir parçaya bölmeye ant içmiþ yol haritalarýna direniyor. Baðdat yüreðine saplanan paslý hançeri söküp atmanýn derdinde... Çeçenya daðlarýndan kavganýn hazin çýðlýklarý yükseliyor... Her gün onlarca yiðit düþüyor topraða, taptaze bedenler paramparça saða sola savruluyor. Gülümseyen çehreler ufka mýhlanmýþ bakýþlarýyla odalarýmýzýn karanlýk duvarlarýnda paha biçilmez tablolara dönüþüyor. Ve biz, sizin elleriniz havada, hakký haykýran fotoðraflarýnýza dalýp bir kez daha duaya, umuda sýðýnýyoruz; aþka, mücadeleye sarýlýyoruz umarsýzca...

Oysa kentin ýþýklarý sönük... Ýstanbul’a Eyüp mezarlýðýndan yayýlan hüzün pek çoklarýnýn yüreðine uðramýyor. Þimdi bir gecelik (yüz altmýþ milyar) hasýlatýný fakir çocuklarýn eðitimine bahþeden Laila’dan yükselen þuh kahkahalar inletiyor boðazý... Caddeler Tarkan’ýn yeni þarkýlarýyla inliyor... Fatih, yýlýn en görkemli düðününün tantanasýyla meþgul. Herkes baþbakanýn küçük oðlu ile gelininin birbirine nasýl da yakýþtýðýný konuþuyor. Ama binlerce askerin Irak topraklarýna neden, niçin gönderileceði sorgulanmýyor... Birileri hâlâ önce iþ, aþ, uzlaþma edebiyatý yapýyor. Özgürlük lafzý henüz literatürlerine bile girmemiþ ne gam! Aylar öncesinden cumhuriyetin sekseninci yýlýný en þanlý nasýl kutlarýzýn tasarýmlarý gündemleþiyor... Ve hiç ölmeyecekmiþ gibi dünyayý kutsayanlarýn, ahireti yadsýyanlarýn kervanýna her gün birileri, birilerimiz daha ekleniyor...

Bugün Aksaray’daki bürona uðradým Macide...

Binanýn duvarýnda isminin yazýlý olduðu levha bütün haþmetiyle asýlý hâlâ... Sanki dünyadan göçüp gitmemiþsin gibi, çalýþma masan, kalemlerin, raflardaki dosyalarýn döneceðin günün hasretiyle yerli yerinde. Özlem’le solmuþ güllerin arasýna yerleþtirilen fotoðraflarýnýz sizin asla bir fotoðraf karesine sýðmayacaðýnýzý, bir fotoðraf olmayacaðýnýzý haykýrýyor büronun matemli sessizliðine. Ah Macide! Mekanlar ve nesneler bile yaslý mýdýr yiten sahiplerine? Mahzun ve dokunaklý duruþlarýnýzla girdiðiniz düþlerimizin dili olsa konuþurlar mý? Geride býraktýklarýnýzý kayýrýr gibi durmanýzýn sebebini anlatýrlar mý? Anne yüreðinizi aktarabilirler mi bize?

Ey iki güzel insan, iki sýcak dost;

Kalbimize söz geçirmenin vaktidir þimdi! Duygularýmýzý iflah etmenin... Sizin ýþýðýnýzdan rahatsýz olanlar, ölümünüzle vurgun yediðimizi, alabildiðine yalnýzlaþtýðýmýzý, artýk meydanlara akamayacaðýmýzý, yakýþmayacaðýmýzý, örselenmiþ benliklerimizle bir daha ayaða kalkamayacaðýmýzý umut ediyorlar, biliyoruz... Devinmeyip dövünen, direnmeyip ezilen kitlelere katýlacaðýmýz günlerin hasretiyle tutuþuyorlar. Onlara bu hazzý tattýrýr mýyýz? Biz Kur’an neslinin evlatlarý, çaðýn nabzýný tutmaz mýyýz eskisinden de kararlý? Belki vuslatýn ateþiyle yanacaðýz... Yorgun sabahlara, Rabbe dönüþ düþleriyle uyanacaðýz...Fakat, Rabbe andolsun ki, güzelliðiniz güzelliðimiz olacak... Ellerimiz ellerinize, yüreklerimiz yüreklerinize kenetli... Diri dipdiri bir muþtunun gölgesinde, bir bengisu içtenliðiyle bayraðýnýzý taþýyacaðýz.

Rabbe andolsun ki þahidiniz. Þahitliðiniz þahitliðimizdir. Özünüz özümüz. Ne mutlu biz her daim kazananlarýz. Rabbe andolsun ki yýlmayacaðýz, yýkýlmayacaðýz. Kýyamete kadar aha burada, kavganýn ortasýnda, muhteþem sevdamýzla alanýn merkezinde duracaðýz...

Bize dayanma gücü ver ey Rabbimiz! Kardeþlerimizi vuslatýn en güzeliyle huzuruna kabul et! Ve kafirler güruhuna karþý koru, gözet bizleri... Ey Rabbimiz! Sen’den gelecek her hayra muhtacýz... Amin!

Nehir Aydýn Gökduman
Gönderme Tarihi: 02.10.2003 - 13:28
musab_ üyenin diger mesajlarini ara musab_ üyenin Profiline bak musab_ üyeye özel mesaj gönder musab_ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: COK OLDUNUZ
musab_ su an offline musab_  
Konu icon   
122 Mesaj -
Allah razý olsun kardeþim
Gönderme Tarihi: 02.10.2003 - 13:18
musab_ üyenin diger mesajlarini ara musab_ üyenin Profiline bak musab_ üyeye özel mesaj gönder musab_ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: iki tevhid erine(2)
musab_ su an offline musab_  
iki tevhid erine(2)
122 Mesaj -
II.

Ve sen Özlem! Adý hüznü, derin iç çekiþleri, hasreti haykýran dost;

Zorda, darda kalana teselli vermede, cesaret aþýlamada bir ruh hekimi kadar hünerliydin... Hani bir seminer sýrasýnda anlatacaklarýmý kelimelere dökemeyip, her zamanki gereksiz heyecanlarýmý gün yüzüne çýkardýðým o gün, beni ellerimden tutup dýþarý götürmüþ, birkaç dakikada toparlanmamý saðlamýþtýn ya, yiðit duruþuna meftun olmuþtum. Ýki lafýndan biri, “zaten bir avucuz, cesaretimizi kaybeder, geri çekilirsek bu davayý kim üstlenir, mesajýmýzý kim yüklenir” olurdu her zaman. Kara gözlerindeki sevdayý her daim okuyabiliyordum. O bakýþlarda, isminle hemhal olmuþ aþkýn ve vuslatýn izlerini fark etmek hiç zor deðildi. Kendini fildiþi kulelere hapsedip yazdýklarý üç beþ satýrlýk yazýyla, anlamý kendinden menkul röportajlarla hayatýn içinde olduklarýný iddia edenlere ne güzel aynaydýn. Taþlarýn baðlanýp, köpeklerin salýverildiði çað feveranýnda özgürlüklerimiz için yanýp tutuþan yüreðinle, koþup yorulan bedeninle örnekliðimiz, þahitliðimizdin. Kimi zaman televizyon ekranlarýndan, sað elin havada bütün öfkenle slogan atarken, bildiri okurken, panzerlerin üzerine yürürken akýyordun evimizin içine; kimi zaman kahraman Rachelleri, baþörtümüzü, kimliðimizi savunan makalelerinle belleðimize kazýnýyordun.

Arayýp soruyordun, hal hatýr gözetmeyi biliyordun. Biz olmayý önemsiyordun inadýna. Fatih’te bir arkadaþ ziyaretine giderken, “birbirimizi arayýp sormazsak, birbirimizin derdiyle dertlenip sevincini paylaþmazsak, yitip gideriz þu metropolde” deyiþin bugünkü gibi hatýrýmda. Bir araya geliþlerimizde yazýma dair konuþmalarýmýz, birbirimizi uyarýþlarýmýz, kendimizi nasýl geliþtirebilirizin sorgulamalarý taptaze dimaðýmda... “Bak þu paragraf umutsuzluðu körüklüyor, buradaki vurgu iyi ama çýkýþ yollarý önerilmemiþ, umudu yazýmýzýn özüne yerleþtirelim ki, kimse bizden adam olmaz çýkmazýna düþtüðümüzü zannetmesin” deyiþlerin kulaklarýmda... Sýð ve sýradan olana, hayatýn bitimsiz gailelerine takýlýp kalana raðbet etmiyordun. Basitlikler, boþ vermiþlikler tutunamýyordu sende. Þimdi bütün hüzünleri kuþandýðýmýz þu kahýrlý günlerde; ey baþkaldýrýnýn cesur kýzý diye baþlayan mýsralar düþmek istiyorsak adýna, kara gözlerindeki sevdayý unutamýyorsak, güzel kul olduðuna tanýklýðýmýzdandýr. Senden razý olduðumuzdandýr ey dost. Ýmrenerek ardýndan baktýðýmýzdandýr.
Gönderme Tarihi: 01.10.2003 - 14:59
musab_ üyenin diger mesajlarini ara musab_ üyenin Profiline bak musab_ üyeye özel mesaj gönder musab_ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: Sana hasretiz ya Rasulallah
musab_ su an offline musab_  
s.a
122 Mesaj -
Allah razý olsun kardeþ..
Gönderme Tarihi: 01.10.2003 - 14:40
musab_ üyenin diger mesajlarini ara musab_ üyenin Profiline bak musab_ üyeye özel mesaj gönder musab_ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: ŞİA
musab_ su an offline musab_  
s.a
122 Mesaj -
Allah razý olsun
Gönderme Tarihi: 22.09.2003 - 14:27
musab_ üyenin diger mesajlarini ara musab_ üyenin Profiline bak musab_ üyeye özel mesaj gönder musab_ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: ŞİA
musab_ su an offline musab_  
s.a
122 Mesaj -
Allah razý olsun
Gönderme Tarihi: 22.09.2003 - 14:27
musab_ üyenin diger mesajlarini ara musab_ üyenin Profiline bak musab_ üyeye özel mesaj gönder musab_ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: MUSAB (R.A)
musab_ su an offline musab_  
s.a
122 Mesaj -
kardeþler Allah razý olsun Allah ayaklarýmýzý yolunda sabit kýlsýn
Gönderme Tarihi: 20.09.2003 - 13:13
musab_ üyenin diger mesajlarini ara musab_ üyenin Profiline bak musab_ üyeye özel mesaj gönder musab_ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: MUSAB (R.A)
musab_ su an offline musab_  
s.a
122 Mesaj -
kardeþler Allah razý olsun Allah ayaklarýmýzý yolunda sabit kýlsýn
Gönderme Tarihi: 20.09.2003 - 13:13
musab_ üyenin diger mesajlarini ara musab_ üyenin Profiline bak musab_ üyeye özel mesaj gönder musab_ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: MUHAMMED DOGDU O GUN
musab_ su an offline musab_  
s.a
122 Mesaj -
Allah razý olsun kardeþ....
Gönderme Tarihi: 20.09.2003 - 13:05
musab_ üyenin diger mesajlarini ara musab_ üyenin Profiline bak musab_ üyeye özel mesaj gönder musab_ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: MUHAMMED DOGDU O GUN
musab_ su an offline musab_  
s.a
122 Mesaj -
Allah razý olsun kardeþ....
Gönderme Tarihi: 20.09.2003 - 13:05
musab_ üyenin diger mesajlarini ara musab_ üyenin Profiline bak musab_ üyeye özel mesaj gönder musab_ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: MUSAB (R.A)
musab_ su an offline musab_  
MUSAB (R.A)
122 Mesaj -
Ashab-ý kirâm'ýn ileri gelenlerinden Künyesi Ebâ Muhammed'tir. Mekke'nin zengin ailelerinden olup, yakýþýklý ve güzel giyinen bir gençti. Anne ve babasý onun üzerine titrerdi. Özellikle, Mekke'nin en zenginlerinden sayýlan annesi, oðluna güzel elbiseler giydirir ve güzel kokular sürerdi. Mekkeliler de onu hayranlýkla seyrederlerdi. Bir defasýnda Hz. Peygamber de onun hakkýnda þöyle buyurmuþtu: "Mekke'de Mus'ab b. Umeyr'den daha güzel giyinen, daha yakýþýklý ve nimetler içinde yüzen baþka bir genç görmedim" (Ýbn Sa'd, et-Tabakâtü'l-Kübrâ, Beyrut 1960, III, 116).

Mus'ab, Mekke'de o günün þartlarýna göre zenginlik ve ihtiþam içinde yaþarken, Hz. Peygamber(s.a.s)'in insanlarý Ýslâm'a davet ettiðini öðrendi. Fazla vakit kaybetmeden Hz. Peygamber'e giderek iman edip müslüman oldu. O sýrada Mekkeliler, müslümanlara yoðun bir baský uyguladýðýndan, Hz. Mus'ab müslüman olduðunu ailesinden gizlemek zorunda kalmýþtý. Ama o, Peygamberimizi gizlice ziyaret etmeyi de ihmal etmezdi. Ne var ki Osman b. Talha, Mus'ab'ýn namaz kýldýðýný görüp durumu annesi ile akrabalarýna bildirmiþti. Bunun üzerine akrabalarý yakalayýp hapsettiler. Mekke'nin bu nazlý ve zengin genci için artýk çile dolu zor günler baþlamýþtý.

Habeþistan'a hicret eden ilk kafileye katýlýncaya kadar hapiste tutulan Hz. Mus'ab, hicret imkaný çýkýnca, dinini daha rahat bir þekilde yaþayabilmek için Habeþistan'a hicret etti. Habeþistan dönüþünde Hz. Mus'ab'ýn durumu tamamen deðiþmiþ ve bu nazlý delikanlýnýn yerini, kalbi Ýslam ve imanla dopdolu iradesi güçlü kuvvetli, metin bir genç almýþtý. Annesi ondaki bu kararlýlýk ve metaneti görünce, üzerindeki baskýsýný biraz hafifletmek zorunda kaldý.

Bu sýrada Birinci Akabe Beyatý olmuþ ve Medinelilerden bir grup Ýslâm'ý kabullenmiþti. Kendilerine Ýslâm'ý anlatmak ve diðerlerine de teblið yapmak için Rasulullah'tan bir öðretici istediler. Hz. Peygamber de bu önemli görev için Hz. Mus'ab b. Umeyr'i görevlendirdi. Hz. Mus'ab onlara hem namaz kýldýracak, hem Kur'an öðretecek, hem de diðer insanlara Ýslâm'ý anlatacaktý ve yeni kimseleri Ýslâm'a davet edecekti.

Böylece Medine'ye ilk hicret eden sahabi Mus'ab b. Umeyr oluyordu. Medine'de ilk cuma namazýný da Mus'ab b. Umeyr kýldýrdýðý kaynaklarda ifade edilir (Ýbn Sa'd, a.g.e., III, 118).

Bir yýl sonra Mekke'ye, hac mevsiminde yanýnda yetmiþ kiþi ile gelen Mus'ab b. Umeyr, Hz. Peygamber (s.a.s)'e Ýslâm'ýn Medine'deki hýzlý yayýlýþýnýn müjdesini verirken þöyle demiþti: "Ýslâm'ýn girmediði ve konuþulmadýðý ev kalmadý." Baþta Hz. Peygamber olmak üzere bütün müslümanlar bu habere çok sevindiler. Oðlunun Mekke'ye döndüðünü haber alan annesi onu tekrar hapsetmek istedi. Ancak Mus'ab bütün bunlara karþý olgun bir müslüman tavrýný takýnarak imanýnda direndi ve annesini bundan vazgeçirdi. Onun annesini Ýslâm'a daveti bir sonuç vermediði gibi annesi de Mus'ab'ý yolundan döndürememiþti.

Hz. Peygamber (s.a.s)'in yanýnda iki ay kadar kalan Mus'ab b. Umeyr, Hicretten on iki gün önce Medine'ye vardý. Hz. Peygamber (s.a.s) onu Sa'd b. Ebî Vakkas (r.a) ve Ebû Eyyûb el-Ensârî (r.a) ile kardeþ ilan etmiþti (Ýbn Sa'd a.g.e., III, 120).

Bedir savaþýnda muhacirlerin sancaðý onun elindeydi. "Rasûlullah'ýn bayraktarý" olarak ün yapmýþtý. Uhud savaþýnda da sancak yine onun elindeydi. Savaþ esnasýnda müslümanlarýn gerilediðini gören Mus'ab b. Umeyr, atýný saða sola doðru sürüyor ve yüksek sesle þu ayeti okuyordu: "Muhammed ancak bir peygamberdir. Ondan önce birçok peygamberler gelip geçmiþtir" (Alu Ýmrân, 3/144). Bu ayetin Uhud gününe kadar nazil olmadýðý ve o gün giderildiði rivayeti, Hz. Mus'ab'ýn Allah katýndaki deðerini ifade eder (Ýbn Sa'd, a.g.e., III,120,121). Uhud Gazvesinde Ýslâm ordusunun sancaðýný taþýyan Mus'ab b. Umeyr'in önce sað kolu kesildi. Hemen sancaðý sol eline alarak savaþa devam etti. Fakat ardýndan sol eli de kesildi. Bu defa vücuduyla sancaða sýmsýký sarýldý ve yukarýdaki ayeti okumaya devam etti. Sonunda müþriklerin bir mýzrak darbesiyle þehid oldu. Sancaðý hemen Suveybit b. Sa'd ve Ebû'r-Rûm b. Umeyr adlý sahabiler aldýlar.

Hz. Mus'ab þehid olarak yerde yatarken, günün sonlarýna doðru, Hz. Peygamber (s.a.s) Mus'ab'ý elinde sancakla gördü ve "Ýleriye git ey Mus'ab!" diye emretti. Fakat o kiþi geri dönerek "Ben Mus'ab deðilim" deyince Hz. Peygamber onun Mus'ab kýlýðýnda savaþan Allah'ýn meleklerinden biri olduðunu anladý (Ýbn Sa'd, a.g.e., II, 121).

Uhud savaþýnda Ashab-ý kiram'ýn ileri gelenlerinden birçok kimse þehid oldu. Hz. Mus'ab b. Umeyr de þehidler arasýndaydý. Hz. Peygamber (s.a.s)'in ne kadar üzüntülü olduðu yüzünden okunuyordu. Mus'ab'ýn mübarek na'þýnýn baþucunda oturarak, Uhud þehidleri hakkýnda nazil olduðu bildirilen þu ayeti okudu: "Mü'minlerden öyle er kiþiler vardýr ki, Allah'a verdikleri sözde sadakat ettiler. Kimi adaðýný ödedi þehid oldu. Kimi de (þehid olmayýgöz kırpma bekliyor. Onlar verdikleri sözü asla deðiþtirmediler" (el-Ahzab 33/23). Sonra Hz. Peygamber diðer sahabilere, þehidlere yaklaþýp selam vermelerini söyledi ve verilen selamlarýn þehidler tarafýndan alýnacaðýný ifade etti (Ýbn Sa'd, a.g.e., III, 121).

Hz. Mus'ab þehid edildiðinde kýrk yaþlarýnda idi. Bir zamanlar zenginlik ve refah içinde yaþayan bu deðerli insaný kefenleyecek bir örtü dahi bulunamamýþtý. Hz. Peygamber, yanýna geldiðinde Mus'ab b. Umeyr eski bir hýrkanýn içinde saçlarý daðýlmýþ, vücudu ise kýlýç ve mýzrak darbeleriyle parçalanmýþ bir durumda yatýyordu. Hz. Peygamber üzüntülü bir halde þunlarý söyledi: "Seni Mekke'de gördüðümde, senden daha güzel giyinen, senden daha yakýþýklý kimse yoktu. Þimdi ise, kefen olarak sarýlmýþ hýrkadan baþýn dýþarýda kalýyor." Sonra onun için de bir kabir açtýlar ve o mübarek sahabiyi de Uhud þehidleri arasýna defnettiler.

Allah yolunda canýný feda eden bu aziz þehid sahabi için Ashab-ý Kiram'dan Habbab (r.a) þunlarý anlatýyor: "Biz Hz. Peygamberle birlikte Medine'ye yalnýz Allah rýzasý için hicret ettik. Artýk mükâfatýný Allah'tan bekleriz. Arkadaþlarýmýz arasýnda bu nimetlerden tatmadan âhirete gidenler vardýr ki Mus'ab b. Umeyr bunlardan biridir. O Uhud günü þehid olmuþtu da, kendisini saracak bir kefen dahi bulamamýþtýk. Yalnýz þehidin bir kaftanýný bulmuþ ve bu aziz þehidi ona sarmaya çalýþmýþtýk. Ancak baþýný örterken ayaklarý açýlýyor, ayaklarýný kapatýrken de baþý açýða çýkýyordu. Bu yoksulluk karþýsýnda Hz. Peygamber bize þehidin baþýný örtmemizi ve ayaklarýnýn üstüne de izhîr denilen kokulu ottan koymamýzý emretti" (Buharî, Cenâiz 27; Ýbn Sa'd, a.g.e., III, 121).
Gönderme Tarihi: 19.09.2003 - 15:43
musab_ üyenin diger mesajlarini ara musab_ üyenin Profiline bak musab_ üyeye özel mesaj gönder musab_ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: MUSAB (R.A)
musab_ su an offline musab_  
MUSAB (R.A)
122 Mesaj -
Ashab-ý kirâm'ýn ileri gelenlerinden Künyesi Ebâ Muhammed'tir. Mekke'nin zengin ailelerinden olup, yakýþýklý ve güzel giyinen bir gençti. Anne ve babasý onun üzerine titrerdi. Özellikle, Mekke'nin en zenginlerinden sayýlan annesi, oðluna güzel elbiseler giydirir ve güzel kokular sürerdi. Mekkeliler de onu hayranlýkla seyrederlerdi. Bir defasýnda Hz. Peygamber de onun hakkýnda þöyle buyurmuþtu: "Mekke'de Mus'ab b. Umeyr'den daha güzel giyinen, daha yakýþýklý ve nimetler içinde yüzen baþka bir genç görmedim" (Ýbn Sa'd, et-Tabakâtü'l-Kübrâ, Beyrut 1960, III, 116).

Mus'ab, Mekke'de o günün þartlarýna göre zenginlik ve ihtiþam içinde yaþarken, Hz. Peygamber(s.a.s)'in insanlarý Ýslâm'a davet ettiðini öðrendi. Fazla vakit kaybetmeden Hz. Peygamber'e giderek iman edip müslüman oldu. O sýrada Mekkeliler, müslümanlara yoðun bir baský uyguladýðýndan, Hz. Mus'ab müslüman olduðunu ailesinden gizlemek zorunda kalmýþtý. Ama o, Peygamberimizi gizlice ziyaret etmeyi de ihmal etmezdi. Ne var ki Osman b. Talha, Mus'ab'ýn namaz kýldýðýný görüp durumu annesi ile akrabalarýna bildirmiþti. Bunun üzerine akrabalarý yakalayýp hapsettiler. Mekke'nin bu nazlý ve zengin genci için artýk çile dolu zor günler baþlamýþtý.

Habeþistan'a hicret eden ilk kafileye katýlýncaya kadar hapiste tutulan Hz. Mus'ab, hicret imkaný çýkýnca, dinini daha rahat bir þekilde yaþayabilmek için Habeþistan'a hicret etti. Habeþistan dönüþünde Hz. Mus'ab'ýn durumu tamamen deðiþmiþ ve bu nazlý delikanlýnýn yerini, kalbi Ýslam ve imanla dopdolu iradesi güçlü kuvvetli, metin bir genç almýþtý. Annesi ondaki bu kararlýlýk ve metaneti görünce, üzerindeki baskýsýný biraz hafifletmek zorunda kaldý.

Bu sýrada Birinci Akabe Beyatý olmuþ ve Medinelilerden bir grup Ýslâm'ý kabullenmiþti. Kendilerine Ýslâm'ý anlatmak ve diðerlerine de teblið yapmak için Rasulullah'tan bir öðretici istediler. Hz. Peygamber de bu önemli görev için Hz. Mus'ab b. Umeyr'i görevlendirdi. Hz. Mus'ab onlara hem namaz kýldýracak, hem Kur'an öðretecek, hem de diðer insanlara Ýslâm'ý anlatacaktý ve yeni kimseleri Ýslâm'a davet edecekti.

Böylece Medine'ye ilk hicret eden sahabi Mus'ab b. Umeyr oluyordu. Medine'de ilk cuma namazýný da Mus'ab b. Umeyr kýldýrdýðý kaynaklarda ifade edilir (Ýbn Sa'd, a.g.e., III, 118).

Bir yýl sonra Mekke'ye, hac mevsiminde yanýnda yetmiþ kiþi ile gelen Mus'ab b. Umeyr, Hz. Peygamber (s.a.s)'e Ýslâm'ýn Medine'deki hýzlý yayýlýþýnýn müjdesini verirken þöyle demiþti: "Ýslâm'ýn girmediði ve konuþulmadýðý ev kalmadý." Baþta Hz. Peygamber olmak üzere bütün müslümanlar bu habere çok sevindiler. Oðlunun Mekke'ye döndüðünü haber alan annesi onu tekrar hapsetmek istedi. Ancak Mus'ab bütün bunlara karþý olgun bir müslüman tavrýný takýnarak imanýnda direndi ve annesini bundan vazgeçirdi. Onun annesini Ýslâm'a daveti bir sonuç vermediði gibi annesi de Mus'ab'ý yolundan döndürememiþti.

Hz. Peygamber (s.a.s)'in yanýnda iki ay kadar kalan Mus'ab b. Umeyr, Hicretten on iki gün önce Medine'ye vardý. Hz. Peygamber (s.a.s) onu Sa'd b. Ebî Vakkas (r.a) ve Ebû Eyyûb el-Ensârî (r.a) ile kardeþ ilan etmiþti (Ýbn Sa'd a.g.e., III, 120).

Bedir savaþýnda muhacirlerin sancaðý onun elindeydi. "Rasûlullah'ýn bayraktarý" olarak ün yapmýþtý. Uhud savaþýnda da sancak yine onun elindeydi. Savaþ esnasýnda müslümanlarýn gerilediðini gören Mus'ab b. Umeyr, atýný saða sola doðru sürüyor ve yüksek sesle þu ayeti okuyordu: "Muhammed ancak bir peygamberdir. Ondan önce birçok peygamberler gelip geçmiþtir" (Alu Ýmrân, 3/144). Bu ayetin Uhud gününe kadar nazil olmadýðý ve o gün giderildiði rivayeti, Hz. Mus'ab'ýn Allah katýndaki deðerini ifade eder (Ýbn Sa'd, a.g.e., III,120,121). Uhud Gazvesinde Ýslâm ordusunun sancaðýný taþýyan Mus'ab b. Umeyr'in önce sað kolu kesildi. Hemen sancaðý sol eline alarak savaþa devam etti. Fakat ardýndan sol eli de kesildi. Bu defa vücuduyla sancaða sýmsýký sarýldý ve yukarýdaki ayeti okumaya devam etti. Sonunda müþriklerin bir mýzrak darbesiyle þehid oldu. Sancaðý hemen Suveybit b. Sa'd ve Ebû'r-Rûm b. Umeyr adlý sahabiler aldýlar.

Hz. Mus'ab þehid olarak yerde yatarken, günün sonlarýna doðru, Hz. Peygamber (s.a.s) Mus'ab'ý elinde sancakla gördü ve "Ýleriye git ey Mus'ab!" diye emretti. Fakat o kiþi geri dönerek "Ben Mus'ab deðilim" deyince Hz. Peygamber onun Mus'ab kýlýðýnda savaþan Allah'ýn meleklerinden biri olduðunu anladý (Ýbn Sa'd, a.g.e., II, 121).

Uhud savaþýnda Ashab-ý kiram'ýn ileri gelenlerinden birçok kimse þehid oldu. Hz. Mus'ab b. Umeyr de þehidler arasýndaydý. Hz. Peygamber (s.a.s)'in ne kadar üzüntülü olduðu yüzünden okunuyordu. Mus'ab'ýn mübarek na'þýnýn baþucunda oturarak, Uhud þehidleri hakkýnda nazil olduðu bildirilen þu ayeti okudu: "Mü'minlerden öyle er kiþiler vardýr ki, Allah'a verdikleri sözde sadakat ettiler. Kimi adaðýný ödedi þehid oldu. Kimi de (þehid olmayýgöz kırpma bekliyor. Onlar verdikleri sözü asla deðiþtirmediler" (el-Ahzab 33/23). Sonra Hz. Peygamber diðer sahabilere, þehidlere yaklaþýp selam vermelerini söyledi ve verilen selamlarýn þehidler tarafýndan alýnacaðýný ifade etti (Ýbn Sa'd, a.g.e., III, 121).

Hz. Mus'ab þehid edildiðinde kýrk yaþlarýnda idi. Bir zamanlar zenginlik ve refah içinde yaþayan bu deðerli insaný kefenleyecek bir örtü dahi bulunamamýþtý. Hz. Peygamber, yanýna geldiðinde Mus'ab b. Umeyr eski bir hýrkanýn içinde saçlarý daðýlmýþ, vücudu ise kýlýç ve mýzrak darbeleriyle parçalanmýþ bir durumda yatýyordu. Hz. Peygamber üzüntülü bir halde þunlarý söyledi: "Seni Mekke'de gördüðümde, senden daha güzel giyinen, senden daha yakýþýklý kimse yoktu. Þimdi ise, kefen olarak sarýlmýþ hýrkadan baþýn dýþarýda kalýyor." Sonra onun için de bir kabir açtýlar ve o mübarek sahabiyi de Uhud þehidleri arasýna defnettiler.

Allah yolunda canýný feda eden bu aziz þehid sahabi için Ashab-ý Kiram'dan Habbab (r.a) þunlarý anlatýyor: "Biz Hz. Peygamberle birlikte Medine'ye yalnýz Allah rýzasý için hicret ettik. Artýk mükâfatýný Allah'tan bekleriz. Arkadaþlarýmýz arasýnda bu nimetlerden tatmadan âhirete gidenler vardýr ki Mus'ab b. Umeyr bunlardan biridir. O Uhud günü þehid olmuþtu da, kendisini saracak bir kefen dahi bulamamýþtýk. Yalnýz þehidin bir kaftanýný bulmuþ ve bu aziz þehidi ona sarmaya çalýþmýþtýk. Ancak baþýný örterken ayaklarý açýlýyor, ayaklarýný kapatýrken de baþý açýða çýkýyordu. Bu yoksulluk karþýsýnda Hz. Peygamber bize þehidin baþýný örtmemizi ve ayaklarýnýn üstüne de izhîr denilen kokulu ottan koymamýzý emretti" (Buharî, Cenâiz 27; Ýbn Sa'd, a.g.e., III, 121).
Gönderme Tarihi: 19.09.2003 - 15:43
musab_ üyenin diger mesajlarini ara musab_ üyenin Profiline bak musab_ üyeye özel mesaj gönder musab_ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: cihadıma
musab_ su an offline musab_  
122 Mesaj -
amin!!
Gönderme Tarihi: 17.09.2003 - 14:32
musab_ üyenin diger mesajlarini ara musab_ üyenin Profiline bak musab_ üyeye özel mesaj gönder musab_ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: cihadıma
musab_ su an offline musab_  
122 Mesaj -
amin!!
Gönderme Tarihi: 17.09.2003 - 14:32
musab_ üyenin diger mesajlarini ara musab_ üyenin Profiline bak musab_ üyeye özel mesaj gönder musab_ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: cihadıma
musab_ su an offline musab_  
122 Mesaj -
amin!!
Gönderme Tarihi: 17.09.2003 - 14:32
musab_ üyenin diger mesajlarini ara musab_ üyenin Profiline bak musab_ üyeye özel mesaj gönder musab_ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: ibrahim(as)'ın kusları
musab_ su an offline musab_  
ibrahim(as)'ın kusları
122 Mesaj -
"“Ama kalbim tamamen mutmain olsun” demiþti. Görmek istemiþti Ýbrahim (as). “Ölüye nasýl hayat verdiðini bana göster” demiþti. Rabbi de, “Yoksa, inancýn yok mu?” demiþti. Ýnanýyordu elbet! Görürcesine inanýyordu ama bir de görmek vardý. “Öyleyse” demiþti Allah, “dört kuþ al ve onlarý kendine alýþtýr; sonra onlarý her tepeye ayrý ayrý sal; sonra da çaðýr; uçarak sana gelecekler.”

Her baharýn eþiðinde Ýbrahim’in (as) aradýðý itminaný buluyor insan. Daðýlmýþ bahçelerden, unutulmuþ tohum mezarlarýndan, çiçeklerin solduðu zamanlardan, yapraklarýn savrulduðu uzaklardan, rüzgârlarýn dokunduðu ýssýzlýklardan kuþlar dönüyor þimdi. Çürümüþlüklerden, terkedilmiþliklerden, yitirilmiþliklerden, daðýlmýþlýklardan çiçek çiçek kuþlar dönüyor gözlerimize.

Baðlarýn bozulduðu zamanlarda, güzün daðýlmýþtý “kuþlar”ýmýz. Yaz bahar tanýk olduðumuz hayat, yanýmýza yöremize alýþtýrdýðýmýz renkler ve ahenkler nasýl da daðýlmýþtý sonbaharda. Ve ardýndan kýþ.. Dallar yetim kalmýþ, tohumlar unutulup gitmiþ, yapraklar ýþýða yabancýlaþmýþ, güneþ dünyadan uzaklaþmýþtý. Ýbrahim (as) kuþlarýný tepelere ayrý ayrý salmýþ gibi..

Baharda hayata sebep olarak görünen her þey sonuçlarýyla birlikte daðýlývermiþti. Aðaca hayat verdiði sanýlan su köklerden çekilmiþ, meyveyi olgunlaþtýrdýðý sanýlan dallar da kurumuþ, çiçeðin tutunduðu budaklar da körelmiþti. Güneþ, yapraklarý diri tutan ýþýðýný çekmiþ, üstelik sanki küsüþmüþler gibi, günýþýðý daha yumuþak geldiði halde, baharda yeþerttiði yapraklarý kurutmaya baþlamýþtý. Baharda çiçek tozlarýný birbirleriyle buluþturan rüzgâr bu defa tam bir kuru yapraklarý koparýp boþluða savuragelmiþti.

Güz, týpký “o gün”ün, yani Haþir Günü’nün tarifi gibidir. “Kimsenin kimseye fayda vermediði” gün. Babanýn evlada elinin uzanmadýðý, evladýn babaya sözünü iþittiremediði, gözlerin bile birbirleriyle buluþamadýðý, tenlerin biribirine uzak kaldýðý gün. Daðýlmýþlýðýn, çözülmüþlüðün, uzaklýðýn mutlak tarifidir bu. Bütün yakýnlýklarýn bitiþi nasýl tarif edilebilir? Herkesin dipsiz bir tekilliðe inmesi, kendisiyle baþbaþa kaldýðý derin bir kuyuya itilmesi... Mekanca yanyana olabilirsiniz ama temasça sonsuz mesafeler var aranýzda, mutlak uzaklýklarýn labirentinde yapayalnýzsýnýz.

Ýþte baharýn öncesi böyledir. Topraðýn aðaca, aðacýn dala, dalýn yapraða, rüzgârýn çiçeðe, kökün gövdeye, ýþýðýn suya, suyun havaya menfaatinin olmadýðý zamanlardýr güz ve kýþ.. Þimdi önümüzde toparlanan hayat, sonsuz sayýda tepelerden çaðrýlan çiçekler, hiç bilmediðimiz uzaklardan koþup gelen rüzgâr kýpýrtýlarý, Ýbrahim’in (as) görmek istediði ve görmemizi istediði hayat verme misalleridir.

Eþya zamanýn akýþýyla sürekli deðiþiyor, dönüþüyor, þekilden þekle giriyor, bozuluyor, yapýlýyor. Her daim kendimize alýþtýrdýðýmýz, avucumuzda evcilleþtirdiðimiz kuþlarý salýyor, zamanýn tepelerine salýyor gibiyiz. Sonra yeni biçimler giymek üzere yeniden çaðýrýyoruz kuþlarý, koþup gelmelerini bekliyoruz avuçlarýmýza.

Akþam olunca güneþi salýyoruz karanlýða.. Sabaha yeniden çaðýrýyoruz penceremize.. Dönmesini bekliyoruz güneþin salýverdiðimiz tepelerden. Her an bir önceki anýn tanýdýklarýný adý bilinmez tepelere, gözle görülmez kuytulara terkediyoruz. Bir sonraki anda yeniden toparlanýyor eþya, yeniden bedenimizi yanýmýzda buluyoruz. Ýbrahim (as) gibi kuþlarýmýzý salýyoruz, sonra da geri çaðýrýyoruz. Gün geliyor bedenimizi býrakýyoruz topraða, karanlýk kuyulara cesetler salýyoruz. Yeniden çaðrýlmayý umarak, yeniden toparlanmayý bekleyerek.

Kalbimiz mutmain mi olmak istiyor? Görmek mi istiyoruz kuþlarýn dönüþünü? Sonsuz daðýlmýþlýklarýn, nihayetsiz uzaklýklarýn, derin ayrýlýklarýn ortasýnda bir daðýlýp bir toplanan hayatýmýzýn ebediyen bize dönmesi konusunda emin olmak mý istiyoruz? Sebep ve sonuç arasýndaki uçurumlardan gidip gelen varlýðýmýzý uzak tepelerden geri mi çaðýrmak istiyoruz? Aslýnda uzaklýk olan gerçekliðimizi sürekli yakýnlýða dönmesi müjdesini almak mý istiyoruz?

Ýþte Ýbrahim’in (as) kuþlarý geri dönüyor salýverildiði tepelerden. Bahar geliyor. Çiçekler taç yapraklarýný toparlýyor sonsuz mesafelerden. Ateþ, toprak, su ve hava.. dört unsur. Ayrý tepelere salýverilmiþ kuþlar gibi kanatlanýp geri dönüyorlar. Avucumuzda her bir çiçek bir Ýbrahim (as) itminaný. Gözümüzde her bir yaprak bir Ýbrahim (as) sýnavý.. Kalbimizde her bir meyve bir Ýbrahim (as) sevdasý..

Ýbrahim’in (as) kuþlarý dönüyor...
Gönderme Tarihi: 17.09.2003 - 14:03
musab_ üyenin diger mesajlarini ara musab_ üyenin Profiline bak musab_ üyeye özel mesaj gönder musab_ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: ibrahim(as)'ın kusları
musab_ su an offline musab_  
ibrahim(as)'ın kusları
122 Mesaj -
"“Ama kalbim tamamen mutmain olsun” demiþti. Görmek istemiþti Ýbrahim (as). “Ölüye nasýl hayat verdiðini bana göster” demiþti. Rabbi de, “Yoksa, inancýn yok mu?” demiþti. Ýnanýyordu elbet! Görürcesine inanýyordu ama bir de görmek vardý. “Öyleyse” demiþti Allah, “dört kuþ al ve onlarý kendine alýþtýr; sonra onlarý her tepeye ayrý ayrý sal; sonra da çaðýr; uçarak sana gelecekler.”

Her baharýn eþiðinde Ýbrahim’in (as) aradýðý itminaný buluyor insan. Daðýlmýþ bahçelerden, unutulmuþ tohum mezarlarýndan, çiçeklerin solduðu zamanlardan, yapraklarýn savrulduðu uzaklardan, rüzgârlarýn dokunduðu ýssýzlýklardan kuþlar dönüyor þimdi. Çürümüþlüklerden, terkedilmiþliklerden, yitirilmiþliklerden, daðýlmýþlýklardan çiçek çiçek kuþlar dönüyor gözlerimize.

Baðlarýn bozulduðu zamanlarda, güzün daðýlmýþtý “kuþlar”ýmýz. Yaz bahar tanýk olduðumuz hayat, yanýmýza yöremize alýþtýrdýðýmýz renkler ve ahenkler nasýl da daðýlmýþtý sonbaharda. Ve ardýndan kýþ.. Dallar yetim kalmýþ, tohumlar unutulup gitmiþ, yapraklar ýþýða yabancýlaþmýþ, güneþ dünyadan uzaklaþmýþtý. Ýbrahim (as) kuþlarýný tepelere ayrý ayrý salmýþ gibi..

Baharda hayata sebep olarak görünen her þey sonuçlarýyla birlikte daðýlývermiþti. Aðaca hayat verdiði sanýlan su köklerden çekilmiþ, meyveyi olgunlaþtýrdýðý sanýlan dallar da kurumuþ, çiçeðin tutunduðu budaklar da körelmiþti. Güneþ, yapraklarý diri tutan ýþýðýný çekmiþ, üstelik sanki küsüþmüþler gibi, günýþýðý daha yumuþak geldiði halde, baharda yeþerttiði yapraklarý kurutmaya baþlamýþtý. Baharda çiçek tozlarýný birbirleriyle buluþturan rüzgâr bu defa tam bir kuru yapraklarý koparýp boþluða savuragelmiþti.

Güz, týpký “o gün”ün, yani Haþir Günü’nün tarifi gibidir. “Kimsenin kimseye fayda vermediði” gün. Babanýn evlada elinin uzanmadýðý, evladýn babaya sözünü iþittiremediði, gözlerin bile birbirleriyle buluþamadýðý, tenlerin biribirine uzak kaldýðý gün. Daðýlmýþlýðýn, çözülmüþlüðün, uzaklýðýn mutlak tarifidir bu. Bütün yakýnlýklarýn bitiþi nasýl tarif edilebilir? Herkesin dipsiz bir tekilliðe inmesi, kendisiyle baþbaþa kaldýðý derin bir kuyuya itilmesi... Mekanca yanyana olabilirsiniz ama temasça sonsuz mesafeler var aranýzda, mutlak uzaklýklarýn labirentinde yapayalnýzsýnýz.

Ýþte baharýn öncesi böyledir. Topraðýn aðaca, aðacýn dala, dalýn yapraða, rüzgârýn çiçeðe, kökün gövdeye, ýþýðýn suya, suyun havaya menfaatinin olmadýðý zamanlardýr güz ve kýþ.. Þimdi önümüzde toparlanan hayat, sonsuz sayýda tepelerden çaðrýlan çiçekler, hiç bilmediðimiz uzaklardan koþup gelen rüzgâr kýpýrtýlarý, Ýbrahim’in (as) görmek istediði ve görmemizi istediði hayat verme misalleridir.

Eþya zamanýn akýþýyla sürekli deðiþiyor, dönüþüyor, þekilden þekle giriyor, bozuluyor, yapýlýyor. Her daim kendimize alýþtýrdýðýmýz, avucumuzda evcilleþtirdiðimiz kuþlarý salýyor, zamanýn tepelerine salýyor gibiyiz. Sonra yeni biçimler giymek üzere yeniden çaðýrýyoruz kuþlarý, koþup gelmelerini bekliyoruz avuçlarýmýza.

Akþam olunca güneþi salýyoruz karanlýða.. Sabaha yeniden çaðýrýyoruz penceremize.. Dönmesini bekliyoruz güneþin salýverdiðimiz tepelerden. Her an bir önceki anýn tanýdýklarýný adý bilinmez tepelere, gözle görülmez kuytulara terkediyoruz. Bir sonraki anda yeniden toparlanýyor eþya, yeniden bedenimizi yanýmýzda buluyoruz. Ýbrahim (as) gibi kuþlarýmýzý salýyoruz, sonra da geri çaðýrýyoruz. Gün geliyor bedenimizi býrakýyoruz topraða, karanlýk kuyulara cesetler salýyoruz. Yeniden çaðrýlmayý umarak, yeniden toparlanmayý bekleyerek.

Kalbimiz mutmain mi olmak istiyor? Görmek mi istiyoruz kuþlarýn dönüþünü? Sonsuz daðýlmýþlýklarýn, nihayetsiz uzaklýklarýn, derin ayrýlýklarýn ortasýnda bir daðýlýp bir toplanan hayatýmýzýn ebediyen bize dönmesi konusunda emin olmak mý istiyoruz? Sebep ve sonuç arasýndaki uçurumlardan gidip gelen varlýðýmýzý uzak tepelerden geri mi çaðýrmak istiyoruz? Aslýnda uzaklýk olan gerçekliðimizi sürekli yakýnlýða dönmesi müjdesini almak mý istiyoruz?

Ýþte Ýbrahim’in (as) kuþlarý geri dönüyor salýverildiði tepelerden. Bahar geliyor. Çiçekler taç yapraklarýný toparlýyor sonsuz mesafelerden. Ateþ, toprak, su ve hava.. dört unsur. Ayrý tepelere salýverilmiþ kuþlar gibi kanatlanýp geri dönüyorlar. Avucumuzda her bir çiçek bir Ýbrahim (as) itminaný. Gözümüzde her bir yaprak bir Ýbrahim (as) sýnavý.. Kalbimizde her bir meyve bir Ýbrahim (as) sevdasý..

Ýbrahim’in (as) kuþlarý dönüyor...
Gönderme Tarihi: 17.09.2003 - 14:03
musab_ üyenin diger mesajlarini ara musab_ üyenin Profiline bak musab_ üyeye özel mesaj gönder musab_ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Sayfa (4): (1) 2 3 weiter >
İmzalar göster - Konu olarak göster

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 843 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
hümeyra24 (43), güllüm (41), alitufan (48), semsuddin (39), f_erturk (39), zafercezlan (54), benbuamellerimi.. (53), seyma_05 (39), yenilmezburuk (46), mhmmdky (37), sivaslihakan (46), sunam6 (41), konya28 (37), mardinlimemo (44), @hasan@ (39), _huzurislamda_ (39), Seda_ (35), BOPPON (43), faziltopal (55), ahmetserkankaya (43), eLsina (38), AZRA66 (37), sulukapo (34), HAKANCETIN (46), mentese (48), palanxdöken (53), ADEM BAKIRHAN (60), ceyhan (71), ReSuLe_HaSrEtt (38), Forever_Love (40), mutlu69 (55), islam yusuf (54), sofi32 (49), yesil_bahar19 (37), makhorsa (48), erihna (41), veysi irdam (88), abdullah özkul (27), nur58 (60), fedayi (55), RAMAZAN69 (37), seyyidali47 (50), gocer (55), suleyman yildiz (57), vuslat_wien (41), KASIM EROL (50), isanurun (39), koeroglu (48), ardaci (49), ardaburda (50), gunesgunes (42), Burcu89 (35), BMW (43), ZLH (), hafiz_34 (68), bestebuse (51), Aysegül (36), seroar (55), hacirizeli (53), sonmezNL (53), zeko (), CILGIN KURT (51), BERGE00 (42), sevki (51), fth (41), muhammetmustafa (44), bsapmaz (59), siyah_gül (36), ekrem144 (), Cicekci (37), rooster79 (45), mehmetx (44), furkan42 (42), yunus ata (61), GangstAdem (39), orhan06 (44), kamuran (51), dinimiseviyorum (39), esm (40), buzmavisi61 (58)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.53830 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.