budesonide fluvoxamine generique kaletra generique plaquenil stromectol tricor trileptal triple trial pack trittico tryptizol tylenol ulcidine urispas uroxatral uvadex valif valtrex vaniqa vantin vaseretic vasotec ventolin inhaler ventolin vepesid veracim vermicidin vermox vesanoid vesdil viagra oral jelly viagra professional viagra soft viagra strips viagra sublingual viagra super active viagra super dulox force viagra super fluox force viagra super force viagra vibramycin vicard vigora virazole vistagan volmax cr
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » Arama Sonuçları

15 Sonuç - Yeni Arama
Sayfa (1): (1)
Gönderen Mesaj
Konudaki Mesajlar: Chat’a giden yol ‘FORUM’lardan geçer
feuille morte su an offline feuille morte  
Cananberramazan kardeşim,
15 Mesaj -
Esselamü aleyküm

Cananberramazan kardeþim,

Sizi ve mütedeyyin üye kardeþlerimi tenzih ediyor,
amacým hiç kimseyi rencide etmek,
tahkir ve tezyif etmek asla söz konusu deðil.

ağlar

Chat konusu, tahkiye bâbýnda ele alýnýþý ilgimi çekti.
Mutekid kardeþlerimle paylaþma muvâfýk olur, düþüncesinden ibaret.



Muhakkik üslubunuz takdire þâyandýr.

sevinçli

Bu kýsa cümleleri gecenin bir yarýsýndan sonra yazma,
lüzumunu vicdanen hissettim.ağlar
(Muazzib bir meþgaleden dolayý ancak bu saatte ekleme fýrsatým oldu.)


Üyeliðimi siliyorum.

Sayýn Ravda yönetimi,
Üyelik silme iþlemimi onaylamanýzý

istirhâm ediyorum.



Duâ ile
Meas selam

Gönderme Tarihi: 12.04.2008 - 11:01
feuille morte üyenin diger mesajlarini ara feuille morte üyenin Profiline bak feuille morte üyeye özel mesaj gönder feuille morte üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: Chat’a giden yol ‘FORUM’lardan geçer
feuille morte su an offline feuille morte  
Chat’a giden yol ‘FORUM’lardan geçer
15 Mesaj -



Mesaj 1 kez düzenlendi. En son feuille morte tarafından, 12.04.2008 - 10:50 tarihinde.
Gönderme Tarihi: 11.04.2008 - 13:43
feuille morte üyenin diger mesajlarini ara feuille morte üyenin Profiline bak feuille morte üyeye özel mesaj gönder feuille morte üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: MüMiNDe STReS oLMaZ
feuille morte su an offline feuille morte  
RE: MüMiNDe STReS oLMaZ
15 Mesaj -
Alıntı
Orijýnalý **Su_DamlasI**

eS SeLaMu aLeYKuM

YÜCE YARADAN SABREDÝP KAZANANLARDAN OLMAMIZI NASÝP EYLER BÝZÝ ÝNÞALLAH

SELAM VE DUA ÝLE



ve aleyküm selam ve Rahmetullahi ve Beraketuhu ve Maðfiretuhu ebeden ve daimen.
Allah Razı Olsun kardeþim.

Þahsen çok doðru buluyorum ...

En küçük tepede yoruldum dememeli.... yoldan dönmeye kalkmamalý... , sabýr gösterip , lüzumlu dersleri almaya çalýþmalý...

hayatý okumaya devam etmeli...

lakin insanýz iþte , fýtratýmýz da gaflette olmaya müsait...ağlar

Duâ edelim ki musibetler isyan ettirmesin, olgunluðumuza olgunluk katsýn inþaAllah...

selam, saygý ve duâ ile

Gönderme Tarihi: 04.04.2008 - 11:26
feuille morte üyenin diger mesajlarini ara feuille morte üyenin Profiline bak feuille morte üyeye özel mesaj gönder feuille morte üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: AYIP ÖRTMEK
feuille morte su an offline feuille morte  
RE:
15 Mesaj -
Alıntı
Orijýnalý adin batsin

"Baþkalarýnýn kusurunu örtmede gece gibi ol". " Mevlana "


Allah Razı Olsun KaRaGuL kardeþim,çok güzel bir paylaþýmdý,þükranlarýmý arz ederim.

Ey iman edenler! Zandan çok sakýnýn! Çünkü zannýn bir kýsmý günahtýr. Sinsi casuslar gibi ayýp aramayýn! Gýybet ederek biriniz ötekini arkasýndan çekiþtirmesin! Sizden biri, ölmüþ kardeþinin etini yemek ister mi? Bakýn bundan iðrendiniz. Allah'tan sakýnýn! Hiç kuþkusuz, Allah tövbeleri çok kabul eden, rahmeti sonsuz olandýr.

Ayet ölmüþ kardeþinin etini yemeðe benzettiði gýybeti ta baþýndan kademe kademe önlemeye amaçlýyor.

1-Sui zanda bulunma!
2-Tecessüs etme,araþtýrma!
3-Gýybet etme!

Sui zanda bulunmazan araþtýrmaya gerek kalmaz.
Araþtýrmazsan konuþacak bir þey olmaz.
konu yok iken gýybet etmezsin,gýybet etmezsen ölmüþ kardeþinin etini yemiþ gibi olmazsýn.

meas selam
Gönderme Tarihi: 28.03.2008 - 13:35
feuille morte üyenin diger mesajlarini ara feuille morte üyenin Profiline bak feuille morte üyeye özel mesaj gönder feuille morte üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: Evlilikte İnancın Gücü
feuille morte su an offline feuille morte  
Evlilikte İnancın Gücü
15 Mesaj -
Kâinata koyduðu tekvinî kanunlara gâyeler derceden Yüce Allah, nesillerin devamý için erkek ve kadýnýn evlilik müessesesi altýnda yaþamasýný takdir etmiþtir. Evlilik, ferdin duygu ve düþüncelerinin daðýnýklýktan kurtarýlmasý, cismânî hazlarýnýn kont-rol altýna alýnmasý ve ahlâk saðlýðý açýsýndan önemli bir sigortadýr.

Evlilik ve aile hayatýndan herkesin beklentisi, dünyada cennetin küçük bir misâlini yaþayabilmektir. Zîrâ her fert yuva kurarken, maddî-mânevî deðerlerin paylaþýldýðý bir ortam hayal eder. Ýdeal mânâda evlilik, huzurun hedeflendiði bir anlaþmadýr.

Evliliðin temeli: hürmet, muhabbet ve þefkat
Sevgi, aþk vb. bütün kalbî ihtiyaçlarýn karþýlandýðý, üzüntülerin paylaþýldýðý bir müessese olan evliliðe saðlýklý her insan ihtiyaç duyar. Ýnsanýn yalnýzlýðýný giderecek, gönlünü teselli edecek ve sýkýntýlarýný paylaþacak birine duyduðu ihtiyaç, meþru çizgide evlilik yoluyla karþýlanýr. Kalblerin en lâtifi, en þefîki (þefkatlisi) kadýn kalbi olmasý1 yönüyle erkek, bu ihtiyaçlarýný en iyi þekilde, hayatýný birleþtireceði kendisine denk bir kadýnla (eþgöz kırpma karþýlayabilir. Mutlu bir evliliðin temelini, kadýnla erkek arasýndaki hürmet, muhabbet ve þefkat oluþturur. Ýslâm, fýtrat dini olduðundan, insanýn biyolojik, psikolojik ve sosyolojik bütün ihtiyaçlarýný karþýlamaya yönelik prensipler getirmiþtir.
Yüce Allah, Kur’ân’da: “... Kendileriyle sükûnete, huzura kavuþasýnýz diye sizin için nefislerinizden eþler yarattý; aranýza ‘meveddet’ (sevgi) ve ‘rahmet’ (þefkat) koydu. Elbette bunda, düþünen kimseler için nice ibretler vardýr.” (Rum sûresi, 30/21) buyurmaktadýr. Bu âyetteki, dostluk, sevgi, muhabbet, mânâlarýna gelen ‘meveddet’ kelimesi ayrýca, velî ve dost edinmek, yardýmlaþmak, baþkasýnýn otoritesini kabul ederek görev ve selâhiyetini tanýmak gibi anlamlara da gelmektedir.2 Bu âyetteki, ‘rahmet’in bir boyutu olan þefkat, karþýlýk beklemeden yardýma koþmaktýr. Böyle bir þefkat, aþktan daha tesirlidir.3 Bu itibarla, eþler arasýnda ‘þefkat ve merhamet’ hislerinin canlý tutulmasý, mutlu bir evlilik için önemli bir unsurdur. Bu hislerin yansýmasý olan hâl ve tavýrlarý, eþlerin birbirlerine göstermeleri gerekir.
Evlilik hayatýnýn gerekli þartlarýndan sevgi ve anlayýþý, Rabb’imiz kalblerin kaynaþmasýna vesile kýlmaktadýr. Zîrâ Kur’ân’da belirtildiði gibi kalblerin kaynaþmasý ancak Allah’ýn dilemesiyle olur. Eþlerin davranýþlarý sadece bunun tesisi için bir fiilî duadýr. Bunu baþarabilen eþler, ruh ve beden saðlýðý açýsýndan da þanslýdýrlar. Sürekli didiþme içinde olan eþler, bu ön þartý yerine getirmedikleri için, aralarýndaki muhabbet azalmaya baþlar, bunun neticesinde kalb birlikteliði temin edilemez, boþanarak aile hayatýný yýkmasalar dahi mâruz kalacaklarý psikolojik sýkýntýlar ile saðlýklarýný kaybedebilirler.4 Söz konusu insanlardan bir kýsmý, iþ hayatýnda istenen baþarýyý yakalayamadýklarý gibi, bazýlarýnýn da dinî hayat açýsýndan hâlleri üzücüdür.
Çocuklarýn ruh, beden saðlýðý ve eðitimleri için en güzel mekânlardan biri, mutlu aile yuvalarýdýr. Bu itibarla, huzurlu bir aile hayatýnýn hazýrlanmasý için eþlerin, üzerlerine düþen fedakârlýk ve sorumluklarý yerine getirmeleri gerekmektedir. Evliliklerini saðlam temeller üzerine kuramamýþ veya evliliðin devamlýlýðý için ön þartlarý yerine getirememiþ eþler arasýndaki geçimsizlik, çocuklarda da menfî tesirler meydana getirir. Huzurlu bir aile hayatýndan mahrum kalan, beden ve ruh saðlýðý bozulmuþ çocuklarýn kendilerine verecekleri zararlarýn ve cemiyete getirecekleri problemlerin sorumlusu eþlerdir.
Kur’ân’da ‘nefs-i vâhide’ olarak anlatýlan erkek ve kadýn, bir bütünün iki yarýsý gibidir. O, öyle bir bütündür ki, parçalardan birinin iþe yaramasý için, diðerinin de bulunmasý þarttýr. Binayý meydana getiren malzemelerin birbirine karýþtýrýlarak tek madde hâline getirilmesi gibi, eþler de bütündürler. Yüce Allah, Kur’ân’ýn pek çok yerinde,5 “Ey insanlar! Sizi bir nefs-i vâhide’den ve eþini de ondan yaratan (…) Rabb’inize karþý gelmekten sakýnýn ve himayesine girin.” (Nisâ, 4/1) ve “Sizler birbirinize birleþip kaynaþmýþtýnýz... Eþleriniz sizden güçlü bir güvence almýþlardýr.” (Nisâ, 4/21) gibi âyetlerle, ikinci unsurun birincisinden ayrý bir þey olmadýðýný belirtmiþtir. Bu âyetlerden, “…erkeðin cinsinden ve mahiyetinden bir varlýk” olduðunu öðrendiðimiz kadýný, hâlâ ikinci dereceden bir varlýk gibi görenler, Kur’ân’ýn bu konudaki deðerlendirmesine zýt düþmektedirler.6

Fýtrî ihtiyaçlarýnýn karþýlanmasýnda eþlerin mesuliyeti
Yarattýðý eþyada sayýsýz hikmet, maslahat ve gâye gizleyen Yüce Allah, evliliðin “sükûnet (rahatlama ve huzur)…” kaynaðý olduðuna iþaret ederken, insanlarýn ruh ve beden saðlýklarý için önemli bir hususu da ortaya koymuþtur. Bu bakýmdan Allah’a kulluðu ve mânevî deðerlere hizmeti hayatýnýn gâyesi bilen her kadýn ve erkek, hayat arkadaþýnýn ruh ve beden saðlýlýðýný muhafazayý ilâhî bir vazife bilmelidir.
Yüce Allah, “…Onlar (kadýnlar), sizin için bir elbise/örtü, siz de onlar için bir elbise/örtüsünüz…” (Nisâ, 2/187) âyeti ile evliliðin temel gâyeleri konusunda pek çok hakikate iþaret ederken; Ýlâhî Kelâm’daki, ‘libâs’ ifadesindeki edebî incelik de pek çok hakikate pencere açmaktadýr. Elbisenin bir özelliði de insan vücudunu sarmasýdýr. Bu itibarla, eþlerin birbirlerini elbise gibi sarmalarý söz konusu âyetten alýnacak ilâhî bir derstir. Ýnsaný soðuk ve sýcaktan koruyan elbise, hayâ duygusunun zedelenmesini önlediði gibi, eþleri de her türlü çirkinlikten muhafaza eder. Söz konusu ilâhî hitaptaki kelimelerin diziliþinden de, öncelikle erkeklerin hanýmlarýnýn örtüsü altýnda bulunduklarý dersini çýkarabiliriz. Bir hadîs-i þerifte de, “Evlenen dininin yarýsýný korumuþtur; diðer yarýsý konusunda da takva dairesine girerek dinini muhafaza etsin.” buyrulmuþtur. Efendimiz’in (sas) bu kutsî sözünden, izdivacýn ne kadar önemli olduðu anlaþýlmaktadýr.

Evlilikteki sorumluluklardan hesaba çekilme gerçeði Ýnsanýn ihmallerinden ve içine düþtüðü hatalardan kurtulmasýnýn yolu, zaman zaman kendini sorgulamasýndan geçer. Ýnsana hatalarýný göstermemek, nefis ve þeytanýn en büyük hilesidir. Davranýþ ve düþüncelerini kusursuz kabul eden bir insan hatasýný göremez; hatasýný göremeyen de, Allah’ýn himayesine sýðýnmaz. Zîrâ, kusurunu anlayan istiðfar eder ve Allah’a sýðýnýp þeytanýn þerrinden kurtulur.7
Nefis muhasebesine ait bu ölçüler, eþler arasý münasebette de önemlidir. Yüce Allah’ýn (cc) ve Resûlü’nün (sas) beyanlarý çerçevesinde, eþlerin kendilerini sorgulayarak hatalarýný kabul etmeleri, problemlerin çözümü için önemli bir dua vesilesidir.
Araþtýrmalar, eþler arasýndaki geçimsizliðin, ailelerin yýkýlma sebeplerinin ilk sýralarýnda olduðunu göstermektedir. Geçimsizlikler boþanmalara yol açmaktadýr. Türkiye’de, “1935'te 2,4 bin, 1955'te 10,5 bin, 1975'te 12,9 bin ve 2000'de 25,7 bin boþanma olmuþtur. Boþanma oraný 1935'te % 0,15; 1955'te % 0,44; 1975'te % 0,32 ve 2000'de % 0,46 olmuþtur. Türkiye'de boþanmalar hýzla artmaktadýr.”8 Aileyi korumanýn kurtarmanýn en önemli yolu, evliliði ayakta tutacak temel deðerlere baðlanmaktýr.
Geçimsizliklerin baþ sebebi, eþlerin hayatý hürmet ve þefkat ekseninde paylaþamamalarýdýr. Duygularýn paylaþýlmasý, eþler arasýnda huzuru temin eden unsurlardandýr. Eþlerin inançlarýndan kaynaklanan mânevî deðerleri paylaþmasý; aralarýndaki sevginin artmasý için Allah’a dua etmeleri saðlýklý bir aile ortamý için gereklidir. Eþlerin birbirlerinin ilgi sahasýna yakýnlýk göstermesi, aile içi münasebetlerin güzelleþmesine zemin hazýrlar. Meselâ, eþlerden birinin bir spor takýmýna yakýndan ilgi göstermesiyle diðerinin de ayný duygularý paylaþmasý aile mutluluðuna destek olur. Eþlerin birlikte geziye çýkmalarý, sosyal aktivitelerde bulunmalarý da bu konuda verilebilecek misâllerdendir. Meselâ hayatýn her safhasýnda, bizlere en güzel örnek olan Efendimiz (sas), Hz. Aiþe ile koþup yarýþmýþlardýr.
Evlilik, Ýslâm’da korunmasý gereken en kutsî müessesedir.9 “Hanýmýný kocasýna karþý kýþkýrtarak aralarýný bozan bizden deðildir!” hadîsinde aile müessesesini yýkmaya çalýþanlara karþý büyük bir tehdit vardýr. Evlilik binasýný yýkýma kadar götürecek çatlaklýklarýn tamiri konusunda, eþlerin üzerlerine düþen vazife ve fedakârlýklardan kaçýnmalarý, insaný dünya ve ahirette piþman edecek bir tavýrdýr.
Rabb’imizin, “Ýyilik ve (Rabb’in emirlerini yerine getirip yasaklarýndan sakýnma ile elde edilen) takvâda birbirinizle yardýmlaþýn.” (Mâide, 5/2) emri eþlerin mutluluðu için de hayâtî önem taþýmaktadýr. Bu ilâhî emri göz önünde bulunduran eþler, birbirlerine hizmette, ihsanda, birbirlerinin gönlünü almada, aralarýnda meydana gelecek kýrgýnlýklarý affetmede yarýþýrlar. Eþlerden birinin önce davranarak bir tebessüm, bir sýcak ilgi göstermesi problemleri çözmede oldukça müessirdir. Bunun yerine, habbeyi kubbe yapmak ve problemin sebebini birbirine atarak münakaþa etmek vaktin zâyi edilmesi demektir. Peygamber Efendimiz’in (sas); “Kardeþinle münâkaþa etme, zîrâ münâkaþanýn hikmeti anlaþýlmaz...”, “Haklý olduðu hâlde münakaþayý býrakan kimse için cennetin ortasýnda bir köþk bina edilir.” þeklindeki beyânlarý ailenin mutluðu açýsýndan da güzel nasihatlerdir. Peygamber Efendimiz’in (sas); “Þüphesiz ki kýyamet günü, Allah’ýn en çok ehemmiyet vereceði emanet, eþler arasýndaki emânettir..”10 sözleri eþler için büyük bir uyarýdýr.

Aile mutluluðu için eþlerin yarýþý
Mutluluk yollarýnýn araþtýrýlmasý ve huzuru bozacak problemlerin giderilmesinde eþlerin birbiriyle yarýþmalarý mânevî bir mesuliyettir. Taraflarýn birbirlerini memnun etmek için iyi niyetlerini ortaya koymalarý problemin çözümü için önemli bir baþlangýçtýr. Ýthamlar, çözüm yerine aradaki mesafenin açýlmasýna sebep olur.
Yüce Allah, “Eðer eþler, aralarýný düzeltmek isterlerse, Allah onlarýn aralarýnda kaynaþma meydana getirir.” (Nisâ, 4/35) fermaný ile muhtelif sebeplerle aralarý açýlan eþlere, aralarýný düzeltmek için iyi niyetlerini ortaya koymalarý ve evlilik gemisinin kurtarýlmasý konusunda rehberlik yapmaktadýr. Bu âyette ayrýca, aralarýnda sürtüþme olan eþlerin, iyi niyetlerini ortaya koymalarý hâlinde aralarýnýn düzeleceði müjdesi de vardýr.
“Hepiniz çobansýnýz ve emrinizin altýndakilerden mesûlsünüz.” buyuran Allah Resûlü (sas), bu kutsî sözlerinin devamýnda erkeðin hanýmýndan ve çocuklarýndan hesaba çekileceðini belirttikten sonra, “Kadýn da, kocasýndan mesûldür. O, ondan sorulacaktýr.” buyurmuþlardýr. Eþlerin bakým ve süslenme hususunda üzerlerine düþenleri yerine getirmeleri konusunda hadîs kitaplarýnda pek çok örnekler bulunmaktadýr. Meselâ bazý sebeplerle uzun zaman ailesinden uzak kalmýþ erkeklere hitaben Efendimiz (sas); “Sizden birisi ailesinden ayrýlýðýný uzattýðý zaman, evine gece vakti gelmesin. Gündüz vakti ailesine gelirken de, bunu önceden bildirsin.” buyurduktan sonra, kadýnýn gerekli temizlik ve bakýmýný yaparak kocasýný karþýlamasýný tavsiye buyurmuþtur.1

Aile mutluluðunu temin eden eþlere mânevî mükâfatlar
Mânevî deðerlere riayet etmek aile hayatýný bir nevi cennet köþesi hâline getirdiði gibi, eþlere büyük sevaplar da kazandýrýr. Peygamberimiz (sas), kýyamet günü, Allah’ýn himayesinde bulunduracaðý yedi sýnýf insandan birinin “Allah için birbirlerini sevenler…” olduðunu belirtmiþtir.11 Eþlerin, fýtrî olarak birbirlerine ihtiyaç duymalarý, onlarý bir aile çatýsý altýnda buluþmak üzere birbirlerine çeker, bu yakýnlaþma “Allah’ýn rýzasýný kazanma” gibi büyük bir deðer ile beslendiðinde, eþlerin birbirine duyduðu sevgi ve saygý daha da artar. “Kardeþine karþý izhar edeceðin tebessümün bir sadakadýr.”12 buyuran Allah Resûlü (sas), eþlerin birbirlerine sevgi ve saygý ile davranmalarýnýn ve birbirlerine tebessüm etmelerinin, onlara cenneti kazandýracak amellerden olduðunu haber vermiþtir. Bir sahabi, Efendimiz’e (sas), hanýmýnýn kendisini güler yüzle karþýlayýp, güzel sözler söylediðini anlatýnca Allah Resûlü (sas), “Hanýmýna selâm söyle; kendisinin yarý þehit sevâbýna kavuþtuðunu haber ver!”13 buyurmuþlardýr.
Bu deðerlerin hayata geçirilebilmesi için nefislerin kontrol altýna alýnmasý gerekir. Dünya ve ahirette karþýlaþýlacaðý cezalara raðmen arzular, nefse, hazýr lezzet ve intikamý her þeye tercih ettirir. Nefsin terbiyesi ve kontrol altýna alýnabilmesi, ancak Yüce Allah’ýn emirleri ve Efendimiz’in (sas) tavsiyeleri ile mümkündür.

Dipnotlar
1- Geniþ bilgi için bkz: Ýþârâtü’l-Ý’câz, s. 145.
2- Þamil Ansiklopedisi, Hizb Maddesi
3- Bediüzzaman, Mektubat, 8. Mektup’tan özet olarak
4- Bkz: Ziya Aydýn, Bedenimizin Sinyalleri, Sýzýntý, Aralýk, 1999, s. 251, s.507. (Psikolog Kurt Singer’in incelemelerine dayanýlarak kaleme alýnan bu yazýda, psikolojik gerginliðin insan saðlýðý üzerinde meydana getirdiði rahatsýzlýklara dâir geniþ bilgilere yer verilmiþtir)
5- Nisâ, IV/1; Nahl, 16/ 71; Rûm, 30/21; Zümer, 39/6;Þûrâ, 42/11.
6- Kur’ân-ý Kerîm de Nisa süresinde “Ey insanlar O Allah’a karþý gelmekten sakýnýn, korkun ve himayesine girin ki, O sizi bir nefisten yarattý ve eþini de ondan yarattý.” þeklinde meseleye temas ediyor. Arapçada diþiyi gösteren zamirler “Hâ” þeklinde; erkeðe ait zamirler “Hû” þeklindedir. Bunu aþaðýdaki âyette açýk olarak görmek mümkündür: “Sizi bir nefisten yarattý; eþinizi de ondan yarattý.” Bu ifade üzerinde biraz duralým. Demek ki, 1- Cenab-ý Hak evvelâ Hz. Havva’yý, zât-ý Âdem’den deðil de mâhiyet-i Âdem’den yarattý. Çok dakik bir husustur bu... 2-Nefs-i Âdem, mâhiyet-i Âdem’den baþkadýr. Meselâ bir insanýn, “zâtý budur, boyu þu kadar, kilosu bu kadar, edasý þöyledir” denilir. Bir de onun mahiyeti, iç ve dýþ âlemi, düþünceleri, Allah’a yakýnlýk ve uzaklýðý vardýr. Eðer bir insan esas benliði ile ele alýnacaksa, ikinci þýkký, yani mâhiyetiyle ele alýnacaktýr. Aslýnda öbür yaný, sýrf bir iskelettir. Þimdi bu mânâdaki bir insan, benliði ve nefsi itibariyle baþka, cesedi itibariyle baþkadýr. Kur’ân-ý Kerîm Hz. Havva’nýn hilkatini ele alýrken: “minha” sözüyle “o nefisten” diyor; Âdem’den deðil.(Fethullah Gülen, Asrýn Getirdiði Tereddütler, Ýzmir 1998, II, 158.
7- Bkz: Bediüzzaman, Lemalar, 88
8- Prof. Dr. Muammer Kaya, http://www.netyorum.com/Sayý:140
9- Ebu Dâvud, Talâk 1, Edeb 135
10- Müslim, Nikâh 123; Ebu Dâvud, Edeb 37
11- Buhâri, Ezan 36; Zekât 16, Rikâk; 24, Hudûd 19; Müslim 91; Tirmizi, Zühd, 53
12- Tirmizi, Birr, 36
13- Münziri, et-Tergib ve’t-Terhib

alýntý>Dr. Saim Arý
Gönderme Tarihi: 27.03.2008 - 13:07
feuille morte üyenin diger mesajlarini ara feuille morte üyenin Profiline bak feuille morte üyeye özel mesaj gönder feuille morte üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: Nişanlı Kızlar Amannn Dikkat…! (Baylar dahil)
feuille morte su an offline feuille morte  
Nişanlı Kızlar Amannn Dikkat…! (Baylar dahil)
15 Mesaj -
Niþanlý Kýzlar Amannn Dikkat…!


…daha fazla dayanamayacaðým… bu konuda bir þeyler söylemem gerekiyor…


Niþanlý kýzlar…! Amannn dikkat…! Lütfen dikkat…!





Biliyorum… bir zamanlar "gelin"ine eziyet eden, "oðlunun hayat arkadaþý" þeklinde algýlamayýp, kendi ev iþlerini yaptýrmaya çalýþan kayýnvalideler vardý… günümüzde de olduðunu biliyoruz…


…ama… birilerinin hayatý… birilerinin tecrübeleri… birilerinin olumsuz hayat koþullarý lütfen sizleri etkilemesin…!


"Bacaðý baþtan ayrýlacak kedi yok…!" yani demek istiyorum ki, "kedinin bacaðýný baþtan ayýracaksýn(!)" gibi bir mantýkla "evlilik yolculuðu"na çýkarsanýz yolda kalýrsýnýz…!





Ýnanýlýr gibi deðil…! þimdi de böyle kýzlar türedi…! niþanlandýðý gencin burnundan getiren… olmadýk isteklerde bulunan… olmadýk biçimlerde kaprisler yapan… kendisini -sanki hayatýnýn devamýnda sürekli yapacakmýþ gibi- lüks lokantalarda aðýrlatmaya çalýþan… ne kadar para harcatýrsa o kadar kýymetli olacaðýný zanneden… ne kadar yoðun isteklerde bulunursa, o kadar çok deðer göreceðini hisseden genç kýzlarýn sayýsýnda artýþlar oldu…


Hiç onaylamadýðýmýz, "eziyet eden kayýnvalide" zeminine karþýn, böyle bir geliþmeye seyirci kalmak zorunda olduðumuzu düþünüyorum bir yandan… ama geçmiþte yapýlan bir yanlýþlýðý, gelecekte yapacaðýmýz yeni yanlýþlýklarla düzeltemeyiz ki…


Yani; "…zamanýnda benim annem kayýnvalidesinden çok çekmiþ… ben kendi kayýnvalideme böyle fýrsat vermeyeyim!" "…erkek milleti kadýnlarýn kýymetini bilmez! Ne kadar çok kapris ve naz yaparsam o kadar deðerli olurum!" þeklinde bir yapýyla "evlilik" kuramazsýnýz…


Savaþa gider gibi… kýlýç kalkan kuþanýr gibi yola çýkýlmaz…! Tabi bir evlilik yolculuðuna çýkmak istiyorsanýz…?


Öyle garip þeyler duyuyorum ki… kýzmaktan kendimi alamýyorum… gecenin bir yarýsýnda niþanlýsýný arayýp, Ýstanbul gibi bir ilde, bir uçtan öbür uca dondurma istemek gibi… "caným çok dondurma istiyor, bana hemen alýp gelir misin?" gibi garip istekler… her dýþarý çýktýðýnda aþýrý lüks yerlerde yemek yemeyi talep etmek gibi…


Sevgili genç kýzlar…! Evleneceðiniz insanýn size olan sevgisini ve ilgisini ölçmek(!) için bu gibi yöntemlere baþvuruyorsanýz yanlýþ yapýyorsunuz… hatta bir adým öncesine gitmekte yarar var psikolojik açýdan… ÖLÇMEK zorunda olduðunuz bir iliþki, iliþki bile deðildir ki… ölçmek zorundaysanýz… üstelik ölçmeye çalýþtýðýnýz malzemeler sizin kendi iç malzemeleriniz deðil de çevreden birilerinin size dayattýklarý þeklindeyse daha fazla hata yaparsýnýz…


Evet… niþan dönemi, gençlerin karþýlýklý olarak birbirini tanýma dönemidir. Evlilikle sonuçlanmasý da gerekmez. Çünkü illaki evlilikle sonuçlanacaksa niye yýldýrým nikahý yapýlmýyor deðil mi? gençler önce niþanlanýyor… çünkü acaba bu iki insan uyumlu mu?... acaba bu iki insan ayný evi paylaþarak bir ömür boyu birlikte yaþayabilirler mi…? acaba bu iki insan farklý olanla birlikte yaþamayý baþarabilecek mi…? acaba bu iki insan zaman içinde birbirini tanýmaya baþladýkça soðuyacaklar mý…? acaba bu iki insan, kiþilik yapýlarý açýsýndan birbirine oturabilecek mi…? vs… vs…


…bu ve benzeri türden birçok nedenden dolayý önce niþanlanýlýr… sonra her þey uyumlu görünüyorsa ve gençler birbirini itmiyorsa evlenirler…


Bu süre zarfýnda birbirinizi tanýmak için çeþitli denemeler yapmanýz elbette normal… ancak deneme malzemeleriniz sizin kendi içinizden çýkmalý… onun bunun söylediði þeyleri denemeye kalkarsanýz, kurulmamýþ evliliðinizi þimdiden baltalamýþ olursunuz… kendi duygularýnýzý, kendi seçimlerinizi, kendi yapýsal bütünlüðünüzü algýlamaya çalýþmalýsýnýz…


…yoksa… istanbul'un bir ucundan öbür ucuna dondurma getirterek… kendinizi abartý rakamlý mekanlarda aðýrlatarak birbirinizi tanýyamazsýnýz… haa baþka bir açýdan bu durumda da bir tanýma olur elbet… ama kendinizi ne þekilde tanýtmýþ olacaðýnýzý söylemeyeyim isterseniz… yoksa bana kýzarsýnýz…!





Demek istiyorum ki… niþanlý kýzlar lütfen dikkat…


Evlenmek istiyorsanýz, evleneceðiniz gence dayatma psikolojik iþkenceler(!) yapmayýn… iliþki böyle baþlarsa, ileriki yýllar için tüm saygýnlýðýnýzý yitirirsiniz bence… çünkü karþý tarafta "iç öfke" oluþturan her talebiniz, evlilik tarihinizden itibaren yol, su, elektrik olarak size geri dönecektir...!


…sizi annenizin evine geri gönderecek bir YOL…


…hayatýnýzý yaþanmaz hale getirecek SU'lu bir algýlama biçimi…


…ve ortamda sürekli hissedeceðiniz… sizi bir türlü sevgi dolu bir aile kurumu haline getiremeyecek düzeyde ELEKTRÝK yüklü bir gerilim…





Yazýlanlarýn tamamý niþanlý beyler için de geçerlidir… karþý tarafa sýkýntý yaþatarak… kaprisler yaparak… naz adý altýnda uygulanan sinir bozucu tavýrlar takýnarak evliliðe baþlanmaz… hatta bu tür davranýþlarla hiçbir þeye baþlanmaz… deðil evlilik yolculuðuna çýkmak, bu mantaliteyle market alýþveriþine bile gidilmez…


Ýlgilenen tüm genç arkadaþlara iletmiþ olayým… sizlerden gelen mailleri okuyunca, yazýlanlara inanamýyorum… kýzlar aman dikkat… lütfen kendi hayatýnýzý, kendi ellerinizle olumsuz noktalara taþýmayýn…


Erkeðin deðer vermesi için bu tür yöntemlere baþvurmanýza gerek yok… aklý baþýnda… saðlýklý… makul… ve kiþiliði oturmuþ bir insanla yola çýkmanýz yeterli… diðerleri kendiliðinden gelir…


Sevgiyle kalýn…

mehtapkayaoglu
(Dn.Psikolog&Psikoterapist)
Gönderme Tarihi: 24.03.2008 - 13:03
feuille morte üyenin diger mesajlarini ara feuille morte üyenin Profiline bak feuille morte üyeye özel mesaj gönder feuille morte üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: Mükemmel Değiliz… Hiçbirimiz…!
feuille morte su an offline feuille morte  
Mükemmel Değiliz… Hiçbirimiz…!
15 Mesaj -



Mesaj 1 kez düzenlendi. En son feuille morte tarafından, 12.04.2008 - 11:02 tarihinde.
Gönderme Tarihi: 21.03.2008 - 10:32
feuille morte üyenin diger mesajlarini ara feuille morte üyenin Profiline bak feuille morte üyeye özel mesaj gönder feuille morte üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: Konu icon cocuklarda kekemelik....
feuille morte su an offline feuille morte  
Kekeme çocuklar…!
15 Mesaj -
Allah Razı OlsunSHaDeeD kardeþim, Mehtap ablamdan bir makale ile katký saðlýyalým bu güzel konuya.

Sýnýf öðretmeni bir okuyucumuzdan soru gelmiþ. Sýnýfýnda kekeme bir öðrencisi olduðu ve ona nasýl yardýmcý olabileceði konusunda. Tüm öðretmenlerin iþine yaramasý açýsýndan soruya buradan cevap vermek istedim.

Öncelikle kekemelik sorunu olan öðrencinizin ailesini, bir uzman yardýmý almalarý konusunda uyarýn. Doðru yardým için, doðru ve saðlýklý yönlendirme yapmanýz gerektiðini hatýrlattýktan sonra, sýnýfta sizin neler yapabileceðinizi sýralamaya baþlayayým.

Öncelikle çocuðu “kekeme” diye adlandýrmayýn. Sýnýftaki diðer öðrencilerin de benzer adlandýrmalarýna izin vermeyin.

Konuþurken acele etmemesini söyleyin. Onu dinlemek için yeterince zamanýnýz olduðunu bilmesi önemli. Aksi halde acele eder ve dilediði hýzla konuþamayýnca kaygýlanýr. Kaygýlanýnca da daha çok kekelemeye baþlar.

Çocuðun konuþma þekline aþýrý titizlik göstermeyin. Bazý insanlar yardýmcý olacaðým diye, dinlerken fazla titiz davranýyor ve çocuðun daha da gerilmesine vesile olabiliyor. Diðer çocuklarý dinlerken nasýl rahat bir edayla dinliyorsanýz aynen öyle dinleyin.

Tahtaya kalktýðýnda, ödev kontrolünde ona karþý katý disiplin uygulamamaya dikkat edin. Sýký kontrol ve ani kýzmalar kekelemeyi artýrýr.

Çocukla konuþurken, onun gözlerine bakýn. Dudaklarýna bakmayýn. Rahatsýz olur ve konuþmasý iyice sýkýntýya girer.

Mümkünse sevgi ve þefkatinizi ondan eksik etmeyin. Arada sýrada yanaðýný sýkýn, öpün. Size karþý kendisini iyi hissederse daha rahat konuþur.

Çocuk sýnýfta yokken, olasý alay ve benzeri hoþ olmayan durumlarý engellemek için diðer öðrencilerinizle konuþun. Arkadaþlarýnýn konuþma zorluðu olduðunu ve bu konuda hep birlikte ona yardým etmeniz gerektiði konusunda bilgilendirin.

Ezber ödevlerinde veya tahtada yazý okutmalarda kýsa yazýlar tercih edin. Fazla uzun olursa kaygýlanýr. Bir çýrpýda okuyabileceði yazýlar onu rahatlatýr.

Sýnýfta koro halinde çalýþmalar yaptýrýn. Koro okumalar, koro þarkýlar çok iþine yarar.

Kekeme olsun olmasýn, hiçbir öðrencinizin kusurlarýný, baþkalarýnýn yanýnda dillendirmeyin.

Baþarýlý olduðu, kendisini rahat hissederek yaptýðý çalýþmalara dikkat kesilin ve bu tür faaliyetlerin sayýsýný artýrmaya çalýþýn.

Kekelemeden konuþup yazý okuduðunda “Aferin kekelemedin” gibi bir söz söylemeyin sakýn. Çünkü dikkatini konuþmasýna çekip, bir sonraki adýmda kekelemesine vesile olursunuz. Sadece “Aferin… çok iyi…” gibi geribildirimde bulunmanýz yeterli olacaktýr.

Çocuðun söyleyemediði kelimeleri onun yerine tamamlamayýn. Býrakýn kendisi tamamlasýn. Beklerken de sevimli ve sabýrlý olun.



Yazdýklarým daha ziyade sýnýf ortamýnda bir öðretmenin yapabilecekleri. Bunlarýn dýþýnda evde anne/babalara düþen doðru davranýþlar da var. Farklý bir zamanda onlarý yazmak için bir bahane olur nasýlsa sevgili okurlar…

Sevgiyle kalýn…
Mehtap Kayaoðlu
(Psikolog&Psikoterapist)
Gönderme Tarihi: 10.03.2008 - 12:32
feuille morte üyenin diger mesajlarini ara feuille morte üyenin Profiline bak feuille morte üyeye özel mesaj gönder feuille morte üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: “Özgüven” Güvensizlik Yapmaya Başladı…!
feuille morte su an offline feuille morte  
“Özgüven” Güvensizlik Yapmaya Başladı…!
15 Mesaj -
Bir “özgüven” kavramýdýr aldý baþýný gidiyor…! Gidiyor ama ardýnda ciddi bir “güvensizlik” oluþturarak uzaklaþýyor.

Gençler, ergenler, orta yaþtaki insanlar, okumuþlar/okumamýþlar, üniversite mezunu veya deðil hiç fark etmiyor… herkes özgüven sorunu yaþadýðýný söylüyor.

“…kendime güvenim yok…”
“…yaptýðým hiçbir þeyden emin deðilim…”
“…herkes yaptýklarýma bir bahane uyduracak sanýyorum…”
“…kendimi ifade edemiyorum…”
“…yapmak istediðim hiçbir þeyi beceremiyorum…”
“…yanlýþ þeyler yaptýðýmý düþünmekten kendimi alýkoyamýyorum…”…vs. þeklinde birçok söylem.

Aslýna bakarsanýz özgüven herkes için gereklidir.
Yaþamak için…
yemek için…
çalýþmak için…
koþmak için…
baþýmýzý göðe kaldýrýp, gökyüzünde uçuþan kuþlara bakmak için…
sevdiðimize, ona olan duygularýmýzý açmak için…
patronumuzdan hafta sonu izin istemek için…
öðretmenimize, yapamadýðýmýz ödevin gerekçelerini açýklamak için…
annemize, daðýttýðýmýz odayý, en kýsa zamanda toplayabileceðimizi söylemek için…
akþam eve yorgun argýn gelen babamýza, onu ne kadar çok sevdiðimizi söylemek için…
alýþveriþ yapmaya gittiðimiz markette, uðradýðýmýz haksýzlýðý dile getirmek için…
üzerimize atýlan bir iftirada, kendimizi temize çýkarmak gibi bir sorumluluðumuzun olmadýðýný bilip, iftirayý atanlarýn bu iftirayý belgelemelerini talep edebilmek için…
baþörtümüzden dolayý bizimle alay edenlere, aslýnda alay edilecek kiþilerin kendileri gibi düþünen kiþiler olduklarýný hatýrlatabilmek için… vs.

Yazýlanlarý okuyup da “Ee iyi de bunlar bende zaten var… ama ben yine de kendime güvenemiyorum. Bende özgüven sorunu var…” diyorsanýz lütfen okumaya devam edin.

Dikkatimi çekiyor, kendisinde özgüven olmadýðýný dile getiren kiþiler, aslýnda ayný þeyleri söylemiyorlar. Yani kimi okula gitmekten rahatsýz, kimi eve gelen misafirlerine ikram yapamamaktan… kimi kayýnvalidesinin haksýzlýklarýna göðüs gerememekten rahatsýz kimi kocasýnýn hakaretlerine cevap verememekten…
…herkes bir þeylerden þikayet ediyor ama temelde yapabildikleri farklý baþarýlarý görmüyor.
Eþinden yana ezilen bayan, komþularla iliþkide iyi olduðunu göremiyor çoðu zaman…
…kýz kardeþiyle çatýþmalarý olan bayan, okulda öðrencileriyle kurduðu olumlu diyalogdan habersiz…
…patronunun aþýrý isteklerinden rahatsýz olup bir türlü dile getiremeyen beyefendi, vakýf toplantýlarýnda inanýlmaz baþarýlý iþler yapýyor…
…týp fakültesinde veya mühendislik fakültesinde okuduðu halde, özgüven sorunu yaþadýðýný söyleyen genç, arkadaþlarýyla kurduðu iyi iliþkilerin farkýnda deðil…
…sorun ne…??
Bana göre sorun þu… etrafta bir “özgüven sorunum var…!” furyasýdýr almýþ baþýný gidiyor. Önüme çýkan herkeste özgüven sorunu var…! Sanki tüm yurtta kendine güvenen bir Allah’ýn kulu kalmamýþ gibi…
Oysa… sevgili okurlar… herhangi bir alanda kendinize güvenememeniz, falanca konuda ne yapacaðýnýz konusunda þaþkýnlýk yaþamanýz, belirlenen bir tarihte yetiþtirilecek iþler için koþtururken bocalama yaþamanýz, sizde özgüven sorunu olduðu anlamýna gelmez.
Hayat içinde kendinize olan güveninizi sarsacak engeller vardýr. Ama bu engeller aþýldýðýnda, üstesinden geldiðinizde hayatýn bir de bakarsýnýz ki iþler yoluna girmiþ. O nedenle altýný çizerek tekrar söyleyeyim ki, sürekli özgüven sorununuzun olduðunu söyleyip durmanýz, bu konuya vurgu yapmanýz sizi yýpratýr. Belirli bir alanda varolan sorun, farklý alanlara da kayar.

Örneðin; diyelim ki araba kullanma konusunda kendinize yeterince güvenemiyorsanýz, “Bende özgüven sorunu var… bir arabayý bile kullanamýyorum… millet ne güzel kullanýyor… kahretsin! Ben ne zaman özgüvenimi kazanýp da bu iþi halledeceðim…” diye kendinizi kahretmenize gerek yok ki… ne olmuþ yani bir arabayý kullanamýyorsanýz. Eminim ki sizin de yaptýðýnýz iþleri yapamayan baþka kiþiler vardýr. Hem “yeryüzüne gönderilen kiþiler mutlaka araba kullanmayý da öðrenecekler” diye bir kural yok ki… kimileri kullanýr, kimileri kullanamaz… burada geliþtirmeniz gereken düþünce aynen þu olmalý… “Denedim, araba kullanmayý bir türlü öðrenemedim. Demek ki benim bu konudaki yeteneklerim tam olarak geliþmemiþ. Belki tekrar denerim… olmazsa? Aman ne yapayým caným… olmazsa olmaz…”

Bana göre sizi rahatlatacak en güzel stil böyle bir þey olmalý. Çünkü herkesin her þeyi ayný anda ve ayný düzeyde yapabilmesi mümkün deðil. Birileri ekrana çýkar program yapar, birileri ayný cesareti kendisinde bulup da yapamaz… ama ekrana çýkan kiþinin yapamadýðý ve cesaret bile edemediði bir faaliyeti de, ekran fobisi olan kiþi kolaylýkla yapabilir.
Yakýn bir arkadaþýmdan biliyorum… benim her sabah ekranda canlý yayýnda hiç heyecanlanmadan nasýl da yayýn yaptýðýma þaþýrýp duruyor..! Ve onu ekrana çýkaramýyorum canlý yayýn konuðu olarak… ama gelin görün ki benim rüyamda bile görmeye cesaret edemediðim bir faaliyeti korkusuzca yapýyor. Uçaktan paraþütle atlýyor… þimdi bu durumda hangimizde özgüven sorunu var sizce? Ekrana çýkamayan arkadaþýmda mý…? yoksa paraþütle atlayamayan bende mi…?

Engelleri kaldýrdýðýnýzda, kendisine güvenen kiþiler olduðunuz göreceksiniz. Nedir bu engeller…? Hemen sýralayayým:
Öncelikle utanma duygusu sizlere geri adým attýrýr. Tedirgin olan ve çekinen kiþiler, zaten heyecanlandýklarý bir iþi yaparken, herkesin kendilerini izlediðini ve sürekli kendilerine eleþtirel gözlerle bakýldýðýný zannederler. Tam da bu nedenle izlendiðiniz duygusundan kurtulmaya çalýþýn.
Kendisini beðenen, kibirli insanlarla kendinizi karýþtýrmayýn. Çünkü birçok kereler etrafýnýzda gördüðünüz ve “Vayy be adamdaki kendine güvene bak… kimseye laf bile söyletmiyor…” diye imrendiðiniz insanlarýn, aslýnda gizli kibirliler olabileceðini aklýnýzdan çýkarmayýn. Çünkü özgüven dýþardan bakýnca löp diye anlaþýlmaz. Kiþi baðýrýp çaðýrýyorsa, bir restoranda ortalýðý karýþtýrarak hakkýný aradýðýný iddia ediyorsa, biz bunun adýna “kendine güven” deðil, “görgüsüzlük” ya da “edepsizlik” diyoruz. Kendine güveni olan insanlar genelde sakindir. Baðýrýp çaðýrmaya ihtiyaçlarý yoktur. Bir iþi güzellikle düzeltebileceklerse düzeleceðine inanýrlar. Yok olmuyorsa, karþýlarýndaki insanlarýn durumuna düþmemek için “kötülüðü, iyilikle savýyorlar”…
Kendine güvenin en tipik düþmaný, baþaramama korkusudur. Her þeyi baþarmak zorunda olmadýðýnýzý düþünmeye baþlayýn bence. Çünkü her el attýðýmýz durumda illaki baþaracaðýz, aksi halde olmaz gibi bir mantýk geliþtirirsek, korkak insanlar olur çýkarýz. Sonuca kendinizi kilitlerseniz, arada “emek harcadýðýnýz sürecin güzellikleri”ni kaçýrýrsýnýz. Ve o kadar uðraþtýktan sonra “0 elde var 0” dersiniz. Baþka bir oluþumda daha baþtan, “sonunda kaybedeceksem ne gerek!” var dersiniz. Alýn size güvensizlik… söylediðim gibi her þeyi baþarmak zorunda deðiliz. Ama uðraþmak zorundayýz…
En sosyal engellerden birisi de alay edilme korkusu. Alay ederlerse diye baþlarsak bir iþe, daha adým atmadan da vazgeçeriz. Alay edicilerin alayýndan, kýnayýcýlarýn kýnamalarýndan korkmamalýyýz. Onlar zaten bilseler, ilerde baþlarýna ne iþler alýyorlar, öyle kýnamalar da yapmazlar ama… bizler müslümanýz ve biliyoruz ki, alay edicilerin alaylarý, onlarýn kendi ayaklarýna dolanacak… o halde? Devam…
Güven sorunu yaþayan kiþilerin ortak bir özellikleri de “incitilmeye karþý” aþýrý duyarlýlýk. Hemen her þeye inciniyorlar. Birisi bir laf söylese geri adým atýyorlar. Günlerce üzülüyorlar… yeniden farklý bir duruma el atamýyorlar… birilerinin söylediði sözleri aþýrý derecede ciddiye alýyorlar. Oysa istekleriniz ve hedefleriniz doðrultusunda sizin engeliniz olmamalý. Birilerinin sözü, sazý, lafý…vs. sizi yýldýrmamalý. Herkesin aðzýndan çýkacak tek bir kelimeyle yýkýlýyor olmanýz bence çok kötü. Kaldý ki Allah(cc) insaný gerçekten son derece donanýmlý ve mükemmel yaratmýþ. Her türlü sýkýntý ve zorlukla baþ edebilecek düzeyde var etmiþ. Neden yaratýlýþtaki özümüze uygun hareket etmeyelim ki…?
Yaptýðýnýz her iþi herkese beðendirmek zorunda deðilsiniz. Üstelik istediðiniz kadar uðraþýn, ne yaparsanýz yapýn birileri beðeniyor, birileri beðenmiyor. O nedenle ana hedef herkesin onaylayýp beðenmesi olmamalý. Ana amaç toplumsal ve ailesel iliþkiler baðlamýnda sakýncalarý olmadýktan sonra, sizin kendiniz için uygun olduðuna inandýðýnýz, içinize sinen þeyler yapmanýz olmalý. Hayat sizin hayatýnýz… onu baþkalarýnýn keyfine göre yaþamak… zor olsa gerek… ve üzücü…
Son olarak bir þey daha vurgulansýn sizler için sevgili okurlar… önemli olan adým atmanýz… harekete geçmeniz… sonucun ne olduðunu kimse bilemez… her adýmýn sonunda bir “risk” vardýr… illaki beklediðiniz sonuçlara ulaþamayabilirsiniz. Ama ulaþtýðýnýz her sonuç, sizin tecrübe hanenize yazýlacaktýr. Bence bu da sonuçlarýn en güzelidir zaten…

Sevgiyle kalýn…
Mehtap Kayaoðlu
(Psikolog&Psikoterapist)
Gönderme Tarihi: 03.03.2008 - 12:45
feuille morte üyenin diger mesajlarini ara feuille morte üyenin Profiline bak feuille morte üyeye özel mesaj gönder feuille morte üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: Herkes “Baba” Olamaz Ki…!
feuille morte su an offline feuille morte  
Herkes “Baba” Olamaz Ki…!
15 Mesaj -
Herkes baba olamaz ki…!

…her erkek bir iþ sahibi olabilir..! Az-çok demeden, evini geçindirebilecek kadar para kazanabilir.
Arkadaþlarý olabilir… kendisine güvenen… kendisinin de onlara güvendiði…
Akrabalarý olabilir… hiç incitmediði… hiç ihmal etmediði…
Sözü sohbeti keyifli olabilir. Meslek hayatýnda da baþarýlý…
Kim varsa etrafýnda, kýrmamak için, onlara “hayýr” dememek için koþuþturabilir…
Akþama kadar birçok kiþinin sýkýntýsýyla uðraþabilir. Ýki lokma ekmek götürebilmek için evine, kendisini çok yorabilir…
Sosyal ortamlarda, sosyal aktivitelerde bol bol faaliyet yapabilir…
Sevdiði takýmýn hiçbir maçýný kaçýrmayabilir… alýnan yenilgiler için günlerce kafa yorabilir…
Evlatlarýnýn geleceði için türlü yatýrýmlar yapabilir…
Onlara her þeyin en iyisini, en kalitesini almak için kendisini paralayabilir…
Özel okullara yollayabilir… özel hocalar tutabilir…
Çocuklarýna nasihat etmek için “Aferin… akýllý ol… benim gibi sýkýntý çekme… çalýþ, adam ol… ezdirme kendini” diyebilir…
…vs…vs…
Her erkek bunlarýn tümünü yapabilir…
…ama her erkek “Baba” olamaz ki…!

Çünkü tüm bu saydýklarým erkekleri “BABA” yapmaz ki…!

Küçük bir erkek çocuðundan gelmiþ geçen gün bir soru… Diyor ki mailinde “Mehtap Ablacým… ben sizi hergün izliyorum… siz küçükken sizin babanýz da benim babam gibi eve az mý geliyordu…?”

Düþündüm… babamý düþündüm… kendimi düþündüm… bu minik kalbin parmaklarýndan dökülen satýrlarý düþündüm.

Ne olabilirdi dokuz yaþýnda bir erkek çocuðuna bunu söyleten? Babasýna hasret, ama bir o kadar da babasýyla bir olmak istemesini, yaþamýn kaygan zemininde harekete geçiren…

Baba olmak nasýl bir þey biliyor musunuz sevgili okurlar…?

Baba olmak, dibi azgýn sularla dolu bir göl üzerinde, soðuk havalarýn da etkisiyle buz tutmuþ bir kaygan zeminde, düþüp baþýný çarpmayacak kadar baþarýlý bir koþucu… buzu kýrmamayý baþaracak kadar hassas hareketlerle yürümeyi bilen bir dengeleyici… ve tüm bu koþuþturmalarýn arasýnda da elindeki kendisine emanet edilmiþ minik kalplere, babalýðýn nasýl bir þey olduðunu yaþatabilecek ve onlarý hayata güvenle hazýrlayabilecek kadar donanýmlý olabilmeyi baþarmaktýr.
Öyle bir hayat ki… sizi azgýn sularda boðulmadan yaþamanýn bir yolunu bulmaya zorluyor… tüm bu zorlantýlarýn arasýnda da olan çocuklarýmýza oluyor.


Çocuklar için baba, bilinçaltý süreçleri açýsýndan ve terapötik bir dille söylemem gerekirse “KAHRAMAN”dýr. Bilinçaltýnýn gizli kahramanlarý babalarýmýzdýr.

Baba yanýmýzdaysa, korkmayýz…
Baba yanýmýzdaysa güvendeyiz…
Peki ya baba yanýmýzda deðilse…?

Babanýn olmadýðý yerlerde anneler devreye giriyor sevgili beyler…!
“Caným yabancý deðil ya… o da annesi… benim yerime ilgilensin…” diyerek kendinizi kurtaramazsýnýz. Çünkü annenin karþýladýðý duygusal beslemeyle, babanýn karþýladýðý duygusal beslemeler son derece farklý.

Baba, “özgüven, güç, kuvvet, yaþam karþýsýnda güçlü olma” duygularýný beslerken; anneler “merhamet, vicdan” duygularýnýn oluþmasýna neden oluyor.

Baba iliþkisi yeterince geliþmemiþ çocuklarda özgüven sorunuyla karþýlaþýrken; annesiyle yeterince duygusal iliþki geliþtirememiþ çocuklarda da merhamet duygularýyla ilgili zorlantýlar olduðunu görürüz.

Babanýn duygusal iliþki kurmadýðý, konuþmadýðý, sohbet etmediði, evladýyla yakýn ve sýcak iletiþim kurmadýðý durumlarda, babayla yeterince muhatap olamayan çocuklarda, anneden gelen duygular aðýr basmaya baþlar.

Size garip gelebilir ama hiç dikkat ettiniz mi? önceden sokakta kavga eden çocuklar, birbirlerini tehdit ederken: “Seni babama söylüyceemmmm…” derlerdi.
Son dönemlerde bu sözün yerini ne aldý…? Evet bildiniz…
“Seni anneme söylüyycemmm…”

Özellikle erkek çocuklar için “anneye söyleme” durumu bence tehlikeli.

Neden…?
Birincisi; babanýn, yaþamýn bir parçasý olmamasýna iþaret eder.
Ýkincisi; erkek çocuðun, baba figürüyle yeterince muhatap olmamasýndan dolayý, yani özdeþim kuracaðý, benzemeye çalýþacaðý bir yakýn baba iliþkisi olmamasýndan dolayý, anneyi “benzeme nesnesi” olarak kullanmaya baþlamasý anlamýna gelir.

…ne demek bu “anneyi benzeme nesnesi olarak görmeye baþlamasý” durumu?

Annelere benzeyen erkek çocuklarýn çoðalmasý demek…! Bu tehlikeli sevgili babalar.

Dikkat ediyor musunuz?
Son on yýldýr duygusal, her þeye aðlayan, olaylar karþýsýnda aþýrý duygusal tepkiler veren delikanlýlarýn sayýsýnda çoðalma oldu. Üniversite öðrencisi genç erkekler, kendilerini “ben çok duygusalým” diye tanýmlamaya baþladý. Halbuki bu özellik, ayný yaþtaki kýz çocuklarýna özgü bir tavýrdýr. Herhangi bir zorluk olduðunda genel beklenti kýzlarýn üzülüp aðlamasý; erkeklerin de aðlayan insanlarý teselli etmesidir. Ya da olaya daha saðduyulu, daha akýlcý bir çerçeveden bakmasýdýr.

Ne oldu da iþler bu noktaya dayandý?

Çok basit… babalar, “baba” olamadýlar…

Babalar, erkek evlatlarýna ve kýz evlatlarýna yeterince yakýn davranmadýlar.

Babalar, para kazanmanýn, onlarýn fiziksel ihtiyaçlarýný doyurmanýn asli görevleri olduðu duygusunu üzerlerinden atamadýlar.

Babalar, çocuklarýnýn, kendileri için kazanacaklarý paradan daha çok, baba iliþkisine, babanýn sarýlýp öpmesine, babayla oturup uzun sohbetler yapýlmasýna ihtiyaç duyduklarýný bir türlü göremediler.

Ve… ve… yaþam koþullarý aðýrlaþtýkça… evlerdeki paraya endeksli ihtiyaçlar arttýkça… babalarýn daha fazla çalýþýp daha fazla para kazanmalarý gerekti… ve bu madde, bu materyal, bu fiziksel ihtiyaca dayalý malzeme, onlarýn “varlýklarýnýn” yerini almaya baþladý…

Oysa… oysa çocuklarýn paraya deðil babaya ihtiyaçlarý var. Mutsuz ve yeterince oturmamýþ bir sýð iliþkide, çocuðunuza en pahalýsýndan bilgisayar alýrsýnýz… yine de mutlu edemezsiniz…

…ama duygu yüklü, koruyan, gözeten, kuþatan, destekleyen, dengeleyen, sýcacýk bir baba-evlat iliþkisinde, sizinle oynayacaðý on dakika saklambaç, oturup sohbet edeceði saatler, dünyanýn en güzel hediyesidir de haberiniz bile yoktur…!

Sevgili babalar… siz para kazanmak için evden uzaklaþtýkça… herhangi bir takýmýn maçýna ayýrdýðýnýz zaman kadar bile evlatlarýnýza zaman ayýrmadýkça ne oluyor biliyor musunuz?

Özetle söyleyeyim…

Duygusal iliþki kurup, besleme yapmadýðýnýz kýzlarýnýz, olmadýk adamlarla evlenmeye kalkýyorlar. Çünkü kendilerine en yakýn olan erkekle yeterince duygusal bir doyum gerçekleþmediði için, saçýnýn telini bile vermeyeceðiniz tür adamlarla iliþki yaþamaya kalkýyorlar.

Oðullarýnýza gelince… oðullarýnýz… oðullarýnýz erkek gibi davranmayý öðrenemiyorlar. Sürekli kadýnlarla muhatap olmaktan, kadýnlarýn gittikleri çay poðaça toplantýlarýna katýlmaktan, kadýnlarýn sohbetlerini dinlemekten, kadýnlarýn tepkilerini izlemekten, kadýnlar gibi düþünüp, kadýnlar gibi davranmaya baþlýyorlar.

Unutmayýn ne olur… erkek davranýþlarýyla kadýn davranýþlarý birbirinden farklýdýr. Ani bir durum ve olaya, kadýnýn verdiði tepkiyle erkeðin verdiði tepki kesinlikle birbirinden farklýdýr.

Sonuçta kýz/erkek fark etmez, her ikisi de özgüven sahibi olmayý, çabalamayý, hayata saðlýklý gözlerle bakmayý, duygularýn basýncýndan uzak akýlcý düþünmeyi babadan öðrenirler…

Onlara “öðretebilecek baba”larý varsa tabii…

Sevgiyle kalýn…

Mehtap Kayaoðlu
Gönderme Tarihi: 29.02.2008 - 10:13
feuille morte üyenin diger mesajlarini ara feuille morte üyenin Profiline bak feuille morte üyeye özel mesaj gönder feuille morte üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: Aşk Mı Sevgi Mi…?
feuille morte su an offline feuille morte  
Aşk Mı Sevgi Mi…?
15 Mesaj -
Gelen maillere bakýlýrsa özellikle genç arkadaþlar arasýnda kafa karýþtýran bir süreç baþladý. Aþk mailleri, karþýlýksýz aþk sýkýntýlarý, aþýk olamamanýn verdiði ruhsal zorluklara iþaret eden mailler.

…aþký öne çeken… ve maalesef “sevgiyi unutan” mailler…!

Haklý olarak zihnimden “aþk mý”, “sevgi mi” gibi bir sorgulama geçti bu sorularý okuduðumda. Ve ikisi arasýndaki farklarý yazsak, acaba birilerinin iþine yarar mý diye düþünmekten alýkoyamadým kendimi.


Sevgili okuyucular… hemen giriþte belirteyim ki sevgi, aþktan üstündür. Hem insani hem de psikolojik süreçler açýsýndan bakýldýðýnda sevgi üstündür. Nasýl mý? Hemen sýralayayým (ki bu sýralama Ali Þeraiti’nin bir eserinde okuduðum ve insan psikolojisinin bilinçaltý süreçlerine uygunluðu nedeniyle beynime kazýlan, kelime kelime zihnime yazýlan bir deðerlendirmedir. Yaþayan bir Kur’an olarak bilinen Sosyolog Ali Þeriati, insan psikolojisinin derinliklerine dair yaptýðý tanýmlamalarla hayatýmda önemli bir yere sahiptir);

Aþk , insanýn gözlerini kör eden bir heyecan hali, karþýmýzdaki kiþinin taþýdýðý özellikleri görmezlikten kaynaklanan bir baðdýr… Sevgi, bilinçli bir görmenin, apaçýk tanýmanýn getirisi olan kutsal bir süreçtir.

Aþk , içgüdüsel ihtiyaçlardan meydana gelen, kiþinin kendi benlik sýnýrlarýný, karþýsýndaki kiþinin benlik sýnýrlarý içinde erimesine izin verdiði, karþýsýndaki kiþinin benliðinde yok olup gittiði sürecin adýdýr. Oysa sevgi, ruhun içinden doðar, seven insanlarý yok etmekten ziyade, ikisinden daha yüce bir yükseliþin oluþmasýný saðlar.

Aþk, tek yönlü bir heyecan halidir. Aþýk olunanýn kim olduðu önemli deðildir. Uygun zaman ve zeminde, hiç uygun olmayan birisine kolaylýkla aþýk olunur. Bir anlamda “kiþinin öznel bir coþkusu”dur. Bu yüzden aþk, birçok kereler yanlýþlýklar yapar. Evli üç çocuklu bir beyefendiyi, torunu yaþýndaki kýzlara aþýk eder. Babasýndan göremediði ilgi merhameti, benzer yaþlardaki erkeklerde aratma ihtiyacý içinde herhangi birine kolaylýkla aþýk edebilir. Aþktan kaynaklanan yýldýrým parýltýlarý altýnda gözler kamaþýr. Kiþiler, gözlerinin önünde duran gerçekleri bir türlü göremezler. Ne zaman heyecan biter, yýldýrýmýn parýltýlarý söner, o vakitten itibaren karþýdaki kiþi yalýn olarak görülür. Ve kiþi aslýnda aþýk olduðu þahsýn kendisine uygun olmadýðýný anlayarak, gerçeklerle yüzleþmenin verdiði psikolojik sýkýntýlarý yaþamaya baþlar.

Oysa sevgi… oysa sevgi zaten aydýnlýkta var olur. Ýnsanlar birbirini tanýmaya baþladýktan sonra sevgi oluþur. Birbirinin durum ve yapýsýný bilen, karþýsýndaki kiþiyi içinde bulunduðu gerçek süreçler içinde deðerlendirebilen yapýlanma belirir. Zaman içinde birbirlerine söyledikleri sözler, davranýþlar ve konuþmalarla yakýnlýðýn keyfi yaþanmaya baþlanýr. Onunla sohbet etmek, onun varlýðýnda istifade etmek kaçýnýlmaz olur. Onun varlýðýnýn tatlý sarsýntýsý yavaþ yavaþ devreye girer.

Aþk, insaný çýlgýn ve uç düþüncelere götürebilir. Kolaylýkla tutkuya dönüþür. Karþýsýndaki aþýk olunan kiþinin ne istediðinin, ne hissettiðinin bir önemi yoktur. Varsa yoksa kiþinin kendi heyecanlarýnýn tatmin edilmesinin çabasýdýr. Sevgi, yavaþ ve adým adým bir týrmanýþýn ifadesidir. Sevilen kiþiyi anlamayý, onun ihtiyaç ve beklentilerine göre tavýr deðiþtirmeyi içerir. Düþünce sistemini bozmaz.

Aþk, geçicidir. En fazla birkaç yýl içinde yatýþýr. Korundukça eskir. Sevgi, zamanla yenilenir… kalýcýdýr… Sonsuz ve içtendir. Zaman içinde anlamý ve önemi artar. Sevilen kiþiyi tüketmez, onun yaþam damarlarýný muntazaman onarýr. Gittikçe derinleþir ve artar. Zamana baðlý olarak kendisini tüketmez.

Aþk, insandaki basiret duygusunu, irade, kendini ve duygularýný kontrol etme duygusunu alýr. Sevgi, tam tersine verir.
Aþkta kalp öfkelenebilir. Þiddetli ve kaba duygular daha fazla öne çýkar. Aþkýna karþýlýk vermeyen kiþilere karþý aþýrý hýrçýnlaþýr. Sevgi, tatlý ve yumuþaktýr. Ýncitmeye kýyamaz, ona kendisinden yana zarar gelmemesi için çabalar. Onu düþünür, zor duruma düþürmemek için yüksek bir enerjiyle uðraþýr.

Aþk, sevgiliye egemenliktir. Sevgi, tam tersine sevilende yok olma sonsuzluðudur. Aþktaki yokluk, aþýk olan kiþinin, kiþilik ve benlik sýnýrlarýný yok etmesiyken, sevgide yokolma benlik sýnýrlarýna zarar vermez. Onlarý korur… ve iki kiþiden tek kiþi oluþumuna vesile olur.

Aþk, tat aramaktýr. Halbuki sevgi, sýðýnak aramaktýr. Sevdiðiniz kiþiyle ayný dili konuþmaktýr.



Daha uzun bir kýyasla anlatýlabilirdi elbet. Ama özetle söylemek gerekirse, aþk ve sevgi, insanda varolan duygulardýr. Kimin kimi seveceði, kimin kime ne zaman aþýk olacaðý belli olmaz…! Önemli olan kendimiz için hangisini istediðimiz.

Aþk ve sevgi kýyasý yapýldýðýnda elbette sevgi daha öndedir. Daha kutsaldýr… kalýcýdýr… insanýn aklýný kendisinden almaz…

Ama son olarak belirtmek gerekir ki, aþk da çok basit bir durum deðildir. Tasavvufta aþk okuyanlar da bilirler. Ýki günlük üç günlük ucuz çarpýlmalara isim olarak verilecek kadar basit deðildir. Ýkisi de insana özgü, ikisi de insani… ama son söz… kýyas yapýlacaksa…! Elbette sevgi…!

sevgiyle kalýn
Mehtap Kayaoðlu
(Dn.Psikolog&Psikoterapist)
Bana ulaþmak için: mehtapkayaoglu@hotmail.com
Gönderme Tarihi: 28.02.2008 - 08:03
feuille morte üyenin diger mesajlarini ara feuille morte üyenin Profiline bak feuille morte üyeye özel mesaj gönder feuille morte üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: İnternet Aşkları...!
feuille morte su an offline feuille morte  
İnternet Aşkları...!
15 Mesaj -
Sizlerden gelen maillere bakýlýrsa “Ýnternetten kurulan aþk iliþkileri” gündemde… ve bir çok kiþinin kafasý karýþmýþ durumda sevgili okurlar. Dilerseniz bu konuda bazý açýklamalar yapayým.
Ýnternetin hayatýmýza girmeye baþlamasýyla birlikte, internet üzerinden “tanýþmalar”, “görüþmeler, “flört etmeler” hatta “aþýk olmalar” yoðun biçimde artýþ gösterdi. Pek çok kiþi bu konuda sorular sormaya baþladý. Sorular ortak bir çizgiden çýkýyormuþ gibi görünse de, farklý zeminlerde cevaplanmasý gereken ayrýcalýklar içeriyor. Ýnternet üzerinden yaþanan aþklarýn aþaðýdaki soru formuna cevap vermek istiyorum bugün:

“Mehtap Haným… ben …yaþýnda bir beyim. Ýnternet üzerinden bir haným ile tanýþtým. Bu bayaný öyle sohbet odalarýnda veya orda burada tanýmadým. Her ikimizde belirli yaþlara gelmiþ, belirli konumlarda olan ve aklý baþýnda insanlarýz. Sýradan bir tanýþma olmadý bizimki. Arkadaþlarýmýz aracýlýðýyla tanýþtýk ve karþýlýklý görüþme imkanýmýz olmadýðý için internet üzerinden arkadaþlýðýmýzý ilerlettik.
Her þey yolundaydý internetle görüþürken. Aramýzda evlilik konuþmalarý bile yaptýk. Lakin kýsa bir süre önce karþýlýklý geldik. Olanlar o zaman oldu. Konuþtuðum bayan benden soðumaya baþladý. Ýnternet üzerinde her þeyin yolunda olduðunu; ama karþý karþýya gelince bana bir türlü alýþamadýðýný söylüyor. Þimdi ben ne yapacaðým. Bu bayana aþýk oldum ve onunla evlenmek istiyorum. Lütfen yol gösterin. Bu durum saçma deðil mi? Evlenmeye karar vermiþtik. Neden þimdi soðudu? Ne yapabilirim?”


“Bu durum saçma deðil mi?” Düþünüyorum…! Bu durum saçma deðil mi?
…bence deðil… bence bu durum saçma deðil… tam tersine neredeyse tam da olmasýndan hiç þüphe duymadýðýmýz olaðan bir süreç…!
Neden mi? Çok net bir anlatýmla þöyle:

Ýnsanlar internet üzerinden iletiþim kurduklarýnda, internet üzerinden iliþki geliþtirdiklerinde, internet üzerinden birileriyle ilgilendiklerinde, internet üzerinden birilerine karþý hayranlýk geliþtirdiklerinde, internet üzerinden aþklar yaþadýklarýnda…vb. durumlarda bu tür zorluklarla karþýlaþmak kaçýnýlmazdýr.
Çünkü… çünkü insanlar arasý iletiþimin, insanlar arasý iliþkinin temelini “gözler” saðlar. Ýletiþimdeki en önemli organýmýz gözlerimizdir. Gözler, iletiþim aðýmýzýn neredeyse %80’ini karþýlar sevgili okurlar. Göz temasý, gözün gördükleri, gözlerden beynimize akýþ saðlayýn iletiþim aðý, olmazsa olmaz türünden bir araçtýr hepimiz için.
Ýletiþim ve göz arasýndaki baðlantýyý anlamanýn en iyi yollarýndan birisi, görme özürlülerin “aðýr özür grubu” olarak adlandýrýlmalarýyla bile sembolize edilebilinir. Düþünün ki; tekerlekli sandalyede hareket özgürlüðü olmayan bir kiþi, görme özürlü arkadaþýna göre þanslý grupta kabul ediliyor. Neden? Çünkü gözleri görüyor. Görme özürlüler yürüyebildikleri, koþabildikleri, konuþabildikleri ve diledikleri yere kimseye ihtiyacý olmadan gidebildikleri halde, aðýr özür grubu içinde yer alýyorlar. Buradaki temel hareket noktasý, aðýrlýklý iletiþim organlarýnýn, yani gözlerinin ellerinde olmamasýdýr.

Demek ki görmek, insanlarýn birbirini tanýmasý, anlamasý, özümsemesi, birbirlerini sindirmesi için son derece önemli bir süreç. Tam da bu nedenle görmeyen kiþiler için hayat daha kaygýlýdýr. Görmeyen insanlar daha gergindir. Görmeyen insanlar, diðer insanlara karþý daha güvensiz davranabilir.
Tüm bunlarýn internet aþklarýyla ne ilgisi var…?
Çok yakýn bir ilgisi var sevgili okurlar…!
Ýnternet iliþkilerinde temel malzememiz klavyemiz ve tuþlarýmýz… iletiþimin en önemli organý devrede yok… yani %80’lik yanýmýzý dýþarýda býrakarak, geri kalan %20 tanýma payý ile karþýmýzdaki kiþinin samimiyetini algýlamaya ve hissetmeye çalýþýyoruz.
…samimiyeti algýlamaya ve hissetmeye çalýþýyoruz da ne oluyor? Karþýmýzdaki kiþinin %20’lýk kýsmýna vakýf olabiliyoruz ancak…!
…peki %80’lýk kýsmý ne oluyor?

O kýsmýný bizim beynimiz kendisi dolduruyor.
Evet sevgili okurlar… tuþlarla kurulan iletiþimde pek çok yan açýkta kalýyor ve… ve beyin geri kalan kýsmýný kendisi tamamlýyor.
Nasýl tamamlýyor peki…?

Tabii ki kendi istek ve beklentileri, kendi iç ihtiyaçlarý doðrultusunda tamamlýyor.


Beynin, karþýdaki kiþiyi tanýmaya çalýþýrken, kendi ihtiyaçlarýndan ve beklentilerinden yola çýkarak tamamlayýcý bir düzen içinde çalýþmasý, son derece risklidir sevgili okurlar! Çünkü karþýnýzda, kendisi olan birini deðil, tam da sizin olmasýný istediðiniz kiþi varmýþ gibi algýlamaya baþlarsýnýz.

Partneriniz, hoþunuza giden bir cümle söylediðinde, siz o cümleyi, hayalinizdeki eksiksiz ve muhteþem kiþinin söylediðini düþünürsünüz. Ona eksikliði, noksanlýðý, hatayý/yanlýþý yakýþtýramazsýnýz bile. Konuþmalarýnýz beyninizde köþe taþlarýný oluþturur… boþluklarý sizin hayalleriniz doldurur… tatlý bir cümleye, hoþ bir ifadeye yakýþtýrýlmýþ kusursuz bir insan tasarlamaya baþlarsýnýz.

Ondan iyisi yoktur…! ondan anlayýþlýsý yeryüzüne gelmemiþtir…! sizi ondan daha iyi kimse anlamýyordur…! o ve siz bir elmanýn iki yarýsý olmuþsunuzdur bile…!
Tüm bu rüya ne zaman sona erer…?
Evet bildiniz… büyük ihtimalle karþý karþýya geldiðinizde büyü bozulur. Zihninizde canlandýrdýðýnýz kiþiden eser yoktur karþýnýzda. Sanki baktýðýnýz, konuþtuðunuz kiþi o deðildir. Oturmasý/kalkmasý, konuþmasý, yürümesi… hiçbir davranýþý sizin istediðiniz veya beklediðiniz gibi çýkmamýþtýr. Hal böyle olunca da baþlangýçtaki soruya uygun sonuçlar alýnmasý da kaçýnýlmaz olur.

Dilerseniz özetleyeyim anlaþýlmasý kolay olsun diye…
Soru neydi? Ýnternetteki aþkým beni görünce evlenmekten vazgeçti… bu saçma deðil mi?

Cevap ne oldu? Yoo.. saçma deðil… çünkü sizi hiç görmedi. Sizin bazý söz ve cümlelerinizden yola çýkarak beyninde, sizinle ilgili bir profil çizdi. O profilde eksik kalan yanlarý, hayalindeki erkek figürüne göre kendisi doldurdu. Sizinle karþý karþýya gelince de, “gerçek siz”le karþýlaþtý. Ama onun beynindeki siz ile gerçek siz arasýnda daðlar kadar fark vardý. Haklý olarak bu ikisinin ayný kiþi olduðundan emin oluncaya kadar sizinle evlenmek istemeyecektir. Ona zaman tanýmanýz lazým… sanal olanla gerçek olaný ayný bedende birleþtirebilsin diye…!

Sonuç ne olmalý? Ýnternet aþký yaþayan herkesin kulaðýna küpe olsun… internetteki aþkýnýzýn, gerçek hayattaki aþkýnýz olduðundan emin misiniz?
Aþýk olduðunuz kiþi, sizin beyninizde tasarladýðýnýz, ihtiyaçlarýnýza karþýlýk gelen sanal bir insandýr yüksek ihtimalle… onu gerçek hayatýnýza indirgemeden evlilik kararý almayýn lütfen… onu görün… oturun… sohbet edin… birlikte bir þeyler yeyin… olay ve durumlar karþýsýnda verdiði tepkilere þahit olun…
Aksi halde…? Aksi halde hayatýnýzýn sonuna kadar piþman olacaðýnýz tecrübelere þahit olursunuz…!


Mehtap Kayaoðlu
(Dn.Psikolog&Psikoterapist)
Bana ulaþmak için: mehtapkayaoglu@hotmail.com


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son feuille morte tarafından, 03.03.2008 - 12:46 tarihinde.
Gönderme Tarihi: 28.02.2008 - 07:48
feuille morte üyenin diger mesajlarini ara feuille morte üyenin Profiline bak feuille morte üyeye özel mesaj gönder feuille morte üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: No-Frost Buzdolabı Kocalar…!
feuille morte su an offline feuille morte  
No-Frost Buzdolabı Kocalar…!
15 Mesaj -


“…görmelisiniz Mehtap Haným…! No-frost buzdolabý gibidir benim kocam…”

Gözleri yaþlarla dolu, elinde mendil iki göz iki çeþme bir bayan danýþanýmdý bu sözleri söyleyen.

“Hay Allah…” dedim içimden. O kadar üzgün ve bitkin görünüyordu ki… Otuz iki yaþýnda, 14 yýllýk evli ve üç çocuk annesiydi. Aðlamaktan þiþmiþ gözleri ve elindeki mendille çekiþtirdiði burnuna raðmen çok þirin görünen bir hanýmefendiydi. Ve eþi için dile getirdiði ilginç tanýmlama sýrasýnda yüzünde tatlý bir tebessüm oluþmuþtu.

Gözyaþlarýna raðmen, bakýþlarýndan süzülen gülümsemeyi fark edince esprili bir þeyler söylemek geldi içimden…
Ama önce: “Anlýyorum… sizin için zor olmalý…” diyebildim ancak.

“Evet…” dedi… “…zor olmaz mý? ne olur be adam bir gün olsun teþekkür et yaptýklarým için… bir gün olsun güzel bir söz söyle. Seni seviyorum de… biþey söyle… hiçbir Allah’ýn günü elinde çiçek görmedim. Lütfen söyleyin Mehtap Haným… Allah rýzasý için söyleyin… Ben çiçek hak edecek bir bayan deðil miyim yoksa? Siz uzmansýnýz bilirsiniz. Ben çok kötü bir kadýn mýyým da bir gece bile eline buket almadan eve geliyor…”
“…yo neden öyle olsun…! Da…en azýndan eve geliyor bari… Deðil mi? baþka yerlere de gidebilirdi…” dedim bayana espri yaptýðýmý anlatýrcasýna göz kýrparak… Gülmeye baþladý. Az önceki gözyaþlarýnýn yerini, odanýn içini dolduran kahkahalar aldý.

“…ya sormayýn. Öyle ya eve gelmese ne yapardým deðil mi?” diye göz kýrparak cevap verdi.

“Sizin için ne yapmasýný isterdiniz? Ne yapmýþ olsaydý, kendinizi deðerli hissedecektiniz?” diye sordum daha ciddi bir tavýrla.

“Akþamlarý benimle sohbet etsin. Birlikte bir yerlere gidelim. El ele tutuþup yürüyelim. Eve gelirken çiçek alsýn. Yemek yedikten sonra ‘ellerine saðlýk’ gibi þeyler söylesin. Derdini açsýn bana. Hiçbir þeyini anlatmamasýna sinir oluyorum. Hiçbir þey anlatmadýðý gibi benim dertlerimi de dinlemiyor. Anlatmaya çalýþtýðýmda da ‘aman sen de yaa… amma da takýyorsun kafayý böyle þeylere… takma… üzülme… bunlar kafa takýlacak þeyler deðil, basit meseleler…’ diyor. Deli oluyorum. Romantik olmasýný istiyorum. Sürprizler yapmasýný istiyorum. Heyecan dolu þeyler yaþamak istiyorum onunla”

“Filmlerdeki gibi…?”

“Evet evet… filmlerdeki gibi…”



Þu Seymen aða baþýmýza dert oldu bence sevgili okurlar… Seymen aða, Seyhan aða, Baran aða…vs. ya da Selim Arhan... hepsi ama hepsi bayanlarýn hayallerini süslediler. Bir yaný aksi, diðer yaný “beni keþfet” modundaki bu erkekler, birlikte olduklarý bayanlara rolleri gereði inanýlmaz güzellikler yaptýlar. Onlar rol yapýp paralarýný kazana dursun, olan da bizim geleneksel Türk erkeklerimize oldu! Aniden ve hiç beklemedikleri bir yükün altýna girdiler bir anda. Hatta bu yükü taþýmak veya sahiplenmek gibi bir dertleri de yokken.


“Ama onlar film…” dedim. “Olsun, ne olacak! Öðrensin… Sürekli televizyon izliyor zaten.” dedi.

“Aman aman dikkat… eþiniz iyi bir tv izleyicisiyse, maazallah televole tarzý programlarda bu kiþilerin gerçek hayatlarýnda, birlikte olduklarý bayanlarý nasýl da incittiklerine þahit olup, bu gibi durumlarý öðreniyor da olabilir ” dedim gülerek.

“yaa evet… doðru valla… bu hiç aklýma gelmemiþti.” Dedi kahkaha atarak. Ve ekledi: “…ya ne demek istediðinizi anladým galiba. Eþlerimizden yapamayacaklarý þeyleri bekleyip duruyoruz. Sonra da yapmýyorlar diye kafalarýna kakýyoruz. Sanýrým bunu söylemek istediniz bana.”

Evet anlamýna gelecek þekilde baþýmla bir iþaret yaptým. Devam etti. “Ya en azýndan dertlerini paylaþsýn benimle. Anlatsýn bana. Ben anlatýyorum kafama takýlan þeyleri… o anlatmýyor…”

“Kafasýna bir þey takýlýyor mu ki anlatsýn… anlatmasý için öncelikle herhangi bir þeylere takýlmasý gerekmez mi?”

“…nasýl yani? Takýlmaz mý?”

“Biz bayanlarýn taktýðý gibi erkekler her þeyi kafalarýna takmazlar ki. Fýtratlarý müsait deðil. Biz hanýmlar, duygusal yapýmýz gereði bazý meseleleri içimizde fazlaca taþýrken, erkekler yapýsal bütünlükleri gereði sýkýntý ve zorluklarý daha kolay atlatabiliyorlar. Ölüm anlarýný bile düþünün. Ölümün yaþandýðý yerlerde bayanlar uzun zaman yas tutarken, erkeklerin toparlanma süreci daha hýzlýdýr. Yani siz eþinize kýzýp, size bir þeyler anlatmadýðý için gücenirken; o aslýnda sizin sandýðýnýz gibi içine sorunlarý atýp, saklayýp, size anlatmamazlýk yapmýyordur ki. Hatta biz bayanlarýn bazý konulardaki hassasiyetimizi anlamakta zorlanýrlar bu nedenle. Eþinin, annesinin, kýz kardeþinin, kýz arkadaþýnýn yanýnda olmasý ve ona yeterince destek olmasý için, onlarýn da bayanlarýn duygusal yapýlarý hakkýnda az buçuk fikir sahibi olmasý gerekir.”

“Aaa.. bu çok ilginç. Hiç böyle düþünmemiþtim. Ben her þeye takýyorum ya. Ýnce fikirliyim biraz. Ve içimden atamýyorum. Birine anlatmadan da rahat edemiyorum. O benim gibi deðil bu durumda. Onun için anlatmýyor. Takýp büyütmediði için.”

“evet… tam olarak böyle…”

“Eeee bu durumda aklýma þöyle bir þey geldi. Takma üzülme dediðinde sinir oluyordum ya… bana gýcýklýk yaptýðýný sanýyordum. Benim duygularýmý bilmediði için aslýnda kendi çapýnda yardým ediyor deðil mi?”

“Garip ama… aslýnda evet… yani üzülme, takma derken, kendi iç dünyasýnda gerçekleþtirdiði çözümü size sunuyor bence. Buradaki temel sorun, eþinizin sizin anladýðýnýz dilden sizinle paylaþamýyor olmasý… yani sizinle hiçbir þey paylaþmýyor olmasý deðil. Yardýmcý oluyor. Ama sizin duygusal alanýnýza yeterince girerek deðil, kendi durduðu yerden yardýmcý oluyor. Onun yaptýklarý size yetmeyip siz Ahh ahh ne biçim bir adam bu böyle. Bana hiç yardýmcý olmuyor. Ne kalpsiz biri.’ Diye düþünüp aðlarken; eþiniz de “
Allah Allah… ne yaparsam yapayým eþime bir türlü yaranamýyorum. Takma diyorum olmuyor, üzülme diyorum olmuyor. Daha ne söyleyeyim ben bu kadýna…’ diye hayretler içinde bile kalýyordur ”
“Vallahi böyle söylüyor… sanki bizim evdeymiþ gibi bildiniz Mehtap Haným. Ay çok âlemsiniz valla…”



Alem olan tek baþýma ben deðilim aslýnda. Erkekler de bir alem. Onlar soðuk davranýyor. Arkalarýndan evliliði kurtarmak ve güzelleþtirmek için çabayý ben sarfediyorum.

Yazýdan çýkacak ana fikir nedir diye soracak olursanýz, no-frost kocalar(!) ve koca adaylarýagla!) için hemen sýralayalým:

• Eþiniz size üzüldüðü bir þeyleri anlatýrken, “takma kafaný… üzülmeye deðmez…” gibi sözler sarfetmeyin. Bunun yerine aslýnda ayný anlama gelecek; ama eþinizin duygusal dünyasýna daha iyi oturan ve onu anladýðýnýzý daha iyi gösteren þu ifadeyi kullanýn. “Seni anlýyorum. Kimbilir ne kadar üzülmüþsündür o anda. Senin yerinde kim olsa üzülürdü… hay Allah ben de çok üzüldüm. Umarým/inþallah iþler yoluna girer. Caným karýcýðým benim, üzülme ne olur, seni üzgün görmeye dayanamýyorum.”
• Kadýnlarýn son dönemlerde, eþlerinin eve bir buket çiçekle gelmesine takmalarýnýn temel nedeni; -bence- eþlerin “çiçek gibi kocalar” olmamasýndan kaynaklanýyor. Anadolu’da bir tabir vardýr. “Buðday ekmeðin yoksa, buðday dilin de mi yok!” diye. Aðzýndan güzel sözler çýkan, konuþtuðunda kelimeleriyle ortama sýcacýk duygular salan beyler olsanýz, zaten çiçekçileri zengin etmenize gerek kalmaz ki! Ama sözler diken gibi olunca, sizler –belki de haklý olarak günün yoðun stresi ve yorgunluðuyla eve gelip- ortalýkta asýk suratla gezdiðinizde, bayanlarda iliþkiyi yumuþatacak ve kendilerini iyi hissedecek “dýþ nesnelere” ihtiyaç hissetmeye baþlýyorlar. Çiçek gibi… mücevher gibi… hediye gibi… oysa annemle babamdan biliyorum. Çok iyi anlaþýyorlar. Babamý hayatým boyunca bir kez bile anneme çiçek almýþken görmedim. Ne çiçeði? Hediye bile almadý! Ama o kadar çok iltifat edip o kadar çok þýmartýyor(!) ki… anneme sorsanýz, “Evlilikte çiçek?”… “Çok gereksiz” diye cevap verir. Çiçek gibi kocasý var zaten…!
• Bazý konu ve sorunlarý eþlerinizle paylaþmýyorsanýz… paylaþamýyorsanýz… anlatamýyorsanýz… anlatma lüzumu görmüyorsanýz… anlatýp da ne yapacaðým caným ne gerek var diyorsanýz…vs. her þeye raðmen bu durumu eþinizin anlamasýný saðlayýn. En kötü þartlarda tatlý diliniz devreye girsin. “Sen ne kadar güzel anlatýyorsun her þeyi. Ben senin gibi aklýmda tutamýyorum/anlatamýyorum/anlatmayý beceremiyorum. Demek ki bu da bayanlara özgü bir yetenek! Ee biz erkeklere benzemiyorsunuz bu konuda.” Gibi bir konuþma, eþinizi oldukça yumuþatacak ve sizin ondan bir þeyler gizlediðiniz duygusundan sýyrýlmasýna neden olacaktýr.
• Sofradan kalkarken mümkün olduðunca “Eline saðlýk… Teþekkür ederim karýcýðým…” gibi sözler söylemeyi ihmal etmeyin.
• Dolaptan temiz gömlek aldýðýnýzda, evin temizlendiðini gördüðünüzde onlarý onura edin. Zaten her zaman yaptýklarý iþ ve bir yerden sonra angaryaya dönüyor. Birileri teþekkür edip, yapýlan iþi tebrik edince inanýlmaz derecede mutlu oluyorlar. Ee bence bu kadarcýk desteði de hakediyorlar.

Daha fazla uzatmadan keseyim…

Sevgiyle kalýn…
Mehtap Kayalýoðlu
Gönderme Tarihi: 27.02.2008 - 13:34
feuille morte üyenin diger mesajlarini ara feuille morte üyenin Profiline bak feuille morte üyeye özel mesaj gönder feuille morte üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: …Olan Evdekilere Olur!
feuille morte su an offline feuille morte  
…Olan Evdekilere Olur!
15 Mesaj -
Dýþarýda tepemiz atar… Gelip evde hanýmý haþlarýz…

Öðretmen moralimizi bozar… Gelip eve kardeþimizi paylarýz…
Ýþyerimizde moralimiz bozulur… Gelip evdeki çocuklara baðýrýrýz…
Arkadaþlarýmýzla iþler yolunda gitmez… Gelip evde annemize çatarýz…
Gücümüz yetmeyip birileri tarafýndan tartaklanýrýz… Gelip evde ablamýza kýzarýz…
Ofiste elemanlarýmýza kýzarýz… Gelip evde babamýza surat asarýz…

Dýþarýda bir þey olur… Ama olan hep evdekilere olur…!


Oysa en yakýnýmýzdaki, en yanýmýzdaki, en içimizdeki, hep en iyi anlamaz mý bizi?
Neden dýþarýdaki insanlara karþý nazik ve kibar oluyoruz da, ailemizdeki insanlara ayný kibarlýðý gösteremiyoruz?
Bu konu hep ilgimi çekmiþtir. Psikolojideki tipik örnek… patron elemanýný azarlar… eleman eve gelir, eþini azarlar… eþ bozulur, çocuðu azarlar… çocuk üzülür, kardeþini döver… kardeþ kötü hisseder sokaða çýkar, kediyi tekmeler…
Neden…??

Hadi hep birlikte bir hayal oyunu oynayalým… Ýnsanlarda belirli bir miktar anlayýþ enerjisi olduðunu hayal edelim. Her sabah uyandýðýmýzda bize verilmiþ olan belirli bir miktar anlayýþ enerjimizi, akþama kadar kullanma þansýmýz olsun.
Eðer bizler, her sabah bize verilen enerjinin, anlayýþýn, sempatinin tümünü, evimizin dýþýnda tüketirsek, ev halkýna ne kalacak??
Sýfýr… yazýyla sýfýr ya da rakamla 0… ama kocaman bir sýfýr…
Aslýna bakarsanýz sevgiyi, saygýyý, anlayýþý en fazla bize en yakýn olan insanlar hak eder. Çünkü onlar bizim birer parçamýzdýr. Çünkü onlar hayatýmýzýn anlamýdýr. Çünkü onlar yaþamýmýzýn destekleyicileridir.
Onlarýn olmadýðý bir hayat, aile bireylerimizin olmadýðý bir yaþam hepimizi zorlar. En kötü anlarýmýzda onlar yanýmýzdadýr. En mutlu anlarýmýz, belki de çocuklarýmýzýn dünyaya geldiði anlardýr.
Yaþam deðiþir… insanlar deðiþir… biz deðiþiriz… ama onlarýn bizim birer parçamýz olduðu gerçeði deðiþmez…

Hani þu biraz önce baþlatmýþ olduðumuz anlayýþ enerjisi vardý ya… Ýþte o enerjiyi en fazla aile bireylerimizin hak ettiðini düþünüyorum.
Öyle düþünüyorum… çünkü insan en çok, en yakýnýndaki kiþiye karþý kibar olmalýdýr. Kýrk yýlda bir gördüðümüz insanlara gösterdiðimiz nezaket ve anlayýþýn, kýrkta birini ev halkýmýza göstersek, sanýrým aile içi geçimsizlik diye bir þey kalmaz.
Çünkü bireysel destek çalýþmalarýmdan biliyorum; iþ hayatýnda son derece kibar, konuþkan, anlayýþlý olan bir beyefendi; evinde eþine, annesine-babasýna, çocuklarýna karþý son derece kaba davranabiliyor.
Niye böyle davrandýðýný sorsanýz cevap çok net:
“Akþama kadar kaç kiþiyle uðraþýyorum, herkese laf anlatýyorum… Hal mi kalýyor bende…”
…anlatmayýn… anlatmayýn… akþama kadar kýrk kiþiye laf anlatmayýn… eve gelip çocuklarýnýzý bu þekilde hýrpalayacaksanýz; yemeðinizi piþiren, çocuklarýnýzý büyüten, sizi tertemiz giydiren eþinize hakaretler savuracaksanýz; yanýnýzda yaþlanan anne/babanýza çok aðýr gelecek tavýrlar sergileyecekseniz… anlatmayýn… birine verilen bir þey, diðerinden esirgenecekse… yani birilerine karþý kibar davranmak, diðerlerine karþý kaba davranmanýzý gerektirecekse… o zaman lütfen dýþarýdakilere anlatmayýn… onlardan esirgediðinizi ailenizle paylaþýn…?? evladýnýza göstermediðiniz sevgiyi, eþinize vermediðiniz merhameti, dýþarýda baþkalarýna da vermeyin zaten…! demek geliyor içimden… SÖYLEYEMÝYORUM sevinçli

Çözüm ne…?
Hadi yine hayali bir oyun oynayalým…
Herkes evine geldiðinde sanki yukarda gizli bir kamera varmýþ ve kendilerini çekiyormuþ gibi düþünse…? Eski yazýlarýmý okuyanlar hatýrlayacaktýr… biz her þeyi elalem için yapýyorduk ya… dýþarýdakiler bizim hakkýmýzda olumsuz þeyler düþünmesinler diye dikkatli davranýyoruz ya…
Ýþte o kamerayla davranýþlarýmýzýn kaydedildiðini ve gece uyumadan önce bize izletildiðini hayal etsek…? uyumadan önce, gün boyu kendimizi ve yaptýklarýmýzý izlesek…? beðenmediðimiz davranýþlarýmýzý ertesi güne taþýmasak…?

Suya atýlan taþ misali… önce bize en yakýn olan kiþilerden baþlasak anlayýþlý ve nazik davranmaya.
Ne olur hiç kimse, “Amannn caným… onlar benim ailem… onlar anlamayacak da beni kim anlayacak…?” diye düþünmesin.
Çünkü insanlar deðerli olduklarýný hissettiklerinde mutlu olurlar. Deðerli hissetmeleri için, onlara deðerli olduklarýný hissettiren tavýr ve davranýþlarla yaklaþmalýyýz.

Kýzýp baðýrarak, azarlayarak, konuþmayarak, ters davranarak, “Sen benim için çok deðerlisin” mesajýný verebiliyorsak, devam edelim zaten ailedeki incitici davranýþlarýmýza…
Sevgiyle Kalýn…
Mehtap Kayaoðlu
Bana ulaþmak için:
...


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son RuZGaR tarafından, 27.02.2008 - 11:49 tarihinde.
Gönderme Tarihi: 27.02.2008 - 09:57
feuille morte üyenin diger mesajlarini ara feuille morte üyenin Profiline bak feuille morte üyeye özel mesaj gönder feuille morte üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: “Kopyala/Yapıştır” Evlilikler…
feuille morte su an offline feuille morte  
“Kopyala/Yapıştır” Evlilikler…
15 Mesaj -
Aile terapilerinde dikkatimi çekmeye baþladý. Çiftler, birbirine karþý daha az ilgi duymaya, daha az sevgi beslemeye, daha az tahammül göstermeye, daha az saygýlý olmaya; bunlarýn yanýnda birbirine karþý daha fazla öfke duymaya, daha fazla incitici tavýr sergilemeye, daha fazla sert eleþtiriler yapmaya, daha fazla rencide edici sözler söylemeye baþladý.
Geçen gün yanýmda bir çift varken aklýma geldi. Onlara söylediðim þeyleri sizler için de kaleme dökeyim dedim. Umarým iþinize yarar sevgili okurlar.

Herkes bilgisayarýnýn baþýnda bu yazýyý okuduðuna göre, bilgisayar dilinde bir giriþ yapmak kalýcý olur sanýrým: Bence “Kopyala/Yapýþtýr” algýlamasý geliþti insanlarýn zihninde. Herkes birbirinin evliliðine bakarak, kendi ailesi için ayný þeyleri istemeye baþladý! Orda yaþananlarý kopyala, bizim eve yapýþtýr.

Bu yanlýþ! Þöyle ki; komþusunun kocasý akþamlarý eve erken geliyor, çocuklarýna ders çalýþtýrýyorsa; Nermin Haným eþiyle tartýþmaya baþlýyor. “Milletin kocasý erkenden eve gelip çocuklarýna ders çalýþtýrýyor! Sen niye yapmýyorsun?” diye. Eþinin içinde bulunduðu ve belki de gerçekten imkansýzlýklarýn sorgulamasýný yaptýðýnýn farkýnda olmaksýzýn. Çalýþma saatleri ve mesai durumlarýný bildiði halde.
Ya da etraftaki bayanlara bakarak, kendi eþinden soðumaya baþlýyor. Evlenmemiþ, hiç doðum yapmamýþ bir bayanýn bedeniyle; kendisine dört tane evlat armaðan eden eþinin yýpranmýþ vücudunu kolaylýkla kýyaslayabiliyor. Ve tehdit bile edebiliyor hiç rahatsýzlýk hissetmeden: “Bu kilolarý vermezsen seni boþarým. Karnýndaki yaðlarý gözüm görmesin sakýn” þeklinde.
Veya en çok moda olan durum… ayný zamanda benim en fazla itiraz etmeye baþladýðým nokta: “Biz geçmiþte görücü usulü evlenmiþtik. O zamanýn þartlarýnda kabul etmiþtim eþimi. Þimdi istemiyorum onu. Hata etmiþim. Gönlüm geçti. (bayanlar için genel þikayet þekli) o zamanlar evden kurtulmak için evlenmiþtim/ (erkekler için genel söylem) o dönemlerde harama el uzatmamak için üstün körü yapýlmýþ bir seçimdi” gibi.

Görücü usulü veya anlaþarak fark etmez. Evlilik evliliktir. Evliliðin hangi yolla daha saðlýklý geliþeceðine dair fikir yürütmek de yanlýþtýr bence. Çünkü nice evlilik var yýkýlýyor… evlenme yollarý görücü usulü ve anlaþarak evlilik þeklinde… nice evlilik var gayet güzel ilerliyor… evlenme yollarý yine görücü usulü ve anlaþarak evlilik þeklinde.
Önemli olan bir evliliðin nasýl baþladýðý deðil; hangi ihtiyaçtan yola çýktýðý ve iliþki kurulduktan sonraki dönemde “süreç”in nasýl iþlediðidir. Görücü usulüyse, eþimize kötü mü davranacaðýz ya da anlaþarak evlendik diye kiþinin yaptýðý kasýtlý ve incitici hatalara göz mü yumacaðýz? Doðru olan, insanlarýn kendi dönemlerinde, kendi yaþam þartlarýnda, kendi iç ihtiyaçlarýna karþýlýk gelecek düzgün iliþkiyi kurabilmesidir. Bu kurgunun yolu ister.
“vesile” ile olur, ister “ani karþýlaþmalar” ve belki “beklenmedik geliþmeler” biçiminde.
“O zaman bilememiþim, þimdi bakýyorum insanlara ne güzel kendi keyiflerine göre eþ seçiyorlar” demek, “Ben kendi seçimlerimin, kendi iç ihtiyaçlarýmýn, kendi çözümlerimin farkýnda deðilim. Kim ne yaparsa aynýsýný yaparým. Bugün bunu yaparým, yarýn da bundan rahatsýz olur baþka bir þey yaparým” demektir. Bu da teknik olarak hatalý bir anlayýþtýr.
Çünkü… çünkü sevgili okurlar… bugünün þartlarýyla, bugünün bize yaþattýðý yeni algýlama biçimleriyle, bugünün getirdikleriyle geçmiþi sorgulamak hatalýdýr. Geçmiþin kendi içinde, kendi þartlarý vardý. Evet… bir çoðumuz geçmiþte, o günün þartlarýný deðerlendirerek pek çok kararlar vermek zorunda kaldýk. Aldýðýmýz kararlarýn bazýlarý bizi mutlu etti bazýlarý bizi üzdü. Ama dönüp de karar aldýðýmýz güne lanet okumak, aldýðýmýz kararý kýyasýya eleþtirmek iyi deðil. O dönemde yapýlabilecekler arasýnda en iyisini yaptýðýnýzý düþünmeniz gerekir. Bu düþünce þekli ayný zamanda bizi depresyona girmekten korur. Geçmiþte insanlar bir masa bir sandalyeye gelin gidiyordu, günümüzde maþallah bir iðneleri bile eksik olmadan evleniyorlar. Annelerimizin baþlarýný duvara mý vurmasý gerek bu durumda ucuza gittikleri için? Elbette hayýr. Geçmiþin yaþam þartlarý öyleydi, bugün farklý.
Komþunun kýzý geçen hafta dayalý döþeli bir eve gelin gitti diye, insan kendi yirmi yýllýk kocasýndan soður mu? Soðumamalý elbet. Ama kiþi soðuyorsa, aslýnda orada eþyadan daha önemli eksikler var demektir. Eþiyle arasýnda yeterince doyumlu bir iliþki oluþamamýþ demektir. Eþyanýn arkasýna gizlenmiþ, duygusal açlýklar hat safhada demektir.

Þunu vurgulamadan geçemeyeceðim: Gerçek evliliklerin, gerçek iliþkilerin bu ve benzeri sorunlarý olmaz. Piþmanlýklar, kahretmeler yaþanmaz. Günlük tatlý ve çözülebilir zorluklar olur o kadar.Bunun yanýnda iyi baþlayan, güzel hayallerle kurulan evlilikler de vardýr ki çeþitli gerekçelerle devam edemeyebilir. Burada söylemek istediðim, evliliði bitirme gerekçelerinizin sudan sebepler olmamasý. Zamanýn trendlerine uyarak, moda haline gelen sorunlarla iliþkilerinizi yýkmayýn lütfen.
Onun kocasý öyle yapýyor diye sizinkinin de aynýsýný yapmasý gerekmez. Birinin hanýmý þöyle yapýyor diye, kendi eþinizden ayný þeyleri birebir bekleyemezsiniz. Herkes birbirinin aynýsý davranacak olduktan sonra, Ahmet’le ya da Mehmet’le evlenmenin ne farký olacaktý ki? Hepsi ayný fabrikadan çýkmýþ davranýþlar sergileyecekse eþiniz Ayþe veya Fatma olmuþ ne çýkar?
Oysa ki…! oysa ki her evlilik kendi sürecini doðurur sevgili okurlar. Her iliþki kendi “iç yaþam kurallarý”“kendisi” belirler. Her evliliðin, her iliþkinin kendi iç ihtiyaçlarý zaman içinde belirir ve bu ihtiyaçlarý giderme yöntemleriyle birlikte yeni bir yapýlanma oluþur. Böylece bizim ailenin yaþadýklarýyla, sizin ailenin yaþadýklarý birbirinden farklý olur. Basmakalýp davranýþ örüntüleri hayatýmýza giremez bile.
Bir önceki yazýda da söylemiþtim ya iyi ki müslümanýz diye. Kur’an’a tabi olup ayetleri bol bol okuyanlar bilirler. Þeytan’ýn ilk iþi Hz.Adem Ýle Hz.Havva’nýn arasýna girip, birbirleriyle olan diyalog kopukluklarýndan istifade ederek ve sanki onlar için dostluk ediyormuþ gibi davranarak, yasak aðaca yaklaþmalarýný saðlamak olmuþtur. Yani enteresandýr, þeytanýn ilk vukuatý, eþlerin arasýna girmek olmuþtur.
Ýkinci vukuat yine aileye yönelik. Cennetten kovulduktan ve kendisine süre verilenlerden olduktan sonra; kardeþlerin arasýna nifak sokmak ve birisini diðerine karþý kýþkýrtarak “ilk kan”ýn dökülmesine vesile olmak.
Bizler inanýyorsak bilmeliyiz ki þeytan boþ durmuyor. Trenler deðiþtiyse þeytanýn hileleri de deðiþti! Artýk öbür kadýnlarý erkeklere daha güzel gösteriyor, daha bakýmlý, daha düzgün fizikli…! Öteki erkekleri daha iyi koca gösteriyor, daha ilgili, daha sevgili, daha romantik…! Ya da evlilikten soðutuyor ki iþini kolay yapsýn. Þeytan bile biliyor ki yalnýz bir insanýn depresyona girmesi, ailesiyle mutlu ve huzurlu yaþayan bir insana göre çok daha kolay. Ýnsaný yok etmek, toplumlarý mahvetmek için, öncelikle kiþileri “yalnýz bireyler” haline getirmek zorunda. Aile çökünce, toplumun çöküþü de daha kolay. O zaman bence herkes aklýný baþýna alsýn ve bu gidiþata bir dur desin. Her erkek, öteki bayana gösterdiði þirinliði ve saygýyý evdeki kendi eþine gösterse, her bayan eþinden beklediði ilgi ve þefkati, kendisi öncelikle kocasýna gösterse niye birbirlerinden kopsunlar ki?
Özetle diyorum ki “Kopyala/Yapýþtýr” evlilik olmaz! Ýki insan bir araya gelecek ve kendi ailesini ikisi birlikte oluþturacak. Kendi ailesinde, kendi ürettikleri güzellikleri yaþayacaklar.
Baþkalarýnýn yaþadýklarýný kopyalamaya harcayacaklarý enerjiyi, birbirlerini keþfetmeye ve birbirlerini mutlu etmeye harcasalar ne sorun kalýr ne piþmanlýk zaten…
Sevgiyle -ve kendi ailenizle- kalýn…
Mehtap Kayaoðlu(Dn.Psikolog&Psikoterapist)
Bana ulaþmak için:
..


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son RuZGaR tarafından, 27.02.2008 - 11:59 tarihinde.
Gönderme Tarihi: 26.02.2008 - 08:25
feuille morte üyenin diger mesajlarini ara feuille morte üyenin Profiline bak feuille morte üyeye özel mesaj gönder feuille morte üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Sayfa (1): (1)
İmzalar göster - Konu olarak göster

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 839 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
gocmenkuslar (56), fatihalperen (40), cumababa (64), osman karaca (59), selim444 (33), furkan2005 (44), sena_66 (56), sebo1963 (61), manolya (59), sertkaya (54), sofigardas (44), MEHMET_1960 (64), dursun ali (68), cepkamil (51), romen (42), selim_wien (42), awsaroglu (49), tekin58 (59), sahabegulu (47), hintavi (47), sivassporlu (38), hakký özka.. (59), Hayriye Esra (38), eylem (49), nurdane_unlu (58), tüncay (46), uzaktaki (48), Goblin (37), aliyasar (60), ozturk yasin (61), iborrr (59), Elbistan (44), s_a_r_a_ (36), HABÝBE (39), sefaiscan20 (35), YAKAMOZ42 (44), p_rens (69), metin007 (47), P_kardes (51), mehmetturkmen (46), Bayramalptekin (60), sitemkar (44), ATEKER (51), muco_15 (39), hicran (37), beyondvision (38), Konyali_Yakup (38), Hayat-i (55), Ece (38), Meviza29 (51), meaksa (39), Pfantom (63), INCE (52), musab27 (46), vuslaterimi (39), nisa06 (53), nisan3aknur (49), KabirYolcusu (40), ates_2001 (40), Gundepster (44), BiLMARUF (51), haroun66 (38), benmuzo27 (46), ahmet349 (39), O NA KAVUÞMAK (37), kadir_1818 (49), kadir_kadir (49), siblako (51), kökan (51), ünsal (46), hasanözen (54), y-o-l-c-u (45), EFSANE35 (50), nbalâ has.. (32), yusufla (45), tomi56 (34), yavuzselim (48), huseyin22 (50), insanlýk.. (36), code10 (49), Barbaros tas (65), mahinur40 (49), kerbela_ (38), furkan71 (53), macfurkan (48), Atomcan (49), bukey musab (39), benlikolmas&yac.. (37), serdaroglu1 (79), comert_harun (39), Musabbukey (39), rduman07 (39), erolxyz (46), prenses82 (42), mErVe.. (38), sakinliman (57), sofi180 (38), msene (50), yavuz1d (42), Muhammed74 (50), travaci (51)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.58628 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.