budesonide ivermectin lopinavir ritonavir hydroxychloroquine generique stromectol detrol detrusitol dexantol dexone diamox diflucan dilantin dilatrend dilzem dinostral diocimex diovan hct diovan diprolene diuresal diurix dostinex doxy basan doxycline droxia dulcolax duodopa duphaston duricef duspatalin dynexan nouvelle formule ecopan efavirenz effexor xr effexor elantan elavil eldepryl elmetacin elocon elpradil eltroxine elyzol ena basan enasifar endoxan
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » Arama Sonuçları

41 Sonuç - Yeni Arama
Sayfa (3): (1) 2 3 weiter >
Gönderen Mesaj
Konudaki Mesajlar: SAHABE BULALIM
yanlýz su an offline yanlýz  
41 Mesaj -
muslumanlýða gectý dýye col sýcaðýnda demýrden gomlek gýydýrdýler
anasý babasý ýslamýn ýlk sehýtlerý bu sahabemýz kýmdýr .....


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son yanlız tarafından, 12.12.2007 - 21:01 tarihinde.
Gönderme Tarihi: 12.12.2007 - 20:59
yanlýz üyenin diger mesajlarini ara yanlýz üyenin Profiline bak yanlýz özel mesaj arzu etmiyor yanlýz üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: SAHABE BULALIM
yanlýz su an offline yanlýz  
RE:
41 Mesaj -
Alıntı
Orijýnalý NaDiS

Sen vardýn, bedir kardý uhut dardý hendek yardý yiðitlerin vardý
Ölmek için yarýþan yiðitlerin
Hele bir enesin vardý Yarasulullah uhutta öldüðünü duyunca
Arkadaþlarýna niye burda duruyorsunuz diye sormuþtu
Onlarda Allah ýn Rasulü öldürülmüþ deyince
Peki o öldükten sonra yaþayýpta ne yapacaksýn kalkýn ve onun gibi ölün demiþtir
Ve savaþýn en yoðun olduðu yerde þehit düþmüþtü, hemde ne þehit
Ey nebi vücudu yaralardan tanýnmaz haldeydi
Kýz kardeþi ancak parmaklarýndan tanýdý onu



elcevap;Enes b. Mâlik'tir......



Hak teâlâ, sana iki kanat versin. Cennette onlar ile uçarsýn.demiþti peygamber efendimiz (s.a.v.)

Allahü teâlâ bu duâyý kabûl etti., Mûte gazâsýnda, þehîd olmakla þereflendi. Allahü teâlâ, ona iki kanat verdi. Firdevs Cennetinde uçmaktadýr. Cennete uçarak giden sahâbî denir ona ..........cafer-i tayyar
.....

cevap
Gönderme Tarihi: 12.12.2007 - 20:57
yanlýz üyenin diger mesajlarini ara yanlýz üyenin Profiline bak yanlýz özel mesaj arzu etmiyor yanlýz üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: Ahireti Unutmayalım!
yanlýz su an offline yanlýz  
RE: yalniz
41 Mesaj -
Alıntı
Orijýnalý SuMeYRa

Paylasimlariniz icin tesekkürler...

Fakat okadar konu eklemissiniz ki birakiniz biraz eklediklerinizden bir kacini hazmedelim!

Selametle...

sumeyra kardesým sýrayla hepsýný okursun acele etme
selam ve dua ýle


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son yanlız tarafından, 12.12.2007 - 20:18 tarihinde.
Gönderme Tarihi: 12.12.2007 - 20:17
yanlýz üyenin diger mesajlarini ara yanlýz üyenin Profiline bak yanlýz özel mesaj arzu etmiyor yanlýz üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: Ahireti Unutmayalım!
yanlýz su an offline yanlýz  
Ahireti Unutmayalım!
41 Mesaj -
Allah-u Zülcelal ayet-i kerimede þöyle buyurmuþtur:
"Rabb'lerinden korkarak titreyenler, Rabb'lerinin ayetlerine inananlar, Rabb'lerine eþ koþmayanlar, Rabb'lerine dönecekleri için kalbleri ürpererek vermeleri gerekeni verenler, iþte onlar, iyiliklere koþuþurlar ve iyilik için yarýþýrlar." (Mü'minun; 57-61)

Ýnsan bir insanýn yanýnda bir iþ yaptýðý zaman dikkat ediyor: "Ben ona iþ yapýyorum. Dikkat edeyim, iþimi iyi yapayým." diyor. Oysa o da nihayet bir kuldur. Asýl dikkat edilmesi gereken iþ; Allah-u Zülcelal için yapýlan iþtir. Ama Allah-u Zülcelal'i hakkýyla tanýsak, ne kadar kudret ve azamet sahibi olduðunu bilebilsek, meselenin ehemmiyetini o zaman daha iyi anlayacaðýz.

Biz ahirete inanýyoruz. Sýrat köprüsüne, mizana, Allah-u Zülcelal'in huzuruna gidip arada bir tercüman olmaksýzýn bizimle hesap göreceðine inanýyoruz. Ama halen gaflet ve rahatlýk içerisindeyiz. O halde bunlara inanýyorsak, bunlarýn neticesi olabilecek Allah'ýn azabýna da inanmamýz lazýmdýr. Uzun söze ne hacet, bunlarý hep biliyor ve öyle olduðuna da katiyyen inanýyoruz.

Mesela birisi: "Bu yol tehlikelidir, yolda eþkiyalar vardýr" dese, o adama inandýðýmýz için o yoldan gidemiyoruz. Peygamberin bize bildirdiði yola da inanmamýz lazým, inanmazsak bu küfürdür. Ýnandýðýmýz zaman da bunun icabý neyse yerine getirmemiz lazýmdýr. Yok eðer hem inanýyoruz diyor, hemde inandýðýmýz þeylerin gereðini yapmýyorsak, hiç yalan söylemeyelim, demek ki biz kendi nefsimizi aldanýyoruz.

Bizim ahirzamanda geceler de yumuþak yataklarda yatarak deðil, tevbe ederek hizmet etmeye ihtiyacýmýz var. Ýnsan için hayat dört kýsma ayrýlýyor. Bir hacý adayýnýn, otobüsle yada uçakla gidecek olduðu halde (eskiden hayvanlarla gidilirdi) hazýrlýk telaþý yaptýðý gibi, biz de kabre öyle telaþla hazýrlanmalýyýz. Onun hac telaþý gibi, biz de kabre hazýrlýk yapmalýyýz. Bizim bu dünyadan ayrýlmamýz, o hacýnýn hac için evden ayrýlmasý gibidir. Yola çýktýktan sonra nasýl ki, yolcu istirahat edip, bir þeyler içip yine yoluna devam ediyor; iþte kabirdeki hayatýmýz da aynen öyledir.

Nitekim, Hz. Peygamber (S.A.V) ve Ashab-ý Kiram, bindörtyüz küsür senedir kabr-i þeriftedirler. Yine ebedü'l-ebed hayata nazaran, bindörtyüz senelik kabir hayatý da, hacca çýkan yolcunun dinlenmesi gibidir. Yani bir istirahat süresi kadardýr. Daha sonra ise haþir geliyor. Haþir de, hacda, hacýlarýn tavaf yaptýðý ve Arafat daðýna gittikleri zaman gibi öyle izdihamlýdýr.

Her taraftan insanlar oraya geliyorlar, nasýl ki hac da birkaç gün ibadetlerini yerine getirdikten sonra memleketlerine dönüyorlar, haþir de aynen öyledir. Bütün insanlar biraraya gelecek, herkesin amel defterleri, ameline göre verilecek; cehenneme giden cehenneme, cennete giden cennete olmak üzere herkes daðýlacaktýr. Daðýldýktan sonra da ebedü'l-ebed olan hayat baþlayacak. Hiç bitmeyecek olan hayat baþlayacaktýr. Dünya hayatý, kabir hayatý, haþir hayatý; bunlarýn hepsi, ebedü'l-ebed hayata nazaran kýymetsiz bir þeydir. Ebedi hayatýmýzda rahat etmek için birbirimize nasihat edelim.

Hepimiz biliriz ki, fasýklara, günahýnda ýsrar edenlere, ne anlatýrsan anlat onun kulaðýna girmez. Bakýnýz Allah-u Zülcelal ne buyuruyor: "Vaaz, nasihat mü'minlere fayda verir." Demek ki, burada bize Allah-u Zülcelal tarafýndan bir emir vardýr ki, mü'min sýfatýyla bu nasihatlerden faydalanmamýz gerekmektedir. Bazý insanlarda olduðu gibi hiç kulaðýna girmemek, bir kulaðýndan girip diðer kulaðýndan çýkmak ya da duyup da tatbik etmemek þeklinde olmamalýdýr. Tatbik edilmeyen kararýn hiç bir faydasý yoktur. Bunun için vaazlarda anlatýlanlarý tatbik etmek lazýmdýr. Söylenen emir ve nehiyleri yerine getirmek lazýmdýr. Elden geldiðince nefis ve þeytanla mücadele ederek o vaazlarý tatbik etmeye çalýþmalýdýr. Buna ek olarak insan; kalbine, ruhuna, sýrrýna, Allah ile kendi arasýndaki duruma daima dikkat etmelidir. Çünkü kalp çok önemlidir.

Ebu Hureyre (R.A)'ýn rivayet etmiþ olduðu bir hadis-i þerifte Hz. Peygamber (S.A.V) þöyle buyurmuþtur:

"Kýyamet gününde üç sýnýf insan vardýr. Onlar amellerinde Allah rýzasýný gözetmeyip, insanlara gösteriþ yaparlar. Onlardan birincisi; ateþe ilk olarak atýlacak insanlar onun için "Alimdir" desinler diye Kur'an okuyup, insanlara öðreten kiþidir. Ýkincisi; insanlar ona "Cömerttir" desinler diye, malýný daðýtýp, sadaka veren kiþidir. Üçüncüsü; insanlar ona "Cesurdur" desinler diye, ölünceye kadar cihad edip savaþandýr. Ýþte bu üçler var ya üzerlerine cehennem ateþi tutuþturulacak olan ilk insanlardýr. " (Müslim, Tirmizi, Nesai)

Takva da; dýþ görünüþte faydalarý olsa bile, esasýnda kalbi bir ameldir. Bunun için Allah-u Zülcelal bir ayet-i kerimede þöyle buyurmuþtur:

"Ýþte böyle; Kim Allah'ýn þiarlarýný yüceltirse, þüphesiz bu kalplerin takvasýndandýr." (Hac; 32)

Hz. Peygamber (S.A.V) göðsüne iþaret ederek:

"Ýþte takva buradadýr."

þeklinde söylemiþtir. Öneminden dolayý da bunu üç kez tekrar etmiþtir. (Müslim)

Onun için insanýn kalbini, ruhunu, sýrrýný, kendisiyle Allah arasýndaki durumu düzeltmesi Allah'ýn yanýnda çok makbuldur. Bir kimse, bir olay üzerine, Hz. Ömer (R.A)'a: "Ya Ömer! Allah'tan kork!" demiþ ve o kimse öyle dediðinde Hz. Ömer (R.A), yanýnda Allah'ýn ismi anýldýðý için Allah'ýn mübarek ismine hürmet etmek için mübarek yanaklarýný yere sürmüþ, o þekilde saygýda ve ta'zimde bulunmuþtur.

Yine anlatýldýðýna göre, Harun Reþid ordusuyla atlý olarak bir yere giderken, yolda birisi ona: "Ya Harun! Allah'tan kork!" dedi. Bunun üzerine Harun Reþid ve ordusundaki bütün askerleri, Allah-u Zülcelal'e ta'zim ve hürmet göstermek için atlarýndan inmiþlerdir. Ýþte bu insanlar, manevi olarak nefislerini temizlemiþ kimselerdir. Þimdi sen her hangi bir müslümana: "Allah'tan kork!" desen: "Sen kendine bak!" diyecektir... Oysa bakýnýz, anlattýðýmýz kimseler emirü'l-müminin, yani devlet baþkaný olduklarý halde, o söze nasýl karþýlýk verdiler...

Onlara: "Allah'tan kork!" denildiðinde, nasýl karþýlýk veriyorlardý? Onlar ne kadar tevazu sahibi, ne kadar da alçak gönüllüydüler. Onlarda; kibir, riya, ucub, nefis yoktu. Bunlar bizim için çok büyük bir örnektir. Denildiði gibi zamanýmýzda, bir kimseye: "Allah'tan kork!" deseniz, hemen: "Sen kendine bak, ben korkuyorum!" veya: "Sen kendine bak, bana karýþma!" diyecektir. Dikkat edin! Bu söz çok büyük bir günahtýr. Çünkü bu, kardeþinin nasihatini kabul etmemektedir. Oysa Allah Zülcelal: "Vaaz nasihat mü'minlere fayda verir." buyurmaktadýr. Demek ki öyle cevap veren bir kimsede mü'min sýfatý yoktur. Buna çok dikkat etmemiz lazýmdýr.

Olur ki, bir arkadaþýmýz bize nasihat ettiðinde: "Baþým gözüm üstüne, hay hay senin dediðini yaparým, senin dediðin benim ebedi saadetimi kazanmama sebeptir." diye düþünerek kabul etmemiz ve ona karþý çýkmamamýz lazýmdýr. Çünkü ayette buyurulduðu gibi mü'minler nasihatten faydalananlardýr. Mü'min kardeþin sana nasihat ettiðinde niçin ona kýzacaksýn ve: "Sen kendine bak, beni kendi halime býrak!" diyeceksin. Böyle davranmak, ayete karþý gelmek, ona ters hareket etmektir. Onun için güzel sýfat olan uyarýya, nasihate açýk olmaya çalýþalým.

Keþke mü'min kardeþimiz
Gönderme Tarihi: 12.12.2007 - 19:55
yanlýz üyenin diger mesajlarini ara yanlýz üyenin Profiline bak yanlýz özel mesaj arzu etmiyor yanlýz üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: Allah (C.C) Bizi Oyun Oynamak İçin mi Yarattı?
yanlýz su an offline yanlýz  
Allah (C.C) Bizi Oyun Oynamak İçin mi Yarattı?
41 Mesaj -
Bizim için bazý hikâyeler, olaylar, evliyalarýn menkýbeleri, ibret niteliðinde olmalýdýr. Behlül-i Divane (K.S.) Hz. þöyle buyurmuþtur: “Bir gün yoldan geçerken, çocuklarýn ceviz ve bademlerle oynadýklarýný gördüm. Büyük bir neþe ile oynayan bu çocuklarý, aðlayarak seyreden baþka bir çocuk da kenarda duruyordu. Kendi kendime þöyle düþündüm. ‘Bu çocuðun anne ve babasý ölmüþ, yetim kalmýþ, ceviz ve bademi olmadýðý için çocuklarla oynamýyor. Bu yüzden aðlýyor."
Yanýna yaklaþtým ve dedim ki: "Sana para vereyim de, badem ve ceviz al, sen de oyna."

Çocuk baþýna kaldýrýp bana baktý ve þöyle dedi: "Ya akýlsýz! Allah-u Zülcelal, bizi oynamak için mi yarattý?"

Baktým ki çocuk, çocuk olduðu halde çok derin düþünüyor. Arkadaþlarý gafletle, keyf-ü sefa içinde oyun oynarken, bu çocuk derin düþüncelerle meþgul.

Dedim ki: "Peki, Allah-u Zülcelal bizi niçin yarattý?"

Þöyle cevap verdi: "Ýlim öðrenmek ve o ilimle amel yapmamýz için yaratmýþtýr."

Dedim ki: "Allah-u Zülcelal sana hayýrlý ömür versin. Bunu nereden öðrendin?"

Þöyle cevap verdi:

“Sizi boþu boþuna yarattýðýmýzý ve bize geri dönmeyeceðinizi mi zannediyorsunuz?” (Mü'minun 115)

ayet-i kerime'sini okuduðum zaman, boþu boþuna yaratýlmadýðýmýzý öðrendim. Allah-u Zülcelal, oyun oynamamýz için deðil, ilim öðrenip, o ilimle amel yapmamýz için bizi yaratmýþtýr.

Ýþte bir çocuk, nasýl büyük düþünüyor. Buradan çýkaracaðýmýz dersler vardýr. Öyle ya! Biz de yýllarca ömrümüzü, gezmekle, oturmakla, sefa ile geçirdik. Hiç olmazsa, biraz ibret alýp, bundan sonraki ömrümüzü deðerlendirmeye çalýþalým.
Gönderme Tarihi: 12.12.2007 - 19:55
yanlýz üyenin diger mesajlarini ara yanlýz üyenin Profiline bak yanlýz özel mesaj arzu etmiyor yanlýz üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: NEFSİ YENMEK VE ŞEYTANA KARŞI KOYMAK
yanlýz su an offline yanlýz  
NEFSİ YENMEK VE ŞEYTANA KARŞI KOYMAK
41 Mesaj -
NEFSÝ YENMEK VE ÞEYTANA KARÞI KOYMAK

Akli basinda olan kimsenin, nefsin azgin arzularini açlikla sindirmesi gerekir. Çünkü Allah'in (C.C.) düsmanmi (nefsin azgin arzularini) ancak açlik gemleyebilir. Nefsin azgin arzulan, yemek ve içmek seytanin vasitalaridir.

Nitekim Peygamber'imiz (S.A.S.) söyle buyurur:



"Seytan, insan vücudunda kan damarlari yolu ile dolasir, Binan-aleyh siz onun dolasim yolunu açtikla daraltiniz. Kiyamet günü, insanlarin Allah (C.C)'a en yakin olani, en uzun müddet aç ve susuz kalanidir."



Insanoglu hesabina en büyük tehlike kaynagi, midenin doyumsuz arzularidir. Hz. Adem (A.S.) ile Havva'nin huzur ve istikrar yurdundan (cennetten) çikarilarak horluk ve yokluk diyarina (dünyaya) gönderilmelerinin sebebi odur.

Bilindigi gibi bir agaç meyvesinden yemek, kendilerine Allah (C.C) tarafindan yasaklandigi halde azgin arzularina yenilerek sözkonusu agacin meyvesinden yediler de çirilçiplak kaliverdiler.



Tahkike göre mide asiri arzularin kaynagidir. Hikmet ehlinden biri der ki, "nefsinin kontrolü altina giren kimse, onun azgin arzularindan hoslanmaya mahkûm olmus, onun yanilmalar zindar.fnda tutuklanmis ve kalbini faydali seylerden mahrum etmis olur. Vücud azalari topragini azgin arzularla sulayanlar, kalblerinde pismanlik agaci dikmis olurlar."



Ulu Allah (C.C.) canlilari üc türlü yaratmistir: Melekleri akilli ve fakat azgin isteksiz yaratmistir. Hayvanlari azgin isteklerle donatmis fakat onlarin yapisina akil katmamistir. Insanoglunu ise akil ve arzulari birarada yapisina katarak yaratmistir. Buna göre aklini azgin arzularinin kontrolüne veren kimse hayvanlardan asagidir, bunun tersine azgin arzularini aklinin kontrolü altinda tutan kimse de meleklerden üstündür.



HIKAYE



Ibrahim Havvas (rahimullahu) anlatiyor: Bir gün Likam daginda idim. Bîr nar agaci gördüm, canim çekti, ondan bir nar kopararak yardim, eksiymis, elimden attim ve yoluma devam ettim. Az ileride birini gördüm, yere serilmis ve üzerine arilar üsüsmüstü.

Adama selâm verince "aleykümselam, ya Ibrahim" diye cevap verdi. "Beni nereden taniyorsun" diye sordum. "Allah (C.C)'i taniyanlara hiç bir sey sakli degildir karsiligini verdi. Ona "anlasilan Allah (C.C) ile münasebetin var, su arilardan seni kurtarmasini O'ndan istesene" diye takildim.

Bana su cevabi verdi, "ben de senin Allah (C.C) ile münâsebetin oldugunu saniyordum. Asil kendin, nar düskünlügünden seni kurtarmasini istesene! Nar düskünlügünün acisini insan ahirette çeker, oysa ari sokmasinin acisi dünyadadir. Öte yandan ari sokmesi vücudu incittigi halde azgin arzular, ignelerini kalbe batirirlar." Bana agir, fakat faydali bir ders veren adami kendi hatinde birakarak yoluma devem ettim.



Nefsin asin arzulari padisahlari köle yaptigi gibi sabir da köleleri padisahliga yükseltir. Hz. Yusuf (A.S.) sabri sayesinde Misir meliki oldu. Buna karsilik Züleyha, nefsinin azgin arzusu yüzünden. Hz. Yusuf'a (A.S.) karsi duydugu aski gemleyemedigi için zavalli, düskün, yoksul, yasli ve gözlerinden mahrum bir duruma düstü.



Ebul Hasan Errazi'nin (rahimullahu) anlattigina göre, ölümünden iki yil sonra babasini rüyasinda görür, üzerinde katrandan bir elbise vardir. Ona sorar, "babacigim, niye seni cehennemliklerin kiligi içinde görüyorum."

Babasi "yavrum, nefsim beni cehenneme sürükledi! Sakin nefsine aldanma" der.



Sairin biri bu konuda söyle der:

Basima dört belâ sarildi.

Sapikligim ve iradesizligim yüzünden düstüm pençelerine:

Seytan, dünya, nefsim ve sonu olmayan arzular.

Hepsi de düsmanim, acaba kurtulus nasil?

Ihtiras ve kuruntularin karanliginda

Nefsimin beni sonu olmayan arzulara çagirdigini görüyorum.



Hatem'ül Asam (rahimullahu) der ki. "nefsim ayakbagim. ümim silâhim günahim hayal kirikligim ve seytan da düsmanimdir. Nefsimin arzusun, hiç bir zaman, uymam."



Ehli marifetten bir zatin söyle, dedigi nakledilir: Cihad üç türlüdür. Birincisi kâfirlerle savasmaktir ki, bu zahiri cihad'dir.



Ulu Allah'in





"Allah yolunda cihad edenler..."

(Maide Sûresi. 54)

Ayet-i celilesinde , cihadin bu çesidine isaret edilmistir.



Ikinci çesit cihad, ilimle ve inandirici deliller ile batilin taraftarlarina karsi verilen cihaddir.





"En iyi usulle onlara karsi koy" (Nahl Sûresi. 125)

Ayet-i kerimesi, bu çesit cihada isaret eder.



Üçüncü çesit cihad, kötülügü emreden nefse karsi verilen cihaddir. Bunun hakkinda Allah söyle buyurur:





"Bizim ugrumuzda cihad edenlere yollarimizi gösteririz"



(Ankebut Sûresi. 69)





Peygamberimiz (S.A.S.) de bu konuda söyle buyurur:



— "En faziletli cihad. nefse karsi verilen cihaddir."



Nitekim sahabîler (Allah (C.C) onlardan razi olsun) kâfirlere karsi verilen bir savastan dönünce "küçük cihaddan büyük cihada döndük" derlerdi.

Nefse, seytana ve azgin isteklere karsi verilen cihada "büyük cihad" ismini vermelerinin sebebi sudur: Nefse ve azgin arzulara karsi verilen cihad araliksizdir, oysa kâfire karsi arasira savas verilir, öte yandan cephe savasçisi düsmanini görür, fakat seytan görünmez, görünür düsmana karsi cihad vermek, görünmez düsmanla cihad etmekten daha kolaydir.



Bir de seytana karsi savasirken onun. senin nefsinde bir destekçisi vardir, bu destekçi nefsin azgin arzularidir, oysa ki kâfirlerle yapilan savasta onlarin senin nefsinde öyle bir yardimcilari yoktur, bu yüzden seytana karsi verilen cihad daha çetindir.


Yine savasta kâfir öldürürsen zafer ve ganimet elde edersin, kâfir seni öldürürse sehitlik rütbesi ile cennet kazanirsin. Halbuki seytani öldüremezsin, ama eger o seni öldürecek olursa Allah'in cezasina çarpilirsin.

Nitekim derler ki: "Savasta atini elinden kaçiran kimse düsmanin eiine düser, buna karsilik imanini yitiren kimse Allah'in gazabina ugrar, böyle bir seyden Allah (C.C)'a siginiriz!..."



Diger yandan, kâfirlerin eline esir düsen kimsenin elleri boynuna baglanmaz, ayaklarina pranga vurulmaz, aç ve çiplak birakilmaz. Oysa Allah (C.C)'in öfkesine muhatap olan kimsenin yüzü kara olur. Elleri boynuna kelepçelenir, ayaklan atesten prangalara vurulur, yedigi ates, giydigi ates ve içtigi ates olur.
Gönderme Tarihi: 12.12.2007 - 19:53
yanlýz üyenin diger mesajlarini ara yanlýz üyenin Profiline bak yanlýz özel mesaj arzu etmiyor yanlýz üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: Salevât-ı Şerîfe
yanlýz su an offline yanlýz  
Salevât-ı Şerîfe
41 Mesaj -
Talebelerinin sayýsýnýn on binleri bulduðu rivâyet edilen Muhammed Cezûlî, bir gün bir kuyu baþýna abdest almak için uðradý. Kuyunun yanýnda su çekmek için kova ve ip yoktu. Ne yapacaðýný þaþýrmýþtý. Bir kýz, onun bu hâlini yüksekçe bir yerden gördü ve ona þöyle dedi:
-Sen kimsin ve niye þaþýrdýn?
Muhammed Cezûlî, onun kova getireceði ümîdi ile kendisini tanýttý ve hâlini bildirdi. Kýz bunun üzerine ona;
-Ýnsanlar seni hayýr ve kerâmetle överler. Sen ise kuyudan su çýkarmaktan âciz kaldýn ve þaþýrdýn,dedi ve gelip kuyuya seslendi. Allahü teâlânýn izni ile su, kuyudan taþýp dýþarýya akmaya baþladý.
Muhammed Cezûlî abdest aldýktan sonra kýza;
-Sen bu kerâmete hangi amelin sebebi ile nâil oldun?" dedi.
Kýz da;
-Resûl-i ekreme salevât-ý þerîfeyi çok getirmekle ve salevât okumaya devâm ederek kavuþtum, diye cevap verdi.
Muhammed Cezûlî, bu duruma hayret ederek; "Acabâ hangi salevât-ý þerîfeyi okumaya devâm etsem?" diye düþünmeye baþladý. O gece, bu düþünceden dolayý uyuyamadý. Bu düþünce içerisinde yatakta yatarken, hanýmý yataðýndan kalktý. En güzel elbisesini giyip, örtüsünü örtüp evden dýþarý çýktý. Bunu görünce, hanýmýnýn bu saatte nereye gittiðini merak ederek arkasýndan dýþarý çýktý ve onun deniz kýyýsýna doðru gittiðini gördü. Önünde ve ardýnda bir arslan ona bekçilik ediyordu. Meraký daha fazla arttý. Hanýmý kýyýya varýnca denize girdi ve yürümeye devâm etti, sonunda küçük bir adaya ulaþtý. Arslanlar denizin kýyýsýnda yattýlar. Orada abdest alýp, namaz kýlmaya baþladý. Ýbâdetten sonra, yine su üzerinde yürüyerek kýyýya geldi. Arslanlar da kalkarak, biri önde, diðeri arkada yürümeye baþladýlar. Muhammed Cezûlî daha önce eve gelip, uyuyor göründü. Hanýmý, eve gelip elbiselerini deðiþtirip, yattý. "Haným bunu her gece mi yapýyor?" diye düþünerek, üç gece onu gözetledi. Hanýmýnýn her gece böyle yaptýðýný gördü.Üçüncü gecenin sabahýnda, bu durumu hanýmýna sordu.
Hanýmý ona;
-Siz, bu iþe þimdi mi vâkýf oldunuz? Uzun senelerdir ben böyle yapýyorum, dedi.
Bunun üzerine Muhammed Cezûlî;
-Acabâ, bu kerâmete ne sebeple kavuþtunuz? diye sorunca, hanýmý;
-Resûl-i ekreme salevât-ý þerîfe okumayý hiç býrakmadým. Nîmete bu yüzden kavuþtum,dedi.
Muhammed Cezûlî;
-Devâm ettiðiniz bu salevât-ý þerîfe hangisidir? diye suâl etti.
Hanýmý cevap vermedi. Isrâr edince;
-Bu gece istihâre edeyim, izin olursa, cevap veririm, dedi.
Sabahleyin hanýmý;
-Açýkça söyleyeyim, haber vermeye izin yoktur. Ancak salevât-ý þerîfeleri topla, onlarýn içinde varsa, "Vardýr" diye haber veririm." dedi.
Bunun üzerine Muhammed Cezûlî, birçok kitaplarda bulunan salevât-ý þerîfeleri topladý ve bir kitap yazdý. Hanýmýna, yazdýðý bu kitabý okuduðu zaman, hanýmý; "Ýçinde birkaç yerde vardýr." dedikten sonra; "Bu kitabý okumaya devâm edenin, Allahü teâlânýn rahmetine kavuþacaðýnda þüphe yoktur." dedi. Muhammed Cezûlî bu eserine; Hayýrlara deliller ve nûrlarýn doðuþu mânâsýna gelen Delâil-ül-Hayrât ve Meþârýk-ul-Envâr ismini verdi.


Delâil-ül-Hayrât'ta toplanmýþ olan salevât-ý þerîfelerden bâzýlarý þunlardýr:

"Allahümme salli alâ Muhammedin ve ezvâcihî ve zürriyyâtihî kemâ salleyte alâ Ýbrâhîme ve bârik alâ Muhammedin ve ezvâcihî ve zürriyyâtihî kemâ bârekte alâ âli Ýbrâhîme inneke hamîdün mecîd."

"Allahümme salli alâ Muhammedin kemâ salleyte alâ Ýbrâhîme ve bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammedin kemâ bârekte alâ Ýbrâhîme inneke hamîdün mecîd."

"Allahümme salli alâ Muhammedin-in-nebiyy-il-ümmiyyi ve alâ âli Muhammed."

"Allahümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammedin kemâ salleyte alâ Ýbrâhîme ve alâ âli Ýbrâhîme inneke hamîdün mecîd. Allahümme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammedin kemâ bârekte alâ Ýbrâhîme ve alâ âli Ýbrâhîme inneke hamîdün mecîd. Allahümme ve terahham alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammedin kemâ terahhamte alâ Ýbrâhîme ve alâ âli Ýbrâhîme inneke hamîdün mecîd. Allahümme ve tehannen alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammedin kemâ tehannente alâ Ýbrâhîme ve alâ âli Ýbrâhîme inneke hamîdün mecîd. Allahümme ve sellim alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammedin kemâ sellemte alâ Ýbrâhîme ve alâ âli Ýbrâhîme inneke hamîdün mecîd."

"Allahümme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammedin kemâ bârekte alâ Ýbrâhîme inneke hamîdün mecîd."

"Allahümme salli alâ Muhammedin ve alâ âlihi ve eshâbihî ve evlâdihî ve ezvâcihî ve zürriyyetihî ve ehl-i beytihî ve eshârihî ve ensârihî ve eþyâihî ve muhibbihî ve ümmetihî ve aleynâ maahüm ecmaîne yâ erhamerrâhimîn."

"Allahümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammedin ve alâ ehl-i beytihî."

sizlerle paylaþmak istedim kardeþlerim
Gönderme Tarihi: 12.12.2007 - 19:52
yanlýz üyenin diger mesajlarini ara yanlýz üyenin Profiline bak yanlýz özel mesaj arzu etmiyor yanlýz üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: NAMAZ KILMAYANLAR
yanlýz su an offline yanlýz  
NAMAZ KILMAYANLAR
41 Mesaj -
[1]
Hazret-i Ebû Bekr-i Sýddîk “radýyallahü anh” buyuruyor ki, beþ namâz vaktleri gelince, melekler der ki: (Ey Âdem oðullarý, kalkýnýz! Ýnsanlarý yakmak için hâzýrlanmýþ olan ateþi namâz kýlarak söndürünüz.) Bir hadîs-i þerîfde, (Mü’min ile kâfiri ayýran fark, namâzdýr) buyuruldu. Ya’nî mü’min namâz kýlar, kâfir kýlmaz. Münâfýklar ise, ba’zan kýlar, ba’zan kýlmaz. Münâfýklar, Cehennemde çok acý azâb görecekdir. Müfessirlerin þâhý, Abdüllah ibni Abbâs “radýyallahü anhümâ” diyor ki, Resûlullahdan “sallallahü aleyhi ve sellem” iþitdim. Buyurdu ki: (Namâz kýlmayanlar, kýyâmet günü, Allahü teâlâyý kýzgýn olarak bulacaklardýr).

Hadîs imâmlarý söz birliði ile bildiriyorlar ki: (Bir namâzý, vaktinde amden kýlmayan, ya’nî namâz vakti geçerken, namâz kýlmadýðý için üzülmeyen, kâfir olur). Veyâ ölürken îmânsýz gider. Ya, namâzý hâtýrýna bile getirmeyenler, namâzý vazîfe tanýmayanlar ne olur? Ehl-i sünnet âlimleri, sözbirliði ile buyurdular ki, ibâdetler îmândan parça deðildir. Yalnýz, namâzda sözbirliði olmadý. Fýkh imâmlarýndan, Ýmâm-ý Ahmed ibni Hanbel, Ýshak ibni Râheveyh, Abdüllah ibni Mübârek, Ýbrâhîm Nehaî, Hakem bin Uteybe, Eyyûb Sahtiyânî, Dâvüd Tâî, Ebû Bekr ibni Þeybe, Zübeyr bin Harb ve dahâ birçok büyük âlimler, bir namâzý amden, ya’nî bile bile kýlmayan kimse kâfir olur dedi. O hâlde, ey din kardeþim, bir namâzýný kaçýrma ve gevþek kýlma! Seve seve kýl! Allahü teâlâ kýyâmet günü, bu âlimlerin ictihâdlarýna göre cezâ verirse ne yaparsýn?

Hanbelî mezhebinde, bir namâzý özrsüz kýlmayan, mürted gibi katl olunur. Yýkanmaz, kefenlenmez ve namâzý kýlýnmaz. Müslimânlarýn mezârlýðýna gömülmez ve mezârý belli edilmez. Daðda bir çukura konur.

Namâz kýlmayan kimse, Þâfi’î mezhebinde, mürted olmaz ise de, cezâsý katldir. Namâz kýlmýyan için Mâlikî mezhebinin hükmleri, Þâfi’î hükmlerinin aynýdýr.

Namâz kýlmayan, Hanefî mezhebinde, namâza baþlayýncaya kadar habs olunur veyâ kan akýncaya kadar dövülür.

Beþ þeyi yapmýyan, beþ þeyden mahrûm olur:

1 — Malýnýn zekâtýný vermeyen, malýnýn hayrýný göremez.

2 — Uþrunu vermeyenin tarlasýnda, kazancýnda bereket kalmaz.

3 — Sadaka vermiyenin vücûdunda sýhhat kalmaz.

4 — Düâ etmiyen arzûsuna kavuþamaz.

5 — Namâz vakti gelince, kýlmak istemeyen, son nefesde Kelime-i þehâdet getiremez.

Bir hadîs-i þerîfde buyuruldu ki:

“Namâzý özrsüz kýlmayan kimseye, Allahü teâlâ onbeþ sýkýntý verir. Altýsý dünyâda, üçü ölüm zemânýnda, üçü kabrde, üçü kabrden kalkarkendir.

Dünyâda olan altý azâb:

1 — Namâz kýlmýyanýn ömründe bereket olmaz.

2 — Yüzünde, Allahü teâlânýn sevdiði kimselerin güzelliði, sevimliliði kalmaz.

3 — Hiçbir iyiliðine sevâb verilmez.

4 — Düâlarý kabûl olmaz.

5 — Onu kimse sevmez.

6 — Müslimânlarýn iyi düâlarýnýn buna fâidesi olmaz.

Ölürken çekeceði azâblar:

1 — Zelîl, kötü, çirkin can verir.

2 — Aç olarak ölür.

3 — Çok su içse de, susuzluk acýsý ile ölür.

Kabrde çekeceði acýlar:

1 — Kabr onu sýkar. Kemikleri birbirine geçer.

2 — Kabri ateþle doldurulur. Gece gündüz onu yakar.

3 — Allahü teâlâ kabrine çok büyük yýlan gönderir. Dünyâ yýlanlarýna benzemez. Hergün, her namâz vaktinde onu sokar. Bir an býrakmaz.

Kýyâmetde çekeceði azâblar:

1 — Cehenneme sürükliyen azâb melekleri yanýndan ayrýlmaz.

2 — Allahü teâlâ, onu kýzgýn olarak karþýlar.

3 — Hesâbý çok çetin olup, Cehenneme atýlýr.”
Gönderme Tarihi: 12.12.2007 - 19:51
yanlýz üyenin diger mesajlarini ara yanlýz üyenin Profiline bak yanlýz özel mesaj arzu etmiyor yanlýz üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: NEFSİMİ YENMELİYİM
yanlýz su an offline yanlýz  
NEFSİMİ YENMELİYİM
41 Mesaj -
Ýnsanlar Nefis Savaþýnda Üç Sýnýfa Ayýlýrlar Nefis Savaþýnda Baþarýlý Olmanýn Temel Unsurlarý
Kalp Akli Ruhî Yenilginin Belirtileri
Þeytanýn Giriþ Yerlerinden korunma Çareleri

Açgözlülük ve kötü düþünme kapýsý
Yaþamayý sevmek ve tükenmez arzu kapýsý
Ýstirahat ve nimetin peþine koþma kapýsý
Kendini beðenme kapýsý
Ýnsanlarý hafife almak ve onlara az saygýlý olmak kapýsý
Kýskanma kapýsý
Gösteriþ yapmak ve insanlarýn övgüsünü elde etmek kapýsý
Cimrilik kapýsý
Kibir kapýsý
Tamah kapýsý
Ýnsan kendi nefsiyle sürekli bir mücadele içinde bulunur. Sonunda ya nefsini yenen veya ona yenilir. Yahut da ölünceye kadar bu mücadele devam eder. Bu savaþ, bazen onun lehine bazen de aleyhine olur. Yüce Allah þöyle buyurmuþtur:
"Nefse ve onu þekillendirene, ona iyilik ve kötülük kabiliyetini ilham edene and olsun ki, nefsini temizleyen iflah olmuþ, onu fenalýklara gömen kimse de ziyana uðramýþtýr." (Þems, 9-10)

Hz. Peygamber (s.a.v) de bu hususa iþaret ederek þöyle buyuruyor:
"Fitneler, kalplere týpký hasýr çubuklarý gibi dal dal arz olunur. Artýk onlar hangi kalplere iþlerse o kalpte siyah bir leke meydana gelir. Hangi kalp, onlarý kabul etmezse o kalpte de beyaz bir nokta meydana gelir. Böylece iki çeþit kalp meydana gelir. Bu kalplerden biri, cilalý taþ gibi bembeyazdýr ve ona hiçbir fitne zarar vermez. Ötekine gelince; o, alaca siyahtýr. Ne bir iyiliði tanýr ne de bir kötülüðe karþý çýkar. Yalnýz içine iþleyen hevâ ve hevesini bilir." (Müslim: Ýman, 231)
Gönderme Tarihi: 12.12.2007 - 19:48
yanlýz üyenin diger mesajlarini ara yanlýz üyenin Profiline bak yanlýz özel mesaj arzu etmiyor yanlýz üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: AKILLI KİMDİR
yanlýz su an offline yanlýz  
AKILLI KİMDİR
41 Mesaj -
Ashab-i Kirâm’dan Ebû Zer, Peygamber Efendimiz (s.a.v)’e sordu:
— Yâ Resulâllah, Hazret-i Ibrahim’e inen sahifelerde neler vardi?
Efendimiz buyurdular:
— Nasihatlar ve mev’izalar vardi. Bu mev’izalardan bir kismi söyledir:
“Ey benim kulum, ben sana hükümdarlik verdim. Maksadim, halka zulmetmen degildir. Matlubum; halki zâlimlerin elinden halâs etmendir. Mazlumlari bana el açtirma, bedduâ ettirme. Çünkü kâfir dahi olsa mazlumun duâsini ben reddetmem.

Akilli kisi, vaktini dörde taksim etmelidir. Birinde; Allah’a ibâdet etmeli, birinde; Allah’in yarattiklarini ve nîmetlerini tefekkür etmeli, birinde; kendi islediklerinin muhasebesini yapmali, birinde de; helâlinden kazanmali ve yemelidir ki, Allah’a ibâdet için kuvvet bulabilsin.
Gönderme Tarihi: 12.12.2007 - 19:47
yanlýz üyenin diger mesajlarini ara yanlýz üyenin Profiline bak yanlýz özel mesaj arzu etmiyor yanlýz üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: AZICIK SABRETSEN NE OLUR Kİ??
yanlýz su an offline yanlýz  
AZICIK SABRETSEN NE OLUR Kİ??
41 Mesaj -
Sabret ki, seni yükselteyim!


Sabýr; emirleri yapmakta, yasaklardan sakýnmakta, baþa gelen belâ ve musîbetlere tahammül etmek, katlanmak demektir.
Sabýr; yüzü ekþitmeden baþa gelen dert ve musîbeti, yudum yudum içine sindirebilmektir. Cüneyd-i Baðdâdî hazretleri; “Sabýr, yüzü ekþitmeden, acýyý yudum yudum içine sindirmektir” buyurmuþtur.

Es-Sabûr; Allahü teâlânýn Esmâ-i hüsnâsýndan yani güzel isimlerindendir. Her þeyi vakti gelince yaratan, bu hususta acele etmeyen, kendisine þirk, ortak koþan ve baþka günâhlarý iþleyerek isyân edenleri, cezâlandýrmaya kâdir iken, cezâ vermekte acele etmeyen anlamýndadýr.
Yûsuf Nebhânî hazretleri;
“Güneþ doðduktan sonra yüz kere es-Sabûr ism-i þerîfini söyleyen kimse, belâlardan kurtulur” buyurmuþtur.

Baþa gelene sabretmek...
Baþa gelen sýkýntýlara, sebeplere yapýþtýktan sonra, sabretmelidir. Baðýrýp çaðýrarak isyan etmek, belâyý, sýkýntýyý gidermez hatta günah olur. Ýmâm-ý Rabbânî hazretleri, bir talebesine hitaben;
“Ýnsanlarýn üzmelerine dayanmak lâzýmdýr. Akrabânýn incitmelerine sabretmekten baþka yapýlacak þey yoktur. Allahü teâlâ, sevgili Peygamberine emir olarak, Ahkâf sûresinde; (Peygamberlerden Ulül’azm olanlarýn sabrettikleri gibi Sen de sabret! Onlara azâb verilmesi için duâ etmekte acele eyleme!) meâlindeki âyet-i kerîmeyi gönderdi” buyurmuþtur.

Abdülkâdir Geylânî hazretleri de bir sevdiðine hitaben buyuruyor ki:
“Halinizden þikâyette bulunmayýn. Sabredin, feryad etmeyin. Doðruluk üzere devâm edin ve ümitli olun. Allahü teâlâya, rýzâsý için yapýlan sabýrlar, aslâ karþýlýksýz kalmaz. Onun için sabrediniz, mutlaka bu sabrýn mükâfâtýný görürsünüz. Ömrü boyunca kahraman lakabýyla meþhûr olan bir kimse, bu lakabý, bir ânlýk cesâreti netîcesinde kazanmýþtýr. Allahü tealâ Kur’ân-ý kerîmde Bekara sûresinin 153. âyet-i kerimesinde meâlen; (Þüphesiz ki Allah, sabredenlerle berâberdir) buyuruyor.”

Sabýr, insaný neticeye götüren çok kýymetli bir vasýtadýr.
Abdullah Mürteiþ hazretleri;
“Bütün iþlerin netîcesinin sýhhatli ve faydalý olabilmesi için iki þart vardýr: Sabýr ve ihlâs” buyurmuþtur.
Sabýr, sadece gelen belâlara, sýkýntýlara katlanmak deðil, Allahü teâlânýn takdirine itirâz etmemek demektir.

Ahmed-i Bedevî hazretleri;
“Sabýr, Allahü teâlânýn hükmüne rýzâ göstermektir. O’nun hükmüne rýzâ göstermek ve emrine teslim olmak demek, nîmete kavuþtuðunda sevinip ferahlýk duyduðu gibi, musîbet ve sýkýntý geldiðinde de ayný sevinç ve ferahlýðý duyabilmek demektir” buyuruyor.
Bir insandan gelen zararý önlemeyip buna sabretmek, tevekküldür ve iyidir.
Sûre-i Ahzâbda;
(Kâfirlerin ve münâfýklarýn zararlarýna, iþkencelerine karþýlýkta bulunma! Ben onlarýn cezâsýný veririm. Onlardan korunmak, kurtulmak için Allahü teâlâya tevekkül et!) meâlindeki âyet-i kerîme bunu bildirmektedir.

Eyyûb aleyhisselâm, Þam civârýnda yaþayan Ýsrâiloðullarýna gönderilen peygamberlerdendir. Onlarý Allahü teâlâya îmân etmeye ve ibâdete çaðýrdý. Kendisine yedi kiþi îmân etti. Malý ve serveti çok olan Eyyûb aleyhisselâm, Allahü teâlâya çok þükrederdi. Allahü teâlâ onu imtihân etmeyi diledi. Mallarýný, çeþitli vesîlelerle elinden aldý. Çocuklarý bir zelzelede vefât etti. Þeytanýn vesvesesine karþýlýk, þükür, sabýr ve metânetinden hiçbir þey eksilmedi. Daha çok sabýr ve þükretmeye baþladý. Allahü teâlâ onun bedenine hastalýk vererek imtihân etti. Eyyûb aleyhisselâmýn hastalýðý gün geçtikçe þiddetlendi. Bütün yakýnlarý ve dostlarý onu terk etti. Hanýmý onu þehrin dýþýna çýkararak hizmetine devâm etti. Eyyûb aleyhisselâm, hastalýðýna raðmen, gelip geçen insanlara Allahü teâlâyý hatýrlatarak sabýr ve þükrü tavsiye etti. Yedi yýl dert ve belâ içinde kaldýðý hâlde, hâlinden hiç þikâyet etmedi. Sabrý, darb-ý mesel oldu. Allahü teâlâ onu tekrar saðlýðýna kavuþturdu. Hastalýktan kurtulduðu gecenin seherinde âh edip aðladýðýnda, sebebi soruldu;

“Ey hastamýz, nasýlsýnýz?”


“Her gece seher vaktinde; ‘Ey bizim hastamýz, nasýlsýnýz?’ diyen sesi artýk duymaz oldum. Onun için aðlýyorum” buyurdu. Mallarý kendisine yeniden ihsân edildi. Vefât eden çocuklarý kadar çocuðu oldu. Resûlullah efendimize Eyyûb aleyhisselâmla ilgili suâl edildiðinde aðladýlar ve buyurdular ki:
(Allahü teâlâya yemîn ederim ki, Eyyûb aleyhisselâm belâdan inlemedi, sýzlanmadý. Ayakta namaz kýlmak istedi. Duramadý düþtü. Hizmette kusur görünce; “Bana gerçekten hastalýk isâbet etti” dedi.)

Netice olarak Allahü teâlânýn, bir hadis-i kudside buyurduðu gibi:
(Ey insanoðlu, sabret, alçak gönüllü ol ki, seni yükselteyim. Af dile ki, seni affedeyim! Benden iste, sana vereyim. Sadaka ver malýný, yakýnlarýnla ilgilen, ömrünü bereketlendireyim. Benden sýhhat ve âfiyet iste ki seni sýhhatli kýlayým.)
Gönderme Tarihi: 12.12.2007 - 19:46
yanlýz üyenin diger mesajlarini ara yanlýz üyenin Profiline bak yanlýz özel mesaj arzu etmiyor yanlýz üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: AHİRET KARDEŞLİĞİ,,,,,
yanlýz su an offline yanlýz  
AHİRET KARDEŞLİĞİ,,,,,
41 Mesaj -
Biz, ahiret saadetine talibiz. Öyleyse ahiret kardeþliðidir beklediðimiz.
Bu dünyada bitivermeyecek bir kardeþliktir.

Nefes alýp veren, bize dua edecek, belki bir hayrý dokunacak
olana iyilik etmek deðildir sadece kardeþlik dediðimiz.

Ayný zamanda asýl yurduna göç eyleyen bir kardeþimizin evladýný emanet,
borcunu borcumuz gibi sýrtýmýzda yük bilmektir. Çünkü Efendimiz s.a.v.:

- Yetimi büyütüp, terbiye edenle ben, kýyamet gününde þöyleyiz,
demiþ, þehadet parmaðýyla orta parmaðýný birleþtirmiþtir.

Mevlam hepimize hakiki kardes olabilmeyi nasip eylesin ins. AMIN


Müslüman müslümanýn kardeþidir.Ona hýyanet etmez,yalan söylemez ve yardýmý terk etmez.Her müslümanýn diðer müslümana;ýrzý,malý ve kaný haramdýr.Takva buradadýr.Bir kimseye þer olarak;Müslüman kardeþini hor ve hakir görmesi yeter..’ (H.þerif)
Gönderme Tarihi: 12.12.2007 - 19:44
yanlýz üyenin diger mesajlarini ara yanlýz üyenin Profiline bak yanlýz özel mesaj arzu etmiyor yanlýz üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: ,,,,EY NEFSİM,,,,DİKKAT!!!
yanlýz su an offline yanlýz  
41 Mesaj -
NE ÝDÝK NE OLDUK! (Osmanlý'dan- Türkiye'ye)

FAZÝLETLÝYDÝK:
Kimsenin malýna, mülküne göz dikmezdik. Kimsenin namusuna yan bakmazdýk. Hýrsýzlýk nedir bilmez, dilenciliði meslek edinmez, kimseyi de küçümsemezdik.
Dürüsttük: Bir zamanlar, Londra Ticaret Odasý'nýn en görünür yerinde þu mealde bir tavsiye levhasý asýlýydý: "Türklerle alýþveriþ et, yanýlmazsýn."

ÝTÝBARLIYDIK:
Bir zamanlar, Hollanda Ticaret Odasý'nýn toplantýlarýnda oylar eþit çýkýnca, Osmanlýlarla alýþveriþi olan tüccarýn oyu iki sayýlýr, onun dediði olurdu.

TEMÝZDÝK:
Yere bile tükürmezdik. Hatta, Osmanlý askeri teþkilatýný Avrupa'ya tanýtmasýyla meþhur Comte de Marsigil, yere tükürmedikleri için atalarýmýzý þöyle eleþtiriyor: "Türkler hiçbir zaman yere tükürmezler.
Daima yutkunurlar. Bunun için de saçlarýnda sakallarýnda bir hararet olur ve zamanla saçlarý, kaþlarý, sakallarý dökülür."

ÇEVRECÝYDÝK:
Kurak günlerde ücretle adamlar tutup sokaktaki ulu aðaçlarý sulatýr, göçmen kuþlarýn yorgunluk atmasý için, saçak altlarýna kuþ saraylarý yapardýk. Bunlara öyle çok örnek var ki, saymakla bitmez.

HARAMA EL SÜRMEZDÝK:
Fransýz müellif Motray, 1700'lerdeki halimizi þöyle anlatýyor: "Türk dükkânlarýnda hiçbir zaman tek meteliðim kaybolmamýþtýr. Ne zaman bir þey unutsam, hiç tanýmadýðým dükkâncýlar, arkamdan adam koþturmuþlar, hatta birkaç kere Beyoðlu'ndaki ikametgâhýma kadar gelmiþlerdir."

MEDENÝ ÝDÝK:
Ýngiliz sefiri Sir James Porter ise, 1740'larýn Türkiye'si için þunlarý söylüyor: "Gerek Ýstanbul'da, gerekse imparatorluðun diðer þehirlerinde hüküm süren emniyet ve asayiþ, hiçbir tereddüde imkân býrakmayacak þekilde ispat etmektedir ki, Türkler çok medeni insanlardýr."

DOSDOÐRUYDUK:
Fransýz generallerden Comte de Bonneval ise, þu hükmü veriyor: "Haksýzlýk, murabahacýlýk [aþýrý kâr koyma, tefecilik], inhisarcýlýk [tekelcilik] ve hýrsýzlýk gibi suçlar, Türkler arasýnda meçhuldür...
Öyle bir dürüstlük gösterirler ki, insan, çok defa Türklerin doðruluklarýna hayran kalýr."

HIRSIZLIK NEDÝR BÝLMEZDÝK:
Fransýz müellif Dr. Brayer, 1830'larýn Ýstanbul'unu getiriyor önümüze: "Evlerin kapýsýnýn þöyle böyle kapatýldýðý ve dükkânlarýn çoðunlukla umumî ahlâka itimaden açýk býrakýldýðý Ýstanbul'da her sene azami beþ-altý hýrsýzlýk vakasý görülür."

Ubicini, Dr. Brayer'i þöyle doðruluyor: "Bu muazzam payitahtta dükkâncýlar, namaz saatlerinde dükkânlarýný açýk býrakýp camiye gittikleri ve geceleri evlerin kapýsý basit bir mandalla kapatýldýðý halde, senede dört hýrsýzlýk vakasý bile olmaz. Ahalisi sýrf Hýristiyan olan Galata ile Beyoðlu'nda ise hýrsýzlýk ve cinayet vakalarý olmadan gün geçmez."

NAZÝKTÝK:
Edmondo de Amicis isimli Ýtalyan gezgini, yine 1880'lerin "biz"ini anlatýyor bize: "Ýstanbul Türk halký Avrupa'nýn en nazik ve en kibar insanlarýdýr. Sokakta kavga enderdir. Kahkaha sesi, nadirattan iþitilir. O kadar müsamahakârdýrlar ki; ibadet saatlerinde bile camilerini gezebilir, bizim kiliselerde gördüðünüz kolaylýðýn çok
fazlasýný görürsünüz."

CÝHANA ÖRNEKTÝK:
Türkiye Seyahatnâmesi'yle meþhur Du Loir'un 1650'lerdeki hükmü þöyle: "Hiç þüphesiz ki, ahlâk bakýmýndan Türk siyasetiyle medeni hayatý bütün cihana örnek olabilecek vaziyettedir."

Þefkatimiz yalnýzca insana yönelik deðildi, hayvanlarý, hatta bitkileri bile kapsýyordu.

HAYATA KARÞI SAYGILIYDIK:
Bu konuda dilerseniz Elisee Recus'u dinleyelim, bize 1880'lerdeki halimizi anlatsýn:
"Türklerdeki iyilik duygusu, hayvanlarý dahi kucaklamýþtýr. Birçok köyde eþekler haftada iki gün izinli sayýlýr... Türklerle Rumlarýn karýþýk olarak yaþadýðý köylerde ise, bir evin hangi tarafa ait olduðunu kolaylýkla anlayabilirsiniz. Eðer evin bacasýnda leylekler yuva yapmýþsa, bilin ki o ev bir Türk evidir." (Küçük Asya, c. 9)

HAYIRSEVERDÝK:
Comte de Marsigli'yi tekrar dinleyelim: "Yazýn Ýstanbul'dan Sofya'ya giderken daðlardan anayol üzerine inmiþ köylülerin, yolculara, bedava ayran daðýttýklarýna þahit oldum."

Ayný müellif, ceddimizin hayýrseverlikte fazla ileri gittikleri kanaatindedir. Þöyle diyor: "Fakat þunu da ifade etmeliyim ki, bu dindarâne hareketlerinde biraz fazla ileri gitmektedirler. Ýyiliklerini yalnýz insan cinsine hasretmekle kalmayýp, hayvanlara ve hatta bitkilere bile teþmil ederler."

Bu tespiti, Ýslâm ve Türk düþmaný Avukat Guer misallendiriyor: "Türk þefkati, hayvanlara bile þamildir" dedikten sonra þu örneði zikrediyor:
"Hayvanlarý beslemek için vakýflar ve ücretli adamlarý vardýr. Bu adamlar, sokak baþlarýnda sahipsiz köpeklere ve kedilere et daðýtýrlar...
Sokaktaki aðaçlarýn kuraklýktan kurumasýný önlemek için bir fakire para verip sulatacak kadar kaçýk Müslümanlara bile rastlamak mümkündür..."

"Kaçýk"lýðýn kaynaðýný da veriyor adam: "Birçoklarý da sýrf azad etmek için kuþbazlardan kuþ satýn alýrlar. Bunu yapan bir Türk'e, bir gün, yaptýðý iþin neye yaradýðýný sordum.
Küçümseyerek baktý ve þu cevabý verdi: ALLAH'ýn rýzasýný tahsile (kazanmaya) yarar!

Ne dersiniz? Galiba, geçmiþimizden uzaklaþmak, bize çok pahalýya patladý.

Ýþte sorulmaya deðer ve cevaplanmasý elzem olan soru:

"Bizde, o zaman var olup da bugün olmayan nedir? Nasýl kaybettik? Nasýl buluruz
Gönderme Tarihi: 12.12.2007 - 19:41
yanlýz üyenin diger mesajlarini ara yanlýz üyenin Profiline bak yanlýz özel mesaj arzu etmiyor yanlýz üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: ,,,,EY NEFSİM,,,,DİKKAT!!!
yanlýz su an offline yanlýz  
41 Mesaj -
DUA VE ÝBADET, Allah ÝLE OLMAKTIR.Allah ÝLE OLAN KÝMSE ÝÇÝN ÖLÜMDE,ÖMÜRDE HOÞTUR....
Gönderme Tarihi: 12.12.2007 - 19:41
yanlýz üyenin diger mesajlarini ara yanlýz üyenin Profiline bak yanlýz özel mesaj arzu etmiyor yanlýz üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: ,,,,EY NEFSİM,,,,DİKKAT!!!
yanlýz su an offline yanlýz  
,,,,EY NEFSİM,,,,DİKKAT!!!
41 Mesaj -
Allah'a karþý gelen kavimlerin hâllerine bir bak; Onlardan bir kýsmý suda boðuldu. Bir kýsmý yerin dibine battý. Bir kavim taþa tutuldu. Bir baþka kavmin sûretleri maymun ve domuz sûretine döndürüldü ve helâk olup gittiler. Bugünde böyle zulüm yapanlar, dünyayý ateþe verenler, tarihe yüz karasý olarak geçecekler.



Bir yýlý daha geride býraktýk. Ya da âhirete bir yýl daha yaklaþtýk. Ticarethaneler geride kalan senenin kâr–zarar cetvellerini çýkarýp, hesaplarýný gözden geçirecekler.
Ey nefsim! Sen de geçen senenin hesabýný yaparak, kâr ve zarar bilânçosu gibi, sevap ve günahlarýný gözden geçirecek misin? Yeni yýla girdim diye seviniyorsun; ama geride kalan o koskoca seneyi gerçekten de sevineceðin þekilde mi geçirdin yoksa telafisi mümkün olmayan hatalarla mý doldurdun?..

Ey nefsim!
Hz. Ömer Radýyallahu Anh: "Hesaba çekilmeden önce nefsinizi hesaba çekiniz." buyurdu. Ben de bu yeni yýlýn baþýnda seninle yüzleþmek, hatalarýmý ve günahlarýmý sorgulamak, hatta seninle çatýr çatýr hesaplaþmak istiyorum.
Sen her yaptýðýn hata ve kusura bir bahane, bir mazeret buluyorsun. Âhiret konusunda da sanki pek endiþen yok, üstelik garantiymiþ gibi bir tavrýn var. Bu ne umursamazlýk, bu ne vurdumduymazlýktýr. Bilmez misin; Hz. Ömer Radýyallahu Anh, bir keresinde Beytullah'ý tavaf ederken:
"Yâ Rabbi! Eðer saîdler listesindeysem, ne olur beni orada sabit kýl; yok eðer þakîler listesindeysem, ne olur beni oradan sil de saîdler listesine yaz." diye gözyaþlarýyla Allaha yalvarýyordu. Koskoca Hz. Ömer böyle bir endiþe duyabiliyorken, sen kendini nasýl garantide görebiliyorsun? Yine o Hz. Ömer, münafýklarýn listesi kendisinde bulunan Hz. Huzeyfe Radýyallahu Anh'ýn etrafýnda dolaþýr:
"Yâ Huzeyfe! Ben de listede var mýyým?" diye sorardý. Hz. Ömer; Resûlullah'ýn ikinci halifesi ve adaletin güneþi olmasýna raðmen nefsini bu kadar hakir görüp, münafýklar listesinde olmaktan korkuyorken, sen hiç merak etmiyor musun acaba hangi listedeyim diye?.. Düþün ey nefsim! Büyüklerin hâli böyle olunca senin hâlin nasýl olmalý?

Ey zavallý nefsim!
Bünyende yýðýnla kötü huy barýndýrýyorsun. Heva ve hevesin, ihtiras ve þehvetin, dünyaya olan sevgin ve meylin seni sarýp sarmalamýþ. Dedikodu, gýybet, hased sende… Riyakârlýk, büyüklenmek, kibirlenmek sende… Aldatmaca, kandýrmaca, yalan sende… Kin, nefret, buðz sende… Bu kötü huylardan ne zaman kurtulacak, ne zaman tezkiye olacaksýn? Üstelik bunca kötü hasletlerin varken, kendi hata ve kusurlarýný nedense hiç görmüyorsun; ama bir baþkasý bir hata yapmaya görsün, hemen eleþtiri bombardýmanýna tutuyorsun. Sen baþkalarýnýn hatalarýný araþtýrmayý býrak dakendine bak! Halkýn ayýplarý ile meþgul olup, kendi ayýplarýna karþý kör olma.

Ey biçare nefsim!
Geçici olduðunu bile bile dünyaya öylesine tamah ediyorsun ki! Bu dünya kime yar olmuþ ki, sana olsun? Gelen bir gün mutlaka gitmiþ ve er geç sen de gideceksin. Hele bir düþün, kimler geldi geçti?... Firavunlar, Nemrutlar, Hâmanlar, Karunlar, Þeddatlar hep gittiler. Ne kudretli krallar, kayserler, kisralar dünyaya veda ettiler. Dünya onlarý bir oyuncak hâline getirdi, oyalanýp durdular. Þeytan onlarý aldatýp kandýrdý. Yaptýklarý isyanlarý, zulümleri süsledi. Onlar saðlam kalelerde ve kulelerde bir yandan binbir gece eðlenceleriyle zevk ederlerken, diðer yandan nicelerinin haklarýný yiyip zulmettiler. Oralarda nice namuslar kirletildi. Nice beller bükülüp, iþkenceler edildi. Nice çaresiz, fakir fukaranýn, gözyaþlarý akýtýldý.
Sonunda Allah'ýn emri geldi. Kendilerine birer emanet olarak verilen canlarý geri alýndý. Böbürlenerek sahip çýktýklarý mallardan ve mülklerden de oldular. Onlarýn topladýklarý servetler hep daðýldý gitti. O kuþ tüyü yataklardan kaydýlar. Büyük ve gösteriþli konaklarýndan çýkarýldýlar. Geriye bir þey kalmadý; ne mal, ne mülk, ne de saltanat... Þimdi ise onlarýn esâmesi bile okunmuyor. "Hele bir bak, onlardan yana bir bakiye görebiliyor musun?" (Hâkka, 8 ) Geriye sadece bunlarýn hesabýný vermek kaldý. Öyle ki, hiç hesaba katmadýklarý þeylerden dahi hesaba çekilecekler.

Düþün ey ahmak nefsim!
Bu göçüp gidenlerin hâllerinden senin alacaðýn ibret dersi yok mudur? Meselâ, þu Ad kavmi ne büyük ibret… Bunlarýn minare gibi upuzun boylarý vardý. Çok güçlü kuvvetliydiler. Kayalarýn içini oyup çok muhkem, kale gibi saðlam evler yapýyorlar ve oralarda barýnýyorlardý. Kendilerine kimsenin karþý koyamayacaðýný sanan bu kavim azýnca, haddi hududu aþýnca, Mevlâ Teâlâ onlarý nasýl da sildi süpürdü. Sen bunlardan daha mý kuvvetlisin, Neronlardan daha mý güçlüsün, (hâþâgöz kırpma ben karþý koyarým mý sanýyorsun? Allah'a karþý gelen kavimlerin hâllerine bir bak: Onlardan bir kýsmý suda boðuldu. Bir kýsmý yerin dibine battý. Bir kavim taþa tutuldu. Bir baþka kavmin sûretleri maymun ve domuz sûretine döndürüldü ve helâk olup gittiler. Bugün de böyle zulüm yapanlarýn, dünyayý ateþe verenlerin, tarihe yüz karasý olarak geçecek olan despotlarýn feci akýbetlerini, ömrün olursa göreceksin. "Zalimin zulmü varsa mazlumun Allah'ý var." diye atalarýmýz boþuna söylememiþler. "Sakýn, Allah'ý zalimlerin yaptýklarýndan habersiz zannetme!" (Ýbrahim, 42)
Ordusuna güvenen Nemrud, topal bir sivrisinekle helâk oldu. Malýna güvenen Karun, malýyla battý. Makam ve mevkisine güvenen niceleri, çoktan toprak oldu da isimleri bile unutuldu. Peki, sen neye güveniyorsun ey nefsim? Haberin olsun ki; Allah'tan baþka her neye güveniyorsan, o þeyle beraber Allah seni de batýrabilir. Onun için sana bu nimetleri vereni unutma! Sana bu makamý ve mevkiyi vereni, bu malý, mülkü ve serveti vereni sakýn unutma!!! Hem bu dünyada bizlere ihsan edilen nimetler ne kadar çok olursa olsun, âhirete nispetle çok az bir þeydir. Bunlar için, sonsuz cennet nimetleri fedâ edilir mi? Bugün dünyanýn az bir zahmetine dayanamayan, yarýn cehennem azabýna dayanabilir mi? Parmaðýný mumun alevine tutsan, ona dahi dayanamasýn, öyleyse acizliðini anla ve ateþe dayanabileceðin kadar günah iþle!

Ey günahkâr nefsim!
Artýk sana düþen, bugüne kadar iþlediðin isyanlardan dolayý piþman olup tevbe etmek, Mevlâ'nýn dergâhýna yüzler sürmektir. Bugüne kadar gönlünce yaþadýn, isyanlar ettin, günahlar iþledin de ne oldu? Aldýðýn þehevî zevkler, tatmin ettiðin o ihtiraslar ve arzular nerede? Hepsi o anlýktý geçip gitti deðil mi? Tabiî zevki geçti; ama hesabý duruyor. Þayet Rabbini razý edemezsen, sana verdiði bu fânî nimetleri, bâkî olana çeviremezsen iþin zor, hem de çok zor ey nefsim. Allahu Teâlâ Kerîm'dir, Rahîm'dir, beni affeder deyip avunuyorsun; fakat affa mazhar olmak için ne yapýyorsun? Evet, Allah "Kerîm ve Rahîm'dir"; ama ayný zamanda da "Þedîdü'l–ikabdýr", haberin olsun!..
Tevbeyi geciktirme; çünkü ölüm her an gelebilir. Hem tevbe, geciktikçe zorlaþýr; zira yapýlan günahlar alýþkanlýk hâlini alýr ki, alýþkanlýklarý terk etmek çok daha zordur. Bu durum ise; dersine zamanýnda çalýþmayýp, bunu imtihan gününe saklayan tembel talebenin durumuna benzer ki, baþarý þansý çok azdýr, bilesin.


Ah nefsim, ahh!
Rahata ne kadar çok alýþtýn, deðil mi? Öylesine keyif adamý oldun ki sorma gitsin. Ama iyi bil ki, bu pek hayra alâmet deðil. Bu rahatlýk, bu rehavet sana diðer Müslüman kardeþlerini unutturmasýn. Sen öylesin diye herkesi rahat ve keyfi yerinde zannetme… Bak Yahudi ve Hýristiyanlar, ortadoðudaki Müslüman kardeþlerine âdeta kan kusturuyor. Filistin topyekûn ateþe verilmiþ, Irak alevlerle kuþatýlmýþ, Müslüman halklarýn yaþadýðý bu beldeler olmuþ can pazarý… Savaþagla!) bahanesiyle orada binlerce masum sivil öldürülüyor. Halk, evlerinde bombalanýyor. Cani coniler bombalanan bir camiye giriyor ve içerideki yaralý cemaate kurþun yaðdýrýyor. Mutfakta yemek piþirirken kurþuna dizilen Felluceli bacýmýzýn da, camide namaz kýlarken þehit edilen mü'min kardeþimizin de hatalarý galiba Müslüman olmak...
Ey nefsim! Bu haberler seni ne kadar rahatsýz ediyor, hiç üzülüp, kahroluyor musun? Müslüman kardeþlerinin o periþan hâli karþýsýnda, duadan baþka hiçbir þey yapamamanýn verdiði derin ýstýrapla gözyaþlarýna boðuluyor musun? Yoksa bu haberler keyfini kaçýrdýðý için bunun yerine magazin haberleri diye sunulan zýrvalarý ya da gelin–kaynana, ünlüler çiftliði veya popstar gibi lüzumsuz programlarý seyrediyor ve "Acaba ne olacak, kim kazanacak?" diye bunu mu merak ediyorsun? Ey zalim nefsim! Halbuki "Müslüman kardeþlerimin durumu ne olacak, bu savaþý kim kazanacak?" diye dertlenmen, Filistin'de, Irak'ta ve dünyanýn neresinde olursa olsun mazlum Müslümanlarýn zaferi için dua etmen gerekmez mi?

Ey nefsim!
Bu arada sana yýlbaþý ve Noel yortusuyla alâkalý olarak da bir çift lâfým olacak. Orta Doðu'yu kana bulayan, oradaki mazlum Müslümanlarýn çaresiz çýðlýklarýnýn yükselmesine sebep olan, Irak'ta binbir çeþit vahþete ve iþkencelere imza atan, insanlýktan yoksun caniler sürüsünün bayramý olan Noel yortusunu kutlamaman gerektiðini iyice anladýn mý? Zira onlar Müslüman kardeþlerine ülkelerini zindan ederken, sen onlarla ayný gecede dans edip, hindi kýzartmasý yiyerek, içki içip nara atarak, Noel kutlamanýn ne büyük bir ihanet olduðunu umarým idrak edersin.
Ayrýca, Ebû Garip cezaevinde yapýlan, insanýn kanýný donduracak iþkenceleri, camilerde kurþunlananlarý, otobüsler taranarak öldürülen çocuk ve kadýnlarý, ucuna Haç asýlý tanklardan çýkan mermilere hedef olan Müslümanlarý ve daha nicelerini gördükten sonra, hâlâ onlarýn sana dost olabileceðini düþünebiliyor musun?

Ey gafil nefsim!
Ramazan ayýnda gördüðün pa pazlý, hahamlý iftar sofralarýnda esen hoþgörü–diyalog rüzgârlarý sakýn seni aldatmasýn! Zira ayný gün ve gecelerde Felluce'de Haçlý sürüleri, grup grup camilere daðýlarak katliam yaptýlar. O mübarek günlerde bir camide yaralý, çaresiz ve savunmasýz þekilde yerde yatan bir Müslümanýn beynine kurþun sýkýldýðýný sen de gördün, dünya da gördü! Aman ya Rabbi! Bu nasýl bir nefret, bu nasýl bir kin böyle!… Hani nerede hoþgörü?! Ey nefsim, gözünü iyi aç ve gör ki,; Hýristiyan ve Yahudilerin Türkiye'deki yüzü, Müslümanlarla iftar sofralarýnda þen þakrak tavýrlarla göz boyarken, Filistin ve Iraktaki yüzü, Müslümanlara kan kusturuyor. Diyaloga sýkýlan bunca kurþundan sonra, hâlâ "Hoþgörü ve diyalog" nutuklarýna kanacaksan, sana yazýklar olsun ey nefsim!

Ey nefsim!
Dün küçüktün, bugünse yetiþkin bir hâle geldin. Bak bir sene daha geçti, yaþlanýyorsun, farkýnda mýsýn? Ben sana Resûlullah'ýn tavsiyesini hatýrlatayým: "Ýhtiyarlamadan önce gençliðin, hasta olmadan önce sýhhatin, meþguliyet gelmeden önce boþ vaktin, fakirlik gelmeden önce zenginliðin ve ölmeden önce hayatýn kýymetini bil!"
Ecel her geçen gün yaklaþýyor, ansýzýn ve hiç ummadýðýn bir zamanda gelebilir. Öldüðün an ya cennettesin ya da cehennemde… Þu an bulunduðun binanýn kapýsýndan çýksan, binlerce adrese gidebilirsin; ama bu dünyanýn kapýsýndan çýktýðýnda gideceðin sadece iki adres var. Bu adres ya cennet olacak ya da cehennem… Daha açýkçasý, ya yukarýda saydýðýmýz zulümlere imza atan, Orta Doðu'yu kana bulayan Yahudi ve Hýristiyanlarla beraber cehennemde yanacaksýn ya da Allah'ýn dostlarý ve salih kullarýyla cennette ebedî bir zevk ve sefa âlemine dalacaksýn!
Rabbim hepimizi nefsimizin þerrinden muhafaza buyurup, cennetini ihsan eylesin!
Fî emanillah!
Gönderme Tarihi: 12.12.2007 - 19:40
yanlýz üyenin diger mesajlarini ara yanlýz üyenin Profiline bak yanlýz özel mesaj arzu etmiyor yanlýz üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: Makyaj yapmadan önce bir kez daha düşünün!!!!!!!!
yanlýz su an offline yanlýz  
41 Mesaj -
Çukurova Üniversitesi (ÇÜgöz kırpma Týp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalý Öðretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Bayram, terlik seçiminin ayak saðlýðý için çok önemli olduðunu söyledi.

Terlik seçerken en önemli unsurun taban olduðuna ve terletmeyen terliklerin seçimine özen gösterilmesi gerektiðine temas eden Bayram, "Kadýnlarýn sýkça tercih ettiði yüksek topuklu terlikler, aðýrlýðý tamamen ön kýsma verdiði için belde ve bacaklarda aðrýlara sebep olur. Bu tür terliklerde denge unsuru fazla olmadýðý için yürümede zorluk çekilir, kiþi gerektiðinden daha çabuk yorulur.'' diye konuþtu.

Ayakta ter oluþturacak plastik tabanlý terliklerden uzak durulmasý gerektiðini belirten Bayram, yüksek topuklu terliklerin ise özellikle çocuklarda ayak kemik geliþimini önleyebileceðini kaydetti. Terlik seçerken en önemli unsurun taban olduðuna dikkati çeken Bayram, "Ayaðýn altýndaki yapý kolay bozulmayacak þekilde olmalý. Ayaktan kolay çýkacak tipteki terlikler ister düz, isterse engebeli arazide olsun yürümeyi bozar.'' dedi.

Bu yýlýn modasý olan ve kullanýmý her geçen gün artan parmak arasýna giren terliklerin de saðlýklý olmadýðýný belirten Bayram, bu tür terliklerin özellikle diyabet rahatsýzlýklarý olanlar için büyük risk taþýdýðýný söyledi. Diyabet hastalarýnýn hissetme duyusunun zayýf olduðunu ifade eden Bayram, þöyle konuþtu:

"Özellikle þeker hastalarýnýn, bu yýlýn modasý parmak arasý terlikten uzak durmasý gerekir. Bu hastalar hissetme yönünden sýkýntýlýdýr. Genellikle plastikten yapýlan ve parmak arasýna oturan parça yara yapar, ancak hasta farkýna varmaz. Ayakta iltihaplanmalar oluþur, bu durum ayakta cerrahi müdahaleler gerektirecek durumlara kadar gidebilir.''
Gönderme Tarihi: 10.11.2007 - 09:46
yanlýz üyenin diger mesajlarini ara yanlýz üyenin Profiline bak yanlýz özel mesaj arzu etmiyor yanlýz üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: Makyaj yapmadan önce bir kez daha düşünün!!!!!!!!
yanlýz su an offline yanlýz  
41 Mesaj -
Son yýllarda hayatýn hýzlanmasý, beslenmemizi de hýzlandýrdý. Beslenirken yaptýðýmýz yanlýþlar ve günlük gýda tüketimimizdeki karmaþa da þiþmanlýðý, buna baðlý hastalýklarý gündeme getirdi. Su içme alýþkanlýðýmýz bile deðiþti. Acýbadem Kadýköy Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmaný Þengül Sangu Talak, eskiden sadece hafta sonu tüketilen kolalý içecekler ve meyve suyunun aþýrý tüketilmesinin vücutta aþýrý miktarda boþ enerji alýmýna ve böylece yaðlanmaya yol açtýðýný söyledi. Talak, "Günde 1,5-2 litre su içilmesini saðlýk açýsýndan öneriyoruz. Ancak zayýflamak için bize gelenlerin çoðu su yerine günde 1,5 litre kolalý içecek veya meyve suyu içtiklerini, bir bölümü neredeyse hiç su içmediklerini söylüyor" dedi.
Oysa saðlýðýn korunmasýnda ve saðlýklý beslenme programý uygulanmasýnda suyun vazgeçilmez bir yeri olduðunu anlatan Dyt. Þengül Sangu Talak, "Beslenmedeki hatalarýmýzla ve su içmeyerek metobolizma dengemizi bozup sadece daha fazla yaðlanýyoruz. Günde 3 ana, 3 ara düzenli öðün tüketmek, 1,5-2 litre su içmek ve gün içinde bulduðumuz her fýrsatta hareket edip düzenli egzersiz yapmak saðlýklý bir kiloda kalmanýn altýn formülü" diye konuþtu.

Hamileler Yüksek Kalori Alýyor

Beslenme anne karnýnda, beslenme hatalarý da hamilelikte baþlýyor. Kadýnlar yýllar boyu gýda tüketimi konusunda kendilerine aþýrý yasaklar koyarak yaþýyor. Hamilelikte de yiyemedikleri ne varsa tüketiyorlar. Hem aþýrý kilo alýyorlar, hem de bebeklerinin de þiþmanlýða elveriþli bir vücut yapýsýyla doðmasýna yol açýyorlar. Þiþman çocuklarýn ilerde diyabet ve kalp, damar hastalýklarý riski de artýyor. Bu nedenle kadýnlarýn uzun vadeli yatýrýmcý gibi hareket etmelerini öneren Acýbadem Kadýköy Hastanesi Dyt. Þengül Sangu Talak, "Kötü beslenme ve kýsa sürede çok yüksek kaloriler alma ya da tam tersi düþük kalorili diyet yapýp kýsa zamanda çok kilo vermek zararlý bir yatýrým türü. Uzun vadede istikrarlý bir þekilde beslenmelerine yatýrým yapmalýlar" dedi. Hýzlý kilo kaybetmek metabolizma hýzýný düþürüyor. Egzersiz yapýlmamasý da kas kaybýna yol açýyor. Yaðýn artmasýnda en büyük etken, suyun yerine boþ enerji aldýran þekerli içeceklerin konulmasý, sabah kahvaltýsýna yaðlý poaçalarla baþlanmasý veya kahvaltýnýn hiç yapýlmamasý, hazýr döner, köftelerin çok tüketilmesi, yað içeriði çok yüksek besinlerin alýnmasý...


400 Gramlýk Elma Yemeyin

Beslenme programlarýnda önerilen meyve tüketiminde de hatalar var. Diyet yapýyorum diye gün boyunca bir tanesi 400 gram gelen elmalarýn tüketilmesinin vücuda sadece yað kazandýracaðýna dikkati çeken Talak þunlarý söyledi: "Bu büyük elmalardan oturup bir sepet yemek zayýflamaya yardýmcý olmaz. Aksine öðünleri bölerek ve küçük meyveler tüketerek yemek metabolizmayý hýzlandýrýr. Bir porsiyon meyve tüketin derken biz 400 gramlýk dev elmalarý deðil, 100 gramlýk küçük elmalarý kastediyoruz. " Ayný þekilde taze sýkýlmýþ meyve sularý da kilo aldýrýyor. Çünkü bir bardak meyve suyu, 4-5 portakalýn sýkýlmasýyla elde ediliyor. Onun yerine bir orta boy portakalý yemek, posa alýnacaðý için sindirime de yardýmcý oluyor.
Gönderme Tarihi: 10.11.2007 - 09:46
yanlýz üyenin diger mesajlarini ara yanlýz üyenin Profiline bak yanlýz özel mesaj arzu etmiyor yanlýz üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: Makyaj yapmadan önce bir kez daha düşünün!!!!!!!!
yanlýz su an offline yanlýz  
41 Mesaj -
Ev iþi, gezme, hatta uykularýný TV programý saatlerine uyduran kadýnlar, sahip olamadýklarý statü ve zenginliði diziler üzerinden yaþayarak avunuyor; oyuncularla ‘duygusal’ iliþki kuruyor.

Yapýlan araþtýrmaya göre kadýnlar; “ahlaký bozduðunu düþünüyor, müstehcenlikten rahatsýz oluyor” ama yine de günde ortalama 4 saat 42 dakikasýný TV karþýsýnda geçiriyor.

Fýrat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyoloji Ana Bilim Dalý’nda doktora öðrenci Esra Gülmez, Elazýð’da 15 yaþ üstü evli kadýnlar arasýnda bir araþtýrma yaptý.

36 mahallede, 383 kadýnla konuþan Ersa Gülmez’in araþtýrmasýnýn sonuçlarý þöyle:

Kadýnlar günde ortalama 4 saat 42 dakika televizyon izliyor.

Kadýnlarýn yarýsýndan fazlasý, izleyeceði programlar için ev iþlerinden, gezme, alýþveriþ ve uyku saatlerine kadar çeþitli düzenlemeler yapýyor.

YOKSUN KADIN, DÝZÝLERLE AVUNUYOR

Televizyon izleme nedenleri arasýnda vakit geçirmek ve eðlenme ilk sýrada yer alýyor; bunu “her konuda bilgi edinmek” izliyor.

En çok izlenen program yerli diziler. Dizi izleme nedenleri arasýnda, içinde bulunduklarý çeþitli yoksunluklarýn önemli rolü olduðu olduðu görülüyor.

Kadýnlarýn sahip olamadýklarý ev, araba, giysi, statü, zenginlik gibi unsurlara duyduklarý ilgiyi, dizilerdeki oyuncular üzerinden yaþayarak avunuyor, gerçek olmadýðýný bildikleri halde dizi oyuncularý ile duygusal iliþkiye giriyorlar.

Dizilerden sonra en çok kadýn programlarý izleniyor.

Özellikle ailevi sorunlarý olan, gelir ve öðrenim seviyesi düþük kadýnlar, baðýmlýlýk ölçüsünde TV izliyor; hatta bazýlarý gündüz izledikleri programlarý, gece ‘tekrar’ yayýnda bir kez daha izliyor.

KIZIYOR AMA YÝNE DE ÝZLÝYORLAR
Kadýnlarýn 132’si, bu programlarýn toplum açýsýndan kötü örnek oluþturduðu ve aykýrý davranýþlarýn yayýlmasýna neden olduðunu, 109’u bu programlarýn kendilerini üzüp sinirlendirdiðini belirtirken, 91’i ise bu programlar sayesinde kadýn haklarýný öðrendiklerini ifade ediyor.

Araþtýrma sonuçlarý, kadýn programlarýnýn genel olarak kadýnlarýn ruh saðlýðý üzerinde oldukça olumsuz etkide bulunduðunu ve önceden var olan psikolojik sorunlarýn bu tür programlarýn izlenmesi neticesinde tetiklendiðini ortaya koyuyor.

Kadýn programýný yoðun olarak izledikleri halde, yüzde 78’i bu programlara katýlmayacaðýný, yüzde 16’sý katýlabileceðini, yüzde 4,5’i ise “çevreden çekindiðini” söylüyor.

Müstehcen sahnelere tepki gösteren ve kanal deðiþtirdiklerini söyleyen kadýnlardan 6’sý RTÜK’ü arayýp tepkisini ilettiðini belirtiyor.

Çoðunluðu televizyonun toplumun ahlakýný ve kültürünü bozduðunu, müstehcen görüntülerden, açýk kýyafetlerden rahatsýz olduklarýný belirtiyor.
Evde olmalarý halinde aile reisi baba veya en büyük yetiþkin erkek çocuk, izlenecek programý seçmeye yetkili.
Gönderme Tarihi: 10.11.2007 - 09:46
yanlýz üyenin diger mesajlarini ara yanlýz üyenin Profiline bak yanlýz özel mesaj arzu etmiyor yanlýz üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: Makyaj yapmadan önce bir kez daha düşünün!!!!!!!!
yanlýz su an offline yanlýz  
41 Mesaj -
Kadýnlarýn erkeklerdeki hangi özelliklerden nefret ettiðini merak mý ediyorsunuz?
Kirli týrnaklar: Kadýnlarýn erkeklerde ilk baktýklarý yerlerden biri ellerdir. Bir erkeðin temiz elleri, diðer yerlerinin de temiz olduðu havasý yaratarak kadýnýn gözünde artý bir deðere dönüþür. Eðri büðrü ve içinde siyah þeritler halinde kirler barýndýran týrnaklarla bezenmiþ bir eli hiçbir kadýn tutmak istemez.

Burun kýlý: Nefes alýrken tozun kaçmasýný engelleyen bu faydalý kýllar, maalesef burundan fýþkýrma noktasýna vardýklarýnda kadýnlarý tiksindirmeye baþlýyorlar. Çünkü nefes alýp verirken bile o kýllar hareket ediyor emin olun. Ama çaresi yok deðil. Teknoloji geliþti, sýrf bu iþ için tasarlanmýþ makineler çýktý.

Uzun býyýk: Yüzün þekline göre kesilmiþ býyýklar ya da sakallar elbette havanýzý deðiþtirecektir, ama bunlarýn uzunluðuna dikkat etmelisiniz. Bir kadýnýn karþýsýnda pala býyýklarýnýzla çorba ya da ayran içiyorsanýz haliniz harap! O kadýn ne yapar? Kalkmaz mý sofradan?

Kulak kýlý: Tartýþmaya bile gerek yok. Kulak kýllarý bir canavar gibi çýkýyorsa hemen kesmelisiniz. Yapamýyorsanýz, burun kýlý cihazlarýnýn ayný zamanda kulak kýlý kesmek için de kullanýldýðýný hatýrlatýrýz.

Sýrt kýllarý: Apolet gibi uzamýþ omuz kýllarýný ve sýrttaki kürk mantoyu atmak zorundasýnýz. Çünkü istisnasýz bütün kadýnlar bunlardan nefret ediyor. Kadýnlar bir tüy yumaðýna sarýlmak istedikleri zaman yatak odalarýnda baþköþeye koyduklarý peluþ ayýya sarýlabilirler.

Slip mayo: Amerika sahillerinde slip giyen bir erkek görüldüðünde þöyle derler: "Ya Alman ya da gay..." Alman deðilseniz ve kadýnlara ilgi duyuyorsanýz, slip mayolarý yok etmelisiniz. Yüzücüler haricinde kimse giymiyor.

Sarý diþler: Piyasada envai çeþit diþ macunu varken hala sarý diþlerle gülmeniz abes. Unutmayýn ki siz nasýl kadýnýn gülüþüne dikkat ediyorsanýz, o da sizin gülüþünüze dikkat ediyor. Öncelikle sigara içiyorsanýz derhal býrakýn. Diþlerinizi düzenli bir þekilde beyazlatýcý diþ macunlarýyla fýrçalayýn.

Aðýz kokusu: Bunu gidermek için bir sürü yöntem var ama aðýz kokusu sizin farkýnda olmadýðýnýz bir mide rahatsýzlýðýndan ya da kanal tedavisi isteyen çürük bir diþten ileri geliyor olabilir. Öncelikle bitmek bilmeyen bir aðýz kokusu probleminiz varsa doktora görünün. Yediklerinize dikkat edin, sevgilinizle buluþmaya gitmeden önce soðan, sarýmsak gibi bilumum koku yayýcý yiyeceklerden uzak durun. Aðýz spreyi ya da naneli sakýz da iþ görür.

Pantolondan görünen çamaþýr: Evet, düþük belli pantolonlar moda ama bunlarýn içine giydiðiniz çamaþýrlar da önemli. Hiçbir kadýn pantolonun içinden gözüken beyaz slip donu görmek istemez. Düþük belli pantolonda ister istemez iç çamaþýrý görünecek.

Altýn taký: Çok zengin olabilirsiniz, altýnýn rengini de seviyor olabilirsiniz, ama kadýnlarýn ortak görüþü söyle: "Erkeklere taký, özellikle altýn taký yakýþmýyor." Parmak kalýnlýðýnda altýn bir kolye veya yüzük parmaðýný kaplayan altýn yüzüklerden, özellikle de üzeri taþlý, þövalye yüzüðü gibi olanlardan takan erkekler, kadýnlar tarafýndan hiç hoþ karþýlanmýyor.

Televizyon kumandasý: Televizyonu kumanda eden alet erkeðin eline yapýþtýðý an, kadýn için erkek gözden düþer. Bir kadýnýn belki de erkekte en tahammül edemediði þey, hangi kanalda spor müsabakasý varsa kanalý o yönde çeviren bir erkek arkadaþtýr. Diðer 19 maddeye tahammül edebilseler de, iliþkiyi içten içe bitiren en önemli kural ihlali budur.

Tespih: Hala tespih çekiyorsanýz hemen býrakýn onu elinizden. Çok lazýmsa acilen elinizi oyalayacak baþka bir þey bulun. Çünkü kadýnlar tespih çeken erkeklere pek de iyi gözle bakmýyor. Hatta hiç bakmýyor.

Ucuz koku: Umarýz hálá tütün kolonyasýný parfüm niyetine kullanmýyorsunuzdur. Eðer parfümünüz yoksa kolonya da kullanmayýn, daha iyi... Erkeklerde kolonya konusu kadýnlarý resmen ayný kutuplu mýknatýslar gibi itiyor.

Aþýrý kaslý vücut: Aþýrý kaslý vücutlu erkeklere sakýn özenmeyin! Çünkü kadýnlar bu tip vücutlu erkeklerden hiç hoþlanmazlar. Tamam, fit bir vücudunuz olsun, salmayýn göbeði... Ama spor salonunda 500 kilo aðýrlýkla bench press yapan erkekler asla seksi deðildir.

Lömbür göbek: Aþýrý kaslý vücutlu erkekler beðenilmediði gibi takdir edersiniz ki aþýrý göbekli erkekler de beðenilmiyor. Önünüzde balkon gibi duran bir göbekle dolaþmayý istemezsiniz herhalde. Eðer bu ara biraz kaçýrmýþsanýz ve göbeðiniz sizden önde gitmeye baþlamýþsa hemen kontrolü ele alýn ve beslenmenize özen gösterin.

Ter kokusu: Kadýnlar temiz erkekleri sever. Parfüm olmasa da teni temiz kokan bir erkeði çekici bulurlar. Ter kokusu ise büyük bir tehlike. Öncelikle aþýrý terlemekten þikayetçiyseniz hormonlarýnýzla ilgili bir sorun olabilir. Önce bir doktora gidin. Eðer bir rahatsýzlýðýnýz yoksa ilk koþul her gün duþ almanýz ve deodorant kullanmanýz. Ter kokusundan bu þekilde kurtulabilirsiniz ama görüntü ile de boðuþmalýsýnýz. Islanýnca rengi deðiþmeyen, yani terlediðinizde sizi ele vermeyecek giyecekler tercih edin.
Gönderme Tarihi: 10.11.2007 - 09:45
yanlýz üyenin diger mesajlarini ara yanlýz üyenin Profiline bak yanlýz özel mesaj arzu etmiyor yanlýz üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: Makyaj yapmadan önce bir kez daha düşünün!!!!!!!!
yanlýz su an offline yanlýz  
41 Mesaj -
Hepiniz uzun ve saðlýklý bir saça sahip olmak için onu sürekli kestirmeniz gerektiðini duyarsýnýz. Aslýnda sürekli saçýnýzý kestirmek sadece onun daha kýsa olmasýný saðlar. Saðlýklý olmasý ile hiçbir ilgisi yoktur.

Saç uzunluðu kafanýzýn þekli ve geniþliði ile orantýlýdýr ve yeni teknolojilerle bile bunu deðiþtirmenize olanak yoktur. Saðlýklý ya da saðlýksýz saç yoktur. Saçýmýz aslýnda ölüdür. Ölü olmasaydý kesildiðinde canýmýz yanmazmýydý? Eðer saçlarýnýzýn ucu kýrýlmamýþsa ya da boyama yüzünden hasar görmemiþse onu sürekli kestirip saðlýklý ve uzun yapmaya çalýþmak yanlýþ bir þey. Sadece stil deðiþikliði düþünenler için sýk saç kestirilmesi önerilebilir. Saçýnýzýn saðlýklý olmasý için yapabilecekleriniz: - Günlük olarak pahalý olmayan bir Vitamin (One-A-Day) alýn. - Saçýnýzý fazla taramayýn. Sadece gerektiðinde þekil vermek için tarayýn. - Kaliteli bir tarak ya da fýrça kullanýn. Keskin metal ya da plastik uçlar saçlarýnýzýn uçlarýnýn kýrýlmasýna neden olur.



- Kaliteli saç ürünleri kullanýn. Çoðu alýþveriþ merkezlerinde satýlan þampuan ve saç ürünleri aslýnda birçok kötü kimyasal maddeyi içlerinde bulunduruyor. Mesela 'ammonium laurel sulfate' , ya da silikon içeren ürünler saçýnýzý kurutarak daha kolay kýrýlmasýna neden olabiliyor. Ýçlerinde birçok koruyucu madde bulunduðunu iddia eden bu ürünler saçýnýz için aslýnda en büyük tehlikeyi oluþturuyor. - Saçýnýzý sýký bantlarla toplamayýn. Býrakýn rahat kalsýn. Bu tür toplama þekilleri de kýrýlmalara neden oluyor.

Sýcak yað tedavisi

Kurumuþ ve yýpranmýþ saçlarý en iyi canlandýrma yöntemi zeytinyaðý tedavisidir. Saçlarýnýza parlaklýk vermek ve beslemek için 2 çorba kaþýðý zeytinyaðýný ýsýtýn. Bunu yavaþ yavaþ tüm saç derinize yedirin. Sýcak suda ýslattýðýnýz bir havluyu sýktýktan sonra bir türban gibi baþýnýza sarýn. Havlu soðurken bu iþlemi iki veya üç defa tekrarlayarak, baþýn yaðý iyice emmesini saðlayýn. Sonra saçlarýnýzý yýkayarak, iyice durulayýn. Bu bakým türü, özellikle çabuk kýrýlan saçlar için çok yararlýdýr.

Hintyaðý tedavisi

Yarým çay fincaný hintyaðýný ýsýttýktan sonra baþ derinizi ovarak saçýnýzýn yaðý emmesini saðlayýn. Yavaþ yavaþ tarayacaðýnýz saçlarýnýzý kaynar suya batýrýrýp sýktýðýnýz havluyla sarýn. Bu iþlemi yaptýktan sonra yarým saat kadar bekleyip þampuanla yýkayýn. Bu tedavi, fazla ince, çabuk kýrýlan, kuru saçlara iyi gelir.

Zeytinyaðý ve bal tedavisi

Yarým çay fincaný yeþil zeytinyaðýyla bir çay fincaný süzme balý karýþtýrýn. Bu sývýyý iyice sallayýp çalkalayýn ve bir kaç gün dinlenmeye býrakýn. Daha sonra bu karýþýmý baþ derisinize ovarak ve tarayarak yedirin. Ancak bu iþlemi yaparken taraðýn diþlerinin baþ derinize batmamasýna özen gösterin. Baþýnýza bir naylon torba geçirerek, baþýn sýcaklýðýný muhafaza etmeyi saðlayýn. Karýþýmý baþýnýzda yarým saat beklettikten sonra, saçlarýnýzý bol suyla durulayýn. Bu iþlem, koyu renk saçlarýn ýþýltýlý bir hal alýp parlamasýný saðlar.

Protein tedavisi

Yumurta ile yapýlacak protein tedavisi hemen hemen her tür saç için uygundur. Ýki yumurtayý çýrpýn ve içine yavaþ yavaþ bir çorba kaþýðý zeytinyaðý, bir çorba kaþýðý gliserin, bir çorba kaþýðý sirke (mümkünse elma sirkesi) ilave edin. Saçýnýzý bir kez þampuanladýktan sonra saçlarýnýza bu karýþýmý sürüp 15-20 dakika bekleyin. Saçlarýnýzý iyice duruladýktan sonra saçlarýnýzýn çok kýsa sürede canlandýðýný fark edeceksiniz.

Kakao yaðý tedavisi

Koyu renk saçlý kiþilerin uygulayabileceði bir baþka bakým yöntemi ise aþaðýda anlatýlan bu karýþýmdýr. Ýçinde su kaynayan geniþçe bir tencerenin içine daha küçük bir kabý oturtun. Yarým çay fincaný ayçiçeði yaðýný, 1 çorba kaþýðý kakao yaðýný, 1 çorba kaþýðý susuz lanolini bu ikinci kabýn içinde eritin. Bütün bu yaðlar eriyince, kabý kaynar suyun içinden alýn ve karýþýmý iyice çýrpýn. Bu karýþýmdan 1 çorba kaþýðý kadarýný alarak buna 1 çorba kaþýðý su katýn, iyice karýþtýrýn. Bu sývýyý ovarak baþýnýza sürün ve bu durumda 15 dakika ile yarým saat arasýnda bekleyin. Ardýndan saçýnýzý yýkayýp durulayýn. Bu tedavi koyu renk saçlara yeni bir canlýlýk ve parlaklýk verir.
Gönderme Tarihi: 10.11.2007 - 09:45
yanlýz üyenin diger mesajlarini ara yanlýz üyenin Profiline bak yanlýz özel mesaj arzu etmiyor yanlýz üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Sayfa (3): (1) 2 3 weiter >
İmzalar göster - Konu olarak göster

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 671 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
ambulans64 (60), salihbayram (52), opel (54), islamci_genc (37), celal1974 (50), savage41xxx (52), LAZPARATOR61 (45), kral29 (35), siseyna (43), demir_kralll (33), yepremreha (47), YA_rab (31), zompur (54), ALMILA_GÜL (56), Mystigue (53), kecmk (53), akpinar61 (59), aqabe (60), agenc24 (52), y.erkek (52), internet22 (41), kutsalsavasc&ya.. (37), karindas (45), sehadet_61 (46), Serdar_ (44), bahtiyar28 (54), maun (42), bayramsalih (52), arifünal (64), HANCEREN (55), mecruh (45), MuSLimaNKa (34), bilalkale (50), DeLiCaN (944), veysel setdibi (62), tilli (51), erzurumlunet (46), sema_ihl (38), cemre (52), m.kara (58), yyunuss (39), x_X_x (41), Muhammed1968 (57), hçerçi (72), lcd (47), fatihreis (39), Baharayyildiz (40), haci_nl (47), cemil (46), yakupakyuz (60), gazikoc58 (51), Ankebut57 (45), L a V i N i a (40), sofu_23 (51), Beyaz dilek&cce.. (40), tabu (50), sümbül (37), yakupalan (45), Alperen Eren (46), HikmetSagir (81), YaSaX (44), Barnabas (39), islamasevdal&ya.. (38), ilyas1970 (54), criminalist (52), Ayhan-61 (58), nurayaz (30), mörscher (58), basmuharrir (58), Goodmanx (57), mahmut1968 (56), djnefret (41), karadeniz krali (54), ayseli (58), cengo06 (62), yasarerkek (52), hz.ömer (37), ismailxxx (46), tayyarozbak (40), karamurat1 (51), sari_kiz (38), kaslim (42), ayyildiz_70 (34), The Mediterrane.. (53), bahadir (50), ~TUTI~ (37), dostahasret (43), Selinnurx (56), apocalyptica (45), markat (46), derlerkahin (46), isa dogan (50), EROL AKBULUT (56), Yaseminnur (37), sehadet_aski (42)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.59009 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.