kaletra ivermektin generique kaletra dexamethasone kaletra super kamagra suprax symmetrel synthroid bottle synthroid tadacip tadalift tadalis sx tadora tamec tamsunax tarivid tavanic tegretol telfast temovate tenoretic tenormin terbifil tetraseptine thorazine ticlid tildiem timisol timonil timoptic tirosint tofranil top avana topamax toramide torasem torasis torem trandate transannon trecator sc trental trial packs triatec
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » Arama Sonuçları

17 Sonuç - Yeni Arama
Sayfa (1): (1)
Gönderen Mesaj
Konudaki Mesajlar: satilik dertler
mithat_hasanoglu su an offline mithat_hasanoglu  
satilik dertler
17 Mesaj -
Adým adým yaklaþan global finans krizine karþý herkes kendi çapýnda tedbir alma telaþýnda. Tabi bu tedbirler “ne tür sonuçlar doðabilir?” sorusunun cevabýna göre alýnýyor. Birçok insan da geliþmeleri takip ederek kendine göre yorum yapýp pozisyon almaya çalýþýyor.

Burada dikkat edilmesi gereken þey, sonuçlarýn “nereden ya da kimler için” yorumlandýðýdýr. Buna birkaç örnek vereyim.

Geliþmiþ ülkelerdeki yöneticiler, olasý bir finansal krizde reel sektörleri etkilenmesin diye çalýþma yapmaktadýrlar. Çünkü böyle bir durumda insanlarýn alým güçleri düþer ya da insanlarýn “satýn alma” eðilimleri azalýr. Bunun için de yeni dýþ pazarlar bulmaya çalýþmaktadýrlar. Türkiyemiz de onlar için geliþmekte olan bir pazar sýfatýyla oldukça caziptir. Zaten paramýzýn güçlü olmasý, düþük kur politikamýz, onlarýn pazarlarýmýzý ele geçirmesine de fýrsat vermektedir.

Finans kapital için, olasý bir kriz ellerindeki kýymetleri tüketeceðinden, yapýlmasý gereken en mantýklý iþ ellerindeki parayý yüksek faiz ile deðerlendirebilecekleri bir yere gitmektir. Bunun için de Türkiyemiz ideal bir finansman pazarýdýr. Çünkü yüksek faiz politikamýz onlar için iyi bir fýrsat oluþturmaktadýr.

Kýsacasý, yaklaþýk 5 yýldýr uygulanan düþük kur yüksek faiz politikasý tamamen yabancýlarýn iþine yarayan bir politika olarak ortaya çýkmaktadýr.

Þimdi þöyle düþünelim. Bundan 5-6 yýl önce ülkemizin insanlarýnýn alým gücü bugün olduðu gibi yüksek deðildi. Geliþmiþ olan ülkeler mallarýný satacaklar ancak o mallarý satýn alacak para ülkemiz piyasasýnda yok! O zaman þöyle bir operasyon yaptýlar.

Önce gelip bize borç para verdiler. Sonra da o paralarý alýp mallarýný verdiler.

Onlar bu operasyon ile en az üç avantaj elde etmiþ oldular. Önce ellerindeki fazla paraya dünyanýn hiçbir yerinde elde edemeyecekleri yüksek faiz almýþ oldular. Ýkinci olarak mallarýný bizlere satmýþ oldular. Üçüncü olarak, kendi reel sektörlerini, üretim ve istihdamlarýný korumuþ oldular.

Buna mukabil biz ise çok þey kaybettik.

Öncelikle topladýðýmýz vergiler ile faizleri ancak denkleþtirebiliyoruz. Bu durumda vergiler vatandaþa hizmet olarak dönmüyor.

Ýkinci olarak kendi pazarlarýmýzý kaybettik. Ýþimizi, aþýmýzý, eþimizi kaybettik. Bugün kara lastik bile Çin’den geliyorsa, gerisini varýn siz düþünün. Dolayýsýyla kendi üreticilerimiz çöktü ve istihdam politikalarýmýz iflas etti.

Üçüncü olarak borçlar ile geleceðimizi ipotek ettirdik. Ýç ve dýþ toplam borçlar 450 milyar dolarý aþmýþ. Bunlarý mevcut ekonomik anlayýþýmýz, gücümüz ve geliþmemiz ile ödeyebilmemiz mümkün gözükmemektedir.

Dördüncü olarak, neyimiz var neyimiz yok, herþeyimizi sattýk.

Beþinci olarak, artýk ülkemizin demirbaþlarýný da satmaya baþladýk. Yollar, köprüler, limanlar, topraklarýmýz, nehirler...

Artýk “satýlýk” olmayan hiçbirþeyimiz kalmadý. Gerisini siz anlayýn. Ne acý.

Artýk þimdi ben de bu köþeden birþeyler satmak istiyorum. Acýlarýmýzý satýyorum, milli acýlarýmýzý, üzüntülerimizi, dertlerimizi.

Bilmem ki, almak isteyen yiðitler çýkabilir mi oralarda bir yerlerde?!

doc.dr. mete gundogan
Gönderme Tarihi: 09.03.2008 - 20:54
mithat_hasanoglu üyenin diger mesajlarini ara mithat_hasanoglu üyenin Profiline bak mithat_hasanoglu üyeye özel mesaj gönder mithat_hasanoglu üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: `bana gore`kitabini degil kur`ani okuyalim
mithat_hasanoglu su an offline mithat_hasanoglu  
`bana gore`kitabini degil kur`ani okuyalim
17 Mesaj -
Ayný konuda konuþan on insanýn onu da ayrý telden çalabiliyor. Hepsi de “Bana göre” kitabýný okumuþlar ve oradan ayrý þeyler söylüyorlar.

Rabbimiz, hiçbir insaný diðerinin görüþüne mahkum etmemek için herkese ayrý göz ve ayrý gönül vermiþ.

Bazý despotlar, yanýnda bulunan parmak sayýsýna güvenerek kendi görüþünü dayatýrken bazýlarý da silahýna güvenerek kendi görüþünü göz yapmaya çalýþýyor.

Her iki görüþ taraftarlarý da önce kendilerini yoruyorlar, sonra göz takmaya çalýþtýðý insaný veya insanlarý yormaya çalýþýyorlar.

Böyle on kiþinin konuþtuðu ve bana göre dediði bir toplantýda konuþmayan birine “Buyurun siz de konuþun” dediklerinde “Ben, o bana göre kitabýný okumadýðým için bana göre demeyeceðim. Ancak bütün gözleri ve gönülleri yaratan Allah’ýn kitabýna göre konuþacaðým” der ve doðruyu konuþuverir.

Kur’an’ý þifa olarak indirdiðini haber verir Rabbimiz. (Ýsra 82)

Tabiattaki hava, su, dað, deniz, çiçekler, yiyecek, içecekler bizim sýhhatimizin devamý için yaratýldýðý gibi Kur’an’ý Kerim’de maddi-manevi, ferdi, toplumsal hastalýklarýmýzýn þifasý olarak indirilmiþtir.

Kur’an eczahanesindeki 114 sure eczahanenin raflarý gibidir. Kur’an’daki altý bin küsur ayeti kerime raflardaki ilaçlar gibidir.

Sýhhatimiz için her an havaya ihtiyacýmýz olduðu gibi her nefes alýþ veriþimizde Kur’an’a imana ihtiyacýmýz var. Üç vakit yemeðe ihtiyacýmýz olduðu gibi beþ vakit namazda da Kur’an ayetlerini okumaya ihtiyacýmýz var.

“Ama hocam yemesek açlýðýmýzý hissediyoruz. Yine de yemezsek hastalýklar baþlýyor. Vücudumuzun içinden ve dýþýndan yaralar baþ gösteriyor. Ama Kur’an’ý okumadýðýmýzda ihtiyaç hissetmiyoruz. Yine de okumasak bir þey kaybetmiyoruz.” diyenlere þöyle cevap veriyorum.

- Acýkan insan birkaç gün yemek bulamazsa ondan sonra açlýk hissetmez. Bir zaman sonra önüne yemek koysanýz isteði olmadýðý gibi eliyle alacak desteði de kalmaz. Hastahaneye kaldýrýlsa aðzýndan bir þey verilemez. Önce serumla kendine getirilir.

Bir kýsým erkeklerimiz kadýnlýða özenirken, bir kýsým kadýnlarýmýz erkekliðe özeniyor. Siyasette bir kýsým vekillerimiz, müvekkil olan vatandaþýn haklarýný zimmetine geçiriyor.

Babasýz çocuklar, çocuklarýný bilemeyen babalar türedi. Deðerli doktorlarýmýz daha önemli çalýþmalar yapmasý gerekirken kim kimin oðlu, kýzý veya babasýdýr diye DNA testleriyle vakit kaybediyor.

Kur’an okuyalým. Batýlýya veya batý kafasý taþýyanlara lâf yetiþtirmek için okumayalým.

Müslüman olmanýn tadýný çýkarmak, zikretmek, fikretmek, Allah’a kulluðun tadýna varmak için Kur’an okuyalým.

Elmanýn hapý olsa, bir kilo elmanýn gýdasý bir hapta olsa siz elmayý yemeyi býrakýr mýsýnýz?

Elmanýn gözü doyuran rengi, burnu doyuran kokusu, ýsýrmanýn, çiðnemenin, dilin, damaðýn, yutaðýn zevki hapta olmaz ki.

Ýbadetsiz Ýslâm olmaz. Ýslamý yalnýz ideoloji olarak alýp meydana çýkanlar yanlýþ ederler.


mahmut toptas
Gönderme Tarihi: 28.02.2008 - 19:55
mithat_hasanoglu üyenin diger mesajlarini ara mithat_hasanoglu üyenin Profiline bak mithat_hasanoglu üyeye özel mesaj gönder mithat_hasanoglu üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: muslumanlar birlesmezler ve guclu olmazlarsa zillet ve esaret icinde yasamaya mahkumdur
mithat_hasanoglu su an offline mithat_hasanoglu  
muslumanlar birlesmezler ve guclu olmazlarsa zillet ve esaret icinde yasamaya mahkumdur
17 Mesaj -

ADAMLAR ve kadýnlar çýldýrdýlar. En aðýr hakaretleri, en korkunç tehditleri savuruyorlar. Ýþleri güçleri zorbalýk. Bu ülkenin, bu halkýn, bu devletin iç barýþa, toplumsal uzlaþmaya ihtiyacý var. Onlar tam tersini yapýyor; bindikleri dalý kesiyor, üzerinde yolculuk ettikleri gemiyi batýrmak, uçaðý düþürmek istiyorlar. Ne ilim dinliyorlar, ne akýl, ne mantýk, ne vicdan... Dedikleri dedik.

Bu çýlgýnlar kesinlikle samimî ve gerçek demokrat deðil.

Onlar, fazilet=erdem üzerine kurulu Cumhuriyet taraftarý da deðil.

Bunlar Batýcý geçiniyorlar ama Batý’yý örnek olarak kabul etmiyorlar.

Baþörtüsü meselesinde iþi o kadar azýttýlar ki, maskeleri tamamen düþtü, içyüzleri ortaya çýktý. Bir bakýma çok iyi oldu. Halkýn yüzde sekseni onlarýn mahiyetini anladý.

Bunlara kesinlikle inanýlmaz ve güvenilmez. Onlarýn ipiyle kuyuya inilmez.

Onlarla baþ edebilmek için öncelikle medya gücünün haklýlarda olmasý gerekir. Halkýn ezici çoðunluðu haklý, fakat medya gücü haksýzlarda. O zaman onlarýn þerlerinden korunmak mümkün olmaz.

Onlarýn gücü, haklý olmalarýndan ileri gelmiyor. Haklýlar bin parçaya ayrýlmýþ. Müslümanlarý bölmüþler, parçalamýþlar ve hükmediyorlar.

Müslümanlar!.. Ýyi biliniz ki, casuslar, ajanlar, provokatörler=kýþkýrtýcýlar, yönlendirenler iliklerimize kadar sýzmýþtýr. Baþta CIA olmak üzere, nice bize yabancý istihbarat teþkilatý bizi kullanmakta, yönlendirmektedir.

Eðer bir ülkede, Allah’ýn kardeþ ilan ettiði mü’minler, hizip ve fýrka asabiyeti ile birbirleriyle çekiþip tepiþiyor, birbirlerine düþmanlýk ediyorsa, bu elbette Rahmanî deðil, þeytanîdir.

Müslümanlar, duvarlarýndaki taþlarý demirle perçinlenmiþ bir sur gibi birlik ve beraberlik içinde olsalar, din düþmanlarý bu kadar cesur ve gözü kara olamaz.

Bizi içimizden yýkanlar, iman ve Ýslâm kardeþliðini ikinci plana atýp hizip, cemaat ve fýrka asabiyetini birinci plana çýkaranlardýr.

Ýman ve Ýslâm kardeþliðini zedeleyenler, bu iþi bile bile yapýyorlarsa haindirler, bilmeyerek yapýyorlarsa gafildirler.

Þu ülkede resmî rakamla 25 bin Yahudi vatandaþýmýz yaþýyor. Gerçek rakam bunun da altýndadýr. Vatandaþlýk haklarýna saygý duyduðumuz bu küçük Musevî cemaatinin siyasî, iktisadî, malî aðýrlýðý on milyonlarca Müslümanýnkinden daha fazladýr. Biz Müslümanlarýn, bu durumdan utanmamýz gerekmez mi?

Ülkemizde on binin altýnda Mason birader vardýr. Bunlarýn aðýrlýðý, tesiri, gücü de on milyonlarca Müslümanýnkinden fazladýr. Bundan da utanmamýz gerekir.

Cenab-ý Hak Kur’an’da mü’minlere zafer vaad ediyor. Lakin bu zafere nail olmamýz için mutlaka birtakým þartlara tevessül etmemiz (onlarý vesile kýlmamýz) gerekir. Bu þartlardan biri de birlik ve beraberlik içinde bulunmaktýr. Ýman ve Ýslâm birliðini yýkanlarýn dualarý müstecab olmaz, vaad edilen zafere nail olmazlar; zillet ve esaretten kurtulmazlar.

Müslümanlarýn birleþmesi için birtakým temel þartlarýn yerine getirilmesi gerekir:

* Birincisi: Din sömürüsüne son verilecek. Din sömürücülerini destekleyenler, onlara yardým edenler dolaylý bir þekilde Ýslâm’a düþmanlýk etmiþ olurlar.

* Ýkincisi: Emanetler (hizmetler, vazifeler, memuriyetler, baþkanlýklar, makamlar, mevkiler) mutlaka ehil ve layýk olanlara verilmelidir. Emanetlere hýyanet edenler Ýslâm’a ve Ümmet’e en büyük zararý vermektedir.

* Üçüncüsü: Her mü’minde Ümmet þuuru=bilinci bulunmalýdýr. Baðlý olduðu meþrebi Ümmet’ten daha önemli görenler gerçek ve olgun mü’minler deðil, yarý mühtedilerdir.

* Dördüncüsü: Müslümanlarýn ehil, icazetli, ‘âmil (bildiðiyle amel eden) hakikî ulemaya, Resûlullah’ýn vârisi kâmil mürþidlere itaat etmesi gerekir. Maceraperest bid’atçilerin peþlerine takýlanlar Mevlâ’yý deðil, belâlarýný bulur.

* Beþincisi: Hangi gruptan, tarikattan, cemaatten, hizip ve fýrkadan olurlarsa olsunlar bütün hür ve mukim Müslümanlar beþ vakit namazý dosdoðru kýlmalý, cemaate devam etmelidir. Târik-i salât ve târik-i cemaat (Namazý ve cemaati terk eden) Müslüman bir toplum iflah olmaz, esaretten kurtulmaz. Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý camilere, Müslümanlarý cezb edecek (çekecek), toplayacak; güçlü, vasýflý, üstün imamlar tâyin etmelidir. Ýmam, namaz kýldýrma memuru deðildir. Ýmam önder, cemaatin baþý demektir. Ýmamlarýn âlet ilimlerini, ‘âlî ilimleri bilmeleri, zü’l-cenâheyn (zahir ve bâtýn boyutlarýna sahip) olmalarý, yüksek þehir ve medeniyet kültürüyle mücehhez bulunmalarý, yüksek ahlâk ve karakterle mütehalli (süslenmiþgöz kırpma olmalarý, zengin kültür Türkçesini=Osmanlýcayý iyi bilmeleri, cami cemaatini ve çevreyi kendilerine hayran býrakacak bir þahsiyete sahip bulunmalarý gerekir.

* Altýncýsý: Hiçbir ticari ve dünyevî menfaat beklenmeksizin yurt çapýnda bir Ýslâmlaþtýrma, Ýslâm medeniyeti ile medenîleþme seferberliði baþlatýlmalýdýr. Ýlim, irfan, kültür, sanat, görgü, medeniyet bakýmýndan karþýtlarýmýzdan üstün ve güçlü olmalýyýz.

Aksi takdirde, küçük bir azýnlýðýn oyuncaðý olmaya, hakaret, zillet, esaret, manevî sefalet, hor görülme ve itilip kakýlma içinde ikinci sýnýf vatandaþlar, sömürge yerlileri gibi
yaþamaya devam edeceðiz.

MEHMET SEVKET EYGI
Gönderme Tarihi: 19.02.2008 - 19:43
mithat_hasanoglu üyenin diger mesajlarini ara mithat_hasanoglu üyenin Profiline bak mithat_hasanoglu üyeye özel mesaj gönder mithat_hasanoglu üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: BIRI YER BIRI BAKAR
mithat_hasanoglu su an offline mithat_hasanoglu  
BIRI YER BIRI BAKAR
17 Mesaj -

Ne zaman iþsizlik üzerine bir haber, yorum, araþtýrma okusak,
aklýmýza hep bu dize takýlýr… Helalinden ekmek parasý kazanmak… Rýzkýný aramak… Eve, bir ekmek parasý götürebilmek… Evde tenceresini kaynatabilmek… Ýnsanlar, ekmek parasý kazanabilmek için, iþ arayabilmek için, yüzlerini kýzartarak, bazý programlarda sunucularla öylesine diyaloglara giriyorlar ki, yüreðinizin cýzlamamasý mümkün deðil. Türkiye Ýþveren Sendikalarý Konfederasyonu’nun, son on yýllýk araþtýrmasýna göre, iþsizlikte dünya sýralamasýnda ikinci durumdaymýþýz. Neredeyse, þampiyon olacaðýz da haberimiz yok… Bu yüz karasý durumu sahiplenmesi gerekenler kimler acaba?

Ekmek parasý kazanmak için Türkiye’de insanlar en aðýr iþleri yapmaya bile razýlar. Ama iþ nerede? Bir müddet gazetecilik yaptýðým Zonguldak’ta, zaman zaman maden ocaklarýnda çalýþmak üzere sýnavlar yapýlýrdý… Ýnsanlar, yerin yedi kat dibinde ekmek parasýný aramak için koþtura koþtura sýnavlara girerlerdi. 100 kiþilik kontenjana, 10 bin kiþi müracaat ettiði olurdu. Oysa, maden iþçisi olmak, hiç de kolay bir meslek deðildi… Vardiya deðiþimlerinde ocaklarýn çýkýþ noktalarýna gittiðimizde, iþçilerin simsiyah suratlarýný görür, "Bu adamcaðýzlarýn kimbilir ciðerleri kaç pare olmuþtur?" diye düþünürdük. Orhan Veli de zaten, onun için "Yüz karasý deðil, kömür karasý, böyle kazanýlýr ekmek parasý" dizesini bunun için söylemiþti. Lafý eveleyip gevelemeye gerek yok… 10 yýllýk bir süre içinde iþsizlik liginde þampiyonluða oynuyoruz. Peki, bu ülkenin ekonomik göstergeleri nedir? Ýhracatta rekor kýrýyoruz, ithalatta rekor kýrýyoruz… Büyüme, almýþ baþýný gidiyor… Ortalýk toz pembe… Kiþi baþýna düþen milli gelir, 5 bin 500 dolarý aþmýþ durumda. Bu ne yaman çeliþkidir? Bu ülkede çalýþabilir nüfusun üçte biri iþsizse, ne yapayým ben böyle uyduruk kiþi baþýna düþen milli gelir oranýný? Ýþsiz demek, aç demektir… Ýþsiz demek, potansiyel sýkýntý demektir… Ýþsiz demek, suça meyilli insan demektir…

Adaletsiz bir tablodur karþýmýzda duran… Bir yanda, kendisine milli gelirden bir kuruþ bile düþmeyen iþsizler ordusu, bir yanda gelirlerini katlayan, deveyi hamuduyla götüren, paradan para kazanan bir rantiyer sýnýf. Reel faizler, parasý olanýn yatýrým yapmasýný engelleyecek bir cazibe sergilerken, insanlar yatarak para kazanmanýn keyfine alýþtýrýlmýþken, bu ülkenin iþsizlik oraný hiçbir zaman düþmez. Hükümet, istediði kadar martaval okusun, "Biz onu düzelttik, bunu düzelttik" diye çarpýk tablolarý kendisine yontmaya çalýþsýn, iþsizlik oraný düþürülmedikten, insanlara aþ saðlayacak sistem getirilmedikten sonra, bu ülke düze çýkamaz.

Ne demiþ atalarýmýz: "Biri yer biri bakar, kýyamet ondan kopar"


Ne zaman iþsizlik üzerine bir haber, yorum, araþtýrma okusak,
aklýmýza hep bu dize takýlýr… Helalinden ekmek parasý kazanmak… Rýzkýný aramak… Eve, bir ekmek parasý götürebilmek… Evde tenceresini kaynatabilmek… Ýnsanlar, ekmek parasý kazanabilmek için, iþ arayabilmek için, yüzlerini kýzartarak, bazý programlarda sunucularla öylesine diyaloglara giriyorlar ki, yüreðinizin cýzlamamasý mümkün deðil. Türkiye Ýþveren Sendikalarý Konfederasyonu’nun, son on yýllýk araþtýrmasýna göre, iþsizlikte dünya sýralamasýnda ikinci durumdaymýþýz. Neredeyse, þampiyon olacaðýz da haberimiz yok… Bu yüz karasý durumu sahiplenmesi gerekenler kimler acaba?

Ekmek parasý kazanmak için Türkiye’de insanlar en aðýr iþleri yapmaya bile razýlar. Ama iþ nerede? Bir müddet gazetecilik yaptýðým Zonguldak’ta, zaman zaman maden ocaklarýnda çalýþmak üzere sýnavlar yapýlýrdý… Ýnsanlar, yerin yedi kat dibinde ekmek parasýný aramak için koþtura koþtura sýnavlara girerlerdi. 100 kiþilik kontenjana, 10 bin kiþi müracaat ettiði olurdu. Oysa, maden iþçisi olmak, hiç de kolay bir meslek deðildi… Vardiya deðiþimlerinde ocaklarýn çýkýþ noktalarýna gittiðimizde, iþçilerin simsiyah suratlarýný görür, "Bu adamcaðýzlarýn kimbilir ciðerleri kaç pare olmuþtur?" diye düþünürdük. Orhan Veli de zaten, onun için "Yüz karasý deðil, kömür karasý, böyle kazanýlýr ekmek parasý" dizesini bunun için söylemiþti. Lafý eveleyip gevelemeye gerek yok… 10 yýllýk bir süre içinde iþsizlik liginde þampiyonluða oynuyoruz. Peki, bu ülkenin ekonomik göstergeleri nedir? Ýhracatta rekor kýrýyoruz, ithalatta rekor kýrýyoruz… Büyüme, almýþ baþýný gidiyor… Ortalýk toz pembe… Kiþi baþýna düþen milli gelir, 5 bin 500 dolarý aþmýþ durumda. Bu ne yaman çeliþkidir? Bu ülkede çalýþabilir nüfusun üçte biri iþsizse, ne yapayým ben böyle uyduruk kiþi baþýna düþen milli gelir oranýný? Ýþsiz demek, aç demektir… Ýþsiz demek, potansiyel sýkýntý demektir… Ýþsiz demek, suça meyilli insan demektir…

Adaletsiz bir tablodur karþýmýzda duran… Bir yanda, kendisine milli gelirden bir kuruþ bile düþmeyen iþsizler ordusu, bir yanda gelirlerini katlayan, deveyi hamuduyla götüren, paradan para kazanan bir rantiyer sýnýf. Reel faizler, parasý olanýn yatýrým yapmasýný engelleyecek bir cazibe sergilerken, insanlar yatarak para kazanmanýn keyfine alýþtýrýlmýþken, bu ülkenin iþsizlik oraný hiçbir zaman düþmez. Hükümet, istediði kadar martaval okusun, "Biz onu düzelttik, bunu düzelttik" diye çarpýk tablolarý kendisine yontmaya çalýþsýn, iþsizlik oraný düþürülmedikten, insanlara aþ saðlayacak sistem getirilmedikten sonra, bu ülke düze çýkamaz.

Ne demiþ atalarýmýz: "Biri yer biri bakar, kýyamet ondan kopar"

NEDIM ODABAS

Gönderme Tarihi: 29.01.2008 - 21:39
mithat_hasanoglu üyenin diger mesajlarini ara mithat_hasanoglu üyenin Profiline bak mithat_hasanoglu üyeye özel mesaj gönder mithat_hasanoglu üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: YAHUDI BIR BELADIR ERMANISTAN IKINCI ISRAILDIR
mithat_hasanoglu su an offline mithat_hasanoglu  
YAHUDI BIR BELADIR ERMANISTAN IKINCI ISRAILDIR
17 Mesaj -

“…Yahudi bir beladýr. Onunla harbe girerseniz, arkasýndaki büyük devletlerle savaþýrsýnýz. Haydi, üç beþ günde savaþ bitti diyelim. Fakat sulh müzakereleri üç sene, beþ sene bitmez. Yetmiþ bin tane yalan söyler. Her gün yeni bir þart koþar. Uzata uzata karþýsýndakini o hâle getirir ki, “Allah belâsýný versin, ne olacaksa olsun da þu iþten kurtulalým yahu!” dedirtir. Müzakerelerinin baþýnda topunu birden reddettiðiniz þartlarý, kabul etmek zorunda kalýrsýnýz.

Müzakereden çekilemezsiniz, ama devam da edemezsiniz. Öyle bir belâdýr.

“Amerika’ya ne oluyor? Neden bu kadar Ýsrail’e destek çýkýyor” diyorsunuz. Bunda þaþýlacak bir þey yoktur… Amerika Birleþik Devletleri, Ýsrail’in bir vilâyetidir!.. Geçen asrýn baþ belasý Ýngiltere, onun emrinde idi; bu asýr da da Amerika’yý kendilerine hizmetçi yaptýlar…

Ýki asrýn arasýnda baþýný çektikleri Rusya komünist ihtilâlini unutmayýnýz. Bunlardan tek, gayri Yahudi olan Gürcü Stalin’in de karýsý Yahudi’dir.

Karl Marks, ruh hastasý bir Yahudi’dir. Hasta ruhlar hayallerini hakikat zanneder, onlarýn üzerine aldatýcý dünyalar kurarlar. Dünyadaki büyük ihtilâllerin ve bu ihtilâllerin çoðunda mühim rol oynayan Masonluðun arkasýnda Yahudi gücü ve zekâsý vardýr. Yahudi, insanlýktan öç alýyor. Kendi ýrkýndan baþkasýný insan saymadýðý, aþaðý yaratýklar olarak inandýðý için, insanlýðý toptan hâkimiyeti altýna almak için, inanç, saygý, sevgi, namus, aile ciddiyeti gibi mefhumlarý yok etmek üzere adým adým ilerliyor.

Bu sözlerim, sizlere tuhaf, inanýlmaz gelebilir. Bu tabiîdir. Çünkü bizler, bilhassa ehl-i sünnet Müslümanlar, saf insanlarýz. Bütün insanlara karþý, Allah’ýn kullarýdýr diye, bir þefkat ve merhamet besleriz. Böylece kinler, nefretler, asýrlar süren þeytanî planlar havsalamýza sýðmaz… (s. 246).”*

Siyonist teþkilatý, Hitler devrinde Yahudilere yapýlan mezalimi büyüttü; soykýrým diye bir balon yaptý. Üfürdü, þiþirdi, uçurdu; on, yirmi, elli, yüz misline çýkardý. Binlerce romana, piyese, filme mevzu yaptý. Bütün insanlýða durmadan gösteriyor. Stalin devrinin Müslümanlara yaptýklarý zulümlere dair bir film bile yok.”

“Stalin devrinde Müslümanlara reva görülen azap ve iþkenceler, filme kaydedilseydi, eminim ki seyredenlerin birçoðu âdeta çýlgýna dönerdi. Zira bu iþkenceler, o kadar acý ve o derecede insanlýk dýþý idi… (s. 264).”*

Ermenistan ikinci Ýsrail midir?

“Aziz dostlarým! Belki beni fazla endiþeli bulacaksýnýz. Bundan yüz sene önce yaþasaydýk ve ben size:

“Yüz sene sonra Yahudiler Filistin’de bir Ýsrail devleti kuracaklar.” deseydim; bana gülerdiniz. Belki aklýmdan þüphe ederdiniz ve

“Yahu, Filistin’e Ýngiltere Ýmparatorluðu, Rus Çarlýðý girememiþ de üç buçuk Yahudi mi, Osmanlý’nýn elinden alýp da Filistin’de devlet kuracak!” derdiniz.

Ýþte Yahudi devleti Müslümanlarýn ortasýna bir çýban gibi kuruldu. Ortadoðu milletlerine gardiyanlýk yapmakla vazifelidir. Koca Amerika, Ýsrail’in bir vilayeti gibi çalýþýyor.

Þimdi þu Ermenistan’a bakýn. Bu da geleceðin Ýsrail’idir. Türkiye ile Müslüman Türk dünyasý arasýna, aradaki yolu kapatmak, alâkayý kesmek için kuruldu, büyütülecek.

Keþke ben yanýlsam, keþke yalancý çýksam. Yarýn Türk diyarlarý istiklâllerine kavuþunca, sizden yardým umacaklar. Baþka kimleri var ki? Þimdiye kadar hep bu ümitle yaþadýlar. Stalin’in belalý günlerinde bile gönüllerindeki bu ümit ve arzu ile yaþadýlar. Bu imanlarýný muhafaza ettiler… Þimdi Hýristiyan dünyasý Ermenistan’ý büyütüp kuvvetlendirecek ve onu Türkiye ile Azerbaycan ve diðer Türk dünyasý arasýna bir set gibi çekecek. Deðil onlara yardým edebilmek, ziyaret etmek için bile Ermenilerden vize almak zorunda kalacaksýnýz… (s. 244- 245).” i

Filistin halkýnýn aslý Türk’tür

“Filistin halký hakikaten kahraman bir halktýr. Bunlar, Haçlýlara karþý cenk eden ve Filistin’i tekrar fetheyleyen kahramanlarýn özbeöz torunlarýdýr. Bunlarýn yüzde 80’i Anadolu ve Irak’a gelip yerleþen Selçuk Türkmenleridir. Yüzde 20’si de Selâhaddin-i Eyyûbî’nin davetine icabet eden Kafkasyalýlarla Kürtlerdir… (s. 262).”*

*

Bu satýrlar birer kehaneti ifade eden sözler deðil, feraset içerikli bir Müslüman aydýnýn 1960’larýn ortasýnda Hicaz’da serdettiði hakikatlerdir. Ýslâm coðrafyasýný çok iyi bilen, onlarýn dertleriyle dertlenen gerçek bir münevver ve mücahede adamý olan Þeyh Þamil’in oðlu Said Þamil Bey’in ifadeleri, tespitleridir…

Said Þamil Bey yetinmemiþ ve tarihi hakikatleri bir bir sýralamýþ…

Hakikati haykýran feraset sahibi liderler, aydýnlar bugün de var. Ne var ki Türkiye bir uçuruma doðru hýzla sürükleniyor. Ýslâm dünyasýnýn kalbi olmasý hasebiyle en büyük oyunlar yine Türkiye’de oynanýyor.

Diðer taraftan Irak, Filistin, Afganistan, Çeçenistan kalbimize ateþ düþürmesi gereken olaylardýr. Bu ateþlerle yanmak zorundayýz. Aksi takdirde ne Ýslâm kardeþliðinden, ne de Ýslâm ahlâkýndan bahsetmemiz mümkün deðildir…


FAHRI GUVEN
Gönderme Tarihi: 27.01.2008 - 18:18
mithat_hasanoglu üyenin diger mesajlarini ara mithat_hasanoglu üyenin Profiline bak mithat_hasanoglu üyeye özel mesaj gönder mithat_hasanoglu üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: GAZZE KIMIN SESSIZLIGI
mithat_hasanoglu su an offline mithat_hasanoglu  
RE: GAZZE KIMIN SESSIZLIGI
17 Mesaj -
Alıntı
Orijýnalý mithat_hasanoglu



Ýnsanlýðýn gözü önünde iþlenen vahþete duyarsýzlýðýn vardýðý boyutlarý görmezlikten gelerek sessiz durmak Büyük Mehmed Âkif’le özdeþleþen [I. Mecliste yanýnda oturan Hasan Basri Çantay’a, sað elini yumruk yapýp sol elinin içine birkaç kez vurarak söylediði] “Þeyatinül ahres” [dilsiz þeytan] olma özelliði asýl bugün için geçerli.

Seküler, ýlýmlý, laik, vurdumduymaz, bana neci, abedeci, Abe’ci, goygoycu Müslümanlar için Gazze’deki çýðlýðýn ne anlamý var veya olabilir? Ýnsanlýðýn gözlerini yumduðu, kulaklarýný týkadýðý, dilini baðladýðý bir süreç. Bütün sorun Siyonist Yahudilerin, ona baðýmlý medyanýn ve egemen güçlerin birbiriyle olan baðý, iliþkisi. Sanki Yahudiler dünya imparatoru.

Siyonist Yahudi Türkiye’yi kendi ipine baðlamýþ oynatýyor. Ýkide bir de Türkiye’ye dönüp: “Biz sizinle ayný konumdayýz, terörden çok çekiyoruz. Birlikte hareket etmeliyiz” diyor.

Þunu göz ardý edemeyiz. Türkiye’deki terör olaylarý bugünün sorunu deðil. Bu, Ýttihat ve Terakki’nin egemenliðinden beri vardýr. Ýslâm milletini birbirine düþüren masonik, kavmiyetçiliðin milletimizin baþýna açtýðý belalarý yaþýyoruz. Bir kavim paradoksu olan Yahudiler sadece kendilerini deðil insanlýðý da bu belânýn için çekmiþler bunda da baþarýlý olmuþlardýr. Arap, Arnavut, Türk ve nice kavmiyetçilikler gibi Kürt kavmiyetçiliði belâsý Ýslâm milletinin huzurunu kaçýrmýþ.

Günümüzdeki Kürt kavmiyetçiliðinin dolayýsýyla PKK ya da PJAK’ýn arkasýnda ayný ruh bulunmakta. Daha düne kadar bu örgütleri destekleyen, lojistik destek veren ýrkçý emperyalizm þimdi rolleri deðiþtirmiþe benziyor. Kaldý ki Güneydoðu’da yaþananlar kardeþlerin birbirine düþürülmesi olayýdýr. Çizgiyi aþmýþ Zerdüþtlüðe, Hýristiyanlýða ve hatta Museviliðe meyletmiþ Kürt kavmiyetçileri Ýslâm’dan uzaklaþarak giderek yalnýzlaþtýrýlmýþlardýr. Egemen güçler [sürekli vurguluyoruz] tetikçileri bir yere kadar kullanýyorlar. Bugün Kürt kavmiyetçilerinin baþýna gelen de budur. Saddam kimin kuklasý idiyse Mahmut Abbas da onun kuklasýdýr. Yeri ve zamaný gelince bunlarý birer birer devre dýþý býrakýyor, bunlarýn yerine yenilerini getiriyor.

Bugün, Filistin’de el-Fetih’e destek veren ýrkçý emperyalizm kardeþleri birbirine kýrdýrýrken bir yandan da dünyanýn gözü önünde büyük bir soykýrým yapýyor. Kardeþlerin birbirine düþmesiyle, Yahudilerin Ortadoðu’ya yerleþip terör oluþturmasý farklý þeylerdir. Bir kere millet olarak Yahudiler tarih boyunca fitne ve fesadýn kaynaðýdýrlar, yeryüzüne tutunamamýþlardýr. Oysa Kürt halký da, Filistinliler de hakiki mümin ve Müslüman insanlardýrlar. Bunlarý birbirinden ayýrmak gerekiyor.

Filistin’de, Gazze’de yaþanan insanlýk dramý Yahudi milletinin veya Ýsrail’de erki elinde bulunduran Siyonizm’in hakiki yüzünü gösteriyor. Ýnsanlýðýn ölümünün bir göstergesi.

Bush’un Ortadoðu ziyareti sonrasýnda ortaya çýkan bu durumu önceden sezmiþ ve yazmýþtýk.

Masum çocuklarýn, kadýnlarýn ve yaþlýlarýn birer terörist olarak görülmesi ancak Siyonist Yahudi yani Irkçý Emperyalizm felsefesine uyar. Bir þehrin bütün insanlarýnýn ablukaya alýnarak soykýrým uygulanmasý da bu düþüncenin bir ürünüdür.

Ne yazýk ki batý ruhu ve düþüncesini özümsemiþ olanlar, ancak onlarýn pencerelerinden bakarlar. Seküler Müslümanlar ise dünya saltanatýnýn peþindedirler.

Ýslâm’a savaþ açmak Türkiye’nin geleceðini daha da karartýr. Gazze’yi veya Filistinlileri sahiplenmemek Türkiye’nin de geleceðini karartýr. Bu insanlýk dramýnda bir kardeþlik hukuku vardýr. Bir insan olma sorumluluðu vardýr. Bu sorun sadece Türkiye’deki Ýslâmi duyarlýðý olan kesimi ilgilendirmiyor. Zaten Türkiye’nin en önemli açmazlarýndan biri insanýný dinden uzaklaþtýrma, sekülerleþtirme, laikleþtirme çabasýdýr. Bugün baþýnda bir PKK olayý varsa bu düþüncenin bir sonucudur. Ortadoðu’yu saran bu fitne ancak Ýslâm bilinci ve kardeþliðiyle aþýlabilir.

Bir soru: Zamanýn Marksistleri bugün niçin Filistin dramýný sahiplenmiyorlar veya o insanlarýn haklarýný savunmuyorlar? Marksizm de bir Batý üründür, ayný ruhtan beslenir de ondan.


Gönderme Tarihi: 26.01.2008 - 21:34
mithat_hasanoglu üyenin diger mesajlarini ara mithat_hasanoglu üyenin Profiline bak mithat_hasanoglu üyeye özel mesaj gönder mithat_hasanoglu üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: GAZZE KIMIN SESSIZLIGI
mithat_hasanoglu su an offline mithat_hasanoglu  
GAZZE KIMIN SESSIZLIGI
17 Mesaj -

Ýnsanlýðýn gözü önünde iþlenen vahþete duyarsýzlýðýn vardýðý boyutlarý görmezlikten gelerek sessiz durmak Büyük Mehmed Âkif’le özdeþleþen [I. Mecliste yanýnda oturan Hasan Basri Çantay’a, sað elini yumruk yapýp sol elinin içine birkaç kez vurarak söylediði] “Þeyatinül ahres” [dilsiz þeytan] olma özelliði asýl bugün için geçerli.

Seküler, ýlýmlý, laik, vurdumduymaz, bana neci, abedeci, Abe’ci, goygoycu Müslümanlar için Gazze’deki çýðlýðýn ne anlamý var veya olabilir? Ýnsanlýðýn gözlerini yumduðu, kulaklarýný týkadýðý, dilini baðladýðý bir süreç. Bütün sorun Siyonist Yahudilerin, ona baðýmlý medyanýn ve egemen güçlerin birbiriyle olan baðý, iliþkisi. Sanki Yahudiler dünya imparatoru.

Siyonist Yahudi Türkiye’yi kendi ipine baðlamýþ oynatýyor. Ýkide bir de Türkiye’ye dönüp: “Biz sizinle ayný konumdayýz, terörden çok çekiyoruz. Birlikte hareket etmeliyiz” diyor.

Þunu göz ardý edemeyiz. Türkiye’deki terör olaylarý bugünün sorunu deðil. Bu, Ýttihat ve Terakki’nin egemenliðinden beri vardýr. Ýslâm milletini birbirine düþüren masonik, kavmiyetçiliðin milletimizin baþýna açtýðý belalarý yaþýyoruz. Bir kavim paradoksu olan Yahudiler sadece kendilerini deðil insanlýðý da bu belânýn için çekmiþler bunda da baþarýlý olmuþlardýr. Arap, Arnavut, Türk ve nice kavmiyetçilikler gibi Kürt kavmiyetçiliði belâsý Ýslâm milletinin huzurunu kaçýrmýþ.

Günümüzdeki Kürt kavmiyetçiliðinin dolayýsýyla PKK ya da PJAK’ýn arkasýnda ayný ruh bulunmakta. Daha düne kadar bu örgütleri destekleyen, lojistik destek veren ýrkçý emperyalizm þimdi rolleri deðiþtirmiþe benziyor. Kaldý ki Güneydoðu’da yaþananlar kardeþlerin birbirine düþürülmesi olayýdýr. Çizgiyi aþmýþ Zerdüþtlüðe, Hýristiyanlýða ve hatta Museviliðe meyletmiþ Kürt kavmiyetçileri Ýslâm’dan uzaklaþarak giderek yalnýzlaþtýrýlmýþlardýr. Egemen güçler [sürekli vurguluyoruz] tetikçileri bir yere kadar kullanýyorlar. Bugün Kürt kavmiyetçilerinin baþýna gelen de budur. Saddam kimin kuklasý idiyse Mahmut Abbas da onun kuklasýdýr. Yeri ve zamaný gelince bunlarý birer birer devre dýþý býrakýyor, bunlarýn yerine yenilerini getiriyor.

Bugün, Filistin’de el-Fetih’e destek veren ýrkçý emperyalizm kardeþleri birbirine kýrdýrýrken bir yandan da dünyanýn gözü önünde büyük bir soykýrým yapýyor. Kardeþlerin birbirine düþmesiyle, Yahudilerin Ortadoðu’ya yerleþip terör oluþturmasý farklý þeylerdir. Bir kere millet olarak Yahudiler tarih boyunca fitne ve fesadýn kaynaðýdýrlar, yeryüzüne tutunamamýþlardýr. Oysa Kürt halký da, Filistinliler de hakiki mümin ve Müslüman insanlardýrlar. Bunlarý birbirinden ayýrmak gerekiyor.

Filistin’de, Gazze’de yaþanan insanlýk dramý Yahudi milletinin veya Ýsrail’de erki elinde bulunduran Siyonizm’in hakiki yüzünü gösteriyor. Ýnsanlýðýn ölümünün bir göstergesi.

Bush’un Ortadoðu ziyareti sonrasýnda ortaya çýkan bu durumu önceden sezmiþ ve yazmýþtýk.

Masum çocuklarýn, kadýnlarýn ve yaþlýlarýn birer terörist olarak görülmesi ancak Siyonist Yahudi yani Irkçý Emperyalizm felsefesine uyar. Bir þehrin bütün insanlarýnýn ablukaya alýnarak soykýrým uygulanmasý da bu düþüncenin bir ürünüdür.

Ne yazýk ki batý ruhu ve düþüncesini özümsemiþ olanlar, ancak onlarýn pencerelerinden bakarlar. Seküler Müslümanlar ise dünya saltanatýnýn peþindedirler.

Ýslâm’a savaþ açmak Türkiye’nin geleceðini daha da karartýr. Gazze’yi veya Filistinlileri sahiplenmemek Türkiye’nin de geleceðini karartýr. Bu insanlýk dramýnda bir kardeþlik hukuku vardýr. Bir insan olma sorumluluðu vardýr. Bu sorun sadece Türkiye’deki Ýslâmi duyarlýðý olan kesimi ilgilendirmiyor. Zaten Türkiye’nin en önemli açmazlarýndan biri insanýný dinden uzaklaþtýrma, sekülerleþtirme, laikleþtirme çabasýdýr. Bugün baþýnda bir PKK olayý varsa bu düþüncenin bir sonucudur. Ortadoðu’yu saran bu fitne ancak Ýslâm bilinci ve kardeþliðiyle aþýlabilir.

Bir soru: Zamanýn Marksistleri bugün niçin Filistin dramýný sahiplenmiyorlar veya o insanlarýn haklarýný savunmuyorlar? Marksizm de bir Batý üründür, ayný ruhtan beslenir de ondan.

Gönderme Tarihi: 26.01.2008 - 21:33
mithat_hasanoglu üyenin diger mesajlarini ara mithat_hasanoglu üyenin Profiline bak mithat_hasanoglu üyeye özel mesaj gönder mithat_hasanoglu üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: ISLAMCI MISINIZ ISLAMCI DEGILMI SINIZ?
mithat_hasanoglu su an offline mithat_hasanoglu  
ISLAMCI MISINIZ ISLAMCI DEGILMI SINIZ?
17 Mesaj -
Fransýz komünistlerinin en ileri gelenlerinden Roger Garaudy Müslüman olduðunda ve de Türkiye’ye geldiðinde sevindinizse, Guantanamo iþkence hanesinde Amerikan askerlerinin, Müslüman direniþçilere iþkence yaparken hýzýný alamayýp Kur’an-ý Kerim sayfalarýný tuvalete attýklarý haberini duyduðunuzda içiniz cýzzz etmiþse,

Hýristiyanken Müslüman olup dünyanýn gelmiþ geçmiþ en büyük boksörü unvanýný hâlâ elinde tutan Muhammed Ali Clay’ý televizyonda gördüðünüzde içinizde þöyle bir serinlik esiyorsa,

Ebugarip zindanýnda Iraklý direniþçilere reva görülen, bir Müslüman’ýn anlatmaktan bile hicap duyduðu o alçak görüntüleri televizyondan gördüðünüzde yüreðiniz yanmýþsa,

Kahraman Maraþ’ýn kurtuluþ günü kutlanýrken baþörtülü kadýna uzanan Fransýz komutanýn elini kýran Sütçü Ýmam göðsünüzü kabartýyorsa,

Danimarkalý karikatüristin, Sevgili peygamberimize hakaret olsun diye çiziktirdiðini duyduðunuzda içinizden nefret hissi uyanmýþsa,

Bir sene sonra Danimarka gazetelerinin haberine göre karikatür olayýndan sonra Danimarka’da dört bin Hýristiyan’ýn Müslüman olduðu Türk gazetelerinin hepsinde manþetten verildiðini gördüðünüzde “Olacaðý buydu” dedinizse,

S.S. Cumhuriyetler Birliði yýkýldýðý yýllarda NATO Genel Sekreteri W. Cleas’ýn Nisan 1995 yýlýnda “Bundan sonra düþman Ýslâm’dýr. Tatbikatlarda düþman güçlerin rengi yeþil olacaktýr” dediðinde diþlerinin gýcýrdamýþsa,

Amerika’nýn isteði üzerine Taliban’a kýzmanýza raðmen, Sunday Express gazetesinin muhabiri olarak gizlice Afganistan’a giren ve Taliban tarafýndan yakalandýktan sonra ellerinde esir olarak kalan Yvonne Ridley 10 Ekim 2001 tarihinde serbest býrakýlýp Ýngiltere’ye döndükten sonra Kelime-i þehadet getirerek Müslüman olduðunu dünyaya ilan ettiðinde “Dinimiz güzel de din tacirlerimiz kötü” demiþseniz,

11 Eylül 2001 olayýnýn ardýndan Amerikan baþkaný Bush, “Haçlý seferleri baþlamýþtýr” dediðinde o Ýsa aleyhisselam elbisesiyle bizi aldatanlarýn kafalarýnýn ardýný gördüðünüzde tiksinmiþseniz,

Aleyhinde yazý yazmaktan býkýp usandýðýnýz Sayýn Recep Tayyip Erdoðan’ýn, Beyaz Saray’da Bush’un yanýndaki dik duruþunu ve yürüyüþünü gördüðünüzde göðsünüz kabarmýþsa,

Bütün Müslümanlar, Hz. Ýsa aleyhisselama iman ederken, Hz. Ýsa’ya iman etmeyen Müslüman olamazken, Amerikalý Jerry Falwel isimli bir papaz, 06/10/2002 günü CBS televizyonunun “60 dakika” programýnda “Muhammet, bir teröristtir” dediðini gazetelerde okuduðunuzda yüzünüz buruþmuþsa,

22.01.2005 tarihli gazete haberlerine göre Avusturya’da Eurovision þarký yarýþmasý seçmelerine katýlan ve ön elemeyi geçen bir þarkýcý olan Alf Poier’in þarký sözünün bir mýsrasýn da “Muhammed’in müezzinleri Vatikan’da ezan okuyacak” haberini duyduðunuzda göðsünüz kabarmýþsa siz, Ýslamcýsýnýz.

“Ýslamcý” kelimesi benim de hoþuma gitmeyen bir kelimedir. Amma basýnýn baskýn etkisiyle az da olsa bazýlarýnýn diline girdi. Onun için bu makaleye has olmak üzere bu kelimeyi kullandým, özür dilerim.



MAHMUT TOPTAS
Gönderme Tarihi: 25.01.2008 - 07:31
mithat_hasanoglu üyenin diger mesajlarini ara mithat_hasanoglu üyenin Profiline bak mithat_hasanoglu üyeye özel mesaj gönder mithat_hasanoglu üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: NEDEN BABA?? lütfen okuyun!!!
mithat_hasanoglu su an offline mithat_hasanoglu  
17 Mesaj -
ESSELAMU ALEYKUM,

ALLAH`IN RAHMETI VE BEREKETI UZERINIZE OLSUN.
SABAHINIZ HAYIRLI CUMANIZ MUBAREK OLSUN.
BU YAZIYI OKUDUM VE COK ETKILENDIM BOLE BIR OLAYIN YASANMASI
KACINILMAS OLMUSTUR SUAN.
AMA GEL GORKI BU HAKIKATI GOREN YOK.
BENSUAN RUSYADA YASIYORUM.EZANSIZ MEMLEKET SUAN DAHA IYI ANLIYORUM HERSEYDE BIR HAYIR VAR BU HAKIKATI BURAYA GELMESEM BELKI BU KADAR ANLAYAMAS VE BU YAZIDAN BU KADAR ETKILENMESZDIM DOGRUSU, NAMAZ KILMAK ICIN MESCITLER VAR AMA EZAN SESINI DUYAMIYORSUN.
ALLAH HIC BIR ISLAM MEMLEKETINI EZAN SESINDEN MAHRUM ETMESIN.
(AMIN)
BU YAZIYI SUREKLI GUNDEMDE TUT.
INSANLAR OKUSUN ARKADASLARA GONDERSIN
TUYLERIM DIKEN DIKEN OLDU
ALLAH BOYLE BIRSEY NASIB ETMESIN.
Allah Razı Olsun


Mesaj 3 kez düzenlendi. En son mithat_hasanoglu tarafından, 25.01.2008 - 07:14 tarihinde.
Gönderme Tarihi: 25.01.2008 - 07:04
mithat_hasanoglu üyenin diger mesajlarini ara mithat_hasanoglu üyenin Profiline bak mithat_hasanoglu üyeye özel mesaj gönder mithat_hasanoglu üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: televizyon hastası babalar için.....
mithat_hasanoglu su an offline mithat_hasanoglu  
17 Mesaj -
Te$ekkürler
GUZEL BIR KONUYA DEGINMISSIN KARDESIM YUREGINE SAGLIK,
EVET MALESEF OCUKLARIMIZ LA ILGILENEMIYORUS,DUNYA MESEKKETI VE GECIM SIKINTISI ADINA NE DERSEN DE GELECEK NESILLERIMIZ ONLARA EMANET ETCEZ ILGIMIZ HIC BIRSEYIMIZ YOK COCUKALARIMIZA KARSI,MEDYA VE CEVRE FAKTORLERI V E BIZLERIN ONLARI KORUMA YERINE DISLAMA AZARLAMA BAKMISSIN COCUK EVDEN KACMIS NERDE
HATA ONCE BIZLERDE TABIKI AILE HAYATI COK KOTU BU DA ISLAMDAN UZAKLASMAKTAN KAYNAKLANIYOR.
ALLAH YAR VE YARDIMCIMIZ OLSUN.
DUA EDELIM BIRBIRIMIZE BU OLAY COK BUYUK VAHSET BENCE,
COCUGUMUZU KAYBETMEK BU KONUDA INSANI VICDAN AZABINDA OLDURUR.
TELEVIZYON OLAYI BENCE KIYAMET ALEMETIDIR TEK GOZLU CANAVAR BU OLSA GEREK,INSANLARDA DAYANISMA KALKTI NERDEYSE INTERNET SANAL YASAM BU NASIL DUNYA INSANLAR KONUSMAYI UNUTMUSLAR RESMEN. BAZEN SAHID OLUYORUM.
ALLAH SONUMUZU HAYIRLI ETSIN
DUNYADA ALLAH ICIN YASAMAK VE ONUN KANUNLARINA UYMAK GEREKIR
ONA SUKUR VE ONA INANMAK LAZIM.
SUKURSUZ GUNUMUZ OLMASIN INSALLAH .
TEKRAR TESEKKURLERIMI SUNUYORUM.
BOYLE BIR KONUYU GUNDEME GETIRDIGIN ICIN.
ALLAHIN SELAMI UZERINE OLSUN
ESSELAMU ALEYKUM
Gönderme Tarihi: 23.01.2008 - 21:45
mithat_hasanoglu üyenin diger mesajlarini ara mithat_hasanoglu üyenin Profiline bak mithat_hasanoglu üyeye özel mesaj gönder mithat_hasanoglu üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: ilim ve ticaret
mithat_hasanoglu su an offline mithat_hasanoglu  
ilim ve ticaret
17 Mesaj -


Tarihimizde halkýn ve siyasilerin ufkunu açan, ilim hareketlerini yönlendiren, geçmiþle gelecek arasýnda ilim köprüsü olan âlimlerimizin hepsi kendi elinin ekmeðini yemiþler.

Onun için alimlerimiz, Gazali, Kuduri, Zeccac, saatçi, iplikçi, çömlekçi, camcý,… gibi isimlerle anýlmýþlardýr.

Çaðýn en küçük sorunu sizi yakýndan ilgilendirsin ama iþin dedikodusuyla vakit geçirmek yerine sorunu çözecek iþlere giriþiniz.

“Ya öðreten olunuz, ya öðrenen olunuz, ya dinleyen olunuz veya bunlarý seven olunuz sakýn beþinci olmayýnýz” ama bütün bunlarý yaparken kendi ihtiyaçlarýnýzý kendiniz gideriniz.

Geçim vasýtasý olan ziraat, sanayi, memurluk ve ticaret içinden ticaret daha fazla övülmüþtür sevgili peygamberimizin dilinden.

Ýnsanlarýn ticari iliþkileri, evlilikleri, siyasi oluþumlarý, bilgi alýþveriþleri sözlü ve yazýlý olmaktadýr. “Aldým, sattým, vereceðim, geleceðim, gideceðim, göndereceðim, yapacaðým” gibi baðlantýyý ifade eden sözleri kiþiyi baðlar.

Eski adýyla taahhüd, yeni adýyla duruma göre sözleþme veya anlaþma diye ifade ettiðimiz bu sosyal iliþkilerimizin ifade aracý olan sözleþmeye çok önem vermemiz gerektiðini Rabbimiz, Kur’an-ý Kerim’inde birçok yerde tekrarlamasýyla dikkatimizi çekmektedir. (Maide 1)

Biz, iþimizi, aþýmýzý, kültürümüzü, siyasetimizi, þahsiyetimizi, ticaretimizi, sanatýmýzý, imanýmýz doðrultusunda düzeltmek durumundayýz.

Ticaretin de kurallarýný Allah koymuþtur. Onlara uyacaðýz.

Altýnýn ayarýný milyemle ölçerken, demiri tonlarla tartarken ölçüde ve tartýda eksik tartmayacaðýz.

Karýþýmlarda hile yapýlmayacak, kiþilerin veya devletlerin bilgisizliðinden yararlanýlarak aldatma tarafýna gidilmeyecek. Kiþilerin haklarý gözetilecek. Kafir de olsa hakký yenmeyecek.

Rýza pazarlýðýna dikkat edilecek. Rabbimiz buyurur: “Ey iman edenler, mallarýnýzý aranýzda batýl yollarla yemeyin. Ancak aranýzda rýzanýzla yaptýðýnýz ticaret müstesna. Nefislerinizi öldürmeyin. Muhakkak Allah sizi çok esirgeyendir.” (Nisa suresi 29)

Zaruret veya bilgisizlik nedeniyle razý olanlar aslýnda razý olmamýþ sayýlýrlar.

Avrupalýlarýn, Amerika yerlilerine renkli þarap þiþelerini verip ellerinden altýnlarýný aldýklarý gibi açlýktan ölmek üzere olan insana “Elindeki yarým kiloluk külçe altýný verirsen bu yarým ekmeði veririm” diyen bu kiþi “Altýný rýzasýyla aldým” derse geçersiz olur.

Müslüman önce aldatmaz, sonra aldanmaz. Aldanma ile aldatma arasýnda tercih zorunda kalýrsa aldanmayý tercih eder.

Çocuk köle ticareti yapanlar, organ ticareti yapanlar, uyuþturucu ticareti yapanlar, kadýn ticareti yapanlar, hazineyi hortumlayanlar, bunlarýn hepsi batýda eðitim görmüþ, Ýngilizceleri ve bilgisayarlarý ile dünyayý avuçlarýnýn içi gibi bilen insanlar.

Bunlar, gýdasýný alamamýþ insanlardýrlar. Tenimiz topraktan geldiði için gýdasý topraktan geliyor. Onu helal ve temiz olarak kazanýp kullanýrken canýmýz Rahmandan geldiði için onun gýdasý Rahmandan gelir. O gýda Kur’an’dýr.

Çin’in kâselerini Bursa’ya getiren, Bursa’nýn ipeðini Yemen’e götüren, Yemen’in kahvesini Hindistan’a taþýyan, Hindistan’ýn cevizini Viyana’ya ulaþtýran, Viyana’nýn çeliðini Ýstanbul’a getiren, Ýstanbul’un Ýslâm ahlakýný, edebini, edebiyatýný, nezaketini, nezafetini gittiði her yere nakýþ nakýþ iþleyen hassa tacirleri gibi siz de dünyayý dolaþýn, “Ýlim Çin’de de olsa gidin alýn.”

Gönderme Tarihi: 23.01.2008 - 20:56
mithat_hasanoglu üyenin diger mesajlarini ara mithat_hasanoglu üyenin Profiline bak mithat_hasanoglu üyeye özel mesaj gönder mithat_hasanoglu üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: Uyan Ey ümmet’i Muhammed
mithat_hasanoglu su an offline mithat_hasanoglu  
17 Mesaj -
Ýslam’dÝr dinimiz Allah birdir bildiðimiz.
Kitabýmýzdýr kuran yol gösterendir þu an
Ýslam’dýr dinimiz, yoktur teröristimiz! !
Örnek aldýðýmýz peyganberlerimiz! ! !

Beþ vakitdir direðimiz Allah’dýr sevdiðimiz
Orucumuzu tutarýz onu hiç kaçýrmayýz.
Ýslamdir dinimiz Allah’a dýr sevgimiz
Zekatýmýzý veririz borcumuzu gideririz

Hayatýmýzda bir gün hacc’a gideriz
Ýslam’dýr bu bizim bildiðimiz dinimiz


alinti
Gönderme Tarihi: 23.01.2008 - 20:10
mithat_hasanoglu üyenin diger mesajlarini ara mithat_hasanoglu üyenin Profiline bak mithat_hasanoglu üyeye özel mesaj gönder mithat_hasanoglu üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: Konu icon Allah(c.c.) razısı için Bu ankete katılın
mithat_hasanoglu su an offline mithat_hasanoglu  
anket
17 Mesaj -
iþlem tamam Kardeþim Allah cc razý olsun haberdar ettiðiniz için ravda kardeþlerimizde katýlýr inþAllah bu ankete, sürekli güncelleyin bunu,ki konu kaybolmasýn..

bütün seçenekleri oyladým.

selam ve dua ilee
Gönderme Tarihi: 22.01.2008 - 20:26
mithat_hasanoglu üyenin diger mesajlarini ara mithat_hasanoglu üyenin Profiline bak mithat_hasanoglu üyeye özel mesaj gönder mithat_hasanoglu üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: bir söz de siz yazın
mithat_hasanoglu su an offline mithat_hasanoglu  
Konu icon   
17 Mesaj -
Adý Güzel Kendi Güzel Muhammed
Caným feda olsun senin yoluna
Adý güzel kendi güzel Muhammed
Þefaat eyle bu kemter kuluna
Adý güzel kendi güzel Muhammed
Mumin olanlarý çoktur cefasý
Ahirette çýkar zevk-ü safasý
Onsekiz bin alemin Mustafa'si
Adý güzel kendi güzel Muhammed
AþýkYunus n'eyler cihaný sensiz
Sen hak peygambersin þüphesiz Þeksiz
Sana uymayanlar gider imansiz
Adý güzel kendi güzel Muhammed (SAV)
Yunus Emre
Gönderme Tarihi: 21.01.2008 - 20:33
mithat_hasanoglu üyenin diger mesajlarini ara mithat_hasanoglu üyenin Profiline bak mithat_hasanoglu üyeye özel mesaj gönder mithat_hasanoglu üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: islamda teblig
mithat_hasanoglu su an offline mithat_hasanoglu  
teblig
17 Mesaj -
Peygamberimizin teblið ve nasihat metodu nasýldý?


"Habîbim! Ýnsanlarý rabb-i teâlânýn yoluna hikmetle (açýk delillerle ve güzel vaazlarla) dâvet et. Ve onlarla muhkem ve güzel mukaddimelerle, mülâyim ve tatlý sözlerle mücadele et (ki dâvetin hüsn-i tesir hâsýl etsin)." (Nahl Sûresi, 125)

Peygamberimiz bu ve benzeri ayetleri örnek alarak müminleri ilim ve hikmetle irþat eder, bu irþadýný delillere dayandýrýrdý.

Ýrþadýnda ve ikazýnda hiddet ve þiddet göstermezdi. Muhataplarýný samimî bir hava içerisinde karþýlar, onlara þefkat ve merhametle nasihatte bulunurdu. Doðruyu ve gerçeði anlatmakta daima tatlý dili, güzel sözü tercih ederdi. Zihinlerde meydana gelen þüphe ve tereddütleri büyük bir sabýr ve anlayýþla giderirdi. Muhataplarýna itibar eder ve onlarý ikna etmek için fesahat ve belâgatla tane tane konuþurdu. Sorulan sualler yersiz de olsa tebessümle karþýlar, ciddiye alýrdý. Vaaz ve nasihatlerindeki tesirin en büyük bir sebebi de insanlarýn kusurlarýný baðýþlayýp, onlarý affetmesiydi. Hattâ en çok sevdiði amcasýný ve daha birçok akraba ve sahabelerini þehit eden ve ettirenleri Mekkenin fethi sýrasýnda affetmiþti. Hâlbuki, o gün bütün güç ve kuvvet elindeydi. Onlarý dilediði gibi cezalandýrabilirdi.

Ýþte böyle büyük ve yüksek seciyelerle etrafýndaki insanlarýn ruhlarýna tesir etti ve onlarýn nüve halindeki kabiliyet ve yeteneklerini uyandýrdý, inkiþaf ettirdi. Onlarý insanlýk semâsýnýn birer yýldýzý haline getirdi. O asrý perdeleyen cehalet sislerini kaldýrdý. Âlemin þeklini deðiþtirdi. Ýnsanlar arasýnda adalet, muhabbet, yardýmlaþma gibi yüksek seciyeleri hayata geçirdi. Kiþisel ve sosyal hayatý tehdit eden bütün hastalýklara karþý þifalý ilâçlar getirdi ve Allahýn izniyle insanlýk âlemini tedavi etti.
teblið mesleðinin yolu, “Acz, fakr, þefkat ve tefekkür” yoludur. Bu dâvâ, iman kurtarma dâvâsý. Ýnsanlarý âhir zamanýn dehþetli fitnelerinden sýyýrýp, ulvî gayelere yönlendirme dâvâsý. Beþeriyeti, nefsin, þeytanýn ve akýl almaz derecede bozulmuþ içtimaî havanýn tesirinden kurtarýp, ona kulluðun zevkini tattýrma dâvâsý. Bir insan bu yüksek ideali, bir Ýlâhî lütuf olarak yakalayabildiði takdirde, ilk yapacaðý þey, bu zor iþi baþarmaktaki aczini ve fakrýný itiraf ile Rabbinin kudretine ve rahmetine istinat etmek olacaktýr.

Acz ve fakr, kulun iki zâtî hassasý; insanýn en bâriz özellikleri. Nitekim Fâtiha Sûresini okurken, mealen, “yalnýz sana ibadet eder ve ancak senden yardým dileriz” diyerek âlemlerin Rabbi olan Rabbimize sýðýnýr, dünyevî olsun, uhrevî olsun her iþimizde O’ndan medet bekleriz. Ýþte iman ve Kur’an hizmetinin erleri de insanlarýn kalplerinde hidayetin sümbüllenmesi için bütün güçleriyle çalýþmakla birlikte bu büyük neticeyi kendi kuvvet ve kudretleriyle elde edemeyeceklerini bilerek acz ve fakr ile Allah’ýn dergâhýna iltica ederler.

Üçüncü adým, kendilerini cehenneme hazýrlayan âsi ve günahkâr insanlara acýmak ve yardýmlarýna bir doktor hassasiyeti ve bir anne þefkatiyle koþmak. Ve dördüncü adým, bu iþi hikmet dairesinde yürütmek.

Millî þairimiz, Merhum Mehmet Âkifimizin,

“Doðrudan doðruya Kur’an’dan alýp ilhamý. Asrýn idrakine söyletmeliyiz Ýslâm’ý.”

beytiyle ortaya koyduðu büyük ideal, Risale-i Nur Külliyatýnda kemâliyle tahakkuk etmiþtir. Neden ve niçinlerle dolu bu asrýn çarþýsýnda, ancak hem akla, hem de kalbe hitab eden, dâvâsýný hem sevdiren, hem de ispat eden bir külliyat revaç bulabilirdi ve buldu da.

Bu tespitlerden birincisi Ýslâm’ý gerek kendi vatandaþlarýmýza, gerekse bütün bir insanlýk âlemine ulaþtýrabilmemiz için en büyük þartýn, Kur’an ahlâkýyla ahlâklanmak olduðunu ders verir. Diðeri ise, iman ve Kur’an hakikatlerini muhtaçlara ulaþtýrabilmek için iktisadî yönden kalkýnmak gerektiðini tespit eder.

Bu iki yaramýzý tam kabul ile tedavisine çalýþmamýz gerek. Bundan gaflet ederek, geçici ve kararsýz siyasî formüllere bel baðladýðýmýz sürece, sürünmeye devam edecek ve bununla da kalmayýp, Ýslâm’ýn muhtaç gönüllere ulaþmasýna perde ve engel olmanýn mesuliyetini de çekeceðiz.
Her müslüman üzerine düþen görevi yapmakla sorumludur. Bir insanýn toplumda bulunduðu konum ona bazý sorumluluklar yükler. Her müslüman da o kunumuna göre sorumlu olur. Bu konuya bir hadisi þerifle bakabiliriz: “Bir kötülük gördüðünüz zaman elinizle, gücünüz yetmezse dilinizle, ona da gücünüz yetmezse kalben buðz ediniz.” buyuruluyor.

Herkes her durumda bu hadisi kendine göre yorumlayamaz. Mesela, yolda bir kötülük görsek, onu elimizle düzeltmeye kalksak ve o kiþiye zarar versek, o adam da davacý olsa, bu durumda bize de ceza tatbik edilir. Öyleyse hadisi þerifin manasýný nasýl anlamalýyýz?

El ile düzeltmek vazifeli insanlarýn, yani devletin ve emniyetin görevi, dil ile düzeltmek alimlerin vazifesi, kalben buðz etmek ise diðerlerinindir.

Bu nedenle bir Müslüman önce Ýslamý hakkýyla yaþamalýdýr. Sonra eðer zarar vermeyecekse uygun ve tatlý bir dille anlatmalýdýr. Bundan sonrasýný da Allaha býrakmalýdýr.

Nasýl ki aðaç yetiþtirmek isteyen bir kimse þu konulara dikkat eder: Tohum ýslah edilmiþ, tarla ekime elveriþli, mevsim ekim zamaný ve ekenin de sahasýnda uzman olmasý þarttýr. Bu açýdan bozuk bir tohumu, sert ve elveriþsiz bir tarlaya, uygun olmayan bir mevsimde, hiç ekimden anlamayan bir kimsenin yapmasý her þeyin boþa gitmesine neden olacaktýr. Bu özeliklere sahip olan bir bahçývan görevini yaptýktan sonra, tarladan çiçeklerin ve güllerin çýkmasý için tarlanýn içine girmeye ve onu aðaç yapmaya kalkýþmaz. Üzerine düþeni yapar ve sonucu Allah’a býrakýr.

Aynen bunun gibi, doðru Ýslamiyeti ve Ýslamiyete layýk doðruluðu yaþamak ve anlatmak gerekir. Ýslama uygun olmayan düþünce ve fikirleri Ýslam diye anlatmak hem Ýslama, hem anlatana hem de anlatýlana zarar verecektir.

Ýslam ve iman tohumlarýnýn atýldýðý muhtaç gönüllerin de ona hazýr olmasý gerekir. Henüz bunlara hazýr olmayanlara anlatmak bazen zarar bile verebilmektedir.

Ayrýca tebliðin mevsimi de çok önemlidir. Ortam, þahsýn halet-i ruhiyesi, beklentileri gibi durumlar da önemlidir. Mevsiminde ekilmeyen her tohum zayi olabilir.

Diðer taraftan islamý teblið eden kimsenin de onu nasýl anlatacaðýný, kýrmadan dökmeden uygun bir ifade tarzýyla akýl, kalp ve gönüllere nasýl serpileceðini bilecek donanýma sahip olmalýdýr. Uzaman bir doktor gibi ehil olmalýdýr.

Bu özelliklere sahip olan bir Müslüman üzerine düþenleri yaptýktan sonra o gönüllerde iman ve Ýslam güllerinin açýlmasýný Allah’a býrakýr, Allah’ýn vazifesine karýþmaz.
Selam...
Alýntý..
Gönderme Tarihi: 20.01.2008 - 14:48
mithat_hasanoglu üyenin diger mesajlarini ara mithat_hasanoglu üyenin Profiline bak mithat_hasanoglu üyeye özel mesaj gönder mithat_hasanoglu üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: islamda teblig
mithat_hasanoglu su an offline mithat_hasanoglu  
islamda teblig
17 Mesaj -
Maddelerle Ýslamda Teblið Usulü

1- Teblið ve irþâd, vazifelerin en mukaddesidir. Zira Allah (c.c), en seçkin kullarý olan nebileri bu vazife ile göndermiþtir.

2- Teblið, normal zamanlarda farz-ý kifaye olsa bile, günümüzde ihmale uðrayan meselelerden olduðu için farzlar üstü bir farz konumuna gelmiþtir. Onun ihmali kat'iyen caiz deðildir.

3- Bu vazifeyi ihmal ederek ölen bir kimsenin nifak içinde ölmüþ olmasýndan endiþe edilmelidir. Çünkü böyle biri, þahsî farzlardan daha büyük ve sevap cihetiyle daha mühim bir vazifeyi terk etmiþtir.



4- Ýçinde teblið yapýlan bir topluluk, semavî ve arzî bela ve musibetlere karþý korunma garantisi altýndadýr. Eðer bir toplumda üç-beþ insan dahi olsa, bu kudsî vazifeyi yapabiliyorsa, Cenâb-ý Hakk o toplumu kendi korumasý altýna almýþtýr. Eðer, mesele aksine ise netice de aksi olacaktýr. Yani içinde bu kudsî vazife yapýlmayan topluluðu Allah (c.c)'ýn helâk etmesi muhtemeldir. Geçmiþ ümmetlerde meydana gelen toplu helâkler bunun en açýk misallerindendir.

5- Bu kudsî vazife, fert, millet ve devletler planýnda ele alýnmalýdýr. Müslüman, dünya nizamýnýn ana unsurudur. Onun bulunmadýðý dünyada nizam olmadýðý gibi, onun varlýðýnýn söz konusu olduðu yerde de anarþi ve terör olamaz. Bu ise Müslümanýn teblið vazifesini hakkýyla edâ edip etmemesine baðlýdýr.

6- "Emr-i bi'l-maruf, nehy-i ani'l-münker" yapmak, bir mü'minlik þiarýdýr. Bu vazife, îmandan ayrý düþünülmemelidir. Zira Kur’ân, mü'minlerin diðer mü'minlere karþý dost olduðunu (Tevbe, 9/71) söylerken, bu dostluðu ayakta tutan ana umdeye iþaret eder ve onun, bu kudsîlerden kudsî vazifeden ibaret olduðunu hatýrlatýr. Münafýklar ise, birbirlerindendir; (Tevbe, 9/67) fakat birbirlerinin dostlarý deðillerdir. Zira onlar marufa mani olmakta ve münkere de teþvikte bulunmaktadýrlar.

7- Ýslâm dini, Allah (c.c) tarafýndan teminat altýndadýr. Allah (c.c), kendi dinini koruyacaktýr. Ama bu koruma, kadýn-erkek bütün inananlarýn himmeti ve bir kýsým fertlerin dine sahip çýkmalarýna baðlýdýr. Dine sahip çýkýldýðýnýn en belirgin iþareti de, Müslüman fertlerin teblið vazifelerini yerine getirmeleridir.

8- Ýlim-amel ve teblið bir hakikatin üç ayrý yüzüdür. Birbirlerinden ayrýlmalarý mümkün deðildir. Tebliðde, ilim þarttýr; amel ise tebliðin hayatýdýr.

9- Teblið insaný, Ýslâmî hakikatleri ve içinde yaþadýðý devri çok iyi bilmelidir. Devrini bilmeyen insan, dehlizde hayat sürüyor demektir. Ýnsanlarý oraya çekmeye ve onlara bu dehlizde bir þeyler anlatmaya çalýþmasý ise zavallýca birer gayretçiktir.

10- Teblið insanýnýn gönlü Kur’ân'a göre ayarlanmalýdýr. Gönlü bu þekilde Kur’ân’a göre akort edilmeyen bir insanýn, Ýslâm adýna konuþmasý ve Ýslâmî hakikatleri anlatmasý çok zor, hatta imkânsýzdýr.

11- Teblið eri, teblið yaparken kullandýðý bütün yollarýn meþru olmasýna son derece dikkat etmelidir. Zira meþru bir hedefe ancak meþru yollarla ulaþýlabilir. Allah Resûlü (s.a.s)'nün ve O'nun kutlu ashabýnýn yolu da budur. Bize, hedefe varmak için her yolu meþru gören militanlar deðil; tuttuðu yolun meþru olmasýný, kýlý kýrk yararcasýna inceleyen ve sonra da tatbik eden sahabî ruhlu teblið adamlarý lazýmdýr. Bu dini ayakta tutacak ve onu cihanýn dört bir yanýna götürecek olanlar da ancak bunlardýr.

12- Teblið adamý, anlattýðýný muhakkak yaþamalýdýr. Aksi durum, bir münafýklýk alâmetidir ki, mü'min böyle bir duruma düþmekten fevkalâde sakýnmalýdýr. Anlattýðýný yaþamayan insanlarýn söyledikleri sözlerde, tesir ve bereket de olamaz. Onlar saman alevi gibi çabuk parlar ve hemen sönerler. Isýtma adýna bir kaloriye sahip olduklarý söylenemez.

13- Teblið adamý, daima tevazu ve mahviyet hâlini muhafaza etmelidir. Bu, asil insanlara mahsus bir davranýþtýr. Îman ise, asaletin tâ kendisidir. Öyleyse teblið adamý, her mü'min gibi asil davranmalýdýr. Allah Resûlü (s.a.s)'nün ahlâký da budur. Teblið adamý iþte bu ahlâký bir karakter hâline getirmelidir.

14- Teblið eri, teblið vazifesinin dýþýnda, devlet yetkilileriyle ve entel denilen sýnýfla, onlar hesabýna içli dýþlý olmamalýdýr. Bu konuda titizlik, onun durumunu ve izzetini korumasýnýn en mühim þartýdýr.

15- Teblið adamý, tebliðinde çok ýsrarlý olmalýdýr. Bu ýsrar onun kendi dâvâsýna karþý hürmet ve saygýsýnýn ifadesidir.. ve o, Cenâb-ý Hakk'ýn büyük saydýðý meseleleri tazîm edip büyük saymak mecburiyetindedir. Aksi hâlde, dediklerini kendisi yalanlamýþ olur.

16- Teblið adamý, fýtrat kanunlarýyla çatýþmamalýdýr. O, teblið ve irþâdýnda daima basiretli davranmalýdýr. Ýnsanda mevcut bazý zaaf ve arzularý görmezlikten gelmek, asla doðru deðildir. Asýl olan, bu zaaf ve istekleri güzele ve iyiye kanalize edebilmektir.

17- Izdýrap ve çile teblið yolunun deðiþmeyen kaderidir. Teblið adamý, daha yolun baþýnda kaderine razý olmalýdýr.

18- Teblið adamý, bir þefkat kahramanýdýr. Onun kaba kuvvet kullanarak hakký kabul ettirme gibi bir yola tevessül etmesi hiç mi hiç düþünülmemelidir.

19- Teblið adamýnýn en mühim özelliklerinden biri de fedakârlýktýr. Zira her teblið adamý, havari karakterinde olmalýdýr. Doðuþtan havari yaratýlmayanlar, asla seviyeli bir teblið adamý olarak ölemezler. Böyle bir iþ ise, her þeyden önce fedakârlýk ister.

20- Teblið adamý, duâ ile bütünleþen insandýr. Duâ ise, ihlâs ve samimiyetin esasýdýr.

21- Teblið adamý, ayný zamanda bir mantýk ve realite insanýdýr. Mantýkîliði ölçüsünde muvaffak olur ve içinde yaþadýðý toplumda kabul görür.

22- Teblið adamý, insanlarýn imaný hususunda çok hassastýr. Gördüðü küfür ve irtidat hâdiseleri, onun yüreðini parçalar ve o, bu kabil hâdiseler karþýsýnda iki büklüm olur.

23- Teblið adamý, teblið iþini hep bir aþk ve iþtiyak içinde sürdürür. Zaten o, teblið iþinin kara sevdalýsý olmayýnca, baþarýya ermesi de mümkün deðildir.

24- Ýç derinliði, teblið adamýnýn ayrýlmaz vasfý olmalýdýr. Ýç derinliði bir mânâda onun yakîne ermesi demektir. Yakîne eren insan da, bütün faziletlerle mücehhez olmuþ demektir.

25- Teblið adamý, dâvâsýný teblið ederken, ruh duruluðuna ve kalb safvetine sahip olmalýdýr. Ve arkasýnda zahîr olarak Allah'ý ve Resûlü'nü bulabilmesi için, en az dâvâsý kadar berrak bir hayat yaþamasý þarttýr. Böyle bir hayat ise ancak kalb safvetiyle gerçekleþtirilebilir.
Gönderme Tarihi: 20.01.2008 - 13:56
mithat_hasanoglu üyenin diger mesajlarini ara mithat_hasanoglu üyenin Profiline bak mithat_hasanoglu üyeye özel mesaj gönder mithat_hasanoglu üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: Basörtüsü tabi yasak olcak......
mithat_hasanoglu su an offline mithat_hasanoglu  
17 Mesaj -
islam bayragini 700 sene tasiyan osmanlinin torunlari
simdi islam sembolu olan kadinin namusu olan bir bas ortusun tasiyamaz oldu.

fatih sulatn mehmet istanbulu islamla ftih etti,
orta cag kapandi yeni cag acti.simdi onun torunlari acilan yeni cagi begenmeyip karanlik caga geri donmek isterler bu nasil oluyor
haktan ayrilmakla.

bu torunlar gafettedirler ve gafletten hic uyanmak istemezler uyandirmaya calismak nafile diyen gaflette uyuyan torular da var.iste biz bunlarin onune gecmek icin caba sarfediyor muyuz.bence kendimizi dusunuyoruz kolay yollaardan halletmeye calisiyoruz.int. ortamndan da birseyler yapilabilir.ama onemli olan cevremizdeki insanlara anlatmak onlari uyandirmak icinn mucadele vermek sart.
dusunce ve fikirlerim bunlardan ibaret yinede ole sstelerin varligindan cok memnunum sayilarininda diger gayri mesru stelerden cok olmasini niyaz ederim.
tesekkur ederim ravda calisanlarina
selamun aleykum
Gönderme Tarihi: 20.01.2008 - 13:46
mithat_hasanoglu üyenin diger mesajlarini ara mithat_hasanoglu üyenin Profiline bak mithat_hasanoglu üyeye özel mesaj gönder mithat_hasanoglu üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Sayfa (1): (1)
İmzalar göster - Konu olarak göster

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 727 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
Mecced (42), tilve (45), alsancak55 (54), kobra111 (49), ihlumut (39), salih1960 (64), morsel (35), zeynep17 (31), alperen_58 (58), mushab60 (50), MEDINENIN GÜLÜ (36), lazkopat_tr (37), ilhanebrar (50), turkthunder (46), selcukserdar (45), sedaseda (35), orhanaksoy (58), selimkum (40), ege-men (37), adigesav (58), osman__ulker (44), azize (38), muhittin19 (40), faruk1453 (40), BüCüR (37), mücahit444 (46), yilmaz keskin (53), daricali (39), ilkahmet (44), aktashakan (38), mücella (41), fatih avc&yacut.. (52), GurbetGülü (36), abdulbakiucar (40), MaRsS (39), metince (52), sercan_21998 (42)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.59058 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.