fluvoxamine generique luvox generique kaletra ivermektin fluvoxamine prograf propecia proscar protonix protopic provas comp provas maxx provas provera pyridium ranimed ranisifar rebetol red viagra regepar reglan remeron reminyl renagel renova requip resochine retin a retrovir revatio revia rheumatrex rhinocort rhinovent risperdal rivodarone robaxin rocaltrol rogaine rudopram rulid rulide salazopyrin saroten selecim septicol
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » Arama Sonuçları

15 Sonuç - Yeni Arama
Sayfa (1): (1)
Gönderen Mesaj
Konudaki Mesajlar: suqunet
nurteam su an offline nurteam  
suqunet
19 Mesaj -
çok teþekkür ederim bilmiyor dum týklmadan açýlacaðýný b
Gönderme Tarihi: 31.08.2006 - 17:56
nurteam üyenin diger mesajlarini ara nurteam üyenin Profiline bak nurteam üyeye özel mesaj gönder nurteam üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: İŞTE 4, TÜRKÇE OLİMPİYDINDAN HÜZÜNLÜ GURBET VİDEOSU(TIKLAYIN)
nurteam su an offline nurteam  
İŞTE 4, TÜRKÇE OLİMPİYDINDAN HÜZÜNLÜ GURBET VİDEOSU(TIKLAYIN)
19 Mesaj -
http://www.samanyoluhaber.com/tr/gunluk/a.15201.html
Gönderme Tarihi: 31.08.2006 - 17:47
nurteam üyenin diger mesajlarini ara nurteam üyenin Profiline bak nurteam üyeye özel mesaj gönder nurteam üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: Bu atese nasil dayanilir?
nurteam su an offline nurteam  
Bu atese nasil dayanilir?
19 Mesaj -

Bu atese nasil dayanilir?

Bursa evliyâsindan “Molla Ayas”, bir gün sevdiklerine; - Dün aksam, ocaga odun atiyordum ki, içerde yanip kor haline gelen kömürleri gördüm, buyurdu. Aman Allahim!

--------------------------------------------------------------------------------


Bursa evliyâsindan “Molla Ayas”, bir gün sevdiklerine; - Dün aksam, ocaga odun atiyordum ki, içerde yanip kor haline gelen kömürleri gördüm, buyurdu. Aman Allahim! O ne hararetti öyle. Elimi hemen geri çekip, gayri ihtiyari; - Yâ Rabbî, bu atese nasil dayanilir? dedim.
Sonra da;
- “Bu ne ki?..” diye düsündüm kendi kendime. Bu ates, “Cehennem atesi” yaninda hiç kalir.
- Hiç mi kalir? dediler.
- Evet. Çünkü Cehennemden bir kivilcim bu dünyaya gelmis olsa, onun sicakligindan bu dünya erir, biter.
- Cehennem atesi bu kadar mi siddetli?
- Elbette. O ateste yanan bir kimseyi, oradan çikarip dünya atesine koysalar; “Oooh, burasi ne rahatmis” der. Günah islerken bunu düsünsek, hemen vazgeçeriz.
Ve ekledi:
- Büyüklerimiz; “Haram, atestir” buyurmuslardir.

“Öfkenizi yeniniz!”
Bir gün de bazi dostlari;
- Efendim, her zaman ve her yerde dogruyu söylemek gerekir mi? diye sordular bu zâta.
- Is bitiren yalan, fitne çikaran dogrudan iyidir, buyurdu.
- Nasil yâni? dediler.
- Mesela iki kisinin arasini bulmak ve evde ailesiyle iyi geçinmek için yalan söylemek caizdir.
Sordular yine:
- Efendim, öfkelenmenin iyi olmadigini kitaplarda okuyoruz. Ama bâzen kizmamak elde olmuyor. Ne tavsiye edersiniz?
- Dînimizde öfkelenmek yasaklanmamis, ancak öfkesine hakim olmak övülmüstür, buyurdu.
- Öyle mii?
- Evet. Kur’ân-i kerîmde; “Öfkelenmeyiniz!” denmiyor.
- Ya ne deniyor hocam?
- “Öfkenizi yeniniz!” buyuruluyor. Çünkü öfkelenmek insanin tabiatinda vardir. Amaa...
- Amasi ne hocam?
- Öfkemize hâkim olacagiz. Bu hal, dînimizde çok kiymetlidir.

A.Uyan
Gönderme Tarihi: 31.08.2006 - 17:45
nurteam üyenin diger mesajlarini ara nurteam üyenin Profiline bak nurteam üyeye özel mesaj gönder nurteam üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: Cehennemi Getirin(TIKLAYIN)
nurteam su an offline nurteam  
Cehennemi Getirin(TIKLAYIN)
19 Mesaj -

Cehennemi Getirin

Bursa evliyasindan “Mustafa bin Yusuf” hazretleri, bir gün sunu anlatti sevdiklerine: Mahser günü Hak teâlâ meleklere; - Cehennemi getirin! diye emreder.

--------------------------------------------------------------------------------

Bursa evliyasindan “Mustafa bin Yusuf” hazretleri, bir gün sunu anlatti sevdiklerine: Mahser günü Hak teâlâ meleklere; - Cehennemi getirin! diye emreder. Vazifeli melekler derhal gider ve; - “Ey Cehennem” derler, “Seni almaya geldik. Cenab-i Hak seninle asilerin cezasini verecek. Sen, bunun için yaratildin.”
Ve onu, yetmis bin melek tutup getirir ki, sadece bir tanesi daglari devirir. Cehennemin öyle gümbürtüsü, siddeti ve ates saçmasi vardir ki, yedi kat asumani siyah dumana bogar.
Söyle devam etti:
- Bir ara Cehennem meleklerin ellerinden kurtulur. Ve öyle bir galeyana gelir ki, sesi bir yillik mesefeden duyulur. Ehl-i mahser bu sesi isitince müthis bir korkuya kapilirlar. Saskin bir halde birbirlerine;
- Bu ses nedir? diye sorarlar.
- Cehennem, meleklerin elinden kurtulmus, ehl-i mahsere dogru geliyormus,denir.
Bunu duyanin dizinin bagi çözülür. Olduklari yere çöküverirler. Bu, öyle dehset verici manzaradir ki, Peygamberler bile dehsete düsüp, korkudan Ars-i âlâya sarilirlar. Hatta her Peygamber;
- “Nefsî, nefsî!” derler.
Yani; “Yâ Rabbî! Bugün nefsimden baska sey istemem”, derler.
Ama Efendimiz;
- Ümmetî, ümmetî! diye yalvarir:
Yani; “Yâ Rabbî! Ümmetime selâmet ver!” diye niyaz eder.
Bir ara Cehennemden öyle korkunç bir ses çikar ki, ehl-i mahser korkudan yüzleri üzerine kapaklanirlar. Hatta Cehennem, siddetinin çoklugundan ikiye yarilacak hale gelir. O anda korkudan kimse kipirdiyamaz. Iste o dar zamanda “Âlemlerin Efendisi” bir kurtarici olarak ortaya çikar ve Cehennemi durdurup;
- Geri dön! Yerine git ki, azaba kimler müstehaksa güruh güruh sana gelsinler! buyurur.
Bu ikaz üzerine Cehennem sakinlesip;
- Peki yâ Resulallah! Emrin basim üstüne! der ve derhal uzaklasir.
Ehl-i mahser böylece rahata kavusurlar.
Nitekim Kur’an-i kerimde cenab-i Hak; “Seni âlemlere rahmet olarak gönderdik” buyurmustur.

A.Uyan
Gönderme Tarihi: 31.08.2006 - 17:39
nurteam üyenin diger mesajlarini ara nurteam üyenin Profiline bak nurteam üyeye özel mesaj gönder nurteam üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: MUCİZELER!(TIKLAYIN)
nurteam su an offline nurteam  
MUCİZELER!(TIKLAYIN)
19 Mesaj -
Allah, simdiye kadar yasamis ve su anda dünyada yasayan insanlarin tümüne, yaptiklari her harekete, düsündükleri herseye kisaca hayatlarinin en ince detayina kadar tek tek hakimdir. Allah, dünyadaki ilk insandan dünyanin son aninda yasayacak olan en son insana kadar bütün insanlara hakimdir. Kuran'da yasamlarindan kissalar aktarilan peygamberler ve salih kimselerden verilen örneklerden bunu anlamak mümkündür.

--------------------------------------------------------------------------------

Allah, simdiye kadar yasamis ve su anda dünyada yasayan insanlarin tümüne,
yaptiklari her harekete, düsündükleri herseye kisaca hayatlarinin en ince detayina kadar
tek tek hakimdir. Allah, dünyadaki ilk insandan dünyanin son aninda yasayacak olan en
son insana kadar bütün insanlara hakimdir. Kuran'da yasamlarindan kissalar aktarilan
peygamberler ve salih kimselerden verilen örneklerden bunu anlamak mümkündür. Birçok
ayette bu kissalar anlatilirken bu mübarek kullarin yakin takip içinde olduklari da detayli
olarak bildirilmektedir.

Bu kissalarin tümünde, müminlerin Allah'a içten bir sevgiyle ve takvayla yöneldiklerini;
bunun sonucunda Allah'in, onlarin samimiyetlerinin karsiligini hep en güzeliyle verdigini
görürüz. Bir insanin çözüm getirmeye kesinlikle güç yetiremeyecegi en zor durumlarda,
Allah bu kutlu elçileri hep desteklemis; kimi zaman mucizeler göstererek içinde
bulunduklari güç durumlardan onlari kurtarmistir. Asagidaki ayet, Allah'in müminler
üzerindeki sonsuz rahmetini en güzel sekilde açiklar:

"... Kim Allah'tan korkup-sakinirsa, (Allah) ona bir çikis yolu gösterir; Ve onu hesaba
katmadigi bir yönden riziklandirir. Kim de Allah'a tevekkül ederse, O, ona yeter. Elbette
Allah, Kendi emrini yerine getirip-gerçeklestirendir. Allah, hersey için bir ölçü
kilmistir." (Talak Suresi, 2-3)

Hz. Eyüp'ün Hastaliginin Mucizevi Sekilde Iyilesmesi:

"Kulumuz Eyüp'u da hatirla. Hani o: "Herhalde seytan, bana kahredici bir aci ve azap
dokundurdu" diye Rabbine seslenmisti.

"Ayagini yere vur (depret). Iste yikanacak ve içecek soguk (su, diye vahyettik.).

Katimizdan ona bir rahmet ve temiz akil sahiplerine bir ögüt olmak üzere ailesini ve
onlarla birlikte bir benzerini de bagisladik." (Sad Suresi, 41-43)

Hz. Eyüp'e seytanin vermis oldugu sikinti ve rahatsizliga karsilik, Allah'in bildirdigi
tavsiyelerden biri "ayagini yere vurmasi" ve bunun sonucunda bir mucize olarak ayagini
vurdugu yerden su çikmasidir. Bu suyun çikmasinin yaninda Hz. Eyüp'e bildirilen diger
tavsiyeler de mucizevi sekilde onun çektigi sikintilarin sona ermesine vesile olmustur.

Bunlarin neler oldugu kisaca incelenirse;
Ayaklarin çiplak olarak yere vurulmasi vücutta birikmis statik elektrigin bosaltilmasinda
çok etkili bir yöntemdir. Bu yöntem vücut için bir nevi topraklama vazifesi görür.

Ayette "ayagini yere vurmak" seklinde bildirilen bu hareket esnasinda, özellikle bacak
kaslari gibi uzun kaslarin hareket ettirilmesi (izometrik hareketler) ile kan dolasimi
hizlanir, hücrelere giden oksijen miktarinda artis olur. Bunun sonucunda kisinin üzerindeki
bitkinlik yok olur, toksit maddelerin vücuttan atilmasiyla da kisi dinçlesir.

Vücut mikroplara karsi çok daha dirençli bir hale gelir.

Düzenli egzersiz yapan kisiler, genis ve temiz damarlara sahip olurlar. Bu da damarlarin
tikanmasini, dolayisiyla kalp hastaliklarini önleyici etki yapar.

Ayrica düzenli yapilan egzersiz, kan sekerinin dengesini saglayarak seker hastaligini
önleyici rol oynar. Sporun karaciger üzerindeki olumlu etkileri, "iyi kolesterol" olarak
adlandirilan kolesterol seviyesini yükseltir. Ayette buna dikkat çekilmis olabilir. (En
dogrusunu Allah bilir.)

Bunun yaninda ayette dikkat çekildigi gibi yikanmanin da vücuttaki statik elektrigin
atilmasinda en etkili yöntem oldugu bilinmektedir. Yikanmayla birlikte vücutta olusan
fiziksel temizligin yaninda gerilim ve sikinti da azalir. Bu nedenle yikanmak, hem stres
hem de atesli hastaliklar basta olmak üzere, birçok fiziksel ve psikolojik rahatsizlik
üzerinde iyilestirici etkiye sahiptir.

Ayette, yikanmaya ek olarak bir de su içilmesi tavsiye edilmistir. Suyun vücudun her organi
üzerinde olusturdugu faydalar gözardi edilemeyecek kadar fazladir. Ter bezleri, mide,
bagirsaklar, böbrekler, cilt ve bunlar gibi daha pek çok organin sagligi, suyun vücuda
yeterli miktarda alinmasina baglidir. Bu konuda meydana gelebilecek bir rahatsizligin
telafisi de yine suyla yapilan takviye ile mümkün olur. Bitkinligin, yorgunlugun ve uyku
halinin asilmasi da yine vücuttaki su miktarinin artirilmasi ve böylece düzenli olarak toksit
maddelerden arinilmasi saglanarak gerçeklesir. Ayette bildirildigi üzere Hz. Eyüp'ün bu
sebeplere sarilarak hastaliklardan kurtulmus olmasi büyük bir mucizedir.

Yanindaki Ilim Sahibi Kisi Vesilesiyle Hz. Süleyman'a Gösterilen Mucize:

"aglaElçinin gitmesinden sonra Süleymansevinçli "Ey önde gelenler, onlar bana teslim olmus
(Müslüman)lar olarak gelmeden önce, sizden kim onun tahtini bana getirebilir?" dedi.

Kendi yaninda kitaptan ilmi olan biri dedi ki: "Ben, (gözünü açip kapamadan) onu sana
getirebilirim." Derken (Süleyman) onu kendi yaninda durur vaziyette görünce dedi ki: "Bu
Rabbim'in fazlindandir, O'na sükredecek miyim, yoksa nankörlük edecek miyim diye beni
denemekte oldugu için (bu olaganüstü olay gerçeklesti). Kim sükrederse, artik o kendisi
için sükretmistir, kim nankörlük ederse, gerçekten benim Rabbim Gani (hiçbir seye ve
kimseye ihtiyaci olmayan)dir, Kerim olandir." (Neml Suresi, 38-40)

Ayetlerde haber verilen bu kisinin, 'madde nakli yapabilecek' farkli bir ilme sahip oldugu
görülmektedir. Taht, aninda Hz. Süleyman'in huzuruna getirilmektedir. Ayrica Hz.
Süleyman'in bu olaydan sonraki sözleri, bunun Allah Katindan verilen üstün bir ilimle
gerçeklestirilmis olaganüstü bir olay oldugunu göstermektedir. Bu kisi, kendisine ilim
verilen bir mümin olabilir. (En dogrusunu Allah bilir.)

Yüce Rabbimiz bu olay vesilesi ile Hz. Süleyman'a büyük bir mucize göstermistir.
Mucizenin ardindan Hz. Süleyman ayette de bildirildigi gibi bunun bir deneme oldugunu
anlamis ve bu mucizenin verilis amacinin Allah'a yönelmek için bir vesile olmasi gerektigini
kavrayarak Allah'a siginmistir.

Hz. Musa'nin Annesine Bildirilen Mucize:

"Musa'nin annesine: "Onu emzir, sayet onun için korkacak olursan, onu suya birak, korkma
ve üzülme; çünkü onu Biz sana tekrar geri verecegiz ve onu gönderilen (elçilerden)
kilacagiz" diye vahyettik (bildirdik).

Nihayet Firavun'un ailesi, onu (ileride bilmeksizin) kendileri için bir düsman ve üzüntü
konusu olsun diye sahipsiz görüp aldilar. Gerçekte Firavun, Haman ve askerleri bir yanilgi
içindeydi.

Firavun'un karisi dedi ki: "Benim için de, senin için de bir göz bebegi; onu öldürmeyin;
umulur ki bize yarari dokunur veya onu evlat ediniriz." Oysa onlar (baslarina geleceklerin)
suurunda degillerdi.

Musa'nin annesi ise, yüregi bosluk içinde sabahladi. Eger mü'minlerden olmasi için kalbi
üzerinde (sabri ve dayanikliligi) pekistirmemis olsaydik, neredeyse onu(n durumunu) açiga
vuracakti.
Ve onun kiz kardesine: "Onu izle," dedi. Böylece o da, kendileri farkinda degilken onu
uzaktan gözetledi.

Biz, daha önce ona süt analarini haram etmistik. (Kiz kardesisevinçli "Ben, sizin adiniza onun
bakimini üstlenecek ve ona ögüt verecek (veya egitecek) bir aileyi size bildireyim mi?" dedi.

Böylelikle, gözünün aydin olmasi, üzülmemesi ve gerçekten Allah'in va'dinin hak oldugunu
bilmesi için, onu annesine geri vermis olduk. Ancak onlarin çogu bilmezler." (Kasas Suresi,
7-13)

Ayette bildirildigi üzere, Hz. Musa'nin annesi bebeginin hayatindan endise ettigi halde
aldigi vahiy dogrultusunda onu bir sandiga koyarak akmakta olan Nil nehrinin sularina
birakmistir. Akintinin sandigi devirip devirmeyecegini, nehirde sandigin su alip
almayacagini veya sandigi kimlerin bulacagini bilmeden Rabbimiz'e olan tevekkülü ile
kendisine ilham olunan davranisi büyük bir sabirla yerine getirmistir. Ancak Hz. Musa'nin
annesi, Allah'in vahyetmesiyle, Hz. Musa'nin kendisine tekrar dönecegini biliyordu.

Bu olay esnasinda geçen ayrintilarin tamami Allah'in belirledigi kader dahilinde mucizevi
sekilde gerçeklesmistir. Örnegin Hz. Musa'nin baska birisi tarafindan degil de Firavun'un
karisi tarafindan bulunmasi, nehrin akis hizinin sandigi devirmeyecek sekilde ayarlanmasi,
nehirdeki kivrimlarin sandigin duracagi yere kadar engelleyici olmamasi ve bunun gibi
pekçok detay, Yüce Rabbimiz'in sonsuz evvelde kader dahilinde yaratmis oldugu
mucizelerdir.

Hz. Yunus'un Bir Mucize Olarak Baligin Karnindan Kurtulmasi:

"Balik sahibi (Yunus'u da); hani o, kizmis vaziyette gitmisti ki; bundan dolayi kendisini
sikintiya düsürmeyecegimizi sanmisti. (Baligin karnindaki) Karanliklar içinde: "Senden
baska Ilah yoktur, Sen yücesin, gerçekten ben zulmedenlerden oldum" diye çagrida
bulunmustu.

Bunun üzerine duasina icabet ettik ve onu üzüntüden kurtardik. Iste Biz, iman edenleri
böyle kurtaririz." (Enbiya Suresi, 87-88)

Ayetlerde bildirildigi üzere, Hz. Yusuf bindigi gemiden kura sonucunda denize atilmis ve
büyük bir balik tarafindan yutulmustur. Ancak Allah, Hz. Yunus'un duasini kabul ederek
büyük bir olayin gerçeklesmesini saglamis ve onu mucizevi sekilde baligin karnindan
kurtarmistir. Sebepler dahilinde, bir insanin, baligin karnindan kurtulmasi çok zordur.

Hz Yusuf'un kurayi kaybederek denize atilmasi, o anda büyük bir baligin yakinlarda olmasi
ve onun tarafindan büyük bir zarar görmeden yutulmasi nasil Allah'in kontrolünde
gerçeklesen mucizevi olaylar ise, Hz Yusuf'un bu durumdan kurtulmasi da yine Rabbimiz'in
yarattigi bir mucizedir. Bu olaganüstü mucizenin gerçeklesmesi, ayni zamanda bir insanin
hiçbir zaman Allah'in rahmetinden umut kesmemesi ve kosullar ne olursa olsun hep O'na
dua etmesi gerektiginin çarpici delillerinden biridir. Insan Rabbimiz'e içten yöneldigi
müddetçe, mutlaka güzel bir karsilik görecektir.

Hz. Zekeriya'ya Ilerleyen Yasina Ragmen Çocuk Armagan Edilmesi:

"Orada Zekeriya Rabbine dua etti: "Rabbim, bana Katindan tertemiz bir soy armagan et.
Dogrusu Sen, dualari isitensin" dedi.

O mihrapta namaz kilarken, melekler ona seslendi: "Allah, sana Yahya'yi müjdeler. O,
Allah'tan olan bir kelimeyi dogrulayan, efendi, iffetli ve salihlerden bir peygamberdir."

Dedi ki: "Rabbim, bana gerçekten ihtiyarlik ulasmisken ve karim da kisirken nasil bir oglum
olabilir?" "Böyledir" dedi, "Allah diledigini yapar."

(Zekeriya) "Rabbim, bana bir alamet (ayet) ver." dedi. "Sana alamet, isaretlesme disinda,
insanlarla üç gün konusmamandir. Rabbini çokça zikret ve aksam sabah O'nu tesbih et."
dedi." (Al-i Imran Suresi, 38-41)

Ayetlerde de bildirildigi üzere, yasi ilerlemis olan Hz. Zekeriya, kendi ardindan, Allah'in
sinirlarini ayakta tutacak bir çocuk vermesi için Allah'a dua etmistir. Kendisinin yasi çocuk
sahibi olmak için oldukça ileri, hanimi ise doguma elverisli degildir. Ancak Rabbimiz diger
tüm mucizelerde oldugu gibi, Kendisi'ne samimiyetle çagrida bulunan Hz. Zekeriya'nin
duasini kabul etmis ve Katindan bir mucize olarak ona soyunu devam ettirecek hayirli bir
erkek çocuk bagislamistir.

Hz. Meryem'in Dogumunun Mucizevi Sekilde Kolaylastirilmasi:

Hani melekler, dediler ki: "Meryem, dogrusu Allah Kendinden bir kelimeyi sana
müjdelemektedir. Onun adi Meryem oglu Isa Mesih'tir. O, dünyada ve ahirette 'seçkin,
onurlu, saygindir' ve yakin kilinanlardandir. Besikte de, yetiskinliginde de insanlarla
konusacaktir. Ve o salihlerdendir." "Rabbim, bana bir beser dokunmamisken, nasil bir
çocugum olabilir?" dedi. Allah neyi dilerse yaratir. Bir isin olmasina karar verirse, yalnizca
ona "Ol" der, o da hemen oluverir." (Al-i Imran Suresi, 45-47)

Ayetlerde haber verildigi üzere Hz. Meryem, kendisine hiçbir insan eli degmeden, Allah'in
dilemesiyle Hz. Isa'ya hamile kalmistir. Onun hamileligi dünyadaki sebeplerden bagimsiz
olarak gerçeklesmistir.

"Derken dogum sancisi onu bir hurma dalina sürükledi. Dedi ki: "Keske bundan önce
ölseydim de, hafizalardan silinip unutuluverseydim." Altindan (bir ses) ona seslendi:
"Hüzne kapilma, Rabbin senin alt (yan)inda bir ark kilmistir." Hurma dalini kendine dogru
salla, üzerine henüz olusmus-taze hurma dökülüversin."

Artik, ye, iç, gözün aydin olsun. Eger herhangi bir beser görecek olursan, de ki: "Ben
Rahman (olan Allah) a oruç adadim, bugün hiç kimseyle konusmayacagim."" (Meryem
Suresi, 23-26)

Allah, hamileligi sirasinda Hz. Meryem'i her açidan, en güzel sekilde desteklemistir. Çok iyi
bakim gerektiren ve hayati riskler içeren bir olay olan dogum esnasinda, tibbi malzemeleri,
tecrübeli bir yardimcisi olmayan bir kisinin, yalniz basina bu isin üstesinden gelebilmesi
zordur. Buna ragmen bu konuda hiçbir tecrübesi olmayan Hz. Meryem, Allah'in rahmeti ve
yardimi ile bu zor isi tek basina basarabilmistir. Siddetli dogum sancilari içerisinde bir
hurma dalina dogru ilerledigi sirada Allah vahiy ile ona yardimini iletmistir. Rabbimiz Hz.
Meryem'e hüzne kapilmamasini, alt yaninda onun için bir su arki kildigini bildirmistir.
Allah, henüz olusmus taze hurmalarin dökülmesi için, hurma dalini kendine dogru
sallamasini, yiyip içmesini ve gözünün aydin olmasini buyurmustur. Görüldügü gibi Allah,
ihtiyaç duydugu her konuda yapmasi gereken her seyi bildirerek Hz. Meryem'e yardim
etmis ve zor sartlar altinda dogumunu en iyi sekilde gerçeklestirmesini saglamistir.

Hz. Ibrahim'in içine Atildigi Atesin Soguk Kilinmasi:

"Dediler ki: "Onun için (yüksekçe) bir bina insa edin de onu çilginca yanan atesin içine
atin."Böylelikle ona bir tuzak hazirlamak istediler. Oysa Biz, onlari alçaltilmislar kildik.
(Saffat Suresi, 97-98)

Biz de dedik ki: "Ey ates, Ibrahim'e karsi soguk ve esenlik ol."
Ona bir düzen (tuzak) kurmak istediler, fakat Biz onlari daha çok hüsrana ugrayanlar
kildik." (Enbiya Suresi, 69-70)

Ilk bakista Hz. Ibrahim'in çok sayida inkarci tarafindan yakilarak öldürülecegi
zannedilmektedir. Fakat ölüm ancak Allah'in dilemesiyle oldugu gibi, ates de ancak Allah'in
dilemesi ile "yakma" özelligine sahip olmaktadir. Herseyi yaratan Allah, mucizevi bir olay
meydana getirerek, o an atese Hz. Ibrahim'e karsi "soguk ve esenlik" olmasini emretmis ve
inkar edenlerin tuzaklarini kendi baslarina geçirmistir.

Hz. Musa'nin mücadelesi belki de binlerce yil önce olmustur. Fakat gösterdigi davranislar,
söyledigi sözler bizim için hala güzel birer örnektir. Allah onu Kendisi için seçmis, onunla
konusmus, sözlerini insanlara ulastirmasi için bir elçi olarak göndermistir.

Hz. Meryem Allah'in, Hz. Isa'yi dünyaya getirme göreviyle sereflendirdigi ve Kuran'da "...
Allah seni seçti, seni arindirdi ve alemlerin kadinlarina üstün kildi" (Al-i Imran Suresi, 42)
sözleriyle övdügü mübarek bir insandir.

Yüce Allah'in, Hz. Meryem'e 'hüzne kapilmamasini', 'hurma yemesini' bildirmesinin ve onun
yani basinda 'bir su arki yaratmis olmasinin' pek çok hikmeti vardir. Tüm bu ayetler,
dogumu kolaylastiran birçok isaret içermektedir. Nitekim Allah'in Hz. Meryem'in
dogumunu kolaylastirmak için sundugu bu nimetlerin, özellikle hamile ve dogum yapan
kadinlar için önemi ve faydalari, bugün bilimsel olarak da bilinmektedir.
Gönderme Tarihi: 31.08.2006 - 17:35
nurteam üyenin diger mesajlarini ara nurteam üyenin Profiline bak nurteam üyeye özel mesaj gönder nurteam üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: HALKIN DİNİD UYGULARINI İSTİSMAR ETTİĞİ İÇİN YASAKLANAN REKLAM(TIKLAYIN)
nurteam su an offline nurteam  
HALKIN DİNİ DUYGULARINI İSTİSMAR ETTİĞİ İÇİN YASAKLANAN REKLAM(TIKLAYIN)
19 Mesaj -
http://www.haber10.com/haber/40810/
Sanayi Bakanlýðý, Ýzmir diþ hekimleri odasýnýn yaptýðý baþvuru üzerine misvaklý diþ macunu reklamýný, "halkýn dini duygularýný istismar ettiði" gerekçesiyle yayýndan kaldýrdý. Bakanlýk üretici firmaya da 50 bin YTL para cezasý verdi.


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son nurteam tarafından, 31.08.2006 - 17:12 tarihinde.
Gönderme Tarihi: 31.08.2006 - 17:12
nurteam üyenin diger mesajlarini ara nurteam üyenin Profiline bak nurteam üyeye özel mesaj gönder nurteam üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: Biraz zeytin yiyeceğiz, sonra
nurteam su an offline nurteam  
Biraz zeytin yiyeceğiz, sonra
19 Mesaj -
Kendisini karþýlayan sekretere; Nazif Beyle görüþmek istediðini söyledi. Bunun üzerine sekreter birden ciddileþti: "Nazif Bey mi?" dedi. "Evet, Nazif Bey!" diye cevap alýnca, hüzünlü bir ses tonuyla "Nazif Bey sizlere ömür efendim, onu kaybedeli dört yýl oldu." dedi. Hiç beklemediði bu haberle bir acý saplandý yüreðine. "Ya, öyle mi…?" diyebildi sadece. Hicranlý bir suskunlukla bir müddet öylece kalakaldý. Gözlerine hücum eden yaþlar yanaklarýndan süzülüp göðsüne damladý.

--------------------------------------------------------------------------------

Kendisini karþýlayan sekretere; Nazif Beyle görüþmek istediðini söyledi. Bunun üzerine sekreter birden ciddileþti: "Nazif Bey mi?" dedi. "Evet, Nazif Bey!" diye cevap alýnca, hüzünlü bir ses tonuyla "Nazif Bey sizlere ömür efendim, onu kaybedeli dört yýl oldu." dedi. Hiç beklemediði bu haberle bir acý saplandý yüreðine. "Ya, öyle mi…?" diyebildi sadece. Hicranlý bir suskunlukla bir müddet öylece kalakaldý. Gözlerine hücum eden yaþlar yanaklarýndan süzülüp göðsüne damladý.

Kendisini toparlayýp "Onun adýna görüþebileceðim bir yakýný var mý acaba?" diye sordu. "Evet var, oðlu Selim Bey....". Titrek bir sesle "Öyleyse Selim Beyle görüþebilir miyim?" dedi. Görevli haným, insanda saygý uyandýran bu kibar beyefendiye, "Selim Bey oldukça meþgul bir insan, randevusuz görüþmek pek mümkün olmuyor; ama ben yine de kendisine bir haber vereyim." dedi ve telefona yöneldi.. Sonra "Kim diyelim efendim?" diye sordu. "Kendimi ona ben tanýtmak istiyorum kýzým." cevabý üzerine sekreter dahili telefonu çevirdi. Daha sonra mütebessim bir çehreyle, "Selim Bey sizinle görüþmeyi kabul etti, lütfen beni takip edin." dedi. Beraber merdivenden çýktýlar. Ýnce bir zevkle döþenmiþ geniþ bir salondan geçip büyük bir kapýnýn önünde durdular, sekreter kapýyý açarak, 'Buyurun!' dedi. O da içeri girdi. Kendisini ayakta bekleyen vakur ve mütebessim gence doðru hýzlý adýmlarla yürüdü, elini uzatarak, "Merhaba, ben Prof. Dr. Mehmet Baydemir." dedi. "Bendeniz de Selim Cebeci… Lütfen buyurun, oturun." dedi, genç iþ adamý.
Mehmet Bey, kendisine gösterilen yere oturur oturmaz: "Yirmi üç yýl, tam yirmi üç yýl… Vaktiyle bana burs verip okumama vesile olan insanýn elini öpmek için bu âný bekledim." dedi ve dudaklarý titredi, gözleri doldu. "Ama o büyük insanýn elini öpmek nasip deðilmiþ, bunun için ne kadar üzgünüm anlatamam." Yaþarmýþ gözlerini kuruladýktan sonra Selim Beye döndü: "Fakat en azýndan o büyük insanýn mahdumunun elini sýkmaktan da bahtiyarým." Misafirin bu sözleri üzerine Selim Bey yerinden fýrladý, kulaklarýna inanamýyordu. Kelimelerinin her biri birer hayret nidâsý gibi dizildi cümlelerine: "Mehmet Baydemir demiþtiniz deðil mi, Tosyalý Mehmet Baydemir mi?" Profesör, delikanlýnýn bu heyecanlý haline bir anlam veremeyerek baþýyla "Evet" dedi. Bunun üzerine Selim Beyin gözleri sevinçle parladý. "Babamla sizi uzun yýllar aradýk; ama bulamadýk." dedi. Profesörün yanýna gelerek iki eliyle elini tuttu, candan bir dost gibi sýktý ve "Sizi karþýma Allah çýkardý." dedi. Bu sözler profesörü çok þaþýrtmýþtý. "Uzun yýllar beni mi aradýnýz? Peki ama neden?" dedi. Selim Bey gülen gözlerle profesöre bakarak "Bizdeki emanetinizi vermek için..." deyince, profesörün þaþkýnlýðý iyiden iyiye arttý. "Emanet mi?" dedi. Selim Bey cevap vermeden yerine geçip telefonu çevirdi. Karþýsýndakine "Gelebilir misiniz?" deyip telefonu kapattý. Mehmet Bey, þaþkýn gözlerle Selim Beye bakarken kapý çalýndý, odaya iyi giyimli bir bey girdi. Selim Bey ona yanýna gelmesini iþaret etti, sonra kulaðýna bir þeyler fýsýldadý. Gelen kiþi bir þey söylemeden geldiði kapýya yöneldi. O çýkarken Selim Bey, misafiriyle tatlý bir sohbete baþladý. Sohbetleri koyulaþtýkça, çehrelerindeki þaþkýnlýk, yerini birbirlerine hasret kýrk yýllýk ahbaplarýn yeniden buluþmalarýndaki sevinç, samimiyet ve güvene býrakmýþtý. Mehmet Bey yurt dýþýndaki tahsilinden, araþtýrmalarýndan ve yirmi üç yýl boyunca her yýl büyüyen memleket hasretinden bahsetti. Sonra Nazif Beyin duvardaki portresini göstererek, "Bu günlerimi þu büyük insana borçluyum." dedi. "Bana yalnýzca maddî destek vermedi, mânen de beni hiç yalnýz býrakmadý. Yurt dýþýnda tahsil görürken yanlýþa her yeltendiðimde hayalen yanýmda hazýr oldu. ‘Sana bunun için burs vermedim.’ diyerek bana istikamet verdi. Ona her namazýmda dua ediyorum." dedi ve gözlerini Nazif Beyin duvardaki fotoðrafýna mýhladý. Sonra gözleri portrenin altýndaki ilk anda mânâ veremediði diðer tabloya kaydý.
Son derece þýk bir çerçevenin içinde, bazý yerleri yamalý ve tamir görmüþ oldukça eski bir çift çorap duruyordu. Biraz daha dikkatli baktýðýnda çerçevede bazý cümlelerin de sýralandýðýný fark etti:
"Bir müddet zeytin yiyeceðiz, sonra..."
Selim Bey, kendisine bir soru sorduðu için baþýný ona çevirdi; fakat aklý tabloda kalmýþtý. Selim Beye cevap verirken tabloya bir daha baktý. Ýkinci cümle de birinci cümle gibi üç nokta ile bitiyordu:
"Bir müddet sabredeceðiz, sonra..."
Ýyice meraklanmýþtý. Bu ilk görüþmeleri olmasaydý, yanýna gidip tabloyu iyice inceleyecekti; fakat bu uygun düþmez, düþüncesiyle yalnýzca sohbet arasýnda göz ucuyla merakýný gidermeye çalýþýyordu. Ancak her seferinde biraz daha artan bir merakýn içinde kalýyordu. Üçüncü cümlede:
"Bir müddet yürüyeceðiz, sonra..." diye yazýyor ve altta böyle birkaç cümle daha sýralanýyordu. Artýk aklý hep tablodaydý. Sonunda dayanamayýp, "Selim Bey merakýmý mazur görün. Þu tabloya bir mânâ veremedim."
Selim Bey kendisine has bir gülüþ ile misafirine baktý, derin bir nefes alarak: "Malumunuz, babam varlýklý bir insandý. Oldukça iyi bir hayatýmýz vardý. Sonra ne olduysa her þeyimizi kaybettik. O zenginlikten geriye hiçbir þey kalmadý. Köþkümüzdeki hizmetçiler de gitti. Yemekleri artýk annem yapýyordu. Hatýrlýyorum da bir sabah, kahvaltýya sadece zeytin koyabilmiþti. O zengin kahvaltýlarýmýza bedel, yalnýzca zeytin... Þaþkýnlýk içinde, 'Baþka bir þey yok mu?' diye sormuþtum. Bu soru karþýsýnda annemin hüngür hüngür aðlayýþý gözümün önünden hiç gitmiyor. Annemin aðlayýþýna mukabil babam: 'Bir müddet zeytin yiyeceðiz, sonra...' dedi ve durdu, güçlü bakýþlarýný üzerimizde gezdirdi, 'Alýþacaðýz.' dedi. Ve iþtahla bir zeytin alýp aðzýna attý. Birkaç gün sonra haciz memurlarý gelip köþkümüzü de elimizden aldýlar. Kenar bir mahallede küçük, eski bir eve taþýndýk. Doðru dürüst bir eþyamýz da kalmamýþtý. Annem bezgin bir sesle: 'Bu evde hiçbir þey yok! Burada nasýl yaþayacaðýz.' diye haykýrdý. Bunun üzerine babam: 'Bir müddet sabredeceðiz, sonra alýþacaðýz.' dedi. Gittiðim özel okuldan ayrýlmýþ, bir devlet okuluna yazýlmýþtým. Sabahleyin okula servisle gitmeyi umarken, babam elimden tuttu, 'Bu ilk günün, okula beraber gideceðiz.' dedi. Yürümeye baþladýk. Okul oldukça uzak gelmiþti bana, yorulup geride kaldýðýmý hatýrlýyorum. Babam kim bilir hangi düþüncelere dalmýþtý. Geride kaldýðýmý fark etmemiþti. Biraz sonra fark edince bana döndü. Ýsyan dolu bakýþlarýmý yüzünde gezdirdim. Bir an bana ýzdýrapla baktýktan sonra, yanýma geldi. Bir þey söylemesine fýrsat vermeden, kýzgýn ayný zamanda nazlý bir tavýrla, 'Yoruldum.' dedim. Babam oldukça sakin bir þekilde: 'Bir müddet yürüyeceðiz, sonra alýþacaðýz.' dedi. Babam her sabah erkenden çýkýyor, geç saatlerde ancak dönüyordu. Döndüðünde ise küçük odaya çekiliyor, bazen saatlerce orada kalýyordu. Çoðu zaman buradan gözyaþlarý içerisinde çýktýðýný görüyordum. Bir gün, merakýma yenilip babamýn küçük odasýna girdim. Yerde bir seccade, seccadenin üzerinde de bir tespih vardý. Duvarda ise Arapça bir ibarenin altýnda þu yazý vardý: 'Allah borcunu ödeme niyetinde olanýn kefilidir.' Babamýn dediði gibi oldu, zor da olsa zamanla alýþtýk. Bu hal birkaç yýl sürdü. Bir gün babam eve çok farklý bir yüz ifadesiyle geldi. Aðlamaklý bir yüz ifadesi vardý. Her birimize bir paket getirmiþti. Köþkten ayrýldýðýmýz günden beri ilk defa paketlerle eve geliyordu. Bizi bir araya topladý. 'Bugün, benim için ne mânâya geliyor biliyor musunuz?' dedi, kelimeleri boðazýna düðümlendi, gözlerine yaþlar hücum etti. Sözlerini kesmek zorunda kaldý. Her birimize hediyelerimizi teker teker verdi ve bizi ayrý ayrý kucaklayýp yanaklarýmýzdan öptü, kendisi de bir koltuða oturdu. Cebinden gazeteye sarýlý bir þey çýkardý. O sýrada da aðlýyordu. Hepimiz þaþkýnlýk içinde babama bakýyorduk. Gazeteyi açtý, içinden bir çift yeni çorap çýkardý. Bu gözyaþlarýyla, bir çift çorabýn alâkasýný kurmaya çalýþýrken babam, beklemediðimiz bir þey yaptý. Çorabý burnuna götürdü, kokladý, kokladý. Arkasýndan hýçkýrarak aðlamaya baþladý. Hepimiz þok olmuþtuk, tek kelime bile söylemeden bekledik. Babam nihayet kendisini topladý ve 'Bir zaman önce, büyük bir borcun altýna girmiþtim. Borcumu ödeme niyetiyle yeniden çalýþmaya baþladýðým zaman kendi kendime 'bütün kazancým, borçlarýmý ödeyinceye kadar alacaklýlarýmýn hakkýdýr. Onlarýn hakkýný vermeden ayaðýma bir çorap almak bile bana haram olsun.' demiþtim. Bugün ise, Allah'ýn yardýmýyla, borcumu bitirdim. Artýk kimseye tek kuruþ borcum kalmadý." dedi. Sonra gözyaþlarý içinde ayaðýndaki çoraplarý çýkarýp yeni çoraplarýný giydi. Ben de o eski çoraplarý hem aziz bir baba yadigârý, hem de bir ibret niþanesi olarak sakladým. Bu çoraplar her gün bana: 'Paralarýný ödeyinceye kadar bütün kazancýn alacaklýlarýnýn hakkýdýr.' diyor”. Selim Beyin bakýþlarý bilinmez âlemlere dalarken o, nemlenen gözlerini kuruladý, sonra dönüp duvardaki siyah-beyaz fotoðrafa hayran hayran baktý. "Babanýz sandýðýmdan da büyükmüþ Selim Bey. Ben olsaydým öyle müreffeh bir hayattan sonra anlattýðýnýz gibi bir darlýkta, herhalde çýldýrýrdým." Selim Beye döndü ve "Siz ne yapardýnýz?" diye sordu. Selim Bey kendisine has tebessümü ile: "Bir müddet zeytin yerdim, sonra..." dedi ve gülümsedi. O sýrada kapý çalýndý, biraz önceki beyefendi elinde bir kutuyla içeriye girdi. Kutuyu Selim Beyin masasýna býrakýp çýktý. Selim Bey yerinden kalkýp kutuyu alarak Mehmet Beye uzattý. 'Buyurun, yýllarca size vermek istediðimiz emanetiniz.' dedi. Mehmet Bey bilinmez duygular içerisinde kutuyu açtý. Ýçinden kadife bir kese çýktý. Keseyi açýp içini kutuya boþalttýðýnda meraký iyiden iyiye arttý. Keseden birkaç tane cumhuriyet altýný ile bir not çýkmýþtý. Mehmet Bey hassasiyetle katlanmýþ kâðýdý açýp okumaya baþladý.

Sevgili Mehmet Bey oðlum,
Bazen istediðimizi yaparýz, çoðu zaman da mecbur olduðumuzu... Tahsil hayatýnýz boyunca size burs vermeyi taahhüt etmiþtim. Ancak eðitiminizin son altý ayýnda size burs verme imkânýný bulamadým. Bir müddet sonra imkânlarýma yeniden kavuþtum; lâkin bu sefer de size ulaþamadým. Dolayýsýyla size borçlandým ve borçlu kaldým. Eðer böyle bir borcu gözyaþý ve ýzdýrapla ödemek mümkün olsaydý, ben bu borcu fazlasýyla ödemiþ olurdum. Zira sevgili oðlum, bu altý aylýk zaman diliminde bursunu verememenin ýzdýrabýyla kaç gece aðladým onu Rabb'im bilir. Her neyse, bursunuzu tarihlerindeki deðeriyle altýna çevirdim. Bu altýnlar sizindir. Bunlar elinize ulaþtýðýnda, borçlarýmýn tamamýný ödemiþ olacaðým.
Sevgilerimle, Nazif Cebeci.

Mehmet Bey neye uðradýðýný þaþýrmýþtý. Bu büyük insanýn yüceliði karþýsýnda bir çocuk gibi yalnýzca aðlýyor, aðlýyordu. Selim Bey de bir hayli duygulanmýþtý. Onun da yanaklarýndan yaþlar süzülüyordu. Bir ara yaþlý gözlerle babasýnýn siyah-beyaz portresine baktý. Kendisine yýllarca hüzünle bakan gözleri, bu sefer sevinçle bakýyor gibiydi…
Sacit ARVASÝ



Gönderme Tarihi: 31.08.2006 - 16:55
nurteam üyenin diger mesajlarini ara nurteam üyenin Profiline bak nurteam üyeye özel mesaj gönder nurteam üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: iman ve tefekkür
nurteam su an offline nurteam  
evrim teorisinin çöküşü
19 Mesaj -
http://www.harunyahya.org/Makaleler/davies.html
Gönderme Tarihi: 13.07.2006 - 18:51
nurteam üyenin diger mesajlarini ara nurteam üyenin Profiline bak nurteam üyeye özel mesaj gönder nurteam üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: iman ve tefekkür
nurteam su an offline nurteam  
iman ve tefekkür
19 Mesaj -
http://www.harunyahya.org/iman_tefekkur.htm
Gönderme Tarihi: 13.07.2006 - 18:50
nurteam üyenin diger mesajlarini ara nurteam üyenin Profiline bak nurteam üyeye özel mesaj gönder nurteam üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: Konu icon mesih deccal nerede saklanıyor??????????
nurteam su an offline nurteam  
Konu icon    mesih deccal nerede saklanıyor??????????
19 Mesaj -
http://www.harunyahya.org/Makaleler/mesih_deccal.html
Gönderme Tarihi: 13.07.2006 - 18:48
nurteam üyenin diger mesajlarini ara nurteam üyenin Profiline bak nurteam üyeye özel mesaj gönder nurteam üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: deccal hakkında bilgi
nurteam su an offline nurteam  
deccal hakkında bilgi
19 Mesaj -
bu linke bakýn

http://img.blogcu.com/uploads/davuterdag_deccal.JPG
Gönderme Tarihi: 13.07.2006 - 18:46
nurteam üyenin diger mesajlarini ara nurteam üyenin Profiline bak nurteam üyeye özel mesaj gönder nurteam üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: selam
nurteam su an offline nurteam  
selam
19 Mesaj -
deccal hakkýnda bilgi
">http://img.blogcu.com/uploads/davuterdag_deccal.JPGGüle Güle
Gönderme Tarihi: 13.07.2006 - 18:45
nurteam üyenin diger mesajlarini ara nurteam üyenin Profiline bak nurteam üyeye özel mesaj gönder nurteam üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: Konu icon cep programları
nurteam su an offline nurteam  
Konu icon    cep programları
19 Mesaj -
">http://www.cepsitem.netPC de
Gönderme Tarihi: 12.07.2006 - 18:52
nurteam üyenin diger mesajlarini ara nurteam üyenin Profiline bak nurteam üyeye özel mesaj gönder nurteam üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: cep programları
nurteam su an offline nurteam  
cep programları
19 Mesaj -
http://jengcoil.addr.com/wap/apps/6600/

süper arþiv
Gönderme Tarihi: 12.07.2006 - 18:15
nurteam üyenin diger mesajlarini ara nurteam üyenin Profiline bak nurteam üyeye özel mesaj gönder nurteam üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: şakird
nurteam su an offline nurteam  
şakird
19 Mesaj -
selamün aleyküm
Gönderme Tarihi: 12.07.2006 - 17:59
nurteam üyenin diger mesajlarini ara nurteam üyenin Profiline bak nurteam üyeye özel mesaj gönder nurteam üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Sayfa (1): (1)
İmzalar göster - Konu olarak göster

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 921 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
nailgencer (44), Orchidee (37), onersinanc (67), sivas58 (59), selale 1 (48), kir cicegi (33), Türkiz (54), murad safak (48), hanik (56), musti58 (52), hvv23 (41), meryema (44), YUSSF (51), erdal.sahin (45), kadir_eyup (44), ufux (49), sankay (49), Ebu Muhammed (49), UmutK (47), yasmin79 (45), Turkiyeli 66 Ac.. (35), sayyad82 (42), Cerez (56), serapbuyukcivel.. (56), Mustafa. (53), crixso (47), fatihbeyza (51), aydinfuat1991 (34), bekar ögretmen (45), leventay24 (60), selyum (45), fatihmeskul (47), altug utku (46), emrebey (51)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.59463 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.