*´¯`·.¸.·´¯`·.((( RAVDA.net ))).·´¯`·.¸

	Anasayfa Yap
	Favoriye Ekle
	İrtibat

Üye Girişi

Üye Ol

Home

F o r u m

E-Kart

Tavsiye Et

Sitede Arama


» Kapsamlı Arama

Google`de Ara

Tavsiye Linkler

Kuran Kursu Mezunları

Önemli Linkler

Statü / İstatistik

En Son Üyemiz:
Didem_

53683 Toplam Üyemiz var.

Online Üyeler:

Online: 847 Misafir
Admin | Moderator | Vip | Üye

Giriş Vaktiniz: Cuma, 11. Mayıs 2024 - 00:23

Browseriniz:

IP Adresiniz: Hostname:

Toplam Forum: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193

Beni hatırla

Forum Anasayfa » Arama Sonuçları

82 Sonuç - Yeni Arama

Sayfa (5): (1) 2 3 weiter >

Gönderen

Mesaj

Konudaki Mesajlar: MÜCADELEMİZDE BACILARIMIZ

	faniiiia

138 Mesaj -

arkadaþ, sözlerinin bir kýsmý hak bir kýsmý batýl bu yüzden neyi savunduðunu anlayamýyorum. Eðer kastýn geleneksel islami anlayýþtan uzak, islamýn özünü anlatmaya çalýþýyorsan bunda hem fikiriz. Ama islamý baþka ijeolojilere katýp sentez yapmayý düþünüyorsanýz, iyi bilinki siz islamý anlamamýþ yada nefsinizin istediði bir islamý arzuluyorsunuz?
Þahsen ben, geleneksel islami anlayýþýn karþýsýndayým. Mollarýn hakimiyetini deðil, islamýn hakimiyetini istiyorum. Ýslamýn ilk geldiði yýllardaki gibi. Yani her insanýn Allah katýnda eþit olduðu üstünlüðün sadece takva ile olduðu bir düzen, sýnýfsal farklýlýklarýn tamamen kalktýðý bir sistem istiyorum. Bu isteklerde islamýn özündedir.Þeriatin ta kendisidir.Þeriat Allah'ýn insanlar için çizdiði sýnýrlardýr. Bu sýnýrlar içinde tekamüllerin olmasý gayet doðaldýr ve olmalý. Sýnýrlar dahilinde tekamül olmazsa günün ihtiyaçlarýna dolayýsýyla cevap veremez.
Tesettür meselesinde olduðu gibi diðer meselelerde ifrat ve tefrit söz konusudur. Bir kesim tesettürü kendi nefsi istek ve arzularýna göre yorumlarken baþka bir kýsým, aþýrýya gidip iþi zorlaþtýrýyorlar. Oysa tesettürün mantýðý ortadadýr.tesettürünmantýðýnda Bir bayanýn kendini teþhir etmemesi vardýr.. Ýster bu elbisesiz, ister elbiseli teþhir olsun fark etmez.Tesettürün þekli, söz konusu mantýk içinde yaþanan yörenin kýlýk kýyafetine uygun bir biçimde olmasýnda yine hiçbir beis yoktur. Filistinde öyle giyiniliyor yada iranda öyle giyiniliyor diye bizimde öyle giyinmemizi kimse isteyemez. dediðim gibi tesettürün mantýkýna uygun olduðu takdirde her çeþir tesettüre bürünülebilinir.
Nizam meselesine gelince: Ýnsaný yaratan Allah insan fýtratýna en uygun olan kural ve düzeni kitaplarý ve elçileri vasýtasýyla belirlemiþtir. Ýslam Hz. Muhammed ile kemale ermiþtir. Onun dýþýnda yollar aramak boþa kürek sallamaktan ibarettir.Tüm bunlarla beraber, sýnýrlar dahilinde takamül etmek, her müslümanýn görevidir. Yani kainatýn kendisi için yartýldýðý insan, takamül kanununa baðlý olduðunu unutmamalýdýr. Kainatta herþey yenilenme halindedir. Ýþte kainatýn efendisi olan insan bu yenilenmeye ayak uydurabilmelidir.Bunun içinde tekamül þarttýr.
Ýnsan, iki boyutlu bir varlýk olduðunu; bir yönüyle balçýða, diðer yönüyle ruha baktýðýný anladýðý an, gerçek misyonunu gerçekleþtirmiþ olacaktýr.

Gönderme Tarihi: 04.09.2007 - 18:07

Konudaki Mesajlar: ÖRTÜSÜZLÜKDE BİR KİMLİKDİR

	faniiiia

RE: Söyleneni iyi anlamak gerekiyor.

138 Mesaj -

Alıntı
Orijýnalý kamerr

Fania kardeþim ben arap düþmaný deðilim.
Ýslam tarihinide Osmanlý tarihinide benim diyenle oturup birebir tartýþacak bilgi seviyesindeyim.
Ýyi ve doðruyu birbirinden ayýrýn buyuruyor Allah. Kötüyü sevmeyin iyiyi ve doðruyu sevin buyuruyor. Bunlar sence suçsa din gününde Allah'tan hesabýný sorarsýn kardeþim.

Sýrf görüþlerimi anlayamadýðýn ve sana ters geldiði için muhalif yazmaman en güzel yol olurdu bence.
Söylediklerin ise benim yazdýklarýmý anlamamýþ olmaktan ve çarpýtmaktan baþka bir anlam ifade etmiyor.

Birde, hak düþünüp hak yazýyorum. Allah'a and olsun bu böyle. Bilmeyen ve anlamayanýn kusuru anlatana nasýl maledilebilir.
O nedenle ya anlayarak iyi okuyun cevap verin yada günah olan boþ konuþmalar yapmayalým.
Ýlim ve bilgide eksik olduðunu anlamak bir erdemdir. Bunu bilmeyenler iþi sonunda ya hakarete yada küfüre dahi vardýrabilir.
Dikkatli olmak gerekiyor.
Ýslam bir anlamda tevazu dinidir.

Not: Yazdýklarýmýn hepsini iyi okuyun diye tavsiye ediyorum. Belki anlatmak istediðim o zaman daha iyi anlaþýlýr.

SELAMETLE...

Arkadaþ, 1. si yazýný baþtan sona belki 3-4 defa okudum ama malesef neyi savunduðunu bir türlü anlayamadým. Araplara hakaret etmekten baþka bir þey yazmýþ mýsýn? istersen yazdýklarýný bir daha gözden geçir. 2. si sözlerin ortadadýr, sözlerinde nasýl bir çarpýtma yaptým örneklersen daha iyi olur. 3. sü hamd olsun islamý tamamen bildiðimi iddiada etmiyorum. Okuduðum ve anlayabildiðim kadar biliyorum. Bunun aksini iddia eden herhangi bir cümlem olmadý.hak düþünür ve hak yazdýðýnýzý söylemiþsiniz. Benimde söylediklerimin hak olduðunu söylememde bir beis yok herhalde...herkes aklýnýn-Kur'an ve Sünnet dairesinde- kabiliyetince hakký bulmaya çalýþýr ve bulduðuna öylece inanýr. 4. sü davaný anlatabildiðin kadar biliyorsun sözü üzerinde düþünmeni tavsiye ederim. son olarak þunu söyleyeyim: Hamd olsun bugüne kadar kiþiye hakarette bulunmadým küüfür çýkmaz bu lisandan inþ. zira sizin þahsýnýzla yada baþkasýnýn þahsýyla iþim olmaz. Beni ilgilendiren düþüncelerdir.

Gönderme Tarihi: 04.09.2007 - 17:19

Konudaki Mesajlar: ÖRTÜSÜZLÜKDE BİR KİMLİKDİR

	faniiiia

138 Mesaj -

bende anlayabilsem derdi nedir?

Gönderme Tarihi: 03.09.2007 - 18:07

Konudaki Mesajlar: MÜCADELEMİZDE BACILARIMIZ

	faniiiia

RE: İşin içine Cumhuriyeti yıkmak maksadı girince işler değişti.

138 Mesaj -

Alıntı
Orijýnalý kamerr

Baþý açýk kadýnlarla baþý kapalý kadýnlar için din sömürüsü olmadýðý yýllarda hiç bir sorun yoktu.

Ne zaman bu örtü dinci siyasetçiler tarafýndan þekilde deðiþtirip þeriat yaygaralarý ile rejim düþmanlýðý için kullanýlmaya baþlandý, iþte o zaman fitnede baþladý.

Siyaset alanýnda bu örtünün arkasýna sýðýnýp sömürenlerin hepsinin Cumhuriyetin altýný oymaktan baþka hiç bir hedefleri yok.
Hatta bunun için haçlýlarýn her dediðini yapmak gibi bir faciaya bile razý olarak yanlýþ iþlerin altýna imza atýyorlar.

Yani kýsacasý siyasete bulaþtýrýlan Ýslam maalesef asýl kulvarýnýn dýþýnda Allah'ýn gazabýný davet etme iþlevini dolu dizgin yerine getiriyor.
Yoksa kimin örtüsünden kime ne. Yarýn Hak'kýn divanýnda neyin emir neyin yalan olduðu þaþmaz olarak her yaratýlana gösterilmeyecekmi ?

Selam ve saygýlar....

Sayýn kamer, yoksa sizde þu sözü söyleyenlerden misiniz? " efendim, bizim þeriatle ne iþimiz var, biz müslümanýz, þeriatýn þerrinden Allah'a sýðýnýrýz..."
Senin ne kadar cahil olduðunu þimdi anladým. Ýslam siyasetin ta kendisidr. Bir devletin anayasasýdýr. Sadece ibadet kitabý deðildir. Git önce bunlarý öðren sonra yaz.
kimin örtüsünde kime ne öyle mi? Untan biraz utan! yani bu örtü düþmanlarý kinlerinden deðilde, müslümanlarýn hatalarýndan mý karþý çýkýyorlar? sen meseleye nerden bakýyorsun öyle?

Gönderme Tarihi: 03.09.2007 - 17:54

Konudaki Mesajlar: ÖRTÜSÜZLÜKDE BİR KİMLİKDİR

	faniiiia

138 Mesaj -

Arkadaþ, sen ne anlatmaya çalýþýyorsun? Araplarýn arap olmayanlara üstün olduðunu kim iddia ediyor?Neden araplarý kötülüyorsun o kadar? Bahsettiðin cahaletler, tüm milletlerin cahili hayatlarýnda çeþitli þekilllerde olmuþtur.
Kim Emevi ve Abbasileri Halife olarak kabullenmiþtir. Yok öyle birþey...Halifet Hz.Ali 'den sonra saltanata dönüþmüþtür. Peki sen osmanlýyý hilafet olarak görüyor musun?
Þimdi sana burda islam tarihi yazacak deðilim; öyle gözüküyor ki islamý az çok biliyorsun.Ama anlayamadýðým araplarý neden o kadar kötülüyorsun? Yoksa burdan bir yerlere mi varmak istiyorsun? Varsa bir bakla dilinin dibinde bizde öðrenelim.Bildiðim kadarýyla islam dil, ýrk ayýrýmý yapmaz, üstünlüðü takvaya baðlar.
Hakaret demiþsin:
Alıntı
Böyle olsa arap topraklarýnýn üzerine rahmet yaðmazmýydý, haçlý pisliði yerine.

sözü söyleyen siz deðil misiniz? Benim hakaretim belki sadece size olmuþ. Ama sizin hakaretiniz bir topluma olmuþ.Bilmem anlatabildim mi?
Þükürler olsun taassup sahibi deðilim. kimsede bana senin gibi düþünmeyene hakaret et dememiþtir.Bilakis tüm müslümanlar kardeþtir, dusturuyla hareket etmem hususunda tavsiyeler yapýlmýþtýr. Ýnþ tavsiyene uyacaðým. Güzel bir tavsiye sizinde uymanýzý tavsiye ederim.
Ýslamda dil, ýrk üstünlüðü yoktur. Sadece ve sadece Üstünlük takva iledir.

Gönderme Tarihi: 03.09.2007 - 17:44

Konudaki Mesajlar: MUVVAHİD AİLEYİ KURMAK

	faniiiia

RE:

138 Mesaj -

Alıntı
Orijýnalý VeRvO

Alıntı
Orijýnalý faniiiia

Allah ve Resulü bir iþe hükmettiði zaman, mümin olan bir erkek ve mümin olan bir kadýn için, o iþte kendi isteklerine göre seçme hakký yoktur. Kim Allah‘a ve Resulüne isyan ederse artýk gerçekten o, apaçýk bir sapýklýkla sapýtmýþtýr.’‘ (Ahzap 36) Vicdanlar bu ilkeyi özümlemiþ, duygular bu ilkenin denetimine girmiþti. Bu ilke þöyle özetlenebilir: Müslümanlarýn ne öz varlýklarý ve ne de davranýþlarý kendilerine ait deðildi. Hem öz varlýklarý ve hem de ellerinde olan her þey yüce Allah'a ait idi. O dilediði gibi onlarý yönetir, kendileri için neyi isterse onu seçerdi. Onlar genel doðal yasalara göre iþleyen þu koca evrenin bir parçasý idiler. Evrenin yaratýcýsý ve yöneticisi, onlarý bu evren ile birlikte hareket ettiriyordu. Koca evren senaryosu içindeki rollerini bölüþtürüyor, evren sahnesindeki hareketlerini belirliyordu. Onlar bu sahnede oynayacaklarý rolü kendileri seçemezlerdi. Çünkü senaryonun tamamýný bilmiyorlardý. Onlar canlarýnýn istediði hareketi seçemezlerdi. Çünkü sevdikleri hareket, paylarýna düþen rolle baðdaþmayabilirdi. Onlar ne senaryonun yazarlarý ve ne de sahnenin rejisörleri idi. Onlar sadece birer ücretli iþçi idiler. Yaptýklarý iþe karþýlýk ücretlerini alacaklardý. Sonuç konusunda ne lehlerinde ve ne de aleyhlerinde bir rolleri yoktu.Böyle olunca özlerini gerçekten yüce Allah'a adamýþlardý. Özlerini tümü ile adamýþlardý. Öyle ki, benliklerinden kendilerine hiçbir þey kalmamýþtý. O zaman evren bütünün yapýsý ile uyuma girdi. Hareketleri evrenin genel dönüþü ile uyumluluk kazandý. Gezegenler ve yýldýzlar nasýl yörüngelerinde dönüyorlarsa onlar da yörüngelerinde döner oldular. Hiçbiri yörüngesinden çýkmaya, evren bütünü ile uyumlu dönüþlerinin temposunu hýzlandýrmaya ya da yavaþlatmaya kalkýþmýyordu.

Taðuti ve gayri islami düzenlerde belli bir yaþa gelmiþ gençler askere alýnýyor. Ýsteyerek veya istemeyerek askere giden bu gençler, kýþlanýn nizamiye kapýsýndan girip teslim olduktan sonra, kýlýk kýyafetinde, yeme ve içmesinde, yatma ve kalkmasýnda, yani günlük tüm hareketlerinde belli bir düzene tabi olmak mecburiyetindedirler. Çünkü taðuti ve gayri islami ordunun, kendisine has kanun ve tüzükleri vardýr.
Kýþlaya girip teslim olan her vatandaþ bu kanun ve tüzüklere uymak mecburiyetindedir. Uymayanlar için gerekli cezai müeyyide uygulanýr. Askere gitmeden evvel veya askerlikten sonraki sivil hayatta, askeri kanun ve tüzükler vatandaþý pek ilgilendirmez. Ama asker olur olmaz bu kanun ve tüzüklere uyma zorunluluðu vardýr. Asker olmadýkça, kimse kendisini bu kanunlara uymaya zorlamaz.Fakat asker olunca, ya uyar, veya uydurulur. Ben asker olurum, ama askeri kanun ve tüzüklere uymam, gönlümün ve keyfimin istediði gibi hareket ederim, kimse benim kýlýk ve kýyafetime, yeme ve içmeme, yatma ve kalkmama, yani hal ve hareketime karýþamaz vs. diyebilir mi? Veya diyenler var mýdýr? Kesinlikle hayýr.

Tamamda bunula neyi kastediyorsunuz onu anlayamadým?

Gönderme Tarihi: 03.09.2007 - 16:01

Konudaki Mesajlar: ÖRTÜSÜZLÜKDE BİR KİMLİKDİR

	faniiiia

138 Mesaj -

Baþ açýklýðý ve diðer günahlar kiþiyi küfre koymaz yada bu kiþiler Ýslam düþüncesinden uzaktýrlar diye bir iddia olmaz. Belki pratik noktada nefsin ve þeytanýn esareti altýndadýr denilebilir. Bir çok insan varki, islamýn tüm ilkelerine samimice inanýr ama onlarý hayatýnda pratize etmez. Tabiki sadece düþünce boyutunda inanmasý pratiðine bir þey yansýtmamasý, onu kurtarýr mý kurtarmaz mý? Bunu düþünmek lazým....
sayýn kamerr misin nesin, sözlerinden fitne kokusu geliyor. Kullandýðýn ifadeler zihniyetini ele veriyor.Baþýna daðlar kadar haçlý pisliði yaðmasýn. Sözlerin hak-batýl içiçe: Evet gaye Allah'ýn istediði þekilde örtünmektir.Bunu ifade ederken, neden birilerine saldýrýyorsun? Güzelce ifade etsene...Araplar ihanet etmiþlerde, Anadoluyu Evliya yataðýna getirmiþte...sen yoksa anadolu sultanlarýný, saltanat sahiplerini evliyalar mý sanýyorsun? Belki sen kendinide evliya sanýyorsundur kim bilir?

Gönderme Tarihi: 03.09.2007 - 15:54

Konudaki Mesajlar: MÜSLÜMANLIĞI SEÇENLER

	faniiiia

138 Mesaj -

Ýslam daveti, (ilkin) zaman, insanlýðýn içinde bulunduðu duruma karþý fýtrattan baþka bir dayanak bulamadýðý halde - islam gibi bütün insanlara gönderilen bir din olmayan, islam öncesinde belirli milletlere gönderilen dinlerin býraktýklarý küçük etkileri unutmamak gerekir - bu gün, fýtratýn saklý güçleri yanýnda, bu ilahi nizamýn ilk yayýlýþýnýn bütün insanlýðýn hayatýnda býraktýðý derin izlerle insanlýðýn Allah’tan uzaklaþtýkça düþtüðü uçurumun acýlarý ve bu uçurumun içinde geçirdiði buhranlar gibi hayatýn denemeleri ve sonuçlarýyla karþýlaþacaklardýr.Ýslam insanlýðý düþünce ve ilkelirine, deðer ve ölçülerine, düzen ve hukukuna ilk çaðrýþýnda dayanaðý olarak fýtrattan baþka bir þey yoktu. Ýnsanlýk ilk defa bunlarý inkar etmiþ ve karþý çýkmýþtý. Çünkü Ýslamýn sunduðu bu yeni ilkeler insanlýða tamamen yabancý göründü. Ýnsanlýðýn içinde bulunduðu uçurumla bu üstün insani ilkeler arasýnda korkunç bir uzaklýk vardý.Bu düþünce ve ilkeler, deðer ve ölçüler, düzen ve hukuk bir grup insanýn hayatýnda - tam olarak - bir süre yerleþmiþti. Ýslam dünyasýnda da - çeþili düzeylerde - uzun süre yaþamýþ, sonra bin üçyüz küsür yýldan beri insanlýk hayatýnda bunlarý uzun süre yaþamamýþ, uygulamamýþ, ve denememiþse bile, en azýndan araþtýrmýþ, düþünmüþ ve kýsa bir süre etkilerini gözlemiþtir. Bu nedenlerle, bunlar ilk geldikleri gün olduðu gibi insanlýðýn hayatýna yabancý, insanlýðýn duyðularýnda ve yaþayýþýnda benimenmez deðildirler. Gerçekten insanlýðýn, islamýn getirdiði bu nimetleri o eþsiz dönemlerde - yeni çaðda da - gerçekleþtirmeye kalkmýþ, ama ruhlarýn, özlerin kavrayamamýþ ve gerçek özleriyle uygulayamamýþtýr. Þu ana kadar insanlýðýn, ilk müslüman toplumun ulaþtýðý düzeye göz diktiði ve bu yolda ilerlemeye çalþtýðý da bir gerçektir

Gönderme Tarihi: 03.09.2007 - 15:29

Konudaki Mesajlar: MUVVAHİD AİLEYİ KURMAK

	faniiiia

138 Mesaj -

Allah ve Resulü bir iþe hükmettiði zaman, mümin olan bir erkek ve mümin olan bir kadýn için, o iþte kendi isteklerine göre seçme hakký yoktur. Kim Allah‘a ve Resulüne isyan ederse artýk gerçekten o, apaçýk bir sapýklýkla sapýtmýþtýr.’‘ (Ahzap 36) Vicdanlar bu ilkeyi özümlemiþ, duygular bu ilkenin denetimine girmiþti. Bu ilke þöyle özetlenebilir: Müslümanlarýn ne öz varlýklarý ve ne de davranýþlarý kendilerine ait deðildi. Hem öz varlýklarý ve hem de ellerinde olan her þey yüce Allah'a ait idi. O dilediði gibi onlarý yönetir, kendileri için neyi isterse onu seçerdi. Onlar genel doðal yasalara göre iþleyen þu koca evrenin bir parçasý idiler. Evrenin yaratýcýsý ve yöneticisi, onlarý bu evren ile birlikte hareket ettiriyordu. Koca evren senaryosu içindeki rollerini bölüþtürüyor, evren sahnesindeki hareketlerini belirliyordu. Onlar bu sahnede oynayacaklarý rolü kendileri seçemezlerdi. Çünkü senaryonun tamamýný bilmiyorlardý. Onlar canlarýnýn istediði hareketi seçemezlerdi. Çünkü sevdikleri hareket, paylarýna düþen rolle baðdaþmayabilirdi. Onlar ne senaryonun yazarlarý ve ne de sahnenin rejisörleri idi. Onlar sadece birer ücretli iþçi idiler. Yaptýklarý iþe karþýlýk ücretlerini alacaklardý. Sonuç konusunda ne lehlerinde ve ne de aleyhlerinde bir rolleri yoktu.Böyle olunca özlerini gerçekten yüce Allah'a adamýþlardý. Özlerini tümü ile adamýþlardý. Öyle ki, benliklerinden kendilerine hiçbir þey kalmamýþtý. O zaman evren bütünün yapýsý ile uyuma girdi. Hareketleri evrenin genel dönüþü ile uyumluluk kazandý. Gezegenler ve yýldýzlar nasýl yörüngelerinde dönüyorlarsa onlar da yörüngelerinde döner oldular. Hiçbiri yörüngesinden çýkmaya, evren bütünü ile uyumlu dönüþlerinin temposunu hýzlandýrmaya ya da yavaþlatmaya kalkýþmýyordu.

Gönderme Tarihi: 03.09.2007 - 15:16

Konudaki Mesajlar: OY İSTEME , OY VERME , SEÇİMLER VE RABBANİ TAVIR....

	faniiiia

her hakikat yeri ve zamanı geldimi söylenmeli (önemli)

138 Mesaj -

muhammed yuþa kardeþim, her hakikat yeri ve zamaný geldimi söylenmeli. böylece daha etkili olur. bilmem anlatabiliyor muyum? akþam namazý farzdýr ancak ikindi vaktinde kýlýnmaz.

Gönderme Tarihi: 02.06.2007 - 15:56

Konudaki Mesajlar: Dinden Kopuş

	faniiiia

Dinden Kopuş

138 Mesaj -

Çaðýmýzda Allah'ý birleyip O'na teslim olduklarýný iddia eden kimselerde þirkin deðiþik tür ve renklerini görüyoruz.

Þirk basamaklarýndan oluþan bir görünüm var önümüzde.

Bugünkü insanlar, "millet", "vatan", "halk" v.s. isimler altýnda deðiþik ilahlar türetmiþlerdir.

Yaratýklarýn iþinde Allah'a ortak koþulan birer ilah haline getirilen bu modern putlarýn eski cahiliyyenin tapýndýðý putlardan tek farký, mücessem olmayýþlarýdýr. Çünkü bu putlara da adaklar adanýp oðullar kurban edilmektedir.
Týpký eski çað cahiliyyesinde olduðu gibi...

Yaygýn bir gelenek olarak mabetlerde ilahlarýna oðullar adayan eski cahiliyye gibi...

Aslýnda tüm insanlar Allah'ý rab olarak tanýmaktadýr. Tanýmakta ama, bu düzmece ilahlarýn emir ve arzularýný tam bir kutsallýkla benimseyip Allah'ýn emir ve kanunlarýný hiç dinlemeden bir kenara atanlar da ayný insanlardýr. Hem de Allah'ýn emir ve kanunlarýna muhalefet pahasýna...

Eðer modern cahiliyyenin tapýndýðý bu putlara ilah denilmezse, ilahlar daha nasýl olacak?

Þirk, daha nasýl olacak, ortaklarýn çocuklardaki payý daha nasýl olacak?

"Allah, onlarýn ortak koþtuklarýndan elbette ki münezzehtir." (el-A'raf: 190)

Klasik cahiliyye, hiç kuþkusuz Allah'a karþý daha edepliydi. Çünkü o zamanýn insanlarý, kurbanlýklarýný, çocuklarýný ve ürünlerini Allah'a daha da yakýn olabilmek için ilahlarýna sunuyorlardý. Yani çocuk, ürün ve hayvanlarýndan bu amaçla putlarýna pay ayýrýp þirke düþüyorlardý.

Görülüyor ki klasik cahiliyede en büyük olan gene Allah idi. Modern cahiliye ise diðer ilahlarý Allah'tan üstün tutmaktadýr. Çünkü bu ilahlarýn emirlerini kutsal bilip Allah'ýn emirlerini de bir kenara býrakmaktadýr.

Eðer biz putperestliði sadece ilkel tipteki heykel ve klasik putlardan, insanlarýn bunlara karþý sürdürdüðü alamet türü ibadetlerden ve Allah katýnda onlarý þefaatçi tanýmaktan ibaret görürsek, kendi kendimizi aldatmýþ oluruz.

Aslýnda deðiþen tek þey, putperestlik ve putlarýn þeklidir. Çünkü modern putperestlikte de alamet türü tapýnmalar vardýr. Tek fark bunlara yeni isimler takýlmasýdýr. Þirkin özellik ve gerçek niteliði ise, deðiþen þekil ve tapýnmalarýn gerisinde varlýðýný sürdürmektedir.

Bununla aldanmamak ve gerçeklerden sapmamak zorundayýz. Yüce Allah, iffet, saygýnlýðý ve fazileti emrediyor. "Vatan" veya "üretim" ilahlarý ise, kadýnýn açýlýp saçýlmasýný, insanlarý eðlendirmesini - Budist Japonya'daki gibi - otellerde konuksever bir gayþa olarak çalýþmasýný emrediyor. Bu durumda emirlerine uyulan ilah kim?

Yüce Allah mý, yoksa bu düzmece ilahlar mý?

Yüce Allah, insanlarý birleþtiren baðýn "akide" olmasýný emrediyor. "Millet" veya "vatan" ilahlarý ise, akidenin toplumsal bað olmaktan çýkarýlýp onun yerine yurttaþlýðýn veya milliyetçiliðin temel olmasýný emrediyor. Evet emirlerine uyulan ilah kim?

Yüce Allah mý?

Yoksa düzmece ilahlar mý?

Yüce Allah, kendi kanunlarýnýn egemen olmasýný istiyor. Ama herhangi bir kul veya halktan bir grup, buna "Hayýr!" diyor. Kanun koyan kullar ve egemen olan da kendi icat ettikleri kanunlar ise, emirlerine uyulan kim?

Yüce Allah mý?

Yoksa düzmece ilahlar mý?

Hiç kuþkusuz bunlar, günümüzde tüm dünyada bulunan, þaþkýn insanlýðýn iyice bildiði örneklerdir. Günümüzde egemen olan putperestliði, ilkel ve gözle görünen putlarýn yerini alan kutsal putlarý olanca gerçeðiyle ortaya koyan örnekler Gerçek niteliði hiç deðiþmeyen þirk ve putperestliðin deðiþen þekillerine aldanmamak zorundayýz.

Ýnsan aklý - eðer kendisiyle pratik hayatýn arasýna engel konulmazsa - bu cahiliyeye kesinlikle rýza ve kabul göstermez. Ama þehvetler, keyfi arzular, azgýnlýk ve aldatmacalar bu insaný, bindörtyüz sene sonra saptýrýp tekrar cahiliyeye; ama modern bir cahiliyeye döndermiþtir. Aciz yaratýklar olup hiç bir þey yaratamayan ve ne yandaþlarýna ne de kendi kendilerine hiçbir yardýmlarý dokunamayan (modern putlarý Allah'a ortak koþmalarýnýn nedeni budur.

"Onlar, birer yaratýk olup da hiç bir þey yaratamayan, onlara da, kendi kendilerine de hiç bir yardým yapamayan (putlarý þirk koþarlar ha!?" (el-A'raf: 191-192)

Hiç kuþkusuz bu insanlýk, tekrar Kur'an'a muhatab olmaya muhtaçtýr. Týpký dün muhtaç olduðu gibi...

Kendisini cahiliyeden kurtarýp Ýslâm'a götürecek, karanlýklardan aydýnlýða çýkaracak, akýl ve kalbini bu modern putlardan; bu içine düþtüðü yeni bataktan kurtaracak bir rehbere...

Týpký bu dinin kendisini ilk kez kurtardýðý gibi...

Yüreklerin tevhid gerçeðine inanmasýnýn yolu budur.

Bu dünya üzerinde bilerek yaþamanýn yolu budur.

Çünkü gözünü ufuktaki biricik yýldýzdan ayýrmayanýn yolunu þaþýrmasý mümkün deðildir.

Gücü, hayatý ve rýzký kimin verdiðini, yarar veya zararýn kimden gelebileceðini, alma ve verme yetkisine kimin sahip olduðunu bilen bir insan, bu kaynaktan baþkasýna yönelmeyecektir.

Hayat yasalarýný sadece bu kaynaktan alan, bu kaynaðýn kopmaz ipinden baþkasýna sarýlmayan, onun gösterdiði hedeften gözünü ayýrmadan yürüyen, bununla huzur duyan, sadece bir tek efendiye hizmet eden ve bu efendisini razý edecek iþler yapýp, kýzacaðý bir iþ yapmaktan sakýnan bir insanýn yetenek ve gücü, bir noktada odaklaþacaktýr.

Olanca güç ve yeteneklerini ortaya koyarak üretecektir. Çünkü ayaklarý yere saðlam basan bu insan, gözü göklerde, bir tek ilahtan emir beklemektedir:

"Allah, örnek olarak, çekiþip duran ortaklarýn elindeki köleyle, sadece bir kiþiye ait olan köleyi veriyor. Bu ikisinin durumu ayný olur mu hiç? Allah'a hamd olsun; ama onlarýn çoðu (gene de durumlarýný bilmiyorlar." (ez-Zumer: 29)
Burada Allah, müþrik ve muvvahid kimseleri, üzerinde birbiriyle çekiþilen, arada kalan, her birinden ayrý emir ve görevler alan, þaþkýnlýða düþüp yol bilmez yordam tanýmaz hale gelen, yetenek ve gücü zedelenen, çeliþik ve çekiþmeli arzularý bir türlü razý edilemeyen efendilerin elindeki köleyle bir tek efendinin emrindeki, görevini ve kendisinden isteneni bilen, apaçýk ve belirli bir yolda rahatça hareket edebilen köle örneðiyle tanýtmaktadýr.

Gönderme Tarihi: 01.06.2007 - 16:34

Konudaki Mesajlar: Yoldaki Denge

	faniiiia

Yoldaki Denge

138 Mesaj -

"Allah ve Resulü bir konuda hüküm verdikten sonra ne mü'min bir erkeðin, ne de mü'min bir kadýnýn kendi iþlerinde baþka bir þeyi tercih etmesi mümkün deðildir. Kim Allah ve Resulüne isyan ederse o, kesinlikle apaçýk bir þekilde sapmýþtýr." (el-Ahzab: 36)

Bu hayati dayanaðýn anlamý -özetle- þudur:

Mü'minlerin nefisleri konusunda hiç bir yetkileri yoktur. Ýþleri konusunda bir tercih haklarý da yoktur. Çünkü hem kendileri, hem de tüm varlýklarý Allah'a aittir. Kendilerini dilediði yöne yönelten O'dur. O, mü'minler için dilediðini seçer.
Sonra mü'minler, evrensel kanun doðrultusunda seyreden varlýk aleminin bir parçasýndan baþka nedir ki?

Bu varlýk aleminin yaratýcýsý ve müdebbiridir her þeye hareket veren, insanlarý da evrensel varlýkla beraber yönlendiren; Varlýðýn büyük senaryosunda rolleri daðýtan O'dur. Varlýðýn büyük sahnesinde herkesin hareketini belirleyen de O'dur. Bu alandaki rollerini, bizzat seçme haklarý bile yoktur. Çünkü onlarýn hiç biri senaryoyu tam olarak bilmiyor. Hatta insanlarýn hoþa gidebilecek hareketleri seçme haklarý bile yoktur. Çünkü onlarýn hoþuna gidecek hareket, kendilerine ayrýlmýþ rolle baðdaþmayabilir. Ayrýca senaryo ve sahnenin sahipleri de kendileri deðildir. Onlar sadece takdir edileni yapmakla görevli olanlardýr.

Yani netice itibarýyla ne leh, ne de aleyhlerindeki bir durum söz konusudur. Bunu bilen mü'minler bu durumlarýyla Allah'a teslim olmuþlardýr. Þahýslarýna bir þey býrakmayan bir teslimiyettir bu. Kiþilikleriyle evrensel fýtrat arasýnda ve hareketleriyle evrensel rolleri arasýnda uyum saðlanmasý, bu teslimiyetin bir sonucudur. Çünkü böylece onlar, kendilerine ayrýlan yörüngede seyretmiþ oluyorlar. Aynen diðer gezegen ve yýldýzlarýn kendi yörüngelerindeki seyirleri gibi.

Yörüngeden ayrýlmaya çalýþmak yok.

Evrensel varlýkla uyumu bozmamak için hýzlanmak veya yavaþlamak da yok.

Öyle ki nefisler, Ýlahi kaderin getireceði her þeye razý olmuþtur. Çünkü onlar, Allah'a baðlanmýþ bilinçaltý yetenekleriyle anlamýþlardýr ki; her þeyi, herkesi, her olayý ve her durumu yönetip yönlendiren, Allah'ýn kaderidir. Kendilerini, kavrayýcý, rahatlatýcý, güven ve huzur verici bir bilgiyle Ýlahî kaderi karþýlamaya hazýrlamýþ kimselerdir bunlar. Eðitile eðitile baþa gelen Ýlahî kaderi garipsemez ve bundan endiþe duyup acýlara gömülmez bir hale gelmiþtir bu kimseler. Ayrý bir tavsiye ve sabýr gerektiren söz konusu endiþe, ve acýlarý aþmýþtýr bu kimseler.

Çünkü onlar, Allah'ýn kaderini, duygu ve ruhuna yabancý olmayan bir iþi bekleyip gözetleyen arif kimseler edasýyla karþýlamaya hazýrlanmýþlardýr. Gafil avlanmadan, irkilmeden ve garipsemeden...

Bundan dolayý kendilerinin bitirmek istediði bir konuda hükmetmek için yörüngenin devrini hýzlandýrmaya çalýþmazlar. Hemen giderilmesini istedikleri bir ihtiyaçlarý var diye olaylarý yavaþlatmayý düþünmezler. Çünkü söz konusu olan davalarýnýn zafer ve hükümranlýðý bile olsa bu yollara baþvurmazlar. Onlar sadece yollarýnda yürürler. Ýlahi kaderin getirdiði sonuç ne olursa olsun yollarýnda yürürler.

Rýza göstermiþ ve rahatlamýþ olarak..

Canlarýný feda ederek..

Mal ve emeklerini ortaya koyarak..

Daralmadan ve acele etmeden...

Minnet edip gururlanmadan..

Ahlar çekip üzüntüye kapýlmadan..
Yani adýmlarýný yönlendirip hareketlerini yöneten Ýlahi kudrete mutlak bir teslimiyetle.. Kendilerini yöneten kudrete tam bir güven duyarak..

Emniyet, huzur ve inançla. Bunun yanýnda, kolaylýk ve sadelikle yola devam ederek..

Ve tüm bunlarýn yanýnda güç yetirildiði kadar çalýþmak, elde mevcut tüm serveti harcamak, zaman ve emek kaybýna izin vermemek, baþvurulmadýk çare ve vesile býrakmamak...

Ama güç yetirilmez iþleri yüklenmemek, insanlýklarýndan ve insani özelliklerinden soyutlanmaya çalýþmamak, yani insani yapýyý güç ve za'af noktalarýyla korumak...

Ayrýca yürekten benimsenmeyen samimiyetsiz duygu ve yetenekleri ortaya atmamak, yapýlmayan bir þeyle övünmekten hoþlanmamak ve yapýlandan fazlasýný konuþmamak..

Ýþte denge budur. Hem Allah'ýn kaderine mutlak bir teslimiyet, hem de olanca gücü ortaya koyarak çalýþýp çabalamak..

Hem Allah'ýn kaderine teslimiyet, hem de gönül huzuruyla karþý koymak (batýla)..

Yani teslimiyet ve çabayý dengelemek..

Ýþte ilk Ýslam cemaatinin hayat ve karakterine damgasýný vuran iþaret, bu dengeydi. Daðlarýn yüklenemediði büyük akide emanetini taþýmaya onlarý ehil kýlan iþaret buydu. Bu temel ve vazgeçilmez nitelikteki hayati dayanaðýn ruhun derinliklerine yerleþmiþ olmasýydý ilk Ýslâm cemaatini baþarýya götüren. Bu cemaatin kendi hayatýnda ve o zamanki insan toplumunun hayatýnda böylesine harikalar gerçekleþtirmesini saðlayan dayanak buydu. Adým ve hareketlerinin evrensel varlýkla uyumunu saðlayan dayanak buydu. Zamanýn akýþýna ayak uydurmasýný saðlayan dayanak buydu. Evrensel yasalarla çatýþmadan ve çeliþmeden. Yani bu çeliþme ve çatýþma sonucu yavaþlama ve gecikmelere mey dan vermeden..

Zaten bunca emeði mübarek kýlan da buydu. Çünkü bu, çok kýsa denilebilecek bir zamanda verimli, bol ve tatlý meyveler veren bir çalýþmaydý. Nefislerini öylesine deðiþtirmiþlerdi ki bu insanlar, kendi hareketleriyle evrensel hareket arasýnda hiç bir tezat kalmamýþtý. Kainatýn tümünü yönlendiren Allah'ýn kaderine uygun bir uyum içinde yaþýyorlardý.

Eðer bir kalb tam anlamýyla ilahî hidayeti benimsememiþse, emeklerin tam olarak meyve vermesine imkan yoktur. Kiþinin hareketiyle kainatýn devri arasýnda uyum saðlanýp Allah'ýn evrensel kaderi gönül huzuruyla benimsenmemiþse meyve beklemeye imkan yoktur. Çünkü varlýk aleminde Ýlahi takdirin doðrultusunu izlemeyen hiç bir þey yoktur.
Yüce Allah'ýn aþaðýdaki buyruðuyla belirlediði de budur:

"Allah ve Resulü bir konuda hüküm verdikten sava ne mü'min bir erkeðin, ne de mü'min bir kadýnýn kendi iþlerinde baþka bir þey tercih etmesi mümkün deðildir."

Ýslam metodunun vazgeçilmez nitelikteki temel prensibi budur.

Gönderme Tarihi: 01.06.2007 - 16:25

Konudaki Mesajlar: İnsanın Oluşumundaki Temel özellik Tevhittir

	faniiiia

İnsanın Oluşumundaki Temel özellik Tevhittir

138 Mesaj -

Yüce Allah, tevhid konusunu yeni, fakat derin bir açýdan sunmaktadýr. Onu insaný yarattýðý ve onunla ruhlarýnda ve bedenlerinde henüz babalarýnýn sülbündeyken misak aldýðý fýtrat açýsýndan sunmaktadýr.

Bir olan Allah'ýn rububiyetini kabul etmek, yüce yaratýcýnýn bu varlýða yerleþtirdiði ve onunla kendisine þahit kýldýðý insan fýtratýnýn bir özelliðidir. Gelen risaletlerse, ilk fýtratlarýndan uzaklaþan sakýndýrmaya muhtaç olanlara uyarýda bulunmak ve yeniden hatýrlatmak yöneliktirler.

Tevhid, onlara hatýrlatmada bulunan ve onlarý sakýndýran resuller gönderilmemiþ olsa bile insanlar ile Yüce Allah arasýndaki bir antlaþmadýr. O'nun rahmeti, insanlarý, bozulabilen fýtratlarý ve sapýtabilen akýllarýyla baþ-baþa býrakmamak ve insanlarýn Allah'a karþý hüccetleri bulunmamasý için müjdeci ve uyarýcý resuller göndermek þeklinde tecelli etmiþtir.

"Hani Rabbin Ademoðullarýnýn sýrtlarýndan zürriyetlerini çýkarýp onlarý nefislerine þahit tutarak: "Ben sizin rabbiniz deðil miyim?" demiþti de onlar: "Evet" demiþlerdi, biz þahidiz". Bu, kýyamet günü "bundan haberimiz yoktu" dememeniz içindir." (A'raf-172)

Yüce Allah, fýtrat ve akide konusunu eþsiz bir sahne halinde sunuyor. Gözle görülen alemde meydana çýkmadan önce ademoðlunun sülbündeki ve uzak gayb perdeleri arkasýndaki sahne...

Yüce Rab ve yaratýcý, önünde toplamýþ onlara þöyle soruyor.

"Ben, sizin yüce Rabbiniz deðil miyim?"

Onlara Rububiyeti tanýtýyor ve kulluðun niteliðini belirtiyor. Yüce yaratýcýnýn kabzasýnda olduklarý bir sýrada onlarý birliðine þahit tutuyor.

Bu, harikulade, göz kamaþtýrýn ve etkin bir canlandýrmadýr. Kelimelerle ifade edilmeyecek kadar büyüktür. Bu sahne insan hayalinin uzanamayacaðý kadar olaðanüstü ve eþsizdir. Yüce Allah sayýsýz hücreyi toplamýþ ve elinde tutmuþtur, onlara akýllýlara özgü hitap þekliyle hitap etmektedir. Çünkü Yüce Yaratýcý bu özellikleri onlara bahsetmiþtir. Onlar da akýllara özgü üslupla cevap vermekte...

Ve, onlarý buna þahit tutarak daha babalarýnýn sulbünde iken söz almaktadýr. Evet bu sahne gerçekten göz kamaþtýrýcýdýr.

Ýnsan bünyesi bu parlak, olaðanüstü ve eþsiz sahne karþýsýnda derinden titremektedir, içinde zerrelerin yüzdüðü her hücresi canlý, her hücrede gizli bir yeteneði ve her hücrede sýfatlarý tamam bir insaný somutlaþtýran sahne..

Kulak, bir hareketin bilinmez varlýðýn vicdanýnda gizli bir görüntünün ortaya çýkmasýnýn beklentisi içindedir adeta. Henüz bilinen varlýklar alemine çýkmadan insandan alýnan söz ve misaký canlandýrmaktadýr bu sahne..

Ýbni cerir ve diðerleri Ýbni Abbas'tan þöyle rivayet etmektedirler.

"Rabbin Ademin sýrtýný meshetti. Kýyamete kadar yaratacaðý zürriyetini çýkardý. Onlardan misaklarýný aldý ve nefislerine þahit tutarak þöyle buyurdu:

"Ben sizin Rabbiniz deðil miyim?"... dediler ki: "Evet, sen bizim Rabbimizsin."

Fakat bu sahne nasýl gerçekleþmiþti? Yüce Allah, Ademoðullarýnýn sýrtlarýndan zürriyetlerini nasýl çýkarmýþ ve onlarý kendi nefislerine nasýl þahit kýlmýþtýr. Onlara:

"Ben sizin rabbiniz deðil miyim?" hitabýný nasýl yöneltmiþ ve onlar, "Evet, sen bizim rabbimizsin" cevabýný nasýl vermiþlerdi?

Bu soru ve cevabýn ne þekilde gerçekleþtiðini bilmiyoruz. Çünkü! Yüce Allah'ýn zatý gibi fiilleri de gaybýn kapsamýndadýr. Beþer idraki Yüce Allah'ýn zatýný kavrayamadýðý gibi fiillerini de kavrayamaz. Çünkü ayrýntýlarý kavramak bütünü kavramak demektir.

Allah (c.c):

"Semaya dumanken istiva etti."

"Sonra arþa istiva etti."

"Allah dilediðini mahveder, dilediðini býrakýr."

"Gökleri saðýna toplamýþtýr" gibi sahih nasslarla nakledilen ilahî fiilleri algýlamaya kalkýþmaksýzýn nakledikleri gibi kabullenmekten baþka seçenek yoktur.

Çünkü dediðimiz gibi hiçbir þey Allah'a benzemez, zatý idrak edilmediði gibi fiillerinin niteliði de idrak edilemez. Kendisi hiçbir þeye benzemediðinden, fiilleri de hiçbir þeyin fiilline benzemez. Yaratýlmýþlarýn fiillerini, idrak etmeye çalýþýldýðý gibi, Yüce Allah'ýn fillerinin mahiyetini de idrak etmeye çalýþmak, sapýk bir çabadýr. Onun mahiyeti yarattýðý þeylerin mahiyetinden farklýdýr. Bu yüzden fiilleri de yarattýðý þeylerin fiillerinden farklý olacaktýr. Dolayýsýyla Allah'ýn fiillerinin mahiyetini idrak etmeye çalýþan bütün filozof ve kelamcýlar cehalet ve sapýklýk içinde büyük bir halt iþlemiþlerdir.

Bununla beraber bu nassýn tefsirinde, Allah'ýn, Ademoðullarýndan aldýðý sözün fýtrat sözü olduðu açýklanmýþtýr. Onun biricik rububiyetini kabul edecek kabiliyette yaratmýþtýr onlarý ve doðrultusunda geliþtikleri fýtratý o yerleþtirmiþtir oluþumlarýnýn özüne.

Meðerki bir etkenle fýtratlarýndan uzaklaþmýþ olalar.

Ýbni Kesir tefsirinde þöyle der:

Ýlk ve son kuþak alimlerden bazýlarýnýn görüþüne göre, "Yüce Allah'ýn onlarý þahit tutmasý onlarý tevhid fýtratý üzere yaratmasýdýr." Fýtrat ve yaratýcýsý arasýnda gerçekleþen misak insanýn bünyesinde ve ilk andan itibaren canlý hücreye yerleþtirilen fýtrattýr. Bu misak bütün resuller ve risaletlerden daha öncedir. Bu misakta her hücrenin, tek irade sahibi, tek baþýna hükmeden ve tasarrufta bulunan tek kanunun koyucu Yüce Allah'ýn biricik rububiyetini kabulleniþ söz konusudur.

Fýtratýn misaký ve þehadetinden sonra delil aramaya gerek yoktur. Herhangi birinin þöyle demesi de geçerli deðildir:

"Tevhidi gösteren Allah'ýn kitabýndan ve tevhide çaðýran Allah'ýn mesajýndan haberim yoktu"

Ya da:

"Ben bu varlýða geldiðimde atalarýmý þirk koþar buldum, önümde de tevhide götürecek bir yol yoktu. Atalarým sapýtmýþlardý, beni de saçtýrdýlar. Onlar sorumludur, ben deðil." demesi de geçersizdir.

Ayetleri açýklamak ve resulleri göndermek, insanlarý tevhid fýtratýna döndürmek, Allah'ýn rahmetinin bir eseridir.

"Umulur ki, dönerler diye ayetleri böyle açýklarýz." (A'raf-174)

Yaratýcýsýný tanýmasý ve O'na kullukla yönelmesi her canlýnýn tabiatýna yerleþtirilen fýtratýn özelliðidir. Þüphesiz bu karakterde Allah'a iman etmeye dair bir yöneliþ vardýr. Bununla beraber fýtrat Allah'a eþler koþmak suretiyle sapýtýr ve bozulur. Bu karakterin bir özelliði de Allah'ýn Adem'e tevdi ettiði yeryüzünde hilafet görevini kapsamasýdýr.

"Yüzünü hanif olarak dine çevir. Allah'ýn insanlarý üzerinde yarattýðý fýtrata. Allah'ýn yaratmasýnda bir deðiþme olmaz. Bu dosdoðru dindir. Fakat insanlarýn çoðu bilmezler." (Rum,30)

Þüphesiz bu din, hakka dayanmayan, bir ilimden doðmayan, ancak bir delil ve baðlayýcý olmaksýzýn þehvetlere tabi olan deðiþik heva ve heveslerden koruyan bir kalkandýr.

Yüce Allah, ikisi de Allah'ýn yarattýðý varlýk kanununa uygun tabiatlarý ve yöneliþleri bakýmýndan baþkalarýyla uyum içinde olan bu din ile fýtratý, birbirine baðlýyor. Beþer kalbini yaratan Allah, ona hükmetmesi üzerinde tasarrufta bulunmasý, hastalýklardan sýhhate kavuþturmasý ve bozulmaktan kurtarmasý için ona bu dini indirmiþtir.

Yarattýklarýný en iyi bilen O'dur. O, latiftir, haberdardýr. Fýtrat deðiþmediði gibi din de deðiþmez.

"Allah'ýn yaratmasýnda deðiþiklik olmaz...."

Fýtrat bozulunca, onu beþerin ve varlýðýn fýtratýyla ayný kaynaktan olan bu dinden baþkasý düzeltemez.

Gönderme Tarihi: 01.06.2007 - 16:18

Konudaki Mesajlar: AKP nin Söyledikleri ve Yaptıkları

	faniiiia

e'zu billahi ninessiyaseti

138 Mesaj -

insaný üzen þu ki temiz kalpli müslümanlarýn dini duygularý sömürülerek sahte vaadler verilerek þerrin içine çekiliyor olmasýdýr. bir kardeþimiz kalmýþ faziletten bahsediyor. ayný fazilet deðil miydi 28 þubat sürecinde kendisinin ne olduðunu gösteren.detaylarý herkes çok iyibilir. icraatler ortada. üstad hazretleri bu hakikatleri aynel yakin gördüðünden " e'zu billahi ninessiyaseti( siyasetin þerrinden Allah'a sýðýnýrým)" demiþ

Gönderme Tarihi: 29.05.2007 - 13:13

Konudaki Mesajlar: GERÇEKTEN TÜRKİYE İÇİN EN BÜYÜK TEHLİKE AKP Mİ?

	faniiiia

karaldan fazla karalcı kesilmeyelim

138 Mesaj -

yuþa kardeþim sadece kendi adýna konuþ oldu mu? vebali büyüktür öyle sözlerin.

tartýþmayada luzüm yok az çok her kardeþimiz islamý biliyor ve hür iradesi var anlayabildiði hakikat dairesinde tercihini yapsýn. zaten buralarda ne söylense boþtur. Luzumsuz konuþmalar bazen insaný vartalara sürükleyebilir.baksanýza seçilecek olan onlar birinine söz yetiþtirip kalp kýranlar bizler. kralcýdan fazla karalcý kesiliyoruz yani

Gönderme Tarihi: 26.05.2007 - 19:35

Konudaki Mesajlar: GERÇEKTEN TÜRKİYE İÇİN EN BÜYÜK TEHLİKE AKP Mİ?

	faniiiia

138 Mesaj -

her yerde ve her zaman en büyük tehdit irticadýr(!)

muhammed yusa kardeþim hangi cemaate mensupsunuz ki size izin vermiþ

Gönderme Tarihi: 26.05.2007 - 19:21

Konudaki Mesajlar: Ben seni istiyorum!!!

	faniiiia

138 Mesaj -

Faniyim fani olaný istemem.Acizim aciz olaný istemem.
Ruhumu rahmana teslim eyledim gayri istemem.
Ýsterim fakat bir yarý baki isterim.
Zerreyim fakat bir þemsi sermet isterim.
Hiç ender hiçim fakat bu mevcudatý umumen isterim.

B.S.N

Gönderme Tarihi: 25.05.2007 - 16:18

Konudaki Mesajlar: RUMMAN ARZUSUYLA...

	faniiiia

138 Mesaj -

Alıntı
Topraða bulanýk cüzzamlý, fakat Hak dostu olan kiþi cevap verir;
”Evet, yaralýyým, hastayým, periþaným ama bir kere daha ALLAH’a hamdolsun
Ki ,”Rumman ” arzusuyla da RAHMAN’ý terk etmiþ deðilim.”

ARO bazen bir aldanmayla binler aldanma gelebiliyor. Yani NAR(meyve) yerim derken NAR (ateþ yinilebiliyor.Yani nefsin bir arzusuna boyun eðmek diðer arzularýnada boyun eymeye döþüþebiliyor.

Gönderme Tarihi: 25.05.2007 - 15:41

Konudaki Mesajlar: TÜRBELERE GİTMEK DUA ETMEK ŞİRKMİDİR? YOKTAN HOCAM NURBAHÇESİ HOCAM VE DİĞER RAVDADAKİ KARDEŞLERİM ABİLERİM.... GÖRÜŞLERİNİZİ BEKLİYORUM ÇOK ÖNEMLİ Bİ

	faniiiia

RE: RE:

138 Mesaj -

Alıntı
Orijýnalý Nur_BEYZA

Alıntı
Orijýnalý faniiiia

açýklamalardanda anlaþýldýðý üzere türbeler medet umulacak yerler deðildir. belki ziyaret edilip orada yatan mübarekler çin dua edilir. þüphesiz yardýmý ancak Allah'tan dileriz.
madem durum böyle ve toplum olarak malesef öyle bir cahalet içindeyiz; þuurlu müslimlere düþen odur ki çevresindeki insanlarý hikmet ile ikaz etmesidir. hatta bu, bilinçli her müslümanýn görevidir. Bunu yaparken insanlarý alaya almamak, kýrýcý olmamak gerek. Ýlim ile ikna edilmeli. kaþ yapayým derken göz çýkarýlmamalý.

Faniiia kardesim iyi hos demissinde heralde hic boyle cahil insanlarla karsilasmamissin belli.Ben defalarca anlattigim halde bana nice ornekler getirdiler yok halamin torunu geldi yazdi buraya dua etti okudu ondan sonra bebegi oldu yok digerinin kocasi eve dondu daha neler neler sen istedigin kadar anlat onlar inanmak istedikleri seye inaniyorlar hadislerle guzellikle anlatmak istedim donup bana sus nasil yardimi olmaz bu insanin bu buyuk bir zat carpilacan deyip beni turbenin disina cikardilar dusunun yani.Bunun daha ne guzellik yani kaldi kardesim ne gozu ne kasi ben o olaydan sonra verem oluyorum turbe konularina daha da benden kimse guzel soz ve aciklama beklemesin.Herkesin kendi beyni ve akli var inanmiyorsa bana gitsin arastirsin.Hazira konmak kolay.Benden bu kadar kardesim..

Nur_BEYZA kardeþim, dediðiniz gibi bu hususu insanlara anlatmak kolay deðil. anlatýldýðýnda suçluda sayanlar var.Hatta dinden çýktýðýnýzý iddia edenlerde oluyor (HAÞA).

Yýllaca bu düþünceler ile beslenmiþler ve öyle öðretilmiþ kendilerine. Elbette bir anlatýmda hemen anlamazlar. düþünsenize yýllarca doðru olduðuna inandýðýnýz bir konu hakkýnda, birileri sizin yanlýþ yaptýðýnýzý söylerse nasýl inanmasý zor ise iþte buda böyle zordur. Ama heþeye raðmen yine güzellikle anlatýlmalý. anlamalarý için kendilerine yardýmcý olunmalý ve dua edilmeli. Bundan sonra anlamazlarsa ve körürüne inat ederlerse zaten yapýlacak bir þey yok. ancak kendilerine dua edilir.

Gönderme Tarihi: 25.05.2007 - 15:29

Konudaki Mesajlar: TÜRBELERE GİTMEK DUA ETMEK ŞİRKMİDİR? YOKTAN HOCAM NURBAHÇESİ HOCAM VE DİĞER RAVDADAKİ KARDEŞLERİM ABİLERİM.... GÖRÜŞLERİNİZİ BEKLİYORUM ÇOK ÖNEMLİ Bİ

	faniiiia

138 Mesaj -

açýklamalardanda anlaþýldýðý üzere türbeler medet umulacak yerler deðildir. belki ziyaret edilip orada yatan mübarekler çin dua edilir. þüphesiz yardýmý ancak Allah'tan dileriz.
madem durum böyle ve toplum olarak malesef öyle bir cahalet içindeyiz; þuurlu müslimlere düþen odur ki çevresindeki insanlarý hikmet ile ikaz etmesidir. hatta bu, bilinçli her müslümanýn görevidir. Bunu yaparken insanlarý alaya almamak, kýrýcý olmamak gerek. Ýlim ile ikna edilmeli. kaþ yapayým derken göz çýkarýlmamalý.

Gönderme Tarihi: 25.05.2007 - 15:01

Sayfa (5): (1) 2 3 weiter >

İmzalar göster - Konu olarak göster

Lütfen Seçiniz:

Şu an Yok üye ve 847 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]

Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
ambulans64 (60), salihbayram (52), opel (54), islamci_genc (37), celal1974 (50), savage41xxx (52), LAZPARATOR61 (45), kral29 (35), siseyna (43), demir_kralll (33), yepremreha (47), YA_rab (31), zompur (54), ALMILA_GÜL (56), Mystigue (53), kecmk (53), akpinar61 (59), aqabe (60), agenc24 (52), y.erkek (52), internet22 (41), kutsalsavasc&ya.. (37), karindas (45), sehadet_61 (46), Serdar_ (44), bahtiyar28 (54), maun (42), bayramsalih (52), arifünal (64), HANCEREN (55), mecruh (45), MuSLimaNKa (34), bilalkale (50), DeLiCaN (944), veysel setdibi (62), tilli (51), erzurumlunet (46), sema_ihl (38), cemre (52), m.kara (58), yyunuss (39), x_X_x (41), Muhammed1968 (57), hçerçi (72), lcd (47), fatihreis (39), Baharayyildiz (40), haci_nl (47), cemil (46), yakupakyuz (60), gazikoc58 (51), Ankebut57 (45), L a V i N i a (40), sofu_23 (51), Beyaz dilek&cce.. (40), tabu (50), sümbül (37), yakupalan (45), Alperen Eren (46), HikmetSagir (81), YaSaX (44), Barnabas (39), islamasevdal&ya.. (38), ilyas1970 (54), criminalist (52), Ayhan-61 (58), nurayaz (30), mörscher (58), basmuharrir (58), Goodmanx (57), mahmut1968 (56), djnefret (41), karadeniz krali (54), ayseli (58), cengo06 (62), yasarerkek (52), hz.ömer (37), ismailxxx (46), tayyarozbak (40), karamurat1 (51), sari_kiz (38), kaslim (42), ayyildiz_70 (34), The Mediterrane.. (53), bahadir (50), ~TUTI~ (37), dostahasret (43), Selinnurx (56), apocalyptica (45), markat (46), derlerkahin (46), isa dogan (50), EROL AKBULUT (56), Yaseminnur (37), sehadet_aski (42)

Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler

Copyright © ((( RAVDA.net ))) * İrtibat * RAVDA Reklam Servisi * Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.

Sayfa 0.60207 saniyede açıldı

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.