dexamethasone stromectol stromectol budesonide kaletra super kamagra suprax symmetrel synthroid bottle synthroid tadacip tadalift tadalis sx tadora tamec tamsunax tarivid tavanic tegretol telfast temovate tenoretic tenormin terbifil tetraseptine thorazine ticlid tildiem timisol timonil timoptic tirosint tofranil top avana topamax toramide torasem torasis torem trandate transannon trecator sc trental trial packs triatec
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » TARİH / SİYASET / EKONOMİ » OSMANLI TARİHİ ve MEDENİYYETİ » HEY GİDİ GÜNLER HEY!

önceki konu   diğer konu
2 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Ukab su an offline Ukab  
HEY GİDİ GÜNLER HEY!
575 Mesaj -
HÝÇ ÖZLENMEZ MÝ O GÜNLER?

Faziletliydik:
Kimsenin malýna, mülküne göz dikmezdik. Kimsenin namusuna yan bakmazdýk. Hýrsýzlýk nedir bilmez, dilenciliði meslek edinmez, kimseyi de küçümsemezdik.

Dürüsttük:
Bir zamanlar Londra Ticaret Odasý'nýn en görünür yerinde þu mealde bir tavsiye levhasý asýlýydý: "Türklerle alýþveriþ et, yanýlmazsýn."

Ýtibarlýydýk:
Bir zamanlar Hollanda Ticaret Odasý'nýn toplantýlarýnda oylar eþit çýkýnca Osmanlýlarla alýþveriþi olan tüccarýn oyu iki sayýlýr, onun dediði olurdu.


Temizdik:
Yere bile tükürmezdik. Hatta Osmanlý askeri teþkilatýný Avrupa'ya tanýtmasýyla meþhur Comte de Marsigil, yere tükürmedikleri için atalarýmýzý þöyle eleþtiriyor:
"Türkler hiçbir zaman yere tükürmezler. Daima yutkunurlar. Bunun için de saçlarýnda sakallarýnda bir hararet olur ve zamanla saçlarý, kaþlarý, sakallarý dökülür."

Çevreciydik:
Kurak günlerde ücretle adamlar tutup sokaktaki ulu aðaçlarý sulatýr, göçmen kuþlarýn yorgunluk atmasý için saçak altlarýna kuþ saraylarý yapardýk. Bunlara öyle çok örnek var ki, saymakla bitmez.


Harama el sürmezdik:
Fransýz müellif Motray, 1700'lerdeki halimizi þöyle anlatýyor:
"Türk dükkânlarýnda hiçbir zaman tek meteliðim kaybolmamýþtýr. Ne zaman bir þey unutsam, hiç tanýmadýðým dükkâncýlar arkamdan adam koþturmuþlar, hatta birkaç kere Beyoðlu'ndaki ikametgâhýma kadar gelmiþlerdir."

Medeni idik:
Ýngiliz sefiri Sör James Porter ise, 1740'larýn Türkiye'si için þunlarý söylüyor:
"Gerek Ýstanbul'da, gerekse Ýmparatorluðun diðer þehirlerinde hüküm süren emniyet ve asayiþ, hiçbir tereddüde imkân býrakmayacak þekilde isbat etmektedir ki, Türkler çok medeni insanlardýr."

Dosdoðruyduk:
Fransýz generallerden Comte de Bonneval ise, þu hükmü veriyor:
"Haksýzlýk, mürabahacýlýk, inhisarcýlýk ve hýrsýzlýk gibi suçlar, Türkler arasýnda meçhuldür... Öyle bir dürüstlük gösterirler ki, insan çok defa Türklerin doðruluklarýna hayran kalýr."


Hýrsýzlýk nedir bilmezdik:
Fransýz müellif Dr. Brayer, 1830'larýn Ýstanbul'unu getiriyor önümüze: "Evlerin kapýsýnýn þöyle böyle kapatýldýðý ve dükkânlarýn çoðunlukla umumî ahlâka itimaden açýk býrakýldýðý Ýstanbul'da her sene azami beþ–altý hýrsýzlýk vak'asý görülür."
Ubicini Dr. Brayer'i þöyle doðruluyor: "Bu muazzam payitahtta dükkâncýlar, namaz saatlerinde dükkânlarýný açýk býrakýp camiye gittikleri ve geceleri evlerin kapýsý basit bir mandalla kapatýldýðý halde, senede dört hýrsýzlýk vakasý bile olmaz. Ahalisi sýrf Hýristiyan olan Galata ile Beyoðlu'nda ise hýrsýzlýk ve cinayet vak'alarý olmadan gün geçmez."

Naziktik:
Edmondo de Amicis isimli Ýtalyan gezgini, yine 1880'lerin "biz"ini anlatýyor bize:
"Ýstanbul Türk halký Avrupa'nýn en nazik ve en kibar insanlarýdýr. Sokakta kavga enderdir. Kahkaha sesi nadirattan iþitilir. O kadar müsamahakârdýrlar ki; ibadet saatlerinde bile camilerini gezebilir, bizim kiliselerde gördüðünüz kolaylýðýn çok fazlasýný görürsünüz."

Cihana örnektik:
Türkiye Seyahatnamesi'yle meþhur Du Loir'un 1650'lerdeki hükmü þöyle:
"Hiç þüphesiz ki, ahlâk bakýmýndan Türk siyasetiyle medeni hayatý bütüncihana örnek olabilecek vaziyettedir." Þefkatimiz yalnýzca insana yönelik deðildi, hayvanlarý, hatta bitkileri bile kapsýyordu. Hayata karþý saygýlýydýk: Bu konuda dilerseniz Elisee Recus'u dinleyelim, bize 1880'lerdeki halimizi anlatsýn:
"Türklerdeki iyilik duygusu hayvanlarý dahi kucaklamýþtýr. Birçok köyde eþekler haftada iki gün izinli sayýlýr... Türklerle Rumlarýn karýþýk olarak yaþadýðý köylerde ise bir evin hangi tarafa ait olduðunu kolaylýkla anlayabilirsiniz. Eðer evin bacasýnda leylekler yuva yapmýþsa, bilin ki o ev bir Türk evidir." (Küçük Asya, c. 9)

Hayýrseverdik:
Comte de Marsigli'yi tekrar dinleyelim:
"Yazýn Ýstanbul'dan Sofya'ya giderken daðlardan anayol üzerine inmiþ köylülerin yolculara bedava ayran daðýttýklarýna þahit oldum." Ayný müellif, ceddimizin hayýrseverlikte fazla ileri gittikleri kanaatindedir. Þöyle diyor:
"Fakat þunu da itiraf etmeliyim ki, bu dindarane hareketlerinde biraz fazla ileri gitmektedirler. Ýyiliklerini yalnýz insan cinsine hasretmekle kalmayýp, hayvanlara ve hatta bitkilere bile teþmil ederler."
Bu tespiti, Ýslâm ve Türk düþmaný avukat Guer misallendiriyor:
"Türk þefkati hayvanlara bile þamildir" dedikten sonra þu örneði zikrediyor:
"Hayvanlarý beslemek için vakýflar ve ücretli adamlarý vardýr. Bu adamlar sokak baþlarýnda sahipsiz köpeklere ve kedilere et daðýtýrlar... Sokaktaki aðaçlarýn kuraklýktan kurumasýný önlemek için bir fakire para verip sulatacak kadar kaçýk müslümanlara bile rastlamak mümkündür..." "Kaçýk"lýðýn kaynaðýný da veriyor adam:
"Birçoklarý da sýrf azad etmek için kuþbazlardan kuþ satýn alýrlar. Bunu yapan bir Türk'e bir gün yaptýðý iþin neye yaradýðýný sordum. Küçümseyerek baktý ve þu cevabý verdi:
"Allah'ýn rýzasýný tahsile yarar." Galiba geçmiþimizden uzaklaþmak bize çok pahalýya patladý. Yahya Kemal Beyatlý'nýn bir tespitiyle yazýmýzý noktalayalým:
"Eski Türklerin bir dini hayatlarý vardý, dini hayatlarý olduðu içinde çok þeyleri vardý; yeni Türklerin de dini hayatlarý olduðunda çok þeyleri olacak."
Ýki tür insan vardýr:
Birinci tür insan kendine uzak yakýn hedefler seçer, hamle üzerine hamle yapar, þartlar ne olursa olsun teslim olmaz, gerektiðinde hedefine kilitlenir ve sürekli koþar.
Ýkinci tür insan tipinin ise bir hedefi yoktur. Hedefsiz yaþamaktan tatmin olmadýðý için de baþkalarýnýn hedeflerini þaþýrttýrmaya çalýþýr. Baþarýyý baþkalarýnýn muhtemel baþarýlarýný engellemekte arar.

Yavuz Bahadýroðlu

EsSelam Aleykum...

Gönderen: 23.03.2007 - 11:40
Bu Mesaji Bildir   Ukab üyenin diger mesajlarini ara Ukab üyenin Profiline bak Ukab üyeye özel mesaj gönder Ukab üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
blnali55 su an offline blnali55  
76 Mesaj -
vay be gercektende hey gidi hey...

simdi bazi gizli örgütlerinde sayesinde ne haledeyiz hepsi var eskiden olmayanlarin hepsi:(
Gönderen: 16.05.2007 - 17:06
Bu Mesaji Bildir   blnali55 üyenin diger mesajlarini ara blnali55 üyenin Profiline bak blnali55 üyeye özel mesaj gönder blnali55 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 365 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
***Murat*** (48), behlul (50), hatice57 (44), GaZZe (60), erveysel (61), Abdulkadir22 (31), samyeli13 (47), candeniz (24), balacan (54), abdulkadir (31), babam veben (55), askbumu (43), sahra_yagmur (37), halit42 (39), Babacan52 (56), gurbetcigenc (33), Fikret1972 (52), NuR_EFSAN (39), jopp777 (47), pempe1987 (37), Nur baçesi (28), seyhzadem (36), Mustafa Alptug (41), gunes_akca (35), KanKaZ (36), hsusal (72), olimp_ (45), ufkumuzvar (42), gakkosfatih (42), HIKKI (51), Selale1 (49), Yasin Tural (36), nebitdag (45)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.54596 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.