generique plaquenil kaletra kamagra kaletra budesonide cipralex ciprine cipro med cipro clamycin clarinex clarithrocine claritin claritine claromycine claropram clavamox clavu basan cleocin climara clobex clocim clomid clopin clot basan clozaril co acepril co atenolol co diovan co enalapril co enatec co epril co lisinopril coaprovel colcrys colofac combivir compazine competact concor plus concor confortid conjugen convulex copegus corangine
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » TARİH / SİYASET / EKONOMİ » TÜRKİYE VE DÜNYADA SİYASET » Türkiyenin kalkınması için çözümler

önceki konu   diğer konu
18 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
taybru su an offline taybru  
Konu icon    Türkiyenin kalkınması için çözümler
53 Mesaj -
Bu öneri baþta sayýn Cumhurbaþkaný olmak üzere 60 ayrý kuruluþa ve kiþiye ulaþtýrýlmýþtýr.

14-03-2001
Sayin A. Necdet SEZER,
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaskani,

--Türkiye yanlis ekonomi uygulamalarinin uzun yillardir biriken negatif mirasinin sonundaki yanlis istikrar tedbirlerinin bedelini, tarihindeki en büyük kayiplarla ödemektedir .
--Yanlis istikrar tedbirlerine devam edilirse daha da küçülecek, zayiflayacak olan ekonomik yapi, mutlaka yeni krizleri ve sosyal patlamalari olusturacaktir. Üretim yetersizligi, kapanan is yerleri, talep yetersizligi, Türkiye tarihinin en büyük boyuttaki issizler kesimi, ekonomiyi yeniden yapilandirmaya imkan vermeyecek kadar küçülecegi bir noktaya ulastiracak ve orada bogacaktir. Artan issizlik, simdilik borçlarla ailesini geçindirebilen issizleri, borç alamayacaklari bir güne ulastirdiginda sosyal patlamalar kaçinilmaz olacaktir.
--Yatirimlari, üretimi, istihdami, gelirler seviyesini ve buna bagli olarak toplam efektif talebi azaltarak en alt seviyede taleple, arzi dengeleme, ülke ekonomisini katletme tesebbüsüdür.
--Türkiye ekonomisi çökertilmistir. Bogulacagi noktaya dogru hizla ilerlemektedir. Asagidaki tedbirler alinmazsa vahim sonuçlar olusacaktir.
--Türkiye derhal altin karsiligi para rejimini kurmalidir.
--Mevcut paralar toplanip imha edilmelidir.
--Karsiliginda ayni günlük rayiçten paranin altin gramaji kadar altini temsil eden altin karsiligi kagit para verilmelidir.
--T.C. Merkez bankasi tedavüldeki para hacminin altin karsiliginin (%50 si ihtiyat olmak üzere) % 150 sine sahip olmalidir. IMF kredisi bu maksatla alinmalidir.
--Yeni TL'nin üzerinde "ibrazinda derhal altina çevrilme garantisi" yer almalidir.
--Yeni TL 1 milyon TL'nin altin karsiligini temsil etmelidir. Böylece mevcut borç ve alacaklarin hesaplanmasinda kolaylik saglanir, hem de altin karsiligi TL, USD'den daha kiymetli bir dünya parasi olur. (Dünyadaki sifir enflasyonlu ve altin karsilikli en kiymetli döviz olur.)
--Türkiye ekonomisinin küçülmesi degil büyümesi, üretimini kat, kat artirmasi, tam istihdama ulasmasi için bir yatirim seferberligi baslamalidir.
--Bunun için enflasyonun sifirlandigi ve dövize ihtiyaci kalmayan bir ortamda Türkiye, bankalar ve tecrübeli ve güvenilir is adamlari ile ortakliklarin kurulacagi en saglam zeminde ataga geçmelidir.
--Böyle bir ortamda bankalarla ekonomi arasindaki para nehirlerinin hareket halindeki fonlarinin sadece %5'i ile Türkiye tarihinin en büyük yatirim seferberliginin bir santiyesi olacaktir.
--Her yatirim harcamasi ayni gün tekrar bankalar sistemine mutlaka geri dönecektir. Türkiye hiç bir devrede kaynak sikintisi çekmeden yatirimlarini en büyük boyutta gerçeklestirebilecektir.
--Istikrar tedbirlerine devam için vakit çok geçtir. Yakin gelecekte vücuda gelebilecek facialari önlemek için acilen harekete geçmek ülkenin selameti için farzdir.
--Bu mektup bu günkü tarihle bilgisayarin hafizasina kaydedilen, yakin gelecekteki facialar konusundaki derin kaygilarimizin muhtevasidir.

Tarihi sorumlulugunuza ithaf edilir.
Dualarimizla.






ÝÇÝNDEKÝLER

Sayfa No

I. BÝLGÝ TOPLAMADAKÝ EKSÝKLÝKLER 1
I.1. Giriþ 1
I.2. Bilgi Akýmýnýn Saðlanmasý 2
I.3. Sonuç 2


II. ENFLASYON DÝNAMÝÐÝ VE REFERANSLAR 3
2.1. Enflâsyon Dinamiði 3
2.2. Referanslar 5


III. FAÝZ VE SERMAYE KANAMASI 6
3.1. Faiz 6
3.2. Sermaye Kanamasý 7
3.3. Yabancý Kaynaklarda Sermaye Kanamasý 9
3.4. Özsermayeye Göre Sermaye Kanamasý Tehlikeli Bir Boyuttadýr 10


IV.ÝSTÝHDAM 11
4.1. Giriþ 11
4.2. Bulgular 11
4.3. Enflâsyon ve Ýstihdam 12
4.4. Devlet Yatýrýmlarý 13


V. ENERJÝ 14


VI. HARP SANAYÝÝ 18


VII. ENFLASYONUN AZALMASI DEÐÝL DURMASI ZORUNLUDUR
VE BU MÜMKÜNDÜR 19


VIII. LÝKÝD MEKANÝZMA 23

IX. BÜYÜYEN EKONOMÝ MODELÝ 24
9.1. Sorunlar 24
9.2. Uygulama ve Çözüm 24
9.3. Kaynak Problemi 25
9.4. Tasarruf Yetersiz Midir? 26
9.5. Likid Mekanizmanýn Kullanýlmasý 27
9.6. Japon Modeli 28


X. LÝKÝD MEKANÝZMANIN OLUÞTURABÝLECEÐÝ YATIRIM MÝKTARI 30
10.1. Yatýrýmlara Sevkedilebilecek Miktar 30
10.2. Takip Edilecek Yol 31
10.3. Likid Mekanizmasýnýn Çalýþmasý 32


XI.TEORÝLER VE REALÝTE 35
11.1. Teoriler 35
11.2. Realite 36
11.3. Pratik Diyor Ki 36


XII.RAKAMLARIN IÞIÐI ALTINDA PRATÝK 38
12.1. Nüfus Artýþý ve Kalkýnma Hýzý 38
12.2. Ýstihdam 38
12.3. Ýstihdamdaki Realite 39
12.4. Likid Mekanizmasýnýn Çalýþmasý 41
12.5. Matematik Sonuç 42


XIII. SONUÇ 43


XIV. REFERANSLAR
14.1. 1982 Yýlýnda Türkiye Bankalar Sisteminde Likid Mekanizma ve Kaynak Ýsrafý 45
14.2. Türkiye’de Emisyon, Paranýn Devir Hýzý ve Enflâsyon Arasýndaki Ýliþkiler 54
14.3. Para Çoðaltaný Faktörü ve Finansal Sistem 63
14.4. Türkiye’de Enflâsyon Teþhis ve Tedavisi 75
14.5. Japon Þirketleri Ýçinde Ýlk Yüz Sanayi Þirketi 97
14.6. Enerji Ekipmanlarýnýn Yurt Ýçinde Üretilmesinin Ekonomik Önemi 100
14.7. Beþyüz Büyük Sanayi Kuruluþu 107



I. BÝLGÝ TOPLAMADAKÝ EKSÝKLÝK

1.1. GÝRÝÞ

Ülkemizde ekonomistlerin ve ülkeyi idare etmek mevkiindeki idarecilerin dayandýklarý istatistiki veriler birkaç kaynaktan yayýnlanýr. Devlet Ýstatistik Enstitüsü ve T.C. Merkez Bankasý en önemli iki kaynaktýr.
Ne yazýk ki bankalar sisteminin hareketlerini her hafta ve üç ayda bir yayýnlayan T.C. Merkez Bankasý’nýn bültenleri “Bakiye” sistemine dayalýdýr. Yani, “Bir ay içinde bankalar sis-temi ekonomiye ne kadar para enjekte etmiþtir ?” sorusunun cevabý bu bültenlerde bulunmaz.Verilen kredilerden ne kadarý bankaya geri ödenmiþtir ? Bunu da bilemezsiniz. Bir ay zarfýnda ekonomiye enjekte edilmiþ olan paradan, bankalar sistemine dönen para çýktýktan sonra, ayýn son günü bankalar sisteminin kasalarýnda toplam olarak bulunan paranýn, sadece bu paranýn miktarý bilinir. Ay sonundaki bakiye ise sadece bir kesittir ve gerçekte bilinmesi lâzým gelenleri göstermez.
Bir ay zarfýnda ekonomiye giren paralarýn toplamý efektif talep oluþturacaðýna göre, bilinmesi gereken bu husustur. Bu rakamý bilirsek, ekonominin reel nabýz atýþlarýný yakalayabiliriz.
Bu rakam bilinince, paranýn reel devir hýzýný da hesaplamak mümkün olur. Bu rakam-larýn bilinmesi için, bankalarda yalnýz bakiyelerin deðil, kasa, krediler ve mevduat hesaplarýnýn borç ve alacak rakamlarýnýn da alýnmasý gerekir.

1.2. BÝLGÝ AKIMININ SAÐLANMASI

1982, 1983, 1984 yýllarýnda bahsettiðimiz bu husus yapýlmýþ ve DPT’de bu bilgi akýþý ile Bankalar Sistemi kanalýyla oluþan günlük ve aylýk reel talep hesap edilmiþtir. Diðer taraftan aylýk efektif talebin tedavül hacmine bölünmesi ile tedavül hacmi kadar paranýn ayda kaç defa devrettiðini yani paranýn devir hýzýný hesap etmek de mümkün olmuþtur.(Ref.1)

Böylece tahminlerden deðil, reel gözlemlerden hareketle sonuçlar tesbit edilebilmiþtir.

1.3.SONUÇ

Bu sonuçlarýn verileri, fiyat hareketleri ile karþýlaþtýrýldýðý zaman, tedavül hacminde deðiþiklik olmasa dahi, paranýn devir hýzý yükseldiði zaman fiyat artýþlarýna yol açtýðý ortaya çýktý (Ref.2).

Realite buydu. Ayrýca Dünya Bankasýnýn ve IMF’nin çok güvendiði “Para Çoðaltanlarý (Multiplier)” hesaplarýnýn da realiteyi aksettirmediði ortaya çýktý. (Ref.3)

Öyle ise Friedman’ýn sýký para politikasý teorisi aksýyordu. Ayrýca ölçümlemelerin teorik bir model olan “Para Çoðaltanlarýndan” deðil reel verilerden hareketle sonuca ulaþmasý gerekiyordu.

Bu bazlardan hareketle aktif ve pasifi içeren bilgiler toplamalý ve “Likid Mekanizma” lar tesbit edilmeli, paranýn reel devir hýzlarý hesap edilmeli ve bu verilerle fiyat hareketleri aylýk hatta haftalýk periyodlarda karþýlaþtýrýlmalýdýr. Ancak böyle bir sistem hükümetleri makro finansman açýsýndan doðru kararlara götürebilir kanaatindeyiz.


II. ENFLASYON DÝNAMÝÐÝ VE REFERANSLAR

2.1. ENFLASYON DÝNAMÝÐÝ

Son enflâsyonu incelediðimiz zaman görürüz ki, enflâsyonu hýzlandýran faktörler, enflâsyonun içindedir ve baþka bir problemin çözümü için gerekli görüldüðünden devreye sokulmaktadýr.

KÝT’lerin fiyatlarýna diledikleri gibi zam yapmalarý, çok açýk bütçeler, yüksek faizler, yükselen ücretler, döviz kurlarýnýn yükselmesi ... gibi.

Yüksek enflâsyon devrelerinde bu uygulamalar kaçýnýlmaz gibi görünmektedir. Daha yüksek enerji maliyeti, daha yüksek iþçilik ve daha yüksek hammadde fiyatý ile üretim yapan bir KÝT’in mamul maliyeti elbette yüksek olacaktýr. Kâr marjýnýn aynen devamý halinde mamul satýþ fiyatý yükselecektir. Kâr marjýnýn azaltýlmasý halinde ise, bütçe açýðý söz konusu olacaktýr.

Devletin cari harcamalar ve yatýrýmlardan oluþan iki ana masraf kalemi vardýr. Vergilerle bunu karþýlayamazsa bütçe mutlaka açýk verecektir. Elbette daha küçük bütçeler yapýlarak açýk verilmeyebilir. Fakat, yükselen enflâsyon dolayýsýyla, devlet hizmetlerinde çalýþanlara daha çok ücret verilmesi kaçýnýlmazdýr. Diðer taraftan enflâsyonu önlemenin yolu, üretim arttýrýlmasýna dayalýdýr. Üretimi arttýrabilmenin yolu ise yatýrýmlarý arttýrabilmekten geçiyor. Bu durumda devletin bütçe açýklarý yatýrýmlarý arttýrýcý bir asli sebebe dayanýyorsa normal görünmektedir.

Diðer taraftan yüksek enflâsyon dönemlerinde vadeli mevduata, enflâsyonu kompanse edecek bir faiz ödemek zorunludur. Aksi takdirde mevduat sahibi cezalandýrýlmýþ olur ve mevduat azalmasý da söz konusu olabilir. Yüksek mevduat faizi, kredi faizlerini de arttýrýr. Çünkü kredi faizi, bankanýn kâr edebilmesi için mevduat faizinden yüksek olmak zorundadýr.

Yükselen enflâsyon, memur ve iþçi ücretlerinin de yükseltilmesini zorunlu kýlmaktadýr. Aksi takdirde, sabit gelirliler cezalandýrýlmýþ olur. Tabiatiyle yükselen ücretleri karþýlamak için yeni para basmak söz konusu olacaðý cihetle piyasadaki tedavül hacmi yükselecektir.

Yükselen döviz fiyatlarý sebebiyle Merkez Bankasý’na gelen dövizlerin karþýlýklarý çok daha yüksek TL. sýna ihtiyaç göstereceðinden bu da enflâsyona yol açmaktadýr.

Yukarýda deðindiðimiz hususlar, enflâsyonun artmasýna sebep olurlar. Artan enflâsyon, KÝT’lerin fiyat arttýrmalarýna, devlet bütçesi açýklarýna, mevduat faizlerinin artmasýna ve ücretlerin yükselmesine yol açar. Bunlar da mevcut enflasyonu daha da arttýracaklardýr.

Görülmektedir ki, enflasyonu hýzlandýran dinamik olgular, enflâsyonun getirdiði zorunluluklarýn sonuçlarýdýr ve enflâsyonun içinde yer almaktadýr.
Sonuçta ise, bir kýsýr döngü oluþmaktadýr ve spiral yükselmektedir. Enflasyon, KÝT’lerde fiyat artýþlarýna, devlet bütçesi açýklarýna, faizlerin yükselmesine ve ücret artýþlarýna sebeb olurken, artan fiyalar, devlet bütçesindeki büyüyen açýklar, yüksek faiz ve artan ücretler de enflâsyona sebeb olur.

Ýlk etki ilk tepkiyi oluþturmakta, ilk tepki ikinci etkiyi oluþturmakta, ikinci etki ikinci tepkiyi oluþturmakta, ikinci tepki üçüncü etkiyi oluþturmakta ve spiral yükselmektedir.


Enflâsyonun aþaðýya çekilmesi için ne yapmak lâzým ? Bu konu hiç tartýþýlmamakta, herkes enflasyonu ve hükümeti eleþtirmektedir. Ýþte bu noktada TV’ye ve gazetecilere yani basýna önemli bir görev düþmektedir. Enflâsyona sebebiyet veren iktidarlarýn tenkit edilmesi deðil, enflâsyonun nasýl önleneceði kamuoyu önünde tartýþýlmalýdýr. Ýktidara aday olanlar bunu yapmak zorundadýr. Ne yazýk ki, bu güne kadar enflâsyonun nasýl aþaðý çekilmesi gerektiði konusunda hiç bir toplantý düzenlenmemiþtir. Ýþte bu konunun tartýþýlmasýnýn zaruretine inandýðý için Ýslami Ýlimler Araþtýrma Vakfý bir pratisyeni görevlendirmiþtir. Bu satýrlarýn yazarý bir teorisyen deðildir. Bu çalýþmadaki öneriler tamamen gözlemlere dayalýdýr. Yýllarca sebep-sonuç iliþkileri incelenmiþ ve ilgili yýllar boyunca rakamsal göstergelerin teorileri ne ölçüde paralize ettiðini gösteren araþtýrmalar DPT Kütüphanesi’ne teslim edilmiþtir. Türkiye Ýktisat Gazetesi’nde de 37 makale ile kamuoyuna bilgi sunulmuþtur. Konumuzla ilgili gözlemlerin özellikle aþaðýdaki araþtýrmalarda yer aldýðýný bildirerek tartýþmaya katýlacaklarýn önce bu araþtýrmalarý incelemelerini salýk veririz.

2.2. REFERANSLAR

Referanslarý teþkil eden aþaðýdaki araþtýrmalar Ýskender Evrenosoðlu tarafýndan yapýlmýþtýr:

1. 1982 yýlýnda Türkiye Bankalar Sistemi’nde Likit Mekanizma ve Kaynak Ýsrafý, 1983

2. Türkiye’de Emisyon, Paranýn Devir Hýzý ve Enflâsyon Hýzý arasýndaki iliþkiler, 1984

3. Para Çoðaltaný Faktörü ve Finansal Sistem, 1984

4. Türkiye’de Enflâsyonun Teþhis ve Tedavisi, 1985

5. Devlet Planlama Teþkilatý Araþtýrmasý

6. Japonya’daki En Büyük Yüz Firmada Banka Ýþtirakleri Listesi

7. Ýstanbul Sanayi Odasý Dergisi’nin 260. sayýsýnýn 45. sayfasýnda yer alan tablo

8. 1988 Yýlý Programý




III. FAÝZ VE SERMAYE KANAMASI

3.1. FAÝZ

Türkiye yüksek hýzda bir enflâsyonun etkisi altýndadýr. Yüksek enflâsyon devrelerinde yüksek mevduat faizi uygulanmaktadýr. Yüksek mevduat faizi, yüksek kredi faizi demektir. Yüksek kredi faizi ise, yatýrýmlarý engelleyen en büyük faktördür. Üstelik üretimi arttýrsanýz bile enflâsyonu durduramazsýnýz. Çünkü yüksek faiz bunu engeller.
En iyimser bir misalle vaziyetin vahametini anlatmaya çalýþalým:
200 milyon TL’lik bir yatýrým düþünelim. 100 milyon liramýz var. 100 milyon lira da kredi alýp yatýrýmlarýnýzý tamamlamak istiyoruz.Yatýrým bir yýl sonra iþletmeye açýlacak. Buna uygun olarak bir yýl ödemesiz süre de almýþ olalým.

%100 e varan kredi maliyetleri sebebiyle 1 yýllýk yatýrým devresinde hiç taksit ödemeyecek olmamýza raðmen, aldýðýmýz kredi kadar faiz ödemek zorunda kalacaðýz. Bu faizi ödemek için 100 milyon TL’sýný nerede bulacaðýz ? Bunu para bizde olsa zaten yatýrýmýmýzý kredi almadan realize ederdik.

Bu faizi ödemek için daha fazla kredi aldýðýmýzý düþünelim:
Meselâ ; 200 milyon TL kredi aldýðýmýzý varsayalým. Bu sefer de 200 milyon TL faiz ödemek mecburiyetinde olacaðýmýz için yine 100 milyon TL açýðýmýz olur. Hangi miktar kredi alýrsak alalým bu 100 milyon TL açýk devam eder. Yatýrýmýmýzýn maliyetinin, fazla alýnan kredi ve toplam faizler nedeniyle anormal yükselmesi de cabasý. Ayrýca yatýrým devresinde alýnan yatýrým kredisi faizlerinin, iþletme devresinde de ödenmesi þart olduðuna göre, iþletme devresinde mamulümüzün maliyetinin, yüksek kredi faizleri sebebiyle anormal boyutlarda yükseleceði tabiidir.

Yani, enflâsyonu önlemenin temel þartý olan üretim arttýrmak için yatýrým yapacaðýz. Fakat üretim arttýðý halde enflâsyon önlenemeyecek, aksine artacak ; çünkü üretim maliyeti, yüksek faizler sebebiyle anormal boyutlara ulaþacaktýr.

Diðer taraftan, ticari kredilerdeki maliyet, % 100 lerin de çok ötesindedir. Böyle bir kredi alan firma, konserve gibi yýlda bir devir yapabilen mamulünü % 100 fiyat farký ile satarsa, ancak baþabaþ olur. Ýki devir yapabilen firma mamullerini en az % 50 fiyat farký ile satarsa ancak baþabaþ olur. Bu iþletmeler bu fiyatlara ayrýca zam yapmak zorundadýr. Aksi takdirde kâr edemezler. Görülüyor ki, faiz, hem yatýrýmlarý engelleyen, hem de üretim maliyetlerini yükselen bir afettir ve enflâsyonun tedavisi için kredi ile yatýrým yapýlýyorsa, yeni üretim gerçekleþtirilse de fiyatlar artar. Yani üretim artmasýna raðmen enflâsyon azalmaz, artar. Görüldüðü gibi, enflâsyonun bu merhalesinde bu statü altýnda bu kadar faiz varsa çözüm çok güçtür.


3.2. SERMAYE KANAMASI

Ýstanbul Sanayi Odasý’nýn her yýl yayýnladýðý 500 en büyük firmanýn bilançolarý üzerinde yapýlan incelemeler þu gerçekleri ortaya çýkarmaktatýr:

1. Bu firmalar, kârlarýna yakýn bir oranda faiz ödemektedir.

2. Bu firmalarýn çok büyük bir kýsmýnda sermaye kanamasý mevcuttur.

580 firmanýn toplam rakamlarý ise, kesin bir toplam sermaye kanamasý vurgulamaktadýr.

Enflâsyonda ulaþtýðýmýz bu seviyede ve bu þartlarda yani, enflâsyon devam ettiði sürece sermaye kanamasý önleyecek bir tek yol vardýr:
Bankalar sisteminin yatýrýmlarýn oluþmasýna “kredi” ile deðil, “sermaye” ile katýlmalarý. Sermaye kanamasýný önleyecek asýl yol ise, enflâsyonun durmasýdýr.

Bankalar sistemi 500 büyük firmaya kredi deðil de sermaye vermiþ olsaydý ve bu sermaye % 50 olsaydý, bankalar bu sistemde, aldýklarý faizlerin toplamýndan daha fazla kâr edeceklerdi. Demek ki, Bankalar Sistemi böyle bir uygulamada daha kârlý olacaktý.

580 büyük firmanýn toplam sermaye kanamasý hesaplamasý þöyle yapýlmaktadýr:
Kârdan % 46 Kurumlar Vergisi çýkarýlmakta ve kalan kâr, ödemiþ sermayeye oranlanmaktadýr. Oran, enflâsyon oranýnda aþaðýda ise, sermaye kanamasý vardýr. Yani, enflâsyonun kaybettirdiklerinden daha az kâr edilmiþtir. Bankalar sistemi sermaye iþtiraki yapmýþ olsaydý 500 firmanýn kârlarý, faizler toplamý kadar artacaktý.

Ýþte, faizlerle kâr toplandýðý zaman çýkan toplam kârdan, % 46 Kurumlar Vergisim düþüldükten sonra çýkan sonuç, ödenmiþ sermayeye nispet edildiðinde oran enflâsyon haddinden yüksek çýkmaktadýr. Yani sermaye kanamasý sona ermektedir.

Reel sermaye kanamasý hesaplanmasý aþaðýdadýr. (Ref. 7):

Ýstanbul Sanayi Odasý Dergisi’nin 15 Ekim 1987 tarihli 260. sayýsýnda yayýnlanan Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluþu anketine göre, bu firmalarýn ödemiþ sermayeleri toplamý Tablo 1’de, 3.259 milyar TL’dýr. Bilanço kârlarý toplamý 1.646 milyar TL’ dir.Ödenen faizler ise, 1.475 milyar TL’ dir.Kurumlar Vergisi % 46 olduðuna göre

1.646 x 0.46 = 757
1.646 - 757 = 889
889 / 3.259 = % 27.2

1986 yýlýnda % 29.6 olan enflâsyona göre % 27.2’ lik bir kâr haddi sermaye kanamasý olduðu kesin olarak vurgulanmaktadýr.
Bankalar bu firmalara kredi vermek yerine % 50 ortak olsaydý, firmalarýn ortak kârlarý 1.475 milyar TL artacaktý.Ödenmiþ sermayeleri de 3.259 / 2 = 1.630 milyar TL artacaktý.Bu duruma göre hesaplama aþaðýdaki gibi olacaktýr:

1.646 + 1.475 = 3.121
3.121 x 0.46 = 1.436
3.121 - 1.436 = 1.685

= % 34.5

Bilanço kârýnýn ödenmiþ sermayeye oraný % 34.5 çýkmaktadýr. Bu oran, % 29.6 olan 1986 yýlý enflâsyon oranýndan yüksektir. Kredi yerine sermaye girmiþ olsaydý, firmalarda sermaye kanamasý olmayacaktý. Ama ne yazýk ki sermaye kanamasý var. Reel olarak ülkemizde ödenmiþ sermayeler küçülmektedir. Yani, enflâsyon 500 büyük firmanýn kâr edebildiðinden daha fazlasýný götürmektedir.


3.3. YABANCI KAYNAKLARDA SERMAYE KANAMASI

Bu firmalarýn kullandýðý yabancý kaynaklardaki sermaye kanamasýna gelince, 500 büyük firmanýn borçlarý þöyledir :

- Kýsa vadeli borçlar : 7.3 trilyon TL
- Uzun vadeli borçlar : 4.5 trilyon TL

Borç toplamý 11.8 trilyon TL

Bu borçlarý için 500 büyük firma sadece 1.4 trilyon TL faiz ödemiþtir. Borç veren banka veya diðer müesseseler, verdikleri borcun sadece % 11.9’u kadar faiz alabilmiþlerdir.

Yabancý kaynaklar sene boyunca full kullanýlmýþ olsalardý yani borç senenin baþýndan sonuna kadar hep 11.8 trilyon TL olsaydý, bu kaynaklar için enflasyon % 29.6 üzerinden 3.5 trilyon TL erozyona sebeb olacaktý. Kazanç ise 1.4 trilyon TL’dir. O takdirde yabancý kaynaklar için 3.5 - 1.4 = 2.1 trilyon TL sermaye kanamasý söz konusu olacaktý.

Borçlarýn ne kadarýnýn banka borcu olduðunu bilmediðimiz gibi, borçlarýn bir kýsmýnýn sene sonunda oluþmasý da mümkündür. Böyle olduðu için 2.1 trilyon TL varsayýma dayalý bir tahmin oluyor. Ama, gene de bu rakamýn sadece % 50’si bile olsa, 1 trilyon TL yabancý kaynaklarda erozyon var demek pek hayalci olmasa gerektir. Çünkü takibeden bölümde görüleceði gibi 5.9 trilyon TL’lik özkaynaklardaki sermaye kanamasý 871 milyar TL’sýna ulaþmaktýr.


3.4. ÖZSERMAYEYE GÖRE SERMAYE KANAMASI TEHLÝKELÝ BÝR BOYUTTADIR

500 büyük sanayi kuruluþunun, ödenmiþ sermaye + yedek akçeler + daðýtýlmamýþ kâr + deðer artýþ fonundan oluþan, bugünkü deðere irca edilmiþ, özsermayeleri toplamý 5.945 milyar liraya ulaþmaktadýr. Bu durumda bilanço kârýnýn özsermayeye oraný 889 / 5.945 = % 14.9 dur. Enflâsyonun özsermayeden götürdüðü miktar ise, 5.495 x % 29.6 = 1.760 milyar TL’dýr. 500 büyük firmanýn vergiden sonraki kârlarý 889 milyar TL olduðuna göre, 500 büyük firmanýn sermayelerinden 1.760 - 889 = 871 milyar TL eksilmiþtir, erozyona uðramýþtýr.

500 büyük firmanýn sermayesi, patronlarý, çalýþanlarý bir sene çalýþmýþlar, didinmiþler ve neticede reel kâr etmek þöyle dursun, özsermayeleri 871 milyar TL azalmýþtýr.

Kýsaca 5.9 trilyonluk bir sermaye, 21.2 trilyonluk ciro ve 660.000 kiþinin bir yýllýk çalýþmasý ile varýlan hedef, sermayenin realitede 871 milyar TL eksilmesi olmuþtur. Yabancý kaynaklarýn asgari 1 trilyon liralýk sermaye kanamasý da hesaba katýlýrsa, tablo hazindir.

Enflasyon bir kara delik gibi istihdamdaki 16.9 milyon kiþinin (1988 yýlý programý ) emeðini yutmakta ve Türkiye devamlý kan kaybetmektedir. Enflâsyon devam ettiði sürece de tehlikeli bir þekilde kan kaybetmeye devam edecektir.



IV. ÝSTÝHDAM

4.1. GÝRÝÞ

Ülkemizde en az enflasyon kadar önemli, hatta enflasyondan çok daha önemli ikinci bir sorun giderek büyümektedir. Ýstihdam açýðý. Radikal tedbir, yatýrýmlarý arttýrmaktýr. Ancak yeni yatýrýmlarla yeni istihdam imkanlarý oluþabilir. Ülkemizde ise istihdam konusunda “ beceri kurslarý ” açýlmakla iktifa olunmaktadýr. Yeterli yatýrým yapýlmadýðý sürece “ beceri kuslarý ” bir istihdam çözümü deðildir. Sadece daha becerili olaný, daha az becerili olanýn yerine istihdam edersiniz. Ama, “ iþsizler ordusu ” büyür.

Beceri kurslarý gerekli deðildir, demiyoruz. Ama, hem beceri kurslarý açar, hem de yatýrýmlarý kýsarsak - ki, 1988 yýlýnýn ilk yarýsýnda bu yapýlmaktadýr - bir þeylerle meþgul olmuþ görünür ; ama, aslýnda hiç bir faydalý þey yapmýþ olmayýz. Ýþte “ palyatif ” uðraþý “ radikal ” uðraþýnýn yerine hep böyle kaim olur ve hep bir þeylerle meþgul olduðumuz halde hiç bir müsbet sonuca ulaþamayýz.

Ýstihdam 10 yýlýk bir süre içinde baþarýya kavuþabilir. Yani, “ iþsizler ordusu ” eritilebilir ; hatta daha kýsa sürede. Bunun ise sadece bir tek yolu vardýr : Yatýrým.
Her sene hem aktif nüfusa katýlanlarý hem de iþsizler ordusunun onda birini mas edecek yatýrým yapmak gereklidir, hatta zorunludur.

4.2. BULGULAR

Her iktidar devrinde ülkemizde “ iþsizler ordusu ” küçülmemiþ, küçültülememiþtir. Halen iþsizler ordusunun yýlda 64.000 - 95.000 arasýnda azalmasý söz konusudur. Eðer bu rakam 100.000 olsaydý, Türkiye’de iþsizlik problemi 28 yýlda çözülecek demekti. Çünkü, 1988 yýlý programýna göre 2.761 milyon kiþi iþsizdir (1988 yýlý programý Tablo 258) .

4.3. ENFLASYON VE ÝSTÝHDAM

Yatýrýmlarýn enflâsyonu körüklemesi, bu yatýrýmlar yeni para basarak gerçekleþmiyorsa mümkün deðildir.

Yatýrým, “ üretimi oluþturmadan önce sadece talebi arttýrýcý bir faktördür ” demek de hatalýdýr. Çünkü, yatýrýmýn binalarý, makinalarý v.s., hep mevcut arz unsurlarýnýn satýn alýnmasý ile gerçekleþir. Yani, taþ, tuðla, kum, sýhhi tesisat ve makinalar bir arz oluþturmuþtur. Yatýrýmý oluþturacak satýn alma gücü, esasen mevcut bir arzýn talebidir. Yani, karþýlýksýz bir talep deðildir. Arz kanadýnda bu talebin karþýlýðý mevcuttur. Yatýrým talebini oluþturan bu para ise esasen ekonomide sirküle etmekte olan paranýn bir parçasý olduðuna göre enflâsyonist baskýnýn yeni yatýrýmlar sebebiyle oluþmasý mümkün deðildir.

Devletin yatýrýmlarý deðil, cari harcamalarýný kýsmasý asýldýr. Hükümetin sözleþme sistemini getirerek bir kýsým memurlarý tasfiye suretiyle çok daha az memura çok daha fazla para vermeyi planlamasý ise, cari harcamalarý kýsamayacaðý gibi, istihdam sorununu da büyütecektir. Çünkü, bir taraftan yeni yatýrýmlar kýsýlýrken, diðer taraftan da devlet memurlarýnýn iþten çýkarýlmasý söz konusu olacaktýr. Öyle ise, her yýl aktif nüfusa eklenenlerin daha azýna iþ bulunabileceði için, bu kesim içindekilerden daha fazlasý iþsizler ordusuna katýlacak ve ayrýca iþlerinden çýkarýlan memurlar da iþsizler ordusunu büyütecektir.


Ýstihdam sorunu büyümekte ve ülkemiz için tehlikeli boyutlara ulaþmaktadýr. Çalýþanla-rýn sýrtlarýndaki yük ise her geçen gün aðýrlaþmaktadýr.

Yatýrým yetersizliði devlet kuruluþlarýnda gizli iþsizliði yüksek boyutlara çýkarmýþtýr. Kadrolar rasyonel olmayan rakamlar sergilemektedir. Unutulmamalýdýr ki, gizli iþsizlik prodüktiviteyi düþüren önemli bir etkendir. Çünkü, bir iþi yapacak iki kiþi yerine dört kiþi varsa, fazla iki kiþi üretime katkýda bulunmadýðý gibi, üretken iþçiyi meþgul ederek iþ verimini azaltýr.


4.4. DEVLET YATIRIMLARI

Aktif nüfusun çalýþabilmesini temin etmek sadece devlete düþen bir görev deðildir. Esasen devlet, elindeki bir atýmlýk barutu kullanabilir. Yani sadece topladýðý vergiyi harcayabilir. Bu imkânýn ne kadar büyük bölümü yatýrýma, ne kadar küçük bölümü de cari harcamalara giderse o kadar faydalý sonuç alýnmýþ olur. Bizde ise, cari harcamalar daima tasarruflardan daha büyük olmuþtur ve böylece devam etmektedir.

Ayrýca, giderek büyüyen bütçe açýklarý devleti her geçen gün daha büyüyen iç istikraz yükü altýna sokmaktadýr ve her gün devlet eski borçlarýna yeni borçlar ilave etmek zorunda kalmaktadýr. Bu þartlar altýnda, yatýrýmlarý kýsarak enflâsyonu durdurmaya çalýþmak, ülkenin boðazýný sýkmaktýr, intihara teþebbüstür.

1973 yýlýnda Ýstanbul Maçka Oteli’ndeki “ Orta Vadeli Krediler Paneli ” nde bir hoca-mýz enflâsyonu önlemek için parayý demonetize etmek gerektiðini ileri sürmüþtü. Yani, Merkez Bankasýna giren para tekrar ekonomiye geri döndürülmeyecek, arz kanadýnýn seviyesine düþürülünceye kadar da bu iþleme devam edilecektir.Kýsaca, arzý arttýrmak yerine, para hacmini azaltmak söz konusudur. Yani, kemerleri sýkmak.

Geliþmekte olan ülke için, hele % 2.1 gibi hýzlý bir nüfus artýþý söz konusu ise, sadece tek çözüm vardýr : Arz kanadý arttýrmak. Bir kanadý kýsa olan bir uçaðý öteki kanadý da kýsaltarak uçurmak mümkün deðildir. Ancak, kýsa kanadý uzatarak uçaðý uçurabilirsiniz. Kýsa kanat, arz; üretim kanadý olduðuna göre üretimi arttýrmaktan baþka çare yoktur.

Üretim artýþý mutlaka yeni yatýrýmlara baðlýdýr. Her yeni yatýrým ise mutlaka yeni üretim, yeni katma deðer, devlet bütçesine yeni vergi ve özellikle yeni istihdam demektir. Ve bu model, giderek büyüyen, hýzla büyüyen bir ekonomi modeli olmalýdýr.


V. ENERJÝ

Ülkemizin büyük problemlerinden biri de enerjidir. Türkiye’deki hidroelektrik potansiyelinden ekonomik bulunan kesimin % 14’ünü kullanabilmekteyiz. Ekonomik santrallerin hesabý ise yapýlacak baraj sistemine göredir. Meselâ ; Fýrat Nehri üzerinde nerelerde kurulacak barajlar ekonomik olabilir diye etüd edilmektedir. Yapýlan prodüktivite ve rantabilite hesaplarýna göre bilfarz 10 yerde bu barajlarýn ekonomik olarak kullanýlabileceðine karar verilmektedir. Oysa ki geri kalan yerlerde de enerji akýp gitmekte ve heba olmaktadýr. Eðer bu heba olan enerjiyi de hesaba katarsak, hele baraj kurulamayan küçük akarsularýmýzý da hesaba katarak kullanýlabilen hidroelektrik potansiyel % 5’lerin de altýna düþer.


% 7 - 7.5’ luk bir artýþ hýzýyla, ülkemizin 2000 yýlýnda fert baþýna birincil enerji tüketimi 2.300 Kwh olacaktýr. Bu enerji 1985 yýlý A. T. ülkeleri ortamalarýnýn yarýsýna eþittir. (1988 yýlý programý, s. 239).

1987 yýlý sonunda toplam eneji tüketimimiz 47.153 bin ton petrol eþdeðeridir. Elektrik elektrik enerjisi üretimi ise 44.367 Kwh’dýr. Bu üretimde hidrolik enerji payý % 41.9’dur.

Enerji tüketiminde teshin % 30.8, sanayi %29.5, enerji % 23.7, ulaþtýrma % 16.0 paya sahiptir.

Elektrik enerjisi halen ülkemizde çok pahalýdýr. A.T.‘na üyeliðimizin gayretinde olduðumuz bu günlerde sýnai maliyetlerin düþürülmesi gerekmektedir ki, onlarla rekabet edebilelim. Gerek sýnai maliyetlerin düþürülmesi, gerek ýsýtmada elektrik enerjisinin baþ rol oynamasý elektrik fiyatýnýn çok aþaðýlara çekilmesine baðlýdýr.

Hidrolik elektrik enerjisi bugünkü maliyelerde bile, termik elektrik enerjisinden 27 kat daha ucuzdur. Hidrolik enerjinin çok ucuza elde edileceði imkânlara ülkemiz sahiptir. Bütün a-karsularýmýz üzerine, maliyeti çok düþük olan ve bir yýlda kendini geri ödeyebilen binlerce kü-çük yüzey santrallarý yapýlabilir.

Özellikle mamul maliyetinde enerji payý yüksek olan yatýrýmlarýn elveriþli nehir boylarýn-da kurularak, enterkonnekte þebekenin dýþýndaki kendi santrallarýndan alýnacak bedava elektrikle beslenmesi, bu sanayilerimizi (meselâ : aluminyum) dünya pazarlarýnda büyük rekabet imkânlarýna kavuþturur.


Hidrolik enerjinin büyük kýsmýný kullandýðýmýz zaman ödemeler dengesinin açýk verme-si sona erecektir. Petrol kaleminin toplam ithalatýmýzýn % 20’sine yaklaþtýðý bir vakýadýr ( %19.14) ve bu rakamýn aþaðýlara çekilmesi mümkündür. Türkiye’nin ithalatýnda konu ile ilgili önemli kalemler aþaðýdadýr:
(1987 yýlýgöz kırpma


Kalemler Deðer
Milyon TL
%
Hampetrol 2.711 19.1
Kömür 181 1.3
Petrol Ürünleri 246 1.7
Makine 2.458 17.4
Elektrikli Cihazlarý 940 6.6
Diðerleri 7.627 53.9
14.163 100.0

Kaynak: 1988 yýlý programý, Tablo 43

Ödemeler dengesinin oluþmasýnda 4.030 milyon dolarlýk dýþ kredi devreye girmektedir. Son 3 yýldaki dýþ krediler aþaðýdadýr:
Milyon $
1986 1987 1988
2.670 3.292 4.030


Görüldüðü gibi ödemeler dengesi dýþ kredi ile saðlanmaktadýr. Yani, Türkiye’de döviz kanamasý olayý halen yaþanmaktadýr.
Türkiye 10 yýlda üretimini iki katýna çýkardýðý zaman ödemeler dengesinin, artan fiili ihracat ile, enerji giderlerinin toplam ithalat içindeki payý azaltýlarak saðlanabileceði inancýndayýz. Bu da döviz kanamasýný durduracak kesin ameliyattýr.

Ülkemiz enerji konusundaki büyük bir yanýlgýyý yýllardýr devam ettirmektedir. Türkiye’de gerek hidrolik santrallarin türbin, jeneratör ve ekipmanlarý halen üretilmemektedir. 1976 yýlýnda Türkiye Elektromekanik Sanayii (TEMSAN) kurulabilmiþse de bu þirketin büyümesi mümkün olamamýþtýr.

Oysa ki 1976 yýlýnda Hirfanlý hidroelektrik barajýnýn bir türbini ülkemizde yapýlabilmiþtir ve bu türbin arýzasýz olarak halen çalýþmaktadýr.

Aradan 10 senden fazla bir zaman geçmesine raðmen hiçbir büyük barajýn hiçbir ünitesi, ne türbin, ne de jeneratör olarak ülkemizde imal edilmemiþtir. Çünkü imal edilmesi yerine, ithal edilmesi uygun görülmektedir.

Ýthalat kolaydýr. Ama, açtýðý yaralar derindir. Binbir zorlukla kazandýðýmýz dövizlerimizi, ülkemizde yapýlmasý mümkün olan türbin ve jeneratörlere yatýrmaktayýz.

Türkiye döviz kaynaklarýný hovardaca harcayarak imkanlara sahip deðildir. Özel sektör bilmektedir ki tamamen yerli üreteceði türbin ve jeneratörleri devletin satýn almasý hayli güçtür.


Türkiye, uçak sanayiinde bu acýyý tekrar tekrar yaþamýþtýr. 1920’li ve 1940’lý yýllarda iki defa uçak sanayii kurulmuþ ve nedense kapatýlmak mecburiyetinde kalýnmýþtýr. Nuri DEMÝRAÐ Özel Uçak Sanayii de acý bir örnektir. 1950’li yýllarda uçak sanayiine baþlayan Hindistan, artýk uçaklarýnýn çoðunu yapabilmektedir.
Türkiye’de elektrik santrallarýný iþleten TEK, ülkemizin en büyük kuruluþlarýndan biri olduðu halde, bu elektrik santrallarýný kuracak olan TEMSAN en küçük kuruluþlarýndandýr. Tam aksine olmasý gerekmez mi?
Türkiye’de büyük enerji santrallarýnýn dýþarýdan ithalinin ve ülke içinde yapýlmamasýnýn ne kadar acý sonuçlara yol açacaðý Devlet Planlama Teþkilatý’nýn bir yayýnýnda yer almýþtýr (Ref.6). Bu yayýnda (s.23) 2006 yýlýna kadar Türkiye GSMH’nýn 604 katý kadar kaynak kaybýna sebebiyet verileceði, bunun sebebinin ise türbin ve jeneratörlerin Türkiye’de üretilmemesi olduðu açýklanmaktadýr. Ayný yýl sadece türbin ve jeneratörler için 29,7 trilyon TL’lýk dövize ihtiyaç duyulacaðý da vurgulanmaktadýr.
Türkiye’nin sanayi yapýsý, artýk hidrolik veya termik santrallarýn türbin ve jeneratör gruplarýný Türkiye içinde üretebilecek bir seviyeye ulaþmýþtýr. Ne yazýk ki, yýllardan beri bu konuda yapýlan bütün uyarýlar netice vermemiþtir.
Sür’atle türbin, alternatör ve diðer elektromekanik ekipmanlarý yurt içinde kuracak yatýrýmlarý tamamlamalýyýz. Bu makine ve teçhizatýn yurt dýþýndan ithali büyük döviz kayýplarýna yol açtýðý gibi, katma deðer, üretim, ve istihdam açýsýndan da önemli kayýplar oluþmaktadýr. Sür’atle elektromekanik sanayiini kurmaz isek, döviz kanamasý, karþýlanamayacak boyutlara ulaþacaktýr.

Nehirler gözümüzün önünde heba olup giden büyük enerjilerdir; enerjinin tâ kendisidir ve iþin acý tarafý, bu enerji, en fazla ihtiyacýmýz olduðu devrelerde kullanýlamamaktadýr.
Elektirk enerjisinde oluþabilecek büyük bir artýþ pek çok konuyu çözebilir. Küçük santrallarla çok ucuza, adeta bedavaya elektrik enerjisi saðlanabilir. 135 KVA’lýk bir yüzey santralý 30-40 milyon liraya kurulabilir. 1 yýldan az bir zamanda kendini amorti eder. Ondan sonra, yýllarca bedava elektrik enerjisi üretir. 100 KVA’lýk dizel motorla tahrik edilen bir jeneratör ise 21-30 bin $’dýr (Gümrük hariçgöz kırpma. Ayrýca, elektrik enerjisi alabilmek için, ithal mazot kullanmak mecburiyeti vardýr. Böyle bir sistemde enterkonnekte þebekeden daha pahalýya enerji üretilebilir. Kaybedilen döviz ise kanayan bir yaradýr. Çünkü, halen yüzey santrallarý yerine dizel motor tahrikli alternatörler kullanýlmaktadýr.
1 megavatlýk bir yüzey santralý grubu ise 200 milyon liraya kurulabilecek durumdadýr ve bir seneden az bir zamanda kendisini geri öder. Alternatörü de, türbini de tamamen yerli yapýlmýþ olan ve nehirdeki enerjiyi bedava kullandýran bu sistemleri sür’atle devreye sokmak zorunlu görülmektedir.

Enerji konusuna bu kadar yer vermemiz boþuna deðildir. Biliyoruz ki enerji tüketimi, geliþmiþliðin simgesidir. Türkiye’nin uluslararasý itibarý buna baðlýdýr. Yine biliyoruz ki, elektromekanik sanayii emek-yoðun çok önemli bir sanayi dalýdýr, pek çok istihdam imkanlarý saðlar ve döviz kanamasýný durdurur. Ayrýca, ne kadar çok ve ucuz enerji üretirsek bu, Türkiye’nin zaferi olacaktýr. Çünkü, ucuz enerji, düþük maliyet demektir. Dünya pazarlarýnda rekabet kabul etmez ihracat demektir.

.... ve sanayide ne kadar çok enerji sarfedersek o kadar fazla üretim yaparýz. Bu, katma deðer ve vergiler açýsýndan da büyük faydalar saðlar.

… Ucuz ve bol enerjiye baðlý olan çok üretim, enflasyon devinin yenilmesinde ve refahýn yükselmesinde temel faktördür.

… Yani, kalkýnmamýz enerjiye baðlýdýr.


VI. HARP SANAYÝÝ

Modern harp sanayiinin ülkemizde kurulmasý, hem döviz çýkýþýna mani olacak, hem de geniþ bir istihdam ve üretim alaný oluþturacaktýr.

Federal Almanya ve Japonya’nýn II.Cihan Harbi’nden sonra kýsa sürede derlenip toplanmalarý, bu harpten maðlup çýkmýþ olduklarý için, bir açýdan askeri cari harcamalarýnýn çok küçük olmasýna dayandýrýlmaktadýr. Askeri cari harcamalara gidecek olan fonlarýn, sanayi yatýrýmlarý oluþturmasý, endüstriyel geliþmeyi hýzlandýrmýþtýr. Ayrýca, harp sanayii konusunda da baþarýlý adýmlar atýlmýþtýr.
Ülkemizde Milli Savunma Bakanlýðý devamlý ve en büyük alýcýdýr. Bu devamlý alýcý vasýftaki fonlar, bugüne kadar hep dýþ ülkelere akýtýldý. Hem de döviz olarak. Çünkü, harp sanayiimizi kuramadýk. Diðer taraftan katma deðer, istihdam ve üretim açýsýndan biz yerimizde saydýk; buna karþýlýk geliþmiþ ülkeler kazandý.
Devamlý alýcýlýk, bir sanayi dalýný ayakta tutan temel direktir; akan bir nehirdir. Kaldý ki, bu nehirden beslenen harp sanayii daha az geliþmiþ ülkelere mamul satmak gibi bir ihracat imkaný da getirecektir.
Bütün bunlardan öteye, dýþ ülkelere muhtaç olmadan, kendi cihazýmýzý, kendi silahlarýmýzý yapabilmek en önemli faktördür. Ekonomik açýdan hem döviz çýkýþýný azaltmak, hem döviz kazanmak, hem katma deðer, istihdam ve üretim açýsýndan faydalar saðlamak, modern harp sanayiinin kurulmasýna ve iþlemesine baðlý görünmektedir.

Unutulmamalýdýr ki 21 trilyon TL.civarýndaki 1988 bütçesinin 7 trilyon TL’si ( yaklaþýk üçte biri) savunma harcamalarýna gitmektedir.


VII. ENFLASYONUN AZALMASI DEÐÝL DURMASI ZORUNLUDUR VE BU MÜMKÜNDÜR

Eðer ülkemizin 16.9 milyon olan istihdamdaki kesiminden sadece %3.9’unu oluþturan 660 bin kiþisi ve 5.9 trilyon TL sermaye ve 21.2 trilyon TL ciro ile ulaþtýðý sonuç, en az 1.8 trilyon TL sermaye kanamasý ise; en düþük tahminle bütün ekonomide, 1986 yýlýndaki %29.6 enflâsyon hýzýyla, iki yýlda en az 4 trilyon liralýk sermaye kanamasý ülkemizi kemiriyor demektir.

Ýhracatý arttýrmak için para deðerinin bilerek düþük tutulmasý, görülüyor ki ülkemizi her geçen gün reel olarak biraz daha fakirleþtiren, iç ve dýþ borç yükünü arttýran, kýsaca sefalete yaklaþtýran çok yanlýþ bir politikadýr.

Enflâsyon tehlikeli boyutta kan kaybetmemize sebebiyet vermektedir. Çünkü yukarýdaki (Bölüm 3) sermaye kanamasý hesaplarý enflâsyonun %29.6 olduðu 1986 yýlýna göredir. Enflâsyonun %60’larýn ötesine ulaþacaðý itiraf edilen 1988 yýlýnda ise durum sür’atle tedbir alýnmasýný gerektirecek kadar vahimdir. Çünkü iki katýna çýkan enflâsyonun, sermaye kanamasý da iki katýna çýkarmasý, yani bu yýl 4 trilyonluk sermaye kanamasý oluþmasý normaldir. Bu kadar vahim bir durumda ise enflâsyonun hýzýný %30-40’lara düþürmek çözüm olamaz. Enflâsyon önlenmelidir.

Enflâsyon durdurulmalýdýr.

… Ve bu mümkündür.

Fransa De Gaulle zamanýnda, Amerikan Dolarýný sarsmak için, diðer Avrupa devletleri ile birleþerek, dolara bir darbe vurmayý baþardý. Dolar, sür’atle bütün dünya borsalarýnda düþmeye baþlayýnca, ABD hükümeti dolarýný altýn karþýlýðýnda deðiþtirmek isteyen herkesin talebinin derhal yerine getirileceðini ilan etti. Sonuçta, sadece bir tek gün pek az dolarlýk bir bozdurmadan sonra, yeni altýn talepleri oluþmadý ve dolarýn deðer kaybetmesi sona erdi.

Bu olay, paranýn deðer kaybetmesini derhal durduran kesin bir çözüm olarak; her yýl tedavüldeki para miktarýndan daha fazla sermaye kanamasý olan bir ülkeye saðlam bir örnektir.

Türkiye’de tedavül hacmi 3.3 trilyon TL’dir (1988 yýlý Nisan ayýgöz kırpma, sermaye kanamasý ise en az 4 trilyon TL’dir.

Altýn karþýlýklý bir para modeli enflâsyonu derhal durdurur. Bu konuda ne yapýlmasý gerektiði, olaylar dizisi olarak tartýþýlabilirse de aslýnda yöntem bellidir ve ana çizgilerle aþaðýdaki uygulama problemi çözebilir.


1. Devlet hazine arsalarýndan 4 trilyon liralýk bir kýsmýný satýþa çýkaracaktýr.
2. Devlet 3 milyar dolarlýk orta veya uzun vadeli dýþ kredi alacaktýr.
3. Bu kredi tutarý kadar külçe altýn ithal edilecektir.
4. Arsalar satýldýkça, teþkil edilecek fondan orta veya uzun vadeli dýþ kredi ödenecektir.

Böylece, her yeni liranýn altýn karþýlýðý, T.C. Merkez Bankasý emrinden bekleyecektir. Her yeni yüz lira, temsil ettiði bir cumhuriyet altýnýn sertifikasý hüviyetinde olacaktýr ve dileyen herkes, sertifika hüviyetindeki bu banknotlarý tam bir altýn liranýn reel satýn alma gücü ile piyasada kullanacaktýr. Böylece, bu banknotlarýn hem altýn, hem de arazi karþýlýðý mevcut olacaktýr. Devlet arazisinin rayiç bedelle halka satýlmasý da bir sorun yaratmaz. Ýþletmeler deðil, arazi satýlmaktadýr. Böylece bu arazi üzerine yeni fabrikalarýn kurulmasý da teþvik edilmiþ olacaktýr.

Detaylar ise aþaðýdaki gibidir :
1. T.C. Merkez Bankasý, 3.3 trilyon liralýk mevcut kaðýt banknota karþýlýk olmak üzere 1 milyar TL civarýnda yeni kaðýt para basacak. Fakat bu paralarý talep edilene kadar piyasaya çýkarmayacaktýr.
2. T.C. Merkez Bankasý’nýn kasalarýnda 3 milyar dolar tutarýnda külçe altýn rezervi oluþturulacaktýr. Borcu ödemek için devlet arazisinin bir kýsmý halka satýlacaktýr.
3. Bu külçe altýnlar, cumhuriyet altýnýna eþdeðer gramaj ve ayarda yeniden Darphane’de basýlacaktýr. Ayrýca bu altýnlarýn bir kýsmý ile %1’e kadar cumhuriyet altýný askatlarý basýlacaktýr.
4. Piyasada sirküle eden bütün paralar toplanýp T.C. Merkez Bankasý’nýn kasasýna alýnacak ve imha edilecektir.
5. Toplanan paralarýn karþýlýðý, o günkü rayice göre, bu altýn paralarla ödenecektir. (Altýn liralar ve askatlarý olan altýn bozuk paralar ile)
6. Dileyen altýnlarýný alýp gidecektir.
7. Altýn paranýn piyasada tedavül etmesi zorluklar yaratacaðý için, altýn liralar ya hemen, ya da kýsa bir müddet sonra altýn sertifikasý hüviyetinde olan yeni banknotlarla deðiþtirilecektir. Bir altýn 100 TL deðerinde yeni banknot verilecektir. Altýn liralarýn, yeni banknotlarla deðiþtirilmesini devlet emretmeyecek, altýn liranýn sahipleri isteyecektir. Çünkü, bu noktada halk, emin olacaktýr ki, bu banknotlarýn gerçek altýn lira olarak karþýlýklarý vardýr ve bu banknotlar piyasada rahatça tedavül edilecektir ve de reel satýnalma gücüne sahip banknotlar olarak. Çünkü kaðýt paralarýn tedavülü altýn paraya nazaran çok kolaydýr.
8. Bu noktada çeþitli rayiçler uygulanabilir. Fakat, her cumhuriyet altýnýna 100 liralýk yeni banknot verilmesi, TL’nýn dünya piyasalarýnda kaybolmuþ itibarýnýn yeniden kazandýrabilir. Böylece yeni 100 liralýk banknot, o günkü rayiçle 150 - 160 bin liralýk eski para karþýlýðýný temsil edecektir. Mutlak altýn karþýlýklý böyle bir para sistemi, enflasyonu derhal durdurur.

Merkez Bankasý’ndaki altýn rezervlerinin oluþmasý, hem ülke içinden, hem ülke dýþýndan saðlanabilir. Dünya piyasalarýnda stabiliteye sahip olmayan paramýzýn konvertibl para haline getirilmesi de böylece mümkün olur ve TL dünya piyasalarýnda lâyýk olduðu müstakar para hüviyetini kazanýr. Devlet arazisinin bir kýsmýnýn kredinin ödenmesi için halka satýlmasý tartýþýlabilir bir konu olarak görülebilir. Fakat, bu satýþ gerçekleþtirilirse arazi yine bizim arazimizdir. Ama devletin deðil Türk halkýnýn sahipliðinde... Ayrýca, arsalarýn altýn olarak karþýlýklarý T.C. Merkez Bankasý’nýn kasalarýnda mevcuttur... Ve de bu arsalarýn bedelleri dýþ krediyi ödeyecektir. Yani hem arsalar Türk halkýnda kalacak hem de dýþ kredi ödenecektir.

... Ve her önemli olan odur ki, enflâsyon bir yýlda, satýlacak bu arazi kadar sermaye kanamasýna zaten sebep olmaktadýr.
500 büyük firmadaki sermaye kanamasý 1986 yýlýnda 871 milyar TL’dýr. Bunlarýn dýþýndaki firmalarý da hesaba katarsak, hele 1988 yýlýdaki enflasyonun 1986 yýlýndaki enflâsyonun iki katý olduðunu da hesaba katarsak, Tütkiye’de 1 yýlda en az 4 trilyon TL sermaye kanamasý yolu ile erozyona uðramakta olduðu ortaya çýkar.

... Ve acý gerçek þudur ki enflasyon þu anda da ülkemizi kemirmektedir ve devamlý bir yaradýr. Oysa satýlacak arazi, bir defa elden çýkacak ve hayati önemi haiz olan kanamayý inþaallah durduracaktýr. Kaldý ki, bir defaya mahsus 3 milyar dolarlýk bir dýþ kredi 40 milyar dolardan fazla borcu bulunan bir ülke için çok önemli olmasa gerektir.

Önemli olan altýn karþýlýklý Türk lirasýnýn enflasyonu durdurabileceði gerçeðidir.


VIII. LÝKÝD MEKANÝZMA

Nasýl Boðaz'da, Marmara Denizi'nden Karadeniz'e ve Karadeniz'den Marmara Denizi'ne bir çift akýntý oluþuyorsa, para denizinde de (paradan oluþan denizde de) ekonomiden bankalar sistemine ve bankalar sisteminden ekonomiye her iþ günü bir çift akýntý oluþur. ( Ref. 1)

Ekonomide paraya o gün ihtiyaç duymayanlar, paralarýný bankalara yatýrýrlarken, ihtiyaç duyanlar da bankalardan para çekerler. Böylece her gün ne miktarda para bankalar sistemine girerse, ayný miktarda para bankalar sisteminden ekonomiye akar. Bir ay zarfýnda ekonomiden
bankalar sistemine giren para ile bankalar sisteminden ekonomiye zerkedilen para toplamlarý arasýnda % 1'den fazla fark oluþmamaktadýr. FORSE mevduatýn oluþtuðu ve geriye döndüðü Aralýk ve Ocak aylarý hariç ( Ocak aylarýnda fark % 3.9 , Aralýk aylarýnda % 1.1'dir) (Ref. 1).

Demek ki bankalara giren ve çýkan paralar her gün birbirine eþittir ve bu eþitlik kolay kolay zedelenmemektedir. Ýþte ekonomiden bankalar sistemine ve bankalar sisteminden ekonomiye akan bu paralarýn oluþturduðu nehire "Likid Mekanizma" diyoruz (Ref. 1).

Likid Mekanizma kavramý " paranýn devir hýzý "'nýn ölçülebilmesi için, mutlak gereklilik arzeder.

"Likid Mekanizma", evvelce üzerinde hiç durulmamýþ bir kavramdýr. Çok güçlü bir nabýz atýþýný temsil etmektedir (Her gün tedavül hacminin yaklaþýk üçte biri) (Ref. 1)

Nasýl vücudumuzdaki kan, kalp tarafýndan devamlý çekilip basýlýyorsa ve buna nabýz atýþý diyorsak, ekonomik vücutta her gün parayý toplayan ve tekrar ekonomiye pompalayan "Likid Mekanizma" ya da ekonominin nabýz atýþý diyoruz.

Hayatta olduðumuz sürece kalp nasýl çalýþýyorsa, "Likid Mekanizma" da her iþ günü öyle devamlý çalýþýr.


IX. BÜYÜYEN EKONOMÝ MODELÝ

9.1. SORUNLAR

Acaba sadece konu enflâsyon mu ? Yoksa, baþka aðýr problemler de var mý? Olaylarýn birbirine baðlý olduðunu ve çözümün pek çok sorunu halledebilecek bir formda olmasý gerektiðini vurgulamak istiyoruz. En az enflâsyon kadar önemli ikinci bir mesele, iþsizlik deðil midir? Ödemeler dengesinin dýþ kredilerle saðlanmasý, bunun tabii sonucu olan 41 milyar dolarlýk aðýr borç yükü, aðýr sanayiin ve elektromekanik teçhizat sanayiinin kurulamamasýnýn verdiði çok yönlü zararlar ve bütün bunlarýn odak noktasý : Üretim yetersizliði.
Öyle bir çözüm olmalý ki, bütün problemlere cevap versin. Böyle bir çözüm vardýr : Üretimi arttýrmak

9.2. UYGULAMA VE ÇÖZÜM

Eðer üretimi arttýrabilirsek, kiþi baþýna daha çok gelir oluþacaktýr. Eðer ayný sayýda nüfusu olan iki ülkeden biri diðerinin 10 katý üretim yapýyorsa her iki ülkede de üretimdeki iþçilik payý %25 ise, üretimi çok olan ülkedeki iþçi kesiminin eline diðer ülke iþçilerinin 10 katý para geçecektir. Karþýlýðý üretim olarak mevcut bu fazla para, enflâsyon oluþturmaz. Fakat, fertlerin refah seviyesi stabl para ile diðer ülkeye nazaran 10 kat yüksek olur.

Þimdi az üretim yapan ülkenin üretimini arttýrarak çok üretim yapan diðer ülke ile ayný seviyede üretim yaptýðýný düþünelim. Üretim 10 kat artmýþ, tedavüldeki para hacmi de 10 kat artmýþ ve Per Capita (kiþi baþýna milli gelir) de 10 kat artmýþ olur. Bu 10 kat artan gelir, 10 kat fazla satýnalma gücüne sahiptir. Çünkü, tedavüldeki para hacmi artmýþtýr. Ama, bu paranýn satýn alabileceði üretim de ayný oranda artmýþtýr. Artýþtan evvel bir ünite para bir ünite mal alýrken, artýþtan sonra bir ünite para bir ünite mal alabilir. Ama, kiþinin eline geçen para 10 kat arttýðý için, bu kiþi eskisinin 10 katý mal alabilir. Yani, kiþinin satýn alma gücü reel olarak 10 kat artmýþtýr. Ýþte, çözüm budur. Üretimi arttýrmak ve satýnalma gücünü buna paralel olarak arttýrmak ve her yýl daha büyük düzeyde ekonomik deðerler saðlamak. Yani, büyüyen ekonomik yapý modeli uygulamak.

Eðer bir ülkede üretimi arttýrmadan ücretlerin seviyesini arttýrýrsanýz, bu sadece daha fazla para ile ayný miktar malýn satýn alýnmasýný saðlayacaktýr. Üretim artmadýðý sürece maaþ ayarlamalarý ve iþçi ücretlerini arttýrmak çözüm deðildir. Bu arttýrma, mümkün olsaydý da tam adaletle yapýlabilseydi; maaþlar ve ücretler ne kadar arttýrýlýrsa arttýrýlsýn, herkes ücretler arttýrýlmadan evvel ne kadar mal alabiliyorsa gene ayný miktar mal alabilirdi.

Ýþçilerin yaptýklarý gösteriler neticelerine ulaþsa da iþçi ücretleri bir kat artsa, eðer üretimi arttýramaz isek, iþçilerimizin satýn alma güçlerinde bir artýþ olamaz. Çünkü, iþçi ücretleri, patronlarýn zarar etmesi ile deðil, mamule zamla artar. Yani, mamul fiyatlarý artar. Bu demektir ki, ücretlerin üretimi arttýrmadan yükseltilmesi, sadece fiyatlarý yani enflâsyonu arttýrýr ve sonuçta hep ayný kýsýr döngü ile karþýlaþýrýz.

Yukarýdaki iki misâlde de rahatlýkla müþahede edildiði gibi,üretimin artmasý ile atbaþý tedavül hacmini yükseltmek, toplumun reel satýnalma gücünü artýþa paralel olarak yükselttiði halde, üretimi arttýrmadan tedavül hacmini yükseltmek, fertlerin eline geçen parayý arttýrdýðý halde, reel satýn alma gücünü yükseltmez.


9.3. KAYNAK PROBLEMÝ

Ulaþýlmasý gereken hedef bellidir. Enflâsyon önlenmelidir ve ekonomik kalkýnma saðlanmalýdýr. Bunun için yapýlmasý gereken þey, sadece yatýrýmlarý ve dolayýsiyle üretimi arttýrmaktýr. Üretimi arttýrmanýn ise sadece iki yolu vardýr :
1. Mevcut boþ kapasitelerin kullanýlmasý ;
2. Yeni yatýrým.

Mevcut boþ kapasitelerin kullanýlmasý, hudutlu ve kýsmî bir çözümdür. Çünkü, ancak kurulu kapasitelere ulaþabilirsiniz. Geriye yatýrým kalýyor. Sonsuza kadar devam edebilecek olan, kalýcý çözüm sadece budur. Artan nüfusun ihtiyaçlarý da büyüyecektir. Yatýrýmlarý ve üretimleri bu ihtiyaçlarla atbaþý yükseltmek meseleyi çözmeye yeterlidir. Fakat, bu nasýl yapýlacaktýr ?

Yatýrým her þeyden evvel bir finansman meselesidir. Finansman da para ile olur. Paranýn fazlalýðý ise enflâsyonun sebebidir. Yatýrým yapmak için para basarsanýz enflâsyon oluþturursunuz. Hele bu parayý basar da yatýrým oluþturamazsanýz, o zaman enflâsyon daha da hýzlý yükselir. Öyle ise çözüm, para hacmini arttýrmadan yatýrýmlarý realize etmektir. Fakat bunun ardýndan yeni bir problemle karþýlaþýlýr. Üretim artýnca, artan üretimi kompanse edecek talep oluþmaz, Yani, talep yetersizliði.

Bu durumda üretim artýþýna paralel olarak bir para arzý artýþýnýn da gerektiði sonucuna ulaþýlmaktadýr.

Ve problemimiz iþte buradan baþlar . Üretim artýþýndan evvelki devrede, yani yatýrým devresinde para nereden bulunacaktýr ?


9.4. TASARRUF YETERSÝZ MÝDÝR ?

Türkiye ekonomisi üzerine yapýlan bütün tartýþmalarda, hiç tartýþmaya girmeden, bütün taraf olanlarýn kabul ettiði bir husus var:

Herkes Türkiye'de yatýrýmlarý realize edecek kaynak olmadýðýndan emindir. Yani, Keynesien Teori'deki kaynak yetersizliði bir realitedir. 5 yýllýk planlar ve yýllýk programlar da hep ayný gerçek sayýlan varsayýmlardan hareket ederler. Acaba Türkiye'de kaynak yetersizliði varsayýmý bir gerçeði mi ifade etmektedir ?

Hayýr . Gerçeði ifade etmemektedir. Çünkü, bu bir teorik yaklaþýmdýr ve Keynesien Teori'ye dayalýdýr ve de yanlýþtýr. GSMH, harcama ve tasarruf adlý iki kesimden oluþur. GSMH'nýn harcama kesimi, teorik olarak yüksek, tasarruf kesimi ise düþük kabul edilmektedir.Buna dayalý olarak tasarruf yetersizliði vardýr, denilmektedir. Ve tasarruf, yatýrýma eþit olacaðýna göre, düþük tasarruf düþük yatýrým oluþturur sonucuna ulaþýlmaktadýr.

Bu teori üç sebepten geçersizdir :

Makro açýdan tasarrufun tezorizasyon dýþýnda kalan kýsmý mevduattýr.

1. Harcamadan vazgeçilerek bankalara verilen bu fonlar yatýrýma eþit deðildir. Çünkü, mevduat olarak yatýrýlan para, bankalarca yatýrýmlara gitmez . Yani, tasarruf, yatýrýma eþit deðildir (Ref.4).

2. Mevduat hacmi reel olmayýp kâðýt üzerindeki rakamlardýr. Realitede tasarruf veya mevduat hacmi nakit birikimi deðildir. Çünkü, mevduat olarak bankalara yatan para ayný gün tekrar ekonomiye döner. Yani bankada kalmaz. Banka kasasýndaki nakit para mevcudu her devrede toplam mevduatýn % 5'inden azdýr (Ref. 3).

3. Bankalardan ekonomiye dönen bu paralar, tüketim malý için kullanýlýrsa harcama, yatýrým malý için kullanýlýrsa yatýrým oluþtururlar. Yani, tasarruf dediðimiz kesimin büyük kýsmý aslýnda yatýrým deðil, harcama oluþturur. Oysa ki teoride harcama, tasarrufun dýþýnda kabul edilir.
Esasen, parmak basmamýz gereken problem de buradadýr. Dinamik fonlar yatýrýmda deðil, harcamada kullanýlmaktadýr (Ref. 4). Ve bu fonlar günde en az 560 milyar liralýk bir hacimdedir (Bölüm : 10).

Günde 560 milyar liralýk bir kaynak var ise ve bu kaynak nasýl harcanýrsa harcansýn (ister yatýrýmda, ister harcamada) ayný gün tekrar bankalar sistemine dönüyorsa, Türkiye'de yeterli kaynak yoktur diyebilir miyiz ?

Her gün 560 milyar TL ekonomiden Bankalar Sistemine ve Bankalar Sisteminden ekonomiye akmaktadýr.


9.5. LÝKÝD MEKANÝZMANIN KULLANILMASI

Bu likid mekanizma adý verilen kaynak, öyle bir kaynaktýr ki, bitmek, tükenmek bilmez. Her gün ayný miktar para tekrar kaynaðý oluþturur ve harcanýr; ertesi gün tekrar kaynak oluþur ve harcanýr. Ama, ertesi gün, daha ertesi gün ve her gün tekrar kaynak oluþmaktadýr.

Görülüyor ki ekonomi denizinden bankalar denizine, bankalar denizinden de ekonomi denizine devamlý iki nehir akmaktadýr. Bu nehirlerin suyunun kesilmesi söz konusu deðildir. Fakat, potansiyel enerjilerini kullanamýyoruz . Halbuki kullanmak mecburiyetindeyiz. Nasýl yurdumuzda ihtiyacýmýz olan enerji, nehirlerimizden gözümüzün önünde akýp gidiyorsa, bankalar sistemindeki bu para da faydalý olmadan akýp gidiyor (Ref. 1)

Kaynak vardýr. Kaynaðýn kullanýlabilmesi mutlaka onun "sermaye" adýný almasýna baðlý deðildir. Bankalar sistemine ulaþmýþ olan para bankalar tarafýndan ekonominin yararýna kullanýlmalýdýr; kullanýlmasý zorunludur.


9.6. JAPON MODELÝ

Japon Bankalar Kanunu'nda bankalarýn bir þirketin hisselerinin % 5'inden fazlasýna sahip olmasýný önleyen bir madde vardýr. Bu sebeple her banka bir deðil, bir çok sanayi kuruluþunun % 5'den az hissesini almýþtýr. Böylece, her þirketin hisselerinin % 5'inden çok fazlasý bir bankaca deðil, birçok banka tarafýndan satýn alýnmýþtýr (Ref. 5)

Ayrýca, aþaðýda bir kýsmýnýn isimlerini verdiðimiz Life Ins. þirketleri, Trustler ve diðer finansal kuruluþlar bu konuda önemli bir rol oynamýþlardýr:



I. Life Ins. þirketleri :
1. Nippon 7. Yasuda M.
2. Asahi M. 8. Tokyo M and F.
3. Chiyoda M 9. Sumimoto M and F.
4. Dai-ichi 10. Taisho M and F.
5. Fukoku M 11. Dowa M and F.
6. Meiji M 12. Kyoci


II. Trustler :
1. Mitsubishi Trust
2. Sumimoto Trust
3. Mitsui Trust

III. Finansal Kuruluþlar :
1. Japan Sec. Finance
2. New Japan Securities

Yukarýda bir kýsmýnýn isimleri verilen bankalar dýþýndaki bu þirketlerin Japon sanayiinin geliþmesinde büyük paylarý olduðu aþikârdýr.

Ekte sunduðumuz listede Japonya'nýn en büyük 100 firmasýnda Japon bankalarýnýn ortaklýklarý görülmektedir (Ref. 5)

Ýsviçre'de de durum farklý deðildir. Sayýn Baþbakanýmýza, Ýsviçre temaslarýnda sanayiciler yerine bankacýlarýn muhatap olmasý þu gerçeði ifade ediyor ki, sanayi kesimi, bankalar sisteminin hakimiyeti ve kontrolu altýndadýr. Yani, kýsaca Ýsviçre'deki bankalar sistemi, ülkesine karþý görevini yapmýþtýr.

Ya bizde durum nasýldýr ?

1987 yýlý sonu itibarile 18.4 trilyon TL krediye karþý 778 milyar TL iþtirak. Yani, iþtiraklerin kredilere oraný % 4.2'dir.



X. LÝKÝD MEKANÝZMANIN OLUÞTURABÝLECEÐÝ YATIRIM ÝMKANI

10.1. YATIRIMLARA SEVKEDÝLEBÝLECEK MÝKTAR

Þimdi konumuza ülkemizin istatistik gerçeklerinin ýþýðýnda yaklaþalým.
Bankalardan çekilen ve efektif talebi oluþturan paranýn yaklaþýk olarak % 80'ini mevduat çekilmeleri, % 10'unu kredi ve % 10'unu da diðer alanlara çýkýþlar oluþturmaktadýr. Bu % 10'dan 4 puaný masraflara, zaruri ve faydalý alanlara, 6 puaný ise faydasýz alanlara sarfedilmektedir (Ref.1)

Artýþ %
1982'de günlük likid mekanizma 147 milyar TL dir -
1983'de günlük likid mekanizma 192 milyar TL dir 30.6
1984'de günlük likid mekanizma 265 milyar TL dir 38.0

Daha sonraki rakamlar maalesef mevcut deðildir. Fakat, yaklaþýk olarak, enflâsyon hýzýna göre düþük bir tahmin olan % 35'lik bir artýþ hýzýyla bu rakam 1987 yýlý sonunda 650 milyar TL'sýna ulaþmýþ olmalýdýr.

Mevduat çekilmelerine müdahale edilemez ( % 80). Bankanýn zaruri ve faydalý alanlar ile masraflarýna (% 4) sarfettiði kesime de müdahale edilmemesi uygun olur. Fakat, gerek kredilere ( % 10), gerek faydasýz alanlara sarfedilen (% 6) kesimden yatýrýmlara pay ayýrmak mümkündür. Böyle bir sistemle kredilerden 2 puan ve diðer kesimden de 3 puan alýnmak suretiyle 650 milyar TL'sýnýn her gün % 5'i yatýrým alanlarýna sevkedilebilir. Bu rakam günde 32.5 milyar TL'sýdýr. 256 iþ gününde toplam 8.3 trilyon eder.

32.5 milyar TL x 256 iþ günü 8.3 trilyon TL'dir


10.2. TAKÝP EDÝLECEK YOL

Faiz, hem yatýrýmlarý engellediði, hem maliyet enflâsyonuna sebebiyet verdiði, hem de sermaye kanamasýnýn kökeninde enflâsyon kadar önemli bir yere sahip olduðu cihetle, faizin dýþýnda bir çözüm bulmak þarttýr. Yani bankalar kredi vermek yerine sermaye oluþturmalýdýrlar.

Türkiye, Japonya'nýn ve Ýsviçre'nin takip ettiði yoldan daha hýzlý bir yol izlemek zorundadýr.

Bu yol, büyük þirketlere bankalarýn iþtiraki yolu deðildir. Bu yol bankalar sisteminin ekonomiye yön vermesi yoludur. Bu yolda bankalar sistemi, yatýrýmlarý bizzat kurar.

Biz ülkemizdeki hiçbir bankacýnýn Japon veya Ýsviçre bankacýlarýndan daha az vatansever olduðuna inanmýyoruz. Söz konusu ülkelerde bankalar ve finansal kuruluþlar (finans tröstleri) nasýl sanayi kuruluþlarýnýn toplam sermayelerinde önemli bir sermaye payýna sahip olmuþlarsa, Türk bankalarý da ülkemizin sanayi kuruluþlarýnýn yarýdan fazla hissesine sahip olabilirler ve olmalýdýrlar.


Türkiye'de sermaye iþtiraki olayý yeni deðildir. Ama, ne yazýk ki çok olumsuz ve yanlýþ bir sermaye iþtiraki, bankalarýmýzý bataða sürüklemektedir.

Bir sýnai kuruluþa kredi veren banka, ancak bu sýnai kuruluþ borçlarýný ödeyemez hale geldiði zaman, ödenmiyen kredilerini sermaye sayarak kuruluþa iþtirak etmek zorunda kalmaktadýr. Þirketi kurtarmak için yeniden krediler açýlmakta ve çoðu zaman bir süre sonra bu krediler de ödenememektedir. Bunun üzerine krediler yeniden sermayeye dönüþtürülmekte ve yeniden krediler açýlmaktadýr. Böylece bankalarýn imkânlarý rantabl olmayan kuruluþlarda heba olmaktadýr.

Oysa ki bu þirket, banka tarafýndan kurulmuþ olursa, banka mutlaka rantabl bir sahaya yatýrým yapacaktýr ve þirketin idare meclisinde aðýrlýk bankada olacaðý için, bankanýn kredisi de,
sermayesi de heba olmayacaktýr.

Bankalarýn elinde yatýrým projelerini inceleyecek ve yeni fizibilite etüdleri yapabilecek güçlü ekipler oluþmuþtur. Öyle ise bankalar, bu ekipler marifetiyle rantabl ve ülkeye faydalý sýnai yatýrým alanlarýný rahatça tesbit edebilirler. Fizibilite etüdleri yapýlýr ve yatýrým boyutlarý ortaya çýkar. Sonra özel sektörden sermaye koyacaklarla birlikte þirketler kurulur. Sonra, bankanýn inisiyatifinde bir idare meclisi oluþturulur, etap etap profesyonel kadrolar oluþturulur ve yatýrým devam eder.

Türkiye bankalar sistemi için bu yatýrýmlarý realize etmek güç deðildir. Kaldý ki % 51 sermayesini bankanýn oluþturduðu bir þirketin hisse senetlerini halka satmak da zor olmayacaktýr.


10.3. LÝKÝD MEKANÝZMANIN ÝÞLEYÝÞÝ

Son derece basit bir taktikle her yýl 8 trilyon TL'lýk bir yatýrým realize etmek mümkündür. Böyle bir yatýrým sistemi hiçbir zorlamayý gerektirmez. Bankalar hergün bankalar sistemine ekonomiden akan 650 milyar TL'dan sadece % 5'ini teþkil eden 32 milyar lirayý kontrolleri altýnda kendi yatýrýmlarýna sevkedeceklerdir. Bu para hiçbir bankada kaynak azalmasýna sebebiyet vermeyecek ve ertesi gün tekrar banka kasalarýna 650 milyar TL akacak ve bu paradan da 32 milyar lira yatýrýma sevkedilecektir. Daha ertesi gün de 650 milyar banka hesabýna, banka kasalarýna girecek ve gene 32 mlyarlýk yatýrým yapýlacaktýr ve bu her iþ günü devam edecektir.

Her gün ekonomiden bankalara akýtýlan bu 650 milyar liranýn hepsi yine ayný gün ekonomiye geri dönecektir. Eðer bankalar sistemi bu yatýrýmlarý realize etmezse 650 milyar TL ayný gün aþaðýdaki þekilde ekonomiye dönecektir:

% Milyar TL
1. Mevduat çekilmesi 80 520
2. Krediler 10 65
3. Masraflar, faydalý alanlar 4 26
4. Faydasýz alanlar 6 39
TOPLAM 100 650



Eðer bankalar sistemi, yatýrýmlarý realize ederse 650 milyar TL ayný gün aþaðýdaki þekilde ekonomiye geri dönecektir:

% Milyar TL
1. Mevduat çekilmesi 80 520
2. Krediler 8 52
3. Masraflar, faydalý alanlar 4 26
4. Faydasýz alanlar 3 19
5. Yatýrýmlar 5 33
TOPLAM 100 650


Böylece, yatýrýmlar realize edilse de edilmese de ayný miktardaki nakit para ekonomiye girerek satýn alma gücü oluþturmaktadýr.

Eðer yatýrým realize edilmezse bu 650 milyar TL her gün ülkemize faydalý olmadan satýn alma görevi yapacaktýr. Yani, sadece harcama kanadýný oluþturacaktýr.

Bu konu, ülkemizde boþuna akan akarsulara benzer. Türkiye, çok büyük bir hidrolik enerji potansiyeline sahiptir. Güneþ ve rüzgar enerjisi de cabasý. Nehirlerimizden, çaylarýmýzdan, derelerimizden her an bu ülkenin enerji ihtiyacýndan kat kat fazla enerji akmaktadýr. Ve bu enerji heba olmaktadýr.

Ýþte, likid mekanizma da bir nehirdir ki her gün ekonomiden bankalara, bankalardan ekonomiye akmaktadýr. Bu nehir her gün 650 milyar TL'lýk bir potansiyel oluþturur ki en az %5'i yatýrýmlara yöneltilebilir.

... Ve ancak yatýrýmlara yöneltilebilirse bu nehrin enerjisinden faydalanmýþ oluruz.

Hükümetler yeni para basma yoluna gitmedikçe bu sistemdeki yatýrýmlar bu nehrin ne kadarýný oluþturursa oluþtursun, enflâsyonu arttýrmaz.

Çünkü bu para yatýrým oluþturmasa idi yine reel satýn alma gücü olarak ekonomide talep oluþturacaktý. Yani, yatýrýmlar için ekonomiye ilave para girmiyor. Para hacminde artýþ olmadan yatýrým realize ediliyor. Böylece enflâsyon oluþmaz ve karþý güç (enflâsyonu önleyici güçgöz kırpma, yatýrým gücü, üretimi oluþturacaðý için enflâsyon, üretim artýþýna paralel olarak aþaðý çekilir.

Böyle bir sistem, enflâsyonu ülkemizde orta ve uzun vadelerde önlemek için tercih edilmesi gereken tek sistemdir. Eðer enflâsyon önlenirse, sistem ülkenin sür'atle kalkýnmasý için zaruret arzetmektedir.



XI. TEORÝLER VE REALÝTE

11.1. TEORÝLER

Keynesien Teoride, az geliþmiþ ülkelerin yapýsý þöyle anlatýlýr:

Per capita çok düþüktür. Bu sebeple herkes eline geçen parayý mübrem ihtiyaçlarýna harcar ve tasarruf oluþmaz. Tasarruf oluþmayýnca, yatýrým oluþmaz. Yatýrým eksikliði, hem üretimin artmasýna engeldir, hem de ücretler seviyesinin artmasýna engeldir. Artan nüfus sebebiyle iþsizlik de artar, düþük ücretler seviyesi, düþük talep oluþturur. Öyle ise :

1. Talep yetersizdir,
2. Tasarruf ²
3. Yatýrým ²
4. Ýstihdam ²
5. Üretim ve neticede arz yetersizdir.

Türkiye'de ise :
1. Arzýn çok ötesinde bir talep vardýr,
2. Tasarruf yeterlidir.

Diðer taraftan, teorinin inkisam (daðýlým) esaslarý þöyledir:

1. GSMH'nýn daðýlýmý :

a. Tasarruf
b. Harcama
kanatlarýnda oluþur.

2. Tasarruf, yatýrýma tekaddüm eder.
3. Tasarruf ve yatýrým eþittir.


11.2. REALÝTE

Realitede tasarruf hiçbir zaman yatýrýma tekaddüm etmez ve yatýrým ile hiçbir devrede eþit deðildir. Sadece hareket halindeki dinamik fonlar vardýr. Bu fonlarý harcarsanýz harcamayý, yatýrýma sevkederseniz, yatýrýmý oluþturursunuz (Ref. 4).

Friedman'ýn , paranýn hakim olduðu modelinde ise, paranýn demonetize edilmesi veya tedavül hacminin en azýndan arttýrýlmamasý yoluyla, üretim ile toplam efektif talep dengesi kurulacaðý varsayýlýr.Yani " sýký para politikasý ". Oysa ki sýký para politikasý uygulamak toplam efektif talebi frenliyememiþtir.

Gözlemler, ekonominin ihtiyacýna paralel olarak, paranýn devir sayýsýnýn arttýðýný ve tedavüldeki para miktarý deðiþmediði halde, toplam efektif talebin yükseldiðini ispat etmiþtir (Ref. 2 ve 4).



11.3. PRATÝK DÝYOR KÝ :

Kaldý ki geliþmekte olan bir ülkede, kemerleri sýkma politikasý, enflâsyon problemine çözüm olamayacaðý gibi, daha önemli baþka problemleri de oluþturur (istihdam gibi).

Kemerleri sýkma, yani talebi kýsma politikasý, geliþmiþ olan, tam istihdama ulaþmýþ olan ülkeler için geçerlidir. 3 milyona yakýn iþsizle ve % 2.1'lik yüksek nüfus artýþ hýzý ile kemer sýkma politikasý, tam istihdama ulaþmýþ ülkelerin enflâsyon tedavi yöntemlerini bu ülkede de geçerli sananlar için hep hüsran olacaktýr.

Türkiye'de Türkiye'ye has bir ekonomi modeli tatbik edilmelidir.

Bu konferansýn gayesi de budur. Teoriler ne derse desin pratik demektedir ki :

1. Enflâsyon derhal durdurulmalýdýr,

2. 10 yýllýk bir plan içinde;
a. Fert baþýna milli gelir iki katýna çýkarýlmalýdýr,
b. Yatýrýmlar % 146 artmalýdýr,
c. Tam istihdama modern teknoloji uygulayarak ulaþýlmalýdýr.

... Ve yine pratik demektedir ki : Bu mümkündür.


XII. RAKAMLARIN IÞIÐI ALTINDA PRATÝK

12.1. NÜFUS ARTIÞI VE KALKINMA HIZI

Yüksek nüfus artýþ hýzýna sahip olan ve bu hýzla giderse istihdam problemini 28 yýldan aþaðýda çözemiyecek olan Türkiye acaba ne yapmalýdýr ?

Rakamlarýn oluþturduðu geliþmelerin ýþýðý altýnda, matematik çözümün kalýn çizgileri belli olmuþtur. Türkiye, % 2.1'lik nüfus artýþýna sahiptir. 10 yýlda % 23.1'lik bir nüfus artýþý söz konusu olacaktýr. Yuvarlak hesapla % 23 diyelim.

Türkiye 10 yýlda üretimini % 146 arttýrýrsa, kiþi baþýna düþen millî gelir (Per Capita) iki katýna çýkacak demektir. Yýlda ortalama % 9.3'lük bir kalkýnma hýzý ile bu düzeye ulaþmak mümkündür.

Türkiye, üretimini bu noktaya çýkardýðý zaman, kalýn çizgilerle þu andaki istihdam hacminin % 100'ünden fazla istihdam imkâný oluþturacaktýr. Ýþte bu istihdam hacmi, iþsizler ordusu þimdiki çalýþanlarýn sayýsý kadar olsaydý, onlarýn hepsini iþe alabileceði gibi, yeniden oluþacak % 23 oranýndaki yeni iþ gücünün de tamamýný iþe alabilecek kadar büyümüþ olacaktý.


12.2. ÝSTÝHDAM

Yani 10 yýllýk bir devre içinde % 9.3'lük bir kalkýnma hýzý ile Per Capita, yeni artan nüfusa da iþ bulmak þartýyla % 100 artacaktýr. Ýþsizler ordusu da yok olacaktýr. Rakamlara baktýðýmýz zaman, istihdam hedefine ulaþmak çok daha kolay olacakmýþ gibi görünüyor.

1988 programý istih
Gönderen: 07.07.2005 - 09:11
Bu Mesaji Bildir   taybru üyenin diger mesajlarini ara taybru üyenin Profiline bak taybru üyeye özel mesaj gönder taybru üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
SaYaCGIN su an offline SaYaCGIN  
Admin


1760 Mesaj -
yorumsuz düsün
Gönderen: 07.07.2005 - 09:42
Bu Mesaji Bildir   SaYaCGIN üyenin diger mesajlarini ara SaYaCGIN üyenin Profiline bak SaYaCGIN üyeye özel mesaj gönder SaYaCGIN üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
_Resul_ su an offline _Resul_  
627 Mesaj -
Buradaki dahiyane fikirleri hangi sivrizekanýn yazdýðýný çok merak ediyorum doðrusu...
Gönderen: 07.07.2005 - 21:47
Bu Mesaji Bildir   _Resul_ üyenin diger mesajlarini ara _Resul_ üyenin Profiline bak _Resul_ üyeye özel mesaj gönder _Resul_ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
_Resul_ su an offline _Resul_  
627 Mesaj -
Biraz baktýktan sonra okumayý bile gereksiz görmüþtüm ancak mesajdan sonra gözüme Tükiye'nin yýllýk nüfus artýþ hýzýnýn %2,3 olduðu yazýsý takýldý! Hangi ahmak yazdýysa demek ki araþtýrýrken bile okuduðunu anlamýyrmuþ ya da hiç araþtýrmadan sallamýþ. %2,3 Afrika ülkelerinin bazýlarýnda görülen bir artýþ hýzýdýr, bizim artýþ hýzýmýz o kadar olsaydý, þimdi sokaklarda muz kabuðu toplayýp karnýmýzý doyurmaya çalýþýyor olurduk!kahkaha
Gönderen: 07.07.2005 - 21:51
Bu Mesaji Bildir   _Resul_ üyenin diger mesajlarini ara _Resul_ üyenin Profiline bak _Resul_ üyeye özel mesaj gönder _Resul_ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
taybru su an offline taybru  
Konu icon    ..
53 Mesaj -
bunu yazan 1956 yýlýnda marmara üniversitesi iþletme bölümünü bitirmiþ dpt de çalýþmýþ ve ekonomi konusunda otorite biridir senin dahiyane fikirlerini söylede feyizlenelim sayýn kendini resul zanneden resul
Gönderen: 07.07.2005 - 23:32
Bu Mesaji Bildir   taybru üyenin diger mesajlarini ara taybru üyenin Profiline bak taybru üyeye özel mesaj gönder taybru üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
_Resul_ su an offline _Resul_  
627 Mesaj -
O zaman yanlýþlýkla bitirmiþ o fakülteyi, çünkü Türkiye'nin nüfus artýþý o kadar yüksek deðil...
Gönderen: 09.07.2005 - 21:43
Bu Mesaji Bildir   _Resul_ üyenin diger mesajlarini ara _Resul_ üyenin Profiline bak _Resul_ üyeye özel mesaj gönder _Resul_ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
mimli uye su an offline mimli uye  
Konu icon    Yine desteksiz atıyorsun !
206 Mesaj -
Syn.Resul,

Bu nick'le sana hitab etmekten hicab duyuyorum.Çünkü, yukarýda herþeyden önce bir ilim adamýnýn yazýsý asýlmýþtýr.Akademik bir kariyeri olan bir þahýs için --yanlýþ bir beyaný olsa bile-- sarfettiðiniz derecede onur kýrýcý cümleler ancak kendini ve haddini bilmeyen magandalara yakýþýr.Kaldý ki, Türkiye'nin nüfus artýþ hýzý rakamý 1990-2000 yýllarý arasýnda þehir ve kentler binde 27 yani, %2,7 veya %2,5 cývarýdýr ve doðrudur.Siz bu rakamýn yanlýþ olduðunu nereden buldunuz ?
Sizi önceki bazý yazýlarda da ikaz etmiþtim.
Bu forumda saçmalamakta üstünüze yok doðrusu...

Gönderen: 09.07.2005 - 23:17
Bu Mesaji Bildir   mimli uye üyenin diger mesajlarini ara mimli uye üyenin Profiline bak mimli uye üyeye özel mesaj gönder mimli uye üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
_Resul_ su an offline _Resul_  
627 Mesaj -
Þehir ve kentlerdeki nüfus artýþ hýzý göç nedeniyledir, Türkiye'nin yýllýk nüus artýþ hýzý doksanlarda bile %1,4-%1,3 civarýndaydý ve halen düþme eðiliminde.

Ben de anlamadýðýn her lafýmý açýklayacaðým diye sana cevap vermekten usandým aslýnda, ancak gel gör ki, iyiyim, dayanamýyorum, karþýmda senin gibi iflah olmaz bir kahraman bile olsa doðruyu göstermekte ýsrar ediyorum... Ne yapayým benim de huyum böyle...
Gönderen: 10.07.2005 - 00:03
Bu Mesaji Bildir   _Resul_ üyenin diger mesajlarini ara _Resul_ üyenin Profiline bak _Resul_ üyeye özel mesaj gönder _Resul_ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
mimli uye su an offline mimli uye  
Resmi veriler.
206 Mesaj -
Yazdýðýn rakamlar uydurma veya hayali...Ayný astýðýn dini bilgiler gibi.

Bak sana aþaðýda Ddevlet Ýstatistik Enstitüsünün 10 yýllýk sayým dönemlerine ait nüfus artýþ hýzlarýný veriyorum.Senin yazdýðýn rakamlar hiçbir dönemde görülmeyen rakamlardýr.
Yýllýk nüfus artýþ hýzý,
1980-1985 döneminde binde 24.9,
1985-1990 döneminde binde 21.7
1990-2000 döneminde binde 18.3 olmuþtur.

Hangi etnik guurptan olduðunu bilmiyorum ama,herhalde çok fazla keçi eti tüketiyorsun.Çünkü, bu kadar ezbere inad ve muannidlik ancak bu eti tüketenlerde olur.

Gönderen: 10.07.2005 - 10:35
Bu Mesaji Bildir   mimli uye üyenin diger mesajlarini ara mimli uye üyenin Profiline bak mimli uye üyeye özel mesaj gönder mimli uye üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
_Resul_ su an offline _Resul_  
627 Mesaj -
Yazýnýn 1988 yýlýna ait olduðunu yeni fark ettim. Hiçbir egzantrik insanýn 1988 yýlýna ait kalkýnma planlarýyla ilgili bir yazýyý, 2005 yýlýnda buraya asacaðýný düþünmediðim için bugüne ait sanýyordum yazýyý ondan itiraz ettim %2,1'lik nüfus artýþ hýzý 1988 için doðru olabilir...
Gönderen: 10.07.2005 - 15:58
Bu Mesaji Bildir   _Resul_ üyenin diger mesajlarini ara _Resul_ üyenin Profiline bak _Resul_ üyeye özel mesaj gönder _Resul_ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
_Resul_ su an offline _Resul_  
627 Mesaj -
Bu arada etnik grubuma ve çok keçi eti yememe gönderme yapýp çok inatçýsýn diyerek ne ima etmeye çalýþtýðýný anlamadým da sanma, açýkça söylesem kendi sözünü inkar edeceksin, o yüzden yazmýyorum ama merak etme bilen herkes anladý ne demeye getirdiðini...
Gönderen: 10.07.2005 - 16:00
Bu Mesaji Bildir   _Resul_ üyenin diger mesajlarini ara _Resul_ üyenin Profiline bak _Resul_ üyeye özel mesaj gönder _Resul_ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
GöLGe su an offline GöLGe  
1041 Mesaj -
Selamun Aleyküm...

LÜTFEN yazilarinizi sahsi satasmalara yönlendirmeyiniz...

gül
Gönderen: 12.07.2005 - 01:55
Bu Mesaji Bildir   GöLGe üyenin diger mesajlarini ara GöLGe üyenin Profiline bak GöLGe üyeye özel mesaj gönder GöLGe üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Karahilal su an offline Karahilal  
265 Mesaj -
Resuuuullllgöz kırpma
Gönderen: 12.07.2005 - 03:58
Bu Mesaji Bildir   Karahilal üyenin diger mesajlarini ara Karahilal üyenin Profiline bak Karahilal üyeye özel mesaj gönder Karahilal üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
tarıkyılmaz72 su an offline tarıkyılmaz72  
Konu icon    ÜRETKEN YATIRIMLAR
163 Mesaj -
ÜRETKEN YATIRIMLAR Biz diyorduk ki; (bugün de ayný þeyi söylüyoruz) bu ülkeyi kurtuluþa ulaþtýrabilecek olan tek þey vardýr, o, alternatifi olmayan üretken yatýrýmdýr. Neden? Çünkü üretken yatýrým, mutlak olarak istihdam gerektirir. Yatýrým varsa istihdam mutlaka gereklidir. Ýþveren, patron, müteþebbis, yatýrýmcý yatýrýmýný yapar ve baþýnda bulunur. Ýþi yapacak olanlar elemanlardýr. Bu bir istihdamdýr. Ýþe aldýðýnýz herkes, iþsizler ordusundan bir kýsmýný yok edecektir. Aktif nüfus üretici olacaktýr. Ýstihdamýn artmasý, yatýrýmlarýn yapýlmasý, iþsizler ordusunun giderek küçülmesini ve bir gün sýfýrlanmasýný saðlar. Yeter ki biz aklý baþýnda insanlar olalým, ülkemize faydalý olalým. Baþka neyi saðlar? Bu çalýþan insanlar ücret alacaklardýr, onlar bordro mahkûmlarýdýr. Yani aldýklarý ücret sebebiyle, vergiler anýnda kesilecektir. Her yeni yatýrýmla istihdama giren kiþi, devlete vergi verecek olan yeni bir süjedir, yeni bir insandýr. Ve her ay istihdama giren her insandan devlet, muntazam stopaj vergilerini almaya baþlayacaktýr. Evvelâ iþsizler ordusunu azaltmaya baþladýnýz, madde bir...

Ýkincisi, her yeni istihdama giren insan, ülkedeki gelirler seviyesini (toplam efektif talebi) mutlaka yükseltecektir. Önemli mi? Çok önemli! Çünkü yeni yatýrýmdan muradýmýz, (asýl önemli faktör) katma deðerdir. Her yeni mamul, ülkeye yeni bir katma deðerdir. Arz artýþýný oluþturur. Arz kanadýndaki artýþý mas edebilecek olan, çekebilecek olan, satýn alabilecek olan bir kuvveti de beraberce devreye sokar. Her yeni yatýrýmla, istihdama aldýðýnýz her kiþiyle, gelirler seviyesini yükselterek, toplam efektif talebi artýrarak fazladan devreye soktuðunuz yeni katma deðeri, artan üretimi satýn alabilecek olan kuvveti de vücuda getirir, oluþturur, yükseltir. Bir taraftan istihdama yeni alýnanlarýn (çalýþmaya yeni baþlayan elemanlarýn) gelirler seviyesini yükseltmesi, bir taraftan yatýrýmlarýn ekonomiye saðladýklarý toplam katma deðer artýþý, yatýrýmcýlardan da, ya gelir vergisi ya da kurumlar vergisi adý altýnda devletin devamlý artan vergi geliri, diðer taraftan her ay devletin personelden kestiði stopaj vergisi...Sonuç; artan üretim arz kanadýný yükseltir. Ýstihdama alýnanlar iþsizler ordusunu eritir, yok eder. Ýþçilerin geliri, gelirler seviyesini arttýrarak talep kanadýný yükseltir. Ayrýca devlet hem yatýrýmcýdan, hem iþçilerden devamlý vergi alýr. Görülüyorki çözüm üretken yatýrýmlardadýr.
Gönderen: 23.12.2005 - 23:33
Bu Mesaji Bildir   tarıkyılmaz72 üyenin diger mesajlarini ara tarıkyılmaz72 üyenin Profiline bak tarıkyılmaz72 üyeye özel mesaj gönder tarıkyılmaz72 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
tarıkyılmaz72 su an offline tarıkyılmaz72  
Konu icon    ALTIN KARŞILIKLI PARA
163 Mesaj -
ALTIN KARÞILIKLI PARA Madalyonun en önemli kesimi, hep arkasýna saklanýlarak, madalyonun tersinden hareketle herkese yutturulan, "biz enflasyonu tedavi ediyoruz" avazeleriyle, ülkeyi mahva götürmektir.

Baþardýlar mý?
A'dan Z'ye baþardýlar, sevgili kardeþlerim.
Önleyebilir miyiz?
Evet, önleyebiliriz.
Ne kadar sürede?
2 AYDA!…

Evet, yanlýþ duymadýnýz. Türkiye adý verilen bu ülkede, enflasyonu önleme süreci, sadece 2 aydýr.

Ne yapacaksýnýz? Tedavüldeki paranýn ya kendisi kadar ya 1,5 katý kadar ya 2 katý kadar bir altýn stokunu Merkez Bankasýna yatýracaksýnýz. Sonra altýn karþýlýklý bir kâðýt banknot çýkaracaksýnýz. Bunun da piyasaya sürülmesinin, 2 tane yolu var. Altýn paralar bastýracaksýnýz ve bu deðerler küçülecek, 1 lira, 50 kuruþ, 25 kuruþ, 10 kuruþ, 5 kuruþ, 1 kuruþ gibi… En kestirme deðer olarak þunu düþünüyoruz. Türkiye'deki mevcut para demonetize edilmek mecburiyetindedir. Altýn karþýlýklý para devreye girdiði zaman, eski kâðýt paralarý yok etmek mecburiyetindesiniz. Artýk eski kâðýt paralar, hükmünü kaybedecek, geçmez olacak. O deðiþim sýrasýnda iki tane yol var. Bir tanesi,

Merkez Bankasýnýn altýn paralar basmasý, kâðýt parayý verenin eline altýn paranýn teslim edilmesidir. Vatandaþ görecek ki elindeki para, altýn para. O paranýn tatbikata girmesi üzerine herkes bakacak ki, gerçekten aldýklarý paralar, altýn para. Ama bunlarýn piyasada kullanýlmasý, taþýnmasý, harcanmasý, çalýnmasý itibariyle büyük problemler oluþturacaktýr. Bunun oluþmasýna mani olacak bir tek þey var, o paralarýn tekrar Merkez Bankasýna, alan kiþiler tarafýndan geriye verilmesidir. Ýsteyen verecek, isteyen vermeyecek. Ama geri veren, oradan aldýðý kâðýt parayla, ertesi gün bankaya gittiði zaman, Merkez Bankasýndan onun karþýlýðýnda altýnýný alabileceðini kesin olarak bilecektir. Ýlk teslim, altýn karþýlýðý bir teslim olacaktýr. Bu noktadan itibaren kiþisel dizayna bakar. Bir kimse, 1 altýn lirayla gidip de istediðini alýp, onun altýn olarak karþýlýðýný almak isterse, eski pazarlardaki olaylar tahakkuk eder. Herkesin keselerle altýný yanýnda taþýmasý lâzým. Bu, kolay bir iþ deðildir. Bunun için iki alternatiften birini tercih etmelerini, Merkez Bankasý teklif edecek. Ya altýn parayý alsýn kiþi, harcayabilirse harcasýn ya da altýn karþýlýklý kâðýt parayý alsýn. Mutlaka bankalara altýnýn dönüþü söz konusu olacaktýr. Dönerse altýn karþýlýklý bir kâðýt para devreye girer. Girerse trampa olur. Parayla malýn satýn alýnmasý olayý biter. O altýn karþýlýklý para, altýný temsil eder. Altýn da bir maldýr. Malla malýn deðiþmesi söz konusudur artýk. Enflasyon da, o anda sýfýrlanmýþtýr.

Merkez Bankasýnýn yapabileceði ikinci alternatif, doðrudan doðruya kâðýt parayý veren kiþiye o günkü rayiç üzerinden, altýn karþýlýklý o kadar kâðýt para teslim etmektir. Adamlar ne zaman Merkez Bankasýna gitseler, o parayý temsil eden gramda altýn alabileceklerini görürlerse (ki herkes bunu her an deneyebilir) bu mesele bitmiþtir. Kuyumcularda da, Merkez Bankasýnda da ayný gramajdaki saf altýnýn karþýlýðý bir para tedavülde olur. Türkiye'deki borçlarýn ve alacaklarýn bir anda sýfýrlanmasý elbette hiçbir zaman düþünülemez. Öyleyse kolay bir hesap tarzýna gitmemiz lâzým. Ne yapabiliriz? Altýn karþýlýklý parayý devreye sokarken, mevcut Türk Lirasý'ndan 6 sýfýr silmek... Bunu devreye sokabiliriz. 6 sýfýrý yok edilmiþ yeni bir Türk Lirasý. Ýþte bu altýn karþýlýklý parayý devreye soktuðumuz gün, Türkiye enflasyon canavarýna artýk bir daha yenik düþmeyecektir. Enflasyonun vücuda getirdiði bütün mahzurlar, bir anda yok olur. Ne enflasyon muhasebesine gerek kalýr, ne de ülkemizi kasýp kavuran iþletme sermayesi kanamasý devam edebilir.
Gönderen: 23.12.2005 - 23:35
Bu Mesaji Bildir   tarıkyılmaz72 üyenin diger mesajlarini ara tarıkyılmaz72 üyenin Profiline bak tarıkyılmaz72 üyeye özel mesaj gönder tarıkyılmaz72 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
tarıkyılmaz72 su an offline tarıkyılmaz72  
Konu icon    SERMAYE KANAMASININ DURMASI
163 Mesaj -
SERMAYE KANAMASININ DURMASI Daha ilk yýl, diyelim ki bu altýný borç olarak (Fýrat nehrine ulaþmadýnýz, ihtiyacýmýz olan altýnýn kim bilir kaç katý orada var?…) dýþarýdan aldýðýmýzý düþünelim. Merkez Bankasýndaki stoklara ilâveten, tedavüldeki para kadar altýn satýn aldýk, getirdik. En az 10 yýl vadeyle alýnabilir. %7'yi de geçmez faizi. Belki çok daha aþaðýda bir faizle alýnabilir. Sevgili kardeþlerim, dikkat edin sözümüze, Merkez Bankasýna koyduðunuz, piyasada dolaþan paranýn karþýlýðý olan elinizdeki altýnlar, daha ilk yýl ülkedeki sermaye kanamasýný sýfýrlar. Her yýl ülkedeki sermaye kanamasý, mutlaka tedavüldeki paradan daha fazla olduðu için (referanslara bakýlabilir bu konuda) bir korkunç gerçek görürüz. Türkiye'nin kene gibi kanýnýn emilmesini bir anda önleyecek, bir anda bunu bitirecek, 60 gün içinde ülkeyi kurtaracak olan bir operasyon!

Ýþte bu kadar sevgili kardeþlerim. Gerçekleþtirdiðiniz gün, Türkiye'nin her tarafýnda birden enflasyon sýfýrlanacaktýr.

Altýnýn o günkü rayici esas alýnacak ve bir daha o rayiç hiç deðiþmeyecektir.

Türk liralarý, altýn karþýlýklý para ile deðiþtirilecektir. Enflasyon sýfýrlanmýþtýr. Birinci büyük faydasý, ekonomiyedir. Ýþletme sermayesi kanamasý, her devirde mutlaka tedavüldeki paradan büyüktür. Bir yýllýk sermaye kanamasý hacmi, Türkiye'de tedavül eden para hacminden, ortalama rakamdan daima fazladýr.
Gönderen: 23.12.2005 - 23:36
Bu Mesaji Bildir   tarıkyılmaz72 üyenin diger mesajlarini ara tarıkyılmaz72 üyenin Profiline bak tarıkyılmaz72 üyeye özel mesaj gönder tarıkyılmaz72 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
tarıkyılmaz72 su an offline tarıkyılmaz72  
Konu icon    LİKİD MEKANİZMA
163 Mesaj -
LÝKÝD MEKANÝZMA



Türkiye’nin ekonomik durumunun gözlenebilmesi, ancak Türkiye’deki tüm nakit hareketlerinin incelenmesi ile elde edilecek reel verilerle mümkündür. Mevcut sistem ise, Merkez Bankasý’nýn bakiyeleri incelemesi ile elde edilen anlýk deðerlendirmelerdir. Halbuki Türkiye ekonomisi hakkýndaki gerçeklere ulaþmak sadece, her hareketin ayrý ayrý incelenmesi ile mümkündür. Bunun yanýsýra IMF ve Dünya Bankasý’nýn üzerinde durduðu teorik formüller Türkiye Ekonomisi ile hiçbir uygunluk göstermemektedir.
Türkiye’deki enflasyon problemini oluþturan etkenler enflasyonun içindedir, ve Türkiye’deki enflasyon problemini aþaðý çekmek deðil, tamamen ortadan kaldýrmak mümkündür ve bu son derece basit bir olaydýr. Türkiye altýn karþýlýklý parayý devreye sokabilirse ayný anda bu olay bitmiþtir. Enflasyon, adýndan bile bahsedilmeyecek olan bir umacý olarak tarihin sayfalarýna gömülmüþ olacaktýr. Olay son derece basittir. Bu yöntemle enflasyon anýnda durur.
Türkiye yüksek seviyede bir enflasyonun etkisi altýndadýr. Yüksek enflasyon devrelerinde yüksek mevduat faizi uygulanmaktadýr. Yüksek mevduat faizi, yüksek kredi faizi demektir. Yüksek kredi faizi ise, yatýrýmlarý engelleyen en büyük faktördür. Üstelik üretimi arttýrsanýz bile, enflasyonu durduramazsýnýz, çünkü yüksek faiz bunu engeller. Faiz ve sermaye kanamasý sebebiyle Türkiye’de enflasyon istihdamdaki 20.4 milyon kiþinin emeðini yutmaktadýr. Sermaye kanamasý, eðer enflasyon yokedilerek engellenemiyorsa, kredi veren bankalarýn kredi vermek yerine yatýrýmlara iþtirak etmesi yöntemiyle engellenebilir. Sermaye kanamasý, yýllýk kârýn, enlfasyon oranýnýn altýnda kalmasý ile ortaya çýkan bir durumdur. Bu durumda kâr etmiþ gibi görünen bir iþletme satýnalma gücü açýsýndan deðerlendirildiðinde zarar etmiþ olmaktadýr. Türkiye sermaye kanamasý sebebiyle büyüyen bir milli ekonomiyi deðil, küçülen bir milli ekonomiyi sergilemektedir.
Ýstihdam, 10 yýllýk bir süreç içerisinde baþarýya kavuþabilir. Bunun ise sadece bir tek yolu vardýr: ÜRETKEN YATIRIMLAR. Her sene hem aktif nüfusa katýlanlarý, hem de iþsizler ordusunun 1/10’unu Istihdam edecek yatýrým yapmak zorunludur.
Türkiye’deki enerji kaynaklarýnýn sadece çok küçük bir kýsmý deðerlendirilmektedir. Gerek hidrolik enerji; nehirlerimizden akan su, gerek rüzgâr enerjisi, gerek güneþ enerjisi, gerekse Allah’ýn bize verdiði dünyadaki üçüncü büyük toryum yataklarý enerji konusunda Allahû Tealâ’nýn Türkiye’ye nekadar büyük ni’metlerini verdiðini göstermektedir.
Bugün Türkiye nehirlerinin debisi itibariyle toplam enerji potansiyelinin (hidrolik enerjisinin) %5’ini kullanabilmektedir. Biz sadece ekonomik barajlarýn yapýlmasýný yeterli görmeyiz. Bir metrelik kod farký olsa bile, o nehir üzerinde elektrik enerjisi üretilebilir. Bu vakýadan hareketle yola çýktýðýmýz zaman yüzlerce küçük santralleri nehirlerimizin üzerinde kurmak mümkündür, nehirlerimizin her zerresini kullanmalýyýz. Eðer biz nehirlerimizdeki potansiyelin %5’iyle bugünkü enerjimizin sadece %40’ýný elde ediyorsak, %50’sini kullandýðýmýz zaman, %40, %400 olur. Þu andaki toplam enerjilerin, termik ve hidroelektrik santraller toplamýnýn dört katýný sadece nehirlerimizden saðlayabiliriz. Nehirlerimizin sadece %50’sinin potansiyelinden istifade etmek þartýyla. Reel potansiyelden bahsediyoruz. Bunu rahatlýkla %75’e çýkarabiliriz.
Modern harp sanayiinin ülkemizde kurulmasý hem döviz çýkýþýna mani olacak, hem de geniþ istihdam ve üretim alaný oluþturacaktýr. Ülkemizin ise bu konuda üzücü bir tarihi vardýr. Ülkemizde Milli Savunma Bakanlýðý devamlý ve en büyük alýcýdýr. Bu devamlý alýcý vasýftaki fonlar, bugüne kadar hep dýþ ülkelere akýtýldý, hem de döviz olarak, çünkü harp sanayiimizi kuramadýk.
Diðer taraftan katma deðer istihdam ve üretim açýsýndan biz yerimizde saydýk, buna karþýlýk geliþmiþ ülkeler kazandý. Türkiyede artýk harp sanayii konusunda bir þeyler yapma zamanýnýn geldiðine kesin þekilde inanýyoruz.
Türkiye’de altýn karþýlýklý paranýn devreye sokulmasý enflasyonun yokedilmesi için mutlaka gereklidir. Türkiye’nin bugüne kadar bu bir türlü önlemeyen enflasyondan 145 milyar Dolar zarara uðradýðý biliniyor.
Türkiye beþ kuruþ sarfetmeden enflasyonu halledebilirdi.
Altýn karþýlýklý parayý koyduðunuz gün olay biter.
Altýn karþýlýklý para tedavüle girdiði gün, artýk parayla mal satýn alýnmasý söz konusu olmayacaktýr. Diðer mallarla gene bir mal olan altýnýn karþýlaþmasý söz konusu olacaktýr. Bir trampa söz konusu olduðu için, enflasyonun oluþmasý mümkün deðildir.
Türkiye’nin üretken yatýrýmlar için ihtiyaç duyduðu kaynaklar bankalar sistemi ile ekonomi arasýnda akan para nehirlerinde fazlasýyla mevcuttur. Bankalardan ekonomiye akan paralar, sabahtan akþama kadar akar: Ayný zamanda sabahtan akþama kadar ekonomiden bankalar sistemine paralar tekrar geri döner. Öyle ki, akþam ayný miktardaki para bankalarýn kasasýna tekrar gelmiþtir.
Ýþte bu noktada konuya bakalým beraberce; dönmüþtür ama bankadan ayrýlan bütün paralar tüketim harcamalarýnda kullanýlmýþ, hiçbir yatýrým oluþmamýþtýr.
Ýþte yapýlmasý icap eden þey, bankalardan ekonomiye akan bu hareket halindeki fonlarý, para nehirlerindeki fonlarý yatýrýmlarda kullanmaktýr.
Büyüyen ekonomi modelinde üretken yatýrýmlar kalkýnmanýn esasýný oluþturur. Hareket halindeki fonlarý, Türkiye’yi hedeflerine gerçek anlamda ulaþtýracaktýr.
Bankalarýn ellerindeki hareket halýndeki fonlarýn %10’u üretken yatýrýmlara sevkedilebilir.
Ekonomik teoriler, Türkiye’deki ekonomik sorunun çözümü için asla yeterli deðildir.
Ulusal veriler ispat etmektedir ki, Türkiye içinde bulunduðu durumdan kurtulacak potansiyele sahiptir.
Hareket halindeki fonlar, Türkiye’nin gelecekte oluþacak iþgücünü de istihdam edecek büyüme hýzýný saðlamaya yeterlidir.
Gönderen: 23.12.2005 - 23:40
Bu Mesaji Bildir   tarıkyılmaz72 üyenin diger mesajlarini ara tarıkyılmaz72 üyenin Profiline bak tarıkyılmaz72 üyeye özel mesaj gönder tarıkyılmaz72 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
tewheed su an offline tewheed  
Kalkinmak !!!!!!!!!
5 Mesaj
Selamun aleykum,

Allah razi olsun Kardesim, ama yazmis olduklerinin hepsi bos. Neden diye soracak olursan cevabini izah etmeye calisayim.

Kalkinmak kelimesi o kadar buyuk bir kelimeki oturup saatlerce, gunlerce konussak icini doldurmak imkansiz.
Ama ne yazikki bizim insanimiz Kalkinmak denildiginde akillarina ilk gelen sey: EKONOMIKSEL yukselmek. Bu dogru degildir.

Kisa bir ornek: Akletmesini bilmeyen bir insana bir canta dolusu parayi versek, hic dusunmeden bir saat icerisinde o parayi harcar. Bir saat sonrasini dusunmez !

Onun icin bizim yapmamiz gereken ilk sey: Insanlarin akletmesini saglamak. Akil kalkinmadi surece maddi bir sekilde kalkinma imkansizdir.

Ikinci sebep ise: Senin getirmis oldugun cozum: icerisinde bulunmus oldugumuz Kapitalis duzene gore cozumlerdir. Zaten su an Kapitalis bir duzen icerisinde yasiyoruz onun icin hangi cozumu getirirsen getir COKMEYE mahkumdur.

Gelecek cozum ILAHI bir cozum olmasi gerekiyor, o da ISLAMDAN gelmesi lazim. Islami bir cozum olmadigi muddetce hangi cozumleri getirirsen getir bir ise yaramaz. Ayni bu batan gemiye yuk yuklemeye benzer.

Allah rizasi icin insanlarin FIKRI kalkinmasina vesile olalim, ondan sonrasi corap sokugu gibi gelecektir.

Allah'a emanet olun.............
Gönderen: 01.02.2006 - 00:08
Bu Mesaji Bildir   tewheed üyenin diger mesajlarini ara tewheed üyenin Profiline bak tewheed üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 852 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
Huseyin Gurbuz (49), hayrunisa2006 (52), paradies (45), gurbetci mucahi.. (50), ZEYVAH (37), mustafapala74 (38), genc hafýz (34), _?=)(/ (41), ist1965m (59), carina_caresse (36), carina.caresse (36), carina_caressee (36), es_me (38), vuslatim (36), mustafakemalpas.. (39), garibb (48), mdadag (53), CILGIN28 (59), mahmut aga (52), ilhan_27 (46), yunus_emre1983 (41), mchd (49), aozkan78 (46), ertan-1 (54), hittmann313 (49), ahmetolsun (43), feyza20 (39), yilmaz47 (49), babasininkizi86 (38), yasam (42), Ebu_AkiL (43), red_knight (39), HuseyinAbi (49)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.67144 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.