stromectol lopinavir ritonavir generique rhinocortgenerique kaletra lopinavir ritonavir lamotrine lamprene lanoxin lansoprax largactil lasix leponex levaquin levitra oral jelly levitra professional levitra soft levitra super force levitra lexapro lidocaton lignospan lioresal lipanthyl lipitor lisitril comp lisitril lisopril plus lisopril litarex lithiofor lithobid lodoz lopid lopimed lopresor lopressor lora allergie lorado loratine lotemax lovelle loxazol loxitane lozol sr lozol lur
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » İBRET TABLOLARI » Akılları Gözlerindedir...

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Muvahhid su an offline Muvahhid  
Akılları Gözlerindedir...
27 Mesaj -
“… Akýllarý gözlerindedir. Göz hakikati görmez… Gözünü kapayan yalnýz kendi görmez, baþkasýna gece yapmaz.” Bediüzzaman Said Nursi
AKILLARI GÖZLERÝNDEDÝR
Dalgýn dalgýn koridorun baþýndaki pencereden seyretti yaðmuru. Önce hafif hafif, nazlý damlalar belirdi camda süzüle süzüle. Sonra yaðmura tutuldu pencere. Gittikçe artýyordu yaðmur. Saðanak saðanak oldu.
Koridorun sonundaki hücredeydi. Aylardan nisan olduðunu hatýrladý. “Bereketli yaðmur!” dedi içinden. “Yað zindana, yað üzerime; ebrulu semadan seni izleyemesem de.”
Yaðmurun sesi gittikçe azaldý. Geri çekildi, yaðmuru seyretmek için yapýþtýðý parmaklýklardan. Ranzasýna oturdu. Dar ve küçük bir yerdi hücresi. Ranzasý kaplýyordu yarýdan fazlasýný. Bu kadercýk geniþ (!) yere bir de hela yerleþtirilmiþti. Sürekli ampulü yanardý, karanlýk olduðu için hücresinin. Ön cephesi parmaklýktý boydan boya. Kirli duvarlarýn yaný sýra, hela deliðinden çýkan sýçanlar vardý geceleri. Su dolu bir pet þiþeyi deliðin üzerine yerleþtirmiþ, halletmiþti sorunu kendince. Ýçi rahat deðildi yine de.
Yeni yakalanmýþtý henüz. Camide ders vermek, çocuklara Kur’an öðretmekti suçu (!). Bir haftalýk bir gözaltý cenderesinden geçmiþ, insan yüzlü yabanlar tanýmýþtý. Ýnsanlýktan nasiplenmemiþ simalarý görmemiþti iyi ki. Ýyi ki bandajlýydý gözleri.
Hâlâ sýzlýyordu bedeni, sol kulaðý zorluk çekiyordu iþitmede. Tuhaf þeydi. Sýkýlmýyordu. Gönlü rahattý. Programýný hatýrladý. Ýyi düþünmüþtü doðrusu. Bu dar mekanda iyi gelmiþti programlý olmak. Sonra gözleri baþ ucundaki Kur’an-ý Kerim’e takýldý. “Tek dostum! Dar günümün yeganesi! Senden baþka bir dostum olmadý bu Hut’un karnýnda” Günde birkaç cüz okuyor, meali üzerinde çalýþýyordu. Ezberlerini bu arada pekiþtiriyor, her namazda okuyordu.
Gözleri kirli duvarýn belli belirsiz bir yerine takýldý. Yanaþtý iyice: “Arkadaþ!” diye baþlýyordu. “Bu hücreye geldiðin an, hemen kaðýt-kalem al. En yakýn cezaevine sevkini iste. Zira bu cezaevinde her an, her þey olabilir.” Ürperdi bir an. “Ne demek her þey?” dedi. Dýþarýda duymuþtu aslýnda bir çok þeyi: Ýþkenceler, falakalar, aç býrakmalar; hatta… Düþünmek istemedi sonrasýný.
Aklýna sað tarafýndaki hücreye taþýnan Nevzat geldi. Koðuþlardan gelmiþ, sevke gidecekmiþ fazla konuþamamýþlardý. Güvensizliðin kol gezdiði ortamda, güven yoktu. Yüzlerini göremiyorlardý birbirlerinin. Nevzat’a seslendi. Bahardan, yaðýþlardan söz açýldý önce. Birbirlerini eþtikçe ayný yöreden, hatta ayný ilçeden çýktýlar. Nedense biraz daha sýcak koktu ortam.
Gerillaymýþ, “Ulusal mücadele (!)” adýna daðlardaymýþ. “Serok (!)” yakalanýnca “parti” daðýlmýþ. Avrupa’ya kaçmak isterken sýnýrda yakalanmýþ.
Sonra bir görüþ dönüþü iyice gördü Nevzat’ý. 25 yaþlarýnda, orta boylu, týknaz, esmer, çipil gözlü ve saçlarý önden döküktü. Dikkatini ilk çeken þey, hücresinin de kendisi gibi kirli oluþuydu. Acýdý…
Gün geçtikçe açýldý Nevzat. Samimiyet biraz daha sindi loþ hücrelere. Bir gün:
-Yusuf! deyiverdi Nevzat, damdan düþercesine. Bir þey söylesem… Alýnmazsýn umarým…
-Alýnacaðýmý nerden çýkardýn.
-Hani biraz hocasýn da…
Ýstihza hissetti Yusuf ince ince, anlamazlýktan geldi.
-Ee…
-Diyeceðim þu ki: Ben Allah’a inanmýyorum. Görmediðime de inanmam.
Bir çýrpýda aðzýndan çýkmýþtý o sözler. Konunun nereye uzanacaðýný tahmin etmiþti Yusuf. Sadece acýdý içinden “Zavallý Nevzat! Dýþýn gibi içinde kirlenmiþ. Öyle ya, dýþ iç alemin aynasýdýr derler” diye düþündü.
Nevzat konuþmaya devam ediyordu.
-Biz daðdayken maðaralara kapanýrdýk kýþ mevsiminde. Siyasi, sosyal ve kültürel eðitim alýrdýk. Ben ilkokul mezunuyum. Ama batý klasiklerinin hepsini okudum. Marks’ý, Lenin’i, Sartre’yi de… Hoþimin’i, Che Guevera’yý da bilirim. Hatta müthiþ bir dahi olan Muhammed’in hayatýný bile okudum. Doðrusu çok zeki bir insandý. Hele yazdýðý Kur’an’la (!) Arap yarýmadasýnda elde ettiði iktidar, takdire deðer doðrusu. Ancak o kadar yapýlabilirdi o asýrda. Bizim Serok onu bu yönüyle hep över durur yazdýðý eserlerde…
Acýyordu Yusuf; özünden koparýlmýþ, küfrün aðacýnda aþý tutmuþ, bu afili dað kaçkýný budalaya… Ailesi inanan kendisi öz deðerlerine düþman; Özgürlüðü için savaþtýðýagla!) halk, müslümandý. Nasýl yutmamýþtý daðlar bu zihniyeti. “Coðrafyamýn daðlarýnda küfür, kol gezer oldu” dedi. “Yaþadýðýmýz zulüm yetmez gibi. Neredesin ey daðlar meleði…”
Bu çipil gözlüye kýzsa… Hayýr, olmazdý, “Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel sözle davet et. Onlarla en güzel bir þekilde mücadele yap…” emr-i ilahisi dalgalandý zihninde. Onunla en güzel þekilde mücadele etmeliydi. Öyleyse cevap bekleyen Nevzat’la konuþmalýydý.
-Nevzat! Sana Allah’ýn varlýðýna dair Kur’an’dan hadisten delil getirmek, anladýðým kadarýyla boþa zaman kaybetmektir. Ýnanmýyorsun çünkü. Öyleyse akýl ve mantýk doðrultusunda söylediklerini çürütmek, hakikati sana göstermek gerek: Karþýndaki duvarý görüyor musun?
-Evet.
-Ya parmaklýklar?
-Evet!
-Oturduðun ranzayý?
-Evet! Onu da görüyorum.
-Ya aklýný Nevzat, onu da görüyor musun? Yada gösterebilir misin?
Bir sessizlik çöktü Nevzat’ýn hücresine:
-Göremiyorum; ama baþýmýn içinde olduðunu biliyorum, dedi.
-Yanýlýyorsun Nevzat! Baþýnýn içindekine beyin derler. Akýl diye bir organ yoktur baþ’ta.
-Yok mu?... Yani þimdi biz….
-Evet Nevzat! Aynen öyle, þu farkla ki biz deðil, sen -alýnma ama- akýlsýzsýn. Sen dedim, kendim için söylemedim. Çünkü ben görmediðim aklýmýn varlýðýna inanýyorum ve onu ispat edebilirim. Bu durumda sen de akýllý olduðun ispatlamakla mükellefsin. Evet, ne diyorsun?
-Þey!.. Ben… Ben. Ben akýllýyým ve aklým da var.
-Ýspat et öyleyse Nevzat ispat… Senin mantýðýna göre “Görünmeyen þey yoktur.” Aklýný göstermezsen, varlýðýndan þüphe ederim.
Sessizlik hakim oldu ortama. Anlaþýlan bir çeliþki, bir ikilem yaþýyordu ruhunda, “Zavallý Nevzat! Özüne yabancý, kandýrýlmýþ hemþerim!”
-O zaman ben ispatlayayým, dedi Yusuf. Ýki kere iki kaç eder.
-Dört.
-Nasýl bildin?
-Aklýmla elbet.
-Yani demek istiyorsun ki 2x2’nin dört etmesi aklýmýn bir eseridir. Her ne kadar onu gösteremiyorsam da, onun eserini gösterebilirim. Her eser de kendi yapýcýsýnýn varlýðýna delildir. Dolayýsýyla da aklýmýn varlýðýna 2x2’nin dört etmesi delildir. Öyle mi?
-Aynen öyle Her ne kadar ifade edemedimse de öyle düþünüyorum.
-Madem böyle düþünüyorsun, Rabbini nasýl inkâr edebilirsin ki? Yeri, göðü, içindekileri bu kadar düzenli ve uyumlu bir þekilde sevk ve idare eden; hatta insaný ve organizmasýný olaðanüstü ve kusursuz bir þekilde yaratan, O’ndan baþka kim olabilir? Her eser yapýcýsýnýn varlýðýna delilse; yer ve gökler, feza, kâinat, insan adlý bu sanat eserlerinin hepsi yaratýcýlarýnýn varlýðýna delil olmaz mý? Biraz düþünsene Nevzat? Tüm bunlar tesadüf sonucu olabilir mi? Þunu bil ki hiçbir þey kör tesadüfün sonucu deðildir…
Susmuþtu Nevzat. Ruhunda fýrtýnalar kopuyordu. “Kendi haline býrakmak en iyisi” diye düþündü Yusuf. Belki kalbi hakikate yanaþýr, demir atardý bu limana. Sonra hidayeti için dua etti Rabbine. Üstad’ý hatýrladý. Ne güzel demiþti: “..Akýllarý gözlerindedir. Göz ise hakikati göremez.”
Biraz sonra fýsýltýlar duydu Yusuf. Gardiyanýnýn biriyle fýsýldaþýyordu Nevzat. Kýsmen anlaþýlýyordu konuþtuklarý. Bir saat sonra hücresinden, giriþe yakýn ön bölümün bir hücresine alýndý Nevzat. Ne yapalým! Gardiyanlar hücremi deðiþtirdiler” dedi giderken. “Öyle olsun” dedi Yusuf içinden “Öyle olsun.”
Acý acý gülümsedi. Daha fazla kalsa inanacaðýndan korkmuþtu anlaþýlan. Anlaþmalý olarak ön tarafa alýnmýþtý gardiyanca. “Hakikat güneþine gözlerini kapayan, sadece kendine gece yapar, baþkasýna deðil Nevzat!” dedi kendi kendine “Sadece kendine…”
Gönderen: 15.01.2006 - 14:22
Bu Mesaji Bildir   Muvahhid üyenin diger mesajlarini ara Muvahhid üyenin Profiline bak Muvahhid üyeye özel mesaj gönder Muvahhid üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 774 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
kilimlili67 (47), EnToRia (39), cihankarasan (56), rahmali (60), beyazyol (44), hmurat (50), Sweet-Bircan (31), calinan_kalp (43), bobmalley (34), kerim71 (50), talip-ibrahim (38), kan-ka (50), behlül72 (52), n.nakla61 (40), yasinbirel80 (44), zuhre yildirim (44), SnNmMc (37), tarik82 (42), akin123 (37), MertTurk (43), *hira* (35), zaferburgu (49), mademney (42), esli (61), sipahii (43), gokhan (46), ISLAM_GUNESI (40), veteriner54 (42), meryem03 (40), engino (46), yol_cu (42), koyuncu339 (39), fizikcimrt (49), fgdibo (36), salem (46)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.57342 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.