*´¯`·.¸.·´¯`·.((( RAVDA.net ))).·´¯`·.¸ | SeVGiYe aÇILaN KaPI - “KENDİ NEFSİN İÇİN SEVİP İSTEDİKLERİNİ, BAŞKALARI İÇİN DE SEV, İSTE.”

	Anasayfa Yap
	Favoriye Ekle
	İrtibat

Üye Girişi

Üye Ol

Home

F o r u m

E-Kart

Tavsiye Et

Sitede Arama


» Kapsamlı Arama

Google`de Ara

Tavsiye Linkler

Kuran Kursu Mezunları

Önemli Linkler

Statü / İstatistik

En Son Üyemiz:
Didem_

53683 Toplam Üyemiz var.

Online Üyeler:

Online: 888 Misafir
Admin | Moderator | Vip | Üye

Giriş Vaktiniz: Cuma, 10. Mayıs 2024 - 07:18

Browseriniz:

IP Adresiniz: Hostname:

Toplam Forum: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193

Beni hatırla

Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » HADİS / SÜNNET » “KENDİ NEFSİN İÇİN SEVİP İSTEDİKLERİNİ, BAŞKALARI İÇİN DE SEV, İSTE.”

önceki konu diğer konu

6 okunmamış mesaj mevcut (Acik)

Sayfa (1): (1)

Gönderen

Mesaj

	tarıkyılmaz72

		KENDİ NEFSİN İÇİN SEVİP İSTEDİKLERİNİ, BAŞKALARI İÇİN DE SEV, İSTE.

163 Mesaj -

KENDÝ NEFSÝN ÝÇÝN SEVÝP ÝSTEDÝKLERÝNÝ, BAÞKALARI ÝÇÝN DE SEV, ÝSTE.

Ýslâmýn ana kaynaðý olan Kurân-ý Kerime göre, toplum bireylerinin ahiret ve dünya saadetine ulaþabilmeleri için aralarýnda ekonomik yardýmlaþmanýn zorunlu olduðunu görüyoruz. Ýslâm, emir ve nehiylerin büyük bir kýsmýný, toplumun ekonomik hayatýný saðlýklý tutmaya yönelterek, fertlerin servetlerini zayi olmaktan, israf edilmekten korumaya çalýþýr. Ýslâm, ayný zamanda, memleket ekonomisinin vurgunculuk (ruhsat), kumar (piyango), dolandýrýcýlýk, suiistimal gibi sebeplerle çökmesini de engeller.
SEVDÝÐÝNÝZ ÞEYLERDEN
BAÐIÞTA BULUNUN.

Sevdiðiniz þeylerden bol bol vermedikçe felâh ve mutluluða asla ulaþamazsýnýz. Bu âyet-i kerime nazil olduðu zaman, ashab adeta yarýþa girmiþlerdi. Onlarýn herbiri, en çok sevdiði þey neyse, onu Peygamber Efendimiz (S.A.V)´e götürüyor ve Allah için harcanmasýný istiyordu. Ebu Talha, bu âyetin iniþi üzerine, Hz. Peygamber (S.A.V)e gelip þöyle dedi:
Ey Allah´ýn Resûlü Benim bu dünyada en çok sevdiðim malým Beyruha adýndaki hurmalýðýmdýr. Lütfen orasýný Allah için kamu hizmetine harcayýn ki; ben de bu âyetin iþaret ettiði insanlar içine gireyim. Ve hurmalýk, Allah Resûlü tarafýndan derhal infâk edilmiþ, kamu yararýna yoksullara baðýþlanmýþtýr.
Zeyd B. Harise çok sevdiði atý Sely´i, Hz. Peygamber (S.A.V)´e getirip bunun tasadduk edilmesini istemiþ ve bu at Hz. Peygamber (S.A.V) tarafýndan Üsame B. Zeyd´e baðýþlanmýþtýr.
Allah´a îmânýn en güçlü iþaretlerinden biri de eldeki ni-met ve imkânlarý baþkalarýnýn yararýna seferber etmektir. Nefsin afetleri olan hýrsýn, kinin, cimriliðin paslatmadýðý kalpler, mutluluklarýný baþkalarýna baðýþta bulunarak dýþa vururlar. Bu bahtiyarlýðý en mükemmel þekilde yaþayanlar, hiç kuþkusuz peygamberlerdir. Ýbn Abbas Hazretleri, son Resûl´ün baþkalarýna baðýþtan duyduðu mutluluðu anlatýrken þöyle diyor:
"Yüce Peygamber´in baþkalarýna baðýþta bulunuþu, her þeyi saçýp savuran rüzgârdan daha cömertçeydi." Bu cömertlik, nebîlerde ve halifelerde, bütün imkânlarý, hatta hayatý bile vermeye kadar uzanýr. Bir hadîs-i þerif þöyle der:
"Biz peygamberler zümresine varis olunmaz. Býraktýðýmýz herþey sadakadýr."
Kur´ân-ý Kerim´in en yüce mertebe olarak övdüðü þehitlik, Allah için baðýþlamanýn zirvesi deðil midir? Þehit, en kýymetli varlýðýný, hayatýný, baþkalarý için vermiyor mu?

"VERMEK,
ÝNSANI ALLAH YOLUNDA ÝLERLETÝR."

Vermek, insaný Allah yolunda ilerleten ve nefs tezkiyesine ulaþtýran vasýtalarýn en güçlülerinden biridir. Çünkü vermek, insandaki faniye, iðretiye tapmayý besleyen hýrsý, kökünden kaldýrmaktadýr. Yüce Rabbimiz þöyle buyuruyor:
15/HÝCR-9: "Ýnnâ nahnu nezzelnez zikre ve innâ lehu lehâfizûn(e)."
Bu zikri Biz, muhakkak ki Biz indirdik, onun muhafýzý (koruyucusu da) muhakkak ki Biziz.

"HIRSI KIRMAK ÝÇÝN VERÝN"

Hýrsý kýrmak için, sevilen þeylerden vermek lâzýmdýr. Çöplüðe atacaðýmýz þeylerden vermek, deðer ifade etmez.
2/BAKARA-267: "Yâ eyyuhellezîne âmenû enfikû min tayyibâti mâ kesebtum ve mimmâ ehracnâ lekum minel ard(ardý göz kırpma

, ve lâ teyemmemul habîse minhu tunfikûne ve lestum bi âhýzîhî illâ en tugmidû fîh(fîhî göz kırpma

. Va-lemu ennallâhe ganiyyun hamîd(hamîdun)."
Ey îmân edenler! Kazandýklarýnýz þeylerin ve sizin için yerden çýkardýklarýmýzýn temizlerinden infâk edin (baþkalarýna, ihtiyacý olanlara verin). Ve sakýn onun kötüsünden ve (göz yummadan, gönül rahatlýðýyla kendiniz için) alamayacaðýnýz (ucuz ve düþük evsaflý þeyleri) infâk etmeye kalkýþmayýn. Ve bilin ki; muhakkak ki Allah, GANÝYY´ün HAMÝD´dir.
Azlýk, çokluk önemli deðildir. Önemli olan verilenin bizden ne kopardýðý, baþka bir deyimle bizi ne ölçüde fedakârlýða zorladýðýdýr. Bu yüzdendir ki imkânlarý kýsýr bir insanýn verdiði on bin lira, imkânlarý bol bir insanýn verdiði milyonlarca liradan daha üstün olabilir. Çünkü verilenin miktarýndan çok, verenin katlandýðý fedakârlýk ölçüdür.

"AZKEN VERMEYEN,
ÇOÐALINCA HÝÇ VEREMEZ."

Ýslâm büyükleri demiþlerdir ki: "Azken veremeyen, çoðalýnca hiç veremez." Bu olgu, insan yaradýlýþýnýn özelliklerinden birini ifade eder. Bunun bir uzantýsý olarak, vermenin en makbulü, yokluk ve sýkýntý içinde iken yapýlandýr. Yüce Rabbimiz, Allah´a teslim olanlarýn belirgin iþaretlerinden biri olarak, darlýk ve sýkýntý zamanlarýnda kendisi de darlýk ve sýkýntý içindeyken vermek olduðunu göstermektedir.
2/BAKARA-177: "Leysel birra en tuvellû vucûhekum kýbelel meþrýký vel maðrýbi ve lâkinnel birra men âmene billâhi vel yevmil âhýrý vel melâiketi vel kitâbi ven nebiyyîne, ve âtelmâle alâ hubbihî zevil kurbâ vel yetâmâ vel mesâkine vebnes sebîli ves sâilîne ve firrýkâbi, ve ekâmes salâte ve âtez zekâte, vel mûfûne biahdihim izâ âhedû, ves sâbirîne fil ba-sâi ved darrâi ve hýnelbe-si, ulâikellezîne sadakû, ve ulâike humul muttekûn(e)."
Yüzlerinizi doðu ve batý tarafýna çevirmeniz (hakiki îmâný yansýtan) BÝRR (ebrar kýlacak davranýþ biçimi) deðildir. Lâkin asýl birr, kiþinin, Allah´a, yevm-il ahire, (Allah´a ulaþýlan sonraki güne, hidayet gününe, vuslat gününe) meleklere, kitaba, peygamberlere îmân etmesi ve O´nun sevgisine dayalý olarak, akrabalarýna (yakýnlýk sahiplerine) yetimlere, miskinlere (çalýþamaz durumda olan ihtiyarlara) yolda kalmýþ yolculara, dilencilere, köle ve esirlere (kurtulmalarý için) mal vermesi (harcamasý göz kırpma

namazý kýlmasý, zekâtý vermesi, ahd verdiði (Allah´a ve insanlara) zaman ahdini yerine getirmesi, zorlukta ve darlýkta ve sýkýntý halinde sabredenlerden olmasýdýr. Ýþte onlar, o kiþiler sadýklardýr. Ýþte, takva sahibi onlardýr.
Böyle bir durumda vermek, gerçekten sevilenden vermektir.
3/AL-Ý ÝMRAN-92: "Len tenâlul birra hattâ tunfikû mimmâ tuhibbûn(tuhibbûne). Ve mâ tunfikû min þey´in fe innallâhe bihî alîm(alîmun)."
Sevdiðiniz þeylerden infâk etmedikçe (Allah için vermedikçe) asla BÝRR´e nail olamaz (temize çýkamaz) sýnýz. (Allah´ýn size verdikleri) þeyden neyi infâk ettinizse (Allah yolunda baþkalarýna verdinizse) hiç þüphesiz Allah onu bilen, ALÎM´dir.
3/AL-Ý ÝMRAN-134:"Ellezîne yunfikûne fîs serrâi ved darrâi vel kâzýmînel gayza vel âfîne anin nâs(nâsi), vallâhu yuhibbul muhsinîn(muhsinîne)."
O (takva sahipleri) ki; bollukta da, darlýkta da (Allah için) infâk ederler (ihtiyaç sahiplerine verirler). Öfkelerini yutarlar ve insanlarý affederler. Allah muhsinleri sever.
Ýnsan nefsi, fedakârlýktan kaçmak için en inandýrýcý bahaneleri icat etmekte çok ustadýr. Ýnsan, bazen otuz yýl sonra yiyeceði lüks bir tatlýnýn hesabýný yapar da, akþama yiyecek ekmeði bulunmayan çaresizleri görmez. Sebebini sorarsanýz, cevap hazýrdýr: "Ben de ihtiyaç içindeyim. Evde lâzým olan, mescitte haramdýr."
Geçim sýkýntýsý, izafi bir kavramdýr. Herkese göre anlamý farklýdýr. Hasta yavrusuna aspirin alamayan adamýn sýkýntýsý da sýkýntýdýr, arabasýnýn modelini yenilemek isteyen adamýn sýkýntýsý da sýkýntýdýr. Bunlara sorduðunuzda ikisi de: "Ýhtiyacým var." diyebilir. Fakat ikisi arasýndaki farký, mürþide baðlý herkes derhal ayýrýr. Bu yüzdendir ki; mutlu bir dünya için akýl ve mantýk becerisinden çok, ruhunu, vechini ve nefsini Allah´a teslim etmiþ kiþilere ihtiyaç vardýr.

"TOPLUM SERVETLERÝNÝ HAPSETMEYÝN."

Yüce Rabbimiz, insan için öngördüðü huzur ve saadet hedefine ulaþabilmenin bütün emir ve nehiylerini, Kur-ân´da açýklamýþtýr. Ahiret ve dünya saadetine ulaþabilmenin temel vasýtalarýndan biri de mal ile cihaddýr. Allah, mal ile cihadýn en alt noktasýnda zekât vermemizi emrederken, bizi faiz yemekten nehyetmektedir. Ýslâmiyet, zekât emrinin uygulanýþýnda, öngördüðü bazý âyetlerle, servetin iþ görmez halde tutulmasýný engellerken, bir yandan da faizi yasaklayarak, yatýrýmlarýn yapýlmasýna zemin hazýrlayarak ayný sonuca varmayý hedeflemiþtir. Ýslâmiyette, servetin bekletilmesi uygun görülmez. Ýslâm´ýn bütün emir ve nehiyleri, "üreten insan, iþleyen sermaye" esasýnýn hakim olmasýna yöneliktir.

"ÜRETEN ÝNSAN ÝSTEYEN ÝSLÂM,
ÝÞLEYEN SERMAYEYE MUHTAÇTIR."

Allah, dünya âleminde vücut verdiði insaný, besleneceði ölçüde nî-metlendirmektedir. Yüce Rabbimiz, bu noktada son derece açýk beyanda bulunmaktadýr. Hal böyle olunca, yeryüzü sofrasýnda neden bazýlarý aç, bazýlarý ise yiyebileceðinden fazlasýna sahiptir? Ýslâm burada iki þeyi göstermektedir:
- Ýnsanýn üretmemesi
- Servetin çalýþmamasý
Yüce Rabbimiz birincisine þu âyetle karþý çýkmaktadýr:
53/NECM-39: "Ve en leyse lil insâni illâ mâ seâ."
Ýnsan için çalýþmasýndan baþka bir þey yoktur.
Ýkinci sebep olan servetin çalýþmamasýna karþý çýkarken de þu âyeti açýklýyor:
59/HAÞR-7 :"Lâ yekûne dûleten beynel agniyâi minkum."
O mal içinizdeki zenginler arasýnda elden ele dolaþan bir servet olmasýn.
Ýnsan hayatýnda ana sermaye unsurlarýný bir yerde tutmak, üreten insanlarýn çalýþma alanlarýnýn geniþlemesini engellemektedir. Çünkü iþ alaný, herþeyden once, sermaye gerektirir. Sermayenin çalýþtýrmadan bekletilmesi, musîbeti davet eder. Musîbet, iki baþlý olup, kullanan için kibir ve azgýnlýk, kullanmayan için kin ve aþaðýlýk kompleksi halinde belirir.

"SAHÂBE,
SEVDÝKLERÝNDEN ÝNFÂK ETMENÝN
HATTA KENDÝ ÝHTÝYACI OLANI VERMENÝN
MUTLULUÐUNU, HAZZINI YAÞAMIÞTI."

13/RAD-20: "Ellezîne yûfûne biahdillâhi ve lâ yenkudûnel mîsâk(a)."
Onlar Allah ile ahdlerini (nefslerinin yeminini, ruhlarýnýn misakini ve vechlerinin ahdini) ifa ederler (yerine getirirler). Ve misaklerini (ruhlarýnýn Allah´a ezelde verdiði ölümden evvel Allah´a ulaþma yeminini) bozmazlar.
Allah´a verdikleri yeminleri yerine getirdiler. Allah´ýn vasiyetini yerine getirdiler. Önce ruh, fizik vücut ve nefslerini Allah´a teslim ederek ahdlerini ifa ettiler. Sonra Allah´ýn vasiyeti olan iradelerini de teslim ettiler.
13/RAD-21: "Vellezîne yasýlûne mâ emerallâhu bihî en yûsale ve yahþevne rabbehum ve yehâfûne sûel hisâb(i)."
Ve onlar Allah´ýn (ölümden evvel) Allah&´a ulaþtýrýlmasýný emrettiði þeyi (ruhlarýný göz kırpma

O´na (Allah´a) ulaþtýrýrlar. Ve Rab´lerine karþý huþû duyarlar ve kötü hesaptan (cehenneme girmekten) korkarlar.
Ýlk teslim, ruhun teslimidir. Sahâbe, ruhunu Allah´a yaþarken teslim etmiþtir.
3/AL-Ý ÝMRAN-20: "Fe in hâccûke fe kul eslemtu vechiye lillâhi ve menittebean(menittebeani), ve kul lillezîne ûtûl kitâbe vel ummiyyîne e eslemtum, fe in eslemû fe kadihtedev, ve in tevellev fe innemâ aleykel belag(belagu), vallâhu basîrun bil ýbâd(ýbâdi)."
Eðer seninle tartýþmaya kalkarlarsa, o zaman de ki: "Ben ve bana tâbî olanlar vechimizi (fizik vücudumuzu) Allah´a teslim ettik." O kitap verilenlere ve ÜMMÎ´lere de ki: "Siz de (fizik vücudunuzu Allah´a) teslim ettiniz mi? Eðer teslim ettilerse o zaman (onlar) andolsun ki; hidayete ermiþlerdir. Eðer yüz çevirirlerse, o zaman sana düþen (görev) ancak tebliðdir. Allah kullarýný BASÎR´dir (görendir).
Ýkinci teslim, fizik vücudun teslimidir. Bütün sahâbenin, bu teslimi de yerine getirdiðini görüyoruz.
13/RAD-22: "Vellezîne saberûbtigâe vechi rabbihim ve ekâmûs salâte ve enfekû mimmâ rezaknâhum sirren ve alâniyeten ve yedreûne bil hasenetis seyyiete ulâike lehum ukbed dâr(i)."
Onlar sabýrla Rab´lerinin vechini (Zat´ýný, Zat´a ulaþmayý, Allah´ýn Zat´ýný görmeyi) dilerler. Ve namazý kýlarlar. Rýzýklandýrýldýklarý þeyden gizli ve açýk olarak infâk ederler (baþkalarýna verirler) ve seyyiati hasenata çevirirler, onlar için ne güzel bir yurt (cennet) var.
Üçüncü teslim, nefs teslimidir. Tüm sahâbenin nefslerinde hiçbir afet kalmadýðýný görüyoruz. Hepsi de hayrýn sahibi olmuþlar.
Onlar, Allah´ýn vechini görmeyi dilediler. Bu sebeple, Allah´ýn bütün farz emirlerini üst seviyede yerine getirdiler. Ýbadetlerini yaptýlar ve gizli-açýk infâk ettiler. Böylelikle, kötülüðe iyilikle mukabele edebilecekleri seviyeye geldiler.
13/RAD-23: "Cennâtu adnin yedhulûnehâ ve men salaha min âbâihim ve ezvâcihim ve zurriyâtihim vel melâiketu yedhulûne aleyhim min kulli bâb(in)."
Adn cennetleri; Allah babalarýndan, zürriyetlerinden ve zevcelerinden salâha ulaþmýþ olanlarý bu cennetlere koyar. Melekler onlarý karþýlayarak bütün kapýlardan içeri alýrlar.
13/RAD-24: "Selâmun aleykum bimâ sabertum feni-me ukbed dâr(i)."
Sabretmenizden dolayý üzerinize selâm olsun. Bu dârý dünyanýn en güzel akibetidir.
Sabrýn sahibi olmuþlar. Salâh´a ulaþmýþlar.
Bütün bu kademelerde, Allah´ýn yolunda ilerlemek için infâk etmenin rolü çok büyüktür. Sahâbenin bu mutluluðu yaþadýðýný görüyoruz. Peygamber Efendimiz (S.A.V)´in bu hadîsteki sözüne tamamen itaat etmiþler. Onlar, peygamberle, sýddîklerle ve þehitlerle haþrolunacaklardýr.
4/NÝSA-69: "Ve men yutýýllâhe ver resûle fe ulâike meallezîne en-amellâhu aleyhim minen nebiyyîne ves sýddîkîne veþ þuhedâi ves sâlihîn(sâlihîne), ve hasune ulâike refîkâ agla

refîkan)."
Ve kim Allah´a ve Resûl´e itaat ederse iþte onlar, Allah´ýn kendilerine ni-met verdiði nebîlerle (peygamberlerle) ve sýddîklerle ve þehitlerle ve salihlerle beraberdirler. Onlar (ne güzel) arkadaþtýrlar.
Yüce Rabbimizden, bu dünya hayatýnýn esas gayesine ulaþýp, o mutluluklarý cümlemizin yaþamasýný dileriz.

Mesaj 2 kez düzenlendi. En son tarıkyılmaz72 tarafından, 26.11.2005 - 00:13 tarihinde.

Gönderen: 01.11.2005 - 04:24

tarıkyılmaz72 üyenin diger mesajlarini ara

tarıkyılmaz72 üyeyi arkadas listeme ekle

	tarıkyılmaz72

		..

163 Mesaj -

okuyanlardan Allah razý olsun

Gönderen: 02.11.2005 - 05:48

	tarıkyılmaz72

TÜRKİYE BUNLARA DİKKAT ETSE EKONOMİK OLARAK ÇOK GELİŞİR

163 Mesaj -

"TOPLUM SERVETLERÝNÝ HAPSETMEYÝN."

Yüce Rabbimiz, insan için öngördüðü huzur ve saadet hedefine ulaþabilmenin bütün emir ve nehiylerini, Kur-ân´da açýklamýþtýr. Ahiret ve dünya saadetine ulaþabilmenin temel vasýtalarýndan biri de mal ile cihaddýr. Allah, mal ile cihadýn en alt noktasýnda zekât vermemizi emrederken, bizi faiz yemekten nehyetmektedir. Ýslâmiyet, zekât emrinin uygulanýþýnda, öngördüðü bazý âyetlerle, servetin iþ görmez halde tutulmasýný engellerken, bir yandan da faizi yasaklayarak, yatýrýmlarýn yapýlmasýna zemin hazýrlayarak ayný sonuca varmayý hedeflemiþtir. Ýslâmiyette, servetin bekletilmesi uygun görülmez. Ýslâm´ýn bütün emir ve nehiyleri, "üreten insan, iþleyen sermaye" esasýnýn hakim olmasýna yöneliktir.

Gönderen: 21.12.2005 - 19:53

	SuMeYRa

RE:

1576 Mesaj -

Rica etsem Profilinizden özel mesajinizi acarmisiniz?

Mesaj 1 kez düzenlendi. En son SuMeYRa tarafından, 21.12.2005 - 20:39 tarihinde.

Gönderen: 21.12.2005 - 20:38

	tarıkyılmaz72

		..

163 Mesaj -

AÇTIM ÝNÞAALLAH

Gönderen: 22.12.2005 - 05:42

	pejocu

HIRS, ŞEHVET

84 Mesaj -

HIRS, ÞEHVET
Hýrs ve þehvet insana Allah'ýn yolunda çok derecat kaybettiren ve çok piþmanlýk çektiren iki afettir.

70/Mearic-19- Ýnnel-insâne hulika helûâ.
- Ýnsan, þüphesiz hýrslý yaratýlmýþtýr.

64/Tegabün-16- Ve men yüka þühha nefsihî feüllâike hümülmüflihûn.
Nefsinin hýrsýndan korunabilen felâha saadete erer.

Gönderen: 12.03.2006 - 10:42

Pozisyon - İmzalar göster

Sayfa (1): (1)

önceki konu diğer konu

Lütfen Seçiniz:

Şu an Yok üye ve 888 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]

Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
ambulans64 (60), salihbayram (52), opel (54), islamci_genc (37), celal1974 (50), savage41xxx (52), LAZPARATOR61 (45), kral29 (35), siseyna (43), demir_kralll (33), yepremreha (47), YA_rab (31), zompur (54), ALMILA_GÜL (56), Mystigue (53), kecmk (53), akpinar61 (59), aqabe (60), agenc24 (52), y.erkek (52), internet22 (41), kutsalsavasc&ya.. (37), karindas (45), sehadet_61 (46), Serdar_ (44), bahtiyar28 (54), maun (42), bayramsalih (52), arifünal (64), HANCEREN (55), mecruh (45), MuSLimaNKa (34), bilalkale (50), DeLiCaN (944), veysel setdibi (62), tilli (51), erzurumlunet (46), sema_ihl (38), cemre (52), m.kara (58), yyunuss (39), x_X_x (41), Muhammed1968 (57), hçerçi (72), lcd (47), fatihreis (39), Baharayyildiz (40), haci_nl (47), cemil (46), yakupakyuz (60), gazikoc58 (51), Ankebut57 (45), L a V i N i a (40), sofu_23 (51), Beyaz dilek&cce.. (40), tabu (50), sümbül (37), yakupalan (45), Alperen Eren (46), HikmetSagir (81), YaSaX (44), Barnabas (39), islamasevdal&ya.. (38), ilyas1970 (54), criminalist (52), Ayhan-61 (58), nurayaz (30), mörscher (58), basmuharrir (58), Goodmanx (57), mahmut1968 (56), djnefret (41), karadeniz krali (54), ayseli (58), cengo06 (62), yasarerkek (52), hz.ömer (37), ismailxxx (46), tayyarozbak (40), karamurat1 (51), sari_kiz (38), kaslim (42), ayyildiz_70 (34), The Mediterrane.. (53), bahadir (50), ~TUTI~ (37), dostahasret (43), Selinnurx (56), apocalyptica (45), markat (46), derlerkahin (46), isa dogan (50), EROL AKBULUT (56), Yaseminnur (37), sehadet_aski (42)

Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler

Copyright © ((( RAVDA.net ))) * İrtibat * RAVDA Reklam Servisi * Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.

Sayfa 0.60163 saniyede açıldı

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.