generique luvox stromectol generique kaletra generique plaquenil budesonide prograf propecia proscar protonix protopic provas comp provas maxx provas provera pyridium ranimed ranisifar rebetol red viagra regepar reglan remeron reminyl renagel renova requip resochine retin a retrovir revatio revia rheumatrex rhinocort rhinovent risperdal rivodarone robaxin rocaltrol rogaine rudopram rulid rulide salazopyrin saroten selecim septicol
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » K İ T A P / K Ü L T Ü R / S A N A T » KİTAP & DERGİ » sevgi safsataya dönüstügünde

önceki konu   diğer konu
2 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Gönderen
Mesaj
asil_kalp_4 su an offline asil_kalp_4  
sevgi safsataya dönüstügünde
160 Mesaj -
Sevgi "safsata"ya dönüþtüðünde;

Gerçek sevgi iki kelimeye sýðmaz. Onu kelimeler anlatamaz. Asýl sevgide sadece dil deðil; tüm beden ve tüm ruh birlikte hareket eder. Dilden ziyade hâl anlatýr sevgiyi.

Safsata ve sevgi Birbirinden çok uzak; hatta iki zýt kavramdýr. Safsata kelimesi sevgi için kullanýlan en aðýr bir sözdür belki de. Fakat ben safsatayý gerçek sevgiye, sevginin kutsallýðýna, Mevlâ'dan gelen sevgiye deðil; bilinçsiz bir þekilde "Seni seviyorum!" diyenlere, sevginin ne anlama geldiðini bilmeden, anlamadan, kaynaðýný nereden aldýðýný telâkki etmeden söyleyenlere; kim için ve neye dayanarak sevdiðini bilmeden daha doðrusu sevdiðini ya da sevildiðini zannedenlere ve bu iki kelimeyi aðýzlarýnda sakýz edenlere söylüyorum. Evet, "seni seviyorum" sözü yalandýr, safsatadan baþka bir þey deðildir. Aþk üzerine oynanan oyunlarýn temel parçasý olarak kullanýlýr. Seni seviyorum sözü kandýrmacadan ibarettir. Aþk gözyaþlarý dökmemek için söylenilen bir sözdür. Sadece iki kelimeye indirgenmiþ aþk düzenbazlýklarýnýn yok olmamasý içindir. Bu iki kelimeyi söylemediðinde ya da duymadýðýnda aþkýn biteceðini düþünenlerin yalanýdýr: "Seni seviyorum Hem de kocaman bir yalan ve müthiþ bir safsata... Çünkü gerçek sevgi iki kelimeye sýðmaz. Onu kelimeler anlatamaz. Asýl sevgide sadece dil deðil; tüm beden ve tüm ruh birlikte hareket eder. Dilden ziyade hâl anlatýr sevgiyi. Söylemeye, ifade etmeye, anlatmaya gerek kalmaz. Sevgi anlaþýlýr ve sevgi yaþanýr

Ýsterseniz, gelin, beraberce karlý bir güne gidelim. Her yer bembeyaz ve bir adam en çok sevdiði, zevk aldýðý bembeyaz karlarýn üzerinde yürüyor. Ne mi olmuþ? O hâlde karlý bir günü birlikte yaþamaya hazýr olun. Yürüyen adamdan dinleyelim:

Karlý bir gün

Her yer kar ve her yer bembeyaz

Ve yürüyorum yavaþ yavaþ

Açýkçasý nereye yürüdüðümü hiç önemsemeden atýyorum her adýmýmý. Bir türlü bitmek bilmeyen dünyanýn dertlerini ve meþakkatlerini bir tarafa býrakmýþ olduðum hâlde yürüyorum

Yürüdüðüm için mi düþünmeye baþlamýþtým; yoksa düþündüðüm için mi yürümeye devam ediyordum; onu da anlayamamýþtým, o kadar da önemli deðildi zaten. Çünkü yürüyordum ve yürüdükçe rahatlýyordum. Fakat yürüyen sadece ben deðildim o karlý günde Dünyayý ve içindekileri bir tarafa býrakan iki kiþi daha vardý yürüyen ve bana doðru gittikçe yaklaþan. Týpký benim gibi onlar da yürüdükleri yola bakmýyorlardý. Kim bilir belki onlar da nereye gittiklerini bilmeden yürüyorlardý. Daha doðrusu onlar yola bak(a)mýyorlardý, yol önemli deðildi onlar için Çünkü görme iþlevini icra eden göz, onlara yolu deðil birbirlerini gösteriyordu. Birbirlerinin gözlerine, gözbebeklerine bakarak yürüyorlardý. Bir baþkasýnýn gözünde yine kendisini, kendi varlýðýný görmek için yürüyorlardý sanki… Yürüdükçe mesafeler azalmýþ ve iyice yaklaþmýþtýk birbirimize. Ben onlarý tüm varlýðýmla fark etmeme raðmen; onlar beni görmüyorlar yahut görmek istemiyorlardý. Ki zaten dünyayý ve içindekileri bir tarafa býrakmýþ bir hâlde yürüyorlardý; beni görseler bile ne deðiþecekti? Ýþte tam o anda safsata hareketi baþlamýþtý benim için: "Seni seviyorum! Seni çok seviyorum!" demiþti kýz, erkeðin gözüne bakarak "Seni sevdiðimi daha ne kadar söylemem gerekiyor, niçin beni anlamýyorsun?" diye de eklemiþti. Ondan sonrasýný hatýrlamýyorum bile. Ne oldu, ne deðiþti, erkek kýza ne dedi, kýz hangi cevabý verdi umurumda deðildi

Sonra ben daha ne kadar yürüdüm ve nereye kadar gittim, bilmiyorum. Bildiðim þey, o karlý günümün: "Seni seviyorum!" sözüne, bu iki kelimeye, bu safsataya odaklanmýþ ve bu iki kelimeyle yoðrulmuþ olduðu Seni seviyorum demekle acaba: "Senin beni sevdiðini sevmek istiyorum" ya da "senin, benim bu sevgimi fark etmeni, anlamaný, bilmeni seviyorum" mu demek istemiþti? "Seni seviyorum" deme ihtiyacý duyuyorsa bir kiþi: Sevmeyi deðil; sevilmeyi istiyor demektir. Ben seni seviyorum Sevilen kim: "Sen!" O hâlde bu sevgimi fark etmeli, anlamalýsýn. Beni fark et, beni gör ve beni anla. Ben seni seviyorum; bu sevgime karþýlýk ver

Ýyi de insan, sevdiði bir insana, kendisini zorla fark ettiriyorsa, bu sevgi ne derece yükselebilir? Nereye kadar gidebilir? Sevgi, kalp aynasýnda kendine yer bulamýyorsa, dil sonsuza kadar "Seni seviyorum" dese bile ne deðiþecektir? Kalp aynasý, o sevgiyi yansýtmadýktan sonra kelimeler anlamýný yitirir. Sözcükler yetim kalýr. Dil söyler; ama kelimeler kalbe ulaþmaz. Oysaki sevgide asýl önemli olan, dil deðil hâldir. Sevginin yükselebilmesi için, ilahî bir boyuta doðru yol alabilmesi için ve "Muhabbetullah" derecesine ulaþabilmesi için, Yüce Yaratýcý'nýn lutfetmiþ olduðu sevgi pýnarýndan beslenmesi gerekmektedir. Yaratýcý'ya ulaþmayan ve ulaþtýrmayan sevgi, sevgi deðildir; olsa olsa safsatadýr. Evet, Allah'tan gelmeyen her sevgi, safsatadan baþka bir þey deðildir. Allah'a ulaþmayan ve ulaþtýrmayan sevgiler yok olmaya mahkûmdur.

O karlý günde, bu iki kelimeden zihnimde kalan çok küçük parçalardý bunlar. Bu iki kelimeden dolayý ben o gün bunlarý düþünmüþtüm. Sevgisine karþýlýk bekleyen, karþýlýk görmediðinde yýkýlan, kahrolan, dünyasý alt üst olan insanlarý düþünmüþtüm. Derin muhtevasý hiç anlaþýlmadan, kaynaðýnýn nereden geldiði hiç düþünülmeden, yaþanmadan söylenilmiþ ve söylenmeye devam edilen bir söz olmuþtu: "Seni seviyorum Bu yüzden artýk bu söz de gerçek anlamýný yitirmiþ, asýl anlamýndan çok uzaklaþmýþtýr. "Seni seviyorum", karþýlýk bekleyen bir söz hâline gelmiþtir: "Ben seni seviyorum, ya sen? Sen de beni seviyor musun?" Karþýlýk gelmediðinde ise, sevgi hüsrana dönüþmektedir. Ýnsan, yaþadýklarýný "aþk" olarak görüyor; fakat karþýlýk bulamayýnca dünya ona zindan oluyor, iç dünyasýnda fýrtýnalar kopmaya baþlýyordu. Yýkýlýp kahroluyor, yakýp yýkýyordu "Nerede hata yaptým? diye sýzlanmalar baþlýyordu daha sonra. Aþka bir suçlu aranýyordu ve suçlu olarak aþka hüküm biçiliyordu: "Bir daha asla âþýk olmayacaðým Bir daha hiç kimseyi sevmeyeceðim Lânet olsun aþka ve lânet olsun sevgiye

Bununla da bitmiyordu her þey Kiþi, baþta kendisi olmak üzere toplumdan kopuyordu. Toplumdan uzaklaþtýkça kendi yalnýzlýðýna bürünüyor, bunun sonucunda ise, hem kendisine, hem de tüm dýþ dünyaya karþý bir yabancýlaþma baþlýyordu. Kendisini deðersiz, bir "hiç" olarak görerek kendisinden nefret ediyor; insanlardan koptukça toplumdan uzaklaþýyor; toplumdan uzaklaþtýkça kendi yalnýzlýðýna gömülüyor ve artýk tüm insanlýk onun için "iðrenç mahlûklar" oluveriyordu. Zindana dönen bu melankolik dünyadan kurtulmak için tek bir yol kalýyordu geriye: Ýntihar

Tüm bunlardan sonra bir soru dolaþýyordu zihnimde: "Seni seviyorum!" demekle her þey hallediliyor muydu? Sevgi bu muydu? Sevgi iki kelimeye indirgenebilir miydi? Oysa gerçek sevgi iki kelimeye sýðmýyordu. Gerçek sevgiyi kelimeler anlatamýyordu. Kelimeler, sözcükler, cümleler asýl sevgi karþýsýnda anlamlarýný yitiriyordu.

Zannetmeyin ki, ben, sevginin ifade edilmesine karþýyým. Hayýr, sevgi yeri ve zamaný geldiðinde elbette ki söylenmeli, ifade edilmelidir. Kiþi sevdiðine, bu sevgisini iletmeli, onunla da paylaþmalýdýr. Ben sevginin ifade ediliþine deðil; onun sadece dilde, sözde kalýþýna, hayata aktarýlmayýþýna tepki gösteriyorum. Sevginin ne demek olduðunu, kimin adýna baþlayýp, nereden nereye götürdüðünü bilmeden, anlamadan sadece "Seni seviyorum!" diyenlere ise, tekrar sesleniyorum: Sevgi anlatýlamaz, yaþanýr. Gerçek sevgiyi yaþayanlar bilir. "Seni seviyorum!" demekle ne sevgi yücelir, ne de "aþk''Gerçek sevgi "Leyla"dan, "Mevlâ"ya ulaþan sevgidir. Leyla amaç deðil; araç olmalýdýr ki, böylece Arþ'a çýkýp Mevlâ'ya yükselebilsin.

Ýþ bu hâlden sonra Fuzûli'nin dediði gibi diyebilmektir gerçek sevgi:

"Çekil önümden Leyla! Ben LEYLAM'A gidiyorum."



Sonuç olarak;



Allah'tan gelmeyen, Allah'a ulaþtýrmayan ve Allah için olmayan her sevgi ve her aþk yok olsun diyor ve hem aþkýn, hem de sevginin en yücesine ulaþabilmek için, hep birlikte, Ebû Nuaym Radýyallahu Anh'ýn rivayet ettiði, Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in duasýyla dua etmeyi teklif ediyorum:

"Allahým! Bana senin sevgini, seni sevenin sevgisini, senin sevgine ulaþtýracak olan her sevgiyi nasip et."
Gönderen: 06.05.2004 - 15:44
Bu Mesaji Bildir   asil_kalp_4 üyenin diger mesajlarini ara asil_kalp_4 üyenin Profiline bak asil_kalp_4 üyeye özel mesaj gönder asil_kalp_4 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
önceki konu   diğer konu

Mesajlar Gönderen Tarih
 sevgi safsataya dönüstügünde
asil_kalp_4 06.05.2004 - 15:44
 sevgi safsataya dönüstügünde
sonSabah 28.12.2004 - 02:43

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 486 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
SaDeCe_BeN (42), BaLiM (38), Kemaloglu (46), ziþan (46), kaan67 (56), vuslathasretiC (41), yasin24021986 (40), ali_celiker (43), karakartal69 (55), fatihoz (56), htdayi (47), SABIR74Köln (50), nur47 (56), arzuasu (37), yesil_sevda (41), Salman_Raduyew (43), hesna (36), gülbahçem (45), hakancem75 (48), kuzguncuk (44), a-rahmanonay (39), nefretim-var (42), 89_Komando (35), sarýgazi.. (47), Ömer36 (33), irfan özkan (57), zelihaaa (42), vuslat hasreti (41), Andalusia (42), yalcinkarakilic (49), polat505 (39)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.78352 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.