0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » ZEKÂT İSLÂM'IN KÖPRÜSÜDÜR...

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Ukab su an offline Ukab  
ZEKÂT İSLÂM'IN KÖPRÜSÜDÜR...
575 Mesaj -
"NAMAZI DOSDOÐRU KILIN VE ZEKÂTI DA VERÝN"

(1) Ýslâm'ýn, imandan sonra ilk akla gelen iki rüknünden birincisi namaz, ikincisi de zekâttýr. Bir hadis–i þerifte Efendimiz þöyle buyurmuþtur:
"Ýslâm beþ þey üzerine bina edilmiþtir: Allah'tan baþka ilâh olmadýðýna ve Muhammed'in Allah'ýn Resûlü olduðuna þahadet etmek, namaz kýlmak, zekât vermek, hac etmek, ramazan orucunu tutmak."agla2)
Kur'an–ý Kerim, pek çok yerde namazla zekâtý hep yan yana zikreder. "Namaz kýlýn!" derken arkasýndan da "Zekât verin!"diye emreder. Aralarýnda çok kuvvetli bir bað vardýr.
Zekât, namazýn kardeþidir. Namaz beden ile yapýlan, zekât ise mal ile yapýlan bir ibadettir. Namaz dinin direði, zekât ise kantarasý yani köprüsüdür. Biri dini, diðeri de asayiþi muhafaza eden iki ilâhî esastýrlar.
Enes b. Mâlik Radýyallahu Anh'dan rivayet edildiðine göre, Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem þöyle buyurdu:
"Namazla zekâtý birleþtirinceye kadar, zekât vermeyen bir adamýn Allahu Teâlâ namazýný kabul etmez. Þüphesiz ki, Allahu Teâlâ namazla zekâtý, Kur'an'da yan yana zikretmek sûretiyle birleþtirmiþtir, siz onlarýn arasýný ayýrmayýn."agla3)
Bu hadis–i þeriften anlaþýldýðý üzere Allahu Teâlâ namazý ancak zekâtla kabul etmektedir.
"Ruhu'l–Beyan" tefsirinde zikredildiðine göre: Rivayet olunur ki, bir kere Musa Aleyhisselâm huþû ve huzur ile namaz kýlan bir adama rastladýðýnda:
"Ya Rabbi! bu kulun ne güzel namaz kýlýyor." dedi. Allahu Teâlâ da:
"Eðer o, her gün ve gecede bin rekât namaz kýlsa, bin köle azat etse, bin cenaze namazý kýlsa, bin kere hac etse, bin kere gazada bulunsa, malýnýn zekâtýný ödemedikçe bunlar ona fayda vermez." buyurdu.(4)
Zekâtýn namazla ayný ehemmiyet çerçevesinde emredilmesi, Ýslâm dininin sadece uhrevî hayat ve ibadetle meþgul olmadýðý, ayný zamanda dünya hayatýný da tanzim eden bir din olduðu anlaþýlmaktadýr. Zira namaz dendiðinde âhirete yönelik uhrevî bir ibadet akla gelirken, zekât denilince para ile alâkalý sosyal yaþantý akla gelir. Dolayýsýyla, ihtiyaçlarýn ve eksiklerin giderilmesi, bir þeyin alýnýp satýlmasý, ticaret hayatý gibi þeyler hep paraya dayanýr. Rabbimiz namazla, zekâtý bir arada zikredince, Ýslâm dininin; âhiret hayatýný dünya hayatýndan, dünya hayatýný da âhiret hayatýndan ayýrmayan ve ikisini bir arada mütalaa eden bir din olduðu anlaþýlmýþ oluyor. Demek ki, zekât verilerek hem maddî ve dünyevî hayatýmýz tanzim edilmiþ olacak, hem de Allahýn rýzasý elde edilerek ebedî hayat kazanýlmýþ olacaktýr...
Zekât: lügat mânasý olarak; temizlik, çoðalma, bereket, mânalarýný taþýr. Istýlahta ise;
"Nisab miktarý bir malýn belli bir miktarýný, belli bir zaman sonra Allah'ýn Kur'an–ý Kerim'de saydýðý sekiz sýnýftan birisine veya bir kaçýna Allah rýzasý için vermektir." Fakirin hakký içinden çýkarýlarak malý; cimrilik kirinden arýndýrarak da þahsý temizlediði ve malda berekete sebep olduðu için bu malî ibadete zekât denilmiþtir. Nitekim Kur'an–ý Kerim'de "aglaEy Muhammed!) Mallarýnýn bir kýsmýný kendilerini temizleyip arýtacak sadaka olarak al."agla5) buyrulmuþtur.
Zekât hicretin ikinci yýlýnda ramazan ayýndan evvel farz kýlýnmýþtýr. Farziyeti Kitap, sünnet ve icma–ý ümmet ile sabittir. Zekât, kullarýn kulluk görevindeki sadakatlerine delâlet eder. Bu sebepledir ki, zekâta "sadaka" da denmiþtir. Bununla beraber "sadaka" ifadesi, zekâttan daha kapsamlý mâna taþýyarak, vacibleri de, nafileleri de içine alýr.

ZENGÝNLERÝN MALLARINDA, FAKÝR VE YOKSULLARIN HAKKI VARDIR

Bütün mal ve mülkün gerçek sahibi ve yaratýcýsý Hz. Allah'týr. Allahu Teâlâ bir imtihan vesilesi olmak üzere kullarýnýn bazýlarýna bolluk ve geniþlik, bazýlarýna da darlýk ve yokluk vermiþtir. Bir âyet–i celilede þöyle buyrulmuþtur:
"Allah rýzýk konusunda sizin bazýnýzý, bazýnýza üstün kýlmýþtýr."agla6) Mevlâ Teâlâ kiþilerin tasarrufuna emanet ettiði maldan servet üstünlüðü bulunanlarýn, belli bir miktarýný, fakire, fukaraya ödemesi gereken bir borç kýldý. Yani zekât zengin malýna karýþmýþ olan fakirin hakkýdýr. Nitekim yüce Allah "Zenginlerin mallarýnda, fakir ve yoksullarýn hakký vardýr."agla7) buyurmaktadýr. Bu itibarla zekât vermemek, fakirin hakkýný yemektir. Artýk bu hakký özürsüz olarak geciktirmek caiz olmaz.
Efendimiz bir hadis–i þerifte:
"Zekât Ýslâm'ýn köprüsüdür."agla8) buyurmuþtur. Zekât; fakir ile zengin arasýna atýlmýþ olan, onlarý birleþtiren bir köprüdür. Zekât vermek sûretiyle, zenginin malý kirden, ruhu cimrilikten temizlendiði gibi, fakirin de gönlü kinden temizlenir. Kýskançlýk ve haset ortadan kalkar. Böylece cemiyetin iki zümresi arasýnda bir sosyal yardýmlaþma gerçekleþir. Zengin ve fakir birbirine kardeþçe ve sevgiyle yaklaþarak sulha kavuþur. Böylece cemiyette huzur ve barýþ saðlanmýþ olur.
Zekât sadece zengin ile fakirin arasýndaki bir köprü deðil, ayný zamanda madde ile mânayý, dünya ile âhireti, fânî ile bâkîyi, Allah ile kulu birleþtiren bir köprüdür.
Zekâtý verenler dünyada ödenmesi gereken bir borçtan, âhirette ise azaptan kurtularak sevaba müstahak olurlar. Zekâtý vermeyenler ise, büyük bir günah iþlemiþ olurlar.
Kur'an–ý Kerim müþrikleri kötülerken, onlarýn vasýflarýndan birinin zekât vermemek olduðunu zikreder ve "Yazýklar olsun o müþriklere ki, onlar zekât vermezler ve âhireti de inkâr ederler."agla9) buyurur. Burada zekâtýn ve âhirete imanýn, mü'minlerin iki temel özelliði olduðuna da vurgu yapýlmýþtýr.

ALLAH'IN VERDÝÐÝ MALDA CÝMRÝLÝK YAPILMAZ

Ebû Hüreyre Radýyallahu Anh þöyle demiþtir. Efendimiz Aleyhissalâtu Vesselâm þöyle buyurdu:
"Kim ki Allah kendisine mal verir de o malýn zekâtýný vermezse, kýyamet gününde zekâtý verilmeyen mal, sahibi için çok zehirli erkek bir yýlan sûretine konulur. Bu yýlanýn iki gözü üstünde iki nokta vardýr. Bu azgýn yýlan kýyamet gününde mal sahibinin boynuna gerdanlýk yapýlýr. Sonra yýlan aðzýyla sahibinin çenesini iki taraftan yakalar. Sonra 'Ben senin dünyada çok sevdiðin malýným, ben senin hazinenim." der. Bundan sonra Efendimiz þu mealdeki âyeti okudu: "Allah'ýn fazlýndan kendilerine verdiðini (harcamakta) cimrilik edenler, sakýn bunun kendileri için bir hayýr olduðunu sanmasýnlar. Bilakis bu onlar için þerdir. Onlarýn cimrilik ettikleri þey kýyamet günü boyunlarýna dolanacaktýr. Göklerin ve yerin mirasý Allah'ýndýr. Allah bütün yaptýklarýnýzdan hakkýyla haberdardýr."agla10)
"Ruhu'l–Beyan" tefsirinde zikredildiðine göre, cömertlik saadet sebebi olduðu gibi, cimrilik de þekavet sebebidir. Zira Allahu Teâlâ, az önce zikrettiðimiz Âl–i Ýmran sûresi 180. âyet–i celilesinde, kuluna verdiði malýn, fazl–u kereminden ibaret olduðunu beyan ettikten sonra, cimrilerin mallarýnýn kendileri hakkýnda tam bir þer olduðunu açýklayarak, cimrilik yüzünden Mevlâ'nýn fazlýnýn, kahra dönüþeceðine iþaret etmiþtir.
Yani kullar cimrilik yüzünden, Allahu Teâlâ'nýn ihsan ettiði mallarý, kendileri hakkýnda þer yapmaktadýrlar. Hâlbuki kullar, o fazl–u keremden ibaret olan mallarý cömertçe isti'mal etseydiler, elbette onu kendileri hakkýnda büyük bir hayýr vesilesi yapmýþ olacaklar ve böylece cennet ehlinden olacaklardý.
Allah'ýn fazlýndan kendisine verdiði malda cimrilik edip, o malý, mülkü, altýný, gümüþü yýðýp da zekâtýný vermeyenler için pek acýklý bir azap olduðu hakkýnda pek çok âyet–i kerime ve hadis–i þerif vardýr. Bir âyet–i kerimede Rabbimiz. "…Altýn ve gümüþü yýðýp da onlarý Allah yolunda harcamayanlara acý verici bir azabý müjdele. (Bu paralar) cehennem ateþinde kýzdýrýlýp bunlarla, onlarýn alýnlarý, yanlarý ve sýrtlarý daðlanacaðý gün (onlara denir ki): Ýþte bu, kendiniz için biriktirdiðiniz (servet)dir. Artýk yýðmakta olduðunuz þeyleri(n azabýnýgöz kırpma tadýn."agla11)

GÖKLERÝN VE YERÝN MÝRASI ALLAH'INDIR

Allahu Teâlâ burada cimrinin uzuvlarýndan alýn, yan ve sýrtlarýnýn daðlanacaðýný beyan buyurmuþtur. Bunun sebebi; çoðu kere zengin, zekât isteyecek olan fakiri görünce yüzünü ekþitir. Ýstemeye baþladýðýnda ona yan döner, istemekte ýsrar ederse yerinden kalkýp sýrtýný döner ve hiçbir þey vermez. Ýþte bu tavýrlarý Mevlâ beðenmemiþ ve azaba müstahak görmüþtür.
Ebû Hüreyre Radýyallahu Anh'dan þöyle rivayet edildi:
"Peygamber Efendimiz vefat edince ondan sonra Hz. Ebû Bekir hilâfete seçildi. Bunun üzerine bedevîlerden bir kýsmý irtidat ettiler. Ve zekâtlarýný vermek istemediler. Hz. Ebû Bekir onlara karþý savaþ kararý alýnca Hz. Ömer bu karara Efendimizin bir hadis–i þerifini delil göstererek, "Resûlullah "Ýnsanlar Lâ ilâhe illallah deyinceye kadar onlarla savaþmaya emrolundum. Bunu söylediler mi benden mallarýný ve nefislerini korurlar. Ýslâm'ýn hakký hariç artýk hesaplarý da Allah'a kalmýþtýr." buyurmuþ iken sen nasýl insanlarla savaþýrsýn." diyerek karþý çýktý. Bunun üzerine Hz. Ebû Bekir "Allah'a yemin olsun ki, namazla zekâtýn arasýný ayýranlarla savaþacaðým. Zira zekât malýn hakkýdýr. Vallahi Resûlullah'a vermiþ olduklarý bir oðlaðý bile vermekten vazgeçseler, onu almak için onlarla savaþacaðým." dedi. Hz. Ömer sonradan demiþtir ki: "Allah'a yemin ederim, anladým ki Ebû Bekir'in bu görüþü, Allah'ýn savaþ meselesinde ona ilhamýndan baþka bir þey deðildi. Ýyice anladým ki bu kararý hakmýþ."agla12)
Zekât vermek, insaný iyilik yapmaya alýþtýrýr ve merhamet duygusunu geliþtirir. Zekât, sermayenin atýl olmasýný önleyerek istihdam alaný oluþturulmasýna ve iþsizliðin önlenmesine katkýda bulunur. Zengin ile fakir arasýndaki uçurumun ortadan kalkmasýna, yoksulluðun azalmasýna, nimetlerin âdil paylaþýmýna, sosyal adalet ve dayanýþmaya katký saðlar.
Zekât görünüþte malý eksiltir. Fakat dallarý budanan aðaçlarda budama ve ayýklama iþlemi, meyvelerin daha saðlýklý ve gür çýkmasýný saðladýðý gibi; zekât vermek de kazanýlan mallarý birtakým kem nazarlardan korur, güçlendirir, ziyadeleþtirir. Bu sebeple her yýl mal varlýðýný titizlikle hesap edip düzenli bir þekilde zekâtlar ödenmelidir. Zekâtý ödemeyen Müslümanlar kazandýklarýnýn hayrýný göremezler. Allah katýnda da, kullar katýnda da sorumlu olurlar.
Kur'an–ý Kerim'de:
"…Göklerin ve yerin mirasý Allah'ýndýr…"agla13) buyrulmuþtur. Þöyle ki: Bir kimse vefat edince malý mülkü arkasýnda kalan kimseye intikal ettiði gibi kýyamette cümle âlem helâk olup Allahu Teâlâ'dan baþka mâlik kalmayacaðýndan sanki bütün mallar vefat edenlerden Allahu Teâlâ'ya intikal etmiþ, Allah da onlara varis olmuþ gibi kabul edilerek, "Göklerin ve yerlerin mirasý Allahu Teâlâ'nýndýr" buyrulmuþtur. Dolayýsýyla bunlarý Allah'tan kýskanýp da O'nun yolunda harcamak hususunda cimrilik edenler, bu mallarýn kendilerine kalmayacaðýný düþünmeli ve ne büyük günah iþlediklerini anlamalýdýrlar...



Dipnotlar:
1– Bakara, 43
2– Buhârî, Ýman 1, 2; Müslim, Ýman 199–22;
Tirmizî, Ýman 3; Nesâî, Ýman 13
3– Deylemî, "Firdevs", 5/133 No: 7725; "Kenzü'l–Ummal",
No: 15788
4– "Ruhu'l–Beyan", 2/134
5– Tevbe, 193
6– Nahl, 71
7– Zariyat, 19
8– Suyutî, "el–Fethu'l–Kebir", 2/145
9– Fussilet, 6, 7
10– Âl–i Ýmran, 180; Buhârî, Zekât 3
11– Tevbe, 34, 35
12– Buhârî, Ý'tisam 2, Zekât 1; Müslim, Ýman 32 (20);
Ebû Davud, Zekât 1 (1556); Tirmizî, Ýman 1 (2610)
13– Âl–i Ýmran, 180

Gönderen: 04.09.2007 - 09:51
Bu Mesaji Bildir   Ukab üyenin diger mesajlarini ara Ukab üyenin Profiline bak Ukab üyeye özel mesaj gönder Ukab üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1205 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
zec (53), yesil07 (39), volkansav52 (40), bebecik1974 (50), mcamlica (38), serdar414 (47), musoylemez (56), KalpYapalim (32), gurbat (62), yasen (47), yilmaz (63), kenzularsh (40), srknsrt (51), puma (54), mazpolat (67), pskofb (38), akaasa (49), oguzy (74), arkadasim (51), Mecnun2000 (55), sarenge (44), SarCopTeS (43), halil40 (36), belan08 (47), halil_10 (37)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.61048 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.