0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » HADİS / SÜNNET » ÇEŞİTLİ HADİSLER

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
UM SEDA su an offline UM SEDA  
ÇEŞİTLİ HADİSLER
49 Mesaj -
“Allah Resûlü, yanýnda Kur’an-ý Kerim ile birlikte düþman beldelerine yolculuk yapýlmasýný yasaklamýþtýr.”
(Buhari, Müslim)

Düþman ihtimali olan yabancý topraklarda, veya güvenlikten yoksun alanlarda, yanýnda Kur’an taþýnmasýný Allah Resûlü yasaklamýþtýr. Bu yasaðýn sebebi, kiþinin düþmanýn eline esir düþme, tutuklanma gibi durumlara maruz kalma halinde yanýndaki Kur’an’ýn hakarete uðramasýnýn, yýrtýlýp parçalanma gibi olumsuz bir muamelenin önlenmesine iliþkindir. Düþmanýn müslümanýn kutsal kitabýný ve kutsal deðerlerini alaya almasýna fýrsat verilmemelidir.


Hz. Ali’den: “Âkil bâlið (ergen) olduktan sonra, artýk yetimlik yoktur. Bütün bir gün, geceye kadar da hiç konuþmadan susmak yoktur.”
(Ebu Davud)

Susmak, Ýslâm’dan önce Allah’a yakýnlýðý saðlamak için yapýlan bir ibadet þekliydi. Konuþmama orucu vardý. Ýslam suskunluðun bir ibadet olmasýný yasaklýyarak bunun yerine hayýr söz söylenmesini, zikir yapýlmasýný emretmiþtir. Yetimlik hukukunun geçerliliði ise, çocuk ergenlik çaðýna girene kadardýr. Ergenlik yaþýndan sonra, artýk o genç biri olmuþ, kendi baþýna himayesiz de ayakta durabilir duruma gelmiþtir.



. “Herhangi birini mescidde bir þey satarken veya satýn alýrken görürseniz, þöyle deyiniz: – Allah ticaretinde sana kazanç vermesin.”
(Tirmizi)

Bu hadis-i þerifte, mescidlerin sadece ibadet, dua, Allah’a kulluk yeri olduðu ve bu gaye gözetilerek kullanýlmasý gerektiðine iþaret vardýr. Mescidleri ticarete, siyasete ve daha baþka dünyevi maksatlara alet ve basamak yapmanýn caiz olmadýðý, Efendimizin bu uyarýsýndan anlaþýlmaktadýr


Hz. Ebu Bekris-Sýddýk’ýn kýzý Esma’dan: “Kesenin aðzýný baðlama. Sonra Allah da senin rýzkýný baðlar.”
(Buhari - 1433)

Allah Resûlü, bu hadislerinde cömert ve verici olmayý, cimrilikten kaçýnmayý tavsiye etmektedir. Allah, zenginlik ve maddi imkan verdiði kullarýnýn bu nimetlere bir þükür olarak, ihtiyaç sahiplerine yardým elini uzatmasýný, zekat ve sadaka gibi mali ibadetleri yerine getirmekten kaçýnmamasýný emretmiþtir. Kesenin aðzýný baðlayýp hayýr ve iyilik yapmaya kapamayý yasaklamýþtýr. Böyle bir tutumun, Allah’ýn nimet ve rýzýk vermeyi kesmesine sebep olacaðýna hadiste iþaret edilmektedir.


“Hz. Aiþe annemize: – Allah Resûlü evinde nasýl hareket ederdi?diye soruldu. Hz. Aiþe: – Ailelerine yardým ederdi. Namaz vakti gelince de namaza çýkardý, cevabýný verdi.
(Buhari - 676)

Peygamberimiz aile içindeki mahrem hayatýný anlatan, evde neler yaptýðý, nasýl hareket ettiði, hanýmlarýna nasýl davrandýðý hakkýnda bize en fazla bilgi veren, Hz. Aiþe annemizdir. Hz. Aiþe’nin rivayet ettiði bu hadisten de anlýyoruz ki, Peygamberimiz namaz vakitlerinin dýþýnda evde olduðu zamanlarda boþ durmaz, bir köþeye oturup kendisine hizmet edilmesini istemezdi. Elinden geldiðince, ev iþlerinde hanýmlarýna yardýmcý olmaya çalýþýrdý.



Vabise bin Mabed anlatýyor: “Bir gün Allah Resûlüne vardým. Bana þöyle buyurdu: – Ýyiliðin ne olduðunu sormaya geldin (deðil mi?). Ben de: – Evet, dedim. Bunun üzerine þu açýklamayý yaptý: – Kalbine danýþ. Ýyilik, nefsinin ve kalbinin kendisiyle huzur ve sükunet bulduðu þeydir. Günah ise, nefsinde ve kalbinde kuþku (huzursuzluk) uyandýran þeydir. Baþkalarý sana fetva vermiþ olsalar bile (bu böyledir).”
(Ahmed bin Hanbel, 4/228)



Ebu Zerr anlatýyor: – Ya Resûlallah! Beni devlet memurluðuna tayin buyurmaz mýsýnýz? dedim. Allah Resûlü, eliyle omuzlarýma vurdu ve sonra þöyle buyurdu: – Ey Eba Zerr! Þüphesiz sen zayýf birisin. (Halbuki) bu (yönetim iþi) bir emanettir. Onu hakkýyla üstlenip te sorumluluðunu tam yerine getirenler hariç, idarecilik (kamu görevi), kýyamet günü tam bir rezil olma ve piþmanlýktan ibarettir.”
(Müslim - 1825)

Devlet memurluðunda ve kamu görevlerinde ne kadar büyük bir sorumluluk olduðunu, bu hadis açýkça ortaya koymaktadýr.



Ebudderda’dan: “Allah kötü sözlü, aðzý bozuk kimseleri sevmez.”
(Tirmizi - 2003)

Dilin, insanýn azalarý içinde çok önemli bir yeri vardýr. Çünkü dil, pek çok hayýr ve ibadetlere kaynaklýk ettiði gibi; nice günahlara, hatalara, kötülüklere de yine kaynaklýk yapmaktadýr. Güzel ve faydalý sözler, kutsal sözcük ve cümleler, dualar, dilin olumlu fonksiyonlarýndan bazýlarýdýr. Yalanlar, iftiralar, kaba, müstehcen ve çirkin sözler, sövmeler, lanetler ise, dilin olumsuz fonksiyonlarýný ifade eder. Hadiste, Allah’ýn kötü sözleri ve bozuk aðýzlý olmayý sevmediði açýklanmaktadýr.




“Allah’tan hakkýyla hayâ etmek, baþýný ve onda bulunan âzalarýný (günahlardan) korumak, karnýný ve onun içinde olanlarý muhafaza etmek, ölümü ve çürümeyi hatýrlamaktýr.”
(Tirmizi, Taberani)

Gerçek hayâ, bütün âza ve duygularýný günahlardan korumak, Allah’ýn yasakladýðý þeyleri iþlemekten alýkoymak demektir. Bunun da yolu ölümü her an düþünmekten, kabri hatýrlamaktan geçer. Sadece insanlar gördüðü zaman yaptýðý çirkin iþten utanýp yüzü kýzarmak, insanlar görmediði vakitler o gibi kötü þeyleri iþlemekten sýkýlmamak, hayâ sâhibi sayýlmak için yeterli deðildir. Gerçek haya, insanlar görse de görmese de Allah’ýn yasakladýðý çirkin ve kötü davranýþlardan uzak durmak demektir. Çünkü insanlar görmese bile, Allah görmektedir. Kendisinden utanýlmaya en lâyýk olan da O’dur.




Ebu Zerr Hazretleri þöyle demiþtir: “Çok sevdiðim Allah Resûlü bana þu huylarý tavsiye etti: 1. Benden üstün olana deðil, benden aþaðý olana bakmamý, böylece hâlime þükretmemi, 2. Yoksullarý sevmemi ve onlara yaklaþmamý (dertleriyle meþgul olmamýgöz kırpma, 3. Bana gelmeseler dahi, yine akrabamý ziyaret etmemi, 4. Allah’a ibâdet ve dine hizmet hususunda birinin beni kýnamasýndan korkmamamý, 5. Acý da olsa daima hakký söylememi, 6. Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh dememi... Çünkü bu söz, Cennetin hazinelerinden biridir.”
(Taberani, Ýbn-i Hibban)


“Ancak iki kiþiye hased (gýbta) edilebilir: Biri, Allah Teâlâ kendisine Kur’ân (öðrenmesini) nasip etmiþ, o da gece ve gündüz bununla meþgul olur. Diðeri, Allah Teâlâ, kendisine mal vermiþ, o da gece ve gündüz (Allah yolunda) sarfeder.”
(Ýbn-i Mace)

Bu iki davranýþa gýpta edip aynýný yapmaya çalýþmak, meþrû olmaktan öte, maddî imkânlarý ve kabiliyeti yerinde olanlar için, ayný zamanda bir vecibedir



“Mi’rac gecesi, bana Cennet kapýsýnda þu yazý gösterildi: – Sadaka için 10 kat, karz-ý hasen için 18 kat ecir vardýr. Hz. Cebrail’e, borç vermenin sadakadan niçin daha üstün ve sevaplý olduðunu sorduðumda þu cevabý verdi: – Þüphesiz, sadaka dilenciye verilir. Ve dilenci çoðu kere kendi yanýnda olduðu halde (yani ihtiyacý yokken de) ister. Halbuki ödünç isteyen ise, ancak ihtiyaç sebebiyle ister.”
(Ýbn-i Mace)

“Sû’-i zandan sakýnýnýz. Zira sû’-i zan, sözlerin en yalanýdýr.”
(Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi)
Yalancýlýk, sadece hilâf-ý hakikat konuþmak demek deðildir. Bir kimsenin tutum ve davranýþlarý hakkýnda o davranýþlarýn yapýlýþ sebebini bilmeden kötü düþünmek ve kötüye yormak da bir çeþit kalben söylenen yalancýlýktýr. Bu bakýmdan sû’-i zan, mü’minlere yakýþmayan, îman ile baðdaþmayan fena bir ahlâk, büyük bir günahtýr.


Hazret-i Cabir anlatýyor: “Yanýmýzdan bir cenaze geçti, Hazret-i Peygamber ona ayaða kalktý. Biz de ayaða kalktýk ve: – Ey Allah’ýn Resulü! Bu bir yahudi cenazesidir, dedik. O: – Bir cenaze gördüðünüzde (müslim olsun, kâfir olsun) ayaða kalkýnýz (çünkü ölüm, düþündürücü bir þeydir) buyurdu.”
(Buhari)

“Sizden biriniz bir cenaze gördüðünde onunla beraber gitmeyecekse cenaze o kimseyi geride býrakana kadar, yahut o kimseyi býrakmazdan evvel cenaze yere indirilene kadar ayakta dursun.” (Müslim)

Hz. Enes anlatýyor: “Allah’ýn Resûlü ile cenazeye gitmiþtik te, Resülûllah orada bazý kadýnlar görmüþtü. Onlara: – Cenazeyi omuzlar mýsýnýz? diye sordu. Onlar: – Hayýr omuzlamayýz, dediler. – Ya ölüyü defneder misiniz? – Hayýr. – Öyle ise hiçbir mükâfat elde etmeyerek evinize dönünüz, buyurdu.”
(Tecrid)


“(Kýrsal alanlarda) Güneþ battýðý zaman koyun, keçi, sýðýr, deve gibi yabanda otlýyan hayvanlarýnýzý ve çocuklarýnýzý dýþarýya salmayýnýz. Çünkü þeytanlar güneþ battýðý vakit, karanlýk gidinceye kadar daðýlýr, faaliyete geçerler.”
(Müslim)

Karanlýðýn basmasiyle gündüz kuytu yerlere sinmiþ olan bazý vahþi hayvanlar, geceleyin avlanmak ve gezinmek için etrafa yayýlýrlar. Böyle bir durumda kendi baþýna býrakýlmýþ hayvanlar ve çocuklar vahþi canlýlarýn saldýrýsýna maruz kalabilirler





Ýnsanlarin en cömerdi

Abdullah ibni Abbas radýyallahu anhümâ þöyle diyor:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem, insanlarýn en cömerdiydi.Onun en cömert olduðu günler de,Ramazan´da Cebrâil´in kendisiyle buluþtuðu zamanlardý.Cebrâil aleyhisselâm, Ramazan´ýn her gecesinde Hz.Peygamber ile buluþur,birbirlerine Kur´an okurlardý.Bundan dolayý Allah´ýn Elçisi,Cebrâil ile buluþtuðu günlerde,gittiði yere yaðmur taþýyan bereketli rüzgârdan daha cömert davranýrdý.
Buhârî, Bed´ü´l-vahy 6, Savm 7, Menâkib 23, Bed´ü´l-halk 6, Fezâilü´l-Kur´ân 7, Edeb 39; Müslim, Fezâil 50; Nesâî, Siyâm 2.

Prof.Dr.Yaþar Kandemir'in "Hayatýmýza Peygamber Modeli"isimli kitabýndan alýnmýþtýr.


Enes ibni Mâlik radýyallahu anh þöyle diyor:

Üç Sahâbî,Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem´in evde gizlice yaptýðý ibadetleri öðrenmek üzere Peygamber hanýmlarýnýn yanýna gittiler. Efendimizin evde yaptýðý ibadetleri öðrenince, bunu azýmsadýlar ve, -Biz Allah´ýn Resûlü gibi miyiz? Allah onun olmuþ ve olacak bütün günahlarýný baðýþlamýþtýr- dediler.

Ýçlerinden biri, -Ben yaþadýðým sürece, geceleri hiç uyumayacaðým, hep namaz kýlacaðým- dedi. Bir diðeri, -Ben de hayatým boyunca, gündüzleri hep oruç tutacaðým- dedi. Üçüncü Sahâbî ise, -Ben de kadýnlardan hep uzak kalacaðým, hiç evlenmeyeceðim- dedi.

Bir süre sonra Peygamberimiz onlarýn yanýna geldi ve kendilerine þunlarý söyledi:

Bu sözleri söyleyen sizler misiniz? Bakýnýz, Allah´a yemin ederim, içinizde Ondan en çok korkan ve Ona en saygýlý olan benim. Fakat ben bazý günler oruç tutar, bazan tutmam; gece hem namaz kýlar, hem uyurum; kadýnlarla da evlenirim.

Benim Sünnetimden yüz çeviren benden deðildir.
Buhârî, Nikâh 1; Müslim, Nikâh 5. Ayrýca bk. Nesâî, Nikâh 4.

Gönderen: 24.05.2007 - 13:14
Bu Mesaji Bildir   UM SEDA üyenin diger mesajlarini ara UM SEDA üyenin Profiline bak UM SEDA üyeye özel mesaj gönder UM SEDA üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1204 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
sakir bayram (64), arabulan (55), ümit09 (53), hilalbaþa.. (44), ESÝLA (39), HiLaL90 (34), enes.gs (38), aksoy60 (40), Beste (46), gümüþta&#2.. (43), derdodertli (51), nurangurtekin (45), irfan temel (53), ismail_kutahya (37), Basel-Stadt (48), BLaCKHaPPY (47), haya (36), hesert (51), lütuf (39), köln72 (52), emretavsan (44), ahmet51 (47), ahmetpolat1983 (41), cansin18 (60), mizgin_islam (44), *HilaL* (39), ogretmen78 (45), mehmet70 (54), bluedream (42), Gül-i Ruhsar (37), Meral Cölkusu (44), Dünyali (52)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.65611 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.