0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » MESCİD-İ-NEBEVİ...

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Ukab su an offline Ukab  
MESCİD-İ-NEBEVİ...
575 Mesaj -
MESCÝD-Ý-NEBEVÝ


Resulullah (s.a.s) 'ýn Medine'ye hicretinden hemen sonra ashabýyla birlikte bina ettiði mescit. Bu mescit, Mescid-i Resul, Mescid-i Þerîf, Mescid-i Saadet ve Mescid-i Nebevî adlarýyla da anýlmaktadýr. Mescid-i Haram ve Mescid-i Aksa'dan sonra yeryüzündeki mescitlerin en faziletlisidir.

Resulullah (s.a.s) , Hicret yolculuðunda kýsa bir müddet Medine'nin dýþýnda bulunan Kuba köyünde kalmýþtý. Bu esnada Kuba mescidi adýyla bilenen mescidi inþa ettirmiþti. Buradan yola çýkýp, Medine'ye girdiði zaman, Resulullah (s.a.s) , misafir edip aðýrlama þerefine nail olabilmek için herkes birbiriyle yarýþa girmiþti. Kendisini davet edenlere Resulullah (s.a.s): 'Býrakýn deve serbestçe yürüsün. O bizi Allahýn razý olacaðý bir yere kadar götürecektir' diyordu. Deve bir süre yürüdükten sonra, iki yetim kardeþe ait boþ bir arsaya çöktü. Buraya evi en yakýn olan Ebu Eyyub el-Ensarî, Resulullah (s.a.s) 'ýn eþyalarýný alýp sevinçli bir halde evine taþýdý (bk. Hicret mad.) .

Resulullah (s.a.s) 'ýn devesinin çöktüðü bu arsa sahipleri olan Neccaroðullarýndan Sehl ve Suheyl hibe etmek için ýsrar ettilerse de Resulullah (s.a.s) bunu kabul etmedi ve on dinar gibi sembolik bir meblað karþýlýðýnda burayý satýn aldý. Bu bedeli Hz. Ebu Bekir (r.a) ödedi.

Ýbn Sa'd, Resulullah'ýn Medine'ye hicretinden önce Esad ibn Zurare'nin arkadaþlarýyla burada namaz kýldýðýný, ayrýca cuma namazlarýný da burada kýldýrdýðýný nakletmektedir. Etrafý çevrili olan bu arsanýn hemen bitiþiðinde, cahiliye insanlarýnýn gömülü bulunduðu bir mezarlýk vardý. Resulullah bu mezarlýðýn kaldýrýlmasýný istedi. Böylece mescidin inþa edileceði arsa geniþletilmiþ oldu. Ayrýca burada bulunan su birikintisi de yok edildi (Nesaî, Mesâcid, 12; Ýbn Sa'd Tabakatül-Kübrâ, Beyrut, t.y, I, 239) .

Bu arsa üzerinde hemen bir mescit bina edilmeye baþlandý. Ensar, Muhacir ve diðer gönüllü kimselerin de katýldýðý kalabalýk bir iþçi-usta topluluðu tarafýndan yürütülen çalýþmalar sonunda mescit, kýsa sürede bina edildi. Resulullah (s.a.s) çalýþmalarý idare edip, mescidin kýble tarafýndaki temellerinin atýlmasý ve diðer planlamalarý yapmakla yetinmeyip, çalýþmalara bir iþçi gibi taþ, kerpiç taþýyarak katýlmýþtýr. O, bu çalýþmalar esnasýnda þu beyitleri söylüyordu: 'Allahým! Ahiret hayatýndan baþka hayat yoktur. Ensara ve muhacirûna maðfiret et' (Ýbn Sa'd a.g.e., I, 239-240) .

Temeller toprak seviyesine kadar taþ, zeminden yukarýsý ise kerpiç kullanýlarak bina edildi. Temel yaklaþýk olarak bir buçuk metre derinliðinde açýlmýþtý.

Eni-boyu yüzer zýra (bir zýra =kýrkbeþ santim) olmak üzere, kare þeklinde inþa edilen mescidin mihrabý Beytu'l-Makdis yönüne denk düþecek þekilde kuzey duvarýnda iþaretlenmiþti. Üç tane kapýdan biri güney tarafýndaki arka duvarda, ikincisi batý tarafýndaki duvarda, üçüncüsü ise Resulullah (s.a.s) 'in hücrelerinin bulunduðu doðu tarafýnda idi. Bu kapýya Cibril kapýsý denirdi.

Resulullah (s.a.s) , ilk önceleri bir hurma kütüðü üzerine çýkarak hutbe okurdu. Bir zaman sonra bizzat Resulullah (s.a.s) 'ýn isteði veya ashabýn, cemaatýn kalabalýklaþtýðýný ve arkadakilerin hutbe okurken onu göremediklerini bildirmeleri üzerine, bir kaç basamaklý bir minber yapýlarak, mescite yerleþtirildi (Buhârî, Cuma, 26; Ýbn Sa'd, a.g.e., I, 250-251) .

Hicretten on altý ay sonra Kýblenin yönü Beytullah tarafýna çevrildiði zaman, güneydeki kapý kapatýlarak, burasý mihrab yapýldý, Kuzeydeki duvarda da bir kapý açýldý. Mescitte namaz kýlýnan yerin üzeri açýktý. Ancak mescitin ortasýnda, hurma aðacýndan yapýlan direkler üzerinde, hurma, dal ve yapraklarýndan bir gölgelik yapýlmýþtý.

Mescitin doðu tarafýnda duvara bitiþik olarak Resulullah (s.a.s) 'in hanýmlarý Hz. Âiþe (r.anh) ve Hz. Sevde (r.anh) için, iki oda inþa edilmiþti. Ayrýca yine mescite bitiþik olarak, gündüzleri bir eðitim-öðretim yeri, geceleri ise, evsiz kimseler ve misafirlerin barýnmasý için 'Suffa' denilen üzeri kapalý bir bölüm eklenmiþti. Resulullah (s.a.s) 'e ait odalara, zamanla yedi oda daha eklenerek oda sayýsý dokuza çýkmýþtýr. Bunlarýn hepsi kerpiçten idi (Ýbn Sa'd, a.g.e., I, 499) .

Medine'de inþa edilen bu mescit ayný zamanda, kurulan Ýslâm devletine ait bütün faaliyetlerin yürütüldüðü bir merkez niteliðinde idi. Resulullah, ashabýyla orada istiþare eder, savaþ ve barýþ kararlarýný orada alýr, elçi heyetlerini orada kabul eder, savaþa çýkacak ordularý orada techiz ederek yola çýkarýr, topluma ait bütün meseleler orada çözüme kavuþturulur, hatta gerektiðinde suçlular ve esirler baðlanmak suretiyle orada hapsedilirdi (Nesei, Mesâcid, 20) .

Eðitim-öðretim faaliyetleri, mescitin 'Suffa' denilen kýsmýnda yerine getiriliyordu. Ýslâm ümmetinin nüvesini oluþturan Ashab ve seçkin sahabe âlimler, Ýslâmda ilk üniversite sayýlabilecek bu mekanda yetiþmiþlerdi. Ýslâm'ýn esaslarýný öðrenmek üzere Medine dýþýndan gelenler için ayný zamanda bir yatakhane vazifesi görüyordu (Ýbn Sa'd a.g.e., 255) . Bir defasýnda, Temim kabilesine mensup yetmiþ kiþi burada barýndýrýlmýþ idi (Ahmed b. Hanbel, III, 371) .

Resulullah (s.a.s) , burada bizzat dersler veriyordu. Ancak, yeni gelen ve baþlangýçta olan öðrencilere okuma yazmayý ve Kur'an-ý Kerim'i öðreten diðer öðretmenler de bulunmakta idi. Medine'den ve uzak yerlerden olmak üzere burada okuyan öðrencilerin dört yüz kiþi gibi bir sayýya ulaþtýðý oluyordu. Burada barýnanlarýn ihtiyaçlarýnýn büyük bir bölümü, cömert sahabeler tarafýndan karþýlanmaktaydý (M. Hamidullah, Ýslam Peygamberi, Ýstanbul, 1980, II, 832) .

Medine'de bir evi ve ailesi olmayan fakir kimseler de Suffa'da yatýp kalkýyor, ihtiyaçlarýný buradan saðlýyorlardý (Ýbn Sa'd a.g.e, 255) .

Mescid-i Nebevi, ilk inþa ediliþinden sonra bir takým geniþletme faaliyetleri gördü. Hayber'in fethinden sonra Resulullah (s.a.s) , mesciti bir miktar geniþletmiþti. Resulullah (s.a.s) , vefatýndan kýsa bir müddet önce, Hz. Ebu Bekir'in kapýsý hariç odalardan mescite açýlan bütün kapýlarý kapattýrmýþtý (Buhari, Ashab, 3) . Resulullah (s.a.s) vefat ettiðinde Hz. Âiþe (r.anha) 'ye ait odada defnedilmiþtir.

Ýlk ciddi geniþletme, Hz. Ömer (r.a) 'in hilâfeti zamanýnda yapýldý. Güney tarafýndan beþ, Batý ve Kuzey taraflarýndan da onar metre ilave yapýldý. Doðu tarafýna ilâve yapýlmadý ve Resulullah (s.a.s) 'ýn hanýmlarýnýn odalarý olduðu gibi kaldý. Kuzey, doðu ve batý duvarlarýnda ikiþer tane olmak üzere, kapý sayýsý altýya çýkarýldý. Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer vefat ettiklerinde Peygamber (s.a.s) 'ýn yanýna defnedilmiþlerdir.

Hicretin yirmi dokuzuncu yýlýnda Hz. Osman (r.a) , mesciti yeniden inþa ettirdi. Duvarlarý süslü taþ ile yeniden örüldü. Taþ sütunlar kullanýlarak mescitin bir kýsmýnýn üzeri kapatýldý. Kapýlarýnýn sayýsýnda bir deðiþiklik yapýlmadý. Bu yenileme ile mescitin geniþliði yüz elli zýra, uzunluðu ise yüz altmýþ zýra'a çýkmýþtýr (Ýbnu'l-Esîr, el-Kâmil fi't-Tarih, III,103; Suyütî, Tarihu'l-Hulefa, Beyrut 1986, 173) .

Emevîler zamanýnda, Medine Valisi Ömer b. Abdülaziz eliyle mescit yeniden inþa ettirildi. Hicrî seksen sekiz'den, doksan bire kadar süren çalýþmalarla mescit, doðu, batý ve kuzey yönlerinden geniþletilmiþti. Peygamber (s.a.s) 'in hanýmlarýnýn odalarý Mescide katýlmýþtýr (Ýbn Sa'd, a.g.e., I, 399) . Resulullah (s.a.s) 'in kabr-i þerifleri Hz. Âiþe (r.anh) validemizin odasýnda bulunduðu için bu odanýn sadece bir bölümü mescite dahil edildi.

Mescitin duvarlarý taþ ve kerpiç kullanýlarak yapýlmýþ ve mermerlerle kaplanarak süslenmiþti. Tavaný da Hindistan'da yetiþen saac aðacý ile örtüldü ve altýn suyu ile yaldýzlandý. Bu yenileme ile mescitin uzunluðu ikiyüz zýra, geniþliði de yüz altmýþ yedi zýra çýkmýþtýr. Sütunlarý mermerden yapýlarak, sütun baþlýklarý altýnlarla süslendi. Eyvanlarýn yapýmýnda taþlar kurþun kullanýlarak birbirine geçirilip saðlamlaþtýrýldý. Ravza-ý Mutahhara (Resulullah (s.a.s) 'nýn kabrinin bulunduðu yer) 'ýn tavaný saac aðacý ile örtülerek yazýlarla süslendi. Ýlk olarak mihrab ve dört tane de minare yapýldý.

Abbasîlerden el-Mehdî, Hicrî 162-778'de kuzey tarafýndan geniþleterek, üç yýl süren çalýþmalarla mesciti yeniledi. Yine 202 (817) yýlýnda Me'mun, mesciti tekrar restore ettirdi.

576 (1180) yýlýnda en-Nasýr Lidinillah, Resulullah (s.a.s) 'den kalan deðerli eþyayý muhafaza etmek için mescitin sahnýnda kubbeli bir oda yaptýrdý. Hz. Âiþe (r.anh) 'ýn sakladýklarýndan bulabildiklerini buraya koydu. Bunlar; Resulullah (s.a.s) 'ýn vefat ettiði zaman giymekte olduðu çuhadan yapýlmýþ rida ve izar, atlas kumaþ ile iþlemeli þal bir cübbe, Bürde-i Saadet, seccade, sancaklar, bir kýsým resmi evrak ve Ashabdan bazýlarýna ait bir takým eþyadan ibaretti.

654 (1256) yýlýnýn Ramazan ayýnýn ilk cuma günü, kandilleri yakan kandilcinin ihmali, kutsal emanetlerin korunduðu sahndaki kubbeli oda hariç, mescidin tamamen yanmasýna sebep olmuþtu. Abbasîler'den el-Mu'tasým, 655 (1257) yýlý hac mevsiminde ustalar ve malzeme göndererek mescitin yeniden inþa edilmesini saðladý. Yemen Meliki Muzaffer ve Mýsýr Meliki Nureddin Ali Ýbn Mu'iz'in de iþtirak ettiði bu çalýþmalarla hücre-i nebeviye ve duvarlarýn bir kýsmý yeniden yapýlmýþtý. Melik Muzaffer, Yemen'de yaptýrdýðý sanat deðeri çok yüksek bir minberi de Mescite yerleþtirmiþti. Ancak, imar iþi tamamlanamamýþtý. 685 (1295) 'de Baybars, yarým kalan inþaatý tamamladý ve küçük bulduðu Melik Muzaffer'in minberini kaldýrarak yerine, Mýsýr'dan getirttiði daha büyük ve sanat bakýmýndan daha zarif bir minberi yerleþtirdi. 886 (1481) Ramazanýnýn 13. günü minarelerden birine isabet eden yýldýrým, mescitin yanarak, duvarlarýnýn yýkýlmasýna sebep oldu. Minber, mushaflar ve kitaplarýn tamamý yandý. Ravza-ý Mutahhara ve sahndaki kubbeli oda bu yangýndan zarar görmemiþti.

Mýsýr Memlûk Sultaný Eþref Kaytabay, Emir Sankar el-Cemalî'yi kalabalýk bir usta kafilesiyle Medine'ye gönderdi.

Mescit biraz geniþletilerek duvarlar ve minberler yeniden inþa edildi. Mihrabý da biraz geniþleterek, üzerini, çevresindeki direklerin baþlýklarýna oturtulan bir Kubbe ile kapadýlar. Ravza-ý Mutahhara'nýn duvarlarý üzerine de bir kubbe oturttular. Bunun üzerini de sütunlarýn taþýdýðý diðer bir kubbe ile kapadýlar. Sonra, Ravza-ý Mutahhara ile kýble duvarý arasýna, etrafýný üç küçük kubbenin çevrelediði büyük bir kubbe yapýldý. Yapýlan diðer bazý kubbelerle de mescitin bir kýsmý örtülmüþ oldu. Yeniden yapýlan mihrap, renkli mermerler ile süslendi. Rahmet kapýsýnýn yanýnda Medrese-i Mahmudiye adýyla anýlan bir medrese inþa edildi. Kaytabay, yapýlan bu iþler için yüzyirmibin dinar tahsis etmiþti.

Osmanlýlar döneminde Mescid-i Nebevî'nin bakýmý titizlikle yerine getirilmiþ ve tezyin edilmiþtir. I. Mahmud, Ravza-ý Mutahhara'nýn üzerinde bulunan kubbeyi yenileyerek, koyu yeþile boyadý. Bundan dolayý bu kubbe, Kubbetu'l-Hadra (yeþil kubbe) adýyla anýlýr. Mýsýr valisi Mehmed Ali Paþa da Mescid-i Nebevi'de birtakým restorasyon çalýþmalarý yapmýþtýr. Mescit, Abdulmecid tarafýndan yeniden inþa edilmiþtir. Abdulmecid'in bu iþ için seçtiði ustalar, Akik vadisinde bulunan Hedab denilen kayadan sütunlar ve taþlar kestiler. Mesciti parça parça inþa etmeye baþladýlar. Yani bir kýsmýný yýkýyor, yerini hemen yapýyorlardý. 1849-1861 yýllarý arasýnda on iki þene süren inþa çalýþmalarý ile mescit yeni baþtan inþa edildi.

Mayýs 1953'te baþlatýlan diðer bir çalýþma ile, ön kýsmý hariç yeni baþtan inþa edilerek bugünkü hale getirildi. Ýlk imar edildiðinde yaklaþýk 2475 m. kare büyüklüðünde olan Mescid-i Nebî, tarih boyu süren çeþitli inþa faaliyetleri sonunda 12271 m. kare geniþliðe ulaþmýþtýr. Bugün ise yeniden büyük geniþletme çalýþmalarýyla bu alan birkaç katýna çýkarýlacak þekilde büyütülmüþ bulunmaktadýr.

Mescid-i Nebevî'nin Fazileti

Mescid-i Nebevi, Mescid-i Haram ve Mescid-i Aksa'dan sonra, yeryüzündeki mescitlerin en faziletlisidir. Bu konuda Resulullah (s.a.s) 'den bir çok hadis varit olmuþtur.

Mescid-i Nebî'de, bir bölüm vardý ki, Resulullah (s.a.s) burayý Cennet bahçelerinden bir bahçe olarak nitelemiþtir. Ayrýca minberini de ayný þekilde vasýflandýrmýþtýr.

Bir hadiste þöyle denilmektedir:

'Resulullah, bir hurma kütüðüne yaslanarak hutbe okurdu. Ashabdan biri þöyle dedi: 'Ya Resulullah! Senin için bir þey yapalým ki, cuma günü üzerine çýktýðýn zaman insanlar sizi görsün ve hutbenizi duyabilsinler' dedi. Bunun üzerine Resulullah; 'olur' dedi. Üç basamaklý bir minber yapýldý. Daha önce yaslanýp hutbe okuduðu kütüðü geçince, kütükten on aylýk gebe devenin inlemesi gibi iniltiler gelmeye baþladý. Resulullah onu eliyle meshetti ve ses kesildi (Buhârî, Cuma, 26; Nesaî, Cuma, 17; Ýbn Mâce, Ýkame, 199; Ýbn Sa'd, a.g.e.,I, 239-254) .

Resulullah (s.a.s) , bu minberin üzerine çýktýðý zaman þöyle demiþti:

'Evimle minberimin arasý Cennet bahçelerinden bir bahçedir ve minberim de Cennet bahçelerinin üzerindedir (Ahmed b. Hanbel, II, 36, 450, 534; V, 41) . Diðer bir hadis de; 'Evimle minberimin arasý, Cennet bahçelerinden bir bahçedir ve minberim havzýmýn üzerindedir' (Ahmed b. Hanbel, II, 236) þeklindedir.

Minber hakkýndaki baþka bir hadis-i þerifte de þöyle buyurulmaktadýr: 'Minberimin ayaklarý Cennet üzerindedir' (Ahmed, b. Hanbel, VI 289, 292, 318; Nesaî, Mesâcid, 8) .

Bu hadisler, Mescid-i Nebevî'nin, Resulullah'ýn minberi de dahil olmak üzere, minberi ile evi arasýnda kalan bölümün Cennet bahçelerinden birisi hükmünde olduðunu teyit ederek ortaya koymaktadýr. Buna göre, burada bilinçli bir þekilde bulunan, namaz kýlan veya baþka bir ibadetde bulunan, yaptýðý þeyleri Cennet bahçelerinden birinde yapmýþ gibidir.

Yeryüzünde namaz kýlmak ve ziyaret etmek maksadýyla yolculuða çýkýlabilecek üç mescitten birisi Mescidi Nebî'dir. Bir hadis-i þerifinde Resulullah (s.a.s) þöyle buyurmaktadýr: 'Üç mescitten baþka bir yere (ibadet etmek için) özel olarak yolculuk yapýlmaz: Mescid-i Horam, Mescid-i Aksa ve Benim mescidim' (Buharî, Fedâilü's-Salat, 1, 6) .

Mescid-i Nebî'de kýlýnan namaz, diðer mescitlerde kýlýnan namazlardan çok daha faziletlidir. Sa'd ibn Ebi Vakkas (r.a) 'dan Resulullah (s.a.s) 'ýn þöyle söylediði rivayet edilmektedir: Mescitimde namaz, Mescid-i Haram hariç, diðer mescitlerde kýlýnan bin rekât namazdan daha hayýrlýdýr' (Ahmed b. Hanbel, I,184): Baþka bir rivayette 'daha faziletlidir' (Hanbel, I, 16; Nesai, Mescid,4) buyrulur.

Bunun içindir ki, hac farizasýný ifa etmek için bu topraklara yönelen insanlar, bir müddet Medine'de kalarak Mescid-i Nebî'de ibadet etmenin güzelliklerinden faydalanmaya çalýþýrlar.

Namazýn dýþýnda, diðer hayýrlý ameller için de Mescid-i Nebevî üstün bir mahaldir. Orada yapýlan her ibadet kat kat fazlasýyla mükafatlandýrýlýr. Bunun böyle olduðunu vurgulamak için Resulullah (s.a.s) bir hadisinde, Allah yolunda cihat ile kýyas yaparak þöyle buyurmaktadýr: Mescitime bir hayrý öðrenmek veya öðretmek için gelen, Allah yolunda cihat eden kimse gibidir. Bunun dýþýnda gelen, baþkasýnýn kazancýný seyreden kimseye benzer' (Ahmed b. Hanbel, II, 418) .

Resulullah (s.a.s) , Mescid-i Haram ve Mescid-i Aksa yanýnda kendi mescidinin konumunu bildirmek maksadýyla þöyle demiþtir: Ben peygamberlerin sonuncusuyum. Mescitim de mescitlerin sonuncusudur' (Nesaî, Mesâcid, 7) . Bu hadisler, zikredilen bu üç mescitin dýþýnda inþa edilecek hiç bir mescitin, diðerlerinden farký olmadýðýný ve fazilet bakýmýndan birbirine denk olduðunu da ortaya koymaktadýr.


EsSelam Aleykum...
Gönderen: 07.03.2007 - 08:37
Bu Mesaji Bildir   Ukab üyenin diger mesajlarini ara Ukab üyenin Profiline bak Ukab üyeye özel mesaj gönder Ukab üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1698 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
Yalvac (61), kmurrad (59), endulus (57), ercan_sw (51), erhanseyfi (64), B e t u l (52), h.t (62), zisan_gul (41), hasretkafesi (53), ahmetkb (52), mustakar01 (62), tövbekargenç (44), mekoc66 (56), ahmet_k22 (39), Abdullah-10 (57), maruf-1 (59), GuelSevdasi81 (43), inci-2 (61), maxsibilyan (45), enesny (42), ramadan48 (42), fatmaavci (62), FIRTINA 50 (56), kaptan67 (61), menzil38 (57), Hacer -72 (52), Guel (39), A H M E T (45), msk02 (47), Mehmet_Ank (63), yusufgezer (41), Aydýn Vu.. (55), Sezer (), oguzlarx27 (55), M.Riza Sekerli (54), kamanliadem (59), eva_maria (36), musab b. ümeyr (42), nurfatih (46), AhmetBayrak (56), ali öz (48), köln42 (58), xAhmetx (49), sadullahyusuf (40), abdülhamit (231), tigrisriver (45), sürmeli (41), enesertugrul (52), medsav (67), Turan64 (61), GCc_EEi (42), ahmetsait (44), alidogan1 (64), ayhanisik42 (51), sedi güngörmü&t.. (59), baha1903 (40), bünyan (59), Orbay1 (56), kaymakli-50 (58), cagri67 (52), HAKAN ERGÜT (50), ravda dostu (40), fatiha42&07 (54), mavipýna.. (59), efrailakcay (51), Bekir 38 (39), selva sehito&et.. (40), Mursid (60), turkish wolf (52)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.80446 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.