0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » A I L E / E Ğ İ T İ M / S A Ğ L I K » SAĞLIK & SPOR » okuyun bunları kardeşlerim

önceki konu   diğer konu
2 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
06mekan68vatan su an offline 06mekan68vatan  
okuyun bunları kardeşlerim
18 Mesaj -
Kola ve Gazlý içeceklerin, Hazýr meyve sularýnýn, Cips ve Kalorisi yüksek yiyeceklerin Ýlköðretim ve Ortaöðretim kantinlerinde SATIÞININ YASAKLANMASI ile ilgili olarak Milli Eðitim Bakanýný Göreve çaðýrýyoruz’




Çaðrýmýz, sadece Bakana deðil. Daha çok çocuklarýný binbir emekle yetiþtirmeye çalýþan anne babalara, okul yöneticilerine, öðretmenlerimize ve çocuk, gençlik ve eðitim konularý ile uðraþan sivil toplum kuruluþlarýnadýr.
Yurdumuzda ilk ve ortaöðretimin yeni bir ders yýlýna baþlayacaðý bugünlerde, istikbalimizin teminatý dediðimiz, gözbebeðimiz çocuklarýmýzýn okul kantinlerinde maruz kalacaklarý saðlýksýz ve geleceklerine dönük tahribatlar yapabilecek tehlikeli beslenme þartlarýna dikkat çekmek ve hep beraber toplum olarak bu kötü þartlardan çocuklarýmýzý korumak için bu konuda dikkatlerinizi çekmek istiyoruz.
GIDA RAPORU sitemiz esasýnda yayýna baþladýðý günden beri bu konuda zaman zaman çeþitli yayýnlar ve uyarýlar yapa gelmiþtir. Bu yayýnlarýmýzdan derlediðimiz belge niteliðindeki bir dökümaný aþaðýda dikkatlerinize sunuyoruz.

Beslenmenin þüphesiz ki her insanýn hayatýnda büyük önemi vardýr. Ama öyle dönemler vardýr ki beslenme bu dönemlerde daha da büyük önem kazanýr. Ýþte bizim konumuz olan okul çaðý beslenmesi de beslenme açýsýndan önemli olan bir dönemdir.

Okul çocuklarýnýn özel bir grup olarak kabul edilmesinin nedenleri:

Okul çaðýndaki çocuklar sürekli bir büyüme ve geliþme süreci içindedirler. Bu dönemde alýnacak koruyucu önlemler tüm yaþamlarý boyunca etkili olabilecek yararlar saðlayacaktýr.
Okul, çocuklarýn evlerinden sonra toplu halde yaþamaya baþladýklarý ilk yerdir. Çocuk bu süre içinde öðrenme yoluyla kendini yarýþmalý ve mücadeleli bir ortamda yaþama hazýrlamaktadýrlar.
Çocuklarýn grup halýnda birarada bulunmalarý kazalarýn, bulaþýcý hastalýklarýn artmasý ve hýzla yayýlmasý tehlikesini artýrýr. Okul çaðýnda koruyucu önlemlerin önemi büyüktür. Bu dönemde çocuklarýn yeterli ve dengeli beslenmelerinin saðlanmasý ile; çocuklarýn büyüme ve geliþmelerinin tam olmasý, vücut dirençlerinin artarak bulaþýcý hastalýklardan korunmalarý saðlanabilir.
Okul yýllarý boyunca organizmaya büyük bir yük biner; görme, iþitme ve saðlýkla ilgili diðer engeller gibi.
Okul çaðý; hýzlý öðrenme, bilgi ve beceri kazanma ve etkilenme dönemidir.
Beslenme ile ilgili olumlu davranýþlarýn edinildiði ve her zamankinden daha çok akýlda kaldýðý bir dönemdir.
Okul çocuklarýnýn beslenmesinde aþaðýdaki saðlýklý beslenme ilkeleri geçerlidir.

Besinlerin çeþitliliðinin saðlanmasý
Saðlýklý vücut aðýrlýðýnýn korunmasý
Niþastalý karbonhidratlar ile liften zengin besinlerin dengeli tüketilmesi
Yað ve þeker tüketiminin sýnýrlandýrýlmasý
Vitamin ve minerallerin yeterli düzeyde alýnmasý
Bilinçsiz beslenme, saðlýksýz nesiller yetiþmesine neden oluyor. Kalp hastalýklarý, bazý kanser türleri, allerjik rahatsýzlýklar ve osteoporoz(kemik erimesi) gibi pek çok ciddi hastalýðýn temeli çocuklukta atýlýyor. Bu nedenle çocuklarýnýz daha küçük yaþlardayken onlara düzenli beslenmeyi öðretin. Beslenme eðitimi ne kadar erken baþlarsa çocuðun geliþim, zekâ düzeyi ve baðýþýklýk sistemi de o denli güçlenir. Abur cubura dikkat!

Maalesef bütün çocuklar cips, kraker, çikolata ve þekerlemeleri çok seviyor. Zaten bunlar da çocuklar için üretiliyor ama her konuda olduðu gibi bunlarýn da azý karar çoðu zarar. Bu tip yiyeceklerin sýkça ve fazla tüketilmesi iþtahý kapattýðýndan çocuðun beslenmesini ve dolayýsý ile saðlýðýný da kötü yönde etkiler. Abur cubur yiyecekleri sýk, zamansýz ve fazla tüketen çocuklar genellikle kilo alamazlar ve vücutlarý dirençsiz kalýr. Bu nedenle de sýk hastalanýrlar.

Fast-food beslenme kalpten götürüyor!
Daha çok hazýr yiyecek satýþý yapýlan yerlerde uygulanan yüksek ýsýda piþirme tekniði, doðal yaðlarýn içeriðinde kimyasal deðiþiklikler yaratýyor.Bu besinler baþta Kalp ve damar hastalýklarý olmak üzere çeþitli saðlýk sorunlarýna davetiye çýkarýyor.

Uzmanlar ''fast-food'' olarak adlandýrýlan beslenme alýþkanlýðýnýn gençler arasýnda yaygýnlaþtýðý ve kalp krizi geçirme yaþýnýn da giderek düþtüðünü vurguluyor. Kalp krizinin 40 yaþýn üzerinde yaygýn görüldüðü inanýþý ifade edilse de: ''Fakat son yýllarda Türkiye genelindeki istatistikler gözden geçirildiðinde kalp krizinin 20'li yaþlara kadar indiði görülüyor.. Son olarak Konya'da, 17 yaþýndaki lise öðrencisi ile bir süre önce Kars'ta yine ayný yaþlardaki bir genç kýzýmýzýn kalp krizinden yaþamýný yitirmesi konunun ne ölçüde önemli olduðunun göstergedir.''

Obezite çocuklarý da tehdit ediyor
Dokuz Eylül Üniversitesi Týp Fakültesi'nde görev yapan Prof. Dr. Atilla Büyükgebiz, okul çaðýndaki 10 çocuktan ikisinin obez olduðunu söyledi, ailelere çocuklarýný yüksek kalorili yiyeceklerden uzak tutmasýný ve spora yönlendirmesini önerir. Prof. Dr. Büyükgebiz’e göre, "obezite çocukluk çaðýnda baþlar ve yeterli önlem alýnmazsa bu çocuklarýn büyük bir bölümü özellikle ergenlik çaðýnda obez olur" .

Obezitenin çeþitli sebepleri vardýr:

Genetik olabilir.
Anne ve babasý obez olan çocuklarda obezite görülmesi daha fazla.
Beslenme alýþkanlýklarý, 'fast-food' denilen yüksek kalorili gýdalarýn tüketildiði ülkelerde obezite daha fazla görülüyor.
Hareketsizlik, fazla yemek yemek ancak alýnan kalorilerin hareketsizlik sebebiyle yakýlamamasý. Ayrýca, son yýllarda çocuklarýn bilgisayar ve televizyona baðýmlý hale gelmesi de obezite vakalarýnda artýþa neden oldu.

Zamanýnýn çoðunu dýþarýda oynamak yerine bilgisayar ve televizyon baþýnda geçiren çocuklar, kola ve cips tüketiyor. Bu da onlarýn kilo almasýna neden oluyor."

Çocuklarýn hayatýna hareket ve sporun sokulmasýnýn önemine de iþaret etti. Obezite için çocukluk çaðýnda önlem alýnmalý, obezite ile hangi yaþta karþýlaþýlýrsa karþýlaþýlsýn mutlaka tedavi edilmelidir.
Þiþman bir çocuk için hedefler sýrasýyla,

Normal büyüme ve geliþmenin devamýný saðlamak
Daha fazla kilo artýþýný engellemek
Kilo verdirmek
Görüldüðü gibi çocukluk çaðý þiþmanlýðýnda öncelikle çocuðun büyüme ve geliþmesi gelir, bu yüzden kesinlikle çocuðunuzu kilo verdirme amacýyla aç býrakmayýn ya da büyüklerin uyguladýklarý düþük kalorili diyetleri çocuklarýnýza uygulatmaya kalkýþmayýn. Bu dönemde yapacaðýnýz hatalý bir yaklaþým çocuðunuzu tüm hayatý boyunca kilo problemiyle uðraþmak zorunda býrakabilir. Beslenmesiyle ilgili neler yapabilirsiniz?

Öncelikle çocuðunuza anne-baba olarak siz iyi örnek olmalýsýnýz. Babasý televizyon karþýsýnda cips yiyen ya da annesi sebzeyi görünce yüzünü buruþturan bir çocuktan aksi davranýþlarý beklemek mümkün deðildir.

Eve cips-çikolata-kolalý içecekler- hazýr meyve sularý gibi besinleri almayýn. Bu tip gýdalarla ev ortamýnda karþýlaþtýrmayýn. Israr ederse onunla oturup bu tip besinlerin bünyesine nasýl zarar verdiðini uygun bir dille anlatýn ama sakýn korkutmayýn.
Çocuklarýn zihinsel ve bedensel olarak saðlýklý geliþmeleri için düzenli süt tüketmelerine dikkat etmek gerekiyor. Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öðretim Üyesi Prof. Dr. Perihan Aslan, bir çocuðun günde iki su bardaðý süt tüketmesi gerektiðine dikkat çekiyor. Türkiye’de halen bu miktarýn çok altýnda süt tüketiliyor. Zengin bir vitamin ve benzersiz kalsiyum kaynaðý olan süt, çocuklarýn özellikle geliþim çaðýnda mutlaka düzenli ve yeterli miktarda tüketmesi gereken bir besin maddesi. Çocuklarýn saðlýklý beslenmesi ve bunun için yeterince süt içmelerinin saðlanmasý da, yeni eðitim öðretim dönemi baþlarken daha da önem kazanýyor. Saðlýklý geliþme için bir çocuðun günde iki su bardaðý süt tüketmesi gerekiyor. Beslenme çantasýna her gün konulacak bir kutu süt çocuklarýn gerek saðlýðýnda, gerekse okuldaki baþarýsýnda etkili olacaktýr.

Yapýlan araþtýrmalar, Türkiye’deki okul çaðý çocuklarýnýn beslenme alýþkanlýklarýna iliþkin kaygý verici bir tablo ortaya koyuyor. Okul çaðýndaki çocuklarýn yüzde 60 ila 85’i kahvaltý etmiyor. Yüzde 25 ila 43’ü ise sokak satýcýlarýndan alýþveriþ yapýyor. Süt ve ayran tüketimi ise yüzde 15 ila 25 civarýnda kalýyor. Bunlarýn yerine, hiçbir besin deðeri olmayan kola, renkli/renksiz gazoz türü içeceklerin tüketimi büyük oranlar oluþturuyor

“Saðlýklý geliþim için sütün ihmal edilmemesi gerekir”
Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öðretim Üyesi Prof. Dr. Perihan Aslan, Türkiye nüfusunun yüzde 15’ini oluþturan 10,5 milyon ilköðretim öðrencisinin önemli bir kýsmýnýn halen yetersiz beslendiðini belirtti. Aslan konuyla ilgili olarak þunlarý söyledi:

“Türkiye’de yetersiz ve yanlýþ beslenme alýþkanlýklarýndan ötürü, çocuklarýmýz saðlýksýz geliþiyor ve bodur kalýyor. Bu sorunu aþmak için çocuða erken yaþlarda yeterli süt tüketim alýþkanlýðýný kazandýrmak gerekiyor. Çünki, çocuðun saðlýklý beden ve zihin geliþimi açýsýndan son derece önemli bir yere sahip olan kalsiyum hiçbir besinde sütte olduðu kadar yüksek oranda bulunmuyor. Süt, insan organizmasý için gerekli pek çok besin öðesini (protein, karbonhidrat, yað vitamin ve mineraller) bileþiminde bulunduran tek besindir. Genç yaþlarda görülecek saðlýk sorunlarý ülkenin sosyal ve ekonomik geliþmesini de etkileyecektir. Saðlýklý nesillerin yetiþmesi amacýyla herkesin çocuklarýn saðlýklý beslenmesi ve saðlýklý süt içme alýþkanlýðý kazanmasý için çaba göstermesi gerekiyor.”

Dünyada okul çaðýnda süt tüketimi
Prof. Dr. Perihan Aslan dünyada okul çaðýndaki çocuklarýn süt tüketimine iliþkin yapýlan çalýþmalarýn sonuçlarýný ortaya koyuyor. “Birçok ülkede, çocuklarýn saðlýklý beslenmesinin saðlanmasý için baþarýlý adýmlar atýyor. Hem Kuzey Amerika ve Avrupa’daki geliþmiþ ülkelerde hem de Meksika, Çin, Lübnan, Ýran gibi geliþmekte olan ülkelerde Okul Sütü programlarý uygulanýyor. Ülkemizde de geçmiþte aralýklarla gerçekleþtirilmiþ olan bu uygulamanýn orta ve uzun vadedeki olumlu etkileri açýk bir þekilde görülebiliyor.

Örneðin, Okul Sütü Programý’na geçtikten sonra Portekiz’deki gençlerin boy ortalamasýnda 10 yýl içinde yaklaþýk 3 cm artýþ görüldü. Portekiz’de, programýn uygulandýðý bölgelerden birinde çocuklarýn yüzde 52’sinde görülen “Endemik Guatr” vakalarýnýn 5 yýllýk uygulama sonucunda yüzde 9’a kadar gerilediði görüldü. Okullardaki devamsýzlýk oranlarýnda düþüþ ve derse katýlýmda artýþ gibi geliþmeler de yine okul sütü programýndan alýnan olumlu sonuçlar arasýnda yer alýyor.”

Okul Sütü Programý Yeniden Baþlatýlmalý
Okul Sütü programlarýnýn yeniden ve kalýcý olarak baþlatýlmasýný Devlet acilen uygulamaya koymalýdýr. Anneler ve babalar kadar, okul yönetimleri ve en az sekiz yýl okullara gitmeyi mecbur tutan Devlet de onlarýn saðlýklý geliþmelerinden sorumlu olmalýdýr.
Dünyada Bazý Ülkeler Saðlýksýz Beslenmeye Karþý Tedbirlerini Artýrýyorlar Amerika Birleþik Devletlerinde þiþmanlýkla mücadele için okullarda hazýr yiyecek ve içecek otomatlarýnda kola, gazoz gibi asitli ve kilo yapan içecekler satýlmayacak.

Ürün daðýtýcýlarý ve Amerikan Kalp Saðlýðý Birliði nin yaptýðý anlaþma ile, 35 milyon öðrenci bundan böyle makinelerden yalnýzca su ve yað oraný düþük süt ve meyve suyu ve soda alabilecek.
Yine gazete haberlerine göre Letonya’da da yapay renklendirici, aroma, tatlandýrýcý ve kafein içeren ve aralarýnda Coca Cola ve Pepsi Colanýn da bulunduðu yiyecek ve içeceklerin okullarda satýþýný yasakladý. Uygulamanýn 1 Kasýmdan itibaren yürürlüðe gireceði belirtildi. Bundan böyle, okul kantinlerinde þeker, colalý ve meyveli gazozlar, cips ve sakýz gibi gýda maddeleri yerine, tuzsuz fýndýk, kuru ve yaþ meyve, maden suyu ve hafif yemek türleri satýlabilecek.
Coca Cola ve Pepsi geçtiðimiz haftalarda Hindistan’da içinde zehirli maddeler bulunduðu ve formülünün gizli tutulduðu gerekçesiyle ülke çapýnda resmen yasaklanma kararý alýnmýþtý.
Ülkemizde 33 lt civarýnda kola ve gazlý içecek tüketilirken, süt tüketimi ise sadece 18 litredir. ABD’de ise kiþi baþýna yýllýk 197 lt. tüketimine karþýlýk kiþi baþýna yýllýk süt tüketimi 200 lt.dir.

Gerçekleri yansýtmayan aþýrý abartýlý reklâmlarýn yönlendirmesi, bilinçsiz beslenme alýþkanlýklarý, yeni þeylere karþý hayranlýk ve kamu kurumlarýnýn halký doðru bilgilendirmede gösterdiði acziyet, ister fakir ister zengin muhitlerde olsun kola ve boyalý/boyasýz, gazlý/gazsýz içeceklere aþýrý bir düþkünlüðün oluþmasýna sebep olmuþtur. Kola ve renkli/renksiz gazozlar artýk çoðu ailelerin olmazsa olmaz içeceði haline gelmiþtir. Sofraya oturulunca hemen bardaklara su yerine kola, gazoz türü içecekler dolduruluyor.

Peki, bu geliþi güzel ve bilinçsiz alýþkanlýklarýmýzýn saðlýðýmýza ve dinî hayatýmýza zarar verebileceðini neden düþünemiyoruz?
Biz bu tür içeceklerde kullanýlan katký maddelerini bir defa daha toplu halde belirtmeye çalýþalým:

KOLALI VE GAZLI ÝÇECEKLERDE KULLANILAN KATKI MADDELERÝ:

Fosforik asit: E338

Gazlý ve çeþitli kolalý içeceklerde kullanýlmaktadýr. Ancak saðlýk üzerindeki etkileri tartýþýlmaktadýr. Keskin bir tad saðlar ve diðer doðal benzer tad vericilere nazaran büyük miktarlarda ve ucuzca elde edilebildiði için üreticiler tarafýndan tercih edilmektedir.

Ancak genç kadýnlarda, kemik geliþiminde gýda eksikliði ile ortaya çýkan osteoporoz hastalýðý riskini artýrmaktadýr. Fosfor fazlalýðý, zayýf kemik yoðunluðuna yol açabilmektedir. Beslenme uzmanlarý, vücudun kandaki fosfor-kalsiyum iyonlarý arasýndaki dengeyi sürdürmeye çalýþtýðýný belirtmektedirler. Fosfor fazlalýðý oluþunca vücudun kimyasal balans mekanizmasý bu dengeyi sürdürebil- mek için kemikteki kalsiyumun dýþarý çýkarýlmasýna yol açar. Neticede fosfor-kalsiyum fazlasý vücuttan dýþarýya atýlýr ve geride gözenekli ve gittikçe zayýflayan bir kemik yapýsý meydana gelir.

Kolalarda kullanýlan Kafeinin de ayný sebeplerle son zamanlarda orta yaþtaki erkeklerde görülen zayýf kemik yoðunluðuna sebebiyet verdiði þüphesi üzerinde durulmaktadýr.

Kafein:
Tüketimi, ekseriya kahve, çay, cola, çikolata, kakao ve son zamanlarda ortaya çýkartýlan enerji içecekleri ile olmaktadýr. Kafeinin diðer yaygýn kaynaklarý, reçete gerektirmeyen aðrý kesiciler, soðuk preperatlar ve uyarýcý ilaçlardýr.

Kafeinli maddelerin kullanýmýnýn sonucunda karakteristik etkiler, huzursuzluk, sinirlilik, heyecan, uykusuzluk, yüz kýzarýklýlýðý, fazla idrar ve sindirim þikâyetleri gibi rahatsýzlýklardýr. Bu semptomlar bazý insanlarda, günlük 250 mgr ‘dan daha küçük dozajlarda tezahür edebilir. Diðer bazýlarýnda ise daha yüksek dozlarda oluþur. Günlük 1gr ‘lýk dozlara çýkýlmasý halinde ise, kas seyirmesi, düþünce ve konuþmanýn rast gele akmasý, yorgunluk duymama ve fizikomotor acitasyonu oluþabilir. Daha büyük dozlarda hafif duyumsal rahatsýzlýklar, kulak çýnlamasý, ýþýðýn parlamasý gibi rahatsýzlýklar rapor edilmiþtir. Kafeinin 10 gr’ý geçen dozu ile, ani krizler, nefes alma güçlüðü ve ölümle sonuçlanmalar oluþabilir. Alýnan maddelerle girebilecek kafein miktarýnýn kabaca hesabýný þöyle yapabiliriz. Bir bardak kahve yaklaþýk 100-150 mgr kafein ihtiva eder, bir bardak çay yarýsý kadar, bir bardak kola ise 1/3 ‘ü kadar kafein ihtiva eder. Bir bardak enerji içeceðinde ise yaklaþýk 100 mgr kafein alýnmýþ olur. Reçete ile satýlan kafeinli ilaçlar bir bardak kahvenin ihtiva ettiði kafeinin bir tam üçte biri ile bir buçuk arasýnda deðiþmektedir. Ýstisna olarak migren hastalýðý için kullanýlan tabletlerin her biri 100 mgr kafein ihtiva ederler.

Kafein, sindirim sistemi ve kalp rahatsýzlýklarýnýn geliþmesine ve aðýrlaþmasýna neden olabilir. Üst karýn aðrýlarý, bazen peptik ülser ve kanamalar oluþabilir. Ekstrem yüksek dozlarda ise ritim bozukluðu eklenebilir, tansiyon düþer ve kan dolaþýmý durabilir.
Diðer farklý Teþhisler: Manik olaylar, panik rahatsýzlýklar, genel anksiety rahatsýzlýklarý klinik raporlarda açýklanmýþtýr.

Boya Maddesi Karamel (E150):
Þekerin yavaþ þartlarda 170 C dereceye kadar ýsýtýlmasý sonucunda elde edilir. Baþta kola olmak üzere çeþitli meþrubat, þekerleme, kek ve bazý hamur iþlerinde boya maddesi olarak kullanýlýr.

Avustralya Hiperaktiv Çocuklarý Koruma TeþkilatýaglaHACSG)’na göre alerjik bünyeli insanlarýn kaçýnmalarý gerektiði ifade edilmektedir.

CO2 Gazý: E290
Ýnsan saðlýðýna zararlý bir gazdýr. Meþrubatlarla aþýrý miktarlarda alýnmasý halinde çeþitli rahatsýzlýklara neden olur.

Kola ve diðer Aromalar:
Bütün aromalarda söz konusu olduðu gibi ara iþlemlerde ve eritici ortamlarda etil alkolün kullanýlabilmesi önem taþýmaktadýr. Ayrýca, bu tür içeceklerde TSE ve TÜRK GIDA Kodeksi de % 0.5 ‘e kadar alkol bulunabilmesine izin vermektedir.

Enerji içeceklerinde diðer önemli Katký maddeleri:
Kafein, Ýnositol, taurine, carnitine, creatine gibi bir Müslüman için kökenleri ve saðlýða zararlarý sebebi ile çok dikkat edilmesi gereken önemli katký maddeleridir.

Taurine pankreas salgýlarýndan elde edilen bir maddedir, carnitine ve creatine hayvan kaslarýndan izole edilerek elde edilen maddelerdir. Kafein bitkiseldir ve bu içecekte 80-150 mgr/340 gr içecek,yani 340 gr enerji içeceðinde 80ila 150 mgr kafein bulunabilmektedir, taurin ise 1200mgr/ 340gr içecek miktarýnda bulunmaktadýr.vs.

Karmin: E120
Renklendirici; böceklerden elde edilir; kozmetiklerde, þampoanlarda, kýrmýzý elma sularýnda, þekerlemelerde ve diðer gýdalarda kullanýlýr; hassas ve asmatik bünyelerde alerjik reaksiyonlara sebeb olabilir. Ayrýca Hanefi mezhebine göre de haramdýr.

Sünî Tatlandýrýcýlar: Aspartam E951, Asesülfan E950, Sakarin E954
Tatlandýrýcýlarýn diðer kullaným alaný ise toz ve sývý içeceklerdir. Bu ürünler’de; Aspartam, asesülfam ve sakarinin kombinasyonu kullanýlmaktadýr. Þeker hastalarýnýn kullanýmý oldukça düþük olmasý ve kullanan insanlarýn yaþ seviyelerinin yüksek olmasýna raðmen alzaymer riski oluþturduðu bildirilmektedir. Fakat içeceklerde kullanýmý, özellikle aspartamýn içinde bulunan fenil alalin isimli amino asitin çocuklarýn zeka geliþimlerini olumsuz etkilediði klinik deneylerle kanýtlanmýþtýr.

"Dünyaca kararlarýna itibar edilen FDA‘nýn Aspartamlý ürünler için yaptýðý açýklama ise þöyle:
“Dikkatle kontrol edilmiþ klinik çalýþmalar aspartamýn allergan olmadýðýný göstermektedir.Ancak,fenyl alilin’ni vucutta yok edecek enzimi üretemeyen ve kalýtým yolu ile geçen genetik hastalýk Phenylketanuria(PKU)’lu insanlar ve kanýnda yüksek seviyede fenyl alilin bulunan hamile kadýnlar aspartam konusunda probleme sahiptirler..Çünkü, onlar aspartamýn bileþenlerinden biri olan amino asit fenyl alalin’i effektif olarak metabolize edemezler.Vücut sývýlarýndaki bu amino asitin yüksek miktarlarý,beyin tahribine sebep olabilir.Bu sebeple,FDA aspartam ihtiva eden bütün ürünlerin etiketlerinde fenyl alalin ihtiva ettiðinin açýkça yazýlmasýnýn gerektiðini hükme baðlamýþtýr”

Evet, katký maddeleri ile ilgili bu bu bilgiler, bu içecekleri sürekli olarak tüketen insanlarýmýz için nasýl bir risk meydana getirdiklerini çarpýcý bir þekilde ortaya koymaktadýr.
Dr. Murat Kýnýkoðlu’nun da enfes bir makalesi yayýnlanmýþtý. Burada, özetle: “Çeþitli muhitlerde yaþayan aileler arasýnda bir araþtýrma yapýlsa, süt içmeleri gereken çaðda kola veya boyalý gazozlar içerek vücutlarý zehirlenen beyaz suratlý, cýlýz on binlerce 'kola/gazoz' baðýmlýsý çocuk bulunacaðýndan eminim. (Keþke üniversitelerimiz bu araþtýrmalara ayýracak vakit bulabilseler.) Çocuklar cýlýz; çünkü kolanýn ve gazozlarýn þekeri ile karýnlarýnýn doyduðunu sanýyorlar; suratlarý beyaz, çünkü bu grup içeceklerin en büyük yan tesiri baðýrsaklardan demir emilimini engellemesidir.

Aþýrý kola tüketimi ve kola baðýmlýlýðý yalnýz bizim deðil zengin ülkelerin de sorunu. Fark þurada; yýllýk süt tüketimi kiþi baþýna 200 litre olan Amerikalýnýn sofrasýnda bir de kola olmasýnýn önemi yok ama onlarýn onda biri kadar bile (18 litre) süt tüketmeyen ülkemizin çocuklarý için çok büyük önemi var. Zaten yeterli protein alamayan, et yemeyen, süt içmeyen çocuklarýmýz bir de midelerini kalorisi zengin ama beslenme deðeri düþük gazozla þiþirince ilerde kavruk, zayýf, kýsa boylu insan tipleri ortaya çýkýyor...

Çocuðunuza verebileceðiniz en büyük zarar onu devamlý bir kola ve gazoz içicisi-kola ve gazoz baðýmlýsý yapmanýzdýr. Bu kötü alýþkanlýktan onu korumanýzýn en saðlam yolu ise evinize kola ve gazlý içecekler sokmamaktýr. Renkli içecekler, her gün alýnan, yemek masasýnýn devamlý içeceði olmamalý. Bazýlarýnýn yaptýðý gibi, buz gibi kolayý kafaya diktikten sonra çocuðuna 'Ama yavrum sen içme zararlýymýþ...'diyenlerden de olmamalýsýnýz. Unutmayýn 'evde çocuk varsa' sofranýzda devamlý bulunmasý gereken tek içecek; su ve süt olmalýdýr.

Dünyanýn en yararlý içeceði SÜTTEN KORKMAYIN. Yaþlandýkça insanlarýn kalsiyum ve D vitaminine olan ihtiyacý artar, bu nedenle süt, yalnýz çocuklarýn deðil eriþkinlerin ve Dr Murat Kýnýkoðlu’nun þu çarpýcý ve acý tespiti ise ibret vericidir;
”Þuna inanýyorum ki süt; köylü Memet efendinin ineðinin memesinden deðil de uluslararasý bir firmanýn fabrikasýndan çýkan (formülü gizli!) %500 karla satýlan bir içecek olsaydý þu an hepimiz süt içiyor olurduk. Devletin, köylüden soframýza gelirken üç misli kârla satýlan sütün halka daha düþük fiyatla ulaþmasý için gerekli tedbirleri almasý lazýmdýr..”

Ýsveç’te baþlayan bir araþtýrma 2002 yýlýnda Birleþmiþ Milletlerin gündemine taþýndý. Birleþmiþ milletlere baðlý Dünya Saðlýk Organizasyonu (WHO) çeþitli ülkelerle, çeþitli programlar organize etti. Neticede Akrilamid (Acrylamide) maddesine karþý dünya ülkelerinin uyarýlmasýna gerek görüldü. Ülkemizde de geç te olsa bu konuda bazý çalýþmalar baþlatýldý.

Akrilamid’in hayvanlarda kansere sebep olduðu bilinmektedir. Ayrýca, akrilamidin belli dozlara çýkýldýðýnda, insan ve hayvan sinir sisteminde zehirlenme etkisi yaptýðý da bilinmektedir.

2002 yýlýnda Ýsveç ulusan gýda merkezi yüksek sýcaklýkta iþlem görmüþ gýdalarda akrilamidin yüksek boyutlarda oluþtuðunu ortaya koyan bir rapor yayýnladý. Daha sonra, Hollanda, Ýsviçre, Norveç, Ýngiltere ve ABD gibi ülkelerde piþirilmiþ ve sýcak iþlem görmüþ gýdalarýn pek çoðununda akrilamidin oluþtuðunu ortaya koyan çalýþmalar yapýldý.
Bugüne kadar akrilamid oluþumunun en büyük deðerleri niþastalý (patates ve mýsýr gevreði, patates kýzartma, tost edilmiþ ekmek, bisküvi,kraker ve cipsi gibi) ürünlerde bulunmuþtur.

Ýþte, çeþitli zamanlarda sitemizde yayýnladýðýmýz yazýlardan derlediðimiz döküman bize birþeyler yapmanýz gerektiðini kafi miktarda anlatýyor diye düþünüyoruz.

Öncelikle bilerek veya bilmeyerek yapmaya devam ettiðimiz ve bize dayatýlmýþ “Saðlýksýz Yaþam Tarzý”nýn bir uzantýsý olan “Saðlýksýz Beslenme” alýþkanlýklarýmýzý okullarýmýzda ve evlerimizde artýk terk etmeliyiz.

Zararlý, tehlikeli ve dinen mahzurlu olabilen çeþitli kimyasal katký maddeli hazýr gýdalar yerine evlerimiz ve okul kantinlerimiz yeni bir gýda diyet formatýna döndürülmelidir. Yaþ meyve ve bunlarýn taze sýkýlmýþ meyve sularýndan, yurdumuzda bol miktarda yetiþen ceviz, fýndýk, fýstýk gibi kuru yemiþlerden, süt, ayran, peynir, zeytin, kepekli, yulaflý unlardan yapýlmýþ ekmeklerden oluþan bir diyet formatýnýn çocuklarýmýzýn “Saðlýklý Beslenme”sine uygun bir format olduðunu düþünüyoruz.

Sizler de bizim gibi düþünüyorsanýz, okul yönetimlerinizle, öðretmenlerinizle, okul aile birliklerinizle görüþerek, Milli Eðitim Bakanlýðýna ve bizzat Bakana ulaþarak bu isteklerinizi bildirerek uygulamaya sokmaya çalýþýnýz.

Unutmayýnýz! SAÐLAM KAFA, SAÐLAM YÜREK, SAÐLAM VÜCUTTA BULUNUR.
Gönderen: 19.09.2006 - 21:34
Bu Mesaji Bildir   06mekan68vatan üyenin diger mesajlarini ara 06mekan68vatan üyenin Profiline bak 06mekan68vatan üyeye özel mesaj gönder 06mekan68vatan üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Maksat kelam olsun su an offline Maksat kelam olsun  
RE: okuyun bunları kardeşlerim...güncelleme....
1463 Mesaj -
Alıntı
Orijýnalý samet_demir

Kola ve Gazlý içeceklerin, Hazýr meyve sularýnýn, Cips ve Kalorisi yüksek yiyeceklerin Ýlköðretim ve Ortaöðretim kantinlerinde SATIÞININ YASAKLANMASI ile ilgili olarak Milli Eðitim Bakanýný Göreve çaðýrýyoruz’




Çaðrýmýz, sadece Bakana deðil. Daha çok çocuklarýný binbir emekle yetiþtirmeye çalýþan anne babalara, okul yöneticilerine, öðretmenlerimize ve çocuk, gençlik ve eðitim konularý ile uðraþan sivil toplum kuruluþlarýnadýr.
Yurdumuzda ilk ve ortaöðretimin yeni bir ders yýlýna baþlayacaðý bugünlerde, istikbalimizin teminatý dediðimiz, gözbebeðimiz çocuklarýmýzýn okul kantinlerinde maruz kalacaklarý saðlýksýz ve geleceklerine dönük tahribatlar yapabilecek tehlikeli beslenme þartlarýna dikkat çekmek ve hep beraber toplum olarak bu kötü þartlardan çocuklarýmýzý korumak için bu konuda dikkatlerinizi çekmek istiyoruz.
GIDA RAPORU sitemiz esasýnda yayýna baþladýðý günden beri bu konuda zaman zaman çeþitli yayýnlar ve uyarýlar yapa gelmiþtir. Bu yayýnlarýmýzdan derlediðimiz belge niteliðindeki bir dökümaný aþaðýda dikkatlerinize sunuyoruz.

Beslenmenin þüphesiz ki her insanýn hayatýnda büyük önemi vardýr. Ama öyle dönemler vardýr ki beslenme bu dönemlerde daha da büyük önem kazanýr. Ýþte bizim konumuz olan okul çaðý beslenmesi de beslenme açýsýndan önemli olan bir dönemdir.

Okul çocuklarýnýn özel bir grup olarak kabul edilmesinin nedenleri:

Okul çaðýndaki çocuklar sürekli bir büyüme ve geliþme süreci içindedirler. Bu dönemde alýnacak koruyucu önlemler tüm yaþamlarý boyunca etkili olabilecek yararlar saðlayacaktýr.
Okul, çocuklarýn evlerinden sonra toplu halde yaþamaya baþladýklarý ilk yerdir. Çocuk bu süre içinde öðrenme yoluyla kendini yarýþmalý ve mücadeleli bir ortamda yaþama hazýrlamaktadýrlar.
Çocuklarýn grup halýnda birarada bulunmalarý kazalarýn, bulaþýcý hastalýklarýn artmasý ve hýzla yayýlmasý tehlikesini artýrýr. Okul çaðýnda koruyucu önlemlerin önemi büyüktür. Bu dönemde çocuklarýn yeterli ve dengeli beslenmelerinin saðlanmasý ile; çocuklarýn büyüme ve geliþmelerinin tam olmasý, vücut dirençlerinin artarak bulaþýcý hastalýklardan korunmalarý saðlanabilir.
Okul yýllarý boyunca organizmaya büyük bir yük biner; görme, iþitme ve saðlýkla ilgili diðer engeller gibi.
Okul çaðý; hýzlý öðrenme, bilgi ve beceri kazanma ve etkilenme dönemidir.
Beslenme ile ilgili olumlu davranýþlarýn edinildiði ve her zamankinden daha çok akýlda kaldýðý bir dönemdir.
Okul çocuklarýnýn beslenmesinde aþaðýdaki saðlýklý beslenme ilkeleri geçerlidir.

Besinlerin çeþitliliðinin saðlanmasý
Saðlýklý vücut aðýrlýðýnýn korunmasý
Niþastalý karbonhidratlar ile liften zengin besinlerin dengeli tüketilmesi
Yað ve þeker tüketiminin sýnýrlandýrýlmasý
Vitamin ve minerallerin yeterli düzeyde alýnmasý
Bilinçsiz beslenme, saðlýksýz nesiller yetiþmesine neden oluyor. Kalp hastalýklarý, bazý kanser türleri, allerjik rahatsýzlýklar ve osteoporoz(kemik erimesi) gibi pek çok ciddi hastalýðýn temeli çocuklukta atýlýyor. Bu nedenle çocuklarýnýz daha küçük yaþlardayken onlara düzenli beslenmeyi öðretin. Beslenme eðitimi ne kadar erken baþlarsa çocuðun geliþim, zekâ düzeyi ve baðýþýklýk sistemi de o denli güçlenir. Abur cubura dikkat!

Maalesef bütün çocuklar cips, kraker, çikolata ve þekerlemeleri çok seviyor. Zaten bunlar da çocuklar için üretiliyor ama her konuda olduðu gibi bunlarýn da azý karar çoðu zarar. Bu tip yiyeceklerin sýkça ve fazla tüketilmesi iþtahý kapattýðýndan çocuðun beslenmesini ve dolayýsý ile saðlýðýný da kötü yönde etkiler. Abur cubur yiyecekleri sýk, zamansýz ve fazla tüketen çocuklar genellikle kilo alamazlar ve vücutlarý dirençsiz kalýr. Bu nedenle de sýk hastalanýrlar.

Fast-food beslenme kalpten götürüyor!
Daha çok hazýr yiyecek satýþý yapýlan yerlerde uygulanan yüksek ýsýda piþirme tekniði, doðal yaðlarýn içeriðinde kimyasal deðiþiklikler yaratýyor.Bu besinler baþta Kalp ve damar hastalýklarý olmak üzere çeþitli saðlýk sorunlarýna davetiye çýkarýyor.

Uzmanlar ''fast-food'' olarak adlandýrýlan beslenme alýþkanlýðýnýn gençler arasýnda yaygýnlaþtýðý ve kalp krizi geçirme yaþýnýn da giderek düþtüðünü vurguluyor. Kalp krizinin 40 yaþýn üzerinde yaygýn görüldüðü inanýþý ifade edilse de: ''Fakat son yýllarda Türkiye genelindeki istatistikler gözden geçirildiðinde kalp krizinin 20'li yaþlara kadar indiði görülüyor.. Son olarak Konya'da, 17 yaþýndaki lise öðrencisi ile bir süre önce Kars'ta yine ayný yaþlardaki bir genç kýzýmýzýn kalp krizinden yaþamýný yitirmesi konunun ne ölçüde önemli olduðunun göstergedir.''

Obezite çocuklarý da tehdit ediyor
Dokuz Eylül Üniversitesi Týp Fakültesi'nde görev yapan Prof. Dr. Atilla Büyükgebiz, okul çaðýndaki 10 çocuktan ikisinin obez olduðunu söyledi, ailelere çocuklarýný yüksek kalorili yiyeceklerden uzak tutmasýný ve spora yönlendirmesini önerir. Prof. Dr. Büyükgebiz’e göre, "obezite çocukluk çaðýnda baþlar ve yeterli önlem alýnmazsa bu çocuklarýn büyük bir bölümü özellikle ergenlik çaðýnda obez olur" .

Obezitenin çeþitli sebepleri vardýr:

Genetik olabilir.
Anne ve babasý obez olan çocuklarda obezite görülmesi daha fazla.
Beslenme alýþkanlýklarý, 'fast-food' denilen yüksek kalorili gýdalarýn tüketildiði ülkelerde obezite daha fazla görülüyor.
Hareketsizlik, fazla yemek yemek ancak alýnan kalorilerin hareketsizlik sebebiyle yakýlamamasý. Ayrýca, son yýllarda çocuklarýn bilgisayar ve televizyona baðýmlý hale gelmesi de obezite vakalarýnda artýþa neden oldu.

Zamanýnýn çoðunu dýþarýda oynamak yerine bilgisayar ve televizyon baþýnda geçiren çocuklar, kola ve cips tüketiyor. Bu da onlarýn kilo almasýna neden oluyor."

Çocuklarýn hayatýna hareket ve sporun sokulmasýnýn önemine de iþaret etti. Obezite için çocukluk çaðýnda önlem alýnmalý, obezite ile hangi yaþta karþýlaþýlýrsa karþýlaþýlsýn mutlaka tedavi edilmelidir.
Þiþman bir çocuk için hedefler sýrasýyla,

Normal büyüme ve geliþmenin devamýný saðlamak
Daha fazla kilo artýþýný engellemek
Kilo verdirmek
Görüldüðü gibi çocukluk çaðý þiþmanlýðýnda öncelikle çocuðun büyüme ve geliþmesi gelir, bu yüzden kesinlikle çocuðunuzu kilo verdirme amacýyla aç býrakmayýn ya da büyüklerin uyguladýklarý düþük kalorili diyetleri çocuklarýnýza uygulatmaya kalkýþmayýn. Bu dönemde yapacaðýnýz hatalý bir yaklaþým çocuðunuzu tüm hayatý boyunca kilo problemiyle uðraþmak zorunda býrakabilir. Beslenmesiyle ilgili neler yapabilirsiniz?

Öncelikle çocuðunuza anne-baba olarak siz iyi örnek olmalýsýnýz. Babasý televizyon karþýsýnda cips yiyen ya da annesi sebzeyi görünce yüzünü buruþturan bir çocuktan aksi davranýþlarý beklemek mümkün deðildir.

Eve cips-çikolata-kolalý içecekler- hazýr meyve sularý gibi besinleri almayýn. Bu tip gýdalarla ev ortamýnda karþýlaþtýrmayýn. Israr ederse onunla oturup bu tip besinlerin bünyesine nasýl zarar verdiðini uygun bir dille anlatýn ama sakýn korkutmayýn.
Çocuklarýn zihinsel ve bedensel olarak saðlýklý geliþmeleri için düzenli süt tüketmelerine dikkat etmek gerekiyor. Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öðretim Üyesi Prof. Dr. Perihan Aslan, bir çocuðun günde iki su bardaðý süt tüketmesi gerektiðine dikkat çekiyor. Türkiye’de halen bu miktarýn çok altýnda süt tüketiliyor. Zengin bir vitamin ve benzersiz kalsiyum kaynaðý olan süt, çocuklarýn özellikle geliþim çaðýnda mutlaka düzenli ve yeterli miktarda tüketmesi gereken bir besin maddesi. Çocuklarýn saðlýklý beslenmesi ve bunun için yeterince süt içmelerinin saðlanmasý da, yeni eðitim öðretim dönemi baþlarken daha da önem kazanýyor. Saðlýklý geliþme için bir çocuðun günde iki su bardaðý süt tüketmesi gerekiyor. Beslenme çantasýna her gün konulacak bir kutu süt çocuklarýn gerek saðlýðýnda, gerekse okuldaki baþarýsýnda etkili olacaktýr.

Yapýlan araþtýrmalar, Türkiye’deki okul çaðý çocuklarýnýn beslenme alýþkanlýklarýna iliþkin kaygý verici bir tablo ortaya koyuyor. Okul çaðýndaki çocuklarýn yüzde 60 ila 85’i kahvaltý etmiyor. Yüzde 25 ila 43’ü ise sokak satýcýlarýndan alýþveriþ yapýyor. Süt ve ayran tüketimi ise yüzde 15 ila 25 civarýnda kalýyor. Bunlarýn yerine, hiçbir besin deðeri olmayan kola, renkli/renksiz gazoz türü içeceklerin tüketimi büyük oranlar oluþturuyor

“Saðlýklý geliþim için sütün ihmal edilmemesi gerekir”
Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öðretim Üyesi Prof. Dr. Perihan Aslan, Türkiye nüfusunun yüzde 15’ini oluþturan 10,5 milyon ilköðretim öðrencisinin önemli bir kýsmýnýn halen yetersiz beslendiðini belirtti. Aslan konuyla ilgili olarak þunlarý söyledi:

“Türkiye’de yetersiz ve yanlýþ beslenme alýþkanlýklarýndan ötürü, çocuklarýmýz saðlýksýz geliþiyor ve bodur kalýyor. Bu sorunu aþmak için çocuða erken yaþlarda yeterli süt tüketim alýþkanlýðýný kazandýrmak gerekiyor. Çünki, çocuðun saðlýklý beden ve zihin geliþimi açýsýndan son derece önemli bir yere sahip olan kalsiyum hiçbir besinde sütte olduðu kadar yüksek oranda bulunmuyor. Süt, insan organizmasý için gerekli pek çok besin öðesini (protein, karbonhidrat, yað vitamin ve mineraller) bileþiminde bulunduran tek besindir. Genç yaþlarda görülecek saðlýk sorunlarý ülkenin sosyal ve ekonomik geliþmesini de etkileyecektir. Saðlýklý nesillerin yetiþmesi amacýyla herkesin çocuklarýn saðlýklý beslenmesi ve saðlýklý süt içme alýþkanlýðý kazanmasý için çaba göstermesi gerekiyor.”

Dünyada okul çaðýnda süt tüketimi
Prof. Dr. Perihan Aslan dünyada okul çaðýndaki çocuklarýn süt tüketimine iliþkin yapýlan çalýþmalarýn sonuçlarýný ortaya koyuyor. “Birçok ülkede, çocuklarýn saðlýklý beslenmesinin saðlanmasý için baþarýlý adýmlar atýyor. Hem Kuzey Amerika ve Avrupa’daki geliþmiþ ülkelerde hem de Meksika, Çin, Lübnan, Ýran gibi geliþmekte olan ülkelerde Okul Sütü programlarý uygulanýyor. Ülkemizde de geçmiþte aralýklarla gerçekleþtirilmiþ olan bu uygulamanýn orta ve uzun vadedeki olumlu etkileri açýk bir þekilde görülebiliyor.

Örneðin, Okul Sütü Programý’na geçtikten sonra Portekiz’deki gençlerin boy ortalamasýnda 10 yýl içinde yaklaþýk 3 cm artýþ görüldü. Portekiz’de, programýn uygulandýðý bölgelerden birinde çocuklarýn yüzde 52’sinde görülen “Endemik Guatr” vakalarýnýn 5 yýllýk uygulama sonucunda yüzde 9’a kadar gerilediði görüldü. Okullardaki devamsýzlýk oranlarýnda düþüþ ve derse katýlýmda artýþ gibi geliþmeler de yine okul sütü programýndan alýnan olumlu sonuçlar arasýnda yer alýyor.”

Okul Sütü Programý Yeniden Baþlatýlmalý
Okul Sütü programlarýnýn yeniden ve kalýcý olarak baþlatýlmasýný Devlet acilen uygulamaya koymalýdýr. Anneler ve babalar kadar, okul yönetimleri ve en az sekiz yýl okullara gitmeyi mecbur tutan Devlet de onlarýn saðlýklý geliþmelerinden sorumlu olmalýdýr.
Dünyada Bazý Ülkeler Saðlýksýz Beslenmeye Karþý Tedbirlerini Artýrýyorlar Amerika Birleþik Devletlerinde þiþmanlýkla mücadele için okullarda hazýr yiyecek ve içecek otomatlarýnda kola, gazoz gibi asitli ve kilo yapan içecekler satýlmayacak.

Ürün daðýtýcýlarý ve Amerikan Kalp Saðlýðý Birliði nin yaptýðý anlaþma ile, 35 milyon öðrenci bundan böyle makinelerden yalnýzca su ve yað oraný düþük süt ve meyve suyu ve soda alabilecek.
Yine gazete haberlerine göre Letonya’da da yapay renklendirici, aroma, tatlandýrýcý ve kafein içeren ve aralarýnda Coca Cola ve Pepsi Colanýn da bulunduðu yiyecek ve içeceklerin okullarda satýþýný yasakladý. Uygulamanýn 1 Kasýmdan itibaren yürürlüðe gireceði belirtildi. Bundan böyle, okul kantinlerinde þeker, colalý ve meyveli gazozlar, cips ve sakýz gibi gýda maddeleri yerine, tuzsuz fýndýk, kuru ve yaþ meyve, maden suyu ve hafif yemek türleri satýlabilecek.
Coca Cola ve Pepsi geçtiðimiz haftalarda Hindistan’da içinde zehirli maddeler bulunduðu ve formülünün gizli tutulduðu gerekçesiyle ülke çapýnda resmen yasaklanma kararý alýnmýþtý.
Ülkemizde 33 lt civarýnda kola ve gazlý içecek tüketilirken, süt tüketimi ise sadece 18 litredir. ABD’de ise kiþi baþýna yýllýk 197 lt. tüketimine karþýlýk kiþi baþýna yýllýk süt tüketimi 200 lt.dir.

Gerçekleri yansýtmayan aþýrý abartýlý reklâmlarýn yönlendirmesi, bilinçsiz beslenme alýþkanlýklarý, yeni þeylere karþý hayranlýk ve kamu kurumlarýnýn halký doðru bilgilendirmede gösterdiði acziyet, ister fakir ister zengin muhitlerde olsun kola ve boyalý/boyasýz, gazlý/gazsýz içeceklere aþýrý bir düþkünlüðün oluþmasýna sebep olmuþtur. Kola ve renkli/renksiz gazozlar artýk çoðu ailelerin olmazsa olmaz içeceði haline gelmiþtir. Sofraya oturulunca hemen bardaklara su yerine kola, gazoz türü içecekler dolduruluyor.

Peki, bu geliþi güzel ve bilinçsiz alýþkanlýklarýmýzýn saðlýðýmýza ve dinî hayatýmýza zarar verebileceðini neden düþünemiyoruz?
Biz bu tür içeceklerde kullanýlan katký maddelerini bir defa daha toplu halde belirtmeye çalýþalým:

KOLALI VE GAZLI ÝÇECEKLERDE KULLANILAN KATKI MADDELERÝ:

Fosforik asit: E338

Gazlý ve çeþitli kolalý içeceklerde kullanýlmaktadýr. Ancak saðlýk üzerindeki etkileri tartýþýlmaktadýr. Keskin bir tad saðlar ve diðer doðal benzer tad vericilere nazaran büyük miktarlarda ve ucuzca elde edilebildiði için üreticiler tarafýndan tercih edilmektedir.

Ancak genç kadýnlarda, kemik geliþiminde gýda eksikliði ile ortaya çýkan osteoporoz hastalýðý riskini artýrmaktadýr. Fosfor fazlalýðý, zayýf kemik yoðunluðuna yol açabilmektedir. Beslenme uzmanlarý, vücudun kandaki fosfor-kalsiyum iyonlarý arasýndaki dengeyi sürdürmeye çalýþtýðýný belirtmektedirler. Fosfor fazlalýðý oluþunca vücudun kimyasal balans mekanizmasý bu dengeyi sürdürebil- mek için kemikteki kalsiyumun dýþarý çýkarýlmasýna yol açar. Neticede fosfor-kalsiyum fazlasý vücuttan dýþarýya atýlýr ve geride gözenekli ve gittikçe zayýflayan bir kemik yapýsý meydana gelir.

Kolalarda kullanýlan Kafeinin de ayný sebeplerle son zamanlarda orta yaþtaki erkeklerde görülen zayýf kemik yoðunluðuna sebebiyet verdiði þüphesi üzerinde durulmaktadýr.

Kafein:
Tüketimi, ekseriya kahve, çay, cola, çikolata, kakao ve son zamanlarda ortaya çýkartýlan enerji içecekleri ile olmaktadýr. Kafeinin diðer yaygýn kaynaklarý, reçete gerektirmeyen aðrý kesiciler, soðuk preperatlar ve uyarýcý ilaçlardýr.

Kafeinli maddelerin kullanýmýnýn sonucunda karakteristik etkiler, huzursuzluk, sinirlilik, heyecan, uykusuzluk, yüz kýzarýklýlýðý, fazla idrar ve sindirim þikâyetleri gibi rahatsýzlýklardýr. Bu semptomlar bazý insanlarda, günlük 250 mgr ‘dan daha küçük dozajlarda tezahür edebilir. Diðer bazýlarýnda ise daha yüksek dozlarda oluþur. Günlük 1gr ‘lýk dozlara çýkýlmasý halinde ise, kas seyirmesi, düþünce ve konuþmanýn rast gele akmasý, yorgunluk duymama ve fizikomotor acitasyonu oluþabilir. Daha büyük dozlarda hafif duyumsal rahatsýzlýklar, kulak çýnlamasý, ýþýðýn parlamasý gibi rahatsýzlýklar rapor edilmiþtir. Kafeinin 10 gr’ý geçen dozu ile, ani krizler, nefes alma güçlüðü ve ölümle sonuçlanmalar oluþabilir. Alýnan maddelerle girebilecek kafein miktarýnýn kabaca hesabýný þöyle yapabiliriz. Bir bardak kahve yaklaþýk 100-150 mgr kafein ihtiva eder, bir bardak çay yarýsý kadar, bir bardak kola ise 1/3 ‘ü kadar kafein ihtiva eder. Bir bardak enerji içeceðinde ise yaklaþýk 100 mgr kafein alýnmýþ olur. Reçete ile satýlan kafeinli ilaçlar bir bardak kahvenin ihtiva ettiði kafeinin bir tam üçte biri ile bir buçuk arasýnda deðiþmektedir. Ýstisna olarak migren hastalýðý için kullanýlan tabletlerin her biri 100 mgr kafein ihtiva ederler.

Kafein, sindirim sistemi ve kalp rahatsýzlýklarýnýn geliþmesine ve aðýrlaþmasýna neden olabilir. Üst karýn aðrýlarý, bazen peptik ülser ve kanamalar oluþabilir. Ekstrem yüksek dozlarda ise ritim bozukluðu eklenebilir, tansiyon düþer ve kan dolaþýmý durabilir.
Diðer farklý Teþhisler: Manik olaylar, panik rahatsýzlýklar, genel anksiety rahatsýzlýklarý klinik raporlarda açýklanmýþtýr.

Boya Maddesi Karamel (E150):
Þekerin yavaþ þartlarda 170 C dereceye kadar ýsýtýlmasý sonucunda elde edilir. Baþta kola olmak üzere çeþitli meþrubat, þekerleme, kek ve bazý hamur iþlerinde boya maddesi olarak kullanýlýr.

Avustralya Hiperaktiv Çocuklarý Koruma TeþkilatýaglaHACSG)’na göre alerjik bünyeli insanlarýn kaçýnmalarý gerektiði ifade edilmektedir.

CO2 Gazý: E290
Ýnsan saðlýðýna zararlý bir gazdýr. Meþrubatlarla aþýrý miktarlarda alýnmasý halinde çeþitli rahatsýzlýklara neden olur.

Kola ve diðer Aromalar:
Bütün aromalarda söz konusu olduðu gibi ara iþlemlerde ve eritici ortamlarda etil alkolün kullanýlabilmesi önem taþýmaktadýr. Ayrýca, bu tür içeceklerde TSE ve TÜRK GIDA Kodeksi de % 0.5 ‘e kadar alkol bulunabilmesine izin vermektedir.

Enerji içeceklerinde diðer önemli Katký maddeleri:
Kafein, Ýnositol, taurine, carnitine, creatine gibi bir Müslüman için kökenleri ve saðlýða zararlarý sebebi ile çok dikkat edilmesi gereken önemli katký maddeleridir.

Taurine pankreas salgýlarýndan elde edilen bir maddedir, carnitine ve creatine hayvan kaslarýndan izole edilerek elde edilen maddelerdir. Kafein bitkiseldir ve bu içecekte 80-150 mgr/340 gr içecek,yani 340 gr enerji içeceðinde 80ila 150 mgr kafein bulunabilmektedir, taurin ise 1200mgr/ 340gr içecek miktarýnda bulunmaktadýr.vs.

Karmin: E120
Renklendirici; böceklerden elde edilir; kozmetiklerde, þampoanlarda, kýrmýzý elma sularýnda, þekerlemelerde ve diðer gýdalarda kullanýlýr; hassas ve asmatik bünyelerde alerjik reaksiyonlara sebeb olabilir. Ayrýca Hanefi mezhebine göre de haramdýr.

Sünî Tatlandýrýcýlar: Aspartam E951, Asesülfan E950, Sakarin E954
Tatlandýrýcýlarýn diðer kullaným alaný ise toz ve sývý içeceklerdir. Bu ürünler’de; Aspartam, asesülfam ve sakarinin kombinasyonu kullanýlmaktadýr. Þeker hastalarýnýn kullanýmý oldukça düþük olmasý ve kullanan insanlarýn yaþ seviyelerinin yüksek olmasýna raðmen alzaymer riski oluþturduðu bildirilmektedir. Fakat içeceklerde kullanýmý, özellikle aspartamýn içinde bulunan fenil alalin isimli amino asitin çocuklarýn zeka geliþimlerini olumsuz etkilediði klinik deneylerle kanýtlanmýþtýr.

"Dünyaca kararlarýna itibar edilen FDA‘nýn Aspartamlý ürünler için yaptýðý açýklama ise þöyle:
“Dikkatle kontrol edilmiþ klinik çalýþmalar aspartamýn allergan olmadýðýný göstermektedir.Ancak,fenyl alilin’ni vucutta yok edecek enzimi üretemeyen ve kalýtým yolu ile geçen genetik hastalýk Phenylketanuria(PKU)’lu insanlar ve kanýnda yüksek seviyede fenyl alilin bulunan hamile kadýnlar aspartam konusunda probleme sahiptirler..Çünkü, onlar aspartamýn bileþenlerinden biri olan amino asit fenyl alalin’i effektif olarak metabolize edemezler.Vücut sývýlarýndaki bu amino asitin yüksek miktarlarý,beyin tahribine sebep olabilir.Bu sebeple,FDA aspartam ihtiva eden bütün ürünlerin etiketlerinde fenyl alalin ihtiva ettiðinin açýkça yazýlmasýnýn gerektiðini hükme baðlamýþtýr”

Evet, katký maddeleri ile ilgili bu bu bilgiler, bu içecekleri sürekli olarak tüketen insanlarýmýz için nasýl bir risk meydana getirdiklerini çarpýcý bir þekilde ortaya koymaktadýr.
Dr. Murat Kýnýkoðlu’nun da enfes bir makalesi yayýnlanmýþtý. Burada, özetle: “Çeþitli muhitlerde yaþayan aileler arasýnda bir araþtýrma yapýlsa, süt içmeleri gereken çaðda kola veya boyalý gazozlar içerek vücutlarý zehirlenen beyaz suratlý, cýlýz on binlerce 'kola/gazoz' baðýmlýsý çocuk bulunacaðýndan eminim. (Keþke üniversitelerimiz bu araþtýrmalara ayýracak vakit bulabilseler.) Çocuklar cýlýz; çünkü kolanýn ve gazozlarýn þekeri ile karýnlarýnýn doyduðunu sanýyorlar; suratlarý beyaz, çünkü bu grup içeceklerin en büyük yan tesiri baðýrsaklardan demir emilimini engellemesidir.

Aþýrý kola tüketimi ve kola baðýmlýlýðý yalnýz bizim deðil zengin ülkelerin de sorunu. Fark þurada; yýllýk süt tüketimi kiþi baþýna 200 litre olan Amerikalýnýn sofrasýnda bir de kola olmasýnýn önemi yok ama onlarýn onda biri kadar bile (18 litre) süt tüketmeyen ülkemizin çocuklarý için çok büyük önemi var. Zaten yeterli protein alamayan, et yemeyen, süt içmeyen çocuklarýmýz bir de midelerini kalorisi zengin ama beslenme deðeri düþük gazozla þiþirince ilerde kavruk, zayýf, kýsa boylu insan tipleri ortaya çýkýyor...

Çocuðunuza verebileceðiniz en büyük zarar onu devamlý bir kola ve gazoz içicisi-kola ve gazoz baðýmlýsý yapmanýzdýr. Bu kötü alýþkanlýktan onu korumanýzýn en saðlam yolu ise evinize kola ve gazlý içecekler sokmamaktýr. Renkli içecekler, her gün alýnan, yemek masasýnýn devamlý içeceði olmamalý. Bazýlarýnýn yaptýðý gibi, buz gibi kolayý kafaya diktikten sonra çocuðuna 'Ama yavrum sen içme zararlýymýþ...'diyenlerden de olmamalýsýnýz. Unutmayýn 'evde çocuk varsa' sofranýzda devamlý bulunmasý gereken tek içecek; su ve süt olmalýdýr.

Dünyanýn en yararlý içeceði SÜTTEN KORKMAYIN. Yaþlandýkça insanlarýn kalsiyum ve D vitaminine olan ihtiyacý artar, bu nedenle süt, yalnýz çocuklarýn deðil eriþkinlerin ve Dr Murat Kýnýkoðlu’nun þu çarpýcý ve acý tespiti ise ibret vericidir;
”Þuna inanýyorum ki süt; köylü Memet efendinin ineðinin memesinden deðil de uluslararasý bir firmanýn fabrikasýndan çýkan (formülü gizli!) %500 karla satýlan bir içecek olsaydý þu an hepimiz süt içiyor olurduk. Devletin, köylüden soframýza gelirken üç misli kârla satýlan sütün halka daha düþük fiyatla ulaþmasý için gerekli tedbirleri almasý lazýmdýr..”

Ýsveç’te baþlayan bir araþtýrma 2002 yýlýnda Birleþmiþ Milletlerin gündemine taþýndý. Birleþmiþ milletlere baðlý Dünya Saðlýk Organizasyonu (WHO) çeþitli ülkelerle, çeþitli programlar organize etti. Neticede Akrilamid (Acrylamide) maddesine karþý dünya ülkelerinin uyarýlmasýna gerek görüldü. Ülkemizde de geç te olsa bu konuda bazý çalýþmalar baþlatýldý.

Akrilamid’in hayvanlarda kansere sebep olduðu bilinmektedir. Ayrýca, akrilamidin belli dozlara çýkýldýðýnda, insan ve hayvan sinir sisteminde zehirlenme etkisi yaptýðý da bilinmektedir.

2002 yýlýnda Ýsveç ulusan gýda merkezi yüksek sýcaklýkta iþlem görmüþ gýdalarda akrilamidin yüksek boyutlarda oluþtuðunu ortaya koyan bir rapor yayýnladý. Daha sonra, Hollanda, Ýsviçre, Norveç, Ýngiltere ve ABD gibi ülkelerde piþirilmiþ ve sýcak iþlem görmüþ gýdalarýn pek çoðununda akrilamidin oluþtuðunu ortaya koyan çalýþmalar yapýldý.
Bugüne kadar akrilamid oluþumunun en büyük deðerleri niþastalý (patates ve mýsýr gevreði, patates kýzartma, tost edilmiþ ekmek, bisküvi,kraker ve cipsi gibi) ürünlerde bulunmuþtur.

Ýþte, çeþitli zamanlarda sitemizde yayýnladýðýmýz yazýlardan derlediðimiz döküman bize birþeyler yapmanýz gerektiðini kafi miktarda anlatýyor diye düþünüyoruz.

Öncelikle bilerek veya bilmeyerek yapmaya devam ettiðimiz ve bize dayatýlmýþ “Saðlýksýz Yaþam Tarzý”nýn bir uzantýsý olan “Saðlýksýz Beslenme” alýþkanlýklarýmýzý okullarýmýzda ve evlerimizde artýk terk etmeliyiz.

Zararlý, tehlikeli ve dinen mahzurlu olabilen çeþitli kimyasal katký maddeli hazýr gýdalar yerine evlerimiz ve okul kantinlerimiz yeni bir gýda diyet formatýna döndürülmelidir. Yaþ meyve ve bunlarýn taze sýkýlmýþ meyve sularýndan, yurdumuzda bol miktarda yetiþen ceviz, fýndýk, fýstýk gibi kuru yemiþlerden, süt, ayran, peynir, zeytin, kepekli, yulaflý unlardan yapýlmýþ ekmeklerden oluþan bir diyet formatýnýn çocuklarýmýzýn “Saðlýklý Beslenme”sine uygun bir format olduðunu düþünüyoruz.

Sizler de bizim gibi düþünüyorsanýz, okul yönetimlerinizle, öðretmenlerinizle, okul aile birliklerinizle görüþerek, Milli Eðitim Bakanlýðýna ve bizzat Bakana ulaþarak bu isteklerinizi bildirerek uygulamaya sokmaya çalýþýnýz.

Unutmayýnýz! SAÐLAM KAFA, SAÐLAM YÜREK, SAÐLAM VÜCUTTA BULUNUR.



bun ele almamdaki sepeb þudur arkadaþýn markette muhabet ediyoruz okula giden çocuklara velileri resmen kendi elleriyle zehirliyorlar yavrucuklarý yahu okula giden çocuða neden cips vs.þekerleme...doldur babam dodur ...Kantinler ona keza .....Bence velilere bileders vermeleri lazým bilmeyenler için...

Selam ve dua ile.
Gönderen: 01.01.2008 - 22:17
Bu Mesaji Bildir   Maksat kelam olsun üyenin diger mesajlarini ara Maksat kelam olsun üyenin Profiline bak Maksat kelam olsun üyeye özel mesaj gönder Maksat kelam olsun üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1572 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
Gönülbagi (36), zekiyem (40), sofican2006 (42), gülsena (47), gül_ (50), ~~nur~~ (40), yunus07 (37), zaza_kral (45), Fenerli_1907 (32), semedani (46), farukk (46), talebe- (61), miluji (37), m_celik (31), tamer038 (51), dadas recep (45), alain (40), olgunol (52), efkanaksoy (57), Hasannn (43), Sedat IÞI.. (39), m.salih fidan (37), fuheyre (44)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.22084 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.