0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » EDEBİYAT / MAKALE / ŞİİR » MAKALELER » Dinler Arası Diyalog Üzerine Bir Derkenar

önceki konu   diğer konu
2 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
tahahalit su an offline tahahalit  
Konu icon    Dinler Arası Diyalog Üzerine Bir Derkenar
39 Mesaj -

Dinler Arasý Diyalog Üzerine Bir Derkenar



"Sen milletlerine (dinlerine) tabi oluncaya kadar Yahudiler ve Hýristiyanlar asla senden razý olmazlar." Bakara 120
Diyalog, kelime olarak pozitif bir anlam taþýmaktadýr, Grekçe “dialogos” Latinceye “dialogus” sohbet etme anlamýnda geçmiþtir ve nihayet diyalog, bireyler ve toplumlar arasýnda ya ekonomik, ya psiko-sosyal, ya da kültürel, ekonomik ve politik düzeyde olur. Diyalogun mutlaka çýkar gözetmemesi ön þart deðildir. Zira, diyalogda bulunan kesimlerin elbette bir birilerinden bekleyecekleri, bir takým çýkarlarý, taktik ve stratejik hedefleri söz konusu olacaktýr. Yani diyalog sadece tanýmaya yönelik bir anlam taþýmamaktadýr. Ýþte bu nedenledir ki, 1962-1965 tarihleri arasýnda 141 ülkeden 2860 kadar temsilcinin katýlýmý ile gerçekleþen Ýkinci Vatikan Konsili, üç yýl içerisinde önemli kararlar aldý. Bu kararlarýn en önemlisi þüphesiz “Hýristiyan Olmayanlar Sekreteryasýnýn” kurulmasý idi. Artýk Papa 23. John, Asya kýtasýnýn Hýristiyanlaþtýrýlmasý zamanýnýn gelip geçmekte olduðuna inanýyordu. Fakat bu nasýl yapýlmalýydý, zira daha önce denenen metodlar esas olarak misyonerliði içinde barýndýran bilim kisveli yöntemlerdi; çok büyük çabalara raðmen istenilen sonuçlar alýnamamýþtý. Örneðin Oryantalism, (Doðu bilimcilik, özelde Ýslam dünyasýgöz kırpma, Evangelion (müjdeyi, yani Ýncil’i yayma), Proclomation (Ýsa Mesih’in Tanrýlýðýný ve Kutsal Ruh olduðunu açýða vurma, davet), Witness (Ýsa’nýn Tanrý oðlu olduðuna þehadet etme) tüm bu metod ve kavramsallaþtýrmalarýn misyonerlik faaliyetinden, yine sömürgeciliðin ve emperyalizmin keþif kolu olarak çalýþmaktan baþka bir þey olmadýðýný anlamak, Hristiyan olmayanlar için zor olmadý. Durumu iyi analiz eden Vatikan, artýk diyalog yolu ile hýrýstiyanlaþtýrma faaliyetine girecekti. Zira, diyaloða kapý aralayan Ýkinci Vatikan Konsili’nin kilise ile ilgili olan Üçüncü Bölümünde (Lumen Gentium, Ýnsanlarýn ýþýðýgöz kırpma þöyle denilmektedir ki, bu diyalogdan Vatikan’ýn ve hýristiyanlarýn ne anladýðýnýn en büyük delilidir: “Nihayet Ýncil’i henüz kabul etmemiþ olanlarýn, çeþitli biçim ve þekillerde Tanrý’nýn Halký’na katýlmalarý için yola koyulmalarý öngörülmüþtür. Ancak Tanrýnýn Kurtuluþ Yasasý Yaratýcýyý tanýyanlarýn hepsini Ýbrahim peygambere inanýp, bizimle beraber tek tanrýya inanan Müslümanlarý da kapsamaktadýr. Kilise, Tanrýnýn þerefini yükseltmek ve bütün bu umutsuz (hýristiyan olmayanlarýn, Müslümanlar gibi) insanlarýn kurtuluþunu gerçekleþtirmek için Efendimizin Tanrýnýn oðlu Ýsa’nýn “her yaratýða Ýncil’i vaaz edin” (Markos, 16-16) þeklindeki buyruðunu daima hatýrlayarak, özenle Ýncil’in yayýlmasýný amaçlayan misyonlarýný kalkýndýrmakta ve sonuna kadar desteklemektedir.”
“Extra ecclesiam nulla salus”
Diðer taraftan, diyaloðun baþlatýcýlarýndan 5. Paul da Ýkinci Vatikan Konsili’nde, diyaloðun gerçek amacý konusunda, konsil üyelerine þöyle seslenir: “Ýncil, her yaratýða Ýncil’i vaaz için tüm dünyaya yayýlýn der; ben ise buna þunlarý da ilave ediyorum: Misyonerlik için yeni yollar hazýrlamak, yeni yöntem ve vasýtalarý gözden geçirmek, yeni aksiyonlar, enerjiler meydana getirmek gerekir.”
Ve sonunda diyalog ekibi hemen göreve baþladý, önce Kardinal Marella, sonra sýrasý ile Kardinal Pignodelli, M. Jadot, Kardinal Arinze diyalog þemsiyesi altýnda misyon faaliyetlerine baþladýlar.
Evet, Vatikan’ýn diyalogdan anladýðý kelimenin tam anlamý ile budur. Öyle ki, evliliklerde bile artýk Papalar devreye girmektedir. Zaten Benedictus’tan önce Mardin’de diyalog toplantýsý yapýlýrken, tam da o gün Papa Ýkinci Jean Paul, tüm hýristiyanlarý Müslümanlarla evlenmemeye, eðer evlenmek zorunda kalýrlarsa çocuklarý mutlaka hýristiyan yapmaya çaðýrdý. Biz de hýristiyanlarla evlenmeye özendirilmesinin aksine. Aslýnda hristiyan diyalogcular bir bakýma haklýlar, çünkü kilise dogmasýna göre, “extra ecclesiam nulla salus.” (Kilise dýþýnda hiçbir hakikat yoktur.)
Öyleyse Mesih Ýsa’dan sonra gelen tüm dinler rafizi, yani sapkýndýr. Hiçbir diyalogcu kilise mensublarý direkt söylemezler ama asla Ýslam’ý vahyi bir din, Hz. Muhammed’i Allah’ýn Peygamberi olarak kabul etmezler. Zira kabul ettiðinde, tanrý oðlu Mesih’in bir anlamý kalmaz. Zaten Ýslam gibi bir din, Hz Muhammed gibi bir peygamber gönderilseydi, Baba Oðul’a, Oðul Havarilere, Havariler de Kiliseye bildirirdi. Bundan dolayý dikkat edilirse, hiçbir diyalog toplantýsýnýn sonunda, Kur’an’a, Ýslam’a, Hz. Muhammed’e atýf yoktur. Çünkü bu hýristiyan dogmaya aykýrýdýr. Býrakýn Ýslam’ý, Vatikan, hýristiyanlýk içindeki Metodisler, Mormonlar, Albililer, Üniteryenler, Presbiteryenler, Ebionitler gibi mezhebleri bile kafir ilan etmiþtir. Yani ne kadar diyalogda olsak bile, bir hýristiyan yüzümüze maslahat gereði söylemese bile, her zaman bilinç altýnda sapkýn bir dine inandýðýmýzý asla unutmayacaktýr. Onlar için Ýslam vahyi deðil, sadece sosyolojik anlamda bir dindir. Düþünün, sapkýn birisi ile hakikati temsil ettiðine inanan birisinin diyaloðu ne derece saðlýklý olur? Ama bir Müslüman için burada hiçbir takiyye yoktur. Çünkü Ýslam, hýristiyan ve yahudileri Ehli Kitap kategorisine koyar, yani onlar Teslis inancýnda ýsrar etmedikleri sürece kafir deðildirler. Ama Müslümanlar, Hz. Ýsa’nýn “logos” olarak yeryüzünde Baba’nýn (Tanrýgöz kırpma Ýsa’nýn bedenine bürünmüþ ilah olduðunu reddettikleri için, kesinlikle kilise dogmasýna göre sapkýndýrlar, yani kafirdirler.
Örneðin oryantalistlerin en ýlýmlýsý olan M. Watt bile, Ýslam’ýn Vahyi bir din olduðunu tam olarak itirafa yanaþmamýþtýr. Hatta Watt’a göre, hýristiyanlar arasýnda peygamberimizin en yaygýn ismi þeytanla özdeþ olarak kullanýlan “Mahound” kavramýdýr. Yani Hz. Peygamber, hýristiyanlara, özellikle Luther ve Evangelistlere göre anti-christtir. Yani, haþa, þeytandýr. Bundan dolayýdýr ki, Bush’un dini konulardaki en yakýn danýþmanlarý olan Pet Robertson ve papaz Jerry Falwel Graham Ýslam’ý þerir bir din, Peygamberimizi de gözü dönmüþ fanatik olarak nitelendirmektedirler. Burada denilebilir ki, efendim, biz diyaloðu iþte bunun için yapýyoruz. Yani bizim amacýmýz Ýslam’ýn Batý’daki bu pejoratif imajýný düzeltmek, barýþý saðlamak ve Batýlýlara Ýslam’ý öðretmektir. Hemen belirtelim ki, bu saf niyetli yaklaþýmlar, dýþ gerçekliði olmayan farazi bir iddiadan baþka bir þey deðildir. Neden? Birincisi; diyaloðun Vatikan tarafýndan resmen yürürlüðe koyulmasýndan itibaren yapýlan araþtýrmalara göre, Ýslam’ýn imajý daha da kötüleþmiþtir. Ve bizzat fanatik hýristiyanlar tarafýndan kasýtlý olarak terörle özdeþleþtirilmiþtir. Ýþin ilginç yaný, diyalog kararýna raðmen Ýslam aleyhine olan kampanyalar da papazlar, piskoposlar ve kardinaller daha da etkin rol oynamaktadýrlar.
Ýkincisi; “biz onlara Ýslam’ý öðretiyoruz” koca bir yalandýr. Zira Batýlýlar, Ýslam’ý bizden daha iyi bilmektedirler. Özellikle hýristiyan diyalogcular. Örneðin hiçbir diyalogcu arkadaþýmýzýn tasavvuf bilgisi L. Masignon, Titus Buchart’tan iyi deðildir. Yine Ýslam felsefesi bilgileri H. Corbin’den, Ýslam medeniyeti araþtýrmalarý H. Gibb’den, Kur’an Çalýþmalarý T. Nöldeke ve Ý. Goldziher’den, Ortadoðu Ve Ýslam Tarihi çalýþmalarý B. Lewis’ten, Ýslam Bilim çalýþmalarý, Helmut Ritter’den daha iyi deðildir. Denilebilir ki, bunlarýn bir çoðu vefat etti, bu iddia da yersizdir. Hayýr, onlarýn yetiþtirdiði yüzlerce öðrenci ve akademisyen, Ýslamic Research Center (Ýslam Araþtýrmalarý Merkezi) þemsiyesi altýnda Ýslam’a ve Müslümanlara iliþkin eserler vücuda getirmektedirler. Yani bizden Ýslam’ý öðrenmeye ihtiyaçlarý yok.
Dinler arasý diyalog, saf ve temiz bir proje deðildir
Üçüncüsü, barýþý korumak, bu da sureti haktan bir iddia. Hangi diyalog toplantýsýnýn Batý’nýn, dolayýsý ile hýristiyanlarýn, Irak, Bosna, Sudan, Çeçenistan, Kosova, Telafer ve hakeza Filipinler ve Filistin’deki katliamlarý önlemede etkisi olmuþtur? Hangi diyalog toplantýsýnda Kur’an’ýn tuvaletlere atýlmasý, bizzat Bush’un danýþmanlarýnýn Ýslam’a ve Efendimize yönelik meþum hakaretleri kýnanmýþtýr. Bu ne biçim bir diyalogdur Allah aþkýna! Neden özellikle diyalog toplantýlarýnda Peygamberimiz ve Kur’an dýþlanýr? Zaten bu bir diyalog deðil, kelimenin tam anlamý ile Hýristiyanlýðýn ve Greko-Romen deðerlerin propagandasýnýn yapýldýðý bir monologdan baþka bir þey deðildir.
Müslüman katýlýmcýlar da “figüran” olarak yerlerini almaktadýrlar, o kadar. Zaten diyaloðun “teorisyeni” kardinal Arinze bu konuda þöyle der: “Kutsal yolcu olarak kilise, öteki dinlere mensup insanlarla sürdürdüðü diyaloðun, kurtuluþ diyaloðu olduðunun bilincinde olmalýdýr.” [Yani sapkýn kabul edilen Müslümanlarý son kurtuluþa erdirmek.]
Demek ki, diyalog, kendisine deðer verdiðimiz Hayrettin Karaman hocamýzýn zannettiði gibi saf ve temiz bir proje deðildir. Olamaz da. Özellikle teoloji-ilahiyat alanýnda hiç olamaz. Zira hýristiyanlar “teslis” inancýndan vazgeçemeyeceklerine göre ve yine Kur’an’ýn “Allah üçün üçüdür diyenler kafir olmuþlardýr” ayeti deðiþmeyeceðine göre, bütün bu diyalog toplantýlarý samimiyetten uzak kalmaya mahkum olacaklardýr. Zaten Arinze ve Karl Barth gibi zevat diyaloðun mutlak anlamda “misyon” ve “davet” (mission and proclamations) temeli üzerinde olmasý gerektiðini açýkça yazmakta ve konuþmaktadýrlar.
Müslümanlarýn diyalogu, tevhid ve teblið merkezli olmalýdýr
Ýslam tarihinde elbette Peygamberimizin, Sahabilerin, halifelerin ve Müslüman alimlerin hýristiyan, yahudi, mecusi vs. gibi din mensuplarý ile diyaloglarý olmuþtur. Ancak bu diyaloglarda Ýslam’ýn özellikle “tevhid” noktasýnda kendilerine yönelttiði eleþtiriler gizlenmediði gibi, Ýslam’ýn bütünsel anlamýndan ve “teblið” faaliyetinden asla taviz verilmemiþtir.
Örneðin, Peygamber Efendimizin, dönemin en büyük imparatorluðunun reisi olan Heraklius’a yazdýðý mektuptaki uslup ve azamet; bizim diyalogcularýn kullandýðý üslup ve retoriðe benziyor mu?
“Rahman ve Rahim olan Allah’ýn adýyla, Allah’ýn kulu ve Resulü olan Muhammed’den Rumlarýn büyük reisi Heraklius’a...
Hidayet’e ve hakka ittiba edenlere selam olsun. Ýlan ederim ki; seni tam bir Ýslami davetle Ýslam’a çaðýrýyorum. Müslüman ol, selamet bulursun. Müslüman ol ve Allah sana iki kat ecrini verir. Eðer yüz çevirirsen, tebaanýn günahý senindir.” (Bakýnýz: Muhammed Hamidullah, Ýslam Peygamberi, I/219)
Dikkat edilirse, Peygamberimiz bu mektubu kaleme aldýrýrken, Ýslam Arap Yarýmadasýnýn dýþýna çýkmadýðý gibi, Müslümanlarýn sayýsý da milyarýn üstünde deðildir.
Þimdi diyalogun neden samimi olamayacaðýna iliþkin bir örnek daha verelim: Bir Müslümanýn, bir Bahai yahut Kadiyani ile diyalogu samimi olabilir mi? Eðer Kur’an’a tam baðlýysa, asla samimi olmaz. Çünkü samimi olabilmesi için, Hz. Muhammed’den sonra Hüseyin Mirza Ali’nin, yahut Gulam Ahmed’in Allah tarafýndan gönderilen Peygamber olduðunu kabul etmesi veyahut en azýndan ima etmesi gerekir. Peki bu mümkün mü? Kesinlikle mümkün deðil, çünkü, Ýslam ortodoksisine göre (Ehli Sünnet) onlarýn statüsü, týpký yalancý peygamberlerden biri olan Müseylemetül Kezzab, Esved el Ansi ve Tüleyha gibidir. Ayný yargý bir yahudi ve hýristiyan arasýndaki diyalogda da geçerlidir. Zira Ortodoks-Rabbinik bir yahudi için henüz Mesih gelmemiþtir, son Peygamber de Malakidir. Öyleyse Ýsa, týpký Sabatay Sevi gibi, en büyük sahte Mesihtir ve bundan dolayýdýr ki, özellikle katolikler için kahudiler “teosid” dir. ( Yani Tanrý katilidir)
Sinsi planlar ve etnik kimliklerin öne çýkarýlmasý
Peki bütün bu olgulara gerçeklere raðmen, diyalogun samimi olmayacaðý açýða çýkmýþ olmuyor mu? Zaten samimi olmadýklarý, yaptýklarý beyanlardan da anlaþýlmaktadýr. Örneðin Fethullah Gülen hoca efendi samimiyetle El Kaide’nin eylemlerini kýnarken, Patrik Bartelemoeus, Hahambaþý Ýshak Haleva, ya da dünya ölçeðinde Papa açýktan, yani resmi anlamda Ýsrail’in ve Amerika’nýn Ýslam dünyasýndaki vahþetlerini asla kýnamamýþlardýr. Hatta Papa Ýkinci Jean Paul, Ermeni Patriði Ýkinci Karakin ile görüþmesinde, Türkiye’yi yirminci yüzyýlda en büyük soykýrýmlardan birisini yapmakla suçlamýþ ve yine Med Tv’nin yayýnlarý için, yer ve frekans temininde yardýmlarýný esirgememiþtir. Bizim aklý evvel bazý gazeteciler ve diyalogcular dediler ki, efendim Papa yanýldý veyahut yanýltýldý. Tabii bu bir cehaletten baþka bir þey deðildir. Çünkü Hýristiyan dogmasýna göre, Papa yanýlmaz da, yanýltýlamaz da. Zira Papa’nýn infallible [Yanýlmaz] sýfatý vardýr. Nerede diyalogdaki samimiyet?
Sonuç olarak, Dinler arasý diyalog toplantýlarý, sinsi hýristiyanlaþtýrma, etnik kimlikleri ön plana çýkarma, Ýslam’ý bir nevi protestanlaþtýrma ve alinasyon (yabancýlaþtýrma) planlarýný bünyesinde taþýyan postmodern bir misyon hareketidir.

Lütfü Özþahin
10.09.2005
düsün düsün düsün düsün düsün düsün düsün düsün
Gönderen: 01.10.2005 - 22:28
Bu Mesaji Bildir   tahahalit üyenin diger mesajlarini ara tahahalit üyenin Profiline bak tahahalit üyeye özel mesaj gönder tahahalit üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
NurBahcesi su an offline NurBahcesi  
HER YAZIYI ALINTI YAPMAK DOĞRU DEGİL
2687 Mesaj -
ÇÜNKÜ DÜÞÜNCELERÝ ART NÝYETLÝ KEÞKE ANLAYABÝLSELERDÝ BÜTÜN DÜNYA ANLADI HALA ANLAMAK ÝSTEYENLER VAR NORMAL ....ÞÝMDÝ TÜRKÝYEDE BÝR TÜRBAN SORUNU VAR PEKÝ HALK NE DÝYOR YASAK KALDIRILSIN DEGÝLMÝ O HALDE DEGERLENDÝRENLER HEP DEVLET PLANINDA ELE ALIYOR VE SAVAÞLAR FAKÝRLÝK....ELE ALIYOR BUNLAR OLMAZSA DAHA KÖTÜ ÞEYLE ROLACAK BUNU BÝLÝN...DÝYALOGLAR FAYDALI TOPLANTILAR SEMÝNERLER KONFERANSLAR GEZÝLER NE VARSA YAPILMALI...
Gönderen: 18.11.2005 - 20:22
Bu Mesaji Bildir   NurBahcesi üyenin diger mesajlarini ara NurBahcesi üyenin Profiline bak NurBahcesi üyeye özel mesaj gönder NurBahcesi üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1682 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
Takoral (54), zemve (61), acercis (55), iboþ-medin.. (61), adalat (45), kenandekan (42), murat_88 (36), aysebusra (39), yitik sevda (35), ozenoglu (45), semerkand1 (46), Zuhur (51), RaSuLuMe_hAsReT.. (39), Þükrü Ö&e.. (60), yarin_81 (41), fatihomer68 (44), hatice.y (30), Cici Kiz Tuba (36), kuala (53), cafeerciyes (39), Mehmetcebe (43), JonTÜRK (43)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.76935 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.