0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » SORULAR & CEVAPLAR » Dinimizde mezhebin önemi nedir?

önceki konu   diğer konu
2 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Gast **MELiH**  
Konu icon    Dinimizde mezhebin önemi nedir?
Misafir
bu konuda bilgi verebilirseniz sevinirim.
ALLAH RAZI OLSUN
Gönderen: 24.03.2005 - 14:52
Bu Mesaji Bildir   Yukari
yoktan su an offline yoktan  
1227 Mesaj -
selamun aleykum melih kardes..

MEZHEPLER
Mezhep nedir?


Herhangi bir Ýslam müçtehidinin þer'i delillerden çýkardýðý hükümlerin bütünüdür.
Mezhepler kaça ayrýlýr, nelerdir?
Ýkidir. Ýtikatta mezhep, amelde mezhep.
Ýtikatta mezhepden bahseder misiniz?
Ýtikadda hak mezhep : "Ehl-i sünnet ve cemaat" mezhebidir. Bu mezhep Peygamber Efendinmizin ve ashab-ý Kiramýn itikad ve ameli üzerine olan mezheptir. Buna "Fýrka-i naciye" kurtulan fýrka denir. Bunun dýþýnda bazý fýrkalr vardýr, onlara da "Fýrak-ý dalle" denir ki, baþlýca yedidir: 1.Mutezile, 2.Þia, 3.Havariç, 4.Mürcie, 5.Neccariye, 6.Cebriye, 7.Müþebbihadýr. Bunlar bütün kollarýyla beraber yetmiþili fýrkaya çýkar.
Ýtikattaki mezhep imamlarý ikidir. Ýmam Ebu Mansur Muhammed Matüridi ve Ýmam Ebü'l Hasani'l Eþari Hazretleridir. Bizim itikattaki mezhebimizin imamý Ebu Mansur Muhammed Matüridi Hazretleridir. Þafii, Maliki ve Hanbeli mezhebine mensup olanlarýn itikatta imamlarý Ebü'l Hasani'l Eþari Hazretleridir.
Amelde mezhepten bahseder misiniz?
Amelde mezhep dörttür. Hanefi, Þafii, Maliki, Hanbeli mezhepleridir. Bir kimse, caný istediði zaman Hanefi mezhebine, caný istediði zaman diðer mezhebin hükümlerine göre hareket edemez.
Ýslamiyet bir olduðuna göre mezhep ne için dört olmuþtur?
El bir tane olduðu halde, parmaklarýn beþ tane oluþu nasýl bizim iþ görmemizi kolaylaþtýrmakta ise, mezheplerin durumu da aynen böyledir. Hepsi Ýslam esaslarýna baðlý olup, halkýn kolaylýðý içindir.
Mezhepler niçin, nasýl ve ne zaman çýkmýþtýr?
Ashab-ý kiram devrinden sonra, Kur'an-ý Kerim ve hadis-i þeriflerden hüküm çýkarma kudretine sahip müçtehidler azalmýþtý. Bunun üzerine müslümanlar, içtihad kudretinde bulunan fakihlere tabi olma yolunu tuttular. Onlarýn derslerinde bahs ettikleri mevzular, sorulara verdikleri cevaplar ve fetvalar halkýn takip ettiði bir yol ve fýkhi bir mezhep olarak doðmuþ oldu. Mezheb sahibi olan bu büyük alim ve imamlar hiç bir zaman, biz bir mezheb kuruyoruz, bize uyunuz, diye halký görüþlerine uymaya çalýþmazlardý.
Peygamberimiz, müçtehidlerin içtihadýnda isabet edrse, iki sevab, iyi niyetle Allah rýzasý için yaptýðý içtihadýnda hata ederse, bir sevab alacaðýný söylemiþtir.
Müçtehidde bulunmasý gereken özellikler nelerdir?
Arapça bilmelidir. Çünkü Kur'an bu dille inmiþ, Peygamberimiz sünneti de ayný dille ifade etmiþtir.
Kur'an ilmine sahip olmalýdýr.
Sünneti bilmelidir.
Üzerinde icma ve ihtilaf edilen konularý bilmelidir.
Kýyas bilmelidir. Ýçtihad, bütün þekil ve metoduyla kýyasý bilmeyi gerektirir.
Doðru bir anlayýþ ve iyi bir takdir gücüne sahip olmalýdýr

Kaynak:
1) Günümüz Meselelerine Açýklamalý Fetvalar,Mehmed Emre, Eskiþehir, Balýkersir-Bilecik Eski Müftüsü
2) Büyük Kadýn Ýlmihali, Rauf Pehlivan
3) Þamil Ýslam Ansiklopedisi

***********

Ýslamiyet'teki mezheplerin farklý oluþunun hikmeti

Çeþitli kesimler tarafýndan gündeme getirilen konulardan biri de "mezhep" meselesidir. Mezhep meselesi bir taraftan Ýslam'da bir ayrýlýk unsuru gibi gösterilmeye çalýþýlýrken, diðer taraftan bir takým demagojilerle saf zihinler bulandýrýlmak istenmektedir. Meselenin üzerine biraz eðildiðimiz zaman mezheplerin bir ihtiyaçtan doðduðu, hiç bir zaman ihtilaf unsuru olmadýðý anlaþýlacaktýr.

Ýtikat ve amel diye iki kýsýmdan meydana gelen Ýslam dininde, mezhepler, ameli (pratikte yaþanan) kýsýmlarý konu edinir. Birden fazla mezhebin meydana gelmesi, nazari prensiplerin mezhep imamlarýnca farklý anlaþýlmasýndan ileri gelmiþtir. (Mektubat, 449 )

Mesela Hz. Peygamber (asm.) efendimiz namaz kýlarken mübarek alýnlarýna taþ batar ve alýnlarý kanar. Hz. Ayþe (ra.) validemiz taþý Peygamber (asm.) efendimizin alnýndan alarak yere atarlar. Peygamber (asm.) efendimiz yeniden abdest alarak namazlarýný kýlarlar. Hanefi mezhebi imamý, Ýmam Azam Ebu Hanife hazretleri ile Þafii mezhebi imamý, Ýmam Þafii hazretleri abdesti bozan meseleleri ele alýrken bu meseleyi deðerlendirirler. Ýmam-ý Azam hazretleri, "Peygamber (asm.) efendimizin alnýna batan taþ kan çýkardýðý için Resulullah (asm.) efendimiz abdest almýþtýr" hükmüne varýrken; Þafii hazretleri abdestin bozulmasýný Hz. Ayþe (ra.) validemizin Peygamber (asm.) efendimizin alnýna dokunmasýna baðlamýþtýr. Böylece Hanefi mezhebinde az bir kan abdesti bozan sebeplerden biri olurken, Þafii mezhebinde kadýnýn temasýyla abdestin bozulmasý kaide olarak benimsenmiþtir. Görüldüðü gibi her iki hüküm de doðrudur ve haklý bir gerekçeye dayanmaktadýr.

****************

Mezhepler arasýndaki farklarýn sebebi

Allah-u Zülcelal Hazretleri, Habib-i Ekremi (a.s.m.) hürmetine, mezhepler arasýndaki farklýlýklar ile nihayetsiz rahmet ve kolaylýk kapýlarýný açtý. Peygamber Efendimiz bir hadis-i þeriflerinde "Ümmetimin ihtilafý geniþ bir rahmettir." buyurmakla bu hakikati ifade etmiþtir. Evet bu hadis-i þerif her türlü olumlu farklýlýðý içine aldýðý gibi, mezhepler arasýndaki farklýlýklarý da kapsar.

Bazý âyet ve hadislerdeki kelime ve cümleler ayrý ayrý hükümleri içermiþtir. Bir tek sedefte birden çok inci bulunabilir. Ýþte müçtehitler âyet ve hadislerin sedefindeki cevherlerde farklý görüþler beyan etmiþtir. Bu ise muhtelif kapýlarýn açýlmasýna vesile olmuþtur. Bu ihtilaf ümmet-i Muhammed için büyük bir kolaylýktýr. Cenâb-ý Hakk

"Allah size kolaylýk ister, zorluk istemez."

Din hususunda üzerinize hiçbir zorluk yüklemedi."

"Ve üzerlerindeki aðýrlýklarý, sýrtlarýndaki zincirleri atar (yani, hata ile adam öldürmekte kýsas icrasýný ve günah iþleyen azalarýn, pislik deðen elbisenin kesilmesi gibi aðýr teklifleri kaldýrýr.)"

gibi âyet-i kerimelerle þeri'at-ý Muhammediye'nin gayet derecede kolay olduðunu ifade etmektedir.

Meselâ, Ýmâm-ý Þafiî'nin "Kadýna el deðince abdestin bozulmasý" þeklindeki görüþü, günümüz þartlarýnda Hac ibadeti esnasýnda çok sýkýntýya sebebiyet verir. Zira tavafýn abdestli olarak yapýlmasý lazýmdýr. Milyonlarca insanýn toplandýðý o kalabalýkta bu hükmün uygulanmasý adeta imkansýz olduðundan, bu mezhep mensuplarý diðer mezhepleri taklit ederek tavaf yaparlar.

Abbasi halifesi Harun Reþid, Ýmâm-ý Mâlik'e "Senin kitaplarýný yazdýralým, âlem-i Ýslâm'ýn her tarafýna daðýtalým. Ümmeti bunlara sevk edelim.", teklifinde bulunur. Ýmâm-ý Mâlik þu cevabý verir: "Ya emire'l-mü'minin, alimlerin farklý görüþleri Allah'tan bu ümmete rahmettir. Her biri kendi nazarýnda doðru olana tâbi olur. Hepsi hidâyet üzeredir ve hepsi Allah'ýn rýzasýný ister."73

Müspet ayrýlýklar, sahabe döneminde sýkça meydana gelmiþtir. Hazret-i Peygamber de (a.s.m.) ümmetini, dilediði sahabenin içtihadýyla amel etme hususunda serbest býrakmakla böyle bir ihtilafa razý olmuþtur. Sahabelerini içtihat farklýlýðýndan dolayý tenkit etmemiþ, her iki tarafýn da hükmünü hak ve münasip görmüþtür.

"Sefere çýkan iki sahabe, namaz vakti geldiðinde su bulamayýnca teyemmümle namazlarýný kýlarlar. Sonra vakit içinde su bulurlar. Biri namazý iade eder, yeniden kýlar. Diðeri ise önceki kýldýðýný yeterli görür. Dönüþte durumlarýný Resûlullah'a sorarlar. Hazret-i Peygamber iade etmeyene "Sünnete isabet ettin.", diðerine de "Sana iki defa ecir var." cevabýný verir.

"Sahabelerim yýldýzlar gibidir, onlara uyarsanýz hidâyete erersiniz."74 hadis-i þerifi de bu hakikate iþaret etmektedir. Buna binaen herhangi bir insan hak mezheplerden dilediðini tercih edebilir.

Kýblenin bilinmediði yerde namaz kýlan bir mümin, kendi içtihadý ile bir yön tayin etse veya her rekatýný bir baþka yöne doðru kýlsa namazýn doðruluðuna fýkhen hükmolunur.

Bu sayede Müslümanlar zaruret hallerinde ruhsatý azimete tercih edebilmektedirler. Bu ise onlar için büyük bir rahmet olmuþtur. Evet, Müslümanlar kendi mezheplerinde çözümü olmayan bir mesele hakkýnda, zaruret halinde, diðer bir hak mezhebin ruhsatý ile hareket edebilir ve böylece sýkýntýdan kurtulurlar.

Zaten þeriat-ý Muhammediye insanlarýn fýtratýna uygun olarak Allah tarafýndan vaz' edilmiþtir.

Müçtehitler arasýndaki ayrýlýklar ümmet hakkýnda rahmet olduðu halde; geçmiþ ümmetlerin helakine sebep olmuþtur. Peygamber Efendimiz (a.s.m.) bir hadis-i þeriflerinde "Ayrýlýklar geçmiþ ümmetlere azap olduðu halde, benim ümmetime rahmet olmuþtur." buyurmuþlardýr.

Geçmiþ peygamberlerin dinlerinde bütün hükümler açýk ve kesin idi. Âyetlerde yoruma açýk þeyler yoktu. Kat'i ve kesin olan meselelerde ayrýlýk olmayacaðý da açýktý. Ýnsanlar bu kesin hükümlere uymakta zorluk çektiler, ayrýlýða düþtüler ve bu ayrýlýk onlarý helake götürdü. Fakat bizim þartlarýmýz geçmiþ milletler üzerindeki darlýðý kaldýrmýþtýr. Meselâ, Hazret-i Musa'nýn (a.s.) þeriatinde adam öldüren bir katile kýsastan baþka ceza verilmesi mümkün deðildi.

Ýsa'da (a.s.) dininde ise sadece diyet vacip idi, kýsas yasaktý. Þeriat-ý Muhammediye'de ise maktulun velisine kýsas, diyet ve af arasýnda tercih hakký verilmiþtir. Diðer bir misal, onlarýn þeriatýnda elbisenin, kirlenen yerini kesip atmak vacip iken bizim þeriatýmýzda temiz suyla yýkamak yeterlidir. Bu manada pek çok misaller vardýr.

*********************

Mezheplere tâbi olmayanlarýn durumu

Hak mezheplerde akýl ve mantýðýn tasdik etmediði hiçbir mesele yoktur. Çünkü onlarýn dayanak noktasý Kuran, sünnet, icma-i ümmet ve kýyas-ý fukahadan ibaret olan edille-i þeriyyedir. Daðlardan daha metin olan o edille-i þeriyye, hiçbir beþerî kuvvetin tahrip edemeyeceði çelikten bir kaledir. Bu kaleden çýkanlarýn, ehl-i sünnete düþman olan olumsuz cereyanlara kapýlmalarý veya alet olmalarý kuvvetle muhtemeldir.

Þunu da ehemmiyetle nazara vermekte fayda görmekteyim: Mezhepleri beðenmeyen, onlardan birine uymayan veya mezheplerin kolay yanlarýný alan bir kimse, asýrlardan bu yana gelip geçmiþ milyonlarca Müslümanýn yolundan ayrýlmýþ, kendi baþýna yeni bir yol tutmuþ olur. Böyle kimseler, Kur'an-ý Kerim'in; "Kim, Peygambere karþý çýkar ve kendisi için doðru yol belli olduktan sonra Müminlerin yolundan baþka bir yola giderse, onu o yönde býrakýrýz ve cehenneme sokarýz; o ne kötü bir yerdir" tehdidinden de hissedar olurlar.

Bir mezhep imamýný taklit eden kimse hangi mezhebe baðlanmýþ ise artýk her meselede o mezhebin hükümleriyle amel etmesi ve mezhebinde sebat etmesi lâzým gelir. Ancak zaruret hallerinde her hangi bir meselede yine kendi mezhebinde kalmak þartýyla diðer bir mezhebin hükmüyle amel edebilir. Bu ise ancak bir âlimin fetvasýyla mümkün olabilir.

Ýmam-ý Gazali Hazretleri de bu görüþtedir.

Mademki taklit sahibi bir mezhebi iltizâm etmiþtir, artýk onda sebat etmesi gerekir.

Netice olarak; kiþinin kendi hevesine uyarak sýk sýk mezhep deðiþtirmesi onlarý hafife almak manasýna gelir.

Son asrýn müdakkik alimlerinden Muhammed Kevserî, Makalât adlý eserinde bu gibi kimselerin halini þöyle tasvir eder:

"Evet, her grubun kendisiyle gördüðü fakat gerçekte ne onunla ne de bununla olan, yani Arap þairinin dediði gibi: "Yemenlilere vardýðýnda Yemenli, Maadlilere vardýðýnda Adnani" görünen kiþiden daha bozguncusu yoktur."

Kevserî ayný eserinde, mezhepsizliðin dinsizliðe götüren bir köprü olduðunu da söyler.

Dr. Ramazan el-Bûti ise bu konuda, "Evet, bütün Ýslâm milleti uzun tarihi boyunca Ýslâm'ý aynýyla yaþatma imkânýný en geniþ ölçüde veren müçtehitlerin bu dört imam (Ýmam-ý A'zam, Ýmâm-ý Þafi'i, Ýmâm-ý Mâlik ve Ýmâm-ý Hanbel) olduðu üzerinde ittifak edegelmiþlerdir. der ve bu imamlarýn yolunu býrakýp insanlarý mezhepsizliðe davet etmenin "Ýslâm dinini tehdit eden en tehlikeli bid'at" olduðunu ilâve eder.

Ramazan el-Bûti, mezhepsizlik dava edenlerin yeni hâdiselere çözüm getirmek yerine, Ýslâm'ýn temel rükünlerini sarsmaya çalýþtýklarýna dikkati çekerek þöyle der:

"Ben bu mezhepsizlerden hiç birinin bir gün kalkýp da, halkýn her gün sorup durduðu yeni meselelerden birini araþtýrdýðýný görmüþ deðilim. Onlarýn bütün dertleri, binasý tamamlanan, hükümleri yerleþmiþ bulunan ve gereðince amel edilmekle Müslümanlarýn borçtan kurtulup selamete çýkacaklarý Ýlâhî emirler hususunda yol gösterici olan hak mezhepleri yýkmak için bütün güçlerini sarf etmekten ibarettir!

Dr. Ramazan el-Bûti mezhepsizlik dava edenlere þu iki soruyu sorar:

"Bütün insanlarý inþaat iþlerinde mühendislere uymaktan vazgeçmeye çaðýrsan ne olur? Ýnsanlarý teþhis ve tedavi hususunda doktorlara tabi olmaktan uzak kalmaya davet etsen ne olur?"

Bu soruya kendisi þöyle cevap verir:

"Hiç þüphe yoktur ki, bunun arkasýndan gelecek olan þey, insanlarýn tamir edeceðiz diye kendi evlerini bile bile tahrip etmeleri, tedavi zannýyla kendi canlarýna kendilerinin kýymalarýdýr."

Mezhep tanýmayanlarý bu tehlikenin kapýsýna getiren ve müçtehitlere tâbi olmaktan men eden en mühim sebep kendi rey ve düþüncelerini müçtehitlerin görüþlerine müsavi, hatta onlardan daha üstün görmeleridir.

Ýmam-ý Þârânî Hazretleri de bu hususta þöyle buyurur:

Müçtehitlerin sünnet buyurduklarýnýn hepsi ile amel et ve mekruh dediklerini terk et! Onlardan bu hususta delil aramaða kalkma! Çünkü sen, onlarýn dâirelerinde mahpussun. Onlarýn makamýna varmadýkça doðrudan kitab ve sünnete ulaþmakta, onlarý geçmen ve hiçbir zaman hükümleri onlarýn aldýðý yerden alman mümkün deðildir...

Bütün mezhepler, bana göre, parmaklarýn el ayasýna ve gölgenin aslýna bitiþik olmasý gibi, þeriata bitiþiktirler...

Bu vesile ile þu noktayý da kaydetmek icap ediyor. Müçtehitlere uymayarak kendi reyine uymak büyük bir gururdur. Bu ise insanýn manen çöküþüne sebep olur. Bediüzzaman Hazretleri bu gibi kimselerin akýbeti hakkýnda þu tesbitlerde bulunur:

"Evet gurur ile insan maddî ve manevî kemalât ve mehasinden mahrum kalýr. Eðer gurur saikasýyla baþkalarýn kemalâtýna tenezzül etmeyip, kendi kemalâtýný kâfi ve yüksek görürse, o insan nakýstýr. Böyle insanlar, malûmat ve keþfiyatlarýný daha yüksek görmekle, eslaf-ý izamýn irþadat ve keþflyatlarýndan mahrum kalýrlar. Ve evhama maruz kalarak bütün bütün çizgiden çýkarlar."

selam ve dua ile

gül
Gönderen: 24.03.2005 - 15:46
Bu Mesaji Bildir   yoktan üyenin diger mesajlarini ara yoktan üyenin Profiline bak yoktan üyeye özel mesaj gönder yoktan üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1867 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
FaRuK_25 (39), kayakcipolat (42), sinanoezen (41), pmd (39), qw21 (67), thepilott (40), serpil.gezer (45), wqq12 (67), ehli zikir (52), burcu 52 (41), ya rezzak (52), tacir (47), vatan_sever (61), f_kilinc (42), celaleddin (31), gül_nehir (44), mustafa_007 (51), islamgünesi (37), zalll (52), balikesirli10 (36), reyyan! (40), mavibere42 (52), medineaþ&.. (37), canfaruk (38), ersoyy82 (42), ayþeli (45), ömer1 (68), samill (45), ekomen (46), EsMaNûR18 (39), mahmutduman33 (53), kanberoglu (42), hseyin_nurcu (38), Italiyan (36), sandýkl&.. (50), mkanca67 (68), YASEMIN_18 (38), en nahl (48)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.95637 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.