*´¯`·.¸.·´¯`·.((( RAVDA.net ))).·´¯`·.¸ | SeVGiYe aÇILaN KaPI - İnsan Davranışlarına Yön Veren zihinsel (IQ) duygusal (EQ) ve ruhsal (SQ) süreçler

	Anasayfa Yap
	Favoriye Ekle
	İrtibat

Üye Girişi

Üye Ol

Home

F o r u m

E-Kart

Tavsiye Et

Sitede Arama


» Kapsamlı Arama

Google`de Ara

Tavsiye Linkler

Kuran Kursu Mezunları

Önemli Linkler

Statü / İstatistik

En Son Üyemiz:
Didem_

53683 Toplam Üyemiz var.

Online Üyeler:

Online: 1656 Misafir
Admin | Moderator | Vip | Üye

Giriş Vaktiniz: Pazar, 1. Aralık 2024 - 03:19

Browseriniz:

IP Adresiniz: Hostname:

Toplam Forum: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193

Beni hatırla

Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » İnsan Davranışlarına Yön Veren zihinsel (IQ) duygusal (EQ) ve ruhsal (SQ) süreçler

önceki konu diğer konu

4 okunmamış mesaj mevcut (Acik)

Sayfa (1): (1)

Gönderen

Mesaj

	Ukab

İnsan Davranışlarına Yön Veren zihinsel (IQ) duygusal (EQ) ve ruhsal (SQ) süreçler

575 Mesaj -

Ýnsan, yaratýlýþýndan gelen acizlikle, yani insan olmasý hasebiyle bazen hata yapabilir, yanlýþ kararlar alabilir, günah iþleyebilir; fakat bu böyledir diyerek, bunun arkasýna sýðýnarak, bile bile ayný hatalý fiilde ýsrar etmek insana yakýþmaz."Mü'min, bir delikten iki defa ýsýrýlmaz."

Psikoloji, insan her zaman ve her konuda pozitif düþünmeli, olaylarýn olumlu yönlerine bakmalý… dediði ya da terapi uygulamalarýnda "Hayata daha olumlu bakmalý ve olumlu düþünceler geliþtirerek iliþkilerini düzenlemelisin…" denildiði için deðil…
Bunu herkes kendinden, kendi yaþantýsýndan biliyor:
Ýnsan, istenmedik bir durumla karþýlaþtýðýnda, kendisini etkileyen bir davranýþýn o anda olumlu mu, yoksa olumsuz mu olduðunu düþünemez. Ruh dünyasý yaþamakta olduðu o olayla iç içeyken, onun etkisindeyken, düþüncelerini toparlayamaz ve onun pozitif yönlerini göremez. Fakat daha sonra, olayýn gerçek mahiyetini anladýðýnda beyninde þimþekler çakar:
"Nasýl anlayamadým, niye göremedim!", "Benim düþündüðüm gibi deðilmiþ", "Aslýnda bana birçok þey öðretti o yaþadýklarým..." der.
Bize tecrübe kazandýran bu gibi durumlarla, hayatýmýzýn her köþesinde karþýlaþýrýz. O anda yaþamýþ olduðumuz olayýn güzel ve olumlu yönlerini göremeyebiliriz; fakat daha sonra ayný olaya þöyle dönüp bakmalý ve bunun bizlere bir tecrübe kazandýrdýðýný düþünmeliyiz ve benzer bir durumla karþýlaþtýðýmýzda ayný hatayý yapmamamýz gerektiðinin þuuruna ermeliyiz. Ýnsan, yaratýlýþýndan gelen acizlikle, yani insan olmasý hasebiyle bazen hata yapabilir, yanlýþ kararlar alabilir, günah iþleyebilir; fakat bu böyledir diyerek, bunun arkasýna sýðýnarak bile bile ayný hatalý fiilde ýsrar etmek insana yakýþmaz. "Mü'min, bir delikten iki defa ýsýrýlmaz" hadisi þerifi ýþýðýnda kendimizi bu gibi durumlar karþýsýnda analize tâbi tutmalý ve hiçbir gerekçeye sýðýnmadan kendimize ve yaþamýmýza olmasý gereken þekli vermeliyiz.
Günümüz insaný, günlük hayatýn bir türlü bitmek bilmeyen sýkýntýlarý, dertleri ve meþakkatleri karþýsýnda Pozitif Düþünmeyi (Kendi eksenimizde baktýðýmýzda, Kur'aný Kerim'in biz insanlara býraktýðý mesajý unutmuþ ve ruh dünyasý, içinden çýkýlamayan bir hâl almýþtýr. Özellikle þu son günlerde insanlarýmýzýn içinde bulunduklarý ruhsal gerginlikler, bir hayli arttýðýndan dolayý bu olumsuz atmosferden kurtulmak neredeyse imkânsýz hâle gelmiþtir. Bu nedenle insanýmýz bir an önce kendine dönmeli, kendi gücünü, kapasitesini ve potansiyelini keþfetmelidir. Bunu yaparken de ileri gitmeden, benliðini yüceltmeden, Allah'ýn karþýsýnda âciz bir kul olduðunu asla unutmadan, yani kendisine verilmiþ olan irade gücünü tam anlamýyla kullanýp sýnýrlarýný aþmadan yapmalýdýr.
Bunun için, insan davranýþlarýna yön veren zihinsel, duygusal ve ruhsal süreçleri, Pozitif Düþüncenin üç önemli öðesi olarak görürüm ben. Bu süreçlerden her biri o kadar önemlidir ki, biri olmadýðýnda veya eksik kaldýðýnda, diðer ikisini etkilemekte ve onlarýn fonksiyonlarýný tam mânasýyla yerine getirmelerine engel olmaktadýr. Bu üç süreç içerisinden þu daha fazla etkilidir, ya da þu o kadar önemli deðildir diyebileceðimiz biri yoktur. Çünkü insan davranýþý o kadar komplekstir ki, ayný davranýþýn içinde o anki ruhsal yapýsý da etkilidir, duygusal boyutu da etkilidir, zihinsel donanýmlarýnýn yeterince aktif olup olmamasý da ayný derecede etkilidir. Her üçü de birbirini desteklemekte ve anlamlý bir bütünlük oluþturmaktadýr.
Bir insanýn ayný olay karþýsýnda, farklý zamanlarda deðiþik ve birbirine hiç uymayan davranýþlar sergilemesinin nedenlerini hiç düþünmüþ müydünüz? Olay ayný olay, insan ayný insan… Fakat ortaya çýkan tepkide daðlar kadar farklýlýklar oluyor. Ayný þeyi sadece bir insan için deðil de, birbirini hiç tanýmayan ve farklý kültürel ortamlarda yetiþmiþ olan birden çok insan için düþündüðünüzde ortaya çýkan tepkilerin nasýl da farklý olduðunu, birbirine hiç benzemediðini göreceksiniz. Baþka yerlere ve baþka kültürlere gitmeye gerek yok aslýnda. Kendi yaþamýnýza, bir günlük kendi hayatýnýza bakmanýz bile yeterli olacak ve ne demek istediðimi o zaman daha iyi anlayacaksýnýz.
Evet, ister basit olsun isterse karmaþýk, yapmýþ olduðumuz her davranýþýmýzda Ruh, Zihin ve Duygu üçlüsü birlikte hareket etmektedir. Þöyle ki; zekâ seviyesi yerinde olmayan bir insandan (halk arasýnda deli diye tabir edilenlerden), normal bir davranýþ bekleyebilir misiniz? Peki, ayný kiþiden duygusal yahut ruhsal bir tavýr, davranýþ ya da hareket bekleyebilir misiniz? Oysaki o kiþinin tek sorunu zihinsel süreçlerinin aktif olmamasý deðil midir? Durum böyleyken, duygularý ve ruhu da etkilenmekte hatta devre dýþý kalmaktadýr.
Duygu yoðunluðu olan, tüm davranýþlarýnda duygusal tepkilerle hareket eden, duygularýný kontrol edemeyen baþka bir insan da, zekâ sorunu olan o kiþiden farklý deðildir. Davranýþlarýna yön veren duygusallýktan kurtulamadýðý için, günlük yaþamýnda ve birçok iliþkilerinde ruhunu ve zihnini hiçe sayarak hareket etmektedir. Aþký için ölümü göze alan bir insan, niçin böyle bir karar alýyor sizce? Sevdiði insaný öldürmeye kadar varan ve "Ya benimsin ya topraðýn!" diyerek tetiðe basan ve sonra bir kurþun da kendi kafasýna sýkan birilerinin aþk hikâyeleri, niçin bu þekilde son buluyor dersiniz? Oysaki zekâ seviyelerinde hiçbir sorun yoktur hatta bu tür insanlarýn hayatta çok baþarýlý birileri olduklarý da sonradan öðrenilir. Sorun, o kiþilerin zekâlarýnda deðil; sadece duygularýyla hareket edip diðerlerini unutmalarýndandýr. Hiç yabancý olmadýðýnýz, her gün gazete sayfalarýnda ve televizyon ekranlarýnda çok sýk karþýlaþtýðýnýz bu gibi intihar vakalarýna bir de bu gözle bakýn.
Ruhsal zekâya, ruhun derinliklerinde cereyan eden davranýþlara da deðinmeden olmayacak. Varoluþunu, yaþamýný, hayatý, insanlarý, kýsaca tüm her þeyi anlamayan, sorgulamayan; ruhu acýlar içinde kývranan; dert, sýkýntý, keder, mutsuzluk çeken; hayata, doðaya, insanlara, daha da önemlisi kendine küsen; tüm bunlarýn sonucunda ise Yaratýcý'sýna isyan etmeye kadar varan; hep nedenlere ve niçinlere takýlýp, yaratýlýþ güzelliðini unutan bir insan, zihinsel ve duygusal zekâsý ne kadar yüksek olursa olsun (ki olmasý da beklenemez; çünkü ruh dünyasý alt üst olmuþtur), istenmedik davranýþlar ortaya koyacaktýr. Birçok ruhsal bozukluklara yol açan bu durumun temel nedeni ise, ruhsal zekâsýnýn yeterince iþlememesidir. Fakat bunun sonucunda zihinsel ve duygusal süreçler de etkilenmekte, onlarýn da görevlerini aksatmalarýna neden olmaktadýr.
Ýster zihinsel, ister duygusal ve isterse ruhsal zekâ olsun bu üçü, kesinlikle bir birinden ayrýlmayan bir bütünlük arz etmektedir. Birinin eksikliði diðerlerini ayný anda etkilemektedir. Uyumlu ve sorunsuz bir davranýþ, bu üçlünün birlikte hareket etmesiyle ortaya çýkmaktadýr.
Bu konu üzerinde araþtýrmalar yapan, kitaplar yazan, NLP seminerleri veren ve kendilerini kiþisel geliþim uzmaný diye tanýtan insanlar, amaçlarý ne olursa olsun, bir þeyler yapmak ve insanlarý olumlu yönde geliþtirip harekete geçirmek istiyorlarsa, bu süreçlere çok dikkat etmek zorundadýrlar. Hem de üçüne de ayný oranda deðer vererek.
Çünkü bir þey unutuluyor Pozitif Düþüncede: Zihin, Duygu ve Ruh üçlüsü birlikte hareket etmediðinde, birbirlerini desteklemediklerinde ve her biri ayrý tellerden çaldýðýnda, bu anlatýlanlar sadece o anda etkili oluyor, hayata, uygulamaya yani eyleme geçmiyor. Diðer bir nedeni ise, bu iþi yapan uzmanlarýn Zihin, Duygu ve Ruh üçlüsünü ayný anda verememelerinden kaynaklanýyor. Birisi sadece zihinsel süreçlere vurgu yaparken, diðeri ruhsal süreçleri öne çýkarýyor, onu yüceltiyor. Baþka birisi ise, her þeyi duygularda, duygusal süreçlerde ya da günümüzün modern tabiriyle "Duygusal Zekâ"da görüyor. Bu üçlünün birbirini tamamladýðýný, biri olmadan diðerlerinin eksik olacaðýný anlayamýyorlar yahut anlatamýyorlar…
Pozitif Düþüncenin, düþünceden çýkýp harekete yani eyleme dönüþmesi için Zihin (IQ), Duygu (EQ) ve Ruh (SQ) birlikte hareket etmelidir. Birinin "evet" dediðine diðeri "hayýr" dememelidir. Davranýþlara yansýmayan, sadece düþüncede kalan "Pozitiflik" hiçbir anlam ifade etmez. Bu da teoriler silsilesinde yerini alýr.
Hayata yansýmayan, insanlar arasý iliþkilerde kendini gösteremeyen his, duygu ve düþüncelerin hiçbir deðeri yoktur. Ýnsaný harekete geçirmeyen, günlük hayatýnda hiçbir iþe yaramayan, davranýþlarýna þekil vermeyen, sadece hayaller âleminde kalan ve tüm bunlara "pozitif düþünmek, hayatý olumlu yönlerinden görmek..." diyerek kendini avutan her insan þunu iyi bilmelidir ki, insan ruhsal bir varlýk olmaktan da öte þuur sahibi bir varlýktýr. Hislerini duygulara, duygularýný düþüncelere, düþüncelerini hayata yani eyleme geçirebilen, yaþama aktarabilen bir varlýktýr. Hislerin duygu, düþünce ve hayatla birleþmediði hiçbir yerde canlýlýktan hareketlilikten, farklýlýktan ve yükselmekten söz edilemez. Orada "bitkisel bir hayat" hükümranlýk sürmektedir çünkü. Ýmam Rabbânî Hazretleri'nin de dediði gibi:
"Allah'a, emirlerine teslim olmakla yaklaþýlabilir. Düþünmekle ve hayal ile deðil."
O hâlde pozitif düþünme kabiliyetini yaþam ile baðlantý kurarak, eyleme geçirerek, ulaþabileceðimiz en üst seviyeye çýkmak için kullanmalýyýz. Bunu yaparken üzerinde önemle durmaya çalýþtýðým "ruhsal", "duygusal" ve "zihinsel" süreçleri kesinlikle göz ardý etmeden ve üçüne de gereken ehemmiyeti göstererek hareket etmeliyiz.

EsSelam Aleykum...

Gönderen: 28.03.2007 - 18:23

	~HiLaLaY~

2765 Mesaj -

çok güzel bir paylaþým teþekkürler

Allah Razı Olsun

Tüm paylaþýmlarýnýz çok güzel, faydalý

Rabbim bu hizmetinizi daim eylesin,

mukafatýný versin inþaAllah...

Rabbim bizleri doðru yoldan ayýrmasýn

en güzelini, hayrlý olanýný yaþatsýn her daim inþaAllah....

ALLAH (C.C) emanet olunuz...

Sevgi Selam ve DUA ile...

Gönderen: 29.03.2007 - 10:13

	runal

65 Mesaj -

Artýk kuþak Çatýþmasý her alanda yaþanýyor

Eskiden yaþlýlar ile gençler arasýnda görülen çatýþmalar günümüzde 5 yaþ ve üzeri yaþ farký olan tüm bireyler arasýnda da görülebilmektedir. Öyleki 25 li yaþlardaki bireyler ile 18 yaþlar arasýndaki bireyler arasýnda uçurumlar olabilmekte ve kuþak çatýþmasý yaþanabilmektedir. Kuþak çatýþmalarý genellikle genç yaþ grubu üzerinde odaklanmaktadýr. Çünkü gençlik döneminde duygular yoðundur ve sürekli dalgalanma gösterirler. Gençler sevinçle üzüntü, sevgi ile nefret arasýnda gidip gelir.

Ruhsal tepkilerinde aþýrýlýk, davranýþlarýndaki çeliþki bu döneme özgü bir bocalamanýn belirtisidir. Gençler, bir yandan içinden gelen dürtülerini dizginlemeye çabalarken öte yandan çevresi ile çatýþmaya girebilir. Ýç dünyasý ile dýþ dünya arasýnda dengeler kurmaya çalýþýr. Gençler, kendine özgü yaþamak istemekte, baðýmsýzlýðýný kazanmaya çabalamaktadýr.

Gencin aradýðý yeni bir kimliktir. Ben neyim? Kimim? Nasýl bir insan olmalýyým sorularýna yanýt arar. Bir kiþi ve bir birey olarak ana babasýndan deðiþik özellikleri olduðunun bilincine varýr. Kendisine ve çevresine eleþtirici bir gözle bakar. O güne dek yanýlmaz ve kusursuz tanýdýðý ana babasýný yeni bir deðerlendirmeden geçirir. Onlarda hiç görmediði eksikler, beðenmediði yanlar bulur. Öðütleri saçma, koyduklarý kurallarý sýký, yasaklarý anlamsýzdýr. Ne eðlenmesini bilirler, ne de giyinmesini, kýsacasý yaþamasýný bilmezler.

Yetiþkinler ve yaþlýlarda ise durum tam tersinedir. Onlarýn kiþilikleri oturmuþtur. Ne istediklerini ne giyeceklerini bilirler. Öyle ki bu durum artýk otomatiktir ve çoðu kural onlar için deðiþtirilemez bir hale gelmiþtir.

Gençlerde gördükleri ve beðenmedikleri, onlara yabancý gelen þeyleri eleþtirme haklarýný yaþlarýnýn ve tecrübelerinin etkisiyle eleþtirirler. Buda ortaya içinden çýkýlmaz ve çatýþmalý bir durum çýkarýr. Eðer bu üçlü ayný evi paylaþýyorsa durum içinden çýkýlmaz bir hal alýr.

Kuþak çatýþmasý genel anlamda üzülecek deðil sevinilecek bir olgudur. Gençlerin atýlganlýklarý, coþkularý, hatta hayalcilikleri geliþmelerin, yeniliklerin kaynaðýdýr. Gençler toplumsal yaþamda, sanatta ve yarýnda yeniliðin, deðiþikliðin ardýnda koþmasalardý ilerleme olmazdý. Bu nedenle gençlerin yetiþkinlerle karþýtlýðýný ortadan kaldýrmak yararlý bir sonuç saðlamaz. Önemli olan bu çatýþmayý toplumun faydasýna kullanabilmektir.

Gençlerle yetiþkinler, aralarýnda yaþadýklarý kuþak çatýþmasýný kontrol edemediklerinde veya çok büyük sorunlar yaþadýklarýnda bir psikolog yada psikiyatriste baþvurmalarý

Gönderen: 29.03.2007 - 10:37

	Ukab

575 Mesaj -

EsSelam Aleykum.Amin...Aminn...Amin...ALLAH (c.c) cümlemizden razý olsun inþaALLAH.Okuyup degerlendirdiginiz ve bu güzel dilekleriniz için çok tesekkur ederim Size...En Emine Emanetsiniz...

"Ey Kereminde sýnýr olmayan Rabbim!
Ey görüp gözetmesinde acizlik bulunmayan Allah'ým! Baþta deðerli Kardeþimiz ~MeRYeM~ olmak üzere Ravda camiasýný her türlü kötülük ve bozulmadan koru. Güzellikleri yazmayý, konuþmayý ve ortaya koymada onlara baþarý ihsan et. Yaptýklarý amelleri razý olduðun, beðenip meleklerine övdüðün amellerden yap ve en güzel biçimde kabul et. Ona eksilmeyen sevgini ver ve onu sevdiðin kullardan eyle. Çalýþmalarýnda baþkasýnýn yardýmýna muhtaç olmaktan, düþmana, hasetçiye el açmaktan koru. Onlara zenginliðinden bol bol bahþet. Duamýz sanadýr, iþitiyorsun, görüyorsun, günahýmýzýn çokluðuna ve büyüklüðüne bakmadan kabul eyle. Âmin, âmin…"

Gönderen: 29.03.2007 - 15:03

Pozisyon - İmzalar göster

Sayfa (1): (1)

önceki konu diğer konu

Lütfen Seçiniz:

Şu an Yok üye ve 1656 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]

Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
Yalvac (61), kmurrad (59), endulus (57), ercan_sw (51), erhanseyfi (64), B e t u l (52), h.t (62), zisan_gul (41), hasretkafesi (53), ahmetkb (52), mustakar01 (62), tövbekargenç (44), mekoc66 (56), ahmet_k22 (39), Abdullah-10 (57), maruf-1 (59), GuelSevdasi81 (43), inci-2 (61), maxsibilyan (45), enesny (42), ramadan48 (42), fatmaavci (62), FIRTINA 50 (56), kaptan67 (61), menzil38 (57), Hacer -72 (52), Guel (39), A H M E T (45), msk02 (47), Mehmet_Ank (63), yusufgezer (41), Aydýn Vu.. (55), Sezer (), oguzlarx27 (55), M.Riza Sekerli (54), kamanliadem (59), eva_maria (36), musab b. ümeyr (42), nurfatih (46), AhmetBayrak (56), ali öz (48), köln42 (58), xAhmetx (49), sadullahyusuf (40), abdülhamit (231), tigrisriver (45), sürmeli (41), enesertugrul (52), medsav (67), Turan64 (61), GCc_EEi (42), ahmetsait (44), alidogan1 (64), ayhanisik42 (51), sedi güngörmü&t.. (59), baha1903 (40), bünyan (59), Orbay1 (56), kaymakli-50 (58), cagri67 (52), HAKAN ERGÜT (50), ravda dostu (40), fatiha42&07 (54), mavipýna.. (59), efrailakcay (51), Bekir 38 (39), selva sehito&et.. (40), Mursid (60), turkish wolf (52)

Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler

Copyright © ((( RAVDA.net ))) * İrtibat * RAVDA Reklam Servisi * Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.

Sayfa 0.77473 saniyede açıldı

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.