0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » İBRET TABLOLARI » DÜZCE'Lİ MEHMET'DİN HİKAYESİ

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Gunahkar su an offline Gunahkar  
DÜZCE'Lİ MEHMET'DİN HİKAYESİ
23 Mesaj -
okullar açýlýyordu


mesaj





OKULLAR AÇILIYORDU

Öðretmendim.

Okullarýmýz yeni açýlmýþtý.

Meslek hayatýmýn yirminci yýlýndaydým. Okulun her açýlýþýnda yaþadýðým o tarifsiz

Mutluluðu ,doyumsuz iklimini yeniden yaþýyordum. Bu öylesine bir haz ve lezzetti ki,

Öðretmenlik yapmayan bir insana bunu anlatmak mümkün deðildi. Okula,mesai arkadaþlarýna ve öðrenciye hasret kalmanýn ne demek olduðunu,öðretmenden baþkasý asla bilemezdi.

Okul,öðretmen ve öðrenci,birbirinden ayrýlmaz kopmaz ve ayrý düþünülemez bir þekilde,

Bir bütün oluþturmuþlardýr. Birini diðerinden koparmak mümkün deðildir.

Bunun hiçbir maddi izahý da yoktur. Bu bir sevda ,bu bir hasret ,bir gönül ve bir

Mutluluk iksiridir.

Hele öðrenci öðretmen için neler deðildir ki?

Bir öðretmen için onun öðrencisi,mutluluðunun hayatýnýn ve yaþama direncinin ayrýlmaz bir parçasýdýr. Bir öðretmeni,bu iklimden kopardýðýnýz an ,onun dünyasýný yýkarsýnýz.

Þair öðretmen boþuna mý yanmýþtýr.

Onlar benim herþeyimdir.

Hayat suyum ,ekmeðim.

Gönül saksýmda açan;

Renk renk,desen desen,

Mis kokulu çiçeklerim....

Onlar benim herþeyimdir;

Dualarým,dileklerim...

Ya Rab! Ayýrma beni,

Onlar benim meleklerim.

Meslek hayatýmda yirminci defa ayný heyecan ve ayný duygularla okuluma ve öðrencilerime kavuþmuþtum. Bu tarifsiz mutluluðun etkisinde o kadar

Kalmýþ olacaðým ki,hiç farkýnda olmadan ,adeta bütün öðrencilerimi bir çýrpýda

Kucaklamak ister gibi,okula girerken kollarýmý açtýðýmý farkettim. Sanki o esnada

Bütün acýlarým elemlerim ve kederlerim bitmiþti.

Okulun o büyülü havasýný soluyan bir kiþi;ekmeði,suyu,havayý ve mutluluðu

Baþka yerde arayabilir mi?

Yine þair öðretmenin dediði gibi;

Ben okulda doðdum.

Güllerle,çiçeklerle büyüdüm.

Onlarla aðladým,onlarla güldüm.

Benim için Allah a kalkan eller ,

Yüreklerinde tertemiz duygular,

Ýþte benim sermayem ,ödülüm;

Okuttuðum çocuklar...

Mezar taþýma “öðretmen” diye yazýn.

Belki de gelip,dua okurlar....

DAHA ÝLK DERSÝMDE SÜPRÝZ BÝR GELÝÞME
Bu hisleri,bu heyecaný ve bu duygularý yeniden yaþayarak,kendimi ilk dersimde bulmuþtum.

Üniversiteyi yeni kazanmýþ pýrýl pýrýl gençler...

Gözlerinde ürkek bir ýþýltý,tatlý bir tedirginlik ve yeni üniversiteli olmanýn heyecaný

Okunmaktaydý.

Elli kiþilik bu sýnýfýn,yarýdan fazlasýný erkek öðrenciler,diðerlerini ise kýz öðrenciler

Teþkil ediyordu.

Önce kendimi tanýtýp,öðrencilerin tedirginliklerini giderecek bir giriþ yaptým.

Okulun,okumanýn ve bu zamanda üniversiteyi kazanmanýn önemini anlatarak,öðrenciler onure etmeye çalýþtým. Ayrýca,derslerden ve sýnavlardan korkmamalarý gerektiðini,devamlý ve düzenli çalýþmalarý halinde,beklediklerinin de üstünde bir baþarý gösterebilceklerini ifade ettim.

Bu konuþma üzerine öðrencilerin;kýsmen de olsa ,tedirginliklerinden ve endiþelerinden kurtulduklarýný müþahede ettim.

Sonra da öðrenciler tek tek tanýmaya baþladým. Her öðrenci adýný,soyadýný ve memleketini söyleyerek,ne için öðretmenliði seçtiðini anlatmaktaydý.

Tanýþma faslýnda isminin Düzceli Mehmet olduðunu söyleyen uzun boylu,hafif esmer tenli,saçlarýný arkadan baðlamýþ,kulaklarý küpeli,kollarýnda ve boynunda bol aksesuar bulunan bir öðrenci dikkatimi çekti.

Üzerinde elbisenin de garip renkler taþýdýðý ve sýra dýþý dikildiði belliydi. Öðrencinin yüz ifadelerinde ve tonunda açýk bir sertlik ve aykýrýlýk hissedilmekteydi. Bu , bütün sýnýfýn da dikkatini çekmiþti.

Tanýþma faslýndan sonra, her dönem baþlarýnda yaptýðým gibi,öðrencilerden neler isteyeceðimi ve neler bekleyeceðimi ifade etmek için yeniden masaya geçerek konuþmaya baþladým:

“Arkadaþlar!” dedim. “beni dikkatle dinlemenizi istiyorum. Bu dönem boyunca,sýnýf disiplini ve düzeni konusunda bazý kurallar oluþturacaðýz . birlikte oluþturacaðýmýz kurallarý bir metin haline getirip,her öðrenci altýný imzalayacak. Bu kurallarý birlikte tavizsiz olarak uygulayacaðýz.

Bu kurallar þunlardýr: derse 5 dakikadan fazla geç kalan sýnýfa alýnmayacak. Devamsýzlýk hakkýný kullandýktan sonra , ders saati kadar bir defaya mahsus olmak üzere ,ek mazaret hakký verilcek. Derse birlikte hazýrlanýp ,birlikte iþleyeceðiz. Söz almadan konuþulmayacak. Sýnýfta bir kiþi konuþurken onun sözünü kesmek,müdehale etmek,sert tepki göstermek veya baþkasýnýn dinlemesini engellemek olmayacak. Her görüþe,yoruma ve deðerlendirmeye saygý gösterilecek. Eleþtiriye açýk olunacak,eleþtirilmekten dolayý

Kýrýcý sözler söylenmeyecek. Maddi veya manevi anlamda ,herhangi bir sýkýntýsý olan,yardým için arkadaþlarýný veya dersin öðretmenini haberdar edecek. Araþtýrma gruplarý oluþturulacak. Kitap okuma ve inceleme çalýþmalarý yapýlacak. Kararlara uymayanlar,sýnýfýn ortak tepkisiyle cezalandýrýlacak. Sýnýfta baþarý gösteren öðrenciler,yine sýnýfýn ortak kararýyla ödüllendirilecek. Kararlar oy çokluðuyla alýnacak.

Bu kurallarý deðerlendirmenize sunmak istiyorum. Hepsini madde madde tartýþalým.

Uygun bulmadýklarýnýzý,gerekçe göstermek kaydýyla çýkarabiliriz veya baþka maddeler de ilave edebiliriz. Birlikte mutabýk kaldýðýmýz maddeleri metin haline getirip imzanýza sunacaðým. Ne dersiniz?

Öðrencilerde,belki de ilk defa böyle bir durumla karþýlaþmýþ olmanýn belirli bir sessizliði vardý. Kafalarýnda ,nasýl bir tepki verceklerini henüz oluþtumadan ,orta sýralarda oturan uzun saçlý ve aykýrý görünüþlü öðrenci Düzceli Mehmet,izin almadan ayaða fýrladý.

“Bütün bunlar çok saçma þeyler.”dedi. “burasý ortaokul deðil,bir üniversitedir. Disiplin,düzen,kural ve yasak saçmalýðýna burada da mý devam edeceðiz?

Biz buraya özgürce okumaya ve yaþamaya geldik. En nefret ettiðim þey kurallarla yasaklarla yaþamaktýr.

Ses tonunu daha da yükselterek:

“Bunlarý asla kabul edemem. Kurallar beni sýkar ve huzurumu kaçýrýr. Eðer beni sýkboðaz edip, kurallara boðarsanýz ,burada bir gün bile duramam”

çevresini etkileyip,kendine destek bulmak umuduyla etrafýna þöyle bir göz atarak konuþmasýný sürdürdü:

“zannederim ki arkadaþlar da ayni görüþtedir.”

Öðrenci,heyecanlý biraz da hükmedici bir ses tonuyla sýraladýðý itirazlarýný daha bitirmemiþken,en arka sýrada oturan bir baþka öðrenci ayný sertlikteki bir ses tonuyla:

“Arkadaþ “ dedi.”kendi saçma görüþlerine bizi alet etme. Insanlarin bulundugu her yerde kurallar vardir. Burasi dag baþi degildir. Kurallar olmazsa,düzen ve çaliþma disiplini nasil oluþacak?”

Bir baþka ögrenci:

“Memlekette demokrasi var” diye çýkýþtý. “Kararlar ortak alýnýr. Hocamýzýn da önerisi zaten böyleydi. Hiç kimse ,kendi keyfine ve arzusuna göre çevresine hükmedemez”

Bir kýz öðrencinin itirazý da ,bir baþka boyutu oluþturuyordu:

“Senin hiçbirþeye itiraz etmeye hakkin yoktur. Baksana haline,istedigin gibi giyiniyor ve konuþuyorsun. Ya bizler,baþimizi açip girmek zorunda kaliyoruz. Bu konuda konuþmasi gereken varsa bizleriz,siz degilsiniz.”

Adýný Düzceli Mehmet olarak ifade eden aykýrý öðrenci,beklemediði bu reaksiyon karþýsýnda þaþýrmýþtý. Öðrencilerden destek beklerken ilk tepkiyi onlardan görmüþtü.

Saðdan soldan gelen yoðun itirazlar karþýsýnda bunalan Mehmet ‘in imdadýna ben yetiþtim.

“Arkadaþlar!” diye baðýrdým. Önce herkes yerine otursun ve beni dinlesin.”

Sýnýftaki dalgalanma durdu. Ben de konuþmaya baþladým.

“Þimdi,sinifta neden bazi kurallar oluþturmak istedigimi,herhalde çok iyi anladiniz.çünki kuralsiz hayatta kargaþa ve boguþma vardir. Kurallar yerli yerinde kullanildigi zaman,kimsenin hayatini kisitlamaz ve engellemez. Tam aksine,iyi iþleyen kurallar;düzenli ,tertipli ve huzurlu bir hayat biçimi oluþturur.”

Konuyu deðiþtirerek konuþmaya devam ettim:

“Düzceli Mehmet in birazcýk sert çýkýþýný ve görüþlerini açýk bir dille ifade ediþini,çok yadýrgadýðýnýzý görüyorum.

Üniversiteye gelmiþ olan siz deðerli arkadaþlarýn,bu konuda biraz daha anlayýþlý olabilceklerini beklerdim.”

Öðrencinin birisi:

“Yani mehmet in bu davranýþýný doðru buluyormusunuz,hocam? “ diye atýldý.

“Anlatmak istediðim ve hoþ gördüðüm taraf,mehmet in davranýþlarý deðildir. Anlatmak istediðim þudur:

“Sýnýfta her öðrenci,rahatlýkla kendisini ifade edebilmeli,görüþlerini anlatabilmeli,faydasýna inandýðý yorumlarý yapabilmelidir. Ancak bu þekilde uzlaþma ve ayrýlma noktalarý anlaþýlýr,kiþiler daha iyi tanýnýr ve problemlerin konuþarak çözülmesi daha rahat gerçekleþir.

Olaylara farklý bakýþýmýzýn,farklý yorumlamamýzýn ve farklý deðerlendirmemizin çok tabii ve çok doðal bir þey olduðuna artýk alýþmalýyýz. Bizler makine aksaný deðiliz ki ebadýmýz,tonajýmýz,hýzýmýz ve yönümüz ayný olsun.

Farklý olmak,farklý bakmak,farklý görmek ve farklý düþünmek canlýlýk,hareket ,yenilik ve

Alternatif çokluðu meydana getirir. Bir bilim yuvasý olan üniversitelerimizde buna çok ihtiyaç vardýr.

Ayný þeyleri düþünen bin tane insan bir insan gibidir.dolayýsýyla ,bu sýnýfta herkes rahat konuþabilmeli ve konuþana karþý da sabýrlý ve saygýlý olmalýyý öðrenmeliyiz.

Orta sýralarda ve baþýný önüne eðmiþ vaziyette oturan düzceli mehmet e doðru baktým.

O esnada bakýþlarýmýz bir esnada buluþtu. Yüzündeki ifadelerden,bu sözlerime çok memnun olduðu anlaþýlýyordu. Kendisini aðýr bir þekilde eleþtireceðimi beklerken,adeta destekler bir tutum içine girmem onu rahatlatmýþtý.

Biraz daha onure etmek için devam ettim:

Arkadaþlar aslýnda siz mehmeti yanlýþ anladýnýz.mehmet de heyecandan olsa gerek,kendisini yanlýþ ifade etti. Eðer konuþmasýna müsaade etseydiniz,inanýyorum ki,daha güzel þeyler söyleyecekti. Hava bir anda gerginleþince,o da farkýnda olmadan o gerginliðe kapýldý ve kontrolsüz bazý þeyler söyledi.

Tabii ki karþý çýkan arkadaþlar da haklýydý. Onlarda bazý doðrulara iþaret ettiler.

Ortada yanlýþ olan,tartýþma üslubu ve birbirinize olan yaklaþým þeklinizdir. Ama inanýyorum ki bu sýnýfta güzel þeyler konuþulacak,tartýþýlacak ve isabetli sonuçlar elde edilecektir.

Sýnýfýn bir anda tansiyonu düþtü. Gerek mehmet gerekse de karþý çýkan öðrenciler rahatladý ve herkes almalarý gereken mesajlarý almýþtý.

Sert baþlayýp olumlu biten bu ilk ders ,önemli geliþmelerin habercisi niteliðinde olmuþtu.

Ýlk dersteki bu tartýþmadan sonra,eðer Mehmet e insani deðerler,vefa duygusu ve saygý ifadesi gibi hala bazý meziyetler varsa ,mutlaka yanýma gelir,en azýndan ,daha yakýn tanýþmak ister veya teþekür eder,diye düþünmeye baþlamýþtým.

Ama,kurallarýn anlamsýz olduðunu savunduðu gibi insani deðerlerin de anlamsýzlýðýna inanýyorsa,tabii ki böyle þeyler beklenemezdi.

Düzceli mehmet in psikolojik yapýsýný tanýmak için bu konuyu kafamda bir ölçü olarak canlandýrmýþtým.

BENÝ NEDEN KOLLADINIZ

Teneffüste odama geçtim.hemen arkamdan mehmet de geldi. Henüz ne niyetle geldiðini bilmememe raðmen ,mehmetin bu davranýþýndan,görünüþünün tersine birtakým önemli meziyetleresahip olduðunu anladým. Bu durum,mehmet e karþý içimden anlayamadýðým bir sempati oluþturmuþtu.

Biraz çekingen biraz da mahcup bir eda ile:

Hocam ,müsaitseniz biraz konuþabilirmiyiz? Dedi.

Ayaða kalktým,elini sýktým ve oturmasý için yer göstererek ;

“Tabiki konuþabiliriz” dedim. “þöyle buyurun”.

Hemen ardýndan bir tane çay söyledim ve sýcak bir hava oluþturmak istedim.

Kendisini ayakta karþýlamam ve çay ikram etmem mehmet i hem mahcup etmiþti,hem de çok sevindirmiþti.

“Hocam sýnýftaki kaba davranýþýmdan dolayý özürdilerim,diyerek söze baþladý.”Ama öyle nezaket dersi verdiniz ki çok utandým.”

“Hayýr üzülme mehmet “ diye araya girdim. “Biz bunlara alýþkýnýz. Hem þunu bil ki,asla sana kýrýlmadým.”

Mehmet ,içindeki esas konuya gelerek:

“Hocam,dedi. Neden beni kollama ihtiyacý hissettiniz? Beni mahcup edip bir daha konuþmayayým diye mi? Yoksa beni yanýna çekip bazý doðrularý anlatayým diye mi?”

çok zeki bir gençti. Zaten düþüncelerini en aykiri bir þekilde ortaya koyabilme cesareti bunu ispatliyordu. Ayrica konuyu ele aliþ þekli de bunu göstermekteydi.

Gülerek cevap verdim:

“Benim asýl niyetim seni kollayýp,mahcup etmek veya yanýma çekmekten ziyade,sýnýfta bazý kurallar yerleþtirmekti. Bu durumda hangi öðrencim olursa olsun ayný þeyi yapardým.”

Baþini egdi ve hafifçe salladi.

Konuþmama devam ettim:

“Benim çok önemsediðim ,en önemli kural,herkesin rahatlýkla konuþabilmesi ve konuþana karþý saygý gösterilmesidir.”

Pervasýz bir eda ile:

“Neden bu kadar demokratsýnýz ,hocam? Ben bu davranýþý ne bir dindar hocadan ve ne de ilerici bir hocadan görmedim. Bunun özel bir sebebi var mý?”

Düzceli mehmet de beni onure etmek istiyordu. Bu iltifattan o anlaþiliyordu.

“Hayýr” dedim.”inanýyorum ki,birçok öðretim üyesi arkadaþým ayný þeyi düþünürve ayný þeyi yapar.

Bu konuda ki benim esas felsefem þudur: mutlaka farklý görüþler dillendirilmelidir. Konuþan insaný susturmak çare deðildir. Konuþan insan görüþlerinin yanlýþ olduðunu anlayýnca susar. Yoksa,zorla susturulursa illegal yollardan konuþmaya baþlar. Bu ise,birçok yönden sýkýntý meydana getirir.

“Konuþan insandan zarar gelmez. Asil zarar,konuþturulmayan insandan gelir. Farkli görüþler ,güzelliktir,yeniliktir. Insanlar arasi uzlaþma konuþarak ortaya çikar. Yoksa, uzlaþma adina susturulan insanlar ,gizli ve sert bir muhalafet oluþturur. Bu da toplumsal huzura zarar verir.

“Bunun için, sýnýfta açýk yüreklilikle görüþlerini ifade ediþinden dolayý seni kutlarým. Yadýrgadýðým taraf ise üslubunuzdur. Karþýlýklý anlayýþ içinde görüþlerini ifade etmene devam et. Benden sana tam destek gelecektir.”

Düzceli mehmet ,bütün bütün rahatlayarak:

“Bunlarý duyduðuma çok sevindim hocam” dedi. “Belki de inanmayacaksýnýz ama, ilk defa bana yakýnlýk gösteren , görüþ ve davranýþlarýmý anlayýþla karþýlayan bir hocamla tanýþýyorum.

“Ne yapayým,beni de böyle kabul edin. Sözümü sakýnmayý pek beceremem. Her yerde söylerim. Ýnandýðým doðrularý ifade etmekten kendimi frenleyemem. Açýk sözlü oluþum,kendimi derhak deþifre ediþim bana çok pahalýya mal olmuþtur. Ama umrumda deðil. Ben bildiðim doðrularý konuþmazsam ve bildiðim doðrularý yaþamazsam,mutlu olamýyorum.”

Bu sözler bir art niyetin ,bilerek zararlý bir hayatý tercih etmenin veya yanlýþ bir anlayýþta ýsrar etmenin ifadesi deðil; doðru olduðuna inandýðý bir yoldan ; açýk yüreklilikle,mertçe ve ýsrarla yürümenin ifadelerini taþýmaktaydý.

KURALSIZ GENÇLÝK FELSEFESÝ

Mehmet i fazla sýkýþtýrmamak için konuyu deðiþtirdim. Bu açýk sözlü mert ve biraz da pervasýz genci biraz daha yakýndan tanýmak istedim.

Biraz kendisinden ve ailesinden söz etti. Bir erkek bir de kýz kardeþi varmýþ. Mali durumlarýnýn iyi olduðunu söyledi.

Konuya biraz daha açýklýk getirmek için:

Mehmet ,dedim. Ailevi probleminin ve mali sýkýntýnýn olmadýðý anlaþýlýyor. Bu kuralsýzlýk felsefesi nereden oluþtu?

“Hocam,dedi. Çok kitap okurum ,çok gezerim ve insanlarla iliþki kurmayi çok severim. Özellikle farkli ve aliþilmamiþ þeyler ilgimi çok çeker.

Düznli ,oturmuþ,planli ve monoton bir hayat bana göre degildir. Yaþadigim hayatin kurallarini kendim koymaliyim veya beni engelleyecek her kurali kaldirabilmeliyim.

Zevkime görüþlerime tarzima mani olan her þey bana göre kötü þeydir. Istedigim gibi gezmek,istedigim gibi giyinmek,istedigim gibi yaþamak istiyorum.

Sormak isteyip de kirmamak için sormadigim bir konuyu ,sanki içimi okurcasina kendisi açti.

“Hocam,bu anlatyýklarýmdan sonra,aklýnýza gelmiþ olduðunu düþündüðüm inanç boyutumu herhalde merak ettiniz.”

Gülerek:

“Evet “ dedim.

“O zaman açýk bir þekilde ifade etmek isterim.

“Ýlkokul ve ortaokul döneminde ,din ve dine dair þeylere büyük bir ilgim vardý. Gerek öðretmenlerimizin,gerekse de arkadaþlarýmýzýn tavsiye ettiði kitaplarý okuduktan sonra ,dikkatlerim baþka dünyalara kaydý.”

“Ne gibi ?” diye sordum.

“Materyalizme ve darwinizme karþi ilgi duydum. Bu konuda ciddi çaliþmalar yaptim.”

“Peki geldiðin nokta neresi oldu?”

biraz ezik büzük tavýrla:

“Din ve Allah ile ilgili bilgilerin ve görüþlerin,çagin çok gerisinde kaldigina inaniyorum. Asirlar önce ortaya atilmiþ bir yaþam biçimiyle ,uzay çagini yaþamak bana çok saçma geliyor.

“Ýnsanlar istedikleri þeye inanabilirler. Onlara gerçekten saygý duyuyorum. Çünkü,benim annem ve babam da namaz kýlýyor. Ama ben böyle þeylere inanmýyorum.

Benim için tek geçerli yol,kuralsýz,açýk ve engelsiz bir yaþam biçimidir. Dilediðim gibi özgürce ve gerektiðinde kurallarý kendim koyarak...”

“Peki bu mümkün mü?” diye sordum.

“Deðilse bile ,en azýndan öyle olmasýný arzu ediyorum.” Dedi.

“Dinden ve Allah tan kaçýþýnýn nedeni,yaþamýna engel olacak bazý kurallar getirdiði için mi?”

“Evet. Çünkü,dinler insanlarýn tam zevk ve keyif almalarýný engelliyorlar. Ýnsanýn tam zevk ve keyif almasý ve dilediði biçimde bir hayat oluþturmasý için,dinden ve dinin kurallarýndan kurtulmasý lazýmdýr. Hatta bu konuyu hiç düþünmemesi lazýmdýr.”

“Yani bu konularý düþünmek de mi seni rahatsýz ediyor?”

“Hem de çok...”

“Peki seni rahatsýz eden bu düþüncenden nasýl kurtulmayý düþünüyorsun?”

“bu konularý hiç düþünmeyerek. Çünkü, yaþadýðým hayatta bir tek kural bile olsa huzurumu bozuyor. Yaþam zevkimi engelliyor.”

“Yani aklýný susturmak istiyorsun öyle mi?”

Cevap vermemek için konuyu deðiþtirmek istedi. Ama ben üsteledim. Sorularýmý sürdürdüm.

“Peki madem böyle düþünüyordun da neden kurallarin iþledigi,sorumlulugun arttigi ve sürekli bir çaliþmanin yapildigi üniversite ortamini tercih ettin?”

bu soruya cevap verirken epeyce zorlanmýþtý:

“Bunu ben istemedim. Babam bir üniversite okumazsam,beni evlatlýktan reddedeceðini ve harçlýklarý da keseceðini kesin bir þekilde ifade edince mecbur kaldým.”

“Yani,niyetin okumaktan ziyade babandan para sýzdýrmak öyle mi?” diye güldüm.

Kendisi de gülerek:

“Öyle de sayýlabilir” dedi.

Belki de sorulardan bunalarak veya cevap vermekten dolayý güçlük çektiði konularýn açýldýðý için birden ayaða kalktý;

“Hocam benim çýkmam gerekiyor” dedi.

Elini uzattý.

“Çok memnun kaldým. Sizleri sýk sýk ziyaret edeceðim. Sizin varlýðýnýz,bu sýkýcý yerde benim için bir ümit ýþýðýdýr” dedi.

Çýktý. Sözlerinde riyakarlýk yoktu. Ýçinde ne varsa onu söylüyordu. Dolayýsýyla güvenilir ve samimi bir genç idi.

Bu atak,yetenekli,mert ve giriþken olan gencin baþýboþ,inançsýz ve amaçsýz bir hayatýn pençesinde,nereye doðru gittiðinin farkýnda bile olmadan ýsrarla ve inatla yoluna devam etmesi beni çok üzmüþtü. Dindar bir aileden inkarcý bir çocuk...

Eðitim sisteminin çarpýk,karýþýk ve karanlýk yapýsýndan baþka türlü ne beklenebilirdi?

Gerçekten çok üzülmüþtüm. Düzceli mehmet ve buna benzer daha çok gençler kurtarýlmalýydý.

Bu sorumsuz hayat anlayýþý içinde yetiþen insanlar,hem devletin,hem toplumun hem de ailenin baþ belasý olacaklardý. Bu yüzden,patlayan silahlardan ,yanan ocaklardan ve aðlayan annelerden çok dersler alýnmalýydý.

Konuyla ilgili olarak ,Bediüzzaman Said Nursi nin Muhakemet isimli eserindeki þu tespitleri hatýrladým.

“Her insan hak fýtratý üzerine doðar. Hakký ararken bazen eline batýl geçer,hak zenneder ,koynunda saklar.

En büyük yanlýþý doðru telakki ederek,kendisine hayat felsefesi yapan insanlarý uyarmak,uyaranlara destek olmak,toplumun huzuru için önemli bir görevdir. Bu önemli vazifenin ifasýna benim de katkýmýn olmasý için ,Allah a dua ederek odamdan çýktým.

ÝKÝNCÝ DERS

Ýkinci hafta ayný sýnýfta derse girdiðimde gözlerim mehmet i aradý. Acaba ilk karþýlaþmamýz ,onun üzerinde olumlu bir tepki mi,yoksa olumsuz bir tepki mi oluþturmuþtu? Çok merak ediyordum.

Yine orta sýralarda uzun saçlarý ve çok belirgin elbise modelleriyle kendini belli ediyordu.

Çevresindeki öðrencilerle çabuk kaynaþtýðý belliydi. Onlarla sýcak ve yakýn diyaloglar içindeydi. Etrafýndaki arkadaþlarýyla ilgileniyor,anlatýyor ve dinliyordu. Her haliyle giriþken ,faal ve sýcak kanlý bir gençti. Ýlk dersin,soðuk sert ve aykýrý davranýþlarýný,kýsmen de olsa üzerinden atmýþa benziyordu.

Bu davranýþýný,kendi fikir ve görüþlerine taban oluþturmak ve kendine yakýn sempatizanlar bulmak olarak yorumlamýþtým. Baþka bir ifade ile,çevresini geniþletip bir grup oluþturma çabasý içinde olduðu belliydi.

Dersin konusu insandý. Toplumun en küçük bireyi olan ÝNSAN ý anlatacaktým.

Ýnsaný anlatýrken de öðrencilerin görüþlerini alýp bu þekilde sýnýfýn ortak nabzýný da ölçmüþ olacaktým.

Öðrencileri selamlayýp,hal hatýr sordum. Sýnýfý derse hazýrlamak için,okula ýsýnýp ýsýnmadýklarýný gündeme getirdim. Bu konuyla ilgili,karþýlýklý kýsa konuþmalar geçti.

Ýþleyeceðim konu gereði:”insan nedir?” diye sýnýfa bir soru sorarak derse baþladým.

Burdaki amacým,hem dersi cazip kýlmak,hem de öðrencilerin konuyla ilgili görüþlerini anlamaktý.

Öðrenciler bu soruya karþý önce sessiz kaldýlar,sonra da görüþlerini belirtmeye baþladýlar.

Söz alan öðrencilerin büyük çoðunluðu insanla Allah ve din arasýnda ilgi kurup,insanýn bir amaç için yaratýldýðý en mükemmel bir varlýk olduðu öldükten sonra da bir hesabý bulunduðu yolunda görüþler beyan ediyorlardý. Bu durum sýnýftaki öðrencilerin büyük kýsmýnýn dini ve milli görüþleri benimseyen gençler olduðu kanaatini uyandýrýyordu.

Beklediðim gibi düzceli mehmet de söz aldý. Kendisine has ve heyecanlý açýk ve gür ses tonuyla:

“Ben bu konuda arkadaþlardan farkli düþünüyorum” diye söze baþladi. Yine üslubunda hissedilir bir sertlik ve pervasizlik vardi.

“Öncelikle þunu belirteyim ki,ben hesap kitap iþine inanmam “dedi.”Ýnsan ,çeþitli evrimler sonucu bu hale gelmiþ bir canlýdýr. Bu hale gelmesi için de herhangi bir yönlendirmeye ihtiyaç yoktur. Mekanizmasý kendi kendini yenileyecek durumdadýr.

“Ýnsan,ayakta kalabilmek ve kendini koruyabilmek için bazý kanunlar geliþtirmiþtir. Toplumsal yaþamda ortak deðerlerin oluþmasýyla da bugünkü hale gelmiþtir.

“Ýnsanýn bu hale gelmesinde ve yaþamýný sürdürmesinden kimseye karþý bir borcu yoktur. O hayatýný en iyi þekilde yaþayýp,çekip gidecektir. O insan için de her þey orda bitecektir.

“Ýnsan mutlu olmasý için ,yalnýzca kendi hayatýný düþünmeli ve hiçbir yaptýrýmýn ve kuralýn esiri olmamalýdýr.”

Mehmet, savunduðu görüþleriyle insanýn var olmasý için bir yaratýcaya ihtiyacý olmadýðýný ve kimseye karþý da borcu bulunmadýðýný ortaya koymak istiyordu. Bu þekilde,kulluðun sorumluluðundan da kaçmak istiyordu.

Mehmet in ileri sürdüðü fikirlerin temelinde materyalizmin marksizmin ,darwivizmin ve ateizmin görüþleri yatmaktaydý. Mehmet in nelerden etkilendiði ve daha çok ne tür kitaplar okuduðu belliydi.

Mehmet in ortaya koyduðu görüþler,sýnýfaki öðrencilerin sert tepkisine neden olmuþtu. Ama duruma derhal müdehale edip:

“Daha isabetli görüþü olan varsa, söz alsin ve konuþsun. Bunun diþinda baþka bir yol denemeyin.”diye ikaz ettim.

Ýnsanla ilgili olarak ileri sürülen farklý görüþleri özetledikten sonra dersime döndüm

ÝNSAN NEDÝR?

Sözlerime,alexis carrel in,insanla ilgili þu tespitiyle baþladým:

“Ýnsan önce kendini tanýmalý ve kendisini bir kitap gibi okumalýdýr. Kendisini okuyamayan insan,kainatýn en ince sýrlarýný bilse de yine de cahil kalýr.”

O esnada bir öðrencim devreye girerek:

“Hocam” dedi. “Ýnsanla ilgili güzel sözler bulmak için Batýya gitmenize gerek yoktur. Bu güzel sözlerin daha özlüsünü ve daha isabetlisini,kendi içimizde doðup büyümüþ olan deðerli alimlerimiz ve bilim adamlarýmýz da söylemiþtir. Mesela; Bediüzzaman Said Nursi nin “Ey kendini insan zanneden insan,kendini oku..” diye baþlayan çok güzel bir sözü vardir. Buna daha baþka ilaveler de yapmak mümkündür.

“Doðru söylüyorsun “ diye tasdik edip sözüme devam ettim.

“Arkadaþlar ,hiç kendinize,ben kimim? Neyim? Nereden geldim? Ne için geldim? Amacim nedir? Nereye gidiyorum? Kime borçluyum? Ne gibi nasil hesap verecegim? Diye soruyormusunuz?

Eger bu ve buna benzer sorular soruyorsaniz,tabii ki cevabini da merak ediyorsunuzdur? Cevabini merak eden olduysa bir araþtirma yapti mi?

Sinifta derin bir sessizlik ve dikkat oluþmuþtu. Bu ortami firsat bilerek,konuþmami sürdürdüm.

“Soruyu biraz daha genelleyip bilimsel bir temelde sürdürelim.

“Baþari için yola çikan ve hayatini baþarilarla doldurmak isteyen insan ,kendisini tanima konusunda ne kadar baþarili olmuþtur?”

“ Çevresinin ve kainatýn en ince ayrýntýlarýyla ilgilenen insan,acaba kendi ayrýntýsý ve sýrlarýyla ne kadar ilgilenmektedir?

“Göklerin keþfi ve denizlerin derinlikleri için ömür harcayan insanoglu ,kendisini keþfetmede, kendisini tanimada ve kendi dünyasinin derinliklerine inmede ne kadar çaba harcamaktadir?

“Bir baþka ifadeyle,önemli iþler baþarmak,büyük hedeflere koþmak,birçok keþif ve sirlara ulaþmak için çirpinan insan ;kendisini ne kadar tanimakta ,taþidigi degerlerin,sirlarin ve emanetin ne kadar farkina varmaktadir?

“Belki günde,dünyanýn ve kainatýn sýrlarýyla ilgili “bunlar nedir? Nasýl oluþmuþtur? Neye yaramaktadýr?yapan kimdir?gibi onlarca kes sorduðu merak dolu sorularý; acaba kaç kez kendisine yöneltip; ben kimim? Nereden geldim? Nereye gidiyorum? Gayem nedir? Beni gönderen kimdir? Diye sormuþtur?

Mehmet söz isteyerek konuþmama müdahale etti:

“Hocam “dedi. “Bu kadar ince fikirli olup,hayatý zehir etmenin anlamý var mý?

Tebessüm ederek devam ettim:

“Ýnsanýn öncelikle kendini tanýmasý,kendini sorgulamasý ve kendisiyle ilgili bilinmezlerin peþinde olmasý kadar doðal bir þey var mý? Bu insan olmanýn ilk þartýdýr.

Konuya dönerek konuþmamý sürdürdüm:

“ Ýnsanýn mahiyeti,sýrlarý vazifesi neci ve kim olduðu þeklindeki sorularý düþünen beyinleri sürekli meþgul etmiþtir. Ancak yalnýzca kendi akýl ölçüleriyle bu sýrlarý ve bilinmezleri çözmek isteyen birçok insan da yanlýþ ve isabetsiz tespitlerde bulunmuþlardýr.

“Bunlardan bazýlarý insaný ekonomik bir varlýk ve madde yýðýnýndan ibaret zannetmiþlerdir. Bazýlarý da insan düþünen bir hayvan demiþlerdir. Bazý bilim adamlarý insaný, tapýlacak ulu varlýk olarak vasýflandýrýrken bazýlarý ise insanýn bit hiç olduðu yorumunu yapmýþlardýr. Bunlar arasýnda insanýn meçhul olduðuna karar verenler de yer almýþtýr.

“Görüldüðü gibi,kaynaðýný yalnýzca þahsi deðerlendirmeden alan yorumlar ve tespitler,insaný gerçek anlamda ortaya koymaktan çok yetersiz kalmýþtýr. Yetersiz kalmalarýnýn en büyük nedeni ise insaný bir veya birkaç boyutla ele almýþ olmalarýdýr. Halbuki insanýn tam anlamý ile ifade edilebilmesi için, maddi ve manevi olarak bütün yönleri ile ele alýnýp ,deðerlendirilmesi lazýmdýr.”

Sýnýfta,tam bir sessizlik oluþmuþtu. Bütün öðrenciler pür dikkat kesilmiþler adeta kýmýldamadan konuyu takip ediyorlardý. Öðrencilerin derse olan ilgilerinden konumun çok önemli bulunduðu anlaþýlýyordu.

Derse devam ettim.

“Deðereli arkadaþlar, acaba fen bilimleri insan için ne diyor? Bu konuyu birlikte ele alýp deðerlendirelim:

“Fen bilimleri açýsýndan insan,canlýlarýn en mükemmelidir. Hayret verici bir düzen uyum ve planlama içindedir.

“Ýnsan bir tek hücreden yaratýlmýþtýr. Zigot denilen gözle görülmeyen ancak yüzlerce defa büyültülerek görülen bu hücre kendinden binlerce ve trilyonlarca büyük bir konuma gelerek hayat için gerekli olan her türlü cihazla donatýlýp dünyaya bir insan olarak gönderilmektedir.

“Ýnsan çok zaman kýymetini takdir edemediði harika bir vücudu,eþsiz bir sanat eserini ve antika bir þahaser taþýmaktadýr. Öyle ki, bir tek hücreyi bile yapmaktan aciz olan insan,akýllarýn hayrette býrakan sayýsýz hücrelerin mükemmel iþbirliði ve uyumu ile hayatýný sürdürmektedir.

“Bu hücrenin ,yani ceninin zamanla insan vücuduna dönüþmesi her hücrenin belirlenen hedefe ulaþmasi ve hiçbir hücrenin görevini aksatmadan yüz binlerce görevi bir anda yapmasi insan aklini tam anlamiyla þaþirtmaktadirlar.

“Ýnsanýn iç ve dýþ organlarý,birbirini koruyan ,kollayan,yardýmcý olan ve harika bir alýþveriþ sistemi üzerine kurulmuþtur. Ýnsan vücuduna baktýðýmýzda hiçbir organýn fazlalýðý görülmediði gibi,eksik bir organa da rastlanmaz. Öyle ki insan ; en seri en çabuk ve en verimli sonuç olacak bir planlamaya göre düzenlenmiþtir.

Dýþarýdan alýnan besinlerin yenilmesi,sindirilmesi emilmesi ve artýklarýn dýþarý atýlmasý harika bir çalýþmayla yürütülür ve sonuçlanýr. Bu konuyu gözleyen bilim adamlarý þaþýrmaktan kendini alamamýþlardýr.

Ýnsan beyninde 10 milyar karar merkezi vardýr. Bu merkezlerin her birinde sayýlarý 2000 e varan sinapslar mevcuttur ve sinapslardan her an yüzlerce olay cereyan eder. Ayrýca her bir sinaps,diðer milyonlarca sinapstan haberdar olarak ve birbirini karþýlýklý kontrol ederek çalýþýr. Ýþte beynimiz,sinirlerimiz böylesine göz kamaþtýrýcý bir harikalar ülkesidir. Gözünüzü nereye çevirseniz Ulu Yaradanýn muhteþem sanatýný görürsünüz.
Gönderen: 28.01.2006 - 00:04
Bu Mesaji Bildir   Gunahkar üyenin diger mesajlarini ara Gunahkar üyenin Profiline bak Gunahkar üyeye özel mesaj gönder Gunahkar üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1213 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
VuSlaT_ZaMbaK (40), HAMAS (41), cilekesh (34), Umuda_Dogru (35), muhammed yakub (53), -selenay- (38), kiciman (53), -Dushi- (37), melike_ (44), 271277sedat (47), katade_58 (42), samimikul (52), sansarselim (39), omerbicak (47), rajaahmet (48), BETÜL SULTAN (44), Toprakkiz (38), perteviyat (54), azra aksu (51), esiir (47), eminem (44), cihann4 (41), merve987 (38), ceylan (43), byberk (39), mehmetaliakti (45), serkanberber20 (50), FTK (38), p.celik (39), keklik (38), nazan (38), GREY (54), ketcapm (39), faruk1987 (37), semanurnl (54)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.69447 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.