0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » HADİS / SÜNNET » Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) Efendimiz

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
tarıkyılmaz72 su an offline tarıkyılmaz72  
Konu icon    Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) Efendimiz
163 Mesaj -
Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) Efendimiz þöyle buyuruyor:
"Yakýnda, kopkoyu karanlýk gece parçalarý gibi fitneler olacaktýr."
Hz. Ali, "Ey Allah'ýn Resûl'ü o fitnelerden kurtuluþ yolu nedir?"
diye sorduðunda;
Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) Efendimiz buyurdular ki:
"Mukaddes ve Yüce olan Allah'ýn Kitab'ýdýr. O'nda, sizden
öncekilerin, sizden sonrakilerin haberi ve kendi aranýzdakinin hükmü
vardýr. O, Allah'ýn kesin sözüdür. Kim ki, kibrinden dolayý o Kitab'ý
terkederse, Allah onun belini kýrar. Kim de hidayeti O'ndan
baþkasýndan ararsa, Allah, o kimseyi dalâlette býrakýr. O, Allah'ýn
sapsaðlam bir ipi, apaçýk bir nuru ve Sýratý Mustakîm'e ulaþtýran
hikmet dolu bir haberidir."

1- YAKINDA, KOPKOYU KARANLIK GECE PARÇALARI GÝBÝ FÝTNELER OLACAKTIR.
Muhterem okuyucular, fitnenin bir mânâsý da imtihandýr. Allahû
Tealâ'nýn insanlarý þerrle imtihan ettiðini, Enbiya Suresinde de
þöyle buyurduðunu görüyoruz:
21/ENBÝYA-35: Kullu nefsin zâikatu mevt(mevtil), ve neblûkum biþ
þerri vel hayri fitneh(fitneten) ve ileynâ turceûn(turceûne). Bütün
nefs(ler) ölümü tadýcýdýr. Sizi, sizi hayýr ve þerrle deneyip imtihan
ederiz ve Bize döndürüleceksiniz.
Bu gelecekteki fitneler, sahâbeden sonra insanlarýn yaþayýþ tarzýyla
ilgili olup, onlarýn baþýna gelecek felâketleri haber veriyor. Yani
yine insanlar geçmiþten ders almayacaklar, hep geçici olarak, çabuk
geçen bu dünya hayatýnýn peþine düþüp kendilerini, bu hayatý elde
etmek üzere satacaklardýr. Ve ne yazýk ki; bu dünyada, huzursuz ve
mutsuz olacaklar, ahirette de cehenneme gideceklerdir. Yani sahâbeden
evvel yaþamýþ olan kavimlerin baþýna gelen felâketler için, Hz.
Muhammed Mustafa (S.A.V) Efendimiz, "Sizden sonra da bu, Kitab'ý
terkedenlerin baþýna gelecektir." buyuruyor.

2- MUKADDES VE YÜCE OLAN ALLAH'IN KÝTABI'DIR. O'NDA SÝZDEN
ÖNCEKÝLERÝN, SÝZDEN SONRAKÝLERÝN HABERÝ VE KENDÝ ARANIZDAKÝNÝN HÜKMÜ
VARDIR.
Kur'ân'ýn muhtevasýna baktýðýmýz zaman Allahû Tealâ'nýn herþeyi
Kur'ân'da açýkladýðýný görüyoruz:
16/NAHL-89: Ve yevme neb'asu fî kulli ummetin þehîden aleyhim min
enfusihim ve ci'nâbike þehîden alâ hâulâaglahâulâi), ve nezzelnâ aleykel
kitâbe tibyânen likulli þey'in ve huden ve rahmeten ve buþrâ lil
muslimîn(muslimîne).
Ve o gün, bütün ümmetlerin içinde, onlarýn üzerine, onlarýn
kendilerinden bir þahit beas ederiz (vazifeli kýlarýz). Ve seni de
onlarýn üzerine þahit olarak getirdik. Ve sana, herþeyi beyan eden
(açýklayan), hidayete erdiren ve rahmet olan Kitab'ý, müslümanlara
(Allah'a teslim olanlara) müjde olarak indirdik.
6/EN'AM-38: Ve mâ min dâbbetin fîl ardý ve lâ tâirin yatîru bi
cenâhayhi illâ umemun emsâlukum, mâ farratnâ fîl kitâbi min þey'in
summe ilâ rabbihim yuhþerûn(yuhþerûne). Ve yeryüzünde yürüyen
hayvanlardan ve iki kanadýyla uçan kuþlardan ne varsa (4 ayaklýgöz kırpma
hiçbir hayvan ve iki kanadýyla uçan hiçbir kuþ yoktur ki; sizin gibi
ümmet olmasýnlar. Biz kitapta hiçbir þeyi eksik býrakmadýk. Sonra
Rab'lerine haþrolunacaklar (olunurlar).
Geçmiþ, gelecek ve ânýn bütününü Allah, Kur'ân'ýn muhtevasýna
yerleþtirmiþtir.
Muhterem okuyucular, Allah, Yaratan'dýr. O Yüce Yaratýcý, hanif
fýtratýyla yarattýðý insan için de hanif dînini seçmiþtir. Bu dünya
hayatýyla, hayata baþlayan insanlardan Allah'ýn dileði, hanif dînini
yaþamalarýdýr. Kiþi ancak serbest iradesiyle istediði taktirde bunu
yaþayabilir. Ýstemeyen yaþamaz.
Dînin muhatabý olan insaný Allahû Tealâ, üç vücutla yaratmýþtýr.
15/HÝCR-26: Ve le kad halaknel insâne min salsâlin min hamein mesnûn
(mesnûnin). Andolsun ki; Biz insaný, "hamein mesnûn olan salsalinden"
(standart insan þekli verilmiþ ve organik dönüþüme uðramýþ
salsalinden) yarattýk
91/ÞEMS-7: Ve nefsin ve mâ sevvâhâ. Yemin ederim ki; o nefs, sevva
edildi (7 kademede).
32/SECDE-9: Summe sevvâhu ve nefeha fîhi min rûhihî ve ceale lekumus
sem'a vel ebsâre vel ef'ideh(ef'idete), kalîlen mâ teþkurûn
(teþkurûne). Sonra (Allah), onu dizayn etti ve onun içine (vechin,
fizik vücudun içine) ruhundan üfürdü ve onu (onun ruhunun kalbine)
sem'î (kalbin iþitme hassasýgöz kırpma, basar (kalbin görme hassasýgöz kırpma ve fuad
(kalbin idrak etme hassasýgöz kırpma hassalarýna (sahip) kýldý. Ne kadar az
þükrediyorsunuz.
Muhterem okuyucular, Allah'tan bize üfürülen bir ruh, berzah âlemine
ait olarak dizayn edilen bir nefs ve halâka fiiliyle yaratýlan bir
fizik vücudun, üçlünün sahibiyiz. Buna Allah'ýn bize vermiþ olduðu
cüz'i iradeyi (serbest irade) ve aklý da eklememiz söz konusudur.
Allahû Tealâ, bu yapýyla dünya hayatýna getirdiði insanlara, mutlaka
yaþadýklarý dönemlerde o kavimlerin resûlleri vasýtasýyla seçtiði
hanif dîninin standartlarýný bildirtiyor.
Bütün resûllerin görevi:
Yetlû aleyhim âyâtihî Onlara Allah'ýn âyetleri tilâvet eder. Ve
yuzekkîhim Onlarý tezkiye eder. Ve yuallimuhumul kitâbe
Ve onlara kitap, Vel hikmeh(hikmete)
Ve hikmeti öðretir.

Bu kadar kýsa ve öz bir yapýyý Allah, müteaddit defalar, yaþayan
insanlara, resûllerin lisanýyla bildirmesine karþýlýk, insanlar hep
nefslerinin heva ve hevesine uymuþlardýr.
Baþlangýç noktasý itibariyle ruh, nurdan müteþekkil, 19 tane hasletle
mücehhez; Allah'ýn indindendir. Nefs, ruhun tam zýddý yapýda, tamamen
karanlýklardan müteþekkil, 19 tane afetle dolu, þeytanýn insandaki
temsilcisi ve melceidir. Fizik beden ise Allah'ýn temsilcisi ruh ile
þeytanýn temsilcisi nefsin, mekânýdýr.
Muhterem okuyucular, Allahû Tealâ hanif dîniyle, nefsimizi de ruhun
halleriyle hallendirmemizi yani tezkiye ve tasfiye edilmesini,
deðiþmesini istiyor. Onun için, Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V), bir
hadîs-i þerifinde þöyle buyuruyor: "Allah, þüphesiz ki bu dîni,
nefsinizi ihlâsa ulaþtýrmanýz için var etti."
Nefsin ihlâsa ulaþmasý, Allah'ýn âyetlerle vazettiði 28 basamaklýk
bir dizayn içerisinde gerçekleþir.
Ne yazýk ki Allah'ýn, nefsin Allah'a teslimi olmasý muradýna
karþýlýk, her dönemde insanlarýn %90'ý, býrakýn nefslerini Allah'a
teslim etmek, aslýnda nefsanî olarak Allah'a karþý azgýnlýða
düþmüþlerdir. Nefslerinin heva ve hevesine uyarak, negatif
istikamette þeytanla beraber bir hayatý seçmiþlerdir. Böyle olunca,
dünya hayatýnda azap, huzursuzluk, mutsuzluk, ahiret hayatýnda da
cehennem, kaçýnýlmaz bir son olarak bu insanlarý beklemektedir.
Muhterem okuyucular, Allahû Tealâ geçmiþin haberlerini, geçmiþteki
insanlarýn baþlarýna gelenlerden ders alalým ve onlarýn yaptýðý
yanlýþlýklarý biz yapmayalým, Allah'ýn doðrularýyla hemhâl olalým, bu
dünyada huzur ve mutluluðu yaþayalým, ahirette de cennete gidelim
diye bize açýklýyor.
sahâbeNÝN ÝSLÂM'IN SAFHALARINI YAÞAMASI.
Kur'ân-ý Kerim, Nebîler Sultaný Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V)
Efendimiz'e indirildi. Yüce Rabbimiz, Babamýz Ýbrâhîm'in hanif dînini
muhtevasýna alan Kur'ân'la, dîni, Peygamber Efendimiz (S.A.V)'e
açýklýyor. Kur'ân'daki Ýslâm 7 safhadan oluþur:
1. Allah'a ulaþmayý dileme
2. Allah'ýn tayin ettiði mürþide tâbî olma
3. Ruhun Allah'a teslimi
4. Fizik bedenin Allah'a teslimi
5. Nefsin Allah'a teslimi
6. Ýrþada ulaþma
7. Ýradenin Allah'a teslimi
Ýþte Kur'ân'da haklarýnda Allah'ýn hükmü bulunan sahâbe dediðimiz
insanlar, Ýslâm'ýn bu 7 safhasýný da yaþayanlardýr.
Gerçekten öyle mi, beraberce Kur'ân-ý Kerim'e bakalým:
Sahâbenin hepsi Allah'ýn Zat'ýna ulaþmayý dilemiþlerdir:
13/RAD-21: Vellezîne yasýlûne mâ emerallâhu bihî en yûsale ve
yahþevne rabbehum ve yehâfûne sûel hisâb (hisâbi). Ve onlar, Allah'ýn
(ölümden evvel), Allah'a ulaþtýrýlmasýný emrettiði þeyi (ruhlarýnýgöz kırpma,
O'na (Allah'a) ulaþtýrýrlar. Ve Rab'lerine karþý huþû duyarlar ve
kötü hesaptan (cehenneme girmekten) korkarlar.
13/RAD-22: Vellezîne saberûbtigâe vechi rabbihim ve ekâmûs salâte ve
enfekû mimmâ rezaknâhum sirren ve alâniyeten ve yedreûne bil
hasenetis seyyiete ulâike lehum ukbed dâr(dâri).
Onlar, sabýrla Rab'lerinin vechini (Zat'ýný, Zat'a ulaþmayý, Allah'ýn
Zat'ýný görmeyi) isteyenler ve namazý ikame edenler, onlarý
rýzýklandýrdýðýmýz þeylerden gizli ve açýkça infâk edenler. Ve
seyyiati, hasenat ile (iyilikle) savan kimselerdir. Ýþte onlar için,
bu dünyanýn (güzel bir) akýbeti (sonucu) vardýr.

Ýslâm'ýn ikinci safhasýyla, sahâbe arasýndaki iliþki A'raf Suresinde
ifade edilmiþtir:
7/A'RAF-157: Ellezîne yettebiûner resûlen nebiyyel ummiyyellezî
yecidûnehu mektûben indehum fît tevrâti vel incîli ye'muruhum bil
ma'rûfi ve yenhâhum anil munkeri ve yuhýllu lehumut tayyibâti ve
yuharrimu aleyhimul habâise ve yedau anhum ýsrahum vel aglâlelletî
kânet aleyhim, fellezîne âmenû bihî ve azzerûhu ve nasarûhu vettebeûn
nûrellezî unzile meahu ulâike humul muflihûn(muflihûne). Onlar ki,
yanlarýndaki Tevrat'ta ve Ýncil'de yazýlý bulduklarý ümmî nebî resûle
tâbî olurlar. Onlara ma'ruf ile (irfanla) emreder, onlarý münkerden
nehyeder ve onlara tayyib olanlarý (temiz ve güzel olan þeyleri)
helâl kýlar. Habis olanlarý (kötü ve pis þeyleri) onlara haram kýlar.
Ve onlarýn aðýrlýklarýný (günahlarýný sevaba çevirip, günahlarýnýn
aðýrlýðýnýgöz kırpma kaldýrýr. Ve üzerlerindeki zincirleri (ruhu vücuda
baðlayan bað ve fetih kapýsýnýn üzerindeki 7 baklalý altýn zincir)
kaldýrýr.. Artýk onlar, ona îmân ettiler ve ona saygý gösterdiler ve
ona yardým ettiler, ve onunla beraber indirilen nura (Kur'ân-ý
Kerim'e) tâbî oldular. Ýþte onlar, onlar felâha (kurtuluþa, cennet
mutluluðuna ve dünya mutluluðuna) erenlerdir.

Sahâbenin Ýslâm'ýn 3. safhasýyla alâkalý deliline Zumer Suresi ýþýk
tutuyor:
39/ZUMER-18: Ellezîne yestemiûnel kavle fe yettebiûne ahseneh
(ahsenehu), ulâikellezîne hedâhumullâhu ve ulâike hum ulûl elbâb
(elbâbi). Onlar (sahâbe), sözleri iþitirler ve onlarýn (sözlerin)
ahsen olanýna (Peygamber Efendimiz (S.A.V) tarafýndan söylenilenine)
tâbî olurlar. Ýþte onlar, hidayete erenlerdir (ruhlarýný ölmeden
evvel Allah'a ulaþtýranlardýr). Ve onlar, ulûl'elbabtýr (daimî zikrin
sahipleridir).

Sahâbenin hepsi, Resûlullah'a tâbî olduktan sonra 7 kademede nefs
tezkiyesini gerçekleþtirerek, ruhlarýný Allah'a teslim etmiþler ve
hidayete ermiþlerdir.
Sahâbenin, Ýslâm'ýn 4. safhasýyla alâkalý baðlýlýðý ise Zumer
Suresinin 17. âyet-i kerimesinde veriliyor:
39/ZUMER-17: Vellezînectenebût tâgûte en ya'budûhâ ve enâbû ilâllâhi
lehumul buþrâ, fe beþþir ibâd(ibâdi).
Onlar ki; þeytana kul olmaktan içtinab ederler (kaçýnýrlar) ve
Allah'a yönelirler. Onlara müjdeler vardýr. Kullarýmý müjdele.

Öte yandan Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) Efendimiz'e Allahû Tealâ, Al-
i Ýmran Suresinin 20. âyet-i kerimesinde buyuruyor ki:
3/AL-Ý ÝMRAN-20: Fe in hâccûke fe kul eslemtu vechiye lillâhi ve
menittebean(menittebeani), ve kul lillezîne ûtûl kitâbe vel ummiyyîne
e eslemtum, fe in eslemû fe kadihtedev, ve in tevellev fe innemâ
aleykel belag(belagu), vallâhu basîrun bil ýbâd(ýbâdi). Eðer seninle
tartýþmaya kalkarlarsa, o zaman de ki: "Ben ve bana tâbî olanlar
vechimizi (fizik vücudumuzu) Allah'a teslim ettik." O kitap
verilenlere ve ümmîlere de ki: "Siz de (fizik vücudunuzu Allah'a)
teslim ettiniz mi?" Eðer teslim ettilerse; o zaman (onlar), andolsun
ki; hidayete ermiþlerdir. Eðer yüz çevirirlerse; o zaman sana düþen
(görev), ancak tebliðdir. Allah kullarýný Basîr'dir (görendir).

Sahâbenin hepsi, bu âyet-i kerimenin muhtevasý içerisinde fizik
bedenlerini (vechlerini) Allah'a teslim etmiþlerdir.
Acaba sahâbe nefs teslimini de gerçekleþtirdiler mi? Bu sualin de
cevabý Yusuf Suresinde kesindir:
12/YUSUF-108: Kul hâzihî sebîlî ed'û ilallâhi alâ basîretin ene ve
menittebeanî, ve subhânallâhi ve mâ ene minel muþrikîn(muþrikîne). De
ki: "Benim ve bana tâbî olanlarýn, basiret üzere (kalp gözüyle basar
ederek, Allah'ý görerek) Allah'a davet ettiðimiz yol, iþte bu yoldur.
Allah'ý tenzih ederim. Ve ben, müþriklerden deðilim." 49/HUCURAT-7:
Va'lemû enne fîkum resûlallâh(resûlallâhi), lev yutîukum fî kesîrin
minel emri leanittum, ve lâkinnallâhe habbebe ileykumul îmâne ve
zeyyenehu fî kulûbikum, ve kerrehe ileykumul kufre vel fusûka vel
ýsyân(ýsyâne), ulâike humur râþidûn(râþidûne). Bilin ki, içinizde
Allah'ýn resûlü var. Þâyet emirlerin çoðunda size uysaydý
lânetlenirdiniz. Fakat Allah, size îmâný sevdirdi, kalplerinizde onu
(îmânýgöz kırpma müzeyyen kýldý (fazýllarý îmân kelimesinin etrafýnda
toplayarak kalbinizi tamamen nurla doldurdu). Size; küfrü, fýský ve
isyaný kerih gösterdi. Ýþte onlar, irþada ulaþanlardýr.

Sahâbenin hepsinin irþada ulaþýp, Ýslâm'ýn 6. safhasýný da
yaþadýklarýný bu âyet-i kerime bize kesin olarak ifade etmektedir.
Sahâbe, Ýslâm'ýn 7. safhasý olan irade teslimini de
gerçekleþtirmiþtir.
9/TEVBE-100: Ves sâbikûnel evvelûne minel muhâcirîne vel ensâri
vellezînettebeûhum bi ýhsânin radýyallâhu anhum ve radû anhu ve eadde
lehum cennâtin tecrî tahtehel enhâru hâlidîne fîhâ ebedâaglaebeden),
zâlikel fevzul azîm(azîmu). O sabikûn-el evvelîn (evvelki hayýrlarda
yarýþanlardan ulûl'elbab, ihlâs ve salâh makamlarýný, en üst üç
makamý iþgal edenler), onlarýn bir kýsmý muhacirînden (Mekke'den
Medine'ye göç edenlerden), bir kýsmý ensardan (Medine'deki
yardýmcýlardan) ve bir kýsmý da onlara (ensar ve muhacirîne) ihsanla
tâbî olanlardandý. (Sahâbe, irþad makamýna sahip olduklarý için
onlara tâbî olundu.) Allah, onlardan razý ve onlar da O'ndan
(Allah'tan) razýdýr. Onlara Allah, altlarýndan ýrmaklar akan
cennetler hazýrladý ve orada ebediyyen kalacaklardýr. Ýþte bu, en
büyük (azîm) mükâfattýr.

Muhterem okuyucular, o halde Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V)
Efendimiz, "Kur'ân'da, kendi aranýzdakinin hükmü var." derken,
sizlere açýkladýðým bu âyetlerin hepsi de, O'na tâbî olan sahâbe
hakkýndaki Allah'ýn hükmüdür.

3- VE HZ. MUHAMMED MUSTAFA (S.A.V) EFENDÝMÝZ, HADÎS-Ý ÞERÝFÝN
DEVAMINDA, "KÝM KÝBRÝNDEN DOLAYI KUR'ÂN'I TERKEDERSE, ALLAH ONUN
BELÝNÝ KIRAR." buyuruyor.
Gerçekten Kur'ân-ý terkedenler var mý? Çaðýmýz hidayet çaðýdýr.
Hidayet çaðýnýn önderi, Huzur Namazý'nýn Ýmamý Mehdi
Aleyhisselâm'dýr. Ve Mehdi Aleyhisselâm, kavminin Kur'ân-ý Kerim'i
unuttuðunu, terkettiðini söylüyor.
Ýþte Furkan Suresinin 27,28,29,30. âyet-i kerimeleri:
25/FURKAN-27: Ve yevme yeadduz zâlimu alâ yedeyhi yekûlu yâ leytenît
tehaztu mear resûli sebîlâaglasebîlen). Zalimlerin herbiri iki elini
ýsýrdýðý o günde þöyle diyecekler: "Ne olurdu, O resûl ile beraber,
sebîli (Allah'a ulaþtýran yolu) tutsaydým." 25/FURKAN-28: Yâ veyletâ
leytenî lem ettehýz fulânen halîlâaglahalîlen). Yazýklar olsun bana, ne
olurdu filâný dost edinmeseydim. 25/FURKAN-29: Lekad edallenî aniz
zikri ba'de iz câenî, ve kâneþ þeytânu lil insâni hazûlâaglahazûlen).
Andolsun ki; bana Kur'ân gelmiþken o, beni zikirden saptýrdý. Þeytan,
insaný yalnýz býrakýr. 25/FURKAN-30: Ve kâler resûlu yâ rabbi inne
kavmît tehazû hâzel kur'âne mehcûrâaglamehcûren). Resûl dedi ki: "Yarab,
kavmim Kur'ân'ý terkettiler."
Kur'ân-ý Kerim'i terkedenler kibirlilerdir. Allahû Tealâ buyuruyor:
7/A'RAF-146: Seasrifu an âyâtiyellezîne yetekebberûne fîl ardý bi
gayril hak(hakkýgöz kırpma, ve in yerev kulle âyetin lâ yu'minu bihâ, ve in
yerev sebîler ruþdi lâ yettehýzûhu sebîlen ve in yerev sebilel gayyi
yettehýzûhu sebîl(sebîlen), zâlike bi ennehum kezzebû bi âyâtinâ ve
kânû anhâ gâfilîn(gâfilîne). Yeryüzünde haksýz yere kibirlenen
kimseleri, âyetlerimizden çevireceðim. Bütün âyetleri görseler, ona
inanmazlar. Eðer rüþd yolunu görseler, onu yol edinmezler. Ve gayy
yolunu görseler, onu yol edinirler. Bu, onlarýn âyetlerimizi
yalanlamalarý ve ondan gâfil olmalarý sebebiyledir.

Kibirliler, Allah'ýn âyetlerinden gâfil olanlardýr, Allah'a ulaþmayý
dilemeyenlerdir, Allah'ýn âyetlerini tekzip edenlerdir, dünya
hayatýný isteyenlerdir:
10/YUNUS-8: Ulâike me'vâhumun nâru bimâ kânû yeksibûn(yeksibûne).
Ýþte onlarýn kazandýklarý (dereceler) gereðince varacaklarý yer
ateþtir (cehennemdir).

Yaratýlýþtan bütün insanlarýn baþ gözleri üzerinde hicab-ý mesture,
kulaklarýnda vakra, kalplerinde ekinnet vardýr. Bu engellerle dünya
hayatýna gelen insanlar, Allah'ýn bütün âyetlerini görseler, ona îmân
etmezler. O zaman Allah'ýn, âyetleri gönderdiði halde, insanlarý
Allah'ýn âyetlerine îmân etmeyecek tarzda yaratmasýndaki hikmet,
insandaki serbest iradeye verdiði deðerdir.
Allahû Tealâ, bu engellerle insanlarý dünya hayatýna gönderiyor. Ama
peþinden mutlaka resûllerini ve o resûllerin lisanýyla âyetlerini
açýklýyor.
Allah'ýn âyetlerinin muhtevasý, Allah Zat'ýna davettir. Allahû Tealâ,
davete icabet etmeyenlerin, Allah'ýn âyetlerini anlayacak tarzda, baþ
gözlerindeki hicab-ý mestureyi kaldýrmaz. Onlar, irþad kademesini
görmezler, kördürler. Kulaklarýndaki vakrayý kaldýrmaz, irþad
makamýnýn sözlerini iþitmezler. Kalpteki ekinneti kaldýrmaz, onlar
Allah'ýn âyetlerini fýkýh etmezler.
Engellerle mücehhez olan bu insanlar, mürþide asla ulaþamazlar. Ýþte
Allahû Tealâ buyuruyor:
18/KEHF-17: Ve tereþ þemse izâ talaat tezâveru an kehfihim zâtel
yemîni ve izâ garabet takriduhum zâteþ þimâli ve hum fî fecvetin minh
(minhu), zâlike min âyâtillâh(âyâtillâhi), men yehdillâhu fe huvel
muhted(muhtedi), ve men yudlil fe len tecide lehu veliyyen murþidâ
(murþiden). (Ey Resûl'üm! Orada olsaydýn) görürdün ki; güneþ doðduðu
zaman maðaranýn sað tarafýna ulaþýr. Battýðý zaman ise onlarý sol
taraftan terkederdi. Onlar maðaranýn geniþ bir yerindeydiler. Bu,
Allah'ýn âyetlerindendir. Allah kimi Kendine ulaþtýrýrsa o hidayete
erer. Ve kim dalâlette ise onun için velî mürþid bulunmaz.
Bu insanlarýn kalpleri de kasitun olmuþtur. Ve bunlar, þeytanýn gayy
yolu üzerinde bulunanlardýr. Bu yüzden insanlarý Allah'ýn yolundan
men ederler ve yeryüzünde kibirlilik taslayarak hayatlarýný devam
ettirirler.
Dünya hayatýndaki Allah'ýn azabý, bu gayy yolunun müntesiplerinedir.
Er-geç mutlaka Allah'ýn azabýna düçar olacaklardýr.
Gönderen: 13.12.2005 - 17:41
Bu Mesaji Bildir   tarıkyılmaz72 üyenin diger mesajlarini ara tarıkyılmaz72 üyenin Profiline bak tarıkyılmaz72 üyeye özel mesaj gönder tarıkyılmaz72 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1518 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
neco64 (56), hilas (49), nkayan (60), elifgirl (43), esenceliömer (46), o.z.k.a.n (47), TILSIMLI52 (47), türkoðlutü.. (61), allim (52), WebmasteR (43), gültekingumus (54), Nevnihal_17 (36), niyaziterzio&et.. (56), nurse_61 (39), yilmaz.s (54), bahadirb (35), hacisa (61), oguzhan01 (44), tarik tufan (40), hatiice (40), veli1975 (49), alpaslan (59), emre2500 (52), turquaz (38), neseliukala (52), yildirimlar (47), catlaak (50), islamgulu (38), belinay (47), delikarabekir (41), raydin (59), dünya (47), hasimbilgic (56), TalhaahmeT (51), tubis (38), cananuluocak (38), tufan_07 (39), huzur_u mah&tho.. (46), Ekrem (46), dilyar56 (52), habibe1994 (54), sevdim_gerisi_y.. (38), sadece_sen (37)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.99634 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.