0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » BİLGİSAYAR / İNTERNET » WEBSİTELERİ & TANITIM » İslam ve Batı'da Kadın

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
mirkelam su an offline mirkelam  
İslam ve Batı'da Kadın
37 Mesaj -
Ýnsanlýk tarihi zalimlerin sayýsýz zulümleri ile doludur. Kimi mazlumlar tarihin çeþitli zamanlarýnda zulme tahammül zilletini çiðneyerek ilahi çaðrýya “lebbeyk” deyip zalimlere karþý ayaklanmýþ ve bu uðurda nice zorluk ve sýkýntýlara katlanmýþ, hatta canlarýný bile bu uðurda feda etmekten kaçýnmamýþlardýr.

Ýnsanlýðýn yarýsýný oluþturan kadýnlar, bu zulümden paylarýný almakla kalmamýþ hatta daha çok zulümlere uðramýþlardýr. Evrensel cahiliye hep kadýn unsurunun olumsuz ya da erkeðe göre zayýf noktalarýný ön plana çýkartmýþ, insan olmasý itibariyle erkekle paylaþtýðý ortak noktalardan sürekli kaçýnmýþtýr. Bundan dolayýdýr ki kadýnlar evrensel cahiliyyenin kendilerine yüklemek istediði onur kýrýcý tüm vasýflandýrmalara karþý hem mücadele etmiþ, ayný zamanda “erkeðin eþi” olduðundan onun çektiði tüm sýkýntýlara ortak olmuþ, onun yokluðunda aile çekirdeðinin bütün yükünü tek baþýna omuzlamak zorunda kalmýþlardýr. Ýster baba evindeki kýz, iste eþ konumunda, ister erkek kardeþin bacýsý konumunda olsun erkeðe oranla layýk olduðu konumda bulunamamýþ, zayýf, hor, kimi zaman uðursuz, acýnacak bir yaratýk þeklinde telakki edilmekten kurtulamamýþtýr.

Evrensel istikbarýn uzantýsý olan çaðdaþ (!) Avrupa medeniyetinde kadýn gözyaþlarýyla ve türlü acýlarla aðýr bedellerin ardýndan özgürlüðüne (!) ve kiþisel haklarýna kavuþtu (!) Erkeklerle eþit olduðunun bilincine vardý. Devlet dairelerinde, ticarethanelerde, fabrikalarda ve sosyal hayatýn tüm sahalarýnda erkeðin yanýnda yer almaya baþladý. Oysa kadýn aldatýldýðýnýn ve bu alanda büyük bir zarara uðratýldýðýnýn farkýnda deðildi. Eðer kazanýmlarýný ve kaybettiði deðerleri, mantýðýnýn hakka dayalý ve adil ölçülerine vuracak olursa hiç kuþkusuz hüsrana uðradýðýný, mahvedildiðini anlayacaktýr.

Materyalist medeniyetin sözde özgürlük davetçileri, kadýný kandýrýp onu baþtan çýkardýlar. Kadýnýn bilinçsizliðini ve basiretsizliðini iðrenç yöntemlerle istismar ettiler. Onu erkekle kavgalý hale getirdiler. Kadýn, erkeðe komplolar kurmakla uðraþýr hale getirildi. Erkeklerle ayný iþi yaptýðý halde daha az ücret ödendi.

Sanayinin ve teknolojinin geliþmesiyle insanlarýn temel ihtiyaçlarýnda olan artýþ, daha fazla mal üretimini ve üretilen mallarýn pazarlanmasý sorununu gündeme getirdi. Üretilen bu mallarýn pazarlanmasý ve bin bir hile ile tüketiciye kabullendirilmesi, insanlarýn iradesiz bir tüketici unsuruna çevrilmesi için; duygularýn, düþüncelerin, zevklerin, þehvetlerin, sanatýn, basýn yayýn araçlarýnýn tam kapasite ile hizmet altýna alýnmasý bir kez daha kapitalizmin kadýn vücudundan yararlanmasýný beraberinde getirdi. Fakat bu kez erkeðin bir ortaðý, bayaðý bir iþçi olarak üretimde kadýnýn beden gücünden deðil de onun güzellik ve cazibesinden, bütün haysiyeti ve þerefini yitirerek ortaya koyduðu cinselliðinden yararlanýlarak. Daha fazla kâr için kadýnýn cinselliði alabildiðince istismar edildi. Çünkü kadýn çekiciydi, müþteriyi cezp edici bir özelliði vardý.

Memleketin medenileþme ve kalkýnmasýný, kadýnlarýn sokaklarda çýplaklaþmasýnda gören taðuti yönetimler de bu sömürü metodunun yaygýnlaþmasýnda ellerinden geleni yaptýlar. Gazete ve televizyonlarda kadýn, konumu itibariyle “cazibesine dayanýlamayan, yürekler yakan, alýmlý güzel” olarak tarif edilip baþtan çýkarýcýlýðý ile iftihar edilen örnek kadýn olarak sunuldu.

Bu taðuti güçlerin mantýðýnda hür ve dini kayýtlardan soyutlanmýþ kadýn modern kadýndý, ve sosyal rolü de erkeðin baþtan çýkarabilmekten ibaretti. Dün esir pazarlarýnda satýlan kadýnýn yerini bugün onu aratmayan ve geliþmiþ sistemlerle genelleþtiren kadýn tüccarlarýnýn sermayeleri almýþtýr artýk. Kadýnýn vücudu gazete ve dergilerin traj artýrma silahý, üreticilerin reklam unsuru, patronlarýn müþteri avýnda ortaya attýklarý yem, düþünmesi istenmeyen insanlar için de uyuþturucu olarak kullanýlacaktý.

Böylece insanlar düþünmeyecek, sorgulanmayacak ve bu sömürü saltanatý devam edecekti. Bunun açýk örneðini batý dünyasý ve sizde bazý islami ülkelerde müþahede etmekteyiz. Bütün bunlardan gaye kadýný gerçek benliðinden, insanlýðýndan uzaklaþtýran cinselliðinde sanayi ve teknolojinin hizmetine sunulmasý büyük sermaye sahiplerinin taðutlarýn hayvani duygularýný tatmin edinmesiydi. Kadýnýn özgürlüðü hep bahane olarak kalakaldý.

Kendilerini onurlu bir yaþama adamýþ, insani deðer ve þereflerini koruyarak , kendilerini örten kadýnlar bu taðuti güçler tarafýndan “gerici”, ”yobaz”, “geri kalmýþ” gibi isimlerle nitelendirilip çirkin, deðersiz gösterildi. Bir kadýn tepeden týrnaðý batýlý bir görünümdeyse deðerli bir konuma girivermekte, ilerici, modern diye isimlendirilmektedir. Ýlericilik veya gericiliðin ölçüsü batýlýlaþma olarak gösterilmektedir. Kadýnýn elbisesi þöyle olacak, ayakkabýsý þöyle olacak veya kullandýðý her þey yurt dýþýndan gelmiþ olacaktý. Yalnýz kadýnlar deðil erkeler de “tüketici bir varlýk, konumuna getirdiler. Niçin? Batýyý taklit edip sadece onlarýn mallarýný tüketmemiz için.

Ýster erkek, ister kadýn olsun halkýn deðer ölçüsünün giyim, kumaþ tarzýna dönüþtüðünü görüyoruz. Ýnsanlar giyim tarzý, elbisenin dikiþi, makyaj ve süslenmeleriyle deðer kazanýyor. Kim daha iyi giyinmiþse, kim daha þýk geziyorsa halkýn nazarýnda o daha deðerli ve daha bir baþkaydý. Avrupa sitili makyaj yapan ve giyim kuþamýný oradan aldýðý ilhamla belirleyen bir kadýn diðer kadýnlarýn nazarýnda daha deðerli ve prestijli sayýlýyordu. Deðerler hep maddi idi, maddi þeylerle ölçülmeliydi. Kadýnlara modern ve ileri kadýn gibi cafcaflý isimler ve aldatýcý görünümler altýnda ne zulümler ve hýyanetler iþlenecekti.

Mukaddes Ýslam dini bundan 1400 yýl önce kýz çocuklarýnýn utanç vesilesi sayýldýðý ve diri diri topraða gömüldüðü bir zamanda kadýnýn elinden tutmuþ ve ona layýk olduðu konuma getirmiþtir. Ýslam erkeðe olduðu gibi kadýna da hayatýn bütün sahnelerinde katýlým ve müdahale hakký vermiþtir. Ýnsan haklarý açýsýndan kadýn ile erkek arasýnda herhangi bir fark görmemiþtir. Ýslam hiçbir zaman kadýnlarýn hürriyetine karþý çýkmamýþ, kadýnýn bir eþya ve meta olarak algýlamasýna karþý çýkmýþ, kadýnýn kendisinden çalýnan onur ve iffetini ona yeniden iade etmiþtir.

Ne yazýk ki zaman geçtikçe Ýslam’ýn dar görüþ sahiplerince yanlýþ yorumlanmasý, cahillik, bilinçsizlik, ehil olmayan yöntemler, Ýslam’ýn hýzla yayýlmasýyla Ýslam’a sokulmaya çalýþan bid’ atler ve dinde var olmayan çeþitli sýnýr ve kuralarýn kadýnlara zorla daðýtýlmasý, çoðu dindar geçinen çevrelerde kadýnýn yeniden hor, aþaðýlýk, eli hamurlu ve eve hapsolunmasý gereken bir varlýk konumuna getirdi. Bu durum ülkemizi sömürmek ve çýkarlar saðlamak ve bu çýkarlar doðrultusunda toplumun yapýsýna, siyasi ve kültürel açýdan sýzmanýn yollarýný arayan Emperyalizm ve yerli iþ birlikçilerinin iþine gelmiþ; kadýnýn bu konumunu bahane edinerek “eþitlik”, “özgürlük” slogonlarýnýn çekici cazibesinin ardýna gizlenip çýplaklýk ve sorumsuzluk kültürünü yaymaya ve insanlarýmýzýn zihinlerini zehirlemeye vesile teþkil etmiþtir.

Emperyalizmin yerli iþbirlikçileri bu konuda ellerinden gelen yardýmý esirgememiþ bu vesile ile aile yuvalarýnýn temellerini dinamitleyip toplumu manevi çöküntüye sürüklemiþlerdir. Hatta bu yerli diktatörler kadýnlarýn hicab ve tesettürlerine müdahele edecek kadar ileri gitmiþ, zora ve þiddete baþvurmaktan çekinmemiþlerdir. Kadýnlarýn “kadýn özgürlüðü” ve “sanat etkinliði” kýlýflarý altýnda metaya dönüþtürmek, böylece gerçek kimilðinden soyutlayarak batýnýn maddeci felsefesinin mezbahasýnda kurban etmek istemektedirler.

Bu ahlaksýz zihniyet kadýný mahvetmekle kalmadý, ihanetler neticesinde çok geçmeden Ýslam ülkelerin þehirleri gazinolar ve gece kulüpleriyle doldu. Caddeler, sokaklar, parklar, eðlence ve spor merkezleri, sahiller ve benzeri alanlar sömürü düzerlerinin alçakça planýnýn tezahür merkezlerine dönüþerek iffetsizlik, ahlaksýzlýk ve fesat yuvalarý haline geldi. Genç nesil bu merkezlerde uyuþturularak zihinler dumura uðratýldý. Emperyalistlerin planlarýndan biri de gençleri fuhuþ merkezlerine çekmekti ki bunda da baþarýlý oldular. Toplumun faal etkenleri olan gençlerimizi koflaþtýrarak onlarýn beyinlerini düþünme ve tefekkür gücünden soyutladýlar ki böylece insanlarýmýzý hiçbir þey umursamaz kayýtsýzlar sürüsüne çevirsinler.

Kadýnlarý iþ hayatýna çekmek istiyorlardý. Kadýnýn çalýþmasý, bir mesleðe sahip olmasýnýn elbette ki hiçbir sakýncasý yoktur. Ama onlarýn istediði gibi deðil tabi. Onlarýn maksadý kadýnýn da bir meslek sahibi olmasýný saðlamak deðildi. Maksatlarý kadýný da týpký erkek gibi insani konumdan düþürmekti. Kadýn ve erkek kesiminin tabii bir seyir içinde geliþmesini engellemekti. Çocuklarýmýzýn doðru bir þekilde yetiþmesini önlemekti. Bu nedenledir ki annelik mesleðini bizim gözümüzden düþürdüler. Bu mesleði annelerinden almak istiyorlardý. Annelerin vereceði o asil hizmeti yani gelecekti memleketin kaderini eline alacak olan çocuklarýn eðitilmesi hizmetini önlemek istediler. Çocuklarýn annelerinin ellerinde takva ile yetiþmesini, Ýslami terbiye ile büyümesini, milli edeple eðitilmesini istemediler; aksi takdirde daha sonra gittikleri ilkokullarla liselerde onlarý asimile etmek için planlanmýþ propaganda taktiklerini bu özel amaçla okullara yerleþtirilmiþ öðretmenler ve misyonerlerin çalýþmalarýnýn netice vermemesinden ve onlarý emperyalizmin hedefleri yönüne doðru deðiþtirememekten korktular, bu nedenle kadýnlarý sahip olduklarý bu asil ve büyük konumdan dýþlamayý ve ham hayallerince kadýnlarý özgürleþtirmeyi (!) planladýlar.

“Kadýn ne diye çocuk bakýmýyla uðraþsýn ki?” þeklinde propaganda da yaptýlar, anneleri çocuklarýndan ayýrmak istiyorlardý, çünkü ! Çocuklarý götürüp bakým yuvalarýna vermek istiyorlardý. Böylece anneler de onlarýn istediði bazý þeyleri yapacaktý. Bakým yuvalarýnda büyüyen bir çocuk anne kucaðýnda yetiþen bir çocuk deðildir artýk. Ukte ve kompleksleri olacaktýr. Çocuk bakým yurtlarýnda tanýmadýðý insanlarýn ellerinde büyüyüp annesinden uzak ve anne sevgisinden mahrum düþen bir çocuk kompleksli olmaktadýr. Toplumda baþ gösteren bu bozulmalarýn çoðu bu kompleksli çocuklardan, kompleksli insanlardan kaynaklanacaktýr.

Ýslam’da kadýn da bir insan olarak toplumun yapýsýnda erkekle birlikte faaliyet gösterebilir, çalýþabilir ama bir eþya ve meta olarak deðil (!) Ne onun hakký vardýr kendisini böyle bir konuma düþürmeye ve ne de erkeklerin onun hakkýnda böyle düþünmeye. Ýslam, insaný kofluða ve kendi özüne yabancýlaþmaya sürüklemeye her þeye karþýdýr. Ve onula mücadele eder.

Ýslam kadýna büyük bir onur bahþetmiþtir. Ýslam’a göre kadýnýn onurunda Allah’ýn hakký vardýr, insanlarýn hakký deðil. Kadýnýn hürmetine, mahremlik ve saygýsýný çiðnemek, hiç kimseye yaraþmaz. Onun haklarýnýn düzenlenmesi ve herkesin onun makamýný korumakla görevli oluþu, dinsel hükümler arasýnda yer alýr. Örneðin; bir kimse kadýnýn haysiyetine saldýrýr, onun namusunu kirletirse kesinlikle hadde tabi tutulmalýdýr. Hiçbir þey, ne kocasýnýn rýzasý ne de kadýnýn kendi hoþnutluðu zâninin had cezasýný kaldýramaz. Çünkü onun namusunda Allah’ýn hakký vardýr. Namus meselesi mal gibi deðildir; bir kimse birinin malýný çalsa da malý çalýnan affetse had cezasý kalkar, oysa kadýn ve kadýnýn namusu böyle deðildir. Maddeci batý ve doðu uygarlýklarý kadýnýn namusun, mal gibi eþya gibi görmektedir. Bu yüzden bu uygarlýklar da kocanýn rýzasý ile suçlu aklanýr, zina dosyasý kapanmýþ olur. Týpký eski cahiliye döneminde olduðu gibi. Fakat hanif Ýslam dininin gelmesiyle birlikte ne modern cahiliye ne de eski cahiliyyeye yer yoktur.

“De ki: Hak geldi, artýk batýl ne bir þey ortaya çýkarabilir, ne de geri getirebilir.” (Sebe 49)

Müslüman kadýn ne kalýtýmsal çehreyi ne de insanlýðýn en adi, en alçak, en pis düþmanlarýnýn çýkardýðý tahmili çehreyi kabul etmiyor. Müslüman kadýn gelenek adýyla yüklenen ve kendi zamanýna verasetle gelen þeyin Ýslam ile hiçbir ilgisi olmadýðýný biliyor. Biliyor ki o kölelik döneminin gelenekleriyle ilgilidir. Bugün Batý’dan elen þey ne “özgürlük”tür ne de “insanlýk”. Ne de kadýna saygýya dayalýdýr. Aksine burjuvazinin uyuþturduðu, sapýk-alçak güçlerin adi hilelerine dayalýdýr.

Günümüz kadýnýn sapmýþ ve gerici geleneklerden kurtulmasý için batýnýn modernizm adýyla yaptýðý sapýk çaðrýlara olumlu cevap gereði yoktur. Onun için üçüncü bir yol daha vardýr, o da Ýslam’dýr.

Hidayet nuruyla dolu olan Ýslam dini, doðduðu andan itibaren kadýna kültürsüz ve cehalet içinde boðulan karanlýk bir gölde yaþamaktan kurtulma hakký bahþetmiþtir. Bugün de þeref ve insanlýk düþmanlarýnýn pençesinden kurtuluþun tek yolu kuþkusuz “Öz Muhammedi Ýslam”ýn yeniden ihya edilmesiyle mümkündür. Ýslam’ýn insanýlða hayat bahþeden yüzüne yüzümüzü dönmek ve Kur’an’ýn aydýnlýðýnda, vahyin insan yetiþtiren okullarýnda olgunlaþmakla mümkündür.

“Kim izzet ve þeref istiyorsa, bilsin ki izzet ve þeref yalnýzca Allah katýndadýr.” (l0/65)
“Þüphesiz insana kendi emeðinden baþkasý yoktur.” ( Necm 39)
Gönderen: 18.12.2008 - 19:51
Bu Mesaji Bildir   mirkelam üyenin diger mesajlarini ara mirkelam üyenin Profiline bak mirkelam üyeye özel mesaj gönder mirkelam üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1305 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
hicran_50 (37), usri_yusraa (37), DÝYARBAKIR.. (33), ahmet_erdogan33.. (38), eryal (62), ((-AySeNuR-)) (29), Memet (43), berfo2004 (44), HÜKÜM (54), nerro_22 (34), engin03 (39), cenngiz (55), apo28 (41), KalbiGüzelKiz (41), ismail36 (38), hakikat_nuru (46), gencolhan (48), roket (39), yasarozdemir (44), harbi (55), yusuf_k9 (44), bhdr_84 (40), tugbali (37), orhan yurt (53), mehmet balaca (43), Mehmet Balaca (43), serkantokmak (49), rabiaaslan (39)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.88187 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.