ivermektin budesonide budesonide dexamethasone generique colchicine epanutin epilantine epivir ercolax eriacta escodarone escoprim escozem esidrex estrace etimonis etopophos euglucon eulexin euthyrox evista exelon exitop extra super avana extra super p force ezetrol famvir farlutal felden feldene felodil female cialis female viagra femara finasterax flagyl flamon flomax flox ex floxal floxin floxyfral flucazol flucinome flucoderm fluconax
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » A I L E / E Ğ İ T İ M / S A Ğ L I K » KADIN & AiLE » İsLâm'da Kadının MâLî HaklaRI

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Teyakkuz su an offline Teyakkuz  
Themenicon    İsLâm'da Kadının MâLî HaklaRI

14 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 01.09.2005
En Son On: 07.11.2006 - 22:23
Cinsiyeti: Bayan 
İsLâm'da Kadının MâLî HakLarı
İslâm dini, evlilik yuvası içinde, karı koca ve çocukların hak ve görevlerini belirlemiş-tir. Günümüzde, aşınan ve batı normları adı altında yaygınlaşan anlayışlar karşısında, ailede İslâmî kimliğin korunması için, Allah ve elçisinin bu konudaki mesajlarını tanımak gerekir.
Kadının, evlilik içinde malî haklarının başında mehir, nafaka ve varsa kendine ait mal varlığını koruma gelir. Bunları aşağıdaki şekilde açıklayabiliriz:

1) Mehir: Erkeğin, evlenirken karısına verdiği veya vermeyi taahhüt ettiği para veya mala “mehir” denir. Kur’an’da, ;Aldığınız kadınların mehirlerini cömertçe veriniz.(Nisâ/4) buyurulur. Mehir, evliliğin rükün veya şartlarından değil, nafaka gibi kocaya vacip olan mâlî bir haktır. Hz. Peygamber, Ali (r.a.);ye kızı Fâtıma;ya mehir olarak fazla bir zırhını vermesini bildirmiştir.
Çeşitli toplumlarda, erkek tarafının, evleneceği kızın ailesine, para ya da sair bir mal vermesi geleneği vardır. Eski Türkler;de ';kalın'; uygulaması da bu niteliktedir. Yalnız Hristiyanlıkta mehrin aksine, kadının ailesi, erkeğe drahoma adıyla bir meblağ verir.
Mehir, nikâh sırasında belirlenip belirlenmemesine göre ikiye ayrılır. Evlilik sırasında miktarı belirlenmişse buna mehr-i müsemmâ;,, belirlenmemişse ;mehr-i misil; denir. Yine evlilik sırasında peşin ödenen mehre, “mehr-i muaccel”, ödenmesi sonraya bırakılan mehre ise, ;mehr-i müeccel; adı verilir. Ancak mehrin ödenme zamanı belirlenmemişse, ilke olarak boşanma anında veya eşlerden birisinin ölümü durumunda mehrin vadesi gelmiş sayılır.

Ebû Hanîfe;ye göre mehrin en az miktarı 10 dirhem (5 dirhem, yaklaşık bir koyun be-deli), İmam Mâlik;e göre üç dirhemdir. Şâfiî ve Ahmed İbn Hanbel;e göre ise, en azı için bir sınır yoktur. Mehrin, en çok miktarı için bir sınır getirilmemiştir. Âyette, ;Onlardan birine, yüklerle mehir vermiş olsanız bile, ondan bir şey almayınız.&#8221aglaNisâ/20)buyurulur. Hz. Ömer, mehirleri 400 dirhemle sınırlamak istemiş, fakat bir kadının yukarıdaki âyeti okuyarak karşı çıkması üzerine sınırlamadan vazgeçmiştir.
Kadın; nikâh sırasında bir mehir belirlenmişse buna, belirlenmemişse aileden emsal kızların mehri kadarına hak kazanır. Mehir, kadının hakkı ve onun için iktisadî bir destektir. Onu, veli alıp, kendisi için harcayamaz.
2) Nafaka: Evlilik içinde kadının yiyecek, giyecek ve mesken masrafı kocasına aittir. Evin tefrişi ve ev eşyasının temini de erkeğin görevidir. İslâm toplumlarında örf gereği, kadı-nın da yeni evine belirli bir çeyiz getirmesi ve ev eşyası alımına katkıda bulunması yaygın hale gelmişse de, özellikle Hanefîler’e göre kadın böyle bir katkıya zorlanamaz. Kocanın eve harcamaları, örfe ve karı kocanın sosyal durumuna göre belirlenir.
Kur’an’da şöyle buyurulur: ;Annelerin yiyecek ve giyeceği, gücünün yettiği ölçüde çocuğun babasına aittiraglaBakara/223) ;Varlıklı olan kimse, nafakayı varlığına göre versin. Rızkı kendi-sine daraltılan yoksul da nafakayı, Allah’ın ona verdiğinden versin. Allah, hiç kimseye, ona verdiğinden başka bir şeyi yüklemez. Allah, bir güçlüğün arkasından kolaylık verir.&#8221aglaTalâk/7) “Boşa-nan kadınları, gücünüzün yettiği kadar, ikamet ettiğiniz evin bir bölümünde oturtun.&#8221aglaTalâk/6)
“Annelerin yiyecek ve giyeceği, gücünün yettiği ölçüde çocuğun babasına aittir.&#8221aglaBakara/223) “Varlıklı olan kimse, nafakayı varlığına göre versin. Rızkı kendi-sine daraltılan yoksul da nafakayı, Allah’ın ona verdiğinden versin. Allah, hiç kimseye, ona verdiğinden başka bir şeyi yüklemez. Allah, bir güçlüğün arkasından kolaylık verir.&#8221aglaTalâk/7) “Boşa-nan kadınları, gücünüzün yettiği kadar, ikamet ettiğiniz evin bir bölümünde oturtun.&#8221aglaTalâk/6)Kocanın ev masraflarını karşılamaması durumunda, kadın mahkemeye başvurarak kendisine nafaka takdir ettirebilir. Bunun belirlenmesinde karı-kocanın mâlî ve sosyal du-rumları birlikte dikkate alınır. Yalnız kocanın durumu dikkate alınır, diyen fakihler de vardır. Kadın, takdir edilen nafakayı gerektiğinde icra yoluyla alır. Nafakayı ödemeyen koca, hapisle zorlanabilir. Ancak, yoksul olan kocayı hapisle zorlama uygun olmaz. Çünkü Kur’an’da, dara düşen borçluya, eli genişleyinceye kadar süre tanınması tavsiye edilir.-Bakara,280.-
Karı-koca, nafaka borcu ve miktarı üzerinde anlaşmamışsa veya hâkim tarafından tak-dir yapılmamışsa, taraflardan birinin ölümü, boşanma veya kadının itaatsiz (nâşize) duruma düşmesi ile, ödenmeyen nafaka düşer.
Şâfiî, Mâlikî ve Hanbelî mezheplerine göre ise nafaka, hâkimin takdirine bağlı olmak-sızın kuvvetli bir alacak sayılır ve ancak ödenmekle veya nafaka alacaklısının kendi hakkından vazgeçmesi (ibrâ) ile düşer.
3) Mal ayrılığı rejimi: İslâm’da genel olarak eşler arasında mal ayrılığı rejimi esas alınmıştır. Koca gelir getirici bir işte çalışarak; kendisinin, eşinin ve çocuklarının geçimini sağlamakla yükümlüdür. Kadın, geliri olduğu takdirde bu harcamalara katılmaya zorlanamaz. Ancak kendi isteğiyle çalışarak veya miras yoluyla elde ettiği geliriyle aile harcamalarına ka-tılırsa, bu, onun, ahlakının güzelliğinden olup, ayrıca sadaka ecri alacağında şüphe yoktur. Ni-tekim kocanın, İslâmî ölçüler içinde, aile fertleri için yaptığı bütün harcamaların da, ona sa-daka ecri kazandırdığı, hadislerle sâbittir.
Bununla birlikte kadın, kendisine ait gelirleri aile harcamalarına karıştırmayarak tasar-ruf da edebilir. Bunları karz (ödünç) olarak kocasına kullandırabilir. Kendisine ait parayla sa-tın alınan, taşınır veya taşınmaz malların kendi mülkiyetinde kalmasını isteyebilir. Kocasının ölümü veya boşanma durumunda, kendisine ait mal ve haklarını ayrıca hesaplattırarak, miras dışı kalmasını sağlayabilir.


Prof. Dr. Hamdi Döndüren/Yeni Dünya Dergisi



Bu mesaj 1 kez ve en son Teyakkuz tarafından 02.04.2006 - 09:29 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 02.04.2006 - 09:26
Bu mesajı bildir   Teyakkuz üyenin diğer mesajları Teyakkuz`in Profili Teyakkuz Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 886 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
ibrahim45 (46), ebabil54 (51), _EM!NE_ (36), talat (55), nerfa (58), yakupbozseki (59), NeWBaHaR (37), Akbulut (52), vahdet_ahmet (44), saripapatyam (50), bilo78 (46), gurbetten_silay.. (39), Rabbia (52), akaya20 (38), El- Metin (43), rapidhack (42), muazbinismail (40), SANDOKAN (56), SANKOCINK (56), efuli2 (50), hollanda (46), braskim (45), benreceb (42), ergin32 (55), Ozlem (42), suheyla cabuk (52), selman77 (47), kenankara (39), bilalxx (40), iskenderpasa (46), mstfakin (42)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.54471 saniyede açıldı