generique colchicine kaletra kaletra stromectol kaletra cardura carsol cartia xt cartia casodex caverta ceclor cd ceclor ceftin cefurim celebrex celestoderm v celestone celexa cellcept cellidrine cephoral ceporex cerina cerzine cet eco cetallerg cetrine chibroxol chlorazin chlorochin chloromycetin cialis black cialis daily cialis oral jelly cialis professional cialis soft cialis strips cialis sublingual cialis super active cialis super force cialis cibacen ciloxan cimexillin cip eco
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » OSMANLI TOPRAKLARINDAKİ AMERİKAN MİSYONER

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
zelil-i hakisar su an offline zelil-i hakisar  
OSMANLI TOPRAKLARINDAKİ AMERİKAN MİSYONER

43 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 01.11.2003
En Son On: 11.10.2011 - 11:19
Cinsiyeti: Erkek 
OSMANLI TOPRAKLARINDAKİ AMERİKAN MİSYONER
KURUMLARIN TARİHİ VE GELİŞİMİ
HAZIRLAYAN
AYKUT ONAT


Osmanlı’nın çağdaşı Avrupa’da ardı ardına gerçekleşen reform ve ihtilal hareketlerinin ardından Osmanlı eliti yüzyılların birikimiyle oluşturulmuş devletin temel prensiplerini sorgulamaya başlayıp, dönemi Avrupalının düşünce ve fikir yapısıyla algılamaya başlayınca “devlet-i aliye-i ebed müddet” olarak nitelenen sarsılmaz güç her geçen gün erozyona uğramaya başlamıştır. 15-16-17. yüzyıllarda yaşanmış hayvani denebilecek sömürge rekabeti, dünyanın parsellenmesiyle yönünü çok uluslu bünyeye sahip imparatorluklara daha farklı bir metotla çevirmişti. Başlangıçta oldukça ulvi bir amacı varmış gibi görünen misyonerliği tarihi oldukça eski olmakla beraber konumuz olan Protestan misyonerliği yani diğer bir söyleyişle modern misyonerlik 1793’te William Carey’in Hindistan’a ayak basmasıyla başlamıştır. Misyonerler güçlerini Hz. İsa’nın “ Gidiniz, Gerçeği yani kutsal kitabı onlara öğretiniz” sözlerinden aldıklarını söylerler, ancak misyonerlik oldukça dünyevi olan endüstriyel ilişkiler, renkli ırkların özgürleştirilmesi ve belli çıkar grupları oluşturmaktan öteye geçememişlerdir. Misyonerler yine bu yolda ulvi araçlar yerine son derece seküler olan, okul, matbaa ve hastane gibi kurumları da emellerine alet etmişlerdir. 18. ve 19. yüzyıllara Protestan misyonerliği damgasını vurmuştur. Osmanlı topraklarında İtalyan, Fransız, Alman, Rus, Avusturyalı, İngiliz ve hatta İran’dan misyonerler kendi cemaatlerini oluşturmak adına yoğun faaliyetler göstermişlerdir, ancak hiçbiri Amerikalı misyonerler kadar etkili olamamıştır. 18. yüzyıl sonunda Versailles Antlaşması ile tarih sahnesine çıkan A.B.D çok geçmeden geniş yüzölçümüyle büyük bir pazar ihtiva eden Osmanlı topraklarını kendine hedef seçti. 19. yüzyılın başlamasıyla A.B.D ilişkileri de ivme kazanmış ve ilk meyvesini İzmir limanında kurulan Amerikan sanayi odası ( 1811 ) ile vermişti. İlk resmi görüşmeler 1820’lerde başlamış ve bu görüşmeler neticesinde 7 Mayıs 1830 tarihinde imzalanan Osmanlı-Amerikan Ticaret ve Dostluk Anlaşması ile ikili ilişkilerde bir dönüm noktası aşılmış ve A.B.D’ye “ en çok müsaadeye mazhar devlet” ünvanı verilmiştir. İkili ilişkilerin paralelinde misyonerlik faaliyetleri de artmaya devam etmiştir. Osmanlı topraklarına ayak basan ilk misyonerler Levi Parsons ve Pliny Fisk’ idi. 1820 yılında İzmir’den giriş yapan bu iki misyoner merkezi Boston’da bulunan American Board of Commissioners for Foreign Missions ( kuruluş tarihi: 1810 ) adlı teşkilatın üyesiydiki bu teşkilat bu topraklardaki faaliyetlerin %70’den fazlasını kontrol ediyor ancak 1870’lerde kurulan Board of Foreign Missions of the Phesbyterian Church adlı ikinci büyük teşkilata bazı ( Ortadoğu ) misyonları devretmiştir. Bu iki teşkilattan ayrı olarak on sekiz tane daha misyoner teşkilatı tespit edilmiş ve bu teşkilatlarda zaman zaman ortak çalışmalar yürütmüşlerdir ve misyonları bölüşmüşlerdir. Genel hatları ile Osmanlı topraklarındaki misyonları şöyle sıralayabiliriz.

. Suriye ve Filistin Misyonu
. Merkezi Türkiye Misyonu
. Batı Türkiye Misyonu ( Ermeni Misyonu)
. Nasturi Misyonu
. Doğu Türkiye Misyonu
. Balkan Misyonu
. Avrupa Türkiyesi Misyonu
Ancak 1820 ve 1832 yılları arasında misyonerlerin yaptığı fizibilite çalışması ile misyonun ana hedefi yavaş yavaş ortaya çıkmıştı. Fizibilite çalışması yapılırken cevap aranan sorular;
. Halkın manevi durumu
. Din adamlarının niteliği
. Eğitim ve öğretim kurumlarının durumu idi.
Bu sorulara gereken cevap bulunmuş ve tüm çalışmaların ortak noktası olarak Ermenilerin Protestanlaştırılması olarak belirlenmiştir. 1834’te Beyoğlu’nda Ermeni erkek çocuklar için bir okul açılmıştır. İlerleyen yıllarda bu okul Ermeni Patriğinin kendi cemaatini korumak amaçlı yaptığı itirazla 1839’da kapatılmış ancak 1839’da Osmanlı topraklarına ayak basmış olan Cyrus Hamlin ( 1863’te bugünkü Boğaziçi Üniversite’sinin atası olan Robert Koleji kurmuştur.) 1840’ta Bebek’te yeni bir ilahiyat okulu açmıştır. Bu arada, 1839’da Gülhane Hatt-ı Humayun’u duyurulmuş ve misyonerlerin işi kolaylaşmıştır. Artık mezhep farklılığı olmaksızın herkes kanun önünde eşitti. Amerikan misyoner faaliyetlerinde dikkat çeken diğer bir husus ise bu faaliyetlerin olgunlaşma döneminde İngiliz diplomatların kanatları altında ilerlemesidir. Etkin diplomatik çalışmalar neticesinde 1846’da ilk Ermeni Protestan Kilisesi İstanbul’da kurulmuş ve 1850’de Protestanlar ayrı bir cemaat olarak tanınmıştır. Bu tanınmayla beraber daha önce Ermeni patriğinin tepkisinden çekinen misyonerler Malta’daki faaliyetlere lojistik destek sağlayan matbaayı da 1853’te Beyoğlu’na taşımışlardır. 1856’da İngiliz-Amerikan baskısı ile hazırlanan Islahat Fermanı ile misyoner hareketler etkinlik sahasındaki tüm engelleri kaldırdı. Bu fermanda dikkat çeken maddeler şöyledir.
. Müslümanlar ve Gayri-müslimler kanun önünde eşittir.
. Kilise, mezarlık, okul, hastane gibi yerlerin tamir ve yeniden yapılmasına izin verilecek.
.Devlet görevlerine ve okullara bütün uyruktan insanlar eşit olarak kabuledilecek.
. Bütün toplumlar okul açabilecek.
. Bütün uyrukların eşit ve serbest şekilde ticaret ve ekonomik girişimlerde buluınması sağlanacak.
Devlet idaresi başka ülkelerin himayesindeki bu okulları kontrol altına alabilmek için 1869’da Maarif Nizamnamesinin 129. maddesi uyarınca belli düzenlemeler getirmiştir. Bu düzenlemeler şöyledir.
. Okul açılması için izin alındıktan sonra ders kitapları , programları öğretmen diplomalarının takdim edilmesinden itibaren üç ay zarfında adı geçen ders kitaplarıyla programlara ve diplomalara itiraz olunmadığı takdirde, ilgili okulu açma salahiyetine haiz olunur.
. Maarif Nezareti tarafından tasvip ve tasdik olunana ders kitap ve programları, istisnasız adı geçen okullar tarafından kullanılabilecektir.
. Maarifi umumiye Müfettişleri istedikleri vakit okulları teftiş edebilecekler, fakat beraberinde okulun mensup olduğu cemaat yetkililerinden birisi olacaktır.
. Bu okulların kapatılmasına, okulun bulunduğu mahalledeki memurlar karar verirlerse, Bab-ı Ali kapatma işlemine başlamadan önce sefaretim, oklun kapatılmasını engelleyecek deliller bir ay zarfında ibraz edebilmesini sağlayacaktır.
. Osmanlı devleti tebaasında hangi din ve mezhebe mensup olursa olsun henüz on altı yaşına vasıl olmamış hiçbir talebe velilerinin izni olmadan kabul bu okullara edilmeyecektir.
. Amerika tebaası tarafından kendi ikametgahlarında açılacak okullar dahi yukarıda belirtilen şartlara tabi tutulacaktır. Bu evler bütün vergileri ödeyecek ve emlak hakkındaki kanunlara riayet edecektir.
Ancak yukarıdaki prensiplerim sadece kağıt üzerinde kaldığını ve o dönemin siyasal, sosyal ve ekonomik buhranları arasında pek uygulanamadığını söylemek yanlış olmaz. Özellikle Amerikan misyoner okullarının en etkili oldukları dönem olarak II. Abdülhamid dönemi göze çarpmaktadır, ama şaşırtıcı olan ise bu faaliyetlere karşı alınana önlemlerin de yine bu dönem zarfında maksimum’a ulaştığıdır. II. Abdülhamid 1891 Aralığında Gayri-müslimlere ve yabancılara ait okulların ruhsat altına alınmasını istemiştir. Buna mukabil, yabancı sefirler bu duruma himaye meselesini gündeme getirerek aba altından sopa göstermeyi ihmal etmemişlerdir. 1893’te yapılan bir araştırmada Osmanlı toprakları üzerindeki toplam Protestan okulu sayısı 413 olarak idi. Bunlardan 186’sı doğrudan Amerika ile bağlantılıydı. Şüphesiz ki Amerikan misyoner faaliyetlerinin bu bölgedeki en önemli odak noktası Ermenilerdi. Ermenilerin ulusal kimliğinin yaratılmasında büyük katkıda bulunmuşlardır. Aynı şekilde, Karadeniz’de Pontuscu bir cemaatin oluşturulması için gayret sarfedilmişdir. Oluşturulan Ermeni Protestan 1890’larda yaşam olayların kıvılcımlarını çakmıştır. Misyonerlerin Ermenilerin aracılığıyla kurmuş oldukları bu dernekler isyanları azmettirici bir fonksiyon sahibi olmuştur. Bu yıllarda II. Abdülhamid’i hedef alan ilanların belli bölgelerde asılması üzerine, Osmanlı makamları harekete geçmiş ve bu ilanların Merzifon’daki Anadolu Koleji’nde( ki bu kolej dışında Osmanlı topraklarındaki üniversite seviyesinde eğitim veren diğer okullar ise Suriye Protestan Koleji, Robert Koleji, Antep Merkezi Türkiye Koleji, Harput Fırat Koleji idi.) basıldığı iddiası üzerine bu kolejin profesörlerinden Kayayan ve Tomayan, yargılanmak üzere Ankara’ya gönderilmiş ve idam cezasına mahkum edilmiş ancak bu ceza İngilizlerin olaya müdahalesi ile affedilmiştir. Daha sonraki yıllarda Ermeni olaylarında büyük rol oynayan Amerika ve İngiliz misyonerlerin sınır dışı edilmeleri için Ermeni nüfusu yaygın olarak yaşadığı Bitlis, Mamretülaziz, Urfa ve Mardin valilerine bildirilmiştir. Dikkat çeken bir hususta bu misyoner hareketlerin yoğunlaştığı bölgelerin Anadolu’nun diğer bölgelere göre ulaşımı daha zor, müdahaleye maruz kalma şansı daha zayıf ve Ermeni cemaatin daha yaygın yaşadığı yerlerde olmasıydı. Nitekim 1911-1912 dolaylarında Van’da % 39, Bitlis’e % 33 oranında gayri-müslim halk yaşamaktaydı. 1903’te Amerika ile ikili ilişkilerde önemli bir olay daha yaşanmış ve Amerika diğer ülkelere uygulanan kapitülasyonların kendileri içinde uygulanan emlak ve gümrük muafiyeti ve ülkedeki tüm Amerikan kurumlarının tasdiki ve onayını istemiştir. Osmanlı kurumlarının bu durum karşısında yapabileceği en akıllı şey işi ağırdan almaktı. Bu nedenle Amerikan sefaretinden alınan 400 müesseseyi içeren kurumlar tetkik edilecek ve bu tetkik değerlendirilip ruhsatlı ve fermanlı okullar tasnif edilecek, ruhsatsız olanlar hakkında da inceleme yapılıp daha sonra tasdik olunması yönündeki kararı ile işlemi zamana yaymıştır. 400 kurumdan 279’u okul, 59’u kilise, 10’u hastane, 4’ü eczane ve geri kalanda meskendir. Amerikalılar Beyrut’ta bulunan donanmalarını İzmir’e doğru yola çıkartmışlardır. Bunun üzerine Osmanlı;
bu okullara Müslüman öğrenci kabul edilmeyecek
öğretmenlerin iyi hal sahiplerinden seçilmesi
İslam mahallelerinde bulunmayacak
Maarif Nizamnamesi’nin 129. maddesine riayet ve şartlarına uyulması halinde Amerikan kurumlarına diğer milletlerin kurumlarından farklı davranılmayacağı sözü verilmiştir.
Amerika 1907’de Osmanlı’nın işi ağırdan alması üzerine bir muhtıra daha vermiştir. Birinci Dünya Savaşına gelindiğinde, düşman devletlerin müesseselerine karşın herhangi bir müdahalede bulunulmamasına yönelik telkinlere, Ermeni olaylarının müsebbibi olarak gördükleri için özellikle güney ve doğu bölgelerdeki kurumlara karşı bazı hareketlere girişilmiştir. Savaş içinde Ermeni örgütlerinin bu okullara çengel atmasıyla Antep Merkezi Türk Koleji 1915’de, 1917’de ise Rusların Erzurum ve Trabzon’a kadar ilerlemesiyle Merzifon’da bulunan Amerikan müesseselerine askeri amaçlı kullanmak için el konulmuştur. 1917’de Amerikan’ın savaşa girmesiyle ilişkiler kesilmiş ve Amerikan müesseselerine el konulmaya başlanmıştır. Trabzon’daki Amerikan Okulu ve Arnavutköy’deki İstanbul Kız Koleji’de bu müesseselerin arasındadır. Osmanlı hükümeti Kurtuluş Savaşı ile birlikte Anadolu ile irtibatı kaybettiğinden oluşmaya, başlayan yeni Türk Devleti duruma hakim olmuş ve müesseselerin kapatılması hızlanmıştır, Uygur Kocabaşoğlu’nun aktardığına göre, İsmet İnönü 1920’de Büyük Millet meclisinde şöyle konuşur; Antep civarında Amerikan mektepleri, kolejleri vardır ( lanet olsun sedaları ). Bu Amerikan Kolejleri, Fransızların bugün üssül-harekesidir. Bizim canımızı yakmak için ahalimizi öldürmek için Amerikan mekteplerini üss-ül hareke ittihaz ediyorlar. Taarruz ederler ve oraya top yerleştirirler, ambar olarak kullanılırlar. Hasılı mektep değil, memleketimiz içinde bir kale olarak inşa olunmuş zannolunur. Yine M. Kemal’den nutuğunda Merzifon Amerikan müessesesatı tarafından yetiştirilen Pontuscu Rumlardan bahseder1921’de Merzifon’daki Amerikan Amerikan müesseselerin başkanı G. White’ın Pontus Cem’iyyet-i Siyasiyyesi’ne mensup olduğu anlaşılmış ve buradaki kurumlara el konulmuştur.
Misyoner faaliyetlerin Osmanlı’nın dağılma döneminde, dağılma sürecini hızlandırdığı oldukça açık olmakla beraber, Osmanlı yöneticilerinin bu faaliyetlerden yalnızca Müslüman tebayı korumak için önlem alması gayri-müslimleri misyonerlerin oyuncağı haline getirmiştir. Ancak misyonerler daha fizibilite çalışmaları sırasında hedeflerini Ermeniler olarak belirlemişlerdi ve bu gelişme Osmanlı’nın mirasçısı olan bizler için bugün bile problem olma özelliğini taşımaktadır.
KAYNAKLAR:
1.Osmanlı Devleti’nde misyoner okulları ( syf . 285 – 369 ) , Dr. Şamil Mutlu
2.ABD Misyonerleri Türkiye’de Uygur Kocabaşoğlu ile sohbet , Süleyman Bayraktar
3.Amerikalı Misyonerlerin Anadolu’daki Faaliyetleri, Gökçe Güzel
Ekleme Tarihi: 19.01.2006 - 10:09
Bu mesajı bildir   zelil-i hakisar üyenin diğer mesajları zelil-i hakisar`in Profili zelil-i hakisar Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 846 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
nokta54 (45), karapapak (46), dosteren (60), ahmetkaya5v (40), AKIN TALHA (45), memetnur (60), ssarikoc2003 (43), yolcuxxx (38), adige11 (46), aydemir (45), terekeme (), tolga_27 (44), turkcomtayfur (), CNN (44), faruk741 (39), kürtislam (37), kenan_k (59), ercosserdar (42), siyahi (46), Ay Yuzlum (42), sevgim (45), sekersey (55), Melek_90 (34), mkilincarslan (33), emel meydan (48), karabela2000 (54)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.56798 saniyede açıldı