*´¯`·.¸.·´¯`·.((( RAVDA.net ))).·´¯`·.¸

	Anasayfa Yap
	Favoriye Ekle
	İrtibat

Üye Girişi

Üye Ol

Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193

Forum Anasayfa » Arama Sonuçları

7 Sonuç - Yeni Arama

Sayfa (1): (1)

Ekleyen

Mesaj

Konu: Dinimizde ilahilerin yeri!!! varmi acaba!

	muratcik

Dinimizde ilahilerin yeri!!! varmi acaba!

9 Mesaj

Bismillahirrahmanirrahim,
Salamunaleykum,

İmâm-ı A'zam Ebu Hanife'ye göre eğlenmek için çalınan tüm çalgılar haramdır. (el-Merginânî, el-Hidâye, IV, 80)
Ilahilar neden bu kadar oynakli calgili insanin gobek atasimi zikir yapasimi lazim. Bence ilahi dedigin calgili oynak olmamali cunku insan kendini muzigine kaptiriyor.

Kuran-i kerim verken nicin cogumuz kaptirmisiz kendimizi ilahi dinlemeye ve ezberlemeye. Neden bu heyecan Kuran-i Kerim i dinleyip ezberlemeye yok icimizde. Kendimizi bir soruguya cekelim sevgli kardeslerim
Allah'a emanet olun.

Ekleme Tarihi: 30.09.2005 - 01:53

Konu: Coca cola

	muratcik

Coca cola

9 Mesaj

coca cola hakkinda ravdada ne anlama geldigini nereden bulabilirim
sagolun.

Ekleme Tarihi: 30.09.2005 - 01:40

Konu:

domuzun herseyi yiyeceklerimizde

	muratcik

		domuzun herseyi yiyeceklerimizde

9 Mesaj

Bismillahirrahmanirrahim,
sevgili din kardeslerim, yediginiz seylere dikkat edin peynir, tereyagi, ekmek,cereal kellog, shampuan, sabun, disfircasina kadar. eger yurdisinda iseniz internetten bakin nedir halal haram.
http://www.muslimconsumergroup.com/
ben sok olmus durumdayim, listeye baktigimda neyin icinde hinzirin yagi var.

Ekleme Tarihi: 30.09.2005 - 01:37

Konu: Halal ANd Haram american food

	muratcik

Halal ANd Haram american food

9 Mesaj

please visit this website to find out if what you are eating or using is halal.
http://www.muslimconsumergroup.com/
then tell allyour friends about it.

Ekleme Tarihi: 30.09.2005 - 01:25

Konu:

EDEP VE TERBİYENİN OĞLUYUM

	muratcik

		EDEP VE TERBİYENİN OĞLUYUM

9 Mesaj

Emevî devletinde kısa fakat Asr–ı Saadet'e benzeyen bir idare hayatı ile, herkesi mest eden Halife Ömer b. Abdülaziz, göreve ilk başladığında her taraftan akın akın heyetler gelmişti. Hicaz heyeti temsilcisinin on, on bir yaşlarında bir çocuk olduğunu görünce, 'Sen çekil de yaşlı bir kimse gelsin.' demişti. Çocuk beklenmeyen cevap verdi:
"Allah, Emirü'l–mü'minîn'e yardım etsin ve idaresini kuvvetlendirsin. Kişi iki küçük parçasıyla insandır: Kalbi ve dili. Allah bir kuluna konuşma kabiliyeti lütfetmişse, konuşmaya hak kazanmış demektir. Eğer iş tamamıyla yaşlılara mahsus olsaydı, bu ümmet içinde sizden daha yaşlıların halifeliğe gelmesi gerekirdi." Bundan çok duygulanan Halife nefsini yeren bir şiir okumuştu. Bir başka yerde yine Ömer b. Abdülaziz bir çocuğa: "Sen kimin oğlusun?" deyince çocuk yaşından beklenmeyen hakîmane cevap vermişti:
"Edep ve terbiyenin oğluyum efendim." Halife:
"Oh evladım soyun ne güzel." dedi ve şu şiiri okudu:
Kimin oğlu olursan ol edep öğrenmeğe bak
Gerçek yiğit 'ben buyum diyendir'
Yiğit sayılmaz diyen babam filan adamdır (3)
Çocuk daha 3–4 yaşlarında iken, büyüdüğünde nasıl olmasını istiyorsak, ana baba olarak ona öyle davranmalı, azim, sabır, dua ve güzellikler içinde yetiştirmeliyiz. "Daha pek küçüktür, önünde çok zaman var, çocuğu kendi hâline bırakın." batıl zihniyetine kapılmamalıyız. Televizyon, maç, kahve, çeneye dalma ve diğer pek çok tâli hususlar Allah'ın büyük nimeti olan bir yavrudan, daha kıymetli değildir. Bilmediklerimizi ve tepki ile karşılaştığımız hâlleri bilene danışıp sormalıyız. Çevrenin ve öğretimin bu güzel yavruyu bozmaması için de elimizden gelen gayreti ve birliği sağlamalıyız. Edebin zevkini ve güzelliğini tatmış olan bir çocuk furda ve geçirgen bir toprağa dikilen; çapası, suyu, ilacı zamanında verilen fidan gibi zeka, meleke, huy, davranış ve diğer yönlerden serpilip yetişecektir. Çoğumuz utangaçlıkla hayâyı birbirine karıştırırız. Utangaçlık çocuğun başkaları ile karşılaştığı zaman çekingen davranarak geri durmasıdır. Bu istenen, arzu edilen bir şey değildir. Baba, anne ve cemiyetin müşterek ve müspet davranışları ile mutlaka aşılmalı ve çocuk hor görülmemelidir. Ama, hayânın temeli küçük yaşlarda atılmazsa, cesaret utanmazlığa, açık ve saçıklık ise edep kıtlığına yol açar. Baba ve anneler çocuklarını İslâm'ın yüce ahlâkına göre cesaretle harekete alıştırır, iyi ve doğru şeyleri bıktırıp usandırmadan yaşar ve yaşatır, sırası geldiği zaman en güzel biçimde hakkını savunmaya da sevkederse, hamur hâlinde olan çocuk hayra ve selâmete doğru istikamet kazanacaktır.

Ekleme Tarihi: 28.08.2005 - 18:58

Konu:

SEN HÂLÂ ŞU ÇARŞAFI

	muratcik

		SEN HÂLÂ ŞU ÇARŞAFI

9 Mesaj

Hey Zehra, bundan birkaç ay önce neydi, şimdi ne oldu..?! Son nefesime dek başımı secdeden kaldırmasam yine de ALLAH'A şükretmiş sayılmam. Rabbim beni öyle bir durumda tutup silkeledi ki, tabir–i caizse, tam helâk olma sınırındaydım diyebilirim. Medreseye başlamadan bir ay önce Amerika'ya yönetimcilik okumak için gitme hazırlıkları yapıyordum. O kadar sapmışım ki yolumdan bir keresinde anneme "acaba arkadaşım Rochoel'den bana bir haç göndermesini istesem mi?" diye konuşuyordum. O zamanlar Amerika gözümde cennetti. Az kalsın şu an nefret ettiğim bir milletin içinde yaşayıp, belki de onlar gibi olacaktım. Allahu Teâlâ bana tabir–i caiz ise öyle bir tokat attı ki bir anda ruhum dirildi ve hayatım kökünden değişti elhamdülillah! Ben bunu yitirmekten öyle çok korkuyorum ki, hiç medreseden dışarı adım dahi atmak istemiyorum. Hatta bu cahiliye devri gibi olan devrin havasını dahi solumak istemiyorum…
Keşke Cibril–i Emin gelse kanatlarından biriyle şu zamanı yırtsa ve bana dese koş! Resûl'e koş, Mekke'ye koş, Medine'ye koş, Yesrib'e koş. Koşsam Resûl'e, Habib'e. Ona anlatsam derdimi, anlatsam şu günlerin iğrençliğini. Ne hayâl ama, acaba kafayı mı yiyorum? Ama deli olmadan, velî olunmazmış ya?
Belki bu denli şikâyetçi olmam size tuhaf geldi, ama inanın yarın üzerimize kıyamet kopacakmış gibi hissediyorum dışarı çıktığımda. Biz medresede birkaç hafta kalıyoruz ve sadece belirli günler sohbet için akşam dışarı çıkıyoruz. Sonra eve gelip 2 gün kalıp tekrar dönüyoruz. İşte o iki gün bana sanki başka bir gezegene girmişim gibi geliyor. Dışarıdaki insanlar o kadar gafletteki yarı çıplak kızlar, serseri gençler, iğrenç müzikler. Ben bunlara üzülüyorum. Arkadaşlarımla sokakta yürürken "Terbiyesizler! Avrupa Birliği'ne gireceğiz, bu devirde çarşaf giyilir mi?!" deniyor bizlere. Terbiyesiz olan kim ya, üzülüyorum; farkında değiller çünkü…
Ben çarşaf giydim diye babaannem önce "Seni döveceğim!" dedi. Baktı vazgeçiremeyecek 80 yaşındaki kadın karşımda oturdu, ağladı… Neymiş daha çok genç, güzelmişim, daha hayatımı yaşamamışım ki çarşaf giyeyim. Sevineceğine..!
Arkadaşım amcalarına ziyarete gitmiş, amcaoğulları evde diye başka odaya geçmiş. Akrabaları "Sen hâlâ şu çarşafı çıkarmadın mı?!" diye sitem etmişler. Amcaoğulları bulunduğu odanın kapısına gelip dayanmışlar; "Biz yabancı değiliz bize çıkacaksın!" diye… Kız beni aradı o gün, hüngür hüngür ağlayarak. "Zehra abla, ne yapayım?" dedi. "Ebû Cehillere teslim mi olacaksın?" dedim. Bunlar sadece çarşafla ilgili olan kısımlar.
Her eve gelişimde televizyon tartışması yaşanıyor. İnsanlar İslâm'a uzak. Ben tekvando hocasıyım; eskiden maçlara girerdim. Amcam "Gene gir, o an çarşafı çıkartır, sonra giyersin!" diyor, ah, ah…
Resûl tek desteğim, onun mânevî yardımı. Ben çarşafı giydiğimde hocalarımdan biri "Resûl'ün mânevî desteği hep seninle olsun." diye dua etmişti. Çünkü çok erken kabullendim. Rabbimin yardımıyla…
FATIMATÜZ ZEHRA

beyan dergisi lutfen okuyun

Ekleme Tarihi: 27.08.2005 - 22:35

Konu:

KADIN İLE ERKEĞİN BAŞ BAŞA KALMASI HAKKINDA İBRETLİ BİR HİKÂYE

	muratcik

		KADIN İLE ERKEĞİN BAŞ BAŞA KALMASI HAKKINDA İBRETLİ BİR HİKÂYE

9 Mesaj

Kurtuba sakinleri arasında güzel yüzlü, yakışıklı bir genç vardı. İbadete çok düşkündü, bu dünyadan el–etek çekmişti. Onun bir din kardeşi vardı, aralarından su sızmazdı. Bir akşam, o kardeşini ziyarete gitti ve geceyi onun evinde geçirmeye karar verdi. Olacak ya, ev sahibi bir ihtiyacı için uzaktaki tanıdıklarından birinin evine gitmek zorunda kalmıştı. Çabucak eve dönerim umuduyla evinden ayrıldı. Delikanlı evde arkadaşının hanımıyla kaldı, kadın son derece güzeldi ve misafiri bir gençti. Ev sahibinin yokluğu, sokaklarda gece bekçisinin sesi duyuluncaya kadar sürdü.
Gece uzadı, vakit ilerledi ve adamın eve dönmesi mümkün olmadı. Saatin iyice ilerlediğini gören ve o gece artık kocasının eve dönmeyeceğine aklı kesen kadın, delikanlı ile ilişkide bulunmayı kafasına koydu. Gence yaklaştı ve onu tahrik ederek kendisine çekti. Yanlarında Allah'tan başka bir üçüncü kişi yoktu. Delikanlı, kadına sahip olmayı denedi ve neden sonra aklı başına geldi. Allah'ı düşündü, sonra parmağını yanan kandilin alevine koydu ve parmağı yandı. O zaman (ey nefsim, bu acıya katlan! Cehennem ateşi yanında bu nedir ki!) dedi.
Kadın ise gördüğü bu manzara karşısında donup kaldı; fakat heyecanı geçince yeniden istedi. İsteğinde diretti, insanda yaratılmıştan var olan şehevî arzu, delikanlının bedenini de iyice sarmıştı. Ama az önceki davranışını yine tekrarladı. Şafak ağarıncaya dek bu mücadele böyle sürdü. Şafak sökünce şehadet parmağı tümden yok olmuş, kandilin aleviyle yanmıştı…
Allah (c.c.) bizlere de böyle iman aşkı versin ve bizleri çekemeyeceğimiz sınavlara sokmasın. Âmin! BARIŞ MAHMUD ARSLAN

Ekleme Tarihi: 27.08.2005 - 22:33

Sayfa (1): (1)

İmzalar göster - Konuları göster

Kategori Seç:

Sitemizde şu an Yok üye ve 705 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_

[ Admin Moderator Vip Üye ]

Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
ilkser (43), gorkem yildiz (37), akky (39), HAKAN KÜCÜK (51), feride orhan (56), ME10 (47), MDMETIN (39), deniz-19 (37), avni kamzeli (43), asteroit (49), erdem (), Webcam_M (54), sel14tr (44), icalim (53), ilyas.fr (46), maneviyat (46), Ý.TEKGÜL (55), vgozukara (42), EMRULLAH (39), artvinli (59), emineyzc (48), looder (56), Cheetah (34), Keje (43), sahmeran28 (50), meto54 (63), selmani fahrisi (40), alonewolf (47), ibocan2 (42), chocuq87_54 (37), KaRaGoZLuM (41)

24 Saatin Aktif Konuları

Copyright © ((( RAVDA.net ))) * İrtibat * RAVDA Reklam Servisi * Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.

Sayfa 0.52298 saniyede açıldı