generique plaquenil generique plaquenil ivermectin generique colchicine generique kaletra super kamagra suprax symmetrel synthroid bottle synthroid tadacip tadalift tadalis sx tadora tamec tamsunax tarivid tavanic tegretol telfast temovate tenoretic tenormin terbifil tetraseptine thorazine ticlid tildiem timisol timonil timoptic tirosint tofranil top avana topamax toramide torasem torasis torem trandate transannon trecator sc trental trial packs triatec
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » Arama Sonuçları

12 Sonuç - Yeni Arama
Sayfa (1): (1)
Ekleyen Mesaj
Konu: 3 hikaye 3 ders
byzemheri su an offline byzemheri  
12 Mesaj -
hikaye alıntıdır .maksatım sizlerle paylaşmak istedimdüsün umarım beğenirsiniz.......
Ekleme Tarihi: 03.02.2009 - 22:56
byzemheri üyenin diğer mesajları byzemheri`in Profili byzemheri Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: 3 hikaye 3 ders
byzemheri su an offline byzemheri  
3 hikaye 3 ders
12 Mesaj -
1.Ders
Kavak Ağacı ile Kabak

Ulu bir kavak ağacının yanında bir kabak filizi boy göstermiş. Bahar ilerledikçe bitki kavak ağacına sarılarak yükselmeye başlamış. Yağmurların ve güneşin etkisiyle müthiş bir hızla büyümüş ve neredeyse kavak ağacı ile aynı boya gelmiş. Bir gün dayanamayıp sormuş kavağa:
-Sen kaç ayda bu hale geldin ağaç?
-On yılda, demiş kavak.
-On yılda mı? Diye gülmüş ve çiçeklerini sallamış kabak.
-Ben neredeyse iki ayda seninle aynı boya geldim bak!
-Doğru, demiş kavak.
Günler günleri kovalamış ve sonbaharın ilk rüzgârları başladığında kabak üşümeye sonra yapraklarını düşürmeye, soğuklar arttıkça da aşağıya doğru inmeye başlamış. Sormuş endişeyle kavağa:
-Neler oluyor bana ağaç?
-Ölüyorsun, demiş kavak.
-Niçin?
-Benim on yılda geldiğim yere, iki ayda gelmeye çalıştığın için.

1.Ders:

Çalışmadan emek harcamadan gelinen nokta başarı sayılmaz. Kolay kazanılan, kolay kaybedilir. Her işte alın teri ve emek şarttır.

**** **** ****

2. Hikâye
En iyi Buğday

Her yıl yapılan 'en iyi buğday' yarışmasını yine aynı çiftçi kazanmıştı. Çiftçiye bu işin sırrı soruldu. Çiftçi:
-Benim sırrımın cevabı, kendi buğday tohumlarımı komşularımla paylaşmakta yatıyor, dedi.
-Elinizdeki kaliteli tohumları rakiplerinizle mi paylaşıyorsunuz? Ama neden böyle bir şeye ihtiyaç duyuyorsunuz? diye sorulduğunda,
-Neden olmasın, dedi çiftçi.
-Bilmediğiniz bir şey var; rüzgâr olgunlaşmakta olan buğdaydan poleni alır ve tarladan tarlaya taşır. Bu nedenle, komşularımın kötü buğday yetiştirmesi demek, benim ürünümün kalitesinin de düşük olması demektir. Eğer en iyi buğdayı yetiştirmek istiyorsam, komşularımın da iyi buğdaylar yetiştirmesine yardımcı olmam gerekiyor.

2. Ders:

Sevgi ve paylaşmak en yakınınızdan başlar. Sonra yayılarak devam eder. Kin, cimrilik, nefret kimsenin hoşlanacağı davranışlar değildir.


**** ***** ****

3. Hikâye
Geleceğini biliyordum…

Savaşın en kanlı günlerinden biriydi. Asker, en iyi arkadaşının az ilerde kanlar içinde yere düştüğünü gördü. İnsanın başını bir saniye bile siperin üzerinde tutamayacağı ateş yağmuru altındaydılar. Tam siperden dışarı doğru bir hamle yapacağı sırada, başka bir arkadaşı onu omzundan tutarak tekrar içeri çekti,
-Delirdin mi sen? Gitmeye değer mi? Baksana delik deşik olmuş. Büyük bir ihtimalle ölmüştür. Artık onun için yapabileceğin bir şey yok. Boşuna kendi hayatını tehlikeye atma.
Fakat asker onu dinlemedi ve kendisini siperden dışarıya attı. İnanılması güç bir mucize gerçekleşti, asker o korkunç ateş yağmuru altında arkadaşına ulaştı. Onu sırtına aldı ve koşa koşa geri döndü. Birlikte siperin içine yuvarlandılar. Fakat cesur asker yaralı arkadaşını kurtaramamıştı. Siperdeki diğer arkadaşı;
-Sana değmez demiştim. Hayatını boşu boşuna tehlikeye attın.
-Değdi, dedi, gözleri dolarak, -değdi…
-Nasıl değdi? Bu adam ölmüş görmüyor musun?
-Yine de değdi. Çünkü yanına ulaştığımda henüz sağdı. Onun son sözlerini duymak, dünyalara bedeldi benim içim.
Ve hıçkırarak arkadaşının son sözlerini tekrarladı:
-Geleceğini biliyordum… Geleceğini biliyordum…

3. Ders:

Güven vermek önemlidir. Güven duymak önemlidir. Duyulan güveni boşa çıkarmamak daha da önemlidir.


*** ***** *****
'Her sabah Afrika'da bir ceylan uyanır. En hızlı aslandan daha hızlı koşması gerektiğini bilir, yoksa öldürülecektir.
Her sabah Afrika'da bir aslan uyanır. En hızlı ceylandan daha hızlı koşması gerektiğini bilir, yoksa aç kalacaktır.
Aslan veya ceylan olmanız fark etmez. Güneş doğduğunda hızla koşmaya başlasanız iyi olur.'
(Afrika Atasözü)


****** ***** ******

Çok çalışmak, emek harcamak, güven vermek, sevmek ve paylaşmak hayatın anlamlı olmasını sağlar. Her sabah uyandığımızda bir de böyle bakalım dünyaya. Unutmayın hayat uzun bir hikayeye benzer. Ancak hikayenin uzun olması değil, iyi olması önemlidir.
Ekleme Tarihi: 03.02.2009 - 22:54
byzemheri üyenin diğer mesajları byzemheri`in Profili byzemheri Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: MÜSLÜMANLARIN BOYKOT ZAFERİ...
byzemheri su an offline byzemheri  
12 Mesaj -
müslümanların ne kadar da bi öndere ihtiyacı olduğu her gecen gün anlaşılıyor. eğerki bu boykut eylemi tek bi önder varken yapilsa ne kadar basırılı ourdu . ama yine bunada şükür.(biraz hayal gibi görünsede önderlik).rabbim düşmanını düşmanımız,dostunu bize dost eylesin.......boykutta emeği gece herkese ALLAH razı olsun amin. ecmein
Ekleme Tarihi: 03.02.2009 - 22:16
byzemheri üyenin diğer mesajları byzemheri`in Profili byzemheri Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: GARGAT (GHARGAD) AĞACI VE YAHUDİLER
byzemheri su an offline byzemheri  
GARGAT (GHARGAD) AĞACI VE YAHUDİLER
12 Mesaj -
Ortadoğu’daki gelişmeleri yakından izleyen, başta İsrail olmak üzere bölge ülkelerine sık sık gelip giden ve bu coğrafyanın tarihsel sürecine ilişkin çok sayıda yayını bulunan tarih profesörü bir dostum bana önceki gün; “Yahudiler İsrail’de en çok hangi ağacı dikiyorlar ve bunun sebebi nedir biliyor musunuz?” diye sordu

Kendisine, özellikle tarım konusunda İsraillilerin dünyanın en önemli araştırmalarına imza attıklarını biliyorum ama bir ağaca karşı özel ilgileri olup olmadığı konusunda bilgi sahibi değilim dedim İsrail’e de şimdiye kadar hiç gitmediğimi söyledim Kısacası sorunun cevabı bende yoktu

Verdiği cevap çok ilginç oldu Yahudilerin İsrail’de en çok diktikleri ağacın gargat ağacı olduğunu, bunun nedeninin ise bir hadis- i şeriften kaynaklandığını söyledi “Yahudiler hadis-i şeriflere itibar ediyorlar mı ki” dedim Etmiyorlar ama yine de içleri rahat değil Tedbiren de olsa yine de bu ağacı dikmekten geri kalmıyorlar dedi Sonra Peygamber Efendimizin konuyla ilgili bir hadis-i şerifini okudu

Tarihçi dostumun yanından ayrıldıktan sonra bu hadis-i şerifi kaynaklarıyla birlikte sizlerle paylaşmak üzere kütüphanemdeki kitaplardan aradım buldum

İlginçtir, hadis-i şerif daha çok kıyamet alametlerinin zikredildiği bölümlerde geçiyor Kaynaklarda kıyamet alametleri sıralanırken, fitnenin artması, Yahudilerin Müslümanlara yönelik taşkınlık ve zulmü inanılmaz boyutlara varınca, sabır sınırı taşıp artık bu zulme bir dur demek isteyen Müslümanların kendilerini bulup cezalandırmasından çekinen Yahudilerin bulabildikleri her yere kaçıp saklanacağından söz ediliyor

Hadis-i Şerif’te, Yahudilerin taşların ve ağaçların bile arkasına saklanacağı, buna karşın Gargat ağacından başka bütün taş ve ağaçların: “Ey Müslüman, Ey Allahın kulu, Yahudi arkamdadır, gel onu öldür” diyeceği ifade ediliyor (Buhârî, Tecrid, IX, 73; Tirmizî, Birr, 25; Fiten, 2; et-Tâc, I, 25)

Bahsi geçen hadis-i şerif Sahih-i Müslim’de; “Öyle ki Yahudiler taşların ve ağaçların arkasına saklanacak ama ağaç ve taş dile gelerek ‘Ya Müslim! Ey Allah (cc) kulu! Gel, bak benim arkamda Yahudi var, buraya gizlendi, benim arkamda, gel onu cezalandır diyecek Sadece ‘gargat’ ağacı bunu söylemeyecek çünkü o Yahudi ağacıdır” buyuruluyor (Kitab-ul Fiten H 2239)

Bu kadar yalın bir gerçeklikle ifade edilen hadis-i şerif üzerinde ayrıca bir yorumda bulunma ihtiyacı duymuyorum Her şey gayet açık ortada…

Fakat izniniz olursa Gazze’de yaşanan son vahşet görüntülerinden de yola çıkarak hadis-i şerifin son cümlesinin altını bir kez daha çizmek istiyorum Ne buyuruyor Peygamber Efendimiz; “Ağaç ve taş dile gelerek, Ey Müslüman, gel, bak benim arkamda Yahudi var, buraya gizlendi, benim arkamda, gel onu cezalandır” diyecek

Demek ki Yahudilerin artık haddi iyice aşmış zulmüne tanıklık etmek ağaçların ve taşların bile deyim yerindeyse canına öyle bir tak edecek ki, sabırları taşacak ve ihbarda bulunmak üzere dile gelecekler

Hadis-i Şerif temel kaynaklarda böyle geçiyor Birileri rahatsız olacak diye lafı eğip bükecek değiliz Peygamber Efendimiz söylüyorsa El Hak doğrudur

Nitekim Yahudiler de yaptıkları işin sonunun nereye varacağını ve tarihteki örneklerinde de görüldüğü gibi hep böyle sürüp gitmesinin mümkün olmayacağının az da olsa farkında olmalılar ki, hadis-i şerifte “sadece o ağaç söylemeyecek” denilen gargat ağacını tarih profesörünün tespitiyle ülkenin her yanına dikmekten geri kalmıyorlar İsrailliler her yana bu ağaçtan dikeceklerine zulme son verseler daha iyi olur O zaman muhakkak ki daha güvende olacaklardır Bu iş hep böyle gitmez Tarih bunun örnekleriyle dolu

Tüm dünya tepkili…

Siz bakmayın İsrail’in Gazze’de yaptığı katliamların sadece İslam dünyasında tepki oluşturmuş gibi bir görüntü ortaya koyduğuna… İsrail’in yıllar yılı bölgede uyguladığı ölçüsüz şiddet ve tarih boyu yapıp edegeldikleri fenalıklar tüm dünya ülkelerinde gizliden gizliye öylesine derin bir nefretin oluşmasına zemin hazırladı ki, yabancılarla konu üzerinde biraz konuşmaya başladığınızda hemen fark ediyorsunuz bunu Kaldı ki dinsel öğretileri ve tarihsel tecrübeleri de buna uygun Yahudilerin günümüzdeki tutum ve davranışları da bu acıları tazeleyecek türden Burada ayıplanacak olan durum nefret duymak değil, nefrete neden olacak eylem ve davranışlara göstere göstere zemin hazırlamamaktır

Dünyanın önde gelen medya kuruluşları ve ajansları büyük ölçüde Yahudi sermayesinin kontrolünde olduğu için, hükümetler aleyhlerine kampanya yürütülmesin, yıpratılmasınlar diye tepki göstermekte tutuk davranıyorlar Kısacası, dünyanın gözleri önünde cereyan eden zulme karşı dünya kamuoyunda oluşan nefret henüz kitle iletişim araçları vasıtasıyla beklendiği ölçüde dillendirilmeye başlanmadı Fanusun kapağı bir açılmaya görsün, dalga hızla büyüyecek ve zulme karşı kitlelerde oluşan nefret daha rahat gözlemlenebilecektir Kaldı ki bu tür açık bir zulme karşı tepkili olmak için din olarak sadece İslam’a mensup olmak gerekmiyor İnsanlık duygularını kaybetmemek yeterlidir
Yazının başında yer verdiğimiz hadis-i şerifin vermek istediği mesajı, Gazze’de yaşanan vahşet karşısında ruhlarda oluşan kabarmayı hissedince daha rahat algılayabiliyoruz Savaşın bile adabı vardır Bu kadar mı gaddar olur bir insan?

Bu açıklamalar önemli…

Başbakan Erdoğan’ın dün Antalya’da yaptığı şu açıklama önemlidir: “Zulüm ile abat olunmaz Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste Şu anda İsrail ne yazık ki orantısız güç kullanımıyla bir insanlık dramına imza atmıştır Bu insanlık dramı inanıyorum ki İsrail’i kendi içinde birçok sıkıntılara mahkûm edecektir Er veya geç hak egemen olur Zira o bombaların altında ölen çocukların ahı yerde kalmayacaktır, o savunmasız kadınların, annelerin ahı yerde kalmayacaktır, o gözyaşları yerde kalmayacaktır Bu gidiş gidiş değil Er veya geç hak egemen olur”
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in, İsrail’in yaptığını anlatmak için katliam ve vahşet kelimeleri yeterli kalmaz sözleri ve “İsrail’in bu tahrikleri sürdükçe terörle mücadelede başarılı olmak mümkün değildir” tespiti de fevkalade önemlidir

Bombalar altında bile tevekkül hissini kaybetmeyen ve yılgınlığa düşmediğini tüm dünyaya gösteren bir avuç Filistinlinin cesaretinin onda biri BM Güvenlik Konseyi üyelerinde olsa dünyadaki barış ortamı çok daha farklı olurdu İsrail ürettiği korkularla dünyanın iradesini bloke ediyor Sizden ve tehditlerinizden korkmuyoruz diyecek Selahattin Eyyubi yürekli 3-5 devlet adamına ihtiyaç var

Yazımızı İsra süresinden konuyla ilgili bir ayetle sonlandıralım:

“Kitapta İsrailoğulları’na şu hükmü verdik: “Muhakkak siz yer(yüzün) de iki defa (iktidar olup) bozgunculuk çıkaracaksınız ve muhakkak büyük bir kibirleniş-yükselişle kibirlenecek-yükseleceksiniz Ve nitekim o iki vaadden ilkinin zamanı geldiğinde, son derece zorlu ve güçlü kullarımızı üzerinize gönderdik de (sizi) evlerin aralarına kadar girip araştırdılar Bu, yerine getirilmesi gereken bir sözdü ve gerçekleşti” (İsra, 4-5)

Prof Dr Osman ÖZSOY



Gargad Ağacı ve vaat edilen için çalışmak!

——————————————————————————–

İsrail’in milli ağacıdır Gargad (Gark) ağacı. Dünyada bilinen terör devletlerin sonuncusu durumunda olan İsrail’in - Batı Hun devleti, Moğollar, Makedon Krallığı terör birer terör devletidir- her yerinde bu ağaçtan vardır. Gargad ağacının Yahudilerin milli ağacı olmasında, bu ağacın onları koruyacağı inancı vardır. Bu inanç, Hz. İsa (as) ve askerlerinin, nereye saklanırlarsa saklasınlar bütün Yahudileri bulup öldüreceği; ancak bu ağacın dile gelmeyerek onları koruyacağı düşüncesinin eseri.
Öyleki, İsrail eski Dışişleri Bakanı Şimon Perez -daha sonra Başbakan oldu- kendisiyle yapılan bir röportajda, mülakatı yapan muhabirin her yerde gördüğü bu ağacı sorması üzerine şu cevabı vermiştir: “Bu bizim ağacımız, bizi koruyacak ağaçtır. Müslümanlar bizi öldürmek isteyecekler ve biz bu ağaca saklanacağız.” Duydukları karşısında hayretini gizleyemeyen gazeteci sorar; “Madem öyle niçin onlarla sürekli savaşıyorsunuz?” Perez’in cevabı şudur: “Biz, bize vaat edilen için çalışıyoruz!”

İlginç değil mi? Yenileceklerini bildikleri halde, inançları gereği neyse onu yapıyorlar. İslam’ın üstünlüğü konusunu açıklarken, birileri, “Madem İslam üstün niçin müslümanlar hep gerideler?” diye sorarsa; verilecek cevap basittir. İslam şeksiz şüphesiz üstündür. Bugün Müslümanların geri olmalrının sebebi İslam değil, bilakis İslamsızlıktır, yani imandır.
Adamlar imanlarının gereği ne ise -sonlarını bildikleri halde- onu ifa etmekten çekinmiyorlar, peki ya Müslümanlar! Müslümanlar “iman ettik” dediklerine iamnalarının gereğini ne ölçüde yerine getiriyolar?
Ekleme Tarihi: 02.02.2009 - 22:00
byzemheri üyenin diğer mesajları byzemheri`in Profili byzemheri Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: SIKINTISI OLAN BU YAZIYI OKUSUN
byzemheri su an offline byzemheri  
SIKINTISI OLAN BU YAZIYI OKUSUN
12 Mesaj -
Yaşlı kadın, bir antika dükkanından aldığı yüzyıllık fincanı özenle salon vitrinine yerleştirdi. Fincanın biçimi, üzerindeki işlemeler, renkler onun bir sanat eseri olduğunu söylüyordu. Ödediği fiyatı hatırladı; hayır, hiç de pahalıya almamıştı.

Hayranlıkla fincanı seyretmeye devam etti. Derken, birden fincan dile geldi ve kadına şöyle dedi;

“Bana hayranlıkla baktığının farkındayım. Ama bilmelisin ki, ben hep böyle değildim. Yaşadığım sıkıntılar beni bu hale getirdi.

Kadın şimdi hayret içindeydi. Önündeki kahve fincanı konuşuyordu!

Kekeleyerek: “Nasıl? Anlayamadım?” diyebildi yaşlı kadın.

“Demek istiyorum ki, ben bir zamanlar çamurdan ibarettim ve bir sanatkâr geldi. Beni eline aldı, ezdi, dövdü, yoğurdu. Çektiğim sıkıntılara dayanamayıp:

“Yeter! Lütfen dur artık!” diye bağırmak zorunda kaldım.

Ama usta sadece gülümsedi ve; “Daha değil!” diye cevapladı beni.

“Sonra beni alıp bir tahtanın üzerine koydu. Burada döndüm, döndüm, döndüm. Döndükçe başım da döndü. Sonunda yine haykırdım:

“Lütfen beni bu şeyin üzerinden kurtar. Artık dönmek istemiyorum!”

Ama usta bana bakıp gülümsüyordu:

“Henüz değil!”

“Derken beni aldı ve fırına koydu. Kapıyı kapayıp ısıyı arttırdı. Onu şimdi fırının penceresinden görebiliyordum. Fırın gitgide ısınıyordu. Aklımdan şöyle geçiyordu: Beni yakarak öldürecek”

Fırının duvarlarına vurmaya başladım. Bir taraftan da bağırıyordum:

“Usta usta! Lütfen izin ver buradan çıkayım!”

“Pencereden onun yüzünü görebiliyordum. Hala gülümsüyor ve “Daha değil!” diyordu.

“Bir saat kadar sonra, fırını açtı ve beni çıkardı. Şimdi rahat nefes alabiliyordum, fırının yakıcı sıcaklığından kurtulmuştum. Beni masanın üstüne koydu ve biraz boyayla bir fırça getirdi.

“Boyalı fırçayla bana hafif hafif dokunmaya başladı. Fırça her tarafımda geziniyor ve bu arada ben gıdıklanıyordum.

“Lütfen usta! Yapma, gıdıklanıyorum!” dedim. Onun cevabı ise aynıydı: “Henüz değil!”

“Sonra beni nazikçe tutup yine fırına doğru yürümeye başladı. Korkudan ölecektim. “Hayır! Beni yine fırına sokma, lütfeeen!” diye bağırdım.

Fırını açıp beni içeri iteleyip kapağı kapattı. Isıyı bir öncekinin iki katına çıkardı. “Bu sefer beni gerçekten yakıp kavuracak!” diye düşündüm. Pencereden bakıp ona yine yalvardım, ama o yine “Daha değil!” diyordu. Ancak bu defa ustanın yanaklarından bir damla gözyaşının yuvarlandığını gördüm.

“Tam son nefesimi vermek üzere olduğumu düşünüyordum ki, kapak açıldı ve ustanın nazik eli beni çekip dışarı çıkardı. Derin bir nefes aldım, hasret kaldığım serinliğe kavuşmuştum. Beni yüksekçe bir rafa koydu ve usta şöyle dedi:

“Şimdi tam istediğim gibi oldun. Kendine bir bakmak ister misin?”

Ona “Evet” dedim.

Bir ayna getirip önüme koydu. Gördüğüme inanamıyordum. Aynaya tekrar tekrar baktım ve “Bu ben değilim. Ben sadece bir çamur parçasıydım.”

“Evet bu sensin!” dedi usta. Senin acı ve sıkıntı diye gördüğün şeyler sayesinde böyle mükemmel bir fincan haline geldin.

Eğer seni bir çamur parçası iken üzerinde çalışmasaydım, kuruyup gidecektin.

Döner tezgahın üstüne koymasaydım, ufalanıp toz olacaktın.

Sıcak fırına sokmasaydım, çatlayacaktın.

Boyamasaydım, hayatında renk olmayacaktı.

Ama sana asıl güç ve kuvveti veren ikinci fırın oldu.

Şimdi arzu ettiğim her şey var üzerinde.”



Ve ben kahve fincanı, şu sözlerin ağzımdan çıktığını hayretle fark ettim:

“Ustam! Sana güvenmediğim için beni affet!

Bana zarar vereceğini düşündüm.

Beni benden fazla sevip iyilik yapacağını fark edemedim.

Bakışım kısaydı, ama şimdi beni harika bir sanat eseri yaptığını görüyorum.

Benim sıkıntı ve acı diye gördüğüm şeyleri bana verdiğin için teşekkür ederim…

Teşekkür ederim.”
Usta fincanı, yaratıcı insanı şekillendirir. Yeter ki acı da ki hikmeti görelim.

Kahrın da hoş, lûtfun da hoş demesini bir öğrenebilsek
Zorlukların insanlara ne öğrettiğini gecte olsa sonradan insan ferkediyor...
Ekleme Tarihi: 02.02.2009 - 21:48
byzemheri üyenin diğer mesajları byzemheri`in Profili byzemheri Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Bak şu Hayrettin Karaman 'a..., anlayan beri gelsin...
byzemheri su an offline byzemheri  
12 Mesaj -
ya merak ettiim bir sey var.acaba biz ülkemizdeki hangi okumuş yada prof.olan alim diye nitelene insanlarin hangisine inanacağız neiştir yahu.ılımlı islam die diye şeriatın cizdiği bütü yolları bizelre şüpheli gösterirler .inanımki kime uycepız bilmiyom.KURAN dan baska dayanak sünnetten baska yol yoktur.ALLAH bizleri yolu sapanalardan eylemesin...........AMİN.
Ekleme Tarihi: 30.01.2009 - 00:52
byzemheri üyenin diğer mesajları byzemheri`in Profili byzemheri Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: MSN iletilerinizde ne yaziyor?
byzemheri su an offline byzemheri  
12 Mesaj -
((NAMAZDA ALLAH IN BİRLİĞİNE SEHADET EDEN PARMAĞIM .BİR TAĞUUN HÜKMÜNÜ ASLA ONAYLAMAYACAKTIR)) BENİMKİDE BÖYLE İÇDÜNYAMI YANSITSIN DİYE..........
Ekleme Tarihi: 28.01.2009 - 21:44
byzemheri üyenin diğer mesajları byzemheri`in Profili byzemheri Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Bizden ne öğrendin?
byzemheri su an offline byzemheri  
12 Mesaj -
Elinize Saglik
Ekleme Tarihi: 21.01.2009 - 21:39
byzemheri üyenin diğer mesajları byzemheri`in Profili byzemheri Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: can dostum
byzemheri su an offline byzemheri  
12 Mesaj -
güzel bir olay.arkadası fedakar dost bulmak imkansiz gibi ama ALLAH verince olur.keske herkes ebubekiri sıddık gibi dost bulsa ALLAH bizede nasip etsin.Elinize Saglik
Ekleme Tarihi: 20.01.2009 - 22:15
byzemheri üyenin diğer mesajları byzemheri`in Profili byzemheri Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Mustafa islamoğluna atılan iftiralara cevaplar
byzemheri su an offline byzemheri  
12 Mesaj -
selam aleykum inanınki kafirlerin istediğinin aynısın yapıyuruz.kendi aramızda kin tohumlari serpiyoruz.üstad mustafa islamoğlu günmüzün büyük alimlerindendir.yorumlari günümüze göre çok uygun ve anlaslır.ama işi iftira boyutuna getirmek çok gereksiz ve haram olan işlerin basındadır.müslümana yakışan biribirlerinin kusurunu örtmektir.ki kusursa. ama iftira müslaman şahsiyete hiç yakışmaz.ALLAH bizleri yalan dan iftiradan gıybeten uzaklasan kullardan eylesin(amin)
Ekleme Tarihi: 18.01.2009 - 23:35
byzemheri üyenin diğer mesajları byzemheri`in Profili byzemheri Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Hadi Gülümse !!!!!
byzemheri su an offline byzemheri  
12 Mesaj -
güzel mısralar allah razı olsun
Ekleme Tarihi: 14.01.2009 - 21:35
byzemheri üyenin diğer mesajları byzemheri`in Profili byzemheri Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: tebrik
byzemheri su an offline byzemheri  
tebrik
12 Mesaj -
selam aleykum benyeni katılıyurum foruma.bana ilmihal bilgileri lazımdı. o vesile ile bldum siteyi.gercekten ilmihal bilgilerinizin örnekleri çok güzel .ben fıkıh anlatmaya cablıyum arkadaslara.yardımcı oluyur .bu bilgiler .site cok güzel ALLAH güzelliklerin devamını nasip etsin islamiçin çabalayan lara.ALLAH yar ve yardımcınız olsunselam aleykum
Ekleme Tarihi: 14.01.2009 - 21:31
byzemheri üyenin diğer mesajları byzemheri`in Profili byzemheri Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Sayfa (1): (1)
İmzalar göster - Konuları göster

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 664 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
kilimlili67 (47), EnToRia (39), cihankarasan (56), rahmali (60), beyazyol (44), hmurat (50), Sweet-Bircan (31), calinan_kalp (43), bobmalley (34), kerim71 (50), talip-ibrahim (38), kan-ka (50), behlül72 (52), n.nakla61 (40), yasinbirel80 (44), zuhre yildirim (44), SnNmMc (37), tarik82 (42), akin123 (37), MertTurk (43), *hira* (35), zaferburgu (49), mademney (42), esli (61), sipahii (43), gokhan (46), ISLAM_GUNESI (40), veteriner54 (42), meryem03 (40), engino (46), yol_cu (42), koyuncu339 (39), fizikcimrt (49), fgdibo (36), salem (46)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.50691 saniyede açıldı