kaletra kamagra ivermektin hydroxychloroquine ivermectine tricor trileptal triple trial pack trittico tryptizol tylenol ulcidine urispas uroxatral uvadex valif valtrex vaniqa vantin vaseretic vasotec ventolin inhaler ventolin vepesid veracim vermicidin vermox vesanoid vesdil viagra oral jelly viagra professional viagra soft viagra strips viagra sublingual viagra super active viagra super dulox force viagra super fluox force viagra super force viagra vibramycin vicard vigora virazole vistagan volmax cr
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » Arama Sonuçları

2 Sonuç - Yeni Arama
Sayfa (1): (1)
Ekleyen Mesaj
Konu: cuma namazı ve zuhr-i ahir
tevhit06 su an offline tevhit06  
cuma namazı ve zuhr-i ahir
2 Mesaj
http://www.hayrettinkaraman.net/sc/00049.htm

İslam hukuku profesörü Hayrettin Karaman’ın web sitesi

Soru:
Selamun aleykum hocam . Cumanın farzı öğle namazı yerine geçiyor mu, geçiyorsa neden cuma farzından sonra bir daha öğle namaz kılıyoruz.

Cevap:
Cuma namazının farzı, öğle namazının farzı yerine geçiyor; bu konuda bir tereddüt ve tartışma yoktur. Tartışılan konu, "kılınan Cuma namazı sahih olmazsa öğle namazı ne olacak?" sorusu içinde yer almaktadır.
İmam Şâfiî'ye göre bir şehirde iki veya daha fazla yerde Cuma kılınmış ise önce kılanların (namazı diğerlerinden önce bitirenlerin) cuması sahihtir. Sonra kılanların cuması olmamıştır (batıldır) ve öğleyi yeniden kılmaları farzdır. Şâfii'ye göre hangisinin önce kıldığı belli değilse, hepsinin öğleyi yeniden kılmaları gerekir.
İmam Şâfiî'den sonra gelen ve ona tâbi bulunan Şâfiî müctehid ve fakihleri yukarıdaki hükmün, "ihtiyaç olmadığı halde cumanın birden fazla camide kılınmış olmasına ait" bulunduğunu; şayet caminin mükelleflere göre küçük olması gibi bir mazeret varsa birden fazla camide kılınabileceğini, böyle olunca da öğle -Cuma namazından sonra- öğle namazının farzını yeniden kılmanın farz olmayacağını, ancak sünnet olabileceğini ifade etmişlerdir.
Hanbelîlerin görüşü de Şâfiîlerinki gibidir.
Bu iki mezhebin tatbikatında Cuma namazı, ihtiyaç olmadığı halde birden fazla camide kılınmışsa ilk kılınandan sonrakiler bâtıl sayılmakta -şüphe halinde; yani hangi cemâatin namaz önce bitirdiğinin bilinmemesi durumunda hepsi bâtıl sayılmakta- ve öğle namazı yeniden kılınmaktadır.
Eğer Cuma namazı ihtiyaca binâen birden fazla camide kılınmış ise bu takdirde bâtıl sayılmamakta, ancak ihtiyaten öğle namazının kılınması tavsiye edilmektedir. Bugün hemen her şehir ve büyük köyün -cumayı kılsın kılmasın- namaz ile mükellef bulunanlarını bir cami almayacağına göre kılınan cumalar Şâfiîlere göre de sahihtir ve öğleyi kılmak farz değildir.
Hanefî mezhebinde tercih edilen görüş, İmam Muhammed'e ait olup "Bir yerleşim yerinde birden fazla camide Cuma namazının kılınabileceği" şeklindedir.
Cuma namazının bazı şartlar üzerinde -yukarıdakine ek- bazı ihtilaflar (ictihad farkları) vardır. Ancak bunlardan birini esas alarak Cumayı terketmek veya kıldıktan sonra -belki sahih olmamıştır diyerek- yeniden bir de öğlenin farzını kılmak doğru değildir. Kılınan Cuma namazının gerçekleşen şartları şu veya bu müctehide göre yeterli ise Cuma namaz sahihtir, öğle namazının da yerine geçmiştir.
Cuma namazının farzı iki rekattır. Bundan önce dört, farzdan sonra da dört rekat namaz kılmanın sünnet olduğuna dair güçlü deliller vardır. Böylece sünneti ve farzıyla beraber Cuma namaz on rekattır. Zuhr-i âhir (son öğle namazı) diye bir namaz yoktur; kılınması uygun değildir. İsteyen Cumadan önce de sonra da istediği kadar nafile namaz kılabilir
Ekleme Tarihi: 12.06.2008 - 15:29
tevhit06 üyenin diğer mesajları tevhit06`in Profili tevhit06 Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: Cuma Namazı...
tevhit06 su an offline tevhit06  
cuma namazı ve zuhr-i ahir
2 Mesaj
Zuhuri ahir


Hicrî 5. asırdan bu yana yalnız Türkiye’de uygulanan, başka İslam âleminin bilmediği, bilmek de istemedikleri “zuhr-u âhir ” denen, ALLÂH’ın emri, Hazret-i Resûlullâh’ın sünneti ile hiç ilgisi olmayan, Moğol istilâlarının hüküm sürdüğü bir zamanda Konya’da ihdas edilen ek ibâdet usûlü ki, namaz değildir. Hükümet ve devletin olmadığı yerde, ulü’l-emrin icra edilmediği yer -ki, darü’l-harptir- darü’l-harpte ise cuma namazı kılınmaz, diye uyduruk fetva verenler, zamanımıza kadar..

“İslam’da yeri olmayan namaz” demeye hicap ediyorum, çünkü namazın iki kaynağı vardır: 1: Kitap, 2: Sünnet. Başka kaynak aranmaz. Beş vakit namazdaki farzlar, Cumâ namazı için de geçerli olup, hutbesiz Cumâ namazı geçerli değildir. Bayram namazlarında hutbe sünnettir. Okunmasa da namaz tamamdır.

Sünnetleri hafife almayasın. Kur’ân’da belirtilmemiş, Peygamber Efendimiz’in ibâdet ve amellerinde görülen hallerin cümlesine sünnet deriz. Sünnetleri emr-i ilâhînin dışında görme. Kur’ân’da sarih olarak görülmediği için sünnettir. İcmâ, kıyas edilleyi şeriye namaz için geçerli değildir.

Rabbımızın lütuf ve ihsânı olan en büyük bayram olarak belirtilen Cumâ günü, âyet ve hadisle ifâde edilen öğle vaktinde Cumâ namazı.. Hutbede bulunarak imam efendiye uyup iki rekat farzı kılan kişinin ALLÂH’ın emrine göre cumâsı tamamdır. Sünnetlerini de mezhebine tâbi olunan imam efendinin içtihâdına göre kılmaktır. Çünkü imam efendilerimizin aralarında sünnetlere dâir içtihat farklılıkları vardır. Hepsi de geçerli olup, cumânın sıhhatına halel getirmez.

İmâm-ı A’zam Hazretleri hicri 75 senesinde dünyâya teşrif ettiler. 150 senesinde irtihal eylediler. Makamları cennet olsun. Kendileri tâbiînden olup, ashâbın yaşlıları ile görüştüler. Ve îzah ettiler:

“Hazret-i Resûlullah (s.a.v) Efendimiz mescide gelmeden önce dört rekat sünnet kılar, mescide geldiklerinde hutbe îrad ederlerdi. İki rekat cumânın farzını cemaate kıldırır, hâne-yi saâdetlerine gider, dört rekat da orada sünnet kılarlardı.”

İmâm-ı A’zam Hazretleri bu türlü beyan ve içtihat etmişlerdir.

İmâm Şâfiî Hazretleri, İmâm-ı A’zam Hazretleri’nden sonra dünyâya teşrif ettiler. Cumânın sünneti hakkında buyurdular ki :

“Cumâdan evvel iki rekat, cumâdan sonra da iki rekat Hazret-i Resûlullâh’ (s.a.v.) sünnet kılardı.”

İmâm Mâlik ve İmâm Hanbel hazretlerinin içtihatları da :

“Cumâya gelmeden evvel Hazret-i Resûlullah (s.a.v.) iki rekat namaz kılar, farzdan sonra başka namaz kılmazdı.” şeklindedir. ALLAH cümlesinden râzı olsun.

Cumâ Sûresi’nde de müsta’celiyyet vardır : “ALLÂH’ın zikrinden sonra yeryüzüne yayılınız, rızıklarınızı arayınız.” On altı rekatlı hiç bir mezhep yoktur. Dikkat edilirse, yalnız sünnet üzerinde ihtilaf değil, içtihat değişikliği vardır. Kimsenin namaza rekat ilâve etmesi uygun olmayıp, hatâdır.

Bâzı kimseler çok ibâdet ve tâatla çok kazanacağını zannederler. Her şeyin ifrâtı yasaklanmıştır. Misâl olarak, seferde olan dört rekatlı farz namazları iki rekat kılmayı Hazret-i ALLAH emrediyor. Fazla kılarsan ne olur? Âsî olursun, emr-i ilâhîye karşı geldiğin için. “Hiç fazla namaz kıldı diye insanı döverler mi? Fazla mal göz mü çıkarır?” gibi sözlerle emr-i ilâhîyi basit bir hâdise gibi gösterip günâha girme. “Zuhr-u âhir” diye bir namaz yoktur. İslamiyette şüpheli ibâdet olmaz.şüpheli ibadete sıhhatlidir diye kimse cevaz veremez Evham, rûhî hastalıktır. Namaz husûsunda ilham ve rüyâ ile de amel edilmez. Sahîh-i Buharî’nin (Tecrîd-i sarîh Tercümesi) üçüncü cildinde Cumâ bahsinde bildirildiğine göre, Peygamber (s.a.v.) Efendimiz hutbe îrad edip, buyurdular ki : “Cumâ size kıyâmete kadar farz kılındı. İster âdil imam, ister zâlim imam zamânında olsun, kim ki, Cumâ namazını sebepsiz yere terk ederse, iki elim yakasındadır. ALLAH işini rast getirmesin.. onun Ne namazı vardır, ne orucu, ne haccı, ne de zekatı... Vaktâ ki, tövbe ve istiğfar etmiş ola.”

Büyük fıkıh âlimi İbn-i Nuceym buyururlar ki :

“Zuhr-u âhir kılan kişi ilim yoksunudur.”

Kütüb-i sitte’den olan Sünen-i Dârekutnî Tercümesi, 2. Cilt sahîfe 10’da şöyle ifâde olunur:

“Zuhr-u âhir kılan şüphesiz günahkardır.”

Diyânet İşleri Başkanlığı da Şerîat-i Muhammedî’de 92 hurâfa ve bidat tespit etti. Ama umûma îlânından çekindiler. Fakat ben bu listenin bir nüshasını elde ettim ve çoğaltıp, dağıttım. Bidat ve hurafaların başına yazmışlar, zuhr-u âhir diye bir namazın olmadığını. Merhum cennet-mekan Hamdi Akseki buyuruyor ki :

“İmam efendilerimizin cumânın sıhhati ve vücûbu hakkındaki ihtilafları “muhtelefun fîh”tir (kesin olmayan, ihtilaflı konulardandır). Cumânın farziyetine te’sir edici değildir. Şöyle ki, Cumânın vücûbunun sıhhati hakkında ictihâdî ihtilaflar musallînin (namaz kılanın) daha mutmain olması içindir. Hiç bir içtihat cumânın farziyetini bozmaz. Nitekim öyle olmuştur.”

Türkiye’den başka İslam ülkelerinde zuhr-u âhir diye bir şey bilmezler. Çünkü kesinlikle yoktur. Bir namazın iâdesi farzın terkinden îcap eder. Vâcibin terkinden, farzın te’hirinden sehiv (yanılma) secdesi lâzım gelir. Hazret-i ALLAH Türk milletini de bu gibi anlamsız ibâdetlerden kurtarsın.Amin.

H.Galip KUŞCUOĞLU
Ekleme Tarihi: 12.06.2008 - 15:25
tevhit06 üyenin diğer mesajları tevhit06`in Profili tevhit06 Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Sayfa (1): (1)
İmzalar göster - Konuları göster

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 534 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
jakup (32), muzocel26 (58), salihhazar (55), Beyza (56), cs7014 (50), oezkan (51), kara61 (66), aetkral (51), kubratalp (48), K.GOCERLI (27), cecenmucahidi (33), yaburka (49), violine (44), mavi_ruya (48), mbahaddin (55), Kerim_Bey (36), Süreyya (66), yemenici68 (56), mecid (43), kerime (42), mehmet_eyigör_6.. (28), tokayca (51), hasan5335 (36), volkan33 (54), mgunhan (48), ttufan (42), isvec (65), beyazguel (38), atay (62), sonromeo2 (47), kulibo (38), Zeynepgul (44), nihat 60 (44), g_neferalperen3.. (46), sebiarus (55), hace (41), EsmerKiz-NL (39), n@ksýben (43), pedino (54), hatice 1975 (49), hesbollahi (45), hafýz_ (37), ozel (68), fethic (55), hacimeryem (54), telve (52), Levent75 (49), züleyha hanc&ya.. (47), erciyas tamer (46), m.kýl&ya.. (53)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.48457 saniyede açıldı