fluvoxamine stromectol ivermektine generique stromectol fluvoxamine imdur imigran imitrex imodium imuran imurek inderal la inderal index indocin sr indocin inegy intagra iscover isoptin isordil sublingual isordil itraderm itrop jumexal kamagra effervescent kamagra gold kamagra oral jelly kamagra soft kamagra keflex kemadrin kenacort a solubile kenacort a kenacort kenergon kessar keto med ketozol kinzal kinzalplus klacid lamictal dispersible lamictal lamisil cream lamisil
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » İBRET TABLOLARI » -- BEREKETIN KAYNAGI NEREDE SAKLI?--

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 3 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Cihan-63 su an offline Cihan-63  
Themenicon    -- BEREKETIN KAYNAGI NEREDE SAKLI?--

582 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 17.03.2007
En Son On: 13.01.2011 - 16:59
Cinsiyeti: Erkek 
Uzun bir yolculuktan sonra yolu bir köye düş­­müştü. İyice susamış, üstelik acıkmıştı da... Gözüne kestirdiği bir evin kapısını hafifçe tıklattı. Kapıyı evin hanımı açtı.

“Bir tas suyunuz var mı bacım, çok susadım da” dedi.

“Bir tas suyun lafı mı olur kardeş, yoldan geliyorsun, görü­nen o ki, acıkmış olman lâzım. Siz içeri buyurun, çok kal­maz beyim de gelir.”

Misafir daveti kabul etti. Serin bir köşeye çekildi oturdu. Kısa bir süre sonra ev sahibi de geldi. Hoş beşten sonra misafirin önüne sofra serildi. Birkaç parça yiyeceğin yanında bir tabağa da pekmez koymuşlardı. Pekmez hoşuna gitmişti.

Ev sahibi yıllardır uyguladığı bir âdetini anlatmaya başladı misafirine:

“Köye girerken gözünüze çarpmıştır. Önemli bir gelir kaynağımız üzüm bağcılığıdır. Benim de bir parça bağım var. Her sene hasat mevsimi olunca, üzümü keserim, suyunu sıkar, pişiririm, pekmez yaparım. Dört teneke pekmez çıkar. Üç tenekesini köylüye dağıtırım, bir tenekesini de eve bırakırım. Gelirken siz de görmüşsünüzdür. Bu sene bir çekirge âfeti geldi. Ne kadar yeşillik varsa, hepsini yedi bitirdi. Köyün bağları da bu felâketten nasibini aldı. Ne yeşil bir yaprak kaldı, ne de bir salkım üzüm...

“Ancak benim bağa hiçbir şey olmadı. Çekirge sürüsü benim bağa uğramadı, bir zarar da vermedi. Sapa sağlam kaldı. Her sene olduğu gibi, bu sene de yine üzümü kestim, suyunu sıktım, pekmez yaptım, dört teneke çıktı, birini eve bıraktım, geri kalan üç tenekesini de köyde fakir fukaraya dağıttım. Bu yüzden, çekirge bütün bağları kırıp geçirdiği halde benim bağa dokunmadı.”

Misafir hayranlığını gizleyemedi, Gözüyle görmüştü, o ka­dar bağın içinde tek yeşil kalan bir bağ vardı ve hayranlığını “Mâ­şaallah!” diyerek dile getirdi ve örnek davranışından do­la­yı ev sahibini kutladı.

* * *

Birkaç sene sonra bir yaz mevsimi, hasat zamanıydı. Ekinler biçilmiş, toplanmış, harman yapılmıştı. Harman yerlerinde tepecikler halinde buğday ve arpa desteleri vardı. Çiftçinin bir yıllık emeğiydi bu. Yıllık gelirini buradan karşılayacaktı.

Ancak acı haber kısa sürede her tarafa ulaştı: “Kilis”in har­­manlarına ateş düşmüş, yangın bütün harmanları sarmış­­tı.

Çevreden duyanlar koşmuş, bir an önce yangını söndürmeye koyulmuştu. Kendisi de yerinde duramamış, bu insanla­rın yanında yer almaya gitmişti. Gerçekten de manzara deh­­şet vericiydi. Alevler göklere yükseliyor, harmanlar cayır ca­yır yanıyordu. Fakat olanca gayrete rağmen harmanların büyük bir kısmı yanmış, öbek öbek kül yığınları oluşmuştu.

Ancak herkesi şaşırtan bir görüntü vardı kül kümelerinin yanında. Yangının ortasında kalmasına rağmen koca bir buğday harmanı olduğu gibi duruyordu. Dev alevler orayı atlamış geçmişti. Harman sahibi ise harmanının yanında bekleyip duruyordu. Bir şaşkınlık içindeydi.

Yanına vardı. Sordu: “Kardeş, sebebi ne ola ki, herkesin harmanı yanıp kül olduğu halde senin harmanın böyle olduğu gibi kalmış? Yangından ve ateşten bir zarar görmedin!”

Harman sahibi üzüntülüydü, çünkü bütün komşuların bir yıllık emeği kül olmuştu; sevinçliydi, kendi harmanı kurtulmuştu.

“Ben,” dedi, “her sene harmanı kaldırırken, içinden onda bir zekâtını (öşrünü) ayırırım, fakir ve muhtaçlara veririm, on­dan sonra buğdayı ambara çekerim. Böylece Rabbim benim harmanı korudu.”

Evet, hadis-i şerifler açıktı:

“Mallarınızı zekâtla koruyun. Hastalıklarınızı sadaka ile tedavi edin. Belâ dalgalarına dua ve yakarışla karşı koyun.”[1]

“Karadaki ve denizdeki bir mal ancak zekâtının verilmemesinden dolayı telef olur.”[2]

Zekat, sadaka ve infak manevi bir sigortaydı.

[1] et-Tergib ve’t-Terhib, 1:520.

[2] Feyzü’l-Kadîr, 5:437.
Ekleme Tarihi: 04.09.2007 - 11:25
Bu mesajı bildir   Cihan-63 üyenin diğer mesajları Cihan-63`in Profili Cihan-63 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
muhammed_usame su an offline muhammed_usame  

161 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 30.08.2007
En Son On: 07.09.2007 - 11:54
Cinsiyeti: ----- 
Allah Razı Olsun cihan abi .....

eline sağlık .....

wesselam
Ekleme Tarihi: 04.09.2007 - 11:52
Bu mesajı bildir   muhammed_usame üyenin diğer mesajları muhammed_usame`in Profili zum Anfang der Seite
MDEMiR su an offline MDEMiR  
Themenicon    BEREKETIN KAYNAGI NEREDE SAKLI

38 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.08.2006
En Son On: 24.01.2010 - 22:36
Cinsiyeti: Erkek 
Allah Razı Olsun

Mallarınızı zekâtla koruyun. Hastalıklarınızı sadaka ile tedavi edin. Belâ dalgalarına dua ve yakarışla karşı koyun.”[1]

“Karadaki ve denizdeki bir mal ancak zekâtının verilmemesinden dolayı telef olur.”[2]

Toplumumuzun en önemli sorunlarından birisi de zekat müessesesinin yeterince çalışmıyor olması bence.
İslam’ın beş temel esasından biri de Zekat’tır. Zekatın bir çok hikmeti vardır. Zekat, toplumun sosyal güvenlik şemsiyesidir. Cimrilik hastalığını tedavi eder. Cömertlik duygularını geliştirir. Hayır-hasenat kapılarını açar. Gelir dağılımındaki dengesizliğin giderilmesine katkıda bulunur. Servet düşmanlığını azaltarak zengin fakir arasında köprü oluşturur, mülkiyeti emniyet altına alır. Toplumda huzur ve birliği sağlar.
Her zengin Müslüman’ın kazancında, fakirlerin hakkı vardır. Nitekim Kur’an-ı Kerim de “Zenginlerin mallarında, yardım isteyen ve iffetinden dolayı isteyemeyip mahrum olanlar için bir hak vardır.” buyrulmaktadır. Zekat vermemek, fakirin hakkını gasbetmektir. Bu ise kıyamet günü Allah’ın huzurunda hesabı ağır olacak bir vebaldir. Peygamberimiz de zekatı verilmeyen malın kıyamet gününde zehirli bir yılan misali mal sahibinin boynuna dolanacağını ifade etmektedir.
Mal ve mülkün hakiki sahibi Allah’tır. Bizler O’nun emanet olarak lütfettiği malın ve mülkün geçici bekçileriyiz. Şeytanın, zekat verdiğimiz takdirde fakir düşeceğimiz vesvesesine kapılmadan zekatlarımızı verelim. Yüce Rabbimizin rızasını gözeterek ve yoksul kimselerin onurunu incitmeden, yapacağımız yardımların sevaplarımızı çoğaltmasının yanında, malımıza bereket, yuvalarımıza huzur getireceğini unutmayalım.

Ekleme Tarihi: 16.09.2007 - 10:50
Bu mesajı bildir   MDEMiR üyenin diğer mesajları MDEMiR`in Profili MDEMiR Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 629 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
***Murat*** (48), behlul (50), hatice57 (44), GaZZe (60), erveysel (61), Abdulkadir22 (31), samyeli13 (47), candeniz (24), balacan (54), abdulkadir (31), babam veben (55), askbumu (43), sahra_yagmur (37), halit42 (39), Babacan52 (56), gurbetcigenc (33), Fikret1972 (52), NuR_EFSAN (39), jopp777 (47), pempe1987 (37), Nur baçesi (28), seyhzadem (36), Mustafa Alptug (41), gunes_akca (35), KanKaZ (36), hsusal (72), olimp_ (45), ufkumuzvar (42), gakkosfatih (42), HIKKI (51), Selale1 (49), Yasin Tural (36), nebitdag (45)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.54202 saniyede açıldı