generique colchicine budesonide stromectol kaletra generique colchicine 3tc abilify aceon acepril acerpes achromycine aciphex acivir acnecolor acnefuge acticin actigall actisite active pack actonel actoplus met actos acular adalat cc adalat adapress adartrel adcirca addyi adipur advair diskus advair rotahaler aerius aerodiol aggrenox agofenac agoprim agopton agorex airol airomir akneroxid aknex aknin n aknoral albenza
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » KARDEŞLİK SEVDASI (rahmani kardeşlikler için)

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 3 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Cihan-63 su an offline Cihan-63  
KARDEŞLİK SEVDASI (rahmani kardeşlikler için)

582 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 17.03.2007
En Son On: 13.01.2011 - 16:59
Cinsiyeti: Erkek 
Kardeşlik; nimeti ilahiyenin sere serpe dökülme de karar kıldığı en ciddi adres…
Rabbani ‘’takdir’’ ve ‘’taltif’’ ikramının yoğun biçimde nazil olduğu en uğrak
merkez… rahmani bir manevra tarzı olan ‘’ittifak’’, ‘’ittihad’’ ve ‘’ittisalin’’
talim edildiği en aziz mektep…

Bu denli ehem bir misyon olan kardeşliği gündemimize alıp analiz etme zorunluluğu
altındayız... Olmazsa olmazlarımız arasında kardeşlik realitesinin varlığını
hissederek hareket etmemiz gerektiği herkesçe malum... Müthiş bir anafora doğru
sürüklenen kardeşliği düştüğü meş’um çıkmazdan azade kılacak, ona ruh bahşedecek,
diriltici bir ‘’nefha’’nın varlığı zorunlu…
Öyle ise kardeşliği ‘’yitik bir sevda’’ addedip ona ulaşabilmenin yollarını
aramalıyız… Kardeşliği engelleyen ‘’aktör- faktörleri’’ deşifre edip teşhir ederek
kardeşlik yollarını bulabiliriz... Tespit, teşhis ve teşhir mekanizmasını
kullanarak kardeşliği tıkayan ‘’öfke’’,‘’kin’’ve‘’hased’’ engellerini aşabilmemiz
mümkün… Kardeşlik sevdasını, kavgaya döken bu kalbi marazları yakın takibe alıp
incelememiz lazım… Netameli kardeşlik tablosunu oluşturan mezkur handikaplara karşı
müteyakkız olmamız gerektiğini unutmayalım.
Birincisi; Öfke: Öfkemizin haddini ve hattını belirleyen en temel etmen ne?..
Disipline edilmemiş öfkeyi ne ile hizaya getireceğiz?.. Öfkenin kardeşlik sevdasının
önünde oluşturduğu muzır barikatı nasıl kaldıracağız?.. Tüm bu soruların cevabı
elbette “vahiy”ile olacaktır. Öfke ve kızgınlığın kardeşlik güzergahında oluşturduğu
sisli, isli açmazı “vahiy” ile berraklaştırabiliriz… Öfke düzensizliğini vahyin
dizaynına amade kılma sorumluluğu üzerimizde… Buyrun nefsin değil vahyin sınırlarını
belirlediği öfkeyi yakından tanıyalım…
“Onlar bollukta ve darlıkta infak ederler. Öfkelerini yutarlar. Ve insanları
bağışlarlar. Allah muhsinleri sever.” (Al- i İmran, 134)
egemen kuvvetlerin işkence hücrelerinde oluşturulan şerir abluka ve markaj
karşısında her türlü sövme ve dövme işlemine sabredip tahammül edenler, basit
kardeşlik sorunları karşısında aynı hassasiyeti gösterebiliyorlar mı?.. Zalimlerin
hakaretlerine susan, kardeşlerin maharetlerine kusan bireyler, kardeşliklerini
revizyona almak zorundalar… Sukuta endeksli politik yaklaşımlarımızdan zalim
kalleşler kadar, mazlum kardeşler de nasipdar mı?.. Bu garip ve muzdarip tabloyu
diskalifiye etme azminde olmak, boynumuzun borcu olmalı… Ve net kardeşlik kulvarına
doğru sahih bir yürüyüş korteji oluşturmaya zemin ihzar etmeli…
Adamın biri “Ya Resulullah (sas)! Beni Allah- u Teala’ nın kızgınlığından hangi
amel muhafaza eder?” diye sordu. Allah’ ın Resulü (sas), “Senin onun kullarına
kızmaman” dedi (Taberani, Ahmed).
Yine bir defasında adamın biri gelip, “Ya Resulullah! Beni cennete götürecek bir
amel öğret” diye sordu. Allah’ ın Resulü (sas), “Bu kızmamaktır” şeklinde cevap
verdi (Buhari).
Kızgınlığı yutmanın ne tür erdem ve kemalata gebe olduğunu Resulullah
ın nebevi öğretisinden anlayabilmemiz mümkün…
Resulullah ın sorduğu soruya akla ilk gelebilecek cevabı veren sahabeye
Resulullah ın verdiği yanıt çok düşündürücü…Basit soruların içini
Allah’ın Resulünün nasıl doldurduğuna bakalım…
Allah ın Resulü (sav) sahabeye dönerek ‘sizce pehlivan kimdir’?diye
sordu,Ashap ‘Pehlivan sırtı yere getirilemeyen kimsedir’ diye cevap
verdi. Kendisi “Hayır!Gerçek pehlivan kızdığında öfkesine hakim olan
kimsedir” buyurdu (Kutub-i site).
Şirazesinden kopmayan , özüne rağmen davranıp , sözüne kurban gitmeyen
, sözü özüne üstün gelmeyen , özüyle, sözünü hizaya getiren
öfke…Arzulanan öfke modeli bu… Örnek ve özne öfke… Sadece zalimizme
hasredilen , Tuğyani projelere hiddetle ve şiddetle feveran eden
natürel (fıtri) öfke… Kardeşlikle yakalanan itminan ve intizamı
zedeleyici boyutu olmayan, sınırlarını vahyin belirlediği öfke…
Mustaz’ af ve mağdur kardeşlere uzanacak kirli elleri, sinsi hamleleri
nötralize edecek öfke, kimsesiz erkekler, kadınlar ve çocukların
görmeye teşne oldukları bir potansiyel niteliğinde…
“Size ne oluyor ki, Allah yolunda ve;Rabbimiz , bizi halkı zalim olan
bu beldeden çıkar, bize katından bir dost gönder, bize katından bir
yardımcı yolla diyen erkekler, kadınlar ve çocuklardan zayıf
bırakılmışlar adına savaşmıyorsunuz” (Nisa 75).
Emperyalist ve Makyavelist kuşatma altındaki müslüman beldelerde her türlü ambargo
baskı ve jenoside maruz kalan kardeşlerin arşı ihtizaza getirecek şekilde temayüz
eden çığlıkları Allah için öfkelenme yetisinin müslüman kardeşler bünyesinde
mefluçlaştığını bize gösteriyor.
Malum fecaat karşısında dik duruş sergileme sorumluluğu altında olan bizler
ilgisizliğimizi ve duyarsızlığımızı nasıl izah edeceğiz?.. “gözden uzak olan
gönüldende uzaktır” şeklindeki fırsatçı mülahaza ile sorumluluktan mı kaçınacağız?
Kardeşlik figürünü flulaştıran bu hazin tabloyu daha ne zamana dek yüklenme
zahmetine katlanacağız?.. Şehit Şeyh Ahmet Yasin “Ümmetin hal- i pürmelalini,
sorumsuzluğunu” Allah’ a şikayet ederken şu hakikate vurgu yapıyordu: “Yok mu Allah
için ve ümmetin namusu için kızacak”…
Evet yok mu kardeşliğin hürmetini çiğneyen meş’um zihniyete kızacak yürek?..
vahyin ihya inşa ettiği paradigma yapıya uzanan habis
elleri etkisiz kılacak güçlü bilek nerede?..
Durumumuz şu ayet ile örtüşüyorsa problem yok!..
“Onlar kafirlere karşı şiddetli, kendi aralarında merhametlidirler” (Fetih 29).
Sahi öfke ameliyemizi Allah’ ın sözü üzerine söz katan ifsadi şer mihraklarına
odaklandırma misyonu altında değil miyiz?..
Hayat kitabımızdaki şu ayet durumumuzu netleştirecek, bizi sahih öfke çizgisine
taşıyacaktır.
“Onlar , Allah’ ın ayetleri hakkında kendilerine gelmiş bir belge bulunmaksızın
mücadele ederler. (Bu durum) Allah katında da, iman edenler katında da büyük bir
öfkeyi gerektirir. Böylece Allah her büyüklenen zorbanın kalbi üzerine mühür
vurur’’Mümin, 35).
Öfkenin hangi frekansta işleyişini sürdürmesinin elzem olduğunu ayetten anlıyoruz.
İslami tavır dizaynını içselleştirirken öfkenin bu boyutunu göz ardı edemeyiz…
İslami mücadelede mümtaz bir konuma haiz olan öfkeyi vahyin oluşturduğu denge
ekseninde kullanmamız gerektiği aşikar… Söz bu mecraya akmışken şunu da
hatırlatmamız gerekli…’’Vahiy temelli isti’mal edilmeyen öfke silahı sahibini
vurabilir’’…
İkincisi kin: Öfke ameliyesinin yansımalarından biri… Hasmın yüreğinde cesametli
bir karabasana inkılab eden zehir deposu bir meyve… Hasmın gecesini karartan,
gündüzünü daraltan, sevincini azaltan, hüznünü çoğaltan kin konseptini nasıl
anlamamız, algılamamız gerektiği tam vuzuha kavuşmadan mekanizmanın net bir ahenk
profili yakalayabilmesi imkansız…Kimi zaman’’kine’’endeksli hesaplamalarımızın
altında ne tür “hin”liklerin olduğunu saptayabilmemiz için derin etüt ve tetkik
mekanizmasını devreye koymamız gerekmiyor. Çünkü septik mantaliteye yer vermeyecek
düzeyde açıklığa sahip… “kin” menşeli aşırı tutumların hızını “din” i mubine dayalı
“alarm sistemiyle” frenlemek zorundayız... Başka çıkar yol yok…
Kinci mantalitenin kardeşlik kültürümüzü “zir- ü zeber” ettiği bir zaman
diliminde yüreklerin derinliklerinde saklı tutulan “ğill” (kin) in işleyişini,
vahyin çizgisine taşımamızın elzem olduğunu bilmiyor değiliz… Peki sorunun kaynağı
ne?.. İdrak ve pratikte gün yüzüne vuran atalet marazı… Diğer hastalıkların da
diskalifiye sürecinde göze ilk çarpan hastalık atalet… Kalbi hastalıkları imha
edemeyişimizin sebebi yine bir hastalık… Çok trajik bir tablo… Cay- ı dikkat bir
enstantane… Şaşkınlık girdabına sürükleyen bir kare…
Zindan- ı ataletin derin kuşatmasından sıyrılıp zincirleri kırma eylemine işlerlik
kazandıracaksak bunu vahyin gölgesi altında yapmalıyız. Vahyin mihverinden zerre
miktar şaşma, taşma gerçekleşmesi fantastik, statik, ütopik ve kritik kardeşlik
tablosuna bizi götürür… “Kinin kirli düzlemde akışını sürdürmesini sağlayan atalet
marazını vahyin mecrasına çekerek onore ettikten sonra “kin” in ıslahına yönelik
Kur’ ani aksisedaya kulaklarımızı açmalıyız. Kaliteli, kalifiyeli, kapasiteli
kardeşlik prototipinin oluşması için bu hamle şart…
Ekleme Tarihi: 10.10.2007 - 22:10
Bu mesajı bildir   Cihan-63 üyenin diğer mesajları Cihan-63`in Profili Cihan-63 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Cihan-63 su an offline Cihan-63  

582 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 17.03.2007
En Son On: 13.01.2011 - 16:59
Cinsiyeti: Erkek 
Kaleme kasem (68: 1) eden Rabbimizden aldığımız güce güvenerek hamleyi kalemin
diliyle atmanın etkili olacağını gözardı etmiyoruz… Amacımız “kalem”in gücünün,
“kadem” in gücüne vesile olmasıdır… “Satır”ların bünyesinden, “sadır”ların
dünyasına yol açacak kardeşlik krizini tasfiye fonu oluşturmaktır gayemiz… Kur’ an
da def’aten yer alan, gönüllerde saklı tutulan şeklinde tabir edilen “kin” i
terbiye ve tezkiye sürecine kanalize edip aşırılıklarını tahdid etmektir hedefimiz…
Vahiy pınarının kin marazının aşırılıklarına, taşkınlıklarına karşı getirdiği vasat
çizgi… Sisli, flu, bulanık, gri ekrana netlik, safilik, parlaklık kazandıracak bu
çizginin, Kur’ ani disiplin potasında hangi boyutlarda resmedildiğini göreceğiz…
1. Boyut: İslam karşıtı egemen kültür ve resmi ideolojileri kapsamakla birlikte,
İslami kisve, maske, makyaj ve şablona bürünen, bukalemun görünümlü nifak
takımlarını da kapsayıcı rolü bulunan boyut…
Hz İbrahim ve tebaasının, pagan kültürün girdabında “tefessüh”, “tefessüd”,
“tezellül” ve “tezebzüb”e müşteri olan kavme karşı yükselttikleri imani ses…
toplumsal dokuya sirayet eden imhacı mikroplara tavır takınarak sonsuza dek sürecek
düşmanlık ve kin süreci başlatma… Islaha yakınlaşma ile bitecek bir uzaklaşma…
“İbrahim’de ve onunla beraber bulunanlarda sizin için gerçekten güzel bir örnek
vardır. Bir vakit kavimlerine şöyle demişlerdi: ‘Doğrusu biz, sizden ve Allah’tan
başka tapmakta olduklarınızdan uzak kimseleriz! Sizi (bozuk din ve düzeninizi)
inkar ettik; artık (siz tek olarak Allah’a iman edinceye kadar, sizinle bizim
aramızda ebediyen düşmanlık ve kin başlamıştır.’”(mümtehine,4)
Bu ayetten sistematik ifsadi dalgalanmalara karşı toplumsal tek ses çıkması
gerektiğini de öğreniyoruz… Tek merkezden yönlendirilen “işgal”, “ifsad” ve
“iğfal”lere karşı tek merkezden yükselecek İslami bir ses, imani bir soluk gerekli…
Milyonluk halk kitlelerini kolonileştirme, kölemenleştirme tehdidi karşısında bu
tarz direniş stilinin özlemiyle yanar dururuz… İç dünyamızda esen kavurucu
fırtınaların başka izahı olmasa gerek!..
Rabbimizin “katelehumullah= Allah onları kahretsin” (Munafikun, 4) hitabını
celbedecek şeytani faaliyetlere imza atan nifaki yapılara gelince… Onlara karşı
daha farklı ve kapsamlı bir toplumsal reaksiyon göze çarpıyor… Peygamber Efendimiz
(sas)’ e indirilen şu ayet münafıklara ve fikir babalarına karşı mücadelenin dozajı
yüksek bir mücadele olması gerektiğine işaret ediyor.
“Ey Peygamber! Kafir ve münafıklara karşı cihad et. Onlara şiddet göster. Onların
gidecekleri yer cehennemdir. Gidilecek ne kötü yerdir orası…(Tevbe, 73).
Kıyamet saatine dek sürecek bir cihad… Uzun soluklu mücadele anlayışı… “İhdel
husneyeyn= iki güzelden biri” olan zaferin kazanılmasında bile, kinin derin
müsamaha ve genel affa dönüşümü… Evet, evet işin bu yönünü de görmemiz lazım.
Cihad’ ın rahmet oluşu bu yönünden dolayı… İşin sırrı zafer sonrası kinin akışını
frenlemekte yatıyor.
Saadet asrına gidiyoruz… Mekke şirk rejiminin yıkıldığı güne. İdollere bağımlı
zulüm sisteminin cehenneme sürüldüğü vakte…
De ki: Ey kafirler, yakında yenileceksiniz… Ve cehenneme sürüleceksiniz. Ne kötü
bir döşektir. (Al-i İmran,12) ayetinin tecelli ettiği zamana…
Allah Resulü (sas), Mekke yi fethettiği gün Mescid-i Haram’ a girip Kabe’yi tavaf
etti, iki rekat namaz kıldı, ondan sonra Kabe’ nin kapısında durup meydana toplanan
Mekke ahalisine yöneldi; “ Allah tan başka ilah yoktur, O birdir, ortaksızdır.
Kuluna verdiği sözü yerine getirdi, kuluna yardım etti ve kendi gücüyle Onun
muhaliflerini yendi” dedi. Sonra; “Ey Kureyş topluluğu, ey Mekke halkı! Bana
yaptığınız kötülük ve haksızlıklara karşı bugün benden nasıl muamele etmemi
bekliyorsunuz?” diyerek seslendi. Yaptıkları kötülüklerden dolayı kılıçtan
geçirilmesi gereken bu mücrim insanlar; “Senden af ve iyilik bekliyoruz. Çünkü sen
kerem sahibi ve merhametlisin” dediler. Allah Resulü (sas) onları iyice süzdü ve
“Ben de kardeşim Yusuf gibi ‘bugün size kınama yoktur. Allah sizi affetsin(Yusuf,
92) derim. Serbestçe evlerinize girin” dedi. O insanlar kabirden çıkmış gibi
rahatladılar ve bu yüksek müsamaha karşısında İslam’ ın hak din olduğunu anlayıp
müslüman oldular.
Kinin bu boyutuyla alakalı son söz; meşru zeminde mümkün olduğunca “Af
yolunu tut” (Araf, 199). Çünkü “ Affetmek takvaya daha yakındır”
(Bakara, 237).
2. Boyut: Müminlere yönelik açığa çıkan boyut…. Hülasa; kinin tezahür etmemesi
gereken boyutta diyebiliriz. Zira Kur’ an ın bize verdiği mesaj bu yönde…
“Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman eden kardeşlerimizi bağışla. Kalplerimizde iman
edenlere karşı bir kin bırakma. Rabbimiz sen çok şefkatli, çok merhametlisin”
(Haşr, 10).
Şu Kur’ ani duaya karşı lisani aminlerle tatmin olmamız güzel… Pratize edilmiş
tatbiki aminlerimizin olması, kardeşlik vitrinimizin dizaynını sıhhatlileştirmesi
açısından daha güzel… Bizden istenen, “amin”in fonksiyonel işlevini bu çapta
muharrik bir güce dönüştürmemizdir… “Amin”lerimizin hangi eksende işleyişini
sürdürdüğü çok önemli... Ciddi bir otokritiğe ihtiyacımız var… Hz Ebubekir’ in
amin’ in de oluşan çatlak vahyin devreye girmesiyle onarılıyor.
Ekleme Tarihi: 10.10.2007 - 22:10
Bu mesajı bildir   Cihan-63 üyenin diğer mesajları Cihan-63`in Profili Cihan-63 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Cihan-63 su an offline Cihan-63  

582 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 17.03.2007
En Son On: 13.01.2011 - 16:59
Cinsiyeti: Erkek 
Hz Ebubekir (ra), akrabası Mistah’ ın geçim masrafını karşılar ve ona
yakın alaka gösterirdi. Münafıklar Hz Aişe’ ye yönelik ağır bir iftira
uydurunca, Mistah da onların diliyle konuşmaya başladı. Bunu işiten Hz
Ebubekir (ra) , çok kırıldı ve bir daha bu nankör adamın masraflarını
karşılamayacağını ve yüzüne bakmayacağını söyledi. Fakat onun bunu
söylemesinden hemen sonra bir ayet indirildi. Allah- u Teala bu ayette
Hz Ebubekir (ra)’ i kastederek şöyle diyordu: “ içinizde fazilet ve
servet sahibi kimseler, akrabalarına, yoksullara ve muhacirlere
yaptıkları yardımı kesmesinler; affetsinler, hoş görsünler. Siz, Allah’
ın sizi affetmesini istemez misiniz? Allah affedici ve merhametlidir.”
(Nur, 22)
Bu ayet kendisine okununca, Hz Ebubekir (ra), ağlayarak “Allah’ ım!... elbetteki
bizi affetmeni isteriz” dedi ve Mistah’ ı affedip eskiden olduğu gibi ona bakmaya
devam etti.
Vahiy, ehli imana uzanan kine hemen müdahale ediyor… Yürekleri inşa ederek kendi
manyetik alanına çekiyor… Güvensiz, sevgisiz, doyumsuz, isteksiz kalpleri kendi
iklimine taşıyacak ruh aşılıyor...
Üçüncüsü Hased: Yani kıskançlık marazı… Kardeşlik hisarını muhasara ile hasara
uğratan, etki ve tesir gücü yüksek düzeyde seyreden yıkıcı bir virüs… Kaderi
İlahiyeye yönelik ihzar edilen insafsız bir eleştiri niteliğine haiz… Nimeti
İlahiyeye karşı başlatılan beyinsizce itiraz ve ittiham…
“Yoksa onlar Allah’ ın kendi lütfundan insanlara verdiklerini mi kıskanıyorlar?”
(Nisa, 54)
Hasetçi insan… Ya da mazlum görünümüne bürünmüş zalim… Biz buna nimetin başkasında
olmasıyla kendini mağdur hisseden gaddar da diyebiliriz…
Hz Yusuf’ un hasid kardeşleri babalarının Hz Yusuf’ u daha çok sevmesini mağduriyet
olarak telakki ediyorlardı. Yusuf’ un imha edilmesiyle bu mağduriyet (!)
kalkacaktı... Yusuf’ u önce içlerindeki derin kuyuya attılar… Hasedin günümüz
Yusuf’ larını kuşatması daha çetin durumda…
Hased labirentinde yolunu bulma savaşı vermesi gereken İblis, Hz Adem’ in üstünlük
diplomasına takılı kalarak onu hedef seçmişti… Ve kendi üstünlüğünü tartışma
yoluyla ispat yoluna gitmişti.
“Emrettiğim halde seni secde etmekten alıkoyan neydi? Ben ondan daha hayırlıyım.
Beni ateşten, onu ise topraktan yarattın.” (A’ raf, 12)
“Kabil” in kirli ellerini mazlum “Habil” e haince uzatmasını hasedden başka ne ile
izah edebiliriz ki!...
Kardeşlik sevdaları meşkuk, mefluç ve meçhul olan münafıkların şu sinsi yapılarını
bilmem siz nasıl anlarsınız?... Biz buna hasedden başka isim bulamadık…
“Size bir iyilik dokunursa, bu onları üzer. Size bir kötülük dokunursa, bu onları
sevince boğar.” (Al-i İmran,20)
“Münafıklar, elinizdeki nimetin yok olmasından ve sıkıntı çekmenizden hoşlanırlar”
(Al- i İmran, 118)
Hased virüsünün kardeşlik yapısına nüfuz edip, dünyamızı karattığı bir
zamanda, kardeş sataşmalarının yol açtığı tartışmaları, kapışmaları,
çatışmaları ve menfi yarışmaları bir kenara atarak kardeşlik sevdasına
yol aramalıyız. Çünkü;
“Sevdası kardeşlik olmayanın, kavgası imani olamaz”…
Ekleme Tarihi: 10.10.2007 - 22:11
Bu mesajı bildir   Cihan-63 üyenin diğer mesajları Cihan-63`in Profili Cihan-63 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1046 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
hümeyra24 (43), güllüm (41), alitufan (48), semsuddin (39), f_erturk (39), zafercezlan (54), benbuamellerimi.. (53), seyma_05 (39), yenilmezburuk (46), mhmmdky (37), sivaslihakan (46), sunam6 (41), konya28 (37), mardinlimemo (44), @hasan@ (39), _huzurislamda_ (39), Seda_ (35), BOPPON (43), faziltopal (55), ahmetserkankaya (43), eLsina (38), AZRA66 (37), sulukapo (34), HAKANCETIN (46), mentese (48), palanxdöken (53), ADEM BAKIRHAN (60), ceyhan (71), ReSuLe_HaSrEtt (38), Forever_Love (40), mutlu69 (55), islam yusuf (54), sofi32 (49), yesil_bahar19 (37), makhorsa (48), erihna (41), veysi irdam (88), abdullah özkul (27), nur58 (60), fedayi (55), RAMAZAN69 (37), seyyidali47 (50), gocer (55), suleyman yildiz (57), vuslat_wien (41), KASIM EROL (50), isanurun (39), koeroglu (48), ardaci (49), ardaburda (50), gunesgunes (42), Burcu89 (35), BMW (43), ZLH (), hafiz_34 (68), bestebuse (51), Aysegül (36), seroar (55), hacirizeli (53), sonmezNL (53), zeko (), CILGIN KURT (51), BERGE00 (42), sevki (51), fth (41), muhammetmustafa (44), bsapmaz (59), siyah_gül (36), ekrem144 (), Cicekci (37), rooster79 (45), mehmetx (44), furkan42 (42), yunus ata (61), GangstAdem (39), orhan06 (44), kamuran (51), dinimiseviyorum (39), esm (40), buzmavisi61 (58)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.58418 saniyede açıldı