0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » saidi nursi hz leride zaman tasavvuf zamani degildir dedigini söylüyorlar

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 13 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
DERiNsular su an offline DERiNsular  
Themenicon    saidi nursi hz leride zaman tasavvuf zamani degildir dedigini söylüyorlar

171 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 11.07.2006
En Son On: 05.02.2007 - 14:32
Cinsiyeti: Erkek 
zaman tasavvuf zamani degil
-----------------------------------------------



saidi nursi hz leride zaman tasavvuf zamani degildir dedigini söylüyorlar

Evet, Üstad'ın dediği gibidir, zaman tasavvuf zamanı değildir, çünkü zaman iman kurtarma zamanıdır, çünkü bu sözü eş-şeyh seyyid Muhammed Raşit hz. (ks)'de söylemiştir. Bu gün hangi tasavvuf mürşidi bütün himmetini tasavvufun üstadları olan "Şahi nakşubendi, Şeyh Abdulkadir'i Geylani, İmam-ı RAbbani..." gibi insanların sadece seyr-i sülüküne himmetlerini ayırıyorlar.
Hiç birisi, çünkü Seyda Hazretlerinin buyurduğu gibi " İnsanlar imansızlıktan giderken bizler kalkıp bütün himmetimizi üç-beş kişinin yetiştirilmesine harcayamayız" diyerek üsta'dın 5. mektubunda " Eğer bugün şahi nakşubend, şeyh Abdulkadir'i geylani... yaşamış olsalardı bütün himmetlerini hakaiki imaniyeye ayırırlardı" buyurması arasında hiç bir fark yoktur.
Eski dönemlerde Ateistlik,kominizim vb. şeyler yoktu ya da azdı ve haram işlemek bu kadar aşırı bir şekilde revaçta değildi. Onun için Allah dostları daha çok insanları dergaha takva ile yaşamaları ve diğer insanlara yol göstermeliri için mürşid yetiştirmek için himmetlerini harcarlardı. Fakat bugün durum tersine dönmüştür ve o Allah dostlarıda günün gereği gibi hareket etmektedirler.
Gördüğünüz gibi yol ve yöntem aynı, değişen birşey yok. Arada bir fark var ki, o da ; Tasavvuf ehlilin yol göstericileri yaşıyor, fakat nur cemaatinin yol göstericileri vefat etmiştir. Tasavvuf ehlinin mürşidleri vefat ettiği zaman bayrağı başka bir mürşide verirler ve onlar yaşayan olarak insanlara zamanın durumuna göre himmetlerini harcarlar.
Bu arada tabiki risale okuyacağız, zaten tasavvuf ehlinin eksiklerinden biri de risaleye yabancı olmasıdır.
Fakat kişinin yaşayan yol gösterici bir modelinin de olması büyük bir nimettir. Ve şunu bilin ki, Üstad'ın yaşamı ve yazmış olduğu risaleleri tasavvuf'tan kesinlikle beri değildir, bilakis tasavvufla içiçe etle kemik gibidirler. Bir risale okuyucusu olarak hep şu düşünceyi taşımışımdır " Eğer tasavvufu risaleden çıkarırsanız risale diye bir şey kalmaz."
Bu münasebetle önemli bir not yazıp bitireyim.
Bizler Müslümanlar olarak bilgi ve birikimimizi ve himmetimizi lütfen diğer cemaatlardan olan kardeşlerimizle mücadelede kullanmayalım. Karşımızda mücadele edeceğimiz o kadar çok azgın düşmanımız var ki (Ateistler,Koministler, İslam düşmanları, Kur'an düşmanları, Hadis kabul etmeyenler, Mezhep kabul etmeyenler, cemaat düşmanları..vb) eğer onlarla mücadelede harcarsak enerjimizi o zaman hak ile iştigal etmiş oluruz.
Ekleme Tarihi: 08.01.2007 - 14:41
Bu mesajı bildir   DERiNsular üyenin diğer mesajları DERiNsular`in Profili DERiNsular Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 18:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Derinsular kardeşim. gül konu güzel ama başlık sanki karşı geliyormuş gibi izlenim veriyor. Ama önemli değil güzel kardeşim küçük bir ayrıntı sadece...

Üstadın yolu İman yoludur. Söylediğin gibi kardeşim yaşadığı zamanda Cumhuriyet dönemi yani Hadsiz saldırıların olduğu zamandır. Koministlik Dİnsizlik islama yanı başımızda saldırılarını devam ettiriyordu. Üstad da imanı kurtarma devridir demiştir. Vefat edinceye kadar da bu yolda gitmiştir. Zira kendisine de kalbine keşf yoluyla vesile olan Risali Nuru yazmıştır. Kuran-ı Kerimin geniş manada bir tefsiri gibidir. Bilinmeli ki gerçek Tasavvuf Ehl-i çelik gibi imanlara sahipti. Bu sebeple tasavvuf yolunda derin makamlara ve manalara ulaşmışlar. İman mümin için temeldir temeli çürük olan binaya güzel katlar balkonlar yapsak ne faide verir. Küçük bir rüzgarda bina yıkılır. Zaman imanımızı muhafaza ve güçlendirme devridir. İmanı çelik gibi olan mümin için kalp sırları da açılır İnşALLAH.

Düşünülmesin ki Üstad Tasavvufa karşı çıkıyor bil hakis çoğu zaman Himmet ettiği kişi Gavsul Azamdır. Zira birçok yerde bu halden bahseder. Hatta rusyadan kaçışını anlattığı bölümde de nakleder.

Ekleme Tarihi: 09.01.2007 - 19:32
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
semerkand52 su an offline semerkand52  

26 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 12.02.2007 - 21:10
Cinsiyeti: ----- 
ÖNEMLİ VE ANLAMLI BİR KONYA DAHA DEĞİNMİŞSNİZÇ..
ALLAH CC RAZI OLSUN....
AYET DİYOR SADIKLARLA OLUN....
ALLAH CC DOSTLARIOYAL OLMAK YOL ALMAK BİZİ KURTULUŞA ERDİRİR..
KISA BİR MENKIBE ANALTCAM İNŞ

necip fazıl kısakürek tasasuuf şairi bir gün karşı yakaya geçmek için gemiye biner ve gazetsinİ açAr okur yanına geLen bir yolcu ona yönelek sorar bu tarikata ne gerek varki der..oda hiç şeklini bozmadan şöyle cvp verir
sen karşı yakaya geçmek için gemiye bindin neden yüzerek geçmedin.

anlşaıldığı üzere..inş
tşk ler derinsular


Bu mesaj 2 kez ve en son semerkand52 tarafından 11.01.2007 - 19:32 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 10.01.2007 - 21:33
Bu mesajı bildir   semerkand52 üyenin diğer mesajları semerkand52`in Profili semerkand52 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
buharii su an offline buharii  

47 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 09.06.2006
En Son On: 24.08.2007 - 22:38
Cinsiyeti: ----- 
arkadaslar bu kadar yazıyorsunuz ama hep delılsız yazıyorsunuz...tasavvuf ıslama hındıstandan gırmıstır....islamdan olmayan bır seyı ıslamdanmıs gıbı gostermeyın ıns
Ekleme Tarihi: 11.01.2007 - 10:37
Bu mesajı bildir   buharii üyenin diğer mesajları buharii`in Profili buharii Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
DERiNsular su an offline DERiNsular  

171 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 11.07.2006
En Son On: 05.02.2007 - 14:32
Cinsiyeti: Erkek 
BUHARİİ KARDEŞİM DELİLSİZ OLAN NEDİR ?

TASAVVUF HİNDİSTANDAN GELMİŞ İSE NE OLMUŞ,

İSTERSE CİN DEN GELMİŞ OLSUN.

PEYGAMBER EFENDİMİZ (S.A.V) NE BUYURUYOR.?

İLİM CİNDE DE OLSA GİDİN ALIN.

HİNDİSTANA NEREDEN GELMİŞ BİLİYORMUSUNUZ ACABA.?

HEM DİNDE OLMAYAN NEDİR ACIKLARMISINIZ.?

ŞAYET TASAVVUFU KAST EDİYORSAN BUYUR AŞAGIYI OKU.


NAKŞİBENDİYYE TARİKATI

a) Behâeddin Nakşbend (k.s.): Adı Muhammed b. Muhammed el Buharîdir. 718/1218 tarihinde Buharaya 9 km. uzaklıkta Kasr-ı Hindüvan (Kasr-ı Ârifan)da dünyaya geldi.

Nakşibend dünyaya geldiği zaman Hacegân Tarîkatı şeyhlerinden Muhammed Baba Semmasî (ölm. 740)1339) müritleriyle birlikte o köye gelmiş ve henüz çok küçük yaşlarda bulunan Nakşbendi manevi evlatlığa kabul etmiştir. Baba Semmasînin müridi bulunan Emir Külâle: Bu erin terbiyesi sana aittir. dediği rivayet edilir.

Nakşbend her ne kadar Emir Külâle intisab etmişse de, kaynaklar onun gerçek şeyhinin, kendisinden çok sene önce vefat eden Abdülhalık Gücdevanî olduğundan bahsetmektedirler. Tasavvufta bu tip terbiye usûlüne Üveysîlik yolu ismi verilir.

Hacegân Tarikatı alenî zikri tercih etmiş ve Bahaeddin Nakşbende kadar bu tarikat alenî-güyen olarak bilinmiştir. Nakşbend ise Hafi Zikri ihtiyar etmiştir.

Semmasînin vefatından sonra oradaki dervişlerin sohbetlerine iştirak etmiştir. Baheddin Nakşbend, Emir Külalden hilafet aldıktan sonra Yesevî şeyhlerinden Kasım Şeyh ve Halil Atâ ile tanışmıştır. Reşahatın beyanına göre Nakşbend, önceleri Mevlana Arif ile tanışmış, yedi sene onunla beraber olmuştur. Daha sonra Halil Atanın sohbetlerine devam eder ve oniki sene onunla birlikte olur.

Nakşbendin Kasr-ı Arifanda bir mescid yaptırdığı, mescid için sırtında bizzat kerpiç taşıdığı rivayet edilir. Bazı kaynaklarda Nakşbendin devamlı Kasr-ı Arifanda oturduğu fakat sık sık şeyhi Emir Külal ile sohbet amacıyla Nefese gittiği kaydedilir.

Bahaeddin Nakşbend, Kasr-ı Arifânda hastalanıp, kısa bir müddet sonra yetmiş üç yaşında Hakkın rahmetine kavuşmuştur. (Rebiül-evvel, Pazartesi, 791/ 3 Mart 1389)

Bahaeddin Nakşbend, Hanefî mezhebinde idi. Her fırsatta sohbeti tercih eder, sohbetlerinde ilim ve ahlâka büyük yer verirdi. Tarikimiz Sohbettir. derdi.(1)

b) Tarikatın Gelişmesi: Nakşibendî Tarikatı, Bahaeddin Nakşbendin halifelerinden Alaeddin Attar, Zahid Bedahşî ve Muhammed Parsa tarafından çok geniş bir alana yayıldı. Yeseviyye Tarikatinin bulunduğu beldelerde pek çok taraftar buldu. Bilhassa İmam Rabbani zamanında (ölm. 1034 h.) Hindistan ve havalisinde yayıldı. İmam Rabbaninin oğlu Muhammed Masum da ciddi bir tedris tezgahından geçerek, babasının mütedil tasavvuf yolunu devam ettirdi. Oğlu Şeyh Seyfeddin, halifesi Seyid Nur Mehmed Bedvânî ile tarikat, hem naklî, hem tasavvufî ve hem de müsbet ilimler tedris eden bir medrese, bütün halka açık bir müessese haline geldi.

Nakşbendi Tarikatı Fatih Sultan Mehmed zamanında, Übeydullah Ahrarın halifelerinden Molla İlâhî vasıtasıyla İstanbula geldi. Gulam Ali Dehlevî ve Ebu Said Müceddidî ile tarikat Hindistanda kuvvetlendi.

XVIII. asırda Mevlana Ziyaeddin Bağdadi ile tarikat, Osmanlılarda hem genişledi, hem de istikrar kazandı. Osmanlı Sultanlarının tarikate yakın ilgi duydukları tarihi kayıtlarda mevcuttur. Son Osmanlı Padişahı Vahdettinin Nakşî ve Halidî olduğu rivayet edilir. Nakşilik tam anlamıyla sünnî bir tarikattır. Zikir ve adabında sükûnet ve mahviyet hakimdi.

Nakşi tarikatı; Türk kültürüne, halk mearifine, Anadolu vahdetine büyük hizmetleri geçmiş bir tarikattır.

Başlangıçta çeşitli kollarla gelen tarikat silsilesi, Yusuf Hemadanîden sonra tek kol olarak devam eder. (öl. 1140)

Bu tarikat silsilesi,

Hz. Ebubekir (r.a.)den, Ebu Yezîd Bistamîye kadar SIDDÎKİYYE,

Bistamiden Abdülhalık Gücdevaniye kadar TAYFURİYYE,

Gücdevaniden Muhammed Bahaeddin Nakşbende kadar HÂCEGANİYYE,

Bahaeddin Nakşbendden Ubeydullah Ahrara kadar NAKŞBENDİYYE,

Ubeydullah Ahrardan, İmam Rabbanîye kadar NAKŞBENDİYYE-İ AHRARİYYE,

İmam Rabbanîden Şemseddin Mazhara kadar NAKŞBENDİYYE-İ MÜCEDDİDİYYE,

Şemseddin Mazhardan Mevlana Halide kadar NAKŞBENDİYYE-İ MAZHARİYYE,

Mevlana Halidden sonra NAKŞİBENDİYYE-İ HALİDİYYE olarak anılmıştır.

c) Tarikatın Temel Prensipleri: Hace Abdülhalık Gücdevaniden intikal ettiği rivayet edilen onbir temel prensib, tarikatın temelini teşkil eder.

1. Vukûf-i Zamanî: Manevi yolculuğa çıkmış müridin devamlı geçen zamanı değerlendirmesi, ona vakıf olmasıdır. Mürîd, bütün varlığı ile, boş vakit geçirmemeli, bütün zamanını iyi değerlendirmelidir. Her zaman Hakkı düşünmeli, Ondan gafil olmamalıdır. Sözünü, işini kontrol etmeli, hayatına çeki düzen vermelidir.

2. Vukûf-i Adedî: Mürîd verilen dersin adedine de vakıf olmalıdır. Bahaeddin Nakşibend, kalbî zikirde adede riayetin, sadece hatırda mevcut olan, bir takım şeylerin zihinlerden uzaklaşması ile zikrin sağlayacağı neticenin gerçekleşmesini temin olduğunu belirtmiştir. Zikirden beklenen esas gaye, zikredenin kalbinin Allah ile huzur bulmasını temindir.

3. Vukûf-i Kalbî (Kalbi ayık tutmak): Zikreden kimse her zaman gönlünü Allaha karşı uyanık tutmalıdır. Bu sayede masivaya karşı duyulan aşırı sevgi azalır.

4. Hûş Der Dem (Nefes alıp verirken gaflette olmamak): Hûş, akıl, dem ise nefes demektir. Hûş derdem ise, nefes alış verişte uyanık olmak, gafletten korunmaktır. Nefesleri gafletten korumak, kalbi huzura kavuşturur.

5. Nazar Ber Kadem (Ayağa Nazar): Yürürken önüne bakan kimse, masiva ile fazla meşgul olmaz, etrafa bakıp dalmak kalbi perdeler. Salik bu sayede ağyara bakmaktan uzaklaşır. Önüne bakan kimsede alçak gönüllülük hususiyetleri kuvvetlenir. Ayrıca Nazar ber kadem salikin kendisinden yüksek olanlara bakıp, isyankâr olmaması, aşağıdakileri görerek şükretmesi ve onlara gücü nisbetinde yardımda bulunması demektir.

6. Sofer Der Vatan (Haktan Hakka Sefer): İnsanın kötü huylardan, beşeri sıfatlardan, güzel huylara; insanî sıfatlardan, meslekî sıfatlara sefer etmesi, ahlaki olgunluğa kavuşmasıdır. Dervişlerin feyz alabilecekleri birini buluncaya kadar sefer etmesine de bu isim verilmiştir.

7. Halvet der Encümen (Toplulukla Halvet): Maddi varlığı halk ile meşgul olurken, gönlün hak ile huzur bulmasıdır. Bahaeddin Nakşbend; bu tarikatın halvet der encümen temeli üzerine kurulduğunu söyler.

8. Yâd Kerd (Zikretmek): İnsanın, murakabe mertebesine ulaştıktan sonra nefy ve isbatı belli bir müktar dil ile yapmasıdır.

9. Bâz Geşt (Dönüş): Nefesini tutup, nefy ve isbat zikrini (La ilahe illallah) yaptıktan sonra, nefesini bırakırken ilahi ente maksûdî ve rızaike matlubî cümlesindeki manayı düşünmektir.

10. Nigh Daşt (Muhafaza): Zikir yapanın kalbine sahip olmasıdır. Böylece kalbi nefsanî düşüncelerden, kalblere vesvese veren herşeyden kurtarmak ve korumaktır.

11. Yâd Daşt (Yadetmek): Allahı devamlı düşünmek, hatırdan masivayı atmaktır.

Bu tarikatte müridin vazifeleri, nefsine karşı vazifeleri, zikir, rabıta, Hatm-i Haceganın ne şekilde olacağı net olarak açıklanmış ve kayıt altına alınmıştır.



kaynak:İslam tasavvufu-prof.dr.H. Kamil YILMAZ
Ekleme Tarihi: 11.01.2007 - 13:06
Bu mesajı bildir   DERiNsular üyenin diğer mesajları DERiNsular`in Profili DERiNsular Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
DERiNsular su an offline DERiNsular  

171 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 11.07.2006
En Son On: 05.02.2007 - 14:32
Cinsiyeti: Erkek 
HAVZ İ KEVSER KARDEŞİM SANA KATILIYORUM.

DİGER KARDEŞLERİMDENDE

Allah Razı Olsun
Ekleme Tarihi: 11.01.2007 - 13:14
Bu mesajı bildir   DERiNsular üyenin diğer mesajları DERiNsular`in Profili DERiNsular Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
ibn_teymiyye su an offline ibn_teymiyye  

21 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 25.12.2006
En Son On: 27.02.2007 - 21:30
Cinsiyeti: Erkek 
selamu aleykum guzel arkadasım...ben nır seyı duzeltmek ıstıyorum ...yukarıda yazmıs oldugunuz ılım cınde de olsa gıdın alın hadıs uydurma dır bılgınız olsun dıye hatırlatmak ıstıyorum hadıs ımamlarımız bu hadıse uydurma demıslerdır...selametle ınsaallah
Ekleme Tarihi: 11.01.2007 - 13:24
Bu mesajı bildir   ibn_teymiyye üyenin diğer mesajları ibn_teymiyye`in Profili zum Anfang der Seite
DERiNsular su an offline DERiNsular  

171 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 11.07.2006
En Son On: 05.02.2007 - 14:32
Cinsiyeti: Erkek 
A,S

sevgili ibni yeymiyeci kardeş,

bu , ilim cindede olsa gidin alın hadisini


uydurma diyorsun ama ben sana kaynak veriyorum buyur.

CAMİÜSSAGİR,CİLT 1. SAHİFE 44,

HZ ENES R.A RİVAYET EDİYOR

BİRDE.

BEYHAKİNİN, İMAN KISMINDA VAR.BU HADİSİ ŞERİF.


BU KADAR DELİL YETER SANIRIM.

ALLAHU TEALA ÜMMETİ MUHAMMEDİ MESHEP VE TASAVVUF

DÜŞMANLARINDAN KORUSUN.O KARDEŞLEREDE GERÇEKLERİ

İDRAK ETMEYİ NASİP ETSİN

AMİN.


Bu mesaj 1 kez ve en son DERiNsular tarafından 11.01.2007 - 18:17 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 11.01.2007 - 14:26
Bu mesajı bildir   DERiNsular üyenin diğer mesajları DERiNsular`in Profili DERiNsular Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 18:46
Cinsiyeti: ----- 
Ve Aleykum Selam Ve Berekatu...

Bazı fırkalarda harici zihniyetli. Harici olacağına Tasavvuf Ehl-i Ol. Mesaj alındı sanırım...

Ekleme Tarihi: 11.01.2007 - 18:05
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
semerkand52 su an offline semerkand52  

26 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 12.02.2007 - 21:10
Cinsiyeti: ----- 
TASAVFUF KURAN VE SÜNNET YOLUDUR..

O HALDE HALA NEDEN KARRDEŞLER GAFLETTEN UYANIPTA..YOLUMUZU BİLEN KİŞİLERLE GİTMİYORUZ..
ÖRNEĞİN ŞU ŞEKİL DÜŞÜNELİM EN BASİDİNDEN
BİR YOLA ÇIKIYORSUNUZ BU YOLU SİZDEN ÇOK DAHA İYİ BİLEN BİRİSİYLEMİ GİTSENİZ DAHA İYİOLUR YADA TEK BAŞINIZAMI GİTSENİZ DAHA İYİ OLUR..
TABİKİDE BİLEN BİRİSİYLE..

O HALDE ALLAH YOLUNDA İLERLERKEN KENDİMİZE BU YOLDA İLERLEMİŞ SADIKLARI SEÇELİM İNŞALLAH.
Ekleme Tarihi: 11.01.2007 - 19:37
Bu mesajı bildir   semerkand52 üyenin diğer mesajları semerkand52`in Profili semerkand52 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
kofi su an offline kofi  

291 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 09.01.2007
En Son On: 23.03.2009 - 18:17
Cinsiyeti: ----- 
Allah hepinizden razi olsun cok gzl bi sekilde anlatiyorsunuz Rabbim hizmetinizin mükafatini verir insaAllah...
Ekleme Tarihi: 12.01.2007 - 10:35
Bu mesajı bildir   kofi üyenin diğer mesajları kofi`in Profili kofi Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
DERiNsular su an offline DERiNsular  

171 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 11.07.2006
En Son On: 05.02.2007 - 14:32
Cinsiyeti: Erkek 
"Şu üslûp, bir silsilenin mübarek hırkalarının parçalarından dikilmiştir. Yani Şah-ı Nakşibend, İmam-ı Rabbanî, Halid Ziyaeddin, Seyyid Tâhâ, Seyyid Sıbğatullah ve Seyda gibi evliyaya işaret var." (Münazarat).



"Ben sekiz-dokuz yaşında iken, bütün nahiyemizde ve etrafında ahali Nakşî tarikatında ve oraca meşhur Gavs-ı Hizan namiyle bir zattan istimdat ederken, ben akrabama ve umum ahaliye muhalif olarak "Yâ Gavs-ı Geylânî' derdim. Çocukluk itibarıyla elimden bir ceviz gibi ehemmiyetsiz bir şey kaybolsa, "Yâ Şeyh! Sana bir Fatiha, sen benim bu şeyimi buldur.' Acibdir ve yemin ediyorum ki, bin defa böyle Hazret-i Şeyh, himmet ve duasıyla imdadıma yetişmiş. Onun için bütün hayatımda umumiyetle Fatiha ve ezkâr ne kadar okumuş isem, Zât-ı Risaletten (a.s.m.) sonra Şeyh-i Geylânî'ye hediye ediliyordu. Ben üç-dört cihetle Nakşî iken, Kadirî meşrebi ve muhabbeti bende ihtiyarsız hükmediyordu. Fakat tarikatla iştigale ilmin meşguliyeti mâni oluyordu." (Sekizinci Lem'a, Osm. s.65.)

Nurs seyahatlerimiz esnasında üç-beş defa Hizan'a uğramıştık. Hizan yakınlarında Gayda kasabası bulunmaktadır. Yukarıdaki nakillerde adı geçen Seyyid Sibğatullah Hazretleri burada bir tepecikte medfundur. Bu tepede ayakkabılar çıkartılarak, hürmet içinde ziyaretler yapılmaktadır.

Gavs-ı Hizan Seyyid Sıbğatullah l87l yılında vefat etmiş, bu vefattan beş yıl sonra da Bediüzzaman dünyaya gelmişti.

Gavs olmaktansa gelecek zata baba olmayı tercih ederim.

Bazı zamanlarda Üstad Bediüzzaman'ın muhterem babası Sofi Mirza Efendi, Nurs köyünden kalkarak Gayda'ya Seyyid Sıbğatullah Hazretlerinin ziyaretine gelirdi. Bir defasında muhteşem mecliste Seyyid Sıbğatullah ayağa kalkarak, Sofi Mirza'ya meclisin başköşesinde yer göstermişti. Orada bulunan ulemâ ve hulefâ, bu basit, ümmî Nurslu köylüye neden bu kadar alâka ve hürmet göstediğini Seyyid Sıbğatullah'tan sordukları zaman, Gavs-ı Hizan şu cevabı veriyordu: "Bu Sofi Mirza ileride öyle bir zata baba olacak, bunun sulbünden öyle bir zat gelecek ki, o zata baba olmayı ben on gavslığa tercih ederim. Gavs olmaktansa, o gelecek zata böyle bir baba olmayı tercih ederim!"

Abdurrahman Nursî'nin, Bediüzzaman'ın hayatıyla alâkalı yazdığı kitapta Siirt'in büyük âlimi Molla Fethullah'tan naklen şu parçayı okumaktayız:

"Zekâ ile hıfzın aşırı derecede bir arada bulunması gerçekten az rastlanır bir şeydir. Fakat şimdiye kadar bu özelliği iki kişide gördüm. Biri sizde (Bediüzzaman'da), diğeride Molla Halid-i Olekî'de."
Ekleme Tarihi: 12.01.2007 - 12:39
Bu mesajı bildir   DERiNsular üyenin diğer mesajları DERiNsular`in Profili DERiNsular Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 18:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

MaşALLAH güzel kardeşlerim ALLAH c.c. razı olsun. İnşALLAH biz Erbablarından işin kaynaklarından kalbi ilimler naklederken size Üstad vesilesi ile İman ilimleri nakledin. Bu hizmetinizi yarım bırakmayın. Biliyoruz ki Üstad İmanla ilgili her suale cevap vermiştir. Yine biliyoruz ki bu yol Acziyet fakirlik şevkat ve tefekkür yoludur. Devam kardeşlerim. Arada çıkan şahıslara cevap vermenize gerek yoktur. Tasavvufa inanmıyorlar Üstada da inanmazlar...


Bende acizane şunlar nakledeyim. Sanırım Kastamonudaydı yeri yanlış hatırlayabilirim. Üstad hediye almaz. Bir kadın yaklaştı ve ona bir hırka verdi Üstad da o hırkayı aldı. Tasavvuf da Şeyhler Hırkalarını vefat edince oğullarına yada en iyi Müridine bırakırdı. Üstadın aldığı o hırka da Mevlânâ Hàlid-i Bağdâdî k.s. ye aittir.


Bu mesaj 1 kez ve en son Havz-i Kevser tarafından 12.01.2007 - 18:18 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 12.01.2007 - 18:15
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1818 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
FaRuK_25 (39), kayakcipolat (42), sinanoezen (41), pmd (39), qw21 (67), thepilott (40), serpil.gezer (45), wqq12 (67), ehli zikir (52), burcu 52 (41), ya rezzak (52), tacir (47), vatan_sever (61), f_kilinc (42), celaleddin (31), gül_nehir (44), mustafa_007 (51), islamgünesi (37), zalll (52), balikesirli10 (36), reyyan! (40), mavibere42 (52), medineaþ&.. (37), canfaruk (38), ersoyy82 (42), ayþeli (45), ömer1 (68), samill (45), ekomen (46), EsMaNûR18 (39), mahmutduman33 (53), kanberoglu (42), hseyin_nurcu (38), Italiyan (36), sandýkl&.. (50), mkanca67 (68), YASEMIN_18 (38), en nahl (48)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.72498 saniyede açıldı