0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » Ne çok şeysin sen ey gaflet...

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 3 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
**Su_DamlasI** su an offline **Su_DamlasI**  
Ne çok şeysin sen ey gaflet...

1420 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 21.04.2006
En Son On: 07.04.2013 - 10:54
Cinsiyeti: Bayan 
Onca yıllık tıp tahsilimde duymadığım o cümleyi, sinema dersleri aldığım yönetmen
Semir Arslanyürek'ten duydum ve hâlâ unutmuş değilim. Demişti ki: "Ne zaman bir
organ varlığını hissettirirse, o organ hastalanmış demektir."
Yani ki: Varlığını hissettirmeyen bir organ, hatta var olduğunu bile unutturacak denli
sessizce çalışan bir organ sağlıklı demektir. Öyle ya; biri "Bende kalp var!"
diyorsa, "Kalbim rahatsız. Artık var olduğunu bana hissettiriyor" demek istemektedir.
Bu cümleye benzeyen cümleler o kadar çok ki... "Şekerim var!" "Babamda prostat
var." "Ah böbreğim..." "Midem, midem..."

Denizcilerden de duyduğum olmuştu: "Bugün deniz var." Deniz ile bize sunulan o
sükûnet kıyısından köşesinden eksilince ancak, denizin bize sunulduğunu fark
edebiliyoruz. Denizle sunulan sükûnet ve sessizlik, mavilik ve duruluk tam olunca,
sunulanı görmez oluyoruz. Garip değil mi?

Kalbim göğsüme ne zaman konuldu? Hatırlamıyorum. Midem, ne zamandır böğrümde
asılı duruyor? Farkında değilim. Nefesimi, kalbimin odacıklarında hiç bitmeyen o çılgın
çalkantılar anlamlı kılıyor. Uykumda bile durmuyor kalbim; ben bende değilken kıpır
kıpır sabahı ediyor; uyumuyor. Midem "Bak ben buradayım işte!" dercesine,
yanmasıyla daralmasıyla ikide bir varlığını başıma kakmıyor.

Kimi hastaların geceli gündüzlü kalp atışlarını duyduğu bir rahatsızlığı vardır. Yaşamak
kâbus olur. Başlarını sokacakları bir köşe bulamazlar. Hiçbir yere sığmazlar. Hiçbir
anda sükûnet bulamazlar. "Ya durursa..." kaygısı, hayatlarını zehir eder, huzurlarını
yerinden söküp atar. Bir kalplerinin olduğunu unutamazlar bir türlü. Her an tıkır tıkır
çalıştığını, her an durabileceğini akıllarından çıkaramazlar. Oysa, akıllarından çıksa da
gerçek değişmez. Kalpleri dakikada yüzlerce kez kasılıp gevşer. Damarlarının her
köşesinde, her kıvrımında bir anda binlerce reaksiyon olup biter. Hücrelerinde her an
mikro-ateşler yanar ve söner.

Unuttuklarımızın hepsi bize verilendir. Öylesine güzelce verilir ki onlar, Veren verdiğini
bile unuttururcasına verir sanki. Başa kakmaz. Hatırlatmaz. Sağlıklıysa bize verilen,
hiç fark etmeyiz onu. Sağlıklı olan eksiksiz verilmiştir; noksansız durur yanımızda,
içimizde. Eksildiğinde ise rahatsız eder bizi. Demek ki, verilen eksilince fark ediyoruz
verildiğini. Verilen arttıkça, verildiğini fark edemez bir uykuya yatıyoruz.

Hal böyle olunca, şu kadarını hatırlamamız sorun olmaz diye ümit ediyorum: Cömertlik
sadece çok vermek değildir. Cömert, çokça verdiğini hissettirmeden verendir de.
Tersinden düşünelim. Cimri vermek istemez. Verse bile zorla verir, rahatsız olarak
verir. Verdiği için de her fırsatta verdiğini verdiği yüzünden rahatsız eder. Göz
kapaklarımız verilmiştir bize. Ama şimdi bu yazıyı okurken/yazarken bile farkında mıyız
tam dört tane gözkapağımızın olduğunun? Güzelliğimizin odağı kirpiklerimizi, bizim
olan kirpiklerimizi şunca yıl, bir kez olsun saymak geldi mi aklımıza? Gözümüz
verilmiştir bize. Açıp kapadıkça, sağa sola döndürdükçe, "Ben buradayım!" dercesine
gıcırdıyor mu hiç? Eklemlerimiz de öyle... Tenimiz... Yüzümüz. Dudağımız, dilimiz,
damağımız, ellerimiz. Verildiğini fark ettirmeyecek kadar unutturuyorlar bize
varlıklarını.

Şükür ki öyle... Bunaltıcı bir baş ağrısının gelip geçmesinden sonra, ne güzel gelir
bize "ağrısız baş"ımız. Dayanılmaz bir diş ağrısından sonra, nasıl da mutlu oluruz tek
bir dişin bile orada öylece sessizce duruşuyla. Kanayıp duran bir yaranın sarılmasıyla,
sızlayıp duran bir yanığın tedavisiyle ne kadar çok seviniriz. Sessizliğe seviniriz.
Kıpırtısızlık için minnettar kalırız. Unuttuğumuz için tırnak ucumuzu, azı dişimizi, göz
kapağımızı mutlu oluruz.

Unuttuğumuz kadar çok şey verilmiştir bize. Unutkanlığımızın tek nedeni verilenlerin
çok oluşu, eksiksiz ve hatasız oluşudur. Hayır, hayır! Sadece teşekkür etmeyi
unutuyor değiliz. Teşekkür etmeyi unutturacak denli eksiksiz ve kusursuz, sancısız ve
ağrısız, sessiz ve gürültüsüz verildikleri için ayrıca teşekkür borçluyuz verilenlere.

Bize cömertçe veren, bolca veren, verdiğini bile hissettirmeyecek kadar sessizce
veren, en çok gafletimizden dolayı şükür bekliyor olmalı bizden. Gaflete düşecek
kadar başa kakmaksızın verdiği için en çok da gafletimiz yüzünden şükür
borçlanıyoruz O'na. Şükredemediklerimize, şükretme ihtiyacı duymadıklarımıza da
şükürler olsun diye... Gafletin bile üzerimize sessizce serilmiş sıcacık bir yorgan,
omuzlarımıza şefkatlice sarılmış bir şal olduğunu görebilelim diye. En çok "Benim"
sandıklarımızı, "Bana verilmiştir" demeyi bile unuttuğumuz bedenimiz üzerinden bize
tattıran işte böylesine nezaketli bir cömerttir, Cevad'dır, Muhsin'dir, Latif'tir, Kerîm'dir.

Hiç olmazsa, unutabildiğini unutma.


senai demirci

ALINTI

Ekleme Tarihi: 05.06.2008 - 21:13
Bu mesajı bildir   **Su_DamlasI** üyenin diğer mesajları **Su_DamlasI**`in Profili **Su_DamlasI** Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
_LaL_ su an offline _LaL_  
Ne çok şeysin sen ey gaflet...

838 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.03.2007
En Son On: 17.12.2010 - 23:47
Cinsiyeti: ----- 

Hiç olmazsa, unutabildiğini unutma!!


:(ağlar

sana binlerce kez şükürler olsun Allahım..

ellerine sağlık ablam..

selam ve dua ile...
Ekleme Tarihi: 05.06.2008 - 22:37
Bu mesajı bildir   _LaL_ üyenin diğer mesajları _LaL_`in Profili _LaL_ Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
RuZGaR su an offline RuZGaR  

Moderator
1295 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 06.12.2004
En Son On: 19.03.2012 - 20:30
Cinsiyeti: Bayan 
Harika bir yazı gerçekten..gül
Bir kaç aydır midemin varlığını baya bir hissettim Allaha şükür..sevinçli Rabbim şükretmeyi unutanlardan eylemesin bizi..

Ekleme Tarihi: 06.06.2008 - 22:41
Bu mesajı bildir   RuZGaR üyenin diğer mesajları RuZGaR`in Profili RuZGaR Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1550 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
TURGUT AKYUZ (50), begonya (54), koyuncu (55), CNC KALIP (39), xervet (48), OSMANLI-1071 (51), vatan1 (58), messi (37), hakanhamza05 (48), hasretgülü (38), sib0sh (37), dayko (48), usakli1 (69), Nasrullah_Murta.. (41), mesel ufku (31), Aziz ilhan (39), Bursali (72), yilah (39), ismail45 (69), cuneytefe (47), AODÝKENE.. (74), Abdullah38 (33), sadetdin (44), seul55 (44), Mustafa Abdulme.. (48), gafilgezme (55), alpaslanavci (39)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.68482 saniyede açıldı