0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » --KALPLERIN KANSERI: NIFAK

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 3 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Cihan-63 su an offline Cihan-63  
--KALPLERIN KANSERI: NIFAK

582 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 17.03.2007
En Son On: 13.01.2011 - 15:59
Cinsiyeti: Erkek 

Hasan el-Basrî [Rh.A.], nifakı şöyle tanımlar: “İnsanın içiyle dışının aynı olmaması, sözüyle işinin birbirini tutmaması, bir kimsenin yanındayken gösterilen davranış ile, arkasından konulan tavrın farklı olmasıdır.”

Demek ki nifak, ikiyüzlülüğün diğer adı... İman, ibadet, hizmet ve bütün günlük işlerde gözükebilecek bir çirkinlik.

Nifak, öyle kötü bir huydur ki, şeytanın kendisinden kaçtığı Hz. Ömer [R.A.] bile, ondan korkmuştur. Ashab-ı Kiram, küfürden fazla nifaktan endişelenmiştir. “Nifaktan ancak mü’min olan korkar; münafık ise kendini tertemiz sanar” diyen alimlerimiz, bizleri bu ciddi bir tehlikeye karşı uyarıyorlar. Çünkü mesele, iman meselesidir.


Nifakı kansere benzetmemiz, her ikisinde de bulunan ortak bir özellikten kaynaklanıyor. Kanser, ilk aşamada insana ağrı acı vermez, gizlice yayılır. İlk anda farkedilip müdahele edilmezse ölümcül pençesine alır, kurtuluşu olmaz. Nifak da böyledir: münafığı dıştan gören kimse, ‘bu ne güzel müslüman, ne kadar hayır ehli bir adam!’ diyebilir. Bilmez ki karşısındaki evliya kılığında bir şeytan, dost görüntüsünde bir düşmandır. Bunun için nifakı tanımak ve zamanında önlem almak gerekir.


Ekleme Tarihi: 04.10.2007 - 16:21
Bu mesajı bildir   Cihan-63 üyenin diğer mesajları Cihan-63`in Profili Cihan-63 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Cihan-63 su an offline Cihan-63  

582 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 17.03.2007
En Son On: 13.01.2011 - 15:59
Cinsiyeti: Erkek 

İki türlü nifak var



Olgun ve kâmil mümin olma yolunda böylesine sinsi ve tehlikeli bir engel olan nifakın iki çeşidi vardır:

Birincisi, itikatla ilgili olanıdır. Mümin olduğunu söylediği halde aslında inanmayan, hatta dine düşman olan kimseler bu kısma girer. Bu tür nifak ehli, bunu bir menfaat veya gizli bir fesat için yaparlar. Bir plân gereği müslüman gözükmesi gerekiyordur. Namazda ön safı kimseye vermez, hayır ve ıslahtan bahseder, sık sık müslüman olduğunu söyler, hizmetlerde başı çeker ama içindeki niyet bambaşkadır. Hep fitne, şüphe ve ayrılık sebebi olacak şeyleri arar ve ilk fırsatta oyununu oynar.

Allahu Tealâ, Bakara Suresi’nin başlarında dört ayetle müslümanları, iki ayetle kâfirleri tanıtırken, münafıkların hallerini tam onüç ayetle göz önüne sermiştir. Bu, münafıkların müslümanlar için ne büyük bir tehlike olduğunu göstermektedir.

Nifakın ikinci çeşidi, iş ve ibadetlerde olanıdır. Bu, imanla nifakın karışması, gerçekten inanan bir müslümanın münafıkların hallerine bulaşmasıdır.

Böyle bir nifak insanı ebedi cehennemde bırakmaz. Ancak, terkedilmezse, sahibini bir müddet azapta bırakır. Bu nifak insanın manevi derecesini düşürür, sıddîklerden olmasını engeller. Genelde müslümanların içine düştüğü nifak işte budur.

Hz. Peygamber (s.a.v) uyarıyor

En tehlikeli nifak alâmetlerini Rasulullah (A.S.) Efendimiz açıklıyor:

“Dört huy var ki, onlar kimde bulunursa o tam bir münafık olur. Bu huylardan birisi kendisinde bulunan kimse ise, o huyu terk edene kadar münafıklıktan bir huy taşımış olur. Bu huylar şunlardır: Konuştuğu zaman yalan söyler. Söz verdiği zaman sözünü tutmaz. Kendisine bir şey emanet edilince ona hiyanet eder. Birisi ile çekişmeye girince hak yer, haddini aşar.” (Buharî, Müslim, Ebu Davud, Tirmizî)


Ekleme Tarihi: 04.10.2007 - 16:22
Bu mesajı bildir   Cihan-63 üyenin diğer mesajları Cihan-63`in Profili Cihan-63 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Cihan-63 su an offline Cihan-63  

582 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 17.03.2007
En Son On: 13.01.2011 - 15:59
Cinsiyeti: Erkek 

Bu huyları sırasıyla tanıyalım:


Bir şeyi olduğunun dışında söylemeye veya göstermeye yalan denir. En büyük yalan Allah ve Rasulü adına söylenen yalandır. Bunu daha çok okumuş insanlar yaparlar. Allahu Tealâ’nın haram dediği bir şeyi helâl göstermek, ayet ve hadisleri asıl manasının dışında yorumlamak ve Efendimiz (A.S.) adına hadis uydurmak bu kısma girer.
Burada anlatılan yalan, kasıtlı yalandır. Bilmeden yanlış söylemek, bir şeyi farklı tahmin etmek, açıkça gözüken bir kötülüğü önlemek veya iki kişinin arasını bulmak için yalan söylemek bu kısma girmez.

Sözünde durmamak: Bu, iki şekilde olur. Birincisi karşısındakine bir şeyi yapmaya söz verir, onu kendisine güvendirir fakat niyeti yapmak değildir. Bunda hem yalan, hem hiyanet vardır ve tam bir münafıklık alâmetidir. İkincisi, elinde olmayan sebeplerle sözünde durmamaktır. Söz verirken yerine getirmek niyeti taşıyan bir kimsenin, unutma, güç yetirememe gibi sebeplerle sözünü yerine getirememesi münafıklık alameti değil, belki acizliktir.

Günümüzde özellikle ticaret erbabının ve idarecilerin bu konuda çok dikkatli olmaları gerekir. İnsanları kendisine güvendiren, fakat sözüne sadık olmayan kimselerin dünya ve ahirette yüzü gülmez. Çünkü onlar, mazlumların ahını almışlardır.

Bir mü’min, küçük-büyük, imanlı-imansız kime ne söz vermiş ise onu tutmaya çalışmalıdır. Bir baba veya anne, yapmayacağı bir şeyi yapacağım, almayacağı bir şeyi alacağım diyerek kendi çocuklarını bile aldatmamalıdır. Bu, hem kendini devamlı sözünü çiğnemeye götürür, hem de çocuğu yalan söylemeye ve sözünde durmamaya alıştırır.

Hadis-i şerifte anlatılan üçüncü huy olan hainlik de, mümine hiç yakışmayan bir sıfattır. Mümin, güvenilir insandır. Emanet edilen herşeyi gücü yettiğince korumaya çalışır. Emanetlerin en başında, Allahu Tealâ’nın korunmasını istediği ibadet ve edebler gelir. İman, namaz, adalet, iffet, mertlik en büyük emanetlerdir. Bunları koruyamayan insan, aslında yeterince ‘emin’ değildir.

En büyük hainlik, dini kullanarak dünya kazanmaya çalışmaktır. Güzel amelleri kötü emellerine alet etmek, salih insan görüntüsüyle sakat işler çevirmek hainliğin ve münafıklığın ta kendisidir. Bir makam ve yetki sahibinin, yetkisini kendi çıkarları için kullanmasının da bir çeşit hainlik olduğunu hatırlatalım.

Haddi aşmak, hak yemek: Birisiyle münakaşaya veya çekişmeye giren bir kimse, karşısındakinin hakkını yer ve o haklıyken haksız göstermeye çalışırsa, bu da bir münafıklık alametidir. Haklıyı haksız duruma düşürmek müslümanın sıfatı değildir. Din adına da dünya adına da yalan söylenmez. Haksızlık edilerek hak korunmaz. Hak, lâfla değil, edeble korunur. Edeb, hak karşısında boyun eğmektir, haklı olana hakkını vermektir. Edeb, dosta merhamet, düşmana da adalet göstermektir. Edeb, insanın içinin dışından, niyetinin işindan daha güzel olmasıdır.

Sonuç olarak, bir mümin Allah Rasulü’nün bildirdiği bu nifak alametlerinden tamamen kurtulmadıkça, imanın tadını alamaz, ihlâslı kullardan olamaz.




Bu mesaj 1 kez ve en son Cihan-63 tarafından 04.10.2007 - 16:28 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 04.10.2007 - 16:25
Bu mesajı bildir   Cihan-63 üyenin diğer mesajları Cihan-63`in Profili Cihan-63 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1464 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
ilhan29 (55), bozadeniz (43), islamboy84 (40), küçük &t.. (49), teknur (50), hlim (51), veleye (60), Abdullah_78 (46), sefa60 (45), Gaziantepli (34), sivasliunsal (48), mcu (44), asess (45), akif21 (61), mimar_sophie (44), mamusali (49), Bilal_YETER (41), edare (42), terrazi (43), FaTMaNuR (60)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.58986 saniyede açıldı