0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » Abdestsiz emzirilen süt

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 5 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
_LaL_ su an offline _LaL_  
Abdestsiz emzirilen süt

838 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.03.2007
En Son On: 17.12.2010 - 23:47
Cinsiyeti: ----- 
Muhammediye kitabının yazarı Yazıcıoğlu Muhammed Efendi, Edirne ve Gelibolu civarında yaşamıştır. Bu muhterem zatın bir de Ahmed-i Bîcan olarak bilinen kardeşi vardır. Ahmed-i Bîcan hazretleri, aynı zamanda Envar-ül Aşıkın kitabını Farsça’dan tercüme eden zattır.

İki kardeşten biri olan Ahmed-i Bîcan, bir gün bir camide vaaz etmekte iken ağabeyi Muhammed Yazıcıoğlu camiden içeriye girer ve küçük kardeşinin sohbetini dinlemeye başlar. Kardeşi ağabeyinin camiye geldiğinin farkındadır. Fakat bir de bakar ki, ağabeyi biraz sonra camiyi gülerek terk eder.

Kürsüde nasihat etmekte olan Ahmed-i Bîcan hazretleri, ağabeyinin bu halinden bir şey anlayamaz ve akşam eve geldiği zaman olayı annesine anlatıp durumu öğrenmesini ister. Anne, büyük oğlu Muhammed eve geldiği zaman, (Oğlum, kardeşin camiden niçin gülerek çıktığını soruyor, bir hata mı işledim diyor. Kardeşinin dersinden niçin gülerek çıktın) diye sorduğunda şöyle cevap verir:

“Anneciğim, ben kardeşimin vaazına gülmedim. Ben bir insanoğlunun sohbetini dinlemeye ne kadar melek gelmiş, oturacak yer bulamıyorlar da birbirlerinin üzerine oturuyorlar, onların hâli çok hoşuma gitti de ona tebessüm ettim. Ben de meleklerden camide oturacak yer kalmadığı için çıkıp gittim.”

Annesi, ağabeyinin bu sözlerini anlattığında Ahmed-i Bîcan çok müteessir olup dedi ki:
“Anneciğim, ağabeyim melekleri görebiliyor da, ben niye göremiyorum. Bunu ondan bir sorar mısın?”

O güzide anne büyük oğluna bunu sorduğunda aldığı cevap şöyle oldu:
“Anneciğim, bu noksanlığı sen kendinde araman lazım, sen benden daha iyi bilirsin.”

O vakit düşünme sırası anneye geldi. Uzun müddet tefekküre daldıktan sonra bunun sebebini şöyle açıkladı:
“Oğlum sana hiç abdestsiz süt emzirmedim. Ahmed’e ise henüz kundakta iken, ben namaza durmuştum, Ahmed de şiddetle ağlamaya başlamıştı. Bu sırada evimizde bir komşu kadın vardı. O, çocuk ağlamasın diye Ahmed’i aldı emzirmeye başladı. Ben hemen namazı kılıp elinden aldım ama, biraz emmişti. Sonra o kadına abdestli olup olmadığını sordum, bana abdestinin olmadığını söylemişti. Onun melekleri görmemesine sebep olsa olsa bu olmalı.”



selam ve dua ile..
Ekleme Tarihi: 14.09.2008 - 13:46
Bu mesajı bildir   _LaL_ üyenin diğer mesajları _LaL_`in Profili _LaL_ Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
akinzen su an offline akinzen  

1256 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 20.08.2003
En Son On: 23.09.2022 - 18:18
Cinsiyeti: Erkek 
Fatih Sultan mehmed Han hz. hakkındada Böylesi Bir yazı Okumuştum......

Annesinin Onuda Bir kere Dahi Abdestsiz Emzirmediğini Söylüyor........

Bu Eklemede, Asıl verilmek İstenen,
Annenin Çoçuk Üzerindeki etkisi, Eğitimindeki önemi....

Hatta Annenin Amelinin Çocuk Üzerindeki Etkisinin Olduğunu Arzeden Bir Kıssa.......


Allah razı Olsun Eklemiz İçin........
Ekleme Tarihi: 14.09.2008 - 15:52
Bu mesajı bildir   akinzen üyenin diğer mesajları akinzen`in Profili akinzen Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
KaLBeNuR su an offline KaLBeNuR  

1686 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 20.07.2007
En Son On: 17.08.2009 - 12:01
Cinsiyeti: Bayan 
Hayirsiz evlat yoktur,hayirsiz ana baba vardir der Hekimoglu Ismail hocamiz...
Cokta güzel söylemis...
Emanetlerimizin Rabbimin sevecegi sekilde büyütmek,yönlendirmek dilegiyle...
Allah razi olsun aysenimgül

Ekleme Tarihi: 14.09.2008 - 16:21
Bu mesajı bildir   KaLBeNuR üyenin diğer mesajları KaLBeNuR`in Profili KaLBeNuR Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  

Moderator
4254 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.06.2007
En Son On: 30.07.2020 - 23:50
Cinsiyeti: Erkek 
Çoçuğa En Büyük Okul Ailedir..
Allah’ın anne babalara en büyük ihsanı, aynı zamanda emaneti olan çocuğun dünyaya gelmesiyle birlikte anne ve babanın doğum öncesi görevleri tamamlanmış ve doğum sonrası eğitim görevleri de başlamış olur. Büyük bir sevinç ve iştiyak içinde sevimli ve yorucu bir koşturmaca başlar. Artık ailenin merkezi çocuktur. Aile hayatı ona eksenli olarak devam eder.

Anne ve babanın Allah’ın bu emanetine karşı üzerine düşen görevleri hakkıyla yerine getirmeleri gerekmektedir. Aksi takdirde görevlerini yerine getirmemiş olmanın ağır sorumluluğuyla karşı karşıya kalırlar. Anne çocuğunu sevgiyle sarmalayıp onu emzirirken mümkün olduğunca abdestli olmalı ve çocuğuna besmelesiz süt vermemelidir. Ayrıca, yine anne ve baba birlikte istişare ederek ona anlamlı ve ahiret gününde onu Cenâb-ı Hakk’ın karşısında mahcup etmeyecek bir isim koymalıdırlar. Konulacak ismin çocuğun şahsiyetini etkilediği artık bilinen bir husustur. Bu noktada yine isim koyarken Hz. Peygamberin sünnetleri aynıyla yerine getirilmelidir.

Hz. Peygamberin yeni doğan çocukları beyaz bir beze sardığı, onun için dua ettiği, kulaklarına kamet ve ezan okuduğu, isimlerini koyduğu hadis kitaplarında yer alan uygulamalardan bazılarıdır.

Bu noktada hemen ilave edelim ki, çocuğun kulağına ezan okumanın, çocukta var olan şuur altındaki inanç duygusunu harekete geçirmek için bir hareket tarzı olduğu düşüncesi oldukça manidardır.

Öte yandan çocuğun sağlıklı bir şekilde hayata adım atması, beden ve ruh sağlığına sahip olması için aile fertleri organize olmak zorundadır. Zaten eğitim hadisesi de başlı başına bir organizasyon değil midir?

Bu nedenle çocuğun gelişimi ve eğitimi için anne ve baba birlikte bir takım olmak ve aynı zamanda bu takım oyunundan başarılı çıkmak zorundadırlar. Yoksa “hayırlı evlat yetiştirme” düşüncesi bir proje olmaktan öteye geçemez.

Çocukların yedirilmesi, içirilmesi, ninniler eşliğinde uyutulmasına kadar bütün görevler, anne ve babanın birlikte yapması gereken hususlardır. Bu bağlamda çocuğun eğitiminde kadının liderliği söz konusudur. Lakin onun hakkıyla görevini yerine getirebilmesi için koca desteği en mühim unsurdur.

Bu dönem aile için mutluluklarla bezeli, coşkulu, anlamlı bir dönem olduğu kadar aynı zamanda zor da bir dönemdir. Dolayısıyla çocuğun yalnızca vücut dilini kullanarak ihtiyaçlarını belirtmeye çalıştığı, kimi zaman uykusuz gecelerin de başladığı bir dönemdir. Gecenin yarısında çocuk ağladığında kocaların hanımlarına; “bak şuna”, “kalk şunu sustur” şeklinde konuşma ve emir verme lüksleri yoktur. Gerekirse birlikte kalkılacak, hatta gündüz tamamıyla bakımını üstlenen ve yorulan hanımına yardımcı olmak için koca kalkıp çocuğu uyutmaya çalışacaktır. Bu minvalde ertesi gün işyerinde babanın esnemesi karşısında “Hayrola beşik mi salladın?” gibi ifadeler karşısında babanın, “Bizim küçükhanım” ya da “Küçük bey bizi bu gece uyutmadı” gibi ifadeler çok olağan ve sevimli ifadelerdir. Aynı zamanda babalığın hakkıyla yerine getirildiğini de gösteren ifadelerdir. Tabii bu arada hanımın da kocasını istismar etmemesi gerekmektedir.

Çocuk açısından ise doğum sonrası dönem hızla hayata uyum sağladığı, her gün algılamasının arttığı bir dönemdir. Görme, işitme, ışık, renk gibi olgularla tanışan çocuğun bu süreçte dünyasında egemen olan biricik varlık annedir. Anne sıcaklığının verdiği sıcaklığı çocuğa hiçbir şey veremez. Hele anne sütü çocuğa ilaçtan daha öte bir katkı yapar.

Anne sütü bir yandan çocuğa besin kaynağı olup onun fiziki gelişimini sağlarken, anne kucağının verdiği sıcaklık da onun ruhi gelişimine kaynaklık eder. Ayrıca, tabiplerin, psikologların çocuğun emzirilmesini ısrarla tavsiye etmeleri boşuna değildir. Hatta yine konunun mütehassıslarının ilk 6 ay, 8 ay anne sütünden başka bir şey verilmemesini tavsiye etmeleri de yine boş bir söz değildir. Emzirme olgusunun arka planında sevgi, özveri ve merhamet bulunmaktadır. Hal böyle olunca çocuk emzirilirken maddi olduğu kadar manevi olarak da beslenmektedir. Ayrıca anne sütünün demir ihtiva etmesinden dolayı kansızlığa, anemiye karşı yegâne iksir olduğu, sütün vitamin değerlerinin kalıcı olduğu yine uzmanlarca belirtilmektedir.

Çocuğun emzirilme süresi ise kutlu kitap Kur’an’da şöyle açıklanır:

“Anneler çocuklarını tam iki yıl emzirirler. Bu, emzirmenin tamamlanmasını isteyen içindir. Annelerin yiyecek ve giyeceğini iyi geleneğe uygun olarak sağlamak, çocuğun babasına aittir. Bir kimse ancak gücünün yettiği ile yükümlü tutulur…(Kur’an, Bakara 2/233)”.

Diğer taraftan eşlerin birbirlerine davranışı yine doğum öncesinde olduğu gibi aynıyla devam etmeli ve çocuk kavgasız, gürültüsüz bir ortamda büyütülmelidir. Yine karı koca arasında sevgi ve anlayış biricik ölçüt olmalıdır. Özellikle de stresli bir ortam çocuğa zarar vereceği gibi anneye de zarar verebilir. Stresli bir ortamda büyüyen çocuk, ruhi ve zihni açıdan sağlıksız bir yapıya sahip olur. Kocaların eşlerine olumsuz tavrı ise aynıyla anneyi emen çocuğa süt vasıtasıyla yansır. Babalığı tadan erkek bunun bilincinde olarak eşine minnet duymalı ona ilgi ve sevgide asla kusur etmemelidir.

* Çocuğun emzirilmesi konusunda bu ayetten hareketle çoğu İslâm hukukçuları iki yıllık süreyi esas almıştır. İmam Azam Ebu Hanife ise yine Kur’an’da zikredilen(Bkz. Ahkâf 46/15.) ayete dayanarak “Çocuğun anne karnında taşınması ile sütten kesilmesi 30 aydır” şeklinde görüş bildirmiştir. İki buçuk yıllık bu sürede yukarıdaki doğumdan sonraki süreyle yine denk düşmektedir. Yine konuyla ilgili olarak, herhangi bir sorun sebebiyle eşler kendi aralarında karar vererek iki yıl öncesinde çocuğu sütten kesebilirler. Bu nokta da anne isterse herhangi bir neden olmaksızın doğurduğu çocuğu emzirmeyebilir. Çünkü annelerin doğurduğu çocuğu emzirme gibi herhangi bir zorunlulukları yoktur. Böyle bir ahvalde babanın çocuğu emzirmesi için sütanne tutma mecburiyeti vardır. Tabii hiçbir anne mazeretsiz yere böyle bir işe teşebbüs etmez ve çocuğunu hiç kimselere emanet vermez. Ne var ki bu durumun bilinmesinde fayda vardır. Bu durum, beylerin hanımlarına minnet ve sevgisini de beraberinde getirir.
Fahri Güven

Elinize Saglik Kardesim
Ekleme Tarihi: 14.09.2008 - 16:52
Bu mesajı bildir   Muhtazaf üyenin diğer mesajları Muhtazaf`in Profili Muhtazaf Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
_LaL_ su an offline _LaL_  
Abdestsiz emzirilen süt

838 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.03.2007
En Son On: 17.12.2010 - 23:47
Cinsiyeti: ----- 
Allah cümlemizden razı olsun inşallah..

sağolun eklemeleriniz için..



gül gül gül

selam ve dua ile..

Ekleme Tarihi: 15.09.2008 - 04:34
Bu mesajı bildir   _LaL_ üyenin diğer mesajları _LaL_`in Profili _LaL_ Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1713 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
neco64 (56), hilas (49), nkayan (60), elifgirl (43), esenceliömer (46), o.z.k.a.n (47), TILSIMLI52 (47), türkoðlutü.. (61), allim (52), WebmasteR (43), gültekingumus (54), Nevnihal_17 (36), niyaziterzio&et.. (56), nurse_61 (39), yilmaz.s (54), bahadirb (35), hacisa (61), oguzhan01 (44), tarik tufan (40), hatiice (40), veli1975 (49), alpaslan (59), emre2500 (52), turquaz (38), neseliukala (52), yildirimlar (47), catlaak (50), islamgulu (38), belinay (47), delikarabekir (41), raydin (59), dünya (47), hasimbilgic (56), TalhaahmeT (51), tubis (38), cananuluocak (38), tufan_07 (39), huzur_u mah&tho.. (46), Ekrem (46), dilyar56 (52), habibe1994 (54), sevdim_gerisi_y.. (38), sadece_sen (37)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.18503 saniyede açıldı