lopinavir ritonavir generique plaquenil budesonide ivermectin hydroxychloroquine fludapamide fludex forzest fosamax frumil fulcin furacin furadantin furo basan furodrix gabantine gastroprazol geodon glaupax gli basan glibenese glibenorme glimerax glimeryle glucobay gluconormine glucophage xr glucophage glucotrol xl glucotrol glucovance gracial grifulvin gris peg grisol grisovin gyne lotrimin hard on oral jelly hard on helvecin helvevir hypnorex hytrin bph hytrin hyzaar ilosone
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » BİLGİSAYAR / İNTERNET » ARADIKLARINIZ & DİĞERLERİ » İSİMLER

önceki konu   diğer konu
2 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
asanyakan su an offline asanyakan  
İSİMLER
401 Mesaj -
ÂBAD: (Fars.) Er. 1. Þen, bayýndýr. 2. (Ar.) Sonsuz gelecek zamanlar.

ABADÎ: (Fars.) Er. - Þen, bayýndýr, mamurlukla ilgili. Abadý Mehmet Çe­lebi. Türk hukuk bilgini (1555).

ABAKA HAN: (Tür.)- Ýlhanlý hü­kümdarý Hülagu'nun oðlu.

ABAY (Tür.) Er. - Beceri. Sezgi, an­layýþ, dikkat. Abay Kunanbayoðlu. Kazak Türk þiirinin kurucusu.

ABAZA: (Tür.) - Karaçay-Çerkes Özerk bölgesinde yaþayan müslüman bir halk. - Abaza Hasan Paþa, Os­manlý vezirlerinden.

ABBAD: (Ar.) Er. -Allaha itaat ve ibadet eden, kulluðunu hakkýyla yeri­ne getiren. Yasaklarýndan kaçýnan. -Abbad b. Biþr. Ashab'dan.

ABBAS (Ar.) Er: 1. Sert, çatýk kaþlý kimse. 2. Arslan (bkz. Esed, gazanfer, þiir). - Abbas b. Abdülmuttalib. Rasûlullah (s.a.s)'ýn amcasý, Mek­ke'nin fethinde müslüman olmuþtur.

ABBASE: (Ar.) Ka. - (bkz. Abbas). Ahmed b. Hanbel'in hanýmýnýn ismi. Hz. Abbas'a mensup olan.

ABBAZ: (Fars.) Er.- Yüzgeç, yüzü­cü.

ABD: (Ar.) Ka. - Köle, hizmetçi, itaat edici. Kul. Sonuna Allah'ýn isimleri getirilince bazý isimler meydana gelir. Abdullah, Abdurrahim, Abdulmelik gibi.

ÂBDAR: (Fars.) Ka. - 1. Sulu, taze. 2. Parlak. 3. Saðlam vücutlu. 4. Nük­teli. 5. Zarif, güzel, hoþ. 6. Su veren hizmetçi.

ABDÝ: (Ar.) Er. - Kulluk ve itaat eden.

ABDULLAH: (Ar.) Er.- Allah'ýn ku­lu. Peygamber (s.a.s)'in en sevdiði isimlerden ayný zamanda babasýnýn adýdýr.

ABDURRAHMAN: (Ar.) Er. - Rahman'ýn kulu. Rahman; dünyada her canlýya, mü'min-kafir ayýrdelmeksizin herkese merhamet eden. Allah'ýn isimlerindendir. Abdurrahman Ýbn Avf: Sahabedendir.

ABDURRAUF: (Ar.) Er. - Rauf olan Allah'ýn kulu. (bkz. er-Rauf).

ABDUSSABUR: (Ar.) Er. - Sonsuz sabýr ve geniþlik sahibi Allah'ýn kulu. Allah'ýn isimlerinden, (bkz. es-Sabur).

ABDÜDDAR: (Ar.) Er. - Zararlý þeyleri ve sebeblerini bir hikmete mebni olarak yaratan Allah'ýn kulu. ed-Dar. Allah'ýn isimlerindendir.

ABDÜLAFUV: (Ar.) Er. - Geniþ Avf ve maðfiret sahibi yüce Allah'ýn kulu. Allah'ýn isimlerinden, (bkz. el-Afuv).

ABDÜLA'LA: (Ar.) Er. - En yüksek, en yüce ve yücelikte eþi olmayan Allah'ýn kulu. A'la kelimesi Kur'an-ý Kerim'in sýfatý olarak geçmektedir. Ünlü bir Ýslam bilgini.

ABDÜLALÝ: (Ar.) Er. - Yüce, ulu, þan ve þeref sahibi Allah'ýn kulu. Ali kelimesi Kur'an'da Allah'ýn yüceliðini vasfetme anlamýnda kullanýlmýþtýr.

ABDÜLALÝM (Ar.) Er. - Alim ve mükemmel bilgiyi uhdesinde bulun­duran Allah'ýn kulu. Alim kelimesi Allah'ýn 99 isminden birisidir.

ABDÜLAZÝM: (Ar.) Er. - Azamet ve büyüklük sahibi Allah'ýn kulu. - Al­lah'ýn isimlerinden, (bkz. el-Azim).

ABDÜLAZÝZ: (Ar.) Er. - Büyük ve aziz olan, izzet ve þeref sahibi Al­lah'ýn kulu. (bkz. Aziz). Aziz Allah'ýn isimlerindendi r. - Sultan Abdülaziz: 32. Osmanlý padiþahýnýn adý.

ABDÜLBAKÝ: (Ar.) Er. - Sonsuz, ebedi olan ve ölmenin kendisi için sözkonusu olmadýðý. Allah'ýn kulu-Allah'ýn isimlerinden, (bkz. Baki).

ABDÜLBARÝ: (Ar.) Er. - Yaratan, yaratýcý Allah'ýn kulu. Bari ismi, Al­lah'ýn isimlerindendir. "Abd" takýsý al­madan kullanýlmaz.

ABDÜLBASIT: (Ar.) Er. - Geniþlik, ferahlýk ve kolaylýk verici olan Al­lah'ýn kulu. - Allah'ýn isimlerinden (bkz. el-Basýt).

ABDÜLBASÝR: (Ar.) Er. - Her þeyi görüp gözeten ve gizliliðin kendisi için söz konusu olmadýðý yüce Al­lah'ýn kulu. - (bkz. el-Basir).

ABDÜLBEDÝ: (Ar.) Er. - Allah'ýn isimlerinden.- Bedi'nin kulu. (bkz. el-Bedi).

ABDÜLBERR: (Ar.) Er. - Berr'in kulu. Cömert ve ihsan edicinin kulu.-Berr, Allah'ýn isimlerindendir. (bkz. el-Berr).

ABDÜLCEBBAR: (Ar.) Er. - Cebredici, zorlayýcý, kuvvet ve kudret sahi­bi Allah'ýn kulu. Cebbar, Allah'ýn isimlerindendir.

ABDÜLCELÝL: (Ar.) Er. - Büyük, ulu, yüce Allah'ýn kulu. Celil, Allah'ýn isimlerindendir.

ABDÜLCEMAL: (Ar.) Er. - Güzel­likleri kendinde toplayan Allah'ýn ku­lu.

ABDÜLCEVAT: (Ar.) Er. - Cömert olan Allah'ýn kulu.

ABDÜLEHAD: (Ar.) Er. - Þeriki ve ortaðý bulunmayan, tek olan Allah'ýn kulu. Ehad, Allah'ýn isimlerindendir.

ABDÜLESED: (Ar.) Er. - Aslan'ýn kulu.- Hz. Rasûlullah (s.a.s)'m reddet­tiði isimlerdendir. Müslümanlar kul­lanmazlar.

ABDÜLEVVEL: (Ar.) Er. - Herþe-yin evveli, ilk olan, varlýðýnýn baþlan­gýcý bulunmayan Allah'ýn kulu.

ABDÜLEZEL: (Ar.) Er. - Ezelden beri var olan varlýðý için baþlangýç söz konusu olmayan Allah'ýn kulu.

ABDÜLFERÝD: (Ar.) Er. - Tek, eþ­siz, eþi olmayan, kýyas kabul etmez, üstün olan. Allah'ýn kulu. (bkz. Ferid).

ABDÜLFETTAH: (Ar.) Er. – Zafer kazanmýþ, üstün gelmiþ, fetheden-açan, kullarýnýnýn kapalý-müþkil iþle­rini açan Allah'ýn kulu. (bkz. Fettah). Allah'ýn isimlerindendir.

ABDÜLGAFFAR: (Ar.) Er. - Kulla­rýnýn günahlarýný affeden Allah'ýn ku­lu. - (bkz. Gaffar). Allah'ýn isimlerindendir. "Abd" takýsý almadan kullanýl­maz.

ABDÜLGAFUR: (Ar.) Er. - Kullarý­nýn günahlarýný tekrar tekrar baðýþla­yýcý olan Allah'ýn kulu. - (bkz. Gafur). "Abd" takýsý almadan kullanýlmaz.

ABDÜLGANÝ: (Ar.) Er. - Zengin, varlýklý, bol, doygun olan Allah'ýn ku­lu.- Allah'ýn isimlerinden, (bkz. Ga­ni).

ABDÜLHABÝR: (Ar.) Er. - Her þe­yin iç yüzünden, gizli ve saklýlýklarýndan haberdar olan Allah'ýn kulu. (bkz. el-Habir). Allah'ýn isimlerinden.

ABDÜLHADÝ: (Ar.) Er. - Hidayet eden, doðru yolu gösteren Allah'ýn kulu. - Allah'ýn isimlerinden, (bkz. Hadi).

ABDÜLHAFIZ: (Ar.) Er. - Herþeyi bütün ayrýntý ve inceliðiyle kayýtlayýp tutan ve dilediði zamana kadar bela ve afetlerden koruyan Allah'ýn kulu. -(bkz. el-Hafýz). Allah'ýn isimlerinden.

ABDÜLHAK: (Ar.) Er. - Hak ve ger­çek olan, varlýðý hiç deðiþmeden du­ran Allah'ýn kulu. - Hak, Esmau'l-Hüsna'dandýr.

ABDÜLHAKEM: (Ar.) Er. Bütün iþ­lerin kendisine döndürüldüðü, onun adalet ve kararýna baþ vurulduðu yüce Hakem Allah'ýn kulu. - (bkz. el-Ha-kem). Allah'ýn isimlerinden.

ABDÜLHAKÝM: (Ar.) Er. - Her þe­ye hükmeden Allah'ýn kulu.- Hakim, Allah'ýn isimlerindendir. "Abd" takýsý almadan kullanýlmaz.

ABDÜLHALÝK: (Ar.) Er. - Yaratan, yoktan vareden, yaratýcý Allah'ýn ku­lu. - Halik, Allah'ýn isimlerinden. "Abd" takýsý almadan kullanýlmaz.

ABDÜLHALÝM: (Ar.) Er. - Tabiatý yavaþ olan, yumuþak huylu, hikmetli Allah'ýn kulu. - (bkz. Halim). Al­lah'ýn isimlerinden.

ABDÜLHAMÝD. (Ar.) Er. - Hamdolunmuþ, övülmüþ, bütün varlýðýn di­liyle övülmüþ Allah'ýn kulu. - Hamid; Allah'ýn isimlerindendir. (bkz. Ha­mid).- Türk dil kurallarý açýsýndan "d/t" olarak kullanýlýr.

ABDÜLHASÝB: (Ar.) Er. - Bütün varlýklarýn takdir edilen hayatlarý bo­yunca yaptýklarý bütün iþlerin ayrýntý­larýyla hesabýný en iyi bilen Hasib'in kulu. - Hasib; Allahýn isimlerinden­dir.

ABDÜLHAY: (Ar.) Er. - Daima diri olan, ebedi hayat sahibi, her þeye gü­cü yeten Cenab-ý Allah'ýn kulu. -(bkz. el-Hay). Allah'ýn isimlerinden.

ABDÜLKADÝR: (Ar.) Er. - Bitmez tükenmez kuvvet sahibi olan, her þeyi yapmaya gücü yeten Allah'ýn kulu.-Kadir; Allah'ýn isimlerindendir. (bkz. Kadir).

ABDÜLKAVÝY: (Ar.) Er. - Sonsuz güç ve kuvvet sahibi Allah'ýn kulu. -Kaviy kelimesi Esmau'l-Hüsna'dandýr. (bkz. el-Kaviyy).

ABDÜLKAYYUM: (Ar.) Er. - Bu isim her þeyin bir varlýk olarak durabilmesi için neye ihtiyacý varsa onu veren, gökleri, yeri ve her þeyi tutan, baki, kaim Allah'ýn kulu. - Kayyum, Allah'ýn isimlerindendi. (bkz. el-Kayyum).

ABDÜLKEBÝR: (Ar.) Er. - Kebir'in, büyüklük ve Azamette eþsiz olan Allah'ýn kulu. - Kebir; Allah'ýn isimlerindendi. (bkz. el-Kebir).

ABDÜLKERÝM: (Ar.) Er. - Keremi bol, cömert olan Aziz ve Celil Al­lah'ýn kulu. - Kerim; Allah'ýn isimle -rindendir. (bkz. Kerim).

ABDÜLLATÝF: (Ar.) Er. - Latif, gü­zel, yumuþak, hoþ, nazik olan bütün olaylarýn ve eþyanýn inceliklerini bi­len Allah'ýn kulu. - el-Latif; Allah'ýn isimlerindendi. (bkz. Latif).

ABDÜLMACÝD: (Ar.) Er. - Kadru þaný büyük, cömertlik ve keremi bol olan, Allah'ýn kulu. - Macid kelimesi, Allah'ýn isimlerindendi. (bkz. el-Ma-cid).

ABDÜLMALÝK: (Ar.) Er. - Sahip olan, her þeyin mülkiyetinin sahibi olan Allah'ýn kulu. - Malik; Allah'ýn isimlerindendi. "Abd" takýsý almadan kullanýlmaz.

ABDÜLMECÝD: (Ar.) Er. - Þaný bü­yük ve yüksek olan, þan ve onur sahi­bi yüce Allah'ýn kulu. - Mecid kelime­si Allah'ýn 99 isminden biridir. Sultan Abdülmecid Han: 31. Osmanlý padi­þahý.

ABDU'L-MELÝK: (Ar.) Er. - Her þey üzerinde tasarruf ve hükmeden tek hükümdar Allah'ýn kulu. el-Melik, Allah'ýn isimlerindendir.

ABDÜLMENNAN: (Ar.) Er. – Çok ihsan eden, ihsaný bol olan Allah'ýn kulu. - Mennan kelimesi, Allah'ýn sýfatlarýndandýr.

ABDÜLMESÝH: (Ar.) Er. - Hastala­ra þifa veren, mesih Ýsa'nýn kulu.-(bkz. Mesih). Ýsim olarak kullanýl­maz.

ABDÜLMETÝN: (Ar.) Er. - Metanet­li, saðlam, dayanýklý olan Allah'ýn ku­lu. - (bkz. Metin). Allah'ýn isimlerin-dendir.

ABDÜLMUCÝB: (Ar.) Er. - Kendisi­ne yönelip yalvaranlarýn isteklerine cevap veren, onlarýn dua ve tevbelerine icabet eden yüce Allah'ýn kulu. Mucib, Esmau'l-Hüsna'dandýr. - (bkz. el-Mucib).

ABDÜLMUHSÝ: (Ar.) Er. - Bütün varlýklarýn sayýsýný tek tek bilen Al­lah'ýn kulu. - Muhsi, Esmau'l-Hüs­na'dandýr.

ABDÜLMUHYÝ: (Ar.) Er. - Hayat veren, can ve ruh veren, bütün canlý­larý ve hayatý diri tutan Allah'ýn kulu. - Muhyi, Allah'ýn 99 isminden birisi­dir, (bkz. Muhyi).

ABDÜLMUÝD : (Ar.) Er. - Yaratýl­mýþlarý yokettikten sonra tekrar diril­ten Allah'ýn kulu. - Muid Allah'ýn 99 isminden birisidir, (bkz. el-Muid).

ABDÜLMUÝZ: (Ar.) Er. - Muiz'in, izzet veren, þereflendiren Allah'ýn ku­lu. - (bkz. el-Muiz). Allah'ýn isimlerindendir.

ABDÜLMÜMÝN: (Ar.) Er. - Gönül­lerde iman nurunu yerleþtiren, kendi­sine yönelenlere, iman nasib ederek onlarý hidayetine alan, koruyan yüce Allah'ýn kulu. - Mü'min, Allah'ýn isimlerindendir.

ABDÜLVACÝD: (Ar.) Er. - Yoktan vareden, meydana getiren, dilediðini anýnda elde eden, zenginlik ve serve­tine nihayet bulunmayan Vacid'in ku­lu. Vacid, Allah'ýn isimlerindendir. -(bkz. el-Vacid).

ABDÜLVAHÝD: (Ar.) Er. - Tek ve eþsiz olan, zatýnda sýfatlarýnda, hü­kümlerinde, iþlerinde asla benzeri ol­mayan Allah'ýn kulu. - Vahid kelimesi Cenab-ý Hakk'ýn Kur'an'da zikredilen 99 isminden birisidir, (bkz. el-Vahid).

ABDÜLVALÝ: (Ar.) Er. - Bütün alemleri ve meydana gelen bütün olaylarý tedbir ve idare eden Allah'ýn kulu. - Vali, Esmau'l-Hüsna'dandýr. (bkz. el-Vali).

ABDÜLVARÝS: (Ar.) Er. - Gerçek servet ve zenginliklerin mutlak sahibi. Bütün zenginliklerin son ve asýl sahi­bi olan yüce Allah'ýn kulu. - Varis ke­limesi Allah'ýn isimlerindendir. (bkz. el-Varis).

ABDÜLVASÝ: (Ar.) Er. - Vasi'nin kulu.Geniþlik sahibi ve müsade edici, darlýk, fakirlik ve sýkýntýdan münez­zeh olan Allah'ýn kulu. - Vasi kelime­si, Allah'ýn isimlerindendir. (bkz. el-Vasi).

ABDÜLVEDUD: (Ar.) Er. - Vedud'un kulu.- Allah'ýn isimlerinden. Vedud; iyi amel sahibi kullarýný se­ven, onlara rahmet ve rýzasýný yönel­ten, sevilmeye ve sayýlmaya, dostluðu kazanýlmaya yegane layýk olan yüce Allah anlamýndadýr.

ABDÜLVEHHAB: (Ar.) Er. - Çok çeþitli nimetleri daima baðýþlayan Allah'ýn kulu. Vehhab, Allah'ýn isimle-rindendir. - "Abd" takýsý almadan kul­lanýlmaz.

ABDÜLVEKÝL: (Ar.) Er. - Kendisi­ne tevekkül edilen, kudretiyle kullarý­nýn iþlerini halleden, onlara yardýmcý olan yüce Allah'ýn kulu. - Vekil. Al­lah'ýn isimlerindendir. (bkz. el-Vekil).

ABDÜLVELÝ: (Ar.) Er. - Kendisine iman edenlerin dostu ve yardýmcýsý. Yarattýklarýna mütevelli ve nazar edi­ci olan Allah'ýn kulu. - el-Veliyy keli­mesi Allah'ýn isimlerindendir. (bkz. el-Veli).

ABDÜNNAFÝ: (Ar.) Er. - Yararlý þeyleri ve sebeplerini kudretiyle yara­tan Allah'ýn kulu. - Nafý kelimesi, Al­lah'ýn isimlerindendir. (bkz. en-Nafýgöz kırpma.

ABDÜNNASIR: (Ar.) Er. - Yardým eden, Yardýmcýlarýn en hayýrlýsý, mü'minlere nusrct ve zafer veren Allah'ýn kulu. - Nasýr, Allah'ýn sýfatla-rýndandýr.

ABDÜNNASIR: (Ar.) Er. - Yardým­cý, yardým eden Allah'ýn kulu.

ABDÜNNUR: (Ar.) Er. - Nur sahibi, aydýnlýk, parlaklýk sahibi olan Al­lah'ýn kulu. - Nur, Allah'ýn isimlerin­dendir.

ABDÜRRAFÝ: (Ar.) Er. - Rafý'nin kulu. (bkz. er-Rafi). Allah'ýn isimle­rinden

ABDÜRRAHÝM: (Ar.) Er. - Merha­metli, esirgeyen, koruyan, acýyan, ahirette mümin kullarýna merhamet eden Allah'ýn kulu.- er-Rahim, Al­lah'ýn isimlerindendir.

ABDÜRRAUF: (Ar.) Er. - Çok lütuf, þevkat ve rahmet eden. Onlarý belli nimetlerle dengeli yaþatan, seviyelendiren Allah'ýn kulu. (bkz. Rauf).

ABDÜRREÞÝD: (Ar.) Er. - Allah'ýn isimlerinden. Reþid'in kulu.- (bkz. er-Reþid).

ABDÜRREZZAK: (Ar.) Er. - Bütün mahluklarýn rýzkýný veren Allah'ýn ku­lu. - Rezzak, Allah'ýn isimlerindendir. "Abd" takýsý almadan kullanýlmaz.

ABDÜSSAMED: (Ar.) Er. - Kimse­ye hiçbir þeye muhtaç olmayan, Al­lah'ýn kulu. - Samed, Allah'ýn isimle­rindendir. "Abd" takýsý almadan kul­lanýlmaz. Türk dil kuralý açýsýndan "d/t" olarak kullanýlýr.

ABDÜSSELAM: (Ar.) Er. - Barýþ, rahatlýk, selamete çýkaran, selam eden, zevalsiz ebedi olan Allah'ýn ku­lu. - es-Selam kelimesi, Allah'ýn isim­lerindendir. "Abd" takýsý almadan kullanýlamaz.

ABDÜSSEMÝ: (Ar.) Er. - Her þey­den arýnmýþ olarak bütün sesleri, söz­leri ve kelimeleri iþitip ayýrdeden yü­ce Allah'ýn kulu. (bkz. es-Semi').

ABDÜSSETTAR: (Ar.) Er. - Günah­larý örten, gizleyen Allah'ýn kulu.

ABDÜÞÞAHÝD: (Ar.) Er. - Þahid'in kulu. Görünen ve görünmeyen eþya­nýn hepsini görücü ve tasarruf edici olan ve her þeyi müþahade altýnda bu­lunduran Allah'ýn kulu. - Þahid, Al­lah'ýn isimlerindendir. (bkz. eþ-Þahid).

ABDÜÞÞEKÜR: (Ar.) Er. - Emrine uyan, yasaklarýndan sakýnan kullarýný seven ve çok ikramda bulunan Al­lah'ýn kulu. - Þekür, Allah'ýn isimle­rindendir. "Abd" takýsý almadan kullanýlmaz.

ABDÜZZAHÝR: (Ar.) Er. - Varlýk ve birliði sonsuz sayýda eserler ve delil­lerle belli olan Allah'ýn kulu. - ez-Za­hir, Allah'ýn isimlerindendir. (bkz. ez-Zahir).

ABER: (Ar.) Er. - Hz. Nuh'un erkek torunu.

ABENDAM: (Fars.) Ka. - Güzel vü­cutlu, güzellik.

ABGUN: (Fars.) Er. - 1. Mavi renk. Gök. 2. Parlak. 3. Niþasta.

ABHER: (Ar.) Er. 1. Nergis çiçeði. 2. Yasemin. 3. Zerrin kadehi çiçeði. 4. Dolu kab.

ABILAY HAN: (Tür.) Er. - Orta cüz Kazak Haný. Ülkesini Çinlilere, Hive hanlýklarýna karþý ustaca savundu (1711-1781).

ABIÞKA NOYAN: (Tür.) Er. - Ýlhan­lý komutan. (XIII-XIV. yy.) bkz. Abuþga.

ABHÝZ: (Fars.) Er. 1. Büyük dalga. 2. Kaynak. 3. Su yolu.

ABÝD: (Ar.) Er. Allah'a ibadet eden, çok ibadet eden, zahid. Kullar, köle­ler.

ABÝDE: (Ar.) Er. - Anýt. Önemli ve deðerli yapýt.

ABÝDÝN: (Ar.) Er. - Ýbadet edenler-Zeyne'l-Abidin'den kýsaltma isim ad. Zeynelabidin: Hz. Ali'nin torunlarýn­dan biri, ibadet edenlerin ziyneti.

ABÞAR: (Ar.) Ka.- Þelale.

ABUÞKA: (Tür.) Er. - Koca, zevc, yaþlý erkek.

ABUZER: (f.a.i.) Er. - Altýn suyu. Altýn suyu gibi parlak ve görkemli. Yahut Ebu Zer (el-Gýfarîgöz kırpma isminin fo­netik deðiþikliðe uðramýþ þekli.

ABUZETTÝN: (Ar.) Er. - Din yolun­da çabuk, hýzlý giden

ACA: (Tür.) Er. 1. Amca, aðabey. 2. Güçlü kuvvetli, baþladýðý iþi bitiren. 3. Büyük

ACABAY: (Tür.) Er. - (bkz. Aca).

ACAHAN: (Tür.) Er. - (bkz. Aca).

ACAR: (Tür.). 1. Becerikli. 2. Atýl­gan, ele avuca sýðmaz. 3. Halk. 4. Ye­ni, taze- Erkek ve kadýn adý olarak kullanýlýr (örfte). Acar, Sýrrý: 1967 Dünya Güreþ þampiyonu Türk.

ACARALP: (Tür.) Er. - Yiðit, bece­rikli, cesur kiþi.

ACARBAY: (Tür.) Er. - Doðan Acarbay, olimpiyatlarda yarýþmýþ Türk atlet, 1948.

ACARER: (Tür.) Er. - (bkz. Acaralp).

ACARKAN: (Tür.) Er. - (Acaralp).

ACARMAN: (Tür.) Er. - Çevik, be­cerikli, giriþken.

ACARÖZ: (Tür.) Er. - Özünde yiðit­lik bulunan.

ACARSOY: (Tür.) Er. - Yiðit, soylu.

ACEM: (Ar.) Er. 1. Arap olmayan milletlerin hepsi 2. Açýk ve doðru Arapça konuþamayan kimse 3. Özel­likle Ýranlý, Ýran halkýndan biri. Acem Bekir Efendi: Türk Reisü'l-Küttab, 1723.

ACER: (Ar.) Ka. - Hz. Ýsmail (a.s.)'in annesi (bkz. Hacer).

ACLAN: (Ar.) Er. - Hýzlý, çabuk, telaþlý. Osman Bey ile çaðdaþ olan 14. yy. ortalarýnda yaþamýþ Karasi Beyi.

ACUN: (Ar.) Er. - Dünya, varlýk.

ACUNAL: (Tür.) Er. - Dünyayý kap­sayan, dünyayý fetheden.

ACUNALP: (Tür.) Er. - (bkz. Acunal).

ACUNMAN: (Tür.) Er. - Dünyaca ta­nýnmýþ, ünlü.

AÇANGÜL: (Tür.) Ka. - (bkz. Gül).

AÇE: (Tür.) Ka. - Sumatra adasýnýn en kuzey kýsmý. Önceleri burada Açe Ýslam devleti hüküm sürerdi. Þimdi ise Hollanda sömürgesidir.

AÇELYA: (Yun.i.) Ka. - Kokusuz, fundagillerden çeþitli renklerde çiçek­ler açan bir bitki.

AÇIL: (Tür.) Ka. - Açýlmak eylemin­den emir; serpil

AÇILAY: (Tür.) Ka. - Ayýn dolunay halinde olmaya baþlamasý

AD: (Ar.) Er. - Çok eskiden Yemen taraflarýnda bulunan ve Hud peygam­ber tarafýndan imana getirilemediði için Allah tarafýndan yok edildiðine inanýlan bir kavmin adý. Kur'an-ý Ke-rim'de bu kavim ayný isimle anýlmýþ ve baþlarýndan geçen hadiseler geniþ­çe ele alýnmýþtýr.

ADAHAN: (Tür.) Er. - Adanýn haki­mi, yöneticisi.

ADAL: (Tür.) Er. - "Adýn yayýlsýn, ün kazan" manasýnda.

ADALEDDÝN : (Ar.) Er. - Dinin adaleti- Türk dil kuralý açýsýndan "d/t" olarak kullanýlýr.

ADALET: (Ar.) Ka./Er. - 1. Hakka riayctkarlýk, hak tanýrlýk, haklýlýk, doðruluk. 2. Haksýzlýktan uzaklaþma. 3. Düzenli ve dengeli davranma. 4. Hakkaniyet.

ADANIR: (Tür.) Ka./Er. - Þanlý, þöhretli

ADEM: (Ýb.h.i.) Er. 1. Allah'ýn yarat­týðý ilk insan, insan soyunun atasý ve ilk peygamberi. 2. Adam. 3. Ýyi, temiz kimse. Âdem (a.s.) ilk insan ve ilk isimlendirilen varlýk. Kur'an'da Hz. Adem'in 25 yerde ismi geçer.

ADETULLAH: (Ar.) Er. - Allah'ýn kanunu, ilahi sünnet.

ADEVÝYE: (Ar.) Ka. 1. Ýyilik, yar­dýmseverlik. 2. Ünlü haným mutasav-výfe.

ADIGÜZEL: (Tür.). Ka./Er. - Güzel isim. Verilen ismin güzel olmasý.

ADÝL: (Ar.) Er. 1. Doðruluk göste­ren. Doðru. 2. Eþit, eþ, müsavi. 3. Adaletli davranan. Kur'anî bir isimdir. Allah'ýn emirlerini hakkýyla uygula­yan anlamýna gelir. Raþid halifelerin 2. cisi Ömer b. el-Hattab'ýn meþhur lakabý.

ADÝLE: (Ar.) Ka. 1. Doðruluk göste­ren. 2. Doðru- Her iþinde adalet, doð­ruluk bulunan hükümet. 3. Adile Sul­tan; Osmanlý döneminde Baðdat'ta valilik yapan Süleyman Paþa'nýn haný­mý. Adýna bir cami bir de kervansaray yapýlmýþtýr.

ADÝLHAN: (a.t.i.) Er. - Adil yöneti­ci.

ADÝL GÝRAY: (a.t.i.) Er. - Kýrým ve-liahtý. (1548- Kazvin 1579) Devlet Giray'ýn oðlu. Osmanlý-Ýran savaþýnda Osmanlýlara yardýmcý oldu. Ýkinci Þa-

mah savaþýný kazanan Ýranlýlarca tut­sak edildi ve Kazvin'de öldü.

ADÝN: (Ar.) Er. - Cennet (Adn).

ADÝY: (Ar.) Er. - Savaþçý, savaþtan geri durmayan, mücahid. Adiy b. Ha­tim et-Tai: 630 yýlýnda müslüman ol­du. Babasý gibi cömertti. Kabilesinde Ýslam'dan dönme eðilimleri görünce engel oldu. Cemel vakasýnda Hz. Ali­nin yanýnda yer aldý.

ADNAN: (Ar.) Er. - Cennette ölüm­süzlüðe kavuþan kimse.

ADNÝ: (Ar.) Er. 1. Adýn'a mensup, (bkz. Adnan). 2. Cennete girmeye hak kazanan. Adni Recep Dede. Türk mu­tasavvýf, þair. (Belgrat 1688).

ADNÝYE: (Ar.) Ka. - (bkz. Adni).

AFAFET: (Ar.) Ka. 1. Afýflik, temiz­lik, temiz olan. 2. Fenalýktan, günah iþlemekten kaçýnma. 3. Namuslu ol­mak.

AFET: (Ar.) Ka. 1. Büyük felaket, bela, musibet. 2. Çok güzel kadýn, dil­ber

AFFAN: (Ar.) Er. - Kötü þeylerden kaçýnan, kötülüklerden uzaklaþan, te­miz. Ashab'dan bu ismi kullananlar olmuþtur.

AFGAN: (Ar.) Er. - Heyecanlý, çabuk öfkelenen. Orta Asya'da yaþayan müslüman bir kavim. Cemalettin Af-gani: Müslüman alimlerden.

AFÝF: (Ar.) Ka. 1. Ýffetli, namuslu, ýrz ve namus sahibi kadýn. 2. Doðru, haramdan sakýnan, yolsuzluða sap­maz kiþi.

AFÝFE: (Ar.) Ka.. - (bkz. Afif). IV. Mehmed'in hanýmý.

AFÝL: (Ar.) Er. 1. Uful eden, gurub eden, batan (güneþ, yýldýz). 2. Görün­mez olan, kaybolan

AFÝTAB: (Fars.) Ka.l. Güneþ, gün ýþýðý. 2. Çok güzel, dilber, parlak yüz.

AFRA: (Ar.) Ka. 1. Ayýn onüçüncü gecesi. 2. Beyaz toprak. Afra binti Ubeyde: Sahabe hanýmlardan.

AFÞAR: (Tür.) Er. 1. Oðuz Türkleri­nin 24 boyundan biri. Türkiye, Iran, Azerbaycan ve Afganistan'da daðýnýk olarak yaþamaktadýrlar. 2. Çabuk iþ gören, çevik, atýlgan

AFÞÝN: (Tür.) Er. - Zýrh, silah. Afþin bey: Selçuklu komutaný. ( XI. yy.). Gümüþtigin'le birlikte Anadolu savaþ­larýna çýktý. Malatya'da Bizans ordula­rýný yendi. Marmara kýyýlarýna kadar ilerledi (1079).

AFTABE: (Fars.) Ka. - 1. Su kabý. 2. Güneþ biçiminde yapýlan mücevher.

AFUV: (Ar.) Er. - Daima affeden, merhametli. Esmaü'l-Hüsna'dandýr. "Abd" takýsý alarak kullanýlýr.

AGAH: (Fars.) Er. - Bilgili, haberli, uyanýk, afif. Vakýf olmuþ, malumatlý. Agah Efendi: (1744-1824). Türk dev­let adamý.

AÐAN: (Tür.) Ka.- Akanyýldýz, aðma

AGER: (Tür.) Er. - Temiz, doðru kimse

AGRA: (Ar.) Er. - Çok sevimli, çok yakýþýklý.

AÐA: (Tür.) Er. 1. Yaþlanma manasý­na gelen "aðmak"tan. Büyük, efendi. Büyük kardeþ, aðabey. 2. Amir, baþ, reis. Eski devlet teþkilatýmýzda bazý idarecilere verilen unvan. 3. Osmanlý devletinde okuma-yazma bilenlere verilen þeref unvaný. 4. Halkýn saygý­sýný kazananlara verilen unvan. 5. Er-kek, eþ, koca. 6. Eski büyük konaklar­da çalýþan hizmetlilerin baþý. Eski Türklerde soylu aileye mensup kadýn­lar da bu unvaný kullanmýþlardýr.

AÐAHAN: (Tür.) Er. - Nizari Ýsmaili imamlara verilen unvan. Doðu Türk-çesinde aðabey anlamýnda da kulla­nýlmýþtýr. Türk kökenli Kaçarlarýn onur unvanýydý. Aða Han: Nizari Ýsmailîlerin dini önderi.

AÐAR: (Tür.) Er. - 1. Beyaz renkli. 2. Açýk tavýrlý, samimi. 3. Asil, onur­lu, þerefli.

AÐANER: (Tür.) Er. - Saf, temiz, duru insan.

AÐCA: (Tür.) Ka. - Beyaz tenli ka­dýn.

AÐGÜL: (Tür.) Ka. - Beyaz gül, ak gül.

AHAD: (Ar.) Er. 1. Bir, kiþi, kimse. 2. Birler, birden dokuza kadar olan sayýlar. 3. Ünlü Türk denizcilerinden Ahad bey (Umur bey donanmasýn­dan).

AHAVÝ: (Ar.) Er. - 1. Kardeþçe, dostça. Kardeþ gibi.

AHBARÎ: (Ar.) Er. - Haber veren, ri­vayet eden.

AHDÝ: (Ar.) Er. - Ahd, and icabý ve­ya ahd ve ahda müteallik. Ahdî, Türk tezkire yazan ve Divan þairi (Baðdat 1593).

AHENK: (Fars.) Ka. 1. Uygun, uyum düzen, armoni. 2. Renkler arasýnda uygunluk. Sesler arasýnda uygunluk, düzen, makam. 3. Çalgýlý eðlence-Saz takýmýnca icra edilen beste. 4. Kasýt, niyet.

AHFA: (Ar.)- Kalb, ruh, sýr, hafi, ah-fa þeklinde sýralanan "Ietafet-i hamse" sonuncusuna verilen ad.- Erkek ve kadýn adý olarak kullanýlýr.

AHFAZ: (Ar.) Er. - 1. Belleði çok kuvvetli. 2. Kur'an'ý en iyi hýfzetmiþ kiþi. 3. Alçak gönüllü.

AHFEÞ: (Ar.) Er. 1. Küçük gözlü, zayýf bakýþlý. 2. Yalnýz gece gören kimse. Ahfeþ lakabýnda üç büyük Arap alimi vardýr. Abdülhamid, Said b. Mes'ade, Ali b. Süleyman.

AHÝ: (Ar.) Er. 1. Ahi ocaðýna mensup olan kimse. 2. Cömert, eliaçýk. Ahi Benli Hasan. Türk þairi. Yavuz döne­minde yaþamýþ ve Þirinu Perviz mes­nevisini yazmýþtýr.

AHÝD: (Ar.) Er. 1. Bir þeyin yerine getirilmesini emretmek. 2. Söz ver­mek. Emir, talimat, taahhüt, anlaþma, yükümlülük.

AHKAF: (Ar.) Er. 1. Kum fýrtýnasý 2. Kur'an-ý Kerim'in 6. suresi. Araplar bu ismi, Arabistan'ýn güneyinde, kim­senin bilmediði ve giremediði çöle vermiþlerdir.

AHLA: (Ar.) Ka. - Çok tatý. Pek þi­rin.

AHLAS: (Ar.) Er. - 1. Saf, halis, ka-rýþýmsýz. 2. Ýyi yürekli, temiz kimse. 3. Kur'anî ýstýlahta, Allah'a halis ola­rak yönelip ihlaslýlýkta ileri bir dere­ceye varmýþ kul.

AHMED: (Ar.) Er. - Çok, en çok övülmüþ, methedilmiþ. Kur'an-ý Kerim'de Saf suresinin 2. ayetinde: Hz.Ýsa, Ýsrailoðullarýna: "...adý Ahmed olan peygamberi de müjdeleyici ola­rak geldim" þeklinde geçen isimlen­dirme ile Peygamberimizin isimlerin­den birisi olarak anýldý ve kullanýlma­ya baþlandý.- Türk dil kuralý açýsýndan "d/t" olarak kullanýlýr. Ahmed-i Muh­tar, Hz. Muhammed (s.a.s).

AHMER: (Ar.) Er. - Kýrmýzý, kýzýl.

AHNEF: (Ar.) Er. 1. Ayaklan çarpýk ve eðri büðrü olan. Daha çok lakap olarak kullanýlýr. Ahmet b. Kays, as-habdan.

AHNES: (Ar.) Er. - Basýk ve sivri bu­runlu. Daha çok lakap olarak kullaný­lýr.

AHRA: (Ar.) Ka. - Daha layýk, mü­nasip, uygun

AHSA: (Ar.) - Arabistan'ýn Kuveyt-Katar kýsmýna verilen isim- Erkek ve kadýn adý olarak kullanýlýr

AHSEN: (Ar.) - Daha güzel, çok gü­zel, en güzel. Erkek ve kadýn adý ola­rak kullanýlýr. Ahsen-i takvim: En gü­zel þekil. Kur'an-ý Kerim'in Tin sure­sinin 3. ayetinde insanýn ahsen-i tak­vim üzere yaratýldýðý beyan buyurulmaktadýr. Ahsen kelimesi, Kur'an'da 16 yerde zikredilmiþtir.

AHTER: (Fars.) Ka. - Yýldýz.

AHU: (Fars.) Ka. 1. Ceylan, karaca, gazal. 2. Güzel, ince alýmlý kadýn. 3. Gözleri ceylan gözüne benzeyen ka­dýn. 4. Kardeþ, dost

AHVER: (Ar.) Er. -1. Müþteri yüzlü, güzel gözlü adam. 2. Zeki, akýllý.

AHVES: (Ar.) Er. - Cesur, kahraman, yiðit.

AÝÞE: (Ar.) Ka. - 1. Yaþayan, zen­ginlik ve bolluk gören. Yaþayýþ. Aiþe binti Ebu Bekir. Peygamberimiz (s.a.s)'in hanýmlarýndan. Muhterem annelerimizden biri olan Aiþe (r.a.) Ýslami bilgisi ve fakihliði ile de meþ­hurdur (bkz. Ayþe).

AJDA: (Tür.) Ka. 1. Filiz sürgün. 2. Çentik çentik olan þey

AKABE: (Ar.) Er. 1. Sarp geçit, çý­kýlmasý zor yokuþ. 2. Tehlike. Atlatýl­masý zor güçlük, muhtýra.

AKAD: (Tür.) Er. - Doðruluðuyla, dürüstlüðüyle tanýnmýþ kimse.

AKALP: (Tür.) Er. - Doðruluðu ve dürüstlüðüyle tanýnan kimse.

AKALIN: (Tür.) Er. - Alný açýk, suçu olmayan, onurlu. Akalýn (Besim Ö-mer Paþa). Türk hekim.

AKANAY: (Tür.) Ka. - Yýldýz küme­si.

AKANSEL: (Tür.) Er. 1. Akarsu. 2. Uzun mesafeler geçerek denize dökü­len akarsu.

AKAR: (Tür.) Er. 1. Akýp geçen. 2. Gelir getiren.

AKASMA: (Tür.) Ka. - Beyaz, mavi, morumsu, pembe çiçek veren yabani, týrmanýcý bir bitki.

AKASOY: (Tür.) Er. - Sevilen, sayý­lan soydan gelen

AKASYA: (Yun.i.) Ka. - Küçük sýra yapraklý, gölgeli küçük cinsleri süs için yetiþtirilen baklagillerden bir aðaç. Salkým aðacý da denir.

AKAY: (Tür.)- Beyaz ay, ayýn tam bir daire olarak dolgun, parlak görün­düðü evre. Ak ve ay kelimelerinden

birleþik isim. Erkek ve kadýn adý ola­rak kullanýlýr.

AKBATU: (Tür.) Er. - Yiðit erkek.

AKBATUN: (Tür.) Er. - (bkz. Akbatu).

AKBEHMEN: (Tür.) Er. Peygamber çiçeðinin eþanlamlýsý.

AKBÝLGE: (Tür.) - Alim, bilgili, dü­rüst kimse.- Erkek ve kadýn adý olarak kullanýlýr.

AKBOÐA: (Tür.) Er. - Boða gibi güçlü ve temiz þahsiyetli. Akboða Celayir: Moðol emir ve komutaný.

AKBORA: (Tür.) Er. - (bkz. Bora)

AKBUDUN: (Tür.) Er. - Temiz, ta­nýnmýþ soydan gelen

AKBURAK: (Tür.) Er. - (bkz. Bu­rak)

AKÇAN: (Tür.) Ka. - Temiz, dürüst kimse

AKCEBE: (Tür.) Er. - Beyaz zýrh sa­hibi yiðit.

AKÇA: (Tür.) Ka. 1. Oldukça ak, be­yazca. 2. Eskiden kullanýlan küçük gümüþ para, nakit. 3. Temiz, saf, iyi niyetli kiþi.

AKÇAKÝRAZ: (Tür.) Ka. - Bir kiraz çeþidi.

AKÇAKOCA: (Tür.) Er. - Temiz ve namuslu erkek. - Osman Gazi ve Or­han Gazi'nin silah arkadaþý.

AKÇALI: (Tür.) Er. - Varlýklý, zen­gin.

AKÇAM: (Tür.) Er. - Kuzey Ameri­ka'da yetiþen bir çam türü.

AKÇAR: (Tür.) Er. - iyi ruhlar.

AKÇIL: (Tür.) - Beyazýmsý, solgun Erkek ve kadýn adý olarak kullanýlýr.

AKÇÝÇEK: (Tür.) Ka. - Beyaz çi­çek- Daha çok örfte kullanýlýr.

AKÇORA: (Tür.) Er. - Ýyi ruhlar.

AKDA: (Ar.) Ka. - Himaye altýnda olan cariye, kadýn, köle.

AKDEMÝR: (Tür.) Er. - Demir gibi güçlü ve temiz yürekli. Yiðit.

AKDES: (Ar.) Er. - En kutsal.

AKDÝL: (Tür.) Er. - Ýyi, doðru, güzel konuþan kiþi.

AKDOÐAN: (Tür.) Er. - (bkz. Doðan).

AKDORU: (Tür.) Er. - Doruðu bulutlu dað.

AKEL: (Tür.) Er. 1. Doðru, dürüst iþ­ler yapan kimse. Dürüst, güvenilir er­kek.

AKERGÝN: (Tür.) Er. - (bkz. Akerman).

AKERMAN: (Tür.) Er. - Dürüst, soylu, temiz kiþi.

AKGÝRAY: (Tür.) Er. - (bkz. Akergin)

AKGÜL: (Tür.) Ka. - Beyaz gül.

AKGÜN: (Tür.) Er. - Mutlu, sevinçli gün.

AKHAN: (Tür.) Er. - Dürüst hakan.

AKALP: (Tür.) Er. - Cömert, eli açýk yiðit.

AKIMAN: (Tür.) Er. - Cömert, eli açýk kimse.

AKIN: (Tür.) Er. - Her engeli aþan, güçlüklerden yýlmayan, hýzlý hareket kabiliyetine sahip.

AKINALP: (Tür.) Er. - Akýn yapan yiðit. Yiðit.

AKINCI: (Tür.) Er. -Osmanlýlarda ileri karakol. Ani vurkaçlarla düþman­larýnýn moralini bozan uç süvarileri. Hafif süvari.

AKINER: (Tür.) Er. - (bkz. Akýnalp)

AKINTAN: (Tür.) Er. - Tan yeri aða­rýrken yapýlan akýn

AKÝF: (Ar.) Er. 1. Bir þeyde sebat eden. 2. Ýbadet eden, ibadet maksa­dýyla mübarek bir yere çekilen. Ý'tikafa giren. 3. Direnen. M. Akif Er soy: Ünlü þair ve yazarýmýz. Safahat'ýn ya­zan. Ýstiklal marþýný telif etmiþtir.

AKÝFE: (Ar.) Ka. 1. Bir þey üzerinde azimle duran, sebatlý, kararlý. 2. Ýba­det eden haným.

AKÝL: (Ar.) Er.- Akýllý, akýl sahibi. Uslu, kavrayýþlý. Ali b. Ebi Talib'in kardeþi. Akil b. Ebi Talib.

AKÝLE: (Ar.) Ka.- (bkz. Akil)

AKÝPEK: (Tür.) Ka. - Ýpek gibi ka­dýn.

AKÝS: (Ar.) Ka. 1. Yanký. 2. Iþýðýn veya bir þeklin bir satha çarpýp orada görünmesi, yansý. 3. Zýt, ters, muhalif.

AKKOR: (Tür.) Ka. - Iþýk saçacak aklýða varýncaya kadar ýsýtýlmýþ olan.

AKKIZ: (Ar.) Ka.- Beyaz kadýn.

AKMAN: (Tür.) Er. 1. Temiz, beyaz, güzel insan. 2. Yaþlý kimse.

AKMANER: (Tür.) Er.- (bkz. Ak­man).

AKMAR: (Ar.) Ka. - Aylar, yýldýzlar.

AKMER: (Ar.) Ka. - Ay gibi beyaz (yüz)

AKNUR: (t.a.i.) Ka. - Beyaz nur.

AKÖZ: (Tür.) Er. - Özü sözü doðru kiþi, temiz kiþilikli.

AKPINAR: (Tür.)- (bkz. Pýnar).

AKSAN: (Tür.) Er.- Ýyi ve temiz ta­nýnmýþ kimse.

AKSEN: (Tür.) Ka.- Sen aksýn, te­mizsin, doðru ve namuslusun.

AKSEVÝL: (Tür.) Ka. - (bkz. Sevil).

AKSIN: (Tür.) Er.- Temiz, doðru, dü­rüstsün.

AKSOY: (Tür.) Er. - Temiz soylu.

AKSUN: (Tür.) Er. - (bkz. Aksu).

AKSUNA: (Tür.) Ka. -Ak renkli ya­ban ördeði.

AKSUNER: (Tür.) Er.- (bkz. Aksungur).

AKSUNGUR: (Tür.) Er.-Doðan cin­sinden bir nevi av kuþu. - Aksungur b. Abdullah. Melikþah zamanýnda Halep'in hakimliðini, yöneticiliðini yapan Türk Emiri.

AKSU : (Tür.) Ka. 1. Temiz, pýrýl pý­rýl su gibi. 2. Nehir

AKSÜYEK: (Tür.) Er. - Eski Türk­lerde soylu anlamýnda kullanýlýrdý.

AKÞEMSEDDÝN: (t.a.i.) Er.- Dinin güneþi.- Türk din bilgini ve hekim. (Þam 1389-Göynük 1459). Fatih'in hocasýdýr. Ýstanbul'un fethinde bulun­du. Ünlü sahabi komutan Eba Eyyub el-Ensari'nin mezarýný bulduðu söyle­nir. Türk dil kuralýna göre "d/t" olarak kullanýlýr.

AKÞIN: (Tür.) 1. Az ak, akýmsý.2. Derisinde, kýllarýnda ve gözlerinde doðuþtan boya maddesi bulunmadýðý için her yaný beyaz olan (insan, hay-

van). Erkek ve kadýn adý olarak kulla­nýlýr.

AKÞÝT: (Tür.) Er. - Kutlu uðurlu. 2. Ak. 3. Güneþ, nur, aydýnlýk. Akþit Muhammed b. Tugac: Ýhþidiler devle­tinin kurucusu.

AKTAY: (Tür.) Er. - Beyaz tay. Türkler'de çok kullanýlan bir isimdi.

AKTAÇ: (Tür.) Er. - Beyaz taç.

AKTAN: (Tür.) - Aydýnlýk, mehtaplý gece.

AKTAR: (Tür.) Er. - Parlak, aydýnlýk sabah.

AKTAÞ: (Tür.) Er. - Mermer.

AKTEKÝN: (Tür.) Er. - Parlak, gör­kemli, temiz huylu yiðit.

AKTEMÜR: (Tür.) Er. - Akdemir.

ARTÝMUR: (Tür.) Er. - (bkz. Aktemur).

AKTOLGA: (Tür.) Er. - (bkz. Tol­ga).

AKTUÐ: (Tür.) Er. - (bkz. Aytuðgöz kırpma.

AKYIL: (Tür.) Er. -Temiz, güzel se­ne. - Erkek ve kadýn adý olarak da kullanýlýr.

AKYILDIZ: (Tür.) - Akþama doðru doðan parlak yýldýz. Çoban yýldýzý, sa­bah yýldýzý.

AKYÝÐÝT: (Tür.) Er.- Dürüstlüðü ve temizliðiyle tanýnmýþ yiðit.

AKYOL: (Tür.) Er. - Dürüst, doðru ve iyi yol.

ALAADDÝN: (Ar.) Er. -Dini yücelt­mek için din uðruna çalýþan kimse. Alaaddin Keykubad (1192-1237) Anadolu Selçuklu Sultaný. - Türk dil kurallarý açýsýndan "d/t" olarak kullanýlýr.

ALACAN: (Tür.) Er. - (bkz. Akan).

ALAGÜN: (Tür.) Ka. - Yazýn güneþ buluta girdiði zamanki gölgeli hava.

ALAMET: (Ar.) Ka. 1. Ýþaret, iz, ni­þan. 2. Remiz, sembol. 3. Belirti, emare. 4. Çok iri, þaþýlacak büyüklük­te (mec.).

ALANALP: (Tür.) Er. - Ülke alan, fetheden, fatih.

ALANAY: (Tür.) Er. - (bkz. Alanalp).

ALANER: (Tür.) Er. - (bkz. Alanalp).

ALANGOYA: (Moð.) Ka. 1. Altýn geyik. 2. Ünlü Moðol destanýnýn kut­sal sayýlan kadýn kahramaný.

ALANGU: (Tür.) Er. -Altýn geyik.

ALANUR: (Ar.) Ka. - (bkz. Nur).

ALAPINAR: (Tür.) Ka. - (bkz. Pý­nar).

ALATAN: (Tür.) Er. - Güneþ doðma­dan önce ufukta beliren karýþýk renk­ler.

ALATAY: (Tür.) Er. - Derisinde be­nekler olan tay.

ALCAN: (Tür.) Ka. - Can alýcý güzel. Can alan, cesur, yürekli.

ALEMDAR: (a.f.i.) Er. 1.Bayrak ve­ya sancak tutan, taþýyan, bayraktar, sancaktar. 2. Ýþe önderlik eden. Alem­dar Mustafa Paþa: Osmanlý veziri.

ALEV: (Tür.) Ka. 1. Ateþten ve yaný­cý cisimlerden çýkan parlak, çeþitli þe­killere giren gazlardan meydana gelen þeffaf dil, yalým. 2. Aþk ateþi, sevda. 3. Alýmlý, cazibeli kadýn.

ALEVÝ: (Ar.) Er. - Hz. Ali soyundan, Hz. Ali'ye hususi ilgi gösteren, ona taraftar olan. Þii mezhebinin kollarýn­dan biri.

ALGAN: (Tür.) Er. - Alan, fetheden, fatih.

ALGIN: (Tür.) Er. 1. Güçlü, iyi, gü­zel, sýcakkanlý, sevimli. 2. Sevdalý, aþýk, vurgun. 3. Hýzlý akan su. 4. Renksiz, cýlýz, zayýf.

ALGUHAN: (Tür.) Er. - Çaðatay hanlýðý hükümdarý. (1266). Orta Asyayý ele geçirip Harezmden Afganis­tan'a kadar sýnýrlarýný geniþletti. Cengiz'in yasalarýný þiddetle uyguladý.

ALGUN: (Fars.) Ka. 1. Aklý alýnmýþ. 2. Al renginde, koyu ve parlak pem­be. 3. Tümsek, tepe.

ALGUNE: (Fars.) Ka. 1. Serap. 2. Allýk.

ALGÜL: (Tür.) Ka. - Kýrmýzý gül.

ALÝ: (Ar.) Er. 1. Yüce, ulu, yüksek. 2. Hz. Ali: Ebu Talib'in oðlu. Pey­gamberimizin amcazadesi ve kýzý Fat­ma (r.anha)'nýn kocasý. Dördüncü ha­life.

ALÝCAN: (a.f.i) Er. - Ali ve can isimlerinin bir araya gelmesinden meydana gelmiþtir. - (bkz. Ali ve Can).

ALÝCENGÝZ: (a.t.i.) Er. - Akla gel­mez, þeytanca, beklenmedik ve umul­madýk tarzda anlamlan ile "Alicengiz oyunu" deyiminde geçer.

ALÝGÜHER: (a.f.i.) Er. - Yaratýlýþý ve mayasý yüce ve deðerli olan.

ALÝ HAN: (a.t.i.) Er. - Yüce han.

ALÝKADR: (Ar.) Er. 1. Yüksek kýymette olan, çok kýymetli, çok takdir edilen, çok saygýdeðer. 2. Meþhur bir çeþit lale.

ALÝM: (Ar.) Er. 1. Çok okumuþ, bilgin.,2. Çok bilen. 3. Sonsuz. Ýlim sa­hibi. Allah'ýn sýfatlarýndandýr. Kur'an'da Cenab-ý Hakk'ýn ismi olarak 13 yerde geçer. "Abd" takýsý alarak da kullanýlýr.

ALÝME: (Ar.) Ka. - (bkz. Alim).

ALINAK: (Tür.) Er. - Doðru, güve­nilir.

ALÝÞAH : (a.f.i.) Er. - Hükümdarla­rýn en yücesi. Aliþah Taceddin. (?-1324). Ýlhanlý veziri.

ALIÞAN: (a.f.i.) Er. - Þan ve þerefi yüce ve yüksek olan çok deðerli.

ALÝYAR : (a.f.i.) Er. 1. Yar, dost, sevgili. 2. Alinin dostu, sevgili adý. 3. Yüce dost. - Birleþik isim

ALÝYE: (Ar.) Er. - Yüce, yüksek, bir þeyin en yukarýsý, tepesi. - (bkz. Ali).

ALKAN: (Tür.) Er. - Kýrmýzý kan. Alkan bey: Türk denizci. Selçuklula­rýn egemenliðindeki Ýznik'te Ebu'l-Kasým'ýn donanma komutaný.

ALKIM: (Tür.) Er. - Gökkuþaðý. Al­kým (Uluð Bahadýr) Türk Arkeolog.

ALKIN: (Tür.) Er. 1. Sevdalý, aþýk, vurgun. 2. El çýrpma, övme.

ALKUR: (Tür.) Er. - Hep, bütün, herkes.

ALLAHVERDÝ: (a.t.i.) Er. - Ýran'da yaþayan bir Türkmen kabilesinin adý.

ALP: (Tür.) Er. 1. Eski Türklerde kahraman, yiðit, cesur, bahadýr, pehli­van. 2. Seyfi kola mensup, savaþçý, fütüvvct ehli. Alperen, Alpgazi. Bu isim Ýslam'dan sonra da Türkler ara­sýnda kullanýlmaya devam etti.

ALPAGU: (Tür.) Er. 1. Tek baþýna düþmana saldýran yiðit. 2. Eski Türk­lerde bir rütbe adý. 3. Eski Türklerde bir kurt adý.

ALPAÐAN: (Tür.) Er. - Cesur, yiðit, kahraman.

ALPAK: (Tür.) Er. - Dürüst, kahra­man, yiðit.

ALPARTUR: (Tür.) Er. - Kendine güveni olan yiðit.

ALPASLAN: (Tür.) Er. - Arslan gibi cesur ve yiðit, savaþ beyi. Büyük Sel­çuklu hükümdarý. Selçuklularýn en büyük zaferi sayýlan Malazgirt zaferi onundur (l071).

ALPAY: (Tür.) Er. - Cesur, yiðit kimse.

ALPAYDIN: (Tür.) Er. - (bkz. Al­pay).

ALPBÝKE : (Tür.) Er. - genç, deli­kanlý, (bkz. Alp).

ALPÇETÝN: (Tür.) Er. - (bkz. Al­pay).

ALPDE.MÝR: (Tür.) Er. - (bkz. Al­pay).

ALPDOÐAN: (Tür.) Er. - Doðuþtan yiðit olan.

ALPER: (Tür.) Er. - (bkz. Alp).

ALPEREN: (Tür.) Er. - Yiðit, baha­dýr.

ALPERTUNGA: (Tür.) Er. - Efsane­vi Türk hükümdarý ve destan kahra­maný. M.Ö. 626 yýllarýnda yaþayýp Ýranlýlarla uzun savaþlara giren Turan (Saka) hükümdarý olduðu söylenir.

Türk, Ýran, Arap, Hint, Eski Yunan ve Asur kaynaklarýnda kendisinden deði­þik adlarla bahsedilir.

ALPGÝRAY: (Tür.) Er. - Yiðit hü­kümdar. Kýrým veliahtý. Bir ara Kýrým Haný da oldu.

ALPHAN: (Tür.) Er. - Yiðit hüküm­dar.

ALPKAN: (Tür.) Er. - Yiðit soydan gelen.

ALPKIN: (Tür.) Er. - Keskin kýlýç.

ALPMAN: (Tür.) Er. - Yiðit, cesur, kahraman.

ALPNUR: (Tür.) Ka. - (bkz. Alp).

ALPSOY: (Tür.) Er. - (bkz. Alpkan). Yiðit ve cesur soya mensub.

ALPTEKÝN: (Tür.) Er. - Kahraman þehzade. Birleþik isim. Alp: Kahra­man, Tekin: Þehzade.

ALTAN: (Tür.) Er. 1. Sabahýn güneþ doðarkenki zamaný. 2. Hakanlara ve­rilen unvan, sultan, padiþah.

ALTAY: (Tür.) Er. 1. Asya'da Batý Sibirya ile Moðolistan'ý ayýran daðlýk bölge. 2. Altay daðlan bölgesinde ya­þayan Türklerin genel adý.

ALTIN: (Tür.) Ka. 1. Parlak, san renkte, paslanmayan, kolay iþlenebi­len, ziynet eþyasý olarak da kullanýlan maden, zer, zeheb. 2. Örfte kadýn adý olarak kullanýlýr. Zerrin (bkz. Zerrin).

ALTINBAÞAK: (Tür.) Ka. - Deðerli kimse.

ALTINBÝKE: (Tür.) Ka. - (bkz. Altýnbaþak).

ALTINIÞIN: (Tür.) Ka. - Iþýðýn en güçlü aný.

ALTINÝZ: (Tür.) Ka. - (bkz. Altýnýþýk).

ALTINTAÇ: (Tür.) Ka. - Altýndan taç.

ALTUÐ: (Tür.) Er. - (bkz. Tuðgöz kırpma.

ALTUNAY: (Tür.) Er. - Ay'ýn san renkli hali

ALTUNÇ: (Tür.) Er. 1. Bakýr alaþý­mý. 2.Kýrmýzý bakýr. 3. Kýrmýzý, al gözlü.

ALTUNER: (Tür.) Er. - Deðerli kim­se.

ALTUNHAN: (Tür.) Er. - Zengin ha­kan. Türklerin, Çin'de hüküm süren Türk-Moðol hükümdarlarýna verdik­leri ad.

ALYA: (Ar.) Er. 1. Yüksek yer, yük­seklik. 2. Gök, sema.

AMANULLAH: (Ar.) Er. - Allah'ýn baðýþlamasý. Allah'ýn korumasý.

AMÝD: (Ar.) Er. 1. Çok hasta. 2. Aþk hastasý. 3. Baþlýca nokta. 4. Önder, þef, komutan. 5. Diyarbakýr'ýn eski adý. Ortaçað'da Ýslam Türk devletle­rinde kullanýlan bazý unvanlar ve me­muriyet isimleri.

AMÝL: (Ar.) Er. 1. Fail, yapan, iþle­yen. 2. Ýslam devletlerinde zekat, ver­gi tahsildarý veya valiler ve devlet memurlan.

AMÝNE: (Ar.) Ka. - Gönlü emin, kal­binde korku olmayan. - Peygamber'in (s.a.s) annesinin adý. (bkz. Emine).

AMÝR: (Ar.) Er. 1. Mamur eden, þen­lendiren. 2. Ýmar olunmuþ. 3. Devlete ait. 4. Kendisine baðlý görevliler bu­lunan. Amir b. Abdullah b. Mes'ud: Tabiindcndir. Ýslam fýkýh bilgini.

AMÝRE: (Ar.) Ka. - (bkz. Amir).

AMMAR (Ar.) Er. 1. Memur eden. 2. Bayýndýrlaþtýran. (bkz. Amir). - Ammar b. Yasir. Sahabeden. Ýlk müslüman olanlardandýr. Çok iþkence gör­dü. Habeþistan'a hicret etti. Annesi ilk Ýslam þehidcsi Sümeyye (r. anha)'dir.

AMR: (Ar.) Er. - Uzun yaþamak, uzun ömürlü olmak. Amr b. Madikerib: 631'de Medine'ye gitti ve müslüman oldu. Çok yaþlýyken bile iyi sa­vaþtý.

AMRE: (Ar.) Ka. - (bkz. Amr).

AMUZ: (Fars.) Er. - Bilen, öðrenmiþ, öðreten.

ANBER: (Ar.) Ka. 1. Ada balýðýnýn baðýrsaklarýnda toplanan yumuþak, yapýþkan ve misk gibi kokan, kül ren­ginde madde. 2. Güzel koku. 3. Gü­zellerin saçý.

ANDAK: (Tür.) Er. - Hemen, o anda. - Erkek ve kýz adý olarak kullanýlýr.

ANGIN: (Tür.) Er. 1. Tanýnmýþ, ünlü, namlý. 2. Bayýndýr.

ANI: (Tür.) - Yaþanmýþ olaylardan belleðin sakladýðý. - Erkek ve kadýn adý olarak kullanýlýr.

ANIL: (Tür.) Ka. 1. Anýlmak eylemi. 2. Meþhur, ünlü. 3. Hatýrlanan.

ANÝF: (Ar.) Er. 1. Sert, þiddetli. 2. Haþin. 3. Geçmiþte, pek yakýnda, bur­nun ucu denecek kadar yakýndan ge­çen. 4. Biraz önce, belirtilen, bahsedi­len.

ANÝFE: (Ar.) Ka. - (bkz. Anif).

ARAF: (Ar.) Er. 1. Cennet ile cehen­nem arasýndaki yer. 2. Sert, tepe. 3. Adetler, usuller. Arafat: Mekke'nin yakýnýnda bulunup hacýlarýn arefe gü­nü durduklarý yerdir. Bu duruþ haccýn rükünlerindendir.

ARAL: (Tür.) - Birbirine yakýn ada­lar topluluðu. Orta Asya'da bir göl.

ARAM: (Fars.) Ka. 1. Dinlenme, sü­kun, karar. 2. Rahat, huzur, istirahat. 3. Oturma, eðlenme, ikamet etme.

ARAMCAN: (Fars.) Ka. -1. Gönül rahatý. 2. Sevgili, sevilen güzel.

ARAMDÝL: (Fars.) Er. 1. gönül ra­hatý. 2. Sevilen güzel. 3. Yer mekan.

ARCA: (Ar.) Ka. -1. Temiz, namus­lu. 2. Aksak, topal.

ARDA: (Tür.) Er. 1. Eskiden bazý ça­vuþlarýn elde tuttuklarý uzun deðnek. 2. Ýþaret için dikilen deðnek. -3. Çýk­rýkçý kalemi. 4. Sonra gelen.

ARDALI: (Tür.) Er. - (bkz. Arsal).

ARDAN: (Tür.) Er. - (bkz. Arsal).

AREF: (Ar.) Er. 1. Pek maruf, çok bilinen. 2. Arif, anlayýþlý ve bilgili.

AREFE: (Ar.) Ka. 1. Arife, dini bay­ramlardan bir evvelki gün. 2. Bir ön­ceki gün.

AREL: (Tür.) Er. - Temiz, dürüst kimse.

ARGU: (Tür.) Er. 1. Ýki dað arasý, uçurum. 2. Orta Asya'da Issýk gölü çevresinde Çu ve Talaþ havzalarýnda yaþamýþ Kýrgýzlarýn en büyük boyu. Argu Türkleri.

ARGUN: (Tür.) Er. 1. Zayýf, güçsüz, düþkün, dermansýz, zebun. 2. Yanyana iki kamýþ düdüðünden veya kartal kemiðinden yapýlmýþ kaval. - Argun: Ýlhanlý hükümdarý. Abaka Han'ýn oð­lu.

ARGÜN: (Tür.) Er. - Temiz, aydýnlýk gün.

ARGUN ÞAH: (Tür.) Er - (bkz. Argun). Argunþah. (Nizameddin) Ana­dolu Selçuklu Sultaný Kýlýç Aslan II'nýn oðlu. Babasý ülkeyi oðullan ara­sýnda pay edince, hissesine Amasya düþmüþtü.

ARHAN: (Tür.) Er. - Üstün nitelikli, gururlu bakan.

ARICAN: (Tür.) Er. - Temiz, doðru kimse.

ARIÇ: (Tür.) Er. - Barýþ, asayiþ.

ARIER: (Tür.) Er. - Çalýþkan kimse.

ARÝF: (Ar.) Er. 1. Meþhur, çok tanýn­mýþ, mütearif. 2. Bilgi sahibi. Bilen, bilgili, irfan sahibi. 3. Sýbyan mektebi hocasý veya kalfasý.

ARÝFE: (Ar.) Ka. - Bilgi ve irfan sa­hibi kadýn. Uyanýk, ince ruhlu, latif.

ARIHAN: (Tür.) Er. - (bkz. Arhan).

ARIKAL: (Tür.) Er. - Temiz, doðru, dürüst kal.

ARIKAN: (Tür.) Er. - Temiz soy.

ARIKHAN: (Tür.) Er. - (bkz. Arhan)

ARIN: (Tür.) Er. 1. Temiz, arý, saf. 2. Alýn. 3. Yüz, cephe. Daðlarýn, tepele­rin yüzü.

ARINÇ: (Tür.) Er. 1. Temiz, saf, arý. 2. Barýþ.

ARISAL: (Tür.) Er. - An gibi çalýþ­kan kimse.

ARISAN: (Tür.) Er. - Temiz, doðru tanýnmýþ kimse.

ARISOY: (Tür.) Er. - (bkz. Arýsan).

ARITAN: (Tür.) Er. - Temizleyen, arý duruma getiren.

ARKAN: (Ar.) Er. 1. Temiz, ari kan­dan gelen. 2. Üstün galip. Arkan (Seyfýgöz kırpma Türk mimar (1903-1966).

ARKIN: (Tür.) Er. - Yavaþ, aðýr, sa­kin, gelecek yýl.

ARKUT: (Tür.) Er. - Temiz, uðurlu, kutlu.

ARMAÐAN: (Fars.) 1. Hediye, peþ­keþ, tuhfe, bergüzer. 2. Birinin gördü­ðü iþe veya baþarýsýna karþýlýk olarak verilen þey, mükafat.3. Bir ilim ada­mýný tanýtmak veya çalýþmalarýndan ötürü mükafatlandýrmak maksadýyla adýna çýkarýlan ilmi eser. (Köprülü Armaðanýgöz kırpma. - Erkek ve kadýn adý ola­rak kullanýlýr.

ARMAN: (Fars.) Er. 1. Hasret, özle­me. 2. Zahmet, sýkýntý. 3. Teessüf. 4. Piþmanlýk.

ARMÝNE: (Ýbr.) Ka. - Ýbranice isim. (bkz. Emine).

ARRAF: (Ar.) Er. l Falcý, kahin. Müneccim. 2. Hekim. 3. Göçebe Arap aþiretlerinin örfe vakýf umumi bilgile­ri.

ARRAFE: (Ar.) Ka. - (bkz. Arraf).

ARSAL: (Tür.) Er. - Temiz huylu, namuslu.

ARSEBÜK: (Ý.) Er. - 1. Temiz ruhlu ve çabuk. 2. Toy. 3. Namus konusun­da titiz.

ARSLAN: (Tür.) Er. 1. Kuvvet ve saldýrganlýðýyla tanýnan hayvan, esed, þir. 2. Cesur adam, bahadýr. 3. Bir çe­þit çiçek. Arslan Argun: Alpaslan'ýn oðlu (1097).

ARSLANGÝRAY: (Tür.) Er. Cesur, korkusuz han. Arslan Giray: Kýrým haný (1702-1767).

ARSLANÞAH: (Tür.) Er. - Arslan gibi cesur ve yiðit þah, kral. Cesur ko­mutan. Arslan Þah: Kirman Selçuklu hükümdarý (l 145). ,

ARTAN: (Tür.) Er. 1. Yarar, fayda. 2. Üstünlük, meziyet, nitelik.

ARTUÇ: (Tür.) Er. - Ucu sivri de­mirle donanmýþ mýzrak.

ARTUK: (Tür.) Er. - Selçuklu Emiri. (XI. yy.). Selçuklularýn ünlü hakaný Alpaslan'ýn emrinde Malazgirt savaþý­na katýldý.

ARÜSEK: (Fars.) Ka. 1. Gelin, kü­çük gelin. 2. Bebek gibi güzel kýz. 3. Ýþlemecilikte kullanýlan yeþil parlak sedef. 4. Ateþ böceði. 5. Küçük bir mancýnýk çeþidi.

ARZIK: (Tür.) Er. - Dindar, sofu.

ARZU: (Ar.) Ka. 1. Ýstek, bahþiþ. 2. Emel, heves, meyl. 3. Özlemek, müþ­tak olmak. "Arzum" olarak da kulla­nýlýr. Meþhur halk hikayelerinde Kamber'in sevgilisi.

ARZUMAN: (Ar.) Ka. - (bkz. Arzu).

AS: (Ar.) Er. 1. Mersin aðacý. 2. (Fars.) Deðirmen.

ASAF: (Ar.) Er. 1. Vezir. 2. Erdem, ileri görüþlülük, yönetimde baþarý. Hz. Süleyman'ýn ünlü veziri. Süley­man (a.s.)'ýn en çok güvendiði kiþiydi. Neml suresinde anlatýlanlar Asaf üze­rine yorumlandý. Daha sonra padiþa­hýn vezirlerine Asaf unvaný verildi.

ASAL: (Tür.) Er. - Baþlýca, esaslý, te­mel.

ASALET: (Ar.) Er. - Soy temizliði, soyluluk.

ASENA: (Tür.) Er. - Kurt.

ASFA: (Ar.) Er. - Çok saf, en temiz, halis.

ASGAR: (Ar.) - En küçük, daha kü­çük. - Erkek ve kadýn adý olarak kul­lanýlýr.

ASHAB: (Ar.) Er. 1. Sahib'in çoðu­lu. 2. Hz. Muhammcd (s.a.s)'i görüp ona tabi olan kiþiler. Ýnsanlýk alemi­nin en seçkin simalarý ve örnek nesli­dirler. Haklarýnda varid olan naslarla korunmuþlar, Allah'ýn yardýmýný müþahade etmiþler ve büyük peygambe­rin öðretilerini harfiyyen yaþamýþlar­dýr. Ashab-ý Kiram: Yüce sahabeler.

ASIF: (Ar.) Er. - Pek sert, pek þiddet­li, þiddetle esen.

ASIFE: (Ar.) Ka. - Þiddetle esen rüz­gar. Kur'an'da Yunus 22, Ýbrahim 18 ve En'am suresi 81. ayetlerde geçer.

ASÝL: (Ar.) Er. 1. Saðlam. 2. Ýyice kökleþmiþ, yüksek duygularla hareket eden. 3. Kendi kendine hareket eden. 4. Soyu, sopu belli. Necip.

ASIM: (Ar.) Er. 1. Yasak, yanýna yaklaþýlamayan. 2. Günahtan, haram­dan çekinen. 3. Ýffetli, afif, ismetli, perhizkar. Asým b. Umeyr: (749). Ýs­lam komutanlarýndan. Maveraünnehir fethine katýldý ve yiðitliðiyle ün saldý.

ASIMA: (Ar.) Ka. - (bkz. Asým).

ASÝME: (Fars.) Er. - Akýlsýz, beyin­siz, þaþkýn, sersem. - Ýsim olarak kul­lanýlmaz.

ASÝYE: (Ar.) Ka. 1. Sütun, direk, ko­lon. 2. Mersingiller, mersin aðacý tü­ründen aðaçlar. 3. Ýsyan eden, itaatsiz, baþkaldýran, serkeþ, bagi. 4. Allah'ýn emirlerini yerine getirmeyen, günahkar. 5. Haydut, þaki. -Bu isim Rasulullah tarafýndan yasaklanmýþtýr. Ýçer­diði anlam Ýslami anlayýþa terstir.

ÂSÝYE: (Ar.) Ka. - 1. Kederli üzün­tülü. Musa (a.s.)'ý daha bebekken Nil'den kurtarýp sarayda büyüten ve sonra onun peygamberliðine iman eden kadýn. Kur'an'da Fir'avun'un ka­rýsý olduðu belirtilmiþtir. Fakat ismi zikredilmemiþtir. - (bkz. Kasas: 9; Tahrim: 11). Firavun'a karþý gelerek müslüman olmuþtur. Tahrim suresin­de mü'mine bir kadýnýn en son nokta­da yapmasý gerekenlere örnek olarak gösterilen haným.

ASKER: (Ar.) Er. 1. Ordu, ordu ör­gülüyle ilgili. Vazife yapan. 2. Ülke savunmasýnda istihdam edilmek üzere eðitilip donatýlan kimse. 3. Rütbesiz asker, er.

ASKERÎ: (Ar.) Er. - Orduya mensup. Orduyla alakalý. Askeri (Ebu Ahmed el-Hasan b. Abdullah el): Zamanýnýn ünlü alimlerdendir (903-993). Ebu Davud esSicistani'nin talebesiydi.

ASLI: (Ar.) Ka. 1. Asýl, tek, dip, kü­tük, temel, esas, kaide, kural, hakikat. 2. Soy, sop, nesep. 3. Bir þeyin belli baþlý kýsmý, baþlangýç, baþ yer, sýhhat. 4. Hakiki, esaslý, halis, safi. 5. Esasen, zaten, baþlýca, en ziyade, hakikaten.

ASLIHAN: (a.t.i.) Ka. - Aslý ve Han kelimelerinden türetilmiþ birleþik bir isimdir. Kerem ile Aslý hikayesinin kadýn kahramanýdýr. Güzelliðinin ya­nýnda saçlarýnýn uzunluðu ve gürlü­ðünden bahsedilir.

ASRÝ: (Ar.) Er. - Zamana uygun, çaðdaþ.

ASUDE: (Fars.) Ka. 1. Rahatlamýþ, sükuna ermiþ, keder ve sýkýntýdan uzak, müsterih. 2. Sakin, sessiz.

ASUMAN: (Fars.). - Gök, sema, fe­lek. Asuman ile Zeycan hikayesinin erkek kahramaný. Doðu Anadolu'da yaygýn olarak anlatýlýr. Erkek ve ka­dýn adý olarak kullanýlýr.

ASUTAY: (Tür.) Er. - Hýrçýn tay.

ASYA: (Tür.) Ka. - Dünyadaki kýtala­rýn en büyüðü.

AÞIK: (Tür.) Er. 1. Bir baþkasýný aþk­la seven. 2. Dalgýn, unutkan. 3. Ta­savvufta Allah'a muhabbet duyan kiþi. Aþýk Çelebi (1520-1572) Osmanlý þa­ir ve yazarlardan.

AÞÝR: (Ar.) Er. 1. Ondabir, onuncu. 2. Samimi dost ve arkadaþ. 3. Koca. 4. Aþar toplayan. 5. Kur'an-ý Kerim'den 10 ayetlik bir bölümü okuma. Aþir Efendi (Mustafa). Osmanlý Þey­hülislamý (1728-1804).'Bursa, Mekke ve Ýstanbul kadýlýklarýnda bulundu. 1758-1800'de Þeyhülislamlýk görevi­ni ifa etli.

AÞKIN: (Tür.) 1. Geçkin, aþmýþ olan. 2. Ölçüyü kaçýran, coþkun. 3. Fazla. 4. Sonra. 5. Benzerlerinden da­ha üstün. - Erkek ve kadýn adý olarak kullanýlýr.

AÞKINAY: (Tür.) Ka. - (bkz. Aþkýn).

AÞKINER: (Tür.) Er. - (bkz. Aþkýn).

ATA: (Tür.) Er. 1. Baba. 2. Soyun geçmiþte yaþamýþ ferdi. 3. Vermiþ, veriþ. Baðýþlama, ihsan. 4. Yesevi ta­rikatýnda mürþid. Ata b. Ebi Rabah: Fýkýh alimi (Mekke 733). Ebu Meysere b. Ebu Hüseyin el-Fikri'nin azatlý kölesiydi. Birçok hadis rivayet etmiþtir.

ATABEK: (Tür.) Er. 1. Selçuklu devletinde þehzadelerin terbiyesiyle vazifeli þahýs. 2. Lala. Devlet idare­sinde yetki taþýyan naip.

ATABEY: (Tür.) Er. - Devlet yönetiminde bir san. Lala.

ATACAN: (Tür.) Er. - (bkz. Ata).

ATAÇ: (Tür.) Er. - Atalardan gelen, atalarla ilgili olan.

ATAERGÝN: (Tür.) Er. - (bkz. Ata).

ATAHAN: (Tür.) Er. - (bkz. Ata).

ATAKAN: (Tür.) Er. -1. Düþünmek­sizin her iþe sokulan adam. 2. Ýleri atý­lan.

ATALAY: (Tür.) Er. - (bkz. "Ata"göz kırpma. Ünlü, namlý, þöhretli. Atalay Mah­mut, Türk güreþçi. Balkan, Avrupa, Dünya ve Meksika Olimpiyatlarý þampiyonu oldu (1968).

ATAMAN: (Tür.) Er. - (bkz. "Ata"göz kırpma. 1. Ata kiþi, baþkan, önder. 2. Don ka­zaklarýnýn önderlerine verilen ad.

ATANER: (Tür.) Er. - (bkz. Ata).

ATASAGUN: (Tür.) - Eski Türkler­de hekimlere verilen isim.

ATASAN: (Tür.) Er. - (bkz. Ata).

ATASEVEN: (Tür.) Er. - (bkz. Ata).

ATASOY: (Tür.) Er. - (bkz. Ata).

ATATUÐ: (Tür.) Er. - (bkz. Ata).

ATAULLAH: (Ar.) Er. - Birleþik isim. - Allah'ýn baðýþladýðý, hediye et­tiði, ihsaný, lütfü. Ataullah Efendi. (Arapzade). Osmanlý Þeyhülislamý (1719-1785) Þam, Mekke, Ýstanbul kadýlýklarýnda bulundu.

ATAY: (Tür.) Er. - Bilinen, tanýnmýþ.

ATIF: (Ar.) Er. 1. Çevirme, meylet­tirme, imale. 2. Yükletme, birinin iþi veya sözü olduðunu iddia etme, hami, isnad. 3. Yüzünü çeviren, meyleden, mail, müteveccih. 4.Merhamet sahibi, þefkatli, acýyan. 5. Beðenen. Atýf Efendi (Mehmet Kuyucaklý. (-Ýst. 1847). Osmanlý matematik bilgini. Þam ve Ýstanbul kadýlýklarýnda bulun­du.

ATIFA: (Ar.) Ka. - (bkz. Atýf).

ATIFET: (Ar.) Ka. 1. Birine iyi niyet ve sevgi ile yönelme, teveccüh, meyi. 2. Karþýlýk beklemeden gösterilen sevgi, ihsan.

ATÝK: (Ar.) Er. 1. Sýrtýn üst kýsmý. 2. Berrak, saf, karýþmamýþ, kýymetli. 3. Eski, kadim, kühen, dirin. 4. Azatlý, hür. 5. Güzel genç kýz. 6. Çok hare­ketli, çevik, hýzlý hareket eden. 7. Asil. 8. Hz. Ebubekir'in lakabý. Pey­gamber (s.a.s)'in "Sen ateþten kurtul­muþ kimsesin" müjdesine kavuþmuþ olmasýndan ötürü bu lakapla anýldýðý söylenir.

ATÝKE: (Ar.) Ka. - (bkz. Atik). Atike: Kureyþ kabilesinden Zeyd b. Amr'ýn kýzýdýr. Hicretten önce Ýslamiyeti kabul etmiþtir. Medine'ye hicret edenler arasýndadýr. Hz. Ebubekir'in oðlu ile evlenmiþtir. Abdullah, Taif te þehid olunca Hz. Ömer'le O þehid edi­lince Zübeyr b. el-Avvam ile, o da þe­hid edilince Hz. Hüseyin ile evlendi. Ve Hz. Hüseyin de þehid olunca þehid zevcesi olarak anýldý.

ATIL: (Tür.) Er. - Giriþken ol, ilerle­mek için çaba göster.

ATILAY: (Tür.) Er. 1. Ünlü, namlý, þöhretli. 2. Atilla'dan sonra tahta geçen ünlü hükümdar.

ATILGAN: (Tür.) Er. 1. Karþýsýna çýkabilecek engellerden ve tehlikeler­den korkmadan her zaman ileriye atý­lan. 2. Karþý çýkan, çekinmesi olma­yan, cüretkar. 3. Hevesli.

ATÝLLA: (Tür.) Er. 1. Büyük, ünlü. 2. Babacýk. 3. Savaþçý, fatih. 4. Hun Türklerinin büyük imparatoru (400-453).

ATÝYE: (Ar.) Ka. 1. Baðýþ, bahþiþ, ihsan. Hediye. 2. Gelecek, istikbal.

ATKIN: (Tür.) Er. - Atýlmýþ. Kumaþ dokumada kullanýlan tabir.

ATLAN: (Tür.) Er. - Ata bin.

ATLAS: (Tür.) Er. 1. Üstü ipek, altý pamuk kumaþ, diba. 2. Düz, havasýz, tüysüz. 3. Büyük harita. 4. Atlas ok­yanusu. 5. Kuzey Afrika'da Fas, Ce­zayir'i geçerek Tunus Körfezi'ne ka­dar uzanan sýradaðlara verilen ad.

ATLIHAN: (Tür.) Er. - Ata binmiþ süvari. - Birleþik isim. Atlýhan: Alýn­ca Hanýn oðlu. Tatar'ýn kutsal göbek soyundan sekizinci kuþak.

ATSAN: (Ar.) Ka. - Susuz, susamýþ, teþne.

ATTAB: (Ar.). - Yumuþak huylu. Sertlik yanlýsý olmayan. Uyumlu. Attab b. Esid. Sahabeden. Mekke valili­ði yapmýþtýr. Rasulullah tarafýndan atanmýþtýr.

ATTAR: (Ar.) Er. 1. Güzel kokulu bitki özleri, yaðlan vb. satan, güzel koku ticareti yapan kimse. 2. Ýlaç maddeleri vb. þeyler satan adam. 3. Mahalle aralarýnda bazý baharatlar ile iðne, iplik vb. satan dükkan sahibi. Attar: Meþhur Ýranlý þair.

ATUF: (Ar.) Er. - Birine sevgisi olan, sevgi duyan. Allah'a karþý sevgi du­yan.

ATUFET: (Ar.) Ka. - Þefkat, merha­met.

ATYEB: (Ar.) Ka. - Çok güzel, pek güzel.

AVCI: (Tür.) Er. l. Avlanan, av spo­ru yapan kiþi. 2. Bir þeyi elde etmeye uðraþan. 3. Osmanlý sarayýnda þikariler diye adlandýnlan askeri grup.

AVFÝ: (Ar.) Er. Arap düþünür (Bas­ra- ? ) Ýhvanu's-Safa denilen Ýslam felsefe akýmýnýn kurucularýndan biri.

AVNÝ: (Ar.) Er. 1. Yardýmla ilgili, yardýma ait. 2. Fatih Sultan Mehmed'in þiirde kullandýðý mahlas.

AVNÝYE: (Ar.) Ka. 1. Yeniçeriler ta­rafýndan ve daha sonra Sultan Mecid ve Sultan Aziz zamanlarýnda giyilen bir çeþit yaðmurluk. 2. Yardým etmiþ. Yardýmla ilgili.

AVNULLAH: (Ar.) Er. Allah'ýn yar­dýmý. - Birleþik isim.

AVÞAR: (Tür.) Ka. - Oðuzlarýn önemli bir kolu. Büyük Selçuklu Devleti'nin kurulmasý ve yakýndoðunun Türkleþmesinde büyük rol oyna­mýþlardýr.

AVVAD: (Ar.) Er. - Ud çalan, udçu. Avvad (Tevfik Yusuf): Lübnanlý yazar, gazeteci. Diplomat.

AY: (Tür.) Er. 1. Yýlýn on iki bölü­münden biri. 2. Dört hafta, 29-30, 31 günden oluþan zaman dilimi. 3. Kut­sal kitapta adý geçen kent. Kudüs'ün kuzeyi. 4. Dünyanýn uydusu. Ay: Mý­sýr kralý. Amarnada memurdu. Genç kral Tutank Hamon'un danýþmaný oldu. Daha sonra o ölünce dul karýsýyla evlenip tahta çýktý (Ý.Ö. 1320).

AYABA: (Tür.) Er. - Muhammed Tapar'ýn oðlu. Büyük Selçuklu Sultaný Sancar'ý Oðuzlarýn elinden tutsaklýk­tan kurtarýp tahtýna oturttu. Selçuklu­larý istila etmek isteyen Harizm Þah­lan uzun süre engelledi.

AYALP: (Tür.) Er. - Ay kadar parlak ve güzel, yiðit.

AYANA: (Tür.) Er.-Saygý.

AYANFER: (Ar.) Ka. - Gözün ýþýðý, nuru.

AYANOÐLU: (Ar.) Er. - Ayan: Açýk, belirli. Ayan'ýn oðlu.

AYAS: (Ar.) 1. Dolunay, mehtap. 2. Ýskenderun Körfczi'nin batý kýyýsýnda Ceyhan nehrinin aðzýnýn vücuda ge­tirdiði Yumurtalýk limaný veya Ayaþ koyunun kuzeydoðu kenarýnda, Ada­na ilinin Yumurtalýk ilçesinin idare merkezidir. Ayaþ Paþa: Osmanlý sad­razamlarýndan birinin adý.- Erkek ve kadýn adý olarak kullanýlýr.

AYASUN: (Tür.) Ka. - (bkz. Aysun).

AYAYDIN: (Tür.) Er. - Ay ýþýðý, ay­dýnlýðý.

AYAZ: (Tür.) Er. - Soðuk ve Durgun hava. Dondurucu soðuk. Ayaz: Selçuklu emin (Öl. 1105).

AYBAR: (Tür.) Er. 1. Gösteriþli, hey­betli, görkemli. 2. Korku veren.

AYBEG: (Tür.) Er. -Ay gibi temiz ve aydýn yönetici, ileri gelen, bey. Abeg Kutbeddin (Öl. 1210): Delhi Memlükler Devleti'nin kurucusu. Ýslam'ýn Ortaasya'da yayýlmasýnda bü­yük baþarýlar gösteren, Gazne sultaný Muiziddin'le birlikte savaþýp onun ölümüyle Delhi sultanlýðýna gelen ün­lü komutan.

AYBEK: (Fars.) - Put, sanem. - Ýsim olarak kullanýlmaz.

AYBEN: (Tür.) Ka. - Ay benizli.

AYBER: (Tür.) - Ay meyvasý. - Er­kek ve kadýn adý olarak kullanýlýr.

AYBERK: (Tür.) Er. 1. Saðlam ay, saðlam kiþilik. 2. Þimþek, ay'ýn þim­þek gibi parlaklýðý. 3. Yaprak, ay yap­raðý.

AYBÝGE: (Tür.) - Büyük ay, dolu­nay. - Erkek ve kadýn adý olarak kul­lanýlýr.

AYBÝKE: (Tür.) Ka. - (bkz. Ayben).

AYBÝKEN: (Tür.) Ka. - Eski Türk hükümdarlarýndan birinin hanýmýnýn ismi.

AYCA: (Tür.) Ka. - Ay gibi güzel, ýþýklý, parlak.

AYÇAN: (Tür.) Ka. - Ay gibi parlak güzel ve sevimli.

AYCÝHAN: (a.f.i.) - Cihaný aydýnla­tan ýþýk. - Erkek ve kadýn adý olarak kullanýlýr.

AYÇA: (Tür.) Ka. 1. Ayýn yeni doð­duðu günlerdeki þekli, yeni ay, hilal. 2. Cami kubbelerine ve minare külah­larýna konulan hilal þeklindeki süs. 3. Ay kadar güzel, aydýnlýk.

AYÇETÝN: (Tür.) Er. - Zor, güç ay.

AYÇIL: (Tür.) Ka. 1. Iþýk saçan, sü­rekli parlaklýk veren ay. 2. Ay gibi.

AYDAN: (Tür.) Ka. - Ay'a dahil olan. Ay gibi.

AYDANUR: (Tür.) Ka. - Ay'ýn ýþýðý, aydan yayýlan ýþýk.

AYDEMÝR: (Tür.) Er. - Marangozla­rýn kullandýðý kavisli bir keser çeþidi.

AYDERUSÝ: (Ar.) Er. - Güney Ara­bistan'ýn eski ve tanýnmýþ bir derviþ ailesinden olup (1722-1778) yýllarý arasýnda yaþamýþ, Hindistan, Mýsýr, Taif, Suriye ve Ýstanbul'a ziyaretler yapmýþtýr.

AYDÝLEK: (Tür.) Ka. - Ay ve dilek isimlerinden oluþmuþ birleþik isim. -Ay'a ait arzu, istek.

AYDIN: (Tür.) 1. Aylý gece, mukmin. 2. Aydýnlýk, ýþýklý, parlak, ruþen, ziyadar, münevver. 3. Açýk, belli, or­tada, vazýh, aþikar, bahir. 4. Kutlu, uðurlu, mübarek, mesut. 5. Okumuþ, kültürlü ileri fikirli, münevver. Kýlýçarslanýn hanýmýnýn ismidir. Erkek ve kadýn ismi olarak kullanýlýr.

AYDINALP: (Tür.) Er. - Münevver, bilgili, yiðit, kahraman kiþi. Konya Selçuklulan'ndan ünlü bir komutan.

AYDINAY: (Tür.) Ka. - (bkz. Ay­dýn).

AYDÝNÇ: (Tür.) Er. - Cesur, aydýn.

AYDINER: (Tür.) Er. - (bkz. Aydýn).

AYDINTAN: (Tür.) Er. - Þafak vak­ti.

AYDINTUÐ: (Tür.) Er. - (bkz. Ay­dýn).

AYDOÐDU: (Tür.) Ka. - Doðmakta olan ay. Ay doðdu Bey. Ertuðrul Gazi'nin oðlu veya torunu (1302).

AYDOLUN: (Tür.) Er. - Dolunay, mehtap.

AYETULLAH: (Ar.) Er. 1. Allah'ýn ayetleri. 2. Özellikle Þii mollalarýnýn kullandýðý isimlerdendir. Allah'ýn göndrermiþ olduðu yasalar ve emirler. 3. Mucizeler, hikmetler. 4. Ýz, niþan.

AYFER: (t.f.i.) Ka. 1. Ayyüzlü, ay gibi güzel, parlak ýþýk saçan. 2. Þan, haþmet sahibi.

AYGEN: (Tür.) Ka. 1. Dost, arkadaþ. 2. Sevgili, yar. 3. Temiz yaratýlýþtý.

AYGUT: (Tür.) Er. - Karþýlýk, müka­fat.

AYGUTALP: (Tür.) Er. - (bkz. Aygut). Aygutalp: (XIV. yy.) Türk ko­mutan. Osman Gazi'nin silah arkada­þý. Ýlk Türk denizcisi Ýmralý fatihi Ka­ra Ali'nin babasý. Yýldýrým Bayezid'le birlikte Timur'a esir düþen Timurtaþ Paþa'nýn dedesi.

AYGÜL: (Tür.) Ka. - Ay'ýn gülü.

AYGÜN: (Tür.) Ka. - Gösteriþli, ay ve güneþ kadar güzel anlamýnda.

AYHAN: (Tür.) Er. - Ay sahibi, ay hakimi. Oðuz Kaðan Destaný'na göre, Oðuz'un altý oðlundan biri. Efsanede bahsedilen, Oðuz'un ýþýktan doðan ka­rýsýndan olan 3 oðlundan biri. Ay­han'ýn 4 oðlu 24 Oðuz boyunun 4'ünü oluþturur. Bunlar Bozoklu soyudur.

AYHATUN: (Tür.) Ka. - Ay yüzlü kadýn. Ay ve hatun kelimelerinden birleþik isim.

AYÝLKÝN: (Tür.) Ka. - Ýlk çocuklara takýlan isim.

AYKAÇ: (Tür.) Er. 1. Söyleyen, ko­nuþan. 2. Akýl veren. 3. Ozan, þair.

AYKAN: (Tür.) Er. - Soylu, asil, te­miz kiþi.

AYKE: (Ar.) Ka. - Sýk koruluk.

AYKUT: (Tür.) Er. 1. Kutlu, uðurlu ay. 2. Karþýlýk, mükafat.

AYKUTALP: (Tür.) Er. - Mükafat veren kahraman, iyi karþýlýk veren ba­hadýr.

AYLA: (Tür.) Ka. - Ay'ýn ve güneþin etrafýnda bazý zamanlarda görülen halka, ayla. Beyaz ýþýk. (bkz. Hale).

AYLÝN: (Tür.) Ka. - Ay'a ait.

AYMAN: (Tür.) Er. - Ay gibi güzel, ýþýklý kimse.

AYMETE: (Tür.) Er. - (bkz. Mete).

AYMUTLU: (Tür.) Er. - (bkz Mut­lu).

AYNAMELEK: (t.a.i.) Ka. - Melek gibi, melek görünüþlü kadýn.

AYNDÝLGE: (a.t..i.) - Pýnar, su, kaynak. - Antakya-Halep arasýnda, Suriye sýnýrýna çok yakýn bir yerde bulunan kaynak su. Tarihte bu kaynak dolayýsýyla önemli yerleþim bölgesi olmuþtur. - Erkek ve kadýn adý olarak kullanýlýr.

AYNÝ: (Ar.) Er. 1. Ayn'a ait. 2. Pýnar, kaynak, göz. 3. Karþýlýðý mal olarak ödenmiþ. el-Ayni, (1360-1451) yýllan arasýnda yaþamýþ Ýslâm âlimi.

AYNIHAYAT: (Ar.) Ka. – Hayatýn gözü, hayat pýnarý.

AYNÞEMS: (Ar.) 1. Güneþ kaynaðý. 2. Mýsýr'da bir kasaba. 3. Bir cins de­ðerli taþ. - Erkek ve kadýn adý olarak kullanýlýr.

AYNUR: (t.a.i.) Ka. - Ay ýþýðý.

AYNÜDDEVLE: (Ar.) Er. - 1. Dev­letin gözü. 2. Devletin kaynaðý. Aynüddevle (Öl. 1152). Daniþmendli hükümdar. Melikþah'ýn oðlu.

AYPARE: (f.t.b.i.) Ka. - Ay parçasý.

AYPERÝ: (t.f.i.) Ka. - Ay yüzlü güzel, dilber.

AYRAL: (Tür.) - Benzerlerinden farklý olan, kendine özgü, deðiþik. -Erkek ve kadýn adý olarak kullanýlýr.

AYSAL: (Tür.) - Ay gibi, ay'a ben­zeyen. - Erkek ve kadýn adý olarak kullanýlýr.

AYSAN: (Tür.) - Ay gibi, ay yüzlü. -Erkek ve kadýn adý olarak kullanýlýr.

AYSEL: (Tür.) Ka. 1. Bol ýþýk saçan, ay. 2. Ay'ýn en parlak zamanýnda do­ðan.

AYSEMA: (t.a..i.) Ka. - Ay gözlü.

AYSEN: (Tür.) Ka. - Ay gibi güzel. Parlak ve nurlu.

AYSEV: (Tür.) - Ay gibi sevgili. -Erkek ve kadýn adý olarak kullanýlýr.

AYSEVEN: (Tür.) Ka. - (bkz. Aysev).

AYSU: (Tür.) Ka. - Su gibi berrak ay.

AYSUDA: (Tür.) Ka. - Suya yansý­yan ay.

AYSUN: (Tür.) Ka. - Ay gibi ýþýltýlý ve güzelsin anlamýnda.

AYSUNA: (Tür.) Ka. - (bkz. Aysu).

AYSUNAY: (Tür.) Ka. - (bkz. Aysu).

AYSUNGUR: (Tür.) Er. - (bkz. Sun­gur).

AYÞAN: (Tür.) - Ay gibi þanlý, gör­kemli, parlak. - Erkek ve kadýn adý olarak kullanýlýr.

AYÞE: (Ar.) Ka. - Yaþayan. Rahat yaþayan. (Geniþ bilgi için bkz. Aiþe).

AYÞEN: (Tür.) Ka. - Neþeli ay, gülen ay.

AYÞENUR: (Ar.) Ka. - Nurlu, ýþýltýlý hayat.

AYÞIL: (Tür.) Ka. - Ay gibi ýþýl ýþýl. - Ay ve þýl kelimelerinden birleþik isim.

AYÞÝN: (Tür.) Ka. - (bkz. Ayþýl).

AYÞÝRÝN: (Tür.) Ka. - Sevimli ay, ay gibi sevimli. Þirin.

AYÞULE: (t.a.i.) Ka. 1. Ay kývýlcýmý. 2. Ay ýþýðý.

AYTAÇ: (Tür.) Er. - Baþa takýlan ay þeklinde taç.

AYTEK: (Tür.) Er. - Ay gibi (Eski Türkçede tek/teg olarak kullanýlmýþ­týr).

AYTEKÝN: (Tür.) Er. - Ay þehzade­si, ay prensi.

AYTEN: (Tür.) Ka. 1. Ay yüzlü. 2. Teni beyaz ve parlak olan. 3. Güzel vücutlu.

AYTÝGÝN: (Tür.) Er. - (bkz. Tigin).

AYTOLUN: (Tür.) Er. 1. Dolunay. 2. Ay'ýn ondördü gibi güzel.

AYTUÐ: (Tür.) Er. 1. Mýzraðýn ucu­na yapýlmýþ ayýn üstüne yapýlan tüy. 2. Tuð, tüy, fars gibi.

AYTUNA: (Tür.) - Erkek ve kadýn adý olarak kullanýlýr, (bkz. Tuna).

AYTUNCA: (Tür.) - (bkz. Tunca).

AYTÜL: (Tür.) Ka. - Ay ve tül keli­melerinden oluþan birleþik isimler­den. - Son zamanlarda yapýlmýþ, uy­durma bir isimdir.

AYTÜN: (Tür.) Er. - Ay ve gece.

AYVAZ: (Ar.) Er. 1. Arapça ivaz ke­limesinin bozulmuþ þekli. 2. Eskiden kibar konaklarda yemek servisi yapan ve sokak iþlerinde kullanýlan Vanlý Ermenilere verilen ad. Ermeni uþak. 3. Karagöz perdesinin belli baþlý tip­lerinden biri. 4. Köroðlu destanýnda bir kahraman.

AYYÜKSEL: (Tür.) Ka. - Yükselen ay.

AYZER: (l.a.i.) 1. Altýn renginde ay. 2. Ay'ýn altýn rengini aldýðý an. - Er­kek ve kadýn adý olarak kullanýlýr.

AZAD: (Fars.) Er. l. Hür, serbest. 2. Kimseye baðýmlý olmayan. 3. Kurtul­muþ. 4. Müberra. 5. Zarif, nazik. -Türk dil kuralý açýsýndan "d/t" olarak kullanýlýr.

AZADE: (Fars.) Ka. - (bkz. Azad).

AZAM: (Ar.) Er. - En büyük, daha büyük, ulu. Ýmam-ý Azam Ebu Hanife: Hanefi mezhebinin kurucusu. Bü­yük alim ve müctehid.

AZAMEDDÝN: (Ar.) Er. - Dinin ulu­luðu, emaneti. - Türk dil kuralý açýsýn­dan "d/t" olarak kullanýlýr.

AZAMET: (Ar.) Er. - Büyüklük, ulu­luk.

AZER: (Fars.- Ýbr.) Er. - Ateþ. Ýbra­him (a.s.)'in babasý olduðu söylenir.

AZÝM: (Ar.) Er. 1. Büyük, ulu, ce­sim, iri, muhteþem. 2. Kuvvetli, þid­detli, derecesi yüksek. 3. Ehemmiyet­li, mühim, müthiþ.

AZÝME: (Ar.) Ka. 1. Kesin kararlýlýk, niyet, sebat. 2. Cin, yýlan ve benzeri þeylerin þerrinden kurtulmak için okunan dua. 3. Büyük iþ, büyük gü­nah, büyük bela.

AZÝMET: (Ar.) Ka. 1. Kuvvetli bir iradeye dayanan karar, yemin anlamý­na gelmektedir. 2. Herhangi bir ko­laylýða baþvurmaksýzýn bütün güçlüklerin irade gücüyle yenilerek yapýlma­sý gerekli olan dini vecibeler.

AZÝZ: (Ar.) Er. 1. Muhterem, sayýn. 2. Sevgili. 3. Veli, evliya, ermiþ. 4. Az bulunur. 5. Allah'ýn izzetli kýldýðý, mü'min. - Aziz (Ýmadettin Abulfeth Osman el-Aziz): Selahaddin Eyyubi-'nin II. oðlu. Kardeþi el-Efdal, Melik iken kendisi Þam'ý terkederek Mýsýr Eyyubileri hükümdarlýðýný ilan etti. Fakat daha sonra kardeþiyle barýþtý.

AZÝZE: (Ar.) Ka. - (bkz. Aziz).

AZÝZÝ: (Ar.) Er. - Aziz'e ait. - XVI. yy.'da yaþamýþ Türk þairi. "Yedikuleli Azizi' lakabýyla tanýnýr. Asýl adý Mus­tafa'dýr.

AZMÝ: (Ar.) 1. Kasýt, niyetlilik ka­rar. 2. Kemikli. 3. Güçlü, kuvvetli. Azmi Pir Mehmet (-1583): Þehzade Mehmed'in ve III. Mehmed'in hocalý­ðýný yapmýþtýr.

AZMÝDÝL: (a.f.i.) Ka. - Gönül yüceliði.

AZMÝYE: (Ar.) Ka. - (bkz. Azmi).

AZMUN: (Fars.) Er. - Deneme, sýna­ma, tecrübe.

AZRA: (Ar.) Ka. 1. Bakire, kýzoðlan kýz. 2. Ayak deðmemiþ kum. 3. Delinmemiþ inci. 4. Hz. Meryem'e verilen adlardan. 5. Medine þehrinin adlarýn­dan biri. 6. Masal kahramaný "Vamýk"'ýn sevgilisi.

AZRAF: (Ar.) Er. 1. Zarif. 2. Pek in­ce, pek nazik. 3. Çok zeki.

AZREF: (Ar.) 1. Çok zarif, en zarif. 2. Çok zeki. - Erkek ve kadýn adý olarak kullanýlýr.

AZZAM: (Ar.) Er. - En büyük, en ulu. Abdullah Azzam: Afganistan Ýslâmî hareketinin siyasi liderlerinden. Bir suikast sonucu þehit olmuþtur.

AZZE: (Ar.) Ka. 1. Diþi ceylan yav­rusu. 2. Yüce, þerefli.
Gönderen: 19.12.2003 - 07:42
Bu Mesaji Bildir   asanyakan üyenin diger mesajlarini ara asanyakan üyenin Profiline bak asanyakan üyeye özel mesaj gönder asanyakan üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
endulus su an offline endulus  
611 Mesaj -
Allah razi olsun..

Yalniz bütün isimleri buraya aktaracaginiza, buraya aktardiginiz linki verseniz daha iyi olur.

Simdi A hafrini göndermissiniz. bütün harfleri göndermeye kalkarsaniz sitemizde yer kalmayacak.telaşlı

En iyiyisi linki verin ve kardesler o linkten aradiklari isimlerin anlamina oradan baksinlar.
Gönderen: 19.12.2003 - 08:57
Bu Mesaji Bildir   endulus üyenin diger mesajlarini ara endulus üyenin Profiline bak endulus üyeye özel mesaj gönder endulus üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an 1 üye ve 937 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
hümeyra24 (43), güllüm (41), alitufan (48), semsuddin (39), f_erturk (39), zafercezlan (54), benbuamellerimi.. (53), seyma_05 (39), yenilmezburuk (46), mhmmdky (37), sivaslihakan (46), sunam6 (41), konya28 (37), mardinlimemo (44), @hasan@ (39), _huzurislamda_ (39), Seda_ (35), BOPPON (43), faziltopal (55), ahmetserkankaya (43), eLsina (38), AZRA66 (37), sulukapo (34), HAKANCETIN (46), mentese (48), palanxdöken (53), ADEM BAKIRHAN (60), ceyhan (71), ReSuLe_HaSrEtt (38), Forever_Love (40), mutlu69 (55), islam yusuf (54), sofi32 (49), yesil_bahar19 (37), makhorsa (48), erihna (41), veysi irdam (88), abdullah özkul (27), nur58 (60), fedayi (55), RAMAZAN69 (37), seyyidali47 (50), gocer (55), suleyman yildiz (57), vuslat_wien (41), KASIM EROL (50), isanurun (39), koeroglu (48), ardaci (49), ardaburda (50), gunesgunes (42), Burcu89 (35), BMW (43), ZLH (), hafiz_34 (68), bestebuse (51), Aysegül (36), seroar (55), hacirizeli (53), sonmezNL (53), zeko (), CILGIN KURT (51), BERGE00 (42), sevki (51), fth (41), muhammetmustafa (44), bsapmaz (59), siyah_gül (36), ekrem144 (), Cicekci (37), rooster79 (45), mehmetx (44), furkan42 (42), yunus ata (61), GangstAdem (39), orhan06 (44), kamuran (51), dinimiseviyorum (39), esm (40), buzmavisi61 (58)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.64156 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.