generique plaquenil colchicine generique colchicine dexamethasone generique stromectol naprosyn natyl nebilet neggram negram nemexin neo stediril neoral neurolithium neurontin neurotop nexium nimotop nivaquine nizoral cream nizoral nolvadex nootropil norflocine norlutate noroxin norsol nortrilen norvasc norvir novonorm nyolol ocuflox oculastin oftan olmetec plus olmetec omix omnicef onymax optivar orelox orfiril osiren otrivin rhume des foins oxsoralen
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » A I L E / E Ğ İ T İ M / S A Ğ L I K » KADIN & AiLE » BÜKÇE ( KADIN DİLİ )

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
BÜKÇE ( KADIN DİLİ )
Moderator


4254 Mesaj -
BÜKÇE ( KADIN DÝLÝ )
Kadýnlarý anlamak zordur derler... Doðrudur...
Erkeklerin hep þikayet ettiði o anlaþýlmaz hallerini ...
Keþfetmek gerekir...
Bunun yolu ise kullandýklarý dilden geçiyor olsa gerek...
Kadýn dilinden...
Yani Bükçe'den...
Oðlum bir hafta sonra evleniyor.
Sorumluluk sahibi bir baba olarak ona öðüt vermem gerekiyor.
Fakat bunu evde yapamam çünkü annesi aðýz tadýyla öðüt vermeme izin vermez, sözü aðzýmdan kapýp kendi devam eder.
Ýþ yerimden oðluma telefon açtým, “Akþam yemeðini dýþarýda birlikte yiyelim.” dedim.
Deniz kenarýndaki bu þirin lokantada þimdi onu bekliyorum. Geliyor aslan parçasý, yakýþýklýlýðý da ayný ben. Yan masadaki kýzlar gözleriyle oðlumu süzüyorlar. Bakmayýn kýzlar, onu kapan çoktan kaptý.
Hoþ beþten sonra konuya giriyorum.
Oðlum haftaya düðünün var, bir baba olarak sana bazý konularda yol yordam göstermem gerekiyor.
Çocukluðunda suç iþlediði zamanlardaki gibi birden bire kýzardý. Kerata ne anlatacaðýmý zannettiyse!
-Baba ben yirmi altý yaþýndayým, bazý þeyleri biliyorum artýk.
-Ah senin o biliyorum zannettiðin konularda da çok bilmediðin çýkacak ama ben o konulardan bahsetmeyeceðim. Keþke konuþabilseydik ama henüz o kadar modern olamadým.
Rahat bir nefes aldý. Bu arada yemeklerimiz de geldi.
Oðlumla þöyle keyif yaparak muhabbet edelim bakalým.
-Kaç dil biliyorsun oðlum sen?
-Ýngilizce, Fransýzca, bir de Türkçe’ yle üç dil oluyor.
-Bugün ben sana dördüncü dili öðreteceðim. Dilin adý Bükçe. Kadýnlar tarafýndan kullanýlýr. Sen buna “kadýn dili” de diyebilirsin.
Güldü. Güldüðü zaman benim yanaðýmdaki gibi küçük bir gamzesi var, o ortaya çýkýyor.
–Kadýnlarýn ayrý bir dili mi var?
–Tabii ki. Eðer kadýn dilini bilirsen bir kadýnla
yaþamak dünyanýn en büyük zevkidir, ama bu dili bilmezsen hayatýn kararabilir. O yüzden bir kadýnla mutlu olmak isteyen her erkek Bükçe’ yi öðrenmeli.
Ýyi de niye Bükçe?
–Çünkü kadýnlar konuþurken, genellikle
söyleyecekleri sözü net söylemezler.
Eðip bükerler; onun için dilin adýný ;Bükçe” koydum.
-”Bükçe zor bir dil mi baba?” diye sordu gülerek.
–Bana bak, çok önemli bir konu ama eðleniyor gibisin, biraz ciddiye al. Bir kadýnla mutlu olmak istiyorsan bu dili bilmen çok önemli. Çünkü kadýnlar sözü bükerek bükçe konuþurlar sonra da senin sözün doðrusunu anlamaný beklerler. Felsefesini anlarsan kolay, anlamazsan zor.
Mesela Çinli bir karýn var, sen karýna sürekli Fransýzca “seni seviyorum” diyorsun ama karýn hiç Fransýzca anlamýyor. Fransýzca “seni seviyorum” un onun için bir anlamý yoktur. Ona Çince seni seviyorum dediðinde seni anlayabilir.
-Tamam baba, haklýsýn ciddiyetle dinliyorum. Peki, sence kadýnlar neden bizimle ayný dili konuþmuyorlar, söyleyeceklerini direkt söylemiyorlar?
-Bence bir kaç sebebi var. Birincisi, duygusal olduklarý için, hayýr cevabý alýp kýrýlmaktan korktuklarýndan sözlerini de dolaylý söylüyorlar. Ýkincisi, kadýnlar dünyaya annelikle donanýmlý olarak gönderildikleri için onlarýn iletiþim yetenekleri çok güçlü.
-Bu konuda biz erkeklerden bir sýfýr öndeler yani.
-Ne bir sýfýrý oðlum, en az on sýfýr öndeler.
Düþünsene, henüz konuþmayan, küçük bir çocuðun bile yüz ifadesinden ne demek istediðini hemen anlýyorlar.
Ýþin kötüsü kendileri leb demeden leblebiyi anladýklarý için biz erkekleri de kendileri gibi zannediyorlar. Onun için leb deyip bekliyorlar. Hatta bazen, leb demek zorunda kaldýklarý için bile kýzarlar.
“Niye leb demek zorunda kalýyorum da o düþünmüyor?” diye canlarý sýkýlýr.
-Biz de bazen Canan’la böyle sorunlar yaþýyoruz.
“Niye düþünmedin?” diye kýzýyor bana.
-Kýzarlar oðlum, kýzarlar. Kadýnlar ince
düþüncelidirler, detaycýdýrlar, küçük þeyler gözlerinden hiç kaçmaz. Bizim de kendileri gibi düþünceli olmamýzý beklerler, fakat erkekler onlar gibi deðil. Biz bütüne odaklýyýz, onlar detaya. Beyinlerimiz böyle çalýþýyor.
-Ne olacak baba o zaman, yok mu bu iþin çaresi?
-Var dedik ya oðlum, Bükçe’ yi öðreneceksin, bunun için buradayýz. Hazýr mýsýn?
-Hazýrým baba.
-Bükçe bol kelime kullanýlan bir dildir. Biz erkeklerin on kelime ile anlattýðý bir konu, Bükçe’de en az yüz kelime ile anlatýlýr. Dinlerken sabýrlý olacaksýn. Mesela karýn o gün kendine elbise aldý, diyelim. Bunu sana “Bugün bir elbise aldým.” diye söylemez.
Elbise almak için dýþarý çýktýðýndan baþlar, kaç maðazaya gittiðinden, almak için kaç elbise
denediðinden, indirimlerden, yolda gördüðü tanýdýklarýndan, alýrken yaptýðý pazarlýktan devam eder ve sana kocaman bir hikaye anlatýr.
-Hikaye dili yani.
-Aynen öyle. Sen akýllý bir erkek olarak ona asla, “Hikaye anlatma, ana fikre gel, kýsa kes.” demeyeceksin. Böyle bir þey dediðinde bittin demektir. Ýster öyle de, istersen “seni sevmiyorum.” de. Ýki durumda da “seni sevmiyorum” demiþ olacaksýn.
-Ne alakasý var baba “seni sevmiyorum” demekle “kýsa anlat” demenin?
-Çok alakasý var. Kadýnlar dinlenmedikleri zaman sevilmediklerini düþünürler.
-Bu önemli. Bükçe’de dinlemek sevmektir diyorsun.
-Aynen öyle. Devam edelim. Bükçe ima dolu bir dildir.
Kadýnlar konuþurken bir þeyler ima etmeyi severler. Biz erkekler de imalý konuþuyoruz diye düþünürler ve gözlerimizle onlara ne demek istediðimizi çözmeye çalýþýrlar.
Oysa erkeklerin ima yeteneði pek geliþmemiþtir. Bizim kastýmýz söylediðimiz
þeydir.
-Geçen hafta Canan bana “Bir kaç kilo daha versem gelinliðin içinde daha iyi duracaðým.” dedi. Ben de “Böyle de iyisin.” dedim. Caný sýkýldý, bir kaç saat surat astý. “;Neyin var?” diye sordum.
“Hiçbir þeyim yok.” dedi. Sence nerede hata yaptým?
-”Böyle de iyisin” derken o “de” ekini orda kullanmamalýydýn. Canan bunu þöyle anlamýþtýr. “Böyle de fena sayýlmazsýn, eh iþte, idare edersin ama tabi daha da iyi, daha da güzel olabilirsin.”
-Peki ne demem gerekiyordu?
-Þunu hiç unutma. Kadýnlar kendileri ile ilgili, giysileri ile ilgili ya da aileleri ile ilgili bir soru soruyorlarsa, kesinlikle iltifat bekliyorlardýr. Es kaza eleþtirmeye kalkarsan yandýn.
Bunu hiç unutmazlar. O gün “Hayatým sen zaten Çok güzelsin, kilo vermeye falan bence ihtiyacýn yok.” deseydin, günün zehir olmazdý. Mesela bir gün kucaðýna oturup “Aðýr mýyým?” derse sakýn; Evet, biraz” falan deme “Hayýr” de. Yoksa bir daha kucaðýna oturmaz.
-Yani diyorsun ki bir kadýn her daim güzeldir, her giydiði yakýþýr ve her kadýnýn annesi bir hanýmefendi, babasý da beyefendidir.
Bana ne yaparlarsa yapsýnlar.
-Aferin oðlum, çok hýzlý anlýyorsun bana çekmiþsin.
Kadýnýn, kendi anne babasýyla sorunu olsa, kendi eleþtirir ama asla senin eleþtirmeni kabul etmez. Bunu kendine hakaret olarak alýr.
-Ve asla unutmazlar, deðil mi?
-Aynen öyle. Yýllar önce annene, annesi için
“Biraz cimri.” demiþtim. Hala “Sen benim annemi sevmezsin.” der ve annesi bize bir þey aldýðýnda gözüme sokar, en çok göreceðim yere koyar.
-Hadi o konularda dilimi tutarým da, þu ima iþini çözmek zor geldi.
-Zor gibi ama biraz gayret edersen çözersin. En önemlisi imalarý anlayacaksýn ama “Sen þunu mu demek istiyorsun?” diye asla yüzüne vurmayacaksýn.
-Anladým. Anlayacaksýn ama anladýðýný belli etmeyeceksin. Buna þöyle de diyebiliriz. O beni iðnelediðinde “Niye bana iðne batýrýyorsun?” Diye sormayacaðým, o iðneyi ben kendi kendime batýrmýþým gibi yapacaðým.

-Güzel ifade ettin oðlum. Mesela dün öðlen annen beni aradý. “Akþama tok mu geleceksin?” diye sordu. Beni biliyorsun akþam yemeklerinde hep evdeyimdir.
Kýrk yýlda bir dýþarýda yerim onu da haber veririm.
Tabi ben hemen anladým annenin ne demek istediðini. “Tok gel, yemekle
uðraþmak istemiyorum” demek istiyor. Anladým ama tabi “Ne demek istiyorsun?”
demedim.
-Dün çok yorulmuþtu baba, düðün alýþveriþine çýkmýþtýk.
-Bunun pek çok sebebi olabilir. Yorulmuþ olabilir, bir kabul gününden tok gelmiþ olabilir, bin beþ yüzüncü diyetine baþlamýþ ve o gün yemekle uðraþmak istemiyor olabilir. Ama bunu biz erkekler gibi kýsa yoldan “Caným benim karným tok, sen de dýþarýda bir þeyler ye, ya da yorgunum, gelirken bir þeyler getir yiyelim.” demez. Sanki böyle derse, iyi ev kadýný rütbesi tozlanacak, mevki kaybedecek. Ýlla Bükçe anlatacak, asýk bir yüzle karþýlaþmamak için senin de anlaman gerekiyor.
“Hayýr, evde yiyeceðim ama istersen hazýr bir þeyler alýp geleyim, ne dersin?”dedim. “Tamam.” dedi.
Döneri sever biliyorsun, dün eve giderken, ekmek arasý döner yaptýrdým. Onun dönerini de porsiyon yaptýrdým. Bunu düþündüðüm için ayrýca sevindi. O da diyette, düðünde daha zayýf görünme derdinde bu sýralar.
-Bu Bükçe’ de kýsa konuþma yok mu baba?
-Var ama yerinde olsam hiç tercih etmezdim. Kadýn konuþmuyorsa ya da kýsa konuþuyorsa kesin ciddi bir sorun var demektir. Mesela baktýn caný sýkkýn, soruyorsun, “Neyin var?” diye. “Hiçbir þeyim yok.” diyorsa, aman bir þeyi yokmuþ diye býrakma. Yoksa az sonra, çok ilgisiz olduðundan yakýnarak, aðlamaya baþlar.
-Bükçe’ de “Hiçbir þey yok.” demek; “Çok þey var, benimle ilgilen.” demek oluyor, o zaman.
-Evet. Biz erkekler “Bir þey yok.” diyorsak ya
gerçekten bir þey yoktur, sadece baþýmýzý dinlemek istiyoruzdur ya da bir sey vardýr ama; “Þu anda konuþacak bir þey yok.” diyoruzdur. Her ikisinde de konuþmak istemiyoruzdur.
Ama kadýnlar ilgiyi sevgi olarak gördükleri için
“Bana deðer veriyorsan, ilgilen ki anlatayým.” demek istiyordur. Çok nadiren gerçekten anlatmak istemiyor olabilir, o zaman da fazla üstüne varýp bunaltmayacaksýn tabi.
-Bir arkadaþým da “Kadýnlarýn ‘Peki.’ demesi tehlikelidir” demiþti.
-Doðru. Bir kadýnýn aðzýndan çýkan kuru bir
‘peki’, ‘olur’, ‘tamam’ her zaman tehlikelidir. Bu Bükçe’ de “Þimdi tamam diyorum ama acýsýný daha sonra çýkaracaðým.” demektir. Sana en kýsa zamanda kesin bir ceza keser. Fakat pekinin yanýnda “Peki caným, olur hayatým” gibi bir hoþluk ekliyorsa korkmaya gerek yok.
-Zor bir dil baba.
-Yok yok gözün korkmasýn, her yabancý dil gibi. Ýlk baþlarda biraz çalýþacaksýn, pratik yapacaksýn, bazen hatalar yapacaksýn, dikkat edeceksin sonra otomatiðe baðlanýrsýn. Kolay yaný þu; senin bükçe konuþman gerekmiyor.
Dili anlaman yeterli.
-Anlamak da pek kolay deðil ama.
-Korkma, o kadar zor deðil. En önemli kurallarý ben sana öðretiyorum zaten.
Devam edelim. Kadýnlar istediklerini söylemek zorunda kalýnca, düþünemediðimiz için biz erkeklere kýzarlar ve konuþurken suçlayarak konuþurlar; fakat suçladýklarýnýn farkýnda olmazlar. Sitem ediyoruz zannederler.
-Nasýl yani?
-Mesela, karýn sana “Ne zamandýr dýþarý çýkmadýk.” derse bunu suçlama olarak üstüne alma, caný seninle gezmek istiyordur, bunu sen düþünüp teklif etmediðin için kalbi kýrýlmýþtýr. Maksadý seni suçlamak deðildir. “Daha geçenlerde gezmeye gittik.” gibi bir savunmaya girme.
“Tamam caným haklýsýn, ben de istiyorum, en kýsa zamanda gideriz.” de, konu kapanýr. Tabi ilk fýrsatta da sözünü yerine getirirsen iyi olur.
-Küçük ama önemli detaylar.
-Aynen öyle. Mesela karýn “Üþüdüm.” diyorsa, “Üstünü kalýn giy.” demeni ya da kombiyi açmaný deðil, ona sarýlmaný istiyordur.
-Keþke okullarda öðretselerdi biz erkeklere Bükçe’ yi. Ne kadar erken baþlasak o kadar çabuk kavrayabilirdik belki.
-Haklýsýn, aslýnda ben de sana öðretmek için geç kaldým. Neyse zararýn neresinden dönülse kardýr.
-Not mu alsaydým… Epeyce detayý varmýþ dilin.
-Sen bilirsin oðlum, unutacaksan al. Keþke ben de not alýp gelseydim. Umarým sana eksik öðretmem. Þimdi aklýma geldi. Kadýnlarýn en nefret ettiði sözcük “Fark etmez.”dir. “Fark etmez”i kadýnlar “Hiç umurumda deðil, ne yaparsan yap.” diye anlarlar.
-En deðerli sözcük nedir?
-Sen bil bakalým.
-”Seni seviyorum.” herhalde.
-Evet, kadýnlar “Seni seviyorum.” sözünü sýk sýk duymak isterler. Biz erkekler “Söylemiþtim, zaten biliyor.” diye bu konuda gaflete düþmemeliyiz.
-Bükçe sadece konuþma dili midir baba? Bunun bir de davranýþ dili var gibi geliyor bana.
-Zekan kesinlikle bana çekmiþ. Ben de tam ona geliyordum.
Davranýþlar da çok önemli tabii. Kadýnlar küçük þeylere önem verirler.
Akþam ona sarýl, televizyon izliyorsan sarýlarak izle. Gündüz onu düþündüðünü ifade etmek için kýsacýk da olsa bir mesaj gönder, küçük sürprizler yap. O yemek hazýrlarken ona yardým et, salata yap, çay demle.
-Akþam gelip sýrt üstü yatmak yok yani.
-Gözünde büyütme. Sayýnca çok þey gibi görünüyor ama aslýnda bunlar zaman alacak, zor ve masraflý þeyler deðil. Sen bu küçük þeylere dikkat et, zaten karýn sana paþa gibi davranýr, seni yormaz. Bir erkek bu küçük þeylere dikkat etmezse zamanýný karýsýyla büyük kavgalar yaparak geçirir. Sevgiyle geçirmek varken niye kavgayla geçiresin ki? Kadýnlar çok vericidir ama, eðer sen hep alýp hiç vermezsen, bir gün birden patlarlar.
Küçük küçük alýrlarsa, büyük büyük verirler.
-Tamam baba, bunlara dikkat edeceðim.
Garson yemek tabaklarýný kaldýrýrken oðlumun telefonu çalmaya baþladý. Belli ki niþanlýsý arýyor, konuþmak için deniz kenarýna doðru adýmlamaya baþladý.
Az sonra geldi.
-Baba çok teþekkür ederim. Bükçe’yi anlamaya
baþladým. Canan aradý. “Salonun perdeleri ne renk olsun karar veremedim, yarýn birlikte mi baksak?” dedi. Tam “Fark etmez, sen seç.” diyecektim ki bunu senin söylediðin gibi “Ev de perde de umurumda deðil.” gibi anlayacaðý aklýma geldi. “Tabii caným, istersen birlikte bakabiliriz ama ben senin zevkine güveniyorum, sen seç istersen.” dedim, çok mutlu oldu. Kendi seçecek.
-O zaten perdeyi çoktan seçmiþtir de kadýnlar illa yaptýklarýný onaylatmak isterler. Birlikte de gitsen o seçtiði perdeyi almak isteyecektir. Biz erkekler onlarýn ne demek istediklerini anlarsak, iþlerden kolay sýyýrýrýz.
-Baba tekrar teþekkür ederim. Bu iyiliðini hiç
unutmayacaðým. Bana Bükçe’yi öðretmeseydin halimi düþünmek bile istemiyorum.
Þanslýsýn oðlum. Benim seninki gibi bir babam yoktu.
Bunlarý deneye yanýla öðrenmem yýllarýmý aldý. Sen yine iyisin, hazýra kondun. Güle güle kullan, isteyene de öðret, herkes de güle güle kullansýn.
Kullansýnlar ki yüzleri gülsün.
ALINTI….
Gönderen: 06.04.2010 - 00:24
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 633 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
***Murat*** (48), behlul (50), hatice57 (44), GaZZe (60), erveysel (61), Abdulkadir22 (31), samyeli13 (47), candeniz (24), balacan (54), abdulkadir (31), babam veben (55), askbumu (43), sahra_yagmur (37), halit42 (39), Babacan52 (56), gurbetcigenc (33), Fikret1972 (52), NuR_EFSAN (39), jopp777 (47), pempe1987 (37), Nur baçesi (28), seyhzadem (36), Mustafa Alptug (41), gunes_akca (35), KanKaZ (36), hsusal (72), olimp_ (45), ufkumuzvar (42), gakkosfatih (42), HIKKI (51), Selale1 (49), Yasin Tural (36), nebitdag (45)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.57327 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.