generique luvox generique luvox colchicine generique rhinocortgenerique rhinocortimdur imigran imitrex imodium imuran imurek inderal la inderal index indocin sr indocin inegy intagra iscover isoptin isordil sublingual isordil itraderm itrop jumexal kamagra effervescent kamagra gold kamagra oral jelly kamagra soft kamagra keflex kemadrin kenacort a solubile kenacort a kenacort kenergon kessar keto med ketozol kinzal kinzalplus klacid lamictal dispersible lamictal lamisil cream lamisil
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » Kahr-ı İlahî

önceki konu   diğer konu
4 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Kahr-ı İlahî
Moderator


4254 Mesaj -
Kahr-ý Ýlahî -Ahmaklýk.
Meryemoðlu Ýsa sanki kendisini bir arslan kovalýyormuþ gibi canhýraþ bir þekilde kaçýyordu. Adamýn biri bu hale hayret ederek ardýndan koþtu ve þöyle seslendi:
"Hayrola, ürkütülmüþ bir kuþ gibi çýrpýna çýrpýna niçin ve nereye kaçýyorsun? Arkanda kimse yok!"
Hz. Ýsa (a.s.) o kadar hýzlý koþuyordu ki, acelesinden adamýn sualine cevap veremedi. Onun bu þekilde kaçýþýný merak eden adam, nihayet ona yaklaþtý ve: "Ey Rûhullah! Ne olur Allah için bir an dur da söyle: Senin bu kaçýþýn benim için bir muamma oldu! Kimden kaçýyorsun? Arkanda ne arslan, ne düþman, ne de korkulacak bir þey var" dedi.
Bunun üzerine Hz. Ýsa (a.s.):
"Ahmaktan kaçýyorum ahmaktan!.. Git bana mani olma ki, kendimi kurtarayým!.." diye karþýlýk verdi. Bu sefer adam :
"Nefesi ile körlerin ve saðýrlarýn þifa bulduðu "Mesih" sen deðil misin? diye sordu. Hz. Ýsa (a.s.):
"Evet, benim" diye cevap verdi.
Adam devamla:
"Manevi sýrlara mazhar olan ve bu yüzden "Ruhullah" sýfatýný alan þahs-ý manevi sen deðil misin? Sen ki, ölmüþ birine o duayý okuduðunda, o kimse, av bulmuþ arslan gibi kabrinden sýçrayýp kalkýyordu" dedi.
Bunun üzerine Hz. Ýsâ (a.s.) "Evet ölüye okuyan benim" cevabýný verdi.
Adam sordu: Ey güzel yüzlü Ýsa ! Çamurdan kuþ yapýp uçuran sen deðil misin ?
Hz. Ýsa "Evet..." dedi.
Sonra adam: "Ey temiz Ruh! Ýstediðin her þeyi yapabildiðin halde kimden korkuyorsun?"
Hz. Ýsa (a.s.) : "Evvela ruhu, sonra ceseti yaratan Cenabý Hakk'a ve O'nun sýfatlarýna yemin ederim ki, o duayý yani Ýsm-i Âzam'ý saðýr ve köre okudum; onlar iyileþtiler. Yine o duayý okudum, ortasýndan kayalýk bir daða çatladý; ölü bir cesede okudum, dirildi; hiç bir þeyi olmayan fakire okudum, zengin oldu. Fakat o duayý bir ahmaðýn kalbine þefkat ve merhametle binlerce defa okuduðum halde fayda vermedi. O ahmak, katý bir taþ kesildi; lakin ahmaklýðýndan vazgeçmedi. Çorak bir kum oldu da, ondan bir ot bile bitmedi" dedi.
Bu sözleri duyan adamýn hayreti daha da arttý ve merakla Hz. Ýsa'ya (a.s.) sordu:
"Ýsm-i Âzam" bu kadar þeye tesir edip þifa verdiði halden için ahmaklýða tesir edememiþtir? Halbuki diðerleri de bir hastalýktýr; onlara deva olup da buna olamayýþýnýn sebeb-i hikmeti ne olabilir?
Hz. Ýsa (a.s.) cevap verdi:
"Ahmaklýk, kahr-ý ilahî olan bir hastalýktýr. Diðerleri ise körlük gibi kahr-ý ilahî'ye uðramayan ibtilalardýr. Ýbitla da bir hastalýktýr; ancak sadece mübtelasýna acýnýr. Ahmaklýða gelince o da bir hastalýktýr, lakin ekseriya baþkasýný yaralar ve zarar verir.
"Ahmaklýk damgasý Allah'ýn bir mührüdür. Ona hiç kimse çare bulamaz."
Kur'ân-ý Kerîm'deki iki çeþit ahmaklýktan bahsedilmektedir. Bunlardan birinci sýnýf, kafirler ve müþrikler olup, Allah Teala Hazretleri bunlar hakkýnda þöyle buyurmaktadýr:
"Çünkü onlar saðýrlar, dilsizler ve körlerdir. Bu sebeble düþünemez ve idrak edemezler." (Bakara 2/171)
Ebu Cehil, Ebu Lehep, Muðire b. Þu'be v.b. kimseler kalpleri mühürlü, saðýr kör ve dilsiz olduklarýndan hidayete eremediler. Bu yüzden onlar:" Biz sana inanýrsak Kureyþ'in kadýnlarý bizi ayýplar" veya "Peygamberlik bize gelmeliydi. Çünkü, bizim malýmýz ve çocuklarýmýz daha çoktur" diyerek akýl ve mantýk dýþý þeyler söylemiþlerdir. Öyle ki, Resûlullah'ýn hak peygamber olduðunu çok iyi bildikleri halde ahmaklýklarý sebebiyle mat ve inkar etmiþlerdir.
Yine ayný þekilde kuru ve sýð akýlla yola çýkan feylesoflar, birbirlerini tekzip ederken; Peygamberler, vahye ve te'yidi ilahî'ye mazhar olduklarý için daima birbirlerini tasdik etmiþlerdir. Kur'ân-ý Kerîm'de zikredilen ikinci sýnýf ahmaða gelince, bunlar kendilerini akýllý

Gönderen: 17.01.2010 - 10:01
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Moderator


4254 Mesaj -
zannedenlerdir. Dünyevî arzu ve istekleri kendilerini gaflete sürüklediði için, hakikat onlara perdelenmiþdir. Bu gibiler ancak bir felakete uðradýklarýnda kýsmen uyanabilirler.
Mevlana yine ahmaklýk hakkýnda þöyle buyuruyor:
"Ahmaklardan kaç ki, Ýsa (a.s.) onlardan kaçtý. Ahmakla sohbet nice kanlar dökmüþtür."
Tarihte üzücü bir olay olarak yer alan Timur ile Yýldýrým Bayezid'in Ankara muharebesi, ahmakça bir inatlaþmanýn neticesinden baþka bir þey deðildir. Çünkü muharebe sonunda, on binlerce müslüman kaný dökülmüþ, bir çok kadýn dul ve çocuk yetim kalmýþtýr. Bu facialara sebeb olan Timur dört bin kilometre yol katetmiþ olmasýna raðmen sonuçta eli boþ olarak geri dönmüþtür.
Kur'ân-ý Kerîm, benzer misali Kalem süresinde þöyle hikaye eder:
"Yemenin San'a þehri yakýnýnda bir zâtýn üzüm, hurma ve ekin bahçesi vardý. O, ekin toplama zamaný gelince fukara, zayýf ve gariplere bolca pay ayýrýrdý". Vefat edince oðullarý:
"Ailemiz oldukça kalabalýk, malýmýz da az, bu yüzden fakirlere vermeyelim. Onlar gelip istemeden mahsulleri toplayalým" diyerek ahitleþtiler.
Ayrýca: Tarlaya erken gidelim ki, hiç bir yoksul yanýmýza sokulmasýn diye de birbirlerine fýsýltý halinde tavsiye de bulundular. Tarlalarýna ulaþtýklarýnda ise þaþkýn bir vaziyette, "Þüphesiz biz yanlýþ yere geldik" dediler. Çünkü tarlalarý harabe haline dönmüþ, simsiyah kesilmiþti. Nihayet bunlar, ibret-i Ýlahiyye'yi idrak ederek :"Yazýklar olsun bize! Gerçekten biz, azgýn kimselermiþiz!" diyerek ahmakça tasavvurlarýna nadim oldular.
Yine ayný surenin 30. ayetinde bu hadise anlatýldýktan sonra Hakk Teala Hazretleri þöyle buyurmuþtur:
"Ýþte azap böyledir. Ahiret azabý ise daha büyüktür! Keþke bilselerdi!...."
Ahmaklýk, neticede gafleti doðurur. Gaflet ise yaþanan anýn, meçhul bir istikballe deðiþtirilmesi ve gelecek endiþesi taþýmamaktýr. Bu yüzden Hakk Teala Hazretleri "gafillerden olma" buyurmakla, esasen insanýn gaflete düþmesine sebep olan ahmaklýðý yermektedir.
Ahmaklýktan kurtulan, Rabb'ine yakýn olur. O'na yakýn olan da ilahi tasarrufa sahip olur. Allah'ýn veli kullarý, toplumun en akýllý, idrak ve þuur bakýmýndan en üstün kimseleridir. Zîra onlar Peygamber varisleridir.
Mevlana, yukarýda zikrettiðimiz hikaye ile ilgili beyitlerine þöyle devam eder:
"Kur'ân'da Eshab-ý Darvan kýssasýný okumuþsundur. Onu okuduðun ve neticesini anladýðýn halde neden hilekarlýða kalkýyorsun?"
"Bir kaç ahmak bazý fakirlerin rýzkýný kesmek için hilekarlýða kalkýþtýlar ve karþý karþýya oturup sabaha kadar hile düþündüler."
"O kötü hasleti ahmaklar, sýrlarýný Allah (c.c.) iþitip de fukaraya haber vermesin diye güya fýsýltý ile konuþtular. Dil kalpten gizli iþ görmeye kalkýþtý."
"Ey insan! Þimdi gaflet pamuðunu kulaðýndan çýkar ve at. Darvanlýlar gibi fukaranýn rýzkýna göz dikme!"
Fakr u zaruret içinde kývranan kimsenin sefalet hikayesine gönül ver! Gönül hastalarýnýn dertlerini dinle ve onlarýn dertlerini paylaþ!"
"Fakr u zaruret içinde boðulan gönüller, dumanla dolu bir eve benzer. Sen onlarýn derdini dinlemek suretiyle o dumanlý eve bir pencere aç ki, onun dumaný çekilsin ve senin de kalbin rakikleþip ruhun incelsin."
Yine Mevlana Hazretleri bazý beyitlerinde ahmaklarýn vasýflarýný þu þekilde anlatýr:
"Ahmak herkesin ölümünü iþitir de kendi ölümünü hiç hatýrýna getirmek istemez."
"Herkesin ayýp ve kusurunu kýlý kýrk yararcasýna araþtýrýr, görür ve etrafa yayar. Fakat hamakatinden dolayý kendisinin zerre kadar ayýbýný görmez."O dünyaya öyle bir dalýp aldanmýþtýr ki her þeyin terk edileceðini çok iyi bildiði halde soyulmaktan korkar. Halbuki çýplak kimsenin, kendisini hýrsýzlarýn soyacaðýndan korkmasý ne tuhaf bir þeydir!"

Gönderen: 17.01.2010 - 10:02
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Moderator


4254 Mesaj -
"Ýnsan dünyaya çýplak gelmiþ çýplak gidecektir. Hal böyleyken hýrsýz endiþesinden neredeyse onun yüreði çatlar! Ölüm anýnda servetinin kendisine ait olmadýðýný anlar. Lakin iþ iþten geçmiþ her þey bitmiþtir."
"Hayattayken onun bu mal kaybetme korkusu; eteðine çakýl taþlarý doldurup da kendisini mal sahibi zanneden ve onlarýn üzerine titreyen çocuklarýn korkusu gibidir. Eðer o çakýl taþlarýndan bir parçasýný elinden alsan aðlar, geri versen sevinir. Çocukta ilim ve hal libasý bulunmadýðý için aðlamasý da gülmesi de muteber deðildir. Ahmak da dünyanýn geçici servetini kendisinin malý sandýðý için o yalancý servetin üzerine týpký çocuk gibi titrer!"
"Dünya hayatý bir rüyadan ibarettir. Dünyada servet sahibi olmak ise rüyada define bulmak gibidir. Dünya malý muayyen bir zaman dilimi içinde nesilden nesile aktarýlarak yine dünyada kalýr." Mevlana (k.s.) son beytinde bu macerayý þöyle bitirir:
"Ölüm meleði, gafil zenginin canýný almakla onu uykudan uyandýrýr. O kimse hakiki maliki bulunmadýðý bir mal için dünyada çektiði sýkýntýya hayret eder ve bin piþman olur. Lakin bu ona hiç bir fayda vermez..."
Hakiki akýllýlýk, emr-i ilahî'ye ittiba etmektir ki, iþte asýl ve yerinde bir istikbal endiþesi budur. Bu ayný zamanda ebediyete ciddi bir hazýrlýðýn icabýdýr. Nitekim Kur'ân-ý Kerim'de Cenab-ý Hakk, akýl konusunda þöyle buyurmaktadýr:
"Ey akýl sahipleri benden korkun!" (Bakara 2/197)
"Ancak akýl sahipleri düþünüp ibret alýr" (Bakara 2/269)
"Ancak akýl sahipleri anlar." (Ra'd 13/19)
Ayrýca bir adam Hz.Peygamber'e (s.a.) çok methedildiðinde Efendimiz (s.a) üç defa: "Aklý
nasýl?" diye sormuþtur.
Bir baþka hadislerinde ise: "Akýllý kimse, nefsini heva ve hevesine uymayan, ve ölümden sonrasý için hazýrlýk yapandýr" buyurmuþtur. (Tirmizi, Kýyamet, 5; Ýbn Mace, Zühd,31)
Hakk Teala hazretleri akýl sahiplerine, intibaha getirecek tecellî ve ibretli hadiselerden ders almalarýný öðütler. Dünyanýn aldanýþ ve hüsran yurdu; hayatýn ise, kundak ile tabut arasýnda dar bir koridor olduðu gerçeðini bildirir. Ayrýca bu fanî hayatýn kullukla istikametlenmesini ve nasýl yaþanýlýrsa yaþanýlsýn dünyada son duraðýn kabir olacaðýný ikaz eder.
Akýl, selahiyeti Kur'ân-ý Kerîm'in muhtevasý ile tahdîd edilen Ýlahi bir nimettir. Selahiyet ve iktidarý Kur'ân-ý Kerim'le tahdit edilmemiþ olan akýl ise sahibini dalalete ve ahmaklýða sevkeder. Tarih, kendini akýllý zannedip; nefsini putlaþtýran, dünyayý ahirete tercih eden zalim, gaddar ve ahmaklarla doludur. Dolayýsý ile gerçek akýllýlýk, Allah'ýn(c.c) bahþettiði istidatlarý, kulun yerli yerince, Kur'ân ve Sünnet'e uygun olarak kullanmasýdýr. Gazalî Hazretleri þöyle buyuruyor.
"Aklý öylesine gerdim ki neredeyse kopacak hale gelmiþti... Ama onun da sýnýrlý olduðunu, kendi kendine varabileceði nihaî bir noktanýn bulunmadýðýný gördüm. Öyle ki, bir ara aklýmý kaybedecek bir hale gelmiþtim. Ýþte o zaman Hz Peygamber'in (s.a.) ruhaniyyetine sýðýndým, her þey ayan oldu ve ben bu sayede kurtuldum. "
Peygamberlik, aklýn ötesindedir. Akýl maneviyyatla, yaný kalbî alemle telif olunursa, ancak o takdirde gerçek deðerini bulmuþ ve nefsin hilelerinden kendisini korumuþ olabilir. Aksi halde nefsin tuzaklarýna düþer, nefsin arzu ve isteklerine râm ve âmâde olur.
Yine Kur'ân-ý Kerîm, peygamber kýssalarýnda kendini akýllý zanneden, bedbaht zalim ve gaddarlarýn ahmakça hallerini bir ibret levhasý halinde sergiler: Musa'nýn (s.a.) amcaoðlu Karun, Allah Teala'nýn kendisine bir çok ihsanda bulunduðu kimseydi. Üstelik Tevrat'ý en iyi okuyandý. Kendisine esrarlý ilimlerden "simya ilmi'' verilmiþti. Zuhd ve takva sahibi idi. Lakin, Allah'ýn (c.c.) kendisine hazîneler doluþu servet vermesi, onu Hakk'a yaklaþtýracak yerde uzaklaþtýrdý. Servetini put haline getirdi.
Musa (a.s.) Karun'a zekatýnýn hesabýný bildirince o, "bunlarý ben kazandým!'" diye cevap verdi. Üstelik dünya malý onu ahmaklaþtýrdýðý için Musa'ya (a.s.) iftira etmeye bile yeltendi. Neticede hazineleri ile beraber yerin dibine gömülerek helak oldu ve kahr-ý Ýlahî'ye dûçar oldu.

Gönderen: 17.01.2010 - 10:04
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Moderator


4254 Mesaj -
Ayný þekilde Hz.Hüseyin Efendimiz'i þehit eden bedbaht da:"Bu gün ben dünyanýn en þerefli insanýný katlettim!'" diyerek ruhî periþanlýðýný ve hamakatýný îtiraf etmiþti.
Akýl, insanlýk haysiyyet ve þerefini muhafazaya hizmet eden, insaný diðer mahlukattan ayýran çok kýymetli bir varlýktýr. Kalpleri uyanýk olan akýllý kimseler de insanlýðýn haysiyet ve þerefine ulaþtýklarý gibi aile ve milletlerini yüceltmiþlerdir.
Mesela II. Bayezid devri, Osmanlý kültür ve medeniyetinin temellerinin atýldýðý bir dönemdir. Meþhur Ýtalyan mîmar ve ressam Leonardo da Vinci, II. Bayezid'e mektup yazýp Ýstanbul'daki cami ve diðer eserlerin plan ve projelerini bizzat kendisi yapmayý teklif edince, bu mektup sarayda sevinç uyandýrdý. Derin ve ince bir tasavvufî anlayýþa sahip olan II. Bayezid ise bu teklifi reddederek þöyle der :"Þayet bu teklifi kabul edersek ülkemizde kilise mîmârisi hakim olur, Ýslamî mimarimiz inkiþaf edemez ve þahsiyet kazanamaz."
Ýþte bu görüþ, akýllý, ferasetli ve gönül ehli bir müslümanýn ufkudur. Zîra, II. Bayezid'in ardýndan Ýslam topraklarý nasýl yirmi milyon kilometre kareye ulaþtýysa, ayný þekilde Ýslam san'atý da zirveye týrmanmýþtýr. Bu anlayýþ sayesinde Ýslam'ýn ruhu hendeseye nakþedilmiþ, deðerini kýyamete kadar koruyabilecek Süleymaniye ve benzeri abideler silsilesi vücut bulmuþtur.
Osmanlý devleti, tarihe þan ve þeref katan, maddî ve manevî bakýmdan insanlýða yön veren mümtaz þahsiyetlerle, 620 sene gibi uzun bir müddet ömür sürmüþtü. Ýslam'ýn ve Ýslam devletinin temadîsi için Osmanlý'da, þahsiyetli insan yetiþtirmek ön plana alýnmýþtý. Daima zaferlere, idrak sahibi ve mümtaz insanlarla ulaþýlmýþtý.
Ayný þekilde Yavuz Sultan Selim, aklî ve kalbî gücünü son noktasýna kadar kullanmak suretiyle, o zamanlar aþýlmasý mümkün görülmeyen Sîna çölünü Allah'ýn yardýmý ve Resûlullah'ýn (s.a.) ruhaniyyeti ile aþarak Mýsýr'ý fethetmiþti. Fetih esnasýnda en yakýn arkadaþý Sinan Paþa þehit düþünce, onun kaybýný Mýsýr'ýn fethine muadil görerek, mahzun ve kederli bir halde "Mýsýr'ý aldýk, fakat Sinan Paþa'yý kaybettik" demiþtir.
Zaferden sonra ise akýllý ve güçlü kumandan Yavuz:"Gönül ister ki, Afrika'nýn kuzeyinden Endülüs'e çýkayým ve sonra Balkanlar üzerinden tekrar Ýstanbul'a döneyim " diyerek arzusunu dile getirirken, gerçek bir müslümanýn ufkunu ortaya koymuþ, fakat þartlar bunu gerçekleþtirmeye imkan vermemiþtir.
Evet, akýl Allah'ýn sadece insana lutfettiði bir nimettir .Öyle ki, her þeyi yerli yerince kullanmak ve hadiselerin varacaðý noktayý önceden keþfetmek, ancak onunla mümkün olabilir. Nitekim kudsî bir hadîste Hakk Teala Hazretleri :"Kulum öyle bir hale gelir ki, ben onun gören gözü, iþiten kulaðý olurum" buyurmuþtur.
Tasavvuf büyüklerinden Atpazârý Osman Efendi'nin, Sadrazam Köprülü Mehmed Paþa'ya nasihati oldukça calibi dikkattir:"Siz, bizim hýrkamýzý giyseniz, sizin örf nizamýnýz bozulur Biz, sizin kaftanýnýzý giydiðimizde ise, bizim yol ve nizamýmýz bozulur. Bu sebeple herkesin kendi usul ve nizamýna göre hareket etmesi daha uygundur" diyerek aklýn meþreb ve kabiliyetler doðrultusunda kullanýlmasýný tavsiye etmiþtir.
Mevlana'dan (k.s.) akýllý gönül erlerine bir tavsiye:
"Dostundan bir cefa gördünse, onun bin tane vefasý olduðunu hatýrla. Çünkü iyilik, günaha karþý bir þefaatçi gibidir."
"Sen yerde olanlara merhamet et ki, gökte olanlar da sana merhamet etsin! Senden aþaðý olana acý ki, senden üstün olan da sana acýsýn"
OSMAN NURÝ TOPBAÞ HOCAEFENDÝ

Gönderen: 17.01.2010 - 10:05
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 601 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
ilkser (43), gorkem yildiz (37), akky (39), HAKAN KÜCÜK (51), feride orhan (56), ME10 (47), MDMETIN (39), deniz-19 (37), avni kamzeli (43), asteroit (49), erdem (), Webcam_M (54), sel14tr (44), icalim (53), ilyas.fr (46), maneviyat (46), Ý.TEKGÜL (55), vgozukara (42), EMRULLAH (39), artvinli (59), emineyzc (48), looder (56), Cheetah (34), Keje (43), sahmeran28 (50), meto54 (63), selmani fahrisi (40), alonewolf (47), ibocan2 (42), chocuq87_54 (37), KaRaGoZLuM (41)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.57661 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.