fluvoxamine ivermektine generique luvox generique stromectol kaletra oxytrol pamelor pantozol parafon parexat pariet parlodel paronex paxil cr paxil penegra pentoxi pepcid pepcidine periactin persantine pharmaquine phenhydan phoslo pirocam pirosol pk merz plavix plendil pletal podomexef ponstel pradif prandin precose premarin prevacid priligy prilosec primacton primolut n primolut nor principen prinil probalan prodafem
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » A I L E / E Ğ İ T İ M / S A Ğ L I K » KADIN & AiLE » Kalbine Mukabil Bir Kalp Bulmak!

önceki konu   diğer konu
14 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Konu icon    Kalbine Mukabil Bir Kalp Bulmak!
Moderator


4254 Mesaj -
KaLbine MukabiL Bir KaLp BuLmak...!

Kalbine karþýlýk bir kalp bulmak; manevi frekanslarý bütünüyle
tutan, gönül iletiþimini tam kurabilen bir insaný bulmak demektir.
Evliliðin mutluluða dönüþmesi için, kalplerin uyuþmasý, anlaþmasý,
kaynaþmasý gerekir.
Kalpsiz mutluluk olmaz.
Kalp kalbe karþý olmalý…
Kalp kalbe kaybolmalý…
Kalpler bir olmalý, iri olmalý, diri olmalý…
Ölmüþ kalpler taþýyan kalýplar, mutlu olabilir mi?
Evet, mesele kalýp deðil, kalp meselesidir.
Kalýbýna göre kalýp arayanlar; eþ arayýþýný, bedene, kaþa, göze
baðlayanlar, mutluluðu yanlýþ adreste arayanlardýr.
Bulmak için, önce böyle birini aramak gerek… Gerçi her arayan
bulamaz ama bulanlar hep arayanlardýr. Aramadan bulmak mümkün mü?
Bir de arýyormuþ gibi yapanlar vardýr. Bunlar, her ne kadar
evliliðin bir gönül iþi ve manevi frekanslarýn uyumu manasýna
geldiðini kabul etseler de, seçimlerini, hep maddeden, görüntüden
yana yaparlar. Yani inandýklarý ve düþündükleri gibi davranmazlar.
Bulamayacaðý yerde arayanlar da bunlardan sayýlmalýdýr. Hani
Nasreddin Hoca gibi… Evin bodrumunda, kömürlükte kaybettiði
yüksüðünü, dýþarýda, evin önünde arýyormuþ… Sebebini
sormuþlar… "Aþaðýsý çok karanlýk" demiþ…
Bazý gençler de kalbine karþýlýk kalbi böyle arýyorlar. Kalp,
duygular, sevgi, þefkat, merhamet tamam ama, görüntü, en boy, kaþ göz
diyorlar… Hatta oralara takýlýp kalýyorlar. Gönle deðil,
gövdeye itibar ediyorlar. Hatta bu insan sana göre deðil, diyenlere
de "Ben onu deðiþtiririm" derler. Ya da , "O gördüðünüz gibi deðil,
aslýnda çok iyi biri" iddiasýnda bulunurlar.
Sonra da, iletiþimimiz neden kötüleþti, niçin kavga çýktý,
geçimsizlik nereden geldi diye þaþýrýyorlar.
Atalarýmýz, iki gönül bir olursa, samanlýk seyran olur demiþler. Ne
güzel söylemiþler. Ýki gönül bir olmazsa, yani kalbine karþýlýk bir
kalp yoksa saraylar zindan olur ve tabii ki eþler hayal kýrýklýðýna
uðrarlar. Zaten, sadece iki gövdenin bir olmasý insani bir hal de
deðildir. Evliliði maddileþtirenler, yalnýz ten ve beden isteklerinin tatmini
manasýna alanlar, çok ayaklýlarla aralarýndaki farký ortadan kaldýranlardýr. Bir insanýn evlilik anlayýþý ve bu husustaki beklentileri onun seviyesini ortaya koyar. Evlenmeyi düþünen gençlerimiz, kalplerine karþýlýk bir kalp mi
arýyorlar, yoksa kalýplarýna karþýlýk bir kalýp mý arýyorlar? Ýnsan, aradýðýný bulur.
Kalýp arayan kalp bulabilir mi? Bulsa bile, bulduðunun ne olduðunu idrak edebilir mi? Evlenecek gençler, önce niyetlerini düzeltmelidir. Kalbe karþý kalp
mi arýyorlar, kalýba karþý kalýp mý? Madde arayanýn ruh bulmasý, gövde arayanýn gönül bulmasý mümkün müdür? Doðru ölçülerle arayýþa geçtikten sonra da, "Rabbim, karþýma iyi olaný; sevebileni, merhamet edebileni çýkar" diye ciddi ve samimi dualarda bulunmalýdýr. Bazen, evlenmek üzere olan kýzlarýmýza, oðullarýmýza soruyorum:
- Nasýl, evliliðe hazýr mýsýn?
Birçoðunun cevabý, aþaðý yukarý hep þöyle oluyor:
- Hocam, hazýrlýklar tamam… Ev tuttuk, döþedik, beyaz eþya
filan her þey tamam… Sizce bu cevapta tamam olmayan bir taraf yok mu?
Bana göre, en önemli bir taraf eksik kalmýþ oluyor. Bu sebeple o gençlere þu soruyu sormaktan kendimi alamam:
- Peki, gönlünüz hazýr mý evliliðe?
Sorum, birçok genci þaþýrtýr, durup düþünürler, genellikle de bir soruyla karþýlýk verirler:
- O nasýl oluyor?
Ýþte onun nasýl olduðunu bilmeyenler, Üsküdar vapurunda tanýþýp evleniyor, üç gün sonra da, Kadýköy vapurunda da boþanýveriyorlar. Evliliði, böylesine gönül dýþý bir gövde iþi zannedenler, Nasreddin Hoca'mýzdan almýþlar cevabý…
- Bu sizinki, demiþ, evlilik deðildir.
- Peki, evlilik deðilse nedir bu yaptýðýmýz? diye sormuþlar.
- Gündüz çifte hýrlama, gece çifte horlamadýr… demiþ.
Evlilik, saðlam bir iletiþim temeline oturmalý… Bu olmazsa
olmaz mutluluk kuralýný da tersinden ve hoþ bir nükte ile anlatýr
Hocamýz. Eþiyle saðlýklý bir iletiþim kuramayanlarý bakýn nasýl
uyarýr:
- Evliliðiniz nasýl geçiyor? demiþler.
Hocamýz da anlatmýþ:
- Evliliðimizin ilk senesi çok güzel geçti… Ben söyledim,
haným dinledi, ben söyledim haným dinledi… Ýkinci sene, bizim
haným iþi anladý… O söylemeye baþladý… O söyledi ben
dinledim, o söyledi ben dinledim…
- Peki, hocam, sonra nasýl oldu, diyenlere de, Hiç sormayýn, demiþ,
sonraki yýllarda da, ikimiz birlikte söyledik, komþular
dinledi…
Þimdi eþlerin birlikte söylediklerini, sadece komþularý deðil, bütün
dünya dinliyor. Aile mahremiyeti içinde kalmasý gereken her þey, ekran
pazarlarýna dökülüyor. Sadece kirli çamaþýrlar deðil; edepsizlikler,
iffetsizlikler, kýsacasý ahlaksýzlýðýn her çeþidi, basýn yoluyla
toplumun tepesine yaðdýrýlýyor.
Ýyi ki adýna evlilik demiyorlar. Seviyesiz birliktelikler, evlilik
olamaz çünkü… Evliliði, ALLAH'ýn emri, Peygamber Efendimiz SallALLAHu Aleyhi ve Sellem'in sünneti bilenler, örnek aileler kurmak
mecburiyetindedirler. Zira baþkalarýný da saadetlerine imrendiren
saðlam ve tutarlý aile yapýsý, günümüz dünyasýnýn en çok hasretini
çektiði bir güzelliktir. Ýnsanlýk âlemi, kaybettiði aile hayatýný çamla çýrayla, yana yakýla aramaktadýr. Aile, dünyevileþmenin getirdiði benlik, bencillik ve maddecilik yüzünden yýkýlmaktadýr. Bu sebeple, aileyi yeniden diriltmenin yolu, maneviyattan, imandan geçmektedir. Saðlam bir ALLAH ve ahiret inancý olmaksýzýn, saðlam bir aile kurmak imkânsýzdýr. Aile, daha çok almayý düþünenlerin deðil; paylaþmayý, bölüþmeyi, fedakârlýðý bilenlerin kurabileceði kutsal bir müessesedir. Ailede mutluluk, almayý hayaline bile getirmeden verebilenlerle saðlanýr.
Aile mutluluðunun kahramanlarý, almayý hiç düþünmezler… Ancak
verdikleri döner onlara, katlana, çoðala… Bir verip bin alýrlar.
Böyle bir mutluluk, ancak iki gönlün bir olmasýndan doðar.
Çocuklarýmýz, gençlerimiz gönül ehli mi?
Daha doðrusu gönülden haberdar mý?
Gönülsüz mutluluk olmaz… Ne tek baþýmýza, ne de evlilik
hayatýmýzda…
Zira aile, iki gönlün tekleþmesiyle kurulur…
Vehbi Vakkasoðlu




Mesaj 1 kez düzenlendi. En son Muhtazaf tarafından, 15.11.2009 - 17:39 tarihinde.
Gönderen: 15.11.2009 - 17:27
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Moderator


4254 Mesaj -
Evlenecek gençlerin evlilik hayatlarýnda mutlu olmalarý için þu
noktalara dikkat etmeleri gerekir:

1. Evliliði aceleye getirmeyin
Evlilik, dizi filmlerdeki gibi pembe düþ deðildir. Ýki bilinmeyenli
bir denklem gibidir. Bünyesinde birtakým problemler olacaktýr.
Evliliðe hazýr olmadan evlenmeye kalkýþmayýn.
2. Deli gibi seviyorum
"Deli gibi sevmek" mutlu olmaya yetmez. Denklik de önemlidir. Sadece
siz deðil, aileniz de denk olmalý. Kültür seviyenizden dinî
inançlarýnýza kadar her þeyiniz. Birbirini "deli gibi severek" nikâh
memurunun önüne koþan nice gençler, denk olmadýklarý için üç gün
sonra soluðu hakim karþýsýnda almýþlardýr. Arabanýzý da çok
seversiniz ama benzin olmadan onu iterek ne kadar götürebilirsiniz?
3. Ailem beni anlamýyor
"Ailem beni anlamýyor" yerine onlarýn da fikirlerine deðer verin.
Bütün anne-babalar, çocuklarýnýn mutlu olmasýný ister. Kesinlikle art
niyet taþýmazlar. Eðer itiraz ediyorlarsa mutlaka bir bildikleri
vardýr. "Çünkü gençlik damarý, akýldan ziyade hissiyatý dinler. His
ve heves ise kördür, âkýbeti göremez." (Gerçi çocuklarýnýn iyiliðini
düþündüklerini sanarak kendi istedikleriyle evlendirmek isteyen
aileler de vardýr.)
4. Önce kendinizi tanýyýn
Nasýl birisiniz? Sinirli, sakin, kýskanç, bunun gibi hangi
huylarýnýz var? Evleneceðiniz aday nasýl olmalý ki, onunla
anlaþabilesiniz? Önce kendinizi tanýyýn.
5. Adayýnýzý iyi tanýyýn
Kendinizi tanýdýktan sonra da adayýnýzý iyi tanýyýn. Bunun için
ailenizden yardým isteyin. Çünkü yýllarca flört ettikleri halde
evlendikten sonra "seni tanýyamamýþým" diyenlerin sayýlarý hayli
kabarýktýr.
6. Kendinizle barýþýk olun
Kendisiyle kavgalý olan, eþiyle de kavgalý olur. Þayet
depresyondaysanýz veya psikolojik baþka bir rahatsýzlýðýnýz varsa
tedavi olun. Tedavi olmadan asla evlenmeye yanaþmayýn. Hem kendinizi
hem de eþinizi bedbaht edersiniz.
7. Sakýn yalan söylemeyin
Nikâh masasýna kadar "evet", ondan sonra "her þey bitti" mantýðýyla
hareket etmeyin. "Nasýl olsa ben ona dediðimi yaptýrýrým." veya "onu
deðiþtiririm" düþüncesiyle kendinizi kandýrmayýn. Çünkü sonradan
hiçbir þeyi deðiþtiremezsiniz.
8. Olgunlaþýn
Evlilikte olgunluk çok önemlidir. Çocuk tabiatlý, en küçük þeyde
küsen, alýngan, þýmarýk ve bir ailenin sýkýntýsýný göðüslemekten aciz
insanlar, eþlerini mutlu edemedikleri gibi kendileri de mutlu
olmazlar.
9. Maddiyata dikkat!
Aþýrý derece maddiyata önem veren adaylardan uzak durun. Çünkü madde
mutluluk deðil, mutluluða basamaktýr.
10. Fazla beklentide olmayýn
Evlilikten çok þey bekleyenler, mutsuz olurlar. Evlilik güzel þey!
Fakat o güzelliðe ulaþmak emek ister, alýn teri ve çaba ister. Bunu
bilerek ve evlilikten olaðanüstü mutluluk beklemeyerek evlenenler,
daha çok mutlu olurlar.
11. Hayalperest olmayýn
Realist davranýn. Hayal ülkesinin bulutlarýnda gezenler, dünya
gerçekleriyle yüzleþemezler. Ýlk gerçekle karþýlaþtýklarýnda
kafalarýný sert kayaya çarparlar.
Gülay Atasoy



Mesaj 1 kez düzenlendi. En son Muhtazaf tarafından, 15.11.2009 - 17:38 tarihinde.
Gönderen: 15.11.2009 - 17:28
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Moderator


4254 Mesaj -
-
Daima neþeli, bakýmlý, pozitif görünün. Güzel kokun, temiz olun
ve en güzel kýyafetleri kocanýz için giyin.
-Münakaþalarýnýzda yapýcý, arabulucu, þahsiyetli olun fakat ýsrarcý
olmayýn. Sakýn aþaðýlamayýn, erkeklik onurunu aþaðýlayacak þeyler
söylemeyin.
-Birbirinize daima sevecen davranýn. Elinize geçen her aný
birbirinize yakýnlaþarak deðerlendirin. Mesela el ele tutuþarak veya
uzaktan dahi olsa bakýþarak.
-Münakaþalarda 1-2 dakika sonra baþka odaya geçin ve daha ileri
gitmesini önleyin. Kýzgýnlýk veya hakaretlerinizi kendinize saklayýn.
Karþý taraf bunlarý duymasýn. Ýleride yalnýz bu laflarý hatýrlar.
-Tenkitlerinizde önce iyi taraflarý ön plana çýkarýn. Sonra
deðiþmesini istediðiniz konularý zarifçe belirtin.
-Açken, yorgunken, kýzgýnken , arabada, yemek sofrasýnda,
baþkalarýnýn yanýnda münakaþa oluþturabilecek konulara girmeyin.
-Alttan alýrken kendinizi ezilen, taviz veren, kendisine haksýzlýk
yapýlan taraf diye görmeyin. Siz aslýnda ' huzurunuzu satýn
alýyorsunuz'. Birkaç gün sonra her þey yolunda iken kýrgýnlýðýnýzý
yumuþak ifadelerle dile getirin ve bir daha olmamasýný dileyin,
isteyin.
-Romantik atmosfer oluþturun, çocuklar olmadan baþ baþa kalma
yollarýný arayýn.
-Ýletiþim evlilikte esastýr. Aranýzda halledemeyeceðiniz hiçbir þey
olmamalý, ruhsal olarak aranýzdan su bile sýzmayacak kadar
kenetlenmelisiniz.
-Bugün hayattaki son gününüz, eþinizi son görüþünüz olabilir.
Hiçbirimizin yarýna garantisi yok. Bunun bilincinde olursanýz
eþinizin çoraplarýný yere fýrlatmýþ olmasý, su bardaðýný televizyonun
üzerinde býrakmasý yada bunlar gibi "sudan" kavga sebepleri sizi
rahatsýz etmez.
-Hayatýn ertelenmeyecek ve çoðu zaman ikinci bir þans vermeyecek bir
süreç olduðunu düþünün ve bugünkü mutluluðunuzu küçük sebepler için
yarýnlara ertelemeyin.
-Eþinizdeki olumsuz davranýþlara odaklanýrsanýz, kendi mutluluðunuzu
çalmýþ olursunuz. Evet, belki evlilik yýldönümünüzü unutmuþtu ama
unutmayýn ki, hastalandýðýnýzda sabaha kadar baþýnýzda bekleyen de
oydu!
-Unutmayýn ki siz "Hatice" olmadan eþiniz "MUHAMMED" olmayacaktýr.
Deðiþime kendinizden baþlayýn!
**********************************************************************************
EÞÝNÝZÝ KENDÝNÝZDEN SOGUTMANIN 8 YOLU
(tavsiye edilmez, uyarý niteliginde yazýdýr)
Dedikodu: Erkekler sürekli baþkalarý hakkýnda konuþan kadýnlardan
hiç hoþlanmazlar. Kendilerini böyle kadýnlarýn yanýnda rahat
hissetmedikleri gibi, bu davranýþý gereksiz bulurlar.
Paraya düþkünlük: Hiç bir erkek hayatýnýzdaki ilk tercihinizin maddi
þeyler olmasýný istemez. Çünkü evlilik zenginlikte-yoksullukta "evet"
denilen bir kurumdur.
Aþýrý kýskançlýk: Her þeyde olduðu gibi kýskançlýðýn da aþýrý olmasý
erkeði evden soðutan bir durumdur. ALLAH'ýn insana bahþettiði her
duygu, yerinde ve kararýnda yaþandýðýnda lezzet verir.
Kendine güvensizlik: Bazý kadýnlar yanlarýnda eþleri olmadan hiçbir
þey yapamazlar. Hayatý paylaþýmda kendilerine düþen görevleri yapmada
dahi kendilerine güvenleri yoktur. Sürekli eþlerine baðýmlýdýrlar.
Kendi karakterlerini ortaya koyamayan bu kadýnlar, eþleri üzerinde
bir yük gibidir.
Dýrdýr: Sürekli eleþtiren ve hiçbir þeyi beðenmeyen kadýnlar da
erkekleri canýndan bezdirir.
Kronik sýzlanmalar: Sürekli bir derdinden bahseden kadýnlar
karþýlarýndaki erkeði yorar ve sýkarlar. Çünkü erkek, kadýnýn
problemini mutlaka kendisinin çözmesi gerekiyormuþ gibi bir hisse
kapýlýr ve ayný konunun defalarca açýlmasý eþinizi bezdirir.
Saçmalamak: Kuaförünün ne dediðinden, arkadaþýnýn ne giydiðinden vb.
gereksiz konulardan sürekli olarak bahsetmek erkeði çok sýkan bir
durumdur. Unutmayýn erkekler ve kadýnlar farklý yaradýlýþtadýr.
Erkekler bu tip ayrýntýlara önem vermezler.
Bekletmek: Bilinen en yaygýn kadýn hastalýklarýndan biri de
bekletmektir. Bu hareket erkeklerin en nefret ettikleri sýrasýnda en
üstlerdedir.
ALINTI


Gönderen: 15.11.2009 - 17:36
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
ReYYaN su an offline ReYYaN  
sultanliktan kralliga
288 Mesaj -
evlilik semineri evlilik öncesi seminer degerinde bir yazi sevinçli sevinçli
Allah razi olsun. anahtara yaklastiran kapiya götüren öneriler dogru. Olmazsa olmaz. Bekarlik sultanlik, evlilik sultanliktan tahta yükselme diyorum sevinçli Yani sultanliktan kralliga-kralicelige göz kırpma
Allahimiz genclerimize hayirli esler, evlilikler nasib etsin.
Dört duvari sicak yapan sey SEVGIDIR arkadaslar. yoksa o duvarlar arasinda donarak ölürsünüz.
Gönderen: 15.11.2009 - 19:46
Bu Mesaji Bildir   ReYYaN üyenin diger mesajlarini ara ReYYaN üyenin Profiline bak ReYYaN üyeye özel mesaj gönder ReYYaN üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
calikususen su an offline calikususen  
iki gönül bir olursa
36 Mesaj -
samanlýk seyran olur derler
evet bir kanepete evliliðin 4 senesini gecirir
kocasýna aþýk bir dediðini iki etmeyen
onu küsdürmekden sakýnan kýzdýrmamaya dikat eden eþi
idare etmek zor olmamalý.
fakat allaha kulukdan cok kocaya kuluk yapdýðýnýn farkýna varan
ve gafleten uyanan duygularýyla tanýþýp allah aþký ile yanýp
kocasýndan hakklarýna rihayet etmesini talep eden bir hanýma
sen deðiþdin hakklarýný talep etmeye baþladýn sen görevlerini yap
yoksa seni boþarým sana mütet ya bana itaat edersin yada
annengilin evine gidersin demesine raðmen
allaha sýðýnan ve allahdan yuvasýný kurtarmak icin yol arayan eþ
boþamanýn þartlarý olduðunu öðrenir ve bu þekilde boþama dehtidi uygun olmadýðýný
izah edip iki hakem isder ki eðer onlar hakzýz bulursa ozaman gereði neyse yapacaýðýný söyler
erkek kendi nefsi icin yuvasýný tehlikeye atarken kadýn allah rýzasý icin yuvasýný kurtarmaya calýþýyor
ve kendi nefsi icin bu yuvayý kendi acýsýndan yýkmayacaýna dair allaha söz verir
fakat koca ne hatýr gönül biliyor ne kadir kýymet
ona raðmen kadýn gecinmenin yolarýný arar karý koca arasýnda gurur olmaz deðip
söylenenleri yapýlanlarý takmamaya kayret eder fakat koca düðünden bu yana aksilikde ne varsa
her tardýþmada gündeme getirir eþini bunaldýr üzgünlüðünün yerini sinir gýzkýnlýk alýr
böyle oluncada koca geri cekilmek þöyle dursun bu kezde bana sesini yükseldme bana kaþýný catma
benimle konuþurken güleryüzlü saygýlý ol v.s.diye eleþdiri ve önerilerde bulunur.
kadýn sakinliðini korumaya calýþarak düþünür ben ne anlatýyorum onun takýldýðý naktaya bak diye ne nazikce ifade edmeye calýþýr evet güzel duygular icerisinde tusaydýn olurdu fakat güleryüzlü nasýl olabilir gýzgýn biri
ve tartýþma dahada alevlenir konu sapar artýk gurur ve kibir meselesi halini alýr ve öfke patlamalarýna kadar gider. kendine gel ne yapýyorsun vurma deðiþleride suizanla alkýlaný ve beni dehtitmi ediyorsun diye sakinleþmek þöyle dursun dahada kin nefret bataklaðýna giriyor.
bu koca halbuki hanýmýný sevdiðini söyleyen kocaydý vicdanýn merhametin önünü kin nefret duygusu alýyor hanýmýna zulüm yapabiliyor, hani iki gönül bir olursa... diye bir söz vardý
demek gönül iþine geldiði sürece imiþ erkek icin,
ve kadýn anladý ruhlardýr idiþen kötü günde birbirine katlanma ve olduðu gibi kabul etme rularýnda anlaþmasýyla olabilecek þeymiþ .gercek sevilmediðini anladý erkeðin hoþuna giddiði sðrece davranýþý sevilecek,yoksa seni ben diþarý atsam kim bana mani olabilir seni isdemediðimi söylesem kim beni engeliyebilir diye bir allah rýzasý icin seven koca söylemez herhalde.kadýn kýrkýnlýklarýyla ve rencide olmuþ duygularýyla kalp sancýsý cekmeye baþlar ve allaha sýðýnýp bu sýkýntýlardan baþedecek bir karar varabilmeyi diler,ve nasýl düþüneceini karalaþdýrýr.
demek beni sevmiyor ve sevmeyen bir kocanýn bunu yapmasý cokda yadýrkanmaz öyleyse beni sevmeyen bir aadan icin kendimi niye üzeyim ben duygularýmý kapatýp allaha teslim olursam kendimi kýrýlmaya karþýda korumuþ olurum ne yaparsada umrumda olmaz herkes ne ederse kendi kendine .
ama onuda o bataklýkda býrakamam halbuki isdiharede etmiþ ve kocasýný burnunun deliklerine parmaklarýný sokmaya calýþýrken görmüþ tam o arada oðlu tarafýndan uykydan kaldýrýlmýþ fakat kocasýnýn kendisi icin hayýrlý olmadýðý sezkisine ulaþdýðý halde o beni seven adam deiðlsede cocuklarýmýn babasý benim kocam
ona yardýmcý olmam lazim hissi uyanýr olanlarý duygularýný kapatmaya calýþarak bir kenara býrakýr ve birzamanlar sevdiði kiþi olarak deðil gönül duygularýndan uzak mantýklý bir tutum edinmeye calýþýr.
fakat koca günlerdir ayrý yatmanýn yolunu tutar kendini aklýnca kadýndan cekerek onu cezalandýrmýþ oluyor,
evet önceleri sevdiði insan olarak zoruna giderdi yaptýðý ve ayrý yatmanýn günahýndankocaya bahis eder onu
yataða döndürmeye calýþýrdý,fakat saden her yeri aðrý icinde gelmesin daha iyi saden nasýl yüzü olsun ki diyerek
bu kez kocasýna ayrý yatýðý ve anlayýþ gösderdiði icin teþekür ediyordu kadýnlýk duygularý kapanmýþ sade eþ konumunu almýþ vaziyetde her talepden vazgecmiþ durumda olaylara insani durumda davranmaya calýþýyor ve icini soðuduðunu hisedmeye baþlamýþ kocasýnýn haksýzlýklarýna ve kýsýldlamalarýna aldýrmadan devam etmeye calýþýyor bakalým nereye kadar?
ruhlar bir olmadan bedenlerin bir olmasý huzur mutluluk getirmiyor.
herkese huzurlu ve mutlu bir aile yuvasý dilerim.
seven insan mutlu eder huzur getirir
ama mutlu ve huzurlu olmak icin evlenen insanýn iþi daha zor
yaratýlaný sev yaratandan ötürü
Gönderen: 19.12.2009 - 03:58
Bu Mesaji Bildir   calikususen üyenin diger mesajlarini ara calikususen üyenin Profiline bak calikususen üyeye özel mesaj gönder calikususen üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Moderator


4254 Mesaj -
calikususen Kardeþim anlýyorumki derdin büyük ALLAH eþinin Kalbine iman nurunu versin inþaallah.
Sizede hayýrlý olaný versin. Ýki gönül bir olunca samanlýk seyran olur züðürt tesellisi. Ata sözü deðil.
Selam ve dua ile


Hadîsi þerîfte buyuruldu ki: Dünyâ ve âhiret saadeti isteyen
Allahümme Rabbenâ âtinâ fiddünyâ haseneten ve fil âhireti haseneten ve kýnâ azâbennâr.
duâsýný okusun.
Anlamý:
Rabbimiz dünyanýn (gerçek) güzelliklerini âhýretin (gerçek) güzelliklerini ver ateþin azabýndan bizi koru.
Rasûlullah salla’lâhu aleyhi ve sellem’in pek çok duâsýnda bu âyete yer verdiðini Enes radýya’llâhu anh naklediyor bize. Bildiðimiz ve bilmediðimiz tüm dünya ve âhýret güzelliklerini dileyip; dolayýsý ile ateþ azabýna yolaçacak þeylerden korunmayý talebetmeyi öðretiyor bize bu dua.


Dua
Ya Rabbim rýzkýmýz bol, yolumuz hep açýk olsun.
Kanýmýzý vücudumuzda hiç durmadan dolaþtýr.
Ciðerlerimizi hep temiz havayla doldur.
Bilincimiz her an açýk, aklýmýz her zaman baþýmýzda olsun.
Senin yolundan ayýrma.
ALLAH'ým, Mümin kullarýný ve senin rýzan için her yaptýðýmýz iþi bize gönülden sevdir.
Her yerde, her zaman ve her iþimizde bizi ahlaklý olmaya zorla.
Hem dünya hem ahiret için çalýþmak ve yuvamýzda mutluluk ver
Ýþlerimizde baþarýlý olmak için bize güç ver.
ALLAH'ým, doðru yoldan ayrýlmayan herkese ve bizede
Mutluluðu ve huzuru hediye et....Amin
Gönderen: 19.12.2009 - 10:18
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
calikususen su an offline calikususen  
gönderdiğniz dua tam ihdiyaclarıma göre
36 Mesaj -
bende bu aralar gercekden kendi kiþiliðimi doðru düþünce üzere oturtma cabasýndayým
ve kocama karþý mesafemi ayarlamak durumundayým duygularýma saygýzý olmadýðýndan
ona karþý kapatým.ve en son kararýmda onayardýmcý olmam gerk düþüncesini
yürürlüðe gecirmeye calýþýyorum yoksa bana karþý kýn ve nefret duygularý her tartýþmada
alevlenecek .o duygularý bana karþý yaþamamasý icin þimdilik mesafeli duruyorum olaylarla ilgilenmemeye
calýþýyorum ama zorlanýyorum karalarýmýn doðru olup olmamasýný bilemiyorum
ama bir tutum sergilemem gerkdiðininde farkýndayým.
benim mürþide ihdiyacým olduðunu düþünüyorum danýþacak allah icin doðru karar alabiliyormuyum
fedakarlý iyiyde kiþiliðinden taviz vermek ve gaflete düþme korkusu oluþuyor.yakýnýmda kimse yok
iletiþim imkanlarýmda yok hepsine el koydu bazen bu adam beni bunaldýp kafamýmý yememi saðlamaya uðraþýyor diye ama allaha sýðýnýyorum allah dilemedikce birþey yapamaz.ama gýzkýnlýk halimdeyken ya birþey olursa diya cok tedirginim.
abim sizler bilgili ve tercübeli insanlarsýnýz cok þükür bana mürþid hakýnda bilgi ve yardýmda buluna bilirmisiniz.
aldýðým kararlar hakkýnda icim rahat olsun.
Gönderen: 19.12.2009 - 17:37
Bu Mesaji Bildir   calikususen üyenin diger mesajlarini ara calikususen üyenin Profiline bak calikususen üyeye özel mesaj gönder calikususen üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Moderator


4254 Mesaj -
Ey Kalpleri Çekip çeviren Rabbim, Kalbimi Dinin Üzere Sabit Kýl...
Kararlarýmda piþman olacagým yanlýþ bir karar almamý engelle .
Sen benim vekilimsin beni yalnýz býrakma. Amin
Gönderen: 19.12.2009 - 21:13
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
calikususen su an offline calikususen  
cok şükür
36 Mesaj -
bu dualar peygamberimizin tavsiye etdiði dualar
ve benim sýkýldýðým anlarda coðu kez yapdýðým dualar
evet allahým kalbe bir nur veriyor doðruyu ve yanlýþý ayýrt etmeyi nasip ediyor
fakat doðrularý yürürliye koymakda veya sebet etmekde zorlanýyorum.
kendimi toparlýyor nefsimin hoþuna gitdiði doðrultusunda veya insancýl
düþünce doðrultusunda düþünüp duygularýmýn onun doðrultusunda þekilenmemesi icin gayret gösderiyorum.
allah rýzasýna uygun ve bu durumu imtihan olarak bakmaya calýþýyorum.
ve evet cok þey aydýnlanýyor hatta bu imtihanýn sebebini bile bulabiliyorum.
ama gelin kocanýn soðuk tavýr ve enerjisinden etkilenmeyip sizinde icinizden kadýnlýk duygularýnýz
ortaya cýkýpta etkilenmeyiniz.
sebaat etmekde zorlanýyorum düþüncelerimde kadýn olarak alýnganlýðým aradan geciyor.
iyibirþey yapmak ve fedakarlýk yolu zorlaþýyor.
cünkü onda biþmanlýkdan zere yok benden her tavýr hareket ve cezalarýna tahamül anlayýþ ve sabýr isdiyor daha doðrusu birþey söylemeyerek bekliyor.kendi isdekleri doðrultusunda benden hareket bekliyor benimle hic bir paylaþým veya iletiþimde bulunmayarak .ozaman yine insancýl davranýp sinirlenmeye baþlýyorum ve aklýma kolay hükmedemiyorum.allahdan kocamýn kalpine vicdan merhamet nasip etmesi icin kendimi dua eder buluyorum sonra.biz evliliðimizde cok ifrat ve tefrid durumlarý yaþýyoruz allahým bize hayýlý olan sýratelmusdagim yolunda sabit eylesin inþallah ,ama bunun icinde aynlýþ ve doðrularýmýzý gösden gecirmemeiz gerekdiðinin farkýndayým.fakat bize ücüncü bir þahýz gerek kocamýn saygý duyduðu ve günahý hatasý olmayaný, cünkü akrabadan bazý kiþiler yardýmcý olmaya calýþdýlar kocamla kötü oldular.cünkü herkesin zamanýnda yapdýðý yanlýþlarýný ve hatalarýný biliyordu ve onlar önce kendilerine baksýnlar bana akýl verceklerine, diye onlarýda ofsayd býrakdý.aslýnda inanclý birisi fakat narzisim ve passif aktýf gibi kiþilik yapýsýna sahip.
böyle bir insanla nasýl doðru yolda uslaþýlýr ve karalar sabitleþilir,cünkü iþine gelmeyince verdiði sözündende piþmanlýk duymadan vazgecebiliyor ve bahane olarak karþýnýn bunu haketmediðini öne sürebiliyor.
böyle bir insanla nasýl gecinilir ve yaþanýlýr bana yardýmcý olursanýz minetdar olurum.bana vakit ayýrýp ilgilendiðinizden dolayý Te$ekkürler
Gönderen: 20.12.2009 - 14:23
Bu Mesaji Bildir   calikususen üyenin diger mesajlarini ara calikususen üyenin Profiline bak calikususen üyeye özel mesaj gönder calikususen üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Evde son sözü kim söylemeli?
Moderator


4254 Mesaj -
Evde son sözü kim söylemeli?

"Bu evde son sözü ben söylerim." dedi oldukça eðitimli olan evin beyi.
Haným sakince, "Neden?" diye sordu.
"Çünkü ben erkeðim." diye cevapladý bey.
"Peki bu ev ikimizin deðil mi? Sen-ben farklý mýyýz?" diyen hanýmýn sözü yarýda kesildi:
"Ýtiraz istemem. Bu evde son sözü ben söylerim, iþte bu kadar."

Ne yazýk ki, çoðu ailelerde yaþanýyor bu dram.
Daha doðrusu erkeklerin ekserisi,
"Erkek olduðum için güçlüyüm. öyleyse evde son sözü ben söylerim." diyor.
Bir nevi kadýný yok sayýyor.
Ya da ikinci plana atýyor.
Nitekim "Elinin hamuruyla erkek iþine karýþma", "Saçýn uzun aklýn kýsa" vb. sözler hep bu düþüncenin ürünü deðil mi?

Peki ama böyle düþünen erkek, neden aklý kýsa olan kadýný hayat arkadaþý, can yoldaþý olarak seçiyor?
Kadýn sadece hamur yoðuran evin hizmetçisiyse neden ona 'eþim' diyor?
Evlilik eþlerin güç çatýþmasýnýn yapýldýðý arena mý?
"Senin dediðin, benim dediðim olacak" savaþýnýn verildiði meydan mý?
Eðer bir evlilikte eþler birbirlerini ayrý birey olarak görür ve kendi güçlerini ispat etmeye kalkarsa o evliliðin durumu vahimdir.
Bu savaþý veren eþ, kendini gözden geçirmelidir.

Çünkü iki ayrý insan evlenerek bir aile kuruyor.
Bir yuvada hayatlarýný birleþtiriyor.
Ve bu beraberlikten "sen-ben" deðil "biz" kavramý doðuyor.
Eþler, "biz" dediði zaman ortak düþünüyor, ortak karar veriyor ve ortak mutluluða imza atýyor.
Bu kavramý kavrayamayan ve "evlilik cüzdan"larýna "biz" kelimesini yazamayanlarsa, hiçbir ortak noktada buluþamadýklarý için gerçek mutluluðu yakalayamýyorlar.

Güç çatýþmasý depresyon yapýyor Erkek "bu evde son sözü ben söylerim" dediðinde "biz" kavramý ortadan kalkarak, erkeðin egemen olduðu, daha doðrusu kadýný baský altýnda tuttuðu bir aile ortaya çýkýyor.

Ya eþler arasýnda sürekli "benim dediðim olacak, haklýyým-haksýzsýn" tartýþmasý yaþanýyor.
Ya da kadýn tartýþmadan kaçarak iç dünyasýna kapanýyor.
Sýkýntýlarýný içine atýyor.
Kendisini ciddiye alýnmayan, iþe yaramayan birisi olarak görerek yalnýzlýk hissediyor.
Çoðu zaman da günümüzün hastalýðý olan depresyona giriyor.

Oysa, erkek zaten güçlüdür.
Gücünü ispat etmek için çalýþmasýna gerek yoktur.
Böyle davrandýðý zaman kendisinin ellerine teslim edilen kutsal emanete zarar veriyor.
Acaba o kutsal emaneti elde tutmak mý güçlülük?
Yoksa yere çalýp parçalamak mý?

Hepimiz biliriz ki, kýymetli bir þey güçsüz bir çocuða deðil, güçlü bir insana verilir.
Zaten erkek güçlü olmasa kadýn, kutsal bir emanet olarak ona verilir miydi? Neden polis camiasýna "emniyet güçleri" deniliyor ve ellerine silah veriliyor ki? Vatandaþýn güvenliðini korumak için deðil mi?
Peki polis kendisine verilen o silahla halký korkutarak "bakýn ben güçlüyüm" mü diyor?
Yoksa ayný silahý, halký hýrsýzlara, canilere ve kötülere karþý korumak için mi kullanýyor?
Þayet elindeki silahý halka kullanýrsa cani, onlarý korumak için kullanýrsa "kahraman" olur.

Týpký bunun gibi, erkek elindeki güç silahýný eþine karþý kullanýrsa o cani, eþini korumak kollamak ve onu mutlu etmek için kullanýrsa iyilik meleði, þefkat abidesi ve eþinin gözbebeði olur
Gülay Atasoy
Gönderen: 20.12.2009 - 23:20
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
KADINCA" BİR YAZI
Moderator


4254 Mesaj -
KADINCA" BÝR YAZI
Sedef Erol

Sizlere aþaðýda aktaracaðým satýrlar aslýnda bir insanlýk dramý ancak o kadar rastlanýlýr hale geldi ki, bu olaylar adeta kanýksanýr oldu. “Vah vah” deyip geçiþtirdiðimiz bu tür dramlar belki de yarýn çok sevdiklerimizi incitecek. Ne yazýk ki bu tür olaylarý toplumdan temizleyebilmek oldukça zor.
10 Þubat 2009 tarihli bir gazeteden alýntý yaptýðým bir üçüncü sayfa haberi:
“Kocasýndan dayak yiyen ve burnu kýrýlan beþ aylýk hamile kadýn, “Gidecek yerim yok” dedi ve þikayetçi olmadý. Þikayetçi olsa belki kocasý tutuklanacak hapse girecekti. Ancak hamile kadýn, iki çocuðuyla birlikte sýðýnacak yeri olmadýðý için kocasýný affetmek zorunda kaldý.
Sevgi Erkçi'nin baþýna gelenler Türkiye'de pek çok kadýnýn baþýna geliyor. Konya'nýn Selçuklu ilçesinde yaþayan Sevgi Erkçi, önceki akþam Ali Erkçi ile tartýþtý. Koca Erkçi sinirlenince beþ aylýk hamile olan karýsý Sevgi Erkçi'yi hastanelik edinceye kadar dövdü. Kocasýnýn elinden zor kurtulan kadýn polisten yardým istedi. Talihsiz kadýn, eve gelen polisler tarafýndan hastaneye kaldýrýldý. Hastanede tedavi altýna alýnan Sevgi Erkçi'nin burnunun kýrýldýðý, ancak doku zedelenmesine raðmen bebeðe bir þey olmadýðý ortaya çýktý. Dayakçý koca, polis tarafýndan apar topar gözaltýna alýndý. Ancak Sevgi Erkçi, “Hamileyim ve iki çocuðum var, gidecek yerim yok. Mecburen kocamýn yanýna döneceðim” diyerek þikayetçi olmadýðýný söyledi. Bunun üzerine Ali Erkçi serbest býrakýldý.”

Ýþte, gazete haberi böyle. Üçüncü sayfa felaket haberleri diyerek bakmadýðýmýz bu sütunlarda aslýnda ne dramlar anlatýlýyor.
Gelelim dayakçý koca ve “mecburiyetten” affeden çaresiz karýsýna.
Toplumda eskiden beri süregelen “Dayak cennetten çýkmadýr” “Öðretmenin vurduðu yerde gül biter ” gibi þiddeti hoþ gören inanýþlar var olsa da, modern dünyada þiddetin aslýnda hiçbir eðitici yaný olmadýðý ve yalnýzca acizlerin baþvurduðu bir yöntem olduðu artýk biliniyor. Biliniyor da, kökü bir türlü kazýnamýyor. Özellikle kadýnlara þiddet uygulanmasý olayýna bugün tüm dünyada rastlanmakta. Üstelik, çok uygar saydýðýmýz ülkelerde bile böyle bir problem söz konusu. Ancak bir farkla, bu ülkelerde böyle bir olayýn sonucu kadýnýn iradesine býrakýlmýyor, þiddete baþvuran her kimse gerekli cezayý alýyor ve bu nedenle uygar toplumlarda “kadýna þiddet” olayýna daha az rastlanýyor. Zaten, olmasý gereken de bu.
Gelelim, yukarýda anlattýðým olaya.
Bu bu konuyu birkaç açýdan irdelemek istiyorum.
1) Dayakçý koca Ali Erkçi, muhtemelen geçim sýkýntýsý ya da baþka bir nedenle bunalýmda. Durum böyle olunca, tüm yaþamýn acýsý kimden çýkarýlacak, elbette evdeki beþ aylýk hamile zavallý kadýndan! Nasýlsa rakibin kendisine karþý koyacak gücü yok, vur ha vur, patrona kýz vur, bakkala kýz vur, muhtemelen kendi ailesinde de böyle görmüþ.
Be akýlsýz adam, sana iki çocuk vermiþ, üçüncüsünü de vermeye hazýrlanan bir kadýna bu yaptýðýn reva mý? Senden güçsüz olaný dövmekle kendini haklý konuma mý çýkaracaðýný sandýn? Varsa bir anlaþmazlýðýn, devlet mahkemeleri var gidersin gereðini yaparsýn. Ama yok, vermiþler eline bir zavallý kadýn vur babam vur, her türlü hizmetini yapacak, dayaðýný da yiyecek, “Þükür” deyip oturacak. Bir de bu kadýndan ömür boyu sevgi, saygý bekleyeceksin.
O kadar da deðil!
2) Olayýn maðduru olan Sevgi Erkçi, kendisini kurtarmasý için polisten yardým istese de “Gidecek yeri” olmadýðýndan kocasýný affetmek zorunda kalýyor. Ancak bu elbette “gönülden” bir af olmasa gerek. Nedeni belli, mecburiyetten. Alýp kocasýný eve dönecek, muhtemelen yakýn bir gelecekte bu sahne tekrar çevrilecek. Nasýl olsa suç var, ceza yok. Hamile haliyle onca dayak yedikten sonra eþimi affetmek zorunda kalan kadýnýn çaresizliðine mi yanayým, gidecek baþka bir yeri olmadýðýna mý bilemiyorum.
Bu, “Gidecek yerim yok” sözü de yediði dayak kadar içimi acýttý doðrusu. Ýnsanýn hiç mi kendisine sahip çýkacak bir yakýný olmaz, dayak yiyip oturmak nasýl bir kader olabilir bilemiyorum.
3) Dayak atýlmasý ve yenmesinden daha da kötüsü, böyle bir suçun cezasýz kalmasý. Bu vahþetin sonucunun kadýnýn insafýna býrakýlmasý ne büyük bir haksýzlýk. Ýþte bu olayda olduðu gibi belki de birçok kadýn kendisini düþünmeyen eþini düþünerek affedecek ve bu yapýlanlar birilerinin yanýna kar kalacak. Bu konuda caydýrýcý kanunlar olmasý gerektiðini düþünüyorum.
4) Bir de bu ortamda büyüyen çocuklar…Erkek çocuklar muhtemelen, ileride babalarýndan gördüklerini uygulayacak, kýz çocuklar ise, “Bu benim kaderim” “Gidecek yerim yok” deyip katlanacak. Ayrýca þiddet uygulanan evdeki çocuklarýn alacaðý psikolojik yaralar da iþin baþka bir dramatik yönü.
5) Nasýl bir ortamda dünyaya geleceði þimdiden belli olan zavallý, doðmamýþ bebek. Ana karnýnda yaþadýðý acý ve üzüntü kimbilir onda ne gibi olumsuz etkiler yaratacak…

Ýþte size, belki de hergün ülkemizin çeþitli yörelerinde yaþanmakta olan bir aile dramýný aktardým. Amacým kimseyi üzmek deðil, ancak içinde yaþadýðýmýz gerçekleri de göz ardý edemeyiz. Vurmak için havaya kalkan bir el, attýðý tokattan çok daha fazla yara býrakýyor. Önemli olan, o eli havaya kaldýrmamak.
Unutulmamalý ki; kaba kuvvete ancak güçsüzler baþvurur.

Bu acý dolu yazýyý gerçek, komik ve bir o kadar da düþündürücü bir anýyla noktalamak istiyorum.
Bizim rahmetli “Hacý Teyze”nin anýsýný, yani babaannemin teyzesinin kýzýnýn.
Hacý teyze çok küçük yaþta, yaþça kendisinden epey büyük olan kocasý ile evlendirilmiþ.
Kocasý o kadar zalimmiþ ki, yemeði beðenmezse, tavayý pencereden fýrlatýrmýþ. Hatta bir gün, o kadar kýzmýþ ki, Hacý Teyze'nin bütün parmaklarýný “Et dövme tokmaðý ” ile kýrmýþ. Hacý teyze bu zulümler altýnda yaþamaya çalýþýrken bir yandan da Tanrý'ya yalvarýrmýþ “Allahým þunun canýný al, beni kurtar, sana çifte kurban keseceðim!”
Artýk dualar mý kabul oldu, vakit saat mi geldi bilinmez, kocasý hücceten (eskilerin deyimiyle) bu dünyadan göçüvermiþ!
Sonra ne mi olmuþ:
Hacý Teyze, müftünün de onayýyla kestirdiði çifte kurbanýn etinden afiyetle yemiþ.
Sakýn bu yazdýðýmý þaka sanmayýn, çocukluðum bunlarý dinlemekle geçti.
Ne kimse et tahtasýyla parmak kýrsýn,
Ne de kimse, kurban adasýn.
Yaþayacak yalnýzca bir ömrümüz var, onu da insan gibi yaþayalým.
Gönderen: 20.12.2009 - 23:45
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Evlilikte problemler ve çözüm yolları
Moderator


4254 Mesaj -
Evlilikte problemler ve çözüm yollarý

Sorun: Çocuðumuz namaz kýlmýyor; baba evden atarým, diyor. Anne ortada kaldý veya tersten bir benzeri oldu.

Çözüm: Atmak diye bir çözüm çeþidi yoktur. Sabretmek zorundayýz. Biz þu günahý islemiþtik, onun için bu çocuk böyle oldu sözü de doðru deðildir. Peygamberlerin ne günahý vardý? Çocuk demek imtihan demektir. Olduðu gibi imtihandýr. Hastalandýðýnda çocuða ilgimiz artýyor, hastalýðý arttýkça ilgimiz de artýyor. Namaz kýlmayan çocuðumuzla da durumumuz böyle olmalýdýr.

Kýlmadýkça biz yaklaþacaðýz. O kaçtýkça yaklaþacaðýz. O veya biz ölünceye kadar bu böyle sürecek. Kovmak, beddua etmek kaçakçý iþidir. Ne çaredir, ne de sorumluluktan kurtarýr.

Namaz kýlmadýðý için uzaklaþtýrýlan bir çocuk bir ay sonra namaz kýlmama suçuna, alkolü ilave ederek geri dönebilir. Hasta sokaða salýnmaz. Bu konuda en önemli tavsiyelerden biri sudur: Çocukta ibadet sorunu çýktýðýnda evde yönetim keþmekeþi oluþmamalýdýr. Kuran'ýn emrettiði þekilde erkek yönetmeli, onun talimatlarý uygulanmalýdýr.

Sorun:
Kýzýmýzý isteyenlere vermedik. Þimdi evde geçimsiz, sorunlu bir tip oldu.

Çözüm:
Bir Müslüman'ýn kýzýný, ahlaký ve dini uygun biri istediðinde vermek esastýr. Oturup ibretle þu hadisi, özellikle kýz babasý ve annesi olanlar, düþünmek durumundayýz:

"Size, dinini ve ahlakýný beðendiðiniz biri istekli geldiðinde onu evlendirin. Yoksa yeryüzünde fitne ve geniþ bir bozgunluk olur" [Ýbni Mace]

Din ve ahlakýn ötesinde yoðunlaþtýrdýðýmýz þartlar, kýzlarýmýzý mobilyayla, daireyle, iþle evlendirilmiþ çocuklara dönüþtürmektedir. Resulullah (sav) efendimizin hadisini defalarca okuyup tefekkür edelim, kendimize pay çýkarmaya çalýsalým. Evliliði geciktirmeye neden olan ebeveyn, þer'i bir mazerete dayanmadýklarý sürece mesuldürler.

Evde kalmak izafi bir kavramdýr. Yirmi yasýndaki için kullanýlabileceði gibi, otuz yasýndaki için kullanýlmayabilir. Evlilik yaþýna gelmiþ bir kýzýn veya erkeðin, evde oturacak düzeyde bos vakit bulmasý ise asýl sorun olarak görülmelidir. TV veya bilgisayarýn basýnda oturmaya vakit bulan bir genç, evlense de çok þey deðiþmeyebilir. O sorundur.

Sorun:
Hanýmým istediði zaman þuna buna diye çýkýp gidiyor. Ýzin alma ihtiyacý hissetmiyor. Ýzin vermeyince de aramýzda küs oluyor.

Çözüm:
Kadýnýn evine alacaðý misafirin kimliði, evden çýkýp gezmeye gitmesi Veda hutbesinin muhtevasýna girecek kadar önemli bir konudur. Evine misafir alýrken eþinin rýzasý kesinlikle gerekir. Bu durumda iki ölçü kullanýrýz: Ya genel olarak eþin izin verdiði veya itiraz etmediði bir durum vardýr ve kadýn bu genel izni kullanmaktadýr. Ya da filan bize gelebilir mi, þeklinde bir soru soracak ve cevaba göre hareket edecektir.

Resulullah (sav)buyurdular ki: "Sakýn kadýnlarýn yanýna girmeyin" Oradakiler, 'Ya Resulullah! 'Kayýnlar için ne dersiniz?' dediler. Buyurdu ki: "Kayýn ölümdür" [Buhari, 5232]

Evden çýkma meselesine gelince; Kadýn, anne ve babasýný, kardeþlerini þehir içinde iseler ayda bir defa ziyaret eder. Erkeðin bunu engelleme hakký olmaz. Acil durumlarda da zaman dikkate alýnmadan gider. Þehir dýþýnda da en az yýlda bir defa kadýnýn ziyaret hakký vardýr. Bu konularý aralarýnda çözemeyen bir ailenin asýl sorunu, kadýnýn ziyarete gitmesi veya gitmemesi deðildir. Aralarýndaki diðer sorunlarda bu meseleler bir intikam malzemesi olarak kullanýlmaktadýr. Böyle þeyleri dine dayandýrmak ise hatadýr.

Sorun:
Esim beni çok kýskanýyor. Bu kýskanmasý rahatsýzlýk vermeye baþladý.

Çözüm:
Müslüman'ýn eþini kýskanmasý imanýna delalettir. Ancak bu kýskanma, kadýnýn haklarýný ezmeye, onu horlamaya götürecek düzeyde olmamalýdýr. Kýskanma mesela, kadýnýn annesine karþý bile olacak hale gelmemelidir. Her halükarda böyle bir durumda denge saðlamak, özel bir durum deðerlendirmesi yapmakla mümkün olur. Herkesin sorunu farklý cevaplarý gerektirmektedir.

Sorun:
Esim benden güzel olmamý istiyor. Kendisi ise, giyiminden týraþýna kadar hiçbir þeyine özen göstermiyor. Güzel görünmek sadece kadýnlarýn isi gibi algýlanýyor.

Çözüm:
Bir kadýnýn eþini en çekici haliyle ve sýk görmek istemesi hakkýdýr. Bakara suresinin 228. ayeti buna delalet etmektedir. Aðzý kokan, elbisesi temiz olmayan bir erkek kýnanmayý hak etmiþtir.

Abdullah bin Abbas ve Abdullah bin Mesud radýyallahu anhumadan yapýlan rivayetlerde, süslendikleri, süslenmelerinin nedeni kendilerine sorulduðunda, hanýmlarýndan bekledikleri güzel görünmeyi kendilerinin de onlara göstermelerinin bir hak olduðunu dile getirmiþlerdir.

Sorun:
Erkek her an ciddiyet istiyor. Evde þakaya, espriye hiç yer verilmiyor.

Çözüm:
Allah'tan en çok korkan, en iyi kulluðu yapan Peygamberin ümmetiyiz. O güldü, aðladý, þakalaþtý. Yedi içti. O'ndan daha iyi bir Müslümanlýk mý icat edeceðiz. Eðer erkek veya kadýn, gülmeyi unutmuþ, haline bir din maskesi giydiriyorsa bu iftiradýr. Mizacý öyle olan biri ise kendisini deðiþtirmenin yollarýný aramalýdýr.

Aiþe (ra) validemiz anlatýyor:
Bir yolculuðunda Resulullah (sav) ile beraberdim. O zaman yaþým küçüktü. Etim budum yoktu. Kilolu deðildim. Yolculuk esnasýnda yanýndakilere: "Siz ilerleyin" dedi. Sonra bana dönüp: "Gel, yarýþalým" dedi. Yarýþtýk. Ben onu geçtim. O zaman sustu. Yýllar sonra kilo aldým, þiþmanladým. Yine bir defasýnda beraberinde çýkmýþtým. Yanýndakilere: "Ýlerleyin" dedi. Ýlerlediler. Bana dönüp: "Gel yarýþalým" dedi. Ben de dedim ki: Bu halimle seninle nasýl yarýþýrým. "Hayýr, yarýþacaksýn" dedi. Yarýþtýk. Beni geçti. Bu sefer gülmeye baþladý ve dedi ki: "Ýþte bu, öncekinin karþýlýðýydý. [Ebu Davud]

{Not: Bu yazý, Nurettin Yýldýz'ýn ders notlarýndan sadeleþtirilerek hazýrlanmýþtýr.}

Gönderen: 21.12.2009 - 00:43
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Dai su an offline Dai  
RE: Evlilikte problemler ve çözüm yolları
922 Mesaj -
Alıntı
Orijýnalý Muhtazaf

Evlilikte problemler ve çözüm yollarý

Sorun: Çocuðumuz namaz kýlmýyor; baba evden atarým, diyor. Anne ortada kaldý veya tersten bir benzeri oldu.

Çözüm: Atmak diye bir çözüm çeþidi yoktur. Sabretmek zorundayýz. Biz þu günahý islemiþtik, onun için bu çocuk böyle oldu sözü de doðru deðildir. Peygamberlerin ne günahý vardý? Çocuk demek imtihan demektir. Olduðu gibi imtihandýr. Hastalandýðýnda çocuða ilgimiz artýyor, hastalýðý arttýkça ilgimiz de artýyor. Namaz kýlmayan çocuðumuzla da durumumuz böyle olmalýdýr.

Kýlmadýkça biz yaklaþacaðýz. O kaçtýkça yaklaþacaðýz. O veya biz ölünceye kadar bu böyle sürecek. Kovmak, beddua etmek kaçakçý iþidir. Ne çaredir, ne de sorumluluktan kurtarýr.

Namaz kýlmadýðý için uzaklaþtýrýlan bir çocuk bir ay sonra namaz kýlmama suçuna, alkolü ilave ederek geri dönebilir. Hasta sokaða salýnmaz. Bu konuda en önemli tavsiyelerden biri sudur: Çocukta ibadet sorunu çýktýðýnda evde yönetim keþmekeþi oluþmamalýdýr. Kuran'ýn emrettiði þekilde erkek yönetmeli, onun talimatlarý uygulanmalýdýr.

Sorun:
Kýzýmýzý isteyenlere vermedik. Þimdi evde geçimsiz, sorunlu bir tip oldu.

Çözüm:
Bir Müslüman'ýn kýzýný, ahlaký ve dini uygun biri istediðinde vermek esastýr. Oturup ibretle þu hadisi, özellikle kýz babasý ve annesi olanlar, düþünmek durumundayýz:

"Size, dinini ve ahlakýný beðendiðiniz biri istekli geldiðinde onu evlendirin. Yoksa yeryüzünde fitne ve geniþ bir bozgunluk olur" [Ýbni Mace]

Din ve ahlakýn ötesinde yoðunlaþtýrdýðýmýz þartlar, kýzlarýmýzý mobilyayla, daireyle, iþle evlendirilmiþ çocuklara dönüþtürmektedir. Resulullah (sav) efendimizin hadisini defalarca okuyup tefekkür edelim, kendimize pay çýkarmaya çalýsalým. Evliliði geciktirmeye neden olan ebeveyn, þer'i bir mazerete dayanmadýklarý sürece mesuldürler.

Evde kalmak izafi bir kavramdýr. Yirmi yasýndaki için kullanýlabileceði gibi, otuz yasýndaki için kullanýlmayabilir. Evlilik yaþýna gelmiþ bir kýzýn veya erkeðin, evde oturacak düzeyde bos vakit bulmasý ise asýl sorun olarak görülmelidir. TV veya bilgisayarýn basýnda oturmaya vakit bulan bir genç, evlense de çok þey deðiþmeyebilir. O sorundur.

Sorun:
Hanýmým istediði zaman þuna buna diye çýkýp gidiyor. Ýzin alma ihtiyacý hissetmiyor. Ýzin vermeyince de aramýzda küs oluyor.

Çözüm:
Kadýnýn evine alacaðý misafirin kimliði, evden çýkýp gezmeye gitmesi Veda hutbesinin muhtevasýna girecek kadar önemli bir konudur. Evine misafir alýrken eþinin rýzasý kesinlikle gerekir. Bu durumda iki ölçü kullanýrýz: Ya genel olarak eþin izin verdiði veya itiraz etmediði bir durum vardýr ve kadýn bu genel izni kullanmaktadýr. Ya da filan bize gelebilir mi, þeklinde bir soru soracak ve cevaba göre hareket edecektir.

Resulullah (sav)buyurdular ki: "Sakýn kadýnlarýn yanýna girmeyin" Oradakiler, 'Ya Resulullah! 'Kayýnlar için ne dersiniz?' dediler. Buyurdu ki: "Kayýn ölümdür" [Buhari, 5232]

Evden çýkma meselesine gelince; Kadýn, anne ve babasýný, kardeþlerini þehir içinde iseler ayda bir defa ziyaret eder. Erkeðin bunu engelleme hakký olmaz. Acil durumlarda da zaman dikkate alýnmadan gider. Þehir dýþýnda da en az yýlda bir defa kadýnýn ziyaret hakký vardýr. Bu konularý aralarýnda çözemeyen bir ailenin asýl sorunu, kadýnýn ziyarete gitmesi veya gitmemesi deðildir. Aralarýndaki diðer sorunlarda bu meseleler bir intikam malzemesi olarak kullanýlmaktadýr. Böyle þeyleri dine dayandýrmak ise hatadýr.

Sorun:
Esim beni çok kýskanýyor. Bu kýskanmasý rahatsýzlýk vermeye baþladý.

Çözüm:
Müslüman'ýn eþini kýskanmasý imanýna delalettir. Ancak bu kýskanma, kadýnýn haklarýný ezmeye, onu horlamaya götürecek düzeyde olmamalýdýr. Kýskanma mesela, kadýnýn annesine karþý bile olacak hale gelmemelidir. Her halükarda böyle bir durumda denge saðlamak, özel bir durum deðerlendirmesi yapmakla mümkün olur. Herkesin sorunu farklý cevaplarý gerektirmektedir.

Sorun:
Esim benden güzel olmamý istiyor. Kendisi ise, giyiminden týraþýna kadar hiçbir þeyine özen göstermiyor. Güzel görünmek sadece kadýnlarýn isi gibi algýlanýyor.

Çözüm:
Bir kadýnýn eþini en çekici haliyle ve sýk görmek istemesi hakkýdýr. Bakara suresinin 228. ayeti buna delalet etmektedir. Aðzý kokan, elbisesi temiz olmayan bir erkek kýnanmayý hak etmiþtir.

Abdullah bin Abbas ve Abdullah bin Mesud radýyallahu anhumadan yapýlan rivayetlerde, süslendikleri, süslenmelerinin nedeni kendilerine sorulduðunda, hanýmlarýndan bekledikleri güzel görünmeyi kendilerinin de onlara göstermelerinin bir hak olduðunu dile getirmiþlerdir.

Sorun:
Erkek her an ciddiyet istiyor. Evde þakaya, espriye hiç yer verilmiyor.

Çözüm:
Allah'tan en çok korkan, en iyi kulluðu yapan Peygamberin ümmetiyiz. O güldü, aðladý, þakalaþtý. Yedi içti. O'ndan daha iyi bir Müslümanlýk mý icat edeceðiz. Eðer erkek veya kadýn, gülmeyi unutmuþ, haline bir din maskesi giydiriyorsa bu iftiradýr. Mizacý öyle olan biri ise kendisini deðiþtirmenin yollarýný aramalýdýr.

Aiþe (ra) validemiz anlatýyor:
Bir yolculuðunda Resulullah (sav) ile beraberdim. O zaman yaþým küçüktü. Etim budum yoktu. Kilolu deðildim. Yolculuk esnasýnda yanýndakilere: "Siz ilerleyin" dedi. Sonra bana dönüp: "Gel, yarýþalým" dedi. Yarýþtýk. Ben onu geçtim. O zaman sustu. Yýllar sonra kilo aldým, þiþmanladým. Yine bir defasýnda beraberinde çýkmýþtým. Yanýndakilere: "Ýlerleyin" dedi. Ýlerlediler. Bana dönüp: "Gel yarýþalým" dedi. Ben de dedim ki: Bu halimle seninle nasýl yarýþýrým. "Hayýr, yarýþacaksýn" dedi. Yarýþtýk. Beni geçti. Bu sefer gülmeye baþladý ve dedi ki: "Ýþte bu, öncekinin karþýlýðýydý. [Ebu Davud]

{Not: Bu yazý, Nurettin Yýldýz'ýn ders notlarýndan sadeleþtirilerek hazýrlanmýþtýr.}



ara ara okunasi bi yazi

hatta
hayatimiza gecirene kadar okunasi bi yazi

muhtazaf kardesim
Gönderen: 21.12.2009 - 01:01
Bu Mesaji Bildir   Dai üyenin diger mesajlarini ara Dai üyenin Profiline bak Dai üyeye özel mesaj gönder Dai üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Moderator


4254 Mesaj -
Sizdende Kardesim.
Gönderen: 21.12.2009 - 20:17
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 826 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
kilimlili67 (47), EnToRia (39), cihankarasan (56), rahmali (60), beyazyol (44), hmurat (50), Sweet-Bircan (31), calinan_kalp (43), bobmalley (34), kerim71 (50), talip-ibrahim (38), kan-ka (50), behlül72 (52), n.nakla61 (40), yasinbirel80 (44), zuhre yildirim (44), SnNmMc (37), tarik82 (42), akin123 (37), MertTurk (43), *hira* (35), zaferburgu (49), mademney (42), esli (61), sipahii (43), gokhan (46), ISLAM_GUNESI (40), veteriner54 (42), meryem03 (40), engino (46), yol_cu (42), koyuncu339 (39), fizikcimrt (49), fgdibo (36), salem (46)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.62511 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.