stromectol generique rhinocortbudesonide colchicine generique rhinocortseretide inhaler seretide rotacaps seretide serevent serocryptin seromycin serophene seropram seroquel servambutol servanolol servicillin serviclofen servispor servitet silagra sildalis sildenafil silvitra simcora simvasine simvast sinemet cr sinemet sinequan singulair sirdalud skinoren smap sortis spersanicol spiroctan sporanox starlix stocrin strattera stromectol suhagra force suhagra sumycin super avana
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » Kahveden Fotoğrafa - Müslüman kaşif ve bilim adamlarının günlük yaşamımıza katkıları.

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Kahveden Fotoğrafa - Müslüman kaşif ve bilim adamlarının günlük yaşamımıza katkıları.
Moderator


4254 Mesaj -
Kahveden Fotoðrafa - Müslüman kaþif ve bilim adamlarýnýn günlük yaþamýmýza katkýlarý.

Þüphesiz bugün yaþadýðýmýz hayatýn bize saðladýðý kolaylýklar ve güzellikler, Müslümanlarýn, Hýristiyanlarýn ve diðer dinlere mensup insanlarýn buluþlarýnýn karýþýmýnýn ortak eseridir. Her medeniyet ve kültür birbirinden etkilenmiþ; bir kültürde yapýlan bir icadý, bir baþka kültürden biri geliþtirerek bugünkü haline getirmiþtir.

Hemen hemen hepimiz Edison’u, Einstein’ý, Newton’u biliriz. Ýbn-Cesari’yi, Ýbn-Heysem’i, El-Kindi’yi ve daha nice Müslüman bilim adamlarýný ve bunlarýn buluþlarýný bilenimizin sayýsý ise malesef çok azdýr. Ýþte bu aydan itibaren baþlayacaðýmýz “Müslümanlarýn günlük yaþamýmýza katkýlarý” adlý yazý serimizle, Müslüman bilim adamlarýnýn buluþlarýný tanýtmaya çalýþacaðýz. Her seride farklý bir konu ele alýnacaktýr. Bu ayki konumuz Müslümanlarýn “ev yaþamýna” dair buluþlarýdýr.

Kahve

Kahvenin hikayesi Etiyopyalý keçi çobaný Châlid’in tesadüfi keþfi ile baþlýyor. Châlid çalýlýklardaki bir bitkinin tomurcuklarýný yiyen keçilerinin, daha canlý ve hareketli bir hal aldýklarýný görünce, kendisi de bu bitkiyi dener ve kahve tohumlarýnýn büyüleyici etkisini keþfeder. Kahve sýrrý Kýzýl Deniz’i aþarak Arabistan’a kadar yayýlýr. 1000’li yýllarda ilk olarak kurutulup, piþirilip öðütülen kahve, 14. yüzyýlda Araplar tarafýndan dinî bir içecek olarak kabul görür. Yemen’deki Sufi derviþler de tüm gece ayakta kalýp zikir yapmak için kahveyi kullanmaya baþlamýþlardýr. 15. yüzyýlda kahve Mekke ve Anadolu’ya ulaþtý.

Kahve Avrupa’ya bir Müslüman içeceði olarak girer. Venedik’li bir tüccar 1615’de “Türkler’in, hoþ kokulu siyah bir içeceði var, size bundan biraz getireceðim” diyerek kahveyi Avrupa’ya tanýtýr. 1650 yýlýnda da Türk bir tüccar kahveyi Londra’ya getirir. 1800’lerde ise Brezilya’nin kahve üretim hýzý, kahveyi bir üst tabaka düþkünlüðünden, her gün içilen bir büyülü iksire dönüþtürür. Þimdilerde ise kahve sudan sonra en çok içilen ve petrolden sonra en çok ticareti yapýlan maddedir.

Saatler

Saatlerin icadý M.Ö. 3500’lü yýllara kadar uzanýr. Saati ilk icad eden Mýsýrlýlar önce güneþ saatlerini kullanmýþlar, sonralarý da “klepsydra” denen su saatlerini bulmuþlardýr. Müslümanlarýn bu alandaki bilinen en eski katkýlarý ise 13. yy’da Diyarbakýr Cizreli, Al-Cesari adlý bir Müslümanýn icadýdýr. Bir makina mühendisi olan Al-Cesari “otomatik makina” kavramýný da ilk ortaya koyandýr. 1206 yýlýnda çok çeþitli ebat ve modellerde saatler yapmýþtýr. Al-Cesari, zamanýnýn kralýnýn isteði üzerine buluþlarýný anlattýðý “Olaðanüstü Mekanik Araçlarýn Bilgisi Hakkýnda Kitap” adýný verdiði kitabý yazmýþtýr. Mühendislik alanýnda çok önemli bir kaynak kitap haline gelen bu kitabta, 50 mekanik alet 6 kategoride anlatýlýr.

Al-Cesari’nin geliþtirdiði saatlerden biri de “fil saati” adý verilen saattir. Saat 7 metre yüksekliðindedir. Saatte düzenek þöyledir: Fil figürünün karnýnda bir su tanký vardýr. Bu tankýn üstünde, þamandýra gibi yüzen ve bir deliði bulunan bir kase vardýr. Bu kase yavaþ yavaþ su tankýndaki suyla dolarak kendine baðlý olan 3 halatý aþaðý çeker. Bu halatlarda Salahattin figürünün arkasýndaki sandýðýn içindeki 30 topu harekete geçirir. Top yavaþca býrakýlarak ejderhanýn aðzýna düþer, burdan da fil sürücüsünün arkasýndaki vazoya dolar. Topun doluþuyla fil sürücüsü elini oynatýr ve elindeki zilden bir ses ortaya çýkar. Vazonun doluþuyla Selahattin figürünün arkasýndaki tabloda bulunan saat dilimleri yarým yarým dolarak zamanýn ne kadar geçtiðini gösterir. Filde oturan katib ise, bu süre boyunca yavaþca döner ve yarým saatin sonunda ilk hareket noktasýna gelir. Al-Cesari’nin zekasý bu düzenekteki kasede kendini gösterir. Bu kasenin doluþu ve boþalmasý tam yarým saat sürer.

Satranç

64 Kare üzerinde oynanan satrançtaki figürler ve kiþilerin hikayesi hala gizemini korur. Çeþitli kaynaklarda satranç Hindistan’a veya Fars’a dayandýrýlýr. Ýbn Haldun, 14.yy’da yazdýðý kitabýnda bu oyunu Sassa Ýbn Dahir adýndaki zeki bir Hintli’ye dayandýrýr. Hintlilerde “Chaturanga” adýnda olan oyun, Hint ordusunun fillerden oluþan 4 kolundan alýr adýný. Oyun Fars topraklarýna geldiðinde ismi “Chatrang” olmuþ ve oyuna Fars savaþ oyunlarýda eklenerek günümüzdeki halini almýþtýr. 14. yy’a ait bir Fars elyazmasý kitabta da, Hintli bir elçinin bu oyunu Fars’a getirdiði burdan da oyunun Araplar aracýlýðýyla Ýspanya’ya götürüldüðü yazýlýdýr. Oyunun Orta Asya’dan Rusya’ya geçiþ tarihi ise 7. ve 8. yy’larda olmuþtur.

Temizlik

Orta Çað denince akla gelen “kokulu, karanlýk ve pis” imajý Ýslam dünyasý için geçerli deðildir. 10.yy’da Müslümanlarýn geliþtirdiði ve kullandýðý banyo ve temizlik malzemeleri bugün sahip olduðumuz ürünlerle yarýþabilecek düzeydeydi. Müslümanlarýn inancý, madden ve manen temizliði gerektirir. Sabunu bitkisel yaðlarla (genelde zeytinyaðýgöz kırpma sodyum hidroksiti karýþtýrarak yapanlarda Müslümanlardýr. 13.yy’a ait elyazmasý bir kitabta çeþitli sabun tariflerine rastlanýr. Müslümanlarýn sabunu üretirken, susam yaðý ve limon gibi maddeler ekleyip, kaynatarak, çeþit çeþit sabunlar yaptýklarý ve bunlarý hamamlarda kullandýklarý bilinir. Sabunun Avrupa’ya geliþi ise 18.yy’ý bulmuþtur.

Peygamberimizin temizlik, kýyafet bakýmý ve vucüt bakýmý ile ilgili hadislerinden esinlenen Kordobalý fizikci Al-Zahravi ise, Ýslam’a uygun olarak geliþtirdiði bitki özlü saç ve vucüt bakým ürünleriyle, Müslüman dünyasýna kozmetiði ilk tanýþtýran kiþi olmuþtur. Al-Zahravi “al-Tasrif” adýný verdiði týp kitabýnýn, 19. cildindeki bir kategoriyi tamamen kozmetiðe ayýrmýþtýr. Al-Zahravi kitabýnda saç, cilt, diþ ve vucüt bakýmý hakkýnda geniþ bilgiler vermiþ, burun spreyleri, aðýz yýkama sularý, el kremleri gibi ürünlerden bahsetmiþtir. Al-Zahravi bugün kullandýðýmýz roll-on deodarantlara benzer parfümü de geliþtiren kiþidir.

Müslümanlarýn temizlikte kullandýklarý bir baþka ürün de misvaktýr. Peygamber Efendimiz (sav)’in her namazdan önce diþlerini misvakla temizlediði bilinir. Bir çok üniversite tarafýndan yapýlan araþtýrmalar, misvaðýn anti-bakteriyel özellik taþýdýðý ve bu sayede yemek artýklarýnýn neden olduðu mikroplarý ve diþ cürüklerini önlediðini, bilimsel olarak ortaya koymuþtur.

Halýcýlýk

Halý dokumacýlýðý Ýslam’dan önce de yapýlýyordu. Ýlk halýlarý; Arab Bedeviler, Fars’taki ve Anadolu’daki göçmenler dokumuþlar ve bunlarý çadýr yapýmýnýn yaný sýra, battaniye, duvar halýsý ve normal halý olarak da kullanmýþlardýr. Müslümanlar halýcýlýða ayrý bir önem vermiþler ve geliþtirdikleri çeþitli dokuma teknikleri ve halý modelleriyle çok görkemli ve rengarenk halýlar ortaya çýkarmýþlardýr. 11. yy’da Tunuslu kimyacý Ýbn Badis’in geliþtirdiði boyalar da, halýcýlýðýn geliþimine büyük katký saðlamýþtýr. Halýcýlýk Müslümanlar arasýnda dev bir endüstiri haline gelmiþ, Osmanlý-Türk ve Fars halýlarý büyük bir üne kavuþmuþtur.Avrupalýlar kendi halýlarýný üretmeye ancak 18.yy’da baþlamýþlardýr. Ýngiliz patronlar, halý üreticilerinden “Osmanlý-Türk” halýlarýný taklit etmelerini istemiþler ve en güzel taklit halýlarý üretenlere ödül vermiþlerdir.

Fotoðrafçýlýk

Antik çaðlarda Yunanlýlar, gözlerin ýþýnlarý dýþarý yayarak gördüðünü sanýyordu. Görmenin ýþýðýn göze girmesiyle gerçekleþtiðini keþfeden ilk kiþi 10. yüzyýlda yaþamýþ olan matematikçi, astronom ve fizikçi Ýbn el-Heysem’di. Ýlk “iðne deliði” adý verilen kamerayý da, pencere kepenklerinden giren ýþýðý inceledikten sonra o yaptý. Delik ne kadar küçük olursa, resim o kadar iyi oluyordu. Ayrýca ilk karanlýk odayý (camara obscura) da tasarlayan oydu.
Kaynak:
1001 Inventions-Muslim heritage in our world, Chief Editor Prof.Salim T S Al-Hassani
Gönderen: 26.09.2009 - 01:02
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 707 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
Atak74 (50), bkaan50 (28), hballi44 (43), emrah3946 (41), safari (55), 1 yolcu (48), hballi (43), adamisali (34), YaSinYuSuf (57), sayha (54), nigdeliemre (35), ocaku08 (49), furkan_safa (28), ilbeyizmir (46), manarin (49), mekizgin (56), cihangir (52), KADRI (53), gluck (47), hha19 (42), firat7 (40), ZEYNEPRABIA (46), vivaa (37), konhair (47), ERTASCH (50), byy (42), sibbelll (38), yolcu-01 (43), KANADALI (46), engina (41), ubeydullahoztur.. (44), MeMo-X (37), fatih1980 (44), darknessman (41), My_hos (36), hkanca (56), cetintas (35), Berra&Sare (48)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.59261 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.